3 üniversite mezunu ve 6 üniversiteye kayıt olmuş biri olarak bağımlılık yapan bir eylem olduğunu söylemeliyim.
devamını gör...

#1198192 ilgili tanıma cevaben;

bu yazıyı yazan arkadaşı tanımam. kendisiyle bir derdim yok ancak yazdığı bu yazı nedeniyle buradan kafa sözlük yönetimine inceden bir gönderme yapmak isterim.

sanırım ilk kez bir yazıyı şikayet ettim. bu şekilde şikayet butonunun hiçbir işe yaramadığını da öğrenmiş oldum. yazar arkadaş neyin kafasını yaşamış bilmiyorum ancak tarihi bilgileri çarpıtmak sözlük formatlarına uygun olmasa gerek. bu durumun kafa sözlük açısından iyi bir imaj bırakmayacağını düşünüyorum. girilen entry’ler, arama motorlarında indexlenmeye başladığında bu tarz yanlış bilgiler içeren tanımları, kafa sözlüğü tanımayanlar okuduğunda sözlük hakkında ne düşünürler sizlere bırakıyorum. mod’lar arasında iyi bir tarihçi yazar olduğunu biliyorum. eminim kendisi bu konuya hakimdir.

daha düşündürücü olanı da, yazarın kaynak vermeden yaptığı açıklamaları artı oylayanların olmasıdır. hangi bilgiye dayanarak bunu yapıyorlar anlıyor değilim.

yazıda belirtilen ve toplama kamplarına, çalışma kampı güzellemesinin yapıldığını okumak gerçekten büyük saçmalık. bu kamplar için almanca kullanılan terim; “konzentrationslager” türkçe karşılığı nettir; “toplama kampıdır”. ancak arkadaşın yazısında toplama kampı yerine “aile çay bahçesi” tarzı bir anlatım var. kendisine önerim, çalışma kampı lafını her yerde söylemesin. söyleyecek olursa, kafa sözlükte yazar olduğunu söylemesin bizi de gömmüş olur.

toplama kamplarını görmüş, gezmiş, okumuş biri olarak konu hakkında yazmıştım. başka sözlük yazarlarıda yazılar girdiler. kaldı ki konu hakkında yüzlerce kaynak var. bu yazıya “yazar görüşü” diye bakılamaz. çünkü bilgi değerlidir ve görüş adı altında çarpıtılamaz. bir başka yazar arkadaş ilgili tanımdan hemen sonra gereken cevabı vermiş. (bkz: zartoşt) ilgili tanım no: #1198284

hepinizi en içten duygularımla selamlıyorum.

kapanış.
devamını gör...

müteferrikalar, osmanlı padişahlarının savaş alanlarında en yakınında bulunan , sadece padişahtan emir alan ve bunun dışında hiçbir işi görevi olmayan seçkin süvari birliklerine verilen isimdir. kapıkulu sipahilerinin neredeyse tamamı devşirmeyken, müteferrikalar yalnızca en itibarlı türk ailelerin oğullarının alınmasıyla bir istisna teşkil eden seçkin bir muhafız kıtasıydı. örneğin boğdan’ın veya eflak’ın haraca tabi hristiyan hükümdarlarının oğullarının müteferrikalığa kabul edilmesi çok büyük bir onur göstergesiydi. savaşta olağanüstü hizmetler veren askerler bile sayıları sınırlı sayıda olan bu birliklere alınmıyordu.

yavuz sultan selim ve kanuni sultan süleyman’ın ilk dönemlerinde sayıları 120’yi geçmiyordu. ne var ki bu süvari kıtasının saygın konumu, günlük ortalama 120-150 akçe arasında değişen dolgun maaşları ve diğer önemli imtiyazları, bu kıtayı çok geçmeden gururun, ihtirasın ve kazanç hırsının odağı haline getirdi. zira aynı zamanda sarayın ve devletin en kazançlı ve itibarlı mevkilerine giden yolu açıyordu.

bu ocağa yönelik yığılma, çok geçmeden müteferrikaların önemli ölçüde çoğalmasına sebep oldu. 16. yüzyılın ortalarında sayıları 250-300 kişiyken, 2.selim zamanında 500 kişiye kadar çıkmıştı. işte tam da bundan sonra eski ihtişamını ve itibarını kaybetmeye başladı. müteferrikaların sarayın ileri gelenlerinin himayesi altında, zorunlu olan savaşa katılma hizmetinde bulunmadan, uygunsuz biçimde tımarları sahiplendikleri dahi görüldü.

sayıları bir sonraki yüzyılda hep değişmiştir. 1610 tarihli nasihatname ve aynı yıla ait batılı raporlar 300-400 müteferrikadan bahsederken, hezarfen hüseyin efendi 1660 yılına ait kayıtlarında 631 müteferrika göstermektedir.

eski önemini kaybettikten sonra müteferrikalar genelde diplomatik elçilik görevlerinde kullanıldılar. ordunun modernizasyonundan sonra onlarda birçok askeri sınıf gibi kaybolup gitti.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

kulak zarı kadar işlevselliği olmamasına rağmen, toplumumuzdan insan beyinden daha fazla değere sahip olması canımı çok sıkıyor.
devamını gör...

yoktur üstüne senin
güzeli çirkin yapmakta
suçu da dünyaya atmakta
devamını gör...

seviyoduk, moderatör etmişler, üzüldüm. şimdi kaç bin tane manyakla uğraşmak zorunda kalacak kim bilir.
devamını gör...

8. sınıfta sevdiğim kıza açılmaya çalışırken merdivenden yuvarlandım. tüm özgüven eksikliğim bundan kaynaklanıyor
devamını gör...

kafasının beyblade gibi sekmesini göze alan insan davranışıdır.
devamını gör...

madeni para olarak bilinir; genelde para üstü olarak verilir. ayrıca çocukların para biriktirme alışkanlığında başrolü üstlenir; minik kumbaraları tıngırdatır. ne kadar çok bozuk para biriktirebilirsen o kadar zenginliği temsil eder o yaşlarda.

ama... adı üstünde "bozuk" para... bende bozulurdum beni hor görenlere, bende bozulurdum benim yerime sakız verenlere, sadece çocuklar tarafından kıymetimin bilinmesine, yerde görüldüğümde aldırış etmeden üstüme basılmasına, dilenciye layık görülmeme, tek başıma bir çikolata edemeyişime, üstü kalsın diyerek istenmediğimde...

fırsatını bulmuş ve dijitalleşen dünya sebebiyle yavaş yavaş sahneden inmeye başlamıştır. yerini ışıltılı kartlara, temas bile sevmeyen ödemelere bırakarak gözü yaşlı gidiyor iki gözümün çiçeği...
devamını gör...

9 sezondan oluşan efsane sitcom dizisidir.

dizinin yapımcısı ve fikir babalarından olan ricky gervais'in baş rolünü üstlendiği ingiliz yapımı the office dizisinden uyarlanmıştır.
steve carell, rainn wilson, john krasinski, jenna fischer, b.j. novak dizide rol alırken dizinin yapımcılığını ricky gervais, stephen merchant ve greg daniels üstlenmiştir.

konusu dunder miffin adındaki bir kağıt şirketinin scranton şubesinde yaşananları anlatır.
birbirinden ilginç karakterlere sahip olan bu dizi hemen hemen her sitcom severin en sevdiği dizilerden birisidir. hatta yüzde doksanının en sevdiği dizidir.
sebebi ise karakterlerin kusursuz yaratılmamış olmasıdır. ben en azından bu olayını çok seviyorum. karakterler uyuz, yalaka ve gıcıktır. yani normal insanlardır. hepimiz gibiler.
michael scott tüm zamanların yaratılmış en iyi karakterlerinden birisidir. onu tarif edecek kelimeler yok. müthiş birisi.
dwight schrute. dünyanın en garip insanı. gülmekten ağlatan sahneleri oldu. yemin ederim şaka yapmıyorum. bu karakteri bir insan nasıl yazar anlamıyorum. muhteşem.
jim halpert. kendisini çok yakışıklı ve çok sempatik olduğu için sevmiyorum. kıskanıyorum herifi. çok cool.
pam beesly. yine en sevdiğim önemli karakterlerden birisidir.
ryan howard. kendisinden nefret ediyorum. bu yüzden başarılı bir kişi kendisi.
andy bernard. yine garip manyağın tekidir. severim kendisini.

dizinin en sevdiğim taraflarından birisi ise konuların çekinilmeden harcanılması. bölüm başlarında rahatlıkla bir bölüm çıkabilecek konuları harcıyorlar. nefis bir şey. çok komik kısımları harcamaktan çekinmiyorlar çünkü ellerinde bol bol konu var. yaratıcı bir ekip.
diğer tarafı ise dwight ile micheal scott arasındaki garip ilişki. bu iki uyuz insanı izlemek acayip bir şey.
yine başka kısmı dizide bulunan dostluk ilişkileri. birbirilerine garip şakalar yapıyorlar ama birbirlerini seviyorlar. birbirlerine bağlılar. jim ve dwight örneği.
diğer tarafı ise dizinin umurunda olmayan bir üslubu olması. her şeyle dalga geçebiliyorlar. umurlarında değil. her şeyle dalga geçiyorlar. sınır yok. bence mizah dediğimiz olay tam olarak böyle olmalı.
diğer güzel taraf ise samimi olması. seyirciye ofisin içindeymiş gibi hissettirmesi. 9 sezon boyunca oralarda dolaşan bir stajyer gibi hissettim kendimi. kameraya atılan bakışlar çok mutlu etti. zaten dizinin amacı da bu.

dizi 2005 ile 2013 yılları arasında yayınlanmıştır. altın küre ve emmy ödülüne sahiptir.
türkiye'de yayın hakları amazon primedadır. sadece the office için bile amazon prime üyesi olunur. bunu daha önce defalarca dedim yine diyorum. arada sırada açıyorum bir bölüm keyfim yerine geliyor.

toplam 201 bölümden oluşan harika bir dizi. hala fırsat bulamamış herkese şiddetle tavsiye ederim.

not: daha önce izleyip beğenmemiş olabilirsiniz tekrar şans verin. aynısını yaşadım çünkü.
ayrıca bitince depresyona girebilirsiniz. ben girdim çünkü oradan biliyorum.
devamını gör...

praglı yazar franz kafka’nın anlatım tarzından ve öykü ve romanlarında yarattığı kahramanlar, olay örgüsü ve atmosferden hareketle türetilen bir yazım tarzıdır.

romanlarından ve öykülerinden hareketle anlaşılmaya çalışılırsa daha doyurucu bir anlam çıkartılabilir. ancak kafka’nın hayatını ve karakterini bilmek de çok yardımcı olacaktır.

kafkaesk yapıtlar karanlık olmaktan çok gridir aslında. yıllar önce kafka ile tanışmama vesile olan ve usta çevirmen kamuran şipal tarafından çevirisi yapılan cem yayınlarından çıkan kafka serisinin kapaklarının gri olması belki de bu yüzdendir. bir türlü içinden çıkılmayan karanlığa vuran cılız ve faydasız bir ışık vardır her zaman eserlerde. belki hiçbir işe yaramaz ama oradadır. ayrıca atmosfer hep sisli ve puslu bir duygu uyandırır okuyanda.

bu gri atmosferi kayıp (amerika) romanında hissediyoruz bolca. gemi ile amerika’ya gitmekte olan karl rossmann’ın gemi güvertesinde düşünürken bile bir türlü tam bir aydınlıkta ya da karanlıkta kalmadığını fark eder okuyan.

işçi ve kaza sigortasında çalıştığı dönemlerde sürekli bir evrak yükü ile uğraşmaktan nefret eden kafka bunu o kadar dile getirmiştir ki yanlış hatırlamıyorsam eğer belçika çalışma bakanlığının önünde içerideki bürokratik işlemlerin ne kadar azaltıldığını gösteren bir kafka endeksi vardır.

kafkaesk sadece edebiyata değil hayatın her yanına nüfuz etmiş olur böylelikle.

kafka’nın dev romanları dava ve şato’da kafkaesk tarzın bürokrasi ile olan kavgasını çok açık bir şekilde görüyoruz. şatoda bir kadastrocu olan k. şatoya ulaşmak için işe girer ama bürokratik engeller onu şatodan her zaman uzak tutar. davada ise josef k. suçunu bilmese de yargılanmak için kendi ayakları ile gider mahkemeye ve derdini anlatacak birini bulana kadar binanın labirentinde kaybolur. poseidon isimli öyküde ise denizler tanrısı evrak işine o kadar boğulur ki denizle bir türlü ilgilenemez.

kafkaesk tarz aynı zamanda hayata karşı başlamadan kaybedilmiş bir savaşta boşu boşuna mücadele etmeyi de anlatır. kafka’nın da dediği gibi hayata karşı savaşımızda hayatın yanında olmamız gerekir. çünkü bu savaş çoktan kaybedildi. akbaba öyküsünde bir bacağı bir akbaba tarafından kemirilmekte olan adamın buna sessizce boyun eğdiğini görürüz. direnme fikri aklına geldiği an ise her şey alt üst olur.

kafkaesk aynı zamanda anlaşılamayan ya da yanlış anlaşılan, dışlanan, toplumdan soyutlanan insanları da anlatır. farklı ya da tuhaf olmak reddedilmek için haklı bir gerekçedir. kafka’nın en ünlü eseri olan dönüşüm’de korkulu rüyalardan uyanan gregor samsa kendini yatağında dev bir böceğe dönüşmüş olarak bulunca çevresinde kimseyi göremez. ve ilk günahın simgesi olan elma samsa’nın sonu olur. açlık sanatçısı öyküsünde ise bir kafes içinde günlerce aç kalışını sergileyen sanatçı git gide yalnızlaşır ve sanatı dikkat çekmemeye başlar, halbuki onun aç kalmasının nedeni çok farklıdır ama bir türlü anlaşılmaz izleyenler tarafından.

son olarak da kafkaesk nazilerin gelişini öngörmüş bir tarz olarak polis devletlerine karşı olan ve onların acımasızlığını anlatan bir anlatım türüdür. cezalılar kolonisi isimli öyküde kafka’nın gri zihninin ürünü olan makine, suçluların suçlarını sırtlarına iğne ile kazıyarak yazar ve suçlular kan kaybından ölene kadar bu işkence devam eder.

kafkaesk ile ilgili yazacak, anlatacak daha çok şey olabilir ama büyük ihtimalle buraya kadar kimse okumadığı için artık burada keseceğim.

kafkaesk ya her şeydir ya da hiçbir şey ama kuş aramaya çıkan bir kafes kadar anlamsız ve korkutucu, yerden biraz yükseğe asılmış bir ipe benzeyen gerçek kadar da sert, acımasız ve kaçınılmazdır.
devamını gör...

android işletim sistemi ve bilgisayarlarda gereksiz yer kaplayan, deli gibi bellek harcayan sonuçta hiçbir şeye yaramayan, saçma sapan yazılım veya uygulamalardır. bunların çoğunu kaldıramadığınız için maalesef yeni aldığınız cihazınızda tadınızı kaçırır. yok etmek için root dahil bazı hoş olmayan yollara başvurmakta sizi ayrıca uğraştıracaktır.
devamını gör...

kürk versek..
bu sıcakta yanlış mı yaparız..
mevsim yaz sevgili yazar..
kaskolu bir çıkar bakalım..
devamını gör...

egzama,tekrarlayan bakteriyel enfeksiyonlar ve trombositopeni ile karakterize sendromdur.
x'e bağlı geçiş gösterir.
tanıda trombositopeniye ek olarak ig m düzeyi azalmış iken ig a ve ig e düzeyi artmıştır.

tedavide enfeksiyon için antibiyotik ve bağışıklık için ivig verilir.
devamını gör...

bu gece uyku yok. zorlu, üzücü bir geceydi. sanki uyursam gerçekliğe uyanacağım gibi. uyursam kabul etmem gerekenleri özümseyeceğim gibi. uyursam öleceğim gibi.
devamını gör...

format disi basliklarini duzenlememden memnun olmayip ayni basliklari tekrar tekrar acan guzide yazar.
ama cagnim yazar, kurbanin olayim yapma(!) duzenledigim basligin aynisidan acma allah rizasi icin bak. soru isaretli haliyle formata uymaz. inan olmaz.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
çekoslovakya dönemi başkent prag'dan kuşbakışı bir görünüm (1967).
fotoğraf : franco fontana.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

(bkz: günah keçisi)
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim