daha bilgisayar kullanmayı yeni öğrendiğim zamanlar sene 2009 falan okuma yazmayı yeni öğreniyorum. dersler mükemmel kimse beni pc başından kaldıramıyor. bir hafta sonu nerede okuduğumu tam hatırlamıyorum kendi oyununuzu yapın diye c# ile oyun geliştirme şeklinde bir tutorial gördüm. tabi küçük guardian durur mu atladım direkt. adam neler anlatıyor her şeyini okuyup emdim sonra hadi başlayalım dedim.

adamın yaptığı her şeyi yapmama rağmen yazdığım oyun çalışmıyordu. internette bununla ilgili saatlerce bir şeyler okudum. ingilizce de yok tabi google translate üzerinden allah ne verdiyse çeviriyorum. sonunda bilgisayarınız xp ise linux yapın diye bir şey okuduğumu hatırlıyorum nereden oraya gitmişim yazılan sorun ne hakkında hiç bilmesem de ya bu linuxta neymiş diyip ona da giriştim. internete yazınca bir şeyler çıktı 7 8 saat sonunda yazdığım kod umrumda değil ben bilgisayarı linux yapacam diye evin içinde dolaşıyorum. akşam saat 8 falan olmuş sabahtandır okuyorum ama eskiden google translate aşırı kötü şu anda da türkçe kaynak yok o zaman hiç yok, en son bilgisayarıma linux yükleyebilmem için (bu arada o zaman linaks diyorum) bir cd'ye ihtiyacım varmış.

direkt babama koştum bana cd lazım neye lazım linaks yükleyecem. babam hala daha benimle linaks diye dalga geçse de ne yapmak istediğimi anlamıştı. bana bir cd verdi ne yaptığımı izlemek için odama geldi ben hevesli hevesli cd mi taktım. dönemine göre hızlı bir bilgisayarım olsa da yüklemeyi yapmam yaklaşık 2-3 saatimi almıştı. babam hevesle yatağımın üzerinde oturup ne yaptığımı izliyordu.


en sonunda linaksımı yüklemiştim. fakat yanlış yaptığım bir şey vardı linaks yüklerken aynı zamanda windows'u da silmiş bilgisayarımda yüklü onlarca oyundan olmuştum. o zaman çok ağlasam da babamın sabrı ve benim deli merakım sayesinde ilk defa windows haricinde bir işletim sistemi olduğunu öğrenmiş, babama da seneler boyunca (bilgisayar mühendisi olacam hala daha) linaks diye benimle eğlenmesini sağlayacak bir sözcük kazandırmıştım. şu anda yaptığıma hiç pişman olmadığım en tatlı mallık budur.
devamını gör...

medeni dediğimiz ülkeler olayların üstünü bizim gibi örtmüyor. kuantum bilgisayarların çalışma yapısını anlatan kanada başbakanı justin trudeau , sosyal medya hesabından, "bu, ülkemiz tarihinin o karanlık ve utanç verici döneminin üzücü bir hatırlatıcısı" açıklamasını yaptı.

kanada yerli halklarla ilişkiler bakanı carolyn bennett da, yatılı okulların "utanç verici" bir sömürge politikasının parçası olduğunu dile getirdi.

bu olay ve bunu gibi birçok kirli geçmişi hatırlıyor ve bununla ilgili çalışmalar da bulunuyorlar. bizde hala yok kardeşim bizim tarihimizi şeref dolu deyip ortalıkta gezelim. kaçmanın bir faydası yok kimsenin tarihi temiz değil. aynı ülke uygur türklerine yapılanları da soykırım olarak tanıdı.

"burada ama sizde soykırım yaptınız" demeyin. onlar yaptığını kabul ediyor senin gibi üstünü örtmeye çalışmıyor.

kaynak 1, kaynak 2
devamını gör...

30 yıl aynı yatağa girdiği adamdan dahi utanan o kadar çok anadolu kadını var ki yazık. bu durum ciddi bir toplumsal baskı sonucu ortaya çıkan problemdir. cinselliği bir tabu haline getiren, konuşulmasından araştırılmasından hele ki evlenmeden deneyimlenmesinden sakınılan toplumlarda ortaya çıkması normal olan bir diyalogtur.
devamını gör...

sevgiliye-partnere kısıtlamalar getirmek.
devamını gör...

80 öncesi sağ sol çatışması zamanında, babası, istanbul, gültepe'de militan solcular tarafından öldürülmüş.
gültepe'ye en son gittiğimde hâla "kahvehanesi" duruyordu ve arasıra "karagümrük" çetesi tarafından taranıyordu.
devamını gör...

vay arkadaş, siyah pasaport bile denetlenecekmiş, diplomatına verdiğin pasaport bu senin. ne olduğu belirsiz adamlara, insan kaçakçılarına vere vere kendi pasaportunu neredeyse geçersiz hale getireceksin.

düşünün cumhurbaşkanı, bakan veya vekil değilseniz pasaport kontrolde durdurulacaksınız. türkiye'nin almanya büyükelçisini bile durdurup 'belgelerinizi görebilir miyiz' diye soracaklar.

250 bin dolara vatandaşlık satan adamlar bunlar. üstelik utanmadan arap kanallarında reklamını yaptırıyorlar. 5 milyon suriyeliyi kayıtsız şartsız ülkeye soktular, şimdi işe sokuyorlar, üniversitelere yerleştiriyorlar. onlara da tek tek vatandaşlık vermeleri yakın.

türkiye bu kadar iş bilmez, devlet usülü bilmez adamlar görmemişti. işgal kuvvetleri gelse türkiye cumhuriyeti kimliğini, ülke itibarını bu kadar aşağılayamazdı. bir de bunu milliyetçiyiz diyerek yapıyorlar. umarım tez zamanda şu taşra zihniyetinden kurtulmak nasip olur.
devamını gör...

kendisi adına üzüldüğüm yazardır. evet her sistemin birçok yanlışı vardır, ama bunun ifadesi böyle mi olmalıdır?

sözüm mantık çerçevesinde konuşana değil, mantıklı konuşuyorum ayağına her başlıkta içindeki öfkeyi bize akıtanadır.

hey hey sakin ol, biz dostuz. derin bir nefes al ve o telefonu yavaşça masanın üstüne bırak.
devamını gör...

fuzuli; gereksiz, boş anlamına gelen bir kelimedir.
aynı zamanda bir divan şairidir. fuzuli'nin bu mahlası kullanmasının nedeni ise kendini yüceltmemek, kibirli göstermemektir.

ucemak adlı yazar arkadaşımızın bilgilendirmesi üzerine


o dönemde fuzuli, başka bir mahlasla yazan ünlü bir şair olduğu için onun mahlasını çalan oldukça fazla insan varmış. tabii ki o zamanlar telif hakkı falan olmadığı için bir çare bulamamış bizim fuzuli de bu duruma. sonra ‘’fuzuli’’ mahlasını almaya karar vermiş. bu mahlasın anlamının ‘’gereksiz, boş iş’’ anlamına geldiğini bilen o ‘’mahlas hırsızı’’ şairler de artık bu bizim fuzuli’nin mahlasını çalmamaya karar vermişler.
oysa ki fuzuli, aynı zamanda ‘’faziletli, güzel’’ anlamına da geliyormuş.

devamını gör...

bugün size kapitalizmi anlatayım. kapitalizm kapitalden gelir. iktisatta çeşitli üretim faktörleri yer alır. analizlerde basitleştirici yöntem olarak sermaye ve emek kullanılır. emek zaten beşer faktörlüdür. sermaye ise bir stok değişkendir. kapital aslında sermayeyi en temelinde parayı temsil eder. bir de temel kural vardır. yatırımcı sermayesini ortaya koyar, yatırım yapar, istihdam sağlar diye. ilk bakışta bu da kulağa çok hoş gelir. bunda problem nedir diye sorabilirsiniz? evet görünürde öyledir, ancak keynes'in iradesiyle yatırımcı hayvani hırslarla yatırım yaptıkça daha fazla kazanmayı tercih eder. daha fazla kazanmak isteyen kapitalist öncelikle maliyetleri düşürmek ister. çünkü kâr toplam maliyetin toplam hasıladan çıkarılmasıyla elde edilir. ( π=tr-tc) her şeye kar güdüsüyle yaklaşan yatırımcı belli bir zaman sonra artık sadece paraya bakar. örneğin kıyılardan yararlanma hakkı tüm vatandaşlara ait bir haktır. kapitalizm bunu gösterişle şaşaaa ile birleştirir kıyıya 5 yıldızlı otel diker, bedavaya yapacağınız tatilin 1 haftası için 10000tl hizmet bedeli ödersiniz. bakkalın 10 tl'ye sattığı bir ürünü market 9 tl'ye satar. çünkü bakkal 5 adet satsa (10*5=50tl), market 100 tane satar (9*100=900tl). sürümden kazanır. kapital her zaman kazanmaya odaklıdır. bir ileri aşaması finans kapitaldir. üretimden elde ettiği kazançla yetinmeyen kapitalist paradan para kazanmaya odaklanır. faizden kazanır, borsadan kazanır ama hep kazanır. kısacası beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayana kadar bu sistem devam edecektir. arada kriz çıkar, çünkü kriz dönemleri sermayenin rövanş alma dönemleridir. (boratav) kriz sonrası emekçi sınıf kaybederken sermaye sahipleri servetlerini artırır. öte yandan, sistemin devamlılığı için sürekli reklamlar oynar. size para harcamak için her şeyi denerler. siz harcadıkça daha fazla kazanırlar. yani 10 çift ayakkabısı olana 11. çifti aldıran sistem de kapitalizmdir. 11 eylül'de ikiz kuleleri yıktıran da kapitalizmdir. ırak'ta bir gecede 3 milyon müslümanı katlettiren de kapitalizmdir.
devamını gör...

merkür adlı gezegenin enberi noktasının presesyonu adını verdiğimiz hareketini açıklayabilmek için, güneş ile merkür arasında bir yörüngede dolandığı iddia edilen hayali gezegen. öyle bir gezegenin olmadığı ve merkür'ün bu hareketinin asıl nedeni, genel görelilik teorisi ile kanıtlandı.
devamını gör...

kaygı belirsizlik* ülke gündemi
devamını gör...

ilk yatırım maliyeti yüksek ve amortisman süresi uzundur. o yüzden üçüncü dünya ülkelerinde tercih edilmez çünkü yarın ne olacağı belli değildir.
devamını gör...

josef stalin, asıl adı yosif visaryonoviç cuğaşvili.
sovyet devlet adamı ve sovyetler birliği komünist partisi genel sekreteri (1922-1953).
sovyetler birliği'ni 1920'lerin sonundan ölümüne kadar diktatörlük rejimi ile yönetti.
stalin; sovyetler birliği'ni endüstriyel ve askeri bir süper güce dönüştürdü, fakat bunu gerçekleştirirken totaliter politikalar uyguladı ve milyonlarca sovyet vatandaşı diktatörlüğü sırasında öldü.
stalin döneminde; 3 ila 20 milyon arasında insan çalışma kampları, zorunlu kolektivizasyon, kıtlık ve yargısız infazlardan dolayı ölmüştür.
devamını gör...

ekşi sözlük: çok değil kısa süre vakit geçirdiğinizde bile ülkede ne tip ruh hastaları olduğunu görüp halinize şükretmenizi sağlayacak bir site.
devamını gör...

gittikçe daha çok zorlaşacak.
yaşınızın kaç olduğu da önemli tabi.
herkes diyor ya "aşkın değeri azaldı"
evet sen! bunu dert edenler olarak aşka yüklediğimiz anlamı topluma göre şekillendirmemeliyiz. aşk şimdilerde daha anlamlı. shakespeare zamanında herkes aşık olur, kolaydır o. yiyorsa şimdi aşık olun. tek bir insan... kimin eli kimin arkasında malum olmadığı devirde aşık olmak daha zordur ve daha anlamlıdır.
neden mi zordur, çünkü çoğunluk bizi etkiler. berbat, hırsız kaynayan bir mahallede elbet bir gün hırsızlık yaparsınız.
bütün bu anlamsızlıklara rağmen doğru insanı bulmuş herkesi tebrik ederim.
devamını gör...

ünzile kaç koyun ediyor
devamını gör...

"medya insanları, insanlar da medyayı yansıtıyor"
t: olayla ilgili söylenebilecek tek söz.
devamını gör...

beklerim, güzel beklerim seni.
kardelenin bekledigi gibi beklerim.
güzelim yazı, mutlu mesut heba ederim de
açmak için kışı beklerim.

maviyi bekler gibi beklerim seni
güzelim kışı, feda ederim de
kaçmak için yazı beklerim.
bahar zaten bekleyişin adı değil miydi?
aşkı beklerdin, ölümü beklerdin.
ben, seni beklerim.

nazım gibi olmasa da
güzel özlerim seni
oturup gözlerim yolunu
hayır oturamam,
ayakta beklerim seni,
kırpmadan gözlerimi.

köpek severim, seni beklerken
çiçek severim, böcek severim.
olmadı kendimi severim.
seni uzaklardan severim,
ruhun bile duymaz
çaktırmadan severim seni.
devamını gör...

kötü ama sevdiğim bir karakterdi. en sevdiğim repliği ektedir.


i killed sirius black.
devamını gör...

kırmızı pazartesi bir toplum eleştirisidir. vicario kardeşlerin her yerde santiago nasar'ı öldüreceklerini söylemelerinin nedeni aslında öldürmek istememelerindendir. onlar, birilerinin kendilerini durdurmasını isterler ama ne yazık ki bana dokunmayan yılan bir yaşasıncılar ve herkes duydu zaten, birileri benden önce söylemiştirciler yüzünden belki de santiago dahil olmadığı bir namus davası yüzünden öldürülmüştür.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim