edip cansever şiiridir.


bir su yılı denebilirdi geldi geçti
üstünde durmuyorum.
terledim, bulanık baktım.
ne varsa kendiliğindendi
hemen hemen evden çıkmadım.

sanki avuçlarımda sürekli
yıkanmış, tabağa konmuş bir meyvenin ellenmişliği,
ola ki makyajı bir oyuncunun, karışmış gözyaşlarına
yeni kireçlenmiş bir duvarın kireci
avuçlarımda sürekli..
bir su yılı denebilirdi üstünde durmuyorum
kalmışsa kalmıştır bir çomak gibi
kuru
artık kullanılmayan bir demiryolu
kararmış, kırık dökük
üstünde bir yük vagonu.

mavi bir araba kapımın önünde
bütün yıl
bir su yılı
kapısını kimse açmadı
açıp kapamadı hiç kimse
aslında mavi de sayılmazdı pek
balkıyıp duruyordu kırmızı bir şakayığın renginde
yani sabah güneşlerini denizde
günbatımını denizde
severek yaşayan bir balık da denebilirdi ona
çünkü düşler gerçekle
gerçekler düşle
anlayınca bir gün buluştuğunu
geçirir her günceye kısa bir yolculuğu
ama bir takı eksik gibidir bir sözcükte
damağın dudağın alışkanlığına karşı
kalbin atışlarıyla çok uyumlu bir de.

hadi anlat deseler anlatamam
bir yere gidiyorken cayıp bir başka yere gitmeyi
yani bir kunduzu karşıdan karşıya yüzdüren sezgi
nedir ben bilemem ki
belki bir rastlantıdır da ondan mı sevdanın yeri
en yakın yeri
en uzak yeri
bitmeyen yeri
bitecek yeri
fark edilmez zaten anlaşılmış sevdanın
anlaşılmaz sevda ile bütün ekleri.

gözlerim sevdim seni
köklerim gözlerimin
suyunu benden içen ıssız bir kasaba gibi..
devamını gör...

şuana kadar izlemediğim ve siyah beyaz olmasıyla hoşuma giden rozeti almamla birlikte izlemeyi kendime borç bildiğim filmdir kendisi.
beyin yakmak isteyenler için harika bir film olan bu film matematikte kümeler konusunu anımsattı bende.
evrensel küme ve bunun alt kümeleri olan birçok kümede aynı elemanlar var ancak en üst kümenin tam olarak hangisi olduğunu tam olarak anımsayamıyorsun.
leonardo dicaprio'yu beğenen bir insan olarak rol konusunda şahsi görüşümle yakıştığını düşünüyorum.
rüya'nın rüyası'nın rüyası'nın rüyası..... diye içimde hala fikirler uçuşuyor.

hatta 5 dakika göz gezdirip düşüncelere bakıp kendimce çok mantıklı bulduğum bir düşüncede başka bir yerde okudum,eğer isteyen olursa özelden mesaj atabilir, o yazının linkini atabilirim.


teşekkürler rozet
devamını gör...

hooop yavaş uçurun da başımız dönmesin! uçurun da göreyim alüminyum beni hadi! iyice karamürsel sepeti saksı neyin sanıyorlar bizi haaa!(bkz: sısısısı)
devamını gör...

12 angry men, reginald rose’un aynı adlı oyunundan uyarlanan, sidney lumet’in yönettiği abd yapımı drama filmidir. oscar ödüllü oyuncu henry fonda’nın yapımcılığını ve baş rolünü üstlendiği film, bir duruşmada bir jüri üyesinin diğer on bir jüri üyesini şüphelinin suçsuz olduğu konusunda, makul şüphe temelinde, ikna etme çabalarını anlatmaktadır. sidney lumet’in yönettiği ilk film olma özelliğini taşıyan 12 angry men kısa süren mahkeme ve tuvalet sahneleri hariç tek mekanda çekilmiş. ayrıca yapım, 2007 yılında kongre kütüphanesi tarafından ‘kültürel,tarihi ve estetik olarak önemli” filmler arasına seçilerek abd ulusal film arşivinde muhafaza edilmesine karar verilmiştir.

12 angry men'i hukukla alakalı bir film olduğu için izlemek istemiştim. fakat izlediğim zaman filmin tamamen uygulanabilir adaleti ve insani duyguların bu adalete nasıl yansıtılması gerektiğini anlattığını fark ettim. ne fark eder diyebilirsiniz içinizden bazı filmler salt hukuk sistemini eleştirmek üzerine tasarlanmıştır mesela al pacino'lu justice for all buna örnek verilebilir. bazıları ise hukuk sisteminin içerisinde belirli yerlere nokta atışı yaparak sorunu daha da öze indirgeme amacı taşır mesela to kill a mockingbird, 12 angry men. ben bahsettiğim 2. tarz filmleri daha çok severim çünkü içerisinde daha fazla olay ve dikkat çekici diyaloglar içerir. 12 angry men bu noktada tam bir başyapıt. izlemeyenler için şiddetle tavsiye ederim.
devamını gör...

antibesinler; vücudun kalsiyum, demir, potasyum, magnezyum gibi temel besinleri emme veya kullanma kabiliyetini azaltan glukozinolat gibi herhangi bir bileşiği ifade etmek için kullanılan bilimsel bir terimdir.

antibesinler, bitkilerde; böceklere, parazitlere, bakterilere ve mantarlara karşı bir savunma mekanizması olarak evrimleşmiştir. örneğin, bazı antibesinler, bir yiyeceğe acı tat vererek hayvanların onu yemesini engelleyebilir. bazı antibesinler ise, yenen tohumların sindirimini engeller. sindirilmemiş tohumlar, hayvanın dışkısından doğaya dağılır ve bu sayede yeni bitkiler çoğalmaya devam eder. bu hayatta kalma taktiklerinin her ikisi de bitki türlerinin büyümesine ve yayılmasına yardımcı olur.

bu bileşikler, belirli minerallerin ve diğer faydalı bileşiklerin vücut tarafından emilimini bir dereceye kadar azaltsalar da, tamamen engellemezler. "antibesin" kelimesi kulağa her ne kadar korkutucu gelse de, araştırmalar, antibesinlerin aşırı miktarlarda tüketilmedikçe endişe verici olmadığını, aksine sağlık açısından oldukça faydalı olduklarını gösteriyor.
devamını gör...

up.
en kısa sürede bulunması dileğiyle.
devamını gör...

çok ayıp ediyorlar.
devamını gör...

antarktika kıtasında arjantin'e ait olan esperanza istasyonunda doğan ilk belgelenmiş kişi 7 ocak 1978 doğumlu arjantinli (bkz: emilio palma)'dır.

edit: kendisinin vatandaşlığı arjantin'dir.
devamını gör...

“ama en kötüsü ne biliyor musun? bunu aklımdan çıkaramıyorum. mukaddes hanım gerçekten bana aşık oldu mu yoksa… yoksa… neyse boşver. önemli olan şu ki ben ona âşık oldum. gerçekten sevdim.”
t. t.
devamını gör...

mecliste taraf tutmadan çalışan bir milletvekili nasil atılır onu gördüm.
ırk milliyetçiliği yapan partilerle görüşüm taban tabana zıt fakat bu adamdan ne istediniz?
milletin kadınına "namussuz" diyen kadin milletvekili orada dururken, bunu ifşa eden mi cezalandırıldı?
devamını gör...

her insan bir alem olduğu için genellemesi namevcut olan yöntemlerdir.
insan aslında her yeni insanda kendini yeniden tanır.
devamını gör...

bugün aldığım en güzel haber bu oldu. tebriklerr
devamını gör...

deyil
proğram
sebeb
devamını gör...

beşiktaşın son zamanlarda oynadığı bütün maçları izlemiştim, kesinlikle galatasaray'ın yenileceğine inanıyordum.
beşiktaş iptal edilen golünün ardından sahneden adeta çekildi, mücadelesi neredeyse yoktu.*
atiba çok etkindi, sağolsun maça renk ve heyecan kattı, evi arabayı satıp canlı bahiste ''kırmızı kart'' olur ihtimaline basmış adeta.
babel'çimmm saçlarına yeni bir renk attırmış, izlerken gözlerim kamaştı, fosfor mu attırmış kafasına, bu çocuk derken adam gol attı.
ersin'in gözünü kamaşmış, topu görememiş, e haklı çocukcağız.
hakem bey 80. dakikaya kadar düdük sesleri ile kulaklarımızı çınlattı. bir daha ağzına düdüğü götürmedi*. sanırım en saçma kararı, onyekuru'ya farkında olmadığı için verilen sarı kart kararıydı.
arda'nın gol atması beni şoke etti, gerçi bugün çok tuhaf şeyler izledik. mesela alper potuk ve babel'in eski takımlarına gol atmaları*.....
maçın en gereksizi emre akbaba idi, en mücadeleci ismi ise marcao idi.
vida'nin mustafa muhammed bebeğime attığı kafa çok çirkindi. vida dua etsin, orada burak yılmaz veya arda turan yoktu, kendilerini pat diye yere atar, bir penaltı kazanırlardı.*.
maç öncesinde ozgur1ey, galatasarayın kazanacağını söylemişti, inanmamıştım. bundan kelli bütün maçları izleyeceksiniz bayım, totem yaptım, üzgünüm*.
devamını gör...

piştiği andaki görüntüsü küre gibi olan soğuduğu anda daire gibi olan çeşitli tostları olabilen, pizzaya taban olabilen, çok çabuk küflenen ankara ilçelerinin lezzeti ile meşhur ekmeğidir.
devamını gör...

bahar dalları.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

bir esmeralda ukdesi

2015 yılında diyarbakır'da kurulan türkiye' nin ilk kürtçe yayın yapan çocuk kanalı. bir ara khk ile kapatılsa da halen yayın hayatına devam ediyor. hatta o dönem çocuk kanalının kapatılması alay konusu olmuştu.

bu arada zarok kürtçede çocuk anlamına geliyor.

sadece çizgi filmler değil, farklı yaş grupları için programlar ve parça parça gösterilen, sayılar renkler gibi şeyleri öğreten kısa videolar da gösteriliyor.

çizgi filmleri inanılmaz güzel, hem çizgi filmin kendisi hem de zazaki, sorani, kurmanci lehçeleri için ayrı ayrı dil seçenekleri koymaları güzel.

belli bir saatten sonra yayın bittiği için sabaha kadar uyuyan baykuş, maymun gibi illüstrasyonlar veriliyor çok hafif bir uyku müziği eşliğinde. bazen acaba bu gece hangi hayvanın illüstrasyonu var diye merak edip açıyorum.

ayrıca çok güzel şarkılar da çalıyor, yeğenimle bazen açıp dans ediyoruz, çok hoşuna gidiyor oradaki şarkılar. hepsi de yöresel şarkılar, bunları nereden buluyorlar merak konusu, hiç duymadığım şarkılar çalıyor çünkü.

gizli bir zarok tv izleyicisi olduğumu da ifşa etmiş oldum.

son olarak kanal türksat 4a uydusunda bulunuyor.
devamını gör...

iki kişilik, konusu değişken bir program. tam metin hazırlanmadan, birkaç notla spontan ilerleyecek. bisiklet kasklarının enteresan şeklinden bahsedebiiriz o programda. sonrakinde klişeleşmiş sözlükçü tabirlerine alternatif arayabiliriz. bir sonrakinde ise seçtiğimiz versuslar üzerinde tartışabiliriz. çokoprens vs probis de olabilir bu, çamaşır asmak vs kurutma makinesi de. biz aramızda muhabbet ederken siz sadece dinlemeyin diye tematik bir başlık açılır. başlık adı programda paylaşılır. o yayında, o yayın konusu hakkında, o başlık üzerinden dinleyicilerle etkileşime girilir. belki de overlokçular için yeni bir slogan bulmaya çalışırız. kimbilir? (ayağımıza gelemezler artık. kısıtlamalar var.)

itinayla istek parçası da alınır. öyle çok değil. birkaç tane. ancak istek parçasına hak kazanmak için önceden belirlenmiş geniş içerikli bir bilgi/kültür tanımının içeriğinden ipuçları verilerek, tanımın bulunması sağlanır. doğru tanımı bulanın isteği çalınır. böylelikle hem ha bire istek gelmeyecektir, yayın akışı bozulmayacaktır, hem de bir nebze de olsa dinleyici isteği tatmini sağlanacaktır. istenen tanımı ararken denk gelecekleri diğer tanımları okuyup belki de takip edecek yazar bulmaları da cabasıdır.

çalınacak müzikler sırasıyla tchaikovski, şanışer, fazıl say, ajdar, timur selçuk, rainman şeklinde olmadığı sürece çok da dert değil gibi. konsept yayın yapacak pek çok yayıncı arkadaş olacaktır. onların atladıklarından araya serpiştirilir biraz. timur selçuk ihmal edilmiş ise eğer, ayrılanlar için'den karantinalı despina'ya uzanırız. yaşar kurt hatırlanmamış ise tunçboyacıyan ile beraber hatırlatıveririz. humperdinck de olur, roussos da. size ne? neticede, sonraki yayın başlayana kadar biz ne çalarsak o.
devamını gör...

bir varmış bir yokmuşsun
devamını gör...

pişmaniye getirdim baba

baba: pişmaniye getirmişmiş. sen babana götünde ki kıllar pişmaniye gibi mi oldu diyosun?
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim