teoloji vs ilahiyat
başlık "petit prince de paris" tarafından 03.03.2021 22:31 tarihinde açılmıştır.
1.
batı toplumlarında teoloji bilimi dinamiktir. araştırma yapar, sorgular, güncel, işe yarar ve rasyonel sonuçlara ulaşır. doğu toplumlarındaki ilahiyat bilimi ise "sivri sineğin kanı abdesti bozar mı bozmaz mı?" sorusuna yanıt vermek için 1000 yıl öncesinde sorulmuş ve cevaplanmış sorunun yanıtını delil olarak getirir. sorgulamaz, güncel ve işe yarar bir bilgi sunmaz. aksini yaparsa sapkın ilan edilmektense susmayı tercih eder. üç maymunu oynar. "imam ebu azam ebu hanefi'ye göre...", "imam şafi'ye göre..." der, hükmü açıklar.
örneğin; peygamberimiz (s.a.v) veda hutbesi'nde, "çocuk kimin döşeğinde doğarsa ona aittir." derken ne demek istiyor? sorusuna verilmiş yanıt aynen şu şekildedir:
çocuğun ana yönünden nesepsiz oluşu düşünülemez; onu doğuran kadın annesi sayılır. anneye bağlanma bakımından doğumun meşru veya gayri meşru olması da sonucu değiştirmez.
çocuğun babaya ait olması ise ancak dört durumda gerçekleşebilir. sahih veya fâsit evlilik, şüpheye dayalı cinsel birleşme ve erkeğin çocuğun nesebini kabul etmesi.
hz. peygamber (asm) şöyle buyurmuştur:
"çocuk, yatağın sahibi olan kocaya aittir. zina edene ise taşla kovulma ve mahrumiyet vardır." (1)
bu hadisten kastedilen geçerli bir nikâhla evli olan kocadır; çocuk ona nisbet edilir. buna göre, çocuk, babaya ancak yatakta bulunması meşru olduğu zaman neseben bağlanır. bu da sahih veya fasit nikâhla gerçekleşir. çoğunluğun görüşü budur. ebû hanîfe'den, nesebin mücerret, evlilik akdi ile de sabit olacağı rivayet edilmiştir. (2)
oysa bugünün koşullarında dna testi diye bir şey vardır, bir saç telinden yapılan dna testi ile çocuğun kime ait olduğu tespit edilebilmektedir ve sonuçları %99,9 oranında kesindir. çocuğun kendisinden olmadığından şüphe eden bir erkek, dna testini yaptırır ve iddiası doğru çıkarsa nikahlı eşinin kendi yatağında dünyaya getirdiği çocuğa kendi çocuğu gibi sahip çıkmak zorunda kalmaz.
işte teoloji, başta tıp bilimi olmak üzere diğer ilgili bilim adamlarının görüşünü de alarak çağdaş, işlevsel bir sonuç ortaya koyar. ilahiyat ise yukarıda da görüldüğü üzere "çoğunluğun görüşü budur" der, işi bitirir. işbu durumda çocuk hala biyolojik babasına değil de "kimin yatağında doğduysa ona aittir" mi denilecektir?
ezcümle, bilimin ışığıyla aydınlanmış ve aydınlatan "21. yüzyılın imam-ı azamlarına ihtiyaç vardır."
dipnotlar:
(1) bk. buhârî, büyû', 3, 100, husûmât, 6, vesâyâ, 4, meğâzî, 53, ferâiz, 18, 28, hudûd, 23, ahkâm, 29; müslim, radâ', 36, 37; ebu dâvud, talek, 34; tirmizî, radâ', 8, vesâyâ, 5; ibn mâce, nikâh, 59, vesâyâ, 6; mâlik, muvatta', akdiye, 20; ahmed b. hanbel, ı, 25, 59, 65, 59, 104, ıı, 179, 207, 239, 280.
(2) bk. el-kâsânî, el-bedâyi', 2. baskı, beyrut 1394/1974, ııı, 212; ibnü'l-hümâm, fethu'l-kadîr, 1. baskı, mısır 1316/1898, ııı, 300; ibn rüşd, bidâyetü'l-müctehid, mısır, t.y., ıı, 352; eş-şevkânî, neylü'l-evtâr, vı, 279 vd.
örneğin; peygamberimiz (s.a.v) veda hutbesi'nde, "çocuk kimin döşeğinde doğarsa ona aittir." derken ne demek istiyor? sorusuna verilmiş yanıt aynen şu şekildedir:
çocuğun ana yönünden nesepsiz oluşu düşünülemez; onu doğuran kadın annesi sayılır. anneye bağlanma bakımından doğumun meşru veya gayri meşru olması da sonucu değiştirmez.
çocuğun babaya ait olması ise ancak dört durumda gerçekleşebilir. sahih veya fâsit evlilik, şüpheye dayalı cinsel birleşme ve erkeğin çocuğun nesebini kabul etmesi.
hz. peygamber (asm) şöyle buyurmuştur:
"çocuk, yatağın sahibi olan kocaya aittir. zina edene ise taşla kovulma ve mahrumiyet vardır." (1)
bu hadisten kastedilen geçerli bir nikâhla evli olan kocadır; çocuk ona nisbet edilir. buna göre, çocuk, babaya ancak yatakta bulunması meşru olduğu zaman neseben bağlanır. bu da sahih veya fasit nikâhla gerçekleşir. çoğunluğun görüşü budur. ebû hanîfe'den, nesebin mücerret, evlilik akdi ile de sabit olacağı rivayet edilmiştir. (2)
oysa bugünün koşullarında dna testi diye bir şey vardır, bir saç telinden yapılan dna testi ile çocuğun kime ait olduğu tespit edilebilmektedir ve sonuçları %99,9 oranında kesindir. çocuğun kendisinden olmadığından şüphe eden bir erkek, dna testini yaptırır ve iddiası doğru çıkarsa nikahlı eşinin kendi yatağında dünyaya getirdiği çocuğa kendi çocuğu gibi sahip çıkmak zorunda kalmaz.
işte teoloji, başta tıp bilimi olmak üzere diğer ilgili bilim adamlarının görüşünü de alarak çağdaş, işlevsel bir sonuç ortaya koyar. ilahiyat ise yukarıda da görüldüğü üzere "çoğunluğun görüşü budur" der, işi bitirir. işbu durumda çocuk hala biyolojik babasına değil de "kimin yatağında doğduysa ona aittir" mi denilecektir?
ezcümle, bilimin ışığıyla aydınlanmış ve aydınlatan "21. yüzyılın imam-ı azamlarına ihtiyaç vardır."
dipnotlar:
(1) bk. buhârî, büyû', 3, 100, husûmât, 6, vesâyâ, 4, meğâzî, 53, ferâiz, 18, 28, hudûd, 23, ahkâm, 29; müslim, radâ', 36, 37; ebu dâvud, talek, 34; tirmizî, radâ', 8, vesâyâ, 5; ibn mâce, nikâh, 59, vesâyâ, 6; mâlik, muvatta', akdiye, 20; ahmed b. hanbel, ı, 25, 59, 65, 59, 104, ıı, 179, 207, 239, 280.
(2) bk. el-kâsânî, el-bedâyi', 2. baskı, beyrut 1394/1974, ııı, 212; ibnü'l-hümâm, fethu'l-kadîr, 1. baskı, mısır 1316/1898, ııı, 300; ibn rüşd, bidâyetü'l-müctehid, mısır, t.y., ıı, 352; eş-şevkânî, neylü'l-evtâr, vı, 279 vd.
devamını gör...