rüyada küsuratlı banknot ve madeni para görmek
başlık tam anlamlı olmadı ama şöyle; mesela rüyamda ben 21 lira, 14 lira, 8.35 lira gibi banknotlar görüyorum. paranın arkasında da zeki müren, uludağ, marmaris resimleri falan oluyor. bozuk paralar daha feci... 3.12 lira, 0.56 lira, 1.2 kuruş vs. bir de hepsi değişik değişik şekillerde. bozuk paraların kimisi piramit şeklinde, kimisi damla gibi, kimisi üçgen vs.
eminim bu rüyayı gören bir tek ben değilimdir.
eminim bu rüyayı gören bir tek ben değilimdir.
devamını gör...
yazarların en türk özelliği
trafikte biri hata yaptığında kolumu camın dışında sallayarak, çek kenara diye bağırmak.
devamını gör...
yazarların huzurlu hissettiği zamanlar
kahve ve sigaramla birlikte yeşillikte oturup gölü seyretmek.
devamını gör...
insanı tedirgin eden durumlar
karşımdakinin ne dediğini anlamayıp tekrar etmesini sağlayıp, tekrar ettikten sonra yine anlamayıp anlamış gibi gülümseyerek surata baktığım an. hele o kişi sizden cevap bekliyorsa ortaya çıkan o bir kaç saniyelik boşluk inanılmaz tedirgin edici.
devamını gör...
zippo ile tek tabanca radyo yayını
canlar selam. sanırım radyo başlıkları ve tarihleri tek başlık altına toplanmış. mantıklı da olmuş. böylelikle arama kısmı benzer başlıklar ile dolup taşmaz.
malumunuz bugün pazar ve akşam 21.00 da bendesiniz. hepinizi yayına bekliyorum.
malumunuz bugün pazar ve akşam 21.00 da bendesiniz. hepinizi yayına bekliyorum.
devamını gör...
amcasının tecavüzüne uğrayan kız
din afyonu ve insanlık palavrası öyle bir silahtır ki türkiye gibi bir yerde hukuku bile eğip bükebilir, harbi insanlığı çileden çıkartabilir. geçen annemle bu konuda konuşuyordum. kendisine şu mezarı bile olmayan cellatlardan bahsettim. şahsen 60 yıllık hayatımda şunlar gibi en ahlaksız en az 100 bin kişiyi beraberimde götürmek karşılığında o şekilde gömüleceksin deselerdi hiç düşünmeden kabul ederdim. en azından toplumda 100 bin kişinin tam ya da kısmi zehirleyeceği paralel hayatları temizleyerek bu hayatı daha güzel yapabilirdim (ya da yapabileceğim konusunda kendimi kandırırdım).
ah, ryuk, neredesin elmacı güzeli? verseydin de o defteri*, gönderseydim şu ahlaksız bedevileri...
güncelleme: söz konusu olayın duruşmasında avukatlarını bulunduran saadet öğretmen çocuk istismarı ile mücadele derneği’nin yaptığı paylaşımlarına bakılırsa söz konusu çocuk %92 serebral palsi hastalığından muzdarip, olayın sanığı osman çur “ben türkiye’yi satın alacak insanım. durun hele. bundan sonra ölüm makinesi olacağım” ifadelerini kullanmış ve tahliye haberini alan sanığın ailesi ise sanığın -mağdura yaşattıklarına rağmen- adliyede bayram havası estirmiştir.
ah, ryuk, neredesin elmacı güzeli? verseydin de o defteri*, gönderseydim şu ahlaksız bedevileri...
güncelleme: söz konusu olayın duruşmasında avukatlarını bulunduran saadet öğretmen çocuk istismarı ile mücadele derneği’nin yaptığı paylaşımlarına bakılırsa söz konusu çocuk %92 serebral palsi hastalığından muzdarip, olayın sanığı osman çur “ben türkiye’yi satın alacak insanım. durun hele. bundan sonra ölüm makinesi olacağım” ifadelerini kullanmış ve tahliye haberini alan sanığın ailesi ise sanığın -mağdura yaşattıklarına rağmen- adliyede bayram havası estirmiştir.
devamını gör...
beslenme çantasında duran peçeteye sarılı tost
okul çıkışı geri getirilip evde yendiğinde daha lezzetli olan tosttur.
devamını gör...
guitar hero
devamını gör...
akademi
sivil askeriyedir. hiyerarşik düzeni iyi bilmeniz ve her türlü davranışınızda stratejik olmanız gerekir. burada kafanıza estiği gibi hareket edemezsiniz; sorgulayamazsınız.
belki türkiye'de her yer böyle değil çünkü çok fazla özel ve gereksiz üniversite açıldı.* bunlara üniversite denemez tabii. birer özel kurs diyebiliriz. kimse alınmasın lütfen. oraya gidenlerin bir suçu yok. açan devletin suçu var. neyse. ne diyorduk? her akademi sivil askeriye tadında değil fakat olanları var, insanın anasını ağlatıyorlar. kadınlar askere gitmiyor belki bu ülkede, ama ben resmen askeriyede büyümüşüm gibi hissediyorum. belki geçer bu günler de... biz denizi, kumu ve güneşi hayal edelim...
*
belki türkiye'de her yer böyle değil çünkü çok fazla özel ve gereksiz üniversite açıldı.* bunlara üniversite denemez tabii. birer özel kurs diyebiliriz. kimse alınmasın lütfen. oraya gidenlerin bir suçu yok. açan devletin suçu var. neyse. ne diyorduk? her akademi sivil askeriye tadında değil fakat olanları var, insanın anasını ağlatıyorlar. kadınlar askere gitmiyor belki bu ülkede, ama ben resmen askeriyede büyümüşüm gibi hissediyorum. belki geçer bu günler de... biz denizi, kumu ve güneşi hayal edelim...
*
devamını gör...
nez perce
aynı zamanda sakaryaspor kadın taraftarlarına verilen isimdir. kızılderili kabilesinde olduğu gibi tribünde de soyları tükenmiştir.*
devamını gör...
mırmırsu
mırmır gümüş grisi rengi ve görüntüsü itibari ile çok sevimli bir balıktır. zeki ve çevik olan mırmırı nice balıkçı tutmak ister ama başaramaz, mırmır onlarla dalga geçer.
kedilerimizi severken çıkardıkları mırmır sesi huzur vericidir. "kedinin mırmırları onun hem düşünmesi, hem de duymasıdır. bunu benim yazmam da benim mırmır'larımdır." özdemir asaf
kafa sözlük'te mırmırsu nickli yazar ise az kelime ile çok şey ifade eden sempatik yazarlardandır. özgün tanımları, hayvanseverliği ve nezaketi ile beğeni kazanan mırmırsu takip edilesi değerli yazarlardandır. hastalar vardır doktoru görmeleri yeter, iyileşirler. mırmırsu gibi yazarlar vardır, damardan giren "korkma la, biziz halk" gibi sözler ile kafa sözlük’ün kalbine girerler.
kedilerimizi severken çıkardıkları mırmır sesi huzur vericidir. "kedinin mırmırları onun hem düşünmesi, hem de duymasıdır. bunu benim yazmam da benim mırmır'larımdır." özdemir asaf
kafa sözlük'te mırmırsu nickli yazar ise az kelime ile çok şey ifade eden sempatik yazarlardandır. özgün tanımları, hayvanseverliği ve nezaketi ile beğeni kazanan mırmırsu takip edilesi değerli yazarlardandır. hastalar vardır doktoru görmeleri yeter, iyileşirler. mırmırsu gibi yazarlar vardır, damardan giren "korkma la, biziz halk" gibi sözler ile kafa sözlük’ün kalbine girerler.
devamını gör...
yapılırken mantıklı görünen eylemler
sofra hazırlanırken tabakları masaya götürmek, yarım saat sonra tabakları geri getirip içlerine yemek koymak ve masaya geri götürmek.
devamını gör...
danilo zanna
türkçe konuşamayan birinin türkiye'de bir hayat kurabilmesi oldukça ilginç bir çalışma konusudur. işin daha da garip yanı bu adamın türkçesi her geçen yıl daha da bozuluyor.
devamını gör...
yataktan çıkmamak
kardeşim olan zat-ı muhteremin sahip olduğu kötü bir alışkanlık, hatta kanser sebebi.
devamını gör...
türklerin birinci olduğu konular
(bkz: çay tüketimi)
devamını gör...
bedri rahmi eyüboğlu
"aşk bir eşkiyanın hayata itirazıdır...
susarsa çatışma, konuşursa savaş.
yazarsa destan.
severse devrim olur.
tut ki ben bir eşkiyayım."
kendisini, şiirlerini ve resimlerini çok sevsem de yasak aşkı için yazdığı 'karadut' şiirini -ki en sevdiğim şiiridir- keşke eşi için yazsaymış diyorum. bir gün yasak aşkı ölünce kendisini bu acıdan kurtaran eşi eren hanım olur ve çok sonra istanbul büyük kulüpte şiir okumasını isteyenlere eşi de oradayken bu şiiri okur. gözleri yaşlarla dolu, sesi titriyordur. oradaki herkes de şiirin kimin için yazıldığını biliyor eşi dahil. sonrası eşi oğlu ile birlikte bir süre paris'e gider ve ona bir mektup yazar. mektupta o gece ile ilgili "sanki böğrüme kızgın bir ütü yapışmış gibi olmuştum" der. mektubun sonunda da "allah sana resim yapma sevinci versin ve bizim yanımızda yaşamaktan, mutluluk duyabilmeni sağlasın" der. sevindiğim nokta duaları kabul olur.bedri rahmi oğluna ve eşine geri döner ve vefatına kadar birlikte yaşarlar. ne kadar herkes bu yasak aşkı konuşsa ne büyük bir aşkmış onlarınki dese de ben bu hikayede hep eren hanıma üzülmüştüm en çok. hep eşini sevmiş ve onun yanında olmuş tabii ne olursa olsun sonunda o da mutlu olmuş. yani ben öyle düşünüyorum.
susarsa çatışma, konuşursa savaş.
yazarsa destan.
severse devrim olur.
tut ki ben bir eşkiyayım."
kendisini, şiirlerini ve resimlerini çok sevsem de yasak aşkı için yazdığı 'karadut' şiirini -ki en sevdiğim şiiridir- keşke eşi için yazsaymış diyorum. bir gün yasak aşkı ölünce kendisini bu acıdan kurtaran eşi eren hanım olur ve çok sonra istanbul büyük kulüpte şiir okumasını isteyenlere eşi de oradayken bu şiiri okur. gözleri yaşlarla dolu, sesi titriyordur. oradaki herkes de şiirin kimin için yazıldığını biliyor eşi dahil. sonrası eşi oğlu ile birlikte bir süre paris'e gider ve ona bir mektup yazar. mektupta o gece ile ilgili "sanki böğrüme kızgın bir ütü yapışmış gibi olmuştum" der. mektubun sonunda da "allah sana resim yapma sevinci versin ve bizim yanımızda yaşamaktan, mutluluk duyabilmeni sağlasın" der. sevindiğim nokta duaları kabul olur.bedri rahmi oğluna ve eşine geri döner ve vefatına kadar birlikte yaşarlar. ne kadar herkes bu yasak aşkı konuşsa ne büyük bir aşkmış onlarınki dese de ben bu hikayede hep eren hanıma üzülmüştüm en çok. hep eşini sevmiş ve onun yanında olmuş tabii ne olursa olsun sonunda o da mutlu olmuş. yani ben öyle düşünüyorum.
devamını gör...
hayata dair iç burkan detaylar
sanırım annemizin ölmesi... keşke anneler ölmese veya annemden önce ben ölsem.
devamını gör...
elon musk'tan signal uygulamasını kullanın önerisi
"ne ayak oldugunu" anlamlandiramadigim ender insanlardandir elon musk. dovuyor mu seviyor mu, dunyayi mi kurtarmak istiyor yoksa daha da mi batirmak istiyor cozemedim henuz. kureselci kesime karsi da tavirli. bill gates'le de arasi limoni, karakter olarak biraz trump'a da benzemekte. bir cins yani. an itibariyle de dunyanin en zengin is adami unvanini jeff bezos'tan almis bulunmakta. zamanla gorecegiz neci oldugunu...
devamını gör...
bir ateistin iyilik yapmasının nedeni
ıyilik zaten öteki dünyada hesap sorulacağı için yapılıyorsa, temel motivasyon korkudur. korku ve endişe alt bilincin öğeleridir. bir ateist ya da deist iyilik yapıyorsa, temel motivasyonu toplu yaşama katkı sunmak ve kendisinin de dahil olduğu topluluğun yaşamını güzelleştirmektir, (burada kastım insan değil, ortak bir evreni paylaştığımız tüm canlılar), işte bu karar üst bilinç tarafından alınır ve uygulanır.
her iki insan profili de nihai noktada pragmatisttir. alt bilinç doğrudan fayda peşindeyken, üst bilinç faydanın dolaylı olarak kendisine yansıyacağının farkındadır.
her iki insan profili de nihai noktada pragmatisttir. alt bilinç doğrudan fayda peşindeyken, üst bilinç faydanın dolaylı olarak kendisine yansıyacağının farkındadır.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının karalama defteri
kırgınlığım yok kimseye!
kendime de kızmıyorum, kızamıyorum artık...
öyle bir zamandayım öyle bir demle acıyor ki yüreğimin köşeleri hislerimin hissizliğiyle sınanıyorum...
keşke birilerine kızabilsem, keşke üzülebilsem bana şunu da şunu da yaptılar diyebilsem, keşke kendime söylenebilsem hep senin eserin bu, hanımefendi diyebilsem... ama yok nafile tek bir duygu kırıntısı bile yok içimde... özleyebilsem mesela, mesela ağlayabilsem, mesela saatlerce gevezelik yapabilsem yine telefonlarda, mesela umut etsem yeniden, mesela... bu hissizlik mahvediyor beni... boğazımda bir düğüm, kalbimde bir sızı, nefes alırken içime içime saplanan bir neşter gibi...
yeniden nefret edebilsem birilerinden, yeniden özlem duyabilsem sevdiklerime, yeniden umut edebilsem yarınlara... bu hissizlik günden güne siliyor beni... günden güne yeni bir ben doğuyor belkide bilemiyorum... hayatın hem ne kadar değerli hem ne kadar değersiz olduğunu öğretti bu hissizlik bana. takıldığımız, gece boyu düşündüğümüz şeylerin ne kadar anlamsız olduğunu işaret etti. hele ki kırgınlıklarımızın, küskünlüklerimizin ne boş ne faydasız olduğunu gösterdi. bize nefretin, kırgınlıkların yarardan çok zarar verdiğini ve çok klasik olacak ama üç günlük dünyada bunlarla uğraşıp yüreğimizde bunları taşıyarak bunları yük ederek zaten zor olan hayatlarımızı daha da zorlaştırdığımızı gösterdi. ben tüm sırların çözüldüğü, perdelerin aralandığı zamanlardayım dostlar. ben yarına erememenin, kaybetmenin, sevdiklerime ulaşamamanın kaygısındayım. ben nefes almayı bile unutturan gerçekle bir kez daha yüzleştim! #ölüm siz siz olun kapınıza dayanmadan, canınızdan can almadan, tüm hislerinizi kaybetmeden fark edin bazı şeylerin kıymetini. ruhunuzu hafifletin, kalbinizi temizleyin, bedeninize huzur verin, yüklerinizden arının...
sevin, sevilin, sevdiğinizi söyleyin. özür dileyin, affedin... sevgiyle, huzurla, hoşça... kalın...
kendime de kızmıyorum, kızamıyorum artık...
öyle bir zamandayım öyle bir demle acıyor ki yüreğimin köşeleri hislerimin hissizliğiyle sınanıyorum...
keşke birilerine kızabilsem, keşke üzülebilsem bana şunu da şunu da yaptılar diyebilsem, keşke kendime söylenebilsem hep senin eserin bu, hanımefendi diyebilsem... ama yok nafile tek bir duygu kırıntısı bile yok içimde... özleyebilsem mesela, mesela ağlayabilsem, mesela saatlerce gevezelik yapabilsem yine telefonlarda, mesela umut etsem yeniden, mesela... bu hissizlik mahvediyor beni... boğazımda bir düğüm, kalbimde bir sızı, nefes alırken içime içime saplanan bir neşter gibi...
yeniden nefret edebilsem birilerinden, yeniden özlem duyabilsem sevdiklerime, yeniden umut edebilsem yarınlara... bu hissizlik günden güne siliyor beni... günden güne yeni bir ben doğuyor belkide bilemiyorum... hayatın hem ne kadar değerli hem ne kadar değersiz olduğunu öğretti bu hissizlik bana. takıldığımız, gece boyu düşündüğümüz şeylerin ne kadar anlamsız olduğunu işaret etti. hele ki kırgınlıklarımızın, küskünlüklerimizin ne boş ne faydasız olduğunu gösterdi. bize nefretin, kırgınlıkların yarardan çok zarar verdiğini ve çok klasik olacak ama üç günlük dünyada bunlarla uğraşıp yüreğimizde bunları taşıyarak bunları yük ederek zaten zor olan hayatlarımızı daha da zorlaştırdığımızı gösterdi. ben tüm sırların çözüldüğü, perdelerin aralandığı zamanlardayım dostlar. ben yarına erememenin, kaybetmenin, sevdiklerime ulaşamamanın kaygısındayım. ben nefes almayı bile unutturan gerçekle bir kez daha yüzleştim! #ölüm siz siz olun kapınıza dayanmadan, canınızdan can almadan, tüm hislerinizi kaybetmeden fark edin bazı şeylerin kıymetini. ruhunuzu hafifletin, kalbinizi temizleyin, bedeninize huzur verin, yüklerinizden arının...
sevin, sevilin, sevdiğinizi söyleyin. özür dileyin, affedin... sevgiyle, huzurla, hoşça... kalın...
devamını gör...