beyaz boya bir kaç fırça restore edilir. aha beyle.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

çok gülen insanlar var. onlara yalnız kaldıklarında iyi bakın, gözlerini bir yere sabitleyip dalışlarını iyi izleyin. anlayacaksınız.
devamını gör...

zaman makinesi, gelecek günlerin hikâyesi, doktor moreau'nun adası gibi kitaplar kaleme alan fabianist (ingiliz sosyalistler grubu) yazar herbert george wells'in "dünyaların savaşı" adlı eserinde işlediği konudur. bir profesörümüzün anlattığına göre bu eseri radyoda tiyatroya uyarlanmış ve çoğu insan bu istilanın gerçek olduğunu sanmış, panik havası oluşmuş. 1930'larda olmuş bu olay.
devamını gör...

beni ileri taşıyacak olan şeylerden bir tanesi.
devamını gör...

yanlarındaki şımarık veletlerini "hiperaktif bizim yavrumuz" diye kakalamaya çalışmaları.

lan çocuk ağzından akan salyaya hakim olamıyor, ne zekası, ne aklı, ne hiperaktifliği.
çocuğunuz mal bak bunu aklınıza sokun, şimdi mal, büyüyünce de mal olacak..

oh, rahatladım şerefsizim.
devamını gör...

vücudun zehre karşı dirençli olmasını sağlamak için önceden azar azar zehir alıp vücudu zehre alıştırma işine verilen ad.

ismi kral mithridates'ten gelir. efsaneye göre romalılar tarafından zehirlenmeyi önlemek için bu yönteme başvurmuş ve başarılı olmuştur.
devamını gör...

kitabın bir bölümünde bir tane müslüman vardır. bu müslümanın tek hayali hacca gitmek. çoban buna sorar neden gitmiyorsun diye müslüman da param yok der. aradan bir süre geçer çoban farkeder ki müslümanın parası var ama gitmiyor. neden diye sorar müslüman cevap verir:
bir gün yola çıktım gidiyorum sonra farkettim ki eğer ben haca gidersem başka hayalim kalmayacak ve yaşam amacım yok olacak sonra geri döndüm der.

önemli olan hayallere ulaşmak değiş yoldaki süreçtir
devamını gör...

geceye kıyamıyor insan diyordum. gün artığı bir zaman dilimi için... fotoğraflardaki dinginliğe bakarsan, sessizliğe duyduğumuz heyecan biraz çocuk, biraz da kadın olduğumuzu çiziyor ama öyle değil dedim, sözcükler yere düşene kadar hafifliyor sadece. yoksa huzur'un bizimle ne işi olur?

"o büyük ölüm ve bizden ağır ağır dökülür. komşu düşmanlar,
eğrilmiş resimler, eyvallah, yüz binlerce gözün girer olduğu
üç kapılı kapılar pencere eskizleri, eyvallah, kepenkleri yaşamın,
tahta yahu tahta, birtakım sesleri iç içe bitiriyordu ki,
ömrüne müstefâ ilen bürhân biçiliyordu hepsinin kendiliğinden." / hulki aktunç


çokta güzel ölmüştüm, bitmiyor ölmek. yaşamakta bitmiyor. ta ki soluğum toprağın altına serilsin, o zaman.
amin.
devamını gör...

çok ama çok mutluyum, o kadar mutluyum ki inanın mutsuzluğu unuttum, o derece mutluyum.
devamını gör...

düğüne gitmek*
+18*

ya da halkı selamlamak, favori kafa dağıtma yöntemim*
+18
devamını gör...

sözündeki çay içilen değil yüzülen, akarsu olan çaydır. harareti alması içinde yüzülürse mümkündür.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

yazmak, konuşmak değildir. yani konuşur gibi yazmak, yazmak cinsinden değildir. yazmak, konuşurken yapamadığın gibi konuşmaktır. yazmak bir içebakıştır, dışavurumdur. başkalarını her zaman okuyabilirsiniz ama kendinizi okumak için yazmanız gerek.

yazmak kişisel bir eylem olmalı, kendi iç dünyanın kalbine doğru, yolculuğa çıkmak gibi olmalı yazmak. kurgulamadan yazmak boş konuşmaya benzer. kurgu tasarlamaktır, özenle seçip bir araya getirmektir, kafa yormak, hayal etmek üzerine düşünmektir. yazmak kendini keşfetme sürecidir.

zihinden doğruca sözcüklere ve sözcüklerden okuyanın doğruca zihnine akan bir enerjidir yazı. ağızdan çıkan sözler kalbin fltresinden geçmez çoğu zaman. seslerde kulaktan kalbe inmekte zorlanır. yazı ise zihinde yer bulur kendine okuyucu aklıyla konuşturur yazıyı zihninde kendi içinden geçen sözcükler kalbe sızan kolay bir yol bulur kendine.
devamını gör...

eşlerini yalnız bırakmak istememelerindendir. kadınlar için de yanında güvendiği birinin olmasını istiyordur belki.
devamını gör...

de mi de mi?
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

"insan bilmediği cenneti değil, bildiği cehennemi yaşamaya meyillidir." demiş ertürk akşun.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel



bir birol güven dizisidir. 24 ocak 2012 tarihinde trt1 de yayınlanmaya başlamıştır. dizi sitcom türündedir. dizinin senaryosu birol güven, murat aras, eray yasin gök ve deniz gök tarafından yazılıyor. dizinin yönetmenliğini 2012 yılında birol güven yapıyordu. günümüzde ve son bir kaç senedir bora tekay yapmaktadır.

dizinin başrol oyuncuları rasim öztekin, özlem türkad, şoray uzun, ayşe tolga, ilker ayrık'tır. dizi 2012 den beri yayın hayatına devam ediyordur. bir ara yayınlanmıyordu ama son 2 senedir tekrar yayınlanıyor ve hala keyifli şekilde ilerliyor.

dizi seksenler döneminde geçen bir sitcom dizisidir. dönemin ayrıntılarını ve durumunu çok güzel ve esprili şekilde seyirciye aktarılır.
o dönemi yaşayamayan insanlar için çok güzel bir nimet olarak görüyorum. dizide bulunan kostümler, mekanlar, evler, diyaloglar, esnaflar, müzikler, ev dekorasyonları hepsi dönemin ayrıntılarını ve halini çok güzel anlatıyor. şahsen o dönemi yaşayamayan bir genç olarak izlemeyi çok seviyorum. o sıcaklık o samimiyet komşuluk ilişkileri içimi ısıtıyor. esnafların yaklaşımı ve oluşan birliktelik beni mutlu ediyor. yeni çıkan icatların veya ürünlerin gösterilmesi, oyuncuların şaşırması çok tatlı geliyor. vay be demek böyleymiş diyorum. bizim için sıradan gelen şeylere onların o dönem şaşırması ve mucizevi bir şeymiş gibi hissetmesi çok güzel aktarılıyor. bu durumda oyunculara büyük iş düşüyor. özellikle başrol oyuncuları şoray uzun ve türkad şoray ve yaşarken rasim öztekin bu işi çok güzel başarıyorlardı. sanırım o oyuncular o dönemi yaşadıkları içindi.

özellikle dizide bulunan mahalle ve yıllar geçtikçe değişmesi dizinin hoş ayrıntılarından. mahallede bulunan esnaflar ve yaptıkları meslekler ve o mesleklerin döneme göre uygun icra edilmesi yine hoş ayrıntılardan. kahveci, manav, yorgancı gibi. en sevdiğim oyunculardan birisi kahveci mesut. o adam gerçek hayatta kahveci olsa şaşırmam. muhteşem oynuyor rolünü.

uzun süredir izlediğim ve izlerken keyif aldığım bir yapım. rastgele açıyorum bir bölüm ve keyifle izliyorum. özellikle ramazan ayı ve yılbaşı bölümlerini çok seviyorum. izlemeyen yazar arkadaşlara cidden tavsiye ederim. ilk sezonları tam anlamıyla müthiş bir sitcom örneği. sonralarında bozuldu kısmına katılıyorum ama çıtayı çok fazla düşürmediler hala belirli bir seviyenin üstünde. tavsiye ederim. seksenler demişken rasim öztekin abiyi rahmetle anıyorum. huzur içinde uyusun.
devamını gör...

başkanın twitch katılımcısı olduğunu müjdeleyen ve harika kurgulanmış tweetidir.
başkan mansur yavaş tweeti
devamını gör...

ilk yayının günahı olmaz demişler lakin arkadaşlar sevap kazandı bile diyebiliriz. sohbetleri gayet keyifliydi. birbirlerine alıştıkça daha iyi bir iş çıkarırlar diye düşünüyorum.

bana kalırsa kısa sürdü yayın. bilim kurgu film ve dizilerden esintiler bekliyordum. arthur c. clark'da tadımlık oldu. daha fazla konuşulur diye umuyordum.

neyse borcunuz olsun. yazdım veresiye defterine.

emeğinize sağlık.
devamını gör...

gün içerisinde düzenli olarak sorduğum içimdeki benle istişareler ettiğim bir sorunsal diyelim. sonunda işsizlik felsefesi diye bir şey buldum. bana bir yararı yok zararı da. şimdilik ilerliyoruz bu kulvarda.en son birine sormuştum nasıl iş buldun diye. çok basit ya çok kolay falan filan dedi. kendimden soğudum bir an. biri için kolay olan diğerine kolay olmuyor her zaman.
hadi üstüne bir de mani yazalım:

kaç yaz geçti senden habersiz
en son çıktığımdan beri hayat pek bir düzensiz
kafamda sorular yerli yersiz
sahi nasıl iş bulunuruz biz.
devamını gör...

namı diğer mühendis oktay. 14 aralık 1991 yılında beşiktaş-galatasaray arasında ali sami yen stadında oynanan maçtan sonra, boynunda siyah beyaz atkısı olduğu için galatasaraylı holiganlarca darp edilerek ve atkısından sürüklenerek öldürülmüştür. bu olay türkiye'deki tribün terörü açısından dönüm noktalarından birisi olmuştur. üç büyüklerin taraftar grupları bir araya gelerek, bazı noktalarda asgari müştereği bulmaya çalışmışlardır.

peki ben bu başlığı niye açtım? bugün ferhan abi ile ilgili haberi gördükten sonra mühendis oktay düştü aklıma. orada yazılan çizilen bazı yorumlar can sıkıcıydı. 4 tane kendi bilmez kalkmış bir halt yemiş. onların yedikleri haltın aynısını bu yorumları yapanlarda yiyiyordu. nasıl ki, mühendis oktay'ın katli, galatasaray camiasına ve tüm galatasaraylılara fatura edilemezse, üç beş kendini bilmezin yaptığı da beşiktaşlılara ve beşiktaş camiasına fatura edemezsiniz. orada tiner vesaire tarzı espri kasan arkadaşlara şunu söylemek isterim; kuvvetle muhtemel tevellütünüz, türkiye'deki tribün terörünü yaşayıp, görmenize imkan vermedi. espri yaptığınız, gereksiz duyar kasmaya çalıştığınız bu tarz şeyler yüzünden çok can yandı. bazı konularda 3 düşünüp bir yazmak lazım. aklı selim yazmaya çalışmak lazım. bu işlerin geyiği olmaz. yapılan yorumları görünce şunu da anlamış olduk; tineri biz çekiyoruz ama kafasını siz yaşıyorsunuz sanırım (!)

ez cümle, böyle sapkınlıkların ırkı, dili, dini, takımı vesairesi olmaz. psikopat her şekilde psikopattır. biz kimseye ,rambo okan ya da haznedar grubu muamelesi yapmıyorsak, sizde aklınızı başınıza devşirip ona göre yazıp çizmek zorundasınız. bu sözlükte yığınla beşiktaşlı yazar var. biraz özenli olun.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim