madrabaz kelimesi, dilimizde oldukça kullanılan kelimelerden birisidir. madrabaz, farsça dilinden türkçe'mize geçmiştir. tdk'ye göre madrabaz kelimesi anlamı: hayvan, balık, sebze, meyve vb. yiyecekleri yerinden getirerek toptan satan kimse ve aynı zamanda hile yapan kimse anlamında da kullanılır.
devamını gör...

yer, zaman ve mekana göre değişkenlik gösteren iletişim türüdür. kıyaslamak doğru olmaz. o an gelir mesaj atarsınız bir an gelir ararsınız.
devamını gör...

yanak içi kemirmek.
devamını gör...

ben hariç herkes salak kafasında olan salaklar.
devamını gör...

dilin üst ve yan yüzeyinde bulunan girintili çıkıntılı şeylere denir. içlerinde tat tomurcuklarını bulunur. tat almamız bunlar sayesindedir.
devamını gör...

"doğal olanı perişan ettik, kurtar bizi yapay olan" temalı çalışma.

yani tamam, küresel ölçekte derece artışı olabilir dünyanın birçok yerinde. fakat bunu bile bile, bina dikmek için önüne gelen ağacı kesersen, sen tüm ülkelerden önce ödersin bunun doğal bedelini.

insanın aklına şu soru geliyor; neden ormanlarını anayasa ile koruma altına almış olan, prensinin doğumunu ağaç dikerek kutlayan, negatif karbon emisyonuna sahip ağaç cenneti bhutan, bu küresel ısınma döneminde bile normalden fazla yağış alırken senin barajların kuruyor?

neyse... kime ne anlatıyoruz sanki.
devamını gör...

öz olarak ne kadar iyi olsa da formatlara aykırı olduğu için beğenmediğim tanımdır.
devamını gör...

sayın yazar arkadaşlardan ricamız lütfen ama lütfen burası anonim diye kadınlar ile ilgili aşağılayıcı kötü sözler söylemeyiniz.
sonuçta burada herkes yazmak, bilgi paylaşmak, eğlenmek, kafa dağıtmak için var. saçmalıklarla dolu olmasın.
devamını gör...

yanında ayracı olmayan veya sadece kitapları gereksiz abartmayan insandır.
devamını gör...

düğünde gelinin beline kırmızı kurdele takılması, bakire veriyoruz bak demeyi sembolize eden ve tamamen kadını aşağılamaya dönük bir adettir. bu kurdeleyi bağlayan; ya gelinin erkek kardeşi ya da babası olur, bir bitmedi şu saçmalıklar.
devamını gör...

yaz kış fark etmeksizin günümü zehir eden hastalık.
göz kaşıntısı ve hapşırık kriziyle başlıyor acayip bir burun akıntısıyla devam ediyor. kalıcı bir tedavisi yok mu bu hastalığın?
devamını gör...

atandığı yeni okulda yeni tanıştığı öğrencilerine "adını, soyadını ve anne-babanın ne iş yaptığını söyleyerek tanıt bize kendini canım" şeklindeki söylemiyle kendini belli eden öğretmendir. bir öğretmen öğrencisinin anne babasının mesleğini neden merak eder ki? ayrıca anne baba belki hayatta değillerdir. maalesef bazen farkında olmadan kırıcı ve öz güven zedeleyici olabiliyor böyle bir cümle.
devamını gör...

bucket list de denir. günlük yaşamımızın telaşından zartından zortundan hazırlama fırsatım olmadı daha önce. iyi düşürdünüz aklıma sözlük, teşekkürler.
devamını gör...

aktif dinlediğini gösteren durumdur. beraberinde ara sıra kafa sallayarak geri dönütler vermek de iletişimin daha sağlıklı olmasını sağlar. benim dikkatim çok dağınık olduğu için çoğunlukla kişinin gözlerine baksam da ara sıra dışarıdaki hareketliliğe de kayıyor gözlerim, ama kulağım hep ondadır. bir de gözünün içine bakarak konuşurken gözünün içine baktığımı düşününce garipleşen bir durum oluyor.
devamını gör...

elbet bir gün buluşacağız ama ikimizin de hayatında bize yer olmayacak. hem sen hem ben soracağız "hoş geldin de, şimdi seni nereye koyacağım?"

yaşanan onca şey birer anıdan ibaret olmuş olacak. zarafetle gülümseyip geçip gideceğiz yanlarımızdan. hem ne demiştik "dostça ayrılalım belki selamlaşırız." selamlaşıp uğurlaşacağız.

--- alıntı ---
başka bir şehirde karşılaşırmışız. dostça ayrılalım belki selamlaşırız. birimiz tek birimiz çiftsek eğer... işte o zaman konuşmadan uzaklaşırız.
--- alıntı ---

(bkz: fettah can)
(bkz: boş bardak)
devamını gör...

638 yılında gerçekleşen kuşatma. kuşatma, günümüzdeki kahramanmaraş'ı almak adına hulefâ-yi raşidin * ve bizans impatorluğu arasında gerçekleşmiştir. müslümanlar bu olaydan birkaç yıl önce bizans imparatoru herakleios'a karşı zafer elde ettikten sonra suriye * civarını ele geçirdiler. bu sayede, heraklios'un, suriye fethi girişimleri de başarısız oldu. ardından gayri-müslim araplar, emesa'yı kuşattılar. müslümanlar belirgin bir savaş yapmak yerine savunma stratejisini uyguladılar. hz. ömer'in emriyle müslümanlardan bir ordu, yukarı mezopotomya'ya saldırdı. gayri-müslim araplar da, emesa kuşatmasını kaldırmak zorunda kaldılar.

bu olaydan bir süre sonra, hz. ömer, yukarı mezopotomya işgali başlattı. ve yukarı mezopotomya'nın batı bölgeleri ele geçirildi. bu sırada hz. ebu ubeyde, hz. iyaz bin ganem'in komutasına girmesini hz. ömer'den talep etti. hz. ömer bunu kabul etti. hz. iyaz bin ganem de, emesa'ya geldi. hz. ebu ubeyde, anadolu'da * tarsus'a kadar olan bizans topraklarına saldırmak için birçok bölümden oluşan bir sefer başlatır. ki bu bölümlerin ikisine, hz. halid bin velid ve hz. iyaz bin ganem komuta etmektedir.

hz. halid bin velid, maraş'taki antik kent olan germanicia kentini ister. müslüman ordusu, bir bizans birliğinin bulunduğu şehri kuşatmayı başarır. bizans birliği, yardım beklemeksizin, birliğin ve bir de halkın affedilmesini şart koşarak, cizye şartları altında şehri teslim ederler. yani, şehir kan dökülmeden fethedilir. bazı kaynaklarda maraş'ta müslümanların birçok, hatta daha önce eşi benzeri görülmemiş ganimetler elde ettiği geçer.

hz. halid bin velid, döneminin süper güçleri olan bizans ve sasanilere karşı artık büyük zaferler elde etmişti. hatta bazı kaynaklara göre, 100'den çok savaşa katılmış ve hiç yenilgiye uğramamıştır. anadolu'da kahramanmaraş'a kadar uzanan fetihler yapmıştır. iran ve ırak'ı 3 yıl içerisinde, islam devletine bağlamıştır. dolayısıyla artık kendini kanıtlamıştır. bu kuşatmadan sonra da, artık kendini tamamıyla kanıtlamış olan hz. halid bin velid, hz. ömer tarafından görevden alınmıştır.

hatta bazı kaynaklara göre, hz. ömer, hz. halid bin velid'i, insanların onu aşırı büyüttüklerini, hatta allah'ı bırakıp ona tevekkül edeceklerinden korktuğu için görevden alınmıştır. yine bazı kaynaklarda, hz. halid bin velid'in, hz. ömer'e zarar vermesi için arkadaşları tarafından kışkırtıldığı yazılıdır. hz. halid bin velid oldukça güçlüydü. fakat böyle bir şey yapmamış, artık siyaset işlerinden uzak durmuş ve 642 yılında vefat etmiştir.
devamını gör...

bu sefer önce yakışıklımızı görelim.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel burada bir insanın boyuyla kıyaslama yapabilirsiniz. sturmgeschütz iii [stug iii] gibi tepesi düz, yaklaşık olarak bir insan boyunda yüksekliğe sahip bir tank.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
bu da deutsches panzermuseum'dan bir kare. sanırım replika.

gelelim tanımaya. öncelikle jagdpanzer iv, tıpkı stug iii gibi tank avcısı sınıfındaki anti-tank tanklarından biri. stug iii'den daha üst model.

adından ise başlayalım. jagd [hunt] ve panzer [tank] kelimelerinin birleşmesiyle oluşmuştur. iv ise roma rakamıyla 4, fakat neden 4? panzer iv şasesi üzerine inşa edildiği için iv.

resmi adı sd. kfz. 162. aslında 3 ana varyant şeklinde üretilen tankın bu şekilde (fixed turret anti-tank) üretilmesini isteyen kişi general der panzertruppe (zırhlı birlikler generali) heinz guderian. adam demiş ki, "ulan biz zaten savaşta çok büyük cephelerde çarpışıyoruz, tankları da zamanla geliştiriyoruz (panzer i, panzer ii, panzer iii...), üretimi tekrar bölmeye gerek yok. panzer iv üretimini zaten yapıyorken bunu da stug iii mantığıyla yapalım, panzer iv şasesi üzerine oturtturalım." akıllıca düşünmüş bence. peki neden illa fixed turret, neden anti-tank olacak; çünkü general guderian'a göre stug iii ve stug iv zaten görevlerini güzel yapıyorlardı fakat yeni ve daha güçlü versiyonlarla değiştirilmeleri gerekiyordu.

stug iii tam bir fiyat/performans tankı idi, çok geniş cephelerde, çok büyük mücadele verirken kaynak yönetimi inanılmaz önemlidir. maus gibi devasa tanklarla kaynak israf edemezsiniz. panzer iii şasesi üzerine inşa edilen stug iii, panzer iii sınıfı tanklarla karşılaştırılınca nasıl ki çok daha ucuz fakat etkili bir araç ortaya çıkıyorduysa; jagdpanzer iv ile panzer iv sınıf tanklar kıyaslanınca da jagdpanzer daha ucuz ve etkili görünüyordu. işte bu yüzden anti-tank sınıf bir model üretimi yapılmasını istemişti general guderian.

stalingrad muharebesi'nden sonra, eylül 1942'de wehrmacht'ın ar-ge birimi waffenamt, yeni bir proje üzerinde çalıştığını duyurdu: önden 100mm yanlardan 40-50mm kalınlığında bir zırh, daha geniş paletler ve en düşük ateş pozisyonuna (düşmanların zarar verebileceği minimum pozisyon) sahip yeni bir saldırı tankı. bu yeni panzerjäger [tank hunter], jagdpanther ile aynı 75mm topa sahip olacaktı: pak42 l/70.

tasarım olarak bakarsak, marder serisinden bu yana anti-tank denemelerinin küçük şasiye büyük top monte etme çalışmaları stug iii ile birlikte değişime uğramıştı. marder'in mürettebatı tamamen kapatmayan zırhının aksine stug iii tamamiyle kapalı bir kutuydu. jagdpanzer iv de stug iii gibi tamamiyle kapalı bir tasarıma sahiptir. bununla birlikte, üzerine inşa edildiği panzer iv şasesinin özelliklerini büyük oranda korurken ön zırh yapısı daha eğimli hale getirilmiştir. eğimli ön zırh kaplaması, atılan tank mermileri ve roketatar mermilerinin zırhı delmektense sekmesini sağlar.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
marder iii

zırhın eğimli hale getirilmesiyle birlikte tankın iç hacminde meydana gelen yer yetersizliğinden dolayı yakıt tankı ve mühimmat raflarının yeri değiştirildi, onun dışında panzer iv dizaynını neredeyse bire bir korudu (zırhın eğimli hale getirilmesi dışında ana gövde, hareketli aksam, motor, elektrikli aksam vs). yakıt tankı ana silahın altına, radyo operatörünün yakınına konumlandırıldı, ek bir yakıt tankı da ana silah motoruna yakın bir noktaya konuşlandırıldı. mühimmat rafları da zeminden yukarı alındı.

bunun dışında ufak tefek birkaç değişiklik daha yapıldı, mesela mürettebat için havalandırma sistemi büyük oranda motor soğutma sistemine bağlandı. kaçış kapağı, silah operatörünün üzerine konumlandırıldı, ilk başta 100mm olarak tasarlanan ön zırh, 60mm* kalınlığa düşürüldü ve 40 derece eğimli olacak şekilde ayarlandı (ki bu da 90mm kalınlıktaki bir zırhla hemen hemen aynı efektif korumayı sağlıyor). 1944 yılında aracın önüne 14 parça yedek palet eklendi fakat yılın ilerleyen zamanlarında bu yedek paletler tankın arkasına alındı, ön süspansiyonlara düşen ağırlığı azaltmak için. ayrıca bu düzenlemeyle birlikte bir çift yedek makara da eklendi. tüm bunlara rağmen, tankın önünde bulunan devasa namlunun ağırlığına ek olarak sürücü ve radyo operatörünün ağırlığını dengelemek için motor arkaya yerleştirilmişti fakat 11800 litrelik, 265 beygir gücündeki devasa motor bile ağırlık merkezini ortaya çekmeye yetmemiş.

* vikipedide 80mm zırh kalınlığı olduğu yazıyor fakat ben 60mm olduğuna dair iki farklı kaynaktan okuyorum şu an. hatta kaynaklardan biri upper hull 60mm, lower hull 50mm zırh kalınlığındaydı diye yazmış.

gelelim tarihsel öyküsüne. waffenamt stug iii'lerin yerini alacak daha gelişmiş tankını duyurdu, adını da sturmgeschutz neuer art mit 7.5cm pak l/48 auf fahrgestell pzkpfw iv (sd. kfz. 162) olarak açıkladı fakat jagdpanzer e 39 ya da bizim daha çok bildiğimiz ismiyle jagdpanzer iv olarak da anılıyor bu tank. hatta yanlış hatırlamıyorsam jagdpanzer ismi bizzat hitler tarafından verilmiş.

1943ün başlarından mayısına kadar vomag [vogtländische maschinenfabrik] proje üzerinde çalıştı, eylül 1943'te tahtadan bir model üretip hitler'in huzuruna çıkardı. izni kapan firma 1 ay sonra ilk çelik modeli de üretmişti. aralık 1943'te son çelik prototipi de üretip hitler'in onayını alan firma siparişi aldı, çalışmaya başladı.

ilk üretilen jagdpanzer serisi, jagdpanzer iv 0-serie, daha yuvarlak hatlara sahipti ve ana silah olarak 75mm pak 39 l/43 taşıyordu, ve namlunun ucunda muzzle break adı verilen delikler yoktu.

ocak 1944'te ilk jagdpanzer iv (0-serie değil artık. 0-serie olanlar prototip gibi bişey), pzkpfw iv ausf f şasesi üzerine yerleştirildi. daha hafif bir panzer iv ürettikleri için jagdpanzer iv ausf f (sd.kfz.162) olarak isimlendirdiler. 75mm pak 39 l/48 ana silaha ve namlusunun ucunda muzzle break deliklerine sahipti. daha sonraki tasarımlarda muzzle break yavaş yavaş kaldırıldı, ya da tankın mürettebatı tarafından söküldü, çünkü namlunun görece yere yakın olmasından ve güçlü top atışından dolayı yerdeki bütün tozu toprağı havaya kaldırıp hem tankın yerini belli ediyor, hem de tankın görüşünü kapatıyordu. bu ilk jagdpanzer ayrıca 2 adet 7.92mm mg42 makineli tüfeğe de sahipti. 75mm ve 70 kalibre (75mm pak 42 l/70) toplarla üretimi zor olduğu için geçici olarak 48 kalibre toplarla üretime başlandı.

yavaş üretimi ve acil anti-tank tanklarına ihtiyaçtan dolayı stug iii tanklarının yapıları da bir yandan modifiye edilmeye başlanıp stug iv tanklarının ortaya çıkmasını sağladı. panzer iv şasesi üzerine oturtulan stug iii modelleriyle ortaya çıkan stug iv tankları, aynı kardeşi stug iii gibi, saldırı amacıyla kullanıldı [blitzkrieg].

ana silah olarak pak 42 l/70 ile üretilmesi planlanan tank, top sayısının yetersizliği dolayısıyla öncelikle 75mm pak 39 l/43 ile pre-production (0-serie), 75mm pak 39 l/48 ile de ilk üretim aşamasına alındı. pak 42'den daha kısa ve daha güçsüz olan bu topların yerini zamanla pak 42 l/70 aldı ve tankın yeni bir modeli ortaya çıkmış oldu: jagdpanzer iv/70(v) veya jagdpanzer iv/70(a). buradaki 70, 70 kalibrelik pak 42 topunu kullandığını gösterir. (v) ve (a) tasarımcılarının isimlerini refere eder, vomag ve alkett

pak 42 ile çok daha yüksek atış ve yok etme gücüne ulaşan tank, topun aşırı ağırlığından dolayı bozuk arazilerde kullanılması çok zor bir hal almaya başladı. bu sebeple tank mürettebatları tarafından guderian-ente (guderian'ın ördeği) ismi takılmaya başlandı :) hatta bu ağırlık o kadar can sıkıcı olmaya başlamıştı ki, lastik tekerlekli makaralar sonraki modellerde kayıp yerlerinden çıkmasın diye çelik olanlarla değiştirildiler.

düz yolda 40km/h, arazide 15km/h hıza ulaşabilen tank, 25 ton civarındadır. 4 kişilik mürettebatı vardır [sürücü, radio operatör/makineli tüfekçi, silah operatörü -gunner- ve yükleyici -loader-]. 79 tane 75mm top mermisi ve 1200 tane 7.92mm makineli tüfek mermisinden oluşan bir cephaneye sahiptir.

hayatta kalan jagdpanzer iv görmek isterseniz eğer,
- jagdpanzer iv 0-serie için deutsches panzermuseum (münster almanya),
- jagdpanzer iv l/48 için yine deutsches panzermuseum, musée des blindés (saumur, fransa), thun tank museum (isviçre) (bunun 80mm zırhı var, daha yeni modellerden), bi tane de bulgaristanda varmış ama akıbeti pek belli değil. savunma bakanının emriyle müzeye koyulması ya da koleksiyoncu birine satılması yönünde karar çıkmış.
- panzer iv l/70 (v) için national museum of military history (sofya, bulgaristan), kubinka tank museum (rusya), united states army ordnance museum (aberdeen, maryland, amerika), patton museum (fort knox, kentucky, amerika), canadian war museum (ottawa, canada)
- ve panzer iv l/70 late (a) için musée des blindés (saumur, fransa) ziyaret edilebilir.

bir tane de hurda halde armoured warfare museum (poznan, polonya) sergiliyormuş, fakat hurdası nasıldır bilemiyorum.
devamını gör...

harika tanımlar girip bizleri bilgilerindiren yazar arkadaşımız.
devamını gör...

saçını taramayan yazarlardır. napsınlar kaşlarını almasınlar mıdır. sözlük yanıyomuş, bişi olmaz. küllerinden doğar yoldaşın üç kulhü bi elhamıyla. güzelliğe zeval gelmesin.
devamını gör...

sözlük
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim