coğrafya kaderdir

kader mi bilemem de bazen keder olduğuna eminim.

ne kadar alakalı bilmiyorum ama söylemek istediğim bir şey var. ben bulgaristan göçmeniyim. bursa'da yaşıyorum ve içinizde muhakkak bilenler olacaktır ki bursa'da rumeli göçmenleri fazladır.simdi şehrin batı tarafı yani izmir tarafındaki semtlerde yaşayan macırlar sünger gibi içki çekerken doğu tarafında yani ankara yolunun bulunduğu taraftaki semtlerde yaşayan macırlar bayağı bayağı namazında niyazinda. şehri komple ele alsan bursa'nın yobaz ya da muhafazakâr kesimi genelde zaten yıldırım tarafındadır yani doğu tarafı ama daha sekuler yaşam süren tayfa izmir tarafında kalıyor.

kadere inanmayanlar için ise kederdir.

doğayı talan edip edip "coğrafya kaderdir". hee hee. az ağaç dikin doğaya. boş boş takılıyorsunuz internette.

günümüzde her olaya karşı kullanılan cümle.

bunu söyleyenlerin birçoğunun tam da bu coğrafyada yaşamayı hak edecek yozlaşmış fikirleri var ama kendisi de farkında değil.

hiçbir şey için mücadele etmemiş insanların "coğrafya kaderdir" demesi sadece züğürt tesellisidir.

o yüzden pes etmemek gerekir.

yeni nesil tembelliğin mottosuna dönüştü biraz. hayalini kurduğu avrupa ülkelerinden birinde doğmuş ya da yaşıyor olsa yine aynı hayatı tecrübe edecek olan vasıfsızlardan da yıldım artık.

geçtiğimiz günlerde müthiş bir hadise yaşadım. uzatmayayım işlerim var dışarı çıkmam gerekiyor. kısa kısa nasıl anlatılır bilmiyorum ama deneyeceğim.

işte sekiz dokuz kişilik bir masadayım. herkes bir şeyler anlatıyor. bi tanesi fransa'ya gidecekmiş; üç ayda fransızca öğrenip orada çalışmaya başlayacakmış. hayali bu. türkiye'nin onun değerini bilmediğini zırvaladı... baktım öyle yüzüne. birkaç dakika baktım hakikaten. oturduğum yerden herifi izledim. sanırım 6. yılı ve hala mezun değil. hala öğrenci. koskoca adam hala öğrenci. hala. sınava yeniden girecekmiş. başka bir bölüm okuyacakmış. anlatıyor. bir de öfkeliler bu tipler... hayatın onlara borçlu olduğunu sanıyorlar. sanarak yaşıyorlar.

ülkemiz zor zamanlardan geçiyor. doğru. iktisadi olarak iflaslardayız. doğru. biraz daha devam edecek. doğru. hepsi doğru. ama yapan bu şartlar altında da yapar. başaran her şekilde başarır. yılmaz, bıkmaz, yorulunca dinlenir vazgeçmez. mırın kırın etmez. miskinlik yapmaz.

laf bunlar. coğrafya kaderse doğu'da çocuk yaşında evlendirilen kıza kaderdir. yetim oğlanlara kaderdir. açlıkla boğuşan ama çalışan o gencecik evlatlara kaderdir. o da şimdilik. herkes bir yolunu bulmak zorunda. herkes, bir yolunu bulmak zo run da. bitti. bahane yok.

nasıl bir tespitse, fiziki coğrafyadan beşeri coğrafyaya hepsini kapsar. yalnız kader namına her zerre-i miskale sarılmaya teşne kaderci toplumların, her fırsatta abanıp da işin içinden çıktığı durumlara karşı dikkatli kullanılmalıdır. coğrafya kaderdir ama sonuç olmak zorunda değildir.

kader olmayan nedir? sorusunu aklıma getiren, aynı zamanda kaderin varlığına inanan bir kimse için, her şeyin kaderin bir parçası olduğu kabulünden yola çıkılırsa, aile kaderdir, bir yere gitmek kaderdir, bir şeyi kabul etmek yahut bir şeyden vazgeçmek kaderdir, gibi örneklerle çoğaltılabilecek, anlamsız olduğunu düşündüğüm tespittir.

cografya kederdir*

bir yere kadar! bence aile coğrafyadan daha büyük bir kaderdir. bir yerden sonra seçimdir, diyorum.

hayır kader değildir. coğrafya hoşuna gitmediği halde gitmek için çabalamıyorsan, armut piş ağzıma düş diye bekliyorsan senin sorunun.

her şey kaderi bağlama basitliğinden ortaya çıkmış saçma bir düşünce.

değildir. herkes kendi kaderini kendi yaratır ama beceremeyince bir şeyler ters gidince coğrafya kaderdir lafına sığınır beceremedim diyemez. zaten müslüman toplumlarının geri kalmasının en büyük sebebi kaderciliktir. kırın zincirlerinizi kangren olmuş organlarınızdan kurtulun bakın o zaman gerçekten her şey çok güzel olacak...

değildir. bir yerden tutunup gitmek lazım bazen . hayat ancak öyle güzelleşir. ve ait olduğunuz yer aslında doğduğunuz yer değil mutlu olduğunuz yer olur.

onca şey kendi seçiminizken kala kala coğrafya mı kader?*

ibn-i haldun kadere inanmayanlar için de bir söz söylemeliydi...

coğrafya değil, aile kaderdir...

aynı zamanda kederdir.

- her ne kadar mukaddime'de iklimin insanı etkilediğinden söz etse de, ibn haldun’a atfedilen bu cümlenin ona ait olduğunu kanıtlayan bir belge yok. bununla birlikte haldun'un bunu emperyalizm ve ırkçılık olsun diye yapmadığı halde bir bakıma çevresel determinist olduğunu söylemekte bir mahsur yok.

- çevresel deterministler, kültürel evrimleşmeyi yok sayarlar ve dünyadaki tüm ülkelerin sosyal, siyasal, ekonomik ve ahlaki özelliklerini iklimin özelliklerine bakarak açıklayabileceklerini savunurlar.

onlara göre, sıcak iklimlerdeki insanlar, tembelliğe eğilimli ve merak duygusundan fakirdirler. iklim sebebiyle ortaya çıkan bu durum gelişmiş toplum olamamalarının nedenidir. barbarlık, suç oranlarının yüksekliği ve ahlaki yoksunluk iklimin bir yansımasıdır. ılıman iklimlerde yaşayan toplumlarda ise insanlar iklimin sağladığı avantajlar sebebiyle çalışkan, meraklı, rasyonel düşünmeye eğilimli ve ahlaklıdırlar. bu büyük medeniyetlerin ortaya çıkmasının en önemli sebebidir.

- tarih boyunca sosyal olgular ile coğrafya arasındaki ilişki düşünürlerin kafasını yormuştur, bunların içinde en önemlisi montesquieu, olgular arasında nedensel bir ilişki olduğunu savunur, bunu yaparken de diğer çevresel deterministlerin yaptığı gibi coğrafi faktör olarak iklimi öne çıkarır; (bkz: iklim teorisi)

öte yandan;

- biliyoruz ki sömürgeciliği haklı çıkarmak için ortaya atılan, 100 yıl önce terk edilen, hiçbir bilimsel dayanağı olmadığı halde bugün tek tük de olsa savunulmaya ve dayatılmaya çalışılan çevresel determinizm, emperyal kapitalizmin ideolojisidir.

- bahsi geçen söz, bir çok kesim tarafından lastik gibi yönden yöne çekiştirilmiştir.

bir yandan; batılı sömürgecilerin pek işine geldiği gibi çoğu zaman orta doğu/afrika için aşağılama, tembellik, geri kalmışlık, kültürsüzlük ve sömürülmeyi hak etmiş olmakla özdeş tutulmuştur.

öte yandan; bu muamele/yakıştırma muhatabın, temeli "kadercilik" olan, çevresel determinizmle de yastığı kabartılan, insanın pasif bir canlı olduğu, hiçbir seçim olanağı olmadığı, yaşanan felaketlerin, başa gelen belaların kader nedeniyle olduğu rahatlığına güzelce yerleşmesine neden olmuştur.

yani, alan memnun satan memnun misali, madalyonun iki yüzü var evet de, iki yüzünde de aynı resim var.

bunun dövmesini yaparsam kaderime işler diye yaptıramam ama çok doğru bir söz.. karmamı etkilememesine dikkat ediyorum dövmelerimin.