japon denince akla gelen ilk şey
söke'den japonya'ya gelin giden ve yıllarca orada yaşayıp japon kültürü hakkında bilgiler veren sergül kato'dur.
youtube kanalları : serrose ve japonya'da günlük hayat kanallarına bakabilirsiniz.
buradan
youtube kanalları : serrose ve japonya'da günlük hayat kanallarına bakabilirsiniz.
buradan
devamını gör...
walkabout
aynı isimli romandan uyarlanan 1971 yapımı nicolas roeg filmi. film türkçeye sonsuz çöl adıyla çevrilmiş. walkabout bir aborjin geleneğidir. erkeklerin ergenlik döneminde çıktığı ve altı ay boyunca vahşi doğada tek başına yaşayarak manevi ve fiziksel olarak kendini kanıtladığı bir geçiş ritüelidir.
filmde çölde kaybolan ve medeniyete dönmek için çabalayan iki kardeş bu ritüeli gerçekleştirmekte olan bir aborjin ile karşılaşıyor ve o andan itibaren film, modern insanla ilkel insanın manevi bakımdan birbirinden ne kadar uzaklaştığını bir bir seyircinin yüzüne çarpmaya başlıyor. film boyunca aborjindeki saf insani ve ahlaki anlayışın bir çocukla eşdeğer olduğunu anlıyorsunuz. büyümenin ondaki bu saflığı değiştirmediğini, modern insanın ise büyüdükçe kendi saf halinden yavaş yavaş toplumun dayattığı karmaşık ve kurallarla bezenmiş ahlak anlayışına geçmeye zorlandığını anlıyorsunuz. aynı hisleri bu yoğunlukta olmasa da dersu uzala filminde hissettiğimi hatırlıyorum.
filmde modern insan ile ilkel insana dair o kadar çok gönderme ve karşılaştırma var ki sahne sahne analiz etmek gerekir. öyle derin metaforlar, gizli anlamlar aramanıza da gerek yok her sahnesi derdini doğrudan anlatıyor, modern insan bu, ilkel insan ise bu diye ayırıyor.
sırf avustralya'nın doğal güzelliklerini, hayvan çeşitliliğini uzun uzun seyretmek için bile defalarca izlenebilir.
filmde çölde kaybolan ve medeniyete dönmek için çabalayan iki kardeş bu ritüeli gerçekleştirmekte olan bir aborjin ile karşılaşıyor ve o andan itibaren film, modern insanla ilkel insanın manevi bakımdan birbirinden ne kadar uzaklaştığını bir bir seyircinin yüzüne çarpmaya başlıyor. film boyunca aborjindeki saf insani ve ahlaki anlayışın bir çocukla eşdeğer olduğunu anlıyorsunuz. büyümenin ondaki bu saflığı değiştirmediğini, modern insanın ise büyüdükçe kendi saf halinden yavaş yavaş toplumun dayattığı karmaşık ve kurallarla bezenmiş ahlak anlayışına geçmeye zorlandığını anlıyorsunuz. aynı hisleri bu yoğunlukta olmasa da dersu uzala filminde hissettiğimi hatırlıyorum.
filmde modern insan ile ilkel insana dair o kadar çok gönderme ve karşılaştırma var ki sahne sahne analiz etmek gerekir. öyle derin metaforlar, gizli anlamlar aramanıza da gerek yok her sahnesi derdini doğrudan anlatıyor, modern insan bu, ilkel insan ise bu diye ayırıyor.
sırf avustralya'nın doğal güzelliklerini, hayvan çeşitliliğini uzun uzun seyretmek için bile defalarca izlenebilir.
devamını gör...
tezahürat yapılası pamuklara sarılası konfeti atılası tanımlar
bu başlık altında bazen hoşa giden, bazen boşa giden, bazen de gözden kaçmış tanımlar seçerek yeniden değerlendirmeye sunuyoruz.
devamını gör...
portakal wars abdülseyidbincabbar’ın intikamı
o değilde kesitte bile küfür yok o kadar beyfendidir kendileri.**
devamını gör...
lambada titreyen alev üşüyor
mihriban türküsünde geçen ve yüreğe dokunan bir sözdür.
lambada titreyen alev üşüyor
aşk kağıda yazılmıyor mihriban.
lambada titreyen alev üşüyor
aşk kağıda yazılmıyor mihriban.
devamını gör...
medeniyet göstergesi detaylar
bizi hiç ilgilendirmeyen konulara burnumuzu sokmamak da medeni bir davranıştır. bizim ülkemiz insanı neden böyle? sadece selam verdiğin insan bile ayak üstü bir araba soru soruyor. yahut cocugunla ilgili bile akıl verip , yorum yapma hakkını kendinde buluyor. istemiyorum güzel kardeşim yapma, soru sorma, akıl verme. git şu merakını daha faydalı şeylere yönelt.
devamını gör...
ajdar
medyanın kullanıp bir mendil gibi kenara attığı biri.
devamını gör...
adem'in yediği iddia edilen elma
öncelikle (bkz: metafor)
dinler işlerine gelince biraz utangaç olurlar!
bir elmadır almış başını gidiyor.
doğal olarak çoluk çocuk soruyor.
yahu bu nasıl bir allah’tır ki adamın biri elma yedi diye cennettinden kovuyor?
bunu doğru dürüst cevaplandıracak dindar sayısı bir elin parmağını geçmez.
imtihan der ve seni geçiştirir.
zira kendisi de bilmez.
çünkü araştırmamış, sormamış.
sadece bir yerden duymuş veya okumuş.
ondan sonra kabul etmiş.
öyle ya dinde teslimiyet var.
benim bir imam amcam vardı.
kendisi din haricinde felsefe ile uğraşıyordu.
bir gün bu soruyu kendisine sordum.
amcam sinirli bir şekilde aynen şöyle dedi.
“ ne elması ulan hıyar ağası?
elma değil o. ayıp olmasın diye bir benzetme yapılmış.
cahil cühelanın içinde istediğimiz gibi konuşamıyoruz ki anlatalım. elmadan kasıt havva’nın mahremidir.”
yani dostlar.
adem’in yediği iddia edilen elma, havva’ın mahrem yeri olup cinsel münasebet kastediliyor.
dinler işlerine gelince biraz utangaç olurlar!
bir elmadır almış başını gidiyor.
doğal olarak çoluk çocuk soruyor.
yahu bu nasıl bir allah’tır ki adamın biri elma yedi diye cennettinden kovuyor?
bunu doğru dürüst cevaplandıracak dindar sayısı bir elin parmağını geçmez.
imtihan der ve seni geçiştirir.
zira kendisi de bilmez.
çünkü araştırmamış, sormamış.
sadece bir yerden duymuş veya okumuş.
ondan sonra kabul etmiş.
öyle ya dinde teslimiyet var.
benim bir imam amcam vardı.
kendisi din haricinde felsefe ile uğraşıyordu.
bir gün bu soruyu kendisine sordum.
amcam sinirli bir şekilde aynen şöyle dedi.
“ ne elması ulan hıyar ağası?
elma değil o. ayıp olmasın diye bir benzetme yapılmış.
cahil cühelanın içinde istediğimiz gibi konuşamıyoruz ki anlatalım. elmadan kasıt havva’nın mahremidir.”
yani dostlar.
adem’in yediği iddia edilen elma, havva’ın mahrem yeri olup cinsel münasebet kastediliyor.
devamını gör...
küçük kardeş
ailenin en şanslı bireyidir. büyüklerden edinilen tecrübeyle hem daha rahat hem de daha bilinçli yetiştirilir. herkes genelde ona düşkün olur. tam vip konum yani*.
devamını gör...
yara bandı ilişkileri
eski sevgiliyi unutmak için yaşanan,kısa süreli bir ilişkidir.
devamını gör...
bazı insanların atatürk'ü sevmeme sebebi
birey olmaktan korktuğundan ya da hiç tatmadığından olabilir. el etek öpmek, badelenmek hosuna gidiyor da olabilir. her seyden öte aklını kiraya vermenin getirisi kârlı geliyor olabilir. stopajına tükürdüklerim..
devamını gör...
kendimizle aramızdaki fark
bizim kendimizde gördüğümüz ile başkasının bizde gördüğü farklıdır. bizim kendimizden beklediğimiz ile karşı tarafın bizden beklediği de farklıdır. bir imaj yaratıyoruz ve karşı tarafın bizi bu imajla bilmesini istiyoruz. çünkü gerçek benliğimizle aramız iyi değil. eğer benliğimizi kabul edip sevip ki nasıl olursak olalım sevmeliyiz. o zaman daha az aramız bozuk olur düşüncesindeyim. o zaman kendimizi kabul edip karşıya daha gerçek bir imaj çizebiliriz. olduğumuz gibi görünmek ümidi ile.
devamını gör...
buna mı kırıldın diyen insanlar
evet buna kırıldım or**** ç***** cevabı verilmesi gereken insanlardır.
böyle numune insanlara derdinizi anlatmamak lazım.
ulan adam dertlenmiş iki kelam edeyim demiş seni yakın görmüş bir şey anlatmış böyle cevap mı verilir eşek herif.
böyle numune insanlara derdinizi anlatmamak lazım.
ulan adam dertlenmiş iki kelam edeyim demiş seni yakın görmüş bir şey anlatmış böyle cevap mı verilir eşek herif.
devamını gör...
meram
arapça kökünden gelen istek, amaç, gaye anlamında kullanılan sözcük.
devamını gör...
gece öten kuş
ben kuşların karanlıkta ötmediğini sanırdım. bir süredir, gece 3 civarında balkonun altındaki ağaçta öten kuşlar var. biri öyle nağmeli ötüyor ki uyuyana kadar onu dinliyorum.
gece karanlığında hem ürküten hem de bahar gelmiş dedirten minik bir detay. hayat garip zamanlarda "çok güzelim" diyor sanırım.
gece karanlığında hem ürküten hem de bahar gelmiş dedirten minik bir detay. hayat garip zamanlarda "çok güzelim" diyor sanırım.
devamını gör...
sözlük radyo’nun ilk canlı yayını
caanımın içinin sesini sekiz gözle beklediğim yayın.(bkz: swh)
devamını gör...
wilkinson sword klasik tıraş makinesi
haziran ayında almıştım bu tıraş makinesini. benim yüzüm biraz hassas hatta ilk kez jilet vurduğumda(14 yaşımdaydım) bıyık kısmında baya sivilce çıkmıştı. uzun uzun araştırdım bu klasik tıraş makinelerini bir sayfa öneriyordu. diğer modelleri çok pahalıydı (250 tlden başlıyor güzel olanları)ben de denemek amacıyla bunu aldım trendyoldan 22tlye. paket içinde 5 tane de yaprak jilet vardı. uzun zamandır kullanıyorum gayet de memnunum. ama söyleyeyim ki sakalı kısa olanlar için uygun. jilete alışma gibi bir şey ve dışı plastik kaplı içi metal galiba.
edit: bu makineyi halen kullanmaktayım. dediğim gibi bu makine sakalı kısa olanlar, az çıkanlar için.
uzun zamandır kullanmama rağmen ne bir pas tutma var ne de bir hasar var. gerçekten mükemmel bir ürün.
ilk yazdığımda ''denemek için aldım'' demişim ancak iyi ki de almışım, muhtemelen çok uzun süre birlikte olacağız bu makineyle.
jilet nedense beni oldukça korkutuyor, her an yüzümü kesecekmişim gibi hissediyorum. bir de jiletle kötü bir anım var benim. ilk tıraşımı jiletle olmuştum ancak yüzümün hassas olması sebebiyle hep sivilce çıkmıştı yüzümde...
velhasıl kelam gerçekten de güzel makinedir efendim, eğer sakalınız kısaysa, çok çıkmıyorsa veya jilete alışmakta zorluk çekiyorsanız kesinlikle tavsiye ederim bu tıraş makinesini.
edit: bu makineyi halen kullanmaktayım. dediğim gibi bu makine sakalı kısa olanlar, az çıkanlar için.
uzun zamandır kullanmama rağmen ne bir pas tutma var ne de bir hasar var. gerçekten mükemmel bir ürün.
ilk yazdığımda ''denemek için aldım'' demişim ancak iyi ki de almışım, muhtemelen çok uzun süre birlikte olacağız bu makineyle.
jilet nedense beni oldukça korkutuyor, her an yüzümü kesecekmişim gibi hissediyorum. bir de jiletle kötü bir anım var benim. ilk tıraşımı jiletle olmuştum ancak yüzümün hassas olması sebebiyle hep sivilce çıkmıştı yüzümde...
velhasıl kelam gerçekten de güzel makinedir efendim, eğer sakalınız kısaysa, çok çıkmıyorsa veya jilete alışmakta zorluk çekiyorsanız kesinlikle tavsiye ederim bu tıraş makinesini.
devamını gör...
intj
sanıyorum infj'den sonra en az görülen kişilik tipi. ancak biraz zor tipler olabiliyorlar. aşağıya bazı özelliklerini bırakayım, bunların sayısı arttırılabilir elbette.
- bir işe başlamadan önce tüm detaylarıyla ele alır ve olası tüm sonuçlarını ortaya dökerler. profesyonel iş hayatında da böyle, bazı önemli işleri veya kendi geliştirmeye çalıştıkları projelerle ilgili de bu böyle.
- enerjileri genel olarak çok yüksektir. kendi alanlarına girmeyen ancak ilgilerini çeken bir konuda bile fazla meraklı davranırlar, onlarca farklı kaynak araştırıp okumaktan çekinmezler. hatta bu onlara büyük keyif verir.
- iflah olmaz bir hayalperest yapıları vardır. yaptıkları her işte veya ilişkilerinde kararlı davranırlar. eğer o işi ilk seferde yapamazlarsa genelde pes edip karalar bağlamak gibi huyları yoktur. tekrar deneyecek enerjiyi kendilerinde bulurlar.
- sosyal ortamlar onlara sıklıkla keyif verebilir ama aşırı kalabalık bir ortamda rahatsız hissederler. iş hayatında hele... yani kalabalık bir ortam ve takım çalışması pek onlara göre değil. daha çok bireysel çalışmayı, iş geliştirmeyi ve yeni fikirler çıkartmayı isterler. takım çalışmasında kendilerine denk seviyede düşünebilen kişiler bulduklarına inanırlarsa bazı konularda ortak çalışma gerçekleştirebilirler.
- yeni tanıştıkları kişilerin entelektüel bilgi birikimleri, dünya görüşleri veya herhangi bir ilgi alanı yoksa o kişilerle zaman geçirmemeyi tercih ederler. bunu yapacaklarına zamanlarını tek başına geçirmek bile yeğdir. zaten düzenli yalnızlığa ve kendilerine zaman ayırmaya ihtiyaç duyarlar.
- başka insanların fikirleri onlar için önemlidir, dinlemeyi severler. ama genellikle bunları uygulamak yerine kendi bildiklerini yapmak en doğrusudur. üstelik insanlar bunla ilgili eleştiriler getirse de pek sallamazlar.
- bir kişiyle ilgili direkt olarak "çok iyi" bir insan olduğu kanısı varsa bile gözlem yaparlar. gözlemleri sonucunda da pek yanılmazlar. nerede dürüst olup, nerede olmadığını belli bir zaman geçtikten sonra kolayca ayırt edebilirler. özellikle samimiyetsiz ve politik davranan tiplerden hazzetmezler.
- hiç bir zaman politik davranmazlar. katılmadıkları bir konu olursa ya da bir insanın eksik yönlerini görürsem açıkça söylemeyi tercih ederler. o yüzden de bazen ya çok sevilirler bazen hiç sevilmezler.
- stresli durumlar altında sakinliklerini koruyup, olası seçenekler üretmeye veya varsa bunları değerlendirmeyi tercih ederler. panik halinde oldukları pek görülmez.
- aldıkları kararların rasyonel olmasına dikkat ederler.
- kendilerini çok severler.
nereden mi biliyorum? bu kategoriye dahilim. bununla ilgili ilk kez test çözdüğümde beni tatmin etmediği için birkaç test daha bulup onlarda da intj çıkmıştım. aradan belli bir zaman geçtikten sonra yine çözdüm, yine intj çıktım.
şimdi bu özelliklerin iyi ya da kötü olması tamamen subjektif. yani bana kalsa intj'lerin çok kıl özellikleri var. hatta genel olarak çevresi tarafından duygusuz kişiler olarak nitelendirilirler.
normal bir insan kişisi, duygusal anlamda kendisini etkileyecek bir olay yaşadığı zaman bunu arkadaşlarıyla veya yakın çevresinden kişilerle paylaşır. ama intj'ler bu tarz durumları başkalarına anlatmak yerine kendi içlerinde yaşamak isterler, yalnız kalırlar. yalnız kaldıkları bu süre boyunca da zamanlarını yeni bir şeyler öğrenerek geçirip, odak noktalarını bir şekilde değiştirirler.
ortaya karışık bir şeyler yapma şansım olsa muhtemelen intj kategorisinde olmazdım. yine de kendimi seviyorum, o ayrı.
sadece kendimi duygu yönünden geliştirmeye ihtiyacım olduğu kanaatindeyim.
- bir işe başlamadan önce tüm detaylarıyla ele alır ve olası tüm sonuçlarını ortaya dökerler. profesyonel iş hayatında da böyle, bazı önemli işleri veya kendi geliştirmeye çalıştıkları projelerle ilgili de bu böyle.
- enerjileri genel olarak çok yüksektir. kendi alanlarına girmeyen ancak ilgilerini çeken bir konuda bile fazla meraklı davranırlar, onlarca farklı kaynak araştırıp okumaktan çekinmezler. hatta bu onlara büyük keyif verir.
- iflah olmaz bir hayalperest yapıları vardır. yaptıkları her işte veya ilişkilerinde kararlı davranırlar. eğer o işi ilk seferde yapamazlarsa genelde pes edip karalar bağlamak gibi huyları yoktur. tekrar deneyecek enerjiyi kendilerinde bulurlar.
- sosyal ortamlar onlara sıklıkla keyif verebilir ama aşırı kalabalık bir ortamda rahatsız hissederler. iş hayatında hele... yani kalabalık bir ortam ve takım çalışması pek onlara göre değil. daha çok bireysel çalışmayı, iş geliştirmeyi ve yeni fikirler çıkartmayı isterler. takım çalışmasında kendilerine denk seviyede düşünebilen kişiler bulduklarına inanırlarsa bazı konularda ortak çalışma gerçekleştirebilirler.
- yeni tanıştıkları kişilerin entelektüel bilgi birikimleri, dünya görüşleri veya herhangi bir ilgi alanı yoksa o kişilerle zaman geçirmemeyi tercih ederler. bunu yapacaklarına zamanlarını tek başına geçirmek bile yeğdir. zaten düzenli yalnızlığa ve kendilerine zaman ayırmaya ihtiyaç duyarlar.
- başka insanların fikirleri onlar için önemlidir, dinlemeyi severler. ama genellikle bunları uygulamak yerine kendi bildiklerini yapmak en doğrusudur. üstelik insanlar bunla ilgili eleştiriler getirse de pek sallamazlar.
- bir kişiyle ilgili direkt olarak "çok iyi" bir insan olduğu kanısı varsa bile gözlem yaparlar. gözlemleri sonucunda da pek yanılmazlar. nerede dürüst olup, nerede olmadığını belli bir zaman geçtikten sonra kolayca ayırt edebilirler. özellikle samimiyetsiz ve politik davranan tiplerden hazzetmezler.
- hiç bir zaman politik davranmazlar. katılmadıkları bir konu olursa ya da bir insanın eksik yönlerini görürsem açıkça söylemeyi tercih ederler. o yüzden de bazen ya çok sevilirler bazen hiç sevilmezler.
- stresli durumlar altında sakinliklerini koruyup, olası seçenekler üretmeye veya varsa bunları değerlendirmeyi tercih ederler. panik halinde oldukları pek görülmez.
- aldıkları kararların rasyonel olmasına dikkat ederler.
- kendilerini çok severler.
nereden mi biliyorum? bu kategoriye dahilim. bununla ilgili ilk kez test çözdüğümde beni tatmin etmediği için birkaç test daha bulup onlarda da intj çıkmıştım. aradan belli bir zaman geçtikten sonra yine çözdüm, yine intj çıktım.
şimdi bu özelliklerin iyi ya da kötü olması tamamen subjektif. yani bana kalsa intj'lerin çok kıl özellikleri var. hatta genel olarak çevresi tarafından duygusuz kişiler olarak nitelendirilirler.
normal bir insan kişisi, duygusal anlamda kendisini etkileyecek bir olay yaşadığı zaman bunu arkadaşlarıyla veya yakın çevresinden kişilerle paylaşır. ama intj'ler bu tarz durumları başkalarına anlatmak yerine kendi içlerinde yaşamak isterler, yalnız kalırlar. yalnız kaldıkları bu süre boyunca da zamanlarını yeni bir şeyler öğrenerek geçirip, odak noktalarını bir şekilde değiştirirler.
ortaya karışık bir şeyler yapma şansım olsa muhtemelen intj kategorisinde olmazdım. yine de kendimi seviyorum, o ayrı.
sadece kendimi duygu yönünden geliştirmeye ihtiyacım olduğu kanaatindeyim.
devamını gör...
çocuklarla girilen komik diyaloglar
bugün dersi işledik, çıkış saatine yakın montlarını giydirdim beraber açık havada biraz sohbet edelim dedim.
iki zıpır ben hazırlanırken sınıfta koşmaya başladılar, "tamam" dedim "çıkmayalım dışarı madem sınıfta koşmak istiyorsunuz."
(ali diyelim) ali "öğretmenim giydirdin zaten montları çok terledik, pişirdin bizi. bir şans daha ver bize herkes ikinci şansı hak eder, inelim aşağı hadi."
*
neyse bahçeye indik, bir papatya kopardı getirdi elime verdi, "kuzucum teşekkür ederim ama çiçekleri koparmamalıyız, dalında güzel onlar" dedim. "tamam öğretmenim" dedi.
10 dakika sonra yine bir çiçek uzatıp "öğretmenim bak bu daha büyük daha güzel, öteki verdiğimi çöpe at o küçüktü." *
dün sol akışta bir başlık vardı öğretmen mi öğretemez yoksa öğrenci mi öğrenemez sorunsalı diye. öğretemedim dostlar, çiçeğin dalında güzel olduğunu öğretemedim.
iki zıpır ben hazırlanırken sınıfta koşmaya başladılar, "tamam" dedim "çıkmayalım dışarı madem sınıfta koşmak istiyorsunuz."
(ali diyelim) ali "öğretmenim giydirdin zaten montları çok terledik, pişirdin bizi. bir şans daha ver bize herkes ikinci şansı hak eder, inelim aşağı hadi."
*
neyse bahçeye indik, bir papatya kopardı getirdi elime verdi, "kuzucum teşekkür ederim ama çiçekleri koparmamalıyız, dalında güzel onlar" dedim. "tamam öğretmenim" dedi.
10 dakika sonra yine bir çiçek uzatıp "öğretmenim bak bu daha büyük daha güzel, öteki verdiğimi çöpe at o küçüktü." *
dün sol akışta bir başlık vardı öğretmen mi öğretemez yoksa öğrenci mi öğrenemez sorunsalı diye. öğretemedim dostlar, çiçeğin dalında güzel olduğunu öğretemedim.
devamını gör...