idam cezası

idama karşı biri olarak "herkesin yaşama hakkı vardır" söylemini başkasının yaşama hakkını alan katil için de söyleyebilmeyi adil bulmuyorum.

suçun yaptırımı olan cezanın ıslah amacını ortadan kaldıran cezalandırma şekli.
ülkemiz mevzuatından 2004 yılında kaldırılan idam cezası, 1984 yılından beri de fiilen uygulanmamıştır.
idam cezası infaz edilen son mahkum hıdır aslan’dır.

idam cezasını hiçbir şarta bağlı olmaksızın kabul etmiyorum. idamı meşrulaştıracak hiçbir şart yoktur. geri dönüşü imkansız bir cezayı verme hakkı ve yetkisi kimseye verilemez. bin kişi cani olduğu için idam esilmiş olsun ama içlerinden biri masum olsun o bir masumun boş yere idam edilmemesi için 999 kişiye de bu ceza uygulanmamalı. idam insanlık dışı bir uygulamadır.

en basit tabiri ile bir suçlunun, işlediği suç ya da suçlar karşılığında hayatının sonlandırılmasıdır.

söylenecek pek fazla bir şey yok. herkesin bilmesi gereken şey “ayarını bozduğun kantar, gün gelir seni de tartar” şeklinde söylenen atasözünde mevcuttur.

bazı bireylerin gerçek anlamda rehabilite edilebileceklerine inanmıyorum. idam konusuna gelince geri dönüşsüz bir cezadır. muhakkak duymuşuzdur suçsuz olduğu çok sonra anlaşılan kimseleri. adamı 30 sene yatırıp sonra iade-i itibar. yemişim iadesini. bir de idam ettiğini düşün.
peki, şimdi durumu böyle olan birinin, ceza hukukunda karşılığı idam cezası olan bir cürüm ile yargılanıp hüküm giydiğini düşünelim. asalım keselim adamı eyvallah ama bir hata olduğu sonradan ortaya çıktığında bu eylemi geri alabilmek mümkün mü? hadi bu cezayı isteyen bir savcı ve onaylayan bir hakimin vicdan muhasebesini geçelim binde bir bile olsa bir hata yapılmışsa idam edilen geri getirilebilir mi?
üstüne üstlük, infial uyandıran bir suçu işleyen kişiyi idam ettin diyelim. ne olacak? amacın onun da canının gerçekten yanması. tamam bunu anlayabilirim ve hak da veririm ama idam edilen için acı dediğin ne kadar sürecek? mağdurun ise bir anlık içi soğuyacak.
varsayalım ki idam insanlık dışı bir ceza, ama suçun boyutuna baktığımızda özellikle de insanlık kaygısını gütmeyeceğimiz bir suçsa, işte o zaman, düşünüldüğünde "idama rahmet okutacak" cezalar da bulunabilir. ne de olsa insanoğlu acı vermenin çeşitli yöntemlerini bulmakta hayli yaratıcı ve başarılıdır.
ayrıca kişi gerçekten suçsuz ise de geri dönüşsüz bir durumdan kurtulabilir.
tabi bunu mağdura veya mağdur yakınlarına, canları yanarken izah etmek de pek olası olmayacaktır. bu nedenlerle bu tür kararlar alınacaksa çok ince eleyip sık dokumak gerekir.

toplumu sarsan, infial uyandıran cinayet ya da katliamların fail ya da faillerine verilen cezanın tam, ödünsüz, firesiz uygulandığına inanmayan kişiler, bu durum karşısında idam cezasını talep etmektedir. gelişmiş ülkelerde devamlı af çıkarma gibi durumlar yaşanmadığından oralarda idam cezası konuşulmaz. çünkü bilirler ki hiç bir umudu olmayan mahkumun ömrünü cezaevinde tamamlayacağını bilmesi o mahkum için her gün ölüm cezasından da beter duygudur.

asla gelmeyecektir uygulanmayacaktır.

temeldeki birkaç sebep bile idam cezasının uygulanmaması gerektiğini gösterebilir.
1- cezalar ileriye yönelik uygulanır fakat kanunun uygulayıcıları yanılabileceği gibi ileride bulunabilecek delillerden ötürü bazı cezalar da yarıda bitirilebiliyor, hatta gereksiz yere hapis yatmış insanlar durumun tazmini için devlete dava bile açabiliyor.
2- ölüm göreli bir durum olsa da bir anlamda suçluya kurtuluş tanımış oluyor. kanunların ve hukukun temel amacı birilerine zarar vermek değil; o insanları topluma kazandırmaktır. yani hapis cezası alan biri hapisten çıktığında topluma geri kazandırılmış olmalıdır/öyle umulur. fakat bunları yekpare bir şekilde reddedip suçun öznesini öldürmek çekeceği cezanın da hafif olabileceğini gösterir. sözgelimi yüzlerce insanın ölümüne sebep olmuş bir suçlunun kısacık bir zaman diliminde yaşamdan koparılması onun için cezadan çok mükafata dönüşebilir.
3- idam cezasının uygulanmış olduğu ya da halihazırda uygulanmakta olduğu ülkeler bağlamında değerlendirildiğinde idam cezası çok büyük bir oranda siyasi suçlulara uygulanan bir ceza türü olarak karşımıza çıkmakta. bu da demek oluyor ki mevcut iktidara(yalnızca siyasi iktidardan söz etmiyorum) yoluna çıkanları 'temizleme' olanağı veriyor ki bana kalırsa en tehlikelisi de bu.

ihas(insan hakları avrupa sözleşmesi) katılımcılarının idamı uygulaması sözleşme gereğince yasaktır. fakat buna ek olarak sözgelimi iran'dan türkiye'ye sığınmış bir kişinin, ülkesine döndüğünde idam cezası alacağı kesinse ya da idamın gerçekleşebileceğine dair kuvvetli ihtimaller söz konusuysa da ülkesine gönderilmesi yasaktır. yani katılımcı ülkelerden yalnızca ülke içerisindeki idama karşı değil; bağlantılı oldukları kişilere ya da ülkelere karşı da idam yasağını uygulanması talep edilmektedir.

teröristlere getirilmesi gereken cezadır .

adaletin olmadığı yerde idam büyük bir risktir.

rüşvet yiyen hakim bir kişiyi kanunun en şedid şekliyle yargılar ve idama mahkum eder.
rüşvet yiyen hakim bir kişiyi kanunun en hafif şekliyle ve iyi hal ile yargılar ve idamdan kurtarır.

anlatabildim mi ? adalet olacak yoksa idam çözmez.

hem caydırıcı değildir hem de ilkel bir cezalandırma yöntemidir. hiçbir biçimde geri getirilmemesi gerekir.

teröristler, tecavüzcüler, çocuk istismarı ve katillik suçlarına tez zamanda gelmesini dilediğim cezadır.

yaşam hakkı biricik ve özeldir bu yüzden hiçbir şekilde uygulanmaması gerekir ayrıca bu cezayı uygulayan ülkelerde ceza oranlarında hiç bir iyileşme olmamış aksine artış kaydedilmiştir bu yüzden medeniyet diyorum insan hakları diyorum anlayın artık be.

malum birine en ufak eleştiri yapanın hapse girdiği; suç lideri olan bir bozuntunun, birilerini tehdit edip, elini kolu sallaya sallaya gezdiği, ülkemizde, sakıncalı olan ceza sistemidir.

belirli suçlarda gelmesini düşündüğüm mevzu

kanıtlanmış hiçbir suçu olmamasına rağmen * yıllarca hapis kalınabilen bir coğrafyada kolaylıkla kötü niyetle kullanabilecek, çağ dışı ceza şekli.

geri dönüşü olmayan bir ceza yöntemidir. hele ki herkese terörist denebilen bir ortamda konuşulması bile iç karartır. bunun yerine kısa vadede üretim atölyeleri, pisiko terapik yöntemler ve sosyal beceri kazandırma gibi uygulamalar, izi vadede ise toplumda suça meyilli insanların tespiti ve eğitilmesi daha da önemlisi var olan yasaların düzgün uygulanması gerekmektedir.

adaletin bu kadar hataya hassas olduğu bir dünyada uygulamanın zorbalıktan başka bir şey olmadığı ceza şekli. idamın yasalarda olup ötenazinin olmadığı bir toplum ise iki yüzlülüğün en büyük örneklerinden olsa gerek.

sigara içmeyenler sigara yasağı gelsin dediler. şimdi 'şu caddede sigara içmek yasaktır ' pankartlarıyla karşılaşıyoruz.
ardından alkol yasağı da geldi.
ki ben ikisinin de aktif kullanıcısı değilim.
alkol iki üç ayda bir. sigara belki yılda bir.


unutmayın dostlar, nereye giderseniz gidin, bir yasak başka yasakları da getirir.

idam hiçbir suçun önüne geçmez zira kişi suç işlediği esnada sonunu düşünmez. sonunu düşünen zaten suç işlemez.
idam gelirse de emin olun asıl suçluları götürmez, sizi götürür evinizden.!

olmadığı toplumlarda, olduğu toplumlara göre daha fazla kargaşa ve kaos kol gezer.