başka bir yerlerde başka bir hayata başlaman gerekir bazen. herkesten ve her şeyden uzaklaşsan her şey düzelecekmiş gibi hissedersin. yorgun, keyifsiz, tahammülsüz geçer günler. başka bir hayatın mümkün olduğuna dair inancın besler seni.
içinde bulunduğun mevcut düzenden farklı bambaşka bir düzen.. bundandır her şeyden ve herkesten uzaklaşma isteğin.
devamını gör...

bir haruki murakami kitabıdır.

haruki murakami nobel edebiyat ödülü alması beklenen yazarlardan biridir. şahsi görüşüm bu ödülün yazara ağır geleceği yönündedir ama yine de edebiyat dünyasında böyle bir beklenti vardır yıllardır.

yukarıda bahsettiğim konu; yani yazarın nobel ödülünü hak edip etmediği konusu gibi onlarca tartışmanın nesnesi konumunda olan yazar bu kitabında bu tartışmaların tamamen dışında durmaya çalıştığını anlatıyor çoğu bölümde.

on bir bölümden oluşan kitapta yazarlık serüvenini ilk başladığı yıllardan günümüze kadar samimi bir şekilde anlatmış yazar.

kitabı okurken yazarın derin bir tevazu içinde olduğu hemen fark edilse de zaman zaman bu fazla tevazunun kibirden olup olmadığını düşündüm açıkçası.

ama yazar bana çok içten geldi. çok yetenekli olmadığını ama çok çalıştığını, yazmayı bir meslek olarak gördüğünü ve bu çerçevede çalışmalar yaptığını anlatan yazar, bugünlere gelene kadar aldığı bütün eleştirilere de kendi bakış açısından mantıklı cevaplar vermiş kitapta.

tabii ki sadece eleştirileri cevaplamak için yazılmış bir kitap değil bu. çok bilmişlik yapmadan genç yazar adaylarına oldukça yerinde tavsiyelerle dolu bir kitap.

bence kesinlikle okunmaya değer.
devamını gör...

moderasyon ile çözülecek problemi anlamsızca buraya taşıyan yazar söylemidir.

"herkes haddini bilecek nokta"

yapma ya? tanrı mısın sen sayın yazar? daha virgülün nasıl kullandığını bilmiyorsun, üzerine de bu halde insanlara kompozisyonla haddini bildirebileceğini düşünüyorsun.
devamını gör...

metrodaki yürüyen merdivelerde solda duran kişilerle ölümüne kapışırlar.
devamını gör...

costa rica-san jose.
devamını gör...

bence başlık mastor içiyor olsun adam içkiden kalan zamanlarda sözlüğe giriyo..
devamını gör...

bu tarz olayları çekirdek-kola ikilisi ve zevk ile izleyen birisi olarak, bugün özellikle kafa sözlükte birçok kişinin birbirlerine imada bulunması sonucunda evde bu ikiliye ait stoğun tükendiğini üzülerek deklare etmek isterim. uzun bir aradan sonra bu ikilinin yoksunluğuna hiç düşmemiştim. bu minvalde birkaç başlık için:

(bkz: takip edenleri gör özelliğinin kaldırılması gerekliliği)
(bkz: nickaltında çirkeflik yapan yazar)
(bkz: kafa sözlük'ün entelektüel yazarları)
(bkz: takibi bırakan takipçi)

hadi canlar, bu yiğit kardeşinizi üzmeyin.*
devamını gör...

önceden yere göğe sığdırılamayan bal porsuğunun bir sürü kişi tarafından tek taraflı bi bakış açısıyla değerlendirilmiş olması çok üzücü.
kendisiyle iki çift kelam etmiş olanlar böyle fitneci biri olmadığını zaten bilirler.

arkadaş olmamıza rağmen hiçbir zaman sözlüğe karşı tavır almamı söylemedi, hoşnutsuzlukları vardı sadece, ki bu konuda sonuna kadar ona katılıyorum. hiçbir şekilde yapıcı cevaplar almadı, çözüm yoluna gidilmedi.

cevap hakkı tanımadan uçurulması ne kadar etik tartışılır *, kışkırtıcı tek bir tanımı olmayan bu yazara atılan ithamlar gerçekten uzak duruyor.
ne diyelim sözlük en iyi yazarlardan birini kaybetti.
devamını gör...

cevap olarak;
sagopa - bergen parçası gelsin o zaman.
devamını gör...

bir kere fear of the dark iron maiden'cısı diye bir durum vardır. ancak bir şarkının çok bilinmesi onun kötü olduğu anlamına gelmez.
şunu da şuraya bırakayım.
devamını gör...

''iyi insanlar kırıldıkları zaman sevmeyi bırakmazlar, göstermeyi bırakırlar.''
keşke bu kadar kırıldığım anlaşılsaydı...
devamını gör...

ramazan başında 50 60 kadar yapıp buzluğa atmıştım.
canım çektikçe kızartıp yiyorum.
devamını gör...

kına gecesi gelini ağlatıp sonra kaldırıp oynatmak.
devamını gör...

canımızı yakan şarkılar değil hayatın yükü ve giren kazıklar evladım.
devamını gör...

ünü uzaya kadar yayılmış amerikalı müzik grubu.

jim morrison'dan sonra yok oldular... ama jim morrison varken neler yapmışlar neler;

light my fire
the end
riders on the storm
people are strange

ve daha niceleri tabii ki.
devamını gör...

bir gün ben işten çıkmıştım ve yemin ederim 8 saat hiç oturmadan hasta baktım. gün yapıp pasta börek yiyip evlerine giden teyzeler bakışlarıyla yer istedi vermedim. zaten ayakta duracak halim yoktu. sonra bana nasıl saydırdılar. ne terbiyesizliğim ne saygısızlığım ne ahlakım kaldı. sadece susup bakınmakla yetindim. anlatmakla anlamazlardı çünkü.
devamını gör...

çirkinleşmeden tartışabiliyorsanız,
hatalarınızı yüzünüze vurmuyorsa,
sizi herhangi bir konuda herhangi bir sebeple güvensiz hissettirmiyorsa,
sevginizi gösterme şekilleriniz ikinizi de tatmin ediyorsa,
tüm kusırlarınızla birbirinizi seviyorsanız,
birbirinizin saygısını kazanmışsanız,
beraber eğleniyorsanız,
birlikteliğinizin başlangıcından beri hayatınız bir şekilde daha huzurlu, daha neşeli, daha güzelse,
tebrikler! bölüm sonu canavarı dahil tüm canavarları yendiniz.
(bkz: mutluluklar)
(bkz: çok yakışıyorsunuz)
devamını gör...

sayın ermolettin sen boşver dalini gel beni dinle zeytinyağlı sabun kullan.

artık dalin de johnson da bozdu kendini.
devamını gör...

yemin ederim sağlık, her şeyden önce sağlık. bunun haricinde anne evinde yaşama rahatlığı ve okulu bitirmeden önceki rahat hayat olabilir.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim