1.
hızla üretilir hızla da tüketilir. popüler olunca 'yaa bunu da herkes öğrendi', popüler olmadığında da 'değeri bilinmiyor' denilir. hal böyle olunca da bizi ne tarafa sürükler bir türlü karar veremem.
devamını gör...
2.
yaşanılan dönemlere göre değişkenlik gösterir. en güzel olanı kesinlikle 80'lerde yaşanılanıdır. günümüzdeki ise her yerinden kalitesizlik akan, aktörlerinin hepsinin gereksiz, şişirilmiş, mide bulandırıcı olduğu bir versiyondur.
devamını gör...
3.
korkutucu bir yapılanmadır.
devamını gör...
4.
her dönemin popüler kültür öğeleri farklıdır. mesela 90'lı yıllarda doğan kişiler o dönemin popüler kültürünü özlerken günümüz popüler kültürünü eleştirmektedir. oysa her dönemi kendi içinde değerlendirmek daha doğru olur.
devamını gör...
5.
büyük kesimlerce takip edilmesi ve zamanlarını meşgul ediyor oluşundan ötürü oldukça değerli olan ve yerilmesini sebepsiz bulduğum çoğunluk davranışı.
devamını gör...
6.
günümüzde kültür düşmanlığı üzerine kurulu kültürdür
devamını gör...
7.
popüler kültüre köle gibi yapış lafa gelince marley tupac
devamını gör...
8.
sözlük anlamı belli bir dönem için geçerli olan hızlı üretilen ve hızlı tüketilen ögeler bütünü olan kavram. sık olarak duyuyoruz bu kavramı , hem de oldukça sık . benim nazarımda önemli bir kavram. mesela herkes stefan zweig kitaplarını över nedeni ise çoğunlukla çevresinden bu yazar ile ilgili olumlu görüşlerdir ama yazdığı eserlere baktığımızda aslında o kadar da eşsiz olmadığını ve abartılan eserlere sahip olduğunu söylemekte bir beis yok . aynı şekilde anlamsızca popüler olan nesneler de güzel bir örnek. stres çarkları aslında sıradan olan bir nesne ama oluşan algılar akabinde ilgi görüyor ve popüler oluyor. bir diğer parantez açılması gereken husus sosyal medya . etkileşim elde etmek ,dikkat çekmek maalesef acı ama gerçek olan bir durum. gangnam style adlı parça bunu güzel bir örnektir çünkü absürt olan bir şey kitleler vasıtası makul kılınmış ve hit olmuştur.
peki sonra ne oluyor bu kavramlara ? unutulup gidiyor aslında . süre olarak bazen oldukça kısa ,bazen de oldukça uzun . mesela yıllar önce popüler olan ya da tarz addedilen şeylere geriye dönüp bakıldığında nasıl popüler olduğunu çözemiyoruz çünkü popüler kültür tarafından sunulmuş ve tüketilmiş.
peki sonra ne oluyor bu kavramlara ? unutulup gidiyor aslında . süre olarak bazen oldukça kısa ,bazen de oldukça uzun . mesela yıllar önce popüler olan ya da tarz addedilen şeylere geriye dönüp bakıldığında nasıl popüler olduğunu çözemiyoruz çünkü popüler kültür tarafından sunulmuş ve tüketilmiş.
devamını gör...
9.
tamamen sürü psikolojisi bence bir şey sevildiğinde herkesin anında sevmesi sonrasında "haha bu mu yani?" diye bırakılması insanlar yönetilmeyi seviyor ne diyelim
devamını gör...
10.
kapitalizmin sol ayağıdır, en saçma şeyi bile "oha çok güzelmiş lan bu" yorumları yüzünden sattırabilen tehlikeli ve kültürün adını kirleten kavram bozuntusu. en çok satılan romanları almama sebebim. hani çok iyiydi bu kitap abicim? üç sayfa okunmayan basit kitapları şahane göstermeyin nolur ya [kamu spotu]
devamını gör...
11.
her ne kadar popüler kültürü lanetleyen kimselerin asıl hedefleri kapitalizm olsa da aralarında yalnızca kısır bir bağlantı vardır. kapitalizm özgürlük alanı sunar. sığıntı, bağımlı, çitleri yıksan da aynı merada otlayacak bireyler bu özgürlük alanını yanlış kullanırlar. hizmet veren kimi şirketler de varoluş amaçları kar kazanmak olduğundan bahsettiğimiz bireyleri kullanırlar.
öte yandan popüler kültür, kültürsüz kültür demektir.
öte yandan popüler kültür, kültürsüz kültür demektir.
devamını gör...
12.
günümüzde artık çok hızlı oluşan, yayılan, değişendir. daha doğrusu şimdilerde artık kültürün oluşabilmesi için zaman da az. her şey çok hızlı değiştiğinden toplum uyum sağlayabildiğinde zaten değişmiş oluyor. o şeyi deneyimleyip de kültür üretmeye zaman kalmıyor. henüz iyi-kötü/doğru-yanlış diye değerlendiremeden yerini yenisine bırakıyor.
devamını gör...
13.
başkalarının kuralları belirlediği bir yarışta ön sıralara geçme uğraşı. her şeyin en'i olmak ve en'ine ulaşmak için tüketilen ne varsa. en sonunda kendini tükettiğini anlayana dek...
devamını gör...
14.
kültürel yabancılaşma trajedisine giydirilen bir tâbirdir. kavramların anlam kaymasına uğradığı bir cehâlet bataklığıdır. amaçsız ve fikirsiz yığınların teselli edilip avutulduğu parıltılı bir illüzyon temâşâgâhıdır.
devamını gör...
15.
sabun köpüğü gibidir. hızlı bir şekilde büyür, gelişir, patlar ve söner.
devamını gör...
16.
insanın tüketmekten hoşlandığı şeyi bir başkasının da tükkettiğini görünce kendini daha az yalnız hissetmesine sebep olan popülarite ürünleri.
devamını gör...
17.
her çağın hastalığı. falancadan geri kalmama çabası. borca girip lışveriş yapma yarışı.
devamını gör...
18.
pek çok yazar, sanatçı, müzisyen gibi listeyi uzatacağım insanların ve de mekanlarla şehirlerin kapılıp gittiği nehirdir. elini verdiği an, su içine çeker ve alıp götürür ve bir daha başladığı noktaya dönemez. olumlu yanları da vardır pek çok insana göre evet ama ben olumsuz taraflarına odaklıyım.
yıllardır kaliteli müzik yapan fakat az bir kitleyle bilinen günümüzün pek ünlü bir ses sanatçısının bir türkü albümüyle tanınır hale gelmesini...
iyi müzik yapan bir grubun bir dizi müziği yapınca patlamasını...
birilerinin çoktan okuyup kendince değer verdiği bir kitabın kitapçılarda en iyi 10 kitap arasına girip, sosyal medyada deniz kenarında fotoğraflarla tanınmasını...
kalemi kuvvetli fakat az okura hitap eden bir yazarın, bunla mutlu olmayıp daha sıska bir kalemle yazarak herkesin kendisini okumasını sağlamasını...
yıllardır sabit olan bir gölün ya da bir ormanın sırf birileri gidip merak uyandırdı diye meşhur olmasını...
evet kabul edemiyorum. bilgiye ulaşmak bu kadar kolayken, okunacak onca kitap, gezilecek onca yer, dinlenecek onca müzik varken, en önemlisi senin bir tarzın, beğenin, tavrın var iken neden tüm bunlara ulaşmanın yolu popüler kültür olsun ? işin kolayına kaçmak, sürüden ayrılmamak, zaman kazanmak ... neyse artık bunun adı...
yıllardır kaliteli müzik yapan fakat az bir kitleyle bilinen günümüzün pek ünlü bir ses sanatçısının bir türkü albümüyle tanınır hale gelmesini...
iyi müzik yapan bir grubun bir dizi müziği yapınca patlamasını...
birilerinin çoktan okuyup kendince değer verdiği bir kitabın kitapçılarda en iyi 10 kitap arasına girip, sosyal medyada deniz kenarında fotoğraflarla tanınmasını...
kalemi kuvvetli fakat az okura hitap eden bir yazarın, bunla mutlu olmayıp daha sıska bir kalemle yazarak herkesin kendisini okumasını sağlamasını...
yıllardır sabit olan bir gölün ya da bir ormanın sırf birileri gidip merak uyandırdı diye meşhur olmasını...
evet kabul edemiyorum. bilgiye ulaşmak bu kadar kolayken, okunacak onca kitap, gezilecek onca yer, dinlenecek onca müzik varken, en önemlisi senin bir tarzın, beğenin, tavrın var iken neden tüm bunlara ulaşmanın yolu popüler kültür olsun ? işin kolayına kaçmak, sürüden ayrılmamak, zaman kazanmak ... neyse artık bunun adı...
devamını gör...
19.
insanların her birini özel hissettiren ancak herkesi çaktırmadan tek tip haline getiren bir kapitalizm silahıdır.
bundan üç beş sene evvel bir anda erkeklerin ayaklarında babet çoraplarını görür olmuştuk. bunu bir kısım insan epey yadırgamış, bazıları bu "modaya" uymuş ve bazıları da zaman içerisinde uyum sağlamıştı. daha doğrusu uyum sağlamak zorunda bırakılmıştı. çünkü çorabın ayakkabının dışında gözükmesi artık bir varoşluk, olmamışlık belirtisi olarak lanse ediliyordu. bakın bu konuda ciddiyim beyler, şaka değil bunlar. takım elbise gibi bir klasiği babet çorapla giydirdiler lan millete.
bugün yine aynı adamların, bizzat tanıdığım görüştüğüm insanların ayaklarındaki çoraplar, bildiğiniz futbolcuların giydiği, diz kapağına kadar çekilebilen çoraplar. geçen sene temmuz ayının ortasında, yazın cehennem gibi kavuran sıcak günlerinde bunu giyen adamlar, bundan bir kaç sene evvel babet çorabı giyiyor ve çoraplarının ayakkabılarından görünmesinden rahatsız oluyorlardı. ancak bu popüler kültür dediğimiz şey öyle bir şey ki, sen çorabının bir cm'lik kısmının ayakkabı dışarısına çıkmasını istemiyorken hooop 25 cm yukarı çektiriyor. kısa paça takım elbise giyip, çorapsız görüntü sağlamak isterken, hooop rüştü reçber olma yolunda ilerliyorsun.
bugün benim tarzım, benim çizgim, benim olayım budur dediğimiz birçok şeyi aslında reklam şirketlerinin manipülasyon dolu reklamlarıyla benimsediğimizi sonradan fark ediyoruz.
bugün babet çorap giymek yine komik ama bu popüler kültür onu yine popüler yapar mı? bilinmez.
bakalım bu yaz transparan çorap mı giyeceğiz? merakla bekliyorum.
bundan üç beş sene evvel bir anda erkeklerin ayaklarında babet çoraplarını görür olmuştuk. bunu bir kısım insan epey yadırgamış, bazıları bu "modaya" uymuş ve bazıları da zaman içerisinde uyum sağlamıştı. daha doğrusu uyum sağlamak zorunda bırakılmıştı. çünkü çorabın ayakkabının dışında gözükmesi artık bir varoşluk, olmamışlık belirtisi olarak lanse ediliyordu. bakın bu konuda ciddiyim beyler, şaka değil bunlar. takım elbise gibi bir klasiği babet çorapla giydirdiler lan millete.
bugün yine aynı adamların, bizzat tanıdığım görüştüğüm insanların ayaklarındaki çoraplar, bildiğiniz futbolcuların giydiği, diz kapağına kadar çekilebilen çoraplar. geçen sene temmuz ayının ortasında, yazın cehennem gibi kavuran sıcak günlerinde bunu giyen adamlar, bundan bir kaç sene evvel babet çorabı giyiyor ve çoraplarının ayakkabılarından görünmesinden rahatsız oluyorlardı. ancak bu popüler kültür dediğimiz şey öyle bir şey ki, sen çorabının bir cm'lik kısmının ayakkabı dışarısına çıkmasını istemiyorken hooop 25 cm yukarı çektiriyor. kısa paça takım elbise giyip, çorapsız görüntü sağlamak isterken, hooop rüştü reçber olma yolunda ilerliyorsun.
bugün benim tarzım, benim çizgim, benim olayım budur dediğimiz birçok şeyi aslında reklam şirketlerinin manipülasyon dolu reklamlarıyla benimsediğimizi sonradan fark ediyoruz.
bugün babet çorap giymek yine komik ama bu popüler kültür onu yine popüler yapar mı? bilinmez.
bakalım bu yaz transparan çorap mı giyeceğiz? merakla bekliyorum.
devamını gör...
20.
kurbanı olan o kadar çok şey var ki. sırf bu popüler kültür olayı yüzünden o kadar çok şeyden soğudum ki. merak edip heveslenip de o kadar şeyi erteledim ki.
devamını gör...