neden bu kadar cok başlık açılıyor
sözlükte başlık akacak. kalp atışı gibi düşün. atmadı mı sıkıntı.
devamını gör...
ateist kaplumbağa
kimse gücenmesin darılmasın, şu sözlükte yazdıklarını okumaktan en çok keyif aldığım yazardır.
üstelikte yazar kelimesi, tırnak içine bilinçli olarak alınmamıştır.
şu linkteki çocukluk anılarının her biri ayrı güzel. ayrıca bir ''kurban'' travması benimde var://
normalsozluk.com/b/cocukluk...
edit: aklıma okurken kuzuların sessizliğinde clarice'nin haniball'a anlattığı ''kuzu'' hikayesini getirdi. sanırım ''kurban'' her çocuk için bir travma.
üstelikte yazar kelimesi, tırnak içine bilinçli olarak alınmamıştır.
şu linkteki çocukluk anılarının her biri ayrı güzel. ayrıca bir ''kurban'' travması benimde var://
normalsozluk.com/b/cocukluk...
edit: aklıma okurken kuzuların sessizliğinde clarice'nin haniball'a anlattığı ''kuzu'' hikayesini getirdi. sanırım ''kurban'' her çocuk için bir travma.
devamını gör...
sineklerin tanrısı
başlangıçta çocuklar için yazılmış gibi bir izlenim bırakan, ancak yaşanan olaylarda ahlâk, kitle psikolojisi ve otorite gibi kavramları güzel işlediği söylenen bir eser.
söylenen diyorum çünkü iki defa okumaya niyetlenmeme rağmen bir türlü bitiremedim. bendeki çevirisi mi kötüydü* anlamadım ama inanılmaz gereksiz betimlemelerle dolu. okurken yorulduğumu hissediyordum, o derece.
ne yazık ki üçüncüye şans vereceğimi düşünmüyorum. tıpkı jack london'ın yıldız gezgini gibi yarım bıraktığım ve pes ettiğim bir kitap olarak hafızamda yer edinecek.
söylenen diyorum çünkü iki defa okumaya niyetlenmeme rağmen bir türlü bitiremedim. bendeki çevirisi mi kötüydü* anlamadım ama inanılmaz gereksiz betimlemelerle dolu. okurken yorulduğumu hissediyordum, o derece.
ne yazık ki üçüncüye şans vereceğimi düşünmüyorum. tıpkı jack london'ın yıldız gezgini gibi yarım bıraktığım ve pes ettiğim bir kitap olarak hafızamda yer edinecek.
devamını gör...
para mutluluğu satın almaz
hangi mutluluğu pardon?
kimseye muhtaç olmayacak kadar paran illa ki olacak!
akif'in de dediği gibi:
kim kazanmazsa bu dünyada bir ekmek parası: dostunun yüz karası; düşmanının maskarası!
onuruyla yaşamak için, bir insan hayatını idame edebilmeli. başkasına değil* kendi alın terine güvenmeli...
kimseye muhtaç olmayacak kadar paran illa ki olacak!
akif'in de dediği gibi:
kim kazanmazsa bu dünyada bir ekmek parası: dostunun yüz karası; düşmanının maskarası!
onuruyla yaşamak için, bir insan hayatını idame edebilmeli. başkasına değil* kendi alın terine güvenmeli...
devamını gör...
nanoaraba
yakın gelecekte tıp alanında sıklıkla kullanılacağı tahmin edilen nanometre boyutlarındaki "moleküler cihaz".
nanoaraba gerçek bir araba değil. dolayısıyla bir arabanın sahip olduğu motor, direksiyon gibi bir aksamı yok. ancak uzaktan kumanda ile yönlendirilebilir. bu şekilde kumanda edilerek, hastalıkların tedavisinde kullanılan akıllı ilaçlar gibi, belirli hücre gruplarına yönelik işlemler yapabilir.
günümüzde, örneğin kanser tedavisinde, kanserli hücreleri öldüren bazı tedavi yöntemleri, sağlıklı hücrelere de zarar verebiliyor. bir nanoaraba ile bu durumun önüne geçilebilir. kanserli hücrelerin yeri tam olarak belirlendiğinde, ilaç taşıyan bu molekül, doğrudan o hücrelere yönlendirilerek ilacı sadece o hücrelere enjekte edebilir. bu da sağlıklı hücrelerin ilaçtan etkilenme olasılığını en aza indirir.
bu tür moleküler bir taşıyıcının önündeki en büyük engellerden biri, hareket için ihtiyaç duyacağı enerji kaynağını bulabilmek. motorlu bir araç için bu mümkün ama herhangi bir motoru ya da yakıtı olmayan biyolojik bir yapı için bu kolay bir iş değil.
enerji kaynağı için bazı çalışmalar var hâlihazırda. örneğin nanoaraba molekülü belirli bir kimyasalın içine yerleştiriliyor ve uç kısımlarında ortaya çıkan potansiyel fark hareketi sağlıyor. bir başka çalışma, nanoarabaları manyetik alanla yönlendirebilmek için, içlerine metal çubuklar yerleştirmek şeklinde. bir başka çalışma, ışık kullanarak oluşturulacak iyonlar aracılığıyla elektrik alanı yaratmak ve molekülün hareketini sağlamak üzerine.
çalışmalar içinde -bence- en ilginç olanı ise enerji kaynağı olarak bakterileri kullanmak. bakteriler, nanoarabanın arkasına yerleştirilir ve kamçılı yapıları aracılığıyla molekülü itmeleri sağlanır.
bir gün bu teknoloji tam olarak istendiği şekilde geliştirilebilirse, ameliyatları deriyi kesmeden yapmak ve hasta dokular dışındaki dokulara zarar vermeden hastalıkları tedavi edebilmek mümkün olacak.

görselin kaynağı
nanoaraba gerçek bir araba değil. dolayısıyla bir arabanın sahip olduğu motor, direksiyon gibi bir aksamı yok. ancak uzaktan kumanda ile yönlendirilebilir. bu şekilde kumanda edilerek, hastalıkların tedavisinde kullanılan akıllı ilaçlar gibi, belirli hücre gruplarına yönelik işlemler yapabilir.
günümüzde, örneğin kanser tedavisinde, kanserli hücreleri öldüren bazı tedavi yöntemleri, sağlıklı hücrelere de zarar verebiliyor. bir nanoaraba ile bu durumun önüne geçilebilir. kanserli hücrelerin yeri tam olarak belirlendiğinde, ilaç taşıyan bu molekül, doğrudan o hücrelere yönlendirilerek ilacı sadece o hücrelere enjekte edebilir. bu da sağlıklı hücrelerin ilaçtan etkilenme olasılığını en aza indirir.
bu tür moleküler bir taşıyıcının önündeki en büyük engellerden biri, hareket için ihtiyaç duyacağı enerji kaynağını bulabilmek. motorlu bir araç için bu mümkün ama herhangi bir motoru ya da yakıtı olmayan biyolojik bir yapı için bu kolay bir iş değil.
enerji kaynağı için bazı çalışmalar var hâlihazırda. örneğin nanoaraba molekülü belirli bir kimyasalın içine yerleştiriliyor ve uç kısımlarında ortaya çıkan potansiyel fark hareketi sağlıyor. bir başka çalışma, nanoarabaları manyetik alanla yönlendirebilmek için, içlerine metal çubuklar yerleştirmek şeklinde. bir başka çalışma, ışık kullanarak oluşturulacak iyonlar aracılığıyla elektrik alanı yaratmak ve molekülün hareketini sağlamak üzerine.
çalışmalar içinde -bence- en ilginç olanı ise enerji kaynağı olarak bakterileri kullanmak. bakteriler, nanoarabanın arkasına yerleştirilir ve kamçılı yapıları aracılığıyla molekülü itmeleri sağlanır.
bir gün bu teknoloji tam olarak istendiği şekilde geliştirilebilirse, ameliyatları deriyi kesmeden yapmak ve hasta dokular dışındaki dokulara zarar vermeden hastalıkları tedavi edebilmek mümkün olacak.

görselin kaynağı
devamını gör...
raptiye rap rap
şifreli sözler, ince anlamlar tam cem karaca'ya özgü bir şarkı. tam sinirlendiniz veryansın edeceksiniz bazı kelimeler yasaklı.orada burada her yerde boşlukları doldurmak için raptiye rap rap zaptiye zap zap diyebilirsiniz. sizi sadece sizin gibi olanlar anlar daha iyi değil mi?
devamını gör...
gösteri toplumu
1967 yılında yayınlanan bir guy debord kitabıdır. debord bu kitapta marx'ın kapitalini güncellemek iddiasındadır. kitap, kapitalin ilk cümlesinin detourne edilmiş halidir. kapitalin birinci cümlesi şu şekildedir:
"kapitalist üretim şeklinin hakim olduğu toplumların zenginliği, kendisini 'metaların devasa bir birikimi' olarak gösterir."
gösteri toplumunun başlangıç cümlesi ise aşağıdaki gibidir:
"modern üretim koşullarının hakim olduğu bir toplumda tüm yaşam, kendisini gösterilerin devasa bir birikimi olarak gösterir."
debord'un iddiasına göre, marx'ın kapitalde incelediği meta ekonomisi 1960'lar itibarı ile öyle bir aşamaya gelmiştir ki, artık bu ekonominin temel üretim birimi meta değil, gösteriler olmaya başlamıştır. gösteriden kastettiği yalnızca televizyon ile (o dönem için) birlikte hayatın her alanına nüfuz eden imajlar değildir. kapitalist üretim sisteminde nihai amaç satılacak bir ürün (yani meta) üretmek olduğuna göre ve insanların hayatlarının bütünü (çalışma ve boş zamanın toplamı) bu metaların üretilmesi (çalışma) ve tüketilmesi (boş zaman) çerçevesinde organize edildiğine göre, hayatlarımızın bütünü metaların çevresinde dönen bir gösteri haline gelmiştir. çünkü kapitalist üretim tarzı, marx'ın onu incelediği yıllardan beri giderek genişleyerek hayatın her alanını işgal etmiştir.
kitle iletişim araçlarının ürettiği imajların her yeri işgal etmesi bu üretim tarzının olağan bir sonucudur debord'a göre. gittikçe yoğunlaşarak birer imaj haline gelen metalar, modern bireyin yaşamının her bir anını doldurmaktadır. sanırım debord yaşasaydı, internet medyasının sonuçlarını kendi teorisinin bir doğrulanması olarak okurdu. çünkü 1960'lı yıllar ile kıyasladığımızda, hem imajlar akıllı telefonlar sayesinde hayatın her bir köşe bucağını daha fazla nüfuz eder olmuştur, hem de izleyicisini kendine bağlama kapasitesi (siyah beyaz tüp televizyonlar ile kıyaslanınca) muazzam bir şekilde artmıştır.
fakat debord'un üstünde önemle durduğu şey yalnızca insanların boş zamanlarının gittikçe artan bir şekilde tüketim ve imajlar ile dolması değildir, aynı zamanda üretimin ortaya çıkardığı bu imajların insanların gerçek karakterini ve gerçek hayatlarını da şekillendirmesidir (yani bir anlamda insanları baştan üretmesidir.) yani insanların dünya görüşleri, inançları, davranışları, konuşma şekilleri –büyük ölçüde– gösteri haline gelmiş metalar tarafından şekillendirilmektedir. burada anlatılmak isteneni daha iyi anlayabilmek için, konuşma tarzınızın, dünya görüşlerinizin (politik fikirler, genel anlamda ahlaki ve etik duruş, kadın-erkek ilişkileri hakkındaki görüşleriniz), zevklerinizin (kıyafetlerden, hobilerinize) ne ölçüde izlediğiniz televizyon programları, filmler, youtube kanalları vb. ile şekillendirildiğini düşünün. sonuç olarak, modern üretim sistemi metaları ve metaların daha yoğunlaşmış bir biçimi olan gösterileri ürettiği gibi (çalışma hayatı), aynı zamanda bu metaları ve gösterileri tüketecek (boş zaman) insanları da üretmektedir. [debord'un bu tezlerinin günther anders'in matriks teorisi ile oldukça benzeştiğini de belirtmem gerekir. ya bu iki düşünür çok benzer sonuçlara varmaktadırlar ya da debord'un bir aşırması söz konusudur bilemedim.)
"kapitalist üretim şeklinin hakim olduğu toplumların zenginliği, kendisini 'metaların devasa bir birikimi' olarak gösterir."
gösteri toplumunun başlangıç cümlesi ise aşağıdaki gibidir:
"modern üretim koşullarının hakim olduğu bir toplumda tüm yaşam, kendisini gösterilerin devasa bir birikimi olarak gösterir."
debord'un iddiasına göre, marx'ın kapitalde incelediği meta ekonomisi 1960'lar itibarı ile öyle bir aşamaya gelmiştir ki, artık bu ekonominin temel üretim birimi meta değil, gösteriler olmaya başlamıştır. gösteriden kastettiği yalnızca televizyon ile (o dönem için) birlikte hayatın her alanına nüfuz eden imajlar değildir. kapitalist üretim sisteminde nihai amaç satılacak bir ürün (yani meta) üretmek olduğuna göre ve insanların hayatlarının bütünü (çalışma ve boş zamanın toplamı) bu metaların üretilmesi (çalışma) ve tüketilmesi (boş zaman) çerçevesinde organize edildiğine göre, hayatlarımızın bütünü metaların çevresinde dönen bir gösteri haline gelmiştir. çünkü kapitalist üretim tarzı, marx'ın onu incelediği yıllardan beri giderek genişleyerek hayatın her alanını işgal etmiştir.
kitle iletişim araçlarının ürettiği imajların her yeri işgal etmesi bu üretim tarzının olağan bir sonucudur debord'a göre. gittikçe yoğunlaşarak birer imaj haline gelen metalar, modern bireyin yaşamının her bir anını doldurmaktadır. sanırım debord yaşasaydı, internet medyasının sonuçlarını kendi teorisinin bir doğrulanması olarak okurdu. çünkü 1960'lı yıllar ile kıyasladığımızda, hem imajlar akıllı telefonlar sayesinde hayatın her bir köşe bucağını daha fazla nüfuz eder olmuştur, hem de izleyicisini kendine bağlama kapasitesi (siyah beyaz tüp televizyonlar ile kıyaslanınca) muazzam bir şekilde artmıştır.
fakat debord'un üstünde önemle durduğu şey yalnızca insanların boş zamanlarının gittikçe artan bir şekilde tüketim ve imajlar ile dolması değildir, aynı zamanda üretimin ortaya çıkardığı bu imajların insanların gerçek karakterini ve gerçek hayatlarını da şekillendirmesidir (yani bir anlamda insanları baştan üretmesidir.) yani insanların dünya görüşleri, inançları, davranışları, konuşma şekilleri –büyük ölçüde– gösteri haline gelmiş metalar tarafından şekillendirilmektedir. burada anlatılmak isteneni daha iyi anlayabilmek için, konuşma tarzınızın, dünya görüşlerinizin (politik fikirler, genel anlamda ahlaki ve etik duruş, kadın-erkek ilişkileri hakkındaki görüşleriniz), zevklerinizin (kıyafetlerden, hobilerinize) ne ölçüde izlediğiniz televizyon programları, filmler, youtube kanalları vb. ile şekillendirildiğini düşünün. sonuç olarak, modern üretim sistemi metaları ve metaların daha yoğunlaşmış bir biçimi olan gösterileri ürettiği gibi (çalışma hayatı), aynı zamanda bu metaları ve gösterileri tüketecek (boş zaman) insanları da üretmektedir. [debord'un bu tezlerinin günther anders'in matriks teorisi ile oldukça benzeştiğini de belirtmem gerekir. ya bu iki düşünür çok benzer sonuçlara varmaktadırlar ya da debord'un bir aşırması söz konusudur bilemedim.)
devamını gör...
seri tanım silme özgürlüğü
özgürlük özgürlük deyip, her aşamasında engelle karşılaşılan durum.
geçenlerde benim de başıma geldi.
2-3 entry siliyorsun iş bitiyo.
ya ben buraya kendi rızamla gelmişim, birşeyler yazıp çizmişim, bir süre sonra da gitmek istemişim,
giderken de benden geriye hiç birşey kalmasın diyorum, ama yapamıyorum, sistem izin vermiyor.
moderasyon kızmasın da, bir sürü saçmalık ortalıkta dolaşırken, burayı bu şekilde nasıl ayakta tutup devam ettirecekler çok merak ediyorum doğrusu.
ınsanları buraya doldurmak değil, onları kendilerini iyi hissedecekleri bir ortamda tutabilmek önemli olan...
geçenlerde benim de başıma geldi.
2-3 entry siliyorsun iş bitiyo.
ya ben buraya kendi rızamla gelmişim, birşeyler yazıp çizmişim, bir süre sonra da gitmek istemişim,
giderken de benden geriye hiç birşey kalmasın diyorum, ama yapamıyorum, sistem izin vermiyor.
moderasyon kızmasın da, bir sürü saçmalık ortalıkta dolaşırken, burayı bu şekilde nasıl ayakta tutup devam ettirecekler çok merak ediyorum doğrusu.
ınsanları buraya doldurmak değil, onları kendilerini iyi hissedecekleri bir ortamda tutabilmek önemli olan...
devamını gör...
babayla olan ilişki
bos küme.
devamını gör...
önce ön yargılı daha sonra tiryakisi olunan şeyler
çiğköfte.
devamını gör...
dibe vurmuş insanlara tavsiyeler
dibin dibi olmadığına göre çok yakın zamanda tırmanışa geçeceksiniz her zamankinden daha güçlü ve daha iradeli olarak. sadece dirayetli ve sabırlı olsun. sonsuz mutluluk olmadığı gibi mutsuzluğunda sonsuzu yoktur. gelecek güzel günlere hazırlanın. başaramadığınızı düşünüp, güçsüz kaldığınızda yardım istemekten çekinmeyin. her şeyin bir çaresi elbet vardır.
devamını gör...
tehlikeli oyunlar
oğuz atay'ın harika bir eseridir.
” –fakat, allah kahretsin, insan anlatmak istiyor albayım; böyle budalaca bir özleme kapılıyor. bir yandan da hiç konuşmak istemiyor. tıpkı oyunlardaki gibi çelişik duyguların altında eziliyor.fakat benim de sevmeye hakkım yok mu albayım?
–yok.
–peki albayım. ben de susarım o zaman. gecekondumda oturur, anlaşılmayı beklerim. fakat albayım, adresimi bilmeden beni nasıl bulup anlayacaklar? sorarım size: “nasıl?” , kim bilecek benim insanlardan kaçtığımı? ben ölmek istiyorum sayın albayım, ölmek. bir yandan da göz ucuyla ölümümün nasıl karşılanacağını seyretmek istiyorum. tehlikeli oyunlar oynamak istiyor insan, bir yandan da kılına zarar gelsin istemiyor. küçük oyunlar istemiyorum albayım.
kelimeler… kelimeler albayım, bazı anlamlara gelmiyor.”
oğuz atay, tehlikeli oyunlar.
” –fakat, allah kahretsin, insan anlatmak istiyor albayım; böyle budalaca bir özleme kapılıyor. bir yandan da hiç konuşmak istemiyor. tıpkı oyunlardaki gibi çelişik duyguların altında eziliyor.fakat benim de sevmeye hakkım yok mu albayım?
–yok.
–peki albayım. ben de susarım o zaman. gecekondumda oturur, anlaşılmayı beklerim. fakat albayım, adresimi bilmeden beni nasıl bulup anlayacaklar? sorarım size: “nasıl?” , kim bilecek benim insanlardan kaçtığımı? ben ölmek istiyorum sayın albayım, ölmek. bir yandan da göz ucuyla ölümümün nasıl karşılanacağını seyretmek istiyorum. tehlikeli oyunlar oynamak istiyor insan, bir yandan da kılına zarar gelsin istemiyor. küçük oyunlar istemiyorum albayım.
kelimeler… kelimeler albayım, bazı anlamlara gelmiyor.”
oğuz atay, tehlikeli oyunlar.
devamını gör...
sahibinin sesiyle okunan cümleler
hocam aykut uç yiyoo.
devamını gör...
nickaltı ile başlayan aşk
benim için sıkıntılı.
13 sayfa nikaltım var. hangi birine aşık olayım.
13 sayfa nikaltım var. hangi birine aşık olayım.
devamını gör...
avada kedavra
3 yasak büyüden en yasak olanıdır. bu büyüden kurtulabilen tek insan, yüce şahsiyet harry potter'dır. hatta bu yüce insan bu büyüden iki defa kurtulmuştur. birincisinde annesinin sevgisi onu kurtarmıştır. çünkü sevgi büyülerin en büyüğüdür. ikincisinde ise lord voldemort'la aynı kuş teleğine sahip asa kullanmaktadır. bu yüzden iki asa arasında bir bağ oluşmuştur. bu da onun kurtulmasını sağlamıştır.
devamını gör...
vahşi ve kaotik
entrylerini vakit buldukça okuduğum, ancak yoğunluk ve balık hafızam nedeniyle okuduktan sonra oy vermeyi unuttuğumdan ve unuttuğumu da ancak bildirim gelip de entrylere tekrar bakınca hatırladığım için seri oy yağmuruna tutmak zorunda kaldığım güzide yazar; affola jkjkgjffhhchgf.**
kafa yapısı olarak bana yakın gelen bir yazar ayrıca. güzel ve kaliteli tanımlarını ailecek takipteyiz efem.
kafa yapısı olarak bana yakın gelen bir yazar ayrıca. güzel ve kaliteli tanımlarını ailecek takipteyiz efem.
devamını gör...
sürekli isyan eden çilekeş tip
aynı zamanda kendini içinde bulunduğu durumdan kurtarmak adına hiçbir girişimde bulunmayan tiptir. bu tip insanlar olumsuz duygulardan beslenirler. sürekli diğer insanları kendi başlarına gelen olumsuzluklar yüzünden suçlamakla kalmazlar; küçümseme, saldırganlık, hoşgörüsüzlük ve hatta şiddet içeren tutumlar da takınırlar.
devamını gör...
fungiform papilla
çok kanlanması nedeniyle dilin üzerindeki kırmızı görüntüyü oluşan dil papillasına verilen isimdir.
tatlı ve tuzlu tatların alınmasında görevlidir.
tatlı ve tuzlu tatların alınmasında görevlidir.
devamını gör...
dinleyenin ruh halini yükselten müzikler
devamını gör...
