hücü bulan yayımda a.b.d. başkanı baıden'ın söylemleri doğrultusunda yapıldığı iddaa edilen soykırımın. türkiye cumhuriyeti nin yapmadığı osmanlı zamanında yapıldığı iddaa edilmektedir bunun sorumluluğunu türkiye cumhuriyeti devletine maal edemeyeceğini açıklamıştır kaldıki istanbul içinde kostantin sıfatını kullanmıştır. sözüm ona ilgili açıklamadan saatler önce abd başkanının telefon görüşmesiyle türkiye cumhuriyeti cumhurbaşkanı recep tayyip erdoğan ilede görüştüğü bilinmekte, böyle bir açıklama yapılmadan önce bunun görüşüldüğü aşikar ortadoğu'da kartlar acaba yeniden mi dağıtılıyor sorusuna akıllara getiriyor.
devamını gör...
ermenı soykırım iddalari için gündemde olmaya devam ediyor ve artçı şoklarını da olmaya devam edecekler olayların tam neden başladığı ve nasıl sonuçlandığını anlamak icin 1893 harbi 1915 ve 1916 olaylarını okuyup anlamak lazım.
devamını gör...
moderasyon tarafından değiştirilip, sonuna "iddia" ibaresi eklendikten sonra sözlükteki varlığı ve bahsi uygun görülmüş tarihi teori, ermeni soykırımını ifade eden tamlama.
devamını gör...
şöyle ağız dolusu küfür edemiyoruz dimi.. en son uyarı almıştım da..
ama bazı durumlar/kişiler/olaylar/küfür etmeden nasıl anlatılabilinir ki?
devamını gör...
masum ermenilerin barışçıl eylemleri

m.ensonhaber.com/gundem/bel...
devamını gör...
beni en çok rahatsız eden; yakın zamanda bu tarz dayatmaların bizi nasıl zor durumda bırakacağını hükümet ve yandaş medyanın çok hafife alması...
dost ülkemiz kalmadı neredeyse ve her ülke bize karşı ermenileri savunuyor özellikle amerika da en güçlü lobi olan israil lobisini de kaybettik, monşer diye dalga geçilen konu uzmanı büyükelçilerimiz tasfiye edildi vs.
maalesef yandaş kanallarda büyüklük taslayıp bize bişey olmaz tavırlarını bırakıp haklı davayı dünyaya anlatarak gelecek kötü günlerin önüne geçmeliyiz...
devamını gör...
arşivlerin açılması olayını pek anlayamıyorum. benim bildiğim arşivler açık zaten ve isteyen gidip araştırıyor. alman arşivlerine, rus arşivlerine, türk arşivlerine vb. dayanılarak yapılan bir çok çalışma mevcut bu konuda. zaten bilimsel çalışma böyle yapılır. hadi beyler toplanıyoruz şu ermeni meselesini bir çözüme kavuşturalım denmez. bilim adamları araştırmalarını yaparlar ve daha sonra da bunları yayınlanlar ve bu yayınlar üzerinden bir konsensüs oluşur. ki zaten bu konuda da böyle olmaktadır. bildiğim kadarıyla şu anda dünyada geçerli olan konsensüs, bu hadisenin, türkiye'de bilindiğinin aksine cereyan ettiğidir. bir örnek vermek gerekirse, evrim teorisi ve akıllı tasarım gibi düşünün.
devamını gör...
adı üstünde iddiadır, bunu kabul edenlerin kendi yaptıkları katliamları ve soykırımları görmezden gelmeleridir.
devamını gör...
anneannemin ebeveynlerinin ölüm nedeni olan olay. yoksa 90 yaşındaki kadının söylediği de mi iddia?
devamını gör...
şahsımı, gerçek olsa bile zerre ilgilendirmeyen iddia. ermeniler, yaptıkları soykırımlar yüzünden zerre pişmanlık duymuyor, hatta bir de pişkin pişkin inkâr ediyorlar. onlar yüzlerce insanın dedesine acımamış, ben de onların dedesine acıyacak, oturup ağlayacak, yas tutacak değilim.
devamını gör...
yazı uzun. altta kaynakça sunuldu. okumaya zamanı olmayanlar ya da okumak istemeyenler için video linkler de eklendi. özet geç derseniz:

sözde ermeni soykırımına ait tartışmalar sadece türkiye'de değil bütün dünyada yapılmaktadır. soykırım yalanı iddiasını ortaya sunanların "soykırım olup olmadığına ilişkin tartışmalar sadece türkiye'de yapılıyor" demesi bile, tek yanlı, ermeni diasporası ifadesidir, kaldı ki bilimsellikten uzaktır.

ermeni soykırımı iddiaları batı’nın emperyal yalanıdır. tarihi olduğu gibi çarpıtmadır. amaç türkiye’yi bölmek istemektir. bu yalanın arkasında, ermeniler’in kendi yaptıkları katliamları örtme çabası da vardır. bunun nasıl olduğunu kaynaklarıyla değerli tarihçilerin araştırmalarını kanıt göstererek değiniyorum.

1915 olaylarında trajediler yaşanmıştır. türk, kürt, ermeni ve başka milletlerden çok sayıda insan o savaş koşullarında hayatını yitirmiştir. bunun teknik tabiri tarihçilere göre mukateledir. soykırım, sistematik olarak bir grup insanı canice öldürme niyetiyle yapılan bir eylemdir. bm, soykırım sözleşmesinde “intent” yani “niyet” unsurunu da ele alır. hitler’in gaz odalarında yahudileri öldürmesi soykırımdır. önceden planlanmış ve tatbik edilmiştir. ermenilerin sözde soykırım iddiaları iste gerçeği yansıtmamaktadır. dönem içinde bulunduğu savaş koşulları ile ermenilerin çıkardığı bir sürü isyan ve ermenilerin türklere yaptıkları katliamlar kayıtlara geçmiştir.

türk milletinin ermenilerle bir alıp veremediği yoktur. ermeni kökenli vatandaşlarımız türk milletinin bir parçasıdır. misal, artin penik, ermeni asıllı türk vatandaşıdır. asala'nın eylemlerini protesto etmek için 1982’de taksim meydanı'nda kendini yakarak intihar etmiştir. fakat ermenistan ve diaspora ermenileri, uzun yıllardır kendilerine nefret tohumları ektikleri için türklerle sorunu vardır. enerjilerini kendi ülkelerini nasıl geliştirebileceklerini harcamak yerine, uzun yıllardır türklere karşı olan hasmane tutumlarıyla en çok kendi halklarıına da zarar vermektedirler. batılı devletleri yalanlarıyla ikna edip, türkiye’den toprak ve tazminat koparma hayalleri kurmaktadırlar.

ermeni meselesinin tarihsel gelişimi

ilk ayrılıkçı ermeni hareketi osmanlı’da duraklama devrinde 1645-1669 yılları arasında venedik-osmanlı savaşı döneminde ortaya çıkar. osmanlı’nın giderek zayıflaması ve eski gücünü kaybetmesine bağlı olarak 1670 yılında bu savaşı takip eden dönemde venedik, lehistan (polonya ) ve rusya’nın o dönemde osmanlı’ya karşı yürütmüş olduğu düşmanca hareketleri değerlendirmek isteyen bir grup eçmiadzin kökenli, yani bugünkü ermenistan’da bulunan gregoryan mezhebine mensup o bölgeden yaklaşık 8 kişilik bir heyet papa ile anlaşmak için italya’ya hareket eder. bu heyetin içinde israel ori isimli bir şahıs da vardır. bu şahıs daha sonra ermeni ayrılıkçı hareketinin liderliğini yürütecektir.

tr.wikipedia.org/wiki/%C4%B...

yolculuk sırasında heyetin başlarında bulunan katolik bir kişinin ölümü üzerine heyet papa ile görüşmekten vazgeçer ve geri döner. ancak heyetin içlerinde bulunan israel ori ermeni ayrılıkçı hareketinin temelini teşkil eden ilk hareketi başlatan kişidir. daha sonra avusturya macaristan imparatoru ve o zaman rus çarı olan 1.petro (deli petro) ile yapılan görüşmeler sonucunda, ermeniler ile ilgili olarak büyük petro’nun vasiyetinde ortaya konulan 9.maddede, osmanlı’nın özellikle doğuda ve hindistan’a giden yol üzerinde kafkasya’da etkinliğinin azaltılması amacıyla bazı hareketlerde bulunulması veya bu bölgeyle ilgilenmesi tayin edilmiştir. ayrıca 9.madde, ermenilerin bu bölgeye göç ettirilmeleri ve yerleştirililmesi konusunda israel ori’ye söz verir. bunun sonucunda o dönem içerisinde rusların kafkasya’da iranlılara karşı bir harekatı söz konusu olur. bu hareket sırasında rus gerenerali marturişin komutasındaki kuvvetler ilk defa o bölgede bulunan hanlıklar üzerinde etkili olarak bölgeye ermeni göçünü başlatırlar. o bölgede o devirde iran safevi devleti bulunmaktaydı. bugün erivan dediğiniz kent revan hanlığının ki türk hanlığıdır onun başkentidir. ağırlıklı olarak güney kafkasya nüfusu azerbeycan ve revan bölgesinde de türktür. fakat bu hareketle başlayan ermeni göçü ve o bölgeye yerleştirilme, daha sonraki 1812-1813 savaşları ve bundan önce (2.katerina döneminde 1774 yılında çeşme baskını) osmanlı rus savaşı, 1812- 1813 arasında bu bölgeye intikale devam eder. 1828 osmanlı rus savaşında, özellikle karabağ bölgesi ve revan hanlığı bölgesindeki ermeni nüfusu belirli bir konuma getirilir.

ruslara mağlup olan iran şahı, ıı.mahmud’a haber göndererek bölgede giderek artan ermeni nüfusunun osmanlılar içn de tehlikeli olabileceğini belirterek osmanlının bu bölgede ve ermeni nüfusuna karşı tedbir alması için uyarır. ıı.mahmud bunun üzerine o zaman istanbul da bulunan ermeni patriği garabet (balatlı garabet ııı) ve selefi boğos efendileri (edirneli boğos ı. krikoryan) makamına çağırarak, 1828 de başlayan osmanlı rus savaşı öncesi, anadolu da ve istanbul da mevcut bulunan ermenilerin, osmanlıların yapacağı bu savaşta osmanlıların yanında yer alması veya osmanlı aleyhine davranmaması yönünde uyarır ve kendisinden buna yönelik teminat ister. o zamanki ermeni patriği bu teminatı verir ama bir şart öne sürer. istanbul’da yaşayan katolik ermenilerin osmanlının yanında yer alması garanti edilemez, osmanlı’ya ihanet edebilirler. bu yüzden katolik ermenilerin istanbul’dan ve doğu illerinden uzaklaştırılması konusunda padişaha teklifte bulunur. yani ermenilere tehcir ilk kez 1915’te gerçekleşmemiştir. osmanlı tarihi içerisinde ilk sevk ve isyan yasası uygulanışı 1825’tir. ermenilerin tehcir edilmesini teklif eden de bizzat istanbul’daki ermeni patriğidir.
www.turkiyeermenileripatrik...

sebebi, ortodoks patriğin katolik ermeniler üzerinde gücü olmadığını ve onlara söz geçiremeyeceğini iddia etmesi. adana ve eflak bögesine, balkanların kuzeyine ve orta anadolu’da belirli bazı şehirlere göç edilmelerini teklif eder ermeni patrik efendi.

ıı. mahmut ferman çıkartır. sevk iskan kanunu ile istanbul’daki katolik ermeni nüfus bir ay içerisinde gönderilir. katolik ermenilerin anadolu’da ve doğuda yaşayan bölümünü de özellikle istanbul’daki mevcut patrik ve onun anadoluda’ki temsilini de iskana tabii tutarlar. ve acıklı bir manzara ortaya çıkar. anadoludaki türk aileleri, iskana tabii tutulan ermenilerin çoğunu saklarlar. onların iskanla bölgelerinden uzaklaştırılmalarını istemezler. buna rağmen bir çok ermeni nüfusu iskana tabii tutulur.

fakat 1828 osmanlı-rus savaşı savaş patlak verdiğinde ahılkelek bölgesinde yapılan savunmada (gürcistan’da bir kent) osmanlı ordusunun yanında katolik ermeniler osmanlılar’ın yanında savaşa girerler ve kahramanca şavaşırlar. hatta osmanlı ordusunda büyük bir zaiyata da uğrarlar. bunun üzerine sultan ıı. mahmud, aldatıldığını anlar ve sürülen katolik ermenilerin tekrar anadolu’ya geri getirilmeleri için ferman çıkartır.

1830’da ayrı bir katolik ermeni patrikliği teşkil edilir ve başına çukuryan isimli bir patrik getirirlir. ardından anadolu da bir çok misyonerlik faaliyeti başlar. ve ardından bir çok ermeni protestan olur. bunun üzerine bir de 1859’da ayrı bir protestan patriği kurulur.

ermeni isyanlarında okulların rolü-doç.dr. murat ontuğ
turksandarmenians.marmara.e...

ermeni milliyetçi hareketlerin doğuşu
dergipark.org.tr/tr/downloa...

ermeniler 1877-78 savaşına (93 harbi) kadar sürekli ruslardan yardım aldılar. ama hedefleri ayrı bir devlet kurmak değildi. başka bir hristiyan ülkenin tebaası olmaktı. müslüman bir ülkenin tebaası olmaktansa rus tebaası olmayı yeğlediler. ruslar ermeniler aracılığıyla kafkasya’da müslüman nüfusu azaltmak isteyip ermenileri türklere karşı taşeron gibi kullandılar.

ermeniler ruslar yanında yer almalarına rağmen rusların hedeflerini ve taşeron gibi kullanıldıklarını daha sonra fark ettiler. fakat 1877-78 savaşından (93 harbi) sonra, berlin antlaşması ve antlaşmanın 61.maddesi gereğince ermenilerin yaşadığı vilayetlerde reformlar yapılacak esasına dayanarak ermenilerin hareketi nitelik değiştirip tamamen bağımsız ermenistan kurmaya odaklandı. taşnak, hınçak ve razgavar adlı ayrılıkçı üç örgüt kuruldu. amaç bağımsızlık kazanmaktı.

önemli tarihsel gerçek: ermeniler anadolu’da hiçbir zaman çoğunlukta olmadılar. her zaman azınlık olarak diğer milletlerle iç içe yaşadılar. kafkasya da dahil. ne anadolu’da ne kafkasya’da çoğunluk oldular.

ermenilerin iddiası ve hayali doğru anadolu’yu esas alan bir ermeni devleti kurmak. bu gerçek 93 harbinden sonra ortaya çıktı anadolunun bir çok yerinde bunun için isyan çıkardılar. adana kozan, maraş, antep, zeytun, bitlis ve vandaki isyanlar, 1890’da erzurumda çıkan isyanlar.


1905’te ıı.albdülhamit’e düzenlenen yıldız suikasti büyük ses getirdi.
yıldız suikastı, 21 temmuz 1905 günü osmanlı padişahı ıı. abdülhamit'e karşı ermeni devrimci federasyonu tarafından yıldız hamidiye camii önünde yapılmış bombalı bir suikast girişimidir. belçika vatandaşı edward joris'in suikast girişiminin lideri olduğu sonucuna varıldı.


ayrılıkçı ermeniler, 1904-1905 yıllarındaki tsushima rus-japon harbinde japonları tuttular. o güne kadar hep rusları destekleyen ermeniler, japonların rusları yendiğini görünce japon imparatoruna destek mesajları gönderdiler. japonları kafkasya’ya davet ettier.

daha sonra 1912 balkan savaşı’nda bulgaristan osmanlı’ya saldırınca bu sefer ermeniler bulgarlarla birlikte oldular. andranik ozanyan (andranik toros ozanyan veya antranig paşa, d.1865 şebinkarahisar- ö.1927 kaliforniya, osmanlı ermenisi gerilla lideri, rus ordusunda ermeni gönüllülerinden oluşan birliklerden birinin komutanı. doğu anadolu'da ve azerbaycan'da müslüman türklere ve kürtlere yaptığı katliamlarla bilinir. ) ve garagin isimli iki isyancı lideri, bulgar ordusu içinde ermeni birlikleri kurdular. bulgarların trakya’ya taaruzunda görev aldılar. malkara-keşan-ipsala-tekirdağ bölgesinde katliamlar yaptılar. bulgar ordusuyla birlikte savaşa iştirak edip osmanlı’ya saldırdılar.

balkan savaşı bitince, 1.dünya savaşı başlar. ve ermeniler bu sefer tekrar ruslarla işbirliği yapar. güneydoğu’da antep bölgesinde ise işgalci fransızlarla işbirliği yaparlar.

ermeniler, çıkarları gereği ve kim türklere karşıysa onların yanında saf tutarlar. önce rusya, sonra japonya, sonra bulgaristan, sonra tekrar rusya ve ardından da fransa ile işbirliği yaparlar. işgal bölgesi olan adana-antep-maraş’ta fransızların himayasi altında doğu ermeni lejyonunu kurdular. kıbrıs’ta asker eğitim aldılar. ardından mısır’a gittiler. daha sonra fransızların oluşturduğu doğu lejyonu, filistin cephesinde kudüs savunması yapan osmanlı birliklerine karşı general edmund allenby’nin ordusunda tugay seviyesinde görev alıp savaşa katıldılar.

www.researchgate.net/public...

www.sozcu.com.tr/2017/yazar...

hatta türklere nefretle taaruz ettikleri için general allenby bunları ödüllendiriyor.

güney anadolu’da bir askerli birlik oluşturuyorlar. bu birliğin personeli amerika’dan geliyor. çukurova bölgesinde oluşturdukları doğu lejyonuna amerika’daki ermeniler akın akın geliyor. oradan kıbrıs’ta eğitim alıyorlar. sonra ingilizler ile filistin cephesinde çarpışıyorlar.


van isyanı

1915 mart sonunda başlıyor. 20-21 nisan 1915’de van ermeni isyancı birlikleri tarafından ele geçiriliyor. ermeniler van’da büyük bir katliam yapıyorlar. abd’li tarihçi justin mccarthy, “van’da ermeni isyanı” (orijinal adıyla “rebellion at van”) kitabının 9.bölümü “destruction and murder in van” kısmında şöyle yazıyor:


“murder and and wholsale destruction were seen all over van province from the beginning of the armenian rebellion. bloodshed had not been unknown in van before the beginning of the revolt, but the deaths during the rebellion had a unique ferocity. soon after its start the revolt took on the character of an intercommunal war, not the old conflict between revolutionaries and the state or between revolutionaries and kurdish tribes…

“as might expected, in the early days of the rebellion bloodsheed was mainly seen in the hot beds of the revolt: başkale-dir-çatak, gevaş and havasor. gendarmerie outposts were attacked first, then villages. the gendarmerie outposts, which usually had only five to ten lightly armed men, were easy targets. small battles occurred between gendarmes sent to find recruits and deserters or to collect taxes in armenian villagers and armed revoluionaries and villagers. the armenian weaponry included rifles, machine pistols, and dynamite bombs. the bombs were used on surrounding muslim villages. ın response, govenment forces did not hesitate to use heavy force, including the destruction of the houses of families of deserters and destruction of entire villages that had rebelled. gendarmes, revoluitonaries, and muslim and armenian villagers died.”


görüleceği gibi ermeniler silahlanarek çeteler halinde saldırılar düzenliyor. ortada karşılıklı bir çatışma var.


“the first major massacres of muslim civilians took place when the russian invaded the dir-başkale and saray regions at the beginning of the war. ın november 1914 the minor ottoman forces in the region withdrew in advance of the russian invasion. armenian rebel bands, both local and from ıran, attacked kurdish villages and the civilian population of dir and başkale. mass rapes of females and the murder of all muslim males took place in many occupied villages as well as plundering and murder in the cities of dir, başkale and saray. the events in these cities foreshadowed those to come in other districts. first, officials, soldiers and gendarmes were murdered. robbery and extortion followed: promises—seldom kept—of survival if the muslims gave up their hidden money and possessions. males of fighting age were killed. women were raped. ın at least one large village near saray the villagers were driven into the mosque, which was then burned. numbers given by the survivors are unreliable but to indicate the severity of the attacks on women. for example: “more than 400 women and young girls were violated in villages near dir.” when the russians retreated from dir and başkale in december 1914, most of the armenian population of that region fled into ıran with the russian troops, justifiably fearing reprisals. they destroyed houses and government buildings in the cities before they withdrew. kurdish tribes and local civilians slaughtered many of those armenians who remained, as well as armenians on the roads.” (the armenian rebellion at van, mccarthy, justin, utah series in turkish and ıslamic studies, 2006, sy 233-234)


yukarıda görüleceği üzere ermeniler’in hem türklere hem kürtlere yaptığı katliamlar var. ermenilerin hareketleri toplu katliam, hırsızlık, tecavüz ve işkence içeriyor. türkler kendilerini savunmak istiyor. tam bir can pazarı. daha sonra kürtler ermeniler’e misillime yaparak çok sayıdasını katlediyor.


neden 24 nisan anma günü?

van isyanı sürerken o sırada istanbul’da da isyan hazırlığı var. bir taraftan van ele geçirilmiş. osmanlı cephesini bir çok yerden bölmeyi hedefliyorlar. ermeniler kadırga-topkapı bölgesinde isyan planlanıyor. çanakkale’de ingiliz çıkarması da 24 nisan 1915’de başlıyor. amaç istanbul’daki osmanlı birliklerinin çanakkale’ye müdahale etmesini engellemek. doğuda van isyanı ile ve rusya ile savaşan osmanlı’nın doğu cephesinde bölünmesini sağlamak. ermenilerin van isyanı, fransız ingilizlerin çanakkale’ye saldırısıyla eşgüdümlü olmuştur.

van isyanından sonra ermeniler 18 mayıs 1915’te şehri rusya’ya teslim ediyorlar. olayların vehametini ve daha da büyüyeceğini gören osmanlı hükümeti, 27 mayıs 1915’te sevk ve iskan kanunu çıkartıyor. yani 1915 tehcirinin arka planındaki tarihsel olaylar bu şekilde cereyan ediyor. ortada karşılıklı devam eden çatışmalar var.

18 mayıs 1915’te van’da başlayan rus işgali 13 temmuz 1916’da erzincan’da biter ve 130 bin kilometrekare toprak yiter. ruslar doğu anadolu’ya yerleşir. ruslar doğu anadolu’da bulundukları esnada iki olay gerçekleşir:

ilki, rusların bulunduğu bölgede sevk ve iskan kanunu uygulanmaz. rus varlığından ötürü.

ikincisi, bu bölgeden rusya’ya kaçan 400 bin ermeni’nin geri dönüşüne ruslar izin vermez. türkiye’ye de dönemezler. çünkü rusların doğu anadolu’ya kendi halkını getirip yerleştirme fikri var. ruslar doğu anadolu’ya 400 bin ermenin yerleşmesine izin vermiyor. fakat 1917’deki bolşevik ihtilali bütün planları değiştirir. rus askerleri doğu anadolu ve kafkasya’dan çekilirler. ancak ruslar çekilirken silah, mühimmat ve erzaklarını ermenilere bırakırlar. hangi ermenilere? bölgede sevk ve iskan kanunu uygulanmayınca 1915-1917 arasında halihazırda orada bulunmakta olan ermenilere. rus işgali sırasında van-erzincan arasında kaç ermeni vardı, net olarak bilinmiyor.

bolşevik ihtilali’nden sonra çok önemli bir olay daha meydana gelir. trabzon barış konferansı , başlangıcı 14 mart 1918. (ne yazık ki fazla araştırılmamış bir konu. sadece prof. dr. enis şahin çalışmış bu konuyu).

tr.wikipedia.org/wiki/Trabz...

www.sanattanyansimalar.com/...

mesut erşan-ı.dünya savaşı sırasında osmanlı devleti ve abhazya
dergipark.org.tr/tr/downloa...

ruslar o bölgeden çekildikten sonra güney kafkasyalılar kendilerini korunmasız ve yalnız hissediyorlar. ruslar gitmiş, kendilerini koruyan bir ordu yok. osmanlılar da ruslar ile aralarında bir tampon bölge yaratmak ve tampon devlet koymak istiyor. çıkarlar uyuşuyor ve trabzon’da son derece önemli, bir ay süren barış arayışı konferansı yapılıyor. gürcü heyeti çoğunluklu, başkanları da sonradan başbakan olacak çenkeli (akaki chkhenkeli), azerbaycan heyeti mehmet hasan hacınski, ermenileri temsilen ovannes kaçaznuni ve aleksandr hatisyan katılımcılar arasında. osmanlı heyetini rauf orbay temsil ediyor.

ilk gün, ermeni tarafından dört talep geliyor. barış yapalım, kalıcı olsun. kars, ardahan ve batum ermeniler’de kalsın. doğu anadolu’da yaşamakta olan ermeniler’e de özerklik verilsin. ittihat ve terakki’nin dört yıl önce onlara yaptığı aynı teklif, ki ermeniler bu teklifi o zaman reddetmişti. daha önce, “doğu anadolu’da bir tane ermeni kalmadı” diye yazan kaçaznuni, sayısını bizim tarihçiler araştırmadığı için, özerklik istiyor.

hatisyan daha sonra osmanlı heyetini temsil eden rauf orbay’dan ikili bir görüşme talep ediyor. bu görüşmede hatisyan, rauf orbay’dan bir talepte daha bulunuyor: doğu anadolu’dan kaçan ve rusların dönüşüne izin vermediği, durumları perişan halde olan 400bin ermeni’nin anadolu’ya dönmesini istiyor. hani türkler 1915'te soykırım yapmıştı? o zaman bu 400 bin ermeni nerden çıktı? rauf orbay kendisinden beklenmedik bir hata yaparak, o iki talebi yazıya dökmüyor. görüşme zaptına bağlamıyor. nerede, hangi bölgede ne kadar ermeni var, bana rakamları resmen bildirin demiyor. dese, ermeniler’in soykırım iddiası o an çürümüş olacak. biz bu görüşmeyi gürcülerin belgelerinden ve prof. enis şahin’in kitabından öğreniyoruz. ermeniler’in belgesi yok. varsa da sunmuyorlar.

14 nisan 1918’de, barış sağlanamadan heyet trabzon’dan ayrılıyor gürcistan’a geri dönüyor. o esnada 3.ordu, kendisini toparlamış, başında saygın bir komutan (bkz: vehip paşa) var. vehip paşa harekata başlıyor. ardahan, batum ve 25 nisan’da kars’ı alıyor. ermeni topraklarına girip gümrü’yü alıyor, nahçıvan’dan geçen ve büyük öneme sahip iran demiryolunu alıyor. bakü’ye doğru yöneliyor. ermeniler teslim bayrağını çekip ateşkes istiyor. bunun üzerine osmanlı devleti, tarih ve saat vererek ultimatom veriyor. “ben karşımda doğru dürüst ilan edilmiş bir devlet görmek istiyorum. gürcistan cumhuriyeti’ni, azerbaycan cumhuriyeti’ni ve ermenistan cumhuriyeti’ni kurun.” (paşinyan geçen sene büyük törenlerle ermenistan devleti’nin kuruluşunun 102.yılını kutladı. ermenistan devleti’ni kurduran osmanlı.)

hatisyan ve kaçaznozi birlikte yetkili olarak koşa koşa batum’a gelir. batum’da osmanlı heyetinin başkanı adliye vekili halil bey’den “ biz istediğiniz şartları yerine getirdik, devlet kurduk. barış imzalayalım” talebinde bulunurlar. barış şartı üzerinde sekiz gün çalışılır. 26 sayfa kalıcı bir antlaşma imzalanır. 4 haziran 1918’de.

4 haziran 1918’de imzalanan bu barış antlaşması, osmanlı’nın yenildiği ve 30 ekim 1918’de imzalanan mondros antlaşmasıyla çöpe atılır. ermeniler koşa koşa paris’e gider. ordaki barış konferansında ingilizleri, fransızları ve amerikalıları etkileyip, türkiye’den toprak koparmak için çalışmaya başlarlar.

türkiye’den 380bin kilometre kare toprak istierler. batum’dan adana’ya kadar olan geniş bir bölge. denizden denize ermenistan. karakin pastırmacıyan’ın yazdığı kitabın önsözünde bu ifade var.

ermeniler’in istediği ikinci şey ise bu bölgede yaşayan bütün türklerin gönderilmesi. ingiliz ve fransızlar bu talepleri prensipte kabul ediyorlar. ama konu karışık olduğu için meseleyi başkan wilson’a havale ediyorlar. yani, türkiye’den ne kadar toprak koparılması gerektiğini (bkz: başkan wilson)’un kararına bırakıyorlar.

10 ağustos 1920’de osmanlı (bkz: sevr) antlaşmasını imzlarken osmanlı heyeti bir bakıma boşa imza atmış oluyor. hangi illerin kendisinden koparılıp ermenistan’a yamanacağını bilmeden. çünkü sevr antlaşmasındaki bir maddeye göre: “sınırı başkan wilson tayin edecek, türkler ve ermeniler bu sınıra itiraz edemeyecek.”

başkan wilson’ın imzaladığı harita sevr’den 100 gün sonra 22 kasım 1920’de yayınlanır. bu harita ilan edildiği zaman ermeniler yine rahat durmamış, mondros’tan sonra kars ve ardahan’ı geri almışlar ve rahat durmayıp erzurum’un ilçesi oltu’ya el atmış vaziyetteler. o esnada tbmm kurulmuş durumda. 15. kolordu’nun başında kâzım karabekir paşa var. ankara’nın talimatıyla nota verilir. ermeniler rahat durmaz. bunun üzerine kâzım karabekir paşa harekatına devam eder, kars ve ardahan’ı alır, gümrü’ya kadar ilerler. başkan wilson’un haritasını ilan ettiği 22 kasım’dan dört gün önce, 18 kasım 1920, ermenistan cumhuriyeti türkiye’nin en ağır şartlar ilan eden antlaşmasını kabul etmek zorunda kalır. wilson’un haritasının ilanından bir hafta sonra, 25 kasım’da haritayı çöpe atan barış antlaşmasının ilk maddeleri müzakere edilir. kazım karabekir paşa, bu antlaşmanın olmazsa olmaz şartı olarak, sevr antaşmasının kabul edilmeyeceğini dayatır. hatisyan kitabında bu konuyu ve antlaşmayı hangi şartlarda neden kabul etmek zorunda kaldıklarını uzun uzun anlatır. 2 aralık 1920’de ermeniler ile 3. barış antlaşması imzalanmış olur. sevk ve isyan kanunun ilanından iki sene sonra batum antlaşması, dört sene sonra sevr, nihayet gümrü. ermeniler kendi imzaladıkları üç barış antlaşmasına da uymuyor. ermeniler savaş ve barışta son derece başarısız, ama yalan propaganda yapmak ve başkalarını bu yalanlara inandırmada başarılılar.

özetlersek, 27 mayıs 1918’de müstakil ermeni devleti kuruldu. bu devlet iki yıl yaşayabildi. daha sonra kızıl ordu geldi ermenistan’ı işgal etti. önce 23 nisan 1920’de azerbeycan işgal edildi, ardından gürcistan, nihayet de ermenistan’ı işgal ettiler. 2 yıl yaşayan müstakil bir ermenistan devleti var. 1920’de sscb himayesine girdi.

zaten 1917 brest -litovsk antlaşması ile rus ordusu bölgeden çekilmişti. kazım karabekir paşa kars’ı kurtardı. rusya ile kars ve gümrü antlaşması’nı yaptık. sınır belirlendi. bugün ermeniler soykırım iddiasında bulunurken tarih veriyor. 1915’ten 1923’e kadar yapılan hareketleri soykırım olarak niteliyorlar. bunun altında bir amaç var. osmanlı ile ermenistan arasındaki çatışma ve ihtilaf 1918’te ermenistan müstakil bir devlet kurduğunda sona ermiştir. ermeniler niçin 1923’e kadar uzatıyorlar? çünkü türkiye cumhuriyeti devleti’nin de ermenilerin iddia ettikleri konuların içine çekilmesini istiyorlar. 1915 olaylarını 1923’e kadar uzatmak ne alaka? 1918’de ermenistan devlet kurdu, 1918’de türkiye cumhuriyeti ile antlaşma imzaladı. sscb’ye dahil olana kadar bu devlet iki yıl yaşadı. ermenilere göre güya soykırımlar 1923’e kadar devam etmiş.

ermeniler’in fırıldak gibi çelişkili yönetimine başka bir örnek: ermenistan kızıl ordu tarafından işgal edilmeden önce bir hayli direnir. şubat 1921’de son bir isyan başlatırlar. başlarında bratsiyan adında bir adam var. ama fazla direnemezler. bunun sonucunda ermenistan önce rusya’ya bir heyet gönderir. lenin ermeni heyetini kabul etmediği için sovyet dış ilişkiler bakanı georgi çiçerin ile görüşürler. ermeniler sovyetlerden zenzebur, nahçıvan ve karabağ bölgelerini isterler. verilmesi durumunda onlarla anlaşacaklarını belirtirler. sovyetler ermeniler’in teklifini kabul etmez. sovyetler’in türkiye ile süren iyi ilişkisi mevcut o dönemde. rusya’dan beklediklerini bulamayan ermenistan abd’ye gider. başkan wilson da onlarla görüşmeyi reddeder. abd’den de umduklarını bulamayan ermeni heyeti, bu sefer türkiye’ye gider. anadolu’daki tbmm heyetine haber yollayıp “biz sizinle 1918’de barış antlaşması imzladık, bize yardım edin, ruslarla savaşmamız için bize silah verin” teklifinde bulunurlar. teklifleri tabii ki reddedilir. kızıl ordu ermenistan’ı işgal eder.
ermeniler, 7 yıl önce ihanet ettiği türkler’den, bizi ruslar’dan kurtarın diye yardım isteyen bir devlet. ermeniler’in kızılordu işgalinden kurtulmak için tbmm’ye gönderdiği bu mektup, 1955 yılında diaspora tarafından new york’ta ermeni informasyon servisi tarafından yayınlanmış. pastırmacıyan, kendi yazdığı kitabında da bundan ihanet belgesi diye söz ediyor.

ermeni yönetiminin fırıldak gibi çelişkili yönetimi paradokslarla dolu. ikinci dünya savaşı öncesinde ise ermenistan hitler yönetimine yanaşır. ve savaş boyunca almanlara, yani nazilere hizmet ederler. taşnak partisi nazilerle çalışır. (hani hitler atatürk’ten ilham aldı diye yalan uyduran ermeniler var ya, işte onların partisi taşnak nazilerle işbirliği yapıyor.) ikinci dünya savaşı bitince almanya’dan kaçan bir grup amerika’ya, diğer grup yine rusya’ya gider. fransızlarla da ilişkiyi kesmezler. güç kimdeyse ermenistan ona yanaşır. ancak bu değişken, çelişkili ve paradoksal siyasetlerinin temelinde her zaman türk karşıtlığı ve türk düşmanlığı yatar.

1918’de ermenistan yönetimi kendi içinde de çelişkiye ve anlaşmazlığa düşmüştür. andranik ozanyan’ın başını çektiği bir grup, doğu anadolu’yu işgal edip ermenistan’a katmak isterken, diğer bir kesim hayal kurulmaması gerektiğini ve ermeni yurdu kurduklarını savunarak devletin merkezinin erivan olduğunu belirtirler. bunun üzerine andranik ozanyan ermenistan’ı terk ederek kaliforniya-fresno’ya gider. amerika’daki ermeni diasporasının etkin temellerini atarak orada ölür.

1915’ten 1921’e kadar devam eden taşnak terör kampanyasında, sait halim paşa ve talat paşa olmak üzere sabık iki osmanlı sadrazamı ( başbakan ) yüz binlerce sivil ve çok sayıda kamu görevlisi katledilmiştir.

1965 yılına kadar ortada ermeni soykırımına dair tek bir beyan ortada yoktur.

ikinci dünya savaşı bitiminde polonya asıllı yahudi rafel lemkin isimli bir hukukçunun amerika’ya iltica etmesi sonucu soykırım sözleşmesi gündeme gelmiştir. soykırım sözleşmesi 1948’de bm tarafından, 1951’de ise abd tarafından kabul edilip imzalanmıştır.
tr.wikipedia.org/wiki/Rapha...

soykırım sözleşmesi’nin özelliği, sözleşme geriye dönük işlemez. 1948’den önce olan olaylar mütalaa edilemez.

ermeniler ilk kez 1965 yılında sözde soykırım iddiasını ortaya atmışlardır. 1915 olaylarının 50.yılında.

ermeni stratejisinin ikinci aşaması 1974 kıbrıs barış harekatının hemen ardından başlar. bu süreçte abd, güney amerika, kanada, avustralya, asya ve değişik avrupa ülkelerinde kırkın üzerinde türk diplomatı asala ve ermeni soykırımının adalet komandoları adlı terör örgütleri tarafından şehit edilir. onlarcası yaralanır ve türk temsilcilikleri saldırıya uğrar.

asala’nın 1983 paris orly havaalanı baskınına kadar devam eden bu süreçte katiller yakalanıp yargılanacakları yerde her saldırının ardından katiller adeta kutsanır, türkiye cumhuriyeti ve türk milleti soykırımcılıkla suçlanıp, dünya kamuoyu önünde mahkum edilir.
özet olarak 1974-1983 arasında, türkiye yalnızca seçkin diplomatlarını kaybetmekle kalmamış, katillerin masumiyeti, öldürülenlerin mahkumiyetine hükmedilen bir algı mühendisliği süreci yaşanmıştır.

asala’nın faaliyetleri 1983’te son bulduktan sonra türkiye 1984’te pkk terörüyle tanışır.

asala’nın işlediği cinayetler ve şehit edilen diplomatlarımız:
www.mfa.gov.tr/sehit-edilen...

tr.wikipedia.org/wiki/ASALA

tr.wikipedia.org/wiki/Türk_...

şehit diplomatlar için açılan sergi
www.trthaber.com/haber/gund...

ermeni tezlerinin güncellenmesi, genel kabul görmesi, uluslararası camia açısından onaylanmasının yanında türkiye içinde destek bulması açısından en stratejik süreç üçüncü evrede yaşananlardır.

2021 itibariyle 32 devlet, türklerin sözde ermeni soykırımcısı olduğunu parlamentolarından geçirerek yasalaştırmıştır. ermenistan ve ermeni diasporası yüz yıllık terör ve zihinsel terör denebilecek propaganda kampanyasının meyvelerini toplamaktadır. türk milleti bu güne kadar politik tercihleri birbirinden çok farklı olanlar dahil, soykırım suçlamalarını topyekun olarak reddetmiş, bu suçlamaya, milletine yapılan bir iftira olarak bakmıştır.

üçüncü evrenin en önemli boyutu şudur: diaspora ve ermeni lobisini koçbaşı olarak kullanan emperyal çevrelerin üçüncü evredeki stratejik hedefi, türkiye'de ermeni tezlerinin kabul göreceği, ülke içinde rahatça savunulur hale geleceği bir iklim yaratmak ve halkta bilinç zehirlenmesi gerçekleştirmektir.

2005 eylül ayında bilgi üniversitesi'nde gerçekleştirilen "osmanlı ermenileri ve bilimsel sorumluluk konferansı", akademik alanda ve medyada bu hedefe ulaşmanın ilk aşaması olmuştur.

bilgi üniversitesi, boğaziçi üniversitesi ve sabancı üniversitesi rektörlerinin açış konuşmaları dahil, yapılan oturumlarda ermeniler mazlum, türkler zalim gösterilmiş, 1915'te ermeni soykırımı yapıldığı dile getirilmiştir. işin ilginç tarafı, konferansın çağrı ilanına başlık olan bilimsel sorumluluk bir yana bırakılarak, tarihsel gerçekleri dile getirecek akademisyenlerin “her nedense” bu toplantıya çağrılmamış olmasıdır.

2005 'ten bu yana geçen süreçte, halktan kopuk, türk milletiyle ortak değerlerini, müşterek aidiyet duygusunu yitirmiş kimi fonlu sivil toplumcuların, kerameti kendinden menkul liberallerin, emek safından kopmuşların tek ortak paydası, kendi uluslarını, atalarını soykırımcılıkla suçlamayı “itibar kartviziti” yapmış olmalarıdır ! sermaye medyasının bu süreçteki diaspora yandaşlığı ve bilinç karmaşasındaki katkısı da unutulmamalıdır.

ermenilerin sözde soykırım iddialarını parlamentosunda kabul eden ilk ülke uruguay’dır. 24 nisan’ı ermeni şehitlerini anma günü ilan etmiştir. şu an toplam 32 ülke, bu asılsız soykırım iddasını kabul ediyor. bu ülkelerin statüleri farklıdır. belçika, türkiye’yi sözde soykırımı tanımaya davet ederken (ıı. abdülhamit’e suikast girişiminde bulunarak tarihte ilk terör eylemini gerçekleştiren ve ardından belçika’ya sığınan (b: edward joris)’in memleketi belçika’nın türkiye’ye sözde soykırımı tanımaya davet etmesi ne kadar manidar!), bir grup ülke sözde soykırımın sadece osmanlı devleti’ni bağladığını, başka ülkeler ise türkiye’nin de bunda sorumlu olduğunu ve tazminat ödemesi gerektiğini savunur. arjantin ve uruguay gibi ülkeler parlamentolarında dört kere bu sözde soykırımı tanımışlardır. venezuela, şu an devlet başkanı olan maduro parlamento başkanıyken 2005 yılında sözde soykırımı tanımıştır. türkiye yönetimi, buna rağmen venezuela’ya herhangi bir yaptırım uygulamamıştır. bu kararı geri çekin dememiştir. aşı gönderdiğimiz libya geçici yönetimi, sözde ermeni soykırımını tanıyan ülkelerden. suriye geçen yıl kabul etti. türkiye ile ticaret yapan, telekom’u hariri ile satın alan lübnan, sözde soykırımı şiddetle savunuyor. türkiye yönetimi onlara herhangi bir yaptırımda bulunmadı.

her ülkenin eli bizim gibi armut toplamıyor. misal azerbaycan. bazı ülkelerin belediye meclisleri bir takım kararlar alıyor ve son karabağ savaşından sonra garip bir şekilde ispanya ve italya’nın bazı belediye meclisleri, karabağ’ın bağımsızlığını tanıyan bazı kararlar aldılar. fransız parlamentosu da fransız hükümetine böyle bir karar alması için tavsiye vermeye kalktı. fransa minsk grubunun başkanı konumunda. minsk grubu’nun amacı karabağ sorununu barışçıl bir şekilde çözmek. fakat araya azerbaycan girdi. “böyle bir karar alırsanız sizi minsk grubunun başkanı olarak tanımayız” dediler. bunun üzerine fransa çark etti ve olay kapandı. etkili olmak için bazı araçlar var. kullanmak lazım.

mesela, 2015’te avrupa insan hakları mahkemesine açılan iki dava var. 117 sayfalık gerekçeli hükümde, “ermeni olayları yahudiler’e yapılan holokosta benzemiyor. bu konunun kararı tarihçilerin incelemesinde sonra verilmelidir” diye şerh düşülmüş.

diğer önemli konu da, soykırım hadisesinin oluşabilmesi için iki önemli hukuki hususun bulunması. ilki, soykırım suçunun işlendiği yerde, bu davayı gören yerel bir mahkeme kararı lazım. veya soykırım suçu işlenen bölge ve fiil ile ilgili, uluslararası bir mahkeme ve bu iş için tayin edilen mahkemenin kararı lazım. bu karar olmadan kimse kimseyi soykırım yapmakla suçlayamaz.

bununla beraber bu karar içerisinde önemli başka ayrıntılar da var. isviçre daha önce soykırım yoktur demeyi yasaklayan bir yasa çıkarmıştı. 2015’te avrupa insan hakları mahkemesine açılan davalar sonucunda isviçre bu yasayı iptal etmek zorunda kaldı. aynı yasa fransa’da da vardı. fransa anayasa mahkemesi de sonra o yasayı iptal etti. şu an bu yasa yunanistan ve kıbrıs rum yönetiminde de var. onlara da dava açılmalı. aktif olunmalı.

parlamento kararları hukuki bir nitelik taşımaz. soykırım kelimesini doğrudan zikreden fransa cumhurbaşkanı macron ile abd başkanı biden. abd 1948 birleşmiş milletler soykırım sözleşmesini imzalamış bir ülke. bu sözleşme 1948’den önce olan olaylar soykırım kapsamına alamaz diyor. avukat bruce fein’e göre abd böyle bir yasal karar alamaz, bu kendi imzaladığı sözleşmeyi reddettiği anlamına gelir.

abd’de takriben 800 bin ermeni kökenli vatandaş, 400 bin de türk yaşadığı tahmin ediliyor. abd’nin bazı eyaletlerinde soykırım yalanı bazı tarih kitaplarına çoktan girmiş boyutta. çocukların ve genç beyinlerin zihinleri bu yalanlarla yıkanıyor. ileride bu durum daha vahim sonuçlar doğurabilir. kaldı ki, ermeni kökenli ünlüler, cher ve kardashian gibi isimler, müzik grubu system of a down, sosyal medya aracılığıyla dezenformatif propaganda yapmaya devam ediyorlar. 2020 kasım ayında california’daki bir türk restoranı ermenilerin saldırısına uğradı.

www.trthaber.com/haber/duny...

www.trthaber.com/haber/duny...

soykırım yalanına sahip çıkanlardan biri de yunanlılar. hiç şaşırtıcı olmasa gerek. yunanlılar da pontus’ta rumların soykırıma uğradığını iddia ediyor ve bunun için şimdiden çalışmalara başladılar. ayrıca süryaniler’e de soykırıma yapıldı diyen bir grup da var. bu üç grup her yıl colorado’da toplantı düzenliyorlar. ileride türkiye’yi bekleyen tehlikeler.

ermenilerin sözde soykırım iddialarını yalanlayan başka amerikalı kaynaklar da var. abd'nin eski başkanlarından ronald reagan'ın hukuk danışmanlığını yapan avukat bruce fein, ermeni iddialarıyla ilgili olarak türk tarafının, davasını tarihi gerçeklere ve hukuka dayanarak savunmaya devam etmesi gerektiğini, ermeniler'in iddialarını yayma ve kongre'ye tasarı sunma yönündeki çabalarının, türkler'in seslerini yükseltmeleri halinde zayıflayacağını belirtti.


“new york'ta ''genç türkler-young turks'' derneği tarafından düzenlenen ''ermeni yalanlarına son ve şehitlerimizi anma'' mitinginde konuşma yapan bruce fein, gazetecilerin 1915 olaylarına yönelik ermeni iddiaları ve abd temsilciler meclisi dış ilişkiler komitesi'nde 4 mart'ta bir oy farkla kabul edilen ermeni tasarısıyla ilgili sorularını yanıtladı.
bruce fein, ermeniler'in türkler'e yönelik iddialarının ve suçlamalarının asılsız olduğunu belirterek uluslararası arenada ''özellikle suçların en büyüğü sayılan soykırım kelimesinin son derece dikkatli kullanılması gerektiğini'' belirtti.
1915 olaylarıyla ilgili elde bulunan delillerin hiçbirinin bu kelimenin kullanılmasına asla yol açamayacağını belirten fein, ''ı. dünya savaşının trajedisi siyasi faciaydı, osmanlı'ya karşı ayaklanan ermeniler savaşı bağımsız bir devlet kurma fırsatı olarak gördüler. osmanlı imparatorluğu da buna herhangi bir başka imparatorluğun da karşılık vereceği biçimde yanıt verdi. osmanlı'nın, hiçbir zaman ermeniler'i yok etme gibi bir amacı olmamıştır, bunlar saçma sapan iddialar'' dedi.
1. dünya savaşı zamanında iki taraflı trajedi yaşandığını söyleyen fein, ''osmanlı devletinin müslümanları da ermeniler'in öldüğü şekilde öldü, bu insanlar savaştan, hastalıktan, açlıktan öldüler, üstelik ölen müslüman sayısı çok fazlaydı, doğu anadolu'da neredeyse 2 milyon müslüman öldü, bunların çoğu da ermeni çetelerinin mezaliminden öldü'' dedi.
fein ermeniler'in 1915 olaylarına ilişkin iddialarını hiçbir zaman bir uluslararası mahkemeye taşımadıklarını da vurgulayarak, ''ermeniler iddialarını hiçbir zaman uluslararası adalet divanı'na götürmediler ve 'işte bunlar delillerimiz' demediler, hep siyasi kuruluşlara başvurdular ve siyasi organların kendilerini desteklemelerini istediler, tarihi bilmeyen siyasetçilere yanaştılar. tarih, parlamentolar tarafından değil, tarihçiler tarafından yargılanmalı. yasama organları değil, mahkemeler suç olup olmadığına bakar, parlamentoların tarihi olayları yargılamaya kalkmaları, hukuka ve anayasalara aykırıdır'' dedi.
abd temsilciler meclisi dış ilişkiler komitesi'nde 4 mart'ta bir oy farkla kabul edilen ermeni tasarısının abd temsilciler meclisi'ne oylama için geleceğini düşünmediğini de vurgulayan fein, ''bu tür tasarılara destek verenlerin sayısı da son iki yılda üçte bir oranında azaldı'' dedi.
türk tarafının davasını tarihi gerçeklere ve hukuka dayanarak savunmaya devam etmesi gerektiğini belirten fein, türk tarafının gerçekleri söylemekten korkmaması ve tehditlere boyun eğmemeye devam etmesi gerektiğini vurguladı.
abd'de türkler'in ermeniler'in iddialarına karşı aynı şekilde karşılık verme, bu iddiaları kabul etmeyip, yanlış olduğunu söyleme ve ifade özgürlüğü hakkının bulunduğunu belirten fein, ermenilerin iddialarını yayma ve kongre'ye tasarı sunma yönündeki çabalarının ancak türkler'in seslerini yükseltmeleri halinde zayıflayacağını, nitekim ermeniler'in tasarılarının abd temsilciler meclisi dış ilişkiler komitesi'nde etkisini kaybettiğini gördüklerini, belki bu baskıyla bir gün arşivlerin tamamen açılmasına da yanaşacaklarını belirtti.
fein: ''bakın, ermeniler'in iddialarıyla bir günde savaşarak yenilgiye uğratamazsınız, ama bu süreç çok önemli, hiçbir zaman ermeniler'in tehditlerine boyun eğmeden iddialara yanıt vermeye devam edilmesi çok önemli'' dedi.
türk tarafının abd kongresi'nde ermeni diasporasının etki kurmaya çalışması karşısında hiçbir zaman yılmaması gerektiğini yineleyen fein, ''(türk tarafı olarak) yılmadan yolunuza devam etmelisiniz, bu yolda sebat ederek bir gün gerçeğin kabul edileceğine inanıyorum'' dedi.
fein, bir soru üzerine, siyasetin her yerde kendisini gösterdiğini belirterek, 'yine de siyasetten en az etkilenen alan adalet sistemidir, mahkemelerdir, bu kapsamda bana sorarsanız uluslararası mahkemeye başvurmak iyi yöntem olabilir' dedi.”


en.wikipedia.org/wiki/Bruce...

türkler seslerini yükseltirse ermeni çabaları zayıflar
www.cumhuriyet.com.tr/haber...

ermeniler’in savunduğu bir başka yalan: mavi kitap

mavi kitap, ingiltere'nin belge dizileri olarak yayınladığı mavi kaplı kitaplardır. türkiye ile ilgili olarak yayınlananlardan en meşhuru sözde ermeni soykırımı iddialarının dayanağı olan 1916 yılında basılan mavi kitaptır. tam adı ;osmanlı imparatorluğu'nda ermenilere yapılan muamele, 1915-1916. (the treatment of armenians in the ottoman empire). bu kitabın savaş döneminde propaganda amaçlı çıkarıldığı söylenir. kitapta yer alan olayların sahte ve düzmece olduğu, olayları anlatanların çoğunun kimliğinin bilinmediği iddia edilmektedir. kitabı hazırlayanlardan birisi kitabın propaganda olarak çıkarıldığını sonraki yıllarda itiraf etmiş. ingiltere'de yargı makamları tarafından delil olarak kabul edilmemiştir.

ilber ortaylı: “mavi kitap’ı toynbee kendisi itiraf etti. almanya’yı savaş zamanı yıpratmak için böyle bir kitap uydurdular.”

son günlerde tekrar gündeme gelen başka bir yalan iddia da, hitler’in yahudi soykırımını yaparken atatürk’ten ilham aldığı iftirası.

hitler türkler’den ilham aldı yalanı

safsata ve yalandan ibaret bir iddiadır. şükrü server aya, "book review and repudidation" başlıklı yazısında bu yalanları çürütmüştür.
issuu.com/lalemis/docs/book...

araştırmacı tarihçi yazar cengiz özakıncı da “atatürk dersleri” ve “türkiye’nin siyasi intiharı yeni osmanlı tuzağı” kitaplarında ve yazdığı diğer makalelerde bu yalana cevap vererek çürütmüştür.

hitler atatürk’ü değil, ünlü amerikalı antisemitist sanayici henry ford’u örnek almıştır. hitler’in kendisi, kavgam kitabında henry ford’un kendisinin ideolojik önderi olduğunu söylemiştir.

1922 yılında hitler’in almanya’da lüks eşyalarla döşenmiş lüks bir daireye sahip olduğu, duvara asılı büyük bir henry ford çerçevesi ile süslendiği, odalardan birinde henry ford’un “uluslararası yahudi” adlı kitabının almanca’ya çevirisinin binlercesinin yığılı olduğu ve hitler’in militanlarının o kitapları satmakta oldukları, berliner tageblatt gazetesinin 1922’de yayınlanmış bir haberidir.

temmuz 1938’de hitler’in amerika’ya gönderdiği alman diplomatlar henry ford’a madalya takar.
“german diplomats award henry ford, center, with their nation's highest decoration for foreigners, the grand cross of the german eagle, in july 1938.”

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel



“although ford later renounced his antisemitic writings, he remained an admirer of nazi germany and sought to keep america out of the coming war. ın july 1938, four months after the german annexation of austria, he accepted the highest medal that nazi germany could bestow on a foreigner, the grand cross of the german eagle. the following month, a senior executive for general motors, james mooney, received a similar medal for his "distinguished service to the reich."


www.washingtonpost.com/wp-s...

yale üniversitesi’nde akademisyen ve soykırım müzesi’nde danışmanlık yapan amerikalı yazar timothy sneider, “black earth- the holocaust as history and warning” adlı kitabında bu konuya değinir. hitler’in “kim hatırlıyor ki ermenileri?” dedi iddia edilir. halbuki hitler “kim hatırlıyor ki kızılderileri?” demiş, sözleri daha sonradan vahakn dadrian tarafından çarpıtılmıştır.

kendisi de holokostu yaşamış yahudi kökenli amerikalı yazar guenter lewy, “the armenian massacres in ottoman turkey- a disputed genoside” adlı kitabında bu çarpıtmaya değinir. lewy, ermeni yanlısı yazarların hitler ve kendi düşmanları arasında bir ilişki kurmaya çalıştığını, dadrian’ın doğrudan bir kanıt öne süremese de tezini hitler’in generallerine 22 ağustos 1939’da okuduğu nutukta almanya’nın ihtiyacı olan "lebensraum" (yaşam alanı) ve bunun için önüne çıkacak herkesi yok edeceklerine dair söylediklerine bağlamaya çalıştığını tahmin eder. alman tarihçi winfried baumgart da bu nutuğu incelemiş ve hitler ile ermeniler arasında böyle bir ilişki bulamamıştır.

hitler, atatürk’ü örnek almamıştır. kaldı ki, ikinci dünya savaşı’nda türkler soykırıma uğrayan yahudileri kurtarmaya çalışmıştır. atatürk’ün silah arkadaşlarından, devlet demiryollarının da kurucusu olan ve ıı. dünya savaşı’nda paris’te büyükelçilik yapmış diplomat behiç erkin, savaş sırasında binlerce yahudinin hayatını kurtarmıştır.


behiç erkin hakkında bir akademik çalışma prof. arnold reisman tarafından yapılmış ve bu çalışma "an ambassador and a mensch" isimli kitapta toplanmıştır. kudüs'te the hebrew university'den prof. yitzchak kerem ve tarih araştırmacısı/yazarı andrew mango kitabın arka kapağına yazdıkları yorumlarla bu akademik çalışmanın değerinin altını çizmişlerdir. soykırımdan kurtulan biri olan prof. reisman'ın, başta amerikan dış ilişkiler bakanlığı arşivleri olmak üzere, birçok resmi devlet arşivinden çıkardığı dokümanları gözler önüne sererek behiç erkin'in binlerce kişiyi kurtardığını akademik olarak ispatlamaktadır kitabında.

ayrıca prof. reisman'ın "shoah: turkey, the us and the uk" isimli kitabı ile prof. stanford shaw'un "turkey and the holocaust" isimli kitabında behiç erkin'in soykırıma uğrayan yahudilere nasıl yardım ettiğine ilişkin bilgi ve belgelerin bulunduğu başka bir akademik çalışması daha vardır.

tr.wikipedia.org/wiki/Behi%...

yönetmen burak arlıel, 2011 yılında yönettiği “turkish passport-türk pasaportu” isimli filminde bu olayları anlatmıştır.
tr.wikipedia.org/wiki/T%C3%...


başka bir örnek de rodos’un türk büyükelçisi diplomat selahattin ülkümen’in çabalarıdır. türkler yahudileri savaş sırasında kurtarmaya çalışmıştır.

tr.wikipedia.org/wiki/Selah...

oysa, atatürk’ün nezdinde bizi, türkleri, mesnetsizce hitler’in ilham kaynağı olmakla itham eden ermeniler’in bazıları, ıı.dünya savaşı’nda nazilerin yanında yer almıştır.

guenter lewy:

“during the world war ıı, while the turkish government was giving asylum to many jews from hitler’s tyrany. anti-semitism engulfed the armenian circles in the nazi-occupied territories… armenian volunteers, under the wings of hiter’s germany, were used in rounding up jews and other ‘undesirables’ for the naci concentration camps… ıt is believed that eleven thousand armenians from the caucasus, motivated by hunger and anti-russian sentiments more than by anti-semitism, had joined the so-called ostlegionen (easter legions) of the german army by october 1944. they served in the front-line units, but, like other german troops, were also used for fighting partisans in the rear…” (age sf. 217)


amerikalı yazar james q. whitman “hitler’s american model” adlı kitabında
hitler’in almanya’da iktidara geldikten sonra çıkardığı ırk yasalarının, amerika’da çıkan ırk yasalarının birebir almanca tercümesi olduğunu, hitler’in ku klux klan’dan esinlendiğini kanıtlıyor.

bununla birlikte, 1920 şubat’ında yayınlanan nazi partisi programı hiçbir değişikliğe uğramadan tatbik edilmiştir. 1920 şubat’ında çıkan nazi partisi programında yahudilerin katledileceği, ırk ayrımcılığı, yahudilerin avrupa’dan nasıl kovulacağı, alman olmanın esasları yer alıyor. şubat 1920’de daha tbmm açılmamış!

antisemitist olması ile bilinen henry ford’dan ilham alan hitler’in atatürk’ü örnek aldığı yalandır. ermeni diasporasının attığı iftiralardan biridir.

1985 bildirisi

19 mayıs 1985’te, amerikalı ve dünyada tanınmış, mesleklerinin zirvesinde 69 amerikalı akademisyenin sözde soykırım karşıtı bildirisi new york times ve washington post gazetesinde yayınlanması ermeni soykırım iddialarını tuz buz eder. “dikkat! temsilciler meclisi üyeleri” diye başlayan bu bildiri, temsilciler meclisine sunulmuş olan ve ermeni iddialarını onaylayan 192 sayılı karar tasarısını hedef alıyor ve tasarıda yer alan “1915-1923 arasında türkiye tarafından uygulanmış soykırım nedeniyle 1,5 milyon insan katledilmiştir” iddiasının hatalı ve yanlış olduğunu gerekçeleriyle izah ediyordu. bildirinin etkili olmasının ve kamuoyunun dikkatini çekmesinin diğer nedeni, altında amerika’nın önde gelen ve dünyaca tanınmış tarihçilerinin ve bilim insanlarının imzalarının bulunmasıydı. imzacı akademisyenler arasında bernard lewis, stanford shaw, justin mccarthy ve halil inalcık da bulunmaktaydı. bildirinin imzalanmasında o sırada washington büyükelçisi olan şükrü elekdağ’ın büyük emeği geçmişti.

www.sozcu.com.tr/2021/yazar...

akademisyenlerin bildirisi:

reproductıon of the statement by amerıcan scholars and
hıstorıans addressed to the u.s. house of representatıves
(published in new york times on may 19, 1985)

attentıon
members of the u.s. house of representatıves
(may 19, 1985)


the undersigned american academicians who specialize in turkish, ottoman and middle eastern studies are concerned that the current language embodied in house joint resolution 192 is misleading and/or inaccurate in several respects.
specifically, while fully supporting the concept of a “national day of remembrance of man’s ınhumanity to man,” we respectfully take exception to that portion of the text, which singles out for special recognition:
“… the one and one half million people of armenian ancestry who were victims of genocide perpetrated in turkey between 1915 and 1923 …”
our reservations focus on the use of the words “turkey” and “genocide” and may be summarized as follows:
from the fourteenth century until 1922, the area currently known as turkey, or more correctly, the republic of turkey, was part of the territory encompassing the multinational, multi-religious state known as the ottoman empire. ıt is wrong to equate the ottoman empire with the republic of turkey in the same way that it is wrong to equate the hapsburg empire with the republic of austria. the ottoman empire, which was brought to an end in 1922, by the successful conclusion of the turkish revolution which established the present day republic of turkey in 1923, incorporated lands and people which today account for more than twenty-five distinct countries in southeastern europe, north africa, and the middle east, only one of which is the republic of turkey. the republic of turkey bears no responsibility for any events which occurred in ottoman times, yet by naming ‘turkey’ in the resolution, its authors have implicitly labeled it as guilty of “genocide” it charges transpired between 1915 and 1923;
as for the charge of “genocide” no signatory of this statement wishes to minimize the scope of armenian suffering. we are likewise cognizant that it cannot be viewed as separate from the suffering experienced by the muslim inhabitants of the region. the weight of evidence so far uncovered points in the direct of serious inter communal warfare (perpetrated by muslim and christian irregular forces), complicated by disease, famine, suffering and massacres in anatolia and adjoining areas during the first world war. ındeed, throughout the years in question, the region was the scene of more or less continuous warfare, not unlike the tragedy, which has gone on in lebanon for the past decade. the resulting death toll among both muslim and christian communities of the region was immense. but much more remains to be discovered before historians will be able to sort out precisely responsibility between warring and innocent, and to identify the causes for the events which resulted in the death or removal of large numbers of the eastern anatolian population, christian and muslim alike.
statesmen and politicians make history, and scholars write it. for this process to work scholars must be given access to the written records of the statesmen and politicians of the past. to date, the relevant archives in the soviet union, syria, bulgaria and turkey all remain, for the most part, closed to dispassionate historians. until they become available, the history of the ottoman empire in the period encompassed by h.j. res. 192 (1915-1923) cannot be adequately known.
we believe that the proper position for the united states congress to take on this and related issues is to encourage full and open access to all historical archives and not to make charges on historical events before they are fully understood. such charges as those contained h.j. res. 192 would inevitably reflect unjustly upon the people of turkey and perhaps set back progress irreparably. historians are just now beginning to achieve in understanding these tragic events.
as the above comments illustrate, the history of the ottoman-armenians is much debated among scholars, many of whom do not agree with the historical assumptions embodied in the wording of h.j. res. 192. by passing the resolution congress will be attempting to determine by legislation which side of the historical question is correct. such a resolution, based on historically questionable assumptions, can only damage the cause of honest historical inquiry, and damage the credibility of the american legislative process.
sıgnatorıes to the statement on h.j. res. 192
addressed to the members of the u.s. house of representatıves


rıfaat abou-el-haj
professor of history california state university at long beach
sarah moment atıs
professor of turkish language & literature university of wisconsin at madison
karl barbır
associate professor of history siena college (new york)
ılhan basgoz
director of the turkish studies program at the department of uralic & altaic studies ındiana university
danıel g. bates
professor of anthropology hunter college, city university of new york
ulku bates
professor of art history hunter college city university of new york
gustav bayerle
professor of uralic & altaic studies ındiana university
andreas g. e. bodroglıgettı
professor of turkic & ıranian languages university of california at los angeles
kathleen burrıll
associate professor of turkish studies columbia university
roderıc davıson
professor of history george washington university
walter denny
associate professor of art history & near eastern studies university of massachusetts
alan duben
anthropologist, researcher new york city
ellen ervın
research assistant professor of turkish new york university
caesar farah
professor of ıslamic & middle eastern history university of minnesota
carter fındley
associate professor of history the ohio state university
mıchael fınefrock
professor of history college of charleston
alan fısher
professor of history michigan state university
cornell fleıscher
assistant professor of history washington university (missouri)
tımothy chılds
professorial lecturer at saıs, johns hopkins university
shafıga daulet
associate professor of political science university of connecticut
justin mccarthy
associate professor of history university of louisville
jon mandavılle
professor of the history of the middle east portland state university (oregon)
rhoads murphey
assistant professor of middle eastern languages & cultures & history columbia university
pıerre oberlıng
professor of history hunter college of the city university of new york
robert olson
associate professor of history university of kentucky
donald quataert
associate professor of history university of houston
wıllıam grıswold
professor of history colorado state university
wıllıam hıckman
associate professor of turkish university of california, berkeley
john hymes
professor of history glenville state college west virginia
ralph jaeckel
visiting assistant professor of turkish university of california at los angeles
james kelly
associate professor of turkish university of utah
peter golden
professor of history rutgers university, newark
tom goodrıch
professor of history ındiana university of pennsylvania
andrew could
ph.d. in ottoman history flagstaff, arizona
mıchael meeker
professor of anthropology university of california at san diego
thomas naff
professor of history & director, middle east research ınstitute university of pennsylvania
wıllıam ochsenwald
associate professor of history virginia polytechnic ınstitute
wıllıam peachy
assistant professor of the judaic & near eastern languages & literatures the ohio state university
howard reed
professor of history university of connecticut
tıbor halası-kun
professor emeritus of turkish studies columbia university
c. hurewıtz
professor of government emeritus former director of the middle east ınstitute (1971-1984) columbia university
halıl ınalcık
university professor of ottoman history & member of the american academy of arts & sciences university of chicago
ronald jennıngs
associate professor of history & asian studies university of ıllinois
kerım key
adjunct professor southeastern university washington, d.c.
dankwart rustow
distinguished university professor of political science city university graduate school new york
stanford shaw
professor of history university of california at los angele
metın kunt
professor of ottoman history new york city
avıgdor levy
professor of history brandeis university
ezel kural shaw
associate professor of history california state university, northridge
heath w. lowry
ınstitute of turkish studies ınc. washington, d.c.
frederıck latımer
associate professor of history (retired) university of utah
john masson smıth, jr.
professor of history university of california at berkeley
bernard lewıs
cleveland e. dodge professor of near eastern history princeton university
robert staab
assistant director of the middle east center university of utah
grace m. smıth
visiting lecturer in turkish university of california at berkeley
james stewart-robınson
professor of turkish studies university of michigan
svat soucek
turcologist, new york city
june starr
associate professor of anthropology suny stony brook
frank tachau
professor of political science university of ıllinois at chicago
phılıp stoddard
executive director, middle east ınstitute washington, d.c.
davıd thomas
associate professor of history rhode ısland college
metın tamkoc
professor of ınternational law and regulations texas tech university
warren s. walker
home professor of english & director of the archive of turkish oral narrative texas tech university
margaret l. venzke
assistant professor of history dickinson college (pennsylvania)
walter weıker
professor of political science rutgers university
donald webster
professor of turkish history, retired
madelıne zılfı
associate professor of history university of maryland
john woods
associate professor of middle eastern history university of chicago
elaıne smıth
ph.d. in turkish history retired foreign service officer washington, dc

www.turk.org.au/welcome-en/...


ermeni yalanlarına karşı ne yapılmalı?

ermenilerin onca gayretine rağmen yapılan araştırmalardan sonra, osmanlıların tehcir edilen ermenileri toplu katledilmelerini söyleyen herhangi bir belge emir bulunamamıştır. çünkü böyle bir emir ve niyet olmamıştır. soykırım demek, sistematik bir şekilde toptan katliam yapmak demektir. hitler’in yaptığı soykırımdır. osmanlılar ermeniler’e soykırım yapmamıştır.

ermeni soykırımı diye bir şey yoktur. toplam 1,5 milyon ermeni’nin öldüğü de yalandır. bu rakamı kendileri yalanlıyor. 1925’te yayınlanan nansen raporunda rusya’ya kaçan ermeni sayısı 400 bin. hatisyan da bu rakamı bizzat kendisi söylüyor trabzon barış konferansı’nda. bilakis ermeniler’in türklere yaptığı katliamlar vardır. bunları amerikalı tarihçi yazarlar da söylüyor.

hitler polonya’da 1940-1945 arasında 6 tane ölüm kampı kurmuştur. 5 yıl faaliyet gösteren bu ölüm kamplarında zyklon b ve karbon monoksit kullanarak insanları topluca katlettiği gaz odalarında 3 milyon 150 bin yahudi hayatını kaybetmiştir.

auschwitz-birkenau- tahmini ölü sayısı : 1milyon 100 bin
treblinka-tahmini ölü sayısı: 800 bin
belzec-tahmini ölü sayısı: 600 bin
chelmno-tahmini ölü sayısı: 320 bin
sobibor-tahmini ölü sayısı: 250 bin
majdanek-tahmini ölü sayısı: en az 80 bin

en.wikipedia.org/wiki/World....


naziler 5 yılda 3 milyon 150 bin insanı ölüm fabrikaları açarak, gaz kullanarak, sistemli bir şekilde katletmiş. günde ortalama 2000 bin insan öldürmüşler. türkler 300 günde 1 milyon ermeniyi nasıl öldürmüş? ölüm fabrikaları, toplama kampları olmadan. gaz kullanmadan. savaş koşullarında birden fazla cephede çatışırken, az sayıda cephanesiyle? 1 milyon insanı piyade tüfekleriyle toptan nasıl öldüreceksin? ermenilerin iddiasına göre türklerin her gün 5 bin ermeni öldürmesi gerek. mümkünatı olmayan yalan bir iddia. ermenilerin bu saçma iddialarını bu şekilde çürütebiliriz.

tarihçilerin tartışması amacıyla 2005 yılında türk ve ermeni tarihçiler viyana’da bir araya geldiler. türk tarafı yüze yakın belge sundu. ermeniler ise birkaç belge. ancak ermeni tarafı ikinci toplantıya gelmemiş oturumu terk etmişlerdir. kaldı ki tarihçiler ancak olayları objektif bir şekilde incelerler ama karar mercileri değildir, belgeleri ortaya koyar gerçekleri de belge ve kanıtlara dayanarak yazarlar. ama ermeni diasporası ne tartışmak, ne de karşı tarafı duymak istiyor. tek taraflı bir şekilde yalanlar dolu propaganda yapıyor. anıtlar, heykeller dikiyor. hollywood’a film çektiriyor. politikacıları etkiliyor. batı’nın yoğun yalan bombardımanına karşı sessiz kalınılmamalıdır.

maalesef, akademik camiayı arkamıza aldığımız ve yahudi lobisinden de destek gördüğümüz 1985 yılındaki koşullar değişmiştir. sadece 24 nisan’da yılda bir kere reddetmek çözüm değildir. amerika’ya “siz kızılderileri katlettiniz” demek meramımızı anlatmaya yetmez, hiçbir şey de çözmez. derdimizi dünyaya daha iyi duyurmalıyız. bize sürülmeye çalışılan lekenin sebebi, akabinde bizden istenecek tazminat, toprak gibi saçma talepler olacaktır. ilber ortaylı’ya göre, akademik çalışmalar yapılmalı, ermenice bilen tarihçiler yetiştirilmelidir. mehmet arif değer’e göre tarihçilerimiz, diplomatlarımız ve askerlerimiz birlikte akademik seviyede çalışmalı ve ofansif bir türk tarih tezi oluşturulmalıdır. türk insanına ve özellikle gençlere düşen şey okumak ve araştırmaktır. yabancı dil öğrenmek, bilhassa çok iyi seviyede ingilizce bilmek ve tarihini öğrenmek çok önemlidir. çünkü bu sistematik yalanlarla daha uzun süre mücadele etmemiz gerekecektir.

ancak, en önemlisi devleti yönetenlerin de bu sistematik yalan kampanyasına, yapılanlara ve söylenenlere karşı durması, somut adımlar atması, yaptırımlar uygulaması lazımdır. maalesef bunu göremiyoruz. son yirmi yıl içinde dış dünyaya hitaben ingilizce yaklaşık 500 makale 7 kitap ve ayrıca 4 türkçe kitap yazan ve iki yıl önce kaybettiğimiz değerli araştırmacı tarihçi yazar şükrü server aya, yalnız bırakıldığını ve devletten desteklenmediğini ölmeden önce yazdığı mektupta dile getiriyor.
turkishlibrary.us/t-c-devle...




kaynakça:

osmanlı ermenilerine ne oldu, prof. dr. türkkaya ataöv, ileri yayınları, 2011

1915 ermeni komşum, yaşar aksoy, etki yayınları, 2015.

tarihi gerçekler ve bilimin ışığında ermeni sorunu, editörler: prof. dr. necdet öztürk-doç.dr. bülent bakar-prof.dr.süleyman beyoğlu, ıq yayıncılık, 2007.

ermeni suçlamaları ve gerçekler, ilker başbuğ, remzi kitabevi, 2015.

ermenilerin zorunlu göçü 1915-1917, kemal çiçek, cedit neşriyat, 2020.

the armenian massacres in ottoman turkey: a disputed genocide, guenter lewy, (utah series in turkish and ıslamic stud), 2005.

death and exile-the ethnic cleansing of ottoman muslims 1821-1922, justin mccarthy, the darwin press, ınc. princeton, new jersey, 1995.

turks and armenians-a manuel on the armenian question, justin mccarthy-carol mccarthy, comittee on education assembly of turkish american associations, washington dc, 1989.

turks and armenians: nationalism and conflict in the ottoman empire, justin mccarthy, turko tatar press, 2015.

the armenian rebellion at van, justin mccarthy-esat arslan-cemalettin taşkıran-ömer turan, utah series in turkish and ıslamic stud, 2006.

the history of an 1890s armenian revolt sasun, justin mccarthy-ömer turan-cemalletin taşkıran, the university of utah press, 2014.

"büyük yalan", "the big lie", "die grosse luege", şükrü server aya, ka kitap, 2017.
the genocide of truth, şükrü server aya, istanbul commerce university, 2008

preposterous paradoxes of ambassador morgenthau- a factual story about politics, propaganda and distortions, şükrü server aya, athol books, 2013

soykırım tacirleri ve gerçekler- şükrü server aya, derin yayınları, 2009

the genocide of truth continues, şükrü server aya, derin yayınları, 2012

osmanlı tarihi ve ekonomisinde atlamalı ufak bir gezinti, şükrü server aya, türk tarih kurumu kütüphanesi, 2011.

book review and repuditation on dr.ihrig’s book ataturk in the nazi imagination” , şükrü server aya, ekim 2015.
issuu.com/lalemis/docs/book...

5 ermeni’nin 5 yayını, mehmet arif demirer, sonçağ yayıncılık, 2020

ermenilerin yalan(cı)ları itiraf(çı)ları, mehmet arif demirer, son çağ yayıncılık, 2020

turkey 1915 betrayal & suicide at war, cox, robert; demirer, mehmet arif, alina publishing, 2019

tarih üzerinden psikolojik savaş ve atatürk dersleri, cengiz özakıncı, otopsi yayınevi, 2018

türkiye’nin siyasi intiharı yeni osmanlı tuzağı, cengiz özakıncı, otopsi yayınevi, 2005

zemberek, banu avar, remzi kitabevi, 2016.
black earth: the holocaust as history and warning-timothy sneider, tim duggan books, 2016

hitler’s american model, james whitman, princeton university press, 2018

hitler’s money trail, who financed the nazis?
kmplusmedia.com/sites/defau...

ford and gm scrutinized for alleged nazi collaboration, by michael dobbs
washington post staff writer, monday, november 30, 1998; page a01
www.washingtonpost.com/wp-s...

ermeni isyanlarında okulların rolü-doç.dr. murat ontuğ
turksandarmenians.marmara.e...

ermeni milliyetçi hareketlerin doğuşu
dergipark.org.tr/tr/downloa...

trabzon konferansı 1918
www.sanattanyansimalar.com/...

mesut erşan-ı.dünya savaşı sırasında osmanlı devleti ve abhazya
dergipark.org.tr/tr/downloa...

asala’nın işlediği cinayetler ve şehit edilen diplomatlarımız
www.mfa.gov.tr/sehit-edilen...

tr.wikipedia.org/wiki/ASALA

tr.wikipedia.org/wiki/Türk_...

www.trthaber.com/haber/gund...

www.trthaber.com/haber/duny...

www.trthaber.com/haber/duny...

bruce fein: “türkler seslerini yükseltirse ermeni çabaları zayıflar”
www.cumhuriyet.com.tr/haber...

1985 yılında amerikalı tarihçilerin sözde soykırım karşıtı bildirisi
www.turk.org.au/welcome-en/...

şükrü elekdağ 1985 bildirisini anlatıyor
www.sozcu.com.tr/2021/yazar...

louis p. lochner ve nürember davasında “l-3” belge sahteciliği-cengiz özakıncı
www.academia.edu/36908597/L...

hitler’in konuşma ve yazılarında yahudiler, ermeniler, kızılderiler- cengiz özakıncı
www.academia.edu/36843675/H...

abd soykırım anıt müzesinde-cengiz özakıncı
www.academia.edu/36843816/A...

twitter.com/cengizozakinci/...

"atatürk döneminde türkiye cumhuriyeti ermeni soykırım propagandasını nasıl susturdu?"
twitter.com/ErenGkz/status/...

soykırıma karşı çıkan profesörün zaferi
www.ensonhaber.com/ic-haber...

www.hurriyet.com.tr/dunya/s...

şükrü server aya’nın mektubu
turkishlibrary.us/t-c-devle...


video linkler:

abd'li tarihçi justin mccarthy: “soykırımcı olan ermeniler”


abd’li tarihçi guenter lewy 1915 olayları üzerine yazdığı kitabı anlatıyor


abd’li tarihçi prof. guenter lewy: 'satılık bilimadamı yakıştırması kabul edilemezdi'


bernard lewis: ermeni soykırımı niçin yalandır


cengiz özakıncı, soykırım iftirasını yorumladı; "türk kıyımına hazırlanıyorlar; misliyle mukabele edilmeli"


cengiz özakıncı- “antik yunan hayranlığı ve etrüsk nefreti nasıl bir madalyonun iki yüzü oldu?”


ilber ortaylı’nın sözde ermeni soykırımı iddasına yanıtı



mehmet arif demirer-2019-yeni belgelerle ermeni iddialarını bir kez daha çürütüyoruz!


mehmet arif demirer-ermenistan’ı kuran osmanlı devletidir-nisan 2021


ali erdinç anlatıyor


batı'nın sözde ermeni soykırımı kartı! | banu avar'la yorum


ermeni tehciri, yaşananlar, isyanlar, tanıklıklar -ömer lütfi taşçıoğlu


1915 ermeni olayları belgesel serisi
www.youtube.com/playlist?li...
devamını gör...
sözlük tarafından "iddiası" olarak değiştirilen başlık. kimilerine göre iddia değildir. evrim başlığını da evrim teorisi olarak değiştirirlerse şaşırmam artık. eğer bu soykırımı bir iddia olarak görüyorsanız tanım girip "yoktur, bir iddiadır" yazın.

başlık değiştirilmeden önceki tanımım: türklere göre tarihin en kusursuz en masum milletti türkler. bu yüzden ermeni soykırımı olduysa da bunu türkiye'de kabul edecek olan insan yoktur, barındırmazlar.
devamını gör...
başlık ve nick tam olmuş
tanım: soykırım yalandır.
devamını gör...
bir türkiye ermenisi olarak 1915 olaylarına soykırım demenin yanlış olduğunu düşünüyorum. o dönemde ermeniler yani dedelerim maalesef azınlıktı. wilson ilkeleri'ne göre bir bölgede nüfus çoğunluğu kimdeyse onlara devlet sözü verilmişti. bunu duyan kurnaz dedelerim doğu anadolu bölgesinde türkleri öldürerek azınlıktan çoğunluğa geçmeye çalıştılar. osmanlı devleti ise bunu yapanlara doğal olarak karşılık verdi.

ben bu ülkede ermeni olsam da dinimi özgürce yaşıyorum. beyoğlu'nda kuyumcu dükkanım var. zaten kuyumculuk özellikle istanbul'da ermenilerin tekelindedir. ben asla ermeni soykırımı'nı tanımıyorum. bu ülkeye ve türklere en ufak düşmanlığım yok. birçok türk müşterim var. yeri geldiğinde ben de onlardan alışveriş yapıyorum. bir türkiye ermenisi olarak bu ülkeyi çok seviyorum.
devamını gör...
(bkz: ben trolün akıllısını severim)
çoğunlukla 1914 ile 1916 yılları arasında gerçekleşen soykırımı 1918 yılında ilan edilen ilkelerle bağdaştırmakta ayrı bir zekanın ürünü tabii.
tanım: keşke gerçekleşmeseydi dediğim insanlığın ortak utançlarından biri.
devamını gör...
ermenilerin doğu ve güneydoğu anadolu bölgesini alamayacağını anlayınca uydurdukları serin bir hikayedir. türkler gibi iyi savaşamayınca baktılar ki ağır hezimete uğradılar soykırım iftirası atalım o zaman deyip konuyu çarpıtıp türkiye yi kötülemeye çalıştı. adamlar hiroşima ve nagazaka yi atom bombası attı ona soykırım diyen yok neyin kafasını yaşıyorsunuz.
devamını gör...
bu sözlükte ''iddia'' olarak yer alması sadece sözlük yönetiminin inkarcılığı ve korkaklığıdır.
devamını gör...
soylarını kırmış olsak, dünyada ermeni kalmazdı. varolduklarına göre, demek ki kırmamışız. yıllardır bir bardak suda koparılan fırtınadır.
enver paşa'nın mükemmel planının, uygulamada aksayan tehcir kısmı, 100 yılı geçkin bir süredir, devletin başına dert olmaktadır. boş atıp, dolu tutmaya çalışanların ekmeğine yağ sürmektedir.
devamını gör...
24 nisan 1915'te osmanlı hükümeti doğu anadolu'da özellikle van'da mazlumları katleden ermeni p.çlerini yakalamış. suça karışmamış ermenileri tehcir etmiştir. asıl soykrım ermenilere değil van'daki vatandaşlara yapılmıştır. (bu şeref yoksunu ermenilerin van'da ermeni devleti kurmaya çalışmaları ve yaşlı kadın çocuk demeden bölge halklarını katletmelerini neticesinde sanki kendilerine soykırıma yapıldığını dünya kamoyuna duyurmaya çalışmışlardır.)
devamını gör...
bardağın bardak olduğu iddiası şeklindeki başlıkla aynı rasyonaliteye sahip başlıktır. genocide(soykırım)kelimesi raphael lemkin tarafından ortaya atılmış bir kelimedir. daha önce genocide şeklinde bir ifade yoktu dünyada. lemkin ise bu kelimeyi açıkça ve üstüne basa basa ermeni ve yahudi halkının başına gelenleri tanımlamak için yarattığını söylüyor. yahu kelimeyi yaratan adam kelimeyi bu olay için yaratmış siz daha neyi tartışıyorsunuz. bu tıpkı stockholm sendromu kavramının yaratılmasına sebep olan stockholm’de yaşanan olayın stockholm sendromu olarak tarif edip edilmeyeceğini tartışmaya benziyor. siz türkiye’de bu olayın tartışmaya açık olduğunu sanıyor olabilirsiniz. ancak dünyanın geri kalanı için soykırım. adam ben bu kelimeyi bu yüzden ürettim diyor yahu az buçuk dinleyin be.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"ermeni soykırımı iddiası" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim