bazen oturur kalırsın bir kaldırım taşına, sadece düşünür ve dalarsın uzaklara.
şöyle bir bakarsın kendine ne birine; ne de yaşadığın ortama ait olmadığını anlarsın sonra.
düşünürsün düşünürsün düşünürsün ve sonra kendine dahi ait olmadığını anlarsın çekip gitmek istersin uzaklara, gidecek yer bulamaz kalırsın düşüncelerinle yalnız başına.
devamını gör...

yıllar öncesine 22 yaşıma aldı götürdü beni bu başlık.
saçları 3 numaraya vurduktan sonra saçlar daha güçlü olsunndiye anam çocukken saçlarıma sık sık yakardı bunu o yüzden yabancı değilimdir. zaten sarı saç mavi göz çocukken turuncu kafa siritmazdi.
fakat yillar sonra gecelerden bir gece banyoda gördüm saçlarımda kepek mi vardı işsizlikten mı neyse tuttum epeyce yaktım yine. sarışın olduğum için haliyle açık saçta bu tarz şeyler kat kat daha fazla belli eder kendini bu yüzden sabah kalktım saçı yıkadım bir baktım aynaya jesus h. christ. saç saç değil izmir mandalina festivaline dönmüş. tabi ev ahalisi görünce gözlerinden yaş gelene kadar güldüler. dedim ben insan içine nasıl çıkarım böyle!!? en son boya fikri geldi. ulan kendi saç rengimde boya tonu da bulamıyorum, bir yandan boya reyonuna bakan erkek olmanın da gurur kiriciligi ile kardeşime diyorum ben bakamam git sen bak getir. neyse buldum bir tane derken bilmem kaç kat boya sürdük saça ki saçın panayır havası gitsin.
ardından kına zayıflıyor üstteki boya zayıflıyor derken alttan epey güzel bir renk karışımı çıkmıştı. böylelikle ömrü hayatımda yaptığım son maymunluk olarak da anılarda kaldı bu hadise.
devamını gör...

tam adı rainer maria rilke olan, şiir yolculuğu boyunca godot'yu bekler gibi edin perilerini bekleyen, tolstoy'dan şiir fırçası yemiş olan ve fazlalıkları atarak ortaya heykeller çıkaran rodin'e asistanlık yapmış olan şairdir.

tavus kuşu ise malumunuz renkleri ile büyüleyen, anka kuşunun vücut bulmuş hali güzeller güzeli bir kuştur. ve beklemeyi iş edinmiş bir şairle güzelliği tartışılmaz bir kuşun bir araya gelmesini kırık bir aşk hikayesi sağlar.

zaman içinde aşık olduğu, hayranlık beslediği ya da flörtöz bir arkadaşlıkla yaklaştığı onlarca kadından biri olan italyan tiyatro oyuncusu eleonora duse ile bir parkta oturmuş sohbet ederken -ki artık yaşlanmış, aklını yarı yarıya yitirmiş ve çok hastadır- yanlarına bir tavus kuşu gelir.

bunun bir aşk işareti olması mümkündür elbette ama öyle olmaz. tavus kuşu o kadar yüksek ve rahatsız edici bir ses çıkarır ki ünlü ve güzel tiyatro oyuncusu hemen içinde bulundukları parkı terk eder. hatta bununla da kalmaz parkın da içinde bulunduğu venedik'i bile terk eder.

bir tavus kuşu çok güzel olması ve insanlarda mutluluk uyandırması beklenirken rilke'nin esin perisini kaçırmıştır. hem o parkın hem de venedik'in içinde yalnız kalan rilke üzgün bir şekilde evine döner ve gece boyu o tavus kuşu olduğunu düşünür.

şiirleri ile insanları büyüleyen rilke kadınların hayranlığını kaybetmeye başlamıştır. o artık renkleri ile büyüleyen bir kuş değildir, sesiyle insanları kendinden kaçıran bir tavus kuşudur.
devamını gör...

ulan yoldaş ne şapşal insansın yha utandım bak.


darbe mi yapsam acaba?
devamını gör...

(bkz: nymphomaniac) filminin turkceye cevrilmis ismi.

2013 yapimi bir (bkz: lars von trier) filmi. -yazar ve yonetmen-
ikinci filmi de varmis ben izlemedim.*
bu ilk filmde konu soyle; genc bir hanimimiz bu hastaliktan muzdarip. oyle muzdarip ki yolda gordugu insanlari bile o an orada eyleme gecirmek istiyor. bu hastaliktan muzdarip oldugunu kendi kesfediyor. yani bor doktordan ogrenmiyor, kendi teshisini kendi koyuyor.
bu duygu durumu ona nuksettiginde gozu orgazm disinda hicbir sey gormuyor.
film tam bir konulu porno filmi gibi full +18 sahnelerle dolu.
ama ote yandan baya entellektuel de bir film. aski sorguluyor, insanlari sorguluyor, aski ariyor bla bla.
filmde joe-ana karakter- yine dayak yemis halde orta yasli bi adam tarafindan bulunup evine aliniyor.
adam kizcagiza bakiyor, yaralarini iyiilestiriyor falan derken kadin bu adamla dertlesmeye, kendi kendine koydugu teshisi anlatmaya basliyor.
bu yasadigi surecleri adama anlatirken anilarini ve olanlari izliyoruz aslinda film olarak.
gercekten aslinda izlenmesi gereken bir film. cunku yani oyle entel bi film ki ayni zamanda bi yerde fibonacci dizisi nden bile soz ediyorlar.
kizin babasi rolunda mr. robot'taki baba var. yine muhtesem oyunculuk.
joe'nin her yas grubu icin gercekten iyi oyunculuklar sergilenmis.

film toplamda 27 odule layik gorulmus ve 11 tanesini kazanmis.
bütçesi; $4.7 milyonmus. izleyince bu parayi nereye harcadiniz aluminyum diyorsunuz. ama belli olan para full oyunculara gitmis. cunku full biri birilerine atliyor. ben sadece kurtaj sahnesinden etkilendim oraya baya para gitmistir. gitmediyse de bilmiyorum.

kisacasi trier bey yine yapmis yapacagini.
ama turkceye neden itiraf diye cevirdiniz onu anlayamadim abiler.
bildigin (bkz: nemfomanyak) olmaliydi.
devamını gör...

doctor strange: multiverse of madness adlı yapımda çizgi roman versiyonuna en yakın halini görme şerefine erişeceğimiz muazzam derecede güçlü ve psikopat marvel karakteri.

göğüs kafesinden kalp söküp parçalamak gibi oldukça hoş ilgi alanları mevcuttur.
devamını gör...

yazdığım gerçeklere cevap veremeyip çalının kenarından dolaşıp kin kusan kimselere karşı şu soruları soruyorum :

-sırrı sakık gerçek atatürkçülere hakaret eden bir kürtçü değil midir? biz mi yanlış biliyoruz? 'mustafa kemal'in itleri' ne demek?

-devam edelim bunun kardeşi şemdin sakık pkk'nın 2 numarası, ellerinde yüzlerce mehmetçiğin, öğretmenin, polisin, kanı olan cani bir terörist değil midir?

-silahsız erlere 1500 mermi atıp katledilmesi emrini kim vermiştir?

-bilal'e anlatır gibi anlatmak lazım bu yazdıklarıma karşı söylem olarak atatürk'ü işin içine katarak cevap verenler, 33 kurşun olayı denilen olayı yazarken 1500 mermi ile şehit edilen 33 er olayını biliyor mu? biliyorsa işine mi gelmiyor?

-33 kurşun olayında suçlu bulunan ve atatürk’ün en sevdiği askerlerden biri olan mustafa muğlalı paşamız menderes döneminde idam ile yargılanıp cezaevinde kahrından ölmüştür.

-aradan yıllar sonra akp iktidarı döneminde mustafa muğlalı ismi kürtçü parti günümüz hdp'sinin de önerisi ile kışlalardan çıkarılmıştır.

-çözüm süreci! denilen ihanet sürecinde akp ile kol kola türk düşmanlığı yapanlar bugün akp düşmanı olmuş! yersen.

geçelim.

-bu şemdin sakık ergenekon mahkemelerinde gizli tanık olduğunda türk silahlı kuvvetleri bu caninin sözü ile sanık durumuna koyulmadı mı? hatta o kadar rahattı ki sonra açık kimliği ile tanıklık yaptı.
-idam edilmesi gereken bir cani ve bunun hdp'li kardeşi sırrı sakık ile atatürkçü geçinen ekrem imamoğlu'nun yan yana sırıtması normal midir?

-diğeri ise mithat sancar, geçenlerde yine kürtçülük yaparak kin kusuyordu. abdullah öcalan denilen caniyi övüp baş tacı edenlerle atatürkçü! başkanın yan yana olması garabet değil midir?

-ahmet güneştekin isimli muhteremi hatta geçmişini de yazdım. yine karşı cevap olarak kin kusan ama gerçeği görmeyenler cevap olarak yine kin mi kusacak?

-fetöcü fettah tamince'den milyon liralar indirip sergi açarken hakların kardeşliğini mi konuşuyordu?

-hal böyle olunca o çok üstün! kişisel duruşuna ihanet etmiş olmuyor mu?

-sergideki kuru kafaları da yazdım. kimmiş bunlar diye araştırınca vatan millet düşmanı olup yok edilmiş beşerler olduğunu göremiyor musunuz?
yoksa işinize mi gelmiyor?

-yine karşı söylem olarak 'ama iktidar da bunu yaptı, tayyip erdoğan şöyleydi, böyleydi' diyerek karşınızdakini akp'li zannetme huyunuzdan ne zaman vazgeçeceksiniz?

-iktidarı eleştirince muhalif, muhalefeti eleştirince iktidarcı olmak zorunda mıyız?
bu hangi sığ kafanın ürünüdür?

kısa keseyim de söz fazla olmasın.

gazi mareşal başbuğ mustafa kemal atatürk kürtçülük yapıp devleti bölmek isteyen teröristleri türk ordusu ile imha etmiş, kalanlarını da istiklal mahkemeleri ile itlaf edip derslerini vermiştir.
hem de diyarbakır dağ kapı meydanında.

-atatürkçü geçinip nerede ne kadar atatürk düşmanı varsa onlarla yan yana olup sırıtmak devamlı onlarla iş tutmak ise partisindeki altı ok'tan biri milliyetçilik olan birisine yakışıyor mu?

-bunları eleştirince karşı söylem olarak kin kusmak yerine doğruları görmeye çalışmanız gerekmektedir. aksi halde ya onları mazur görenlersiniz ya da işinize gelmiyor demektir.

siyasi partiler birbirine muhalif değil, muadildir. milli şuurun var olduğu bir memleket istemek ve gördüğü yanlışları söylemek türk gencinin görevidir.
yanlışı yanlışla savunmak ise kaçak dövüşmek hatta kolaya kaçmaktır, ya da işine gelmemektir.

ne diyor ulu başbuğ mustafa kemal atatürk:


ehven-i şer, şerlerin en kötüsüdür.


bu kadar sözü anlayana sivrisinek saz, anlamayana ise davul hediye ediyoruz.
durum bundan ibarettir.
devamını gör...

tutması ne yarar dediğim durumdur. sonuçta bir konuya dair açıklama getirmek veya bilgi birikimini paylaşmak değil midir başlıklar. ihtiyacı olan kişi zaten bu tür başlıkları takip eder. sonuçta burada ünlü olmaya çalışmıyoruz.
devamını gör...

yeterli beton kokusu olmadığı için zeytin ağacının altında uzun uzun uyumuştum şu manzaraya karşı...



kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

bir serzeniş. ağzını açan islam şöyle, müslümanlık böyle diye söylenip duruyor. kötü örnekleri ağzına sakız edip dine, imana saldırıyor. bu kafadakilerin kötü zenginleri görüp paradan vazgeçmeleri lazım ama onlar sadece müslümanlıktan vazgeçiyor.
devamını gör...

1) eğitim.

2) ekonomi.

3) dinin siyasete alet edilmesi.

4) ahlak.

5) çıkarcı yöneticiler.

6) eleştiriye tahammülsüzlük.

7) kitap okumamak.

8) yöneticileri kutsal görmek.

daha çok örnek verilebilir sayın yazarlar.


tanım: türkiye'nin genel sorunlarını paylaştığımız başlıktır.
devamını gör...

büyük bir hayal kırıklığını taşıyorum yüreğimde
kapanmış yaramın, acı bir hançer saplandı üzerine
hiç bilmediğim ve beklemediğim bir anda
hissettim acı veren soğukluğu tenimde

ellerin hançerin üzerinde tüm acımasızlığıyla
gövdem, ruhum kanlar içinde
gözlerinde gördüğüm acımasızlık
şeytanca işledi ruhumun derinliklerine

sen, beni bitirmeye ant içmiş bir ruh
ben ise çoktan tükenmiş bir insan
bedenim alevler içerisinde yanıyor
yalvarırım ilya, kurtar beni bu yangından!
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

"video yükledik" yazan tanıma videodan daha fazla beğeni gelmesi gerçeği. ilk tanımı emin çelik yapsa ancak videoda yoldaş konuşsa idi yine aynı oran mı söz konusu olacak idi? yukarıdaki beğeni sahiplerini youtube'a gidip videou beğenmeye davet ediyorum.
devamını gör...

buna inanan 3-5 aptaldan biri de benim.
devamını gör...

eş anlamlıları;
tedbir, sakınma olan bir kelimedir.
devamını gör...

(bkz: arcus bulutu)
devamını gör...

efendim? diye cevap verebileceğim cümle.

genelde gün içerisinde tanım girip, gece yatmadan önce de bazı yazarların profiline girip hatim indirir gibi her şeyi okuyor ve bir kısmını oyluyorum. o nedenle gece geç vakitlerde sapık gibi sinsi sinsi iş çevirir gibi görünebilirim oralardan *
devamını gör...

baştaki bölümleri ardı ardına çerezmişçesine hemen bitiveriyor. hiç tahmin etmeyeceğini anlarda tahmin etmediğiniz insanlar da ölebilir, herhangi birine bağlanmak çok riskli. daha ilk birkaç bölümden birçok şey olduğundan insan başka bir konuyu nereden bulacaklar şimdi diye bir kalakalıyor ama 3.sezona 2.parta kadar henüz hiçbir şey görmediğini anlaması zor oluyor. bazı insanlar 3.sezonda fazla konuşma var, teorik bilgiyi çok yüklemişler diye bırakıyorlarmış lakin asıl keyifli olması gereken yerler aksiyon kısımlarından ziyade o teorik bilgilerin aktarıldığı kısımlar bence. eğer bölümleri ardı ardına durmaksızın izlemezseniz teoriler üretmek çok güzel oluyor. ayrıca o sezonun tüm bölümlerini izlediğimizde açılış ve kapanışları izlemenizi öneririm, aşırı fazla spoiler barındırıyor ve insan donakalıyor. 4.sezonu izlerken başta insan bambaşka bir şey izliyormuş gibi oluyor gerek hikayesiyle, gerek zaman atamasıyla, gerek mappa ile. (mappa animasyonun yapımını 4.sezona yalnızca birkaç ay kala devralan şirket, aynı anda birçok yapımları olduğu halde o kadar kısa sürede çok iyi iş çıkardılar) yine de 3.sezonun sonu çok güzel bir final olabilecek olsa da 4.sezon da mutlaka izlenmeli. ve son olarak çoğu insan bilmez ama ova bölümleri izlemek hikayeyi daha çok anlamanıza yardım eder. hala izlerken teoriler okumanızı ya da izlemenizi de öneririm. youtubeda ayrıntıları gösteren videoları izlemek de hoş oluyor. ayrıca iki tane finali var. eğer mappa bir tanesini yapmazsa diye söylüyorum. finalde en azında birileri mutluysa mutlaka internetten aot ek sayfalar diye aratmanız gerek.


erwin mi armin mi seçiminin yapıldığı bölümde ağladım sadece ama böyle başım ağrıyana kadar ağlamıştım. benim için en etkileyici ve özel bölümdür ve belki de asıl başlangıçtır.



ısayamanın sonradan eklediği ek sayfalar erenin bir kuşa dönüşerek bitmesinden çok daha güzeldi bence, aota yakışır düzeyde acı doluydu. umarım mappa bir ova bölümü bile olsa yapar orayı. yine de çok daha güzel final teorileri görmüştüm. çoğu insan ısayama o kadar basit düşünmez dediği halde zaman döngüsüne döndü yine. ısayama ilk finali sırf okuyanlar için acı dolu olsun, finalden nefret etsinler diye yapmış dahi olabilir. sanırım bir röportajında ana finali neden öyle yapmayı tercih ettiğini anlatmıştı ama unuttum.



son olarak ben zeke'ın ötenazi planını destekliyorum erenin planındansa. zeke tüm insanları düşünüyordu erense tanıdıklarını. zeke'a göre hani yaşamayan insan acı da çekemez ya gerçekten de öyle. öyle büyük acılarla, savaşla yaşamaktansa doğmamış olmak yeğdir. o planda yaşamak zorunda kalıp devleri devralacak ve acı çekecek yalnızca 2 kuşak kraliyet ailesi varken öbür türlüsü...
devamını gör...

hakkında yazdığı konular ve o konuları yazma şekliyle takibe değer bulduğum yazarlardan biri.

sözlüğün geleceğine dair umutsuzluğa düşüldüğünde böyle yazarların da var olduğunu düşünmek, görmek iyi geliyor insana.
devamını gör...

komiklikler şakalar..
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim