nickaltı yalakalığı
abartıya kaçmamak suretiyle yazarken en çok zevk aldığım tanımlardır. samimi olduğum yazarların mahlas altına güzelleme yapmak, başka yazarların da kendi mahlas altıma iltifat vs eleştiri yapmaları, hatta dedikodumu yapmaları acayip hoşuma gider. sözlükte ciddi ve önemli meseleler dışında arada sırada yaparım böyle şeyler.
devamını gör...
ortodoks hristiyanlık
günümüzde daha çok rum ortodoks kilisesi, rus ortodoks kilisesi gibi öne çıkan kiliselerle bilinen hristiyanlık türü.
"ortodoks" kelime olarak "doğru yolu izleyen" gibi bir anlama gelmekte. bu sebeple de bu kiliseler kendilerinin doğru yolu izlediğini savunarak bu ismi seçmişlerdir.
ortodoks hrsitiyanlık ve katolik kilisesi birbirinden ayrılınca da katolikler "evrensel" anlamına gelen "katolik" kelimesini seçmişlerdir.
katolikler ve ortodoksların teolojisi en temelde aynı olsa da (neticede ikisi de havarisel kilise ve ikisi de ekümenik konsilleri kabul ediyor), filioque sorunu sebebiyle birbirlerinden ayrılırlar. bu sebeple iki mezhep de birbirinin ayininde ancak rahibin izniyle komünyona katılırlar ki rus ortodoks kilisesi yakın zamanda rus ortodoksların katolik ayinlerine katılmasını yasakladı.
ayrıca ortodoks kiliseleri de kendilerini "katolik" olarak adlandırmaktadır. zira zaten kilise dediğimiz kurum, aslında havariselse, evrenseldir.
litürji ritleri olarak ortodoks hristiyanlar daha muhafazakardır. eskiden katoliklerin ve ortodoksların ritleri birbiriyle aynı olsalar da, roma imparatorluğu'nun ikiye ayrılması sebebiyle latin riti zaman içinde değişime uğraşmış ve ikinci vatikan konsili ile 1960'tan sonra da değişmiştir. ama ortodoksların ritleri uzun zamandır aynıdır ve pek değişime gitmemişlerdir. bu sebeple katolik bir hristiyan olarak kendilerini kıskanmıyor değilim. elbette novus ordo da güzel ama bir de şu güzellik var:
bir de ortodoks ayinleri cidden uzun sürüyor. fener rum patrikhanesi'nde katıldığım bir ayin bitmek bilmemişti. internetteki ayinler de zaten 2.5-3 saat sürüyor: ama benim katıldığım gün bayramları olduğundan olsa gerek daha uzun sürmüştü diye hatırlıyorum.
ayrıca latin riti kullanan ortodoks kiliseler de mevcuttur. benzer şekilde ortodoks riti kullanan latin katolik kiliseleri de mevcuttur.
(bkz: rumen grek katolik kilisesi)
(bkz: grek katolik kilisesi)
"ortodoks" kelime olarak "doğru yolu izleyen" gibi bir anlama gelmekte. bu sebeple de bu kiliseler kendilerinin doğru yolu izlediğini savunarak bu ismi seçmişlerdir.
ortodoks hrsitiyanlık ve katolik kilisesi birbirinden ayrılınca da katolikler "evrensel" anlamına gelen "katolik" kelimesini seçmişlerdir.
katolikler ve ortodoksların teolojisi en temelde aynı olsa da (neticede ikisi de havarisel kilise ve ikisi de ekümenik konsilleri kabul ediyor), filioque sorunu sebebiyle birbirlerinden ayrılırlar. bu sebeple iki mezhep de birbirinin ayininde ancak rahibin izniyle komünyona katılırlar ki rus ortodoks kilisesi yakın zamanda rus ortodoksların katolik ayinlerine katılmasını yasakladı.
ayrıca ortodoks kiliseleri de kendilerini "katolik" olarak adlandırmaktadır. zira zaten kilise dediğimiz kurum, aslında havariselse, evrenseldir.
litürji ritleri olarak ortodoks hristiyanlar daha muhafazakardır. eskiden katoliklerin ve ortodoksların ritleri birbiriyle aynı olsalar da, roma imparatorluğu'nun ikiye ayrılması sebebiyle latin riti zaman içinde değişime uğraşmış ve ikinci vatikan konsili ile 1960'tan sonra da değişmiştir. ama ortodoksların ritleri uzun zamandır aynıdır ve pek değişime gitmemişlerdir. bu sebeple katolik bir hristiyan olarak kendilerini kıskanmıyor değilim. elbette novus ordo da güzel ama bir de şu güzellik var:
bir de ortodoks ayinleri cidden uzun sürüyor. fener rum patrikhanesi'nde katıldığım bir ayin bitmek bilmemişti. internetteki ayinler de zaten 2.5-3 saat sürüyor: ama benim katıldığım gün bayramları olduğundan olsa gerek daha uzun sürmüştü diye hatırlıyorum.
ayrıca latin riti kullanan ortodoks kiliseler de mevcuttur. benzer şekilde ortodoks riti kullanan latin katolik kiliseleri de mevcuttur.
(bkz: rumen grek katolik kilisesi)
(bkz: grek katolik kilisesi)
devamını gör...
la grande famille

"to be a surrealist means barring from your mind all remembrance of what you have seen, and being always on the lookout for what has never been."
sürrealist olmak, gördüklerinin tüm anılarını zihninden uzaklaştırmak ve hiç olmamış olanı aramaktır.
rene magritte
en sevdiğim tablolarda ilk 10'a rahatlıkla girebilecek olan bu tablo rene magritte tarafından 1963 yılında yapılmıştır.
bu tabloyu tabii ki sadece ben değil epey bir sanatsever çok seviyor. peki neden?
resmin başlığından başlayalım. la grande famille yani büyük aile olarak isimlendirmiş ressam fakat resme baktığımızda aileye dair hiçbir şey görmüyoruz. konu magritte olduğu için tabii ki bu şaşırtmıyor. fakat resimdeki imgeleri tek tek incelediğimizde sebebini anlayabiliriz.
arka plan olarak kasvetli bir gökyüzü yaratılmış. karanlık bulutlar fırtına habercisi gibi. ufuktaki pembelik ise küçük bir umut ışığı mı yoksa kötü bir şeyin habercisi mi diye düşündürür bakanları. hemen altındaki dalgalı deniz de bu kasvete büyük bir katkı yapıyor. tüm bu bunaltıcı tasvirler bir ailenin yaşadığı zor zamanları, kavgaları ve anlaşmazlıkları temsil eder diyebiliriz.
aynı zamanda resmin tam ortasında tüm dikkatleri üzerine çeken, ışıl ışıl, umut dolu bir kuş figürü görüyoruz. bu kuş adeta bir pencere gibi, bahar mevsiminden mutluluk uyandırıcı bir gökyüzünü bize gösteriyor. bembeyaz bulutlar, masmavi gökyüzü bir ailenin yaşadığı mutlu anları, sevinçleri, iyi anıları, birlik ve beraberliği hatırlatıyor.
her ne kadar ilk bakışta bir aileye dair hiçbir şeyi anımsatmıyan bir resim gibi görünse de detayları incelediğimizde magritte'in aile kavramını ustaca ve sürrealizmin doğasına uygun bir şekilde resmettiğini görüyoruz.
devamını gör...
durduk yere insanı mutlu eden şeyler
radyoda ansızın çıkan o müzik... gülümsetir. hüzünlü bir şarkının bile güldürdüğü olmuştur, çünkü anısı güzeldir.
devamını gör...
evlilik
altı çok doldurulan bir kavram. kendilerine bir yaş belirleyip o yaşlara yaklaştıkça bunaltmaya başlıyorlar. bir de yok mu "evde kaldın" demeler. evlenseniz bu sefer de çocuk ne zaman diye başlıyorlar. sanki sizin değil onların uzaktan yönettiği bir hayat. aynı evde yaşamanız için şart koşuyorlar. gözünüzde o kadar büyütüyorlar ki artık insan korkmaya başlıyor. yaşlandığınızı hissediyorsunuz. ayrıca 18 yaş bir tek bana mı bu kadar küçük geliyor evlilik için. liseyi daha yeni bitirmiş birisi nasıl çocuk büyütmeye bu kadar istekli oluyor? küçük bir çocuk gibi hissetmiyor musunuz kendinizi? babam böyle pasta yapmayı nerden öğrendi?
devamını gör...
birhan keskin
kendisini çok sevdiğim ve instagram dmden sürekli olarak ulaşmaya çalıştığım değerli şair.
--- alıntı ---
o günden sonra kuracak güzel bir cümlem olmadı hiç
dünya için. rüyalarım tüller ve silahlardan bu yana sisli.
kıvrılıp giden dalgın bir yol, yolda eski bir taş,
limanda bağlı bir tekne, yosunlu bir halat gibi durdum.
uzağımda açık denizdi o yürüdü gitti.
ben kıyıda ıssız bir ev, ince boğazda gıcırdayan tahta iskele,
iskelede bir lastik, az ilerde turuncu bir şamandıra,
içimde kuzeyden bir hatıra aksiyle durgun suya vurdum.
bir siyah beyaz kare içinde, hepsi hepsi bir hatıra işte
bıraktın, unuttum, unutuldum.
seni kırdığım yerden beni de kırdılar,
ben hiçbir cümleyle ağlayamam artık seni.
--- alıntı ---
--- alıntı ---
o günden sonra kuracak güzel bir cümlem olmadı hiç
dünya için. rüyalarım tüller ve silahlardan bu yana sisli.
kıvrılıp giden dalgın bir yol, yolda eski bir taş,
limanda bağlı bir tekne, yosunlu bir halat gibi durdum.
uzağımda açık denizdi o yürüdü gitti.
ben kıyıda ıssız bir ev, ince boğazda gıcırdayan tahta iskele,
iskelede bir lastik, az ilerde turuncu bir şamandıra,
içimde kuzeyden bir hatıra aksiyle durgun suya vurdum.
bir siyah beyaz kare içinde, hepsi hepsi bir hatıra işte
bıraktın, unuttum, unutuldum.
seni kırdığım yerden beni de kırdılar,
ben hiçbir cümleyle ağlayamam artık seni.
--- alıntı ---
devamını gör...
regl kanı bulaşmış elbisesini paylaşan yazar
bir erkek bir kızın gerdek çarşafını 7 ceddine gösterirken utanmıyor da , bir kadın kendi kanını paylaşınca mı fömönöst görmek istemeyöröööz??! katledilen kadınların kanına bu kadar duyarlı olmadınız be? ceren özdemir' in kalbine 12 santimlik bıçak girerken vicdanınız nerdeydi?
devamını gör...
bir kadına çok yalvarmak
yalvartan kişi kadın da erkek de olsa aralarında bir duygu söz konusu ise hiç mi hiç gereği yoktur.
bazı şeyler nettir. sizi seven sizinledir, sevmeyeni de hayatınıza almanızın bir manası yoktur.
kimse vazgeçilmez değildir, çıkartın o kişiyi hayatınızdan ohh rahatlayın.
bazı şeyler nettir. sizi seven sizinledir, sevmeyeni de hayatınıza almanızın bir manası yoktur.
kimse vazgeçilmez değildir, çıkartın o kişiyi hayatınızdan ohh rahatlayın.
devamını gör...
gereksiz abartılan şeyler
çayı şekersiz içmek.
karşımdaki şekersiz çay içen insana çayı ikram ettiğimde bardağın içindeki ya da yanındaki kaşığı ve şekeri kafama fırlatacak bir gün.
karşımdaki şekersiz çay içen insana çayı ikram ettiğimde bardağın içindeki ya da yanındaki kaşığı ve şekeri kafama fırlatacak bir gün.
devamını gör...
doğru söylüyor dedirten şarkı sözleri
bu dünyada gördüklerinin hepsi bir, hepsi haktan.
pentagram - bir
pentagram - bir
devamını gör...
persephone
bugün hala, katılımcıları tarafından çok iyi korunduğu için hakkında çok az şey bildiğimiz, eleusis gizemleri'nin doğuşunun konu edildiği mitosun da kahramanıdır. diğer ismi olan kore "bakire, genç kız" anlamına gelir. yer altı tanrısı hades, persephone'u yer altına kaçırmıştır. hades üzerine anlatılan tek hikaye persephone ile arasında geçen bu olayı konu edinir.
homeros şöyle aktarıyor:
"demeter'in de yatagina girdi zeus,
canlıları doyuran, tarlalar tanrıçasının.
ak kollu persephone'yi dogurdu demeter,
yer altı tanrısı aidoneus
kaçırdı onu anasının koynundan
ve bilge zeus bıraktı kızını ona"
ayrıca, azra erhat - (bkz: mitoloji sözlüğü (kitap)) .
homeros şöyle aktarıyor:
"demeter'in de yatagina girdi zeus,
canlıları doyuran, tarlalar tanrıçasının.
ak kollu persephone'yi dogurdu demeter,
yer altı tanrısı aidoneus
kaçırdı onu anasının koynundan
ve bilge zeus bıraktı kızını ona"
ayrıca, azra erhat - (bkz: mitoloji sözlüğü (kitap)) .
devamını gör...
yazarların üniversitedeki yoksulluk anıları
üniversite yıllarımızın nazar boncukları.*
son senemde bir dönem durumum bayağı bayağı kötülemişti.
normalde beni abim okutuyordu ki onu kaybetmiş olmak normal şartlarda üniversite okumamıda engelliyordu.
bir kaç ay burs bulana kadar çeşitli sefillikler yaşadım bu süreçte. okula yürüyerek gidiyor geliyordum. evim daha ucuz olsun diye malesef okuldan biraz uzaktı. cebimde hep bir 60 kuruş taşıdım ne olursa olsun o 60 kuruşu harcamadım. minibüs parasıydı o acil bir durum olurda okula hemen gitmem gerekir diye saklıyordum.
o ara ev arkadaşımla da aram bozuldu. durumu bayağı iyi bir ailenin çocuğu olduğundan normal öğrenci gibi yaşamıyordu. köfteler, dışardan söylenmiş yemekler falanlar filanlar. ve sanki özellikle benle arası bozulduktan sonra daha da bir abartmıştı yemek olayını. normalde benle oturup ekmek arası peynir yiyen kız sabah kahvaltılarından akşam yemeklerine sofra donatıyor arkadaşlarını çağırıyordu. ben o dönemler sabah kahvaltısı dahil makarna yiyordum.
pek sevgili daha sonra tekrar deneyiniz olayın ne kadar hakim bilemiyorum sağ olsun kendisi benim ara ara aç karnımı doyururdu. evine çağırır bana yemekler yapardı.
bir gün nasıl açız. tabi ben de yine para yok. üç arkadaş çarşıdayız. ben, tekrar deneyin ve nuhun minnağı. neyse efem bir şeyler yiyelim dediler olur dedik ama ne yiyeceğiz acaba beni sardı bir korku. benim ev çarşıda olduğundan bir şeyler alıp sana gidelim dediler. bütün pişmiş tavuk ve ayran aldık. içimiz çıktı onu yiyene kadar bitirmeye çalışıyoruz falan hatta sanırım doymayız belki diye açgözlülük yapıp iki tane almıştık. en son burnumuzdan tavuk geliyordu. *
bir iki ay böyle devam etti. sonra bu iki arkadaş sığınmacı olarak kendi evlerine aldılar beni. sokak kedisini eve alma macerası gibi oldu biraz. aşılarımı yaptırıp karnımı doyurdular sağ olsunlar.
ah benim canım neler paylaştık seninle. bazende paylaşmadık hepsini ben yedim. * acısı, tatlısı ne anılar biriktirdik yahu çoğuda benim sefilliklerimle alakalı. * seni seviyore güzel kadın daha sonra tekrar deneyiniz
son senemde bir dönem durumum bayağı bayağı kötülemişti.
normalde beni abim okutuyordu ki onu kaybetmiş olmak normal şartlarda üniversite okumamıda engelliyordu.
bir kaç ay burs bulana kadar çeşitli sefillikler yaşadım bu süreçte. okula yürüyerek gidiyor geliyordum. evim daha ucuz olsun diye malesef okuldan biraz uzaktı. cebimde hep bir 60 kuruş taşıdım ne olursa olsun o 60 kuruşu harcamadım. minibüs parasıydı o acil bir durum olurda okula hemen gitmem gerekir diye saklıyordum.
o ara ev arkadaşımla da aram bozuldu. durumu bayağı iyi bir ailenin çocuğu olduğundan normal öğrenci gibi yaşamıyordu. köfteler, dışardan söylenmiş yemekler falanlar filanlar. ve sanki özellikle benle arası bozulduktan sonra daha da bir abartmıştı yemek olayını. normalde benle oturup ekmek arası peynir yiyen kız sabah kahvaltılarından akşam yemeklerine sofra donatıyor arkadaşlarını çağırıyordu. ben o dönemler sabah kahvaltısı dahil makarna yiyordum.
pek sevgili daha sonra tekrar deneyiniz olayın ne kadar hakim bilemiyorum sağ olsun kendisi benim ara ara aç karnımı doyururdu. evine çağırır bana yemekler yapardı.
bir gün nasıl açız. tabi ben de yine para yok. üç arkadaş çarşıdayız. ben, tekrar deneyin ve nuhun minnağı. neyse efem bir şeyler yiyelim dediler olur dedik ama ne yiyeceğiz acaba beni sardı bir korku. benim ev çarşıda olduğundan bir şeyler alıp sana gidelim dediler. bütün pişmiş tavuk ve ayran aldık. içimiz çıktı onu yiyene kadar bitirmeye çalışıyoruz falan hatta sanırım doymayız belki diye açgözlülük yapıp iki tane almıştık. en son burnumuzdan tavuk geliyordu. *
bir iki ay böyle devam etti. sonra bu iki arkadaş sığınmacı olarak kendi evlerine aldılar beni. sokak kedisini eve alma macerası gibi oldu biraz. aşılarımı yaptırıp karnımı doyurdular sağ olsunlar.
ah benim canım neler paylaştık seninle. bazende paylaşmadık hepsini ben yedim. * acısı, tatlısı ne anılar biriktirdik yahu çoğuda benim sefilliklerimle alakalı. * seni seviyore güzel kadın daha sonra tekrar deneyiniz
devamını gör...
sınavda kesin soru çıkar denilen yerden hiç soru çıkmaması
bir ihtimal.
@ucemak da demiş, @kilosierra da demiş, ben de diyeyim;
aslında bu durum genelde öğrencilerin birbirine "buradan kesin çıkar." demesi sonucu yaşanıyor. bazen dinlediğini anlamamak, bazen derslere düzenli girmemek sonucunda yani... bir arkadaşa ders çalıştırırken fark etmiştim, onun önemsediği ve altını çizdiği yerlerin aslında hiç de öyle sınavda çıkacak cinsten yerler olmadığını.
hocaların neyi önemsediği ve sınavda büyük ihtimalle neyi soracağı, eğer dersleri düzenli takip eden biriyseniz, genellikle son derece açık oluyor. bugüne dek hiç yanılmadım bu konuda ve hiç başıma gelmedi bu durum. hocalar kendileri belli ediyor farkında olarak ya da olmayarak, esas önemli konunun ne olduğunu.
@ucemak da demiş, @kilosierra da demiş, ben de diyeyim;
aslında bu durum genelde öğrencilerin birbirine "buradan kesin çıkar." demesi sonucu yaşanıyor. bazen dinlediğini anlamamak, bazen derslere düzenli girmemek sonucunda yani... bir arkadaşa ders çalıştırırken fark etmiştim, onun önemsediği ve altını çizdiği yerlerin aslında hiç de öyle sınavda çıkacak cinsten yerler olmadığını.
hocaların neyi önemsediği ve sınavda büyük ihtimalle neyi soracağı, eğer dersleri düzenli takip eden biriyseniz, genellikle son derece açık oluyor. bugüne dek hiç yanılmadım bu konuda ve hiç başıma gelmedi bu durum. hocalar kendileri belli ediyor farkında olarak ya da olmayarak, esas önemli konunun ne olduğunu.
devamını gör...
bal porsuğu (yazar)
içeriklerini beğenerek takip ettiğim; açtığı/seçtiği başlıkları, tanımlarını ve tanımlarında kullandığı görsel materyalleri profesyonelce bulduğum; yazarların ufkunu iki katına çıkartan yüreği güzel, zihni açık bir kafa sözlük yazarı.
devamını gör...
evlenecek erkekler için öneriler
3 madde için de soruyorum neden? baba otoritesinden kasıt nedir mesela ya da kadının kariyerinin kocasından yüksek olmasından ne zarar gelebilir. son maddeye gelince evlilik isteği kişiden kişiye değişebilir, niçin evlilik önermeyen birinin bu konuda başarısız olmuş olması gereksin ki?.
benim önerilerim: öncelikle kendinizi seven biri değilseniz evlenmeyin karşınızdakini de sevmeyi beceremezsiniz. kadının fikirlerine saygı duymayı, ona değer vermeyi oturup her konuda paylaşımda bulunup sohbet etmeyi bilmeniz gerekir.
benim önerilerim: öncelikle kendinizi seven biri değilseniz evlenmeyin karşınızdakini de sevmeyi beceremezsiniz. kadının fikirlerine saygı duymayı, ona değer vermeyi oturup her konuda paylaşımda bulunup sohbet etmeyi bilmeniz gerekir.
devamını gör...
belgeselci vicdansızlığı
doğanın dengesini bozmamak adına sadece gözlemci olunan belgeselcilik anlayışı bana etik geliyor. ama yukarıdaki videodaki gibi sırf onları gözlemlemek için aralarına ajan sokmak onların enerjilerini duygularını sömürmek çok hatalı bence. magazinsel belgeselcilik gibi bir şey.
devamını gör...
herkes hoşlandığı sözlük yazarını itiraf etsin etkinliği
önce bir buluşma yapılsın, sonra beni hakeden şanslı kadını açıklarım.
devamını gör...


