en çok duygular hakkında yorum yapılmaması gerekir,kişiye özeldir . size sorulmadan akıl vermek tam anlamıyla haddini bilememek başka bir şey değil . misal çok duygusalsın, kafana takmaman lazım, önemseme, sevmemen lazım, üzülme, korkma, güçlü ol, özlememen lazım gibi karşınızdakini etkileyecek, kötü hissettirecek müdahaleler yapılmamalıdır.
devamını gör...

seçici hayvansever olmadığım için bir ineğin de yaşam hakkını savunuyorum bir keçinin de. bir kedi için elimden geleni yaptığım kadar başka herhangi bir hayvan için de yaparım, yapıyorum. ancak zaten kontrolsüzce çoğalan ve tehdit oluşturan bu hayvanların yaşam hakkını nasıl savunabilirim? hayvanları seviyorum diye sinek kolumdan kan emerken duygusal anlar mı yaşayayım? hayır, onun daha emecek kanı, bulaştıraracak hastalıkları vardı diye ilaçlamaya mı engel olayım?

ayrıca o zehirlenen köpekler sivrisineklerin aksine durup dururken ortaya çıkmıyor. sivrisinekler de durup dururken ortaya çıkmıyor tabii ama bu başka bir tanımın konusu. o köpekleri insanlar evlerine alıyor, ilgilenip sevgi gösteriyorlar, acıktığında yiyecek veriyorlar. sonra sokağa bırakıyor, bazen sırf çocukları sıkıldığı için öylece kapı dışarı ediveriyorlar onları. bir oyuncakmış ve sanki sokak hakkında bir fikri varmış gibi. kısırlaştırılmayan köpekler de üreyerek iyiden iyiye çoğalıyor sokaklarda. doğada köpek diye bir hayvan ya da sokak köpeği diye bir tür var mı? tabii ki yok. köpekler insanlar tarafından evcilleştirilmiş ve sonrasında sokağa atıldıkları için orada yaşamaya mecbur kalan canlılar. tabii ki bir ayıbı temizler gibi katledilmiş köpekleri savunacak ve bu cani eylemlere karşı duracağım. bu bağlamda sinekler ve köpeklerin kıyaslanabilir olduğunu düşünmüyorum.
devamını gör...

sokağın tam ortasına, bahçenin en köşesine vakur ve nazik bir şekilde asılmış çamaşır sahnelerinin içime işlediklerine pek az şey de rastlayabiliyorum. bir temizlik, dolayısıyla bir kirlenme, haliyle bir hareket ve nihayetinde kıpırdayıp duran bir hayat vadediyor o sahne. taptaze bir hayat kokusu yayıyor. hele hele ücra bir köyde, metruk bir mahallede görmenin kıymeti apayrı bir memnuniyet veriyor bana. düşmanın zulmü, zamanın yıkıcılığı hayatın sadeliğini boğmayı başaramamış gibi. yahut ben öyle zannediyorum.
fakat şunu iyi biliyorum. hayat kendine her halükarda bir yol buluyor. onun kendi yolunu bulurken geride bıraktığı izler bazan asılı bir çamaşırın üzerine siniveriyor işte. koku duyumuzu yitirmeyelim. mecraında akan suyun önüne setler koymayalım.
devamını gör...

okuyunca sinirden titrediğim oldu, sayılıyorsa. ama kim olduğunu yazmam elbette. adı bende saklı biriciğimin.
devamını gör...

k. kafasını kaldırdı. yüzü kan ve ter içerisindeydi.
devamını gör...

en çok trt radyonun emek verdiği, bir çok sanatçının sesinden hayat bulan özel programlardır.
özellikle "arkası yarın" la pehlivan tefrikası heyecanının tadına varırsınız...
devamını gör...

jonathan safran foer'in aynı adlı romanından uyarlanan 2005 yapımı liev schreiber filmidir.

filmde bir yol hikâyesinin kara mizah örneğine dönüştüğünü görürsünüz. bunu takip eden süreçte dramatik ögelerin ortaya çıkması ile birlikte pek çok duyguyu bir anda yaşamaya başlamanız filmi keyifli hale getirir. bu geçişlerin yalın ve bir o kadar da güzel olması filmin benim nazarımdaki en büyük başarısı. rahatça son yıllarda izlediğim en kaliteli yapımlardan birisidir diyebilirim.

film'in çıkış noktası amerikalı bir koleksyoner olan jonathan'ın -elijah wood- aile tarihleri ile ilgili her materyali toplama merakı olarak gösterilebilir. sırf bu yüzden ikinci dünya savaşı yıllarında dedesinin hayatta kalmasını sağlayan kadını bulmak için ukrayna'ya doğru yola çıkıyor. buradaki rehberi alex -eugene hutz- ile işe koyuluyorlar. işin mizahi kısmı da orada başlıyor zira jonathan ve alex arasındaki diyaloglar, alex'in ukrayna ve dahi sovyetler ile ilgili anlatımları çok keyifli. sonra mevzuya alex'in büyükbabası -boris leskin- dahil oluyor ki, yemede yanında yat tarzı diyaloglar yaşanmaya başlıyor. burada, boris leskin bence harika bir oyunculuk örneği sergilemiş. aksi, huysuz ve tam bir yahudi düşmanı olan büyükbaba aynı zamanda kendisini kör zannediyor/zannettiriyor * ve filme damgasını vuruyor. tabi onun zeka özürlü köpeği sammy davis jr. ise başka bir dünya, bugüne kadar izlediğim filmlerde gördüğüm en etkileyici köpek performansına sahip diyebilirim. o yüzden şuraya onun sevimli sahnelerinden birisini iliştirivereyim;


neyse efendim bu dörtlünün jonathan'ın aradığı kadını bulması için yola çıkması ile birlikte, kah sizi güldüren, kah hüzünlendiren bir yol hikayesinin ortasında buluyorsunuz kendinizi. bu noktadaki en önemli etkenlerden birisi ise film müzikleri. geçişlerde o kadar güzel kullanılmışlar ki, arka planda film müziklerini duymaya başladığınızda oyunculukların ve hikâyenin gücünün kat be kat arttırdığını hissediyorsunuz. film müzikleri anlamında da çok beğendiğim bir film oldu. filmin finali ise tam bir ıngmar bergman kolajı gibi olmuş ki, bunu başarılı bir şekilde yapması, hissi yakalatması da beni ziyadesiyle memnun etti. esinlenmenin hakkının verilmesi izleyici de ayrı bir keyif uyandırıyor.

film müziklerinden de bir kaç örnek iliştireyim;

buna bayılırım

film de cuk oturmuş

listenin tamamını dinlemek isterseniz de budur;


filmin imdb puanı 7.4 benim için ise 8'in üzeridir. izlemediyseniz ve bu minvaldeki filmleri seviyorsanız, muhakkak izlemenizi tavsiye eder, iyi seyirler dilerim.
devamını gör...

toplumdan kaçan, insanlar arasına karışmaktan çekinen kişiler için kullanılır. benim de anlamıyla sahiplendiğim kelimedir.
devamını gör...

lanet olsun size, lanet olsun bu zihniyete.

hayatımı mahvettiniz, ilk tanımda yazdığım gibi sizden ikinci bir hayat da istemiyorum. sadece çekin o kirli ellerinizi üstümden ve beni rahat bırakın.
her adımımı, her hareketimi, her isteğimi ve her yaptığımı size beğendirmek istemiyorum.
sizin doğrularınız benim doğrularım değil.
benim hayatım sizin hayatınız değil..
ben bir bebek değilim.
sizin bir uzantınız değilim.
akılsız ve bencil de değilim.
'iyiliğini düşünüyoruz' yaftasıyla beni gün ve gün pasifleştirdiniz. şimdi istediğim üniversiteye bile sırf başka şehirde ve ben erkek değilim, tek başıma gidemem diye göndermiyorsunuz.
mezuna kalayım, sizden kuruş para almam yemin ederim yük olmayacağım size diyorum, "seni bir sene daha mezuna bırakmayız" diyorsunuz.
gözyaşlarım, çığlıklarım, istediklerim ve hislerim hiç umrunuzda değil. hiç olmadı, onu da biliyorum.
eskiden bu zihniyetle savaşacağım kendi hayatımı kurup başka kızlara yardım edeceğim diyordum, artık ona da gücüm var mı bilmiyorum.
sadece ve sadece başımda "kapan, sesli gülme, düzgün otur, dışarı çıkma, çıkarsan uzaklaşma, tırnaklarını kes, oje sürme" diyen insanlar olmasın ve bunlar benim seçimime bıraksın istedim..
yaşamayı hep çok sevdim, seviyorum da. intihar etmek hiç istemiyorum. ama bir gün edersem ve hepiniz duyar da katil kim diye sorarsanız, katilimi uzaklarda aramayın.
benim katilim evimde, yanıbaşımdaki babamdır.
devamını gör...

osmanlı imparatorluğu son dönem padişahlarından birisi olan ıv.murat han içki yasağının hem uygulayıcısı hemde içki seven padişahı olarak bilinir. o zamanların en büyük berduşu bekri mustafa’da aynı dönemde yaşamıştır. ıv.murat bu yasağa uyulup uyulmadığını zaman zaman halkın içine çıkıp bizzat kontrol eder. etmekle de kalmaz en ağır şekilde cezalandırılmasını sağlardı. bir sabah padişah ıv.murat han yanına veziri bayram paşayı da alarak kılık değiştirip tüccar kılığında bekri mustafa'nın kayıkçılık yaptığı üsküdar iskelesine gelir. duyum aldığı üzere sora sora bekri mustafa'yı bulur, selam verir.

-selamın aleyküm babalık bizi karşıya atar mısın?
+olur tabi evlat! dedikten sonra sahilden baya açılırlar. bekri mustafa kayığın oturağının altına gizlenmiş bölmeden şarap testisini çıkarır, tepesine diker.
-ohh serinledim! dedikten sonra testiyi sultana uzatır.
+al bakalım evlat bir yudum da sen çek. sultan murat:
- içki yasağını bilmez misin babalık, der.
+kayıkçı bekri iç ulen iç burada kimse bizi görmez, der. sultan murat ve veziri testiden bir yudum içerler. kayıkçı bedri cebinden çıkardığı tütünüde yakıp içmeye başlayınca sultan hiddetlenir.
-yeter babalık anlaşılan sen sultanı tanımazsın. ben sultan murat bu da vezirim, der.
bekri mustafa kürekleri atıp gülmeye başlar.
+vay köftehorlar sizi, iki yudumcuk almayla biriniz padişah biriniz vezir olmaya kalktı, der.
devamını gör...

bu hafta tatlı bir sürprizle canım nükleerimle katıldığım yayın*
yine cigerimizi bırakıyoruz buralara. şarkılar türküler şahane! biz yan yana.. var olunuz.*
devamını gör...

sultan-ı yegah
devamını gör...

kan değerlerim düşük olduğu için bu güne kadar 4 kere yapabildiğim, en sonuncusunda bayıldığım için benden geçtiğini düşündüğüm, 18 yaş üstü her insanın verebileceği kadar vermesi gerektiğini düşündüğüm, can kurtaran bağış.
devamını gör...

sıfır, zero, нуль.
devamını gör...

yarın bir kadın öldürüldüğünde televizyonlara çıkıp açıklama yapacak yüzü nereden bulacaklarını merak ettiğim hükümetin son icraatıdır.
devamını gör...

geçen sene yayınlanmış olan hafif melankoli ve fransız diskosu ile harmanlanmış şarkı. evdeki saat'in kaderini değiştirmiş adeta.
devamını gör...

bety'le sabah erkenden vet.e gidiyoruz. sonunda tavsiyeler üzerine yakın sayılabilecek (1 saat uzaklıkta) bir yerde veteriner bulduk. bu gece biraz huzursuzuz. sürekli mırıldanıyor ve ağlıyor ağrısı var sanırım. şimdi biraz uyudu işte. yarın buradan güzel güzel haberlerimizi duyuracağız abileri, ablaları. siz ona iyi dileklerinizi sunup, dualarınızı etmeyi unutmayınız lütfen.
(bety kanserle savaşıyor.)
herkeslere umutlu, huzurlu geceler.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

herkes gider mi?
devamını gör...

arapça bereketi müjdeleyici, yağmur getiren kıymetli rüzgar.
devamını gör...

şifacı kocakarı olurdum herhalde.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim