fal bakan sözlük yazarları
'ben' diyene 15 kişi aynı anda fincan fotoğrafı yollar. bakıyorsanız bile ses çıkarmayınız. ama bana haber edebilirsiniz. hissiyat kuvvetliyse yorum beklerim. üç vakte kadar diye başlayıp beş vakitte bitiririz.
devamını gör...
eski sevgiliyle arkadaş olmak
karşılıklı güzel duygularla bir ilişki yaşadıktan sonra herhangi bir sebeple yollar ayrılıyorsa tekrardan arkadaş olarak kalmak istemek, doğru bir davranış değildir diye düşünüyorum. insan, bir zaman tutkuyla bağlı olduğu bir kalbi artık duygusuz bir hisle kabul etmeye tahammülü olabilir mi? birçok insan için zordur, olamaz.
devamını gör...
göbeklitepe
şanlıurfa ilimizin 22 km kuzeydoğusu bulunan arkeolojik kazı alanı ve açık hava müzesidir. burada arkaik bir inanç sisteminin mimarisinden bahsediyor profesörler. daha ortada islam yok, türbe yok, yatır yok. bazı yazarların yukarıda bahsettiği yatır, türbe inancı atalar kültünden kalmadır. islam dininde türbe, yatır gibi şeylere inanç yoktur. bunlar eski türklerin islamiyeti irani halklardan öğrenmesinin kültürel kalıntılarıdır. daha kendi dininizi bilmiyorsunuz gelmiş burada sallıyorsunuz. mesela osmanlı sarayındaki harem sistemi de taaa sasani imparatorluğu saray sistemininden göçürülmüştür ki onlar müslüman bile değil zerdüşttüler. önce o dini inancını düzgün öğren sonra burada milletin kafasını zehirleme. neyse serbest piyasa sonuçta, isteyen istediğine inanır. sizler sermayedarlar için sadece "tüketici" ve siyasetçiler için sadece "seçmen" ve dini liderler için sadece "cemaat" olduğunuz için ben niye sizi "insan" olarak nitelendiriyorum ki. alan memnun veren memnun.
göbeklitepe hakkında onedio platformunun oluşturduğu içeriğe buradan erişebilirsiniz. göbeklitepe'nin keşif hikayesini ve tarihsel açıdan önemini kısaca anlatmaktadır.
ben sizlerle literatürden bilimsel olguları ve nacizane kendi notlarımı aktarmaya çalışacağım. çünkü enflasyon sebebiyle sağlıklı beslenemeyen yurttaşlarımız bir de ortadoğu topraklarındaki çinko eksikliği sebebiyle halen bu bölgenin önemini anlayabilmiş değil! göbeklitepe aslında medeniyetler tarihi bir temel taşıdır; antropoloji ve kültür evrimi bilim dalında bilinen her şeyi temelden sarsmış, koca koca teoloji profesörlerine bilinen bütün dini mitleri sorgulatmış, dini oluşumların liderlerini terste bırakmışı, avcı-toplayıcı diye bildiğimiz insanların aslında toplayıcı-avcı olduklarını ispatlayan bir mimari yapılar bütünüdür.
hadi başlayalım. ama önce running reality sitesinden tarihsel interaktif haritayı açıyoruz ve türkiye'nin güney doğusuna odaklanıyoruz. tarih çubuğundaki sarı butonu 2000 ad (bkz: anno domini)'den en sola yani en eski tarihe çekiyoruz yani 3000 bc (bkz: before christ). burada bizi orta doğu coğrafyasına kadar uzanan iki mavi çizgi karşılıyor olacak. bunlar fırat ve dicle nehirleri. bu internet sitesi "tarihsel" olduğu için ve tarih de yazıyla başladığı için bizi en fazla mö 3000 yılına götürüyor.
mö 1 200 - 3 500 (tunç çağı) <yazının keşfi ve antik uygarlıkların ortaya çıkışı, tunç aletlerin yapımı
tarih öncesi dönemler aşağıda:
mö 3 500 - 5 500 kalkolitik dönem (bakır çağı)
mö 5 500 - 7 000 çanak çömlekli neolitik dönem (taş çağı)
mö 7 000 - 10 000 çanak çömlek öncesi neolitik dönem (taş çağı) <cilalı taş devri, tarımsal aletlerin keşfi
mö 10 000 - 12 000 mezolitik/epipaleolitik dönem (taş çağı) <
mö 12 000 - 2,5 milyon yıl öncesi paleolitik dönem (taş çağı) <buz devri
yukarıdaki tabloya göre göbeklitepe'nin taş çağı'nda çanak çömlek öncesi neolitik döneme ait dünya'nın en eski tapınağıdır diyebiliriz.
aşağıda fırat nehri platosu, dicle nehri platosunu ve nil deltası açıkça görülmektedir. bu bölgeler akarsuların taşıdıkları mineral zengini su ve alüvyon sayesine bitkisel çeşitliliğin ve gıda bolluğunun olduğu yerlerdir. literatürde "verimli hilal" olarak isimlendirilir. göbekli tepe işte bu bölgenin en tepesinde fırat ve dicle nehirleri arasında yer alıyor.

1. konu : fırat nehri ve dicle nehri
tıpkı ice age isimli animasyon filmindeki gibi buz devrinin sonunda buz bloklarının (bkz: moren) hareketi bitkileri, kuşları, memelileri, balıkları, böcekleri ve biz insanları göçe zorluyordu. çünkü taze çimleri sığır sürüleri, fıstık ağaçlarını kuş sürüleri, tahıl tanelerine böcekler yöneliyordu ve predatörler de onları takip ediyordu. bitkiler nasıl göç ediyor diye sormayın bahsettiğim bitkiler tek yıllık otsu bitkiler. zaten bölgede fıstık, kayısı, mersin, gül, zahter gibi bitkilerin ataları var. bunların tohumlarını kuşlar taşıyorlar. bazen de homo sapiens atalarımız avlandıklarında etin tadını artırmak ve çürümesini geciktirmek için ya da avda yaralandıklarında tıbbi ve aromatik bitkiler kullanıyorlar. muhtemelen kaya tuzunu, tütsüleme, kurutma gibi yarı pişirme ve saklama tekniklerini de biliyorlardı. bu nedenle onlara toplayıcı-avcılar denilmektedir.
benim teorime göre tohumun suda bekletildiğinde çimlenerek yeni ve taze bir bitki oluşturduğunu da keşfetmişlerdi. bir çeşit dağınık tarım yapıyorlardı. muhtemelen hayvan dışkılarını topluyorlardı. çünkü dışkıların içindeki tohumlar güçlü bir şekilde çıkıyordu ve yaşadıkları mağaraların çevresinde bahçeler kuruyorlardı. sığırlara tapmalarının sebeplerinden biri de buydu bana göre. (bkz: boğa kültü) geceleri gökyüzünde hilal ayı gördüklerinde onu boynuza benzetmiş de olabilirler.
bugün islamın sembolü olarak bildiğimiz hilal şekli aslında boğa kültünün günümüzden neredeyse 15 bin yıl öncesinden beri süregelen ve kutsallık atfettiğimiz bizi besleyen sığırların boynuzlarıdır. (bkz: bucrania kültü) eski yunan ve roma dönemlerinde dahi anadolu halkı evlerine boğa kafatası asmıştır. hatta esas tanrıları bir boğa olan girit adası minos uygarlığı keşfedilmiştir.
bazı uzmanlara göre bu insanlar kayık/sandal yapmayı da biliyordu. tabi ki on bin yıllık sandal kalıntısı bulamayız bunlar doğada hızla çürüyen ahşap materyaller. ama binlerce yıl su kenarında yaşamış toplumların sandalı keşfedememiş olması kulağa saçma geliyor. burada mezopotamya ve orta amerika uygarlıklarının tanrı figürlerindeki ortak bir objeden bahsediliyor. başka bir benzerlik de neolitik dönemde mezopotamya'daki yerleşik toplumların ölülerini evlerinin altına gömmeleridir. aynı ritüel bir orta amerika uygarlığı olan azteklerde de vardır.
to be continued... yoruldum
kaynaklar (references):
-henüz bir kaynak kullanmadım. kullanınca yazıcam.
ileri okuma (further reading list):
-henüz bir ileri okuma tavsiyesi yok. olunca yazıcam.
bunlar da ilginizi çekebilir:
nil nehri çevresinde antik mısır medeniyetinin gelişimi için onedio platformunun oluşturduğu şu içerik de ilginizi çekebilir.
dip not: bazı ukala yazarlar beni darlıyor. "bunlar bilimsel değil, onedio kaynak gösterilemez, burası bilimsel yayın paylaşma yeri değil, sen çok cahilsin vıdı vıdı... " bu yazarlar okuduğunu anlamıyor herhalde ben 3. paragrafta bu makaleyi yazma amacımı anlatıyorum. göbeklitepe hakkında tonla akademik yayın ve haber var. açıp internetten okursunuz. ben okuyucu sıkmadan daha geniş bir açıyla göbeklitepe'yi ve içinde bulunduğu coğrafyayı ekolojik ve ekonomik alanda irdelemek hedefindeyim. bununla birlikte dünya'daki en eski uygarlıklarla olan kültürel benzerliklere de dikkat çekmeye çalışıyorum. yorulduğum için yazı yarım kaldı. ilerleyen bölümlerde çok güzel belgeseller, yabancı kaynaklar ve kitaplar paylaşacağım sizlerle. ama şöyle bi bakıp çıkmak isteyen için onedio platformu göbeklitepe hakkında özet çıkarmış zaten.
benim yazılarımı okurken lütfen şunu aklınızdan çıkarmayın: ben propaganda yapmıyorum.
göbeklitepe hakkında onedio platformunun oluşturduğu içeriğe buradan erişebilirsiniz. göbeklitepe'nin keşif hikayesini ve tarihsel açıdan önemini kısaca anlatmaktadır.
ben sizlerle literatürden bilimsel olguları ve nacizane kendi notlarımı aktarmaya çalışacağım. çünkü enflasyon sebebiyle sağlıklı beslenemeyen yurttaşlarımız bir de ortadoğu topraklarındaki çinko eksikliği sebebiyle halen bu bölgenin önemini anlayabilmiş değil! göbeklitepe aslında medeniyetler tarihi bir temel taşıdır; antropoloji ve kültür evrimi bilim dalında bilinen her şeyi temelden sarsmış, koca koca teoloji profesörlerine bilinen bütün dini mitleri sorgulatmış, dini oluşumların liderlerini terste bırakmışı, avcı-toplayıcı diye bildiğimiz insanların aslında toplayıcı-avcı olduklarını ispatlayan bir mimari yapılar bütünüdür.
hadi başlayalım. ama önce running reality sitesinden tarihsel interaktif haritayı açıyoruz ve türkiye'nin güney doğusuna odaklanıyoruz. tarih çubuğundaki sarı butonu 2000 ad (bkz: anno domini)'den en sola yani en eski tarihe çekiyoruz yani 3000 bc (bkz: before christ). burada bizi orta doğu coğrafyasına kadar uzanan iki mavi çizgi karşılıyor olacak. bunlar fırat ve dicle nehirleri. bu internet sitesi "tarihsel" olduğu için ve tarih de yazıyla başladığı için bizi en fazla mö 3000 yılına götürüyor.
mö 1 200 - 3 500 (tunç çağı) <yazının keşfi ve antik uygarlıkların ortaya çıkışı, tunç aletlerin yapımı
tarih öncesi dönemler aşağıda:
mö 3 500 - 5 500 kalkolitik dönem (bakır çağı)
mö 5 500 - 7 000 çanak çömlekli neolitik dönem (taş çağı)
mö 7 000 - 10 000 çanak çömlek öncesi neolitik dönem (taş çağı) <cilalı taş devri, tarımsal aletlerin keşfi
mö 10 000 - 12 000 mezolitik/epipaleolitik dönem (taş çağı) <
mö 12 000 - 2,5 milyon yıl öncesi paleolitik dönem (taş çağı) <buz devri
yukarıdaki tabloya göre göbeklitepe'nin taş çağı'nda çanak çömlek öncesi neolitik döneme ait dünya'nın en eski tapınağıdır diyebiliriz.
aşağıda fırat nehri platosu, dicle nehri platosunu ve nil deltası açıkça görülmektedir. bu bölgeler akarsuların taşıdıkları mineral zengini su ve alüvyon sayesine bitkisel çeşitliliğin ve gıda bolluğunun olduğu yerlerdir. literatürde "verimli hilal" olarak isimlendirilir. göbekli tepe işte bu bölgenin en tepesinde fırat ve dicle nehirleri arasında yer alıyor.

1. konu : fırat nehri ve dicle nehri
tıpkı ice age isimli animasyon filmindeki gibi buz devrinin sonunda buz bloklarının (bkz: moren) hareketi bitkileri, kuşları, memelileri, balıkları, böcekleri ve biz insanları göçe zorluyordu. çünkü taze çimleri sığır sürüleri, fıstık ağaçlarını kuş sürüleri, tahıl tanelerine böcekler yöneliyordu ve predatörler de onları takip ediyordu. bitkiler nasıl göç ediyor diye sormayın bahsettiğim bitkiler tek yıllık otsu bitkiler. zaten bölgede fıstık, kayısı, mersin, gül, zahter gibi bitkilerin ataları var. bunların tohumlarını kuşlar taşıyorlar. bazen de homo sapiens atalarımız avlandıklarında etin tadını artırmak ve çürümesini geciktirmek için ya da avda yaralandıklarında tıbbi ve aromatik bitkiler kullanıyorlar. muhtemelen kaya tuzunu, tütsüleme, kurutma gibi yarı pişirme ve saklama tekniklerini de biliyorlardı. bu nedenle onlara toplayıcı-avcılar denilmektedir.
benim teorime göre tohumun suda bekletildiğinde çimlenerek yeni ve taze bir bitki oluşturduğunu da keşfetmişlerdi. bir çeşit dağınık tarım yapıyorlardı. muhtemelen hayvan dışkılarını topluyorlardı. çünkü dışkıların içindeki tohumlar güçlü bir şekilde çıkıyordu ve yaşadıkları mağaraların çevresinde bahçeler kuruyorlardı. sığırlara tapmalarının sebeplerinden biri de buydu bana göre. (bkz: boğa kültü) geceleri gökyüzünde hilal ayı gördüklerinde onu boynuza benzetmiş de olabilirler.
bugün islamın sembolü olarak bildiğimiz hilal şekli aslında boğa kültünün günümüzden neredeyse 15 bin yıl öncesinden beri süregelen ve kutsallık atfettiğimiz bizi besleyen sığırların boynuzlarıdır. (bkz: bucrania kültü) eski yunan ve roma dönemlerinde dahi anadolu halkı evlerine boğa kafatası asmıştır. hatta esas tanrıları bir boğa olan girit adası minos uygarlığı keşfedilmiştir.
bazı uzmanlara göre bu insanlar kayık/sandal yapmayı da biliyordu. tabi ki on bin yıllık sandal kalıntısı bulamayız bunlar doğada hızla çürüyen ahşap materyaller. ama binlerce yıl su kenarında yaşamış toplumların sandalı keşfedememiş olması kulağa saçma geliyor. burada mezopotamya ve orta amerika uygarlıklarının tanrı figürlerindeki ortak bir objeden bahsediliyor. başka bir benzerlik de neolitik dönemde mezopotamya'daki yerleşik toplumların ölülerini evlerinin altına gömmeleridir. aynı ritüel bir orta amerika uygarlığı olan azteklerde de vardır.
to be continued... yoruldum
kaynaklar (references):
-henüz bir kaynak kullanmadım. kullanınca yazıcam.
ileri okuma (further reading list):
-henüz bir ileri okuma tavsiyesi yok. olunca yazıcam.
bunlar da ilginizi çekebilir:
nil nehri çevresinde antik mısır medeniyetinin gelişimi için onedio platformunun oluşturduğu şu içerik de ilginizi çekebilir.
dip not: bazı ukala yazarlar beni darlıyor. "bunlar bilimsel değil, onedio kaynak gösterilemez, burası bilimsel yayın paylaşma yeri değil, sen çok cahilsin vıdı vıdı... " bu yazarlar okuduğunu anlamıyor herhalde ben 3. paragrafta bu makaleyi yazma amacımı anlatıyorum. göbeklitepe hakkında tonla akademik yayın ve haber var. açıp internetten okursunuz. ben okuyucu sıkmadan daha geniş bir açıyla göbeklitepe'yi ve içinde bulunduğu coğrafyayı ekolojik ve ekonomik alanda irdelemek hedefindeyim. bununla birlikte dünya'daki en eski uygarlıklarla olan kültürel benzerliklere de dikkat çekmeye çalışıyorum. yorulduğum için yazı yarım kaldı. ilerleyen bölümlerde çok güzel belgeseller, yabancı kaynaklar ve kitaplar paylaşacağım sizlerle. ama şöyle bi bakıp çıkmak isteyen için onedio platformu göbeklitepe hakkında özet çıkarmış zaten.
benim yazılarımı okurken lütfen şunu aklınızdan çıkarmayın: ben propaganda yapmıyorum.
devamını gör...
türkiye'den defolup gitmek
şuana kadar yaşadığım 21 yıl 3 aylık ömrün sadece bir haftasını berlin'de, geri kalan 21 yıl 2 ay ve 3 haftasını ise türkiye'nin herhangi bir yerinde geçirdim.
ve berlin'den dönerken beynimi de orada unutmuş olacağım ki, türkiye topraklarına ayak bastığım dakikadan beri the walking dead'deki aylaklar gibi öyle mal mal dolanıyorum ortalıkta.
hayatında türkiye'den başka ülke görmemiş insanların çıkıp da "tirkiyi çik gizil, dişiridi yişiyimizsiniz." tadında konuşmaları çok doğal çünkü adamlar elindekiyle kıyaslayacak bir şey görmemiş hayatında. aynı muhabbet kübalılar için de dönüyor ki o da aynı b...n laciverti.*
gurbetçileri ise ciddiye bile almaya gerek yok çünkü gördüğüm kadarıyla çoğu klinik vaka durumundaki insanlar. (malum kesimde olanlardan bahsediyorum elbette.)
...
bu entrye devam edecektim ama ne yazacağımı unuttum. türkiye'de yaşadığımı tekrar hatırlayınca karnıma bir ağrı girdi çünkü. (aylardır evden çıkmadığım için ne güzel unutmuştum oysa ki.)
...
tanım: bilinçli ve medeni olan her vatandaşın yapması gerekendir. yobazlar da artık birbirlerini mi pişirip yerler, yoksa daha başka fantezilerini mi gerçekleştirirler orası kendi bileceklerri iş.
(sadece gençlerin gitmesi yeterli demiyorum bakın. ortada iş bulmak ya da eğitim almaktan çok daha önemli sorunlar var. hepimizin hayatı tehlikede. ruanda, afganistan ve iran karışımı bir şeye dönüşmek üzereyiz ülkece.)(marmara denizinin altındaki saatli bombayı ve patladığında yaşanacak trajediyi falan saymıyorum daha.)
edit: #1181926 şöyle güzel bir entry girilmiş bir alttaki değerli yazar tarafından. yazara tamamen katılıyorum. buradaki tek sıkıntı ülkeyi bu hale getirenlerin ve onların zihniyetini paylaşarak onlara destek verenlerin çoğunlukta olması. üstelik bunların içinde sadece iktidar yanlıları yok, onları desteklemeyenlerin arasında da örtük bir şekilde de olsa yobazlık bakımından bu adamların zihniyetini taşıyanlar azımsanmayacak boyutta.
ve hepsini çıkardığımız zaman geriye muhtemelen biz izmir nüfusu kadar falan insan kalıyor. swh.
ha bu arkadaşları postalama şansımız olsa harika olurdu tabii. seyrek nüfus nedeniyle ormanlar her yere yayılırdı, kaynak sıkıntısı olmazdı, geceleri sokakta rahat rahat yürürdük vs. hayalî bile güzel. swh.
ama ne yazık ki büyük bir olasılıkla önümüzdeki yıllarda ülkeden gitmeye zorlanacak olan bu ülkeyi gerçekten seven ilerici ve medeni insanlar olacak...
ve berlin'den dönerken beynimi de orada unutmuş olacağım ki, türkiye topraklarına ayak bastığım dakikadan beri the walking dead'deki aylaklar gibi öyle mal mal dolanıyorum ortalıkta.
hayatında türkiye'den başka ülke görmemiş insanların çıkıp da "tirkiyi çik gizil, dişiridi yişiyimizsiniz." tadında konuşmaları çok doğal çünkü adamlar elindekiyle kıyaslayacak bir şey görmemiş hayatında. aynı muhabbet kübalılar için de dönüyor ki o da aynı b...n laciverti.*
gurbetçileri ise ciddiye bile almaya gerek yok çünkü gördüğüm kadarıyla çoğu klinik vaka durumundaki insanlar. (malum kesimde olanlardan bahsediyorum elbette.)
...
bu entrye devam edecektim ama ne yazacağımı unuttum. türkiye'de yaşadığımı tekrar hatırlayınca karnıma bir ağrı girdi çünkü. (aylardır evden çıkmadığım için ne güzel unutmuştum oysa ki.)
...
tanım: bilinçli ve medeni olan her vatandaşın yapması gerekendir. yobazlar da artık birbirlerini mi pişirip yerler, yoksa daha başka fantezilerini mi gerçekleştirirler orası kendi bileceklerri iş.
(sadece gençlerin gitmesi yeterli demiyorum bakın. ortada iş bulmak ya da eğitim almaktan çok daha önemli sorunlar var. hepimizin hayatı tehlikede. ruanda, afganistan ve iran karışımı bir şeye dönüşmek üzereyiz ülkece.)(marmara denizinin altındaki saatli bombayı ve patladığında yaşanacak trajediyi falan saymıyorum daha.)
edit: #1181926 şöyle güzel bir entry girilmiş bir alttaki değerli yazar tarafından. yazara tamamen katılıyorum. buradaki tek sıkıntı ülkeyi bu hale getirenlerin ve onların zihniyetini paylaşarak onlara destek verenlerin çoğunlukta olması. üstelik bunların içinde sadece iktidar yanlıları yok, onları desteklemeyenlerin arasında da örtük bir şekilde de olsa yobazlık bakımından bu adamların zihniyetini taşıyanlar azımsanmayacak boyutta.
ve hepsini çıkardığımız zaman geriye muhtemelen biz izmir nüfusu kadar falan insan kalıyor. swh.
ha bu arkadaşları postalama şansımız olsa harika olurdu tabii. seyrek nüfus nedeniyle ormanlar her yere yayılırdı, kaynak sıkıntısı olmazdı, geceleri sokakta rahat rahat yürürdük vs. hayalî bile güzel. swh.
ama ne yazık ki büyük bir olasılıkla önümüzdeki yıllarda ülkeden gitmeye zorlanacak olan bu ülkeyi gerçekten seven ilerici ve medeni insanlar olacak...
devamını gör...
baekdu dağı
aktif bir yanardağ olan baekdu dağı, kuzey kore'nin en yüksek dağıdır. dağın yükseltisi 2744 metredir. son patlamasının 1903 yılında olduğu söylenir.
devamını gör...
sigarayı bırakmak isteyenlere tavsiyeler
kendisine saygısı olan insan bence sigara içmemeli. her yıl 4 milyon insan sigaradan ölüyor. en çok öldüren kanserlerin başını sigara sebepli akciğer kanseri çekiyor. kronik sigara içiciliğiyle kanser olma riskinizi her geçen gün artırıyorsunuz. öyle ya da böyle ölücez, diye bir bakış açısı yok. kendine, vücuduna ve çevrendeki insanlara acı çektirerek ölmek mi istiyorsunuz? sigara dumanının içinde 2000i zehir olmak üzere 4000çeşit kimyasal madde var. sigaranın vücudunuza verdiği zararı açıp bi araştırın, bunları bilip sigara içmeye devam edicek misiniz? hayatlarınız bu kadar mı değersiz, yoksa hiçbir şey olmaz yea diyecek kadar vurdumduymaz mısınız? sizin hayatınız, sizin kararınız. hayatınızla, kendinizle ne yapmak istediğinize; nasıl yaşamak istediğinize karar verecek olan sizlersiniz. kafaya koyarsanız yapamayacağınız hiçbir şey yok.
devamını gör...
astral seyahat
astral seyahatin gerçekliğini araştıran bazı deneylerde, astral seyahat yaptığını iddia eden kişilere yukarıda bir yere konulmuş bir notu astral seyahat yaparak okuması istenmiş fakat deneklerin hiç biri notta ne yazdığını doğru bilememiş. bu bir trans hali veya rüya olabilir.
devamını gör...
kadınların çok açık giyinmesi
devamını gör...
milf denince akla gelenler
milföy hamuru...
devamını gör...
prezervatif hap ve spirale rağmen doğan bebek
cesur yürek william wallace'ın özgürlük diye bağırdığı sahne gibi elinde spiralle doğan bebektir.. umarım doğru bir coğrafyada doğmuşsundur canım bebek.
devamını gör...
turgut özal
neoliberal politikaların tatbikçisi bir siyasetçi.
devamını gör...
en sevilen dizi çifti
poyraz-ayşegül
tefo-kerpeten ali
marshall-lily
jesse-walter white
tefo-kerpeten ali
marshall-lily
jesse-walter white
devamını gör...
ona bir şarkı bırak
/aklına gelecek ayrılığımız
pişman olacaksın günün birinde/
pişman olacaksın günün birinde/
devamını gör...
insan kendini keşfetmek için ne yapmalı sorunsalı
garip bir sorunsaldır.
kendini bulmak kendini keşfetmek için insan zor durumda kalmalıdır.
zor durumda kalan insan nasıl tepkiler vereceğini görmüş olur.
bütün zorluklarda mücadele eden etmeye çalışan insan kendini keşfeder ve kendiyle tanışır.
bir insanın kendinde olan yeni bir yönü bulması kadar değerli bir şey yoktur.
mesela belki de ben çok iyi resim çiziyorum veya şiir yazıyorum ama bunu bilmiyorum çünkü aramadım denemedim.
veya bir adam son çıkış yolunda başarılı bir yazar oluyor bir kitap yazıp kurtulmak istiyor.
zorunluluk zorda kalmak insanın kendini keşfetmesi için çok önemli bir durumdur.
kendini bulmak kendini keşfetmek için insan zor durumda kalmalıdır.
zor durumda kalan insan nasıl tepkiler vereceğini görmüş olur.
bütün zorluklarda mücadele eden etmeye çalışan insan kendini keşfeder ve kendiyle tanışır.
bir insanın kendinde olan yeni bir yönü bulması kadar değerli bir şey yoktur.
mesela belki de ben çok iyi resim çiziyorum veya şiir yazıyorum ama bunu bilmiyorum çünkü aramadım denemedim.
veya bir adam son çıkış yolunda başarılı bir yazar oluyor bir kitap yazıp kurtulmak istiyor.
zorunluluk zorda kalmak insanın kendini keşfetmesi için çok önemli bir durumdur.
devamını gör...
ölü
ekmek teknesi isimli dizide, heredot cevdet meşhur hikayesini anlatırken bir anda aaaaalllllllllaaaaaaahhhh diye değişik bir moda girip alnından öpülünce rahatlayıp yine eski mduna geçen bir karakterin ismiydi ölü. hala arada izler izler gülerim. ne zaman ölü deseler aklıma gelir.
devamını gör...
kadınları etkilemenin yolları
etkilemek için çaba göstermemek gerekir. çünkü bu rol yapıyorsun demektir. oysa doğal hâlinleyken , çabasızken seni gözlemleyip etkilenme olasılığı yüksektir.
devamını gör...
çamaşır suyu ile tuz ruhunu karıştırmak
o kadar da başak burcu olmadığımı anladığım ekşin.*
domestosum yetiyor bana, bende onu onla bunla karıştırmıyorum.
domestosum yetiyor bana, bende onu onla bunla karıştırmıyorum.
devamını gör...
tanım girilen başlığa tekrar tanım girmek
bazen başlıkları tekrar sol tarafta görünce unutup gerçekleştirdiğim durumdur. tanım giriyorum sonra farkediyorum ki zaten tanım girmişim. ayrıca açtığım başlıktan utandım. tanım girdiğin başlığa tekrar tanım girmek olacaktı. başlığımı düzeltmişler sağolsunlar melek gibi moderasyon sağolsun.
devamını gör...
göğüs dekoltesi
girne'deki askeri malzeme satan dükkanlar derin göğüs dekolteli personel çalıştırır hafta sonları.elbette tek amaç çarşı iznindeki askerlerin daha fazla alışveriş yapmasını sağlamaktır.tahmin edileceği üzere başarılı da olurlar.
devamını gör...
