thomas hobbes
hiçbir korkuluğu kurt, ayı ve leopar şeklinde yapmamışlar. zannediyorum ki insanlardan daha korkunç bir varlık bulamamışlar. sözünün sahibidir.
devamını gör...
bu yazar çaylaklardan mesaj almak istemiyor
çaylaklarla iletişimde bulunmak istemeyen yazarlara mesaj atılmak suretiyle karşılaşılan uyarı. belki de yazar kişisi bunu kapattığının farkında dahi değildir bir baksın derim.*
devamını gör...
herkes mahlasına yakışanı yapsın
bu dünyada malın mülkün önemi olsa da hepsi gelip geçicidir.
devamını gör...
papirüs
cemal süreya'nın bu edebiyat dergisini çıkarmak için evindeki eşyalarını-özellikle de değerli bir halısını- sattığı söylenmektedir. dönemin şartlarına göre çıkarılması için çok emek harcanmıştır.
devamını gör...
öldürmeyip süründüren şeyler
belirsizlik..
devamını gör...
simay benim karım lan (yazar)
kuzey güney dizi sinde kuzeyin repliği :
devamını gör...
0rh(-) negatif trombosit aranıyor
yukarıya sabitlense dediğim başlık.
devamını gör...
geceye bir şarkı bırak
fazlasiyla degisik ama olabildigince guzel...
devamını gör...
gece denize girmek
lisede 4 yaz boyunca muğla akyakada günlük tur teknelerinde çalısmıştım.
günlük programı şöyle anlatayım;
saat 7.30 8.00 gibi uyandırdık aramızdaki en genç gemiciye para verip pastaneye poğaça simit aldırmaya gönderiridik. o sırada aşçımız hemen kahvaltılılıkları hazırlarken geri kalanımızda masaları silip, küllükleri masalara atıp geceden aldığımız rezervasyonları kişi sayısına göre kağıtlara yazıp masaların üstündeki küllüğün altına yerleştirirdik.
bizim çaylak gemici gelincede bir güzel kahvaltımızi yapardık.
saat 9 a doğru teknenin kıç kısmındaki platfotma gelip müsterilerin gelmesini beklerdik. gelenlerinde sahil güvenliğe aktaracağımız bilgilerini alıp tekneye yerleştirirdik.
tekne kapasitesi 200 kişi ama sahil güvenliğin bize verdiği taşıma kapasitesi 170 olduğundan 170 kisiyi doldurunca sefere başlama işaretini kaptan bana vira diyerek verir, bende arkadan halatlar çözülünce çapayı çekemeye başlardım.
saat 10.30 da sefere başladıktan sonra iki farklı koyda 45 er dakikalık yüzme molası verip saat 12 1 doğru sedir adası açıklarında tekneyi alarga pozisyonunda bırakıp yemek servisine başlardık. 170 kişinin yemeğini yaklaşık 40 dakikada verip sedir adası iskelesine yanaşırdık.
sedir adasına bağlı olarak 2 saat kalırdık, o sırada yolcular adada gezerken bizde yemek servisinin ardındaki temizliğe girişirdik.
sonra ben yine platforma çıkar tekneye giren yolcuları saymaya başlardım. yolcular tam olduğunda yine vira komutuyla sefere devam ederdik.
3 koyda daha yüzme molası verdikten sonra yavaş yavaş dönüs yoluna başlar o sırada da okanla birlikte bar hesaplarını toplamaya başlardım. (tur ücretine sadece yemek dahil. içecekler extra konsepte çalışıyorduk)
limana gelip tekneyi sağ salim bağladıktan sonra yolcuları uğurlardık.
5 10 dakika mola verip sigara içip kaptanın gelip hadi geçmiş olsun tayfa demesini beklerdik. kaptan gelip günlük değerlendirmeyi yaptıktan sonra gider okanda herkese görevini söyleyip teknenin arkasına geçip yarinki turun rezervasyonlarını almaya başlardı. tabi benim görevimde 2 motoru ve 2 jeneratörü kontrol edip yağına suyuna kayışlarına bakmaktı. varsa bi arıza kaptana bildirmekti.
neyse gelelim başlığın konusuna.
yukarıda anlattıklarımı okudunuz. günler çok yoğun geçerdi. hatta sadece teknik kısımları anlattım birde insanlarla uğraşma, onları memnun etme olayları var onlar başka bir entry konusu.
tüm bu olanlardan sonra gece denize girmek benim için o kadar rahatlatıcı o kadar dinlendirici gelirdi ki sormayın.
gece denize girip sahilden bir miktar açılıp suyun üstünde sırt üstü yatıp gökyüzündeki milyonlarca yıldızı izlemek...
anlayamazsınız
günlük programı şöyle anlatayım;
saat 7.30 8.00 gibi uyandırdık aramızdaki en genç gemiciye para verip pastaneye poğaça simit aldırmaya gönderiridik. o sırada aşçımız hemen kahvaltılılıkları hazırlarken geri kalanımızda masaları silip, küllükleri masalara atıp geceden aldığımız rezervasyonları kişi sayısına göre kağıtlara yazıp masaların üstündeki küllüğün altına yerleştirirdik.
bizim çaylak gemici gelincede bir güzel kahvaltımızi yapardık.
saat 9 a doğru teknenin kıç kısmındaki platfotma gelip müsterilerin gelmesini beklerdik. gelenlerinde sahil güvenliğe aktaracağımız bilgilerini alıp tekneye yerleştirirdik.
tekne kapasitesi 200 kişi ama sahil güvenliğin bize verdiği taşıma kapasitesi 170 olduğundan 170 kisiyi doldurunca sefere başlama işaretini kaptan bana vira diyerek verir, bende arkadan halatlar çözülünce çapayı çekemeye başlardım.
saat 10.30 da sefere başladıktan sonra iki farklı koyda 45 er dakikalık yüzme molası verip saat 12 1 doğru sedir adası açıklarında tekneyi alarga pozisyonunda bırakıp yemek servisine başlardık. 170 kişinin yemeğini yaklaşık 40 dakikada verip sedir adası iskelesine yanaşırdık.
sedir adasına bağlı olarak 2 saat kalırdık, o sırada yolcular adada gezerken bizde yemek servisinin ardındaki temizliğe girişirdik.
sonra ben yine platforma çıkar tekneye giren yolcuları saymaya başlardım. yolcular tam olduğunda yine vira komutuyla sefere devam ederdik.
3 koyda daha yüzme molası verdikten sonra yavaş yavaş dönüs yoluna başlar o sırada da okanla birlikte bar hesaplarını toplamaya başlardım. (tur ücretine sadece yemek dahil. içecekler extra konsepte çalışıyorduk)
limana gelip tekneyi sağ salim bağladıktan sonra yolcuları uğurlardık.
5 10 dakika mola verip sigara içip kaptanın gelip hadi geçmiş olsun tayfa demesini beklerdik. kaptan gelip günlük değerlendirmeyi yaptıktan sonra gider okanda herkese görevini söyleyip teknenin arkasına geçip yarinki turun rezervasyonlarını almaya başlardı. tabi benim görevimde 2 motoru ve 2 jeneratörü kontrol edip yağına suyuna kayışlarına bakmaktı. varsa bi arıza kaptana bildirmekti.
neyse gelelim başlığın konusuna.
yukarıda anlattıklarımı okudunuz. günler çok yoğun geçerdi. hatta sadece teknik kısımları anlattım birde insanlarla uğraşma, onları memnun etme olayları var onlar başka bir entry konusu.
tüm bu olanlardan sonra gece denize girmek benim için o kadar rahatlatıcı o kadar dinlendirici gelirdi ki sormayın.
gece denize girip sahilden bir miktar açılıp suyun üstünde sırt üstü yatıp gökyüzündeki milyonlarca yıldızı izlemek...
anlayamazsınız
devamını gör...
güne bir sanat eseri bırak
güne günün en güzel zamanından, gün batımından bir tablo bırakayım.
frederic edwin church (1826-1900) - ship at sunset
frederic edwin church (1826-1900) - ship at sunset
devamını gör...
sözlük profilinde sosyal medya hesabı paylaşan tip
(bkz: isteyen istediğini yapar),benim için sorun olmayan eylem.
sıkıntı varsa gizli hesap olan profili paylaşmaktadır.
ne güzel arayan olur diye önümüze koymuşsun. e bırak bari bir fikrimiz olsun, bakalım, keşfedelim.*
birkaç kişi bulmuştum böyle, fotoğraf çekip kitap önerisi yapan.. güzel olabiliyor.
faydalı işler yapana denk gelebiliriz.*
sıkıntı varsa gizli hesap olan profili paylaşmaktadır.
ne güzel arayan olur diye önümüze koymuşsun. e bırak bari bir fikrimiz olsun, bakalım, keşfedelim.*
birkaç kişi bulmuştum böyle, fotoğraf çekip kitap önerisi yapan.. güzel olabiliyor.
faydalı işler yapana denk gelebiliriz.*
devamını gör...
türklerin arapça allah yerine türkçe tanrı demesinin eleştirilmesi
allah arapça
rab ibranice
mevla farsça
tanrı türkçe
"rabbim" sorun yok, "yüce mevlam" sorun yok, "ulu tanrım" sorun*
rab ibranice
mevla farsça
tanrı türkçe
"rabbim" sorun yok, "yüce mevlam" sorun yok, "ulu tanrım" sorun*
devamını gör...
osmanlı döneminde olası normal sözlük başlıkları
devamını gör...
tanrı'ya en çok sorulmak istenen soru
allah'ım sen büyüksün , sen bilirsin ama ? insanlara beyin dağıtırken niye bizim bu ülkemizi pas geçtin?
devamını gör...
evdekilere küsüp kızınca yapılanlar
yemeğe oturmamak. odada çürümek.
devamını gör...
yatağın içi sıcacıkken ayakların üşümesi sorunsalı
nedense öyle gerçekten, şuanda farkettim patik giyerek halledebilirim ama üşengeçlik.
devamını gör...
13 mayıs 2021 doların 8.50 tl olması
bayram bereketiyle (?) geldi.
devamını gör...
reddeden kızın arkasından söylenecek şeyler
bari konuşmamı bitirseydim.
devamını gör...
10 tanımı olan kadın yazarın sözlüğe emek veren yazardan fazla takipçisi olması
bu konuda kadınların hiçbir suçu yok dediğim durumdur. kadınları devamlı eleştiren ama bir yandan da kadın profillerinde devriye atan, kafası sözlük diyarından çoktan çıkmış yazarların işidir.
devamını gör...
