aft
ağız içerisinde, genellikle kenarları kırmızı, ortası beyaz şekilde çıkan, aşırılı ağrılı durumlar nedeniyle yeme içmeyi zorlaştıran yara.
kenacort-a adlı reçetesiz satılan ilaç ile bu acılı durumdan kurtulabilirsiniz.
hassas kişiler tıklamasın.
kenacort-a adlı reçetesiz satılan ilaç ile bu acılı durumdan kurtulabilirsiniz.
hassas kişiler tıklamasın.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının şiirleri
dünyanın en güzel dudaklarından dökülen kelimeler
yavaş yavaş ele geçiriyor zihnimi
senden başka bir şey düşünemez oluyor
senden başka güzel tanımıyorum
akseki'nin yamaçlarında
o amansız kara kışta
tertemiz, el değmemiş karlar içinden
gördüğüm en güzel çiçek açıyor
sen benim karlarla kaplı gönlümde
usulca açan
tertemiz bir kardelensin
sen bu kirlenmiş dünyanın
en güzel çiçeğisin
yavaş yavaş ele geçiriyor zihnimi
senden başka bir şey düşünemez oluyor
senden başka güzel tanımıyorum
akseki'nin yamaçlarında
o amansız kara kışta
tertemiz, el değmemiş karlar içinden
gördüğüm en güzel çiçek açıyor
sen benim karlarla kaplı gönlümde
usulca açan
tertemiz bir kardelensin
sen bu kirlenmiş dünyanın
en güzel çiçeğisin
devamını gör...
büyük olan çocukların kardeşlerine yaptıkları eşek şakaları
hatırlamayacağım kadar sayıca fazla şakalardır. abimle aramda 7 yaş kadar fark vardı ve benim idolüm olduğu için ne dese inanırdım, yaptıklarına hayran kalırdım.
şu an aklıma gelenler:
top 1: çorap koklatmak.
diğerleri;
-bebeklik fotoğraflarımın sayısının az olması nedeniyle evlatlık olduğuma inandırma çalışmaları yapması.
-bir elin tüm parmaklarını bir araya getirip mükemmel hareketi yaparsınız ya ha evet o hareketi yapıp üfle diyip anlıma vurması, üflemezsem gerizekalı kalacağımı söylemesi.
-gece uyumadan önce " sana bir masal anlatayım mı?" diye sorması ve benim cevaben " evet anlat " dedikten sonra " o değil de sana bir masal anlatayım mı?" diye sormaya devam etmesi. ben cevaplamasam da uyuyana kadar aynı soruyu sorması...
-gece vakti odadaki ışığı birden kapatıp kaçması ve beni tek başıma bırakması.
-o dönemde çok meşhur olan karate kid vb. karate filmlerindeki türlü çeşit figürleri üzerimde denemesi.
- ..... çok fazla örnek var hatırlayamadığım, ama sanırım en büyük eşşşek şakasını evlendikten sonra nedenini bilmediğim bir şekilde benden ve ailemden uzaklaşarak yaptı.
şu an aklıma gelenler:
top 1: çorap koklatmak.
diğerleri;
-bebeklik fotoğraflarımın sayısının az olması nedeniyle evlatlık olduğuma inandırma çalışmaları yapması.
-bir elin tüm parmaklarını bir araya getirip mükemmel hareketi yaparsınız ya ha evet o hareketi yapıp üfle diyip anlıma vurması, üflemezsem gerizekalı kalacağımı söylemesi.
-gece uyumadan önce " sana bir masal anlatayım mı?" diye sorması ve benim cevaben " evet anlat " dedikten sonra " o değil de sana bir masal anlatayım mı?" diye sormaya devam etmesi. ben cevaplamasam da uyuyana kadar aynı soruyu sorması...
-gece vakti odadaki ışığı birden kapatıp kaçması ve beni tek başıma bırakması.
-o dönemde çok meşhur olan karate kid vb. karate filmlerindeki türlü çeşit figürleri üzerimde denemesi.
- ..... çok fazla örnek var hatırlayamadığım, ama sanırım en büyük eşşşek şakasını evlendikten sonra nedenini bilmediğim bir şekilde benden ve ailemden uzaklaşarak yaptı.
devamını gör...
bir şey içerken her şeyin düzeleceğini sanmak
mesela yağmuru izlerken bir çay içiyorsun, sanki dünya yeni kurulmuş gibi, her şey sıfırdan başlayabilirmiş gibi. sonra çay bitiyor yağmur diniyor. her şey eski haline geri dönüyor.
devamını gör...
normal sözlük'ün en nefret edilen yazarı
nefret etmem için tanımam lazım, tanımam için yüzünü görmem, oturup beraber bir bardak çay içmem lazım.
dolayısıyla tanımadığım birinden nefret edemem.
ancak yazdıkları ile de kimseyi değerlendirmek doğru olmaz bence. çünkü bunu eğlenmek için yapıyor. sonuçta herkesin meşrepi farklı.
dolayısıyla tanımadığım birinden nefret edemem.
ancak yazdıkları ile de kimseyi değerlendirmek doğru olmaz bence. çünkü bunu eğlenmek için yapıyor. sonuçta herkesin meşrepi farklı.
devamını gör...
geceye tatsız bir hayat kuralı bırak
o kadar çırptığınız, malzemelerini gramajına göre koyduğunuz kekiniz günü gelecek kabarmayacak. belki de sönecek. buna hazırlıklı olun. bir b planınız olsun. en kötü hazır kek alın. çayla/kahveyle mis...
devamını gör...
bazı sözlük yazarlarının eleştiriye tahammülünün olmaması
hayatta bi baltaya sap olamamış tipler buradaki bazı yazarları eleştiremez çünkü klavye delikanlılığı denir bunun adına. ulan insanları eleştiren kişi bilgi birikimi yüksek birisi olsa, mevki makam sahibi olsa tamam ama sıradan bir kişi ve de hayatı sözlükte ahkam kesmek.
yok kardeşim herkes haddini bilsin, ota boka da ahkam kesmesin rica ediyorum…
yok kardeşim herkes haddini bilsin, ota boka da ahkam kesmesin rica ediyorum…
devamını gör...
sözlük mağazası
kafa sözlük'te kazandığınız karma puanları ile sözlük içerinde ek özellikler aktive edebilir, ya da profilinizde gösterilmek üzere rozet koleksiyonumuzdan rozetler seçebilirsiniz.
kullandığınız karma puanları profilinizde görünen karma puanınızı ya da puan tablolarındaki sıralamalarınız etkilemez. kullanılan puanlar sadece kullanılabilir karma puanınızdan düşer. aktive etmiş olduğunuz rozetler arasında istediğiniz zaman geçiş yapabilirsiniz.
kullandığınız karma puanları profilinizde görünen karma puanınızı ya da puan tablolarındaki sıralamalarınız etkilemez. kullanılan puanlar sadece kullanılabilir karma puanınızdan düşer. aktive etmiş olduğunuz rozetler arasında istediğiniz zaman geçiş yapabilirsiniz.
devamını gör...
emine pir zola
bu ne arkadaşım diye sorduğum yazar.

şimdi olay şu, dün gece bu yazar arkadaş bana mesaj attı, normal sözlük entellerinin arasına girmek, sabah akşam paso milleti baymak istiyorsan beni inceden bir görmen lazım diye.
arayıp bulamadığım şey, düşünsene tüm gün in aşağı sokrates çık yukarı dostoyevski, ortama bak? arka planda orotaryolar çalıyor, pencereden sokağa bakıyorsun hayatlar singing in the rain tadında, şarabından bir yudum alıyorsun allaaaah yaşasın varoluş sancıları!
tamam, borcum ne kadar yenge dedim, 100 dolar dedi, valla üzerimde yok az önce arkadaşa verdim dedim, tamam sen 100 kağıt ateşle, geri kalanı cari hesaba yazarım dedi, şüphelenmedim verdim.
biraz önce mesaj attı, al üye kartın diye. karta bakıyorum, kart kart değil, böyle özensiz, böyle ötekileştirilmiş, böyle esrik, böyle tuhaf bişi daha önce daha görmedim.
sonra "kim yav bu kadın, kimin nesidir?" diye nickaltına baktım, bir üstte kuzguncuktaki vişne..
o an anladım tüm olan biteni ama maalesef artık çok geçti.
keşke, keşke daha önce baksaydım bunun arkadaşı kimdir diye..
bi de borçluyum ya işin kötüsü, bugün yarın paranın geri kalanını vermezsem üstüme whatsapp kitap okuma kulübü atar bu, hahahahhahhaha.

şimdi olay şu, dün gece bu yazar arkadaş bana mesaj attı, normal sözlük entellerinin arasına girmek, sabah akşam paso milleti baymak istiyorsan beni inceden bir görmen lazım diye.
arayıp bulamadığım şey, düşünsene tüm gün in aşağı sokrates çık yukarı dostoyevski, ortama bak? arka planda orotaryolar çalıyor, pencereden sokağa bakıyorsun hayatlar singing in the rain tadında, şarabından bir yudum alıyorsun allaaaah yaşasın varoluş sancıları!
tamam, borcum ne kadar yenge dedim, 100 dolar dedi, valla üzerimde yok az önce arkadaşa verdim dedim, tamam sen 100 kağıt ateşle, geri kalanı cari hesaba yazarım dedi, şüphelenmedim verdim.
biraz önce mesaj attı, al üye kartın diye. karta bakıyorum, kart kart değil, böyle özensiz, böyle ötekileştirilmiş, böyle esrik, böyle tuhaf bişi daha önce daha görmedim.
sonra "kim yav bu kadın, kimin nesidir?" diye nickaltına baktım, bir üstte kuzguncuktaki vişne..
o an anladım tüm olan biteni ama maalesef artık çok geçti.
keşke, keşke daha önce baksaydım bunun arkadaşı kimdir diye..
bi de borçluyum ya işin kötüsü, bugün yarın paranın geri kalanını vermezsem üstüme whatsapp kitap okuma kulübü atar bu, hahahahhahhaha.
devamını gör...
üstteki yazara bir iltifat bırak
nickine gurban, sana hayran.
devamını gör...
an itibarıyla yazarların nerede olup ne yaptığı sorusu
evli, mutlu, çocuklu ve yorgun. uzun zamandır hissettiğim şey bu. yorgun ama mutlu;evli, çocuklu, mutlu ama yorgun; mutlu çünkü evli ve çocuklu gibi şekillerde belirtebilirim. kısaca yorgun desem daha iyi olacak galiba. gece deliksiz bir uykuya ve öğlen 12'ye kadar uyumak gibi lükslere sahip olmak istiyorum.
anlık olarak ruh halimizi ve/ya eylemlerimizi anlattığımız ve tanımlamaya çalıştığımız nadide yazarın, nadide başlığı. *
anlık olarak ruh halimizi ve/ya eylemlerimizi anlattığımız ve tanımlamaya çalıştığımız nadide yazarın, nadide başlığı. *
devamını gör...
astroarkeoloji
antik çağlarda insanların gök cisimlerinden nasıl etkilendikleri ve yeryüzündeki bazı büyük yapıları nasıl gök cisimlerine göre konumlandırdıklarını inceleyen bilim dalı. arkeoastronomi olarak da bilinir.
eski uygarlıklar genellikle gök cisimlerini tanrılar olarak görmüş, doğa olaylarını da "tanrıların duyguları"nı dile getirdiği araçlar olarak düşünmüştür. aynı zamanda gök cisimlerinin hareketlerinin insan hayatı üzerinde etkileri olduğuna inanmış, tarımla ilgili bazı hesaplamalarını doğa olaylarına göre yapmış ve astroloji adlı uğraşla ilgilenmişlerdir. bu tür durumların sonuçları da, bu uygarlıkların inşa ettiği yapılarda kendini göstermiştir. yine bu uygarlıklar gökyüzünde gördükleri süpernova, kuyruklu yıldız gibi normalden farklı görünen olayları kayıt altına almıştır. bu yönüyle bu uygarlıklar, astronomların eskiye dönük incelemeler yaparak yeni bilgileri daha öncekilerle birleştirmesi ve bazı önemli bulgular elde etmesi yolunda önemli bir miras bırakmıştır. bahsettiğim bu nedenlerden ötürü de astronomi ve arkeoloji bilimleri ortak bir paydada kesişmiştir.
mısır ve maya uygarlıklarına ait piramitler, nazca çizgileri, stonehenge, göbeklitepe gibi meşhur antik bölgeler, bu konudaki çalışmaların yapıldığı yerlerin başında gelir.
eski uygarlıklar genellikle gök cisimlerini tanrılar olarak görmüş, doğa olaylarını da "tanrıların duyguları"nı dile getirdiği araçlar olarak düşünmüştür. aynı zamanda gök cisimlerinin hareketlerinin insan hayatı üzerinde etkileri olduğuna inanmış, tarımla ilgili bazı hesaplamalarını doğa olaylarına göre yapmış ve astroloji adlı uğraşla ilgilenmişlerdir. bu tür durumların sonuçları da, bu uygarlıkların inşa ettiği yapılarda kendini göstermiştir. yine bu uygarlıklar gökyüzünde gördükleri süpernova, kuyruklu yıldız gibi normalden farklı görünen olayları kayıt altına almıştır. bu yönüyle bu uygarlıklar, astronomların eskiye dönük incelemeler yaparak yeni bilgileri daha öncekilerle birleştirmesi ve bazı önemli bulgular elde etmesi yolunda önemli bir miras bırakmıştır. bahsettiğim bu nedenlerden ötürü de astronomi ve arkeoloji bilimleri ortak bir paydada kesişmiştir.
mısır ve maya uygarlıklarına ait piramitler, nazca çizgileri, stonehenge, göbeklitepe gibi meşhur antik bölgeler, bu konudaki çalışmaların yapıldığı yerlerin başında gelir.
devamını gör...
lord of the portakals miğfer dibi
ilkine göre beni daha çok eğlendiren film. abdulseyidbincabbar’ın girdiği sahnede sesli güldüm. *
devamını gör...
çocuklarla girilen komik diyaloglar
- giymiycem çoraplarımı, ben soğuk seviyorum. üşümek istiyorum.
- oğlum çorapsız gezilir mi? kızlar der ki 'aa bunun çorabı yok' (tamam bunu neden dedim ben de bilmiyorum)
- yoo benim karım da soğuğu sevecek. öyle evleneceğim ben.
- iyi, bir eskimo bulalım sana onunla evlen. hatta gidin kutuplarda yaşayın.
uzun bir sessizlikten sonra
- neden eski bir moyla evleniyorum ben? evlenmem eski bir moyla. yeni moyla evleneceğim.
- haahh şimdi oldu...
- oğlum çorapsız gezilir mi? kızlar der ki 'aa bunun çorabı yok' (tamam bunu neden dedim ben de bilmiyorum)
- yoo benim karım da soğuğu sevecek. öyle evleneceğim ben.
- iyi, bir eskimo bulalım sana onunla evlen. hatta gidin kutuplarda yaşayın.
uzun bir sessizlikten sonra
- neden eski bir moyla evleniyorum ben? evlenmem eski bir moyla. yeni moyla evleneceğim.
- haahh şimdi oldu...
devamını gör...
yahya kemal beyatlı
bir dönem paris'e gitmiş türk kültüründen uzaklaşmak istemiştir. (bkz: gençlik işte)
daha sonra orada öğrendikleriyle kendi tarihine görmesi gerektiğine inanmıştır. istanbul'a geri dönmüş üniversitede ders vermeye başlamıştır. ahmet hamdi tanpınar'ın hocasıdır. zaman kavramını çok farklı kullanmıştır şiirlerinde. süleymaniye'de bayram sabahı şair tam bir istanbul aşığıdır.
istanbul'u her gezdiğinde zihninde tarihi günlere geri döner. ankara'nın sadece istanbul'a dönüşünü sevmiştir.
daha sonra orada öğrendikleriyle kendi tarihine görmesi gerektiğine inanmıştır. istanbul'a geri dönmüş üniversitede ders vermeye başlamıştır. ahmet hamdi tanpınar'ın hocasıdır. zaman kavramını çok farklı kullanmıştır şiirlerinde. süleymaniye'de bayram sabahı şair tam bir istanbul aşığıdır.
istanbul'u her gezdiğinde zihninde tarihi günlere geri döner. ankara'nın sadece istanbul'a dönüşünü sevmiştir.
devamını gör...
zeki kadınların genelde yalnız olması
devamını gör...
kitap kargosu
o kadar çok heyecanlanıyorum ki ne sipariş verdiğimi de bildiğim halde kargoyu açıp kitapları enine boyuna incelemek her birini. anlatırken bile mutlu oldum.
devamını gör...
misc radyo yayını
cenk’in bavulundan inanılmaz şarkılar çıkacaktır. en son yapıtığı nazan öncel paylaşımına baktım, bavul var 90’lar var. cenk, bavulun aşklar ve anılarla dolu mudur, yine? aşkın nur yengi şarkısı…
bir de emel müftüoğlu’nun ilk klibi vardı, bavulu bomboş yağmur altında yürüdüğü.
bavul doksanlı yılların bir simgesiymiş gibi.
ben yani şahsım, cenk’in kendisinin, şahsı ile yapacağı yayını zaten heyecanla ve 4 gözle beklemekteydim.
çok güzel oldu, çok da iyi oldu.
bir de emel müftüoğlu’nun ilk klibi vardı, bavulu bomboş yağmur altında yürüdüğü.
bavul doksanlı yılların bir simgesiymiş gibi.
ben yani şahsım, cenk’in kendisinin, şahsı ile yapacağı yayını zaten heyecanla ve 4 gözle beklemekteydim.
çok güzel oldu, çok da iyi oldu.
devamını gör...
çocuklarla girilen komik diyaloglar
önceden 'hadi kurbağa şunu at ağzına, biraz da bunu ye.' dediğimiz evlat pamdeminin de etkisi ile tam bir yemek canavarına dönüştü. çocuğa yeme denir mi denmez, diyemiyorum tabii. ama benim de hilelerim var.
biraz beklesek mi, tamam acıktın ama akşam yemeği de ailece yenir biraz sabretsek mi, diye diye bekletme çabası.
yine böyle bir gün ozi camdan dışarıyı bakıp eşimin yolunu gözlüyor. gelsin ve hep birlikte akşam yemeği yiyelim diye. bu esnada mırıl mırıl bir şeyler söylüyor camda ben sofrayı hazırlarken.
birden döndü. 'teyze buriş* iyi bir insan değil mi?' dedi.
şaşırıp neden öyle dedin ki, dedim.
"ne bileyim iki saattir içimden 'buriş, buriş, buriş... deyip duruyorum. hani iyi insan lafının üstüne gelirdi. söyledim, söyledim, gelmedi!" dedi.*
biraz beklesek mi, tamam acıktın ama akşam yemeği de ailece yenir biraz sabretsek mi, diye diye bekletme çabası.
yine böyle bir gün ozi camdan dışarıyı bakıp eşimin yolunu gözlüyor. gelsin ve hep birlikte akşam yemeği yiyelim diye. bu esnada mırıl mırıl bir şeyler söylüyor camda ben sofrayı hazırlarken.
birden döndü. 'teyze buriş* iyi bir insan değil mi?' dedi.
şaşırıp neden öyle dedin ki, dedim.
"ne bileyim iki saattir içimden 'buriş, buriş, buriş... deyip duruyorum. hani iyi insan lafının üstüne gelirdi. söyledim, söyledim, gelmedi!" dedi.*
devamını gör...


