biten ilişkinin ardından yapılanlar
hiçbir ilişkim iyi bitmedi. öyle ya da böyle psikolojik ve fiziksel bir hasar aldım. ve sürekli kendimi toplamaya çalıştım. hata benim biraz saf oluşumdaydı, karşılıksız sevmemdi. psikolojik çöküntü oluştu her ilişkimden sonra. o yüzden bir süredir kimseyle görüşmüyorum, görüşmek de istemiyorum bir süre daha. belki birkaç yılı bulur, bilmiyorum.
ama şunu öğrendim; asla sonsuz sevgi ve fedakârlık yapmamam gerekmiş, inanmamam gerekmiş. bana değer vermeyini kapı önüne koyma cesaretini topladım ve yapıyorum bunu son bir yıldır falan. kimse benden önemli değil. hele de zor günümde yanımda değilse gram önemi kalmaz. ilişki çok elzem bir şey değilmiş arkadaşlar ve ne kadar çok sevilmek isterseniz o kadar kaybediyorsunuz. umarım bundan sonra güzel deneyimim olur, iyilerle karşılaşmamız umuduyla.
ama şunu öğrendim; asla sonsuz sevgi ve fedakârlık yapmamam gerekmiş, inanmamam gerekmiş. bana değer vermeyini kapı önüne koyma cesaretini topladım ve yapıyorum bunu son bir yıldır falan. kimse benden önemli değil. hele de zor günümde yanımda değilse gram önemi kalmaz. ilişki çok elzem bir şey değilmiş arkadaşlar ve ne kadar çok sevilmek isterseniz o kadar kaybediyorsunuz. umarım bundan sonra güzel deneyimim olur, iyilerle karşılaşmamız umuduyla.
devamını gör...
normal sözlük'ün underrated yazarları
ahh ahh değerimizi bilen olmadı, zaten 30 yaş üstüyüz diye teyze dediler bize, bayramda bile arayanımız soranımız yok. gençlerde hiç ahlak kalmamış, bizim zamanımızda böyle miydi?
(bkz: 30 yaş üstü kadınların teyze olması)
(bkz: 30 yaş üstü yazarlar uçurulsun kampanyası)
(bkz: jess)
(bkz: 30 yaş üstü kadınların teyze olması)
(bkz: 30 yaş üstü yazarlar uçurulsun kampanyası)
(bkz: jess)
devamını gör...
eternity and a day
insanın ruhuna seslenen filmdir.
şu replikle etkilemiştir beni:
"neden, anne…
neden hiç bir şey beklendiği gibi olmadı
neden?
neden çürüyüp gider insan… sessizce…
acıyla ihtiras arasında parçalanarak?
…
neden sadece ve sadece kendi ayak seslerimi duydum evin içinde?
neden?
söyle bana, anne…
insan neden bilmez nasıl seveceğini?”
şu replikle etkilemiştir beni:
"neden, anne…
neden hiç bir şey beklendiği gibi olmadı
neden?
neden çürüyüp gider insan… sessizce…
acıyla ihtiras arasında parçalanarak?
…
neden sadece ve sadece kendi ayak seslerimi duydum evin içinde?
neden?
söyle bana, anne…
insan neden bilmez nasıl seveceğini?”
devamını gör...
gerçek bir hikaye
samsatlı loukianos'un (m.s. 125-180) homeros'a ve herodotos'a bir nevi sataştığı, onları eleştirdiği ve bir bakıma onların mantıksızlığını, yaptığı işlerdeki anlamsızlığı anlatmaya çalıştığı eseridir. bir parodi eserdir. homeros ve herodotos gibi tarih yazarlarının yazdıkları olağanüstü olayları hem eleştirir hem de parodisini yapar.
kitabın konusu yolculuktur. kitap homeros'un odysseia serine öykünür. kendi yolculuğu da denizde başlar. ki denize açılmak, yelken açmak helen anlatılarında hakikat arayışını tasvir için sık kullanılan bir metafordur.
eserin başında loukianos bizlere yalan söyleyeceğini itiraf eder ve bu yalanlara göre okumamızı ister. işte tam da bu notada bir tarih yazımı eleştirisi yapar.
kitapta ay'a çıkılır. güneş'e gidilir. yerin altına girilir, okyanusta koca bir balığın içine girilir. ölülerle ve efsanelerle yemek yenir, uçulur, süzülür, içilir, eğlenilir! birçok eğlenceli öğe barındırmaktadır. bizi aya götürdüğü bölüm aslında antonius diogenes'in ta huper thulen apista / thule ötesindeki harikalar eserine öykünmedir.
eser, roman kategorisinde değerlendirilebilir. lakin elimize fragmanlar halinde ulaşmıştır.
jules verne'nin 1865 yılında çıkardığı ay'a seyahat (kitap) romanına esin kaynağıdır. ayrıca 1977 star wars serisine de ilham kaynağıdır. uzay operası türünde bir esin kaynağıdır. bu bakımlardan bu kitap, bilim kurgu türünün günümüze ulaşan en eski örneğidir.
kitabı emre poyraz çevirisinden okudum. çeviriyi bizlere sunarken hemen sol tarafta da orijinal dili verilmiştir. (grekçe)
ayrıca kitap kanibalizmden sekse bir sürü öğe barındırmakta. aynı zamanda o kadar fazla uydurma kelime vardı ki okurken gülesim geliyordu. (bkz: gülesi gelmek)
kısacası yüksek bir hayal gücünün ve bilginin ürünüdür bu kitap.
en sevdiğim kısım ölülerle volta attığı kısımdı ki bu kısım birçok tanıdık ismi bir araya getiriyordu. o yüzden çok hoşuma gitti.
--- alıntı ---
[28]bu sözlerle beraber yerden bir tane ebegümeci kopardı ve bana verdi. bununla beraber büyük sıkıntılara düştüğümde dua etmemi söyledi ve bazı tavsiyelerde bulundu; eğer buraya geri geleceksem ne kılıçla ateşi karıştırmamı ne bakla yememi ne de on sekiz yaşının üstünde biriyle beraber olmamı öğütledi. eğer bunları aklımdan çıkartmazsam adaya geri dönme umudum olduğunu söyledi. böylece yolculuk için hazırlıkları tamamladım, vakti geldiğinde onlarla ziyafete katıldım. ertesi gün ozan homeros'a gittim, bana taşa kazımalık bir mısra bestelemesi için yalvardım. ardından limana beril taşından bir stel diktim ve üzerine o mısraları kazıdım. şöyleydi:
"tanrıların sevgisine haiz olan adam, loukianos
tüm bu şeyleri gördü ve evine döndü."
--- alıntı ---
kitabın konusu yolculuktur. kitap homeros'un odysseia serine öykünür. kendi yolculuğu da denizde başlar. ki denize açılmak, yelken açmak helen anlatılarında hakikat arayışını tasvir için sık kullanılan bir metafordur.
eserin başında loukianos bizlere yalan söyleyeceğini itiraf eder ve bu yalanlara göre okumamızı ister. işte tam da bu notada bir tarih yazımı eleştirisi yapar.
kitapta ay'a çıkılır. güneş'e gidilir. yerin altına girilir, okyanusta koca bir balığın içine girilir. ölülerle ve efsanelerle yemek yenir, uçulur, süzülür, içilir, eğlenilir! birçok eğlenceli öğe barındırmaktadır. bizi aya götürdüğü bölüm aslında antonius diogenes'in ta huper thulen apista / thule ötesindeki harikalar eserine öykünmedir.
eser, roman kategorisinde değerlendirilebilir. lakin elimize fragmanlar halinde ulaşmıştır.
jules verne'nin 1865 yılında çıkardığı ay'a seyahat (kitap) romanına esin kaynağıdır. ayrıca 1977 star wars serisine de ilham kaynağıdır. uzay operası türünde bir esin kaynağıdır. bu bakımlardan bu kitap, bilim kurgu türünün günümüze ulaşan en eski örneğidir.
kitabı emre poyraz çevirisinden okudum. çeviriyi bizlere sunarken hemen sol tarafta da orijinal dili verilmiştir. (grekçe)
ayrıca kitap kanibalizmden sekse bir sürü öğe barındırmakta. aynı zamanda o kadar fazla uydurma kelime vardı ki okurken gülesim geliyordu. (bkz: gülesi gelmek)
kısacası yüksek bir hayal gücünün ve bilginin ürünüdür bu kitap.
en sevdiğim kısım ölülerle volta attığı kısımdı ki bu kısım birçok tanıdık ismi bir araya getiriyordu. o yüzden çok hoşuma gitti.
--- alıntı ---
[28]bu sözlerle beraber yerden bir tane ebegümeci kopardı ve bana verdi. bununla beraber büyük sıkıntılara düştüğümde dua etmemi söyledi ve bazı tavsiyelerde bulundu; eğer buraya geri geleceksem ne kılıçla ateşi karıştırmamı ne bakla yememi ne de on sekiz yaşının üstünde biriyle beraber olmamı öğütledi. eğer bunları aklımdan çıkartmazsam adaya geri dönme umudum olduğunu söyledi. böylece yolculuk için hazırlıkları tamamladım, vakti geldiğinde onlarla ziyafete katıldım. ertesi gün ozan homeros'a gittim, bana taşa kazımalık bir mısra bestelemesi için yalvardım. ardından limana beril taşından bir stel diktim ve üzerine o mısraları kazıdım. şöyleydi:
"tanrıların sevgisine haiz olan adam, loukianos
tüm bu şeyleri gördü ve evine döndü."
--- alıntı ---
devamını gör...
şarkıların sorduğu acımasız sorular
söyle, sen nasıl öğrendin unutmayı?
devamını gör...
rusya denince akla gelenler
dostoyevski, gogol kitaplarından ötürü olsa gerek aklıma hep petersburg gelir.
devamını gör...
herkes hoşlandığı sözlük yazarını itiraf etsin etkinliği
her seçim bir kaybediştir durumu yaratan rica.
yok şimdi, yazacaksın acayip hoşlanıyorum, mıncırırım diye birini. diğer hoşlanacağın kısmetler kapanacak. olay riskli çok hafif ama heyecan dorukta. herkes kendi adını arayacak entrylerde.
diyelim hoşlandım yazdın iki shot tekila çakıp. kız mesaj atar,
"lütfen mesajını siler misin, erkek arkadaşım var böyle konulara karışmak istemiyorum."
al işte. püre gibi kalırsın. üstelik, o mesajı okuyan senden hoşlanan kişiyi de kırarsın. artık o da sana gelmez.
çok karışık işler. organize işler.
yok şimdi, yazacaksın acayip hoşlanıyorum, mıncırırım diye birini. diğer hoşlanacağın kısmetler kapanacak. olay riskli çok hafif ama heyecan dorukta. herkes kendi adını arayacak entrylerde.
diyelim hoşlandım yazdın iki shot tekila çakıp. kız mesaj atar,
"lütfen mesajını siler misin, erkek arkadaşım var böyle konulara karışmak istemiyorum."
al işte. püre gibi kalırsın. üstelik, o mesajı okuyan senden hoşlanan kişiyi de kırarsın. artık o da sana gelmez.
çok karışık işler. organize işler.
devamını gör...
ayaşlı ile kiracıları
(bkz: memduh şevket esendal) tarafından yazılan roman. lise 1'de öğretmenimin tavsiyesiyle okudum bir romandır aynı zamanda.
devamını gör...
kalitesiz insanların övündükleri şeyler
üzerindeki kıyafetin fiyatı. eğer bu konuyu kendi başlatmışsa kaçarak uzaklaşmanız önerilir.
devamını gör...
namaz kılarken sağa sola bakan kişi
belki namazı bitirip selam veriyordur demek istediğim kişidir.
devamını gör...
mahlassızım
en en en favori yazarim. tanimlamalari kitap gibi ogretici. ya o kibarligi, naifligi ve hos sohbetine ne demeli? her anlamda dort dortluk biri. yazdiklarini okumakta, tanismakta zevkti benim icin. "guzel insanlar" listeme birini daha ekledim, mutluyum...
devamını gör...
kafa dengi arkadaş bulmanın zorluğu
cidden ya bulmak da zor arkadaş olmak da, arkadaş olalım mı diye sorabilsek keşke
devamını gör...
güne bir söz bırak
en güzelinin bile bir şiirlik canı var,
şair muzaffer tayyip uslu'nun, biz kadınlara dair sözünü bırakıyorum.
şair muzaffer tayyip uslu'nun, biz kadınlara dair sözünü bırakıyorum.
devamını gör...
küçükken istenen ama sahip olunamayan şeyler
bu soruya çilek odası demeyecek kız var mıdır?
devamını gör...
paşinyan'ın aliyev'e tüm esirleri bırak oğlumu al demesi
netflix dizisimi lan bu. aliyev oglunu alacak, yaninda yetistirecek, cocuk buyuyecek ve sonrasinda ermenistanla olan bir savasa lider gonderilecek. orada tesadufen babasini bulacak, sonra ikisi birlesip azerbeycana yuruyecekler. yemezler yasinyan! oyununu gorduk olm!
devamını gör...
kız yurdunda yaşanan tuhaf olaylar
odamıza giren haşmetli sineği öldürünce içinden larvalar çıkmıştı ve biz de gözlemlemek için pudralı deodorantla üstlerini kaplamıştık.
devamını gör...
hayatınızın mottosu olan sözler
çaresiz durumlarda kaldığımda zihnimden hep o söz geçer ve bana çıkış yolu mutlaka buldurur.
" şayet bir gün çaresiz kalırsanız, bir kurtarıcı beklemeyin, kurtarıcı kendiniz olun." der mustafa kemal. hem sözden hem de söyleyenden olsa gerek üstümde etkisi oldukça büyüktür.
" şayet bir gün çaresiz kalırsanız, bir kurtarıcı beklemeyin, kurtarıcı kendiniz olun." der mustafa kemal. hem sözden hem de söyleyenden olsa gerek üstümde etkisi oldukça büyüktür.
devamını gör...


