arkadaşım diyebileceğimiz insan sayısının yüz elli civarı olması
eğer dostunuz yoksa yüz elli arkadaşa sahip olmanızın pekte bir önemi yoktur?
devamını gör...
270 kiloluk sumo güreşçisinin 40 kilo bir kadınla evlenmesi
kaynak: popiş.
devamını gör...
ideal ölme yaşı
kendi işimi kendim görüyorken, kimseye muhtaç değilken ve zihnim hâlâ berrakken
devamını gör...
günün sözü
"gömleğin tüm düğmelerini yanlış iliklemek gibidir, bazı insanları sevmek. en başından beri yanlış yaptığını, sonuna gelmeden anlayamıyorsun."
-oğuz atay.
-oğuz atay.
devamını gör...
ilişki bittikten sonra fabrika ayarlarına dönmekte zorlanmak
devamını gör...
neden kaybederiz sorunsalı
neyi kaybetmekten korkarsan, neyi kendinden çok seversen, neyi gözünden çok sakınırsan ilk onu kaybedersin.
devamını gör...
türkiye'de 2 sayfa kitap okumuş insana düşman olunduğu gerçeği
sadece kitap okuyana değil. eğitimli, medeni, topluma ve bireylere saygılı, kanunlara uyan, nezaket sahibi, düşünen, sorgulayan, hakkını arayan, kendisinin ve aynı topraklar üstünde yaşayan herkesin insanca yaşaması için çabalayan, ülkesinin sözde değil gerçekten gelişmesini isteyen, yaşadığı topluma katma değer sağlayan insanlara düşman olunan tek ülkede yaşıyoruz.
devamını gör...
çıplak bir insanla yapılabilecek en zevkli şey
bonya yapmak. duş değil banyo. böyle keseli, lifli. önce temiz olun, gerisinde ne yaparsanız yapın. temizlik imandandır lütfen.
devamını gör...
gereği düşünüldü
samanyolu tv'de uzun yıllar yayınlanan mahkeme parodisi. iki bölümden oluşan bu programın ilk adı "aile mahkemesi"yken sonra nedense isim değiştirdiler.
program iki bölümden oluşuyordu: gizli kamera ve duruşma. gizli kameralı bölümde top muhabirle kameramanı, muhbir vatandaş ve dış ses akın altan'daydı. bu bölümün genel seyri şöyle olurdu:
* muhbir vatandaşla görüşüp ihbarı alma veya doğrudan mağdurla karşılaşma (mağdur bir çocuk, yaşlı bir teyze veya amca yahut kaybını arayan biri olabilir, güya muhabir sokakta görmüş ve yardımcı olmaya karar vermiş işte).
* şüpheliyi bulma (genellikle elinde bira şişesi olan erkek veya başı açık bir kadın olan şüpheli olayı kesinlikle reddeder ama muhabir kül yutmazdı).
* feci final (mağdurun başına bir şey gelir, hastanelik olur ve muhabir mağdura dava açması için yardımcı olur, ikinci bölüm başlar).
* tabii dış sesin "biçare" kelimesini iki cümlenin birine yerleştirip, "zalimler vicdansızlar" diye şikayet ettiği kötü adamları da aynı ajitatif üslupla yermesi de allahın emriydi. bir de araya bir iki acıklı türkü döşendi mi, oh...
en önemlisi, tüm bu hengamede muhabir, gizli kamerasını muhbir vatandaşa verir, "bir punduna getirip bunu olaylı eve koyun, sonra görüntüleri delil olacak" derdi, gerçekten de her türlü suç o kameranın önünde işlenir, hd netliğinde ses ve görüntü alınırdı. bu görüntüler delil olurdu.
ikinci bölümse mahkeme stüdyosunda, hakim (aslen avukat) lütfi ural'ın huzurunda geçerdi.
* hakim peşin hükümlü gibi sanıkların her lafında fırça atacak bahane bulurdu.
* davacı ile davalı mutlaka canlı yayında birbirine girer, hakim direkt davalıyı azarlardı.
* sonra hakim mübaşire "yavrum mithat, kaseti oynat" diye delilleri (gizli kamera görüntüleri) tek tek oynattırır, sanıkların "bu ben değilim" "o benden çirkin" gibi kıvırmalarına ve birbirlerini satmalarına yine kızardı.
* nihayet savcıdan mütalaayı alan hakim, sanıklara belli bir süre ceza verir, hırsızlık ve cinayet gibi ağır cezalık fiiller varsa "görevsizlik"le ağır ceza mahkemelerine müzekkere yazar, sanıklara ayrıca cezaevinde angaryayla davacıya bakma cezası verir, üstüne biraz seyircilere vaaz vererek programı kapatırdı.
2009'da başlayan program 2012'ye kadar sürmüştü. 2009 öncesi mahkeme sahneleri "boşanmak istemiyorum" adında boşanma davaları adı altında evlilik sorunlarının işlendiği bir programdı, gizli kameraysa "hayat dersi" adında, kamera kayıtları izletildikten sonra feyizli bir hocanın vaaz verip kötülere irşad ettiği ayrı bir program. bu dönemde de satanist evlat arif efsanedir: https://youtu.be/wdmqy_pzifc
sonradan hâkimi oynayan lütfü amca hakkında dolandırıcılık suçlaması yapılmıştı (tabii artık "ne istediniz de vermedik" dönemiydi): haber.
program iki bölümden oluşuyordu: gizli kamera ve duruşma. gizli kameralı bölümde top muhabirle kameramanı, muhbir vatandaş ve dış ses akın altan'daydı. bu bölümün genel seyri şöyle olurdu:
* muhbir vatandaşla görüşüp ihbarı alma veya doğrudan mağdurla karşılaşma (mağdur bir çocuk, yaşlı bir teyze veya amca yahut kaybını arayan biri olabilir, güya muhabir sokakta görmüş ve yardımcı olmaya karar vermiş işte).
* şüpheliyi bulma (genellikle elinde bira şişesi olan erkek veya başı açık bir kadın olan şüpheli olayı kesinlikle reddeder ama muhabir kül yutmazdı).
* feci final (mağdurun başına bir şey gelir, hastanelik olur ve muhabir mağdura dava açması için yardımcı olur, ikinci bölüm başlar).
* tabii dış sesin "biçare" kelimesini iki cümlenin birine yerleştirip, "zalimler vicdansızlar" diye şikayet ettiği kötü adamları da aynı ajitatif üslupla yermesi de allahın emriydi. bir de araya bir iki acıklı türkü döşendi mi, oh...
en önemlisi, tüm bu hengamede muhabir, gizli kamerasını muhbir vatandaşa verir, "bir punduna getirip bunu olaylı eve koyun, sonra görüntüleri delil olacak" derdi, gerçekten de her türlü suç o kameranın önünde işlenir, hd netliğinde ses ve görüntü alınırdı. bu görüntüler delil olurdu.
ikinci bölümse mahkeme stüdyosunda, hakim (aslen avukat) lütfi ural'ın huzurunda geçerdi.
* hakim peşin hükümlü gibi sanıkların her lafında fırça atacak bahane bulurdu.
* davacı ile davalı mutlaka canlı yayında birbirine girer, hakim direkt davalıyı azarlardı.
* sonra hakim mübaşire "yavrum mithat, kaseti oynat" diye delilleri (gizli kamera görüntüleri) tek tek oynattırır, sanıkların "bu ben değilim" "o benden çirkin" gibi kıvırmalarına ve birbirlerini satmalarına yine kızardı.
* nihayet savcıdan mütalaayı alan hakim, sanıklara belli bir süre ceza verir, hırsızlık ve cinayet gibi ağır cezalık fiiller varsa "görevsizlik"le ağır ceza mahkemelerine müzekkere yazar, sanıklara ayrıca cezaevinde angaryayla davacıya bakma cezası verir, üstüne biraz seyircilere vaaz vererek programı kapatırdı.
2009'da başlayan program 2012'ye kadar sürmüştü. 2009 öncesi mahkeme sahneleri "boşanmak istemiyorum" adında boşanma davaları adı altında evlilik sorunlarının işlendiği bir programdı, gizli kameraysa "hayat dersi" adında, kamera kayıtları izletildikten sonra feyizli bir hocanın vaaz verip kötülere irşad ettiği ayrı bir program. bu dönemde de satanist evlat arif efsanedir: https://youtu.be/wdmqy_pzifc
sonradan hâkimi oynayan lütfü amca hakkında dolandırıcılık suçlaması yapılmıştı (tabii artık "ne istediniz de vermedik" dönemiydi): haber.
devamını gör...
bilinçaltı
bilim insanları artık bu kavram yerine bilinç dışı ifadesini tercih etmektedirler.
devamını gör...
4 haziran 2021 135 milyar metreküp doğalgaz keşfi
tamam, hadi hesaplayalım.
igdaş'ın sitesine giderseniz, doğalgazın metreküp fiyatının 1,7043 tl olduğunu görebilirsiniz.
135b * 1,7043 = 230b türk lirası.
peki türkiye'nin kısa vadeli dış borcu ne kadar?
192 milyar dolar.
21 mart tarihinde, ki kendisi ekinokstur, severim, dolar kuru 7.20'lerde.
o günden, bugüne kadar dolardaki değişim, 1 lira 40 kuruş.
yani kısa vadeli dış borcumuz ne kadar artmış durumda
192b * 1.4 = 268b tl.
üç ay bile geçmeden, kısa vadeli dış borcumuzun artan miktarı, bulduğunuz tüm doğalgazın parekende fiyatından bile fazla.
ben bu yalancı, aşağılık insanların yönettiği ülkede yaşamayı hak edecek ne yaptım?
sadece soruyorum.
igdaş'ın sitesine giderseniz, doğalgazın metreküp fiyatının 1,7043 tl olduğunu görebilirsiniz.
135b * 1,7043 = 230b türk lirası.
peki türkiye'nin kısa vadeli dış borcu ne kadar?
192 milyar dolar.
21 mart tarihinde, ki kendisi ekinokstur, severim, dolar kuru 7.20'lerde.
o günden, bugüne kadar dolardaki değişim, 1 lira 40 kuruş.
yani kısa vadeli dış borcumuz ne kadar artmış durumda
192b * 1.4 = 268b tl.
üç ay bile geçmeden, kısa vadeli dış borcumuzun artan miktarı, bulduğunuz tüm doğalgazın parekende fiyatından bile fazla.
ben bu yalancı, aşağılık insanların yönettiği ülkede yaşamayı hak edecek ne yaptım?
sadece soruyorum.
devamını gör...
yavuz sultan selim
osmanlı'nın yükselme dönemindeki padişahtır. kimilerine göre küpeli kimilerine göre küpesiz. osmanlı hazinesinin ağzına kadar dolu olduğu söylenir. yine rivayet edilir ki;
yavuz sultan selim yapacağı seferleri hep gizli tutarmış. yine böyle bir sefer hazırlığında vezirin biri sultana seferin nereye yapılacağını sormuş. yavuz sultan selim de vezire "sen sır tutmayı bilir misin?" demiş vezirde "evet" demiş sonrasında sultan sözünü hiç esirgememiş "bende bilirim.".
yavuz sultan selim yapacağı seferleri hep gizli tutarmış. yine böyle bir sefer hazırlığında vezirin biri sultana seferin nereye yapılacağını sormuş. yavuz sultan selim de vezire "sen sır tutmayı bilir misin?" demiş vezirde "evet" demiş sonrasında sultan sözünü hiç esirgememiş "bende bilirim.".
devamını gör...
taze çekilmiş kahve kokusu
devamını gör...
başıboş saatler
sevgilinin koyuna alındığı saatlerdir.
başıboş saatlerde
alırım koynuma sevgilimi
başıboş saatlerde
çözülür ipleri dünyanın
başıboş saatlerde
kararır gözleri sevdanın
başıboş saatlerde
alırım koynuma sevgilimi
başıboş saatlerde
alırım koynuma sevgilimi
başıboş saatlerde
çözülür ipleri dünyanın
başıboş saatlerde
kararır gözleri sevdanın
başıboş saatlerde
alırım koynuma sevgilimi
devamını gör...
agnostisizm
agnostisizm, tembellik degildir. aksine, bir insan uzun metafiziksel ve teolojik arayislardan sonra agnostik olabilir. agnostisizme göre, insan mantigi tanrinin olup olmadigini anlayabilecek kapasitede degildir. agnostik olabilmek için*insanin bir suru dini arastirip hicbir din tarafindan ikna olmamasina ragmen tanrinin yok oldugunu iddia eden dusunce bicimlerini de reddetmis olmasi gerekir.
bana kalirsa agnostisizm, din konusunda çok önemli bir noktaya parmak basar. ınsan mantigi tanrinin varolup olmadigini anlayabilecek kapasitede degildir cunku tanri metafiziksel bir seydir. mantik ile aciklanamaz. insanin tanriyi, tanrilari ya da herhangi bir maddeler uzeri bir konsepti anlamasi icin ruhu/kalbi ile bakmasi gerekir.
bana kalirsa agnostisizm, din konusunda çok önemli bir noktaya parmak basar. ınsan mantigi tanrinin varolup olmadigini anlayabilecek kapasitede degildir cunku tanri metafiziksel bir seydir. mantik ile aciklanamaz. insanin tanriyi, tanrilari ya da herhangi bir maddeler uzeri bir konsepti anlamasi icin ruhu/kalbi ile bakmasi gerekir.
devamını gör...
sözlükte hızlı karma kasma hilesi
yazın yazın yazın ve daha çok yazın! ve sakın ermolettin'i dinlemeyin*
devamını gör...
35 yaşında koca koca bireylerin saklambaç oynaması sorunsalı
ruh hic yaş almaz derler ve yine o içindeki çocuğu öldürmeyen güzel insanlara selam olsun. çocukla çocuk, yaşlıyla yaşlı, gamlı ile gamlı olan güzel yürekli insanlardır. böyle insanlar görünce insanın yüzünde istemsiz bir gülümseme oluverir. bundan dolayı yazarın sorunsal dediği kısma anlam veremedim.üzmeyin böyle insanları, şayet çok kırılgan olabiliyorlar.
devamını gör...


