anatomist adrianus spigelius tarafından literatüre kazandırılan, kafatası tabanında bulunan ve hipofiz bezini içinde bulunduran çukur kemik. literatürdeki ismi sella turcica.

ilk tanımı 17. yüzyılda yapıldığından ve dönemin atlı türkleri meşhur olduğundan, kemik şekil itibarıyla türklerin kullandığı eyere benzetilmiş ve kendisine bu isim verilmiş.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

aklıma ilk can yaman geldi nedense
devamını gör...

- kalbimi insanlardan fazla yumuşatan hayvanlar var.
+ allah allah!

buradaki allah allah acayip bir cümle, ne diyon lan sen değişik der gibi bir anlamda kullanıyor, inanmamakla dalga geçmek arası bir ifade.

danışıklı dövüşte bile bir kibir var.
- ben de beş tane hayvan var!
sanki koyun, kuzu, inek vs var gibi söylüyor.
rte insanlarla bağ kuramıyor, hayvanlarla bağ kursa benim 2 kedim, 1 köpeğim, 2 muhabbet kuşum var derdi.
öldürdün mü de tam bu yüzden ağzından çıkıyor. ne karşısındaki gazeteciyle ne de adamın muhabbet kuşuyla bir bağ kuramıyor, kurmuyor.

insanlar rte'nin ifadelerini eleştirirken nüfusun en az %70'i o ifadeleri doğru buluyor.
devamını gör...

put gibi uyuyamayan çoğu insanın tercihi.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

vasiyetini yazdıktan sonra sürekli düzenleme ihtiyacı duyan insandır.

vasiyetin kayıt şekilleri muhtemel şöyledir:

vasiyet
vasiyet2
vasiyet_son
vasiyet_sonhal
vasiyet_sonhal_final

en son times new roman 12 punto iki yana yaslı seçeneğini işaretledikten sonra dosya adına "vasiyetim" olarak son halini verip notere gönderir.
devamını gör...


her ne kadar endgame'de yeterli düzeyde rol alamadıysa da gelişiyle savaşın seyrini bütünüyle değiştirmiş olan süper kahraman.


marvel evreninin superman'i olur kendileri bir nevi.

edit: spoiler ibaresi düzeltildi.
devamını gör...

“zayıflığımızı belli etmek istemediğimizde iyiyim deyip geçiştiririz.”
josé saramago - körlük
devamını gör...

daha bitmeden en sevdiğim filmler için konusuyla, akışıyla geçmiş film, şaheser. tarihe, bilime filmde geçebilecek her şeye duyduğum ilgi bir yana her zaman isteyeceğim bir hayatı ekranda görmek beni çok mutlu etti bu filmi izlerken. izledikten sonra da buna benzer filmler aradım ve bulduklarımı/bulduğumu sandıklarımı yazının sonunda paylaşacağım.

14.000 yıldır yaşadığını iddia eden bir öğretmen, kendisi gibi alanında uzman arkadaşlarınca konuşulmaya itiliyor filmde. bu gerçeği açıkladığı zaman, olay korkacakları veya sevinecekleri diğer gerçekliklere açılıyor. arkeoloji, biyoloji, din bilimi, antropoloji, psikiyatri gibi dallardan uzman arkadaşları o anlattıkça hikayesine daha çok çekiliyor, onu daha çok inkar ediyor ve ona daha çok inanıyorlar. filmi izlerken kendinizi o odada o şöminenin yanında john'u dinlerken buluyorsunuz ve o anlattıkça gerçekleriniz hikayeler ile harmanlanıyor. sizi sahip olduğunuz, olduğunuzu bilmediğiniz, olacağınız fikirler ile yüzleştiriyor sanki film. kesinlikle düşündürücü ve insan aklında iz bırakıcı. çözümlenmesi gereken bir sorun olup olmadığından emin değilim fakat kesinlikle sizi düşündürecek bir film.

öznel konuşmam gerekirse de: 14.000 yıl yaşamak, her an her şeyi görüyor olmasak da zamana, akan vaktin kendisine tanıklık etmek. savaşlar, kişiler, afetler, doğa olayları, coğrafyanın değişimi, uzay, tanrı fikri, gelecek, yaşlanmak, ölümsüzlük... mükemmel bir film. kendisine, john oldman'a sorulabilecek hala çok şey var ama sorulmuşlar bile bir noktaya kadar tatmin edici. hayatımda böyle bir film izlememiştim sanırım ben. gerçekten çok güzel. artık insanlar bir film önerisi istediğinde söyleyeceğim ilk filmlerden biri kesinlikle bu. tavsiyedir, öneridir: siz de mutlaka izleyin.

filmi bu kadar beğendikten sonra bunun gibi filmleri ararken de kendimce bir liste hazırladım, (filmlerin, the man from earth'e ne kadar yakın oldukları, onları izleyene kadar benim için de gizemini koruyor) filmleri; izledikçe veya başlıklarını girdikçe buraya kendileri hakkında kısa bir tanım ile bırakmayı düşünüyorum:

primer (film): 2004 yapımı bilim-kurgu filmi. zamanda yolculuk konulu film tek odada geçen ve düşündürten sohbetler içeren bir film değil fakat etkileyici. sizi zaman hakkında düşüncelere sokabilir

rope: bu 1948 yapımı alfred hitchcock filmi güzel bir felsefe üzerine kurulu. onu başlığımızdaki filmden ayıran şey bence düşüncelere daldırma noktası çünkü filmin, felsefesini işleyiş biçimi beni felsefesinden çok daha fazla etkiledi.
devamını gör...

türkiye koşullarına pek de uygun düşebilen bir teori değildir. zira level 1'i tamamlamadan diğer basamaklara geçilmek durumunda kalınmış ve her basamakta eksiklerle karşılaşılmıştır. ihtiyaçların önceliğe göre sıralandığı müphem piramit.
devamını gör...

insanın içini hüzün kaplayan anlardır. yıllarca büyümek istenilmiş, nitekim büyüdüğünü düşündüğünde de zamanın ne kadar hızlı ve boş geçtiğini anladığından içinde ufak bir acı duyduğun andır. nedir bu büyüme kriteri derseniz eğer, tam olarak bilmiyorum. içimde zamana karşı bir hüzün duymaya başladığımdan beri büyüdüğümü hissediyorum.
devamını gör...

çoğu insanın yaptığı ancak neden yaptığını bile çözemediği durumdur .
çocukluğumuzdan beri hep sevdiğimiz şeyleri saklamaya alıştık . bayram kıyafetlerimizi dolabın arkasına iliştirirdik mesela . ya da iki şekerimiz varsa güzel olanı cebimize koyar sonra yeriz . iki kurabiye var mesela biri kakaolu biri sade . ağzımızda tadı kalsın diye sevdiğimizi sonra yeriz . bu yüzdendir ki en son sarıldığımız kişi en sevdiğimizdir . kokusu burnumuzda kalsın diye ...
devamını gör...

acayip bilgili, güzel tanımlar giren ve acayip nazik olan çok çok değerli bir yazarımız. kendisine ait ilk nickaltını girmek benim için büyük bir onurdur. kalemi hep daim olsun dediğim yazarlarımızdandır. kendisini ve yazdıklarını büyük bir merakla takip ediyorum. iyi ki var.
devamını gör...

normal şartlarda çok zeki ve öngörülü bir insan olan annemin bana ikinci bir isim olarak koyduğu isim tipi.
bilememiş ki ilkokulda ismimden dolayı sınıftan atılacağımı falan.
bana hamileyken tanıştığı bir kızı çok beğenmiş ona benzesin kızım diye onun adını koymuş. benzemiş miyim? tabiki hayır.
devamını gör...

bir espri olarak da kullanılan birleşik fiil. çok gıcık olmak anlamında. ben de kullanıyordum sanırım. önceden.

hayatına kanser hastalığı girmiş biri için bu kullanım dünya üzerinde yokmuş, hiç var olmamışçasına buharlaşıyor. bu kelime ve ardına eklenen tüm fiilimsiler sadece, sadece gerçek anlamı ile var oluyor. bu kullanıma rast geldiğinizde ilk etapta cümleyi algılayamıyorsunuz. sonra aaa evet böyle bir şey de vardı diyorsunuz...

umarım ömrünüz boyunca sadece espri anlamı ile kullanırsınız.
devamını gör...

bilgisayar için adguard
telefon için opera browser
televizyon için ise telefondan ekran paylaşımı.
bu şekilde yıllardır reklam musibetini görmüyorum.
devamını gör...

bugün girdiği tanımlarla patoloji sevgisini gözler önüne seren yazar. ders molalarımda kafa dağıtmak için kafa'ya girerken kafamı doluyor. * konu tekrarı diyelim en azından. böyle bilgilendirici yazmaya devam edesin tanımları güzel yazar.
devamını gör...

serbestçe küfür etmek isteyenler kahvehanelere gidebilirler.
devamını gör...

piyasadaki en kapsamlı kurstur. 20. derste geldiğiniz seviyeye inanamayacaksınız. buradan ulaşabilirsiniz
tr.bitdegree.org/kurs/mukem...
devamını gör...

çocukluğumu hatırlatır bana. annem bize kıyafet dikeceği zaman sümerbank'a giderdik büyük bir heyecanla. patiska alınacaksa sümerbank olmalıdır illa. çiçekli patiska desenlerini pek severdim. bu arada gençler bilmez ama patiska ve paçalı don ayrılmaz ikilidir.
devamını gör...

evet konuşunca hep bir şeyler olur malesef. kişi hür ve özgür olmayınca susuyor mecburen.
hani bir ara vardı gündem olan ' hiçbir şey olmasa bile kesinlikle bir şeyler oldu' gibi .
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim