insanı insan yapan özellikler
diğer tüm türleri kendine bahşedilmiş sanması.
doğanın virüsüyüz lan biz ne bu egoistlik.
doğanın virüsüyüz lan biz ne bu egoistlik.
devamını gör...
kandil simidi
susamlı olanı değil de sade(susamsız),hafif sert ve üstünde çörek otlu olanını daha çok sevdiğim, işin püf noktasının mahlep ve sirke de olduğu simittir.
aynı zamanda kandilin olmazsa olmazı.
aynı zamanda kandilin olmazsa olmazı.
devamını gör...
mersin'deki sinan şamil sam heykeli
“kum koyuyorum, su koyuyorum, b.k koyuyorum. öyle oluyo işte.”
fıkrasındaki çocuk yapıyor bu heykeli desem kimse itiraz etmez.
fıkrasındaki çocuk yapıyor bu heykeli desem kimse itiraz etmez.
devamını gör...
romantik değil mi
başrolünde rebel wilson olan, netflix yapımı ve 2019 senesine ait bir romantik komedi filmi.
imdb puanı 5,9 olduğu için izlemekte tereddüt edebilirsiniz ki öyle düşünürseniz bence biraz haklı olursunuz. özellikle açıp izlenecek bir film değil ama keyifli vakit geçireyim, öylesine bir şeyler izleyeyim derseniz tercih edebileceğiniz bir film.
şişman esas kızımız ve onu her haliyle sevmeye hazır bir esas erkeğimiz var filmde tabii ki çünkü bu romantik komedilerin klişelerinden biridir aslında. ama sürpriz! bu filmin amacı da romantik komedilerin klişeleri ile dalga geçmek zaten. kızımız romantik komedilerden nefret ediyor çünkü bu nefreti ona annesi o daha küçükken aşılıyor. gerçek hayatta böyle şeyler asla olamaz, her şey muhakkak mutsuz bir sona sahiptir.
bir gün olanlar olur, bu hanımefendi bir gasp olayının ortasında kafasını dannn diye bir yere vurur ve film başlar.
filmde kendimizi ve özellikle bedenimizi her şeye rağmen sevelim mesajı verilmeye çalışılsa da bende bunun tam tersi düşünceler belirmesine neden oldu. yani bu mesajı vermeye çalışırken aslında genel güzellik algısına uymayan kişilerin mükemmel erkek tanımına uyan erkekler tarafından tercih edilmediğini göstermiş oldu desem yeridir.
filmdeki romantik komedi klişelerinin neler olduğu bariz bir şekilde ortaya konuyor ve bunların çok itici şeyler olduğu da gözümüze sokuluyor.
yani filmin hakkını da yemek istemem. mesela başrolün romantik komedi filmi tadındaki hayatının içindeki küfürlerin komik sansürler yemesi çünkü bu filmin -belki de rüyanın- aslında 13 yaş üzeri olması detayı ile beni gülümsetti.
imdb puanı 5,9 olduğu için izlemekte tereddüt edebilirsiniz ki öyle düşünürseniz bence biraz haklı olursunuz. özellikle açıp izlenecek bir film değil ama keyifli vakit geçireyim, öylesine bir şeyler izleyeyim derseniz tercih edebileceğiniz bir film.
şişman esas kızımız ve onu her haliyle sevmeye hazır bir esas erkeğimiz var filmde tabii ki çünkü bu romantik komedilerin klişelerinden biridir aslında. ama sürpriz! bu filmin amacı da romantik komedilerin klişeleri ile dalga geçmek zaten. kızımız romantik komedilerden nefret ediyor çünkü bu nefreti ona annesi o daha küçükken aşılıyor. gerçek hayatta böyle şeyler asla olamaz, her şey muhakkak mutsuz bir sona sahiptir.
bir gün olanlar olur, bu hanımefendi bir gasp olayının ortasında kafasını dannn diye bir yere vurur ve film başlar.
filmde kendimizi ve özellikle bedenimizi her şeye rağmen sevelim mesajı verilmeye çalışılsa da bende bunun tam tersi düşünceler belirmesine neden oldu. yani bu mesajı vermeye çalışırken aslında genel güzellik algısına uymayan kişilerin mükemmel erkek tanımına uyan erkekler tarafından tercih edilmediğini göstermiş oldu desem yeridir.
filmdeki romantik komedi klişelerinin neler olduğu bariz bir şekilde ortaya konuyor ve bunların çok itici şeyler olduğu da gözümüze sokuluyor.
yani filmin hakkını da yemek istemem. mesela başrolün romantik komedi filmi tadındaki hayatının içindeki küfürlerin komik sansürler yemesi çünkü bu filmin -belki de rüyanın- aslında 13 yaş üzeri olması detayı ile beni gülümsetti.
devamını gör...
peekay
bollywood mutfağından çıkan, güzel bir aamir khan filmi.
filmin başrolleri, senaristi, yönetmeni vs. vs. gibi teferruatlara girmek yerine; filmde anlatılmak istenen vurguya değinmek , daha özgün olacaktır. muhtemeldir ki; üstteki tanımlarda filmin teknik kısmı ile ilgili tanım bırakılmıştır.
öncelikle şunu belirtmeliyim ki; filmin konusu din düşmanlığını anlatan veya dini eleştiri barındıran bir izlenim oluşturmadı bende.
aslında filmin konusu bana yabancı da değil. bir kitabın*, savunduğu tezi desteklemek için kullandığı örnek metafordan esinlendiğini söyleyebilirim.
kitapta kullanılan metafor; dünya'yı mars'tan izleyen mars'lıların, insan hal ve hareketlerini anlamlandırma çabası iken , filmde kullanılan metafor ise; başka bir galaksiden dünyaya gelen uzaylının, dünya'yı, dünya'lıdan bize anlatma çabasını konu ediyor.
kitabın, 1960'lı yıllarda yazıldığı düşünülür ise; filmin, kitaptan esinlendiğini söylemek yanlış bir yaklaşım olmayacaktır.
filmin ana teması; herhangi bir toplumda, toplumsal kabul gören ritüellerin; başka toplumlarda reddediliş hikayesi çok güzel işlenmiş. bu toplumsal farklılığın düşmanlık boyutuna uzanan yolculuğu ise mizahi bir yaklaşımla çok güzel eleştirilmiştir.
toplum mekanizması dinler üzerinden eleştirilirken, aynı zamanda dinlerin ortak noktası olan kutsiyet metaforlarının, birbirine ne kadar benzediği de çarpıcı bir biçimde işlenmiştir.
filmde işlenen din adamı figürü, tarihsel açıdan ve coğrafik açıdan her daim karşılaşabileceğimiz türden bir kimliktir. bence bu çok özel bir ayrıntıdır. yani bu din adamına (ms) 300 lü yıllarda roma imparatorluğunda denk gelmiş olabiliriz. veya 15. yüzyıl katolik kilisesinde, veya günümüz toplumunun asya veya ortadoğu topraklarında denk gelmiş olabiliriz. karakterize edilen dini figür; mahalli bir kimlik olmasına rağmen; coğrafik veya tarihsel açıdan genel bir kimliğe bürünmüştür.
yani din eleştirisinden ziyade; insanların dine bakış açısı ve eğilimi daha çok öne çıkmıştır. bu mesajı barındırdığı için dahi, film izlenmeye değerdir.
filmin başrolleri, senaristi, yönetmeni vs. vs. gibi teferruatlara girmek yerine; filmde anlatılmak istenen vurguya değinmek , daha özgün olacaktır. muhtemeldir ki; üstteki tanımlarda filmin teknik kısmı ile ilgili tanım bırakılmıştır.
öncelikle şunu belirtmeliyim ki; filmin konusu din düşmanlığını anlatan veya dini eleştiri barındıran bir izlenim oluşturmadı bende.
aslında filmin konusu bana yabancı da değil. bir kitabın*, savunduğu tezi desteklemek için kullandığı örnek metafordan esinlendiğini söyleyebilirim.
kitapta kullanılan metafor; dünya'yı mars'tan izleyen mars'lıların, insan hal ve hareketlerini anlamlandırma çabası iken , filmde kullanılan metafor ise; başka bir galaksiden dünyaya gelen uzaylının, dünya'yı, dünya'lıdan bize anlatma çabasını konu ediyor.
kitabın, 1960'lı yıllarda yazıldığı düşünülür ise; filmin, kitaptan esinlendiğini söylemek yanlış bir yaklaşım olmayacaktır.
filmin ana teması; herhangi bir toplumda, toplumsal kabul gören ritüellerin; başka toplumlarda reddediliş hikayesi çok güzel işlenmiş. bu toplumsal farklılığın düşmanlık boyutuna uzanan yolculuğu ise mizahi bir yaklaşımla çok güzel eleştirilmiştir.
toplum mekanizması dinler üzerinden eleştirilirken, aynı zamanda dinlerin ortak noktası olan kutsiyet metaforlarının, birbirine ne kadar benzediği de çarpıcı bir biçimde işlenmiştir.
filmde işlenen din adamı figürü, tarihsel açıdan ve coğrafik açıdan her daim karşılaşabileceğimiz türden bir kimliktir. bence bu çok özel bir ayrıntıdır. yani bu din adamına (ms) 300 lü yıllarda roma imparatorluğunda denk gelmiş olabiliriz. veya 15. yüzyıl katolik kilisesinde, veya günümüz toplumunun asya veya ortadoğu topraklarında denk gelmiş olabiliriz. karakterize edilen dini figür; mahalli bir kimlik olmasına rağmen; coğrafik veya tarihsel açıdan genel bir kimliğe bürünmüştür.
yani din eleştirisinden ziyade; insanların dine bakış açısı ve eğilimi daha çok öne çıkmıştır. bu mesajı barındırdığı için dahi, film izlenmeye değerdir.
devamını gör...
ziya osman saba
cahit sıtkı tarancı'nın yakın dostu olan ve kendisine yazılan mektupların kitaplaştırıldığı şair ve yazar.
devamını gör...
atsina
a'aninin, gros ventre. kuzey amerika'nın büyük ovalar bölgesinde yaşayan, algonkin dili konuşan bir kızılderili kabilesidir.
bu kabile kendisine "a'aninin" diyor ama artık nasıl yemek yemiş ve ne göbek yapmışlarsa onları gören beyazlar tarafından "büyük göbek" manasında "gros ventre" ve karaayak kabilesi tarafından "bağırsak halkı" manasında "atsena" denildiği için bu isimlerle tanınmıştır.
eskiden büyük göller bölgesinde yaşarken, ojibwe'lerin saldırıları karşısında batıya kaçan gruptan, büyük ovaların güneyine gidenlere arapaho denilirken, kanada'nın saskatchewan ve a.b.d'nin montana civarında yaşayanlar ise atsina ismini aldılar. geldikleri bölgede assiniboin ve cree saldırılarına karşı karaayak'larla ittifak oldular.
beyazlarla savaşları olmadı, antlaşma yaptılar ve rezervasyonda yaşamaya razı oldular. bugün montana'daki rezervasyonda eski düşmanları olan assiniboin kabilesiyle beraber yaşamaktadırlar.
bu kabile kendisine "a'aninin" diyor ama artık nasıl yemek yemiş ve ne göbek yapmışlarsa onları gören beyazlar tarafından "büyük göbek" manasında "gros ventre" ve karaayak kabilesi tarafından "bağırsak halkı" manasında "atsena" denildiği için bu isimlerle tanınmıştır.
eskiden büyük göller bölgesinde yaşarken, ojibwe'lerin saldırıları karşısında batıya kaçan gruptan, büyük ovaların güneyine gidenlere arapaho denilirken, kanada'nın saskatchewan ve a.b.d'nin montana civarında yaşayanlar ise atsina ismini aldılar. geldikleri bölgede assiniboin ve cree saldırılarına karşı karaayak'larla ittifak oldular.
beyazlarla savaşları olmadı, antlaşma yaptılar ve rezervasyonda yaşamaya razı oldular. bugün montana'daki rezervasyonda eski düşmanları olan assiniboin kabilesiyle beraber yaşamaktadırlar.
devamını gör...
ivan dimitriç (yazar)
sözlüğümüzün yeni olsa da kendini göstermiş yazarlarındandır. kendisi bir kitap insan. ayaklı kütüphane adeta. kitap meraklısı iseniz uğramanız gereken bir profil. buralarda hep var olması ve sözlüğümüzü daha da güzelleştirmesi dileğiyle.
devamını gör...
makyajla ilgili düşündürücü sözler
dünyanın en güzel kadınları diye reklamı yapılan bazı ünlüler kimine göre estetik ve kozmetik harikası ürünlerdir.
bir erkek makyaj ile güzellik kraliçesine nasıl dönüşür? mizahi amaçla hazırlanmış bu videoyu önce 13:08 e getirip, sonra baştan izlemek daha keyifli.
makyaj ile ilgili söylenmiş düşündürücü sözlerden seçmeler...
korse, pudra, makyaj, vatka bin bir türlü numara var. anneanneni bile on altı yaşında gösterebilirler. charles bukowski
mutlu olsa, çok güzelleşirdi. makyaj, nasıl kadınların boyasıysa mutluluk da şiirleridir. honore de balzac
bir bayana hanımefendilikten daha çok yakışan bir kıyafet ve onu zarafetten daha çok güzelleştiren bir makyaj yoktur. gabriel garcia marquez
makyajın amacı, güzelliği göstermektir; ama çok makyajın amacı, yüzünü gizlemektir. paul auster
iki tür kadın olduğuna karar verdim, sade olanlar ve makyaj yapanlar. sade olanlar faydalı yaratıklardır. oscar wilde
kadınlar duyduklarına aşık olur, erkeklerse gördüklerine. o yüzden kadınlar makyaj yapar, erkekler ise yalan söyler. cemal safi
bu yüzden kirpiklerini sev bir kadının. avuç içlerini. makyajsız yüzünü. uyku sersemliğini. cemal süreya
bazı erkekler çok paranın bütün kızları etkileyeceğini sanır. tıpkı çok makyajlı kadının, kendini çok güzel sanması gibi. robert allen zimmerman
hiçbir makyaj malzemesi kullanmadığıma göre yüzüm, en içten duygularımın en güzel aynasıdır. desiderius erasmus
para makyaj gibiydi; her şeyi gizler, her şeyi sağlardı. satılık olmadığı söylenen şeyleri de: saygıyı, takdiri, aşkı. jo nesbo
kadınları ışıtan ve parlatan şey, ne yaptıkları makyaj, ne giyim kuşamdır. onları, erkeklerin hayran, arzulu ya da ısrarcı bakışları ışıtır ancak. bakan efendi, bakılan köledir. murathan mungan
gece olunca perde iner. herkes gider ve odanda tek kalırsın. gece olunca maske iner makyaj gider ve aynanda sen kalırsın. bedirhan gökçe.
hiçbir süs ve makyaj bir kadını, analık sevgisi kadar güzelleştiremez. emile zola
sizin boyalarınızdan da haberdarım üstelik. tanrı size bir yüz vermiş, siz kendinize başka bir yüz yapıyorsunuz william shakespeare
ey makyaj, sen nelere kadirsin. ipek ongun
o görünmüyor. nasıl görünmüyor? çok makyaj yapmış işte; gerçek anlaşılmıyor. oğuz atay
o halde ki, bütün bu taze kadın vücudunda, bir iğne ucu kadar tabiî bir yer, sunî vasıtaların hücum ve istilâsına uğramayan hiçbir cilt noktası kalmadı; tepeden tırnağa kadar bedeninin her tarafında tabiat ricat etti; boyalar, râyihalı suların altında kendi parlaklığı, kokusu ve rengi uçtu, silinip gitti. peyami safa
senin cildin iyi kremler kullanarak güzelleşir, fakat benim kayıp olan senelerimin geri gelmesine imkân yok. sabahattin ali
belediye bu badanalı kadınlardan vergi alsa zengin olur. hüseyin rahmi gürpınar
yalan söylerken erkekler gözlerini aşağıya doğru kaçırırken, kadınlar daha çok yukarı bakmayı tercih ediyorlar ve erkekler yalan söylerken gözlerini ovuşturuyorlar, kadınların eli ise burunlarına gidiyor. bu örneği verdiğim seminerlerde toplu olarak hep aynı tepkiyi aldım: makyajları bozulmasın diye! kesinlikle doğru. ahmet şerif izgören
ünlülerin makyajsız hali gibi bir hayat yaşıyorum senden sonra. kahraman tazeoğlu.
bir erkek makyaj ile güzellik kraliçesine nasıl dönüşür? mizahi amaçla hazırlanmış bu videoyu önce 13:08 e getirip, sonra baştan izlemek daha keyifli.
makyaj ile ilgili söylenmiş düşündürücü sözlerden seçmeler...
korse, pudra, makyaj, vatka bin bir türlü numara var. anneanneni bile on altı yaşında gösterebilirler. charles bukowski
mutlu olsa, çok güzelleşirdi. makyaj, nasıl kadınların boyasıysa mutluluk da şiirleridir. honore de balzac
bir bayana hanımefendilikten daha çok yakışan bir kıyafet ve onu zarafetten daha çok güzelleştiren bir makyaj yoktur. gabriel garcia marquez
makyajın amacı, güzelliği göstermektir; ama çok makyajın amacı, yüzünü gizlemektir. paul auster
iki tür kadın olduğuna karar verdim, sade olanlar ve makyaj yapanlar. sade olanlar faydalı yaratıklardır. oscar wilde
kadınlar duyduklarına aşık olur, erkeklerse gördüklerine. o yüzden kadınlar makyaj yapar, erkekler ise yalan söyler. cemal safi
bu yüzden kirpiklerini sev bir kadının. avuç içlerini. makyajsız yüzünü. uyku sersemliğini. cemal süreya
bazı erkekler çok paranın bütün kızları etkileyeceğini sanır. tıpkı çok makyajlı kadının, kendini çok güzel sanması gibi. robert allen zimmerman
hiçbir makyaj malzemesi kullanmadığıma göre yüzüm, en içten duygularımın en güzel aynasıdır. desiderius erasmus
para makyaj gibiydi; her şeyi gizler, her şeyi sağlardı. satılık olmadığı söylenen şeyleri de: saygıyı, takdiri, aşkı. jo nesbo
kadınları ışıtan ve parlatan şey, ne yaptıkları makyaj, ne giyim kuşamdır. onları, erkeklerin hayran, arzulu ya da ısrarcı bakışları ışıtır ancak. bakan efendi, bakılan köledir. murathan mungan
gece olunca perde iner. herkes gider ve odanda tek kalırsın. gece olunca maske iner makyaj gider ve aynanda sen kalırsın. bedirhan gökçe.
hiçbir süs ve makyaj bir kadını, analık sevgisi kadar güzelleştiremez. emile zola
sizin boyalarınızdan da haberdarım üstelik. tanrı size bir yüz vermiş, siz kendinize başka bir yüz yapıyorsunuz william shakespeare
ey makyaj, sen nelere kadirsin. ipek ongun
o görünmüyor. nasıl görünmüyor? çok makyaj yapmış işte; gerçek anlaşılmıyor. oğuz atay
o halde ki, bütün bu taze kadın vücudunda, bir iğne ucu kadar tabiî bir yer, sunî vasıtaların hücum ve istilâsına uğramayan hiçbir cilt noktası kalmadı; tepeden tırnağa kadar bedeninin her tarafında tabiat ricat etti; boyalar, râyihalı suların altında kendi parlaklığı, kokusu ve rengi uçtu, silinip gitti. peyami safa
senin cildin iyi kremler kullanarak güzelleşir, fakat benim kayıp olan senelerimin geri gelmesine imkân yok. sabahattin ali
belediye bu badanalı kadınlardan vergi alsa zengin olur. hüseyin rahmi gürpınar
yalan söylerken erkekler gözlerini aşağıya doğru kaçırırken, kadınlar daha çok yukarı bakmayı tercih ediyorlar ve erkekler yalan söylerken gözlerini ovuşturuyorlar, kadınların eli ise burunlarına gidiyor. bu örneği verdiğim seminerlerde toplu olarak hep aynı tepkiyi aldım: makyajları bozulmasın diye! kesinlikle doğru. ahmet şerif izgören
ünlülerin makyajsız hali gibi bir hayat yaşıyorum senden sonra. kahraman tazeoğlu.
devamını gör...
ölmesi gereken türk gelenekleri
dokunmak, sırf tanıdık diye orasını burasını ellemek, yapmayın bunu teyzelerim. bu komik değildir. siz eğlenseniz de ben tilt oluyorum.
hamile kadın görünce göbek ellemeye koşanlar var bide. lütfen duralım. bi sakin olun ve ellerinizi kendinize saklayın.
hamile kadın görünce göbek ellemeye koşanlar var bide. lütfen duralım. bi sakin olun ve ellerinizi kendinize saklayın.
devamını gör...
karşılıklı nickaltı giren erkek ve kadın
sizin içiniz fesat ki. size göre kadınla erkek arkadaş da olamaz. oldu olacak sözlükte haremlik selamlık kısımları yapalım.
devamını gör...
mesaja anında bakanları üzmeyin kampanyası
mesaja anında bakanlara ve mesaja kısa sürede cevap verenlere o kişiden hoşlanıyormuş gibi bakılmasın kampanyasıyla ölümüne kapışır bir kampanya.
kokoreçli not: alt tarafı mesaj, her şeyden yorum çıkarmayın. işim yoksa bakarım, beni bağlar. sizi değil. * üzmeyin, üzülürsünüz.
kokoreçli not: alt tarafı mesaj, her şeyden yorum çıkarmayın. işim yoksa bakarım, beni bağlar. sizi değil. * üzmeyin, üzülürsünüz.
devamını gör...
othello sendromu
türk erkeklerinin %70'inde olduğunu düşündüğüm sendrom.
gel gör ki bizimkiler normal olanın bu olduğunu sanıyor. ilginç.
gel gör ki bizimkiler normal olanın bu olduğunu sanıyor. ilginç.
devamını gör...
inci sözlük'ün normal sözlük'ten daha iyi olması
varsa böyle yerler, neden gitmiyor da burayı oralara benzetmeye çalışıyorsunuz arkadaşlar.
gidin oralarda, sövün sayın, oyunlar oynayın, kendi aranızda turnuvalar yapın, ya da her neyse işte.
biz de burada 3-5 kişi de olsa kafamızı dinleyelim.
hatta inanıyorum sayın benjamin biletlerinizi de cebinden öder...
gidin oralarda, sövün sayın, oyunlar oynayın, kendi aranızda turnuvalar yapın, ya da her neyse işte.
biz de burada 3-5 kişi de olsa kafamızı dinleyelim.
hatta inanıyorum sayın benjamin biletlerinizi de cebinden öder...
devamını gör...
bundan kötüsü gelemez başımıza derken gerçekleşen felaketler
insana pes ettirir. battaniyenin altına girip günün bitmesini beklersiniz.
ıslak banyo terliğine basıp çorabı değiştirdikten sonra boş bulunup aynı terliği giymek.*
ıslak banyo terliğine basıp çorabı değiştirdikten sonra boş bulunup aynı terliği giymek.*
devamını gör...
diyete başlamak
bunun için uygun psikolojide olmak gerçekten çok önemli.yoksa ne pazartesilerin ne de aha bu da son lokmamların arkası kesilmiyor.
bunu da eser yenenler diyete başladığında söylemişti,iyi kilo verdi ama şimdi nasıl bilmiyorum.
ben de saldım bir süre,bir de uygun anı bekleyelim bakalım.*
bunu da eser yenenler diyete başladığında söylemişti,iyi kilo verdi ama şimdi nasıl bilmiyorum.
ben de saldım bir süre,bir de uygun anı bekleyelim bakalım.*
devamını gör...






