türkiye'de unutulamayan olaylar
canlı yayında hocaya hakaret eden tuğba
devamını gör...
regline bir gün kalmış kadın psikolojisi
anlatılması güç tarifi olmayan psikolojidir.
sancıymış, ağrıymış bunlar bir şekilde hallolur da, ulan bu duygu durum değişikliğini, hormonların bipolarca hareket etmesini,ota boka ağlama seanslarını ne yapacağız?
hayır ağlasam yine sorun değil 2 dakika önce ağladığım şeye 2 dakika sonra gülüyorum.
karma puan karşılığı regli olayını başka bir yaza kitleyebilsek keşke.
sancıymış, ağrıymış bunlar bir şekilde hallolur da, ulan bu duygu durum değişikliğini, hormonların bipolarca hareket etmesini,ota boka ağlama seanslarını ne yapacağız?
hayır ağlasam yine sorun değil 2 dakika önce ağladığım şeye 2 dakika sonra gülüyorum.
karma puan karşılığı regli olayını başka bir yaza kitleyebilsek keşke.
devamını gör...
kaplumbağanın kaybolması
kaplumbağa sürekli bir yerlere girip kendiliğinden çıkıyorsa insan pek üzülmüyor ama 1 haftadır kayıpsa ve tırnak tıkırtısı dahi duyulmuyorsa çok üzücü bir durum. evin altını üstüne getirdik ama yok bulamıyoruz.
malum kış uykusu yaşı da geldi ama hiç mi karnın acıkmıyor be çocuğum? çık artık girdiğin delikten.
edit: buldum buldum. şerefsiz muazzez* bulaşık makinesinin arkasına saklanmış. 5 senedir beraberiz hiç bu kadar uzun kaybolmamıştı.
malum kış uykusu yaşı da geldi ama hiç mi karnın acıkmıyor be çocuğum? çık artık girdiğin delikten.
edit: buldum buldum. şerefsiz muazzez* bulaşık makinesinin arkasına saklanmış. 5 senedir beraberiz hiç bu kadar uzun kaybolmamıştı.
devamını gör...
andrea bocelli
"tanrı gözlerindeki ışığı alıp onu sesine katmış" demiştim ilk duyduğumda, büyük ihtimalle onu dinleyip seven bir çok insan da aynı şeyleri hissetmiştir.
italya'nın en iyi tenorlarından birisidir, zaman zaman popülist davranıp aynı şekilde şarkı söylediği dile getirilse de bu muhteşem bir sese sahip olduğunu değiştirmez.
sarah brightman ile yaptığı eski ama muhteşem düet.
seneler sonra, yine aynı ikili, yine aynı şarkı. andrea'nın saçlar bembeyaz olmuş ama sarah hanım hiç değişmemiş maaşallah*
italya'nın en iyi tenorlarından birisidir, zaman zaman popülist davranıp aynı şekilde şarkı söylediği dile getirilse de bu muhteşem bir sese sahip olduğunu değiştirmez.
sarah brightman ile yaptığı eski ama muhteşem düet.
seneler sonra, yine aynı ikili, yine aynı şarkı. andrea'nın saçlar bembeyaz olmuş ama sarah hanım hiç değişmemiş maaşallah*
devamını gör...
yağmur
şu sıralar en çok özlenen, mevsimlerin dili.
her bir mevsimde ayrıdır anlattığı. sonbaharın geldiğini hafif ıhlamurlu kuru yaprak kokusuyla karışan suyun kokusundan anlar bir yağmur sevdalısı. kış içinde sise ya da kara değerek kalın bulutlardan soğuk soğuk yağışıyla sıcaklığa ne kadar uzak kaldığını gösterir. ilkbaharda renklenen dallar ve çimenli rüzgarıyla ılık bir elin dokunuşunu, yazın da tülü andıran bulutların içinde şehre telaşlı telaşlı şöyle bir uğrayıp geçiverişini andırır. her seferinde anlattığı farklıdır hani, hızıyla çocukları, hüznü, bereketi, kızgınlığını anımsatır. şakacıdır bazen, ya da hiç şakası olmaz üzerinizde ıslanmadık bir parça kalmadığında. gelişiyle toprağın kaynaşması hiçbir şeye vakti olmayanları kızdıradursun, dünyanın kucağındakilerin kanması gereken ab-ı hayattır sicim zarafetindeki damlalar.
ah keşke hiç özletmese kendini bu kadar...
her bir mevsimde ayrıdır anlattığı. sonbaharın geldiğini hafif ıhlamurlu kuru yaprak kokusuyla karışan suyun kokusundan anlar bir yağmur sevdalısı. kış içinde sise ya da kara değerek kalın bulutlardan soğuk soğuk yağışıyla sıcaklığa ne kadar uzak kaldığını gösterir. ilkbaharda renklenen dallar ve çimenli rüzgarıyla ılık bir elin dokunuşunu, yazın da tülü andıran bulutların içinde şehre telaşlı telaşlı şöyle bir uğrayıp geçiverişini andırır. her seferinde anlattığı farklıdır hani, hızıyla çocukları, hüznü, bereketi, kızgınlığını anımsatır. şakacıdır bazen, ya da hiç şakası olmaz üzerinizde ıslanmadık bir parça kalmadığında. gelişiyle toprağın kaynaşması hiçbir şeye vakti olmayanları kızdıradursun, dünyanın kucağındakilerin kanması gereken ab-ı hayattır sicim zarafetindeki damlalar.
ah keşke hiç özletmese kendini bu kadar...
devamını gör...
esrar bitti
adı damağımda kalması üzerine biraz spoiler içerebilecek olan bir entry girmeme sebep olacak güzellikteki film. siz dışarıdan bakan bir çift gözsünüz bir kere filmde. hiç kendinizi filmdeki herhangi birinin yerine koyamıyorsunuz, koymayın da zaten. filmin müziksiz olmadığını bilmiyordum en başta mute moduna aldım sandım, ama başlangıçta hiç müzik olmadığı gibi filmin devamı ve bitiminde de bir kuple bir şey duyamadık. bu da filmin gerçek yaşam öyküsü gibi hissedilmesine sebep olan bir durum. al pacino, ah al pacino... 30' lu yaşlarındaki al pacino daha o zamanlardan bağırmış buram buram ben oyuncuyum diye. yakın çekimdeki gözleri, o bir çift elayı görüp de etkilenmeyecek hatun milleti yoktur, erkekler de etkilenebilir sakınca yok. ben olsam etkilenirdim yani. afişinde dediği gidi "allah yardımcıları olsun" luk bir çift var gözlerimizin önünde. önce aşklarını, sonra saygılarını ve en sonunda hayallerini, kendilerini, umutlarını kaybettiklerine birer birer şahit oluyoruz. filmde öyle olağan dışı bir senaryo durumu yok, requiem for a dream gibi tam isabet yediğiniz yumruklar da yok. filmden yapılacak çıkarım tamamen izleyiciye bırakılmış. zaten dan diye bitiyor ve "yaa, bu kadar mı amaaa!" diyorsunuz. tükenmiş hissettiğiniz zamanlar harici izlemeniz yazarın naçizane tavsiyesidir.
devamını gör...
yeşil renkli yazarlar
fırsatçı uyanık yazarlar.
bunlar kesin bim, a101, şok gibi marketlerin indirim günlerini takip edip daha sabah market açılmadan kapının önünde birbirleriyle kavga eden kadınlar gibi tiplerdir.
bunlar kesin bim, a101, şok gibi marketlerin indirim günlerini takip edip daha sabah market açılmadan kapının önünde birbirleriyle kavga eden kadınlar gibi tiplerdir.
devamını gör...
zenci
zannedildiği ve yukarıda da yazıldığı gibi farsça "paslı" anlamına gelen bir kelimeden türetilmemiştir. arapçada "kara" anlamına gelen "zenc" kökünden türetilmiştir. "zenci" de "kara derili" demektir. farsçadaki karşılığı ise "siyah"tır. "siyahi" de yine "kara derili" demek oluyor haliyle.
yani "zenci" yerine "siyahi" sözcüğünün kullanılması taraftarıysanız; zannettiğiniz gibi ırkçı bir ifadenin kullanılmasına karşıt olmuyor, sadece arapça yerine farsça konuşulması taraftarı oluyorsunuz. iki kelime de bizim dilimiz ve kültürümüz için ırkçı bir anlama gelmediğinden ikisi de kullanılabilir pek tabii.
o yüzden, rica ediyorum, bu sözcüğü her gördüğünde "düzelt bunu pis ırkçı!" tavrı takınan varsa lütfen takınmasın. lütfen. komik görünüyor.
yani "zenci" yerine "siyahi" sözcüğünün kullanılması taraftarıysanız; zannettiğiniz gibi ırkçı bir ifadenin kullanılmasına karşıt olmuyor, sadece arapça yerine farsça konuşulması taraftarı oluyorsunuz. iki kelime de bizim dilimiz ve kültürümüz için ırkçı bir anlama gelmediğinden ikisi de kullanılabilir pek tabii.
o yüzden, rica ediyorum, bu sözcüğü her gördüğünde "düzelt bunu pis ırkçı!" tavrı takınan varsa lütfen takınmasın. lütfen. komik görünüyor.
devamını gör...
ateistler zor günlerinde kime sığınıyor sorunsalı
ateist değilim ama bir dine de mensup olduğum söylenemez linç falan etmeyin lütfen ben sadece kendime güvenip yaslanıyorum o kadar diğerlerini bilmem.
devamını gör...
güne bir şiir bırak
uyanıp içimin sesine,
varsın bozuk olsun pusula.
sular nereye götürürse…
karalar çok sınırlıdır,
dünya denizden ibaret,
vira demir, eyvallah!
varsın sizin olsun,
rüşvetli, pet şişeli, kasvetli,
dolarlı, deutsch mark’lı,
multi-mega medyalı,
hem aids’li, hem nükleer bombalı,
hem kardeş kavgalı,
terbiyesiz, kültürsüz, saygısız,
denizinde sebzeler yüzen,
yeşili traji-keltoş!
çimentosu göğü delen,
gökdelenler arasından denize bakan,
çok arabesk…
ne zırvalasam rap…
çalışmak çok ayıp,
hırsızlık grekoromen,
kenefleri denize akan dünyanız,
varsın sizin olsun.
güneş doğdu, gök günaydın turuncu,
henüz ortada yok huzur bilinci.
içimden gelen garip bir ses,
al demiri git diyor.
içimden garip bir ses
sen sonunu bekleme!
tez elden al demiri,
gün doğarken git diyor.
ferhan şensoy
varsın bozuk olsun pusula.
sular nereye götürürse…
karalar çok sınırlıdır,
dünya denizden ibaret,
vira demir, eyvallah!
varsın sizin olsun,
rüşvetli, pet şişeli, kasvetli,
dolarlı, deutsch mark’lı,
multi-mega medyalı,
hem aids’li, hem nükleer bombalı,
hem kardeş kavgalı,
terbiyesiz, kültürsüz, saygısız,
denizinde sebzeler yüzen,
yeşili traji-keltoş!
çimentosu göğü delen,
gökdelenler arasından denize bakan,
çok arabesk…
ne zırvalasam rap…
çalışmak çok ayıp,
hırsızlık grekoromen,
kenefleri denize akan dünyanız,
varsın sizin olsun.
güneş doğdu, gök günaydın turuncu,
henüz ortada yok huzur bilinci.
içimden gelen garip bir ses,
al demiri git diyor.
içimden garip bir ses
sen sonunu bekleme!
tez elden al demiri,
gün doğarken git diyor.
ferhan şensoy
devamını gör...
kalbi paslanmış insanlara ulaşma çabası
boş fakat epik, naif bir gayrettir. ne müzikle ne filmlerle ne güzel kitaplarla erişilebilir bu acinasi kişilere. onlar ki birer zombi gibidir.
devamını gör...
2021 dünya satranç şampiyonası
izleyiciyi fazlasıyla doyuran maç. ilk beş oyun berabere bitti fakat hepsi birbirinden iyiydi. ikinci maçın ilk yirmi hamlesi, daha önce hiç oynamamış hamleler oldu. dördüncü oyunda ise iki taraf da kırk hamle boyunca en iyi hamleyi buldu. altıncı oyun sekiz saat sürdü, carlsen kazandı. yedincide bilgisayar nepo'dan hamle öğrendi, onbirinci oyunda bitti. ilk altı oyunun süper oluşu, bir puan geride olmasına rağmen nepo'ya inanılmaz kredi verdi. ama üstüste yaptığı blunderlar, turnuvanın sponsorlarından olan bahis şirketinin yüzünü iyi güldürdü. nepo çok çalışkan ve bu finalde olmayı hak eden birisi. öte taraftan; bir bahis şirketi dubai'de düzenlenen böylesine maliyetli bi turnuvanın sponsoru oluyorsa muhakkak kazancı oluyordur. yine de aklımıza kötü şeyler getirmemek icap eder.
ayrıca yedinci oyundan sonra carlsen'e sorulan bi soru var. bae'de insan hakları gözetilmiyor, maçı burada oynamadan önce bir endişeniz var mıydı denildi. kendisi yorum yok demekle yetindi... nasıl yorumu olmaz hayret ediyorum, en azından umrumda değil de. ya da umrundaysa söyle, belirt bunu. bizim ne işimiz var allahın çölünde diyebilirdi mesela. arap ülkeleri parayı basıp organizasyon alıyor ve ortada dönen paralar hakkında muazzam bilgi kirliliği varken fide neden bunu kabul etti şaşkınım diyebilirdi. satranç takip edilen onca ülke varken tamamen yapay olan bu ülkede oynanmak zorunda mıydı? çağın en akıllı adamı insan hakları konusunda yorum yapmazsa kimi dinlicez yani alternatifine bakıyorsun, carlsenin yorum yapmadığı konu hakkında sedat peker müge anlı falan yorum yapıyor. işin ciddiyeti azalıyor. carlsen kitleleri coşkuyla etkileyecek birisi değil. siyasi yorum yapsın diyen de yok. sadece en iyisi olmanın verdiği ayrıcalık var. kendisinin muadili elon musk kitleleri manüple ederek nasa'dan ihale alacak parayı kazanıyor, bunu yaparken de twitter'da "hepiniz ömür boyu maaşlı çalışacaksınız" diyerek kendi kitlesiyle alay ediyor. carlsen de alt tarafı insan hakları adına iki cümle kuracaktı, çok mu zor? sürekli aynı şeyler oluyor, toplumları bilinçlendirebilecek ayrıcalıklı insanlar yorum yapmadan geçiyor.
bak diğer muadili de aziz sancar'dır mesela. yaptığı işten, evrimden bahsetmekten çekiniyor. hadi biz piyonuz, siz de mi piyonsunuz be?
ayrıca yedinci oyundan sonra carlsen'e sorulan bi soru var. bae'de insan hakları gözetilmiyor, maçı burada oynamadan önce bir endişeniz var mıydı denildi. kendisi yorum yok demekle yetindi... nasıl yorumu olmaz hayret ediyorum, en azından umrumda değil de. ya da umrundaysa söyle, belirt bunu. bizim ne işimiz var allahın çölünde diyebilirdi mesela. arap ülkeleri parayı basıp organizasyon alıyor ve ortada dönen paralar hakkında muazzam bilgi kirliliği varken fide neden bunu kabul etti şaşkınım diyebilirdi. satranç takip edilen onca ülke varken tamamen yapay olan bu ülkede oynanmak zorunda mıydı? çağın en akıllı adamı insan hakları konusunda yorum yapmazsa kimi dinlicez yani alternatifine bakıyorsun, carlsenin yorum yapmadığı konu hakkında sedat peker müge anlı falan yorum yapıyor. işin ciddiyeti azalıyor. carlsen kitleleri coşkuyla etkileyecek birisi değil. siyasi yorum yapsın diyen de yok. sadece en iyisi olmanın verdiği ayrıcalık var. kendisinin muadili elon musk kitleleri manüple ederek nasa'dan ihale alacak parayı kazanıyor, bunu yaparken de twitter'da "hepiniz ömür boyu maaşlı çalışacaksınız" diyerek kendi kitlesiyle alay ediyor. carlsen de alt tarafı insan hakları adına iki cümle kuracaktı, çok mu zor? sürekli aynı şeyler oluyor, toplumları bilinçlendirebilecek ayrıcalıklı insanlar yorum yapmadan geçiyor.
bak diğer muadili de aziz sancar'dır mesela. yaptığı işten, evrimden bahsetmekten çekiniyor. hadi biz piyonuz, siz de mi piyonsunuz be?
devamını gör...
edgar allan poe
altered carbon adlı netflix dizisinde, kuzgun otel'in işletmecisi olan yapay zekâ olarak karşımıza çıkan poe karakterinin esin kaynağıdır.
kitaplarını ve şiirlerini okumaya en kısa sürede başlamak istediğim yazardır ayrıca.
kitaplarını ve şiirlerini okumaya en kısa sürede başlamak istediğim yazardır ayrıca.
devamını gör...
düşünme biçimleri
ünlü fransız matematikçi ve filozof descartes'ın "cogito ergo sum" yani "düşünüyorum öyleyse varım" sözünü hepimiz biliriz. peki nasıl düşünüyoruz? hemen herkes düşündüğünü ve iyi bir düşünür olduğunu "düşünür". peki bu düşüncelerimiz ne kadar sistematik gerçekleşiyor? işte bu noktada karşımıza çıkan düşünme biçimlerinden birkaçını incelemek istedim.
sözlük genelinde bazıları parçalar halinde incelenmiş modelleri de tek bir yazıda toplamış olacağım. eğer başlığı varsa, tıklayarak oraya gidip daha detaylı bilgiye erişebilirsiniz. yoksa kendiniz açabilir ya da yine bu başlık altında fikirlerinizi belirtebilirsiniz.
altı temel düşünme biçimi vardır. bunlar eleştirel, analitik, yansıtıcı, yaratıcı, yanal ve metabilişsel düşünmedir. diğer kullanılan ya da ilginç düşünce metotlarına da yer vereceğim ama önce bunlarla başlamak istiyorum.
eleştirel düşünme
"şüphe." neyin nasıl yapılacağına dair en doğruyu bulmaya/seçmeye dair rasyonel bir yol izleyen düşünme biçimi. temel olarak ilgililik, geçerlilik, açıklık, anlaşılabilirlik, dengelilik, mantıklılık, doğruluk ve adillik kavramlarına dayanır. önyargılardan ve ani kararlardan uzak olmayı, problemi merkez alarak hareket edip merkezden uzaklaşılmaması hem de çok yaklaşıp kör bir açıyla değerlendirilmemesini hedefler. mevcut bilgi, mantık ve sağduyu çerçevesinde bir karar ya da yargıya varılmasını amaçlamaktadır.
analitik düşünme, yansıtmalı düşünme, gerçekçi düşünme, tümdengelimsel ve tümevarımsal düşünme gibi diğer düşünce metotlarını da kapsar aslında.
analitik düşünme
iş ilanlarının vazgeçilmezi olan analitik düşünme, aslında ögeleri ayrıştırıp inceleme, bütün ve parça arasında ilişki kurma durumudur. çözüm aşamasındaki problem bütün halde değil, uygun parçalar halinde incelenir. her parçaya ayrı ayrı çözüm bulunurken, bir yandan parçalar ve çözümlerin kendi aralarındaki uyumu yani bütüne yansıyışı göz önünde bulundurulur. bilgiyi neden-sonuç dahilinde, farklılıklar ve benzerlikleri ince eleyip sık dokuyarak işlemektedir.
yansıtıcı düşünme
"deneyim" özeleştiri yaparak düşüncenin eksik ya da kusurlu yanlarının bulunması, bunlar üzerine tekrar düşünülmesi ve kötü yanların düşünen lehine kullanılması durumudur. hatalar ve kusurlar saptanır, devamında buna uygun bir yol haritası çizilir. birey durumu kendi kendine değerlendirir ve ne kadar mantıklı olduğunu tayin edip buna göre düşünceyi kabul ederek harekete geçer ya da reddederek düşünme aşamasını gözden geçirir.
yaratıcı düşünme
yaratıcı düşünme, var olan norm ve standartlardan sıyrılıp var olmayanı hedefleyen düşünme biçimidir. yeni bir nesne, kavram, fikir, eser ortaya çıkarırken ön plana çıkan yaratıcı düşünme, eleştirel düşünmenin aksine birbiriyle ilgi ilişiği bulunmayan ya da "en doğru"yu aramayan düşünme modeli olarak değerlendirilebilir. bu farklılık ve uç oluş, merkezden uzaklaşma hadisesi alakasız, gerçeklikten uzak ya da absürt olmak zorunda değildir.
yanal düşünme
olayı/sorunu birden fazla açıdan ele alan, tek bir doğrunun ya da çözümün olmadığı düşünme biçimidir. fikirsel zenginlik ve ihtimal fazlalığı ön plandadır. rasyonellik kısıtlı olabilir. olası tüm senaryoların göz önünde bulundurulduğu ve fikir fazlalığı üzerinden ufuk genişletmeye yönelik düşünme metodudur. yaratıcı düşünce ile birlikte beyin fırtınası dediğimiz olayı ortaya çıkarır. altı şapkalı düşünme tekniğinin doğrudan karşılığı ve çıkış noktasıdır.
metabilişsel düşünme
ben buna öz farkındalık demeyi daha doğru buluyorum. bireyin kendisini tanıyıp, nasıl düşündüğünün ve en verimli sonuçları nasıl ortaya koyabildiğinin kritiğini yapması durumudur. kendisi için en iyi öğrenme ve karar verme tekniğine dair olan düşünmedir. yani bir nevi düşünmeyi düşünme ya da nasıl düşüneceğini düşünme diyebiliriz.
şimdi de temel düşünme biçimleriyle alakalı, onların temeli olmuş ya da onlardan esinlenilerek yola çıkmış birkaç düşünme biçimini daha inceleyeceğiz.
ıraksak düşünme
var olan bir bilgi ya da olaydan hareketle türetilip yeni yorumlar kazandırmak, düşünceyi başka düşüncelerle ilişkilendirmektir. bu düşünce biçiminde tek doğru yoktur ve ortaya çıkan alternatif cevaplarla birlikte ortaya çıkan farklı bakış açıları, olay ya da bilginin daha geniş bir perspektiften yorumlanabilmesine imkan tanır.
yakınsak düşünme
çok cevaplı düşünme biçimlerinin, bilhassa ıraksak düşüncenin tam tersi şekilde farklı fikirler arasındaki ortak noktayı, paydayı bulma yönündeki düşüncedir. bu bağlamda ortaya çıkan bir fikir ya doğru ya yanlıştır. düşünceler elenerek olabildiğince az sayıda, mümkünse tek doğruya düşürülür.
tümdengelimsel düşünme
herhangi bir bütünden yola çıkarak, o bütünün kapsadığı parçaların da bütün için geçerli olan özellik/bilgiye uygun oluşuna dayalı düşünme metodu. temel mantığımızın da işleyiş mekanizmalarından biridir aynı zamanda. istem dışı gerçekleştirdiğimiz unsurlardandır ve gerçekliği kesin olmamakla birlikte olası ya da geçerli durumlar için kullanılır. çarpıcı bir örnek olarak burçlar verilebilir.
aslan burcu egoisttir. abdulkadir aslan burcudur. bu durumda abdulkadir egoisttir.
tümevarımsal düşünme
tümdengelimin tersi olarak, özelden genele doğru bir yol izlenen düşünme metodudur. tıpkı tümdengelimdeki gibi geçerli ifadeler olmalarına rağmen gerçeği yansıtmak zorunda değildir.
abdulkadir egoist bir insandır, abdulkadir aslan burcudur, aslan burcu insanlar egoisttir.*
analojik düşünme
iki farklı durum, problem ya da birey arasındaki ortak noktalardan yola çıkarak diğer noktaları da eşleştirmeye yönelik düşünme biçimi. bilinenlerin olgunun ele alınıp, bilinmeyen olgunun açıklanmaya çalışılması durumu.
ahmet uzun ve cesurdur.
ali de uzundur.
bu durum da ali de cesurdur.
hipotetik düşünme
problem çözümünde yalnızca somut kısım ve yöntemlere değil, "hipotez" geliştirerek çözümle ilişkisi olan yollara da odaklanan ve bunları test eden düşünme biçimidir. ıraksak düşünme ile doğrudan ilişkilidir ve yine ıraksak düşünmenin pratik işleyişine dair harika bir temeldir. ve, veya, eğer gibi mekanizmalara dayanır. bilgisayar dillerinde de sıklıkla karşımıza çıkmaktadır.
eğer x ve y olursa, z olur.
evet aklıma gelenler, değinmek istediklerim bunlar. düşünüyoruz. evet, insanız ve hepimiz düşünüyoruz. ama her ne kadar burada bahsetmesem de dogmatik düşünce, mantıksal olmayan düşünme, vasat düşünme gibi türler de söz konusu.
"olan bitene ne kadar geniş bir açıdan yaklaşıyorum? ne kadar bilinçli düşünüyorum? düşüncelerim doğru mu, eksiksiz mi?" gibi soruları her bireyin kendine sorduğu bir dünya dileğiyle diyerek bitireyim.
sözlük genelinde bazıları parçalar halinde incelenmiş modelleri de tek bir yazıda toplamış olacağım. eğer başlığı varsa, tıklayarak oraya gidip daha detaylı bilgiye erişebilirsiniz. yoksa kendiniz açabilir ya da yine bu başlık altında fikirlerinizi belirtebilirsiniz.
altı temel düşünme biçimi vardır. bunlar eleştirel, analitik, yansıtıcı, yaratıcı, yanal ve metabilişsel düşünmedir. diğer kullanılan ya da ilginç düşünce metotlarına da yer vereceğim ama önce bunlarla başlamak istiyorum.
eleştirel düşünme
"şüphe." neyin nasıl yapılacağına dair en doğruyu bulmaya/seçmeye dair rasyonel bir yol izleyen düşünme biçimi. temel olarak ilgililik, geçerlilik, açıklık, anlaşılabilirlik, dengelilik, mantıklılık, doğruluk ve adillik kavramlarına dayanır. önyargılardan ve ani kararlardan uzak olmayı, problemi merkez alarak hareket edip merkezden uzaklaşılmaması hem de çok yaklaşıp kör bir açıyla değerlendirilmemesini hedefler. mevcut bilgi, mantık ve sağduyu çerçevesinde bir karar ya da yargıya varılmasını amaçlamaktadır.
analitik düşünme, yansıtmalı düşünme, gerçekçi düşünme, tümdengelimsel ve tümevarımsal düşünme gibi diğer düşünce metotlarını da kapsar aslında.
analitik düşünme
iş ilanlarının vazgeçilmezi olan analitik düşünme, aslında ögeleri ayrıştırıp inceleme, bütün ve parça arasında ilişki kurma durumudur. çözüm aşamasındaki problem bütün halde değil, uygun parçalar halinde incelenir. her parçaya ayrı ayrı çözüm bulunurken, bir yandan parçalar ve çözümlerin kendi aralarındaki uyumu yani bütüne yansıyışı göz önünde bulundurulur. bilgiyi neden-sonuç dahilinde, farklılıklar ve benzerlikleri ince eleyip sık dokuyarak işlemektedir.
yansıtıcı düşünme
"deneyim" özeleştiri yaparak düşüncenin eksik ya da kusurlu yanlarının bulunması, bunlar üzerine tekrar düşünülmesi ve kötü yanların düşünen lehine kullanılması durumudur. hatalar ve kusurlar saptanır, devamında buna uygun bir yol haritası çizilir. birey durumu kendi kendine değerlendirir ve ne kadar mantıklı olduğunu tayin edip buna göre düşünceyi kabul ederek harekete geçer ya da reddederek düşünme aşamasını gözden geçirir.
yaratıcı düşünme
yaratıcı düşünme, var olan norm ve standartlardan sıyrılıp var olmayanı hedefleyen düşünme biçimidir. yeni bir nesne, kavram, fikir, eser ortaya çıkarırken ön plana çıkan yaratıcı düşünme, eleştirel düşünmenin aksine birbiriyle ilgi ilişiği bulunmayan ya da "en doğru"yu aramayan düşünme modeli olarak değerlendirilebilir. bu farklılık ve uç oluş, merkezden uzaklaşma hadisesi alakasız, gerçeklikten uzak ya da absürt olmak zorunda değildir.
yanal düşünme
olayı/sorunu birden fazla açıdan ele alan, tek bir doğrunun ya da çözümün olmadığı düşünme biçimidir. fikirsel zenginlik ve ihtimal fazlalığı ön plandadır. rasyonellik kısıtlı olabilir. olası tüm senaryoların göz önünde bulundurulduğu ve fikir fazlalığı üzerinden ufuk genişletmeye yönelik düşünme metodudur. yaratıcı düşünce ile birlikte beyin fırtınası dediğimiz olayı ortaya çıkarır. altı şapkalı düşünme tekniğinin doğrudan karşılığı ve çıkış noktasıdır.
metabilişsel düşünme
ben buna öz farkındalık demeyi daha doğru buluyorum. bireyin kendisini tanıyıp, nasıl düşündüğünün ve en verimli sonuçları nasıl ortaya koyabildiğinin kritiğini yapması durumudur. kendisi için en iyi öğrenme ve karar verme tekniğine dair olan düşünmedir. yani bir nevi düşünmeyi düşünme ya da nasıl düşüneceğini düşünme diyebiliriz.
şimdi de temel düşünme biçimleriyle alakalı, onların temeli olmuş ya da onlardan esinlenilerek yola çıkmış birkaç düşünme biçimini daha inceleyeceğiz.
ıraksak düşünme
var olan bir bilgi ya da olaydan hareketle türetilip yeni yorumlar kazandırmak, düşünceyi başka düşüncelerle ilişkilendirmektir. bu düşünce biçiminde tek doğru yoktur ve ortaya çıkan alternatif cevaplarla birlikte ortaya çıkan farklı bakış açıları, olay ya da bilginin daha geniş bir perspektiften yorumlanabilmesine imkan tanır.
yakınsak düşünme
çok cevaplı düşünme biçimlerinin, bilhassa ıraksak düşüncenin tam tersi şekilde farklı fikirler arasındaki ortak noktayı, paydayı bulma yönündeki düşüncedir. bu bağlamda ortaya çıkan bir fikir ya doğru ya yanlıştır. düşünceler elenerek olabildiğince az sayıda, mümkünse tek doğruya düşürülür.
tümdengelimsel düşünme
herhangi bir bütünden yola çıkarak, o bütünün kapsadığı parçaların da bütün için geçerli olan özellik/bilgiye uygun oluşuna dayalı düşünme metodu. temel mantığımızın da işleyiş mekanizmalarından biridir aynı zamanda. istem dışı gerçekleştirdiğimiz unsurlardandır ve gerçekliği kesin olmamakla birlikte olası ya da geçerli durumlar için kullanılır. çarpıcı bir örnek olarak burçlar verilebilir.
aslan burcu egoisttir. abdulkadir aslan burcudur. bu durumda abdulkadir egoisttir.
tümevarımsal düşünme
tümdengelimin tersi olarak, özelden genele doğru bir yol izlenen düşünme metodudur. tıpkı tümdengelimdeki gibi geçerli ifadeler olmalarına rağmen gerçeği yansıtmak zorunda değildir.
abdulkadir egoist bir insandır, abdulkadir aslan burcudur, aslan burcu insanlar egoisttir.*
analojik düşünme
iki farklı durum, problem ya da birey arasındaki ortak noktalardan yola çıkarak diğer noktaları da eşleştirmeye yönelik düşünme biçimi. bilinenlerin olgunun ele alınıp, bilinmeyen olgunun açıklanmaya çalışılması durumu.
ahmet uzun ve cesurdur.
ali de uzundur.
bu durum da ali de cesurdur.
hipotetik düşünme
problem çözümünde yalnızca somut kısım ve yöntemlere değil, "hipotez" geliştirerek çözümle ilişkisi olan yollara da odaklanan ve bunları test eden düşünme biçimidir. ıraksak düşünme ile doğrudan ilişkilidir ve yine ıraksak düşünmenin pratik işleyişine dair harika bir temeldir. ve, veya, eğer gibi mekanizmalara dayanır. bilgisayar dillerinde de sıklıkla karşımıza çıkmaktadır.
eğer x ve y olursa, z olur.
evet aklıma gelenler, değinmek istediklerim bunlar. düşünüyoruz. evet, insanız ve hepimiz düşünüyoruz. ama her ne kadar burada bahsetmesem de dogmatik düşünce, mantıksal olmayan düşünme, vasat düşünme gibi türler de söz konusu.
"olan bitene ne kadar geniş bir açıdan yaklaşıyorum? ne kadar bilinçli düşünüyorum? düşüncelerim doğru mu, eksiksiz mi?" gibi soruları her bireyin kendine sorduğu bir dünya dileğiyle diyerek bitireyim.
devamını gör...
her başlığa entry giren yazar
gerçekten hiç anlamadığım tiplerdir bunlar.
genellikle çoğu konuda bilgileri yoktur ya da kıttır. ancak her konuda bir söz hakları vardır ve bu hakkı da sonuna kadar kullanmakta beis görmezler. papa ile ilgili bir tutuklanma haberi için "korkunç iddialar. bir an önce gerekenin yapılmasını diliyorum" diye entry yazarlar mesela. demez ki: ben kimim abi, ben neyim ? iktidar sözcüsü müyüm, anamuhalefet lideri miyim, padişahın sol testisi miyim, kimim ben de "bir an önce gereğinin yapılmasını umuyoruz. tüm birimlerimizce takipçisi olacağız" şeklinde, demeç verir gibi bir tanım giriyorum, demez.
gerçekten bu sözlük olayı, bize şöyle insanları gösterdi: konu ne olursa olsun, ağzından çıkan her şey yazılmaya ve okunmaya değer insanlar. bunlar öyle garip adamlardır ki onların hisleri, anlık düşünceleri anında bize ulaşmalıdır. bir deprem olur ve şimşek hızıyla sözlüğe gelip "iyi salladı." "çok fena salladı." "tatlı tatlı salladı" "falanca yerden hissettik. gölcük depremini gören şahsımı çok korkutmuştur." haha, ya kardeşim "tatlı tatlı salladı" nedir ya. tamam tanım fetişizmi yapmaya lüzum yok ama burada yazılıp okunmaya değer şey nedir, anlatabilir misiniz ?
tamam, bir entrynin yazmaya da okunmaya da değer şeyler olduğunu belirleyen bir standart yok; yüzde doksan dokuz entrymiz gereksiz statüsüne rahatlıkla konulabilir. benim meselem bu adamlardaki yazma işinin beyinde nasıl br aşamadan geçip de sonuca ulaştığı. yani bir olay, bir düşünce akla gelmiştir, kafanda çevirirsin "evet, yazmaya değer şeyler" dersin ya da bir bilgi öğrenir "yazmaya değer" dersin ya da iyi bildiğin bir konuda başlık görmüşsündür "iki karalayalım herif, sıkıntımız gitsin" dersin; hepsini anlarız. ancak bunlarda muhtemelen süreç tamamen yazma eyleminin icrası üzerine ilerliyor. mevlana'nın "yaz, kim olursan ol yine yaz" düsturuyla hareket ediyorlar.
bakıyor rastgele, "hmm, kafasının üzerinde dönerek çay demleyen yanına da pişi yaparız sen de gelirken menemen getir diyen kadın" gibi bir başlık görüyor. yazmalı, mutaka yazmalı ama ne yazacak ? hiçbir kriter yok, bir analiz, bir bilgi, hiçbir şey olması gerekmiyor. "nerede olduğunu merak ettiğim kadın, bulursanız bana da haber verin" haha, hadi ya. demek nerede olduğunu çok merak ediyorsun ha, peki bulursak ilk yapacağımız şey hemen kafasözlüğe girip, senin nickini bulup, mesajla sana ulaşmak olacak. hiç merak etme sevgili dostum.
peki bu meseleye neden eğildik, hangi lanet olası duygu bizi bu adamları eleştirmek için zaman ayırmaya itti ? gibi soruları cevaplayalım. öncelikle akışta bunlar yüzünden üzerine konuşulabilecek çok güzel tanımlarla açılmış başlıklar kayboluyor. başlıklar içerisinde de iyi entrylere gelene kadar insanın gözlerini yoruyorlar ve en kötüsü bulaşıcılar. bulaşıcı oldukları kadar da bulaşıyorlar. sanki çok matah işler yapıyorlarmış gibi birbirlerinin nickaltlarına girip "doğrusu sevgili dostum azkabantutsağı, seni okuduktan sonra hayatımda ciddi değişimler oldu; her daim var ol, kalemler ışığın olsun" falan yazıyorlar. haha, ulan ne akıl tutulmasıdır bu ya.
"baba rahat ol ya, bu kadar ne yazdın böyle, özet geç" diyenler şunu iyi bilmelidirler ki; hayatımızda etkisi olan meselelere etraflıca yaklaşmak önemlidir. burası yazmak üzerine kurulu bir platform ama bu insan tipinden yola çıkarak, gündelik yaşamınıza dahil olmuş olan ve olacak insalara karşı da bir hazırlığınız olur. buranın hayatta karşılıkları var, neler yaptıklarını da anlatırdım ama bir bu kadar daha entry çıkar, orasını da siz anlatın.
genellikle çoğu konuda bilgileri yoktur ya da kıttır. ancak her konuda bir söz hakları vardır ve bu hakkı da sonuna kadar kullanmakta beis görmezler. papa ile ilgili bir tutuklanma haberi için "korkunç iddialar. bir an önce gerekenin yapılmasını diliyorum" diye entry yazarlar mesela. demez ki: ben kimim abi, ben neyim ? iktidar sözcüsü müyüm, anamuhalefet lideri miyim, padişahın sol testisi miyim, kimim ben de "bir an önce gereğinin yapılmasını umuyoruz. tüm birimlerimizce takipçisi olacağız" şeklinde, demeç verir gibi bir tanım giriyorum, demez.
gerçekten bu sözlük olayı, bize şöyle insanları gösterdi: konu ne olursa olsun, ağzından çıkan her şey yazılmaya ve okunmaya değer insanlar. bunlar öyle garip adamlardır ki onların hisleri, anlık düşünceleri anında bize ulaşmalıdır. bir deprem olur ve şimşek hızıyla sözlüğe gelip "iyi salladı." "çok fena salladı." "tatlı tatlı salladı" "falanca yerden hissettik. gölcük depremini gören şahsımı çok korkutmuştur." haha, ya kardeşim "tatlı tatlı salladı" nedir ya. tamam tanım fetişizmi yapmaya lüzum yok ama burada yazılıp okunmaya değer şey nedir, anlatabilir misiniz ?
tamam, bir entrynin yazmaya da okunmaya da değer şeyler olduğunu belirleyen bir standart yok; yüzde doksan dokuz entrymiz gereksiz statüsüne rahatlıkla konulabilir. benim meselem bu adamlardaki yazma işinin beyinde nasıl br aşamadan geçip de sonuca ulaştığı. yani bir olay, bir düşünce akla gelmiştir, kafanda çevirirsin "evet, yazmaya değer şeyler" dersin ya da bir bilgi öğrenir "yazmaya değer" dersin ya da iyi bildiğin bir konuda başlık görmüşsündür "iki karalayalım herif, sıkıntımız gitsin" dersin; hepsini anlarız. ancak bunlarda muhtemelen süreç tamamen yazma eyleminin icrası üzerine ilerliyor. mevlana'nın "yaz, kim olursan ol yine yaz" düsturuyla hareket ediyorlar.
bakıyor rastgele, "hmm, kafasının üzerinde dönerek çay demleyen yanına da pişi yaparız sen de gelirken menemen getir diyen kadın" gibi bir başlık görüyor. yazmalı, mutaka yazmalı ama ne yazacak ? hiçbir kriter yok, bir analiz, bir bilgi, hiçbir şey olması gerekmiyor. "nerede olduğunu merak ettiğim kadın, bulursanız bana da haber verin" haha, hadi ya. demek nerede olduğunu çok merak ediyorsun ha, peki bulursak ilk yapacağımız şey hemen kafasözlüğe girip, senin nickini bulup, mesajla sana ulaşmak olacak. hiç merak etme sevgili dostum.
peki bu meseleye neden eğildik, hangi lanet olası duygu bizi bu adamları eleştirmek için zaman ayırmaya itti ? gibi soruları cevaplayalım. öncelikle akışta bunlar yüzünden üzerine konuşulabilecek çok güzel tanımlarla açılmış başlıklar kayboluyor. başlıklar içerisinde de iyi entrylere gelene kadar insanın gözlerini yoruyorlar ve en kötüsü bulaşıcılar. bulaşıcı oldukları kadar da bulaşıyorlar. sanki çok matah işler yapıyorlarmış gibi birbirlerinin nickaltlarına girip "doğrusu sevgili dostum azkabantutsağı, seni okuduktan sonra hayatımda ciddi değişimler oldu; her daim var ol, kalemler ışığın olsun" falan yazıyorlar. haha, ulan ne akıl tutulmasıdır bu ya.
"baba rahat ol ya, bu kadar ne yazdın böyle, özet geç" diyenler şunu iyi bilmelidirler ki; hayatımızda etkisi olan meselelere etraflıca yaklaşmak önemlidir. burası yazmak üzerine kurulu bir platform ama bu insan tipinden yola çıkarak, gündelik yaşamınıza dahil olmuş olan ve olacak insalara karşı da bir hazırlığınız olur. buranın hayatta karşılıkları var, neler yaptıklarını da anlatırdım ama bir bu kadar daha entry çıkar, orasını da siz anlatın.
devamını gör...
barış özcan
adama laf etmeyi bıraksanız keşke. yaptığı şey insanların araştırmaya, okumaya ilgilerini çekmek; kendilerini geliştirmeye sevk etmek. bi amacı var, bomboş onun bunun gıybetini yaparak, aptal saptal içerikler üreterek para kazanma derdinde değil.
içeriklerini beğenmiyorsanız kalkıp kendiniz araştırma yapıp makale vs okuyabilirsiniz. bu adamı izleyerek kendine çalışma düzeni oturtan, bir şeylere merak salan bir sürü insan var. bu kanal kadar faydalı kaç tane türk youtube kanalı var sizce?
yok fetöcü yok bilmem ne demişsiniz, görüşü bu adamın kaliteli içerik ürettiği gerçeğini değiştirir mi?
içeriklerini beğenmiyorsanız kalkıp kendiniz araştırma yapıp makale vs okuyabilirsiniz. bu adamı izleyerek kendine çalışma düzeni oturtan, bir şeylere merak salan bir sürü insan var. bu kanal kadar faydalı kaç tane türk youtube kanalı var sizce?
yok fetöcü yok bilmem ne demişsiniz, görüşü bu adamın kaliteli içerik ürettiği gerçeğini değiştirir mi?
devamını gör...



