ticari kaygıları ön plana alan sözümona edebiyat dergisidir. beş para etmez bir oluşumdur. yıllardır türk edebiyat dergiciliğinin adını lekelemiş, gelişimi geriletmiş, popüler akım ın başındaki tuvalet kağıdıdır. tıpkı daha sonradan kurulan kafa dergisi gibidir. zaten ikisini ayırabilene aşk olsundur.

kaldı ki ahmet mümtaz taylan, hakan gunday, menderes samancılar, jehan barbur, sinem sal, hayko cepkin, murat menteş, ahmet ümit gibi isimler zaten herhangi bir dergide yazsa yine istenilen ivmeyi yakalayabilir. onlar olmadan eksiye düşerler.

kaliteli edebiyat amacıyla değil, okumayan kitlenin gazını almak, ceplerini boşaltmak için kurulmuştur. çoğu yerde eskiden leman dergisinin yaptığı gibi ot kafe isimli gastro barlar açmışlardır.

kapak resmi bulamadığında frida kahlo'yu, cemal süreya'yı basan dergidir. çok sevdiğiniz cahit zarifoğlu'nu, nazım hikmet'i kahve fincanı haline getiren, bardak altlığı, tişört haline getiren ticari atraksiyondur.
devamını gör...

hayır üstüne bir de takip edip mesaj atması gerekiyordu.
erkenden yola çıkmayın,sizi çok üzerler.
devamını gör...

bunun bir üst keveli banyodan çıkınca bornozla uyumak olup bedava terapi niyetine geçmektedir.
devamını gör...

sürekli ölümü düşünmek bir kaç içeriği içine alır.

1-) ölüm korkusundan dolayı sürekli ölümü düşünmek.
ölüm korkusunu üstünden atamamak.
psikolojik tedaviye ihtiyacı olanlardır.
2-) intihar amaçlı olarak ölümü düşünmek.
aslında buna ölümü düşünmek değilde isteyerek ölmeyi düşünmek demek daha doğru olur.
psikolojik tedaviye ihtiyacı olanlardır.
3-) ihtiyar olduğu için sürekli ölümü düşünmek.
kafasında günah, sevap, cennet, cehennem muhasebesi yapmak.
aslında bu tip olaylarda cehennem korkusu, ölüm korkusunun önüne geçer.
ölüm zaten yanı başındadır.
4-) asker, polis veya cihat eridir haliyle ölümle iç içe yaşamı vardır.
haliyle ölüm akıllarının bir köşesinde sürekli takılı durur.
bunlar içten içe şehitliği arzu ederler.
ölümü isterler.
5-) mümindir, bu dünya ile işi kalmamıştır.
insanlar ve olaylar sıkıcı gelir.
bu dünyadan kurtulup gitmeyi arzularlar.
kanser veya böyle bir hastalığa yakalanınca tedaviyi reddederler, kabul etmezler.
büyük bir arzuyla ölümü isterler.

sürekli ölümü düşünmek başlığındaki tanımlar bana çok basit geldi.
eğer yaşamak istiyorsanız çaresi var.
mutsuzluğunuza ; ölümü çare olarak aramayın.
devamını gör...

itiraf edemediğim şeyleri burda itiraf edemem.
devamını gör...

56 farklı bitki özü ve baharat kullanılarak imal edilen %35 alkollü, tadı enfes içecek.

eğlenceli reklamları ile de bilinir.
devamını gör...

izlerim, canım çeker, mutfağa giderim, malzemelerin çoğu yoktur, kapanış.
devamını gör...

wasp- miss you
bon jovi - always
hım-wicked game (şarkının nakaratında olan şu cümleler tam benlik, no, ı don't wanna fall in love (this world is only gonna break your heart)
aşk acısı çekmiyoruz tabiki, haykırma anları çok güzel olduğundan.
devamını gör...

okuduğu kitapları boşuna okumuştur dediğim insan. istersen filozof atakan ol, bu sana hiçbir zaman hiçbir kimseyi küçümseme hakkı vermeyecek.
devamını gör...

yok kardeşim olmuyor, ne yaparsam yapayım zevk alamıyorum. hep bir tatsızlık, hep bir boşluk hissi, hep bir şeyler eksikmiş gibi hissetmek. ne olursa olsun bir mutsuzluk, bir hüzün kaplıyor aklımı ve kalbimi, o karanlığı üstümden atamıyorum.
devamını gör...

beyoğlu'nda, istiklal caddesi üzerinde yer alan, tarihi ve turistik bir sembol haline gelmiş, içinde meyhaneleri bulunan bir pasaj. bir dönem masaların arasında zar zor yürünebilen, kalabalıktan oluşan uğultu sebebiyle insanın kendi sesini duymakta güçlük çektiği bir mekandı.
devamını gör...

akşam menümüz; haşlama, pilav, ezogelin çorbası ve olmazsa olmazzzz çay. *
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

google chrome nike ise mozilla en fazla kardeşler kundura olur daha fazlası değil.
devamını gör...

yazdığı biz romanı ile pek çok distopik eserin ilham kaynağı olmuş yevgeni zamyatin'in günlük yaşamları konu edinen öykülerinden oluşan koleksiyon. zamyatin'in üslubu çok sıradışı olmasa bile öykülerinde yarattığı atmosfer gerçek anlamda çarpıcı derecede iyi tasarlanmış durumda. çok bariz olmasa bile egon schiele tablolarından fırlamış grotesk bir atmosfer hakim öykülerde. schiele'nın fırçasından dökülmüş çarpık, hastalıklı vücutlar sanki etten ve kemikten bir şekil almış gibi. özellikle devrim öncesi ve sonrasında yaratılan hava schiele'nın krumau'sunu anımsatır cinsten ve hatta belki biraz da four trees ama eser bir bütün olarak bir schiele tablosu olsaydı muhtemelen dead mother öyküleri en net yansıtan tablo olurdu. her ne kadar çeviride pek çok şey yitirmiş olsa bile sıradışı benzetmeler ve detaysız görünse bile aslında oldukça ince bir özenle yazılmış betimlemeleri ile gerçekten her öykü bir diğerinden daha fazla içine çekiyor.


"dozens of ears floated around them in the dust waves; the whisper was heard, and it ran on like a spark along a gunpowder wick. alyoshka's secret message, the mysterious special clothing, the deacon's catastrophe-all this was too much. the atmosphere was charged with thousands of volts, and something was needed to discharge the electricity, to clear the air."
devamını gör...

bazen, bazı insanlar hakkında konuşmak zordur. seçilen kelimeler dikkatli seçilmelidir. alelade bir tanımlama ise yetersiz kalmaktadır.
eğer bu tanımlama hususunda bir noksanlık oluşmuş ise kusur bize aittir.

gelelim yazarımızın nickaltında, belki haddimizi aşarak karalamaya çalışacağımız çıkarımlarla, üstadın bana ait olan pencereden yansıttıklarına...

öncelikle çok iyi bir okuyucudur. bu okuyuculuk; okuduğuna yorum katabilen nitelikli okuyuculuktur. kitap eleştirisi, film eleştirisi, toplumsal olaylar karşısındaki kapsamlı analiz, kişisel bağlamda edinilmiş tecrübeleri özgün anlatım, tarihsel olaylar ile ilgili çıkarım yaparken eleştiri yapabilme kabiliyeti ile kendini her daim okutur.

üstadı; bazen piposundan duman çıkarıp güzel bir sanat eserini yorumlarken, bazen terlemiş gözlüğünün arkasında elimdeki kitabın ana fikrini yorumlarken, bazen konferans salonunda genç bir öğrenci grubuna konferans verirken, bazen hayatta karşılaştığı olumlu ve olumsuz durumlardan çıkardığı derslerle hayat dersi veren orta yaşlı bir ağabeye benzetirim.

kaplumbağa metaforunun hakkını veren, kaplumbağa metaforunun önünde ateist vurgusu olmasına rağmen; birçok dine ve dini gruba aidiyet hisseden yazar ve yazarlardan daha çok dini bilgiye sahip olduğunu düşündüğüm değerli bir kalemin sahibidir.

eğer haddimizi aşmış, eksik çıkarımlarda bulunmuş isek; affola. eksiklik bizim kalemimize aittir.
devamını gör...

piyasaya taze çıkmış bir imagine dragons harikası parça. 'seni daima takip edeceğim' diyor şarkıda. nereye gidersen git, hayat seni nereye götürürse götürsün daima yanında olacağım, peşinden geleceğim, diyor. video klibi de oldukça eğlenceli. bizzat kendilerini tiye alıyorlar.



sözleri de şöyle;
you know ı got your number, number all night
ı’m always on your team, ı got your back, all right
taking those, taking those losses if it treats you right
ı wanna put you into the spotlight

ıf the world would only know what you’ve been holding back
heart attacks every night
oh, you know it’s not right

ı will follow you way down wherever you may go
ı’ll follow you way down to your deepest low
ı’ll always be around wherever life takes you
you know ı’ll follow you

call you up, you’ve been crying, crying all night
you’re only disappointed in yourself, alright
taking those, taking those losses if it treats you right
ı wanna take you into the sunlight

ıf the world would only know what you’ve been holding back
heart attacks every night
oh, you know it’s not right

ı will follow you way down wherever you may go
ı’ll follow you way down to your deepest low
ı’ll always be around wherever life takes you
you know ı’ll follow you

la-da-da-da-da-da, la-da-da-da-da-da
la-da-da-da-da-da, you know ı’ll follow you
la-da-da-da-da-da, wherever life takes you
you know ı’ll follow you

you’re not the type to give yourself enough love
she live her life, hand in a tight glove
ı wish that ı could fix it, ı could fix it for you
but instead ı be right here comin’ through
right here coming through

ı will follow you way down wherever you may go (ı’ll follow you)
ı’ll follow you way down to your deepest low
ı’ll always be around wherever life takes you (ı’ll follow you)
you know ı’ll follow you

la-da-da-da-da-da, la-da-da-da-da-da
la-da-da-da-da-da, you know ı’ll follow you
la-da-da-da-da-da, wherever life takes you
you know ı’ll follow you
devamını gör...


ferdinand porsche.
bugünün belki de en lüks otomobil markalarından biri olan porsche'nin kurucusu.

ferdinand porsche'nin babası yoksul bir musluk tamircisiydi. çocukluğunda babasının yanında, elinde tamir takım çantasıyla çoğu kez işlere giderdi. bu arada teknik işlere karşı merakı iyice arttı. sadece iş zamanı değil, boş zamanlarında da teknik ve elektrik işleriyle uğraşıyordu.
liseyi bitirdikten sonra teknik üniversite*'ye gitmek istedi fakat kaydolamadı. dinleyici öğrenci olarak dışarıdan derslere katıldı. büyük bir dikkatle derseri dinleyen porsche, ileride pahalı, lüks ve kaliteli bir araç üretebileceğini nereden bilebilirdi ki?
volkswagen tipi* kaplumbağa arabalarını çizen de, motorundan bujisine tutun da a'dan z'ye tasarlayan üreten porsche'dur. kaplumbağa, halk arabası olarak hitler'e mal edilir. hatta ve hatta bu aracın tasarımını hitler'in çizdiği söylenir ama bu tamamen kolpadan ibaret değildir.

porsche'un otomobil merakı genç yaşlarında başladı. elektrik motorları üreten bir firmada iş buldu. orada 2 yıl çalıştıktan sonra, o zamanın tanınan şirketi lohner'de çalışmaya başladı. burada kendi tasarımı olan otomobilini yapma fırsatı yakaladı.
elektrik motorlarında iyice uzmanlaşan porsche, istenildiği tarzda yerleştirilebilen dingilli elektrik motoruyla çalışan otomobil üretti. paris fuarı'nda (bkz: paris motor show) kendi ürettiği bu tarz otomobilleri sergilediğinde herkes hayran kaldı. lohner-porsche olarak tanındı bu otomobiller. elektrik motorunu benzinle besleyen bir tür değişik motor üretince, motor takımında birkaç parçaya gerek kalmıyordu. yine o dönemin daimler adıyla bilinen (bkz: mercedes-benz) şirket, ağır savaş topları ve uçak motorları üretiyordu(bkz: bmw)*. porsche bir dönem savaş techizatı da üretti.

adolf hitler'in araç danışmanlığını da yapan ferdinand porsche, halkın satın alabileceği bir otomobil tasarladı.
hitler'in ona emrettiği ve tasarlaması gereken otomobilin özellikleri hitler tarafından şöyle belirtilmişti;
- 100 km hıza ulaşabilecek.
-minimum 5 kişilik ve kompakt olacak.
- 100 km'de en fazla 8 litre yakacak. (ki o gün ortalama bir mercedesin v6 motordan ve ortalama 14 litre tükettiğini göz önüne alırsak müthiş bi değer)
-1000 markın altında satılacak.


volks*wagen*, yani halk arabası manasına gelen bu araç beetle* anlamına gelen porsche otomobillerini üreterek bir ilke imza attı.

hitler'in yandaşıydı, birinci dünya savaşı için askeri araç üretimini hiç durdurmamıştır. ikinci dünya savaşında ise devasa motorlar, zırhlı araçlar üretmiştir.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel *
devamını gör...

bu idi küçükken.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

aferin lan daha harika olamaz. hataların bile müthiş.
devamını gör...

yüce twitter kolluk kuvvetleri ve yargı merci sayesinde bir şerefsiz daha hak ettiğini buluyor. alihan adlı alçak insan müsveddesi gözaltına alınmış.
buradan
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim