türk öykü ve roman yazarı, şair. türk hikâyeciliğinin önde gelen yazarlarından.
devamını gör...
pek kaliteli bir kaleme sahip öyküsü yazarımız.
devamını gör...
sait faik'in abasıyanık kitabı en çok bilinenidir. *
devamını gör...
edebiyatımızda durum hikayeciliğinin önemli isimlerindendir.
devamını gör...
adapazarı doğumlu gezgin-düşünür hikaye yazarı. lise eğitimi için istanbul'a gelen abasıyanık burgazada ve nişantaşı'ında yaşamaktaydı. çağdaş türkiye hikayeciliğine neredeyse tek başına yön verdiği söylenebilir. aylak karakteriyle toplumun alt sınıfına ait bireyler üzerine yaptığı gözlemler, hikayelerine de yansımıştır. her yıl adına hikaye dalında ödül verildiği yazar, en önemli hikayelerini hastalık döneminde yazmıştır. benim için sığınmayı ifade eder; hem hikayeleri hem de sayesinde tanıyıp sevmiş olduğum burgazada benim için sığınılacak birer limandır. şu an müze olarak faaliyet gösteren adadaki evinde sergilenmekte olan pasaportunda "meslek" ibaresinin karşısına "yok" yazdırdığını görmemle birlikte kendisine duyduğum saygı katlanmıştır.
devamını gör...
1953 yılında mark twain derneği tarafından kendisine onur üyeliği verilmiştir.
devamını gör...
türk edebiyatında denizden bu kadar hoşlanan, doğayı, hayvanları, insanları bu kadar seven ve onlara farklı pencerelerden bakmamıza olanak sağlayan bir yazarımız, sait faik'imiz olduğu için çok şanslıyız.

eğer sait faik'i daha önce hiç okumadıysanız, ilk olarak ''haritada bir nokta'' hikayesini okumanızı öneririm. sait faik, bir aradan sonra yazı dünyasına geri dönmüş ve bu çabasını daha doğrusu dönme nedenini de haritada bir nokta hikayesinde belirtmiştir:

''yazı bile yazmayacaktım. yazı yazmak da bir hırstan başka neydi? burada namuslu insanlar arasında sakin ölümü bekleyecektim. hırs, hiddet neme gerekti? yapamadım. koştum tütüncüye, kalem kâğıt aldım. oturdum. adanın tenha yollarında gezerken canım sıkılırsa küçük değnekler yontmak için cebimde taşıdığım çakımı çıkardım. kalemi yonttum. yonttuktan sonra tuttum öptüm. yazmasam deli olacaktım.''

ayrıca eğer yazar olmak gibi bir hayaliniz varsa, sait faik'in eserlerini muhakkak okumalısınız. özellikle sırayla okumak sait faik'i tanımak için daha yararlı olacaktır çünkü sait faik, son eseri ''alemdağ'da var bir yılan (kitap)''da hastalığının kendisine verdiği olumsuz düşüncelerle daha karamsar yazmıştır. gerçi benim için fazlasıyla kaliteli bir eserdi, sait faik'in karamsarlığı bile insana çok şey katacak cinsten çünkü. sait faik'in hastalığı ve karamsarlığı demişken, agop arad, sait faik ve hastalığı hakkında şunları söylemiştir:

küçük insanların hayatını, mutluluklarını, dertlerini yazan bu büyük deha bilmem herhalde hastanede yatmaktan korkmuştu... ''arad, galiba biz gidiyoruz,'' dedi. teselli ettim, üzülerek hastaneden çıktım. 11 mayıs sabahı büyük yazarı kaybettik. hâlâ yanarım.
devamını gör...
gerçeküstücü modernizm ile ilişkisi ve türk edebiyatına olan yansıması incelenecek olursa, özellikle; mustafa kurt'un ''modernizm ve gerçeküstücülük bağlamında sait faik’in son hikayeleri'' adlı çalışması okunmaya değerdir.
devamını gör...
abası değil, kalbi yanık olan yazar.
devamını gör...
10.
türk öykücülüğünün müstesna yazarıdır.

sait faik türk öykücülüğünde bir dönüm noktasıdır.daha çok insan,daha çok yaşama sevinci,daha çok çiçek,böcek,yemiş,ağaç ve daha çok sevişme iştiyakı sait faik'le başlamıştır.

şöyle ki; sait faik, basit ve içten bakar. hem de hiç kimsenin bakmayı akıl edemediği taraftan.. mesela:

"çiçekler ve ağaçlar,toprağın derinliğindeki sırrı bize ifşa eder.orada da kokuların ve renklerin bilmediğimiz tecellileri olduğunu lisanıhal ile söylerler.fakat biz bir şey anlamayız.bu anlaşılmaz lisanlarını kulak
ğımıza fısıldayan nebatat,anlaşılmadıklarına mahzun sönüp giderler."
diyebilen bir yazardır sait faik.

çiçeklerin niye solduğunu bilimsel argümanlarla açıklayabilirsiniz ama ruha dokunan,en ikna edici cevap yine sait faik'ten gelir.

serserice yazar,vurdumduymazdır.gördüğü neyse, kendisinde uyanan hissiyatı yazar.biraz bencildir.umursamaz edebi kuralları,yıkar geçer hepsini.kendi kuralları vardır.o da kuralsızlık.

haldun taner sait faik için "bir aylak adam" demişti.

maddi destekçileri olmasa(ki bunlar aile fertleridir.) hayatta yapacağım şey dediği mesleği icra etmek zorunda kalacaktı; 'memuriyeti'.

o çalışamaz,sorumluluk taşıyamaz.hiç büyümemiştir.koskoca adamdır ama yüreği hala çocuktur.

büyüdüğüne dair de ufacık bir emare varsa; o da sevişme iştiyakıdır.

"nasıl anlatmalı
nasıl söylemeli
...
şu kiraz mevsiminin
para kazanma zamanı değil
sevişme vakti olduğunu"
der sait faik.

öykülerinde öyle bir dil kullanır ki,yalın,sade,melodili... orhan veli' yi bu yüzden sait faik' e benzetirim. orhan veli, bence, sait faik' in şair halidir, ya da sait faik, orhan veli' nin düz yazı yazmış hali.

ikisi de çok genç yaşta yaşamını yitirdi.
ikisi de türk edebiyatının kilometre taşıdır.

bir orhan veli şiiri eklemeden bitirmek olmaz.
'' o canan ki, degustasyona gelmez
balık pazarına hiç gelmez ''
devamını gör...
11.
''merhametin hikayecisi''

selim ileri, sait faik için böyle söyler.
devamını gör...
12.
1906 da adapazarı nda doğdu. ilköğrenimini adapazarı nda ortaogrenimini istanbul erkek lisesi ve bursa erkek lisesinde tamamladı. yüksek öğrenimine başladığı istanbul üniversitesi edebiyat fakültesinden ayrılarak ekonomi öğrenimi için isviçre ye gitti. oradan fransa ya geçerek kendini edebiyat ve sanat alanında yetiştirmeye çalıştı.

1935 te yurda dönen sait faik kisa aralarla çeşitli işlere girip çıktı. kişilik yapısı düzenli bir iş sürdürmeye elverişli değildi. bu nedenle düzensiz programsız herkesten farklı ilgi ve özlemlerle dolu bir yaşam sürdü.

sait faik modern edebiyata sağladığı katkılardan ötürü 1953 te amerika'daki mark twain derneğine onur üyesi seçildi. 1954 te istanbul'da öldü.

sait faik cumhuriyet döneminin önemli hikayecilerindendir. ilk hikaye kitabı 1936 da yayımlanmistir.

sait faik şiir hikaye roman türlerinde eser vermiş bir de roman çevirisi yapmıştır. asıl yazarlık ününü hikayeleriyle sağlamıştır. hikayelerinde gerilimli büyük olayları değil, sıradan küçük olayları ince bir duyarlılıkla işler. insanları yaşamı ve doğayı bir bütün olarak görme algılama yaklaşımı içindedir. kendi izlenim ve duygularıyla yeniden bicimlendirdigi balıkçı sokak satıcısı bahçıvan türündeki çalışkan insanlari sevgiyle anlatır. hoyrat ve çıkarcı insanlara karşı doğayı ve güçsüz insanları savunur.

sait faik in 171 hikayesi on üç kitap halinde yayımlanmistir. ayrıca 2 roman ve 1 şiir kitabı vardır.

hikayeleri; semaver, sarnıç, sahmerdan, lüzumsuz adam,mahalle kahvesi, havada bulut, kumpanya, havuz başı, son kuşlar, alemdagda var bir yılan, az şekerli, tüneldeki çocuk, mahkeme kapısı, seçme hikayeler.

romanları; medar-ı maişet ,motorcu ,kayıp aranıyor

şiirleri; şimdi sevişme vakti
devamını gör...
13.
ya çok özür dilerim ama aklıma hep şu kızın sait faikin abasıyanıkı demesi geliyor... keşke bunu unutabilsem
devamını gör...
14.
denizin adamı, insanları resmeden bir kaleydoskop. yalnız adamdır o. sahile, balığa ve en önemlisi insanlara âşık bir yazardır. içki, meze ve bir kırık sandalyede görürsünüz onu. hızlı âşık olur, çabuk unutur. çünkü yazacaktır. yazmasa deli olacaktır o.
devamını gör...
15.
**sait faik ablası yanık **
sınıftan bi çocuğun , edebiyat dersinde bizi krizlere sokan; yanlış isim telafuzu.
devamını gör...
16.
türk hikâyeciliğinin önde gelen yazarlarındandır.
devamını gör...
17.
balıkları öpen yazardır. “ mesleğini soranlara ‘balıkçıyım’ diyip, yakaladığı balık küçük olunca onu öper ve tekrar denize atarmış. yanındaki rum balıkçı, “balık öpülür mü be sait!” deyince şu cevabı vermiş: “olsun, bu denizde benim öptüğüm bir balık dolaşıyor artık”.*
nasıl bir naif düşüncedir dedirtir.
devamını gör...
18.
türk öykücülüğünde yeni bir devir başlatmış ve modern öykünün en güzel örneklerini vermiş yazardır. kitaplarının telif haklarını darüşşafaka'ya bağışlamıştır. şuan kitapları iş bankası yayınları tarafından basılmaktadır. şiirleri, öyküleri kadar rağbet görmemiştir. eheh zaten ustalığı da öykülerindedir.
devamını gör...
"orhan veli ile sait faik, beyoğlu'nda hep aynı kahveye takılırmış. orda akşama kadar muhabbet eder, yazı yazar, bulmaca çözerlermiş. en çok da cumhuriyet gazetesinin bulmacalarını..." "bir akşam, sıkıntıdan öyle büyük bir boşluğa düşmüşler ki, bulmaca çözme üstüne iddiaya girmişler. bulmacayı kim daha önce bitirirse, diğeri ona rakı ismarlayacakmış."
"güzel iddiaymış."
açmışlar bunlar önlerine birer cumhuriyet gazetesi, başlamışlar bulmacaları çözmeye; ilk gün orhan veli kazanmış iddiayı. sonrasında, ikinci günü, üçüncü günü, dördüncü günü de orhan veli kazanmış. neredeyse bir ay boyunca, her gün kazanmış garibim orhan veli.
bakmış olacak gibi değil, sonunda sait faik dayanamamış, yeter be, demiş, her gün, her gün rakıyı bana ısmarlatıyorsun, ne yapıyorsun arkadaş, nasıl beceriyorsun sen bu işi?"
çünkü, demiş orhan veli- cumhuriyet'in bulmacalarını ben hazırlıyorum."
devamını gör...
kitaplarını okumaya çalıştığım ama ne yazık ki beni sarmayan ve pek bir şey anlamagım yazar.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"sait faik abasıyanık" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim