adaletin bu mu dünya
söz ve müziği ali ercan 'a ait birçok sanatçının seslendirdiği unutulmaz şarkı. günlük hayatta türlü haksızlıklar karşısında sıkça kullandığımız söz adaletin bu mu dünya?
en sevdiğim yorum *
selda bağcan
en sevdiğim yorum *
selda bağcan
devamını gör...
yazarların itiraf köşesi
17 günden beri covidden bir türlü kurtulamadım. üstüne üstlük bugün annemi de hastaneye yatırdım. geçen sene ikimiz bir kaç ay arayla ağır bir zatürre geçirmiştik. o yüzden ben de kontroldeyim.
ne yapacağımı bilmediğim gibi, korkuyorum. saçmalamayın, tabii ki kendi hayatıma dair bir korku değil. anneme bir şey olmasın. biri ölecekse ben ölürüm yani, allah biliyor samimiyetimi.
ne yapacağımı bilmediğim gibi, korkuyorum. saçmalamayın, tabii ki kendi hayatıma dair bir korku değil. anneme bir şey olmasın. biri ölecekse ben ölürüm yani, allah biliyor samimiyetimi.
devamını gör...
15 aralık 2020 tuzla'daki kadın cinayeti
her gün mutlaka şiddet haberi duyulan ülkemizde artık nasıl sıradanlaştırdıysak durum giderek insanlar için normal oluyor! sadece haberi 20 saniye okuyor ardından interaktif alanlarda 3 satır kahrolsun yazıp bir sonraki post veya entrylerde kadın memesi ölçüsünden, vajinasından, kalçasından bahsediyoruz.
potansiyel katiller aslında bu şekilde aramızda dolanıyor ve gözümüzün önündekileri görmezden geliyoruz.
bu defa olay istanbul tuzla'da gerçekleşiyor ve kocasının bıçakladığı kadın sürünerek kapı önüne çıkıp hayatını kaybediyor...
buradan
potansiyel katiller aslında bu şekilde aramızda dolanıyor ve gözümüzün önündekileri görmezden geliyoruz.
bu defa olay istanbul tuzla'da gerçekleşiyor ve kocasının bıçakladığı kadın sürünerek kapı önüne çıkıp hayatını kaybediyor...
buradan
devamını gör...
günümüzü güzelleştiren incelikler
annemlerle beraber bir düğüne gittim. aslında gitmem gerekti diyelim. orada gördüğüm çok tatlı bir detay, incelik vardı: damadın erkek kardeşinin sevgilisi de gelmişti düğüne. ikisi de tıp okuyor bu yıl bitirdiler. çok tatlı insanlardı. abla da ayrı bir güzeldi şimdi maşallah diyelim*. abla zümrüt yeşili bir elbise giymişti. abi ise siyah bir takım elbise giymişti ama kravatı sevgilisinin elbisinin rengiyle aynıydı. zümrüt yeşiliydi. o kadar yakışıyorlardı ki hep onları izledim. çok da güzel dans ediyorlardı. günümü güzelleştirdi resmen. darısı onların başına diyorum*.
devamını gör...
normal sözlük'ün dünyanın en iyi sözlüğü olması
sözlüğü bilmem de yazarları arasından dünyanın en yalakası falan çıkabilir.
devamını gör...
dekan
üniversitelerde var olan fakültelerden birinin yöneticisi olan profesör düzeyindeki öğretim görevlisidir.
devamını gör...
deniz salyasının karadeniz'de görülmesi
akdeniz’e de tesir ederse “üç tarafını salyalarla kapladığımız ülkemiz” olur
devamını gör...
farmakon
hem ilaç hem de zehir anlamına gelen yunanca kökenli kelime.
devamını gör...
muhabbet kuşu
bugüne kadar hep o burnu havada kedilerin gururunu okşadınız ( ben dahil ). ama asıl adam gibi adam olan muhabbet kuşudur. işte evcil hayvan budur ! makaradır, şamatadır, nankörlüğü akarı kokarı yoktur. işte feraset, işte fazilet....
devamını gör...
bu yazara yakın zamanda çok fazla beğeni yaptığınız için oyunuz kaydedilmedi
eğer herhangi yardımcı algoritmalardan yararlanmadan, direkt belli bir zamana bağlı olarak işliyorsa çok büyük hata. hatta sözlüğü bildim bileli yapılan geliştirmeler arasında yarardan çok zarar getireceğini düşündüğüm tek yenilik. ve hatta bir gecede cahil kaldık.
zamanında bu konu hakkında bir iki kelâm etmiştim: #381985. kısaca şöyle demişim: "yeni keşfettiğim ya da hâlihazırda takip ettiğim yazarların ben yokken neler yazdığını açarım, (genelde muhteşem insanlar olduklarından ve muhteşem şeyler yazdıklarından) keyifle okurum ve doğal olarak da oylarım." mevzubahis alışkanlığımı da yitirmedim. hâlâ daha mürekkep yalamak adına yaptığım favori hobilerimden biri.
mesela, bu aralar sözlüğü okumaya pek vaktim olmuyor. başlıklar arasında gezinecek zamanım olmadığından, en azından takip ettiğim yazarları okumaya gayret gösteriyorum. var olsunlar, bu insanlar da genelde ürettikçe üreten bilgi ve deneyim fabrikaları oldukları için, yazdıkça yazmış oluyorlar. okuyorum, beğeniyorum ve hakkını vermek, oylamak istiyorum; ne yapacağım? yer imlerine kaydedip zamanın geçmesini mi bekleyeceğim? böyle saçmalık olur mu?
o yüzden, böyle bir sistem illa var olacaksa, girilerin uzunluğuna ve tahmini okunma sürelerine göre ayarlanabilir misal. eğer insanların okumadan oylamasından yakınıyorsak ve buna karşın önlem alıyorsak, okuyarak oylayan insanları da düşünmek gerek. ya da başlı başına oylama anonim kılınıp, yalnızca favoriler herkese açık görünebilir. böylece "çok oylayayım da millet de beni oylasın" düşüncesi geçerliliğini yitirir. ya da bunların dışında çeşitli yöntemler de geliştirilebilir elbette.
ama tahmin ettiğim gibi, örneğin "bir yazara 30 dakikada verilebilecek maksimum oy 5'tir" gibi basit bir sistemse, işte böylesi kolaya kaçmak olur ve sistemi hakkıyla kullanan insanları da olumsuz etkiler. zaten hakkıyla okuyup oylayan bir avuç insan var, onları da bu şekilde oylamaya küstürürsek, zaten pek de sağlıklı olmayan etkileşimi iyice mahvetmiş olmaz mıyız? herhalde oluruz.
zamanında bu konu hakkında bir iki kelâm etmiştim: #381985. kısaca şöyle demişim: "yeni keşfettiğim ya da hâlihazırda takip ettiğim yazarların ben yokken neler yazdığını açarım, (genelde muhteşem insanlar olduklarından ve muhteşem şeyler yazdıklarından) keyifle okurum ve doğal olarak da oylarım." mevzubahis alışkanlığımı da yitirmedim. hâlâ daha mürekkep yalamak adına yaptığım favori hobilerimden biri.
mesela, bu aralar sözlüğü okumaya pek vaktim olmuyor. başlıklar arasında gezinecek zamanım olmadığından, en azından takip ettiğim yazarları okumaya gayret gösteriyorum. var olsunlar, bu insanlar da genelde ürettikçe üreten bilgi ve deneyim fabrikaları oldukları için, yazdıkça yazmış oluyorlar. okuyorum, beğeniyorum ve hakkını vermek, oylamak istiyorum; ne yapacağım? yer imlerine kaydedip zamanın geçmesini mi bekleyeceğim? böyle saçmalık olur mu?
o yüzden, böyle bir sistem illa var olacaksa, girilerin uzunluğuna ve tahmini okunma sürelerine göre ayarlanabilir misal. eğer insanların okumadan oylamasından yakınıyorsak ve buna karşın önlem alıyorsak, okuyarak oylayan insanları da düşünmek gerek. ya da başlı başına oylama anonim kılınıp, yalnızca favoriler herkese açık görünebilir. böylece "çok oylayayım da millet de beni oylasın" düşüncesi geçerliliğini yitirir. ya da bunların dışında çeşitli yöntemler de geliştirilebilir elbette.
ama tahmin ettiğim gibi, örneğin "bir yazara 30 dakikada verilebilecek maksimum oy 5'tir" gibi basit bir sistemse, işte böylesi kolaya kaçmak olur ve sistemi hakkıyla kullanan insanları da olumsuz etkiler. zaten hakkıyla okuyup oylayan bir avuç insan var, onları da bu şekilde oylamaya küstürürsek, zaten pek de sağlıklı olmayan etkileşimi iyice mahvetmiş olmaz mıyız? herhalde oluruz.
devamını gör...
beğeni almayıp sürekli yazan yazar
sanırım yakında bu yazar tipine döneceğim. beğenilerim azaldığı için yazmamayı tercih ediyorum. yazmayınca da beğenilerim azalıyor. garip bir çelişki.
ilave: beğeniler yazmaya teşvik ediyor. beğeni manyağı değilim sadece beğenildiğimde benim gibi düşünenler varmış diyerek mutlu oluyorum.
ilave: beğeniler yazmaya teşvik ediyor. beğeni manyağı değilim sadece beğenildiğimde benim gibi düşünenler varmış diyerek mutlu oluyorum.
devamını gör...
stairway to heaven
dinlerken gerçekten cennete doğru çıktığınızı hissettiren led zeppelin parçası
devamını gör...
normal sözlük’te kankacılık
örgüt gibiler mübarek, kendi üye olmus yedi sülalesini de getirmis sabahtan aksama kadar körler sagirlar birbirini agirlar. baslik açarken bile kanka baslik aciyorum tanim girsene diye mesaj attiklarina yemin edebilirim ama kanitlayamam.
devamını gör...
büyük yırtılma teorisi
evrenin olası sonuna ilişkin varsayımsal model.
günümüzde evrenin genişlemesinin sorumlularından biri olarak karanlık enerji görülüyor. burada karanlık enerjinin kozmolojik sabit olup olmadığına ilişkin soruya verdiğimiz cevap önemli. eğer bu doğruysa, karanlık enerjinin uzayın herhangi bir yerindeki yoğunluğu zaman içerisinde sabit kalır. ancak genişleme hızı sabit değildir. burada şöyle bir durumla karşılaşıyoruz: eğer uzaydaki her noktaya belirli yoğunlukta bir karanlık enerji düşecekse ve uzay genişliyorsa, karanlık enerjinin zaman içerisinde artması gerekir ki genişleyen her noktaya da aynı miktarda karanlık enerji denk gelebilsin. böyle bir durumda, yerel olarak yoğunluk bozulmayacağından, o bölgede bulunan galaksi gibi yapılara da bir zarar gelmemesi gerektiğini tahmin edersiniz. tabii bu durum, karanlık enerjinin kozmolojik sabit olması kabulüne dayanır. bunun doğru olabileceğine ilişkin bazı çalışmalar var.
ancak karanlık enerjinin zaman içerisinde gittikçe güçlenebileceğine ve yerel olarak yapısal bozulmalara da neden olabileceğine ilişkin bazı tahminler var. burada negatif basınç gibi konuların detaylarına girmeyeceğim. fakat şunu söylemek yeterli olur; eğer bu tahmin doğruysa, önce şu anda olduğu gibi galaksiler birbirinden uzaklaşmaya devam edecek. zamanla, karanlık enerji güçlendikçe galaksiler dağılmaya başlayacak. bunu dağılmış haldeki yıldızların ve gittikçe daha küçük ölçeğe doğru, atomlar dahil her şeyin dağılacağı bir süreç izleyecek. sonunda elimizde paramparça olmuş maddeden ibaret bir evren kalacak. hatta son olarak evrenin kendi dokusu da yırtılır.
günümüzde evrenin genişlemesinin sorumlularından biri olarak karanlık enerji görülüyor. burada karanlık enerjinin kozmolojik sabit olup olmadığına ilişkin soruya verdiğimiz cevap önemli. eğer bu doğruysa, karanlık enerjinin uzayın herhangi bir yerindeki yoğunluğu zaman içerisinde sabit kalır. ancak genişleme hızı sabit değildir. burada şöyle bir durumla karşılaşıyoruz: eğer uzaydaki her noktaya belirli yoğunlukta bir karanlık enerji düşecekse ve uzay genişliyorsa, karanlık enerjinin zaman içerisinde artması gerekir ki genişleyen her noktaya da aynı miktarda karanlık enerji denk gelebilsin. böyle bir durumda, yerel olarak yoğunluk bozulmayacağından, o bölgede bulunan galaksi gibi yapılara da bir zarar gelmemesi gerektiğini tahmin edersiniz. tabii bu durum, karanlık enerjinin kozmolojik sabit olması kabulüne dayanır. bunun doğru olabileceğine ilişkin bazı çalışmalar var.
ancak karanlık enerjinin zaman içerisinde gittikçe güçlenebileceğine ve yerel olarak yapısal bozulmalara da neden olabileceğine ilişkin bazı tahminler var. burada negatif basınç gibi konuların detaylarına girmeyeceğim. fakat şunu söylemek yeterli olur; eğer bu tahmin doğruysa, önce şu anda olduğu gibi galaksiler birbirinden uzaklaşmaya devam edecek. zamanla, karanlık enerji güçlendikçe galaksiler dağılmaya başlayacak. bunu dağılmış haldeki yıldızların ve gittikçe daha küçük ölçeğe doğru, atomlar dahil her şeyin dağılacağı bir süreç izleyecek. sonunda elimizde paramparça olmuş maddeden ibaret bir evren kalacak. hatta son olarak evrenin kendi dokusu da yırtılır.
devamını gör...
ölümün en iyi tanımı
"... ufka bakarlar;ölüm uzaktamı uzakta...
ve tabut bekler,suya inmek için kızakta...
sultan olmak dilersen,tacı,sorgucu,unut !
zafer araban senin,gıcırtılı bir tabut!"
necip fazıl kısakürek
ve tabut bekler,suya inmek için kızakta...
sultan olmak dilersen,tacı,sorgucu,unut !
zafer araban senin,gıcırtılı bir tabut!"
necip fazıl kısakürek
devamını gör...
yazarların itiraf köşesi
"hangisi olursa" mantığıyla 3-5 kişiyle aynı anda konuşup hepsine mavi boncuk dağıtan insanlardan günahım kadar hoşlanmıyorum. karşınızdakilere yoksa kendinize saygınız olsun biraz. insanlar söylediklerinize ses etmiyor diye her dediğinize inandıklarını da sanmayın.
devamını gör...
yaşar kemal
"... ruhumda kopan fırtınaları
canlandırabilir misin hayalinde
yaşayabilir misin aynı acı ve üzüntülerimi
delice düşlerimi sorgulayabilir
misin içinde.
boşuna anlıyorum deme bana
içiçe yaşadığım bunca seneye rağmen
kendimi ben bile anlayamadım daha."
yaşar kemal
türk edebiyatı denilince ilk aklıma gelen isimlerden olan , eserleriyle ölümsüzleşmiş, kocaman yüreğiyle zihinlerde ve kalplerde yer kaplamış usta yazarı saygıyla anıyorum.
canlandırabilir misin hayalinde
yaşayabilir misin aynı acı ve üzüntülerimi
delice düşlerimi sorgulayabilir
misin içinde.
boşuna anlıyorum deme bana
içiçe yaşadığım bunca seneye rağmen
kendimi ben bile anlayamadım daha."
yaşar kemal
türk edebiyatı denilince ilk aklıma gelen isimlerden olan , eserleriyle ölümsüzleşmiş, kocaman yüreğiyle zihinlerde ve kalplerde yer kaplamış usta yazarı saygıyla anıyorum.
devamını gör...




