babayla olan ortak noktalar
başlık "son singapur vapuru" tarafından 07.04.2022 20:51 tarihinde açılmıştır.
81.
hemcinsiz.
devamını gör...
82.
hak edene tumturaklı bir küfür sallamak
devamını gör...
83.
hayatı çok ciddiye almamak, iyi hikaye anlatıcılığı, zevzeklik, birden sinirlenip aynı hızda sakinleşmek, üstüne başına özenmek, sevdiğine sonsuz sevgi verebilmek... çocuklar kollarını açıp arkada birleştirerek "bu kadar seviyorum" derler ya, işte o kadar sevebilmek!
devamını gör...
84.
parayı umursamama huyu
devamını gör...
85.
parmaklarımın biçimi ondan,
hızla kızıp, çabuk soğumam ondan,
titizliğim ondan,
şefkat/merhamet duygum ondan,
çalışkanlığım ondan,
zekam ondan,
estet merakım ondan,
en önemlisi;
huysuzluğum ve dik kafalılığım ondan...
hızla kızıp, çabuk soğumam ondan,
titizliğim ondan,
şefkat/merhamet duygum ondan,
çalışkanlığım ondan,
zekam ondan,
estet merakım ondan,
en önemlisi;
huysuzluğum ve dik kafalılığım ondan...
devamını gör...
86.
sabah kahvaltisinda bayat ekmekleri eskiden babam yerdi şimdi ben yiyorum. ortak noktamız mıdır? bence evet.
devamını gör...
87.
bilgi birikimi ve araştırma merakı.
devamını gör...
88.
sesim hemen hemen aynı, ustalığı bana geçmiş, saçlarımız aynı, genetik hastalığı da bana geçmiş.
bu kadar yani.
bu kadar yani.
devamını gör...
89.
ikimiz de birilerine iyilik yapmayı severiz.
üç gündür evde bir muhabbet var.
babam bana dedi ki, şu şu şu bir adam var, onun da oğlu cezaevindeymiş, oğlu da bir saat istemiş, senin saatlerinden bir tane verelim olur mu?
yani neden olsun veya neden olmasın?
-bu çocuk kaç yaşında, neden cezaevine girmiş?
-bilmiyorum, ya işte bizim bir x ağabey var, o dedi, herhalde bizi böyle şey gördü...
bizi, seni ne gördü babacığım? sen emekli bir insansın... eskide kaldı ağalığın?
babam odamdan saatler bulup, bunu kullanıyor musun? diye getiriyor.
-bu çocuk neden içeride? diyorum, bilmiyorum diyor.
elin katiline de saat yollamayalım, saatsizliklerde kalsın. içeride saati günü bilmesin.
alacaktım bir tane saat casio, işte 1-2 bin liralık, evdeki bir saate göz dikmiş bizimki, tamam dedim al ver.
verdim. yarın götürecek babasına verecek, babası da görüş günü oğluna verecek.
ben de casio bakarken, fosforlu mu, ışığı var mı, geceleyin uyansa ışığı lazım, filan, triplere girdim, bari adam gibi saat yollayalım diye...
babam, amcam ve ben bu konuda aynıyız.
-baba asker casio'su ona yetmez mi? dedim, ışığı var, takvimi var filan...
-daha klasik bir şey olsa? dedi.
en son ben bir saat verdim benden.
neyse... babam da bir değişik.
üç gündür evde bir muhabbet var.
babam bana dedi ki, şu şu şu bir adam var, onun da oğlu cezaevindeymiş, oğlu da bir saat istemiş, senin saatlerinden bir tane verelim olur mu?
yani neden olsun veya neden olmasın?
-bu çocuk kaç yaşında, neden cezaevine girmiş?
-bilmiyorum, ya işte bizim bir x ağabey var, o dedi, herhalde bizi böyle şey gördü...
bizi, seni ne gördü babacığım? sen emekli bir insansın... eskide kaldı ağalığın?
babam odamdan saatler bulup, bunu kullanıyor musun? diye getiriyor.
-bu çocuk neden içeride? diyorum, bilmiyorum diyor.
elin katiline de saat yollamayalım, saatsizliklerde kalsın. içeride saati günü bilmesin.
alacaktım bir tane saat casio, işte 1-2 bin liralık, evdeki bir saate göz dikmiş bizimki, tamam dedim al ver.
verdim. yarın götürecek babasına verecek, babası da görüş günü oğluna verecek.
ben de casio bakarken, fosforlu mu, ışığı var mı, geceleyin uyansa ışığı lazım, filan, triplere girdim, bari adam gibi saat yollayalım diye...
babam, amcam ve ben bu konuda aynıyız.
-baba asker casio'su ona yetmez mi? dedim, ışığı var, takvimi var filan...
-daha klasik bir şey olsa? dedi.
en son ben bir saat verdim benden.
neyse... babam da bir değişik.
devamını gör...
90.
çok farklı düşünürdük. ancak çok okumayı, olabildiğince objektif olmayı, dürüstlüğün, yürekliliğin insan olmanın gereği olduğunu ondan öğrendim. keşke yaşıyor olsaydı ve halâ tartışıyor olabilseydik. onun kadar çalışkan, disiplinli ve soğukkanlı olamadım. (olabileni de görmedim.) onun gibi bir baba da olamadım.
nazım, "ben babamdan ileri, doğacak çocuğumdan geriyim." der. ben başarabildiğimi sanmıyorum. umarım oğlum başarır..
nazım, "ben babamdan ileri, doğacak çocuğumdan geriyim." der. ben başarabildiğimi sanmıyorum. umarım oğlum başarır..
devamını gör...
91.
öfke kontrol problemi.
devamını gör...
92.
iletişim sorunu.
kendini doğru ifade edememe ve o yüzden genelde yanlış anlaşılma.
dünyanın en aptal ve can sıkıcı sorunu/hastalığı.
kendini doğru ifade edememe ve o yüzden genelde yanlış anlaşılma.
dünyanın en aptal ve can sıkıcı sorunu/hastalığı.
devamını gör...
93.
aniden sinirlenir, ortadan kayboluruz.
gergin ortamı direkt terk ederiz.
sıkıldığımızda suratımızı asar ve kaçarız. genel olarak kaçıyoruz..
mücadele etmeyi sevmeyiz olmadıysa hemen pes ederiz.
sohbete dahil değilsek televizyonun veya videonun sesini açarız.
ay benim kafam şişti deyip kulaklık takıp sonuna kadar müziği açarız.. (lafı sözü kaldıramama)
çoğu kez boş boş söyleniriz.. birisi bir şey sorarsa da yok bir şey deriz..
gergin ortamı direkt terk ederiz.
sıkıldığımızda suratımızı asar ve kaçarız. genel olarak kaçıyoruz..
mücadele etmeyi sevmeyiz olmadıysa hemen pes ederiz.
sohbete dahil değilsek televizyonun veya videonun sesini açarız.
ay benim kafam şişti deyip kulaklık takıp sonuna kadar müziği açarız.. (lafı sözü kaldıramama)
çoğu kez boş boş söyleniriz.. birisi bir şey sorarsa da yok bir şey deriz..
devamını gör...
94.
yazım yanlışları ve anlatım bozuklukları başta olmak üzere dil kurallarına takıntılı olmak.
(özür dilerim baba, büyük harf kullanamıyoruz sözlükte)
(özür dilerim baba, büyük harf kullanamıyoruz sözlükte)
devamını gör...