evde ayakkabıyla gezen insan
aaaa beni anlatan başlık açmışlar şeklinde tepki verdiren başlık. benimdir efenim bu. ayrıca ajanslardan gelen son habere göre ne sitkom karakteriyim ne de ecnebiyim, yani öyle diyollaaa.
e kardeş ne demeye giyiyorsun? derseniz de anlatıverem gari. belki aranızda benim gibi ağrıları olan birileri vardır da çareyi buluverirler. yalnız dikkat, tanım birazcık uzun.
uzun yıllar boyunca gece gündüz fark etmeksizin bacaklarımda ağrılar oldu. kaç tane doktora gittiysem de hepsinden şu cevabı aldım "büyüme ağrısıdır, geçer".
doktordur dedik, vardır bi bildiği dedik; geçmesini bekledik ama geçmedi. tabi bu arada benim ağrıların şiddeti arttı. ağrılardan ağlarken sızarsam uyuyabiliyordum. yoksa uyutmuyordu meret. bu sıralarda doktorun biri huzursuz bacak sendromu olabilir dedi. sonunda farklı bi cümle duymuş olmanın verdiği sevinçle onu araştırdık, yapılması gerekenleri yaptık, ettik falan ama i ih. benim ağrılar aynı devam. ben yine doktor doktor gezerken bir gün bi doktor dedi ki "sende düz tabanlık var". kendimden emin şekilde dedim ki, "yooo onun da kontrolü yapıldı, düz taban değilim ben". doktor hanım* "bi de ben tetkik edeyim" dedi ve muayene etti kiii bin-go. normalde düz tabanlık doğuştan gelen bi durummuş lakin çok az bi oran da olsa sonradan oluşan düz tabanlık diye bir şey varmış ve bendeniz bu az orandaki insan topluluğunun içine girmeyi başarmışım *. iyi tamam teşhisi koyduk, peki nedir bu? dedim veee olaylar başladı. benim ayakta oluşan taban dengesizliği sebebiyle kaslarım ve iskeletim hasar görüyormuş. bu yüzden de ben yıllardır bacak ağrısı çekiyormuşum. hatta bu yüzden gencecik yaşımda bi de bel fıtığım var*. neyse. sonra ben yine dedim ki, ne olduğunu öğrendik, peki şimdi ne yapacağım? doktor hanım da dedi ki, bir medikale gideceksin ve kendine özel tabanlık yaptırıp devamlı kullanacaksın. o da neymiş, yeniyor muymuş? falan diye işin goygoyuna bakarken bi taraftan da gidip kendime bi tabanlık yaptırdım*. tamam bu sefer bitti derken de ayakkabı sorunu ile karşılaştım. ayakkabıya ayağım sığarsa tabanlık; tabanlık sığarsa benim ayak sığmıyordu. normal ayak numaramdan epeyce büyük ayakkabılar alarak bu sorunu da bi şekilde halletmiş oldum. eh dedim tamam artık, göreyim bunca emek ağrıları geçirecek mi? geçti dostlar... tabanlığı kullandıktan sonra gelen o his gerçekten dünya varmış dediğim nadirane anlardan birini yaşatan histir. her ne kadar ayağımda yarı yarıya düz tabanlık olsa da, bel fıtığı sahibi olsam da artık ağrılarım yok ya, bu bana yetiyor.
şimdi konunun başına dönersek, tabanlık kullanımı beni rahatlattığı için sadece evde giydiğim özel bi spor ayakkabım var. haliyle ben de bu başlıktaki gruba dahil oluyorum.
işte böyle sayın yazarlar. öyle kafanıza göre hemencik insanları kategorize etmeyin sitkom karakteri, ecnebi vs diye. konuyu biraz deşince altından bi kürek gübre* çıkar da kalıverirsiniz öyle. haydi selam ile.
e kardeş ne demeye giyiyorsun? derseniz de anlatıverem gari. belki aranızda benim gibi ağrıları olan birileri vardır da çareyi buluverirler. yalnız dikkat, tanım birazcık uzun.
uzun yıllar boyunca gece gündüz fark etmeksizin bacaklarımda ağrılar oldu. kaç tane doktora gittiysem de hepsinden şu cevabı aldım "büyüme ağrısıdır, geçer".
doktordur dedik, vardır bi bildiği dedik; geçmesini bekledik ama geçmedi. tabi bu arada benim ağrıların şiddeti arttı. ağrılardan ağlarken sızarsam uyuyabiliyordum. yoksa uyutmuyordu meret. bu sıralarda doktorun biri huzursuz bacak sendromu olabilir dedi. sonunda farklı bi cümle duymuş olmanın verdiği sevinçle onu araştırdık, yapılması gerekenleri yaptık, ettik falan ama i ih. benim ağrılar aynı devam. ben yine doktor doktor gezerken bir gün bi doktor dedi ki "sende düz tabanlık var". kendimden emin şekilde dedim ki, "yooo onun da kontrolü yapıldı, düz taban değilim ben". doktor hanım* "bi de ben tetkik edeyim" dedi ve muayene etti kiii bin-go. normalde düz tabanlık doğuştan gelen bi durummuş lakin çok az bi oran da olsa sonradan oluşan düz tabanlık diye bir şey varmış ve bendeniz bu az orandaki insan topluluğunun içine girmeyi başarmışım *. iyi tamam teşhisi koyduk, peki nedir bu? dedim veee olaylar başladı. benim ayakta oluşan taban dengesizliği sebebiyle kaslarım ve iskeletim hasar görüyormuş. bu yüzden de ben yıllardır bacak ağrısı çekiyormuşum. hatta bu yüzden gencecik yaşımda bi de bel fıtığım var*. neyse. sonra ben yine dedim ki, ne olduğunu öğrendik, peki şimdi ne yapacağım? doktor hanım da dedi ki, bir medikale gideceksin ve kendine özel tabanlık yaptırıp devamlı kullanacaksın. o da neymiş, yeniyor muymuş? falan diye işin goygoyuna bakarken bi taraftan da gidip kendime bi tabanlık yaptırdım*. tamam bu sefer bitti derken de ayakkabı sorunu ile karşılaştım. ayakkabıya ayağım sığarsa tabanlık; tabanlık sığarsa benim ayak sığmıyordu. normal ayak numaramdan epeyce büyük ayakkabılar alarak bu sorunu da bi şekilde halletmiş oldum. eh dedim tamam artık, göreyim bunca emek ağrıları geçirecek mi? geçti dostlar... tabanlığı kullandıktan sonra gelen o his gerçekten dünya varmış dediğim nadirane anlardan birini yaşatan histir. her ne kadar ayağımda yarı yarıya düz tabanlık olsa da, bel fıtığı sahibi olsam da artık ağrılarım yok ya, bu bana yetiyor.
şimdi konunun başına dönersek, tabanlık kullanımı beni rahatlattığı için sadece evde giydiğim özel bi spor ayakkabım var. haliyle ben de bu başlıktaki gruba dahil oluyorum.
işte böyle sayın yazarlar. öyle kafanıza göre hemencik insanları kategorize etmeyin sitkom karakteri, ecnebi vs diye. konuyu biraz deşince altından bi kürek gübre* çıkar da kalıverirsiniz öyle. haydi selam ile.
devamını gör...
tansu çiller
namıdiğer bir ekonomist başbakandı bir zamanlar. ülke malum bütçe açıkları ve yüksek enflasyon başta olmak üzere birçok ekonomik dengesizliklerin tillahını gördü en sonunda 1994 krizi patlamıştı. demek ki ekonomistlik yetmiyor ekonomiyi yönetmek için. teoriyi pratiğe aktarabilmek ve piyasaların beklentilerini dikkate alıp anında çözüm üretebilmek gerekiyor.
devamını gör...
ilkay akkaya
1964 istanbul doğumlu müzisyen,grup yorum ve grup kızılırmak'ın solistliğini yapmış her yönüyle örnek alınası tam bir sanatçı.*
devamını gör...
gece insanın daha üretken olması
bunun ile alakalı bir şey duydum, gerçek mi uydurma mi bilemiyorum. bazı insanların sabah saatlerinde daha verimli olması bazılarımızın gece saatlerinde daha verimli olmasını genetik kalıtımımıza bağlıyorlar.
avcı toplayıcı dönemlerde bazılarımızın dede/neneleri sabah saatlerinde nöbet tutarken bazılarınızınki gece nöbeti tutuyorlarmış. eğer gece insanıysanız ve gece daha verimli olduğunuzu düşünüyorsanız atalarınızın gece nöbetçisi olma olasılığı çok yüksek diyordu.
uydurma da olabilir, henüz kanıtlanmış bir düşünce değil. ama duyduğumda ilginç gelmişti.
avcı toplayıcı dönemlerde bazılarımızın dede/neneleri sabah saatlerinde nöbet tutarken bazılarınızınki gece nöbeti tutuyorlarmış. eğer gece insanıysanız ve gece daha verimli olduğunuzu düşünüyorsanız atalarınızın gece nöbetçisi olma olasılığı çok yüksek diyordu.
uydurma da olabilir, henüz kanıtlanmış bir düşünce değil. ama duyduğumda ilginç gelmişti.
devamını gör...
0 tanım 0 takipçi 800 artı oy basmış ve hesabını dondurmuş yazar kadrosu
anlam veremediğim yazar kadrosu. sözlüğe gelip birilerine 800 artı oy dağıtıp gidiyorlar.
ki onlar 4. günün şafağında portakallarını soyup gidenler ,
mandalinayı işaret parmağına yüzük gibi geçiren onlardır.
ki onlar 4. günün şafağında portakallarını soyup gidenler ,
mandalinayı işaret parmağına yüzük gibi geçiren onlardır.
devamını gör...
1 kelimelik hikayeler
sıçtı
devamını gör...
yazarların yaptığı en büyük dalgınlık
kafa sözlük yazarlarının aklının başka yerde olması nedeniyle başlarına gelen dalgınlık hikayelerinden oluşan başlık.
ben bir seferinde elimdeki çöple epeyce bir yol katetmiştim. çöpü elimde bildiğin çanta gibi taşımışım. * ohoo nerelere gittik. ne yokuşlar aştık. yaya geçidinde bekledik. sonra kırmızıda durduk. bekledik ki yeşil sırası bize gelsin. en son otobüse binmeye ramak kalmıştı ve o gerçekle yüzleşmiştim. çöpü nereye sokacağımı bilemedim o an. * aniden karşıma çıkan konteynırı görünce koşa koşa gittim. yıllardır görmediğin aşkını görsen o denli sevinmezsin. zaten elimde çöple onu da görmeyeyim yani. bazen otobüse çöple binsem ne olurdu diye düşünüp gülmekten kendimi alamıyorum. *
ben bir seferinde elimdeki çöple epeyce bir yol katetmiştim. çöpü elimde bildiğin çanta gibi taşımışım. * ohoo nerelere gittik. ne yokuşlar aştık. yaya geçidinde bekledik. sonra kırmızıda durduk. bekledik ki yeşil sırası bize gelsin. en son otobüse binmeye ramak kalmıştı ve o gerçekle yüzleşmiştim. çöpü nereye sokacağımı bilemedim o an. * aniden karşıma çıkan konteynırı görünce koşa koşa gittim. yıllardır görmediğin aşkını görsen o denli sevinmezsin. zaten elimde çöple onu da görmeyeyim yani. bazen otobüse çöple binsem ne olurdu diye düşünüp gülmekten kendimi alamıyorum. *
devamını gör...
süleyman soylu deyince akla gelenler
bir zamanlar akp'ye atıp tutan sonra şedit akp savunucusu olan biri aklıma geliyor.
devamını gör...
30 yaşından sonra anlaşılanlar
kendini tanıyor ve ne istediğini öğrenmeye başlıyorsun diyelim. öğrenmeye başlamak dedim çünkü ilerleyen yaşlarda daha fazla kendinle ilgili bilgiye sahip olabilirsin.
kendini birilerine ispat etmenin bir anlamı olmadığını sadece kendi istediğin kişi olman gerektiğini farkına varıyorsun. bu aydınlanma 30 dan öncede yaşanabilir.
kendini birilerine ispat etmenin bir anlamı olmadığını sadece kendi istediğin kişi olman gerektiğini farkına varıyorsun. bu aydınlanma 30 dan öncede yaşanabilir.
devamını gör...
yazarların koleksiyonunu yaptığı şeyler
yıllar.
devamını gör...
zibaldone
umutsuzluğun, ölümün ve belirsizliğin karanlıklar içindeki şairi giacomo leopardi tarafından yazılmış günlük. genç yaşında bir çok eseri kendi dilinde okuyabilecek kadar farklı dillere olan hakimiyeti ve kısa bir yaşama bunca eser sığdıracak kadar verimli olması onun düşüncelerini anlamaya çalışmak için yeterli bir isteğe sahip olmaya yetecektir muhakkak. leopardi, neredeyse 4500 sayfa olan bu yedi ciltlik eseri 16 yıla yakın bir sürede kaleme almıştır ve yayımlama gibi bir niyeti de yoktur aslında; leopardi öldükten yıllar sonra yazdıkları derlenmiş ve zibaldone adı altında basılmıştır. eserin büyük çoğunluğu edebi bir değer taşımıyor; daha çok şairin iç dünyasını, umutsuzluk, din, acı ve ızdırap hatta zaman zaman intiharı okuyoruz satırlarda fakat sadece bundan ibaret görmek yanlış olacaktır çünkü dillere ayrı bir ilgisi olan ve halihazırda zaten dilbilimci olan leopardi dilin işleyişi hakkında da uzun incelemeler aktarıyor. medeniyeti, var oluşu, çeşitli mitleri de inceleyip fikirlerini aktardığını belirtmek gerek. kişinin şiirini oluşturan felsefenin altında yatanları, antik şiir kültürünü de uzun uzun incelemiş ve eserleri hakkında kısa incelemeler ve açıklamalarda bulunmuş. eser italyanca'dan türkçe'ye çevrilmiş değil fakat zibaldone, the notebooks of giacomo leopardi ismi ile ingilizceye çevrilmiştir.
--- alıntı ---
tutto si è perfezionato da omero (homeros) in poi, ma non la poesia. (s. 59)
il gusto presente per la filosofia non si deve stimare nè passeggero nè casuale. (s.32)
--- alıntı ---
--- alıntı ---
tutto si è perfezionato da omero (homeros) in poi, ma non la poesia. (s. 59)
il gusto presente per la filosofia non si deve stimare nè passeggero nè casuale. (s.32)
--- alıntı ---
devamını gör...
başkomser nevzat
en sevdiğim yazarlardan biri olan ''ahmet ümit''in efsane karakterini nick edinmiş çaylak arkadaşımızdır kendiler.
umarım güzel tanımlar girerek en kısa zamanda yazar olur.
umarım güzel tanımlar girerek en kısa zamanda yazar olur.
devamını gör...
normal sözlük evlenecek eş aranıyor ilanları
gençler eğleniyiirrr.
evlenmek isteyen yazarların cvlerini bıraktığı başlık gibi başlık.
arkadaşlar böyle başlıklara ihtiyacımız var ne o sabahtır kaos havası. hadi bakalım haberlerinizi bekliyoruz. çeyrek için söz veremeyeceğim ama bir 20'lik ateşlerim hahah.
evlenmek isteyen yazarların cvlerini bıraktığı başlık gibi başlık.
arkadaşlar böyle başlıklara ihtiyacımız var ne o sabahtır kaos havası. hadi bakalım haberlerinizi bekliyoruz. çeyrek için söz veremeyeceğim ama bir 20'lik ateşlerim hahah.
devamını gör...
anonim yazar
aynı başlıkta birbirine tamamen zıt entry yazmış olan iki yazar olsa bile ikisini de artılayıp uzuyor. misyonu net.
değişik biri, hoşlaşıyorum ama kendisine. boş değilim. canım.
değişik biri, hoşlaşıyorum ama kendisine. boş değilim. canım.
devamını gör...
whatsapp gizlilik ilkesi değişimi
yani sözün özü, bütün bilgilerinizi kendi belleğine alıyor ve sizin bilginiz haricinde paylaşım yapılabiliyor. siz güncelleme yaptığınız için kabul etmiş oluyorsunuz.
--- alıntı ---
facebook ile whatsapp kullanıcılarının verilerini paylaşacağını açıklayan platform kullanıcılara seçim hakkı tanımadı.
söz konusu değişikliği kabul etmeme şansı olmayan kullanıcılar ya bu şekilde whatsapp’ı kullanacak ya da platformu kullanmayı bırakacak.
--- alıntı ---
haber detayı
whatsapp gizlilik ilkeleri ve aldığı bilgiler
--- alıntı ---
facebook ile whatsapp kullanıcılarının verilerini paylaşacağını açıklayan platform kullanıcılara seçim hakkı tanımadı.
söz konusu değişikliği kabul etmeme şansı olmayan kullanıcılar ya bu şekilde whatsapp’ı kullanacak ya da platformu kullanmayı bırakacak.
--- alıntı ---
haber detayı
whatsapp gizlilik ilkeleri ve aldığı bilgiler
devamını gör...
normal sözlük moderasyonu
daha iyi bir sözlük olması için birlikte çaba harcadığımız ekip.
devamını gör...
28 aralık 2020 balıkesir için büyük deprem uyarısı
--- alıntı ---
tmmob jeoloji mühendisleri odası güney marmara şubesi yönetim kurulu üyesi ve balıkesir il sorumlusu aysun aykan, elazığ ve balıkesir’de yaşanan depremleri değerlendirdi. aykan, balıkesir'in deprem tehlikesinin istanbul'dan daha fazla olduğunu belirterek "balıkesir'de mutlaka büyük bir deprem gerçekleşecektir" dedi.
--- alıntı ---
buradan
tmmob jeoloji mühendisleri odası güney marmara şubesi yönetim kurulu üyesi ve balıkesir il sorumlusu aysun aykan, elazığ ve balıkesir’de yaşanan depremleri değerlendirdi. aykan, balıkesir'in deprem tehlikesinin istanbul'dan daha fazla olduğunu belirterek "balıkesir'de mutlaka büyük bir deprem gerçekleşecektir" dedi.
--- alıntı ---
buradan
devamını gör...


