süper ligde oynayan en klas ön libero şuan. yarın ne getirir bilinmez.
devamını gör...

insanlar pet bardaklarla su taşıyıp yangın söndürmeye çalışıyor. nasıl, güzel örnek dimi?

yağmurlu havada bir bardak su diye inleyin, su vereniniz olmasın.
devamını gör...

burak özçivit kesinlikle.
şundan daha iyi bir tanımı yok bu bey bireyin;
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

"devamlı burada yaşayınca burayı dünyanın merkezi sanıyorsun.
hiçbir şeyin değişmeyeceğine inanırsın. sonra bir ya da iki seneligine gidersin. döndüğünde her şeyi değişmiş bulursun. aradıklarını bulamazsın. eskiden senin olanlar şimdi çoktan gitmiştir bile."
devamında da şunu diyordu sanırım.
"git ve bir daha dönme toto."
devamını gör...

1-bernad lewis - hata neredeydi?
2- nigel warburton - felsefenin kısa tarihi
3- desiderius eramus - deliliğe övgü
4- luther'in 95 tezi
5- nazım hikmet ran - memleketimden insan manzaraları
6- zeki velidi togan - umumi türk tarihine giriş
7- kapital*
8- platon - devlet*
9- cemil meriç - bu ülke
10- yusuf akçura - üç tarz-i siyaset

ekstra: metin yazarlığı ile uğraşanlar için umberto eco, tez nasıl yazılır isimli kitap.
devamını gör...

tin tin tini mini hanım adında bir çocuk şarkısı var, periyodik olarak müptelası oluyorum... artık itiraf etmekten korkmuyorum sözlük.
devamını gör...

pestisit gibi doğaya zararlı olan maddelerin, canlı organizmalarda birikerek canlıya da zarar verecek seviyeye yükselmesi.

besin piramidinin en altındaki, vücudunda pestisit bulunan canlılar, piramidin üst kısmına doğru gidildikçe başka canlılar tarafından tüketildiğinde, pestisit zincirin en üstündeki canlılara kadar iletilir. bu madde vücutta parçalanıp atılamadığından birikir ve piramidin en üstündeki canlılarda zararlı olacak bir konsantrasyona ulaşır. canlılar tarafından tüketilip vücuttan atılamayan benzer türdeki tüm maddelerin neden olduğu sonuç bu şekildedir. böylece çeşitli hastalıklar ortaya çıkar.
devamını gör...

"hayat bisiklete binmek gibidir. dengede kalmak için, hareket etmeye devam etmen gerekir." demiştir einstein. bisiklet, hepimizin hayatında büyük önem arz etmekle birlikte çok farklı duygular oluşturmuştur. özellikle çocukken sahip olduğumuz ilk bisiklet, ilk pedallar, ilk yokuş, ilk fren, annenin-babanın bisikletinden elini çektiği ve özgürce sürdüğün ilk an... tarifi imkansız duygular uyandırıyor hala. bu başlığı açma nedenim de yazarların ilk bisikletlerine dair duygu ve düşüncelerini merak etmekle birlikte, ilk bisikletlerini hatırlıyorlar mı? nasıl bir şeydi? merak ediyorum.

benim ilk bisikletim bianchi markaydı, arkasında 2 tane destek tekeri olmakla birlikte, halk arasında "4 tekerli" diye adlandırılan modeldi. babam o dönem kız kardeşime altın almıştı, bana da bu bisikleti getirmişti. ikisinin fiyatı o dönem eş değerdi. hiç unutmam, babam omzunda o bisikletle kapıda göründüğü an, o bisikletin benim olduğunu bilmiş ve heyecandan ne yapacağımı bilmemiştim. e sonuçta ben de büyüyor, bisiklet sahibi oluyordum. belki de babam ve annem bir gün bisikletimden ellerini çekerdi ve ben de özgürce sürebilirdim...
devamını gör...

gayet normal bir harekettir. yazara hakkını teslim etmektir.

neyi bu kadar tuhaf karşılanıyor anlamıyorum. o oylama butonu neden var, dünyayı yok etmeye yaramıyor herhalde.
üç tanımını beğendiysem üç oy, on tanımını beğendiysem on oy. bakın sistem basit, sayısalcı sözelci fark etmiyor çok kolay.
hepsini oylayabilsem hepsini oylarım ama malum kısıtlama var. e mezara mı götüreceğiz yahu.
devamını gör...

türkiye'de erkeklerin ne kadar kadına aç, evet yanlış duymadınız erkeklerin kadına ne kadar aç olduğunu gösteren durumdur. türk erkeği kadına aç, türk kızı da bunu bildiğinden tribin alasını yapıyor. o kadar absürt tripler yapıyorlar ki, bazen şaşıp kalıyorsunuz, bu neyin kafası diye. türkiye'de kadınlar kendini bulunmaz hint kumaşı sandığından erkeklerde kadınlara aşırı düşkün olduğundan, daha doğrusu sanki hiç kadın yokmuşcasına kadınlara taparcasına yaklaştığından böyle absürt bir durum ortaya çıkıyor. türk kızındaki tribin yarısı batılı ve doğulu kadınlar da yok. fakat bu türk kızının suçu değil türk erkeğinin suçu, onlar kadınlara taparcasına yaklaştığından türk kızı da bunu fırsata çevirip absürt bir şekilde trip atıyor, nasıl olsa bana bağlı kafasında hareket ediyor. bundan dolayı da tribi çok ama çok güzel yapıyorlar, malum erkekler de bu tribe katlanıyor. sonuç olarak, herkes memnun halinden. biraz gururu olan, böyle saçma bir durumun içine girmez. bir kadınla anlaşamayıp trip yiyeceğinize bırakın, anlaşacağınız biri ile hayatınızı birleştirin, kimse bulunmaz hint kumaşı değil. a olmazsa b olur, b olmazsa c olur. ne kadar üstüne giderseniz o kadar trip yersiniz. biraz medeni olun, geçin bu ilkel ve tipik trip davranışlarını, modern zamanda ilkel insanların hayat tarzını yaşamaya çalışıyoruz.
devamını gör...

çıldırıcam, herkesi favoriliyorum. herkes haklı gibi. noluyor allasen? fantastike.

birbirinden tamamen zıt iki yazarı birden favladım. bunu neden yaptım nedenn.

mesai bitiminde çayır çimene karşı rakı açtım. gün batımı olayları hoş hocam. bulunduğum noktadan metropol insanının dertlerine nanik yapıyorum. neşet baba çimenin tam üstünde. tıngır mıngır çalıyor sazı. o anlatıyor ben dinliyorum.

hayat biraz da bu’ymuş diyorum. discordda mejanın sesi, sözlükte entelin entrysi. melisshocuğumun jokeri. yoldaşın moderatörleri.

buymuş. farklılıklarımıza rağmen bizi bir arada tutan bir yer imiş.

uzatmayalım, ne anlattım şimdi ben sısısıs

buldum. rakı çok hoş bir şey hocalarım, birgün birlikte içmek üzere.
devamını gör...

saçları, kıyafeti ve dansıyla kendine özgü bir tarzı olan norveçli şarkıcı - söz yazarı. günümüzdeki birçok kişi birbirinin taklidiyken, özgünlüğünü kaybetmemiş birini görmek sevindiriyor.

the seed şarkısıyla toplumsal konulara da değinmiştir.
şarkının başında yer verilen hint atasözü aynı zamanda nakarat kısmı.
"son ağaç kesildiğinde, son balık avlandığında, nehirler zehirlendiğinde; paranın yenmeyen bir şey olduğunu fark edeceğiz."
devamını gör...

ülkemizde hali hazırda yürürlükte olan icra iflas yasasının, bir şirketin iflası ve tasfiyesi durumda, alacaklılarına yapılacak ödemelerde önceliğin çalışanların hak edişleri yerine banka vb kredi kuruluşlarına verilecek şekilde değiştirilmesidir.
yeni yasanın kabul edilmesindeki ilk aşama olan tbmm adalet komisyonunda kabulü gerçekleşmiş olup, meclis oylaması safhasına gelinmiştir. mhp ve akp oyları ile onaylanarak hizmetimize sunulması artık an meselesidir. teşekkürler iktidardaki yağmacılar.
buradan

kredi kurumları tarafından verilen krediler de dahil olmak üzere geçici mühlet kararından sonra komiserin izniyle akdedilmiş borçlar, adi konkordatoda, konkordato şartlarına tabi olmayacak, temerrüt halinde mühlet sırasında dahi icra takibine konu edilebilecek ve rehinli alacaklardan da dahil olmak üzere , diğer bütün alacaklardan önce ödenecek.

biz fakirleri ilgilendiren kısım da budur. yani çalıştığınız şirket aylarca maaşınızı yada kıdem haklarınızı ödeyemeden iflas ederse, sizin emeklerinizin karşılığı yerine, önce şirketin banka vb kuruluşlara olan borçları, ödenecek olması durumudur. biz buna avucunu yalamak da diyebiliriz.
belki de şirketin dara düşerek iflasında çalışanların da yetersiz performansı nedeniyle sorumlu oldukları gerekçesiyle şirketin ödenmeyen borçlarından sorumlu tutulmadıklarına sevinmeliyiz.

işçi düşmanı yasa tasarısı tbmm'den geçti: artık iflas eden şirketlerin hisseleri işçi alacaklarını ödemeden bankalar için satılabilecek.

bu da burada bulunsun.
devamını gör...

sokakta lafladık. kısırlaştırılırken ağlamamış o yüzden kurabiyeyi kaptı.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

yüreğim...
devamını gör...

dört sayfa gezdim. kurtlu elma sevmedikleri gibi, elma kurdu da seven yokmuş esefle kınım kınım kınıyorum.
ne yaptı bu elma kurdu size?
ne yaptım acaba?*
devamını gör...

"şimdi uzaklardasın
gönül hicranla doldu
hiç ayrılamam derken
kavuşmak hayal oldu..."
devamını gör...

buraya yazdıklarımı, yazacaklarımı paylaşacak kimsem olmaması olabilir.
devamını gör...

her sabah günaydın başlıklarına:" sana da günaydın " ile seri oylayan ben. bırakınız yazsınlar bırakınız çizsinler.
devamını gör...

bunu ilk duyduğumda olur mu lan öyle şey külçe gibi yatar insan diyordum. taa ki kendim aynı duruma gelene kadar. yorulduğunuz için bedeninizi rahat bırakıp uykuya adapte olamıyorsunuz çünkü. vücut hacı beni bi sal dese de beyin buna müsaade etmeyip canınız çıkana kadar çalışıp sıktığınız kaslarınızı gevşetmiyor bir türlü. taa ki beyniniz kendinizin gerçekten yatakta ve rahat olduğunu anlayana kadar.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim