senden nefret ediyor olabilirim
#436162 dun gece format disi basligina ufak bir mudahalede bulundugum icin benim sinsi bir yilan oldugumu iddia eden tatlismi tatlis yazarimiz. boyle ufak meseleler icin bu kadar kin beslenir mi sayin yazar? bakiniz nickiniz de bile nefret soylemleri mevcut. neyse ben size baris elini uzatiyorum ve en normalinden olan bir fincanla kahve icmeye davet ediyorum. saglikcakla kaliniz, cokca seviniz, cokca seviliniz ve bu kadar kindar olmayiniz...birde haftanin yedi gecesi buradayim, bunu da belirtmek istedim, siz bir zahmet mesaji aliniz...
devamını gör...
geceye bir söz bırak
"fazla ciddiye almayın bu hayatı, nasıl olsa içinden canlı çıkamayacaksınız."
-necip fazıl kısakürek.
-necip fazıl kısakürek.
devamını gör...
devrik cümleler kuran duygusal sözlük kadınları
şöyle yanıtlamak istiyorum ben de :
bir süre takıldığım her sözlükte mutlaka karşılaştığım " bakalım kadınları genellemek için bugün nasıl bir başlık açsam? " minvalinde erkek sözlük yazarlarıdır. genel olarak edebi dili iyi kullanmazlar, bir kısmı da dili doğru ifade etme yeteneğinden bile yoksundur. ve genellikle masum olmamakla birlikte kesinlikle tribünlere oynuyorlardır. dilediği gibi yazsınlar tabii. düşünce özgürlüğü var sonuçta.(!) sahi neden açtınız acaba bu başlığı sayın yazar? sözlükte kadınları yeren-öven yeterince başlık yok hissiyatı geldiğindendir belki.
bir süre takıldığım her sözlükte mutlaka karşılaştığım " bakalım kadınları genellemek için bugün nasıl bir başlık açsam? " minvalinde erkek sözlük yazarlarıdır. genel olarak edebi dili iyi kullanmazlar, bir kısmı da dili doğru ifade etme yeteneğinden bile yoksundur. ve genellikle masum olmamakla birlikte kesinlikle tribünlere oynuyorlardır. dilediği gibi yazsınlar tabii. düşünce özgürlüğü var sonuçta.(!) sahi neden açtınız acaba bu başlığı sayın yazar? sözlükte kadınları yeren-öven yeterince başlık yok hissiyatı geldiğindendir belki.
devamını gör...
birsen tezer
naif sesli, xx kromozomlu bülent ortaçgil.
gerek eslik ettigi sanatcilarla olan, gerekse kendi icra ettigi sarkilarla insanin icinden gecen; bulut sesiyle baska diyarlara goturen efsunlu hanimefendi.
terapi niyetine; ucuruyor yahu
bonusella; neler yapiyor iki gozumun cicegi
gerek eslik ettigi sanatcilarla olan, gerekse kendi icra ettigi sarkilarla insanin icinden gecen; bulut sesiyle baska diyarlara goturen efsunlu hanimefendi.
terapi niyetine; ucuruyor yahu
bonusella; neler yapiyor iki gozumun cicegi
devamını gör...
better call saul
çok güzel müziklerle tanışmama vesile olmuş mükemmel dizi.
devamını gör...
kırıcı olmaktan korkmak
her zaman konuşmadan, yazmadan önce düşünmeye sebep olan güzel bir tedbirdir. zaten ne kadar ömrümüz var ki ? bu kısa sürede de kimseyi kırmamak, üzmemek lazım. lazım ki bir gün hak vaki bulduğunda arkadan kötü anılmayalım.
devamını gör...
tayyip erdoğan'ın madalyaları çaldırmayın demesi
başlığı okuduğumda sözlükte olmuş olacağını düşündüğüm zat-ı muhteremin beyanıdır.
açıklamada farklı bir durum var gibi ama yine de siz madalyalara dikkat edin gardaşlarım adamcağız belki bir duyum almıştır. malum eniştesi eski kulağı deliklerden. saygılar bizden efem saygılar bizden.
açıklamada farklı bir durum var gibi ama yine de siz madalyalara dikkat edin gardaşlarım adamcağız belki bir duyum almıştır. malum eniştesi eski kulağı deliklerden. saygılar bizden efem saygılar bizden.
devamını gör...
michael collins
birkaç saat önce hayata gözlerini yuman, apollo 11'de ay'a yolculuk gerçekleştiren üç astronottan biridir. collins, yörüngede ay yüzeyindeki arkadaşlarını beklerken dünya'nın en yalnız insanıydı.
devamını gör...
normal sözlük
özlü sözümü kaptım da geldim;
dünya'nın normal görünmek için kendini değiştiren insanlara ihtiyacı yok. normal olmak da ne ki zaten? dünyanın farklılıklarını içtenlikle kucaklayan insanlara ihtiyacı var.
normal olmak zorunda değiliz... normal olmak için önce şartların normal olması lazım. burada da öyleymiş gibi miş gibi yapacağız. çaktırmayın.*
ben dahil tüm *normallere sözlük ismi hayırlı olsun..
dünya'nın normal görünmek için kendini değiştiren insanlara ihtiyacı yok. normal olmak da ne ki zaten? dünyanın farklılıklarını içtenlikle kucaklayan insanlara ihtiyacı var.
normal olmak zorunda değiliz... normal olmak için önce şartların normal olması lazım. burada da öyleymiş gibi miş gibi yapacağız. çaktırmayın.*
ben dahil tüm *normallere sözlük ismi hayırlı olsun..
devamını gör...
orbit city
jetsons ailesinin yaşadığı kurgusal şehirdir.

bu kurgusal şehirde yaşayan ailemiz 2062 yılındadır ve bu da bize bazı karşılaştırmalar yapma imkanı vermektedir. 2021 yılında bu tanımı yazarken tıpkı back to the future sendromuyla yaşadıklarımı hissediyorum ve 40 yıl sonra o kurgusal şehre yetişme ihtimalimiz olmadığını düşünüyorum.
şehir kolonlar şekilde tasarlanmış ve bütün evler ve işyerleri bu kolonların üzerinde çünkü şehrimize adı üstüne yörünge üzerinde kurulmuş bir şehir. dolayısıyla da kara yolları mevcut değil. bunun yerine uçan kapsüllerle yolculuklar yapılmakta. tıpkı öncülü bedrock’taki gibi okullar ve eğitim kurumları, eğlence mekanları ve resmî kuruluşlar mevcut.

modern şehirlerimizden tek farkı teknolojinin çok ileri olması. yapay zeka robot teknolojisinde çok gelişmiş olan şehir bazı etik sorunlar getirdi aklıma. robotlar aile üyesi gibi görünse de aslında birer hizmetçi ya da köle görüntüsünde.
tabii köle deyince aklıma hemen afro-amerikalılar geliyor ve tabii ki dikkatli izleyicilerin fark ettiği üzere çizgi filmde hiç amerikalı yok. tıpkı bedrock’taki gibi.

insanlık bedrock’tan orbit city’ye gelene kadar teknolojik olarak devasa adımlar atmış olmasına rağmen insanlık namına bir ilerleme olmamış maalesef.

bu kurgusal şehirde yaşayan ailemiz 2062 yılındadır ve bu da bize bazı karşılaştırmalar yapma imkanı vermektedir. 2021 yılında bu tanımı yazarken tıpkı back to the future sendromuyla yaşadıklarımı hissediyorum ve 40 yıl sonra o kurgusal şehre yetişme ihtimalimiz olmadığını düşünüyorum.
şehir kolonlar şekilde tasarlanmış ve bütün evler ve işyerleri bu kolonların üzerinde çünkü şehrimize adı üstüne yörünge üzerinde kurulmuş bir şehir. dolayısıyla da kara yolları mevcut değil. bunun yerine uçan kapsüllerle yolculuklar yapılmakta. tıpkı öncülü bedrock’taki gibi okullar ve eğitim kurumları, eğlence mekanları ve resmî kuruluşlar mevcut.

modern şehirlerimizden tek farkı teknolojinin çok ileri olması. yapay zeka robot teknolojisinde çok gelişmiş olan şehir bazı etik sorunlar getirdi aklıma. robotlar aile üyesi gibi görünse de aslında birer hizmetçi ya da köle görüntüsünde.
tabii köle deyince aklıma hemen afro-amerikalılar geliyor ve tabii ki dikkatli izleyicilerin fark ettiği üzere çizgi filmde hiç amerikalı yok. tıpkı bedrock’taki gibi.

insanlık bedrock’tan orbit city’ye gelene kadar teknolojik olarak devasa adımlar atmış olmasına rağmen insanlık namına bir ilerleme olmamış maalesef.
devamını gör...
normal sözlük tanıtım videosu
videodaki sesten soyutlanip ne dendigini dahi anlayamadim. lgs sinavina hazirlik kurs reklami izliyorum sandim kendimi.
devamını gör...
yazarların keşke dediği şeyler
hayat bazen çok “keşke”.
insan sıralasa keşkelerini destan yazar ama en kıza telaffuzu yukarıda ki olurdu sanırım.
insan sıralasa keşkelerini destan yazar ama en kıza telaffuzu yukarıda ki olurdu sanırım.
devamını gör...
0 faktöriyel
devamını gör...
back to the future radyo yayını
miyamoto musashi iştah açılır, güzel enerji saçılır.* sitem kabul etmiyorum efenim, işimiz bu.
devamını gör...
afkurmak
karadeniz'de çok fazla kullanılan kelimedir.
anlamı boş/gereksiz konuşmak* demektir.
anlamı boş/gereksiz konuşmak* demektir.
devamını gör...
sekizinci kurban
andreas franz’ın yazdığı, orjinal adı das achte opfer olan bu eser ‘99 yılında çıkmış bir krimi romanıdır. andreas franzı tanımlarken bakış açımı köklü değişime uğratan bir şaheseri var demiştim. işte o eser bu anlatacağım kitaptır.
kitabın arkasından tercüme ediyorum:
tanınmayan bir şahıs frankfurt cinayet masasına incil’den absürt karanlık, belirsiz alıntılar gönderir. ilk akla gelen eşşek şakası yapıldığıdır. fakat aynı zamanda mide bulandıran bir cinayet işlendiğinde baş komiser julia durant arada bir bağlantının olmasından şüphelenir. cinayetlerin ardı arkası kesilmez ve her seferinde aynı imzayı taşır: kurbanların hepsi çıplak ve alınlarında kanla yazılmış 666 sayısı vardır. soruşturma sırasında polis organize suç, yolsuzluk ve gücün kötüye kullanılması bataklığında boğulur.
kitabı beğendiysen yum gözünü! spoi ama değil gibi de:
kitabın isminden de anlayacağın üzere tam olarak sekiz cinayet işlenir. haber verircesine cinayet işlenmeden önce mezara konulan çiçeklerden bir buket baş komiserin masasına gönderilir. tabi ki de notlarla. alıntısız olur mu hiç? o da var.
her seferinde aynı motif:
ölen kişinin boğazı kesilmiş, oradan akan kan ile alnına 666 yazılmış, genitalleri kesilip, göz hizasına denk gelecek şekilde kafasının yanına koyulmuş. yanında da ne var bil? incilden alıntı. hem de dün baş komisere giden çiçeğin içinde ki notun aynısı. wow dimi? yeap.
ilk kurban banka müdürü doktor matthäus
ikinci kurban emlakçı neuhaus
üçüncü kurban çocuk psikoloğu doktor winzlow
dördüncü, beşinci, altıncı ve yedinci kurbanlar ise tanınmış, bilinmiş, saygıdeğer insanlardan oluşuyor.
peki ya sekizinci kurban? işte onu söylersem büyüsü bozulur dostum. al oku yani, mis gibim roman.
kitapların, kadere inancımı körüklediğini düşünüyorum. misal bu kitap yazıldığında ben daha bebekliğimi yeni tamamlamış, çocuk olmuştum artık. asırlar sonrası* kitapçıda dolanırken yıllar önce yazılmış kitabı buldum. şansım varmış o gün ki bulmuşum bu muazzam romanı. bakış açısı nedir? nasıl değişir? detayları ile oturdum üzerine günlerce düşündüm. yetmedi okuduktan yıllar sonra geldim buraya tanımını yazdım. yetmezse daha da düşünürüm yıllar sonra napılabilir diye.
çok güzel bir kitap fakat yeniden açıp okumam. huyum değildir. yeni kitap keşfetmek, aynı kitabı tekrar okumaktan öndedir.
ihtiyacın olan kitabı bulup ruhuna dokundurabilmen dileği ile, cya.
kitabın arkasından tercüme ediyorum:
tanınmayan bir şahıs frankfurt cinayet masasına incil’den absürt karanlık, belirsiz alıntılar gönderir. ilk akla gelen eşşek şakası yapıldığıdır. fakat aynı zamanda mide bulandıran bir cinayet işlendiğinde baş komiser julia durant arada bir bağlantının olmasından şüphelenir. cinayetlerin ardı arkası kesilmez ve her seferinde aynı imzayı taşır: kurbanların hepsi çıplak ve alınlarında kanla yazılmış 666 sayısı vardır. soruşturma sırasında polis organize suç, yolsuzluk ve gücün kötüye kullanılması bataklığında boğulur.
kitabı beğendiysen yum gözünü! spoi ama değil gibi de:
kitabın isminden de anlayacağın üzere tam olarak sekiz cinayet işlenir. haber verircesine cinayet işlenmeden önce mezara konulan çiçeklerden bir buket baş komiserin masasına gönderilir. tabi ki de notlarla. alıntısız olur mu hiç? o da var.
her seferinde aynı motif:
ölen kişinin boğazı kesilmiş, oradan akan kan ile alnına 666 yazılmış, genitalleri kesilip, göz hizasına denk gelecek şekilde kafasının yanına koyulmuş. yanında da ne var bil? incilden alıntı. hem de dün baş komisere giden çiçeğin içinde ki notun aynısı. wow dimi? yeap.
ilk kurban banka müdürü doktor matthäus
ikinci kurban emlakçı neuhaus
üçüncü kurban çocuk psikoloğu doktor winzlow
dördüncü, beşinci, altıncı ve yedinci kurbanlar ise tanınmış, bilinmiş, saygıdeğer insanlardan oluşuyor.
peki ya sekizinci kurban? işte onu söylersem büyüsü bozulur dostum. al oku yani, mis gibim roman.
kitapların, kadere inancımı körüklediğini düşünüyorum. misal bu kitap yazıldığında ben daha bebekliğimi yeni tamamlamış, çocuk olmuştum artık. asırlar sonrası* kitapçıda dolanırken yıllar önce yazılmış kitabı buldum. şansım varmış o gün ki bulmuşum bu muazzam romanı. bakış açısı nedir? nasıl değişir? detayları ile oturdum üzerine günlerce düşündüm. yetmedi okuduktan yıllar sonra geldim buraya tanımını yazdım. yetmezse daha da düşünürüm yıllar sonra napılabilir diye.
çok güzel bir kitap fakat yeniden açıp okumam. huyum değildir. yeni kitap keşfetmek, aynı kitabı tekrar okumaktan öndedir.
ihtiyacın olan kitabı bulup ruhuna dokundurabilmen dileği ile, cya.
devamını gör...
18 şubat 2021 apartman boşluğu yayın
arkada neden striptiz kulübü müziği çalıyor? pandemi zamanı mekan mı kapattınız? @egm göreve!!11!!
devamını gör...


