normal sözlük yazarlarının karalama defteri
bizler hep güçsüze, mağdura yardım etme eğilimi içindeyiz ama ya ömrü boyunca güçlü olmak zorunda bırakılan ama bir gün olsun yardım istemeye bile hakkı olmadığını düşünen, hep kuyruğu dik tutmak zorunda olanların da aslında en çok yardıma ihtiyacı olabileceğini gözden kaçırıyoruz. özellikle iki kardeş düşünün, mesela ben ve kardeşim... ben 11 yaşında yurda bırakılan, bu yaşına* kadar her şeyi kendi yapmış biri olduğumdan ailem kendi başımın çaresine bakabileceğimi bildiğinden bana hiç yardım etmez iken, kardeşim bankada hesap açacakken bile kalkıp köyden gelip ona yardım ederler... son bir haftadır yatak döşek yatmama rağmen beni bir kez bile aramamaları ama kardeşimin böyle saçmasapan ufak şeylerinde yanında olmaları gerçekte akıl almaz bir şey...tamam benim hayat mottom: "hiç kimseye muhtaç olmamak, kendi başına yetebilmek" eyvallah ama ben de insanım ya bir de hastayım yani benim de sevgiye, şefkate, merhamete ihtiyacım var ama maalesef bizimkilerde o yok ya da var da bana yok, zaten olsaydı 11 yaşında beni yurda bırakmazlardı neyse ya ben hasta olunca çok duygusallaştım, ömrüm boyunca hissedemediğim anne şefkatini bekledim ama olmayınca olmuyor demek ki....
devamını gör...
iq ortalaması düşük ortamlar
kahvehaneler,iddaa bayileri,genelevler,kurban pazarları.
devamını gör...
entry girmesi beklenen yazar
dönmesini ve yazmasını istediğim;
(bkz: gorgeous)
(bkz: freud purosu)
karşılaşmadığımız için özlediğim;
(bkz: robins)
"lütfen bir şey yazın" diye direttiğim;
(bkz: eniyisipencere)
"güldür beni pikachuu" olan;
(bkz: domestic hıyar)
daha çok var da hatırlayamadım şimdi. sigarayı hızlı hızlı içtim başım dönüyor. *
edit: domestic eklemesi. dövüyordu az daha.
(bkz: gorgeous)
(bkz: freud purosu)
karşılaşmadığımız için özlediğim;
(bkz: robins)
"lütfen bir şey yazın" diye direttiğim;
(bkz: eniyisipencere)
"güldür beni pikachuu" olan;
(bkz: domestic hıyar)
daha çok var da hatırlayamadım şimdi. sigarayı hızlı hızlı içtim başım dönüyor. *
edit: domestic eklemesi. dövüyordu az daha.
devamını gör...
kedi beslemek
1 saat peşinizde dolaşır yaş mama için; verirsiniz, yemeğinin yer ve arkasına bile bakmadan yalanmaya gider.* işte kedi beslemek budur, sevgi istediğiniz anda arkasını dönüp gider ama en beklemediğiniz anda size sarılırlar.
devamını gör...
değiştiğini hissetmek
insanın yaş aldıkça kendisine şaşırmasıdır.
bir yaş, üç yaş, on yaş farketmez. geçen her saniyede insan değişiyor ve bunu zaman geçtikçe fark ediyor . son bir yıldır mütemadiyen kendimi kendime şaşırırken buluyorum. basit şeyler aslında ama sanırım esas ilginç olan bu kadar basit şeylerin değişebilmesi. insan değişimi fark etmek için hep çok büyük şeyler olması gerektiğine inanıyor herhalde.
böyle şeyleri fark ettiğimde şaşırıyorum ve galiba yaşlanmak bu diyorum. mesela erciyes’te tişörtle dolaşan ben son bir yılda bir üşüyorum bir üşüyorum hayret yani. bir gün nenem gibi, yelek giyeyim de sırtımı tutsun derken yakaladım kendimi.
ya da gürültüyü kafam kaldırmıyor artık. sokakta ciyaklayan çocuklara camdan çıkıp çemkiresim geliyor sonra diyorum yahu ne yapıyorsun sen.
boyun/sırt ağrısı ve nazlı mide sendromuna hiç girmiyorum bile.
en tuhafı da ruhsal değişimlerim. kendi içimde yeniden doğuyormuşum gibi. doğan kişiyi anlamakta zorlanıyorum. zor bir insan o aslında, daha korkak, daha sinirli, sınırları daha keskin ve sanırım benden pek hoşlanmıyor.
bir yaş, üç yaş, on yaş farketmez. geçen her saniyede insan değişiyor ve bunu zaman geçtikçe fark ediyor . son bir yıldır mütemadiyen kendimi kendime şaşırırken buluyorum. basit şeyler aslında ama sanırım esas ilginç olan bu kadar basit şeylerin değişebilmesi. insan değişimi fark etmek için hep çok büyük şeyler olması gerektiğine inanıyor herhalde.
böyle şeyleri fark ettiğimde şaşırıyorum ve galiba yaşlanmak bu diyorum. mesela erciyes’te tişörtle dolaşan ben son bir yılda bir üşüyorum bir üşüyorum hayret yani. bir gün nenem gibi, yelek giyeyim de sırtımı tutsun derken yakaladım kendimi.
ya da gürültüyü kafam kaldırmıyor artık. sokakta ciyaklayan çocuklara camdan çıkıp çemkiresim geliyor sonra diyorum yahu ne yapıyorsun sen.
boyun/sırt ağrısı ve nazlı mide sendromuna hiç girmiyorum bile.
en tuhafı da ruhsal değişimlerim. kendi içimde yeniden doğuyormuşum gibi. doğan kişiyi anlamakta zorlanıyorum. zor bir insan o aslında, daha korkak, daha sinirli, sınırları daha keskin ve sanırım benden pek hoşlanmıyor.
devamını gör...
allah diyen tirbuşon
görenleri şaşkına çeviren, kendilerini dahi açıklamakta güçlük çeken 'ateiz'lerin açıklamakta güçlük çektiği mucizevi olayın baş kahramanı.
devamını gör...
duşta kova ve tas kullanan kişi
özellikle su israfının ayyuka çıktığı dönemde kullanılması gereken bir yöntemdir. geri kalmışlıkla alakası yoktur. duşta kalma sürenizi de kısaltarak zaman kazandırır. ayrıca "su kesildi", "su soğudu" gibi ani problemlere iyi bir çözümdür. köpüklü kalmamak için yanınızda bulundurun.
devamını gör...
sözlükteki dağınıklığın toplanması gerekliliği
örneğin sözlükte iki tane "tip benim için önemli değil diyen kız" başlığı gördüm, bu başlıktan iki tane olması bence düzeni bozar.
lütfen başlık açmadan önce kabaca göz gezdirin diğer başlıklara. aynısı olmamasına özen gösterin.
tanım: bir gereklilik.
lütfen başlık açmadan önce kabaca göz gezdirin diğer başlıklara. aynısı olmamasına özen gösterin.
tanım: bir gereklilik.
devamını gör...
türk dizilerini kim izliyor sorunsalı
kayınpederim izliyor. şu an atv de maraşlı diye dandik ötesi bi dizi izliyoz mecburen çünkü ziyarete geldik. kumanda ev sahibinde haliyle. bi güzel kız var dizide bi de kıza bayan diyen bi bıyıklı lavuk var ota boka silah çekiyor. mala bağlamak üzereyim.
devamını gör...
öşür vergisi
öşür kelimesinin anlamı 'onda bir''dir.
öşür vergisi ise osmanlı döneminde müslüman halktan alınan 1/10 oranındaki toprak vergisidir.
bir diğer ismi ise (bkz: aşar vergisi)dir.
öşür vergisi ise osmanlı döneminde müslüman halktan alınan 1/10 oranındaki toprak vergisidir.
bir diğer ismi ise (bkz: aşar vergisi)dir.
devamını gör...
gerçek ukde bırakılamayandır
başlığın fahri ukdecisi rahatsız adlı yazarımızdır. sahiden de ukde bırakmamıştır.
içimizde ukde kalan şeylerin öylece sözlüğe bırakılamayacağını hatta bırakılamayanların ukde olabileceğini savunan görüş. "kavuşamazsan aşk olur" gibi bir şey.
içimizde ukde kalan şeylerin öylece sözlüğe bırakılamayacağını hatta bırakılamayanların ukde olabileceğini savunan görüş. "kavuşamazsan aşk olur" gibi bir şey.
devamını gör...
görevi beğenmek olan yazarlar
biraz da benim entrylerimi beğensinler dediğim başlıktır.
devamını gör...
yazarların itiraf edemediği şeyler
hiç bir şeyi iplemiyor gibi gözüksemde aslında önemsiyorum. 'hiç kimseden beklentim yok' diyorum ama 'keşke şunları yapsalar' dediklerim çok.
devamını gör...
sancak
sırbistan ile karadağ arasında bulunan tarihi bir boşnak bölgesi. osmanlı'nın balkanlardan çekilirken kalan en son sancağı burası olduğu için bu isimle anılmaktadır. sırbistan'da kalan kısmının en büyük ve yönetsel şehri yeni pazar şehridir.
devamını gör...
mitomani
psikolojik bir vakadır. yalan atıp yalanına inanma ve yaşama durumu da denebilir.
ne kadar tanıdık geldi demi, etrafınıza bir bakın sevgili yazarlar, sizin de çevreniz bu tarz insanlarla dolu degilmi?
bu tarz insanlarla sakın tartışmaya girmeyin bu arkadaşlara he he, tabi tabi diyerek ruh sağlığınıza sahip çıkın.
ne kadar tanıdık geldi demi, etrafınıza bir bakın sevgili yazarlar, sizin de çevreniz bu tarz insanlarla dolu degilmi?
bu tarz insanlarla sakın tartışmaya girmeyin bu arkadaşlara he he, tabi tabi diyerek ruh sağlığınıza sahip çıkın.
devamını gör...
yazarların hayat felsefesi
günü kurtarmak.
devamını gör...
oliver twist
büyük ingiliz romancısı dickens'ın eseridir. oliver twist yoksullar evinde doğar. annesi doğum sırasında hayatını kaybeder. canavarlarla çevrilmiştir âdeta küçük oliver'in etrafı. çocukların bakımından sorumlu yaşlı mrs. mann, kilise yazmanı mr. bumble ve diğer kurul üyeleri oldukça kötü tipler. sonradan tencere yuvarlanıp kapağını bulacak ve çiftlik sahibesi yaşlı mrs. mann kilise yazmanı mr. bumble ile evlenecek. oliver birazcık daha lapa istediği için dayak yiyor ve hücreye kapatılıyor. adı alfabe sırasına göre verilmiş bir çocuk olarak bu cüreti cezalandırılıyor. bir süre sonra oliver'in "adam olmayacağına" karar verip onu bir yerlere çırak olarak göndermek istiyorlar. önce bir baca temizleyici geliyor ama oliver ucuz kurtuluyor. daha sonra oliver'i bir cenaze levazımatçısının yanına veriyorlar. cenazeci aslında eski yerdekilere göre oliver'a iyi davranıyor. ama bir başka çocuk daha var orada oliver'dan yaşça büyük. noah claypole. oliver'in annesiyle ilgili ileri geri konuşuyor sürekli ve oliver bir gün patlıyor bu çocuğa. pataklıyor bunu. sonra kaçıyor. bir hırsız çetesinin eline düşüyor. başlarında yahudi fagin var. diğerlerini çalıştırıyor bu adam. bir gün iki tanesi oliver'ı yanlarına alarak işe çıkıyorlar. oliver saf ve masum bir çocuk neyin içinde olduğunu bile başta fark edemiyor. sonra bir şeyler yolunda gitmiyor kitap çalarken galiba ve kabak oliver'ın başına patlıyor. oliver kaçıyor daha sonra hırsızlardan. kitap olayındaki adam oliver'ın daha sonra hayatını değiştirecek insanlardan biri. yanına alıyor onu. bir güzel ilgileniyor. bir gün oliver'ı bir yere gönderiyor. oliver dışarıdayken hırsızlar bunu tesadüfen görüp kaçırıyorlar. tabii çok uzun bir roman oliver twist, sonradan oliver için her şey yoluna girecek. mutlu mesut bir son olacak. bu mutlu yaşama kadar her türlü talihsizlik ve felalet geliyor oliver'ın başına. aslında yüklü bir mirasın vârisi olduğu filan ortaya çıkacak. annesinin "yasak aşk" yaşadığı adamın diğer oğlu buna musallat olacak. dickens'ın iki şehrin hikâyesi, david copperfield ve büyük umutlar'ını da okumuştum. oliver twist'i okurken sıkıldım diyemem ama müthiş keyif aldığımı da söylemem. özellikle iki şehrin hikâyesi benim açımdan çıtayı çok ama çok yüksek bir yere koyduğu içindir belki de.
devamını gör...