sevgilinin avuç içini öpmek
gözlerimden öptü,
ellerimden öptü, ellerimden.
avuç içlerimden öptü.
unutabilir misin şimdi?
ben ölsem unutamam.
(bkz: sebahattin ali)
ellerimden öptü, ellerimden.
avuç içlerimden öptü.
unutabilir misin şimdi?
ben ölsem unutamam.
(bkz: sebahattin ali)
devamını gör...
yazarların bugünkü mutsuzluk sebebi
aşırı heyecan ve şaşkınlık. gidiyor olmamın hüznü.
devamını gör...
sözlüğe o kadar bağımlı olmak ki artık sözlük olmak
daha dün en yakın arkadaşım ile bu konuda tartıştık. sağolsun bir güzel haşladı beni. sözlüge ilk girdiğim zamanlar tanımımı girer, iki bakınır çıkardım. şimdi? tanım giriyorum, takip ettiğim yazarlar ne girmiş bakıyorum, editörlük yapıyorum, buradaki dostlarim ile sohbet ediyorum ve sonuç olarak sürekli buradayım. bu bağımlılıktan kurtulmam lazım dostlar.
devamını gör...
mutsuzken ders çalışmak
hayran olduğum insanlar. bu insanlar canım sıkkın ,moralim bozuk, sevgilimden ayrıldım, biraz hasta gibiyim diye sorumluluklarını bırakmazlar ,kazanan olurlar. onlardan biri miyim? malesef yanlarindan gecemem. ben battaniyesini ustune çekip acısını yücelten asalak tayfadanim. aşırı tebrik ediyorum böyle insanlari .
devamını gör...
en sevilen nazım hikmet ran şiiri
panikle üzerime kapaklanan karanlığının ağırlığında
eski bir aşk acısının akla gelmişliğinin koyu sancısında
mavinin her tonunu gördüğünün gözünde bir ağıt yakılır
beni senden başka kim tutar kendi içimde
eşleri ihale alacak kadınlar kabataş meydanında takılır
beni al yanına zaten her köşen benim
isyan etmez dizleri üzerinde efendiler başları önde
renkleri birbirine karışmış senden zaten ıslaktır terim
pervanene dolandım tüm kanatlarımı kırdın biliyorsun
oyunlaştırılmış bir çocukluğumdur kucağında uykuya hasret
gecesinde sertleşmiş bir on sekizdir şimdi tüm ölçü birimleri
adımın dilinden dökülmesidir onun anlamı işte o zaman masumdur
çıplak işte odanın duvarları bile, onlar bile bize rahmet
artık temizlenmez bu çocukluk büyümeyen bir piçtir içimdeki
yolum yol değil benim olduğum yerde ne köyler kasaba
ıssız bırakılmış renklerine cümbüş bir hayal gücü mesafesi
masumiyetimi kaybettiğim avuçlarının içinden aktım bu hayata
eski bir aşk acısının akla gelmişliğinin koyu sancısında
mavinin her tonunu gördüğünün gözünde bir ağıt yakılır
beni senden başka kim tutar kendi içimde
eşleri ihale alacak kadınlar kabataş meydanında takılır
beni al yanına zaten her köşen benim
isyan etmez dizleri üzerinde efendiler başları önde
renkleri birbirine karışmış senden zaten ıslaktır terim
pervanene dolandım tüm kanatlarımı kırdın biliyorsun
oyunlaştırılmış bir çocukluğumdur kucağında uykuya hasret
gecesinde sertleşmiş bir on sekizdir şimdi tüm ölçü birimleri
adımın dilinden dökülmesidir onun anlamı işte o zaman masumdur
çıplak işte odanın duvarları bile, onlar bile bize rahmet
artık temizlenmez bu çocukluk büyümeyen bir piçtir içimdeki
yolum yol değil benim olduğum yerde ne köyler kasaba
ıssız bırakılmış renklerine cümbüş bir hayal gücü mesafesi
masumiyetimi kaybettiğim avuçlarının içinden aktım bu hayata
devamını gör...
yağmura en çok yakışan şey
yürümek . evet bildiğin yürümek , böyle damlalar yüzüne hafifçe çarpacak, kafanın içinde bir müzik , burnunun hafif donması , saçından aşağıya akan su damlaları saatlerce yağmur altında yürümek.
devamını gör...
edebiyattan anlayan kadın
şarap gibidir. hanımefendi özen ister saygi ister sevgi ister. edebiyat bir hayat alışkanlığı bir yaşam zevkidir. bunu bilen anlayan ve böylesine dikkatli bir tutumda olan hanımefendi onun dilinden anlayan ve onun hassasiyetlerine saygi gösteren bir bey ile denk gelirse şiir gibi ilişki yaşarlar. anlamak hissetmekle birleşir ifadelere özgürlük katar ruh katar hayata tat katar siyah beyaz iken her yer renkli olur. cümleler kanina karışır mazallah başını kitaplara çarpar üstünü başını şiir yaparsin. bir o kadar tatlı görünürsün hanımefendinin gözüne. öğle uykulari gibi sessiz tatli aksama doğru baslayan hafif yağmur gibi serin ve naiflesir dünya.
aksamlari bir kadeh sarapta kaybolur, geceleri ayisiginda sevisirsin. edebiyat bilen anlayan hanımefendi dünyayı dünyan kılar. selam olsun şehrin yalniz ve güzel hanımefendilerine...
aksamlari bir kadeh sarapta kaybolur, geceleri ayisiginda sevisirsin. edebiyat bilen anlayan hanımefendi dünyayı dünyan kılar. selam olsun şehrin yalniz ve güzel hanımefendilerine...
devamını gör...
hiçbir şey olunamayınca sahip olunan meslekler
devamını gör...
merkezi sinir sistemi
beyin ve omuriliği saran sinir dokularından oluşur.
bu sistemin görevi, tüm bedensel fonksiyonları birleştirmek ve koordine etmek, gelen tüm sinir iletilerini işlemek, ve bedenin farklı kısımlarına komutlar göndermektir.
bu sistemin görevi, tüm bedensel fonksiyonları birleştirmek ve koordine etmek, gelen tüm sinir iletilerini işlemek, ve bedenin farklı kısımlarına komutlar göndermektir.
devamını gör...
evleneceklere tavsiyeler
efendim ben yaklaşık 1 buçuk yıl önce evlendim. gerçekten çok özel bir duygu. henüz evlenememişlere öneriyorum. ilk günler tabii ki bir heyecan var efendim. ne de olsa yeni bir hayat. ama sonra her şey yoluna giriyor ve alışıyorsunuz yeni hayatınıza.
ben ev için kredi kullanmadım. borçsuz ev’lendim. eğer kredi kullanmanız gerekirse faiz oranlarına bakın derim. sonra ev’lilik üzmesin sizi. borç harç yapın evlenin
tanım: ev alacaklara tavsiyeler verdiğimiz başlık.
ulen artık olaya ne kadar uzaksam.
ben ev için kredi kullanmadım. borçsuz ev’lendim. eğer kredi kullanmanız gerekirse faiz oranlarına bakın derim. sonra ev’lilik üzmesin sizi. borç harç yapın evlenin
tanım: ev alacaklara tavsiyeler verdiğimiz başlık.
ulen artık olaya ne kadar uzaksam.
devamını gör...
jean-leon gerome
gérôme, günümüzde oryantalist sanat düşünüldüğünde, ilk akla gelen isimlerden biridir. oryantalizm’in en çok tartışılan görsel yaratılarından bazıları gérôme’a aittir. bu nedenle, edward said’in 1978 yılında yayımlanan, batı kaynaklı bu kültürel durumu analiz ederek, eleştirisini yaptığı ünlü “oryantalizm”kitabının kapağında gérôme’un “yılan oynatıcısı” resminin kullanılmıştır.
bir çok türk ressam aurora yazarımızında bahsettiği gibi bu ressamdan eğitim almışlardır.
*
bir çok türk ressam aurora yazarımızında bahsettiği gibi bu ressamdan eğitim almışlardır.
*
devamını gör...
normal sözlük yazarlarını dansa davet eden şarkılar
içimden dans etmek gelince her şarkıyı o dansa uydurabiliyorum dediğim başlıktır.
devamını gör...
kitaplardaki en etkileyici giriş cümlesi
“hayatımın en mutlu anıymış, bilmiyordum.”
masumiyet müzesi, orhan pamuk
“zamanların en iyisiydi, zamanların en kötüsüydü, hem akıl çağıydı hem aptallık, hem inanç devriydi hem de kuşku, aydınlık mevsimiydi, karanlık mevsimiydi, hem umut baharı hem de umutsuzluk kışıydı, hem her şeyimiz vardı hem hiçbir şeyimiz yoktu, hepimiz ya doğruca cennete gidecektik ya da tam öteki yana.”
iki şehrin hikayesi, charles dickens
“bugün annem öldü. belki de dün, bilmiyorum.”
yabancı, albert camus
masumiyet müzesi, orhan pamuk
“zamanların en iyisiydi, zamanların en kötüsüydü, hem akıl çağıydı hem aptallık, hem inanç devriydi hem de kuşku, aydınlık mevsimiydi, karanlık mevsimiydi, hem umut baharı hem de umutsuzluk kışıydı, hem her şeyimiz vardı hem hiçbir şeyimiz yoktu, hepimiz ya doğruca cennete gidecektik ya da tam öteki yana.”
iki şehrin hikayesi, charles dickens
“bugün annem öldü. belki de dün, bilmiyorum.”
yabancı, albert camus
devamını gör...
g
ingilizce de "ci" şeklinde okunan harf.
devamını gör...
ben cem adrian sorularınızı yanıtlıyorum
abi küçük cem napıyor?
içindeki yani çocuk olan.
içindeki yani çocuk olan.
devamını gör...
floresan ışığı
bildiğimiz ve çoğumuzun hayatında var olan beyaz ışık. hastaneler, morglar, fabrikalar, depolar, kasaplar, süpermarketler beyaz ışıkla dolu. orhan pamuk bu konu ile ilgili bir yazısında değinmişti. zamanında yazarın annesi perdelik kumaş almak için gittiği perdecide, perdelik kumaşın topunu tezgahtar ile birlikte dışarı çıkararak rengini doğal ışıkta incelermiş ki, floresandan gelen beyaz ışık yanıltıp aldatmasın. o dönemler beyaz ışık soğuk, hüzün verici, uğursuz sayılırmış.
devamını gör...
ikinci bahar
1998-2001 yıllarında uğur yücel, orhan orhan oğuz, türkan derya tarafından yönetmenliği sulhi dölek tarafından senaristliği yapılan ve atv'de yayınlanan bir türk aile dizisidir.
başrollerinde,
türkan şoray
şener şen
tarık papuççuoğlu
güven hokna
nurgül yeşilçay
ozan güven
şener şen, gaziantep'li bir kebap ustasıdır. ali haydar rolüyle iyi bir aile babası ve mükemmel bir kebap ustasıdır. 3 kızı daha sonra diziye katılacak olan babasıyla bir hayat yaşamaktadır. arif erkin güzel beyoğlu üstlenmiştir baba rolünü. hemşerimdir kendileri ve ben kendilerini pek severim.
ali haydar, hanım karakteriyle diziye zerafet katan türkan şoray gelene kadar sakin ve kendi halinde bir hayat yaşar. hanım'ın diziye dahil olmasıyla her şey değişir. ikinci bir bahar şansı yakalarlar. tabi önceleri çekişmeli bir ilişkileri vardır sonra bu ilişki yerini aşka bırakır. ve bu bahar kimisini rahatsız ederken kimisine huzur, mutluluk verir.
türkan şoray, 2 çocuklu hayatını idame etmeye çalışan zor şartlarda yaşamaya çalışan yalnız bir kadındır. yalnız diyorum çünkü çocuklarını oynayan ozana güven - ulaş ve nurgül yeşilçay - gülsüm çok farklı kafalardadır. gülsüm zengin bir koca telaşına düşmüşken ulaş haytalık peşindedir.
tarık papuççuoğlu, vakkas karakteriyle bulunuyor dizide. 'ali haydar' deyişi, şivesi, ses tonu hala kulağımda. ali haydar la kavga, gürültüsü, kıskançlığı, çekişmesi hiç bitmiyor. işin aslı babasının ali haydar'a olan sevgisini kıskanmış yıllarca bunu yedirememiş kendine. babası ali haydar ve kendisinin ustası aynı zamanda. babasına olan kızgınlığını yıllar yılı ali haydardan çıkarmış, çıkarıyor. oğlu medet, nedim saban ali haydar'ın kızına aşık vah ki vah. yasemin çonka yani melek'e. ah o kaçamak aşklar ailelerden gizli saklı yaşanan duygular nasılda tatlı zamanlarmış meğer değil mi?
güven hokna, eski film artisti ya da ses sanatçısı emin değilim neriman rolüyle dahil senaryoya. neriman hanım, hem komşusu hem ev sahibi ali haydar'ın hemde aşık sırılsıklam. bu aşk gözünü kör ediyor tabi. zabıta olan kardeşi şecaattin yani özkan uğur'la bir olup az uğraşmıyor ali haydar'la. şecaattin mahalleye kök söktürüyor. nazlı tosunoğlu'nun canlandırdığı tansu komiser'den yani eski karısından korkmasa canlarına okuyacak ki dönem dönem onu da yapıyor.
tan sağtürk - timothy, barış dinçel - timuçin, devin özgür çınar - cennet, meral okay - kasap melahat, cezmi baskın - basri, ekim maden - ömer karakterlerine hayat veriyorlar.
sağlam bir ekibi var dizinin, senaryo da iyi bu da seyirciye yansıyor ve beğenileri topluyor. 3 sezon çekilen dizi tadında bırakıldı.
hayatın içinden insanları yansıtan bir dizidir. kimi zaman eğlendirir kimi zaman duygulandırır. yaşananlar yansıtılanlar 'evet bunları ben biliyorum bu hayatları ben gördüm' cinsindendir. duyduğumuz, gördüğümüz, yaşadığımız hayatlar... şimdi ki dizilerin bir çoğunda olduğu gibi şişirme, gökten inme değildir.
iyi seyirler efem...
başrollerinde,
türkan şoray
şener şen
tarık papuççuoğlu
güven hokna
nurgül yeşilçay
ozan güven
şener şen, gaziantep'li bir kebap ustasıdır. ali haydar rolüyle iyi bir aile babası ve mükemmel bir kebap ustasıdır. 3 kızı daha sonra diziye katılacak olan babasıyla bir hayat yaşamaktadır. arif erkin güzel beyoğlu üstlenmiştir baba rolünü. hemşerimdir kendileri ve ben kendilerini pek severim.
ali haydar, hanım karakteriyle diziye zerafet katan türkan şoray gelene kadar sakin ve kendi halinde bir hayat yaşar. hanım'ın diziye dahil olmasıyla her şey değişir. ikinci bir bahar şansı yakalarlar. tabi önceleri çekişmeli bir ilişkileri vardır sonra bu ilişki yerini aşka bırakır. ve bu bahar kimisini rahatsız ederken kimisine huzur, mutluluk verir.
türkan şoray, 2 çocuklu hayatını idame etmeye çalışan zor şartlarda yaşamaya çalışan yalnız bir kadındır. yalnız diyorum çünkü çocuklarını oynayan ozana güven - ulaş ve nurgül yeşilçay - gülsüm çok farklı kafalardadır. gülsüm zengin bir koca telaşına düşmüşken ulaş haytalık peşindedir.
tarık papuççuoğlu, vakkas karakteriyle bulunuyor dizide. 'ali haydar' deyişi, şivesi, ses tonu hala kulağımda. ali haydar la kavga, gürültüsü, kıskançlığı, çekişmesi hiç bitmiyor. işin aslı babasının ali haydar'a olan sevgisini kıskanmış yıllarca bunu yedirememiş kendine. babası ali haydar ve kendisinin ustası aynı zamanda. babasına olan kızgınlığını yıllar yılı ali haydardan çıkarmış, çıkarıyor. oğlu medet, nedim saban ali haydar'ın kızına aşık vah ki vah. yasemin çonka yani melek'e. ah o kaçamak aşklar ailelerden gizli saklı yaşanan duygular nasılda tatlı zamanlarmış meğer değil mi?
güven hokna, eski film artisti ya da ses sanatçısı emin değilim neriman rolüyle dahil senaryoya. neriman hanım, hem komşusu hem ev sahibi ali haydar'ın hemde aşık sırılsıklam. bu aşk gözünü kör ediyor tabi. zabıta olan kardeşi şecaattin yani özkan uğur'la bir olup az uğraşmıyor ali haydar'la. şecaattin mahalleye kök söktürüyor. nazlı tosunoğlu'nun canlandırdığı tansu komiser'den yani eski karısından korkmasa canlarına okuyacak ki dönem dönem onu da yapıyor.
tan sağtürk - timothy, barış dinçel - timuçin, devin özgür çınar - cennet, meral okay - kasap melahat, cezmi baskın - basri, ekim maden - ömer karakterlerine hayat veriyorlar.
sağlam bir ekibi var dizinin, senaryo da iyi bu da seyirciye yansıyor ve beğenileri topluyor. 3 sezon çekilen dizi tadında bırakıldı.
hayatın içinden insanları yansıtan bir dizidir. kimi zaman eğlendirir kimi zaman duygulandırır. yaşananlar yansıtılanlar 'evet bunları ben biliyorum bu hayatları ben gördüm' cinsindendir. duyduğumuz, gördüğümüz, yaşadığımız hayatlar... şimdi ki dizilerin bir çoğunda olduğu gibi şişirme, gökten inme değildir.
iyi seyirler efem...
devamını gör...
az tanım girmesine rağmen karma puanı yüksek olan yazarlar veri tabanı
tanım sayısıyla ilgili değildir . şu beğen tuşuna basmaya korkanlarla ilgili bir durumdur .
ben yoldaş benjamin franklinle konuştum. bize özel beğenilerden ücret almayacak , ikna ettim . korkmayın beğenmeye canlarım .
edit : yazıklar olsun size 800 küsür tanım girdim bu kadar beğenmediniz , illa ağzımızla beğen mi diyelim canım .
ben yoldaş benjamin franklinle konuştum. bize özel beğenilerden ücret almayacak , ikna ettim . korkmayın beğenmeye canlarım .
edit : yazıklar olsun size 800 küsür tanım girdim bu kadar beğenmediniz , illa ağzımızla beğen mi diyelim canım .
devamını gör...
erkeklerin sürekli fotoğraf istemesi
istemeye gerek kalmadan gönderen ve bizden önce fotoğraf isteyen kadınların olduğunu da hatırlatalım.
devamını gör...