dünyanın en başarısız bilim dalının tıp olması
o tıp olmasa ömrünün çok daha kısa olacağından ve diğer hiçbir şeye vakti kalmayacağından bihaber yazarın açtığı başlık.
devamını gör...
hükümetin yanlışını söylemek dini açıdan sakıncalıdır
devamını gör...
çabuk unutulan şeyler
vefa..
devamını gör...
kuran’ın insan yapısı olduğu gerçeği
meryem suresinde isa'nın annesi bakire meryem'den uzun uzun bahsederken 28. ayette birden bire "ey harun'un kız kardeşi" şeklinde bir giriş yapar. halbuki harun ve musa'nın kardeşi olan meryem ile isa'nın annesi olan meryem farklı kişilerdir. hatta aralarında 1500 yıl falan var. burada açıkça muhammed'in tarihi bir olaydan bahsederken kişileri karıştırdığı görülüyor.
garanik hadisesi olarak geçen olayda muhammed peygamber, o sıralar halen putperest olan kureyş kabilesinin desteğini almak için kabe'deki 3 büyük putu öven ayetler (necm 19-20-21) okumuş ve bunun üzerine müşrikler de secde etmiş fakat bir grup mümin putlara tapılmasını kabul etmeyince ortalık karışmış bunun üzerine ayetlere tekzip getirilmiş ve muhammed'in şeytan tarafından yanıltıldığı için bu ayetleri okuduğu ifade edilmiştir.
kuran'daki miras ayetleri matematiksel olarak hatalıdır. mirasçıların paylarını topladığınızda çoğu zaman 1'den büyük bazen de 1'den küçük çıkar, nadiren 1'e eşit çıkar. bu hata daha ilk zamanlar farkedilmiş ama kimse ağzını açıp da bu hatalıdır diyememiş fakat sorun öylesine içinden çıkılmaz bir hal almış ki çok geçmeden daha hz. ömer'in halifeliği sırasında (muhammed'in ölümünden bir kaç yıl sonrası) avliye yöntemi denen bir yöntemle sorun giderilmeye çalışılmış. fakat bu yöntemin sorunu kuran'da vadedilen oranları değiştirmesidir. yani aslında kuran'ın apaçık emrine karşı gelmektedir. öte yandan matematiğin de şakası yoktur.
hz muhammed'in pek çok eşi var. sayıları tam bilinmiyor fakat cariyeleri hariç en az 9 evlilik yaptığı düşünülüyor. 16 diyen de var. bütün eşlerin bir sırası var, her geceyi farklı biriyle geçiriyor. eşleri içinde en çok bildiğimiz ve bence çok ilginç bir karakter olan ayşe biraz inatçı, sözünü asla sakınmıyor. muhammed ile daha fazla gece geçirmek için ayrıcalık istediğinde bir anda ahzab 51 suresi iniyor: "(ey muhammed) onlardan (yani karılarından) diledigini geriye bırakır, diledigini öne alabilirsin..." yani kişiye özgü ve cimayla ilgili bir ayet iniyor?!?!
peygambere helal kılınan kadınlar muhteviyatlı ahzab 50 inince ise hz. ayşe dayanamıyor ve "görüyorum ki rabbin senin keyfine koşturuyor" diyor. ahzab 50 o günün standartlarına göre bile skandal bir ayet: "ey peygamber! mehirlerini verdigin eşlerini , allah'ın sana ganimet olarak verdiği cariyeleri, seninle beraber hicret eden amcanın kızlarını, halalarının kızlarını, dayının kızlarını, teyzelerinin kızlarını ve peygamber nikâhlamayı diledigi takdirde -müminlerden ayrı, sırf sana mahsus olmak üzere- kendisinin mehrini peygambere hibe eden mü'min kadını almanı helâl kılmışızdır..”
peygamber, cariyesi mariya ile cima halindeyken eşlerinden biri ve aynı zamanda hz. ömer'in de kızı olan hafsa tarafından basılır. olay hafsa'nın evinde ve hatta hafsa'nın yatağında gerçekleştiği için hafsa hakarete uğramış hisseder ve bu olaydan sonra deyim yerindeyse çarşı karışır. hz muhammed bir daha mariya ile yatmayacağına dair hafsa'ya yemin eder, olayı da kimseye anlatma der ama hafsa gidip ayşe'ye anlatır. hz muhammed eşlerini terkeder. onları boşadığı dedikodusu yayılır. bunun üzerine bir anda tahrim suresi'nin ilk beş ayeti iner. kaynak: taberi, camiu’l-beyân, 28/102
peygamber evlat edindiği zeyd'in karısını beğenir. zeyd bunu anlayınca durumu kendine yediremez ve karısını boşar. normalde o günün arap toplumu için bile yuh denebilecek bir girişim olan kendi evladının hanımıyla evlenme olayının önünü açmak için ahzab 37 iner.
pek çok ayette "allah'a andolsun ki" diyerek allah kendine and içer: meryem 68, mearic 40, nahl 56, nahl 63. bu ayetlerin apaçık bir insan tarafından söylendiği ortadadır.
hicr 72'de allah peygambere and içmektedir: “resulüm! ömrüne yemin olsun ki gerçekten onlar, sarhoşlukları içinde bocalayıp duruyorlardı”
kuran'da kimin konuştuğu belli değil. bazı yerlerde allah konuşuyor. bazı yerlerde "o" diyor. bazı yerlerde muhammed konuşurken bazı yerlerde biz diyor?!?!
kaf 1 "şanı yüce kur’an’a yemin olsun!" diye başlar. fakat ortada henüz bir kuran yoktur. ayetlerin toplanıp ciltlenmesi ve kuran adının verilmesi çok sonraları olduğundan bu ayet ciltleme sırasında eklenmiş olabilir.
pek çok ayette gündüze, geceye, güneşe, aya, göğe, şafağa yemin etmektedir. allah niçin bunlara yemin etmektedir ki?
kuran sayısız yerde yemin ediyor, bazen yeminler yetmiyor olacak ki pekiştirme ihtiyacı hissediyor: "nasıl, bunlarda bir akıl sahibi için yemin var değil mi?" (fecr 5)
tevbe 30: "yahudiler üzeyir allah’ın oğludur dediler, hıristiyanlar da "mesih (isa) allah’ın oğludur" dediler. bunlar, daha önceki inkârcıların söylediklerine benzer biçimde ağızlarından çıkan sözlerdir. allah onları kahretsin! (gerçeklerden) nasıl da yüz çeviriyorlar!" bu ayette allah, "allah onları kahretsin" diyor?!?
kalem ve müdessir surelerinde velid için pek çok kereler sövüyor. soysuz diyor, aşağılık diyor, piç diyor, kaba saba diyor, saldırgan diyor. peki kim bu velid? acaba o mu? evet ta kendisi: halid bin velid. müminlerin yenilmez komutanı. aslında babasından bahsediyor ama ayette oğlundan da bahis var. kendisi olmasa bu kadar yayılamayacak olan, mükemmel bir askeri kariyeri olan, islami perspektiften bakınca çok değerli ve mübarek bir şahıs olması gereken halid bin velid'in islam sancağını zaferlere taşıyacağını önceden göremiyor allah ve babasına küfrediyor!
ay, güneş, dünya ve bunların hareketlerine dair son derece kafa karıştırıcı bilgiler vermektedir. bırakın sıradan bir insanı, eğitimli bir insanın dahi bu ayetleri okuyup bütünlüklü bir sonuca ulaşması imkansızdır. zaten ayetlerin tefsiri konusunda her kafadan ayrı bir ses çıkmaktadır. muhammed'in astronomi bilgisinin kulaktan dolma olduğu barizdir.
sperm ve yumurta hücrelerinin kaynağını yanlış vermektedir. (tarık 5-7)
göğü tıpkı antik filozoflar ve pagan dinlerindeki gibi tasvir etmektedir. yani dik duran ve düşmeyen bir kubbe gibi. hacc 65 "görmüyor musun ki, allah yeryüzündekileri ve o’nun emriyle denizde akıp giden gemileri sizin hizmetinize verdi! kendi izni olmadıkça yerkürenin üzerine düşmemesi için göğü tutan da o’dur."
bakara 62'de yahudilere ve hristiyanlara korkmasınlar, onlar da doğru yolda derken diğer pek çok ayette bu dedikleriyle çelişiyor. örneğin ali imran 85, tevbe 30, maide 64
nahl 101'de açıkça ayetlerin değişebileceğinden bahsediyor. bu da haliyle pek çok ayetin değiştirilmiş olabileceğine işarettir.
pek çok ayette göğü ve yeri 6 günde yarattığından bahsediyor. burada klasik savunma orada zaman algısı farklıdır şeklinde. peki bir de şu ayetlere bakalım:
mearic 4: “melekler ve ruh, miktarı ellibin yıl süren bir gün içinde ona çıkar”
hacc 47: “..muhakkak ki, rabbinin nezdinde bir gün sizin saymakta olduklarınızdan bin yıl gibidir.”
secde 5: “allah, gökten yere kadar her işi düzenleyip yönetir. sonra (bütün bu işler) sizin sayageldiklerinize göre bin yıl tutan bir günde o'nun nezdine çıkar.”
fussilet 9-10'da sabit dağlar yerleştirdiğinden bahsediyor fakat dağlar sabit değildir, jeolojik oluşumlardır.
anlayın diye arapça indirdik diyor. zaten araplara inen bir kitap için neden bunu söylüyor? evrensel bir dinse o zaman neden arapça indiriyor?
kamer suresi ayın yarılmasından bahseder. ne var ki islam alimleri 1400 yıldır bu işin içinden çıkamamıştır. ayeti herkes farklı yorumlamakta ve bir sonuca varılamamaktadır. kuran'da bunun gibi yüzlerce ihtilaflı ayet vardır. mezhepler de zaten böyle doğmuştur. birinin ak dediğine diğeri kara demektedir. oysa ki kuran bizzat kendi ifadesiyle apaçıktır. hiçbir yardımcıya da ihtiyacı yoktur. pratikte ise bir satırlık ayetler paragraflarca süren tefsirlerle açıklanmaktadır. üstelik her mezhep ve mezheplerin de her kolu kendi bildiğince açıklamaktadır.
ahzab 53'te zırt pırt peygamberin evine gelip de çok oturmayın der. peygamber kendisi söylemekten çekindiği için allah'a söyletiyor.
kuran'da 29 ayet sadece harflerden oluşmaktadır. evet bildiğiniz harfler. yani kelime, cümle falan yok. elif lam mim (e-l-m) ya da ya sin (y-s) gibi. bunların ne olduğuna dair bugüne kadar doyurucu bir açıklama yapılmış değil. kimileri bunları allah ile elçisi arasında şifreli bir mesajlaşma olarak kabul ediyor. kimilerine göreyse bunlar hz muhammed'in sara krizlerine girdiği sırada ağzından çıkan anlamsız sözler. bu konuda bir kanıt yok fakat her konuda soru sormaktan çekinmeyen, gusül nasıl alınır bize göstersene diye hz ayşe'nin kapısına bile giden müminlerin bu harflerin anlamlarını bir kere bile sormaması ilginç.
kuran'da en sık geçen ve tekrardan ibaret olan ayetlerin sayısı yaklaşık 2 bin. toplam 6 bin küsür ayet olduğunu düşünürsek çok fazla boşluk doldurma var diyebiliriz. "her şey kuran'da anlatılamazdı, bu bir biyoloji ya da astronomi kitabı değil" diyenler için üzerinde düşünülmesini gerektirecek kadar büyük bir sayı.
bunların haricinde kuran'da pek çok gramer hatası var, arapça bilmediğim için o konulara girmek istemedim.
garanik hadisesi olarak geçen olayda muhammed peygamber, o sıralar halen putperest olan kureyş kabilesinin desteğini almak için kabe'deki 3 büyük putu öven ayetler (necm 19-20-21) okumuş ve bunun üzerine müşrikler de secde etmiş fakat bir grup mümin putlara tapılmasını kabul etmeyince ortalık karışmış bunun üzerine ayetlere tekzip getirilmiş ve muhammed'in şeytan tarafından yanıltıldığı için bu ayetleri okuduğu ifade edilmiştir.
kuran'daki miras ayetleri matematiksel olarak hatalıdır. mirasçıların paylarını topladığınızda çoğu zaman 1'den büyük bazen de 1'den küçük çıkar, nadiren 1'e eşit çıkar. bu hata daha ilk zamanlar farkedilmiş ama kimse ağzını açıp da bu hatalıdır diyememiş fakat sorun öylesine içinden çıkılmaz bir hal almış ki çok geçmeden daha hz. ömer'in halifeliği sırasında (muhammed'in ölümünden bir kaç yıl sonrası) avliye yöntemi denen bir yöntemle sorun giderilmeye çalışılmış. fakat bu yöntemin sorunu kuran'da vadedilen oranları değiştirmesidir. yani aslında kuran'ın apaçık emrine karşı gelmektedir. öte yandan matematiğin de şakası yoktur.
hz muhammed'in pek çok eşi var. sayıları tam bilinmiyor fakat cariyeleri hariç en az 9 evlilik yaptığı düşünülüyor. 16 diyen de var. bütün eşlerin bir sırası var, her geceyi farklı biriyle geçiriyor. eşleri içinde en çok bildiğimiz ve bence çok ilginç bir karakter olan ayşe biraz inatçı, sözünü asla sakınmıyor. muhammed ile daha fazla gece geçirmek için ayrıcalık istediğinde bir anda ahzab 51 suresi iniyor: "(ey muhammed) onlardan (yani karılarından) diledigini geriye bırakır, diledigini öne alabilirsin..." yani kişiye özgü ve cimayla ilgili bir ayet iniyor?!?!
peygambere helal kılınan kadınlar muhteviyatlı ahzab 50 inince ise hz. ayşe dayanamıyor ve "görüyorum ki rabbin senin keyfine koşturuyor" diyor. ahzab 50 o günün standartlarına göre bile skandal bir ayet: "ey peygamber! mehirlerini verdigin eşlerini , allah'ın sana ganimet olarak verdiği cariyeleri, seninle beraber hicret eden amcanın kızlarını, halalarının kızlarını, dayının kızlarını, teyzelerinin kızlarını ve peygamber nikâhlamayı diledigi takdirde -müminlerden ayrı, sırf sana mahsus olmak üzere- kendisinin mehrini peygambere hibe eden mü'min kadını almanı helâl kılmışızdır..”
peygamber, cariyesi mariya ile cima halindeyken eşlerinden biri ve aynı zamanda hz. ömer'in de kızı olan hafsa tarafından basılır. olay hafsa'nın evinde ve hatta hafsa'nın yatağında gerçekleştiği için hafsa hakarete uğramış hisseder ve bu olaydan sonra deyim yerindeyse çarşı karışır. hz muhammed bir daha mariya ile yatmayacağına dair hafsa'ya yemin eder, olayı da kimseye anlatma der ama hafsa gidip ayşe'ye anlatır. hz muhammed eşlerini terkeder. onları boşadığı dedikodusu yayılır. bunun üzerine bir anda tahrim suresi'nin ilk beş ayeti iner. kaynak: taberi, camiu’l-beyân, 28/102
peygamber evlat edindiği zeyd'in karısını beğenir. zeyd bunu anlayınca durumu kendine yediremez ve karısını boşar. normalde o günün arap toplumu için bile yuh denebilecek bir girişim olan kendi evladının hanımıyla evlenme olayının önünü açmak için ahzab 37 iner.
pek çok ayette "allah'a andolsun ki" diyerek allah kendine and içer: meryem 68, mearic 40, nahl 56, nahl 63. bu ayetlerin apaçık bir insan tarafından söylendiği ortadadır.
hicr 72'de allah peygambere and içmektedir: “resulüm! ömrüne yemin olsun ki gerçekten onlar, sarhoşlukları içinde bocalayıp duruyorlardı”
kuran'da kimin konuştuğu belli değil. bazı yerlerde allah konuşuyor. bazı yerlerde "o" diyor. bazı yerlerde muhammed konuşurken bazı yerlerde biz diyor?!?!
kaf 1 "şanı yüce kur’an’a yemin olsun!" diye başlar. fakat ortada henüz bir kuran yoktur. ayetlerin toplanıp ciltlenmesi ve kuran adının verilmesi çok sonraları olduğundan bu ayet ciltleme sırasında eklenmiş olabilir.
pek çok ayette gündüze, geceye, güneşe, aya, göğe, şafağa yemin etmektedir. allah niçin bunlara yemin etmektedir ki?
kuran sayısız yerde yemin ediyor, bazen yeminler yetmiyor olacak ki pekiştirme ihtiyacı hissediyor: "nasıl, bunlarda bir akıl sahibi için yemin var değil mi?" (fecr 5)
tevbe 30: "yahudiler üzeyir allah’ın oğludur dediler, hıristiyanlar da "mesih (isa) allah’ın oğludur" dediler. bunlar, daha önceki inkârcıların söylediklerine benzer biçimde ağızlarından çıkan sözlerdir. allah onları kahretsin! (gerçeklerden) nasıl da yüz çeviriyorlar!" bu ayette allah, "allah onları kahretsin" diyor?!?
kalem ve müdessir surelerinde velid için pek çok kereler sövüyor. soysuz diyor, aşağılık diyor, piç diyor, kaba saba diyor, saldırgan diyor. peki kim bu velid? acaba o mu? evet ta kendisi: halid bin velid. müminlerin yenilmez komutanı. aslında babasından bahsediyor ama ayette oğlundan da bahis var. kendisi olmasa bu kadar yayılamayacak olan, mükemmel bir askeri kariyeri olan, islami perspektiften bakınca çok değerli ve mübarek bir şahıs olması gereken halid bin velid'in islam sancağını zaferlere taşıyacağını önceden göremiyor allah ve babasına küfrediyor!
ay, güneş, dünya ve bunların hareketlerine dair son derece kafa karıştırıcı bilgiler vermektedir. bırakın sıradan bir insanı, eğitimli bir insanın dahi bu ayetleri okuyup bütünlüklü bir sonuca ulaşması imkansızdır. zaten ayetlerin tefsiri konusunda her kafadan ayrı bir ses çıkmaktadır. muhammed'in astronomi bilgisinin kulaktan dolma olduğu barizdir.
sperm ve yumurta hücrelerinin kaynağını yanlış vermektedir. (tarık 5-7)
göğü tıpkı antik filozoflar ve pagan dinlerindeki gibi tasvir etmektedir. yani dik duran ve düşmeyen bir kubbe gibi. hacc 65 "görmüyor musun ki, allah yeryüzündekileri ve o’nun emriyle denizde akıp giden gemileri sizin hizmetinize verdi! kendi izni olmadıkça yerkürenin üzerine düşmemesi için göğü tutan da o’dur."
bakara 62'de yahudilere ve hristiyanlara korkmasınlar, onlar da doğru yolda derken diğer pek çok ayette bu dedikleriyle çelişiyor. örneğin ali imran 85, tevbe 30, maide 64
nahl 101'de açıkça ayetlerin değişebileceğinden bahsediyor. bu da haliyle pek çok ayetin değiştirilmiş olabileceğine işarettir.
pek çok ayette göğü ve yeri 6 günde yarattığından bahsediyor. burada klasik savunma orada zaman algısı farklıdır şeklinde. peki bir de şu ayetlere bakalım:
mearic 4: “melekler ve ruh, miktarı ellibin yıl süren bir gün içinde ona çıkar”
hacc 47: “..muhakkak ki, rabbinin nezdinde bir gün sizin saymakta olduklarınızdan bin yıl gibidir.”
secde 5: “allah, gökten yere kadar her işi düzenleyip yönetir. sonra (bütün bu işler) sizin sayageldiklerinize göre bin yıl tutan bir günde o'nun nezdine çıkar.”
fussilet 9-10'da sabit dağlar yerleştirdiğinden bahsediyor fakat dağlar sabit değildir, jeolojik oluşumlardır.
anlayın diye arapça indirdik diyor. zaten araplara inen bir kitap için neden bunu söylüyor? evrensel bir dinse o zaman neden arapça indiriyor?
kamer suresi ayın yarılmasından bahseder. ne var ki islam alimleri 1400 yıldır bu işin içinden çıkamamıştır. ayeti herkes farklı yorumlamakta ve bir sonuca varılamamaktadır. kuran'da bunun gibi yüzlerce ihtilaflı ayet vardır. mezhepler de zaten böyle doğmuştur. birinin ak dediğine diğeri kara demektedir. oysa ki kuran bizzat kendi ifadesiyle apaçıktır. hiçbir yardımcıya da ihtiyacı yoktur. pratikte ise bir satırlık ayetler paragraflarca süren tefsirlerle açıklanmaktadır. üstelik her mezhep ve mezheplerin de her kolu kendi bildiğince açıklamaktadır.
ahzab 53'te zırt pırt peygamberin evine gelip de çok oturmayın der. peygamber kendisi söylemekten çekindiği için allah'a söyletiyor.
kuran'da 29 ayet sadece harflerden oluşmaktadır. evet bildiğiniz harfler. yani kelime, cümle falan yok. elif lam mim (e-l-m) ya da ya sin (y-s) gibi. bunların ne olduğuna dair bugüne kadar doyurucu bir açıklama yapılmış değil. kimileri bunları allah ile elçisi arasında şifreli bir mesajlaşma olarak kabul ediyor. kimilerine göreyse bunlar hz muhammed'in sara krizlerine girdiği sırada ağzından çıkan anlamsız sözler. bu konuda bir kanıt yok fakat her konuda soru sormaktan çekinmeyen, gusül nasıl alınır bize göstersene diye hz ayşe'nin kapısına bile giden müminlerin bu harflerin anlamlarını bir kere bile sormaması ilginç.
kuran'da en sık geçen ve tekrardan ibaret olan ayetlerin sayısı yaklaşık 2 bin. toplam 6 bin küsür ayet olduğunu düşünürsek çok fazla boşluk doldurma var diyebiliriz. "her şey kuran'da anlatılamazdı, bu bir biyoloji ya da astronomi kitabı değil" diyenler için üzerinde düşünülmesini gerektirecek kadar büyük bir sayı.
bunların haricinde kuran'da pek çok gramer hatası var, arapça bilmediğim için o konulara girmek istemedim.
devamını gör...
dünyanın en değerli şeyi
sağlık . yerinde olmazsa tadı olmaz dünyanın...
devamını gör...
desem ki
cahit sıtkı tarancı'nın en güzel şiirlerinden biridir.
desem ki vakitlerden bir nisan akşamıdır
rüzgarların en ferahlatıcısı senden esiyor
sende seyrediyorum denizlerin en mavisini
ormanların en kuytusunu sende görmekteyim
senden kopardım çiçeklerin en solmazını
toprakların en bereketlisini sende sürdüm
sende tattım yemişlerin cümlesini
desem ki sen benim için,
hava kadar lazım,
ekmek kadar mübarek,
su gibi aziz bir şeysin;
nimettensin, nimettensin.
desem ki...
inan bana sevgilim inan
evimde şenliksin, bahçemde bahar;
ve soframda en eski şarap.
ben sende yaşıyorum,
sen bende hüküm sürmektesin.
bırak ben söyleyeyim güzelliğini,
rüzgarla nehirlerle, kuşlarla beraber.
günlerden sonra bir gün,
şayet sesimi fark edemezsen
rüzgarların nehirlerin kuşların sesinden,
bil ki ölmüşüm.
fakat yine üzülme müsterih ol
kabirde böceklere ezberletirim güzelliğini
ve neden sonra
tekrar duyduğun gün sesimi gök kubbede
hatırla ki mahşer günüdür
ortalığa düşmüşüm seni arıyorum
desem ki vakitlerden bir nisan akşamıdır
rüzgarların en ferahlatıcısı senden esiyor
sende seyrediyorum denizlerin en mavisini
ormanların en kuytusunu sende görmekteyim
senden kopardım çiçeklerin en solmazını
toprakların en bereketlisini sende sürdüm
sende tattım yemişlerin cümlesini
desem ki sen benim için,
hava kadar lazım,
ekmek kadar mübarek,
su gibi aziz bir şeysin;
nimettensin, nimettensin.
desem ki...
inan bana sevgilim inan
evimde şenliksin, bahçemde bahar;
ve soframda en eski şarap.
ben sende yaşıyorum,
sen bende hüküm sürmektesin.
bırak ben söyleyeyim güzelliğini,
rüzgarla nehirlerle, kuşlarla beraber.
günlerden sonra bir gün,
şayet sesimi fark edemezsen
rüzgarların nehirlerin kuşların sesinden,
bil ki ölmüşüm.
fakat yine üzülme müsterih ol
kabirde böceklere ezberletirim güzelliğini
ve neden sonra
tekrar duyduğun gün sesimi gök kubbede
hatırla ki mahşer günüdür
ortalığa düşmüşüm seni arıyorum
devamını gör...
bisküvili pasta
mükemmel bir tatlıdır. hem pratik hem ekonomik hem de lezzetli.
fakir tatlısı olarak bilinir ama herkesin denemesi gerekir bence.
fakir tatlısı olarak bilinir ama herkesin denemesi gerekir bence.
devamını gör...
güzellik
aşık veysel'in söylediği ''güzelliğin on par' etmez, bu bendeki aşk olmasa'' sözlerinde ki kadar görecelidir.
devamını gör...
kedi
ne zaman dedemlere gitsem bu kedi çatıda bekliyordu, dedem balkona yemek koyunca alışmış tavan arasına da uyumaya geliyormuş ılık olurdu orası. gel gör ki 3 yıl önce bir mart günü muhtelemen dişi kediler uğruna evi terk etti, bunlar da çektiğim son fotoğraflar. tüyleri pofuduk pofuduktu boynunun altındaki tüyleri çok seviyordum. şişko.


devamını gör...
yıldız tozu (yazar)
geleceğin en iyi kalemlerinden olmaya aday, her haliyle olay, minik, minnoş, premses yazar aday adayı.
en yakın zamanda yazarda olacak umudundayım bakalım kısmet bu işler kuzucuk.
yıldız tozum, çiçeğim, kara boncuğum... teyzesinin balı, kaymağı, çikolatası...
yazmaya hevesli ama okumaya daha hevesli minnak bir pıtırcık kendileri.
hoş geldin iki gözümün çiçeği.
en yakın zamanda yazarda olacak umudundayım bakalım kısmet bu işler kuzucuk.
yıldız tozum, çiçeğim, kara boncuğum... teyzesinin balı, kaymağı, çikolatası...
yazmaya hevesli ama okumaya daha hevesli minnak bir pıtırcık kendileri.
hoş geldin iki gözümün çiçeği.
devamını gör...
havalı kelimesindeki mantık hatası
havalı kelimesinin orijininin ingilizce cool kelimesini çevirme amacını taşımamasındadır. kelimede mantık hatası yoktur ancak başlık yazarın düştüğü mantık hatasını yansıtmaktadır.
hava mecazi anlamda kişinin duruşuyla, davranışlarıyla, fikirleriyle görünüşüyle yarattığı izlenimi ifade eder. köşedeki kadının bohem bir havası vardı.
hava atmak tabiri kişinin kendisinin üstün olduğu ya da üstün olduğunu düşündüğü konuda böbürlenerek, gösteriş yapmasını ifade eder. ingilizceye show off, bragging vb. olarak çevirilebilir.
havalı olmak ya da havalı ise ise kişinin ya da herhangi bir davranışın, objenin vb. çevrede yarattığı imajla ilgilidir. gösterişli olmak, popüler olmak gibi anlamları taşır.
havalı kelimesi ingilizceye kullanıldığı cümleye bağlı olarak swanky, trendy, showy, popular ya da argo having a swag, cool , dope vb. olarak tercüme edilebilir sanırım.
cool kelimesinin eş anlamlısı olarak seçkin kullanılamaz.
cool kelimesinin başlıkta ifade edilen tarzsa mecazi kullanımında anlamları iyi, güzel, mükemmel, etkiyelici, çekici, moda olan gibi anlamlara gelir.
seçkin kelimesinin gerçek ve mecazi anlamlarını karşılayacak pek çok kelime vardır ancak cool bunlardan biri değildir.
bu arada tercümeden hiç anlamam. her dilde her kelimenin ifade ettiği şey aslında sadece o dile özel. dolayısıyla özellikle insana, duygulara, davranışlara dair konularda tam bir çeviri mümkün olmuyor. her dilde kelimeleri çevirmen olmadığınız sadece o dildeki kendi anlamıyla öğrenmek ve kullanmak her zaman için en iyi yol. bir dili başka bir dile çevirerek kullanmaya çalışmak o dilin ruhunu eksiltiyor. güdük kalıyor.
hava mecazi anlamda kişinin duruşuyla, davranışlarıyla, fikirleriyle görünüşüyle yarattığı izlenimi ifade eder. köşedeki kadının bohem bir havası vardı.
hava atmak tabiri kişinin kendisinin üstün olduğu ya da üstün olduğunu düşündüğü konuda böbürlenerek, gösteriş yapmasını ifade eder. ingilizceye show off, bragging vb. olarak çevirilebilir.
havalı olmak ya da havalı ise ise kişinin ya da herhangi bir davranışın, objenin vb. çevrede yarattığı imajla ilgilidir. gösterişli olmak, popüler olmak gibi anlamları taşır.
havalı kelimesi ingilizceye kullanıldığı cümleye bağlı olarak swanky, trendy, showy, popular ya da argo having a swag, cool , dope vb. olarak tercüme edilebilir sanırım.
cool kelimesinin eş anlamlısı olarak seçkin kullanılamaz.
cool kelimesinin başlıkta ifade edilen tarzsa mecazi kullanımında anlamları iyi, güzel, mükemmel, etkiyelici, çekici, moda olan gibi anlamlara gelir.
seçkin kelimesinin gerçek ve mecazi anlamlarını karşılayacak pek çok kelime vardır ancak cool bunlardan biri değildir.
bu arada tercümeden hiç anlamam. her dilde her kelimenin ifade ettiği şey aslında sadece o dile özel. dolayısıyla özellikle insana, duygulara, davranışlara dair konularda tam bir çeviri mümkün olmuyor. her dilde kelimeleri çevirmen olmadığınız sadece o dildeki kendi anlamıyla öğrenmek ve kullanmak her zaman için en iyi yol. bir dili başka bir dile çevirerek kullanmaya çalışmak o dilin ruhunu eksiltiyor. güdük kalıyor.
devamını gör...
kulaç uzunluğu
boy ölçümü yapılan pozisyonda, iki kolun yere paralel şekilde iki yana açılması ve orta parmaklar arasindaki mesafenin ölçülmesi ile bulunur.
en iyi sonuç bir antropometre ile alınır.
küçük çocuklarda kuluç uzunlugu boy oranı 1 den küçükken ergenlik ile beraber oran 1 olur ve boy uzaması tamamlandığında genellikle kulaç uzunluğu boy uzunluğundan, kadınlarda 1-2 cm, erkeklerde ise 3-4 cm uzun olabilir.
basketbolcular ve yüzücüler için önemli bir vücut ölçüsüdür. birçok akademisyen tarafından sportif başarıya etkisi araştırılmıştır.
özellikle avustralyalılar bu konuda baya uğraşmış. kızlarda, erkeklerde, farklı yaş çocuklarda çeşitli kontrollü çalışmalar yapmışlar.
özellikle basketbolda uzun kollara sahip olmak rebound ve blok konusunda büyük bir avantaj sağlıyor. rakibin görüş alanını kapattığı için ise sporcunun savunma becerisini olumlu etkiliyor.
bazı nba oyuncularinda kulaç uzunluğu boy uzunluğundan 10-15 cm fazla olabiliyorken
popüler oyunculardan olan kevin durant hey maşallah dedirtiyor.
kulaç uzunluğu 225 cm.
boy 208 cm.
bu yıl nba draftlarında şimdikik 14. sırada gözüken (kendi pozisyonu olan pivot için en potansiyelli ikinci oyuncu olarak gösterilyor) (bkz: alperen şengün)'ün de kulaç uzunluğu dikkat çekici.
en iyi sonuç bir antropometre ile alınır.
küçük çocuklarda kuluç uzunlugu boy oranı 1 den küçükken ergenlik ile beraber oran 1 olur ve boy uzaması tamamlandığında genellikle kulaç uzunluğu boy uzunluğundan, kadınlarda 1-2 cm, erkeklerde ise 3-4 cm uzun olabilir.
basketbolcular ve yüzücüler için önemli bir vücut ölçüsüdür. birçok akademisyen tarafından sportif başarıya etkisi araştırılmıştır.
özellikle avustralyalılar bu konuda baya uğraşmış. kızlarda, erkeklerde, farklı yaş çocuklarda çeşitli kontrollü çalışmalar yapmışlar.
özellikle basketbolda uzun kollara sahip olmak rebound ve blok konusunda büyük bir avantaj sağlıyor. rakibin görüş alanını kapattığı için ise sporcunun savunma becerisini olumlu etkiliyor.
bazı nba oyuncularinda kulaç uzunluğu boy uzunluğundan 10-15 cm fazla olabiliyorken
popüler oyunculardan olan kevin durant hey maşallah dedirtiyor.
kulaç uzunluğu 225 cm.
boy 208 cm.
bu yıl nba draftlarında şimdikik 14. sırada gözüken (kendi pozisyonu olan pivot için en potansiyelli ikinci oyuncu olarak gösterilyor) (bkz: alperen şengün)'ün de kulaç uzunluğu dikkat çekici.
devamını gör...
geceye bir şarkı bırak
dinleyip çok beğenenler mesaj kutuma "çok güzelmiş kız bu" diye mesaj bırakabilir.
devamını gör...
machiavelli
niccolò di bernardo dei machiavelli, 1469 yılında floransa'da doğmuş bir politikacı ve düşünürdür. machiavelli'ye göre dürüst ve iyi görünmek her zaman için iyi bir fikir değildir. bazen yalan söylemek, verilen sözleri tutmamak, düşmanları öldürmek daha mantıklıdır.
machiavelli, 1532 yılında basılan "prens" kitabıyla kötü bir şöhret kazanmıştır. bunun sebebi de elbet machiavelli'nin savunduğu "en önemlisi iktidarda kalabilmektedir ve bunun için hemen hemen her yol mübahtır." düşüncesiydi.
machiavelli, 1532 yılında basılan "prens" kitabıyla kötü bir şöhret kazanmıştır. bunun sebebi de elbet machiavelli'nin savunduğu "en önemlisi iktidarda kalabilmektedir ve bunun için hemen hemen her yol mübahtır." düşüncesiydi.
devamını gör...
babaya sigara içerken yakalanmak
ilk sigara içerken basılmam efsanedir. gizlice odamdan balkona geçip sigaramı yaktığımda perde açıldı ve suçüstü yakalandım.
- ne lan o?
+ bir şey değil baba.
- hadi lan! sigara içiyorsun gördüm.
+.....
- ne içiyorsun sen?
+ marlboro.
- ite bak lan! bir de yabancı sigara içiyor!
- ne lan o?
+ bir şey değil baba.
- hadi lan! sigara içiyorsun gördüm.
+.....
- ne içiyorsun sen?
+ marlboro.
- ite bak lan! bir de yabancı sigara içiyor!
devamını gör...
ben insan değil miyim
en iyi versiyonu;
devamını gör...
normal sözlük için öneriler
ben profil sayfasında iki tane rozet olmasını istemezdim mesela, isteyen sağdakini kaldırabilse güzel olurdu, arka fondaki fotoğraf ve tek profil yeterli,
birde fondaki fotoğrafın bütün bilgilerin arkasında görünmesini isterdim, tanım kısmına kadar.
birde fondaki fotoğrafın bütün bilgilerin arkasında görünmesini isterdim, tanım kısmına kadar.
devamını gör...
pdf kitap bulabileceğimiz siteler
telegram uygulamasında çok güzel e-kitap grupları var hızlı şekilde ulaşabilir ve çoğu aradığınız kitabı bulabilirsiniz. kitapları elinize alıp dokusuyla her şeyiyle hissederek okumak o kokuyu hissetmek kanlı canlı elinizde taşımak var tabi bir yanda ama diğer yandan şu durum söz konusu bazen kitap okumanız sağlıksal açıdan uygun olmayabilir sizi zorluyor olabilir bu durumda kindle vb. alarak gözünüz yorulmadan kitap okumaya devam edebilirsiniz. elinize aldığınız zaman hissettiğiniz o zevki vermeyebilir ama sonuç olarak kitaplardan uzak kalmamak daha önemlidir kendimce.
devamını gör...
