karakter analizi
alfred adler' in insanı tanıma sanatı kitabında bu konuda ifade edilmiş.ayrıca halit ziya uşaklıgilin ruhun lisanı ilm-i sima (kitap) ) kitabında insanların yüzlerinde görebildiğimiz göz, ağız, burun, kulak, çene gibi uzuvlara bakarak karakteri hakkında çıkarımlarda bulunabileceğimizi anlatıyor. bu ilim ile ilgilenen birçok bilim insanı mevcut. erzurumlu ibrahım hakkı'nın marifetname (kitap) kitabında da bu konudan bahsedilmiş.
devamını gör...
karides güveç
goze hitap ettigi kadar, cikardigi cizirtiyla kulaklari da mest eden meze.
parasi verilerek disaridan alinacak yiyecekler siralamasinda ilk siradadir; evde yapmaya kalktiginda anadan emilen sutu burundan fitil fitil getirir. saatlerce ugrasip iki dakikada tukendigini gormek hos hissettirmez eminim ki, verip parasini disaridan yiyeceksin abi bunu.
balik sofralarindan ziyade raki sofralarinin -bence- kalamar ile birlikte olmazsa olmazi, zira bunu baliktan once yersen baliga sumugunu atmama ihtimali var, oyle lezzetli imansiz.
kaynayan tereyagina kizarmis ekmek banarak ustundeki kasari sundurmek of. (bkz: olsa da yesek)*
kriz sebebi, gunaha alev alev cagiriyor baslik ya.
parasi verilerek disaridan alinacak yiyecekler siralamasinda ilk siradadir; evde yapmaya kalktiginda anadan emilen sutu burundan fitil fitil getirir. saatlerce ugrasip iki dakikada tukendigini gormek hos hissettirmez eminim ki, verip parasini disaridan yiyeceksin abi bunu.
balik sofralarindan ziyade raki sofralarinin -bence- kalamar ile birlikte olmazsa olmazi, zira bunu baliktan once yersen baliga sumugunu atmama ihtimali var, oyle lezzetli imansiz.
kaynayan tereyagina kizarmis ekmek banarak ustundeki kasari sundurmek of. (bkz: olsa da yesek)*
kriz sebebi, gunaha alev alev cagiriyor baslik ya.
devamını gör...
asla canı sıkılmayan üstün insan
oldum olası canım sıkılıyor diyen insanları anlamadım.
hiç mi güzel anılarınız yok?
köşedeki bir ışık bir renk bir ses bir koku herhangi bir şey size birşey çağrıştırmıyor mu?
yıllarca biriktirmiş olduğunuz anılar nerede?
onların içinde gezinemiyormusunuz,simitçinin tuhaf bakışı yada bir bebeğin saf şapşallığını yada sevdiğinizin bir mimiğini tekrar keşfetmiyormusunuz?
zihninizi ve anılarınızı bir kütüphane gibi düzenleyin ve işiniz bittiğinde anılar kütüphanesinden istediğiniz kitabı alın okuyun.
hiç mi güzel anılarınız yok?
köşedeki bir ışık bir renk bir ses bir koku herhangi bir şey size birşey çağrıştırmıyor mu?
yıllarca biriktirmiş olduğunuz anılar nerede?
onların içinde gezinemiyormusunuz,simitçinin tuhaf bakışı yada bir bebeğin saf şapşallığını yada sevdiğinizin bir mimiğini tekrar keşfetmiyormusunuz?
zihninizi ve anılarınızı bir kütüphane gibi düzenleyin ve işiniz bittiğinde anılar kütüphanesinden istediğiniz kitabı alın okuyun.
devamını gör...
sevgili ile tatile çıkmak
yaz kış fark etmeksizin yapılması gerekendir. çünkü yazı ayrı kışı ayrı eğlencelidir.
tabi bunun için sevgiliyi bir müddet tanımış olmak gerekiyor. bir kaç aydır tanıdığınız biriyle de tatile çıkmayın bir zahmet.
tabi bunun için sevgiliyi bir müddet tanımış olmak gerekiyor. bir kaç aydır tanıdığınız biriyle de tatile çıkmayın bir zahmet.
devamını gör...
absinthe
çek cumhuriyeti'nin gururu. bir çok farklı marka altında satışı olsa da, orijinalinin üzerinde "satışı hukuki olarak kısıtlıdır" minvalinde kabartma bulunur. üzerinde özel delikli kaşıkla şeker eritilerek tüketilmesi ve suyla seyreltilmesi makbuldür.
(eritme işlemi için şeker kaşığın üstüne,kaşık da bardağın üzerine konur. bir miktar absinthe, şekeri yalayarak dökülür. sonrasında artist artist o şeker yakılır. yanan şeker karamelize şekilde içki içine eriyerek damlar. son olarak bir miktar soğuk suyla seyreltilir.)
(bkz: dikkatle tüketiniz. gaza gelmeyiniz. afiyet olsun.)
(eritme işlemi için şeker kaşığın üstüne,kaşık da bardağın üzerine konur. bir miktar absinthe, şekeri yalayarak dökülür. sonrasında artist artist o şeker yakılır. yanan şeker karamelize şekilde içki içine eriyerek damlar. son olarak bir miktar soğuk suyla seyreltilir.)
(bkz: dikkatle tüketiniz. gaza gelmeyiniz. afiyet olsun.)
devamını gör...
the veils
yeni zelandalı müzisyen finn andrews* tarafından 2000'li yıllarda londrada kurulan, indie rock ve alternatif müzik yapan gruptur.
2004 yılında çıkardıkları ilk albümleri the runaway found* içerisindeki 3. parça olan lavinia ile kısa sürede adlarını duyurmuşlardır.
2004 yılında çıkardıkları ilk albümleri the runaway found* içerisindeki 3. parça olan lavinia ile kısa sürede adlarını duyurmuşlardır.
devamını gör...
bir kadının en çok hoşuna giden jest
kesinlikle öncesinde öylesine bile söylemiş olduğun bir şeyi hatırladığını göstermek.
devamını gör...
otomatik leyla ekartörü
prof. dr gazi yaşargil'in beyin ameliyatlarında kullanılmak üzere tasarlamış olduğu alet. hikayesini şöyle anlatıyor kendisi:
''beyne girmek çok zordur. çünkü kafatasını açtığınızda kemiği bir külçe gibi karşınıza çıkar. fakat sizin girmek istediğiniz yer bu külçenin altındadır. hocalarımız 1920 senesinde bu külçeden çok korkmuşlar. ilk önde gidenler, ilk defa alın
kısmını yavaşça kaldırıp, şakağı kaldırıp, lobar traksiyonlar yapmışlar, yani beyin loblarını çekmişler. bizler bunu yaparken, genç asistanlara bir spatula verilir. asistan bunu elinde tutar ve belli bir dengede çeker ki hoca rahatça çalışabilsin. ben de bunu hocamdan öğrendim. en azından iki yıl o spatulayı sadece tuttum. hayatım onu tutmakla geçti. ama 10 dakika sonra bu elinizdeki mafsal bir acımaya başlar ki sormayın. o acıyı yenmek zorundasınız; çünkü yenemezseniz duramazsınız. duramazsanız ameliyatı engellersiniz. o acıyı yenip, işinizi yapmak zorundasınız. bu bir maharettir. acıya dayanmak. ben bir yandan bu görevimi yaparken düşünüyordum da: neden bunu otomatik bir şekilde tutamıyoruz diye? kızım o senelerde 6-7 yaşlarında. annesinin inciden yapılmış boyunluğunu almış, kafasından geçirmeye çalışmış. tabii bu sırada kolye kopmuş, inciler etrafa saçılmış. bana koştu. bak bunlar koptu dedi. beraberce gittik kolyeyi toparlamak için. ben, kolay olsun diye naylon ipliğe geçirdim incileri. fakat naylon ipliğe düğüm atmak çok zor. kaymaz, tutmaz, oturmaz. tam bu sırada bir parçasını çekerken bir de ne göreyim: o boncuklar teker tekerken birden bire bütün bir zincir oldu. oluşan zincir bambaşka bir kıymet demek. kendine mahsus fiziki kıymet. kendi kendine durabiliyor. işte buldum dedim. spatulanın yerine geçecek, kendi kendine durabilen şeyi. sonra o boncukları çelikten yaptılar. içerisine bir zincir soktular. bu zincire ekartör deniyor. ben ona leyla adını verdim''
anlaşıldığı üzere leyla, gazi yaşargil'in kızının ismidir. gazi yaşargil'in bir de oğlu vardır: can. onun hikayesi ise bambaşkadır...
''beyne girmek çok zordur. çünkü kafatasını açtığınızda kemiği bir külçe gibi karşınıza çıkar. fakat sizin girmek istediğiniz yer bu külçenin altındadır. hocalarımız 1920 senesinde bu külçeden çok korkmuşlar. ilk önde gidenler, ilk defa alın
kısmını yavaşça kaldırıp, şakağı kaldırıp, lobar traksiyonlar yapmışlar, yani beyin loblarını çekmişler. bizler bunu yaparken, genç asistanlara bir spatula verilir. asistan bunu elinde tutar ve belli bir dengede çeker ki hoca rahatça çalışabilsin. ben de bunu hocamdan öğrendim. en azından iki yıl o spatulayı sadece tuttum. hayatım onu tutmakla geçti. ama 10 dakika sonra bu elinizdeki mafsal bir acımaya başlar ki sormayın. o acıyı yenmek zorundasınız; çünkü yenemezseniz duramazsınız. duramazsanız ameliyatı engellersiniz. o acıyı yenip, işinizi yapmak zorundasınız. bu bir maharettir. acıya dayanmak. ben bir yandan bu görevimi yaparken düşünüyordum da: neden bunu otomatik bir şekilde tutamıyoruz diye? kızım o senelerde 6-7 yaşlarında. annesinin inciden yapılmış boyunluğunu almış, kafasından geçirmeye çalışmış. tabii bu sırada kolye kopmuş, inciler etrafa saçılmış. bana koştu. bak bunlar koptu dedi. beraberce gittik kolyeyi toparlamak için. ben, kolay olsun diye naylon ipliğe geçirdim incileri. fakat naylon ipliğe düğüm atmak çok zor. kaymaz, tutmaz, oturmaz. tam bu sırada bir parçasını çekerken bir de ne göreyim: o boncuklar teker tekerken birden bire bütün bir zincir oldu. oluşan zincir bambaşka bir kıymet demek. kendine mahsus fiziki kıymet. kendi kendine durabiliyor. işte buldum dedim. spatulanın yerine geçecek, kendi kendine durabilen şeyi. sonra o boncukları çelikten yaptılar. içerisine bir zincir soktular. bu zincire ekartör deniyor. ben ona leyla adını verdim''
anlaşıldığı üzere leyla, gazi yaşargil'in kızının ismidir. gazi yaşargil'in bir de oğlu vardır: can. onun hikayesi ise bambaşkadır...
devamını gör...
kavimler göçünü başlatan cümle
batı'da kızlar teklif ediyormuş.
devamını gör...
bir yazarın kadın olduğunu öğrenince yapılanlar
ben öğrendiğimde üstine adını yazdığım kütüklerle bir tepecik yapip o kütükleri yine adını yazdığım kağıtlarla tutuşturup, ateşin etrafında adını haykırarak dönüyorum.
ne yapacağım allasen? sözlük %70 kadin, adeta çiçek bahçesi gibi...
ben erkek yazarları bile kadın sanıyorum, o derece.
ne yapacağım allasen? sözlük %70 kadin, adeta çiçek bahçesi gibi...
ben erkek yazarları bile kadın sanıyorum, o derece.
devamını gör...
sevginin bittiğini anlama yöntemleri
özlememek, bir başkası ile mutlu olabileceği fikri karşısında huzursuzluk yaşamamak ve öldüğü düşünüldüğünde üzüntü hissetmemek sevginin bittiğini gösterir.
devamını gör...
taze ot görmüş eşek gibi sırıtmak
t: "keyif veren bir durum karşısında bön bön gülmek" anlamına gelen deyim. mevzu yine gariban eşeklere patlamış.
"+" kişisi gelir ve gökyüzüne bakmakta olan "-" kişisine sorar:
+o'lum ne lan öyle taze ot görmüş eşek gibi sırıtıyorsun?
-abi, şu buluta bak, ne şekil dimi a**, sigaraya benzemiyo' mu? ehehe
+...
-...
"+" kişisi gelir ve gökyüzüne bakmakta olan "-" kişisine sorar:
+o'lum ne lan öyle taze ot görmüş eşek gibi sırıtıyorsun?
-abi, şu buluta bak, ne şekil dimi a**, sigaraya benzemiyo' mu? ehehe
+...
-...
devamını gör...
domuz sıkısı
rakı kadehi ölçüsü, son nokta.
normalde son halka buz payı'dır ama ben rakıya buz koymam cemilem oy cemilem.
bir de yaban domuzu gibi battal boy vahşi hayvanları vurmak için kullanılan fişek ve içindeki kocaman tek saçmanın adı.
edit : aferin, rezil ettin beni jskksks
malgaca pazarında adı saçma, kusura bakma yiğidim, affola kdkksks çünkü ; saçma?
edit : battal boy fişek de dememişim zaten? bana ne ya, ben işin rakı rengindeyim.
normalde son halka buz payı'dır ama ben rakıya buz koymam cemilem oy cemilem.
bir de yaban domuzu gibi battal boy vahşi hayvanları vurmak için kullanılan fişek ve içindeki kocaman tek saçmanın adı.
edit : aferin, rezil ettin beni jskksks
malgaca pazarında adı saçma, kusura bakma yiğidim, affola kdkksks çünkü ; saçma?
edit : battal boy fişek de dememişim zaten? bana ne ya, ben işin rakı rengindeyim.
devamını gör...
antidepresan etkisi gösteren şeyler
devamını gör...
turing testi
ingiliz matematikçi ve bilgisayar bilimcisi alan turing'in 1950'de ortaya attığı, bugün yapay zekâ olarak bildiğimiz teknolojinin temeli olan test.
kısaca şöyle;
bir sorgulayıcı var ve bir soru - cevap etkinliği düzenleniyor. sorgulayıcı, bir klavye ya da ekran aracılığıyla, konuşma olmaksızın bir insanla bir makineyi aynı anda sorguluyor. bu arada makineyi de, insanı da görmüyor. bir dizi soru ve cevabın ardından, eğer sorgulayıcı hangisinin insan, hangisinin makine olduğunu net şekilde anlamazsa, makine turing testini geçmiş sayılıyor.
kısaca şöyle;
bir sorgulayıcı var ve bir soru - cevap etkinliği düzenleniyor. sorgulayıcı, bir klavye ya da ekran aracılığıyla, konuşma olmaksızın bir insanla bir makineyi aynı anda sorguluyor. bu arada makineyi de, insanı da görmüyor. bir dizi soru ve cevabın ardından, eğer sorgulayıcı hangisinin insan, hangisinin makine olduğunu net şekilde anlamazsa, makine turing testini geçmiş sayılıyor.
devamını gör...
anneler günü
bu sene 9 mayıs pazar gününe denk geliyor. biraz hediye bakayım dedim, ilk karşıma çıkan şeyler: mikser, kahve makinesi, tost makinesi, elektrik süpürgesi, tava. arada bir elbise, ayakkabı falan çıkıyor.
annneeccciiiim sana süpürge ve çay makinesi aldımmm* hadi biraz evi süpür de sonra yeni mikserinle en sevdiğim kekten yapıver*. geçen sene aldığım kahve makinesiyle de kahve yapıverirsin olur mu canım annem.*
annneeccciiiim sana süpürge ve çay makinesi aldımmm* hadi biraz evi süpür de sonra yeni mikserinle en sevdiğim kekten yapıver*. geçen sene aldığım kahve makinesiyle de kahve yapıverirsin olur mu canım annem.*
devamını gör...
still life fotoğrafçılık
hareketsiz nesnelerin belirli bir kompozisyon içerisinde fotoğraflanmasını amaçlayan fotoğraf alt dalıdır. reklamcılık sektöründe etkin bir biçimde kullanılan bu fotoğrafçılık alt dalında minimalist bakış açısı ile kurgu yapmak birinci adımdır. ikinci adımda ise dikkat edilecek en önemli nokta ise yapmak istenilen fotoğrafın ana temasında yer alan argümanlar dışındaki diğer tüm nesnelerin ( mesela toz, gölge. vb...) kadraj dışına alınmasıdır. bununla birlikte gereksiz arka plan detaylarını engellemek için şemsiye , softbox, light box kullanımı oldukça yaygındır. makro mod veya manuel modda çekim yapılmalı, f/5.6 ile f/11 arasındaki bir diyafgram açıklığı ile gereksiz arka plan netliği yapılmadan keskin detaylar elde edilmelidir. yaratıcı olmayan kompozisyon, gereksiz olarak kadraja giren detaylar ( gölge vb.) elde edilecek fotoğrafın yaratıcılığına darbe vuracaktır. çok fazla ışık veya az ışık kullanımı da ürünlerde istenilen detayları elde edilemeyecek olmasından dolayı istemeyen durumlardır. günümüz şartlarında insanların stoklamak amacıyla bu fotoğrafları çekmeleri ve bunları fotoğraf stok sitelerinde satışa çıkarmaları da çok yaygındır. still life fotoğrafçılıkta ürün, yemek vb. fotoğraf çekimi aksine kompozisyon ve kurgu ön plandadır. ışık ve gölge ise etkin biçimde kullanılabilinir. resim sanatındaki natürmort un fotoğraf sanatındaki tanımıdır.
devamını gör...
din felsefesi
din felsefecileri her ne kadar çok sayıda farklı problem üzerinde çalışmayı seçmiş olsalar da alanın ana problemi, tahmin edileceği gibi, tanrı’nın var olup olmadığıdır.
devamını gör...
adamlar
adam kelimesine çoğul eki getirilerek oluşturulan birden fazla adam anlamına gelen kelime.
devamını gör...
