benim gibi karma fakiri yazarların göremeyeceği bildirim.
devamını gör...

700 km yol geldim kız daha napayım?
azıcık temiz hava, bol gıda, mantı, börek, kültürel gezi hepsi içinde hepsi.
devamını gör...

hep destek tam destek fikrine gönülden bağlı bir yazarımız. seri oylarıyla fazladan karma puanı ve mutluluk sebebi.*
devamını gör...

aşk olsun adama! başlığı görünce kabuğumdan aşağı kaynar sular döküldü resmen. canhıraş bir şekilde bağırdım; hay bin kunduz! şu sözlükte ilk kez böyle bir hissiyata kapılıyorum. o kadar başlık kaptırdım hiç umurumda olmadı. en sevdiğim filmler, kitaplar, karakterler, müzik grupları, yazarlar, kızılderili kabileleri, kızılderili şefleri... liste uzar gider. ama bu sefer durum başka. durum ciddi. işin ucunda denver var. hal böyle olunca, elim, ayağım kabuğum titredi. ne yapacağımı bilemedim. başlığa tıklasam mı, tıklamasam mı diye ikilemde kaldım. hücum borusu çalmış sanki, düşünceler beynime doğru orantısız bir biçimde taarruza kalkmış; ya diyorum iki kelimeyle geçiştirdilerse başlığı ya benim mavi gözlü dev dostumun hakkı verilmediyse. bakın çok pis kurdum kendimi. soldan soldan geliyorlar.

sonra derin bir nefes aldım. ondan geriye doğru saymaya başladım. nefes alış verişim biraz düzelince, bir gayret başlığa tıkladım. başladım okumaya, fena gitmedi sanki. ben kendimi en kötüsüne hazırlamışım zaten. mevcut tanımın gayet derli toplu olduğunu görünce hafif bir gülümseme yerleşti yüzüme. sonra baktım ki, başlığı açan gogolun dar paltosu imiş. her ne kadar geçenlerde paltosunun koltuk altını yırtmış olsa da, bu olay tanımı yazarken ruh haline yansımamış. mahlasta güven telkin edici olunca benim yelkenler suya indi. bastım beğeni ve favori tuşuna başlığı da helal ettim.

aslında kafa sözlük yazarlarının en sevdiği çizgi film introları başlığında, şu tanımı #500678 yazıp başlıktaki arkadaşlara günaha girdiklerini, şirk koştuklarını söylemiştim. (denver'in introsu'nun üzerine intro mu olur ülgen aşkına?) ondan sonra da başlığı açacaktım. lakin bizim torunlar dünyaya gelince unuttuk kaldı. beş gün sözlüğe girmeyince mevzu tamamen aklımdan çıkmış. neyse şu an iyiyim. herhangi bir sıkıntı yok. tansiyonum falan da normal.

ilk tanımda belirtilmemiş madem şimdi mavi gözlü yeşil devimizin takım arkadaşlarını tanıyalım;

1. sıraya garip kırmızı şapkası ve gözlükleri ile wally'yi koyuyoruz. peki niye birinciliği ona veriyoruz? çünkü bu çocuk denver'i evinin garajında saklama cesaretini gösteren mümtaz bir şahsiyet. işin tüm yükü aslında bu arkadaşta. artı hayvanlara karşı inanılmaz bir sevgisi var. köpek, kedi, tavşan, papağan elemanda ne ararsanız var. bir dinozorun lafımı olur deyip onu da evine almasıyla birlikte kahramanlık mertebesine yükselmiştir. kutlu olsun!

ikinciliği jeremy'e veriyorum zira o olmasa denver ile baş etmeleri çok zor olurdu. çocuk bir kaç okka mürekkep yalamış yutmuş, dinozorlarla ilgili ziyadesiyle bilgiye sahip, bu sayede denver ile ekip arasında köprü vazifesi görüyor. bu yüzden onun da değer tartışılmaz.

diğer elemanları ise birbirinden çok ayırmamak lazım. az çok hepsinin olayların gelişim sürecinde katkısı oluyor. ama shades cesur çocuktur, onun altını çizmek lazım. bunların arasındaki tek gıcık karakter kahraman wally'nin ablası heather'dır. sinsi kısık bakışlı kız olarak kalmış aklımda.

bu arada denver ismi de shades'in ona koyduğu bir isim. denver, çalan otobüs kornasından korkup, tabanları yağlamaya kalkınca, shades otobüsteki denver yazısını görür ve bizim mavi gözlü yeşil devimiz bu isimle anılmaya başlar.

işte böyle... şimdi başlıktan huzur içerisinde çıkabilirim.
devamını gör...

senaryosunu uğur bayraktar ve serkan öztürk'ün yazdığı, gerçek hikayeden uyarlanan türk filmi.

10 aralık 2021 tarihinde vizyona girdi.
şu ana kadar 409 bin küsür izlendi.
filme, oğlumun teklifi üzerine gittim.
niyetim aykut enişte idi. güleyim diyordum ama o mafya filmi izleyelim dedi.

film ufuk bayraktar'ın babasından esinlendiği bir film. özellikle, erkek çocuklar için erken kaybedilen bir baba, çok seven bir baba, sevgisini gösteremeyen ama çok özenen bir baba karakteri, o evlat için bir ömür bir kahraman olabilir. muhtemelen, öyle bir baba idi onun babası da.

hikâyenin kahramanı, mahallede kimsenin halkını kimseye yedirmeyen bir çocuk. futbol oynamayı çok seven bir çocuk.
ailesinden gizlice futbol oynadığı bir gün, başına aldığı bir darbe yüzünden, bir gözü görme yetisini kaybeder.
çocuk aklıyla, bunu kimseye söylememeye karar verir.

derdinin, büyüyerek onu küçültmesine izin vermemek için o derdini küçültüp, kendini büyütmeye karar verir

ailesi, futbol delisi olan bir o kadar da haylaz olan bu çocuğu, son bir ümitle istanbul'a gönderir ve filmdeki kurgu hızlanır, zaman hızlı geçmeye başlar.

istanbul’da otogarda, ömrü boyunca can ciğer olacağı insanla tanışır.

yanına gittiği köylüsünün yanında, kendini mafya olmuş halde bulur.

küçük esnafa bulaşmayan, sadece kumarhanelerden ve gazinolardan haraç olan, tek gözünün görmediğini bir kişi hariç herkesten saklayan, sevdiğine sadık kalan tüm gençlerin kalbine taht kuracak bir kahraman olur dayı.

filmi, 17 yaşında babasına hayran bir genç ile izledim ve onun gözleri ile filmi çok beğendim. eski zamanlarda geçmesi de hoş olmuş. bütçesi kadar olan bir filmdi, müzikleri ile ahengi de iyi olmuş. pandemi şartlarında olabilecek iyi bir eser olmuş.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

zamanında robert koleji'nde matematik, coğrafya ve kaligrafi dersleri veren ermeni asıllı türk vatandaşı. alametifarikası ise mustafa kemal atatürk'ün imzasını tasarlamış olmasıdır.

1928 yılında harf devrimi'nin gerçekleşmesinden, 1934'te soyadı kanunu'nun kabul edilmesine kadar atatürk bizim de bildiğimiz "gazi m. kemal" imzasını kullanıyordu.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

fakat bu tarihten sonra atatürk'e yeni soyadını belirtecek bir imza lazım geldi. bu öyle gelişigüzel bir imza olamazdı. dönemin milletvekilleri tarafından çerçiyan'ın kaligrafideki uzmanlığı atatürk'e bildirildi. ilerleyen süreçte çerçiyan tarafından kendisine beş tane numune sunuldu.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

atatürk beşinci ve son numuneyi seçecek ve böylece o meşhur imzasına sahip olmuş olacaktır.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

6 tane uluslararası saygın be yüksek impact factor lü bilimsel dergilerde makalelerim yayımlandı.
diğeri de 19 ocak’ta sigarayı bıraktım ve şuan sigarayı bırakmamdan önceki kilomdayım
devamını gör...

artık yeni bir yol yeni bir macera gereksinimi duyan bendeniz gibi yazarlara şifa olmasını dilediğim sözlüktür. interaktif sözlüklerle haşır neşir olan herkesin yolu mutlaka ekşisözlükten geçmiştir. o yolu bir daha yürümek istemiyoruz efendim
devamını gör...

kimseyle hiçbir konuda yarış halinde değilim. kimseden akıllı, kimseden güzel, kimseden iyi olma gibi bir iddiam yok. kimse için en değilim. daha değilim. bu devasa iddiasızlığın bana verdiği özgürlüğün hastasıyım. - sabahattin ali
devamını gör...

(bkz: eternal sunshine of the spotless mind (film)) yalan yok güzel aforizmalar sıkıştırmışlar, hele film başında tekdüze bir hayatı konu alıyor gibi, tamam ya aradığım film bu dedim, olmadı. laned olsun yapana edene. tam da olmasın, yönetmenin the science of sleep (film)'ini sevdim. insan hiç mi gülmez, hiç mi şaşırmaz, hiç mi üzülmez bi' filmde? (bkz: başaramadık abi)
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
birinin bunu yapması lazımdı.*
devamını gör...

ilk satın aldığımız o muhteşem evin kokusu geliyo hemen burnuma. en güzel anılarımız ve zamanlarımız o evde geçti. sonra düştük günah şehrine ne koku ne anı kaldı.
devamını gör...

sadece bir kadının değil ancak bir insanın kendine yapabileceği en iyi şey kendini tanıması ve kendi olmayı öğrenmesidir. öğretilenleri, çevre ne der diye düşünmeyi, başkalarının beklentilerini karşılama endişesini, ona yüklenen basma kalıp roleri bırakıp, kendi olmasıdır. istediği gibi düşünmesi, yaşaması ve istediğini yapmasıdır.
devamını gör...

her iki tarafta birbirinden şikayetçi ve kendisini anlamadığını söylüyor ama kimse demiyor ki belki kişi yanlıştır cinsiyette sorun yoktur.
devamını gör...

4 ay boyunca hergun karamürsel den yalova ya, her salı karamursel den bursa veterinerlik fakultesine götürdüğüm kazalı bir kedinin artık çenesi normale dönüyor. kemikler kaynamaya başlamış. minik minik çeneyi hareket ettirebilir dedikleri günün akşamı yediği sıvı gıdadan boğularak hayatını kaybetmesi.

günlerce, aylarca beraber uyuduk o yavrucakla, beraber ağladık artık sevineceğiz dediğim gün bıraktı gitti beni. çok acı bir deneyimdi. kendisi besleme bölgemin kraliçe annesiydi. tüm yavru kedileri sahiplenir korur kollardı. bölgenin bekçiliğini yapar sevecen tavırlarıyla herkesin sevgi ve ilgisini toplardı. bütün bir mahalle üzüntüye boğuldu o gidince. 4 sene oldu ama benim şapşik kızım carrefourumun yeri dolmadı.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
yol arkadaşım, sevgi pıtırcığıma özlemle...
devamını gör...

ilk müslüman kadın başbakan.
1953'te pakistan'ın karaçi şehrinde doğmuştur.
pakistan'da bir dönem cumhurbaşkanlığı ve başbakanlık yapan babası zülfikar ali butto'nun izinden gidip siyasete atılmıştır.
oxford ve harvard üniversitelerinde okuduktan sonra ülkesine geri dönmüş, döndükten kısa zaman sonra babası darbe ile yönetimden alınıp idam edilmiştir.
babasının kurduğu pakistan halk partisi'nin başına geçerek 1988 pakistan seçimlerinde iktidara gelmiş ve pakistan'ın ilk kadın başbakanı olmuştur.
insanların (özellikle kadınların) daha iyi daha özgür yaşamaları için elinden geleni yapmış ama yaptığı güzel işlerden rahatsız olan kötü niyetli insanlar kendisini defalarca tehdit etmiştir. cesur bir şekilde tehditlere hiç kulak asmamıştır.
iki defa bombalı saldırıya uğramış birincisinden kendisi kurtulabilmiş ama 150 civarı insan ölmüş ve 250'den fazla insan da yaralanmıştır.
ikinci saldırı da ise 15 yaşındaki bir canlı bomba tarafından suikaste kurban gitmiştir.
devamını gör...

neden bu kadar ön yargılı davrandığınızı anlamadığım durum.

senelerce hayalini kurduğu bir nesneye sahip olmuş birinin mutluluk anında anı olarak çektirdiği fotoğraf olabilir bu.

arabasıyla fotoğraf çektiren denilince aklınıza eli tespihli, parlament mavisi bmw sahibi adamlar geliyorsa yaşadığınız ilçeyi değiştirin derim.

yoksa tıpkı gökyüzünün fotoğrafını çekmek gibi normal bir durumdur.
devamını gör...

farklı bir kültüre sahibim. ailem türkiye'ye göç edeli pek uzun zaman olmamış. anaerkil bir topluluk içinde büyüdüm. olayı tamamen tarafsız gözler ile inceleme şansım var bence.

türkiye'de kadın olmak zor. cinayete kurban gidiyorsun o adamı seçmeselermiş diyorlar, tecavüze uğruyorsun o saatte orada ne işi varmış? türkiye'de genellikle erkekler suçsuz bulunuyor ki ne iğrenç bir sistem bu anlamış değilim.

çoğu erkek net olarak çakal. bunu böyle kabul etmek lazım. adamla tanışıyorsun, son derece efendi, iyi eğitimli, anlayışlı ve maço olmaktan uzak bir tavırla yaklaşıyor. hediyeler, güzel sözler, üstün bir anlayış gören kadın kaçınılmaz şekilde aşık oluyor. aha düştü avcumun içine diyen erkeğin kadına gerçek yüzünü gösterdiği bir an geliyor sonra. ilgiyi çekiyor, maço tarafı açığa çıkıyor, küfürler başlıyor ve işler şiddete kadar uzanıyor. kadın aslında hiç tanımadığı bir adama aşık olduğu için iyice şaşırmış oluyor ve kafa karışıklığı yüzünden doğru kararları vermesi uzun sürüyor. yani kadınların çoğu efendi görünen erkeklere aşık oluyor ve maço erkeklerden şiddet görüyorlar.

yani kadınlar ilk başta bahsedilen erkek tipine düşüyor çoğunlukla ama ilişkiyi sürdürdüğü erkek tipi tam tersi haline geliyor. konu bu. çoğu arkadaşım bunu yaşıyor. çoğu kaba, şiddet düşkünü ve iğrenç erkek tipi seçiyor gibi görünüyor böyle olunca. alakası yok. tecrübesizliklerinin kurbanı oluyor. anormal gelmiyor bana bu. hayatları boyunca hep erkeklerden kaçarak büyüdüler çünkü ailelerinden korkuyorlardı. karşılarına çıkan ilk erkeğe düşüyorlar ve iyi kötü ayrımı olmadığı için olaylar üzücü yerlere ulaşıyor.

ben olaya çok genel baktım. sahiden efendiliğini koruyabilen erkek varsa ve tercih edilmiyorsa onu farklı şekilde değerlendirmek gerekiyor. bir insan sadece efendi ve iyi olduğu için tercih edilmeli mi? birkaç özellik tercih edilmesi için yeterli mi? ya da elbette tercihi maço olan ve şiddetten hoşlanan azınlık vardır, bunlar tüm türk kadınını etiketlemek için yeterli mi? sonuçta bunlar karışık konular. bence öyle.
devamını gör...

1991 yılında varg vikernes tarafından kurulan norveçli atmospheric black metal grubudur. varg amca mayhem grubunun kurucularından olan euronymous’u öldürünce de hapise girmiştir ve hapiste iki tane de şahane albüm çıkarmıştır. elinde hiçbir şekilde enstrüman aleti olmadan yapmıştır bu işlemi. aslında varg amca cidden yetenekli bir black metal sanatçıdır. tamam, psikopatlık yapıp euronymous’u öldürdü, kilise kundakladı falan ama bu onun beceriksiz olduğu anlamına gelmiyor.

azizim bu grubun bir sürü albümü var hangisinden bahsedelim? özgün olmam gerekirse benim favori olan albümlerim şunlardır; from the depths of darkness, filosofem, aske, draugen ve son olarak, anthology’dur. yani varg amca bu şahane albümleri çıkarmakla yetenekli olduğunu herkese kanıtlamıştır kim ne derse desin.

ayrıca varg amca euronymous’u öldürmeseydi euronymous kendisine saldıracakmış. belki can havliyle yaptı bilinmez. tartışılır bu mevzu. aske albümünde attığı brutallere, screamlara hastayım yalnız cidden kral albüm yapmış adam. her ne kadar mayhem başarılı bir black metal grubu olsa bile burzum’da başarılıdır, bu iki grup black metalin öncülerinden adeta. en sonunda karmaya kıyıp rozetini aldım o derece aşırı seviyorum bu grubu.

varg vikernes’in hayatını onun başlığında derin detaylı anlatırım yalnız black metal tutkunlarına burzum albümlerini öneririm. özellikle aske’yi, kendiniz bilirsiniz. *
devamını gör...

sohbet dediğin tanımadığın kişiyle olur dokunamadığın ten ile olur, duymadığın ses ile olur. anlık konuşursun, istediğin gibi saçmalarsın. diğer türlüsü hep bir amaç hep bir safsata.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim