bir genç kızın gizli defteri serisi ... ah serra seni hiç sevmezdim aslında ama seninle çok uzun zaman geçirdik. bu arada keşke oktay'la evlenseydin hala içimde yaradır.
devamını gör...

aklıma hemen çiçek abbas geldi.*
devamını gör...

şu hayatta en nefret ettiğim eylem. nasıl beceriyorsunuz saatlerce oturup ders çalışmayı aklım almıyor. 1 saat bile dayanamıyorum hiperaktifim galiba.
devamını gör...

tarih boyunca daima mağdur ayağına yatan topluluk. şöyle ki sol görüşlü olanları ve milliyetçi olanları genelde siz 'türküm' dediğiniz zaman faşist derler, ama kendileri 'kürdüm' deyince hümanist, sosyalist olduklarını sanarlar.
devamını gör...

her ne kadar çevresi kulak kepçesi ile çevrilmiş olsa da, sonuç olarak kulak deliğimizden içeriye doğru giden yola denir.
devamını gör...

afyonlu katolik gay taşfırın ekmek ustaları olma ihtimalleri yüksektir. birbirlerine fırıncı küreği ile şakalar yapıp, un çuvallarının arasında koşuşturmaları olasıdır.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
yıl: 1986
yer: ankara mamak tepecik mahallesi : )

o yaşlarda tekbir getirmeyi de öğrenmişim bak hele :d

amerikan veletlerine de benziyormuşum. acayip tatlı bir çocuktum. hala da öyleyim :d
devamını gör...

psikolojik sorunlar var diyerek hafifletme çabasına girişilmiş. öyle zannedildiği gibi ciddi bir psikolojik sorunu olmadığını hepimiz biliyoruz. demek istediğim sorun ne o arkadaşta ne de bizde. bu kadar ciddiye almasaydı keşke. suçlu ve yetersiz olan o değildi. kendimizi kapana kısılmış hissetmemek lazım. bin eksi varsa bir tane de artı vardır. ayrıca dediğim gibi eksilerin sorumlusu da biz değil. pek çoğunun sorumlusu değiliz. böyle gitmemeli bir insan. alacaklıyız. haklıyız. ne kadar eksiltseler de kıyıda köşede hala bir şeyler var, hala kaybedecek şeylerimiz var. belki çok değersiz gözüküyordur ama yine de var. sırf bunun için bu değersizlik hissi için bile savaşılır. üstelik intihara dair hiç bir gerekçe hayattan üstün değil.

hayat her zaman kötüye gitmez. inişleri ve çıkışları vardır. inişler çok uzun sürdü diye hiç bitmeyecekmiş gibi gözüküyor olabilir. daimi değil işte. bunun farkında olmak lazım.
devamını gör...

''bazılarınız çok haklı, çok tatlı ama tanımsız tanım giriyor. yapmayın, tanımlı tanım girin!'' diyerek dahil olduğum etkinlik.
devamını gör...

dostoyevski'nin sürgün yıllarını alexander petroviç karakterinin ağzından anlattığı roman. bu kadar gerçekçi olması yazan kişinin dostoyevski olmasından mı yoksa yazıya döktüğü kendi anıları olduğu için mi bilinmez ama her bir tasvir, her betimleme sizi o daracık hücrenin içine, hikayenin geçtiği yere götürmek üzere tasarlanmış gibidir. romanı okuduktan sonra artık onun roman olmadığını bilirsiniz o artık sizin de anılarınız olmuştur. okumaya başladığınız an odanızın duvarları gittikçe üzerinize doğru kapanmaya başlar. soğuk etinizi kemirir ve içmiyor olsanız bile alkolün keskin tadı genzinizi yakmaya başlar. siz artık romanın bir kahramanı olursunuz çünkü dostoyevski zeminde ki ufak bir taşı bile betimlemekten çekinmemiştir. sibirya'nın ruhu donduran havasından, yönetimden ve yönetimin üst birimlerinden; sürgün edilmiş insanların iç dünyasından ve askerlerden bahsederken kelimeler bir ruha, bir bedene bürünüyor. dostoyevski'nin iç dünyasına tanık olurken onun da bizim içimizi gördüğünü bilmek gerek. bir kaç alıntı bırakmak istiyorum fakat elimde kitabın türkçe çevirisi mevcut değil ama siz okumak isterseniz nihal yalaza taluy 'dan okumanızı öneririm.


--- alıntı ---

"now take a man who is sensitive, cultured, and of delicate conscience. what he feels kills him more surely than the material punishment. the judgement which he himself pronounces on his crime is more pitiless than that of the most severe tribunal, the most draconian law. he lives side by side with another convict, who has not once during all his time in prison reflected on the murder he is expiating. he may even consider himself innocent. are there not also poor devils who commit crimes in order to be sent to hard labour, and thus escape from a freedom which is much more painful than confinement?"

the house of the dead , sy 56


"fierce and solitary he awaited death, mistrustful and hostile to all "


" there always are and always will be some strange personalities in our country, whatever the conditions, who though peaceful and not at all lazy will ever be beggars by some mysterious behest of destiny. they are always unmarried, always slovenly, always humble and downtrodden. they are forever fetching and carrying for the newly rich and newly exalted. all initiative and enterprise are a burden and a grief to them. they seem to have been born with the stipulation that they shall never do anything on their own, but always dance to someone else’s tune. ıt is their destiny to do what other people tell them to do. and last but not least, no change of circumstances, no upheavals can make them prosper. they will always be beggars! ı have, indeed, noticed them not only among the common people, but in all walks of life, in all groupings, magazines, and associations. "

--- alıntı ---
devamını gör...

yerli dizilerdeki zenginlerin sabah sporu. kahvaltıya zaten hep geç kalır bunlar. dubleks evin merdivenlerinden inerken eyvah geç kaldım şeklinde hayıflanıp özenle hazırlanmış kahvaltıdan sadece portakal suyunu tadıp yüzbinlerce liralık arabalarıyla holdinge giderler. müsrif köpekler sizi.
devamını gör...

benim için ispanak ve patlicandir. patlıcanın girdiği yemeğin kötü olma ihtimali cok düşüktür.
devamını gör...

@lucifer ----> @gerceklucifer

öz hakiki tosunpaşa benim.

ekleme: bu iki mahlası karıştıracak kadar mal değiliz. başlık birleştirilmeden önce benzer nickler gibi bir şeydi.
devamını gör...

klasik türk filmi klişesidir. bu itiraf sonunda gerçek anne veya babanı veya da habersiz aşık olduğun öz kardeşini bulman an meselesidir.
devamını gör...

bugün doğum günüm , arkadaşlarım 00:00 itibariyle kimi mesaj attı, kimi aradı, kimisi mektup yazıp fotoğrafını atmış. yeni bir yaş, ömürden eksilen sayfalar. umarım gelecek yıllar geçmişten daha güzeldir de, yaşadığıma değer.
devamını gör...

ben.. ben olmazsam hiç bir şeyin tadı olmaz ki..
devamını gör...

sıkıldığım ortamlarda hayallere dalıp ortamın sıkıcılığından bir nebze de olsa sıyrılıyorum. astral seyahate yakın tecrübelerim var bununla ilgili.
devamını gör...

sırf coldboy anlatıyor diye dinlenebilecek radyo yayınıdır. bahsi geçen çoğu filmi izlemişim.
devamını gör...

geçmişte yapılan salaklıklardır genelde. eskiden yaptığın bir şeyden dolayı ''keşke öyle yapmasaydım, rezil ettim kendimi" ya da ''keşke o lafı o zaman söyleseydim içimde kalmazdı'' *şeklinde sıralayabileceğimiz düşüncelerdir.
devamını gör...

yasal süre bu gibi durumlarda dikkate alınmayabiliyor diye biliyorum. lütfen öyle olsun. yoksa kızcağız kendi kardeşini doğuracak. çıldırırsın ya. deli olur insan.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim