41.
ona ait olan tarihin maddeci görüşü ve yine onun yaptığı kapitalist toplumların analizi sayesinde, 20. yüzyılda toplum bilimleri üzerinde en önemli düşünür olmuştur.
devamını gör...
42.
marx'ı marx yapan eylemleridir. dünyayı değiştirme isteğidir. o yüzden halen bugün umuttur.
soru; sefalet nedir? "boyun eğmek." (açlık, yoksulluk değildir sefalet; ezilenin başkaldırmamasıdır.)
soru; sefalet nedir? "boyun eğmek." (açlık, yoksulluk değildir sefalet; ezilenin başkaldırmamasıdır.)
devamını gör...
43.
kapitalizmde çarkın bir zaman sonra sıkıntı çıkarıp kendi kendini çökertecek olduğunu anlatmasıyla ileri görüşlülüğünü kanıtlamış fakat daha iyi bir fikirle gelememiş düşünür.
devamını gör...
44.
dünyayı anlamak yetmez
onu değiştirmek gerekir
sözünün sahibidir ;
lakin dünyanın pek değiştiği söylenemez
onun döneminde olan olumsuzluklar halen devam etmektedir.
büyüklerimizi dinleyelim onların zamanında düştükleri çukurları soralım
şimdi de kendi düştüğümüz çukurları düşünelim
aynıysa
dünyayı değiştirmek için gerekli gayret gösterilmemiştir.
şuç kim de ?
onu değiştirmek gerekir
sözünün sahibidir ;
lakin dünyanın pek değiştiği söylenemez
onun döneminde olan olumsuzluklar halen devam etmektedir.
büyüklerimizi dinleyelim onların zamanında düştükleri çukurları soralım
şimdi de kendi düştüğümüz çukurları düşünelim
aynıysa
dünyayı değiştirmek için gerekli gayret gösterilmemiştir.
şuç kim de ?
devamını gör...
45.
felsefe ve sosyoloji tarihine büyük katkılar sunmuştur. inkar edilemez bir mirası vardır.
devamını gör...
46.
tarihsel maddeciğin kurucusu, sınıf çatışmasının sonuçlarını ortaya koyan, kapital kitabının satımlarının sigara parasını bile karşılamadığı halde hem teorik hem pratik mücadelede bulunan usta 203 yaşında.
devamını gör...
47.
48.
hegel'in varisi değildir. sosyolog veya filozof da değildir. diyalektiğe getirdiği katkılarla birlikte iktisat alanında devrim yapmıştır. bir din yaratmamış ve bilimsel sosyalizmin kurulması işleri de kendisinin başının altından çıkmıştır. burjuva tipi mülkiyetçiliği ayakta tutmak adına ve kitabına uydurarak, teorilerini geçersiz kılmaya çalışan odaklar haricinde hiçkimsenin eleştirilerine kapalı bir anlayışı olabileceğini de düşünmüyorum (bilimsel olarak).
devamını gör...
49.
toplumsal sistemlerin maddi temel üzerinde yükseldiği ve bu temelin çizdiği çerçevede şekillendiğini söylemesi, sanırım sosyal "bilimlere" yaptığı en büyük katkıdır. yani bir toplumdaki kurumlar, inançlar, ideolojiler vb. toplumun maddi alt yapısı (teknoloji, coğrafya, iklim vb.) tarafından şekillendirilir. ancak bu noktada yaptığı bir hata toplumun sınıfsal yapısını da alt yapı olarak kabul etmesidir. aslında sınıfsal yapı da son kertede maddi alt yapı tarafından şekillendirilir.
bunun haricinde gelecek ile ilgili yaptığı tahminlerin en önemli iki tanesi tutmamıştır. bunlar; kapitalizmin gittikçe daha fazla sefalet yaratacağı, proleteryanın gittikçe daha fazla büyüyerek sonunda kapitalist sistemi alaşağı edeceğine yönelik kehaneti ve sosyalizmin, yani ekonominin tek bir merkezden planlı bir şekilde yönetilmesinin üretim araçlarını daha verimli kullanacağı ve böylece toplumun refah seviyesinin muazzam bir şekilde artırılacağı ve sınıfsız, devletsiz bir topluma geçişi mümkün kılacağı iddiasıdır. kapitalizm, 20. yüzyıldaki gelişmeler ile birlikte, demokratik batı ülkelerinde (ve sonradan bu sistemi başarı ile adapte edebilmiş japonya, güney kore ve tayvan gibi ülkelerde de) maddi refahı üyelerine sunabilen bir ekonomik sistem olmuştur. sosyalizm deneyen ülkeler ise ekonomik anlamda tam bir felaket olmuşlardır ve kapitalist ülkere göre oldukça geri bir noktada kalmışlardır. hatta sosyalist ekonomi uygulandığı her örnekte bırakın maddi refahı artırmayı ekonominin çökmesi ile sonuçlanmıştır.
sonuçta marx'ın yaptığı şey, hristiyanlıkta falan da görülen, binlerce yıldır insanların hayallarini süsleyen cennet bahçesinde yaşam tahayyülünün sözde bilimsel bir temele oturtulmasıdır. hayatta yapılmak zorunda olan tüm mücadelelerin bitmesi, savaşların olmaması, çalışma zorunluluğunun ortadan kalkması, insanların hepsine ne yaptıklarından bağımsız olarak temel ihtiyaçlarının sunulması, rekabetin olmaması, herkesin eşit olması gibi hayaller ve istekler. tüm bunlar hristiyanlığın cennetin krallığı hayalinde de gördüğümüz isteklerdir. (bu hayalin psikolojik kökenleri için nietzcshe'nin ahlakın soykütüğü üstüne kitabına bakmanızı öneririm.) marx bu hayale sözde bilimsel bir kılıf geçirmiştir. bu cennet bahçesini gerçek dünyada gerçekleştirecek şey teknolojik gelişmedir ona göre. teknolojik gelişme sayesinde üretimin seviyesi muazzam ölçüde artıralacak ve böylece her türlü yokluk, rekabet, savaşlar bitecektir. marx'ın teknolojik gelişmeye yüklediği bu anlam ideolojik bir wishful thinking'ten ibarettir ve bilimsellikle bir alakası yoktur.
komünist ve marksist ideolojinin daha detaylı bir incelemesi için bakınız: kafasozluk.com/entry/240078
bunun haricinde gelecek ile ilgili yaptığı tahminlerin en önemli iki tanesi tutmamıştır. bunlar; kapitalizmin gittikçe daha fazla sefalet yaratacağı, proleteryanın gittikçe daha fazla büyüyerek sonunda kapitalist sistemi alaşağı edeceğine yönelik kehaneti ve sosyalizmin, yani ekonominin tek bir merkezden planlı bir şekilde yönetilmesinin üretim araçlarını daha verimli kullanacağı ve böylece toplumun refah seviyesinin muazzam bir şekilde artırılacağı ve sınıfsız, devletsiz bir topluma geçişi mümkün kılacağı iddiasıdır. kapitalizm, 20. yüzyıldaki gelişmeler ile birlikte, demokratik batı ülkelerinde (ve sonradan bu sistemi başarı ile adapte edebilmiş japonya, güney kore ve tayvan gibi ülkelerde de) maddi refahı üyelerine sunabilen bir ekonomik sistem olmuştur. sosyalizm deneyen ülkeler ise ekonomik anlamda tam bir felaket olmuşlardır ve kapitalist ülkere göre oldukça geri bir noktada kalmışlardır. hatta sosyalist ekonomi uygulandığı her örnekte bırakın maddi refahı artırmayı ekonominin çökmesi ile sonuçlanmıştır.
sonuçta marx'ın yaptığı şey, hristiyanlıkta falan da görülen, binlerce yıldır insanların hayallarini süsleyen cennet bahçesinde yaşam tahayyülünün sözde bilimsel bir temele oturtulmasıdır. hayatta yapılmak zorunda olan tüm mücadelelerin bitmesi, savaşların olmaması, çalışma zorunluluğunun ortadan kalkması, insanların hepsine ne yaptıklarından bağımsız olarak temel ihtiyaçlarının sunulması, rekabetin olmaması, herkesin eşit olması gibi hayaller ve istekler. tüm bunlar hristiyanlığın cennetin krallığı hayalinde de gördüğümüz isteklerdir. (bu hayalin psikolojik kökenleri için nietzcshe'nin ahlakın soykütüğü üstüne kitabına bakmanızı öneririm.) marx bu hayale sözde bilimsel bir kılıf geçirmiştir. bu cennet bahçesini gerçek dünyada gerçekleştirecek şey teknolojik gelişmedir ona göre. teknolojik gelişme sayesinde üretimin seviyesi muazzam ölçüde artıralacak ve böylece her türlü yokluk, rekabet, savaşlar bitecektir. marx'ın teknolojik gelişmeye yüklediği bu anlam ideolojik bir wishful thinking'ten ibarettir ve bilimsellikle bir alakası yoktur.
komünist ve marksist ideolojinin daha detaylı bir incelemesi için bakınız: kafasozluk.com/entry/240078
devamını gör...
50.
ilkel ve modern komüner yaşamın, sosyalist iktidarın uygulanamaz hale getirildiği mülkiyetçi - ve günümüzde kapitalist - dünyanın haline bakıp, fikirlerinin uygulanamaz olduğu düşünülen insan. komik! birini hadım edip senden baba olmaz deseniz, size, babalıktan kastınızın ne olduğunu illaki soracak birileri çıkar! [ {elon musk zihniyetli herkesi hapse atsak mars projelerinin asla uygulanmayacak şeyler olduğunu tüm dünyaya - bilimsel dersler vererek - öğretebiliriz.} komik! ]
devamını gör...
51.
siyaset bölümünün bel kemiği:(sen olmasan ne guzel 1648 westphalia,hobbes,f.
taylor okuyup moderniteyle gül gibi geçinip gidecektik. geldin yılan gibi çöreklendin hayatıma.
taylor okuyup moderniteyle gül gibi geçinip gidecektik. geldin yılan gibi çöreklendin hayatıma.
devamını gör...
52.
komünist ve sosyalistlerin aşkısı, islamcıların ''kim bu duvardaki hacı dayı? '', '' bu hacı senin emicen mi? '' dediği kişidir.
devamını gör...
53.
devamını gör...
54.
öngörüleri problemli olsa da kendisi bilimsel sosyalizmin kurucusudur. tarihin, sınıflar arasındaki mücadele olduğu tezi gün itibariyle karşılık bulamamıştır.
devamını gör...
55.
düzgün çevirseler de okusak.
devamını gör...
56.
yordam yayınları kapital’in üç cildinin almanca aslından yapılan tercümelerini bastı. düzgün çeviri isteyenler bir baksın derim...
devamını gör...
57.
marx'a göre kapitalist sistemde özgürlükten söz etmek mümkün değildir. bu sistem sömürü ve eşitsizliklere dayanmaktadır. üretim araçlarına sahip burjuva sınıfı işçi sınıfını her anlamda sömürmektedir. kol gücü değildir sadece sömürülen; aynı zamanda zihinlerini de sömürmektedir. işçiler kendi ürünlerine yabancılaşmaktadır. genel olarak insanlar doğaya, türdeşlerine ve hatta kendilerine yabancılaşmaktadırlar. bu yabancılaşma durumu marx için çok önemlidir. bir bakıma kişinin kendi benliğini yitirmesidir. varoluşları kendi çabalarına ve eylemlerine bağlı değildir. bu durumda da gerçek bir varoluştan ve özgürlükten söz etmek imkânsızlaşmaktadır. marx prensip olarak insanların akıllı varlıklar olduğunu ve özgür olabileceklerini kabul etmektedir. ancak bunun için bazı şartların olgunlaşması gereklidir. kapitalist sistemde insanlar özgürlük vaatleri altında aslında özgürlükten mahrum bırakılmışlardır. rousseau bütün insanların özgür doğduğunu fakat her yerde zincire vurulduklarını söylemişti. marx için bu zincir kapitalizm ve onun üretim ilişkileridir. tarihsel ve toplumsal bir bakış açısına sahip olan marx özgürlüğun ancak bu sistemin sona ermesiyle mümkün olabileceğini düşünmektedir. kapitalizmde sınıf çatışmaları, özel mülkiyet, eşitsiz ve adil olmayan gelir dağılımı, üretim araçları hegemonyası ve yabancılaşma vardır. marx burjuva ahlakına ve çarpık bireysellik anlayışına karşı çıkmaktadır. ona göre gerçek bireysellik de ancak ve ancak kolektif bir yapıda mümkün olacaktır. burjuva ahlakının özgürlük anlayışı bir illüzyondan ibâretttir. insanın kendini gerçekleştirmesi ve yeteneklerini ortaya koyabilmesi anlamındaki özgürlük marx'a göre komünal bir yapıda mümkün olabilecektir.
devamını gör...
58.
marksizmin kurucusu bir rus düşünür.
devamını gör...
59.
marx diyalektiği ile hegel diyalektiği arasındaki en önemli fark sadece idealizm ve mateyalizm tabanına dayanması değildir. diyalektik sürecin kendisi de farklıdır.
hegel de sentez oluşurken tez antitez birleşir, fakat marx'da tez antitez'le çatışır, bir farktır diyebiliriz. hegel'de sentez kümülatifken, marx'ta sıçramalıdır.
bu neden önemli; 20yy bilim felsefesi oluşurken hegel diyalektiği bizi doğrulanabilirlik iilkesine götürürken, marx diyalektiği önce ''paradigma'' kavramına, (t.kuhn) arkasından yanlışlanabilirlik ilkesine götürür.
hegel de sentez oluşurken tez antitez birleşir, fakat marx'da tez antitez'le çatışır, bir farktır diyebiliriz. hegel'de sentez kümülatifken, marx'ta sıçramalıdır.
bu neden önemli; 20yy bilim felsefesi oluşurken hegel diyalektiği bizi doğrulanabilirlik iilkesine götürürken, marx diyalektiği önce ''paradigma'' kavramına, (t.kuhn) arkasından yanlışlanabilirlik ilkesine götürür.
devamını gör...
60.
pagan ruhçuluğun milyonlarca yıllık sosyalist öğretisini biraz farklı bir yorumla tekrar kaleme almıştır. şu yazımda bahsettiğim üzere: emre1974tr.blogspot.com/201...
devamını gör...