bensu soral'ın aşı olması
neden aşı olduğuna dair açıklama yapmasına rağmen yine sorgusuz sualsiz tribüne oynayan tanımların çok fazla oy aldığını görmenin bir miktar üzdüğü başlık.
devamını gör...
erkeklerin güzel göründüğünü sandığı şeyler
saçlarını peaky blinders style yapmaları. olmuyor ağalar kardeşler, biz birer cillian murphy değiliz maalesef.*
devamını gör...
türkiye'nin en güzel kadını
benim için annemdir. değil türkiye, tüm dünya'nın en güzelidir benim için. tıpkı diğer anneler gibi.
devamını gör...
alsancak
cuma-cumartesi akşamları çimlerde boş yer bulamayabileceğiniz yer. pandemi olmayan zamanlarda tabiki
devamını gör...
lucifer'in aslında benjamin olması
evet yoldaşın içindeki troll arzusunu gidermek için açtığı hesabı olabilir mi? teorisi. kendisini göremiyorum bu aralar, uçurulmaması için başka bir sebep bulamıyorum sözlük!
devamını gör...
yoldaş ben ibneyim
böyle bir kitap olduğunu ilk defa burada görüyorum.*
devamını gör...
kitap alıntıları
akıllı ile deli arasındaki fark odur ki ; biri bildiğini söylemez diğeri söylediğini bilmez.
(bkz: mihmandar)
(bkz: mihmandar)
devamını gör...
ingilizlerin sömürdüğü ülkelerin gelişmesi
merakı dindirecek araştırma konusu, commonwealth.
devamını gör...
bayan eleman arama çılgınlığı
6000 tl maaşla prezantabl özel bayan asistan aranıyor ilanıyla kapışır.
devamını gör...
kapadokya
tarihte kapadokya denilen bölge zaman zaman değişiklik göstermiştir. en net kapadokya tabiri , roma imparatoru agustus döneminde coğrafyacı strabo tarafından yazılan ''geographika'' adlı kitabında geçer. buna göre kapadokya, güneyde toros dağları, doğuda malatya, batıda aksaray ve kuzeyde karadeniz' e kadar olan bölümdür. fakat günümüzde daha çok nevşehir için kullanılır.
tarihinde büyük iskender sonrası dönemde bağımsız bir kapadokya krallığı kurulmuştur. ardından romalılara katılınmış.
hristiyanlık için çok önemli bir bölgedir. pagan romalılar tarafından eziyet gören hrisriyanlar bu bölgeye kaçıp kayalarda yaşamaya başlamıştır. ayrıca günümüzde kabul edilen 4 incil bölümüde bu bölgeden çıkmıştır. daha sonra farklı hristiyan görüşlerine de ev sahipliği yapmıştır.
nevşehirli olarak bir gezi rehberi yazacağım. ilk olarak burası 1 haftada gezilecek bir bölge bence değil. bazı yerlerde yürüyüşler yapmalısınız. kamp yapmayı vs kesinlikle öneririm. ve müzeler için muzekart bence alınmalı.
bireysel olarak turlar harici gezerseniz daha çok şey görürsünüz.
nevşehir kalesi merkezdedir. bizanslardan kalma bir yapıdır. yaya olarak gitmek zordur fakat araçla yolu ve otoparkı var. altında bir yeraltı şehri bulundu ve çalışmalar hala devam ediyor, tam açık değil. ama kale açık ve ücretsizdir. manzarası fena değildir. kalenin burçlarından biri yıkıktır, bu savaştan değil yıldırım düşmesinden olmuştur. eskiden kalenin etrafında evler vardı fakat sonra kentsel dönüşüm denilerek bu evler yıkıldı. onların harabeleri hala duruyor kısmen. bu evlerin altında
yer altı şehrine ve kaleye açılan gizli tüneller vardı. (bizzat gördüm bir akrabamızın evi vardı burada)
kalenin yakınlarında kurşunlu cami vardır ama uzun süredir tadilatta son durumu hakkında net bilgim yok. kalenin güney tarafında bir eski kilise vardır. yanılmıyorsam meryem ana kilisesiydi. eski bir hapishanedir. şu an için kapalı. restorasyon yapılacağı söyleniyor. yakınlarında yıkık bir okul ve bahçesinde eski bir manastıra ait çan kulesi vardır. biraz dardır ama çıkılıyor. daha güneyi göre denilen bölgedir. birçok eski ev ve manastır vardır ama yaya gitmek biraz zorlayabilir.



kaymaklı yeraltı şehri en büyük 2. yeraltı şehridir. mutlaka gidilmelidir. giriş ücretli. tüneller biraz dardır karınca yuvasını andırır. ıçeride kaybolabilirsiniz o yüzden tabelaları takip edin. ışık olmayan tünellere girmenizi tavsiye etmem. neden bilmiyorum ama normalde gidilmeyen ışık olmayan tüneller var fakat girişleri açık. ben biraz ilerlemiştim fakat pek güven vermedi, normalde bazı bölgeler riskli diye açılmaz o alanlara çıkıyor olabilirler. yeraltı şehri dışında kaymaklıda bildiğim bir şey yok. ardında derinkuyu gelir. orada en büyük yeraltı şehri vardır (nevşehir kalesinin altında bulunan son yer sayılmazsa)
fakat gezerken neden bilmiyorum bana diğerinden daha küçük gibi geldi. buranın yapısı kaymaklıdakinden daha farklıdır. tüneller daha geniştir iki büklüm yürümek zorunda kalmazsınız. aynı şekilde karanlığa gitmeyin :)
ayrıca derinkuyu yeraltı şehrinin hemen yanında üzümlü kilise diğer adıyla aziz theodoros trion kilisesi vardır harika bir yapıdır. fakat sahipsizdir etrafı ve duvarlarını pislik götürür umarım devlet en kısa sürede ilgilenir. ıçerisine giriş yoktur. girişin iki yanında dönen taş sütunlar vardır. bunlar deprem testi içindir. bir depremden sonra bu taşların dönüp dönmediğine bakılır eğer dönüyorlar ise temelde sıkıntı yoktur sağlamdır. eğer dönmüyor ise temelde hasar vardır.

uçhisar bölgesi yine en meşhur yerlerdendir. merkeze yakındır. ben merkezden buraya yürüyerek gelip giderdim (fakat ben alışık olduğumdan yoksa yorucudur)
merkezinde uçhisar kalesi vardır. kaleyi mutlaka ziyaret edin harika bir manzarası vardır kapadokyanın çoğu görülür, temiz havalarda erciyes dağı gayet net gözlemlenebilir. girişi ücretlidir fakat orman ve su işleri bakanlığına bağlı olduğu için müzekart geçmez. öğrenci 4 tam 8 tl giriş ücreti vardır. (fiyatlar değişebilir eskiden daha ucuzdu). bu kale romalılardan kalmadır. içinde pek gezilmez daha çok dışarısı ve üstünde geziliyor. selçuklu döneminde ise karakol olarak kullanılmıştır. çıkması zor değildir normal basamaklı merdivenleri vardır sadece biraz çok olduğu için yorucudur. dürbününüz varsa çıkarken mutlaka yanınıza alın. kalenin yanında hemen bitişiğinde bir kaya daha vardır büyük, ona çıkılmaz. aslında çıkmak için yol vardır kalenin arkasında ama yasaktır. eskiden o bölümün tepesine tırmanır üstünde kitap okurdum manzara esliğinde ama 2 sene falan önce gittiğimde çok çatlaklar olduğunu gördüm bu yüzden denemeyin risklidir bende artık gitmiyorum. kalenin etrafında çokça hediyelik eşya dükkanı vardır. ayrıca altında develere vs binebilirsiniz.
yine uçhisarda ufak konaklama yerleri vardır onların fiyatları vs konusunda bilgim yok.
yine bölgedeki en meşhur şeylerden birisi güvercinlik vadisidir. tepeden izlemeside vadide yürümekte çok zevklidir. mutlaka tavsiye ederim. kışın gitmek yerine yazın gitmek daha iyi olacaktır. kışın etraf kuru ağaçlarla dolu oluyor yazın daha yeşillik. bu güvercinliklerde kuşlar yaşar asıl amaçları şudur. kuşlar buralara idrarını yapar güvercinlik sahibi kişi ise belli aralıklarla bunları toplayıp gübre yapar.
aracınız yoksa yakın ilçelerin hepsinden uçhisara otobüs gidiyor. kendiniz dolaşarak yine başka şeylerde keşfedebilirsiniz. dükkanları ziyaret etmeyi unutmayın.



diğer büyük yer ve ilçe ise ürgüptür. en meşhur şeyi 3 güzellerdir. atv turları mevcuttur. tarihi olarak aşırı fazla şey yoktur burada pek öyle diğerleri kadar çok kilise yoktur. ama çokça şaraphane ve oteli mevcuttur. burası şarapları ile meşhurdur. denemenizi mutlaka öneririm. ayrıca her bütçeye göre konaklayacak yerde bulabilirsiniz. güzel bir akşam yemeği için iyi bir yer olur.

göreme yine merkeze yakın bir bölgedir. en çok rağbet gören yerlerden biridir. içerisinde konaklayacak bolca yer, harika restoranlar, at ve atv turları yapılan yerler vardır. en önemli yeri ise göreme açık hava müzesidir. merkeze otobüsle gelip müzeye rahatlıkla yürüyebilirsiniz. giriş ücretlidir muzekart geçer. kesinlikle girmeniz gereken bir yerdir içerisinde birçok kilise vardır. sadece içerisinde bulunan karanlık kiliseye girmek için ekstra para ödemeniz gerekiyor ve müzekart geçmiyor. göremeseniz fazla kaybınız olmaz ama imkanınız varsa tavsiye ederim. burası kapalı kalıp güneş ışığı vs almadığı için içerdeki çizimler çok daha canlıdır. yine açık hava müzesi içerisinde bazı yerlerde açık mezarlar vardır (iskeletler gözükür) ve kilise içleri ve girişlerinde bulunan bazı insan boyutlarında çukurlar vardır. tıpkı mezar gibi ama yükselti yerine alçaltı var. bunlar mezarlardır. kapadokyanın her yerinde bunlardan görebilirsiniz. saygı açısından üstlerine basmamanız rica olunur. bazı kişiler bunların içine çöp vs atıyorlar çukur olduğu için. yine kilise içerisinde flash açık resim çekmek yasaktır etrafta uyarı vardır yine. flashlar resimlere zarar verir. göreme merkezinden gelirken hemen açık hava müzesinin gerisinde yolun solunda bir kilise daha var açık hava müzesine girdiyseniz orasıda ücretsiz aynı biletle giriliyor. orasıda harikadır. hatta karanlık kiliseye benziyor biraz. yine açık hava müzesinin dışında etrafı gezin kayalara falan çıkın dolaşın. yine göremede kamp yapabileceğiniz harika alanlarda mevcuttur(açık hava müzesi yakınlarında vardı)
açık hava müzesine merkezden giderken saklı kilise ve el nazar kilisesi tabelalarını göreceksiniz. yolun dışında arazilerin içinde bulunurlar çok yakın değildir biraz yorar. araçla gidilmez yürümeniz lazım ve tek kaya odadan oluşurlar. bu yüzden o yol bir oda için çekilir mi karar size kalmış. genelde insanlar bu duruma kızıyor ondan yazdım yoksa ben giderim. göreme açık hava müzesinin ilerisinde ortahisara giderken yolun kenarında aynalı kilise vardır. güzeldir öneririm. göreme merkezde de 1-2 tane ufak kilise vardır.
gezin dolaşın, kendiniz bir şeylerde keşfedeceksiniz. yine sabah erken saatlerde buradan balonları seyredebilirsiniz. fakat güneş doğmadan gelin.


göremeden avanosa giderken yolda çavuşin köyü vardır. burada ücretli bir müze vs yoktur. ziyaret etmenizi öneririm. ve bolca şey vardır. kasaba merkezinde çavuşin kilisesi vardır yol kenarı en son kapalıydı ama açılırsa mutlaka gidin. buranın asıl olayı köy merkezinde değildir. köyün arka tarafındaki bölgedir. oraya araçla gidilmez yaya veya at ile gideceksiniz. oldukça yorucu ama eğlencelidir. buraya turlar gelmez bireysel olarak gelmelisiniz. zaman zaman vadilerin içinden zaman zaman vadilerin üstünden gider yolu. etrafta ağaçlar ve kiliseler vardır. kolonlu kilise, güllüdere kilisesi vs birçok harika yer mevcuttur. bireysel olarak benim en sevdiğim yerdir çünkü pek turist olmadığı için sakindir. yürüyen başka insanları görebilirsiniz. tedarikli gelmeyi unutmayın. arka tarafta vadilerde gezerken bir konuda biraz dikkatli olun çünkü yanlış yola girerseniz bu kiliselerin çoğunu göremeden ortahisara gidersiniz. bu bölge en az 1 gününüzü alır. çavuşin köy merkezinden kuzeye (avanosa) giden yol ikiye ayrılır. sağdaki (kuzey doğuya dönen) yol zelve açık hava müzesine gider. çavuşinden zelve açık hava müzesine yürüyerek gidilebilir biraz yorar. yolda paşabağları örenyeri vardır. eskiden normal geçen gidenin girebildiği bir yerdi ama yeni özelleştirildi. yandan paşabağın dışından zelveye giden ayrı bir yol yapıldı direk ordanda gidilebilir uğramadan. zelve açık hava müzesine mutlaka gidin ücretlidir müzekart geçer. harika bir manzarası vardır.



diğer önemli yer ise avanostur. ıçerisinden kızılırmak geçer. kızılırmak yanında piknik yapabilir köprüden ırmağı izleyebilirsiniz. burası çömlekleri ile meşhurdur. toprak kaplar alabilir hatta kendiniz bile yapabilirsiniz. pek müze yoktur burada gezin yiyin için.


ayrıca özkonaka gitmenizide öneririm. burada da ufak bir yeraltı şehri vardır. ve bölgede birkaç kilise bulunur tam yerlerini hatırlamıyorum ama yolda tabelaları vardır.
bir başka yer ise ortahisardır. burada da tıpkı uçhisardaki gibi bir kale vardır. fakat en üstüne kadar çıkılmıyor. yanlış hatırlamıyor isem burada uçhisar gibi ücretli ve kart geçmiyor ama ucuzdu. ortahisar eğer cesaretiniz varsa en çok yürüyeceğiniz yerdir. arazi ve tarlalar arasında birçok kilise vardır ama birbirlerinden uzaktır bundan yorar biraz. ama inanın değer.

aslında başka yerlerde vardır fakat bunlar merkezi ve başlıcalarıdır.
genel uyarı ve tavsiyeler;
uçhisar ve ortahisar kalesi, karanlık kilise hariç her yerde müze kart geçer. bütün müzelerde 18 yaş altı ücretsizdir. özellikle boş arazilerdeki kiliselerde yerel halktan kişileri koyarlar görevli olarak. bazıları 18 yaş altından para almak ister veya muzekart geçersiz derlerse inanmayın yalan söylüyorlar, ısrar edin sakın para vermeyin geri adım atacaklar. rehberim genel olarak bireysel seyahatler için daha uygundur. kamp yapacaklar kullanabilir. kapadokya çok özel bir yerdir ve hakkını verin :)
her türlü bireysel sorunuz ve detaylı bilgi için mesaj atabilirsiniz. hatta seyahatleriniz zamanında nevşehirde olursam bizzat yardımcıda olurum.

kapadokya prensi monion, acta non verba.
(ılerleyen zamanlarda bireysel çektiğim resimleri ekleyeceğim)
tarihinde büyük iskender sonrası dönemde bağımsız bir kapadokya krallığı kurulmuştur. ardından romalılara katılınmış.
hristiyanlık için çok önemli bir bölgedir. pagan romalılar tarafından eziyet gören hrisriyanlar bu bölgeye kaçıp kayalarda yaşamaya başlamıştır. ayrıca günümüzde kabul edilen 4 incil bölümüde bu bölgeden çıkmıştır. daha sonra farklı hristiyan görüşlerine de ev sahipliği yapmıştır.
nevşehirli olarak bir gezi rehberi yazacağım. ilk olarak burası 1 haftada gezilecek bir bölge bence değil. bazı yerlerde yürüyüşler yapmalısınız. kamp yapmayı vs kesinlikle öneririm. ve müzeler için muzekart bence alınmalı.
bireysel olarak turlar harici gezerseniz daha çok şey görürsünüz.
nevşehir kalesi merkezdedir. bizanslardan kalma bir yapıdır. yaya olarak gitmek zordur fakat araçla yolu ve otoparkı var. altında bir yeraltı şehri bulundu ve çalışmalar hala devam ediyor, tam açık değil. ama kale açık ve ücretsizdir. manzarası fena değildir. kalenin burçlarından biri yıkıktır, bu savaştan değil yıldırım düşmesinden olmuştur. eskiden kalenin etrafında evler vardı fakat sonra kentsel dönüşüm denilerek bu evler yıkıldı. onların harabeleri hala duruyor kısmen. bu evlerin altında
yer altı şehrine ve kaleye açılan gizli tüneller vardı. (bizzat gördüm bir akrabamızın evi vardı burada)
kalenin yakınlarında kurşunlu cami vardır ama uzun süredir tadilatta son durumu hakkında net bilgim yok. kalenin güney tarafında bir eski kilise vardır. yanılmıyorsam meryem ana kilisesiydi. eski bir hapishanedir. şu an için kapalı. restorasyon yapılacağı söyleniyor. yakınlarında yıkık bir okul ve bahçesinde eski bir manastıra ait çan kulesi vardır. biraz dardır ama çıkılıyor. daha güneyi göre denilen bölgedir. birçok eski ev ve manastır vardır ama yaya gitmek biraz zorlayabilir.



kaymaklı yeraltı şehri en büyük 2. yeraltı şehridir. mutlaka gidilmelidir. giriş ücretli. tüneller biraz dardır karınca yuvasını andırır. ıçeride kaybolabilirsiniz o yüzden tabelaları takip edin. ışık olmayan tünellere girmenizi tavsiye etmem. neden bilmiyorum ama normalde gidilmeyen ışık olmayan tüneller var fakat girişleri açık. ben biraz ilerlemiştim fakat pek güven vermedi, normalde bazı bölgeler riskli diye açılmaz o alanlara çıkıyor olabilirler. yeraltı şehri dışında kaymaklıda bildiğim bir şey yok. ardında derinkuyu gelir. orada en büyük yeraltı şehri vardır (nevşehir kalesinin altında bulunan son yer sayılmazsa)
fakat gezerken neden bilmiyorum bana diğerinden daha küçük gibi geldi. buranın yapısı kaymaklıdakinden daha farklıdır. tüneller daha geniştir iki büklüm yürümek zorunda kalmazsınız. aynı şekilde karanlığa gitmeyin :)
ayrıca derinkuyu yeraltı şehrinin hemen yanında üzümlü kilise diğer adıyla aziz theodoros trion kilisesi vardır harika bir yapıdır. fakat sahipsizdir etrafı ve duvarlarını pislik götürür umarım devlet en kısa sürede ilgilenir. ıçerisine giriş yoktur. girişin iki yanında dönen taş sütunlar vardır. bunlar deprem testi içindir. bir depremden sonra bu taşların dönüp dönmediğine bakılır eğer dönüyorlar ise temelde sıkıntı yoktur sağlamdır. eğer dönmüyor ise temelde hasar vardır.

uçhisar bölgesi yine en meşhur yerlerdendir. merkeze yakındır. ben merkezden buraya yürüyerek gelip giderdim (fakat ben alışık olduğumdan yoksa yorucudur)
merkezinde uçhisar kalesi vardır. kaleyi mutlaka ziyaret edin harika bir manzarası vardır kapadokyanın çoğu görülür, temiz havalarda erciyes dağı gayet net gözlemlenebilir. girişi ücretlidir fakat orman ve su işleri bakanlığına bağlı olduğu için müzekart geçmez. öğrenci 4 tam 8 tl giriş ücreti vardır. (fiyatlar değişebilir eskiden daha ucuzdu). bu kale romalılardan kalmadır. içinde pek gezilmez daha çok dışarısı ve üstünde geziliyor. selçuklu döneminde ise karakol olarak kullanılmıştır. çıkması zor değildir normal basamaklı merdivenleri vardır sadece biraz çok olduğu için yorucudur. dürbününüz varsa çıkarken mutlaka yanınıza alın. kalenin yanında hemen bitişiğinde bir kaya daha vardır büyük, ona çıkılmaz. aslında çıkmak için yol vardır kalenin arkasında ama yasaktır. eskiden o bölümün tepesine tırmanır üstünde kitap okurdum manzara esliğinde ama 2 sene falan önce gittiğimde çok çatlaklar olduğunu gördüm bu yüzden denemeyin risklidir bende artık gitmiyorum. kalenin etrafında çokça hediyelik eşya dükkanı vardır. ayrıca altında develere vs binebilirsiniz.
yine uçhisarda ufak konaklama yerleri vardır onların fiyatları vs konusunda bilgim yok.
yine bölgedeki en meşhur şeylerden birisi güvercinlik vadisidir. tepeden izlemeside vadide yürümekte çok zevklidir. mutlaka tavsiye ederim. kışın gitmek yerine yazın gitmek daha iyi olacaktır. kışın etraf kuru ağaçlarla dolu oluyor yazın daha yeşillik. bu güvercinliklerde kuşlar yaşar asıl amaçları şudur. kuşlar buralara idrarını yapar güvercinlik sahibi kişi ise belli aralıklarla bunları toplayıp gübre yapar.
aracınız yoksa yakın ilçelerin hepsinden uçhisara otobüs gidiyor. kendiniz dolaşarak yine başka şeylerde keşfedebilirsiniz. dükkanları ziyaret etmeyi unutmayın.



diğer büyük yer ve ilçe ise ürgüptür. en meşhur şeyi 3 güzellerdir. atv turları mevcuttur. tarihi olarak aşırı fazla şey yoktur burada pek öyle diğerleri kadar çok kilise yoktur. ama çokça şaraphane ve oteli mevcuttur. burası şarapları ile meşhurdur. denemenizi mutlaka öneririm. ayrıca her bütçeye göre konaklayacak yerde bulabilirsiniz. güzel bir akşam yemeği için iyi bir yer olur.

göreme yine merkeze yakın bir bölgedir. en çok rağbet gören yerlerden biridir. içerisinde konaklayacak bolca yer, harika restoranlar, at ve atv turları yapılan yerler vardır. en önemli yeri ise göreme açık hava müzesidir. merkeze otobüsle gelip müzeye rahatlıkla yürüyebilirsiniz. giriş ücretlidir muzekart geçer. kesinlikle girmeniz gereken bir yerdir içerisinde birçok kilise vardır. sadece içerisinde bulunan karanlık kiliseye girmek için ekstra para ödemeniz gerekiyor ve müzekart geçmiyor. göremeseniz fazla kaybınız olmaz ama imkanınız varsa tavsiye ederim. burası kapalı kalıp güneş ışığı vs almadığı için içerdeki çizimler çok daha canlıdır. yine açık hava müzesi içerisinde bazı yerlerde açık mezarlar vardır (iskeletler gözükür) ve kilise içleri ve girişlerinde bulunan bazı insan boyutlarında çukurlar vardır. tıpkı mezar gibi ama yükselti yerine alçaltı var. bunlar mezarlardır. kapadokyanın her yerinde bunlardan görebilirsiniz. saygı açısından üstlerine basmamanız rica olunur. bazı kişiler bunların içine çöp vs atıyorlar çukur olduğu için. yine kilise içerisinde flash açık resim çekmek yasaktır etrafta uyarı vardır yine. flashlar resimlere zarar verir. göreme merkezinden gelirken hemen açık hava müzesinin gerisinde yolun solunda bir kilise daha var açık hava müzesine girdiyseniz orasıda ücretsiz aynı biletle giriliyor. orasıda harikadır. hatta karanlık kiliseye benziyor biraz. yine açık hava müzesinin dışında etrafı gezin kayalara falan çıkın dolaşın. yine göremede kamp yapabileceğiniz harika alanlarda mevcuttur(açık hava müzesi yakınlarında vardı)
açık hava müzesine merkezden giderken saklı kilise ve el nazar kilisesi tabelalarını göreceksiniz. yolun dışında arazilerin içinde bulunurlar çok yakın değildir biraz yorar. araçla gidilmez yürümeniz lazım ve tek kaya odadan oluşurlar. bu yüzden o yol bir oda için çekilir mi karar size kalmış. genelde insanlar bu duruma kızıyor ondan yazdım yoksa ben giderim. göreme açık hava müzesinin ilerisinde ortahisara giderken yolun kenarında aynalı kilise vardır. güzeldir öneririm. göreme merkezde de 1-2 tane ufak kilise vardır.
gezin dolaşın, kendiniz bir şeylerde keşfedeceksiniz. yine sabah erken saatlerde buradan balonları seyredebilirsiniz. fakat güneş doğmadan gelin.


göremeden avanosa giderken yolda çavuşin köyü vardır. burada ücretli bir müze vs yoktur. ziyaret etmenizi öneririm. ve bolca şey vardır. kasaba merkezinde çavuşin kilisesi vardır yol kenarı en son kapalıydı ama açılırsa mutlaka gidin. buranın asıl olayı köy merkezinde değildir. köyün arka tarafındaki bölgedir. oraya araçla gidilmez yaya veya at ile gideceksiniz. oldukça yorucu ama eğlencelidir. buraya turlar gelmez bireysel olarak gelmelisiniz. zaman zaman vadilerin içinden zaman zaman vadilerin üstünden gider yolu. etrafta ağaçlar ve kiliseler vardır. kolonlu kilise, güllüdere kilisesi vs birçok harika yer mevcuttur. bireysel olarak benim en sevdiğim yerdir çünkü pek turist olmadığı için sakindir. yürüyen başka insanları görebilirsiniz. tedarikli gelmeyi unutmayın. arka tarafta vadilerde gezerken bir konuda biraz dikkatli olun çünkü yanlış yola girerseniz bu kiliselerin çoğunu göremeden ortahisara gidersiniz. bu bölge en az 1 gününüzü alır. çavuşin köy merkezinden kuzeye (avanosa) giden yol ikiye ayrılır. sağdaki (kuzey doğuya dönen) yol zelve açık hava müzesine gider. çavuşinden zelve açık hava müzesine yürüyerek gidilebilir biraz yorar. yolda paşabağları örenyeri vardır. eskiden normal geçen gidenin girebildiği bir yerdi ama yeni özelleştirildi. yandan paşabağın dışından zelveye giden ayrı bir yol yapıldı direk ordanda gidilebilir uğramadan. zelve açık hava müzesine mutlaka gidin ücretlidir müzekart geçer. harika bir manzarası vardır.



diğer önemli yer ise avanostur. ıçerisinden kızılırmak geçer. kızılırmak yanında piknik yapabilir köprüden ırmağı izleyebilirsiniz. burası çömlekleri ile meşhurdur. toprak kaplar alabilir hatta kendiniz bile yapabilirsiniz. pek müze yoktur burada gezin yiyin için.


ayrıca özkonaka gitmenizide öneririm. burada da ufak bir yeraltı şehri vardır. ve bölgede birkaç kilise bulunur tam yerlerini hatırlamıyorum ama yolda tabelaları vardır.
bir başka yer ise ortahisardır. burada da tıpkı uçhisardaki gibi bir kale vardır. fakat en üstüne kadar çıkılmıyor. yanlış hatırlamıyor isem burada uçhisar gibi ücretli ve kart geçmiyor ama ucuzdu. ortahisar eğer cesaretiniz varsa en çok yürüyeceğiniz yerdir. arazi ve tarlalar arasında birçok kilise vardır ama birbirlerinden uzaktır bundan yorar biraz. ama inanın değer.

aslında başka yerlerde vardır fakat bunlar merkezi ve başlıcalarıdır.
genel uyarı ve tavsiyeler;
uçhisar ve ortahisar kalesi, karanlık kilise hariç her yerde müze kart geçer. bütün müzelerde 18 yaş altı ücretsizdir. özellikle boş arazilerdeki kiliselerde yerel halktan kişileri koyarlar görevli olarak. bazıları 18 yaş altından para almak ister veya muzekart geçersiz derlerse inanmayın yalan söylüyorlar, ısrar edin sakın para vermeyin geri adım atacaklar. rehberim genel olarak bireysel seyahatler için daha uygundur. kamp yapacaklar kullanabilir. kapadokya çok özel bir yerdir ve hakkını verin :)
her türlü bireysel sorunuz ve detaylı bilgi için mesaj atabilirsiniz. hatta seyahatleriniz zamanında nevşehirde olursam bizzat yardımcıda olurum.

kapadokya prensi monion, acta non verba.
(ılerleyen zamanlarda bireysel çektiğim resimleri ekleyeceğim)
devamını gör...
saklambaç
ebelemeçte denen bir tür sokak oyunu. teoride bir kişinin ebe olması ve diğer oyuncuların saklanmasıyla gerçekleşir. 1'den 10'a kadar sayan ebe 'oldu mu?' diye sorar. arkasından 'önüm, arkam, sağım, solum saklanmaya ebedir' der.
sonra teker teker oyuncuları ebelemeye çalışır. bazen oyunculardan biri ebeler. o zamanlar eğlenceli gibi bir oyun gibi gelirdi. sonraları biz bu oynayışı bir iki arkadaşla değiştirdik. her defasında aynı 3 kişiyle anlaşıp bir şekilde ya üstümğzdekileri değiştirip ya da bir şekilde yerimizi değiştirerek ebenin bizi ebelemesine rağmen 'çanak çömlek patlatıyorduk.' her oyunda olmasa da 3, 4 oyunda bir yapıyorduk ve diğerleri bunun nasıl olduğunu anlamaya çalışıyordu. hah çocuğuz işte. sanırım birilerini kandırıyor olmak bize ayrı bir haz veriyordu. belki bunu bir şakalaşma olarak değerlendiriyorduk emin değilim.
çocukken istanbul'da yaşıyor ve özellikle akşamları tüm çocuklar sokaklarda buluşuyorduk. o zamanlar tv bile izlemezdik çok ilginç. çocuk olmak pek güzeldi doğrusu. o zamanlar hatta daha güzeldi. şimdi çocuklara bakınca üzülüyorum. hele ki pandemi çocuklarına. hiçbir sosyallikleri yok. hiç arkadaşları yok. umarım biran önce normale döneriz. çocukluk normale döner mi bilemem?
sonra teker teker oyuncuları ebelemeye çalışır. bazen oyunculardan biri ebeler. o zamanlar eğlenceli gibi bir oyun gibi gelirdi. sonraları biz bu oynayışı bir iki arkadaşla değiştirdik. her defasında aynı 3 kişiyle anlaşıp bir şekilde ya üstümğzdekileri değiştirip ya da bir şekilde yerimizi değiştirerek ebenin bizi ebelemesine rağmen 'çanak çömlek patlatıyorduk.' her oyunda olmasa da 3, 4 oyunda bir yapıyorduk ve diğerleri bunun nasıl olduğunu anlamaya çalışıyordu. hah çocuğuz işte. sanırım birilerini kandırıyor olmak bize ayrı bir haz veriyordu. belki bunu bir şakalaşma olarak değerlendiriyorduk emin değilim.
çocukken istanbul'da yaşıyor ve özellikle akşamları tüm çocuklar sokaklarda buluşuyorduk. o zamanlar tv bile izlemezdik çok ilginç. çocuk olmak pek güzeldi doğrusu. o zamanlar hatta daha güzeldi. şimdi çocuklara bakınca üzülüyorum. hele ki pandemi çocuklarına. hiçbir sosyallikleri yok. hiç arkadaşları yok. umarım biran önce normale döneriz. çocukluk normale döner mi bilemem?
devamını gör...
eşinin girdiğin entrylerle dalga geçmesi
"neden karılı kızlı başlıklara yazmadığımı sanıyorsunuz?" dedirten başlık.
devamını gör...
yo-yo ma
çello denildiği zaman akla gelen ilk isimdir.besteci olan babası tarafından kendisine öğretilen bach süitlerini 5 yaşında ilk konserini verirken icra etmiştir. çinli bir ailenin paris doğumlu çocuğu olan yo-yo ma, ailesiyle new york'a taşınmış ve sanat konusunda en yetkin okul olan the juilliard school'a gitmiştir. sonrasında ise harvard üniversitesi'nden mezun olmuştur.18 kez grammy ödülü kazanan bu çellist, mütevazılığıyla da örnek bir insandır.
yo-yo ma'nın toplamda 3 farklı çellosu vardır. kendisi için üretilmiş olan elektronik çellosuyla çağdaş besteleri yorumlar,antonio stradivarius yapımı çellosunu ise yedekte tutar.bir diğeri ise 'petunya' sıdır.1733 venedik yapımıdır.yo-yo ma, petunyası ile birlikte 2001 yılında istanbul'a da gelmiş,konser vermiştir.
yo-yo ma'nın toplamda 3 farklı çellosu vardır. kendisi için üretilmiş olan elektronik çellosuyla çağdaş besteleri yorumlar,antonio stradivarius yapımı çellosunu ise yedekte tutar.bir diğeri ise 'petunya' sıdır.1733 venedik yapımıdır.yo-yo ma, petunyası ile birlikte 2001 yılında istanbul'a da gelmiş,konser vermiştir.
devamını gör...
sözlük dergi yazılarını bekliyor
şöyle hızlıca gezdim, harika duruyor. emeği geçenlere teşekkürler. hafta sonu daha derinlemesine gezip buraları editleyeceğim.
tanım: sözlük yazarlarının emekleriyle açılmış, emekleriyle gelişecek sanal dergi.
tanım: sözlük yazarlarının emekleriyle açılmış, emekleriyle gelişecek sanal dergi.
devamını gör...
epope
fransızca épopée =destan kelimesinden gelir. oraya da yunancadan geçmiştir.
devamını gör...
geceye acı ama gerçek bir cümle bırak
kimse vazgeçilmez değildir..
devamını gör...
unutulmayan lise anıları
derste batak atarken müdür yardımcısının birden arama yapmak için girmesi ve bizim kağıtları toplayacak vaktimizin olmaması herkesin kahkaha atarak dakikalarca gülmesi müdürde dahil.
devamını gör...


