41.
ülke sağcı ve solcu teröristlerin savaş alanı haline gelmişken, her gün sokaklarda kan dökülürken ülkeye tekrardan huzur ve istikrar getirmiştir.
öyle ki bugün herkesin çamur ata ata bitiremediği 1982 yasası, zamanında boşuna %91 oy ile kabul edilmedi. eğer bugün mürteciler ülkenin başına olmuşsa bunun suçlusu kenan evren değil, ülkeye yeniden aklını başına devşirme imkanı ve ortamı yarattığı halde bu fırsatı değerlendiremeyen herkestir.
öyle ki bugün herkesin çamur ata ata bitiremediği 1982 yasası, zamanında boşuna %91 oy ile kabul edilmedi. eğer bugün mürteciler ülkenin başına olmuşsa bunun suçlusu kenan evren değil, ülkeye yeniden aklını başına devşirme imkanı ve ortamı yarattığı halde bu fırsatı değerlendiremeyen herkestir.
devamını gör...
42.
ülkenin tarihinde devlet rejimine karşı yapılan 3. ve son başarılı askeri ayaklanmadır. diğer değişle; türk askeri gücünün rejimi ele geçirerek, başbakanı ve altındaki tüm yönetim mekanizmasını işlevsiz bırakmasıdır. olay tam olarak 1980 12 eylül gecesi saat 3:00'te başlamıştır. önce devlete ait kurumlar trt ve ptt alınmış ve aksiyonun arkası çığ gibi gelmiştir.
o dönemde genel kurmay başkanı kenan evrendi. bu darbe ile süleyman demirel indirildi ve türkiye büyük millet meclisinin faaliyetine ( süleyman demirelin rejimiyle beraber) son verildi, süleyman demirel ve tüm parlemento üyelerinin dokunulmazlığı kaldırıldı ve yurt dışına çıkış yasağı getirildi. sonunda başkan kenan evren oldu ve kendi komutansında " milli güvenlik konseyi" kuruldu.
darbe esnasında temel sebep ; " ülke birliğini ve bütünlüğünü koruma" olarak okunmuştu. aslında var olan siyasi cinayetlerinde payının büyük olduğu kaynaklarda geçiyor.
ne kadar haklı veya haksız bilinmez fakat bu hareketin ülkenin kötü giden sosyal düzenini hatta iç parçalanmasını yok etmek amacıyla alınan bir radikal karar olduğu ortada. özellikle siyasi cinayetler bana kalırsa toplum için feci yüksek riskti. o dönem askeriyenin sahip olduğu gücü düşününce gözlerim doluyor. asıl ülke savunması buydu bana sorarsanız. türkiyenin her zaman tek bir muazzam savunma gücü vardı ve bunlar polisler değildi. türkiyenin en büyük savunma gücü " türk silahlı kuvvetleriydi". kuleli kapatıldığında, subay bir dedenin torunu olarak cinnet geçirmenin eşiğine gelmiştim. okulun eğitim süreci durdurulduğunda, bu olacaklar bariz ortadaydı aslında. şimdi millet ülkesini savunmamak için kredi çekip, bedelli askerlik ücreti ödüyor. nereden nereye gelmişiz.
şu anda ülkenin içinde bulunduğu durumu görünce, o dönemlere şükrediyorum. en azından toplumunun kırılmasını gören ve bunun için önlem alan bazı devlet başları vardı geçmişte.. şu an neyimiz kaldı? ülke, uluslararası göç kampına döndü, hukuk yok, eğitim yok, kadınlar ve erkeklerin hakları eşit değil, ekonomik refah denilen bir olgu kalmadı.. atatürk'ün bıraktığı ülkeden " laik ve demokratik" kavramlarını maalesef son 21 yıl ile sildik.
bu kadar acınası duruma geldik.
o dönemde genel kurmay başkanı kenan evrendi. bu darbe ile süleyman demirel indirildi ve türkiye büyük millet meclisinin faaliyetine ( süleyman demirelin rejimiyle beraber) son verildi, süleyman demirel ve tüm parlemento üyelerinin dokunulmazlığı kaldırıldı ve yurt dışına çıkış yasağı getirildi. sonunda başkan kenan evren oldu ve kendi komutansında " milli güvenlik konseyi" kuruldu.
darbe esnasında temel sebep ; " ülke birliğini ve bütünlüğünü koruma" olarak okunmuştu. aslında var olan siyasi cinayetlerinde payının büyük olduğu kaynaklarda geçiyor.
ne kadar haklı veya haksız bilinmez fakat bu hareketin ülkenin kötü giden sosyal düzenini hatta iç parçalanmasını yok etmek amacıyla alınan bir radikal karar olduğu ortada. özellikle siyasi cinayetler bana kalırsa toplum için feci yüksek riskti. o dönem askeriyenin sahip olduğu gücü düşününce gözlerim doluyor. asıl ülke savunması buydu bana sorarsanız. türkiyenin her zaman tek bir muazzam savunma gücü vardı ve bunlar polisler değildi. türkiyenin en büyük savunma gücü " türk silahlı kuvvetleriydi". kuleli kapatıldığında, subay bir dedenin torunu olarak cinnet geçirmenin eşiğine gelmiştim. okulun eğitim süreci durdurulduğunda, bu olacaklar bariz ortadaydı aslında. şimdi millet ülkesini savunmamak için kredi çekip, bedelli askerlik ücreti ödüyor. nereden nereye gelmişiz.
şu anda ülkenin içinde bulunduğu durumu görünce, o dönemlere şükrediyorum. en azından toplumunun kırılmasını gören ve bunun için önlem alan bazı devlet başları vardı geçmişte.. şu an neyimiz kaldı? ülke, uluslararası göç kampına döndü, hukuk yok, eğitim yok, kadınlar ve erkeklerin hakları eşit değil, ekonomik refah denilen bir olgu kalmadı.. atatürk'ün bıraktığı ülkeden " laik ve demokratik" kavramlarını maalesef son 21 yıl ile sildik.
bu kadar acınası duruma geldik.
devamını gör...
43.
insanlık suçudur.
devamını gör...
44.
12 eylül öncesinde türkiye'de çok fazla sol fraksiyon vardı bunlardan bir tanesine ben de üyeydim küçük olduğum için bildiri dağıtmak duvarlara yazı yazmak afiş asmak gibi ufak tefek işleri biz yapıyorduk.. darbeden sonra evdeki bütün kitapları yaktık ve abim 6 ay bulunduğumuz eve gelmemişti bu yüzden biz de küçük bir sorguya çekilmiştik....
iyisiyle kötüsüyle güzel günlerdi.
kimse kenan evren'in bir sağdan bir soldan astık dediğine inanmasın.
türkiye'de 1960'dan başlayarak hızla ilerleyen türk solununun, egemen sınıflar tarafından önünün kesilmesidir. tamamen türkiye'de hızla büyüyen işçi sınıfının ve sosyalistlerin önünü kesmek için yapılan bir darbedir.
darbeden çok sonra mehmet ali birand'ın 12 eylül belgeselini seyrederseniz orada ;
"12 eylül darbesi sırasında dönemin cıa türkiye masası istasyon şefi paul henze askerî müdahaleyi haber alırken, haberi ulaştıran diplomatın "your boys have done it şeklindeki konuşması, 12 eylül darbesi içinde abd'nin rolünü gözler önüne serer....
bugün bu ülkede cemaatlerin bu kadar güçlenmesinin ve ilticanın bu seviyelere gelmesinin tek sebebi 12 eylül faşist darbesidir....
iyisiyle kötüsüyle güzel günlerdi.
kimse kenan evren'in bir sağdan bir soldan astık dediğine inanmasın.
türkiye'de 1960'dan başlayarak hızla ilerleyen türk solununun, egemen sınıflar tarafından önünün kesilmesidir. tamamen türkiye'de hızla büyüyen işçi sınıfının ve sosyalistlerin önünü kesmek için yapılan bir darbedir.
darbeden çok sonra mehmet ali birand'ın 12 eylül belgeselini seyrederseniz orada ;
"12 eylül darbesi sırasında dönemin cıa türkiye masası istasyon şefi paul henze askerî müdahaleyi haber alırken, haberi ulaştıran diplomatın "your boys have done it şeklindeki konuşması, 12 eylül darbesi içinde abd'nin rolünü gözler önüne serer....
bugün bu ülkede cemaatlerin bu kadar güçlenmesinin ve ilticanın bu seviyelere gelmesinin tek sebebi 12 eylül faşist darbesidir....
devamını gör...
45.
46.
evren' i sevmem. zaten, sayenizde başımıza bela oldu.
ama sadece 10 eylül + 11 eylül de vurdukları insan sayısı kenan evren' in astığından fazla olan sürünün, evren' den şikayet etmesi de saçma.
bir de oraya 19 yaşında zavallı bir jandarmayı arkasından vurup öldüren katilin fotoğrafını koyup, kendi sürüsü için duyar kasmaya çalışması da komik.
kendiniz ettiniz, kendiniz buldunuz. zırlamanız bir şey ifade etmiyor.
ama sadece 10 eylül + 11 eylül de vurdukları insan sayısı kenan evren' in astığından fazla olan sürünün, evren' den şikayet etmesi de saçma.
bir de oraya 19 yaşında zavallı bir jandarmayı arkasından vurup öldüren katilin fotoğrafını koyup, kendi sürüsü için duyar kasmaya çalışması da komik.
kendiniz ettiniz, kendiniz buldunuz. zırlamanız bir şey ifade etmiyor.
devamını gör...
47.
o lanet günün ve o gün ekilen zehirli tohumların körleştirdiği, topal bıraktığı, iğdiş ettiği hayatlarımıza sebep olanların ve yaptıkları yanına kar kalanların sonsuza kadar yattıkları yerde cehennem ateşiyle döne döne kavrulmalarını çok isterdim. keşke...
devamını gör...
48.
sağ-sol muhabbetine birbirini bıçaklamaya, kahve taramaya devam edemeyen ülkem moruklarının neden bu olayların devamını engelledi diye kenan evren'in arkasından zırlayarak havladıkları gün.
devamını gör...
49.
burjuvazi, arkasına abd emperyalizmini de alarak bir faşist pasifikasyon süreci işletti, ardından da bunu bir faşist askeri darbeyle bitirdi. türkiye işçi sınıfı hareketi ve sol hareket için çok yıkıcı bir darbe oldu bu saldırı.
12 eylül darbesi ,doğrudan işçi sınıfını ve onun devrimci örgütlerini hedef alan faşist bir darbedir..
bin kez korkuya boğdular zamanı
bin kez ölümlediler
yine doğumdayız işte, yine sevinçteyiz.
bitmedi daha sürüyor o kavga
ve sürecek
yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!
12 eylül darbesi ,doğrudan işçi sınıfını ve onun devrimci örgütlerini hedef alan faşist bir darbedir..
bin kez korkuya boğdular zamanı
bin kez ölümlediler
yine doğumdayız işte, yine sevinçteyiz.
bitmedi daha sürüyor o kavga
ve sürecek
yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!
![kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel](https://media.normalsozluk.com/up/2024/09/12/pl6engxfmus7ng1n-t.jpg)
devamını gör...
50.
allah affetsin aklıma kenan komutan geldi. zor zamanlardı.
devamını gör...
51.
60 darbesini alkışlayan malum kesimin, kınayarak ikiyüzlülüğünü gösterdiği darbe.
size yapılursa ' darbe"mohaliflerinize yapılırsa "devrim" değil mi!
size yapılursa ' darbe"mohaliflerinize yapılırsa "devrim" değil mi!
devamını gör...
52.
sağ-sol çatışması adı altında amerika arka planlı; düşünen, sorgulayan, hayatın içinde yaşayan dinamiklerin askeri rejimle yok edilmesidir.
12 eylüle giden yol siyasi istikrarsızlık ve ekonomik buhran olsa da ses çıkaran ve hakkını arayan kitleler fişlenmiş, işkence görmüş ve ölmüştür.
korku rejimiyle sindirilen insanların artık konuşma, sorgulama ve haksızlık karşısında ses çıkaramamaların sonuçlarını günümüzde en derinden hisseder durumdayız.
uzun vadede, ekonomi ve iktisat düşünce akımlarından habersiz, halkın refahı ve siyasi düşünce fikirlerinden bihaber, umursamaz, fikir beyan edebilecek kapasitesi olmayan ve önüne gelecek her şeyi kabul edip kader diyen milyonlar yaratmıştır.
12 eylüle giden yol siyasi istikrarsızlık ve ekonomik buhran olsa da ses çıkaran ve hakkını arayan kitleler fişlenmiş, işkence görmüş ve ölmüştür.
korku rejimiyle sindirilen insanların artık konuşma, sorgulama ve haksızlık karşısında ses çıkaramamaların sonuçlarını günümüzde en derinden hisseder durumdayız.
uzun vadede, ekonomi ve iktisat düşünce akımlarından habersiz, halkın refahı ve siyasi düşünce fikirlerinden bihaber, umursamaz, fikir beyan edebilecek kapasitesi olmayan ve önüne gelecek her şeyi kabul edip kader diyen milyonlar yaratmıştır.
devamını gör...
53.
anarşi dönemine son vermiştir.
siyasi liderler sokakta akan kanı durdurmazsa,
ordu müdahale eder.
siyasi liderler sokakta akan kanı durdurmazsa,
ordu müdahale eder.
devamını gör...
54.
ülkeye format atan darbe. birtakım yararlı, önemli dosyaları silmekle kalmadı; virüs bulaştırdı.
getirdiği anayasanın da korkudan kabul edildiği falan yoktur, %92 ile geçti lan bildiğin bile isteye kabul etmiş milletimiz. akan kanı da kimse bahane etmesin, demirel'e cevap verin: "11 eylül günü oluk oluk akan kan 13 eylül günü nasıl durdu?" pek çok ilde sıkıyönetimle orduya ciddi yetkiler verilmişti, ordu erbakan'ın "kadayıfın altı kızarıyor." mottosuyla hareket ettiğinden işe yaramadı bunlar.
tabii ki tüm suç ordunun değil, ap-chp 77 sonrası hükümet kurup 80 senesinde cumhurbaşkanı seçebilse netekim asla müdahale edemezdi. demirel güvenoyu alınca bile müdahale tarihini ertelemek zorunda kaldılar, sağlam bir irade görseler hiçbir halt edemezlerdi. aynı ikili 73'te ordu "gürler'i seçeceksiniz." deyince bir araya gelip korutürk'ü seçtiler, hiçbir halt edemedi ordu.
netekim'in getirdiği düzen de hepsinin işine geldi ki hiçbiri değiştirmek yolunda bir politika gütmedi, kin bile gütmediler adama*. muhalifken barajı eleştiren iktidar olunca "istikrar da istikrar" demeye başladı. sivil özal darbenin getirdiği siyasi yasağı savundu lan referandumda*, bu mu demokrasiyi içselleştirmiş liberal lider*?
barajın da irticaya ya da kürtçülere karşı getirildiği falan yok; elinde kur'an-ı kerim ile miting yapan, salt sünni islamı anlatan bir din dersini zorunlu yapan, bir dolu imam-hatip açan netekim irticaya karşı aksiyon alacaktı öyle mi? tam tersi, yüksek politik bilince sahip halkı uyuşturmak amaçlı dini kullandı*. konudan biraz kopuk olacak ama 28 şubat'ı da bu yüzden pek samimi bulamıyorum ben zaten, o dönem irticanın yükselişte olduğu 93 yılından beri belliydi; aksiyon almak için erbakan'ın başbakan olması neden beklendi? daha erkenden önlem alınsa halka da siyasi bir partiye değil irticaya karşı mücadele edildiği anlatılabilirdi.
o dönemde de bir kürtçü siyasi oluşum yok ayrıca, ileride shp güdümünde girdiler meclise. erdal inönü bir yol açmak istedi, bunlar adamı alenen istismar edince* hiçbir yere varılamadı. olmayan bir şeye nasıl önlem alsın, pkk'nın varlığını bile özal hükümeti uzunca bir süre inkâr etti; küçümsedi sorunu*.
aradan geçen 44 sene içinde uzun bir süre değişiklik falan olmadı, olan değişiklikler de* her şeyi daha kötü hâle getirdi. bundan sonra olacak değişikliklerin de kötü sonuçlar vereceğine ben kendi adıma eminim en azından, ülkede 80 öncesi siyasi düzene* dönüşü başarabilecek bir siyasi aktör* yok çünkü. en basitinden, seçim kampanyalarında oldukça detaylı bir şekilde yapacakları eğitim reformundan bahseden bir parti görmüyorum ben.
getirdiği anayasanın da korkudan kabul edildiği falan yoktur, %92 ile geçti lan bildiğin bile isteye kabul etmiş milletimiz. akan kanı da kimse bahane etmesin, demirel'e cevap verin: "11 eylül günü oluk oluk akan kan 13 eylül günü nasıl durdu?" pek çok ilde sıkıyönetimle orduya ciddi yetkiler verilmişti, ordu erbakan'ın "kadayıfın altı kızarıyor." mottosuyla hareket ettiğinden işe yaramadı bunlar.
tabii ki tüm suç ordunun değil, ap-chp 77 sonrası hükümet kurup 80 senesinde cumhurbaşkanı seçebilse netekim asla müdahale edemezdi. demirel güvenoyu alınca bile müdahale tarihini ertelemek zorunda kaldılar, sağlam bir irade görseler hiçbir halt edemezlerdi. aynı ikili 73'te ordu "gürler'i seçeceksiniz." deyince bir araya gelip korutürk'ü seçtiler, hiçbir halt edemedi ordu.
netekim'in getirdiği düzen de hepsinin işine geldi ki hiçbiri değiştirmek yolunda bir politika gütmedi, kin bile gütmediler adama*. muhalifken barajı eleştiren iktidar olunca "istikrar da istikrar" demeye başladı. sivil özal darbenin getirdiği siyasi yasağı savundu lan referandumda*, bu mu demokrasiyi içselleştirmiş liberal lider*?
barajın da irticaya ya da kürtçülere karşı getirildiği falan yok; elinde kur'an-ı kerim ile miting yapan, salt sünni islamı anlatan bir din dersini zorunlu yapan, bir dolu imam-hatip açan netekim irticaya karşı aksiyon alacaktı öyle mi? tam tersi, yüksek politik bilince sahip halkı uyuşturmak amaçlı dini kullandı*. konudan biraz kopuk olacak ama 28 şubat'ı da bu yüzden pek samimi bulamıyorum ben zaten, o dönem irticanın yükselişte olduğu 93 yılından beri belliydi; aksiyon almak için erbakan'ın başbakan olması neden beklendi? daha erkenden önlem alınsa halka da siyasi bir partiye değil irticaya karşı mücadele edildiği anlatılabilirdi.
o dönemde de bir kürtçü siyasi oluşum yok ayrıca, ileride shp güdümünde girdiler meclise. erdal inönü bir yol açmak istedi, bunlar adamı alenen istismar edince* hiçbir yere varılamadı. olmayan bir şeye nasıl önlem alsın, pkk'nın varlığını bile özal hükümeti uzunca bir süre inkâr etti; küçümsedi sorunu*.
aradan geçen 44 sene içinde uzun bir süre değişiklik falan olmadı, olan değişiklikler de* her şeyi daha kötü hâle getirdi. bundan sonra olacak değişikliklerin de kötü sonuçlar vereceğine ben kendi adıma eminim en azından, ülkede 80 öncesi siyasi düzene* dönüşü başarabilecek bir siyasi aktör* yok çünkü. en basitinden, seçim kampanyalarında oldukça detaylı bir şekilde yapacakları eğitim reformundan bahseden bir parti görmüyorum ben.
devamını gör...
55.
56.
bugünkü tefecilerin ve arap sermayesinin eline düşmüş türkiye' nin temelini atan darbedir.
tıurgut özal , sömürgeci batı tarafından köylere bile elektrik getiren ilerici bir reformist olarak süslendi , püslendi, sunuldu ve ülkenin tam olarak sömürülmesinin parke taşlarını döşedi ve tabii ki darbe sonrasındaki batının uydusu hükümetlerle bonus olarak kıbrıs barış harekatı' nın da intikamı alınmış oldu.
darbe öncesi yükselen türk solunun ezilip örselenmesi ile sağın canavarlaştırılması planları da darbenin tetikleyici unsurları olarak suni biçimde körüklendi. özetle, batı her iki kanadı da mükemmel şekilde kullandı.
12 eylül darbesi , bu ülkenin görüp göreceği en kararlı sömürgeleştirme planının ana unsurudur.
tıurgut özal , sömürgeci batı tarafından köylere bile elektrik getiren ilerici bir reformist olarak süslendi , püslendi, sunuldu ve ülkenin tam olarak sömürülmesinin parke taşlarını döşedi ve tabii ki darbe sonrasındaki batının uydusu hükümetlerle bonus olarak kıbrıs barış harekatı' nın da intikamı alınmış oldu.
darbe öncesi yükselen türk solunun ezilip örselenmesi ile sağın canavarlaştırılması planları da darbenin tetikleyici unsurları olarak suni biçimde körüklendi. özetle, batı her iki kanadı da mükemmel şekilde kullandı.
12 eylül darbesi , bu ülkenin görüp göreceği en kararlı sömürgeleştirme planının ana unsurudur.
devamını gör...
57.
12 eylül 1980 darbesi, 1970'lerdeki sağ-sol çatışmalarını durdurdu fakat her şeyden önce darbe sonrası türkiye'nin başına siyasal islam'ı bela ederek 44 yılda bugünlere gelindi. 12 eylül'le birlikte köy ensitütüleri'nin(1940-1954) mirasçısı öğretmen okulları(1954-1980) kapatıldı ve bu durum, eğitimsiz kalan köylünün köyden kente göçünü hızlandırdı. tabi tüm suç ordunun değil, süleyman demirel'in adalet partisi ile bülent ecevit'in chp'si aralarında anlaşıp hükümet kursalardı iş bu noktalara varmayacaktı ki ecevit, 1974 kıbrıs barış harekatı için necmettin erbakan'ın msp'siyle işbirliği yapmış birisidir.
12 eylül darbesi, toplumun her yanını etkiledi. işte o kötü etkiler şunlardır:
1) 12 eylül öncesi yüzde on seçim barajı yokken kenan evren, kendi kafasına göre yüzde on seçim barajı getirerek demokrasiyi laçkalaştırdı.
2) yök diye bir kurum yokken üniversitelerin bilimsel özerkliğini baltalamak için 1982'de devlet eliyle yök kuruldu. akademiden ordinaryüslük unvanları kaldırıldı ki ordinaryüs, pırofesörün bir üst rütbesiydi.
3) 1961 anayasası'nın cumhuriyet senatosu gibi olumlu getirileri kaldırılarak onun yerine 1982 darbe anayasası benimsendi.
4) mazlum insanların zalim otoriterlere karşı hak aramasını engelleyen ve durduk yere depresyona sokan arabesk müzik, 12 eylül'den sonra iyice yaygınlaştı.
5) 12 eylül'e kadar sosyal devlet anlayışı varken 24 ocak kararları'nın da etkisiyle vahşi neoliberalizmle birlikte özelleştirmeler yapıldı, üstüne üstlük kırsal kesimin kalkınması gerekirken köyden kente göç iyice hızlandı ve bunun sonucunda büyükşehirlerde kültür çatışması yaşandı vb.
12 eylül darbesi, toplumun her yanını etkiledi. işte o kötü etkiler şunlardır:
1) 12 eylül öncesi yüzde on seçim barajı yokken kenan evren, kendi kafasına göre yüzde on seçim barajı getirerek demokrasiyi laçkalaştırdı.
2) yök diye bir kurum yokken üniversitelerin bilimsel özerkliğini baltalamak için 1982'de devlet eliyle yök kuruldu. akademiden ordinaryüslük unvanları kaldırıldı ki ordinaryüs, pırofesörün bir üst rütbesiydi.
3) 1961 anayasası'nın cumhuriyet senatosu gibi olumlu getirileri kaldırılarak onun yerine 1982 darbe anayasası benimsendi.
4) mazlum insanların zalim otoriterlere karşı hak aramasını engelleyen ve durduk yere depresyona sokan arabesk müzik, 12 eylül'den sonra iyice yaygınlaştı.
5) 12 eylül'e kadar sosyal devlet anlayışı varken 24 ocak kararları'nın da etkisiyle vahşi neoliberalizmle birlikte özelleştirmeler yapıldı, üstüne üstlük kırsal kesimin kalkınması gerekirken köyden kente göç iyice hızlandı ve bunun sonucunda büyükşehirlerde kültür çatışması yaşandı vb.
devamını gör...
58.
12 eylül 1980'de ekilen tohumların meyvesini bugün yiyenlerdenseniz sizi rahatsız etmeyecek darbedir.
devamını gör...
59.
12 eylül darbesini 1970’li yıllarda cıa’nin türkiye şefi olan paul henze, abd başkanı jimmy carter’a “bizim çocuklar başardı” diye haber vermişti. 38 yıl geçtikten sonra, “bizim çocuklar başardı”nın belgeleri şimdi yayınlanıyor.
bbc, 2011 yılında bilgi edinme yasası kapsamında yapılan bir başvuru üzerine, gizliliği kaldırılan 12 eylül cunta darbesine ilişkin abd dışişleri bakanlığı belgelerini, üç günlük bir yazı dizisi ile yayınladı.
(bkz: https://www.setav.org/yorum...)
mehmet ali birand'ın 12 eylül darbesini anlatan kitabıdır. 12 eylül hakkında yazılan ilk araştırma kitabıdır.
mehmet ali birand'ın bu kitabında ortaya atılan, 12 eylül darbesi sırasında dönemin cıa türkiye masası istasyon şefi paul henze askerî müdahaleyi haber alırken, haberi ulaştıran diplomatın "[y]our boys have done it" (seninkiler yaptı/bizim çocuklar işi bitirdi) şeklindeki konuşması.
(bkz: https://tr.wikipedia.org/wi...).
bbc, 2011 yılında bilgi edinme yasası kapsamında yapılan bir başvuru üzerine, gizliliği kaldırılan 12 eylül cunta darbesine ilişkin abd dışişleri bakanlığı belgelerini, üç günlük bir yazı dizisi ile yayınladı.
(bkz: https://www.setav.org/yorum...)
mehmet ali birand'ın 12 eylül darbesini anlatan kitabıdır. 12 eylül hakkında yazılan ilk araştırma kitabıdır.
mehmet ali birand'ın bu kitabında ortaya atılan, 12 eylül darbesi sırasında dönemin cıa türkiye masası istasyon şefi paul henze askerî müdahaleyi haber alırken, haberi ulaştıran diplomatın "[y]our boys have done it" (seninkiler yaptı/bizim çocuklar işi bitirdi) şeklindeki konuşması.
(bkz: https://tr.wikipedia.org/wi...).
devamını gör...
60.
"bizim çocuklar başardı" sözü m.ali birand'ın bir kara propagandasıdır. paul henze bunu "the boys in ankara did it" yani "ankara'daki çocuklar başardı" dediğini fakat m.ali birand tarafından yanlış aktarıldığını belirtmiştir.
haliyle bu propaganda yüzünden liberal, ortanın solu, komünist, sosyal demokrat, ülkücü, milli görüşçü demeden herkesin ortak birlestigi tek nokta olmuştur. şimdi yeni bir anayasa tartışması varken yine başlayacaklar "darbe anayasası" diye.
paul henze'nin dediğine göre abd'nin çocukları başaramadı lakin sahi kimin çocukları başardı?
haliyle bu propaganda yüzünden liberal, ortanın solu, komünist, sosyal demokrat, ülkücü, milli görüşçü demeden herkesin ortak birlestigi tek nokta olmuştur. şimdi yeni bir anayasa tartışması varken yine başlayacaklar "darbe anayasası" diye.
paul henze'nin dediğine göre abd'nin çocukları başaramadı lakin sahi kimin çocukları başardı?
devamını gör...