filenin sultanları'na din ile saldıran imam
beyni örümcek ağları ile örülü bir gerici.
devamını gör...
acaba bir simülasyonun içinde miyiz sorunsalı
yani o kadar çok belirtisi var ki bu durumun.
düşündüğünüz kişinin yolda aniden karşınızda belirmesi.
o gün ilgilendiğiniz konunun sözlükte başlığının açılmış olması.
ama ben simülasyondan daha çok bilinçli bir rüyada olduğumuzu düşünüyorum.
düşündüğünüz kişinin yolda aniden karşınızda belirmesi.
o gün ilgilendiğiniz konunun sözlükte başlığının açılmış olması.
ama ben simülasyondan daha çok bilinçli bir rüyada olduğumuzu düşünüyorum.
devamını gör...
evde tek başına kalınca yapılacak aktivite
kafa dinlemek, şarkı söylemek.
devamını gör...
unutulmayan lise anıları
lise son, tek sayısal sınıftık 5 erkek bir de ben. çok garip anılarım vardır.
gazoz içiyordum, pasif agresif arkadaşım şişe güzelmiş molotof yapalım mı dedi. yapalım dedik sakince. boş şişe, çamaşır suyu, biraz kurumuş ıslak mendil, çakmak ile yaptığımız molotofu okulun ilerisinde bulunan evin boş otoparkına attık. atan kişi şişeyi yanlış tutunca gözüne çamaşır suyu sıçradı. molotofumuz da patlamadı zaten. puff diye bir ses çıktı birazcık yandı sonra söndü. sessizce okula döndük sonra... gerilla anımız da böylece son buldu.
gazoz içiyordum, pasif agresif arkadaşım şişe güzelmiş molotof yapalım mı dedi. yapalım dedik sakince. boş şişe, çamaşır suyu, biraz kurumuş ıslak mendil, çakmak ile yaptığımız molotofu okulun ilerisinde bulunan evin boş otoparkına attık. atan kişi şişeyi yanlış tutunca gözüne çamaşır suyu sıçradı. molotofumuz da patlamadı zaten. puff diye bir ses çıktı birazcık yandı sonra söndü. sessizce okula döndük sonra... gerilla anımız da böylece son buldu.
devamını gör...
saçlarını erkek gibi kestiren kadın çekiciliği
saçlarını "kısa" kestiren kadındır. erkek gibi saç, kadın gibi kıyafet olmaz. erkek gibi davranmak, kadın gibi ağlamak vb. kalıplar da hiç hoş değildir ve çağ dışıdır. ayrıca her şey insanlar içindir.
devamını gör...
yoldaşın kullanılabilir karma puanı
hesaplayan adamlarda bugünün konuğu benim efendim.
öncelikle sözlüğü kurmuş olmasına rağmen onun da bir kullanılabilir karma puanı var. aslında amacım arka planda karma yolsuzluğu yapılıp yapılmadığına bakmaktı. ve öğrendim ki yapılmıyormuş. şimdi hesap zamanı;
-kişisel ileti:500
-gizli gezinme:500
-takipçileri gör*:1500
toplam:2500
şimdi rozetlere gelelim.
-her şey çok güzel olacak:500
-snatch:500
-the doors:5000
-breaking bad:1500
toplam:7500
toplam karma:13301.5
kullanılmış karma puanı:10000
kalan:3301.5
yani kullanılabilir karma puanı 3301.5 muş.
bugünde hesapladık elham.
yoldaşın tepkisi ektedir*
öncelikle sözlüğü kurmuş olmasına rağmen onun da bir kullanılabilir karma puanı var. aslında amacım arka planda karma yolsuzluğu yapılıp yapılmadığına bakmaktı. ve öğrendim ki yapılmıyormuş. şimdi hesap zamanı;
-kişisel ileti:500
-gizli gezinme:500
-takipçileri gör*:1500
toplam:2500
şimdi rozetlere gelelim.
-her şey çok güzel olacak:500
-snatch:500
-the doors:5000
-breaking bad:1500
toplam:7500
toplam karma:13301.5
kullanılmış karma puanı:10000
kalan:3301.5
yani kullanılabilir karma puanı 3301.5 muş.
bugünde hesapladık elham.
yoldaşın tepkisi ektedir*
devamını gör...
kimsenin takmadığı bir sözlükte kimsenin takmadığı bir yazar olmak
sözlük alemine yeni arkadaşların kafasına taktığı konulardan biridir; "yazdıklarımızı kimse okumuyor, o halde yazmanın da bir anlamı yok" meselesi. ben yaklaşık 12 senedir sözlüklerde yazar oldum, yazdım, çizdim, okudum, okundum, uzun uzun tartıştım, alkışlar aldım, davetler aldım, küfürler yedim. bugün geldiğim noktada çıkarımım, hiç fark etmediğidir.
esasında kimse kimsenin umurunda değildir. ilk önce bilmemiz gereken acı kural budur ve hayatımızın her döneminde, özellikle karar vermemiz gereken dönemlerde mutlaka adamakıllı ele almamız gerekir. sizin bir yerde konuştuğunuz şeylerden, karşınızdaki kendi yaşantısıyla ne kadarını bağdaştırabiliyorsa, ne kadar içselleştirebiliyorsa ya da o anda ne duymak istiyorsa o kadarını alır. sonra o konuda sizinle bir tartışma içine girer ve bu tartışma, eğer siz bir konuda yazarken ya da konuşurken o konuyla alakalı birikiminizle yazmışsanız, konuşmuşsanız genellikle kısır bir tartışma olur, nadiren insanlar birbirinin ufkunu açan sohbetler yapar. zaten öbür türlü bir boka yaramayan asalak bir yazarsınızdır ve kimse sizinle tartışmayacaktır.
beğeni, favori gibi şeyler kişinin kendisini değerlendirmesi açısından önemlidir. unutmamamız gereken şey ise, sözlükler, hayata dair konular hakkında düşünmemizi sağlayan yerlerdir. bazı yazarlardan bir şeyler öğreniriz, bazen kendi düşüncelerimizi yazıp okur, tutarsızlıkları buluruz. yavaş yavaş yontarız kendimizi, nerelerde uçlardaymışız, nerelerde gerideymişiz, yıllar geçerken bakakalmışmıyız öylece. üç beş paragraf yıkar geçer düşünce dünyanı, "yavan yaşamışız, çok yavan, yazık etmişiz" dersin kendine.
sözlüğü günlük gibi kullanmanızı tavsiye ederim. kendi izinizi takip edin, kime kızgınsanız dökün içinizi, kime ne söyleyemediyseniz, formata uydurup saçın etrafa. okuyan olursa, bir insan bir insana nasıl böyle kızabilir, bir insan bir insanı nasıl böyle sevebilir desinler. sonraları dönüp bakın, "ne toymuşum ya hu, amma da abartmışım, gençliğimin heyecanı varmış, biraz da aptalmışım" deyin. yaş geçtikçe insan nasıl duruluyormuş, hayat nasıl zalim yüzünü gösterip adam ediyormuş insanı gözlerinizle görün. bu yaşam sizin, tek kalıcı şahidi sizsiniz.
esasında kimse kimsenin umurunda değildir. ilk önce bilmemiz gereken acı kural budur ve hayatımızın her döneminde, özellikle karar vermemiz gereken dönemlerde mutlaka adamakıllı ele almamız gerekir. sizin bir yerde konuştuğunuz şeylerden, karşınızdaki kendi yaşantısıyla ne kadarını bağdaştırabiliyorsa, ne kadar içselleştirebiliyorsa ya da o anda ne duymak istiyorsa o kadarını alır. sonra o konuda sizinle bir tartışma içine girer ve bu tartışma, eğer siz bir konuda yazarken ya da konuşurken o konuyla alakalı birikiminizle yazmışsanız, konuşmuşsanız genellikle kısır bir tartışma olur, nadiren insanlar birbirinin ufkunu açan sohbetler yapar. zaten öbür türlü bir boka yaramayan asalak bir yazarsınızdır ve kimse sizinle tartışmayacaktır.
beğeni, favori gibi şeyler kişinin kendisini değerlendirmesi açısından önemlidir. unutmamamız gereken şey ise, sözlükler, hayata dair konular hakkında düşünmemizi sağlayan yerlerdir. bazı yazarlardan bir şeyler öğreniriz, bazen kendi düşüncelerimizi yazıp okur, tutarsızlıkları buluruz. yavaş yavaş yontarız kendimizi, nerelerde uçlardaymışız, nerelerde gerideymişiz, yıllar geçerken bakakalmışmıyız öylece. üç beş paragraf yıkar geçer düşünce dünyanı, "yavan yaşamışız, çok yavan, yazık etmişiz" dersin kendine.
sözlüğü günlük gibi kullanmanızı tavsiye ederim. kendi izinizi takip edin, kime kızgınsanız dökün içinizi, kime ne söyleyemediyseniz, formata uydurup saçın etrafa. okuyan olursa, bir insan bir insana nasıl böyle kızabilir, bir insan bir insanı nasıl böyle sevebilir desinler. sonraları dönüp bakın, "ne toymuşum ya hu, amma da abartmışım, gençliğimin heyecanı varmış, biraz da aptalmışım" deyin. yaş geçtikçe insan nasıl duruluyormuş, hayat nasıl zalim yüzünü gösterip adam ediyormuş insanı gözlerinizle görün. bu yaşam sizin, tek kalıcı şahidi sizsiniz.
devamını gör...
celladıma gülümserken çektirdiğim resmin arkasındaki satırlar
ismet özel'in ismet özel olduğu zamanlarda yazdığı muazzam şiiridir:
--- alıntı ---
ben ismet özel, şair, kırk yaşında.
her şey ben yaşarken oldu, bunu bilsin insanlar
ben yaşarken koptu tufan
ben yaşarken yeni baştan yaratıldı kainat
her şeyi gördüm içim rahat
gök yarıldı, çamura can verildi
linç edilmem için artık bütün deliller elde
kazandım nefretini fahişelerin
lanet ediyor bana bakireler de.
sözlerim var köprüleri geçirmez
kimseyi ateşten korumaz kelimelerim
kılıçsızım, saygım kalmadı buğday saplarına
uçtum ama uçuşum
radarlarla izlendi
gayret ettim ve sövdüm
bu da geçti polis kayıtlarına.
haytanın biriyim ben, bunu bilsin insanlar
ruhumun peşindedir zaptiyeler ve maliye
kara ruhlu der bana görevini aksatmayan kim varsa
laboratuvarda çalışanlara sorarsanız
ruhum sahte
evi nepal'de kalmış
slovakyalı salyangozdur ruhum
sınıfları doğrudan geçip
gerçekleri gören gençlerin gözünde.
acaba kim bilen doğrusunu? hatta ben
kıyı bucak kaçıran ben ruhumu
sanki ne anlıyorum?
ola ki
şeytana satacak kadar bile bende ondan yok.
telaş içinde kendime bir devlet sırrı beğeniyorum
çünkü bu, ruhum olmasa da saklanacak bir şeydir
devlet sırrıyla birlikte insanın
sinematografik bir hayatı olabilir
o kibar çevrelerden gizli batakhanelere
yolculuklar, lokantalar, kır gezmeleri
ve sonunda estetik bir
idam belki!
evet, evet ruhu olmak
bütün bunları sağlayamaz insana.
doğruysa bu yargı
bu sonuç
bu çıkarsama
neden peki her şeyi bulandırıyor
ertelenen bir konferans
geç kalkan bir otobüs?
milli şefin treni niçin beyaz?
ruslar neden yürüyorlar berlin'e?
ne saçma! ne budalaca!
dört incil'den yuhanna'yı
tercih edişim niye?
ben oysa
herkes gibi
herkesin ortasında
burada, bu istasyonda, bu siyah
paltolu casusun eşliğinde
en okunaklı çehremle bekliyorum
oyundan çıkmıyorum
korkuyorum sıram geçer
biletim yanar diye
önümde bir yığın açalya
bir sürü çarkıfelek
gergin çenekli cesetleriyle
önümde binlerce çiçek
korkuyorum sıra sende
sen de başla ve bitir diyecek.
yo, hayır
yapamaz bunu, yapmasın bana dünya
söyleyin
aynada iskeletini
görmeye kadar varan kaç
kaç kişi var şunun şurasında?
gelin
bir pazarlık yapalım sizinle ey insanlar!
bana kötü
bana terkettiğiniz düşünceleri verin
o vazgeçtiğiniz günler, eski yanlışlarınız
ah, ne aptalmışım dediğiniz zamanlar
onları verin, yakınmalarınızı
artık gülmeye değer bulmadığınız şakalar
ben aştım onları dediğiniz ne varsa
bunda üzülecek ne var dediğiniz neyse onlar
boşa çıkmış çabalar, bozuk niyetleriniz
içinizde kırık dökük, yoksul, yabansı
verin bana
verin taammüden işlediğiniz suçları da.
bedelinde biliyorum size çek
yazmam yakışık almaz
bunca kaybolmuş talan
parayla ölçülür mü ya?
bakın ben, bir çok tuhaf
marifetimin yanısıra
ilginç ödeme yolları bulabilen biriyim
üstüme yoktur ödeme hususunda
sözün gelişi
üyesi olduğunuz dernek toplantısında
bir söyleve ne dersiniz?
bir söylev: büyük insanlık ideali hakkında!
yahut adınıza bir çekiliş düzenleyebilirim
kazanana vertigolar, nostaljiler
karasevdalar çıkar.
yapılsın adil pazarlık
yapılsın yapılacaksa
işte koydum işlemeyi düşündüğüm suçları
sizin geçmiş hatalarınız karşısına.
ne yapsam
döl saçan her rüzgarın
vebası bende kalacak
varsın bende biriksin
durgun suyun sayhası
yumuşatmayı bilen ateş
öğüt sahibi toprak
nasıl olsa geri verecek
benim kılıcımı.
(1984)
--- alıntı ---
--- alıntı ---
ben ismet özel, şair, kırk yaşında.
her şey ben yaşarken oldu, bunu bilsin insanlar
ben yaşarken koptu tufan
ben yaşarken yeni baştan yaratıldı kainat
her şeyi gördüm içim rahat
gök yarıldı, çamura can verildi
linç edilmem için artık bütün deliller elde
kazandım nefretini fahişelerin
lanet ediyor bana bakireler de.
sözlerim var köprüleri geçirmez
kimseyi ateşten korumaz kelimelerim
kılıçsızım, saygım kalmadı buğday saplarına
uçtum ama uçuşum
radarlarla izlendi
gayret ettim ve sövdüm
bu da geçti polis kayıtlarına.
haytanın biriyim ben, bunu bilsin insanlar
ruhumun peşindedir zaptiyeler ve maliye
kara ruhlu der bana görevini aksatmayan kim varsa
laboratuvarda çalışanlara sorarsanız
ruhum sahte
evi nepal'de kalmış
slovakyalı salyangozdur ruhum
sınıfları doğrudan geçip
gerçekleri gören gençlerin gözünde.
acaba kim bilen doğrusunu? hatta ben
kıyı bucak kaçıran ben ruhumu
sanki ne anlıyorum?
ola ki
şeytana satacak kadar bile bende ondan yok.
telaş içinde kendime bir devlet sırrı beğeniyorum
çünkü bu, ruhum olmasa da saklanacak bir şeydir
devlet sırrıyla birlikte insanın
sinematografik bir hayatı olabilir
o kibar çevrelerden gizli batakhanelere
yolculuklar, lokantalar, kır gezmeleri
ve sonunda estetik bir
idam belki!
evet, evet ruhu olmak
bütün bunları sağlayamaz insana.
doğruysa bu yargı
bu sonuç
bu çıkarsama
neden peki her şeyi bulandırıyor
ertelenen bir konferans
geç kalkan bir otobüs?
milli şefin treni niçin beyaz?
ruslar neden yürüyorlar berlin'e?
ne saçma! ne budalaca!
dört incil'den yuhanna'yı
tercih edişim niye?
ben oysa
herkes gibi
herkesin ortasında
burada, bu istasyonda, bu siyah
paltolu casusun eşliğinde
en okunaklı çehremle bekliyorum
oyundan çıkmıyorum
korkuyorum sıram geçer
biletim yanar diye
önümde bir yığın açalya
bir sürü çarkıfelek
gergin çenekli cesetleriyle
önümde binlerce çiçek
korkuyorum sıra sende
sen de başla ve bitir diyecek.
yo, hayır
yapamaz bunu, yapmasın bana dünya
söyleyin
aynada iskeletini
görmeye kadar varan kaç
kaç kişi var şunun şurasında?
gelin
bir pazarlık yapalım sizinle ey insanlar!
bana kötü
bana terkettiğiniz düşünceleri verin
o vazgeçtiğiniz günler, eski yanlışlarınız
ah, ne aptalmışım dediğiniz zamanlar
onları verin, yakınmalarınızı
artık gülmeye değer bulmadığınız şakalar
ben aştım onları dediğiniz ne varsa
bunda üzülecek ne var dediğiniz neyse onlar
boşa çıkmış çabalar, bozuk niyetleriniz
içinizde kırık dökük, yoksul, yabansı
verin bana
verin taammüden işlediğiniz suçları da.
bedelinde biliyorum size çek
yazmam yakışık almaz
bunca kaybolmuş talan
parayla ölçülür mü ya?
bakın ben, bir çok tuhaf
marifetimin yanısıra
ilginç ödeme yolları bulabilen biriyim
üstüme yoktur ödeme hususunda
sözün gelişi
üyesi olduğunuz dernek toplantısında
bir söyleve ne dersiniz?
bir söylev: büyük insanlık ideali hakkında!
yahut adınıza bir çekiliş düzenleyebilirim
kazanana vertigolar, nostaljiler
karasevdalar çıkar.
yapılsın adil pazarlık
yapılsın yapılacaksa
işte koydum işlemeyi düşündüğüm suçları
sizin geçmiş hatalarınız karşısına.
ne yapsam
döl saçan her rüzgarın
vebası bende kalacak
varsın bende biriksin
durgun suyun sayhası
yumuşatmayı bilen ateş
öğüt sahibi toprak
nasıl olsa geri verecek
benim kılıcımı.
(1984)
--- alıntı ---
devamını gör...
klasikleşmiş muhteşem yüzyıl replikleri
'sen prensessin ben köleyim ha'
devamını gör...
6 mayıs 1972
her 6 mayıs'ta inatla gözümü dolduran; şafağında, türkiye tarihindeki en büyük utançlardan birinin yaşandığı gün. deniz'i, yusuf'u ve hüseyin'i anıt gibi bir ağıtla, saygıyla anıyorum.
sardunyaya ağıt
ikindiyin saat beşte,
baş gardiyan rıza başta,
karalar bastı koğuşa
ikindiyin saat beşte.
seyre durduk tantanayı,
tutuklayıp sardunyayı
attılar dipkapalıya
ikindiyin saat beşte.
yataklık etmiş ki zaar
suçu tevatür ve esrar,
elbet bir kızıllığı var
ikindiyin saat beşte.
dirlik düzenlik kurtulur,
müdür koltuğa kurulur,
çiçek demire vurulur
ikindiyin saat beşte.
canların gözleri yaşta,
aklı idamlık yoldaşta,
yeşil ölümle dalaşta
sabahleyin saat beşte.
can yücel
sardunyaya ağıt
ikindiyin saat beşte,
baş gardiyan rıza başta,
karalar bastı koğuşa
ikindiyin saat beşte.
seyre durduk tantanayı,
tutuklayıp sardunyayı
attılar dipkapalıya
ikindiyin saat beşte.
yataklık etmiş ki zaar
suçu tevatür ve esrar,
elbet bir kızıllığı var
ikindiyin saat beşte.
dirlik düzenlik kurtulur,
müdür koltuğa kurulur,
çiçek demire vurulur
ikindiyin saat beşte.
canların gözleri yaşta,
aklı idamlık yoldaşta,
yeşil ölümle dalaşta
sabahleyin saat beşte.
can yücel
devamını gör...
william shakespeare
“inanma istersen yıldızların yandığına
güneşin döndüğüne inanma
doğrunun ta kendisini yalan bil
ama seni sevdiğime inan” hamlet
çok basit ama bir o kadar da naif
güneşin döndüğüne inanma
doğrunun ta kendisini yalan bil
ama seni sevdiğime inan” hamlet
çok basit ama bir o kadar da naif
devamını gör...
yağmura en çok yakışan şey
sahil kenarı.
devamını gör...
celal şengör'ün ilber ortaylı'ya dipsiz kuyu pezevenk demesi
kahkaha attıran görüntüdür. kahkaha attıran son kelimesi ve söyleyiş ifadesi olmakla birlikte tanımın kendisi ortaylı için çok doğrudur.
devamını gör...
zamanın yavaş aktığı yerler
(bkz: kara delik)
özellikle, olay ufku olarak tanımlanan merkez bölgesinde, zamanın durma noktasına geldiği düşünülmektedir.
özellikle, olay ufku olarak tanımlanan merkez bölgesinde, zamanın durma noktasına geldiği düşünülmektedir.
devamını gör...
dişil sözlük
kafa sözlük'ün olması gereken adı.
yazarlarının çoğu hayallerde yaşayan, orasını burasını teşhirleyen, profil fotosu koyup takipçi bekleyen ilgi delisi kızlardan oluşan ve kadınlara yönelik gerçekleri, küfürsüz tespitleri ve eleştirileri keyfi olarak anında silen kadın moderatörleri olan bir sözlüğün böyle bir ismi olması daha doğru olacaktır.
yazarlarının çoğu hayallerde yaşayan, orasını burasını teşhirleyen, profil fotosu koyup takipçi bekleyen ilgi delisi kızlardan oluşan ve kadınlara yönelik gerçekleri, küfürsüz tespitleri ve eleştirileri keyfi olarak anında silen kadın moderatörleri olan bir sözlüğün böyle bir ismi olması daha doğru olacaktır.
devamını gör...
sözlük yazarlarının favori normal sözlük yazarları
yok abi şu an seni okuyamam çok uzun yazmışsın.
ama sen başkasın seni tabii ki okurum.
bu da mı gol be,
ulan ne vurdu görüyor musun?
öyle ölmeyiz füze at!
bu nası sözlük arkadaş biz laf atılıyor diye gelmiştik, laf cambazları varmış burda!
ama bu kadar da iyiniyetli olunmaz ki, bir yazar hiç mi kimseyle takışmaz?
bir saat hiç mi yanlışı göstermez?
hadi hep doğruyu gösterdi, bırak da bari biz yanlışı gösterelim di mi. yok, biz de doğruyu gösterecekmişiz.(o sırada iç sesin iç sesi: e yerden göğe kadar haklı.)
yine mizah yine istihza!
bakıyorlar ama göremiyorlar,
uzansalar alacaklar ama kolları yetişmiyor!
bambaşkadırlar.
ama sen başkasın seni tabii ki okurum.
bu da mı gol be,
ulan ne vurdu görüyor musun?
öyle ölmeyiz füze at!
bu nası sözlük arkadaş biz laf atılıyor diye gelmiştik, laf cambazları varmış burda!
ama bu kadar da iyiniyetli olunmaz ki, bir yazar hiç mi kimseyle takışmaz?
bir saat hiç mi yanlışı göstermez?
hadi hep doğruyu gösterdi, bırak da bari biz yanlışı gösterelim di mi. yok, biz de doğruyu gösterecekmişiz.(o sırada iç sesin iç sesi: e yerden göğe kadar haklı.)
yine mizah yine istihza!
bakıyorlar ama göremiyorlar,
uzansalar alacaklar ama kolları yetişmiyor!
bambaşkadırlar.
devamını gör...
sarmaşık gülleri
çiçekleri güzel kokulu ve göz alıcı değişik renklerde olan “rosa multiflora” olarak da bilinen güllerdir. birçok şiir, roman ve filme konu olmuştur bu güller.
“sarmaşık gülleri” adlı roman dahil 60'a yakın aşk romanı yazan ve romanlarının bazıları sinemaya uyarlanan muazzez tahsin berkand " ben yazdığım romanlarda okuyucuyu hayatın iğrenç ve ıstıraplı sahalarından sıyırarak hayalimde yaşattığım güzel ve tatlı alemlerde gezdirmek ve onlara hoş saatler geçirtmek isterim." derken romanlarında aşkın simgesi olarak da sarmaşık güllerini seçtiğini belirtmiştir.
1950 yılında çıkarmış olduğu romanın 1968 yılında başrollerinde hülya koçyiğit ve kartal tibet’in oynadığı filmi çekilmiş ve döneminin en beğenilen aşk filmlerinden biri olmuştur.
“sarmaşık gülleri” şarkısının sözleri...
yalnız kalan ruhumun acısı çok derindir
yıllar geçse de inan kalbimin esiridir
alamaz bin sevgili kalbimdeki bu yeri
sanki içimde açan bu sarmaşık gülleri
her yerde hatıran var
her şey seninle doğru
her şeyde senin ismin
bu yol aşkımın yolu
alamaz bin sevgili kalbimdeki bu yeri
sanki içimde açan bu sarmaşık gülleri…şarkısı
“sarmaşık gülleri” adlı roman dahil 60'a yakın aşk romanı yazan ve romanlarının bazıları sinemaya uyarlanan muazzez tahsin berkand " ben yazdığım romanlarda okuyucuyu hayatın iğrenç ve ıstıraplı sahalarından sıyırarak hayalimde yaşattığım güzel ve tatlı alemlerde gezdirmek ve onlara hoş saatler geçirtmek isterim." derken romanlarında aşkın simgesi olarak da sarmaşık güllerini seçtiğini belirtmiştir.
1950 yılında çıkarmış olduğu romanın 1968 yılında başrollerinde hülya koçyiğit ve kartal tibet’in oynadığı filmi çekilmiş ve döneminin en beğenilen aşk filmlerinden biri olmuştur.
“sarmaşık gülleri” şarkısının sözleri...
yalnız kalan ruhumun acısı çok derindir
yıllar geçse de inan kalbimin esiridir
alamaz bin sevgili kalbimdeki bu yeri
sanki içimde açan bu sarmaşık gülleri
her yerde hatıran var
her şey seninle doğru
her şeyde senin ismin
bu yol aşkımın yolu
alamaz bin sevgili kalbimdeki bu yeri
sanki içimde açan bu sarmaşık gülleri…şarkısı
devamını gör...
yaz tatillerinde camiye gitmek
bir tık üstü yatılı olarak kuran kursuna gitmek ve 3 ay orada geçirmektir. şahsımın 2 yaz üst üste yaşayıp lanet getirdiği ve dinden diyanetten tamamen soğuduğu bir gerçektir..velhasıl insanın içinde olacak efendim,olmadımı olmuyor.
devamını gör...
yolpalas cinayeti
halide edip adıvar'ın, metin erksan tarafından sinemaya da uyarlanan romanının ismi.
devamını gör...
