saint petersburg

tanim: koca bir halkin rizkinin, ugruna hic edildigi sehirdir.

tanrilar bu derece guzel bir sehri boyle bir cografya ve iklime insa eden değerli rus buyugu petro beyin yakasini obur dunyada da olsa birakmamalidir. parayi gomecek baska yer mi yok petro bey? bu soguga boyle bir sehir insa etmenin manasi nedir?

sehir, isveclilerden batakliktan hallice bir vaziyette alindiktan sonra, dunyada esi benzeri pek gorulmemis bir müteahitlik projesine donusmus, adeta petro beyin cilgin projesi olarak yoktan insa edilmis. rivayet odur ki sehir insa edilirken ulkede seferberlik ilan edilmis, ne kadar demirci, kalipci, betoncu mep ekibi varsa buraya kaydirilmis ve spi cok uzun sure dusuk ciktigi icin cezaya kalmamak adina beyefendinin emriyle baska sehirlerde insaat yapmak yasaklanmistir.

dostoyevskinin şehri.

rusya'nın eski başkenti.

moskova ve rusya’nın diğer bölgeleri bir yana st. petersburg bir yana.
farklı bir hissi olan devasa bir şehir. şehir diyorum ama rusya’da sistem bizimki gibi değil. eyalet-şehir arası gibi.

tarihi yapısı, kuzeyin gündüzü geç saatlere kadar sürmesi, köprüleri, sarayları ve tarihi ile insanın içinde bir hayranlık bırakıyor. moskova’nın kasvetli yapısı, burada kendini daha rahat ve romantik bir atmosfere bırakıyor. eğer rusya’ya gidilecekse st. petersburg’a girmeden dönülmemeli.

güzel bir rusya şehridir.

çok bilmediğim için entari burada biter.

beyaz gecelerin en güzel yaşandığı söylenen şehir. inşallah bir gün buraya deneyimlerimi yazabilirim.

rus yazar dostoyevski'nin mekanıdır.
yazar, kahramanlarının yara bere içinde kalmış ruhlarını bu şehirde gezdirir.

ruhumun dinlendiğini hissettiğim şehir. her gidişimde müzelerine mutlaka en az iki günümü ayırdığım şehir.

hermitage klasik olmakla birlikte rus devlet müzesi de efsanedir.

eski ismi (bkz: leningrad) olan şehir.
dostoyevski'nin şehridir.

güzel bir kültür şehri ayrıca doğa harikası beyaz gecelerin yaşandığı en güzel lokasyonlardan...
hermitage müzesi görülmeden dönülmemesi gerekir; müzeyi gezmek için ise 3-5 gün yetmez.
ikinci dünya savaşında naziler tarafından 872 gün kuşatma altında kalmış şehir neredeyse yıkılmış ama sonra küllerinden doğmuştur...

kulağımda moscow nights çalarken lapa lapa kar yağan sokaklarında kaybolmak istediğim şehir. kim bilir, belki de eski bir apartmandan usulca uzaklaşan bir raskolnikov görürüm ve ben de aniden bir romanın içinde bir karakter oluveririm.

beyaz gecelerde gezme şansını yakaladığım şehirdir kendisi. avrupa'nın birçok yerinde bulunmuş birisi olarak rusların o avrupa esinlenmesini daha doğrusu özentiliğini çok net görebileceğiniz bir şehirdir. yani halk açken bildiğin altınla kaplamışlar binaları. bunun dışında şehirdeki çoğu müzeyi gezdim, hatta bazılarında insan yoktu bizden baska. zaten içerik olarak normal turistik gezi kapsamında gezilecek yerler değildi.

bunun dışında şehrin kendisi benim çok hoşuma gitti. hatta görüp gezdigim yerler arasında isveç ve norveç ten sonra yaşamak istediğim ilk yerlerden birisi diyebilirim. öncelikle bol bol deniz ürünü var ve ucuz. hava çoğunlukla soğuk ve sürekli bir kasvet var. sscb dönemi binalar bildiğin hapishane gibi ama benim yaşam anlayışıma oldukça uygun. insanları haftaiçi çalışıp haftasonu eğleniyor. içki ucuz, vodkaların en kötüsünü bile içebilirsiniz. ben russian standart almıştım genelde ve sek içiyordum. giyim ürünleri pahalı, zaten insanlar ve mahalleler arasındaki farklardan da gelirin adil dağıtılmadığı açık. bu yüzden manken gibi kızların berbat kıyafetler giydiğini görebiliyorsunuz.

anlatılacak çok şey var aslında, benim gibi rus edebiyatına soğuk savaş donemine hayransanız mutlaka gidip görün. ha bu arada rus kadınları genel olarak çok güzel cidden güzeller ama benim nazarımda kuzey ülkelerinin bir tık altındalar. gerci petersburg yetkisini de kuzeyliler olarak görebiliriz sanırım.

mimarisi ile her göreni kendine aşık eden şehir. kuzeyin kraliçesi olarak da bilinir. bir gün gidip görebilmeyi çok istiyorum. aynı zamanda yukarıda da belirtildiği gibi dostoyevski'nin şehridir. beyaz geceler adlı novellası bu şehirde geçmektedir.

1924-1991 yılları arasında sscb kurucusu lenin'e ithafen leningrad olarak adlandırılan şehir. ikinci dünya savaşı sırasında barbarossa harekâtı ile sovyet topraklarına 3 koldan giren alman ordusu'nun en önemli hedefleri arasındadır. 1941 sonbaharında leningrad kapılarına dayanan almanlar şehre doğrudan hücum eder. ağır bombardıman ve kanlı muharebeler sonucunda şehirdeki direnişin kırılamaması üzerine alman ordusu hitler'in emriyle taktik değişikliğine gider. buna göre sıcak çatışmaya girmeden kuşatmaya ağırlık verilecek, leningrad halkı gıdasız bırakılarak direniş unsurlarının açlık ve hastalıktan kırılıp gitmesi beklenecekti. her şey sona erdiğinde ise leningrad'daki bütün yapılar yok edilip hayalet şehir olarak bırakılacaktı. 1944'e kadar uygulanan bu korkunç plan süresince şehir halkına dışarıdan asgari miktarda yardım sağlanabilir. ladoga gölü -bazen sekteye uğrasa da- ikmal güzergâhındaki en önemli nokta olmuştur. yeterli iaşe imkanı bulunmayan şehirde kitlesel ölümler, anarşi ve yamyamlık vakaları yaşanır.. 827 gün boyunca kuşatmayı yarmaya çabalayan diğer kızıl ordu unsurları sonunda başarılı olur ve 1944 başında almanları püskürtür. ablukadan geriye sivil ve asker yüz binlerce zayiat kalır.

benzersiz direnişi ve kazandığı büyük zaferle muharebe tarihine adını yazdıran leningrad, birkaç yıl sonra politik bir vaka ile öne çıkar. 1949-50 yıllarında şehrin ileri gelenleri rejime ihanet suçlamasıyla tutuklanır. yargılanan yüzlerce sanık arasında politikacı, bilim adamı, yazar ve eğitimciler vardı. komplocuların lideri olduğu iddia edilen kişiler idam cezasına çarptırılırlar, geri kalanların büyük bölümü ise gulag ya da sibirya'ya sürgün edilirler.

petersburg tepeleri lan.. özledim evimi...

deli petro, adını bu şehre verdiklerini öğrenince ne düşünürdü acaba ?

yaygın kanının aksine ı. pyotr'un (deli petro) değil, aziz petrus'un ismini taşıyan şehirdir.

rusya'nın batıya açılan kapısı olarak büyük petro tarafından kurulmuştur.iki asır boyunca rus çarlığının baskentligini yapan şehir sovyetler döneminde leningrad olarak anılmıştır.ayrica şehir ünlü rus yazar dostoyevskinin de hayatının geçtiği şehirdir.

rus yazarların her kitabında adı geçen malum yer, hep merak etmisimdir, gitmek istemisimdir. hayallerimde canlanan kent ile yaşadım yıllardır, edebiyat kenti imajı kitaplarda mi gerçekte var mı öyle bir imaj bilmiyorum ama merak ediyorum.

saint petersburg

moskova'nın 715 km kuzeybatısında, rusya'nın ikinci büyük şehridir.
zarif binaları ve kültürel etkileşimi ile tanınmıştır.
petrograd ismi kullanılmaktadır.
200 yıl rus çarlığına başkent olmuştur.