kerizleri silkeleyip, uruguay'a kaçan adam.

internet sitesinde süt sağacaksın da para kazanacaksın öyle mi?

ne demişler;"bedava peynir,sadece fare kapanında olur".
devamını gör...

bilen bilir. spor severim. uzun yıllar profesyonel olarak spor yaptım. yılmaz bir müsabaka sever olduğum için de televizyonda, youtube'da denk geldiğim bir videoda, instagram keşfette, kısacası herhangi bir yerde denk geldiğim tüm "yarışları, yarışmaları" içeriği ne olursa olsun bir şekilde takip ettim/ediyorum. özellikle babam küçük yaşta başladığım ve hayatımın görece kritik dönemlerine kadar devam ettirdiğim, o dönemler için de günümün, gündemimin en major konularından biri olan sporculuk serüvenime dişini, tırnağını, emeğini, zamanını, parasını yatırarak sonuna kadar destek verdi. en önemsiz maçıma bile geldi. en basit, çantada keklik seçmemde bile tezahüratını eksik etmedi. benim hayatını spor yaparak kazanan biri olmamı çok istedi. çok. buna rağmen, ben voleybolu bırakıyorum baba, kendime başka bir yol çizeceğim dediğimde, iyi düşündün mü kızım, benim ne istediğimin bir önemi yok ama sen bana benziyorsun, kazanmayı seviyorsun ve kazandın mı, kayıp mı ettin kişiye/duruma göre değişecek bir işin olmasındansa kesin sonuçları olacak böyle bir iş yapmanın ben senin karakterinle daha çok örtüşeceğini düşünüyorum diyecek kadar da kendinden izole düşünebilecek bir adamdı. beni bu kadar iyi tanıyor olmasıysa cabası.

benim canım babam, o derin çukura koyduğum adam, hayatta ailesinden ve işinden sonra en çok fenerbahçe'yi seviyordu. ölüm döşeğinde, canıyla boğuşurken bile fenerbahçe'nin izleyebileceği tüm maçlarını izledi! o son derbide galatasaray'a deplasmanda gol atamayan fenerbahçe'nin 4. yıldızı göğsüne bir türlü takamamasını şahsen tanıdığım hiç kimse onun dert ettiğinden daha çok dert edinmedi kendine. ben dahil. ben ki 2006 yılında denizli maçından sonra üzüntüden kurdeşen dökmüş, hastanelik olmuş insanım. gerçek bu. galatasaraylı olan acil doktoru üzerimdeki forma sebebiyle stres kaynağımı tespit etmiş, gerekli tedaviyi uyguladıktan sonra dalga geçmişti benimle de, şikayet etmiştim kendisini hatta. hadsiz. bugün olsa bugün yine yaparım.

neyse, ben işin cılkını çıkartabilen bir insanım böyle konularda. anlamışsınızdır. e tff de hepimizin malumu. ben bu lig takip etme işini bıraktım bir süre. hala denk geldiğinde cirit atma müsabakalarını falan izleyen bir insan olmaya devam ettim bu süreçte ama tüm spor paketi üyeliklerimi iptal ettirdim. kendime kurallar falan koydum. hem detoks hem kendimi kendimden koruma çabası hem de inanç yitimi. bildiğimiz hikayeler. ta ki bu sezona kadar.

fikirlerinizi kendinize saklayınız. yas süreci çok ilginç bir olgu. bu sene fenerbahçe'nin şampiyon olmasına yüklediğim anlamın babamın ölümüyle olan ilişkisini, bunun benim hayatımdaki karşılığını sorgulama* hakkını terapistime bile vermiyorum. bazı şeyler öyledir. öyle olmaya da devam etmelidir. her şeyi anlamamız gerekmiyor. çözmek? sildirip gidebilirler!

çok uzun zamandır hayatımda sevgili olarak anamayacağım fenerbahçe! türkiye gibisin benim için. kopamıyorum senden! hem nefret hem bağlılık. lanet olsun sana! ama iyi ki de varsın aynı zamanda! bu sene babamın gerçekleşmeyecek bir diğer hayali olmana izin vermiyorum! o lüks bana ait! kızıydım ben onun. benimle ilgili hayal kırıklığını, iç burulmasını tolere edebilirdi. sen kimsin?!

alın size tanım; bu sene şampiyon olmak zorunda olan takımdır fenerbahçe!
devamını gör...

değerinin bilinmediğini farkettiyseniz, değerini anlamışsınız demektir. değerinin bilinmediğini düşünen her yazara ve çaylak dostlara selam olsun.
devamını gör...

sırf meraktan geldim. kim bu sude. tüm yazar mecrası neden burada? ıvan bile safını belli etmiş. kavga mı var gençler.
devamını gör...

yemek, uyumak ve çıplak dolaşmamak için insanın yapmak zorunda olduğu şeyler ürkütücüydü. ben de yatakta kalıp içiyordum. içtiğin zaman dünya yine ordaydı, kaybolmuyordu ama boğazına sarılmıyordu en azından.

charles bukowski
devamını gör...

küçük oğlum da onlardan biridir. * o kadar tatlı konuşuyor ki bazen ben de onun gibi konuşmaya çalışıyorum. çok da iyi taklit ediyormuşum ama onunla dalga geçtiğimi düşündüğünü söylediği günden beri artık yapmıyorum. halbuki dalga geçmiyordum, sadece konuşmasına bayılıyorum.
devamını gör...

ruh hastalığıdır. benim aklımın mantığımın almadığı, hiçbir zaman da almayacağı sapıklıktır. çocukları cinsel açıdan çekici bulmak kadar vahim bir düşünce yoktur. iğrençliktir.
devamını gör...

salıncak ıı

gün ışır iyiden iyiye, odanın orta yerinde bir kayalık
sarı bir kertenkele... onunla her şey bir iki sıçrar, durur
başkaldırır, düşer
bir çorak bağırışı, bir taşın ikiye bölünmesi işitilir. sonra?
bir su arayışı, bir bozgun... biz buna benzer her şey diyoruz, her şey her şey
her şey
çünkü o, kadın
uzanır, sağar bir yokluğun içinden
gene bir yokluğu sağlar, üşenmez
bir gül çukuru tersine döner, bir alev kıyısı doğurganlaşır
çıkar boş kıyılardan katılaşmış akşamüstleri
böler o bakışları bir sarkaç gibi binlere
ama bir zaman gibi değil, bir sarkaç gibi böler
yani olanlar olmuştur bir kere
bir kartal donakalmıştır sıcaktan. bir u sesi duyulur
yaratılmaya uygun bir ses, u
uzağa bakar kartal. o kadar bakar ki, bakmaz
taş kesilmiştir taş, boynu ileri düşmüştür
tanrım bize bir salıncak!
çok çabuk geçmek için şu olup bitenleri
bir daha, bir daha, bir daha
unutmak unutmak unutmak
tanrım!
taş kesilmemek için taş
bunu evrenin sonsuzluğu diye yorumlar varlığı olmayan bir söz

kadınsa kımıldamak ister, olmaz
yer değiştirmek ister, olmaz
solumak birdenbire
gene olmaz
olacak bir şey boşuna aranır, boşuna boşuna boşuna
bir kaya daha çatlar
başlar ufacık taşlar yuvarlanmaya
eser bir silinti, bir sisin dağılışındaki öz
çıkar o yunus balığı, o heykel
yaz kelebeği, kapı
sonra?

edip cansever.
devamını gör...

hz. hüseyin(as) dir.

herkesin; zalimin, zulmüne sessiz kaldığı, ölüm korkusuyla zulme rıza gösterdiği, birkaç yıl rahat hayat sürebilmek için gerçeklerden yüz çevirdiği, dünya malına tamah ettiği, doğru ile yanlışın birbirine dolandığı bir zamanda, ailesi ile beraber, çocukları ile beraber şehid edileceğini bile bile; heyhat minnez zilleh* demiştir.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

sevgilim, bir günün...

"sevgilim, bir günün ortası şimdi
taşıtlar hızla gelip geçiyor, her yer kalabalık,
ben seni düşünüyorum bir bodrum kahvesinde
uzat bana uzat ellerini
izinli askerler görüyorum, kırıtarak yürüyen işçi kızlar
istanbul her günkü yaşantısı içinde, uğultulu,
güvercinler güneşten bir sessizliği biriktiriyor

ben seni düşünüyorum seni
hani tıpkı o ilk günlerdeki gibi
kalbim diyorum kalbim
daha dün tezgâhtan çıkmış bir su sayacı gibi
aşkı anılar besliyor düşler kadar
bu yüzden diyorum ki aşk eskidikçe aşktır
sevgi eskidikçe sevgi.

günümüz ekmeğimiz, türkümüz
çoluğumuz çocuğumuz
binalar yan yana yükselip gidiyor
vapurların ağzı köpük içinde
uzaklarda ne kapılar açılıyor
tirenin biri bir istasyona varıyor
ordan çıkıyor biri.

her şey biliyor her şey
sen biliyor musun bakalım
seni nice sevdiğimi?
üstüne titrrediğimi?

geldiğimi?
gittiğimi?

hadi!"


ikinci yeni şairlerindendir. birçok güzel sözü de vardır. aslında hepsini yazsam yetmez bile. ama en sevdiğimi* eklemesem olmaz.
"mesafeler birleştirdi bizi. bir de sözler. razı olma hiçbir sessizliğe. biliyorsun, seni seviyorum."
devamını gör...

yaş kaç hatırlamıyorum ama baya küçük olduğmuzu hatırlıyorum. bir bayram kuzenimle şeker toplamaya karar veriyoruz. halamdan izin alıyoruz halam da sadece apartmanı dolaşmak şartıyla şeker toplamamıza izin veriyor. sonra bütün apartmanı dolaşıyoruz 1 ya da 2 evin kapısı açılıp komşular bize şeker veriyor. biz de apartman dışına açılmaya karar veriyoruz. yandaki apartmanı ziyaret edip şeker toplamak varken biz evimize 2 dk uzaklıkta olan markete gidiyoruz çünkü neden olmasın? şeker çikolata standı var, çocuk aklı; gözümüzde şekere çikolataya en hızlı ve kolay ulaşılacak orası var. marketteki standdan şeker toplamaya yeltenen kuzenimi "bırak şekeri şimdi burada çikolata var" diyerek uyarıyor, elimle tam çikolataya dokunduğum an omzumda bir el hissediyorum: babam. gmfnfnnfnffnnf. eniştemle bizi takip ederek markete kadar gelmişler. o ana ait en son hatırladığım şey yakalandığımız anda yaşadığım dehşetti. gerisini hatırlamıyorum. ama üstünden yaklaşık 16 sene geçmiş bu olay, her bayram hatırlayıp kahkahalarla güldüğümüz bir andır.
devamını gör...

daha önce yazmıştım yine aynı şeyi savunuyorum. gerçekten iyi yazanların yanında, gereksiz boş muhabbetler yapan bir yığın yazar olduğu halde, efendi gibi yazan dünya kadar insanı yok algoritma, yok bilmemne diye belirsiz bir bekleyişe sokup x kişiyi farklı bir statü nedeniyle şırrraaak diye yazar yaparsan eeeyyyhhh derim.
tamam o dangalak tipleri atma, hadi x'i de tepeden inme yazar yap buna da amin. e be kardeşim bari düzgünce yazan insanların da yolunu aç hiç değilse. e o da yok.
sonra biri diyor 'ben şu kadar yıl bekledim' öbürü diyor 'ben de bu kadar yıl bekledim'
beklemeseydin kardeşim. aptal yerine konuluyorsun e bunu bile bile niye bekliyorsun?
her derdimiz bitti, emeklilik prim günü bekler gibi ekşici efendilerin algortimasının keyfini beklemek mi kaldı? geçiniz.
devamını gör...

doctor who' nun yaveri.
devamını gör...

çok güzel olmuş. asparagas bölümünde kahkahayı patlattım. emeği geçen herkesin ellerine sağlık.*
devamını gör...

ingiliz dil bilimcidir, çocuklarına hikayeler anlatmayı seven biri olması sayesinde, yıllardır milyonlarca insanın gönlünde aklında yer edinmiş biridir.

ne yazık ki kitap okumaya üşenen toplum kendisini çoğunlukla peter jackson'ın çektiği yüzüklerin efendisi filmlerinden ibaret sanmaktadır. lakin orta dünya ve yüzüklerin efendisi 3 kitaptan ibaret değildir; silmarillion: evrenin ve arda'nın yaratılışını anlatır. orta dünyanın 1. çağında yaşanan önemli olaylar yer almaktadır. sauron'u erol taş zannedenler, aslında sadece melkor'un bir uşağı olduğunu öğrenirler.

hurin'in çocukları: silmarillion'da kısaca bahsedilen hurin'in çocuklarının ayrıntılı hikayesidir. acıların çocuğu turin'in küçük emrahı akıllara getiren yaşamı anlatılmaktadır.

güç yüzüklerine dair: güç yüzükleri'nin yaratılışı bu hikayede anlatılmaktadır.
hobbit: tek yüzüğün gollum tarafından bulunması ve sonrasında bilbo baggins'in eline geçmesini anlatan kitaptır.
elf cüce savaşı da anlatılmaktadır kitapta. cüce ve elflerin birbirlerini sevmeme sebepleri buna dayanır.
yüzüklerin efendisi: güneşin 3. çağının kapanış hikayesini ve tek yüzüğün yok edilmesini anlatır.
devamını gör...

ilkokuldayım bornova ilçe halk kütüphanesinde raflar arasında beyhude gezerken siyah kaplı kitap dikkatimi çekti nazım hikmetin tüm eserlerini cilt haline getirilmiş ansiklopedik bir eser. okumaya başladığım ilk sayfalarında kitabın ve malum kişinin ülke sathında yasaklı olduğu yazılı canhıraş paniğe kapıldım fakat kitabı zinhar bırakamıyorum o aceleyle kitap yasaklı olsa bana kütüphane yetkilisi verir mi onu da geçtim orada ne işi var diye dusunemeyip kitabı aldigima dair imza atıp eve gidiyorum manyak gibi biri beni takip ediyor mu soruları eşliğinde eve sonunda vardım. okula götürmek gibi bir gaflete kapilmisim gizli gizli okurum tenefüste diyerek ve o gün okulda bir arama... hoca kafamın üstünde çantanı aç diyor açamam diyorum aç diyor dakikalarca süren bu münakaşa sonucunda elbette hoca durumdan sıkılarak çekip aldı çantamı kadincagiz içine bakıyor yine bakıyor sonra anlamsızca bana, ne var burada saklanacak dedi sonunda bende beni asmayın ne olur diye kadının eteklerindeyim diğer öğrenciler meraktan çatlayacak en son öğretmen kahkaha tufanina tutuldu. hayatımın en rezil olduğum anıydı sanırım
devamını gör...

nerede boş, işe yaramaz haber bulsa yayınlayan haber kanalıdır.
devamını gör...

lise döneminde güzeldir. yaş ilerledikçe sıkıntı oluyor. kendimden biliyorum...
devamını gör...

sözlük yazarlarının ciddi anlamda ekşideki aktrolleri aratmadığını görmüş olduğum başlık. bu ne hazımsızlıktır arkadaşlar. diller içinde kültür barındırır. farsça ile sayılarının aynı olduğunu yazan arkadaş, kürtçenin orijinal olmadığını vurgulamış. bravooo arkadaşım aydınlattın herkesi. farça bu dilin atasıdır zaten. yalnız bu arkadaşa türkçe olarak bildiği bir çok kelimeninde aslında farsça olduğunu söylemek isterim. üniversitede farsçanın bütün kurlarının almıştım. bütün arkadaşların ve hatta hocanın da kürtçe bildiğini fark ettiğimde şaşırmıştım. o güne kadar kürtçe dilini duymuşluğum vardı fakat bilgim yoktu. türkiyede konuşulduğu illerde farklılık gösterirmiş ve hatta birbirlerini anlayamazlarmış. bir de suriye'de, ırak'ta, ıran'da ve türkiye'de konuşulan kürtçe yine farklılık göstermekteymiş. dil değilmiş, orijinal değilmiş blaa blaa blaa. kardeşim sen bana söyle bakayım tanıl bora okudun mu hiç? okuduğun her cümleyi anlıyor musun? kendi dilinin orijinal halini bilmediğine o kadar eminim ki!
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim