dikkate alınmaması gereken bir yazar. mesajlarını engellemiştim çok önceleri, rahatsız etmişti zira.

ayrıca şeriat yaşamak istiyorsa yallah arabistana diyorum kendisine.

zaten kendisinden olsa olsa ahlak zabıtası olur.
devamını gör...

içe dönüklük, duygusal soğukluk, insan ilişkilerine ilgi duymama ve yalnız yapılan eylemleri tercih etme gibi özelliklerle karakterize bir kişilik bozukluğudur.

bu kişiler, sosyal ilişkilerde yakınlık kurmaya karşı isteksizdir. duygularını göstermede de güçlük çekerler. diğer insanlar tarafından da genellikle asosyal olarak nitelendirilirler.

sosyal ilişkilerininin yanı sıra, aile üyeleri ile de yakın ilişki kurmaktan kaçınırlar. aile üyeleri ile birlikte yapacakları etkinliklere katılmazlar. genellikle yalnız kalmayı ve tek başına vakit geçirmeyi tercih ederler.

topluma duygusal olarak yabancı hissederler. toplu etkinlikler, insan ilişkileri, buluşmalar, sosyal etkinlikler onlara hiç keyif vermez. bu kişiler de insanlarla ilişki kurmalarını gerektirmeyen konulara yönelirler. aslında bu yöneldikleri alanlar da onlar için çok keyifli değildir. sadece insanlardan bir kaçış, bir liman gibi görürler bu alanları.

hayatı planlamak ve bir amaç uğruna ilerlemek gibi bir düşünceleri yoktur. genel olarak hayatın akışına bırakmışlardır kendilerini.

duygularını ifade etmekte oldukça kısıtlı oldukları için çok ciddi durumlar karşısında bile çok pasif tepkiler verebilirler.

şizoid kişilik bozukluğu olan kişilerde kayıtsızlık ve iletişime ilgi azlığı belirgindir. konuşmaları oldukça kısadır ve duygudan yoksundur. özel alanlarının ihlal edilmesi onlar için oldukça rahatsız edicidir çünkü bu alan onlar için özgürlük demektir.
devamını gör...

sadık kaldığı birisi vardır.
devamını gör...

kirlenmiş boka batmis bi dünyanın içinde temiz olmaya çalışmak bence en zoru.görmemeyi bilmemeyi duymamayı becerebilenler üstesinden gelme konusunda biraz daha şanslılar.
devamını gör...

parodisi en çok yapılmış tablolardan biridir.* 1930'da grant wood tarafından yapılmıştır.

incelemek gerekirse:

portrenin önplanında, çiftçinin yanında bulunan ciddi duruşlu kadının sıkıca toplanmış topuzundan sarkan bir tutam saç, bir bir yıkılmaya başlamış taşranın bastırılmış değerlerine karşı bir hicvidir. grant wood'un kendi kız kardeşinden ilham alarak çizdiği, kadının yakasında bulunan broşun, hades tarafınca tecavüze uğramış yarı tanrıça persephone'nin mitolojik hikayesine bir atıf olduğu genel kanısı mevcuttur.

etraflıca tartışılmış konulardan başka birisi, kadının sıkıca toplanmış saçından düşen bu tutamın ve kadının korku & ciddiyetle başka bir yöne bakışının, sanatçının hayatında yakın zamanda gerçekleşmiş mitolojidekine benzer bir olayın yansıması olma ihtimali üzerinedir.
devamını gör...

çerkes kızlarının isimlerinden biri.
devamını gör...

(bkz: ermolettin fan club)
devamını gör...

türk resmine batılı anlamda figür'ü getiren ilk ressam 'dır
devamını gör...

hahh! tam da içinde bulunduğum durum. bu sebepledir ki buradayım. bu fobimi yıkmak için nihayet ilk adımı tam da şuanda atmış bulunmaktayım.
devamını gör...

bir peyami safa romanı.

kitap ferit adlı karakterin yolculuğunu anlatır bize. iki bölümden oluşur. eğer isim vermek isteseydim, ilk bölüm için aramak ve ikinci bölüm için bulmak sözcüklerini kullanırdım. ferit kendi deyimiyle dejenere biridir. devamlı bir arayış içerisinde oradan oraya savrulmuş, tıp fakültesini yarıda bırakıp felsefeye adım atmıştır. materyalist ve nihilist kişiliği onu toplumdan soyutlar. ilk bölümü ne kadar karanlıksa, ikinci bölümü bir o kadar aydınlıktır. noraliya'yı ise işte bu ikinci bölümde görürüz. herkesin bir dönem hissettiği, hayattan istediği hiçbir şeyi elde edememe durumunun vücut bulmuş halini okuruz. özellikle kitabın son bölümündeki felsefe ve psikoloji üzerine derin konuşmalar sizi başka yerlere taşır.

son olarak kitaptan bir alıntı yapmak istiyorum. yalnız dikkatli olmakta fayda var, etkilenip evde bağıra çağıra okumaya başlayabilirsiniz.


anlaşıldı mı dostum? ben türk değilim, felsefeci değilim, aşık değilim, milliyetçi değilim, fertçi değilim, cemiyetçi değilim. vafi beyin ecinnileri arasında oturan, iradesi çarpılmış, bir hafta sonra ne yapacağını bilmeyen, tembel, hiç bir şeye yaramaz ve ömrünün yarısı avrupa'da hariciye memurluklarında geçmiş, ayyaş, zampara, hedonist, ciddiyetin yalnız hayvanlara yakıştığına inandığı için dünyanın bütün dramlarına kahkahayı basan ve bunun için "gülener" soyadını alan bir baba ile, yarı sanatkar, yarı deli, erkek düşkünü, veremli ve veremden iki yetişkin kızını kaybetmiş, ayyaş, kokainman, paris'te okuduğu için kültürlü, genç yaşında ölmüş bir ananın desencharte, demesuer, desoriente, deracine, degenere bir oğluyum...

şimdi bana koyduğun teşhise... bütün akıl doktorları iştirak edinceye kadar, velhasıl bilinmez hangi zamanın hangi delilik, ermişlik, hastalık, can çekişmeleri, kurtuluş, sevinç, bayram, kainattan tiksinti, intihar, selma'yı saim'in odasına atmak ve... para kazanmak için londra'ya gidip bombardımanda öldüğünü yahut milyoner olarak istanbul'a geleceğini bilmediğim allahın belası babamın öteki veya bu dünyada yakasına yapışma anına kadar böyle kalacağım. bana ilişme. gidiyorum. karşına maurras'ın sakalını al, on kürdan daha kır, otur ve beni rahat bırak.

romanus sum!

devamını gör...

sabüt;no poroblem emmoğlu.
devamını gör...

renk ve kıvam olarak diğer yemeklerin üstünde olan tür. tabii tadı da olumlu yönde etkiliyor.
devamını gör...

gustave flaubert'in tüm hayatı boyunca topladığı,klişeleşmiş sözlerinden oluşan sözlük niteliğinde kitabıdır.
devamını gör...

akdeniz incisi adana yigidi oldugunu dusundugum; hiddet iceren nickini her gordugumde gulmeme neden olan yazar tanesi.

havuc var yer misin, kortkortkort?*
devamını gör...

tarihin gördüğ en büyük trollerden.her durumdan şaka malzemesi çıkarabilen bir zat ama izlemesi keyifli ciddiye almadan tabii.
devamını gör...

“benim bu saatte burada ne işim var?”
adlı çalışmamdır.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
temmuz 2021 / ege / gün ağarırken
devamını gör...

ne zaman öleceğimi bilmek isterdim çünkü bazen diyorum ki ne kadar zamanımın kaldığını bilmiyorum ve çok zaman varmış gibi çabalıyorum. şimdiki zamanımı mahvediyorum. şimdi ya şimdi ölüp gitsem hayatımda elle tutulur çok ama çok az güzel şey var. ve bunu beni üzüyor. düşündükçe üzüyor. bana deseler ki 1 yılın kaldı. herşeyi bırakıp istediğim herşeyi yaparım. ama bilmeyince öyle olmuyor. bir varsayım üzerine yaşıyoruz. 80 yaşına kadar yaşayacakmış gibi günleri heba ediyoruz. bilsek neler oldu kim bilir? belki herşey daha kolay olurdu. biri zamanım bitti diye koşarak sevdiğine giderdi. birisi hiç tatmadığı yemekleri yerdi. biri görmediği yerlere giderdi. gurur, kin, nefret, hırs belki çok az kalırdı yeryüzünde. kim bilir? ertelemekte bilmemekten kaynaklanıyor. bilsek ki zaman kalmadı o zaman ertelemezdik.
devamını gör...

(bkz: uçurulacak başlıklar)
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

öğlen yürüyüşü..
devamını gör...

"acaba hangi o****u çocuğunu ısırsam bugün" diye düşünürken istemsizce gerçekleştirdikleri eylemdir.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim