1.
sanal parçacıkların varlığına kanıt olarak görülen, casimir kuvveti adlı kuvvet tarafından ortaya çıkan, varlığı hollandalı fizikçiler hendrik casimir ve dirk polder tarafından kanıtlanan etki.
bu etki aşağıdaki şekilde tasarlanmış bir deney sonucu ortaya çıktı:
deneyde, yüksüz ve iletken 2 levha birbirine paralel biçimde ve aralarında son derece küçük bir mesafe olacak şekilde, vakum içerisine yerleştirir. klasik fizik, levhalar yüksüz olduğundan burada bir elektrik alanı ve dolayısıyla elektriksel kuvvetin ortaya çıkmayacağını söyler. ancak gözlemlenen şey, levhaların bir güç tarafından birbirine doğru itilmesidir. bu durum, kuantum fiziğindeki sanal parçacıkların varlığı ile açıklanır.
durumu basitçe şöyle özetleyebiliriz:
bu iki levha arasında belirecek herhangi bir sanal parçacık, belirli bir dalga boyu ve enerjiden fazlasına sahip olamaz. levhalar arası aralık, bunu kısıtlar. ancak levhaların dış kısmında böyle bir kısıtlama yoktur. yüksek enerjili bir sanal parçacık çifti, levhaların dış bölgesinde var olabilir ve iki taraftan neden oldukları basınç aracılığıyla levhaları birbirine doğru itebilir. bu basınç, levhaların iç kısmındaki sanal parçacıkların neden olduğu basınçtan büyük olursa, levhalar birbirine yapışacaktır.
bu kısım bilimgenc. tubitak. gov. tr'den alıntıdır.
casimir kuvveti ile ilgili önemli bir gelişme yakın zamanlarda yaşandı. geçmişte özdeş (bileşimi, büyüklüğü ve biçimi aynı) iki cisim arasındaki casimir kuvvetinin her zaman çekici olduğunu söyleyen bir teorem vardı. ancak qing-dong jiang ve franck wilczek, bu teoremde bir eksiklik tespit etti ve bazı durumlarda özdeş cisimler arasındaki itici casimir kuvvetlerinin ortaya çıkmasının da mümkün olduğunu gösterdi.
yazının tamamı için link
bu etki aşağıdaki şekilde tasarlanmış bir deney sonucu ortaya çıktı:
deneyde, yüksüz ve iletken 2 levha birbirine paralel biçimde ve aralarında son derece küçük bir mesafe olacak şekilde, vakum içerisine yerleştirir. klasik fizik, levhalar yüksüz olduğundan burada bir elektrik alanı ve dolayısıyla elektriksel kuvvetin ortaya çıkmayacağını söyler. ancak gözlemlenen şey, levhaların bir güç tarafından birbirine doğru itilmesidir. bu durum, kuantum fiziğindeki sanal parçacıkların varlığı ile açıklanır.
durumu basitçe şöyle özetleyebiliriz:
bu iki levha arasında belirecek herhangi bir sanal parçacık, belirli bir dalga boyu ve enerjiden fazlasına sahip olamaz. levhalar arası aralık, bunu kısıtlar. ancak levhaların dış kısmında böyle bir kısıtlama yoktur. yüksek enerjili bir sanal parçacık çifti, levhaların dış bölgesinde var olabilir ve iki taraftan neden oldukları basınç aracılığıyla levhaları birbirine doğru itebilir. bu basınç, levhaların iç kısmındaki sanal parçacıkların neden olduğu basınçtan büyük olursa, levhalar birbirine yapışacaktır.
bu kısım bilimgenc. tubitak. gov. tr'den alıntıdır.
casimir kuvveti ile ilgili önemli bir gelişme yakın zamanlarda yaşandı. geçmişte özdeş (bileşimi, büyüklüğü ve biçimi aynı) iki cisim arasındaki casimir kuvvetinin her zaman çekici olduğunu söyleyen bir teorem vardı. ancak qing-dong jiang ve franck wilczek, bu teoremde bir eksiklik tespit etti ve bazı durumlarda özdeş cisimler arasındaki itici casimir kuvvetlerinin ortaya çıkmasının da mümkün olduğunu gösterdi.
yazının tamamı için link
devamını gör...
2.
deneyini youtube'dan izleyebilir veya belli başlı sitelerden okuyabilirsiniz.
bu deney bize der ki; evrende gözünün gördüğü ve görmediği, aklının aldığı hatta aklının bile alamadığı her yer, her nokta alanlarla elektromanyetik dalgalarla çevrilidir. yanisi kısaca evrende boşluk diye bir şey yoktur. vakum diye bir şey de yoktur. her yer alanlarla kaplı, bir sürü farklı alan.
bu deney bize der ki; evrende gözünün gördüğü ve görmediği, aklının aldığı hatta aklının bile alamadığı her yer, her nokta alanlarla elektromanyetik dalgalarla çevrilidir. yanisi kısaca evrende boşluk diye bir şey yoktur. vakum diye bir şey de yoktur. her yer alanlarla kaplı, bir sürü farklı alan.
devamını gör...
3.
“her şey titreşimlerden oluşmuştur enerjiyi dalgayı anlarsınız evreni ve varoluşu da anlarsınız.” diyen einstein ve teslayı anımsattı bana.
devamını gör...
4.
geç de olsa sevgili orsalesta anafor'un sorularına cevap verebileceğim başlık.
1- yüksüz bir manyetik kuvvet olabilir mi?
bildiğim kadarıyla bunun yanıtı hayır. manyetik alanı elektrik alan yaratıyor. elektrik alanı da ancak hareketli yükler oluşturabiliyor. ortamda yük, daha doğrusu hareket eden yük yoksa ikisi de oluşmuyor.
2- levhanın da atomlardan oluştuğunu düşünürsek her ne kadar sıkışmış halde olsalar da o vakum ortamına bir enerji yayıyor olabilirler mi?
aslında olayı şöyle düşünmek gerek: sistemin ilk durumunda enerji farkı sıfır. yani vakum ortamındaki sistem içerisindeki levhaların eğer yayıyorlarsa enerjileri de dahil, tüm durum nötrlenmiş halde. sisteme hariçten bir pozitif enerji verilmediğinden levhaların en azından sabit kalması bekleniyor ama deney içerisinde levhalar birbirini itmeye başlıyor ki bu -negatif enerji diye bir şey olmasa- beklenmedik bir durum böyle bir sistem için.
açıklayıcı oldu mu, bilemiyorum.
1- yüksüz bir manyetik kuvvet olabilir mi?
bildiğim kadarıyla bunun yanıtı hayır. manyetik alanı elektrik alan yaratıyor. elektrik alanı da ancak hareketli yükler oluşturabiliyor. ortamda yük, daha doğrusu hareket eden yük yoksa ikisi de oluşmuyor.
2- levhanın da atomlardan oluştuğunu düşünürsek her ne kadar sıkışmış halde olsalar da o vakum ortamına bir enerji yayıyor olabilirler mi?
aslında olayı şöyle düşünmek gerek: sistemin ilk durumunda enerji farkı sıfır. yani vakum ortamındaki sistem içerisindeki levhaların eğer yayıyorlarsa enerjileri de dahil, tüm durum nötrlenmiş halde. sisteme hariçten bir pozitif enerji verilmediğinden levhaların en azından sabit kalması bekleniyor ama deney içerisinde levhalar birbirini itmeye başlıyor ki bu -negatif enerji diye bir şey olmasa- beklenmedik bir durum böyle bir sistem için.
açıklayıcı oldu mu, bilemiyorum.
devamını gör...
5.
hollandalı fizikçi hendrik casimir tarafından 1948 yılında yazılan bir makalede ortaya atılmış olup 1997 de yapılan bir deneyle gerçekliği ortaya çıkartılmıştır.
kuantum evrenindeki çok hareketli ve sürekli yer değiştiren kuantum alanlarında bahsedilen sanal parçacıkların etkileri nedeniyle oluşur. tabii bu sanal parçacıklar çok kısa süreli olarak ortaya çıkıp kaybolduğundan kütlelerini ölçümlemek şu an mümkün değil.
evrende mutlak boşluğun olamayacağını belirtir hendrik casimir ve gerek iletken gerekse de yalıtkan iki levhayı ne kadar yaklaştırırsanız yaklaştırın bu kuantum alanlarındaki sanal parçacıkların etkilerinden kaynaklı bu iki cisim birbirlerine doğru itilir. cisimler birbirlerine bir çekim kuvveti uygulamaz ama buraya dikkat.
öte yandan casimir etkisinin günlük hayatta en çok karşımıza çıktığı yer işlemci teknolojileridir. yıllardır duyduğumuz yok şu kadar nanometre yok bu kadar nanometre mevzusunun sebeplerinden birisi bu etkidir ki o transistörler arası mesafe giderek azaltılır teknoloji ilerledikçe.
kuantum evrenindeki çok hareketli ve sürekli yer değiştiren kuantum alanlarında bahsedilen sanal parçacıkların etkileri nedeniyle oluşur. tabii bu sanal parçacıklar çok kısa süreli olarak ortaya çıkıp kaybolduğundan kütlelerini ölçümlemek şu an mümkün değil.
evrende mutlak boşluğun olamayacağını belirtir hendrik casimir ve gerek iletken gerekse de yalıtkan iki levhayı ne kadar yaklaştırırsanız yaklaştırın bu kuantum alanlarındaki sanal parçacıkların etkilerinden kaynaklı bu iki cisim birbirlerine doğru itilir. cisimler birbirlerine bir çekim kuvveti uygulamaz ama buraya dikkat.
öte yandan casimir etkisinin günlük hayatta en çok karşımıza çıktığı yer işlemci teknolojileridir. yıllardır duyduğumuz yok şu kadar nanometre yok bu kadar nanometre mevzusunun sebeplerinden birisi bu etkidir ki o transistörler arası mesafe giderek azaltılır teknoloji ilerledikçe.
devamını gör...