kızgınlık zamanla çabucak geçer ama kırgınlık zamanla daha da artarak çoğalır.
devamını gör...

johnny depp.
devamını gör...

en öyle çok dizi, film ve oyun takip eden biri değilim. aksine böyle şeylerin biraz vakit kaybı olduğuna inanırım. şöyle ki bu dizi toplamda 62 bolum ve her biri 47 dakika çarp topla ne yapıyor toplamda kesintisiz 2 gün. yani insan ömründen 2 günün buna mi ayıracak. he sadece bu olsa dert degil de bunun gibi milyon tane dizi film oyun falan düşünün, 2 gün yapıyor.

neyse, ulan madem bitmiş bir dizi oturayım izleyeyim dedim. zira dizi izlerken beni en çok demoralize eden diğer bir şey de diziyi beklemek. benimde bitmiş diziler daha çok ilgimi çekmeye başladı.

en büyüleyici tarafı ise karakter gelişimidir. mr white in mrs white in pinkman in karakter gelişmeleri inanılmaz. hank in oyunculuğu harika. konu olarak çok sıradan, sıradan derken eminim amerikanın o yöresinde oturanlar için zaten günlük yasam standartları diyebiliriz ama işleniş sekli ve karakterler gerçekten süper.

walt’un akil oyunları, pinkman’in sürekli bitmek tükenmek bilmeyen manipülasyonları. skyler in dönüşümü falan bence izlemeye değer.
devamını gör...

karşındakini kendisinden daha fazla önemsediğinde, tabiri caizse kraldan çok kralcı olunmaya kalkıldığında çok üzen, tokat etkisi bırakan bir söz. bu tokadı yemek lazım aslında, ki bir daha enayilik yapmayalım.
devamını gör...

babasının parasıyla mı yapmış?
adamların iktidarı boyunca cumhuriyet tarihinde toplanan toplam verginin en az 10 katı vergi toplanmış, adam hala gelmiş rte'nin yaptığı yol, köprü diyor.

bizim paramızla 20 yıldır kral hayatı yaşayan kişi için söylüyor ve utanmıyor.
ne oldu ejder myeveli smoothie mi ikram etiler?

20 yılda toplanan vergi 2.32 trilyon dolar.
edep.
bu işin ironisi olmaz.
devamını gör...

adını her gün görmekten kusma eşiğine geldiğim yazar. güzel bir cümlesiyle gündem olsa gam yemem ama olsun. reklamın iyisi kötüsü olmaz. başarılar sude.
devamını gör...

her insan şiir yazamaz. her insanın mürekkebinden anlamlı sözler damlayamaz. yaşanmışlıklarınız olmalı. mutlu olduğunuz, ağladığınız, kızdığınız, kırıldığınız anlar. ondan sonra bu duygularınızı iyi ifade edebilmelisiniz, ki sanırım bu yetenek işi oluyor. yani kelimelerle dans etmeniz gerek. bu her babayiğidin harcı değil.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

maşallah insanları tanıştırmak kaynaştırmak için bahaneler bahaneler...
insanlar zaten tanışıyor burada mesaj kutularında neler oluyor kim bilir...
devamını gör...

dünyada psikanaliz kavramı yokken yazılarında ilk psikanaliz örneklerine yer veren, modern klasiklerin başında gelen stefan zweig tarafından “psikologların psikoloğu” olarak adlandırılan ve birçok toplumsal,bireysel tespitleri olan dünya klasiklerinin vazgeçinilmez rus yazarı.
devamını gör...

akp ve mhp oylarıyla reddedildi.
devamını gör...

cumartesi 20.30 da beni radyoya bağlayan kafamıza göre radyo yayını nın trakyalı abisi aynı zamanda munzur çocuğu. mizah yeteneği kuvvetli e biraz atarlı giderli *ama has 90 lar ruhunu taşıyan biri. boş vakitlerinde kitap okur üstüne abe kaynana dinler.her bi işi karıştırır sonra düzeltir. teşekkür ve özürleri boldur. yoldan geçenlere laf atması yoktur.*
devamını gör...

içinin doluluğunu minimalist şekilde anlatmaya çalışanlar.harbiden kim çıkartıyor lan onları?
devamını gör...

burada beni hiç kimsenin tanımamasıyla rahatça yazacağım.

2018 yılında mezun oldum. 2 ay sonra iş buldum. devam eden bir ilişkim vardı gayet güzel giden. hem iş, hem aşk, hem de sosyal hayatım güzeldi gayet.

2019'un haziran ayında bir çöküntüye girdim. o günden sonra gerçekten sevinememeye, mutlu hissedememeye başladım. zaten ilişki iyice kötüleşmişti derken ayrıldık. daha sonrası daha da kötü oldu. normalde sürekli neşe saçan, genelde mutlu, maddi ve manevi hiçbir problemi olmayan biriydim. ama 2019'un haziran ayında acayip bir çöküntü başladı.

2019 haziranda, ilk önce durgunluk geldi. mutsuz hissetmeye başladım. hiçbir şeye hevesim kalmadı. zaten kötü giden bir ilişkinin fişini çektim. daha sonra hayatıma başkası girdi. kendisi ilişkiden yeni çıktığımı bile bile başlamak istedi. onla da hiçbir zaman mutlu olduğumu hatırlamıyorum.

2020'nin ocak ayında iş değiştirdim. ortam aşırı kasıntı, hiçkimsenin hiçkimseye güveni yok. tamamen yalan ve çıkar üzerine kurulmuş muhabbetler vardı. ilk şirketimdeki insanlar tam tersi samimi insanlardı. neyse. ben bu üstümdeki çöküntünün sebebini işyerine bağladım. aslında haziran ayında başlayan sıkıntıları farketmemiştim. geriye dönüp baktığımda farkediyorum o zaman başladığını.

işyerinde nerdeyse hep tek takıldım. yemeklere, partilere çağırdılar 1 2 kez gittim. hiç sarmadı. bütün yemeklere tek başıma çıkmaya başladım. ilk zamanlar tek başıma kalmak çok koysa da zamanla alıştım.

derken pandemi süreci başladı. evden çalışmaya geçtik. mart ayından bu yana evden çalışıyorum. benim için mükemmel fırsattı. hem 1.5 saat yol gitmeyeceğim hem de evdeyim. ama hayatımdaki olumlu her şeyi anında sönümleyip moralsizliğe devam ettim. içinden çıkmaya çalıştıkça daha da battım. şu an aralık ayındayız. iyiye giden hiçbir şey yok psikolojimde. neden bu haldeyim sorusunu çok sordum kendime. yanıtını bulamadım. araba aldım bu süreçte. hayalimdi. daha 2 sene olmadı işe gireli. büyük başarı kendi çapımda. ama ona bile adam akıllı sevinemedim. çok daha sosyal bir insanken yalnızlaşmaya başladım pandeminin de etkisiyle. telefonuma hiç bakma gereksinimi bile duymuyorum çoğu zaman.

bütün hevesimi, mutluluğumu kaybettim. sürekli geçecek geçecek dedikçe daha da arttı. mutlu olmaya çalışmamak doğru olan belki de. ama şu genç yaşlarımı böyle bok etmek de çok koyuyor. bu kadar uzun bir entry elbette okunmayacaktır. ama 1 kez durup nefes almak istedim.
devamını gör...

(bkz: kalk yerine yat)
devamını gör...

boş zamanlarında anketörlük yapan veya "ya istatistik yapcam" diye yalan söyleyen kompleksli, özgüveni eksik kişidir.
30 kişi olmasıyla hiç olmaması arasındaki fark nedir henüz anlayabilmiş değilim.
devamını gör...

göç ve iltica, insanlık kadar, tarihteki en eski olgulardan biri. son 10 yıllık dönem, arap baharı ve suriye iç savaşı ardından büyük göç dalgalarına sebep oldu. bu dalgalar yalnızca bu bölgeyi etkilemedi. uzak ülkelere, iskandinav coğrafyasına kadar etkiledi. 1.5 yıllık pandemi süreci boyunca da her ülkenin, kendi kaynaklarını dünya ölçeğinde topyekün bir mücadele yerine öncelikle kendi halkı için kullandıklarına da şahit olduk. ekonomik sıkıntı içindeki ülkelerin aşılara erişememe sorunu da bunu beraberinde getiriyor. özellikle sığınmacı sayısının her on kişiden yediye kadar çıktığı türkiye'de, gerçekten de sığınmacıların savaş ve zulüm dolayısıyla kaçtıklarına dair inanç zayıflamış durumda. "aslında savaş ve zulümden kaçanları ülkemize kabul etmesine edelim ama şu an değil, müsait değiliz" kanaatine gidiş var. ülkeye gelen mültecilerin gerçekten mülteci olup olmadığı konusunda geniş ölçekte bir kuşku ortaya çıkmış. aynı şekilde de mültecilerin topluma başarılı bir biçimde entegre olabileceği hususunda toplum ikiye ayrılmış durumda. pratikte de insanların ülkelerine daha çok mülteci kabul edilmesi konusunda o kadar da hevesli olmadıkları belli oluyor.
devamını gör...

1995 ile 1998 yılları arasında yayınlanan robert lawrence stine kitaplarından uyarlanmış korkunçlu çocuk dizisi.
bunu izleyerek başlayalım da efendim efsane jenerik:

izlemek için efendim.
ama bizim inceleyeceğimiz konu 90'larda türkiye'de yayınlanma olayı ile ilgili:
show tv'de power rangers'tan hemen sonra yayınlanan çocuklara yönelik, korku öğeleri taşıyan güzel bir diziydi, severek izlerdim hatta power rangers'ten daha çok severdim. herkes power rangers konuşurken ben bundan bahsederdim belki kafa kırıklığımız o zamanlardan kalmadır. hareket eden yeşil solucanlı bölüm, ayna arkasına hapsolan çocuklu bölüm, kaybolan köpekli bölüm, şu korkunç cadılı bölüm vardı çirkin bir kargaya dönüşen ve hala o gün korkudan uyuyamamı sağlayan paylaço maskeli korkunç suratlı adamlı bölümler bir harikaydı bana göre taa ki bizim nesilden bir kaç korkak altını ıslatıp çamaşır masrafı çıkartıncaya kadar. ama kanıma dokunan o maskeli bölümün ilk partını yayınlayıp öyle kaldırılmasıdır. yıllar yılı merak ettim ne olacak diye o ikinci bölümü daha sonraları öğrendim de rahatladım ama televizyon düşmanlığımı başlatan olayın ta kendisidir bu. ryan gosling abimizin ilk oyunculuk deneyimide bu seri ile olmuştur hatta türkiye'de yayınlanan o son bölümün ilk bölümünde vardı ikinci bölüm yine aklıma düştü hüzünlendim. ulan çocuğum bırak izleyeyim rtük yok ama her güzel şey gibi bu da çok kısa kaldı ekranlarda. bunu hatırlayan y kuşağı arkadaşlarıma sonsuz selamlarımı sunarım.
rtük benim düşmanımsın sonrasında power rangersta kalktı yayından daha sonraları pokemon da her güzel şeyi bitiriyorsun rtük al sana pepe kayu izleyen çocuklar.....
devamını gör...

arap halklarını siyahi sanırdım.
ırk olarak arap deyince aklıma koyu siyah renk gelirdi.
suudiler'i rengi bitter çikolata gibi kahverengi insanlar, mısırlılar'ı kıvırcık saçlı, kocaman dudaklı, zenci insanlar, libyalılar 'ı düpedüz simsiyah insanlar olarak düşünürdüm.
devamını gör...

öncelikle hoşgeldin.
tabii ki sözlüğün format ve kuralları var, kendine özgü bir jargonu var, zamanla olur bunlar.
ama bence en baştan başlamak en iyisi.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli portakal radyo renk modu sözlük kütüphanesi online yazarlar kulüpler yazarak kitap kazan puan tablosu sıkça sorulan sorular yönetim kadrosu istatistikler iletişim