normal sözlük'te eski topraklardan kimsenin kalmaması
devamını gör...
bengaripsengüzeldünyaumutlu ile dünyadan uzak
devamını gör...
anarşi ve seks sorusu
evlilik toplumsal ve sosyolojik yapının etkisiyle şekillenen bir kurumdur.asıl sıkıntı her bireyin evliliklerinin eşit koşullarda olmamasıdır örneğin :eğer yüksek zümreden biriyse yediği ,içtiği ve giyimi vb .şeyler daha farklı alt sınıf olarak adlandırılan ve kapital sistemin emekçileri ise çoğu zaman yoksulluk ile yüzleşecektir ve huzurlu aile hayatı olmayacaktır..burada dikkat çekilen zengin kesime evlenip boşanmak hak görülmüşken diğer kesimlere görülmemiştir ve eşit kalite de standartları bulunmamaktadır.esasen huzurlu bir aile hayatının tüm kişilere sunulması ve seks işçiliği yapmak zorunda kalanların yine bu sistemin eseri olduğunu belirtmiş,güzel bir makale .benimde fikirlerim böyle ve sanayi devrimin ingilteredeki olumsuzluklarını güzel anlatmış.
edit:imla ve birkaç düşünce
edit:imla ve birkaç düşünce
devamını gör...
sözlüğün içinden geçmeye çalışanlar
forumsal olmadığı sürece her türlü şeyin belli bir çerçevede yazılabileceğini bilen yazarların yanlış anlaşılmasıdır.
interaktif sözlüğün ilk amacı bir kelime veya olayı herhangi biçimde tanımlamaktır, isteyen veya başarabilen içine biraz espri biraz anı ve başka şeyler katabilir zaten direk bir olayı tanımlarsak wikipedia olurduk. bu yüzden yakın zamanda forumsal yazıların önce düzeltilmesi istenecek ardından düzeltme olmazsa silinecektir.
interaktif sözlüğün ilk amacı bir kelime veya olayı herhangi biçimde tanımlamaktır, isteyen veya başarabilen içine biraz espri biraz anı ve başka şeyler katabilir zaten direk bir olayı tanımlarsak wikipedia olurduk. bu yüzden yakın zamanda forumsal yazıların önce düzeltilmesi istenecek ardından düzeltme olmazsa silinecektir.
devamını gör...
birkan sokullu
şu sıralar masumlar apartmanı dizisinde han karakterini canlandıran yunan heykeli.
devamını gör...
göksel
duru sesi ve güzelliği ile sevilesi sanatçımızdır.
bir de bunu dinlemenizi tavsiye ederim.göksel-kurşuni renkler
bir de bunu dinlemenizi tavsiye ederim.göksel-kurşuni renkler
devamını gör...
ad hominem
söylem yerine söylemde bulunanın kişiliğine yapılan saldırıyı tanımlayan safsata türüdür. en basit örneği sokak röportajında saçmalayan akpli dayıya karşı yoldan geçen kadının söylediği “sen önce dişlerini fırçala.” sözüdür. yani bazen hak edilebilir ehehe.
edit: imla
edit: imla
devamını gör...
şu an dinlenen şarkıdan bir cümle
"yarim senden ayrılalı
hayli zaman oldu gel gel
bak gözümden akan yaşa
abı revan oldu gel gel, oldu gel gel...
böyle m’olur küsüp gitmek
seni seveni terk etmek
haram oldu yemek içmek
işim figân oldu gel gel, oldu gel gel..."
zara'nın şarkısı' yarim senden ayrılalı' şarkısıdır. erkan oğur yorumundan dinlemenizi tavsiye ederim.
hayli zaman oldu gel gel
bak gözümden akan yaşa
abı revan oldu gel gel, oldu gel gel...
böyle m’olur küsüp gitmek
seni seveni terk etmek
haram oldu yemek içmek
işim figân oldu gel gel, oldu gel gel..."
zara'nın şarkısı' yarim senden ayrılalı' şarkısıdır. erkan oğur yorumundan dinlemenizi tavsiye ederim.
devamını gör...
dünya'nın geçmişini görmek
teorik olarak mümkün olan eylem.
yeterince büyük bir kara delik bulabilirseniz bu cisim işinizi görür. kara delikler uzay ve zamanı büyük ölçüde bükmeleriyle meşhur. dünya'nın geçmiş zamanlarında dünya'dan çıkan bir foton düşünün*. bu foton bir kara delik yakınından geçerken bükülen dokuda yolunu değiştirebilir ve kara deliğin etrafından dolaşarak 180 derecelik açıyla geldiği yöne geri dönebilir. bu durumda -karşısına başka herhangi bir cisim çıkmayacağını umut ederek- diyebiliriz ki buradan, yani dünyadan çıkan foton tekrar buraya ulaşacak.
şimdi bunu tek bir foton değil, bir foton demeti yani ışık olarak düşünün. dünya üzerinde yaşanan olayların uzaya yansıması ve bir kara deliğin etrafından geri dönerek tekrar bize kozmik bir ekrandan izletilmesi gibi... ancak dediğim gibi, bu teorik bir durum. gerçekte buradan giden tüm fotonları bize geri döndürecek büyüklükte bir kara delik olup olmadığı, bu fotonların yol üzerinde başka cisimlere rastlamadan başka bir bükülme nedeniyle yön değiştirmemesi gibi birtakım olasılıklar düşünüldüğünde, bu durum pratikte imkânsıza yakın görünüyor.
***
bir başka teorik görüş de şöyle: evreni ya da işinizi görecek kadarlık bir kısmını birbirine "yapıştırmak". bir a4 kâğıdı alıp rulo yapın ve üst üste gelen kenarlarını birbirine yapıştırın. işte evrene bunu uygulamayı başarırsanız -ki başaramazsınız- bu, geçmişi görmek için bir yoldur. özellikle atari ile büyüyen nesiller iyi bilir; bazı oyunlarda * ekranın bir tarafından kaybolup tam tersi taraftan tekrar ekrandan belirebildiğiniz oyunlar vardır. işte bu da ona benzer: buradan çıkan ışık rulo evrenin etrafını dolaşıp tekrar diğer taraftan geri gelir. böylece geçmişteki bir ana ait ışık size tekrar gelir ve geçmişi izleme şansına sahip olursunuz.
***
bir başka teorik yol da şu: eğer şu anda dünya'dan çok daha uzak bir yere ışınlanmayı başabilirseniz, oradan -yine yapılması imkânsız olur ama- yeterince büyük bir teleskop yaparak dünya'ya bakarsanız, onun geçmişini görürsünüz. ne kadar eskiyi görürsünüz? ne kadar uzağa gitmişseniz o kadar...
***
tabii bunlar, az önce de dediğim gibi, pratikte imkânsız olan işler. ancak kesin olan şey şu ki; uzay ve zamanı eğmek, geçmişe yolculuğu mümkün hale getirir. tek sorun bunu yapabilecek bir teknolojimizin olmaması ve muhtemelen de hiçbir zaman olmayacak olması. en azından burada sıraladığım 3 seçenek için...
yeterince büyük bir kara delik bulabilirseniz bu cisim işinizi görür. kara delikler uzay ve zamanı büyük ölçüde bükmeleriyle meşhur. dünya'nın geçmiş zamanlarında dünya'dan çıkan bir foton düşünün*. bu foton bir kara delik yakınından geçerken bükülen dokuda yolunu değiştirebilir ve kara deliğin etrafından dolaşarak 180 derecelik açıyla geldiği yöne geri dönebilir. bu durumda -karşısına başka herhangi bir cisim çıkmayacağını umut ederek- diyebiliriz ki buradan, yani dünyadan çıkan foton tekrar buraya ulaşacak.
şimdi bunu tek bir foton değil, bir foton demeti yani ışık olarak düşünün. dünya üzerinde yaşanan olayların uzaya yansıması ve bir kara deliğin etrafından geri dönerek tekrar bize kozmik bir ekrandan izletilmesi gibi... ancak dediğim gibi, bu teorik bir durum. gerçekte buradan giden tüm fotonları bize geri döndürecek büyüklükte bir kara delik olup olmadığı, bu fotonların yol üzerinde başka cisimlere rastlamadan başka bir bükülme nedeniyle yön değiştirmemesi gibi birtakım olasılıklar düşünüldüğünde, bu durum pratikte imkânsıza yakın görünüyor.
***
bir başka teorik görüş de şöyle: evreni ya da işinizi görecek kadarlık bir kısmını birbirine "yapıştırmak". bir a4 kâğıdı alıp rulo yapın ve üst üste gelen kenarlarını birbirine yapıştırın. işte evrene bunu uygulamayı başarırsanız -ki başaramazsınız- bu, geçmişi görmek için bir yoldur. özellikle atari ile büyüyen nesiller iyi bilir; bazı oyunlarda * ekranın bir tarafından kaybolup tam tersi taraftan tekrar ekrandan belirebildiğiniz oyunlar vardır. işte bu da ona benzer: buradan çıkan ışık rulo evrenin etrafını dolaşıp tekrar diğer taraftan geri gelir. böylece geçmişteki bir ana ait ışık size tekrar gelir ve geçmişi izleme şansına sahip olursunuz.
***
bir başka teorik yol da şu: eğer şu anda dünya'dan çok daha uzak bir yere ışınlanmayı başabilirseniz, oradan -yine yapılması imkânsız olur ama- yeterince büyük bir teleskop yaparak dünya'ya bakarsanız, onun geçmişini görürsünüz. ne kadar eskiyi görürsünüz? ne kadar uzağa gitmişseniz o kadar...
***
tabii bunlar, az önce de dediğim gibi, pratikte imkânsız olan işler. ancak kesin olan şey şu ki; uzay ve zamanı eğmek, geçmişe yolculuğu mümkün hale getirir. tek sorun bunu yapabilecek bir teknolojimizin olmaması ve muhtemelen de hiçbir zaman olmayacak olması. en azından burada sıraladığım 3 seçenek için...
devamını gör...
mutluluk
kimi zaman mafyanın tekelindeymiş gibi imkansız, kimi zaman da çocuğun elindeki elma şekeri gibi basit/yalın bir hissiyatı olan kavram.
ama her şekilde siz ona değil, o size -bazen her neredeyseniz- ulaşır.
ama her şekilde siz ona değil, o size -bazen her neredeyseniz- ulaşır.
devamını gör...
sobalı odaya başka odadan getirilen yorgan
buz gibidir. içine girince ayaklarla ısıtma çabası içine girilir.
devamını gör...
erik erikson
''kimlik bunalımı'' kavramını ilk kullanan psikologtur. erikson'ın psiko-sosyal gelişim kuramına göre, gelişim için 8 aşamadan geçeriz ve her aşamada çözülmesi gereken bir kriz vardır. bunu çözenler daha başarılı gelişir.
1- trust versus mistrus / güven karşısında güvensizlik: doğum ile ilk 1-2 yılı kapsar. bebeğin ihtiyacı besin ve ilgidir. besini ağız yoluyla, anne memesini emerek gerçekleştirir. bu dönemde çocuğa besin sağlamak ve güven oluşturmak çok önemlidir. eğer güvenilir bir bakıcı (caregiver) bulamazsa mistrust development (güvensiz gelişme) gerçekleşir.
2- autonomy versus shame and doubt / bağımsızlık karşısında utanç ve şüphe: yürümeye başlayan çocuk (1)-3 yaşlarını kapsar. yetişkinlikte insanlara şüphe ile bakan kişilerin bu dönemdeki gelişimiyle ilgili bir sorun oluşmuştur.
güven karşısında güvensizlik aşamasında eğer çocuk ailesine güvenli bağlandıysa, autonomy (bağımsızlık) aşamasına geçer. bu yaştaki çocuklar çevreyi keşfetmeye çalışır ama bir gözleri de muhakkak ailesinde olur. küçük çocukların hızlı hızlı adım atarak bir yerlere gitmeye çalışırken muhakkak arkasına, aileden bir üyeye baktığını görmüşsünüzdür. fakat ilk aşamada mistrust (güvensiz) olarak gelişen çocuklar daha şüpheci davranırlar. eğer biri onları cezalandırırsa veya bağırırsa bu shame and doubt (utanç ve şüphe) hissetmelerine yol açacaktır.
3- initative versus guilt / girişkenlik karşısında suçluluk: 3-5 yaşı kapsar. bu yaştaki çocuklar daha sosyal olmaya ve sorumluluk almaya çalışır fakat eğer meraklarından dolayı azarlanır veya cezalandırılırsa bu ileride büyük sorunlara (baskılanmışlık, cinsel problemler) yol açar. endişeli ve suçlu hissedebilirler.
4- industry versus inferiority / üretkenlik karşısında aşağılık duygusu: 6 yaş ile ergenliği kapsar. bu yaş aralığındaki çocuklar okulda başarılı olmaya çalışıp öğrenme süreçlerine üretme süreçlerini de ekler. eğer yetersiz veya verimsiz hissederlerse aşağılık/yetersiz aşamadan geçerler.
5- identity versus identity confusion / kimlik kazanımı karşısında kimlik karmaşası: gençlik yıllarını kapsar (12-20). ''ben kimim?'' sorusunu kendilerine sorarak bir kimlik edinmeye çalışırlar. bu döneme kadar edinilen alışkanlıklar, fikirler ve bakış açıları sorgulanmaya fazlasıyla müsaittir. bireyin kendisini tanıması gelecekteki yaşamını şekillendireceği için önemli bir evredir. bu evrenin sağlıklı tamamlanması için önceki evrelerin de sağlıklı tamamlanmış olması gerekir. aksi taktirde kötü alışkanlıklar (alkol, sigara) ve suç işleme eğilimleri görülebilir.
6- intimacy versus isolation / samimiyet karşısında yalnızlık: 20-30 yaşları kapsar. bu yaştaki kişiler samimi ilişkiler bulmaya çalışır. eğer bulurlarsa intimacy yani samimiyet, yakınlık evresinden geçerler. samimi ilişkilerin dışında, farklı görüşteki ve karakterdeki kişilerle ilişki kurmayı öğrenirler.
samimi ilişki bulamazlarsa veya tehlikeli gördükleri çevreden uzaklaşmak isterlerse isolation yani yalnızlığı seçerler.
7- generativity versus stagnation / üretkenlik karşısında durgunluk: 40-50 yaşları kapsar. bu yaştaki insanlar, genç jenerasyona yardım etmeye, verimliliklerini artırmaya çalışır. aile ilişkileri ve faaliyetleri bu dönemdeki insanların üretken hissetmesi için önemlidir. eğer aileye veya başarılı bir kariyere sahip değillerse durgun hissederler.
8- integrity versus despair / benlik bütünlüğü karşısında umutsuzluk: 60 +yaş. bu evrede insanlar geçmişe bakmaya eğilimlidir. kendini tamamladığını düşünen kişiler pek pişmanlık da duymazlar, bundan önceki evreleri sağlıklı tamamlamışlardır. hayatlarını daha pozitif olarak hatırlayanlar 'bütün' hissederken pişmanlıklarla dolu bir hayat yani negatif olarak hatırlayanlar ise 'umutsuzluk' içinde olurlar.
1- trust versus mistrus / güven karşısında güvensizlik: doğum ile ilk 1-2 yılı kapsar. bebeğin ihtiyacı besin ve ilgidir. besini ağız yoluyla, anne memesini emerek gerçekleştirir. bu dönemde çocuğa besin sağlamak ve güven oluşturmak çok önemlidir. eğer güvenilir bir bakıcı (caregiver) bulamazsa mistrust development (güvensiz gelişme) gerçekleşir.
2- autonomy versus shame and doubt / bağımsızlık karşısında utanç ve şüphe: yürümeye başlayan çocuk (1)-3 yaşlarını kapsar. yetişkinlikte insanlara şüphe ile bakan kişilerin bu dönemdeki gelişimiyle ilgili bir sorun oluşmuştur.
güven karşısında güvensizlik aşamasında eğer çocuk ailesine güvenli bağlandıysa, autonomy (bağımsızlık) aşamasına geçer. bu yaştaki çocuklar çevreyi keşfetmeye çalışır ama bir gözleri de muhakkak ailesinde olur. küçük çocukların hızlı hızlı adım atarak bir yerlere gitmeye çalışırken muhakkak arkasına, aileden bir üyeye baktığını görmüşsünüzdür. fakat ilk aşamada mistrust (güvensiz) olarak gelişen çocuklar daha şüpheci davranırlar. eğer biri onları cezalandırırsa veya bağırırsa bu shame and doubt (utanç ve şüphe) hissetmelerine yol açacaktır.
3- initative versus guilt / girişkenlik karşısında suçluluk: 3-5 yaşı kapsar. bu yaştaki çocuklar daha sosyal olmaya ve sorumluluk almaya çalışır fakat eğer meraklarından dolayı azarlanır veya cezalandırılırsa bu ileride büyük sorunlara (baskılanmışlık, cinsel problemler) yol açar. endişeli ve suçlu hissedebilirler.
4- industry versus inferiority / üretkenlik karşısında aşağılık duygusu: 6 yaş ile ergenliği kapsar. bu yaş aralığındaki çocuklar okulda başarılı olmaya çalışıp öğrenme süreçlerine üretme süreçlerini de ekler. eğer yetersiz veya verimsiz hissederlerse aşağılık/yetersiz aşamadan geçerler.
5- identity versus identity confusion / kimlik kazanımı karşısında kimlik karmaşası: gençlik yıllarını kapsar (12-20). ''ben kimim?'' sorusunu kendilerine sorarak bir kimlik edinmeye çalışırlar. bu döneme kadar edinilen alışkanlıklar, fikirler ve bakış açıları sorgulanmaya fazlasıyla müsaittir. bireyin kendisini tanıması gelecekteki yaşamını şekillendireceği için önemli bir evredir. bu evrenin sağlıklı tamamlanması için önceki evrelerin de sağlıklı tamamlanmış olması gerekir. aksi taktirde kötü alışkanlıklar (alkol, sigara) ve suç işleme eğilimleri görülebilir.
6- intimacy versus isolation / samimiyet karşısında yalnızlık: 20-30 yaşları kapsar. bu yaştaki kişiler samimi ilişkiler bulmaya çalışır. eğer bulurlarsa intimacy yani samimiyet, yakınlık evresinden geçerler. samimi ilişkilerin dışında, farklı görüşteki ve karakterdeki kişilerle ilişki kurmayı öğrenirler.
samimi ilişki bulamazlarsa veya tehlikeli gördükleri çevreden uzaklaşmak isterlerse isolation yani yalnızlığı seçerler.
7- generativity versus stagnation / üretkenlik karşısında durgunluk: 40-50 yaşları kapsar. bu yaştaki insanlar, genç jenerasyona yardım etmeye, verimliliklerini artırmaya çalışır. aile ilişkileri ve faaliyetleri bu dönemdeki insanların üretken hissetmesi için önemlidir. eğer aileye veya başarılı bir kariyere sahip değillerse durgun hissederler.
8- integrity versus despair / benlik bütünlüğü karşısında umutsuzluk: 60 +yaş. bu evrede insanlar geçmişe bakmaya eğilimlidir. kendini tamamladığını düşünen kişiler pek pişmanlık da duymazlar, bundan önceki evreleri sağlıklı tamamlamışlardır. hayatlarını daha pozitif olarak hatırlayanlar 'bütün' hissederken pişmanlıklarla dolu bir hayat yani negatif olarak hatırlayanlar ise 'umutsuzluk' içinde olurlar.
devamını gör...
hala oruç tutup teravihe giderek cennete gideceğine inanan insanların olması
üzücü bir durumdur. eksik bir inanıştır.
yoksa kişinin kalbinde iman,
hiçbir ibadet onu cennet ehli yapamaz.
yoksa kişinin kalbinde iman,
hiçbir ibadet onu cennet ehli yapamaz.
devamını gör...
blackeyes
tanımlarını okudum.
işin gerçeği gözlerime, gördüklerime ve okuduklarıma inanamadım.
karşımda nasıl bir insan var yaaaa....
diyerek, hayretler içinde kaldım.
kafa sözlükte böyle insanlarda varmıymış diyerek, kendisiyle aynı ortamda birlikte olmaktan ötürü kıvanç duydum.
bilgi makinası...
başka bir terim gelmiyor aklıma.
ayrıca saygılı, efendi, hayatın imbiğinden geçmiş bir insan.
mutluluklar onunla olsun...
allah yolunu açık etsin, inşallah, amin.
işin gerçeği gözlerime, gördüklerime ve okuduklarıma inanamadım.
karşımda nasıl bir insan var yaaaa....
diyerek, hayretler içinde kaldım.
kafa sözlükte böyle insanlarda varmıymış diyerek, kendisiyle aynı ortamda birlikte olmaktan ötürü kıvanç duydum.
bilgi makinası...
başka bir terim gelmiyor aklıma.
ayrıca saygılı, efendi, hayatın imbiğinden geçmiş bir insan.
mutluluklar onunla olsun...
allah yolunu açık etsin, inşallah, amin.
devamını gör...
nar ekşisi
son yıllarda gerçek nardan yapılanı bulmak çok zordur. erikten yapıyor pislik adamlar. normalde nar ekşisi şekeri dengeler fakat erikten yapılan şekeri yükseltiyor. ülkede kalite bi ürün bulmak dahi çok zor artık. fiyatına göre değerlendirmemek gerekiyor. çok pahalı olmasına rağmen erikten yapılmış olan çıkabiliyor. en güzeli evde yapmaktır. çok zor diyorsanız, hatay'da nar ekşisini doğal olarak yapan ve satanlar var.
devamını gör...
orta kafa gol radyo yayını
yayına iştirak etmenizi beklediğim, etkileşimi yüksek ve en önemlisi keyif veren bir akşam olmasını umduğum yayın. geçen haftanın heyecanını bir parça daha atarak, üzerine koya koya* gitmeyi hedefliyoruz, sevgiler.
devamını gör...
(tematik)
ӡ
ӡ (büyük) ӡ (küçük), abhazcanın yazımında kullanılan kiril alfabesinde yer alan bir harftir. türkçedeki "dz" harfinin sesine yakın bir ses olan /dz/'yi temsil etmektedir.
ayrıca, ses olarak macarcada ve bulgarcada yer alır. türkçede bulunmayan sert bir d harfidir. dz (ʣ: d+z) olarak da seslendirilir. slav dillerinde, ayrıca kiril alfabesini kullanan bazı dillerde j harfinin türevi olan bir sestir. gagavuzların da kullandığı moldova alfabesinde (ve birebir aynı olan rumen alfabesinde) resmi olmayan harfler arasındadır. bu dillerdeki eski metinlerde birebir noktalı d biçimiyle rastlanır (ḑ). boşnakçadaki slav kökenli kelimelerde yer alır. günümüzde ise genelde bu harfin arkasından gelen bir z ile birlikte kullanılır. örneğin macarcadaki bodza (boḑa: mürver meyvesi).
bazı alfabelerde ise arapçadakinden biraz daha farklı olan ama yakın kaynaklardan çıkan bir dz sesini göstermek için ڏ harfi kullanılmıştır. kaynak.
ayrıca, ses olarak macarcada ve bulgarcada yer alır. türkçede bulunmayan sert bir d harfidir. dz (ʣ: d+z) olarak da seslendirilir. slav dillerinde, ayrıca kiril alfabesini kullanan bazı dillerde j harfinin türevi olan bir sestir. gagavuzların da kullandığı moldova alfabesinde (ve birebir aynı olan rumen alfabesinde) resmi olmayan harfler arasındadır. bu dillerdeki eski metinlerde birebir noktalı d biçimiyle rastlanır (ḑ). boşnakçadaki slav kökenli kelimelerde yer alır. günümüzde ise genelde bu harfin arkasından gelen bir z ile birlikte kullanılır. örneğin macarcadaki bodza (boḑa: mürver meyvesi).
bazı alfabelerde ise arapçadakinden biraz daha farklı olan ama yakın kaynaklardan çıkan bir dz sesini göstermek için ڏ harfi kullanılmıştır. kaynak.
devamını gör...



