#televizyon dizileri
#final yapan diziler
ispanyolca öğretmeninin yönettiği glee kulübüne katılan öğrenciler ve ilişkilerini konu alan müzikaldir. imdb: 6.9
dianna agron
chris colfer
darren criss
jessalyn gilsig
jane lynch
jayma mays
kevin mchale
lea michele
cory monteith
heather morris
matthew morrison
mike o'malley
chord overstreet
amber riley
naya rivera
mark salling
harry shum, jr.
jenna ushkowitz
chris colfer
darren criss
jessalyn gilsig
jane lynch
jayma mays
kevin mchale
lea michele
cory monteith
heather morris
matthew morrison
mike o'malley
chord overstreet
amber riley
naya rivera
mark salling
harry shum, jr.
jenna ushkowitz
6 primetime emmy olmak üzere 86 ödülü vardır.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "rene" tarafından 27.01.2021 11:27 tarihinde açılmıştır.
1.
2009-2015 yılları arasında yayınlanmış amerikan müzikal komedi ve dram türlerindeki dizi.
bir dönem gençlerini lgbtq+, ilişkiler, engellilik, kabul görme, seks ve ergen hamileliği gibi konularla tanıştırıp bilgilendirmiştir.
diziyle ilgili ilginç bir bilgi olarak, ana karakterlerden üç tanesinin yaşamını yitirmiş olmasıdır.
finn rolündeki cory monteith 2013 yılında bir otel odasında ölü bulunmuştur.
puck rolündeki mark salling 2013 ve 2015 yıllarındaki cinsel saldırı ve çocuk pornosu suçlamalarından sonra 2018de kendini asarak intihar etmiştir.
santana rolündeki naya rivera temmuz 2020de bir gölde boğularak hayatını kaybetti.
bir dönem gençlerini lgbtq+, ilişkiler, engellilik, kabul görme, seks ve ergen hamileliği gibi konularla tanıştırıp bilgilendirmiştir.
diziyle ilgili ilginç bir bilgi olarak, ana karakterlerden üç tanesinin yaşamını yitirmiş olmasıdır.
finn rolündeki cory monteith 2013 yılında bir otel odasında ölü bulunmuştur.
puck rolündeki mark salling 2013 ve 2015 yıllarındaki cinsel saldırı ve çocuk pornosu suçlamalarından sonra 2018de kendini asarak intihar etmiştir.
santana rolündeki naya rivera temmuz 2020de bir gölde boğularak hayatını kaybetti.
devamını gör...
2.
bir lisede ezilen öğrencilerin glee kulübünde bir araya gelmesi ve yarışmalara hazırlanışlarını anlatan altı sezonluk bir lise müzikal dizisi. içerisinde bolca drama bulunuyor. oyuncularının başlarına gelen talihsizlikler sonucu lanetli olduğuna dair bir görüş bulunmakta. 2009-2015 yılları arasında çıkan popüler şarkı coverları ve iki şarkıyı karıştırarak oluşturdukları mashupları çok başarılı.
türkiye versiyonunda orijinaline sadık kalacaklarını söylemişler. geçtiğimiz sene dijital platformlarda yaşanan lgbtq+ karakter olaylarından sonra, ne kadar mümkün olabilir? bekleyip öğreneceğiz.
türkiye versiyonunda orijinaline sadık kalacaklarını söylemişler. geçtiğimiz sene dijital platformlarda yaşanan lgbtq+ karakter olaylarından sonra, ne kadar mümkün olabilir? bekleyip öğreneceğiz.
devamını gör...
3.
glee, 2009 ve 2015 tarihleri arasında fox’ta yayınlanan amerikan müzikal komedi-drama televizyon dizisidir. altı sezondan oluşan dizinin yapımcısı ammerican horror story ve dahmer gibi dizilerle de tanınan ryan murphy’dir.
william mckinley lisesi adındaki bir lisede geçen dizi, başta new directions adındaki koronun hikayesiyle başlar. okul kulübü olarak isimleri glee club’tır ve bu koronun üyeleri, çok farklı kişiliklerden gençlerle doludur. genelde konuları gençlik, lise, drama, yarışma, rekabet, özgüven, kendini tanıma, hayatta yer edinme, bireysellik, mücadele ve tabii ki sahne sanatlarıdır. özellikle de müziktir.
dizi öncelikle glee club’ın kapatılması eşiğine gelmesi üzerien okulun ispanyolca öğretmeni will schuester'ın kulübü yönetme istemesiyle başlar. kulübü devralarak tekrar şahlandırmak istemektedir. fakat kimsenin sevmediği ve kapanma eşiğinde olan bu kulübe hem katılımcı bulmak zordur hem de glee club, zorluklarla baş etmek zorundadır. kulübün birleştirici gücü, üyelerin müzik ve performanslar aracılığıyla güçlü bağlar kurmasına yardımcı olur.
her bölümde en az birkaç tane şarkı söylenen dizide, sadece kulüp üyeleri şarkı söylemez. öğretmeninden hademesine, sokaktan geçen birilerine dek şarkı söyleyen birilerine denk gelinebilir. müzikal sevenler için bulunmaz bir nimettir glee dizisi. üstelik herkes seçkin kişiler olduğunda, tadından yenmez coverlar sizleri bekliyor demektir. her türlü müziği duyabileceğiniz kadar geniş bir skalada, hem şarkı söylüyor, hem performans sergiliyorlar. üstelik dizinin kendi lise drama konusu da heyecan kattığı için sizi içine çekiyor.
şimdiki müzik zevkimin bir kısmını hiç şüphesiz glee dizisi sayesinde oluşturmuşumdur. zirâ her çeşitten bir şeyler sunduğu gibi bir sürü şarkıcı ve şarkı öğreniyorsunuz.
sadece bir lise dizisi değildir glee. öncelikle her bir karakter çok uç noktalardadır. aşk üçgenlerini belki özlemezsiniz ama hakikaten her bir karakterin ikonikliğini özler durursunuz. lise dramasından çok, kendini keşfetmeye ve hayata kendi gibi olarak adım atmaya çalışan gençler vardır önümüzde. sadece gençler de değil, okuldaki öğretmenler, müdür, müdür yardımcıları dâhi kendi hayatlarında sıkıntı yaşayan insanlardır. hayatın içinden, gerçekçi bir dizidir glee. bu yönden “sizi anladığını” hissedersiniz glee’nin.
örneğin en sevdiğim bölümlerden biridir ki, burnundan hoşnut olmayan rachel karakterinin kendini olduğu gibi sevmesi için herkes kendinde olan dışlanabileceği, beğenmediği, hor görülen özellikleri sunmuştu. herkes kendini olduğu gibi kabul etmeli ve korkmamalıdır.
aşk, aile, arkadaşlığa dair derin ve farklı konular dönmektedir glee’de. eşcinsel sorunları da anlatılır, karakter gelişimi de göze çarpar. zorluklarla başa çıkarken ise bu farklı karakterler her zaman bir arada durur. glee’yi glee yapan budur.
müzikal çok seven biri olduğum için henüz yayınlanırken izliyordum bu diziyi. bittiğinde ciddi anlamda seyircisi ve seveni olduğu için büyük ses getirdiğini hatırlıyorum. ciddi anlamda karakterleri özlüyorsunuz. her biri hayatınızdan biri gibi oluyor.
normalde cover sevmeyen biri olarak bile o denli güzel cover yapıyorlar ki şarkılara, hiçbiri tiksindirmiyor, kulağa kötü gelmiyor. harbiden beceriyorlar bu işi diyorsun. hatta diziyi özledikçe sadece şarkılarını açıp dinlerim. bölümler de gözlerimin önünden geçer...
işte tüm şarkıların listesi burada:
spotify’da da mevcutlar.
diziye ilk başladığımda hırslı, derslerde başarılı olma hırsının da ötesinde dışlanmışlık hırsı ve kıskançlığıyla dolu rachel karakteri herkese olduğu gibi bana da itici gelmişti. küçüklüğünden beri şarkı söyleyen ve broadway hayaliyle yanıp tutuşan rachel, hiçbir şekilde ikinci planda kalmayı kabullenemiyor, sahnede başrol olmadığı anda kızıp küsüyordu. fakat sezonlar öyle geçiyor ki, rachel’ı da seviyor ve özlüyorsunuz. karakteri değişiyor, gelişiyor.
yanlış çok fazla karar veriyor, evet. diğer tüm karakterler gibi... ama hayatın olmazsa olmazlarını gösteriyor dizi bize: yanlış kararlar da verilebileceğini.
rachel kulübe ilk katılanlardan oluyor.
tina ve mike gibi çekingen kişiler,
quinn, santana ve brittany gibi okulun popüler, güzel amigo kızları,
finn gibi saf, iyi karakterler,
kurt gibi çok farklı kişilikler,
puck gibi ağırabiler de geliyor zamanla.
ilk şarkıları ve en değerli şarkıları “don’t stop believin’ oluyor. cidden de inanmaktan vazgeçmiyorlar.
açıkçası ben başına gelenlere karşı yine de masumiyetini ve iyiliğini koruması adına finn karakterini çok seviyorum. bir de blaine, en sevdiğim karakterdir. o kadar tatlı ki..
quinn, tam anlamıyla harika bir karakterdir. santana ise despot, açıksözlü ve katıdır. yine de biliriz ki içten içe çok sıcak kalplidir.
herkesin arkaplanda ne sorunlarla yüzleştiğini, ne denli farklı olduğunu veya farklılaşabileceğini çok güzel analtır glee. ayrıca yanınızda fiziksel olarak olmayan aileniz gibidir, destekleyicidir. bir de şarkılar, gösteriler, yarışmalar derken dizi daha da keyiflenir.
her bir karakter ayrı güzeldir evet ama dizinin bir tane efsanesi varsa o da sue slyvester’dır. kadın bir ikon! sırf o kadının cadılıkları için bile diziyi izlemenizi tavsiye ederim.
ortaokulda izlediğim bir dizi için fazla duygulandım şu an. ne kadar zaman geçmiş üzerinden... bazen insanın canı klişe şeyler de çekebiliyor. bu dramatik aşk sekizgenleri iş görüyor:d
ayrıca dizi oyuncularından finn (cory monteith), santana (naya rivera) ve puck (mark sailing) maalesef gerçek hayatta vefat etmiş oyunculardır.
finn’i oynayan cory, rachel’ı oynayan lea michele ile sevgiliydi o zamanlar. hatta dizinin 4. sezonuna denk gelen bir vakitte vefat etmiştir. dizinin bir kısmında finn karakterine vedaları da vardır. oldukça üzücü...
glee, ilk başta film olarak düşünülse de senaryoyu uzatmaları halinde diziye çevrilmiştir. daha ilk bölümlerden itibaren büyük bir reyting yakalamıştır. yayınlandığı zamanlar her sezona ait albümler çıkarmışlardır. bununla da kalmayıp 2011 yılında amerika’da turneye çıkan oyuncu&şarkıcı ekip, bu turnelerini de kayda alıp bir konser dvd’si halinde sunmuşlardır.
bu da dönüştürdükleri güzel bir film olmuştur. glee: the 3d concert movie adıyla bu filmi de bulabilirsiniz.
evet, ilk üç sezonun yerini hiçbir şey tutmasa da tamamıyla izlenmeye değer bir dizidir. ilk üç sezonu acele etmeden, keyfini çıkara çıkara izleyin. müzikale doyacaksınız...
william mckinley lisesi adındaki bir lisede geçen dizi, başta new directions adındaki koronun hikayesiyle başlar. okul kulübü olarak isimleri glee club’tır ve bu koronun üyeleri, çok farklı kişiliklerden gençlerle doludur. genelde konuları gençlik, lise, drama, yarışma, rekabet, özgüven, kendini tanıma, hayatta yer edinme, bireysellik, mücadele ve tabii ki sahne sanatlarıdır. özellikle de müziktir.
dizi öncelikle glee club’ın kapatılması eşiğine gelmesi üzerien okulun ispanyolca öğretmeni will schuester'ın kulübü yönetme istemesiyle başlar. kulübü devralarak tekrar şahlandırmak istemektedir. fakat kimsenin sevmediği ve kapanma eşiğinde olan bu kulübe hem katılımcı bulmak zordur hem de glee club, zorluklarla baş etmek zorundadır. kulübün birleştirici gücü, üyelerin müzik ve performanslar aracılığıyla güçlü bağlar kurmasına yardımcı olur.
her bölümde en az birkaç tane şarkı söylenen dizide, sadece kulüp üyeleri şarkı söylemez. öğretmeninden hademesine, sokaktan geçen birilerine dek şarkı söyleyen birilerine denk gelinebilir. müzikal sevenler için bulunmaz bir nimettir glee dizisi. üstelik herkes seçkin kişiler olduğunda, tadından yenmez coverlar sizleri bekliyor demektir. her türlü müziği duyabileceğiniz kadar geniş bir skalada, hem şarkı söylüyor, hem performans sergiliyorlar. üstelik dizinin kendi lise drama konusu da heyecan kattığı için sizi içine çekiyor.
şimdiki müzik zevkimin bir kısmını hiç şüphesiz glee dizisi sayesinde oluşturmuşumdur. zirâ her çeşitten bir şeyler sunduğu gibi bir sürü şarkıcı ve şarkı öğreniyorsunuz.
sadece bir lise dizisi değildir glee. öncelikle her bir karakter çok uç noktalardadır. aşk üçgenlerini belki özlemezsiniz ama hakikaten her bir karakterin ikonikliğini özler durursunuz. lise dramasından çok, kendini keşfetmeye ve hayata kendi gibi olarak adım atmaya çalışan gençler vardır önümüzde. sadece gençler de değil, okuldaki öğretmenler, müdür, müdür yardımcıları dâhi kendi hayatlarında sıkıntı yaşayan insanlardır. hayatın içinden, gerçekçi bir dizidir glee. bu yönden “sizi anladığını” hissedersiniz glee’nin.
örneğin en sevdiğim bölümlerden biridir ki, burnundan hoşnut olmayan rachel karakterinin kendini olduğu gibi sevmesi için herkes kendinde olan dışlanabileceği, beğenmediği, hor görülen özellikleri sunmuştu. herkes kendini olduğu gibi kabul etmeli ve korkmamalıdır.
aşk, aile, arkadaşlığa dair derin ve farklı konular dönmektedir glee’de. eşcinsel sorunları da anlatılır, karakter gelişimi de göze çarpar. zorluklarla başa çıkarken ise bu farklı karakterler her zaman bir arada durur. glee’yi glee yapan budur.
müzikal çok seven biri olduğum için henüz yayınlanırken izliyordum bu diziyi. bittiğinde ciddi anlamda seyircisi ve seveni olduğu için büyük ses getirdiğini hatırlıyorum. ciddi anlamda karakterleri özlüyorsunuz. her biri hayatınızdan biri gibi oluyor.
normalde cover sevmeyen biri olarak bile o denli güzel cover yapıyorlar ki şarkılara, hiçbiri tiksindirmiyor, kulağa kötü gelmiyor. harbiden beceriyorlar bu işi diyorsun. hatta diziyi özledikçe sadece şarkılarını açıp dinlerim. bölümler de gözlerimin önünden geçer...
işte tüm şarkıların listesi burada:
spotify’da da mevcutlar.
diziye ilk başladığımda hırslı, derslerde başarılı olma hırsının da ötesinde dışlanmışlık hırsı ve kıskançlığıyla dolu rachel karakteri herkese olduğu gibi bana da itici gelmişti. küçüklüğünden beri şarkı söyleyen ve broadway hayaliyle yanıp tutuşan rachel, hiçbir şekilde ikinci planda kalmayı kabullenemiyor, sahnede başrol olmadığı anda kızıp küsüyordu. fakat sezonlar öyle geçiyor ki, rachel’ı da seviyor ve özlüyorsunuz. karakteri değişiyor, gelişiyor.
yanlış çok fazla karar veriyor, evet. diğer tüm karakterler gibi... ama hayatın olmazsa olmazlarını gösteriyor dizi bize: yanlış kararlar da verilebileceğini.
rachel kulübe ilk katılanlardan oluyor.
tina ve mike gibi çekingen kişiler,
quinn, santana ve brittany gibi okulun popüler, güzel amigo kızları,
finn gibi saf, iyi karakterler,
kurt gibi çok farklı kişilikler,
puck gibi ağırabiler de geliyor zamanla.
ilk şarkıları ve en değerli şarkıları “don’t stop believin’ oluyor. cidden de inanmaktan vazgeçmiyorlar.
açıkçası ben başına gelenlere karşı yine de masumiyetini ve iyiliğini koruması adına finn karakterini çok seviyorum. bir de blaine, en sevdiğim karakterdir. o kadar tatlı ki..
quinn, tam anlamıyla harika bir karakterdir. santana ise despot, açıksözlü ve katıdır. yine de biliriz ki içten içe çok sıcak kalplidir.
herkesin arkaplanda ne sorunlarla yüzleştiğini, ne denli farklı olduğunu veya farklılaşabileceğini çok güzel analtır glee. ayrıca yanınızda fiziksel olarak olmayan aileniz gibidir, destekleyicidir. bir de şarkılar, gösteriler, yarışmalar derken dizi daha da keyiflenir.
her bir karakter ayrı güzeldir evet ama dizinin bir tane efsanesi varsa o da sue slyvester’dır. kadın bir ikon! sırf o kadının cadılıkları için bile diziyi izlemenizi tavsiye ederim.
ortaokulda izlediğim bir dizi için fazla duygulandım şu an. ne kadar zaman geçmiş üzerinden... bazen insanın canı klişe şeyler de çekebiliyor. bu dramatik aşk sekizgenleri iş görüyor:d
ayrıca dizi oyuncularından finn (cory monteith), santana (naya rivera) ve puck (mark sailing) maalesef gerçek hayatta vefat etmiş oyunculardır.
finn’i oynayan cory, rachel’ı oynayan lea michele ile sevgiliydi o zamanlar. hatta dizinin 4. sezonuna denk gelen bir vakitte vefat etmiştir. dizinin bir kısmında finn karakterine vedaları da vardır. oldukça üzücü...
glee, ilk başta film olarak düşünülse de senaryoyu uzatmaları halinde diziye çevrilmiştir. daha ilk bölümlerden itibaren büyük bir reyting yakalamıştır. yayınlandığı zamanlar her sezona ait albümler çıkarmışlardır. bununla da kalmayıp 2011 yılında amerika’da turneye çıkan oyuncu&şarkıcı ekip, bu turnelerini de kayda alıp bir konser dvd’si halinde sunmuşlardır.
bu da dönüştürdükleri güzel bir film olmuştur. glee: the 3d concert movie adıyla bu filmi de bulabilirsiniz.
evet, ilk üç sezonun yerini hiçbir şey tutmasa da tamamıyla izlenmeye değer bir dizidir. ilk üç sezonu acele etmeden, keyfini çıkara çıkara izleyin. müzikale doyacaksınız...
devamını gör...