1.
bunlar ekserisi türk milletinin sağlığını ve bekasını, mama lobisi olarak adlandırdığımız kimselere satmış insanlar ve zerzevatlar olarak adlandırılabilir. lüks rezidanslarda yaşayıp da evde kendi ufacık tefecik cins köpeklerinin fotoğraflarını çekip yasaya hayır diyen andavallar da bunlardır. türk milletinin bekası bu yasa ile beraber güvence altına alınmıştır, hadi bakalım hodri meydan, yasayı uygulamayın da görelim, teröristler!
devamını gör...
2.
3.
toplansın da bir an önce çin'e mi satarlar artık barınaklarda mı bakarlar kendileri bilirler sokakta olmayacak kediye yaşlıya çocuğa artık saldıramayacak virüsünden pisliğinden kurtulmuş olacağız.
devamını gör...
4.
insanın sorası geliyor ;
insan onuruna uygun bir yaşam sürmek için neyin güvence altına alınmış olması gerekir?
haklara sahip olma hakkı sadece insan için mi geçerli?
kamusal alanın korunması vazgeçilmez ise bu alana salt insan mı giriyor?
insan , insanlık adına yaşama zarar vermekten utanç duymayacaksa insan onurundan bahsetmek doğru mu?
başı boş köpek sorunu g...nüzden uydurduğunuz bir tanım. sokakta yaşam mücadelesi veren ve kamusal alana dahil olan evcilleştirilmiş hayvanları katletmek yaşama zarar vermek demek. bundan utanç duymayan her insan vahşidir.primattır. gelişimini tamamlamamıştır . ben demiyorum bunu. bilim diyor. çok net.
insan onuruna uygun bir yaşam sürmek için neyin güvence altına alınmış olması gerekir?
haklara sahip olma hakkı sadece insan için mi geçerli?
kamusal alanın korunması vazgeçilmez ise bu alana salt insan mı giriyor?
insan , insanlık adına yaşama zarar vermekten utanç duymayacaksa insan onurundan bahsetmek doğru mu?
başı boş köpek sorunu g...nüzden uydurduğunuz bir tanım. sokakta yaşam mücadelesi veren ve kamusal alana dahil olan evcilleştirilmiş hayvanları katletmek yaşama zarar vermek demek. bundan utanç duymayan her insan vahşidir.primattır. gelişimini tamamlamamıştır . ben demiyorum bunu. bilim diyor. çok net.
devamını gör...
5.
"türk milletinin bekası bu yasa ile beraber güvence altına alınmıştır"
en çok burada yanıldınız işte . sizi çok daha büyük tehlikeler bekliyor bundan sonra ve bu insan eliyle gelecek , köpeklerden değil.hiç bir şeyi güvence altına almadığınız gibi tam tersi tehlikeye attınız. haa bir de her işinize gelmeyene terörist demeyin artık . sıtkımız sıyrıldı bunu duymaktan. kimse terörist değil. çatışma ortamından beslenmek ve saldırgan , yıkıcı eylemlere destek vermek asıl terörizm , kendinize gelin !
en çok burada yanıldınız işte . sizi çok daha büyük tehlikeler bekliyor bundan sonra ve bu insan eliyle gelecek , köpeklerden değil.hiç bir şeyi güvence altına almadığınız gibi tam tersi tehlikeye attınız. haa bir de her işinize gelmeyene terörist demeyin artık . sıtkımız sıyrıldı bunu duymaktan. kimse terörist değil. çatışma ortamından beslenmek ve saldırgan , yıkıcı eylemlere destek vermek asıl terörizm , kendinize gelin !
devamını gör...
6.
ön not: caniliği, katliamı, ölümü savunanlar olsa olsa terör örgütüdür. yaşamı savunmak da maalesef bugünlerde devrimci bir yoldur.
böyle bir konuda yazılan bomboş yazıları ve korkunç nefret söylemlerini; “trol ya” diyerek geçemeyeceğim.
ülkeyi uçurumun ucuna sürüklemiş bir iktidarın şakşakçılığına soyunan trolleri bile, bir canlı yaşamı üzerinden katliama sevinenlerin yanına koyamam maalesef.
en önce mama lobisi diye kendisini yırtan, oradan oraya atanlara gelsin; açıklayın arkadaşlar bu lobi nedir? bir konuda lobicilik varsa, usulsüz bir durum varsa bunun muhatabı sokak hayvanları mıdır, yoksa sokak hayvanlarına kendi hayatındaki bir şeyleri kısarak mama alan insanlar mıdır? yüce devletimiz mama konusundaki lobicilik faaliyetlerine bir an önce el atsın da şu konu bir kapansın.
şurada anlaşalım, hayvanlar öldürülmesin, katledilmesin demek için hayvansever olmaya gerek yok; sadece hayvan haklarını savunmak ve biraz da candan sahibi olmak gerekiyor. herkes hayvanlara ölüp bitmek zorunda değil ama aynı gezegeni paylaştığımız canlıların da haklarını savunmak, en azından yaşama haklarını korumak zorundayız.
yani hayvan katline sevinen bu iğrenç insanlara hak ve hukukun ne olduğunu anlatamayız elbette ama o canlıların hayatlarını savunmak için kimse hayvan sever olmak zorunda değil.
şuraya da geleyim. sürekli hayvan hakları savunan insanlara tuzu kuru deniyor, küçük ırk köpek ya da cins kedi sahibi sanılıyor. pardon da siz gerizekalı olabilir misiniz?
bu sorunun en büyük sebeplerinden biri bir hevesle cins kedi-köpek satın alan insanlar zaten . onların şımarıklığı yüzünden barınaklar cins kedi-köpekle dolu ve ticaretin de önünü kesmeyen bu yeni muazzam (!) tasarı sayesinde bu sorun hiç bitmeyecek. ha sizin gibi eli kanlı insanlar oldukça bu sorun bitebilir de, ne de olsa sizler kedi-köpek başı kesmeyi marifet sayıyorsunuz; bu kanın akmasıyla tatmin oluyorsunuz; çaresine eminim ki bakarsınız.
çocuklar meselesine çok kısa değineyim. ilk olarak aklıma gelen şu; bu korkunç katliamın tohumlarını güvenli sokaklar derneği diye bir troller ordusu attı. ama bu oluşumun kurucusu cins kedi köpek satan korkunç bir insan. ve maalesef kendi çocuğunu bir sokak köpeğinden kaçarken kamyon altında kalarak kaybetmiş bir baba.
bu olayda üzüleceğim tek şey o çocuktur, çünkü aile kendi karmasını bir şekilde yaşamış.
kedi ve köpek gibi duyguları olan canlıların ticaretini yaparsan, ki bir hayvana para veren insanın yaklaşımını her hayvansever bilir, gün gelir o hayvanların ahı seni bulur.
ve yine çocuklardan gidelim. hiç kimse cani değil, hiç kimse bir sokak köpeği bir çocuğu parçaladı diye sevinmez. yaşanıyor mu, yaşanıyor. ama bunun çözümünü tüm köpekleri katletmek olarak görmek düpedüz caniliktir; onaylayanlar da katil ruhludur.
ben kendi üzerimden anlatayım. ben iyi eğitim almış, işini gücünü düzgün yapan, hayatta hiçbir şeyin önüne maddi herhangi bir şeyi koymayan, dünyasal hiçbir hırsı olmayan, insanları ayıran hiçbir şeyi putlaştırmayan, hiç kimseye/hiçbir canlıya bile isteye zarar vermeyen/vermemiş, adalet duygusundan şaşmayan, bir sürü arkadaşı olan dümdüz bir insanım. sokaktan sahiplendiğim 3 kedimle, yoksulluk sınırının altında kalan maaşımla kiralık evimde yaşıyorum.
ben her sabah iş yerine koca bir kap haşlanmış tavuk götürüp bahçedeki kedilere (20 ye yakın), çevreyi de kirletmemek adına porselen tabaklarda haşlanmış tavuk servis ediyorum. ben her gün o tabakları toplayıp yıkıyorum. ben her gün kedilerin gün içinde yemeleri için temiz kaplarda kuru mama bırakıyorum. hastalanan kedileri elimden geldiğince tedavi ettirmeye çalışıyorum, elimden geldiğince çok kediyi kısırlaştırmaya uğraşıyorum ve tüm bunları “kediler-köpekler ölsün” zihniyetine çanak tutan insanlara rağmen yapıyorum. ve tüm bunları kısıtlı bütçemle sağlıyorum.
ben bunları anlatmaktan da asla hoşlanmıyorum ama belki burada da sokak hayvanlarının haklarını savunan insanları ayrıcalıklı gören gerizekalılar okur diye yazıyorum.
ben hiçbir gelecek güvencesi olmayan; hiçbir malı mülkü olmayan, kendi başının çaresine bakan, 36 yaşına gelmiş dümdüz bir kadınım. kedilerimle yaşıyorum ve evet, bazı gerizekalıların tabiriyle evde kaldım. (bir de bu türedi, hayvan seven kadınlar evde kalmış, bet insanlarmış gibi lanse ediyor.)
velhasıl demem o ki, köpek katliamını savunanlar katil sevicidir, insanlıktan da merhametten de, normal bir ruh halinden de uzaktır. sevmekle, sevilmekle ilgili hiçbir fikri yoktur.
ve tüm insanlar için en büyük duam çaresiz bir canlıya, bize muhtaç bir canlıya neyi layık görüyorlarsa hayatları boyunca onun 10 katını bulmaları.
böyle bir konuda yazılan bomboş yazıları ve korkunç nefret söylemlerini; “trol ya” diyerek geçemeyeceğim.
ülkeyi uçurumun ucuna sürüklemiş bir iktidarın şakşakçılığına soyunan trolleri bile, bir canlı yaşamı üzerinden katliama sevinenlerin yanına koyamam maalesef.
en önce mama lobisi diye kendisini yırtan, oradan oraya atanlara gelsin; açıklayın arkadaşlar bu lobi nedir? bir konuda lobicilik varsa, usulsüz bir durum varsa bunun muhatabı sokak hayvanları mıdır, yoksa sokak hayvanlarına kendi hayatındaki bir şeyleri kısarak mama alan insanlar mıdır? yüce devletimiz mama konusundaki lobicilik faaliyetlerine bir an önce el atsın da şu konu bir kapansın.
şurada anlaşalım, hayvanlar öldürülmesin, katledilmesin demek için hayvansever olmaya gerek yok; sadece hayvan haklarını savunmak ve biraz da candan sahibi olmak gerekiyor. herkes hayvanlara ölüp bitmek zorunda değil ama aynı gezegeni paylaştığımız canlıların da haklarını savunmak, en azından yaşama haklarını korumak zorundayız.
yani hayvan katline sevinen bu iğrenç insanlara hak ve hukukun ne olduğunu anlatamayız elbette ama o canlıların hayatlarını savunmak için kimse hayvan sever olmak zorunda değil.
şuraya da geleyim. sürekli hayvan hakları savunan insanlara tuzu kuru deniyor, küçük ırk köpek ya da cins kedi sahibi sanılıyor. pardon da siz gerizekalı olabilir misiniz?
bu sorunun en büyük sebeplerinden biri bir hevesle cins kedi-köpek satın alan insanlar zaten . onların şımarıklığı yüzünden barınaklar cins kedi-köpekle dolu ve ticaretin de önünü kesmeyen bu yeni muazzam (!) tasarı sayesinde bu sorun hiç bitmeyecek. ha sizin gibi eli kanlı insanlar oldukça bu sorun bitebilir de, ne de olsa sizler kedi-köpek başı kesmeyi marifet sayıyorsunuz; bu kanın akmasıyla tatmin oluyorsunuz; çaresine eminim ki bakarsınız.
çocuklar meselesine çok kısa değineyim. ilk olarak aklıma gelen şu; bu korkunç katliamın tohumlarını güvenli sokaklar derneği diye bir troller ordusu attı. ama bu oluşumun kurucusu cins kedi köpek satan korkunç bir insan. ve maalesef kendi çocuğunu bir sokak köpeğinden kaçarken kamyon altında kalarak kaybetmiş bir baba.
bu olayda üzüleceğim tek şey o çocuktur, çünkü aile kendi karmasını bir şekilde yaşamış.
kedi ve köpek gibi duyguları olan canlıların ticaretini yaparsan, ki bir hayvana para veren insanın yaklaşımını her hayvansever bilir, gün gelir o hayvanların ahı seni bulur.
ve yine çocuklardan gidelim. hiç kimse cani değil, hiç kimse bir sokak köpeği bir çocuğu parçaladı diye sevinmez. yaşanıyor mu, yaşanıyor. ama bunun çözümünü tüm köpekleri katletmek olarak görmek düpedüz caniliktir; onaylayanlar da katil ruhludur.
ben kendi üzerimden anlatayım. ben iyi eğitim almış, işini gücünü düzgün yapan, hayatta hiçbir şeyin önüne maddi herhangi bir şeyi koymayan, dünyasal hiçbir hırsı olmayan, insanları ayıran hiçbir şeyi putlaştırmayan, hiç kimseye/hiçbir canlıya bile isteye zarar vermeyen/vermemiş, adalet duygusundan şaşmayan, bir sürü arkadaşı olan dümdüz bir insanım. sokaktan sahiplendiğim 3 kedimle, yoksulluk sınırının altında kalan maaşımla kiralık evimde yaşıyorum.
ben her sabah iş yerine koca bir kap haşlanmış tavuk götürüp bahçedeki kedilere (20 ye yakın), çevreyi de kirletmemek adına porselen tabaklarda haşlanmış tavuk servis ediyorum. ben her gün o tabakları toplayıp yıkıyorum. ben her gün kedilerin gün içinde yemeleri için temiz kaplarda kuru mama bırakıyorum. hastalanan kedileri elimden geldiğince tedavi ettirmeye çalışıyorum, elimden geldiğince çok kediyi kısırlaştırmaya uğraşıyorum ve tüm bunları “kediler-köpekler ölsün” zihniyetine çanak tutan insanlara rağmen yapıyorum. ve tüm bunları kısıtlı bütçemle sağlıyorum.
ben bunları anlatmaktan da asla hoşlanmıyorum ama belki burada da sokak hayvanlarının haklarını savunan insanları ayrıcalıklı gören gerizekalılar okur diye yazıyorum.
ben hiçbir gelecek güvencesi olmayan; hiçbir malı mülkü olmayan, kendi başının çaresine bakan, 36 yaşına gelmiş dümdüz bir kadınım. kedilerimle yaşıyorum ve evet, bazı gerizekalıların tabiriyle evde kaldım. (bir de bu türedi, hayvan seven kadınlar evde kalmış, bet insanlarmış gibi lanse ediyor.)
velhasıl demem o ki, köpek katliamını savunanlar katil sevicidir, insanlıktan da merhametten de, normal bir ruh halinden de uzaktır. sevmekle, sevilmekle ilgili hiçbir fikri yoktur.
ve tüm insanlar için en büyük duam çaresiz bir canlıya, bize muhtaç bir canlıya neyi layık görüyorlarsa hayatları boyunca onun 10 katını bulmaları.
devamını gör...