podcast önerileri
merdiven altı terapi tabi ki, deniz dülgeroğlu sen bitanesin. yıllarca psikoterapi almış bir kadının yaşamından samimi olayları anlattığı, kendini yeri geldiğinde eleştirdiği yeri geldiğinde övdüğü yaklaşık yarım saatlik içten sohbete sahip bir podcast. babama açık bir mektup bölümünü ağlayarak dinlemiştim. azcık deli ama çok tatlı bir kadın.
bir diğer favori poscastim bu mu yani. iki arkadaşın her hafta farklı konularla dolu dolu bir saate yakın sohbetleri. eğlenceliler ayrıca hiç duymadığım güzel bilgiler edindim kendilerinden.
bir diğer favori poscastim bu mu yani. iki arkadaşın her hafta farklı konularla dolu dolu bir saate yakın sohbetleri. eğlenceliler ayrıca hiç duymadığım güzel bilgiler edindim kendilerinden.
devamını gör...
hiç en yakın arkadaşı olmayan kişi
hiç ihtiyaç duymamış kişidir. bence olmak zorunda değil. kişi kendisinin en yakın arkadaşı olabiliyorsa en yakın arkadaşın yokluğunu hissetmeyebilir. herkesin en yakın arkadaş tanımı farklıdır bir de. en yakın arkadaş olarak nitelendireceğim insanlar var çevremde. ama zaman zaman öyle hissetmiyorum, zaman zaman değişiyor. çevrende sevdiğin, seni seven, dinleyen, anlayan insanlar varsa illa çok yakın olmak zorunda değilsiniz.
devamını gör...
rafine müzik zevkine sahip insan
(bkz: camel ne kardeşim sigara mı)
devamını gör...
kısa film sinopsisi
kısa film sinopsisinin aslında uzun film için yapılandan bir farkı yoktur. (bkz: sinopsis) yaklaşık 10 dakikalık bir filmin öyküsü 1 sayfa içinde anlatılabilir. kısa film sinopsisi nesnel veya öznel versiyonlar şeklinde yazılabilir. genellikle resmi bir başvuru ya da bir festival için genel özetler istenen yerlerde nesnel versiyon kullanılır.
daha nadir kullanılsa da, aynı özet 1.tekil veya 3. tekil şahsın (bkz: baş karakter) şahsi öyküsü gibi yazılabilir. kısa filmler genellikle kısa bir zaman diliminde tek bir kişi üzerine fokalizasyon yaptığı için bazı dosya sunumlarında böyle edebi bir tarz denenebilir.
öznel versiyonun sonunda özetin içine filminn önermesi de yedirilebilir.
daha nadir kullanılsa da, aynı özet 1.tekil veya 3. tekil şahsın (bkz: baş karakter) şahsi öyküsü gibi yazılabilir. kısa filmler genellikle kısa bir zaman diliminde tek bir kişi üzerine fokalizasyon yaptığı için bazı dosya sunumlarında böyle edebi bir tarz denenebilir.
öznel versiyonun sonunda özetin içine filminn önermesi de yedirilebilir.
devamını gör...
çıplak kadın fotoğrafı ile paylaşım yapan ilçe başkanı
dikkat cekme babında yapilmis hareket ki öyle de belirtilmis. boyle bir paylasima gerek var miydi esasinda yokmus. gorevinden alinmasina luzum var miydi bilemem ama bulundugu makam itibariyla yapacagi paylasimlara, bilhassa kullacagi gorsellere dikkat etmesi gerekliydi tabii ki. gorseldeki ablayi da kizarmis piliçe benzettim bu arada, masallah bayagi besili de bir sey.
devamını gör...
ilginç genel kültür bilgileri
elektrik enerjisi aslında bir kinetik enerjidir.
devamını gör...
yazarların engellediği ilk yazar
(bkz: yigityilmaz) zaten ilgili şahsın nickaltına bakınca sebebi açıkça belli. paylaşımları da hakeza aynı şeklde.
devamını gör...
insan
hikayesi cennette başlıyor. her türlü noksanlıktan, eksiklikten uzak bir yer. korkunun, hüznün, acının olmadığı bir yer. ancak tek bir yasak var; bir ağaç. aslında bu ağaç, bir kapı aynı zamanda. çöle açılan bir kapı. bu kapıyı açmaya ne memur olan melekler, ne de mağrur olan iblisler cesaret edebilir. bu kapıyı ancak insan açmaya cesaret edebilir.
ve açtı.
çöl yalnızlığında arayışa başladı, neyi aradığını bilmeden. bulduğunu sandı, ancak yanıldı. çünkü aradığı o değildi. imar etti, inşa etti, tımar etti; yine de neyi aradığını bulamadı. aradığı şeye özgürlük* dedi. aradığı şeyin adını koydu, ancak tarif edemedi. özgürlüğü tarif edemeyince; özgürlüğün zıddı olan, mahkumluğu tarif etti.
ve mahkumluğu başladı.
önce, doğanın onu mahkum ettiğini düşündü. kuşlar gibi uçmayı bile denedi, başarılı da oldu. ancak doğanın kalıplarından sıyrılmakla mahkumiyetinin sonlanmadığını fark etti.
başka bir yol düşündü.
toplumun yaptığı ritüellerin, mahkumiyeti sonlandıramadığını fark etti. toplum zindanından firar ederek, mahkumiyetinin son bulacağını düşündü. ancak yine başarılı olamadı.
bir yol olmalıydı... bir yol... buldum dedi! buldum!
mahkumiyetinin, geçmiş ile alakalı olduğunu düşünüyordu. tarih ile alakalı bir şeydi bu. önceki nesillerin yapmadığı, yapamadığı birşeyler denemeliydi. denedi, denedi, denedi...
en sonunda fark etti ki; kendini hapseden şeyin kendisi olduğunu!
insan; bu dünyanın mahkumudur. etrafında görünmez parmaklıklar olan bir mahkum. özgürlüğü tanımladığı zaman, mahkumiyeti sonlanacaktır.
ve açtı.
çöl yalnızlığında arayışa başladı, neyi aradığını bilmeden. bulduğunu sandı, ancak yanıldı. çünkü aradığı o değildi. imar etti, inşa etti, tımar etti; yine de neyi aradığını bulamadı. aradığı şeye özgürlük* dedi. aradığı şeyin adını koydu, ancak tarif edemedi. özgürlüğü tarif edemeyince; özgürlüğün zıddı olan, mahkumluğu tarif etti.
ve mahkumluğu başladı.
önce, doğanın onu mahkum ettiğini düşündü. kuşlar gibi uçmayı bile denedi, başarılı da oldu. ancak doğanın kalıplarından sıyrılmakla mahkumiyetinin sonlanmadığını fark etti.
başka bir yol düşündü.
toplumun yaptığı ritüellerin, mahkumiyeti sonlandıramadığını fark etti. toplum zindanından firar ederek, mahkumiyetinin son bulacağını düşündü. ancak yine başarılı olamadı.
bir yol olmalıydı... bir yol... buldum dedi! buldum!
mahkumiyetinin, geçmiş ile alakalı olduğunu düşünüyordu. tarih ile alakalı bir şeydi bu. önceki nesillerin yapmadığı, yapamadığı birşeyler denemeliydi. denedi, denedi, denedi...
en sonunda fark etti ki; kendini hapseden şeyin kendisi olduğunu!
insan; bu dünyanın mahkumudur. etrafında görünmez parmaklıklar olan bir mahkum. özgürlüğü tanımladığı zaman, mahkumiyeti sonlanacaktır.
devamını gör...
hayatı düzene koyma yolları
düzenden ne anlaşıldığına bağlı. bir anda 180° değişim bekleyemeyiz ve sürdüremeyiz. ama genel itibariyle düzenin omurgasını oluşturacak birkaç karar alınabilir. zamanla bir yenisini daha ekleyerek ilerleyebiliriz. şimdi böyle söyleyince de büyük kararlar almayı kastediyormuşum gibi duruyor ama öyle değil.
örneğin; tek başınıza yaşıyorsunuz ve bulaşıkları biriktiriyor, bunun önüne geçemiyorsunuz. mutfak dolaplarını açın ve kullanacağınızdan fazla bardak/tabak/kaşık/çatal gibi gereçleri bir kenara ayırın. kendinize hepsinden ikişer tane bırakın. mecburen ihtiyacınız oldukça bulaşıkları yıkayacaksınız. bu basit kural muftak düzenini sağlama konusunda oldukça yardımcı olacaktır.
kıyafetlerinizi sınıflandırın. yalnızca kazak, pantolon, tişört vs şeklinde değil. en sık kullandıklarınızdan en az kullandıklarınıza göre de sıralayın. böylece aradığınız kıyafeti bulmak için dolabı alt üst etmeyeceksiniz.
kendimden bir örnek daha vereyim. resim malzemelerim çok yer kaplıyor ve özellikle resim yaparken çok fazla dağıtıyorum. bu yüzden boyaları, fırçaları, temizleme bezlerini sınıflandırdım. hepsi kendine ait kutunun içinde ve kolay ulaşılabilir yerlerde. bu sayede resim yaparken bile bir boyayı kullandıktan sonra ait olduğu kutuya tekrar koyabiliyorum ve resim bitince tek yapmam gereken kutuyu alıp dolaba koymak oluyor.
aslında temel mantık; sıklıkla ihtiyacınız olanların bir arada olması ve kolay ulaşılabilir olması.
diyelim ki uyku düzeninden şikayetçisiniz. en geç uyumanız gereken saat gece 01:00 olsun. o saatten sonra sizi uyutmayan şey ne? telefon, internet vs. o hâlde uykunuz yoksa bile o saat itibariyle telefona asla dokunmayın. başka aktivitelerde özgür bırakın kendinizi, sadece telefon yasak. zamanla yasaklılar listesi uzayabilir ya da siz artık erken uyuyor olabilirsiniz.
yatırım tavsiyesidir.
örneğin; tek başınıza yaşıyorsunuz ve bulaşıkları biriktiriyor, bunun önüne geçemiyorsunuz. mutfak dolaplarını açın ve kullanacağınızdan fazla bardak/tabak/kaşık/çatal gibi gereçleri bir kenara ayırın. kendinize hepsinden ikişer tane bırakın. mecburen ihtiyacınız oldukça bulaşıkları yıkayacaksınız. bu basit kural muftak düzenini sağlama konusunda oldukça yardımcı olacaktır.
kıyafetlerinizi sınıflandırın. yalnızca kazak, pantolon, tişört vs şeklinde değil. en sık kullandıklarınızdan en az kullandıklarınıza göre de sıralayın. böylece aradığınız kıyafeti bulmak için dolabı alt üst etmeyeceksiniz.
kendimden bir örnek daha vereyim. resim malzemelerim çok yer kaplıyor ve özellikle resim yaparken çok fazla dağıtıyorum. bu yüzden boyaları, fırçaları, temizleme bezlerini sınıflandırdım. hepsi kendine ait kutunun içinde ve kolay ulaşılabilir yerlerde. bu sayede resim yaparken bile bir boyayı kullandıktan sonra ait olduğu kutuya tekrar koyabiliyorum ve resim bitince tek yapmam gereken kutuyu alıp dolaba koymak oluyor.
aslında temel mantık; sıklıkla ihtiyacınız olanların bir arada olması ve kolay ulaşılabilir olması.
diyelim ki uyku düzeninden şikayetçisiniz. en geç uyumanız gereken saat gece 01:00 olsun. o saatten sonra sizi uyutmayan şey ne? telefon, internet vs. o hâlde uykunuz yoksa bile o saat itibariyle telefona asla dokunmayın. başka aktivitelerde özgür bırakın kendinizi, sadece telefon yasak. zamanla yasaklılar listesi uzayabilir ya da siz artık erken uyuyor olabilirsiniz.
yatırım tavsiyesidir.
devamını gör...
yazarların çocuklarını affetmeyeceği konular
çocuğum yokken buna yorum yapmam ne kadar sağlıklı olur bilemiyorum ama gözlemlediğim kadarıyla, çok çok uç şeyler olmadığı sürece anne/baba çocuğunu bir şekilde affediyor günün sonunda.
ya da belki affetmek yanlış tabir oluyor bu durumda, bağını kopartmıyor demek daha doğru sanırım.
ince bir çizgi var, affetmeyip, sırt çevirince daha kötü şeyler yapabilir, ya da affedip, nasılsa arkamda ailem var diyip, daha kötüsünü yapmaya devam edebilir. bu noktaya gelene kadar, her adımında, müdahaleci değil ama takipçi olmak gerekiyor bence. o ana kadar hiçbir şey yapma, görme, duyma sonra her şey bitince sırt çevir.
çocuklar çok uç noktalar dışında bence ebeveynin yansımasıdır. o yüzden o noktaya hep beraber geldiniz. suçu tek kişinin üstüne atmak bencilce. affedemiyorsan, kendini de affetme.
not: iyi ebeveynlerin çocukları da büyük hatalar yapabilir tabii. fakat, istisnalar kaideyi bozmaz.
ya da belki affetmek yanlış tabir oluyor bu durumda, bağını kopartmıyor demek daha doğru sanırım.
ince bir çizgi var, affetmeyip, sırt çevirince daha kötü şeyler yapabilir, ya da affedip, nasılsa arkamda ailem var diyip, daha kötüsünü yapmaya devam edebilir. bu noktaya gelene kadar, her adımında, müdahaleci değil ama takipçi olmak gerekiyor bence. o ana kadar hiçbir şey yapma, görme, duyma sonra her şey bitince sırt çevir.
çocuklar çok uç noktalar dışında bence ebeveynin yansımasıdır. o yüzden o noktaya hep beraber geldiniz. suçu tek kişinin üstüne atmak bencilce. affedemiyorsan, kendini de affetme.
not: iyi ebeveynlerin çocukları da büyük hatalar yapabilir tabii. fakat, istisnalar kaideyi bozmaz.
devamını gör...
ifşa olmaktan korkup normal sözlük hesabını takip etmemek
ben de çok korkuyorum ifşa olmaktan inanılmaz hem de geçen biri yazmış birader 68 yazmışsın aksaraylı mısın diye ulan hayvan herif eşek kadar anonim yazıyo orada ifşa olmak istesem plaka mı yazarım çok net çizgilerim var bu konuda asla ama asla bu tarz şeylerden hoşlanmıyorum evet profil fotografı bana ait..
devamını gör...
sabahlamak
düşünmeyi bastırmak için bir süredir başarmayı umduğum fakat başaramadığım şey. normalde düşüncelerimi bastırmak için ya uyurum ya da uykum varken uykusuz kalırım. geri kalan zamansa epey savaş alanı. fakat uykusuz kalmanın şeytanlarıma etkisi pek de olumlu olmuyor artık. sanırım ruhum epey yoruldu.
devamını gör...
katil can göktuğ boz'un avukat annesi
ismi(bkz: ayşe nejla yomralıoğlu) dur.
oğlunun avukatlığını üstlenmiş .üsküdarda avukatlık yapıyormuş .
yomralıoğlu mahkemede, “kendisi 14 yaşından beri psikolojik tedavi görmektedir. verilen ilaçları düzenli kullandıramadık. son 2-3 senedir tedaviyi reddediyor. sıkıntıların arttığını, akıl sağlığının yerinde olmadığını ben de gözlemledim. bu sebeple gözlem altına alınmasını ve tedavisinin yapılmasını talep ediyorum” dedi.
anne ve babanın haberi için
oğlun madem hasta biliyorsun neden tedavi ettirmiyorsun ?
tedaviyi reddediyor ne demek psikolojik rahatsızlıkta tedaviyi reddetme diye bisey yoktur gerekirse polise şikayet edip kolluk kuvvetiyle hastaneye yatıracaksın .üstelik böyle bir manyağın tek başına yaşamasına izin veriyorsun.bide pişkin pişkin görüşmüyorum demiş . insan psikolojik rahatsizliğı olan oğlunu nasıl siler görüşmez?
resmen facia geliyorum demiş .keşke o kızın yerine seni gebertseydi o manyak oğlun .
katilin babası (bkz: ali boz)
can göktuğ boz’un (27) babası ali boz bir dönem türk dünyası mühendis ve mimarlar birliği’nin istanbul şube başkanlığı’nı yapmıştı.
manyak oğlunun son 3 yıldır sakin olduğunu her akşam yemek yediklerini ve oğlunun ofisine her gün geldiğini söyluyor ama komşularsa evde çığlıklar attığını ,geleni gideni olmadığını , camdan çıkıp kılıç salladığını, çocukları öldürmekle tehdit ettiğini söylüyor.katilin oturduğu ev babasının , baba görüşmese bile ev sahibi olarak bu olaylardan haberdar olmaması imkansız .bide her gün görüşüyorum iyidi falan demiş . ulan iyi hali bu mu !??!
görmedin mi ruh hastası oģlunun evindeki kılıçları ?
neden almasına müsade ettin , neden alacak parayı verdin ?
keşke o kızcağızın yerine sende geberseydin.
bakin bu katilin anne babası anadolunun bir mezrasında yaşayan ne yapacağını bilmeyen gariban insanlar değil .
resmen oğullarına göz yummuşlar .
başımızdan salalımda ne yaparsa yapsın demişler şimdide katil oğullarını akli dengesi yerinde değil diye kurtarma peşindeler .
akli dengesi olmayan insan suç işleyince kamera karşısında yüzünü kapatmaz.
**birde ekşide böyle bir şey yazımlış;
oğlunun avukatlığını üstlenmiş .üsküdarda avukatlık yapıyormuş .
yomralıoğlu mahkemede, “kendisi 14 yaşından beri psikolojik tedavi görmektedir. verilen ilaçları düzenli kullandıramadık. son 2-3 senedir tedaviyi reddediyor. sıkıntıların arttığını, akıl sağlığının yerinde olmadığını ben de gözlemledim. bu sebeple gözlem altına alınmasını ve tedavisinin yapılmasını talep ediyorum” dedi.
anne ve babanın haberi için
oğlun madem hasta biliyorsun neden tedavi ettirmiyorsun ?
tedaviyi reddediyor ne demek psikolojik rahatsızlıkta tedaviyi reddetme diye bisey yoktur gerekirse polise şikayet edip kolluk kuvvetiyle hastaneye yatıracaksın .üstelik böyle bir manyağın tek başına yaşamasına izin veriyorsun.bide pişkin pişkin görüşmüyorum demiş . insan psikolojik rahatsizliğı olan oğlunu nasıl siler görüşmez?
resmen facia geliyorum demiş .keşke o kızın yerine seni gebertseydi o manyak oğlun .
katilin babası (bkz: ali boz)
can göktuğ boz’un (27) babası ali boz bir dönem türk dünyası mühendis ve mimarlar birliği’nin istanbul şube başkanlığı’nı yapmıştı.
manyak oğlunun son 3 yıldır sakin olduğunu her akşam yemek yediklerini ve oğlunun ofisine her gün geldiğini söyluyor ama komşularsa evde çığlıklar attığını ,geleni gideni olmadığını , camdan çıkıp kılıç salladığını, çocukları öldürmekle tehdit ettiğini söylüyor.katilin oturduğu ev babasının , baba görüşmese bile ev sahibi olarak bu olaylardan haberdar olmaması imkansız .bide her gün görüşüyorum iyidi falan demiş . ulan iyi hali bu mu !??!
görmedin mi ruh hastası oģlunun evindeki kılıçları ?
neden almasına müsade ettin , neden alacak parayı verdin ?
keşke o kızcağızın yerine sende geberseydin.
bakin bu katilin anne babası anadolunun bir mezrasında yaşayan ne yapacağını bilmeyen gariban insanlar değil .
resmen oğullarına göz yummuşlar .
başımızdan salalımda ne yaparsa yapsın demişler şimdide katil oğullarını akli dengesi yerinde değil diye kurtarma peşindeler .
akli dengesi olmayan insan suç işleyince kamera karşısında yüzünü kapatmaz.
**birde ekşide böyle bir şey yazımlış;
devamını gör...
toplumsal bütünleşme
sosyoloji veya sosyal bilimlerde, etnik azınlıklar, mülteciler veya toplumları oluşturan ana akım dışında kalan, sosyal haklardan mahrum bırakılmış bir topluluğun veya azınlık gruplarının hareketlerine verilen isimdir.
bir toplumdaki çeşitli unsurların nasıl olup da bir araya geldiği ve birbirini destekler mahiyette çalıştığı özellikle auguste comte ve emile durkheim gibi ilk sosyologların anlamaya çalıştığı önemli sorunlardan biri olmuştur. buna göre bir toplumun devamı ve istikrarı toplumu oluşturan birey ve grupların bütünleşmesine bağlıdır. bütün toplumlar şu ya da bu şekilde bütün unsurlarıyla birlikte,içerdiği çatışmaları asgari düzeye indirgeme ve tolere etme kapasitesine sahiptir. sosyolojide bu durum toplumsal bütünleşme kavramıyla ifade edilmektedir.
bir toplumdaki çeşitli unsurların nasıl olup da bir araya geldiği ve birbirini destekler mahiyette çalıştığı özellikle auguste comte ve emile durkheim gibi ilk sosyologların anlamaya çalıştığı önemli sorunlardan biri olmuştur. buna göre bir toplumun devamı ve istikrarı toplumu oluşturan birey ve grupların bütünleşmesine bağlıdır. bütün toplumlar şu ya da bu şekilde bütün unsurlarıyla birlikte,içerdiği çatışmaları asgari düzeye indirgeme ve tolere etme kapasitesine sahiptir. sosyolojide bu durum toplumsal bütünleşme kavramıyla ifade edilmektedir.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının çektiği fotoğraflar

canım üzgün serçem.
edit: bu fotoğrafı çektiğimde çok melankolik ama bir o kadar da huzurlu bir dönemdeydim. o serçeye dedim ki " gülüm zaten ömrün bir kaç yıl, daha ne gördün ki bu hayatta? bütün ömrünce üç kilo tohum yiyip öleceksin. ya biz insanlar?"
bu güzel serçenin yorgun ve bitmiş hali beni çok etkiledi. elli gramlık bir kuşcağızın yaşam mücadelesini gördüm onda. biz hayatla boğuşurken dünya bizim için planlar yapıyor sanrısındayız. en küçük böcekten en büyük ağaca tek gayemiz hayatta kalmak aslında. ayrıntılarda boğuluyoruz. yetmiyoruz, yetiştiremiyoruz....
devamını gör...
fatma girik
bu güne kadar gördüğüm en güzel mavi gözlü kadın.
çok iyi rol yapan kadın.
tüm donanımını bu ülke için arz eden kadın.
siyasi duruşu ile yakın olmasamda siyasi duruşunu, siyaset yapmasını hep takdir ettiğim kadın.
allah rahmet eylesin.
çok iyi rol yapan kadın.
tüm donanımını bu ülke için arz eden kadın.
siyasi duruşu ile yakın olmasamda siyasi duruşunu, siyaset yapmasını hep takdir ettiğim kadın.
allah rahmet eylesin.
devamını gör...
yazarların uyumama sebepleri
ben küçüklükten beri geceleri uyuyamayan biriyim. asıl nedenini de asla çözemedim. vücudum yorgunluktan ölecek olsa dahi beynim uyumama müsade etmiyor maalesef. üniversitede yurtta kalırken geceleri ders çalışırdım genelde. yurtta bir hocam vardı bana sürekli çok uyuduğumu söylerdi. ben ise geceleri pek uyuyamazdım hatta sınav geceleri hiç uyumayıp o şekilde sınava girdiğim bile oluyordu. hocam ise gece nöbetçi olduğu zamanlarda bu durumu görmesine rağmen sürekli çok uyuduğumu söylerdi. ben birkaç defa neden söylediğini sormaya çalıştım fakat söylemiyordu. bir gün fırsatını bulunca yanına gidip halimi gördüğü halde niye çok uyuduğumu söylediğini sordum. bana dedi ki "seninki tavşan uykusu. tavşanlar gözleri açık uyur" dedi. işte o zaman anladım ki hocam bana maddi değil manevi uykuda olduğumu sürekli hatırlatıyormuş. meğer ben ise bunca söylemesine rağmen anlamamışım. zaten anlasaydım çok uyuduğumu söylemezdi...
devamını gör...



