irem yılmaz
kafa sözlüğü onun sayesinde tanımış olduğum için ona çok teşekkür ederim öncelikle.gerçekten ailesi de kendi de o kadar tatlı insanlar ki izlemekten çok keyif alıyorum.attığı her videosunu izledim zaten ve çok bizden biri gibi hissettiriyo doğallıyla.eğer bunu görürsen/okursan senden ricam hep böyle iyi kötü her şeyini aynı doğallıkla yansıtman zaten çok başarılı olucaksın böyle devam et.
devamını gör...
ilk aşk
yıldırım gürses'in çok güzel bir şarkısıdır aynı zamanda.
devamını gör...
dondurma (yazar)
yeni bilgiler öğrenmeyi seven yazardır.
devamını gör...
aliya izzetbegoviç
"batı hiçbir zaman uygar olamamasistir ve bugünkü refahı devam edegelen sömürgeciliği; döktüğü kan, göz yaşı ve çektirdiği acılar üzerine kuruludur" sözünün sahibi bosna hersek'in kurucu cumhurbaşkanı.
devamını gör...
edebikelam
anası babası belli olmayan o zat-ı muhteremin, şeref yoksunluğu sendromuna yakalandığı gün gibi ortadaydı. acil şifalar dilesem mi diye düşündü, neden sonra vazgeçti. zaman sarfiyatı olurdu.
karadeniz'in o muhteşem fındıklarının boyutunda olan beyni, geçmiş olsun dileğini idrak edene kadar dünya yeni bir çağa girebilirdi. bu riske girmek istemedi. sadece acı bir tebessümle baktı adamın yüzüne.
orman kibarı hemen fark etti müşterisinin gülümsemesini; bir şey mi vardı abi? diye öne atıldı.
-yoo hayır kasadaki hıyarlara bakıyorum sadece.
-çok tazeler, yeni geldi bunlar. vereyim mi bir kilo?
- ben uzun zamandır burada olduklarını sanıyordum.
- vallahi yeni geldiler.
- ben başka hıyarla karıştırdım sanırım.
- bizde bir tek bunlar var abi.
- emin misin?
- evet
- peki tart bakalım, tartı çekecek mi?
- çeker evvelallah.
- ona ne şüphe! sen yine de fazla abanma.
gülümsedi hortumcu bakkal. 100 gram eksik tartmıştı. zaferinin tadını çıkarıyordu.
tanım: insanlara kaba gelebilecek, onların alınmasına yol açabilecek bazı tabirlerin, zihin süzgecinden geçirilip daha ince bir dille ifade edilmesidir.
karadeniz'in o muhteşem fındıklarının boyutunda olan beyni, geçmiş olsun dileğini idrak edene kadar dünya yeni bir çağa girebilirdi. bu riske girmek istemedi. sadece acı bir tebessümle baktı adamın yüzüne.
orman kibarı hemen fark etti müşterisinin gülümsemesini; bir şey mi vardı abi? diye öne atıldı.
-yoo hayır kasadaki hıyarlara bakıyorum sadece.
-çok tazeler, yeni geldi bunlar. vereyim mi bir kilo?
- ben uzun zamandır burada olduklarını sanıyordum.
- vallahi yeni geldiler.
- ben başka hıyarla karıştırdım sanırım.
- bizde bir tek bunlar var abi.
- emin misin?
- evet
- peki tart bakalım, tartı çekecek mi?
- çeker evvelallah.
- ona ne şüphe! sen yine de fazla abanma.
gülümsedi hortumcu bakkal. 100 gram eksik tartmıştı. zaferinin tadını çıkarıyordu.
tanım: insanlara kaba gelebilecek, onların alınmasına yol açabilecek bazı tabirlerin, zihin süzgecinden geçirilip daha ince bir dille ifade edilmesidir.
devamını gör...
homo sapiens sapiens
en sevmediğim modernimsi hayvan. medeniyet inşa ettin de adam mı oldun sen şimdi? git önce sevgiyi öğren. duygusuz organizmalar bile senden daha karakterli ve çok kıymet biliyordur emin ol. ne sanıyorsun sen kendini ey aciz primat?
devamını gör...
deniz benim değil kürdistan’ın kızıdır
her şeyden önce bir insan öldü yaa nasıl bu kadar umarsız olunabiliyor. söylenecek çok sey var ama duymak istemeyen birilerine kelimeler bir anlam oluşturmaz. ki burasi da değmez zannimca kelimeler sarf etmeye...
devamını gör...
ağladıktan sonra yüze gelen güzellik
ya tanımları neredeyse kahkaha atarak okudum, bacılar n'apıyoruz biz kendimize. aklıma şey geldi ya, hani şu yapay gözyaşı damlaları var ya onları tonik niyetine sürsek aynı etkiyi yapar mı, elinde olan varsa denesin bir zahmet. buradan kozmetikle ilgilenen girişimci gençlere ekmek bile çıkabilir.
devamını gör...
kapitone çoklu evren modeli
teorik fizikçi brian greene tarafından tanımlanan çoklu evren modellerinden biri.
bunu anlamak için şöyle bir örnek düşünebilirsiniz;
farz edin ki alışveriş yapmayı seven ölümsüz birisiniz. 500 tane pantolonunuz, 500 tane tişörtünüz ve 500 çift ayakkabınız var. sonsuz hayatınız boyunca, her gün bunları farklı şekilde kombinasyonlarla giydiğinizi farz edin. gün gelecek, tüm kombinasyonları mutlaka en az 1 kez giymiş olacaksınız ve o günden itibaren yapacağınız her kombinasyon, öncekilerin tekrarı olmaya başlayacak.
yani elinizde sınırlı sayıda "parçacık" ve sonsuz bir "evren" olsaydı, bu evrende oluşturacağınız, parçacıkların bir araya gelmesiyle ortaya çıkan her kombinasyon, yani her cisim, bir yerden sonra birbirinin tekrarı olurdu. sonuçta elinizde, sonsuz sayıda tekrar eden belirli sayıda evrenler olurdu.
kapitone dediğimiz şey normalde bir kumaş ve dikiş çeşididir:

görselin kaynağı
burada bahsi geçen evrenleri de, bu dikişteki yuvarlak düğmeler gibi düşünebilirsiniz. her bir düğme, bir evreni sembolize ediyor. evrenin tamamını göremediğimiz ve birçok şey bizim kozmik ufkumuzun ötesinde kaldığı için bu şekilde bir yapıya ilişkin herhangi bir gözlem yapma şansımız yok. bu evrenler arasında iletişim kurmak da pek mümkün değil. greene'e göre mümkün olabilecek tek iletişim, sadece herhangi 2 evrenin birbirine en yakın olan bölgelerinde mümkün olabilir.
bunu anlamak için şöyle bir örnek düşünebilirsiniz;
farz edin ki alışveriş yapmayı seven ölümsüz birisiniz. 500 tane pantolonunuz, 500 tane tişörtünüz ve 500 çift ayakkabınız var. sonsuz hayatınız boyunca, her gün bunları farklı şekilde kombinasyonlarla giydiğinizi farz edin. gün gelecek, tüm kombinasyonları mutlaka en az 1 kez giymiş olacaksınız ve o günden itibaren yapacağınız her kombinasyon, öncekilerin tekrarı olmaya başlayacak.
yani elinizde sınırlı sayıda "parçacık" ve sonsuz bir "evren" olsaydı, bu evrende oluşturacağınız, parçacıkların bir araya gelmesiyle ortaya çıkan her kombinasyon, yani her cisim, bir yerden sonra birbirinin tekrarı olurdu. sonuçta elinizde, sonsuz sayıda tekrar eden belirli sayıda evrenler olurdu.
kapitone dediğimiz şey normalde bir kumaş ve dikiş çeşididir:

görselin kaynağı
burada bahsi geçen evrenleri de, bu dikişteki yuvarlak düğmeler gibi düşünebilirsiniz. her bir düğme, bir evreni sembolize ediyor. evrenin tamamını göremediğimiz ve birçok şey bizim kozmik ufkumuzun ötesinde kaldığı için bu şekilde bir yapıya ilişkin herhangi bir gözlem yapma şansımız yok. bu evrenler arasında iletişim kurmak da pek mümkün değil. greene'e göre mümkün olabilecek tek iletişim, sadece herhangi 2 evrenin birbirine en yakın olan bölgelerinde mümkün olabilir.
devamını gör...
sözlük radyosunun yayına başlaması
an itibari ile uzunlar çalıyor.
uykusunda her biri.
yorma sakın kendini,
anlatıp derdimizi onlara.
sen, ben, bi’ kaç kişi
bırakmışız bütün işi,
vurmuşuz kendimizi yollara.
uzunlar yanıyor arabamızdaaa
bu ışık hepimize fazla.
ah tam da şuan ihtiyacım olan şey bu yazdığım kısmı yaşamak.
uykusunda her biri.
yorma sakın kendini,
anlatıp derdimizi onlara.
sen, ben, bi’ kaç kişi
bırakmışız bütün işi,
vurmuşuz kendimizi yollara.
uzunlar yanıyor arabamızdaaa
bu ışık hepimize fazla.
ah tam da şuan ihtiyacım olan şey bu yazdığım kısmı yaşamak.
devamını gör...
hayatı güzelleştiren ufak detaylar
yorgun bir şekilde dışardan eve geldiğinde en sevdiğin yemeğin evde hazır seni bekliyor oluşu
devamını gör...
bugün psg’ye yapılanlar yarın sana yapılacak
moderasyon faşizmine hayır.
ek: makara niyetine açtığım başlık gündeme yürüyünce açıklama yapmak hasıl oldu. psg'yi tanımam etmem, üstelik adamın açtığı başlıklardan da rahatsızdım ama yine de sözlük kuralları içinde yazdığı müddetçe sansüre uğramaması taraftarıyım. diğer bir husus, bana ergen yakıştırması yapan şekil arkadaş her başlığa entry girip sözlüğü kirlettiğimden bahsetmiş. bunu söyleyen şekilin girdisi ve girdileri ile benim girdilerimi karşılaştırdıktan sonra objektif yorumunuzu merak etmekteyim. tüm yazar arkadaşlara saygılar.
ek: makara niyetine açtığım başlık gündeme yürüyünce açıklama yapmak hasıl oldu. psg'yi tanımam etmem, üstelik adamın açtığı başlıklardan da rahatsızdım ama yine de sözlük kuralları içinde yazdığı müddetçe sansüre uğramaması taraftarıyım. diğer bir husus, bana ergen yakıştırması yapan şekil arkadaş her başlığa entry girip sözlüğü kirlettiğimden bahsetmiş. bunu söyleyen şekilin girdisi ve girdileri ile benim girdilerimi karşılaştırdıktan sonra objektif yorumunuzu merak etmekteyim. tüm yazar arkadaşlara saygılar.
devamını gör...
en iyi türk yazar
hikaye okumayı seven kişiler, edebiyatımıza çağdaş hikayecilik konusunda büyük katkıları olan doğa aşığı sait faik abasıyanık'ı en iyi yazar olarak görebilirler.
nahif bakış açısı ve anlatımıyla toplumsal sorunları dile getirmekten çekinmeyen romantik yazar sabahattin ali için de ''en iyi yazar'' diyecekler vardır.
hababam sınıfı aşıkları, stepne takma adıyla eserlerini yazıya döken sınıf şairi rıfat ılgaz'ı öne sürecektir.
edebiyatımızın çınarları bizler için önemlidir diye düşünenler, ülkemizde nobel edebiyat ödülü’ne ilk aday gösterilen koca çınar yaşar kemal'i bu başlık için örnek gösterecektir. nobel demişken, bu ödülü ilk kazanan yazarımız orhan pamuk'u yazmazsam beni eleştirenler olacaktır.
benim gibi tiyatro oyunu okumayı sevenler bu başlığı gördüklerinde kesinlikle haldun taner ve aziz nesin'i akıllarından geçirecektir. ee oğuzum atayım'dan bahsetmeyecek misin diye soranlar elbet çıkacaktır, hakan günday'ın az kitabındaki derda'nın çok özel bir sevgi beslediği oğuz atay'ı yazmamak haksızlık olacaktır.
oğuz atay nedendir bilinmez, aklıma edebiyatımızın gamlı prensesi tezer özlü'yü getiriyor. bir kitabın tam manasıyla kalbe dokunması çok zordur fakat tezer özlü çok genç yaşta yaşama veda etse de bu zorlu olayı gerçekleştirmeyi başarmıştır.
edebiyatımızın 3 kemal'ini de atlamamak gerek. yaşar kemal'i zaten söylemiştik, sırada orhan kemal ve kemal tahir var.
nazım hikmet ran, attila ilhan, orhan veli kanık gibi şairlerimize hiç gelmeyeyim, yoksa sabaha kadar yazmak durumunda kalırım. hem ne demişler; şiir edebiyat dünyasının hükümdarıdır. gerisi hikaye ve romandır.
halide edib adıvar, ömer seyfettin, reşat nuri güntekin, peyami safa, mehmet akif ersoy, nurullah ataç, yusuf atılgan, adalet ağaoğlu ve buraya yazmadığım daha birçok önemli yazarımız başlık altında isminin bulunmasını hak ediyor. sadece bir kişiyi yazmak, diğer yazarlara haksızlık olur gibi geliyor bana. hepsinin o kadar büyük katkıları var ki edebiyatımıza. istesem de tek isim yazamam ve ''en iyi''sini belirleyemem.
nahif bakış açısı ve anlatımıyla toplumsal sorunları dile getirmekten çekinmeyen romantik yazar sabahattin ali için de ''en iyi yazar'' diyecekler vardır.
hababam sınıfı aşıkları, stepne takma adıyla eserlerini yazıya döken sınıf şairi rıfat ılgaz'ı öne sürecektir.
edebiyatımızın çınarları bizler için önemlidir diye düşünenler, ülkemizde nobel edebiyat ödülü’ne ilk aday gösterilen koca çınar yaşar kemal'i bu başlık için örnek gösterecektir. nobel demişken, bu ödülü ilk kazanan yazarımız orhan pamuk'u yazmazsam beni eleştirenler olacaktır.
benim gibi tiyatro oyunu okumayı sevenler bu başlığı gördüklerinde kesinlikle haldun taner ve aziz nesin'i akıllarından geçirecektir. ee oğuzum atayım'dan bahsetmeyecek misin diye soranlar elbet çıkacaktır, hakan günday'ın az kitabındaki derda'nın çok özel bir sevgi beslediği oğuz atay'ı yazmamak haksızlık olacaktır.
oğuz atay nedendir bilinmez, aklıma edebiyatımızın gamlı prensesi tezer özlü'yü getiriyor. bir kitabın tam manasıyla kalbe dokunması çok zordur fakat tezer özlü çok genç yaşta yaşama veda etse de bu zorlu olayı gerçekleştirmeyi başarmıştır.
edebiyatımızın 3 kemal'ini de atlamamak gerek. yaşar kemal'i zaten söylemiştik, sırada orhan kemal ve kemal tahir var.
nazım hikmet ran, attila ilhan, orhan veli kanık gibi şairlerimize hiç gelmeyeyim, yoksa sabaha kadar yazmak durumunda kalırım. hem ne demişler; şiir edebiyat dünyasının hükümdarıdır. gerisi hikaye ve romandır.
halide edib adıvar, ömer seyfettin, reşat nuri güntekin, peyami safa, mehmet akif ersoy, nurullah ataç, yusuf atılgan, adalet ağaoğlu ve buraya yazmadığım daha birçok önemli yazarımız başlık altında isminin bulunmasını hak ediyor. sadece bir kişiyi yazmak, diğer yazarlara haksızlık olur gibi geliyor bana. hepsinin o kadar büyük katkıları var ki edebiyatımıza. istesem de tek isim yazamam ve ''en iyi''sini belirleyemem.
devamını gör...
demokratik bir toplumda andımız olmaz
türküm, doğruyum, çalışkanım,- ilkem: küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir.- ülküm: yükselmek, ileri gitmektir.- ey büyük atatürk!- açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime ant içerim.- varlığım türk varlığına armağan olsun.-ne mutlu türküm diyene
ben bir kürt olsaydım burada yazan "türküm" yerine "kürtüm" der ve yine de okurdum. küçükleri korumayı, büyükleri saymayı, yurdunu milletini çok sevmeyi, yükselmeyi, ileri gitmeyi öğütleyen bir ant neden rahatsız ediyor insanları. bunda dalga geçilecek ne var? ben anlamıyorum.
yüzyıllardır bu topraklarda yaşıyorsak, geçmişimiz, geleceğimizle birlikte bu topraklarda kök saldıysa öğütlenen ilke ve ülküler de bu toprakların insanlarına öğütlenmiştir.
insanlar kavramlara çok fazla takılıyor bence.
aidiyet nereye, neye olmalı? ya da neden olmalı? tüm dünyanın insanları bir avuç kemik biraz da kandan ibaretiz.
evimize sahip çıkalım yeter bence.
ben bir kürt olsaydım burada yazan "türküm" yerine "kürtüm" der ve yine de okurdum. küçükleri korumayı, büyükleri saymayı, yurdunu milletini çok sevmeyi, yükselmeyi, ileri gitmeyi öğütleyen bir ant neden rahatsız ediyor insanları. bunda dalga geçilecek ne var? ben anlamıyorum.
yüzyıllardır bu topraklarda yaşıyorsak, geçmişimiz, geleceğimizle birlikte bu topraklarda kök saldıysa öğütlenen ilke ve ülküler de bu toprakların insanlarına öğütlenmiştir.
insanlar kavramlara çok fazla takılıyor bence.
aidiyet nereye, neye olmalı? ya da neden olmalı? tüm dünyanın insanları bir avuç kemik biraz da kandan ibaretiz.
evimize sahip çıkalım yeter bence.
devamını gör...
celebrant sorularınızı yanıtlıyor
celebrant kim?
devamını gör...
müslüman zengin olmalıdır
allaha inanmak için paraya gerek yok
allahın bize inanması için de bizim müslüman olmamıza gerek yok.
allahın bize inanması için de bizim müslüman olmamıza gerek yok.
devamını gör...