yunan mitolojisi'nde,dünyayı çevrelediği tahmin edilen bir ırmağın tanrı'sıdır .diğer ırmak tanrılarının ve denizler ile suların peri'lerinin ata'sı olarak da bilinir.
devamını gör...

kadın figürünün tanrı olarak kabul edildiği dönemlerden erkek tanrı figürüne geçiş aynı zamanda anaerkil olarak nitelenebilecek toplumdan ataerkile geçiş olarak nitelenebilir. anaerkil dönemde - toplumlarda kadının önderliği söz konusu olmakla birlikte hala kadının yönetimde tam hakimiyeti ve otoritesinden ziyade sadece belli konularda kısmi bir hakimiyeti var. alt yapılanmadaysa soy kadından geçmekle birlikte ataerkil toplumla kıyaslandığında pek çok konuda cinsiyet eşitliği söz konusu. hopi amerikan yerlilerinin geçmişteki anaerkil - anasoy yapısı, kadın liderliğinde ancak alt yapıda cinsiyet eşitliğinin olduğu topluma örnek olarak verilebilir.
bugün ise tam anaerkil toplumlardan çok aslında matriline (anasoylu - kadının soyun devamını sağladığı, miras hakkının kadında olduğu ve aile konularında kadının karar aldığı yapı ) matrilocal ( evli çiftin kadının soyunun olduğu yere yerleşmesi ) toplumlara rastlanmakta.
bugün hala genel anlamda anasoylu olarak tanımlanabilecek (matriline veya matrilocal) olarak tanımlanabilecek toplumlar mevcut. kimi amerikan yerli kabileleri, güney amerikada bulunan kimi kabileler, hindistan'da khasi, endonezya'da minangkabau, kenya'da umoja, çin'de masuo, kosta rica'da bribri, cezayir'de tuareg, gana'da akan kabilesi gibi.
cezayir'de tuareg yine anaerkilden ziyade anasoy (matriline) kabileler kapsamında olup tıpkı diğer anasoy kabileler ve toplumlar gibi bugün bu özelliğini yavaş yavaş kaybetmektedir. anasoy yapının değişmesinde bu kabilelerin artık eskisi gibi izole bir yaşam sürmemeleri ve bulundukları ülke ve bölgedeki yaygın sosyal kültür ve din anlayışının etkisi gösterilebilir.
devamını gör...

hakiki olanı doğru ölçülerde tüketildiğinde vücuda oldukça yararlı olan bir yağdır.

soğuk sıkım olarak bilinen zeytinyağı her zaman daha güzel olur.
devamını gör...

"özlemek, yanında olmak isteğidir; gülüşünü görmek biraz da" diyerek özlemi çok naif bir şekilde betimleyen ahmet telli şiiridir.

hiç özlemedim seni
özlemek dostluktandır
dostluğundan öte bulmalıyım seni
sıcaklığını bulmalıyım
dokunuşlarını, kenetlenişi
terimizle sulanmalı yeryüzü
güneş terimizle ışıldamalı sabah olunca
apansız fırtınalar çıkmalı
sarsılmalıyım
özlemek
yanında olmak isteğidir
gülüşünü görmek biraz da
hiç özlemedim seni
saçlarına gül takmam
bir ırmak gibi akıtırım ovaya
soluğunla yanar
dudaklarımın bozkırı
akkor halindeki ufuk
bakır bir tel gibi eriyip gider
kraterler ortasında kalırım
toprak yarılır birden
su kirlenir
ürpertir bu coğrafya
bu serüven
ikimizi bir anda
yaşadığımı duyarım
hiç özlemedim seni
özlemek dostluktandır
dostluğundan öte bulmalıyım seni
devamını gör...

karaktersizlikten önce karakterin ve karakterli olmanın incelenmesi gerekir.
karakter: türkçeye, fransızca caractère kelimesinden alıntılanmıştır.
tdk tarafından manasına baktığımızda kullanım durumuna göre 6 farklı durumu vardır.
olayı kişilik yönünden ele aldığımızda; karakter, kişinin kendine has özelliği,
onu diğer kişilerden ayıran davranışları ve kendine özgü hali manasına gelir.
karakterli: kişinin kendi karakterinde özgün olması aynı zamanda davranış ve düşüncelerinde tutarlı olmasıdır.
karaktersizlik: karakterli olmanın tam tersi. kişinin davranış ve düşüncelerinde tutarlı olmama durumu.


ne kadar çok ve birbirine benzemeyen arkadaşları vardı ali'nin. bu birbirlerine benzemeyen insanların hepsiyle ayrı ayrı nasıl anlaşıyordu? bu biraz karaktersizlik gibi görünüyordu doğan'a. öyle ya insanın belirli bir kişiliği olunca, bu kişiliğe akraba olanlarla dost olabilir ancak. ya da kişiliğinden ödün vermesi gerekir. - yenişehir'de bir öğle vakti - sevgi soysal
devamını gör...

okula gidip gelirken bağdat caddesi göztepe sahilinden bostancıya kadar hemen hemen her gün yaptığım yürüyüştür.

kafayı açar ve çok yararlıdır.
devamını gör...

bazı ağaç türlerinin tepe kısmındaki dallarının birbirine dokunmaktan kaçınması durumudur. ilk olarak 1920'li yıllarda keşfedilen bu doğa olayının tam neden kaynaklandığı bilinemiyor olsa da ağaçları zararlı böcek ve şiddetli rüzgarların olumsuz etkilerinden koruduğu düşünülüyormuş. ayrıca bu durum ağaçların güneş ışığını daha verimli kullanmasını sağlıyor. ağaçlar bile mahremiyete önem veriyorken bazı insanların ''mahremiyet'' kavramından bihaber olması üzücü.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

büyük adammış eric arthur blair ya da bildiğimiz ismiyle (bkz: george orwell). 1949 yılında geleceği görerek bu kitabı yayınlamıştır. gerçi hayat hikayesine bakarsak belki geleceği görmek değil de yaşadığı çağı yorumlayıp teknolojiye uyarladığı bile düşünülebilir, çünkü kendisi hitler ve mussolini desteğini alan franco'ya karşı savaşmak için ispanya'ya gönüllü olarak gitmiştir (bu anıları daha sonra katalonya'ya selam olarak yayınlanacaktır).
aslında kitap zamyatin'in biz isimli romanından esinlenmiştir. ilk ismi avrupa'daki son adam olarak belirlenmesine rağmen yayıncı tarafından değiştirilerek bu isim seçilmiştir. aralarında yayınlanma yılları arasında 17, bahsettikleri tarihler arasında da yaklaşık beş yüz yıl olsa da konu olarak huxley'in "cesur yeni dünya"sı ile benzerlik gösterir.
1984'ü okurken bazen geçmişe gidersiniz, bazen kendinizi gelecekte bulursunuz, bazen de adam bu günü yazmış dersiniz. belki sürekli televizyon karşısında marş dinlemezsiniz ama romandaki gibi her an izlendiğinizi bilirsiniz. korkunun ne kadar güçlü olduğunu, insanların korku yüzünden nelerden vazgeçebileceğini suratımıza vurur.
v for vendetta'yı izlerken de "bu şey değil mi ya, 1984" dersiniz. her hissettiğiniz baskıda "abi adam yazmış ya" dersiniz. çok da uzatmaya gerek yok, güzel kitaptır, bazen üzer, bazen ümit verir. benim içinse gerçek dünyada özgürlüğün sadece bir illüzyon olduğunu ilan eden bir kitap.
devamını gör...

euro truck simulator'u açtım, 487bin dolarlık borcum ve %23 hasarlı scania'm ile napoli'den birmingham'a doğru olan yolculuğuma başlıyorum. radyoyu kökledim, allah kaza bela vermesin.

ne demek çay yasak?
kamu spotu: alkollü araç kullanmayın kullandırtmayın.

beni saramadı üzgünüm, yolculuğuma ibo show izleyerek devam edeceğim sanırım.
iyi yayınlar.
devamını gör...

tanımlarımla destekleyeceğim etkinlik. hoş o kadar kitap, film ve bilgi girdisi yapan yazarların yanında kaplumbağa misali kalacağım ama olsun, en azından bu uğurda çabaladım derim*.
teşekkürler sözlüğün kanatsız savaşçıları.
devamını gör...

çok değer verdiğim bir kişinin öldüğünü sanmıştım. yaşadığını görünce mutluluktan ağlamıştım.
devamını gör...

"bazı insanlar huzur verir; kimileri gelişiyle kimileri gidişiyle."

bugüne özel bonus olarak eklemek istiyorum;
"az insan çok huzur."
devamını gör...

kargoları getirmemek için yemin etmiş kargo firması. son zamanlarda getirmeye başladılar, her gördüğümde şaşırırım.
devamını gör...

yazardım ama bilin bakalım ne eksik *...
devamını gör...

panik halinde etraftan yardım isterken söyleyeceğimiz sözcük. yanlış zamanda kullanılırsa sağlıklı olmayan olaylara sebebiyet verebilir.
devamını gör...

ismet inönü'dür. 2.dünya savaşında yanlış hatırlamıyorsam ıran'da churchill ile yaptığı ufacık diyalog'da bile görünebilir. iö - wc

iö- burayı nasıl koruyorsunuz(bulunduğu yeri kastederek)
wc- korkmanıza gerek yok, 20 uçakla koruyoruz.
iö - yani bize sadece burayı koruyacak kadar bile uçak vermeden almanya ile savaşa girmemizi istiyorsunuz.

yaman adammışsın ismet inönü, büyük adammışsın. saygıyla
devamını gör...

ne demiş gabriel garcia marguez

"akıttığın göz yaşlarını silmek yerine, akmasına neden olanları sil hayatından."
devamını gör...

+9 ilkokul klişesi. sınıfın nazlı kızlarından ve geleceğin kezbanlarından olan melis yeterince ilgi çekemediği için ağlamaya başlar. kendisinin prenses olduğunu zannediyordur. pamuk prensesli kalemi, kokulu silgisi ve uçları açık sarı saçları buna etkendir. sevimlilik timsali melisimiz zor da olsa ağlayarak ilgiyi üzerine toplamış en az iki kişiden oluşan arkadaş grubuyla tuvalete gitmeyi başarmıştır.
aferin melis kızım.
devamını gör...

westeros'un kuzeyinde konuşlanmış, seven kingdoms'u kuzeyin tehlikelerinden koruyan, duvarın bekçisi konumundaki organizasyon.

base'lerinin ismi castle black'dir.

üyeleri toprak sahibi olamaz, evlenemez ve çocuk yapamazlar. yemini ettikten sonra kendilerini ölene kadar tamamen night's watch'a adamak zorundadırlar. kaçanlara deserter denilir ve cezası idamdır.

siyah giyer bu abiler. ayrıca orda geldiğiniz yerdeki rütbeniz ya da sosyal konumunuz önemli değildir, benjen stark'ın dediği gibi, "burada bir adam kazandığını, kazandığı zaman alır"

hiçbir krala, lorda ya da derebeyine bağlı değillerdir, görevleri sadece kuzeyi korumaktır. özellikle de kış vakti.

bu nedenle aralarında pek siyaset konuşmamak organizasyonun yazılı olmayan kurallarından biridir. zira yemini etmiş bile olsa, karşıt görüşten gelmiş insanların (diyelim düşman olan 2 evden gelmiş üyeler) kavga etmesinden kaçınılır.

bu yüzden night's watch'ı bir askeri organizasyon olarak değil, daha çok bir barış gücü - gardiyan birliği karışımı gibi görebiliriz.

savaş ya da barış zamanında hep nötr takılırlar.

ancak robert baratheon ve ondan sonraki zamanlarda oldukça fakirleşmiş, hem üye hem de maddi kaynak bakımından zor günler yaşamıştır.

bu yüzden night's watch recruiter'leri kale kale, şehir şehir gezerek mahkumları, dilencileri, kimsesizleri vs vs. toplayarak organizasyonu ayakta tutmaya çalışırlar, onları eğitirler ve adam ederler.

bu yüzden night's watch eskisi kadar etkili değildir.

yine de seven kingdoms insanları night's watch üyesi olmayı büyük bir onur sayarlar.

bir lord ile bir hırsızın eşit muamele görebileceği tek yerdir. hatta aralarında yaşlı bir targeryan soylusu bile vardır.

jon snow da bir night's watch ranger'ıdır.

yeminleri de aşağıdaki gibidir;

"night gathers, and now my watch begins. it shall not end until my death. i shall take no wife, hold no lands, father no children. i shall wear no crowns and win no glory. i shall live and die at my post. i am the sword in the darkness. i am the watcher on the walls. i am the fire that burns against the cold, the light that brings the dawn, the horn that wakes the sleepers, the shield that guards the realms of men. i pledge my life and honor to the night's watch, for this night and all the nights to come."
devamını gör...

biz alışmışız taksim'e gider gitmez elimize birayı alıp sokaklarda turlamaya,
gezinin ilk günü yine gittik neler oluyor yerinde görelim diye. aldık yine gayri ihtiyari biraları girdik parka olani biteni kavramaya çalışıyoruz. bir kız çocuğu geldi, kız çocuğu diyorum muhtemelen üniversite öğrencisi birinci sınıf, ilk senesinde kazanmış ki ufak tefek gözüküyor. yaklaştı sıkıla sıkıla abi biz burda alkol icmiyoruz dedi. ne alaka dedim kendi kendime, neden diye sordum. dışardan görenler bizi yanlış anlamasın dedi. tamam ben bunu atarım abisi dedim. sen iç abi ben alır atarım sorun değil dedi.

iyiki de ilk gün oraya gitmişim, iyiki de hergun tekrar gitmişim. yoksa tv de izlediklerinizle orada yaşananlar aynı şeyler değildi. tv de size gösterilenler bugün bile bir kurmaca olabilir.

bir dönüm noktasıydi gezi, dönemedik, dondurmediler.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim