41.
biz elimizdeki kitapları bitiremiyoruz, her kitapçıya girdikçe yenilerini alıyoruz. bekleyen kitaplar sürekli oluyor. kimileri okuyacak kitap bulamıyor demek ki.
devamını gör...
42.
okumak istemeyen şahısın bahanesidir.
devamını gör...
43.
okumak isteyene kitap çok yeter ki boş bahanelere siginmasin.
devamını gör...
44.
okuyacak kitap çok aslında ama bugünlerde benim problemim odaklanamamak. ruhen sakinleşebilsem keşke. bir yıl evden çıkmasam anca bitirebileceğim kadar kitap birikti okunmayı bekleyen. hem özledim de kitap okumayı.
devamını gör...
45.
insanlar arayış içindedir ve çoğusu yalnızlıktan okur, kitap bulamadım değildir mesaj. gördüğüm bildiğim kitaplarda kendimi bulamadım demektir. neden dizileri takip eder insan kendinden birini gördüğü için.
devamını gör...
46.
insanın, yoğun duygu durumları anında yaşadığı, garip bir algı ve anlam kayması halidir.
bunu gidermek için kendi yaptığım, denediğim, birkaç yöntemden bahsedeyim o vakit:
öncelikle bunun kısa mı, yoksa uzun süreli bir hal mi olduğu saptanır ve birkaç gün bu konu üzerine yoğunlaşılır. zaten kısa süreli bir hal değişikliği ise; anında karar mekanizması devreye girecek ve okunacak kitaplar ve/veya türleri ortaya çıkacaktır. ancak uzun vadeli bir süreçse, bu durum bazen hafta hatta ayları bulabilmektedir. nitekim bende de öyle oldu. araya birkaç kitap girdi ancak yine de, tam olarak okunacak kitap bulma evrenim netleşmedi... bu sebepten kafamı toplamaya devam ettim.
bu konuda ilk olarak gerçekleşmesi gereken şey, kafanın toplanmasıdır ki, bunun için de öncelikle, karaktere uygun birkaç program ve belgesel izlenir. türleri farklı şarkılar ve/veya alanlarda, çeşitli makaleler okunur.. basit yazılardan, karmaşık yazılara kadar, çeşitli ilgi alanlarına göre sıralanabilir. sıkılınırsa şayet, hemen bırakılır devam edilmez. bu durumda beyin, okumaya olumsuz bir tavır geliştiriyor çünkü. bu yadsınamaz gerçeği de gözden kaçırmamak üzere, birkaç gün, hafta, hatta bazen birkaç ay, bu çizgide devam edilir.... sonrasında kafada belli yazar yahut okuma türleri şekillenmeye başlıyor zaten..
daha bugün, ardışık şekilde, trt'de başıma geldi. önce fuat güner'in sunumundaki, aramızda müzik var ve ardından, mario levi'nin sunumuyla gerçekleşen, muhayyelat programlarınında gelişti, aylar sonra... evet şaşırmayın, aylardır kendime okuma evreni oluşturmak ve üzerine hızla eğilmek gibi, sıkıntılı ve biraz da sancılı bir hal içerisindeydim. araya giren onca karmaşık kitaba, onca karmaşık türe* rağmen zihnimin yordamından, bir türlü sağ çıkamadım.
sonunda bugün oldu. artık okuyacağım kitap, eskiden de aşina olup, zevkle takip ettiğim polisiye roman/polisiye öykü ile müzik anlamında da punk folk ve folk rock olacak gibi görünüyor. en azından uzunca bir zaman böyle sürecek....
şimdi size tavsiyem de bu yönde. yani yukarıda, biraz da uzunca anlattığım, yöntemleri, kendinizce geliştirip denemeniz. göreceksiniz zihniniz birden açılacak. belki uzun sürecek ama sonucu, bereketli ve doyurucu olacak.. .
bugün için müzik evrenime dahil ettiğim sanatçı nordik prenses eivor'un,
şu şarkısı ve kitap olaraksa, yine yeni yeniden, en baştan başlamak üzere agatha christie....
öneri için aklınızda bulunsun.
bunu gidermek için kendi yaptığım, denediğim, birkaç yöntemden bahsedeyim o vakit:
öncelikle bunun kısa mı, yoksa uzun süreli bir hal mi olduğu saptanır ve birkaç gün bu konu üzerine yoğunlaşılır. zaten kısa süreli bir hal değişikliği ise; anında karar mekanizması devreye girecek ve okunacak kitaplar ve/veya türleri ortaya çıkacaktır. ancak uzun vadeli bir süreçse, bu durum bazen hafta hatta ayları bulabilmektedir. nitekim bende de öyle oldu. araya birkaç kitap girdi ancak yine de, tam olarak okunacak kitap bulma evrenim netleşmedi... bu sebepten kafamı toplamaya devam ettim.
bu konuda ilk olarak gerçekleşmesi gereken şey, kafanın toplanmasıdır ki, bunun için de öncelikle, karaktere uygun birkaç program ve belgesel izlenir. türleri farklı şarkılar ve/veya alanlarda, çeşitli makaleler okunur.. basit yazılardan, karmaşık yazılara kadar, çeşitli ilgi alanlarına göre sıralanabilir. sıkılınırsa şayet, hemen bırakılır devam edilmez. bu durumda beyin, okumaya olumsuz bir tavır geliştiriyor çünkü. bu yadsınamaz gerçeği de gözden kaçırmamak üzere, birkaç gün, hafta, hatta bazen birkaç ay, bu çizgide devam edilir.... sonrasında kafada belli yazar yahut okuma türleri şekillenmeye başlıyor zaten..
daha bugün, ardışık şekilde, trt'de başıma geldi. önce fuat güner'in sunumundaki, aramızda müzik var ve ardından, mario levi'nin sunumuyla gerçekleşen, muhayyelat programlarınında gelişti, aylar sonra... evet şaşırmayın, aylardır kendime okuma evreni oluşturmak ve üzerine hızla eğilmek gibi, sıkıntılı ve biraz da sancılı bir hal içerisindeydim. araya giren onca karmaşık kitaba, onca karmaşık türe* rağmen zihnimin yordamından, bir türlü sağ çıkamadım.
sonunda bugün oldu. artık okuyacağım kitap, eskiden de aşina olup, zevkle takip ettiğim polisiye roman/polisiye öykü ile müzik anlamında da punk folk ve folk rock olacak gibi görünüyor. en azından uzunca bir zaman böyle sürecek....
şimdi size tavsiyem de bu yönde. yani yukarıda, biraz da uzunca anlattığım, yöntemleri, kendinizce geliştirip denemeniz. göreceksiniz zihniniz birden açılacak. belki uzun sürecek ama sonucu, bereketli ve doyurucu olacak.. .
bugün için müzik evrenime dahil ettiğim sanatçı nordik prenses eivor'un,
şu şarkısı ve kitap olaraksa, yine yeni yeniden, en baştan başlamak üzere agatha christie....
öneri için aklınızda bulunsun.
devamını gör...
47.
çok iddialı bir bulamamak.
devamını gör...
48.
iyi bir okuyucu oluşun göstergesidir.
devamını gör...
49.
yeterince aranmamıştır diye düşünüyorum ya da kitap okumak istemiyordur. herkes kitap okumayı sevmek zorunda ve sürekli okumak zorunda değil ya, canı isteyinceye geri dönülebilir.
devamını gör...
50.
şaka mı bu? bir kitapçı olarak soruyorum bunu
devamını gör...
51.
imkansız bir durumdur.
devamını gör...
52.
mümkün olduğunu düşünmüyorum. okuduğum yüzlerce kitap evde okumadığım yüz kitap ve almak istediğim yüzlerce kitap var. asla bitmeyecekmiş gibi hissediyorum. eskilere o kadar çok doyduysa yenilere baksın derim.
devamını gör...
53.
her zaman okuyacak kitap vardır, var olmaya devam da edecektir. sen kendine uygun türü bulamamışsındır. bana kalırsa öncelikle hafif kitaplarla (roman,hikaye,öykü) gibi türlerle başlayıp; ardından ilgi duyduğunuz alana dair daha gerçekçi, kurgudışı, araştırma-inceleme kitaplarına geçmeniz en hayırlısı ve en tatlısı olacaktır. tamam roskov, iyi güzel de ben hangi romanı okuyacağımı nereden bileceğim derseniz; internette popüler yazarların üsluplarını araştırarak başlayabilirsiniz. mesela virginia woolf başlangıç için hiç uygun değildir. bilinçakışı tekniğini kullanır, anlaması bir hayli zordur. konuları da cabası. jack london ise tam tersine son derece yalın bir dille, anlatacağı şeyi zınk diye aktararak yazar ve kitaplarını büyük bir keyifle okursunuz. bunlar sadece örnek daha bir sürü yazar bulabilirsiniz. bir araştırınız.
devamını gör...
54.
yok öyle bir şey ya.olmadı okuduğunu tekrar okursun.bahane hep bunlar
devamını gör...
55.
iyi bir okuyucu için bulamamak değil o karar verememektir.
devamını gör...
56.
kitap fiyatlarının artmasıyla bazen kitaba bütçe ayıramadığından elinde okunacak kitap kalmaması sorunu.
devamını gör...
57.
kitap seni bulmamıştır o.
devamını gör...