hoşlandığın biri var mı sorusuna verilebilecek cevaplar
sana ne lazımdı kardeş?
devamını gör...
mandariinid
2013 yapımı olmasına rağmen henüz izleme fırsatı bulduğum ve gürcü yönetmen zaza urushadze tarafından yazılıp yönetilen, estonya -gürcistan ortak yapımı bir sinema filmi.
film bir ev, bir marangozhane ve bir mandalina bahçesinde dört kişi arasında geçiyor. margus, ivo, ahmed ve nika. sade oyunculuklar, yalın diyaloglar eşliğinde ilerliyor. konu itibariyle savaş filmi olmasına rağmen patlayan bombalar veya silahlar yok. birbirini öldürmek isterken başaramayan iki düşmanın yani çeçen ahmed ve gürcü nika'nın, savaşa rağmen topraklarını terk etmeyen ve tek dertleri mandalinalarını toplamak olan margus ve ivo ile yollarının kesişmesinin ve aynı çatı altında yaşamak zorunda kalmalarının hikayesi. müziği ise tam tabiriyle can yakıcı. izlerken her duyduğunuzda sanki bir bıçak boğazınıza küçük küçük kesikler atıyor.
filmin tarihsel anlamda bazı yanlış anlatımlar içerdiği yazılıp çizilse de, bir sanat filmi olarak çekildiği düşünülünce ve vermek istediği mesaja odaklanınca benim için bunun pek bir önemi kalmıyor. ki film esas mesajını da en son sahnede ivo'nun çeçen ahmed'le girdiği diyalog ile veriyor.
öleni, öldüreni, birbirini hiç tanımadığı halde düşman olup birbiriyle savaşmak zorunda kalan insanları değil, savaşın kendisini ve bu savaşları çıkaran karanlığı sorgula!
ah ivo. keşke bu dünya senin gibi insanlarla dolu olsa.
film bir ev, bir marangozhane ve bir mandalina bahçesinde dört kişi arasında geçiyor. margus, ivo, ahmed ve nika. sade oyunculuklar, yalın diyaloglar eşliğinde ilerliyor. konu itibariyle savaş filmi olmasına rağmen patlayan bombalar veya silahlar yok. birbirini öldürmek isterken başaramayan iki düşmanın yani çeçen ahmed ve gürcü nika'nın, savaşa rağmen topraklarını terk etmeyen ve tek dertleri mandalinalarını toplamak olan margus ve ivo ile yollarının kesişmesinin ve aynı çatı altında yaşamak zorunda kalmalarının hikayesi. müziği ise tam tabiriyle can yakıcı. izlerken her duyduğunuzda sanki bir bıçak boğazınıza küçük küçük kesikler atıyor.
filmin tarihsel anlamda bazı yanlış anlatımlar içerdiği yazılıp çizilse de, bir sanat filmi olarak çekildiği düşünülünce ve vermek istediği mesaja odaklanınca benim için bunun pek bir önemi kalmıyor. ki film esas mesajını da en son sahnede ivo'nun çeçen ahmed'le girdiği diyalog ile veriyor.
öleni, öldüreni, birbirini hiç tanımadığı halde düşman olup birbiriyle savaşmak zorunda kalan insanları değil, savaşın kendisini ve bu savaşları çıkaran karanlığı sorgula!
ah ivo. keşke bu dünya senin gibi insanlarla dolu olsa.
devamını gör...
neria (yazar)
ben buraya yazmamış mıyım yahu dediğim yazar. chivasçı yazarlardandır, arada sıkılınca ballı jack içer. takip edilesi yazar.
devamını gör...
dolmuşta ineceğim deme şekilleri
ğaptaaan orta gapıııı dır.
devamını gör...
normal sözlük aşık atışması
sahne afilli beylere kalmış
tatlı atışmalar geçmişte kalmış
hoşgeldin girince alışırsın dediler
bak gör neler neler söyleniyormuş
tatlı atışmalar geçmişte kalmış
hoşgeldin girince alışırsın dediler
bak gör neler neler söyleniyormuş
devamını gör...
objektif
bir konuyu tüm tarafların tezleriyle değerlendiren felsefik terimdir. karşıtı (bkz: subjektif)dir.
devamını gör...
türkçedeki en hüzünlü kelime
ah u zar
ah edip inlemek, üzüntü hali, ağlamaklı olmak anlamındadır. kelimeyi ilk olarak divan-i lügat-it türk (1070) eserinde görürüz. türkülere şarkılara anlam katan bir kelimedir.
aşık mahzuni şerif'in o güzel türküsü çeşm-i siyahım sözlerinde yer bulur;
haydi dolaşalım yüce dağlarda
dost beni bırakmış ah ile zarda....
ayrıca çok güzel bir efkan şeşen şarkısıdır.
son kez bak ne olur
ahüzarım...
ve evet şu aralar ben bin parça ahuzarım.
ah edip inlemek, üzüntü hali, ağlamaklı olmak anlamındadır. kelimeyi ilk olarak divan-i lügat-it türk (1070) eserinde görürüz. türkülere şarkılara anlam katan bir kelimedir.
aşık mahzuni şerif'in o güzel türküsü çeşm-i siyahım sözlerinde yer bulur;
haydi dolaşalım yüce dağlarda
dost beni bırakmış ah ile zarda....
ayrıca çok güzel bir efkan şeşen şarkısıdır.
son kez bak ne olur
ahüzarım...
ve evet şu aralar ben bin parça ahuzarım.
devamını gör...
dr. tulp'un anatomi dersi
"the anatomy lesson of dr nicolaes tulp".
barok dönem ressamı rembrandt van rijn’in amsterdam cerrahlar loncası siparişi üzerine yaptığı resim.
ilk kez çok figürlü bir kompozisyon kuran rembrandt, resmi, 1632 yılında, tuval üzerine yağlı boya olarak toplam üç gün süren bir çalışma ile yapmıştı.

o dönemde anatomi çalışmalarında kullanılan kadavralar suçluların ölü bedenleriydi. resimde dr. nicholas tulp ve cerrahlar loncasının yedi üyesi gerçek bir kişinin; 1632'de hırsızlık suçundan idam edilen adriaen adriaansz’ın bedenini incelerken betimlenmiş.
sahnenin sağ alt köşesinde açık duran kitap, 1543’te andreas vesalius tarafından yazılmış "de humani corporis fabrica" adlı anatomi kitabıdır.

ayrı birer portre olarak son derece gerçekçi ifadelerle betimlenmiş figürler, üçgen kompozisyon prensibine uygun, piramidal dizilişle, caravaggio’dan mirası chiaroscuro tekniği ile çarpıcı bir açık koyu dengesi içinde ve koyu kahverengiden kırmızıya giden bir paletle sahneye yerleştirilmiş.
esasen kadavranın idam edildiği için boynu kırıktır, uygulanan rakursi sayesinde bedenin arkasına gizlenmiş ve izleyiciye yansımamış bu detay.

dr. tulp anatomi dersi resmine kadar konusu anatomi dersi olan bütün resimlerde iskelet kullanılmıştı. bu resimle rembrandt gerçek bir kişiye ait ölü bir bedeni kullanarak bir ilke imza atmıştı.
resim 1,7 m x 2,16 m boyutlarındadır.
kaynak 1
kaynak 2
dr. tulp'un anatomi dersi
barok dönem ressamı rembrandt van rijn’in amsterdam cerrahlar loncası siparişi üzerine yaptığı resim.
ilk kez çok figürlü bir kompozisyon kuran rembrandt, resmi, 1632 yılında, tuval üzerine yağlı boya olarak toplam üç gün süren bir çalışma ile yapmıştı.

o dönemde anatomi çalışmalarında kullanılan kadavralar suçluların ölü bedenleriydi. resimde dr. nicholas tulp ve cerrahlar loncasının yedi üyesi gerçek bir kişinin; 1632'de hırsızlık suçundan idam edilen adriaen adriaansz’ın bedenini incelerken betimlenmiş.
sahnenin sağ alt köşesinde açık duran kitap, 1543’te andreas vesalius tarafından yazılmış "de humani corporis fabrica" adlı anatomi kitabıdır.

ayrı birer portre olarak son derece gerçekçi ifadelerle betimlenmiş figürler, üçgen kompozisyon prensibine uygun, piramidal dizilişle, caravaggio’dan mirası chiaroscuro tekniği ile çarpıcı bir açık koyu dengesi içinde ve koyu kahverengiden kırmızıya giden bir paletle sahneye yerleştirilmiş.
esasen kadavranın idam edildiği için boynu kırıktır, uygulanan rakursi sayesinde bedenin arkasına gizlenmiş ve izleyiciye yansımamış bu detay.

dr. tulp anatomi dersi resmine kadar konusu anatomi dersi olan bütün resimlerde iskelet kullanılmıştı. bu resimle rembrandt gerçek bir kişiye ait ölü bir bedeni kullanarak bir ilke imza atmıştı.
resim 1,7 m x 2,16 m boyutlarındadır.
kaynak 1
kaynak 2
dr. tulp'un anatomi dersi
devamını gör...
kutsalıma saygıdan kafa kesmeye giden süreç
kökten dinci yetişmiş birçok kişinin kana susamışlığını tartışmayalım bence. ilk fırsatta keserler kanlarında var vahşet.
devamını gör...
yeni bir anayasayı tartışma vakti geldi
laf ola beri gele yazmış danışmanlar, şahsım da kağıdı okumuş. maksat gündemi değiştirmek, kurun gazını almak.
yeni anayasa işi öyle kolay değil. 600 sandalyeli meclis’te yeni anayasanın referanduma sunulabilmesi için 360, referandumsuz kabul edilmesi için 400 oy gerekiyor.
referanduma götürebilmek için dahi; chp, iyi parti, hdp üçlüsünden en az birinin desteği gerekiyor. yeni anayasa için her üç partinin de kırmızı çizgisi güçlendirilmiş parlementer sistem.
şahsımın keseri kendine yontma şansı yok.bu aritmetikte.
yeni anayasa işi öyle kolay değil. 600 sandalyeli meclis’te yeni anayasanın referanduma sunulabilmesi için 360, referandumsuz kabul edilmesi için 400 oy gerekiyor.
referanduma götürebilmek için dahi; chp, iyi parti, hdp üçlüsünden en az birinin desteği gerekiyor. yeni anayasa için her üç partinin de kırmızı çizgisi güçlendirilmiş parlementer sistem.
şahsımın keseri kendine yontma şansı yok.bu aritmetikte.
devamını gör...
hint fakiri
fakir derken bildiğimiz yoksul, parasız gezen tipler değil de; dünya malından gözünü çekip mutluluğu ruhani boyutta bulmuş insanlar düşünmemiz gereken başlıktır. hindistan'da yaşayan belirli inanışlara sahip bu insanları yılan ile gösteriler yaparken, sivri uçlu çivilerin olduğu yataklarda yatarken görebilirsiniz. bir parça kıyafet ile yaşayıp, sokak köşesinde bulduğu bir yatağa kıvrılabilirler. delilik değil bu yapılanlar; aslında bir disiplinin parçası olarak görülür. iradelerini ve fiziksel donanımlarını güçlendirme amacıyla kendilerini eğitirler. dünyevi bağlılıkları değil, ruhani zenginlikleri keşfettikleri bu yolda bilinç kavramını asla elden bırakmazlar. yani ruhsal ve fiziksel terbiye vardır bu felsefenin temelinde.
toplumumuzda kullanılan anlamı ise ne yazık ki hep olumsuz çerçevede ilerliyor. "hint fakiri misin oğlum sen?" diyerek birbirini aşağılayan insanlar görüyorum. bunun aslında bir mertebe olduğunu kavrayabilmemiz umuduyla... *
toplumumuzda kullanılan anlamı ise ne yazık ki hep olumsuz çerçevede ilerliyor. "hint fakiri misin oğlum sen?" diyerek birbirini aşağılayan insanlar görüyorum. bunun aslında bir mertebe olduğunu kavrayabilmemiz umuduyla... *
devamını gör...
hologram sevgili
özellikle beyaz yakalı 30 yaşlarında yalnız yaşayan paralı japon erkekleri hedefleyen gatebox isimli bir firmanın dünyamıza dahil ettiği kavram.
efenim kavonazda yaşayan hologram bir anime kızı size günaydın, iyi geceler diliyor, siz işteyken telefonunuza "özledim aşqım çabuk gel" minvalinde mesaj atıyor, anladığım kadarıyla ışıkları açıp kapıyor falan.
tanıtım için şöyle bir videoları var:
video
hayır arkadaş gerçek sevgilim bana "bil bakalım bugün ne diye" sorsa, ilişkiye başlamanın üçüncü ayı olduğu aklıma kabotaj bayramından sonra 352. sırada falan gelebilir. hem o kadar (yaklaşık 20 bin tl) para ver üzerine ilişkinin üçüncü ayını unuttum diye trip ye. yemin ederim patlatırım o kazanozu!
manyaklara bak. çinliler bunun yarı fiyatına sixpacklı sex robotu yapıyor be!
efenim kavonazda yaşayan hologram bir anime kızı size günaydın, iyi geceler diliyor, siz işteyken telefonunuza "özledim aşqım çabuk gel" minvalinde mesaj atıyor, anladığım kadarıyla ışıkları açıp kapıyor falan.
tanıtım için şöyle bir videoları var:
video
hayır arkadaş gerçek sevgilim bana "bil bakalım bugün ne diye" sorsa, ilişkiye başlamanın üçüncü ayı olduğu aklıma kabotaj bayramından sonra 352. sırada falan gelebilir. hem o kadar (yaklaşık 20 bin tl) para ver üzerine ilişkinin üçüncü ayını unuttum diye trip ye. yemin ederim patlatırım o kazanozu!
manyaklara bak. çinliler bunun yarı fiyatına sixpacklı sex robotu yapıyor be!
devamını gör...
güneş (yazar)
#849423
hâlâ aynı fikirdeyim, hatta ısrar da ediyorum.
hazır sözlük sakin, yazarlar tatilde iken mis gibi olur, çok güzel olur.
yoksa yapacak bişi yok, el mahkum nick değiştirecek hoşşiklerin güneşi diye. *
hâlâ aynı fikirdeyim, hatta ısrar da ediyorum.
hazır sözlük sakin, yazarlar tatilde iken mis gibi olur, çok güzel olur.
yoksa yapacak bişi yok, el mahkum nick değiştirecek hoşşiklerin güneşi diye. *
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının hissettikleri
aşırı ama aşırı yoruldum.. ruhen de bedenen de.. tüm misafirler gitti ama bugün bende bittim..tek isteğim uyku...
devamını gör...
dön bebeğim
bir ümit sayın şarkısıdır.
şarkının söz ve müziğinin sahibi olan ümit sayın da harika seslendirmiş olsa da şarkı tarkan’ın sesinden dinlenince bambaşka bir hal alıyor ve belli ki almaya devam edecek.
tarkan’ın 1994 yılında çıkardığı a acayipsin albümünde yer alan şarkı hem kullanılan enstrümanlar, hem sözleri, hem de bestesi ile müthiş ve unutulmaz bir şarkıdır. bunların üzerine türk pop müziğinin en yenilikçi isimlerinden biri olan tarkan’ı yorum eklenince tadından yenmez.
şarkının efsane olmasının bir diğer nedeni de abdullah oğuz’un çektiği kliptir. türk pop müzik tarihinde new york’a gidip klip çekme fikri ilk kez tarkan’ın aklına gelmiş olabilir. klipte oynayan manken, dansçı ve oyuncu chris o dönem ergenlik döneminde olan bütün erkeklerin hayalini süslüyordu.
klip o dönem sansürsüz hayata geçiş yapmakta olan ve sınırları aşma konusunda çok istekli olan türk televizyonları için bile fazla erotik olduğu için bazı sahnelerini çıkarmak zorunda kalmıştır yönetmen. daha sonra bu görüntüleri klip arkası olarak siyah beyaz yayımlamıştır.
bu tanımla hatırlayan ve dinlemek isteyenler için:
dön bebeğim
şarkının söz ve müziğinin sahibi olan ümit sayın da harika seslendirmiş olsa da şarkı tarkan’ın sesinden dinlenince bambaşka bir hal alıyor ve belli ki almaya devam edecek.
tarkan’ın 1994 yılında çıkardığı a acayipsin albümünde yer alan şarkı hem kullanılan enstrümanlar, hem sözleri, hem de bestesi ile müthiş ve unutulmaz bir şarkıdır. bunların üzerine türk pop müziğinin en yenilikçi isimlerinden biri olan tarkan’ı yorum eklenince tadından yenmez.
şarkının efsane olmasının bir diğer nedeni de abdullah oğuz’un çektiği kliptir. türk pop müzik tarihinde new york’a gidip klip çekme fikri ilk kez tarkan’ın aklına gelmiş olabilir. klipte oynayan manken, dansçı ve oyuncu chris o dönem ergenlik döneminde olan bütün erkeklerin hayalini süslüyordu.
klip o dönem sansürsüz hayata geçiş yapmakta olan ve sınırları aşma konusunda çok istekli olan türk televizyonları için bile fazla erotik olduğu için bazı sahnelerini çıkarmak zorunda kalmıştır yönetmen. daha sonra bu görüntüleri klip arkası olarak siyah beyaz yayımlamıştır.
bu tanımla hatırlayan ve dinlemek isteyenler için:
dön bebeğim
devamını gör...
psikolojik sağlık
hayatta kalma iç güdüsünün psişik varyantıdır. hastalanmamak için pek çok önlem alırız ama psikolojik sağlığımızı korumak için ne yapmamız gereketiği konusunda pek fikrimiz yoktur.
psikolojik sağlık ve fiziksel sağlık bir çok benzerlik taşır. kafanızı bir yere vurduğunuzda kafanız ağrır şişer morarır vs, birinden duyulan kötü sözlerde canınızı sıkar sizi bunaltır sinirlerinizi bozar. fiziksel acıdan kaçınmak için bir yerlere çarpmamaya özen gösteririz peki psikolojik sağlığımızı korumak için ne gibi önlemler almalıyız? genelde bizim için sıkıntı oluşturabilecek şeylerden uzak durmayı tercih ederek bir savunma kalkanı yaratırız, fakat sosyal bir bireyin olası problemlerden kaçınmaya çalışmasıda başlı başına bir psikolojik rahatsızlıktır. sağlıklı bir psikolojisi olan birey, olası sorunlara karşı her zaman hazırlıklı olmalı ve zarar görmeden sorunlarla yüzleşebilecek şekilde bir psikolojik bağışıklık geliştirmelidir. işte buna inanç denir. inanç derken kastettiğim bireyin hayata bakış açısı, olayları kendisini etkileyemeyecek boyutlara indirgemesi ve yaşamla göğüs göğüse çarpışabilmesini sağlayan farkındalık seviyesi yada paradigması diyebiliriz.
inanç bireysel felsefe ile inşa edilir. din burda bir klavuzdur. asıl inanç bireyseldir. dinler katalizör görevi görür, bunun kanıtı aynı dine mensup, fakat farklı bakış açıları olan insanlardır. herkesin olaylara yaklaşımı ve tepkisi aynı değildir çünkü kişisel paradigmaları birbirinden farklıdır. felsefe ve onunla şekillenen inanç dinle yolunu bulur. bu şekilde psikolojik sağlık belirlenir.
psikolojik sağlık ve fiziksel sağlık bir çok benzerlik taşır. kafanızı bir yere vurduğunuzda kafanız ağrır şişer morarır vs, birinden duyulan kötü sözlerde canınızı sıkar sizi bunaltır sinirlerinizi bozar. fiziksel acıdan kaçınmak için bir yerlere çarpmamaya özen gösteririz peki psikolojik sağlığımızı korumak için ne gibi önlemler almalıyız? genelde bizim için sıkıntı oluşturabilecek şeylerden uzak durmayı tercih ederek bir savunma kalkanı yaratırız, fakat sosyal bir bireyin olası problemlerden kaçınmaya çalışmasıda başlı başına bir psikolojik rahatsızlıktır. sağlıklı bir psikolojisi olan birey, olası sorunlara karşı her zaman hazırlıklı olmalı ve zarar görmeden sorunlarla yüzleşebilecek şekilde bir psikolojik bağışıklık geliştirmelidir. işte buna inanç denir. inanç derken kastettiğim bireyin hayata bakış açısı, olayları kendisini etkileyemeyecek boyutlara indirgemesi ve yaşamla göğüs göğüse çarpışabilmesini sağlayan farkındalık seviyesi yada paradigması diyebiliriz.
inanç bireysel felsefe ile inşa edilir. din burda bir klavuzdur. asıl inanç bireyseldir. dinler katalizör görevi görür, bunun kanıtı aynı dine mensup, fakat farklı bakış açıları olan insanlardır. herkesin olaylara yaklaşımı ve tepkisi aynı değildir çünkü kişisel paradigmaları birbirinden farklıdır. felsefe ve onunla şekillenen inanç dinle yolunu bulur. bu şekilde psikolojik sağlık belirlenir.
devamını gör...
hoşlanılan erkeğin poposuna şaplak atmak
kadın kişiyi oldukça tatmin eden bir harekettir.
erkeklerin de hoşuna gidiyordur yalan sıkmasınlar burada.
erkeklerin de hoşuna gidiyordur yalan sıkmasınlar burada.
devamını gör...
yazarların keşke olsa dedikleri şeyler
keşke kendi evim olsa... böyle tek başıma felekten bir gece çalsam, rahat rahat balkonumda sigara-kahve yapabilsem...
devamını gör...

