#ödüllü filmler
2001 yılı türk yapımı filmde yönetmenliği zeki demirkubuz üstlenmiştir. film, albert camus'un yabancı adlı romanından uyarlanmıştır. hayata karşı tepkisiz, harekete geçmekten korkan bir adamın hikayesi anlatılmaktadır. imdb: 7,6/10.
*ankara uluslararası film festivali 2001- en iyi kadın oyuncu/ en iyi yardımcı erkek oyuncu/ en umut veren erkek oyuncu
*antalya altın portakal film festivali 2001- en iyi yönetmen/en iyi sanat yönetmeni/jüri özel ödülü
*sadri alışık tiyatro ve sinema ödülleri 2002- umut veren erkek oyuncu ödülü
*antalya altın portakal film festivali 2001- en iyi yönetmen/en iyi sanat yönetmeni/jüri özel ödülü
*sadri alışık tiyatro ve sinema ödülleri 2002- umut veren erkek oyuncu ödülü
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "haklıyım ama mutlu değilim" tarafından 12.02.2021 22:58 tarihinde açılmıştır.
1.
2001 yapımı bir zeki demirkurbuz filmi.
film, albert camus'un yabancı adlı kitabından esinlenerek yapılmış. bunların hepsi yan yana gelince de müthiş bir film çıkmış ortaya haliyle.
baş karakterimiz musa'nın ruhu öylesine boştur ki izlerken rahatsız olursunuz. adalet, ahlak, aile kavramları yoktur, sadece bir kelimedir bu kavramlar musa için. adeta dünyaya fırlatılmış ama bir parçası unutulmuş bir insandır. hele ki karakterimizin savcı ile olan diyaloğu vardır ki ekrana kitler sizi. film kitaptan farklı bir işleyişe sahip fakat varoluşçuluğu kitaptaki kadar net yansıtabilmiş.
savcı ile musa arasındaki konuşmadan kısa bir kesit:
s- insan olmak gerçekten bu kadar basit mi?
m- başka ne olma ihtimali var ki?
film, albert camus'un yabancı adlı kitabından esinlenerek yapılmış. bunların hepsi yan yana gelince de müthiş bir film çıkmış ortaya haliyle.
baş karakterimiz musa'nın ruhu öylesine boştur ki izlerken rahatsız olursunuz. adalet, ahlak, aile kavramları yoktur, sadece bir kelimedir bu kavramlar musa için. adeta dünyaya fırlatılmış ama bir parçası unutulmuş bir insandır. hele ki karakterimizin savcı ile olan diyaloğu vardır ki ekrana kitler sizi. film kitaptan farklı bir işleyişe sahip fakat varoluşçuluğu kitaptaki kadar net yansıtabilmiş.
savcı ile musa arasındaki konuşmadan kısa bir kesit:
s- insan olmak gerçekten bu kadar basit mi?
m- başka ne olma ihtimali var ki?
devamını gör...
2.
çemberlitaş’ta gece seansında salonda tek başıma izlediğim ve beni ürküten bir film olmuştu. daha sonra okuduğum uyarlandığı camus’nün yabancisinda da benzer şeyler hissetmiştim. iyi bir uyarlamadir, romanla biraz farklılık göstersede ruhunu çok iyi yansıtır. zeki baba hiçliği, varlığın boşluğunu çok güzel anlatmıştır bu filminde.
devamını gör...
3.
bir zeki demirkubuz filmidir.
filmin oyuncu kadrosunda serdar orçin, zeynep tokuş, engin günaydın, demir karahan, feridun koç gibi isimler vardır.
film 9 kasım 2001 yılında gösterime girmiştir.
film albert camus'un yabancı isimli eserinden esinlenilerek yapılmıştır. sağda solda okurken uyarlama ve esinlenme yorumlarını görüyorum. eğer bu film bir uyarlamaysa kötü bir uyarlama olmuş. ben esinlendiğini düşünüyorum.
filmin konusu hayata karşı duyarsız yaşayan bir insanı anlatıyor. musa karakteri hayata yabancı ve duyarsız şekilde tepki gösteriyor. film musa karakterinin her hareketinde seyirciyi sorgulatıyor. bazı diyaloglarda çok düşündüm, özellikle son savcı ile olan diyaloglarda.
musa ve necati karakterleri bence çok başarılı yazılmış. birbirleriyle vakit geçirdikleri her sahneden çok keyif aldım.
filmin bir alt metni tabii ki var ama ben güçlü olduğunu düşünmüyorum. felsefi tartışmalar falan görmedim filmde. yorumlarda sürekli felsefi veya vurucu tartışmalar olduğunu okudum ama ben öyle hissetmedim. sadece savcı ile olan diyaloglarda onu hissettim onun dışında musa karakterinin çoğu diyaloğu karşısında bulunan karakteri yıkmak içindi. ben filmin hakikatini ve felsefi tartışmalarını davranışlarından çıkarabildim. söylemlerinden değil. yönetmen böyle yapmamızı istemiştir. bizim fular tayfa yahu ne kadar iyi felsefi tartışmalar demiştir. bence.
filmi tavsiye ederim izlenmesi gereken güzel bir eser. ben sütlü kahveme devam edeyim.
zeki demirkubuz filmlerinde her karakterin kim olursa olsun istanbul türkçesi ve temiz bir diksiyonla konuşması gerçekten canımı sıkıyor.
savcı ve musa diyaloglarında savcıya kitlenmekten sinir oldum. zeki abi sence o savcı o konuşmaları yapar mı? öyle konuşur mu? arkasından atlı kovalıyor gibi diyalogları patır patır salmış ortaya. rahatsız oldum.
engin günaydın küfür ediyor bir sahnede. ananı silkiyim diyor. sokakta özellikle pezevenklik yapan bir herif böyle küfür etmez. silkeyim der silkeyim. buna mı takıldın abv diyenler için özür dilerim. biraz haklısınız.
devamını gör...
4.
baş karakter musa'nın hayata karşı olan ilgisizliği ve ne hissediyorsa onu söylemesi ilk başlarda izleyeni ürkütürken film bittikten sonra film üzerine düşündüğümüzde ,aslında musanın herkesten bir nebze koparılıp oluşturulan bir bütün olduğu sonucuna varıyoruz.musa tipi ilgisizlik hepimizde bir parça olsun vardır. bazılarında çok bazılarında az, ama muhakkak vardır. musanın o sorgulayamayan ruh halinin altında aslında insanoğlunun acizliği yatmakta. sadece insan işte fazla anlam fazla bir değer biçmeye gerek yok.
devamını gör...
5.
film, albert camus tarafından 1942'de yayınlanan yabancı eserinden esinlenilerek önümüze geliyor. 2001 yapımı filmin hem benim için hem başkaları için ses getirdiğini söylemek yalan olmaz. hayata karşı çıkmanın, akıntıyı tersine itmenin yerine akıntıya etkisi bir dal parçasından farksız olan musa'yı seyrediyoruz. hayatın akışıyla uğraşmak için o kadar isteksiz ki karısının patronuyla olan ilişkisine, işlemediği cinayetlerden dolayı sorgulanmasına karşı çıkmıyor. filmi izlerken o kadar çok "fark etmez" kelimesini duyacaksınız ki bu yazıyı başrolün sesiyle okuyabilirsiniz.
musa için evlilik ciddi bir iş değildir, çocukların öldürülmesi çocuklar için kötü öldüren için iyidir. son kısımlarda savcıyla olan diyaloglar bir paragrafın ana düşüncesinden ibaret. savcı film boyu karaktere sormak istediğimiz soruları sorarak her kabın şeklini alıp itiraz etmeyen musa'yı biraz yoruyor çünkü musa için bu sohbet "gereksiz." arzu ve hırs musa'nın başını derde sokmuyor. musa terfi almak için uğraşmaz, musa katil damgasından kurtulmak için uğraşmaz, musa eşinin başkasıyla beraber olmasından rahatsızlık duymaz. arzuları dolayısıyla insanları suçlamaktan vazgeçmiştir, boşvermişliği o kadar ileri seviyededir ki annesinin ölümünden sonra "bugün annem öldü. belki de dün, bilmiyorum." diyerek kitaptan alıntı yapar.
bazen haklıdır da musa. sırf engellemeye gücümüz var diye geciktirebildiğimiz veya gerçekten engellediğimiz herhangi bir duygu/düşünce/dürtü/tehlike aslında bizim ne güçlü ne zeki ne ahlaklı ne samimi olduğumuzdan gün yüzüne çıkmıştır, aksine hayatın akışı devam ediyordur. belki daha hızlı ve daha acımasız, nasıl olsa bilim adamları da demiyor muydu dünya daha hızlı dönmeye başladı diye ?
musa için evlilik ciddi bir iş değildir, çocukların öldürülmesi çocuklar için kötü öldüren için iyidir. son kısımlarda savcıyla olan diyaloglar bir paragrafın ana düşüncesinden ibaret. savcı film boyu karaktere sormak istediğimiz soruları sorarak her kabın şeklini alıp itiraz etmeyen musa'yı biraz yoruyor çünkü musa için bu sohbet "gereksiz." arzu ve hırs musa'nın başını derde sokmuyor. musa terfi almak için uğraşmaz, musa katil damgasından kurtulmak için uğraşmaz, musa eşinin başkasıyla beraber olmasından rahatsızlık duymaz. arzuları dolayısıyla insanları suçlamaktan vazgeçmiştir, boşvermişliği o kadar ileri seviyededir ki annesinin ölümünden sonra "bugün annem öldü. belki de dün, bilmiyorum." diyerek kitaptan alıntı yapar.
bazen haklıdır da musa. sırf engellemeye gücümüz var diye geciktirebildiğimiz veya gerçekten engellediğimiz herhangi bir duygu/düşünce/dürtü/tehlike aslında bizim ne güçlü ne zeki ne ahlaklı ne samimi olduğumuzdan gün yüzüne çıkmıştır, aksine hayatın akışı devam ediyordur. belki daha hızlı ve daha acımasız, nasıl olsa bilim adamları da demiyor muydu dünya daha hızlı dönmeye başladı diye ?
devamını gör...
"yazgı (film)" ile benzer başlıklar
yazgı
10