çok sevmek

beni "yoktur, sevgi zaten çoktur" söylemime gömmüş nicelikteki sevme durumu ifadesi.

bütün ilişkilerde herkes birbirini çok seviyordu. peki bu ayrılıklar neden?

bazen birini çok seversin ama ona iyi gelmezsin.
sadakatsiz selçuk repliği.
o kadar doğruki.
bu duruma uygun bir şarkı vardı.
ne çok dinlemiştim.
şarkı da mazi oldu, mazi de.

çok seversin. kendini unutursun tamamen o olursun. o ise bir başkası olur. bir başkasıyla olur. herkese yar olur bi sana olmaz.

paracelsus şöyle demiş: "her şey zehirdir, zehri belirleyen dozdur. suyu bile çok içerseniz sizi öldürür." sevi için de bu geçerli. çok severseniz o sevgi yine sizi zehirler yetmez karşınızdakini de zehirler. her şey dozunda efenim, önemli olan çok sevmek değil güzel sevmektir. sizi güzel seven insanlar olsun hayatınızda. son olarak:

"bir seviyi anlamak, bir yaşam harcamaktır. harcayacaksın." -özdemir asaf

sevgiyi boyutlandırma ifadesidir. çok sevilir, deli gibi sevilir, az sevilir. sevmek-sevgi bu kelimeler boyutsuzdur, sığmaz senin çoğuna benim azıma. yani kısaca kendileri ya vardır yok yoktur. uğraşmayınız tartıp biçmeye.

yasaklanmalı.

sevmekte sıkıntı yok, sorun çok olmasında.

bir bardağı çok seversin kırılır, saçlarını çok seversin dökülür, bir kitabı çok seversin yırtılır, canını çok seversin toprak olur ve sen bütün bunlara da alışırsın hayatta kalma içgüdüsüyle. çokluk kötüdür, sevin de çok olması eksik kalsın.

çok para > çok sevmek
t: para karşısında önemi olmayan duygu.

çok seviyorsanız ve sadık kalıyorsanız hayırlı olsun aşık olmuşsunuz demektir. insanları çok sevin.

boş iş.

bir şeye miktar belirten bir zarf giriyorsa orada konuya nefis karışır. nefis; biraz dolu dizgin giden bir at gibidir. eğer dizginleri sıkı sıkıya kavrarsanız nefsinizi sıkarsınız. eğer dizginleri boş bırakırsanız bu sefer nereye varacağı belli olmayan bir yolda sürüklenirsiniz. en iyisi dizginleri ne çok sıkıp nefsi kısıtlamak ne de dizginleri boş bırakıp serseri mayın gibi yaşamak gerek.

tasavvufi türk edebiyatı dersinde hocamız nefsi anlatırken nefsi bir yumurtaya benzetmişti. elinize bir yumurta alın ve yumurtayı düşürmemek için elinizi iyice kapayın. sıkıca. ne oldu? yumurta kırıldı. eee peki bu sefer elinizi iyice açın. iyice iyice. şimdi ne oldu? yumurta yere düştü. yine kırıldı. peki yumurtayı normal bir şekilde tutmak varken neden elimizi sıkalım ya da gevşek bırakalım. her şey dozunda güzel diye bi örnek vermişti.

şimdi daha iyi anlıyorum; çok seversen gider. çok boş bırakırsan da gider. sıkmadan, yormadan sevmek şart.

bu da böyle bir anımdır.

illa insan mı sevmek zorundayız?, dedirten başlıktır. bir çiçeği, bir kediyi sevemez miyiz?..
elbette severiz...

zaten norm ender'in de dediği gibi: ben artık insan sevmiyorum.

ölüme giden yolda atılan ilk adım.

seviyoruum uleeyn, kedimi, canım eşimi, yuvamı, kuşları, nefes almayı.seviyorum hem de çok.yaşasın sevmek.

fayda getirmez, kararında sevenler her daim kazanır.

üze bilir de sevindire bilir de bilemezsiniz ki zaten kararını sizler vermiyorsunuz bakmışsınız ki çok seviyoruz..

hak edene helâl olsun.

guzel sevmek asıl onemli olan ...kırmadan dokmeden incitmeden ,yaralamadan karsindakinin ruhunu kalbini

"bir erkegin tek ve essiz gulu olmak bu dunyadaki en buyuk mutluluktu.."