oh my god
türkçe "aman tanrım" manasına gelen ingilizce sözcük.
devamını gör...
ingilizce öğretmenliği
4 yıldır yaptığım iş. öğretmenlerle dolu bir aileden geliyorum ve annem, dayım ve onun oğlu da ingilizce öğretmeni. ingiliz dili ve edebiyatı çıkışlıyım; ancak 2 öğretmenlik belgem var. ilki yıldız teknik üniversitesi'nden aldığım pedagojik formasyon, diğeri de özel bir kurumdan aldığım; ancak pek bir geçerliliği olmayan tesol belgesi. yanlış anlaşılmasın, tesol geçerli bir belgedir; yalnızca belgeyi veren kurumu pek araştırmadan başladım eğitimlere ve verdikleri belgenin dünya çapında bir geçerliliği olmadığını ortaya çıkardım biraz araştırmayla. biraz boşluğuma geldi denilebilir. yine de bir şeyler katmadı değil.
konusu açılmışken ingilizce öğretmenliği, ingiliz dili ve edebiyatı, amerikan kültürü ve edebiyatı, çevirmenlik ya da dilbilim bölümlerinden birini bitirmiş ve öğretmen olarak geçimini sağlamayı düşünen kişiler için bu belgelerle ilgili birkaç bilgi vermek isterim:
kendinize yapacağınız en iyi yatırım, university of cambridge'in verdiği celta ve sonrasında da delta sertifikalarını almak olacaktır; ancak yükselen döviz kurlarından ötürü epey tuzlu (en son baktığımda 1200 ingiliz sterliniydi). her ne kadar bu sertifika işi bana çok saçma ve haksız gelse de düzen böyle işliyor ne yazık ki ve birçok ayrıcalık kazandırıyor. 4 yıllık ingilizce öğretmenliği bölümü ya da ingilizceyle ilgili bir bölüm okuyanlar boşuna mı okumuş oluyor bu durumda? 4 hafta boyunca her gün gidip alabildiğiniz bir belge sonuçta. böyle bir belgeden ne bekleyebilirsiniz, bilmiyorum. pedagojik formasyon bile 1 yıl sürmüştü ve bana çok şey kattı; ancak 1 yılı bile yeterli görmüyorken, 4 hafta gibi bir süreyi oldukça gülünç buluyorum. öğrendiğiniz şeyleri özümsemek ve kullanmak için yeterli süreniz bile yok ve ders çalışmaktan kusacak konumda buluyorsunuz kendinizi. bir şeyler katmaz mı? kesinlikle bir şeyler katar; ancak öğretmenliği 4 haftalık bir programla öğrenemezsiniz. zaten öğretmen olmak, bilgi birikimi ya da teoriden çok, kişisel özelliklerin ne denli güçlü olduğuna bağlıdır.
bu sertifikalar, yalnızca az önce saydığım bölümleri bitiren kişilere verilseydi bu kadar karşı çıkmayabilirdim. örneğin, abd'de fizyoterapi bölümünü bitirmiş bir kişi, celta ya da tesol belgelerinden birini alıp, yurt dışında herhangi bir ülkede herhangi bir üniversiteye girip çatır çatır para kazanıyor. birkaç farklı kursta çalıştım ve böyle birçok kişiyle karşılaştım. inanın bana, bu tür öğretmenlerin çoğunun aldıkları geri dönüşler hiç iç açıcı değildi. aradan sıyrılanlar yok değildi, az önce dediğim gibi: kişisel özellikler belirler ne kadar iyi bir öğretmen olduğunuzu. ancak genel olarak durum buydu, çünkü öğretmenlik kültürüyle yetişmiş insanlar değillerdi. kendi ülkenizde sizden daha çok para kazanmaları da ayrı bir dokunuyordu ve sinir bozucuydu. ana dili ingilizce olmayan öğretmenlere de birçok ülkede native-like gözüyle bakılıyor bu belgeleri aldıklarında.
konusu açılmışken ingilizce öğretmenliği, ingiliz dili ve edebiyatı, amerikan kültürü ve edebiyatı, çevirmenlik ya da dilbilim bölümlerinden birini bitirmiş ve öğretmen olarak geçimini sağlamayı düşünen kişiler için bu belgelerle ilgili birkaç bilgi vermek isterim:
kendinize yapacağınız en iyi yatırım, university of cambridge'in verdiği celta ve sonrasında da delta sertifikalarını almak olacaktır; ancak yükselen döviz kurlarından ötürü epey tuzlu (en son baktığımda 1200 ingiliz sterliniydi). her ne kadar bu sertifika işi bana çok saçma ve haksız gelse de düzen böyle işliyor ne yazık ki ve birçok ayrıcalık kazandırıyor. 4 yıllık ingilizce öğretmenliği bölümü ya da ingilizceyle ilgili bir bölüm okuyanlar boşuna mı okumuş oluyor bu durumda? 4 hafta boyunca her gün gidip alabildiğiniz bir belge sonuçta. böyle bir belgeden ne bekleyebilirsiniz, bilmiyorum. pedagojik formasyon bile 1 yıl sürmüştü ve bana çok şey kattı; ancak 1 yılı bile yeterli görmüyorken, 4 hafta gibi bir süreyi oldukça gülünç buluyorum. öğrendiğiniz şeyleri özümsemek ve kullanmak için yeterli süreniz bile yok ve ders çalışmaktan kusacak konumda buluyorsunuz kendinizi. bir şeyler katmaz mı? kesinlikle bir şeyler katar; ancak öğretmenliği 4 haftalık bir programla öğrenemezsiniz. zaten öğretmen olmak, bilgi birikimi ya da teoriden çok, kişisel özelliklerin ne denli güçlü olduğuna bağlıdır.
bu sertifikalar, yalnızca az önce saydığım bölümleri bitiren kişilere verilseydi bu kadar karşı çıkmayabilirdim. örneğin, abd'de fizyoterapi bölümünü bitirmiş bir kişi, celta ya da tesol belgelerinden birini alıp, yurt dışında herhangi bir ülkede herhangi bir üniversiteye girip çatır çatır para kazanıyor. birkaç farklı kursta çalıştım ve böyle birçok kişiyle karşılaştım. inanın bana, bu tür öğretmenlerin çoğunun aldıkları geri dönüşler hiç iç açıcı değildi. aradan sıyrılanlar yok değildi, az önce dediğim gibi: kişisel özellikler belirler ne kadar iyi bir öğretmen olduğunuzu. ancak genel olarak durum buydu, çünkü öğretmenlik kültürüyle yetişmiş insanlar değillerdi. kendi ülkenizde sizden daha çok para kazanmaları da ayrı bir dokunuyordu ve sinir bozucuydu. ana dili ingilizce olmayan öğretmenlere de birçok ülkede native-like gözüyle bakılıyor bu belgeleri aldıklarında.
devamını gör...
ilk buluşmada normal sözlük yazarıyım demek
kafadan kaybettirecek bir muhabbet.
-başka hesabın var mı bi yerde?
+kafa sözlük'te yazıyorum.
-kafa sözlük mü?
+evet. ortam falan çok güzel.
-kadınların hep genellendiği yer değil mi orası?
+yok yaaa birkaç trollün işi onlar.
-sen yapmıyorsun yani?
+işim olmaz ya...erkek feministm ben zaten.
-(ben de yedim) hmm ne güzel.
+ehihihi!
-başka hesabın var mı bi yerde?
+kafa sözlük'te yazıyorum.
-kafa sözlük mü?
+evet. ortam falan çok güzel.
-kadınların hep genellendiği yer değil mi orası?
+yok yaaa birkaç trollün işi onlar.
-sen yapmıyorsun yani?
+işim olmaz ya...erkek feministm ben zaten.
-(ben de yedim) hmm ne güzel.
+ehihihi!
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının karalama defteri
hayatım boyunca bıkmadan usanmadan yapabileceğim, zorluklarına göğüs gerebilecegim ve geçen zamana üzülmeden sonsuza kadar uğraşabilecegim (tabi iadesiz tek gidiş bileti kullanana kadar)* uğraşıya hala uzak mıyım acaba diyorum? yarım kalanlar ve tamamlananlara rağmen. tekrar ve tekrar...
denemek ve yanılmak. rahatsız etmemeli diyorum. diğer şeyler de öyle. sadece sevdiğim ve iyi yapabileceğime inandığım bir uğraş. ilgi alanlarım mercek altında.
denemek ve yanılmak. rahatsız etmemeli diyorum. diğer şeyler de öyle. sadece sevdiğim ve iyi yapabileceğime inandığım bir uğraş. ilgi alanlarım mercek altında.
devamını gör...
bu kitapların hepsini okudun mu diye soran tip
kendisi pek kitap okumayan, kitap okumayı de elzem görmeyen bir insandır. kitapların senin için azsa bile onun için muhakkak çoktur. o kitaplıktaki her kitabı okumuş olmanı bekler, yoksa niye orada olsun? ama bence insanın kitaplığında ne kadar okunmamış kitap varsa bu insanı o kadar okumaya itiyor.
devamını gör...
çok bilgili olmaktan dolayı dışlanmak
bilgili olmaktan değildir o ukalalıktandır o(bkz: kırık olsa duramassın)
devamını gör...
anton çehov
'the lady with the dog' hikayesini çok sevdiğim yazardır. aldatmak ile ilgili fikirlerinizi değiştirebilir, ve bir noktada hak verebilirsiniz, karakterlerin hayatları göz önüne alındığında.
devamını gör...
günaydın sözlük
günaydınnnn sözlük. *
doğru düzgün uyumama rağmen içimde bir kıpırtı ile uyandım ben bugün. gece boyu mutlu mutlu rüyalar görüp, uyanıp gülümseyerek tekrar yeniden uyumaya çalıştım. içimde deli deli kıpırtılar var, sanki hep bir kahkaha sesi duyuyorum. sizlere de bulaşşın istedim. * güpgüzel bir gün olsun.
doğru düzgün uyumama rağmen içimde bir kıpırtı ile uyandım ben bugün. gece boyu mutlu mutlu rüyalar görüp, uyanıp gülümseyerek tekrar yeniden uyumaya çalıştım. içimde deli deli kıpırtılar var, sanki hep bir kahkaha sesi duyuyorum. sizlere de bulaşşın istedim. * güpgüzel bir gün olsun.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının şiirleri
boğazıma takılan hislerle uyandım,
nefes almayı bildiğim günlere artık çok uzağım.
kan revan içinde kalmış düşüncelerle dolu aklım,
her şeyi unutacağım güne ulaşmak oldu amacım.
saat kaç oldu, nerdeyim, sormayı bıraktım.
hayat bir düş sahnesi, ben de boğazına ip takılmış bir kuklayım.
umut denilen şeye bir kez daha inandım,
göğüste ağrı, gönülde sızı, düşte kırıklarla kalakaldım.
b_g
nefes almayı bildiğim günlere artık çok uzağım.
kan revan içinde kalmış düşüncelerle dolu aklım,
her şeyi unutacağım güne ulaşmak oldu amacım.
saat kaç oldu, nerdeyim, sormayı bıraktım.
hayat bir düş sahnesi, ben de boğazına ip takılmış bir kuklayım.
umut denilen şeye bir kez daha inandım,
göğüste ağrı, gönülde sızı, düşte kırıklarla kalakaldım.
b_g
devamını gör...
yeni nesildeki ateizm dalgası
daha 13-14 yaşlarındayken çocuklar sorgulamaya başlıyor, dine inanmayı reddediyor. küçük kardeşim 14 yaşında ve arkadaşlarının çoğu ateistmiş, kendi de ateizm yolunda ileriyormuş. bana benzediği tek nokta herhalde :d
beni şaşırtan ben de o yaşlarda ateist olmuştum ama arkadaşlarıma söyleyince "sen yanacaksın, annen baban seni sevmiyor mu, şaka yapma" falan diyorlardı. öyle diyenler de sonradan ateist oldu ayrı konu.ama şuan toplu bir biçimde dönüyorlar.
ben biraz farklı olduğum için ateizme kaymıştım o yaşta,yaşıtlarım hala inanıyordu. ama şuan küçükler dalga halinde ateist/deist oluyor.
edit:o kadar kişiyle aynı görüşü paylaşıyorum ama hiçbiri şuku atmamış. hiç mi sevmiyonuz la beni :d
beni şaşırtan ben de o yaşlarda ateist olmuştum ama arkadaşlarıma söyleyince "sen yanacaksın, annen baban seni sevmiyor mu, şaka yapma" falan diyorlardı. öyle diyenler de sonradan ateist oldu ayrı konu.ama şuan toplu bir biçimde dönüyorlar.
ben biraz farklı olduğum için ateizme kaymıştım o yaşta,yaşıtlarım hala inanıyordu. ama şuan küçükler dalga halinde ateist/deist oluyor.
edit:o kadar kişiyle aynı görüşü paylaşıyorum ama hiçbiri şuku atmamış. hiç mi sevmiyonuz la beni :d
devamını gör...
çocukken sevilmemenin acısı
şimdi buraya yazacak çok şey varda, duygusal bir yazar olmak istemem.
ama cidden asla ama asla geçmez. herkes her şeyi unutur da sizin ufacık bir cümle beklediğiniz insanların size bir kelime bile söylemediklerini asla unutmazsınız.
ama cidden asla ama asla geçmez. herkes her şeyi unutur da sizin ufacık bir cümle beklediğiniz insanların size bir kelime bile söylemediklerini asla unutmazsınız.
devamını gör...
annenin en iyi olduğu konu
çok güzel manipüle eder mesela.
istediğini yaptırmakla bilinir.
titizdir, düzenlidir demeyeceğim ama çok güzel yemek yapar.
istediğini yaptırmakla bilinir.
titizdir, düzenlidir demeyeceğim ama çok güzel yemek yapar.
devamını gör...
hasan can kaya
espirileri umut sarıkaya'dan çalıntı olan kişi. umut sarıkaya olmasaydı ne yapardı şu komedyenler.
devamını gör...
yazarların paralel evrendeki alternatif nick'leri
coreklipastırma
devamını gör...
öğretmenlerin ideal eş olarak görülmesi
bu konuda bir anım bile var sene 1999.
yeni evliyim, evin yakınında bir okulda sözleşmeli ingilizce öğretmenliği yapıyorum.
bir öğretmen yanıma geldi
-hocam bizim bir akraba var da sizi ona düşünmüştüm, dedi
-ben evliyim hocam, dedim
-hadi ya, var mı senin gibi tanıdığın bekar bir öğretmen, dedi
benim gibi olan ama bekar olan öğretmen arıyorlardı.
kışın 15 gün, yazın 3 ay izni olan, genelde yarım gün çalışılan, kaynanası bile hastalansa izin alınacak başka bir meslek olmadığı için, ideal eş mesleği olarak görülen, mesleğin fanlarının, görücüler olarak görülmesi durumu.
yeni evliyim, evin yakınında bir okulda sözleşmeli ingilizce öğretmenliği yapıyorum.
bir öğretmen yanıma geldi
-hocam bizim bir akraba var da sizi ona düşünmüştüm, dedi
-ben evliyim hocam, dedim
-hadi ya, var mı senin gibi tanıdığın bekar bir öğretmen, dedi
benim gibi olan ama bekar olan öğretmen arıyorlardı.
kışın 15 gün, yazın 3 ay izni olan, genelde yarım gün çalışılan, kaynanası bile hastalansa izin alınacak başka bir meslek olmadığı için, ideal eş mesleği olarak görülen, mesleğin fanlarının, görücüler olarak görülmesi durumu.
devamını gör...
dünyanın en güzel kokusu
yeni doğan bebek kokusu. kardeşim doğduğunda hissetmiştim. taklit edilemeyen nadir kokulardandır yeni doğan kokusu.
devamını gör...
engelli bir kadınla evlenen erkek
başımıza neler gelebileceğinin kararını biz vermiyoruz ne yazık ki. yarın yada bir yıl sonra engelli bir birey olarak hayatıma devam edebilirim. bu benim duygularımı, düşüncelerimi ve beni ben yapan özelliklerimi değiştirebilir mi? yürüyemiyor, göremiyor veya bir şekilde engelim beni değiştirebilir mi ruhen? sanmam. elbette ki engelli bir bireyle evlenmenin zorlukları vardır ama bunları kabullenip cok güzel evlilik hayatları olan insanlar var. asla ve asla demeden önce, kendini engelli bir birey olarak görmesini rica ederim.
devamını gör...

