süryani
mardin midyat'ta eski midyat (kamu binalarının olduğu estel tarafları değil) taraflarında çokça karşılaşabileceğimiz etnisite. hatta eski midyat'taki esnafın hepsi süryanidir desek abartmış sayılmam herhalde. tarih derslerinden adlarına aşina olduğumuz asurluların günümüzdeki kalıntıları doğrudan doğruya bunlardır. yaşadıkları bölgeye kendi dillerinde tur abdin derler. isimleri de genellikle yufus, meryem, ilyas, zekeriya gibi uni-din* isimlerdir. o yüzden isimlerinden ilk başta süryani oldukları anlaşılmayabilir.
devamını gör...
hayatınızın arka planında çalan şarkı
sıla/yoruldum
devamını gör...
aktroll
halkımızın çoğunun muzdarip olduğu hastalık.
devamını gör...
intihar etmemek için sebepler
aklıma yıldız kenter'in bir anısını getirdi. bir ropörtajında anlatmıştı, çok içten ve etkileyiciydi.
yıldız kenter çok yoksul bir ailede büyümüş. karınlarını bile zor doyurdukları zamanlar olmuş. küçükken birgün okulda öğretmeni ona ceza vermiş, tahtaya kaldırıp tek ayak üstünde durmasını söylemiş. öylece dururken yıldız kenter intihar etmeye karar vermiş. sonra cebinde bir avuç kabak çekirdeği olduğunu hatırlamış, sevinmiş, onları yemesi gerektiğini düşünmüş ve intihardan vazgeçmiş.
demek ki bazen böyle küçücük bir sebep bile olabiliyormuş.
yıldız kenter çok yoksul bir ailede büyümüş. karınlarını bile zor doyurdukları zamanlar olmuş. küçükken birgün okulda öğretmeni ona ceza vermiş, tahtaya kaldırıp tek ayak üstünde durmasını söylemiş. öylece dururken yıldız kenter intihar etmeye karar vermiş. sonra cebinde bir avuç kabak çekirdeği olduğunu hatırlamış, sevinmiş, onları yemesi gerektiğini düşünmüş ve intihardan vazgeçmiş.
demek ki bazen böyle küçücük bir sebep bile olabiliyormuş.
devamını gör...
girift radyo yayını
hi guys dı dı dınn!!
malum ben bir süredir ortamlara aktığımdan, aykut'un da 'yetti gariiiii!' noktasına gelmesinden konuşulacak bi' şey şeyapamadık.
ama!!
girift sevenlerini asssssla unutmaz mottosuyla bayrama binaen hediyelerinizi hazırladık. hatta bazılarınızın ki tamamen tesadüfen kişisel!
kurban bayramı'nın 1. gününe denk gelen 20 temmuz 2021 saat 21:00'deki yayınımızda sizin için bazı stalklamalar ve 'en sevdiğin şarkı ne pampa?' mesajlarımıza yaptığınız dönüşlerle aşağıdaki playlisti oluşturduk: [belirtilen gün ve saatte de çalacağız, iyi bir çocuk olursanız aykut mesajlarınızı da okuyabilir.]
şarkı = muhatabı
mezdeke - ya el yelil = thedansözkiller
rammstein - mein land = ozgur1ey
yeliz yeşilmen - hişt fıstık = lilium
david guetta & kid cudi - memories = masterpiece
aynur doğan - yar meleke = nizanim
hande yener - yola devam = rimbaud
evdeki saat - uzunlar v2 = cözülemeyen sudoku
şebnem ferah - başka bir yol var = mrkf
teoman - onyedi = mortaks
contra - ıslak kum = etik dinleyici
alexander rybak - fairytale = clara
o nekrothaftis - texn-asmata = marikaki
mfö - gözyaşlarımızı bitti mi sandın = eaurogue_
amir kagda - kuş ölür sen uçuşu hatırla = yesilevham
tanju okan - her akşam votka, rakı ve şarap = domestic hıyar
sedat anar - insan = sirinprof
eleni karaindrou - by the sea = memento mori
the dø - on my shoulders = reginamills
thurisaz - endless = cenk'in arka bahçesi
mor karbasi - shecharhoret = lemniscate
gülay - kırmızı buğday = gomercan
müzeyyen senar - rüzgar kırdı dalımı = bythemali
şenay - hayat bayram olsa- kafa sözlük
not 1: aslında bu tanımı aykut yazdı ama discord çetesine gönderme olsun diye ben giriyorum.
not 2: bu ay karmalarımız gününde yatmadığı için sana şarkı yok yoldaş efendi*
zeynep eki: birtakım özlemler oldu. ama az kaldı.
iyi bayramlar anacığım.
"şüphesiz ki ipini koparıp kaçan dananın tarafını tutarız"
malum ben bir süredir ortamlara aktığımdan, aykut'un da 'yetti gariiiii!' noktasına gelmesinden konuşulacak bi' şey şeyapamadık.
ama!!
girift sevenlerini asssssla unutmaz mottosuyla bayrama binaen hediyelerinizi hazırladık. hatta bazılarınızın ki tamamen tesadüfen kişisel!
kurban bayramı'nın 1. gününe denk gelen 20 temmuz 2021 saat 21:00'deki yayınımızda sizin için bazı stalklamalar ve 'en sevdiğin şarkı ne pampa?' mesajlarımıza yaptığınız dönüşlerle aşağıdaki playlisti oluşturduk: [belirtilen gün ve saatte de çalacağız, iyi bir çocuk olursanız aykut mesajlarınızı da okuyabilir.]
şarkı = muhatabı
mezdeke - ya el yelil = thedansözkiller
rammstein - mein land = ozgur1ey
yeliz yeşilmen - hişt fıstık = lilium
david guetta & kid cudi - memories = masterpiece
aynur doğan - yar meleke = nizanim
hande yener - yola devam = rimbaud
evdeki saat - uzunlar v2 = cözülemeyen sudoku
şebnem ferah - başka bir yol var = mrkf
teoman - onyedi = mortaks
contra - ıslak kum = etik dinleyici
alexander rybak - fairytale = clara
o nekrothaftis - texn-asmata = marikaki
mfö - gözyaşlarımızı bitti mi sandın = eaurogue_
amir kagda - kuş ölür sen uçuşu hatırla = yesilevham
tanju okan - her akşam votka, rakı ve şarap = domestic hıyar
sedat anar - insan = sirinprof
eleni karaindrou - by the sea = memento mori
the dø - on my shoulders = reginamills
thurisaz - endless = cenk'in arka bahçesi
mor karbasi - shecharhoret = lemniscate
gülay - kırmızı buğday = gomercan
müzeyyen senar - rüzgar kırdı dalımı = bythemali
şenay - hayat bayram olsa- kafa sözlük
not 1: aslında bu tanımı aykut yazdı ama discord çetesine gönderme olsun diye ben giriyorum.
not 2: bu ay karmalarımız gününde yatmadığı için sana şarkı yok yoldaş efendi*
zeynep eki: birtakım özlemler oldu. ama az kaldı.
iyi bayramlar anacığım.
"şüphesiz ki ipini koparıp kaçan dananın tarafını tutarız"
devamını gör...
ahmet piriştina
karadeniz vilayetlerinden sökülen parke taşlarını izmir'e getirmiş. gündoğdu meydanı çevresi gibi tarihi alanlara döşettirmiş.
rahmetli vizyon sahibi biriymiş gerçekten.
rahmetli vizyon sahibi biriymiş gerçekten.
devamını gör...
ivanmilinski
sözlüğün tamı tamına 8.gününde aramıza katılmış olan yazar.
tam 1 yıl 2 gündür bizimle.
bu 1 yılda 10.000 üzerinde tanım girişi yaparak 54.000 karma puan biriktirmiş.
karma puanlarımı nakite çevirin dese, evi arabayı satarız.
(bkz: napıyorsunuz ıvan bey)
kendisi sözlüğün sembolüdür, asbaşkanıdır.
eğer kurumsallaşırsak, ileride sözlüğün hissedar adayıdır.
tam 1 yıl 2 gündür bizimle.
bu 1 yılda 10.000 üzerinde tanım girişi yaparak 54.000 karma puan biriktirmiş.
karma puanlarımı nakite çevirin dese, evi arabayı satarız.
(bkz: napıyorsunuz ıvan bey)
kendisi sözlüğün sembolüdür, asbaşkanıdır.
eğer kurumsallaşırsak, ileride sözlüğün hissedar adayıdır.
devamını gör...
2022 yılına akp'nin korkunç zam yağmuru ile girmemiz
zam değil zamcık. hatta küçük şirin güncellemeler.
devamını gör...
aileyle film izlerken cinsel sahnenin çıkması
odada daha önce hiç görmediğiniz objeleri keşfetmenize sebebiyet verecek durumdur.
devamını gör...
strazburg
üç genel bölgeye ayırmak mantıklı olur burayi, 1. tren/gar bölgesi, 2. tarihi şehir merkezi, 3. ise şehir dışı.
bu üç bölgeden nerede kalırsanız kalın, aralarındaki seyahati yürüyerek gerçekleştirebilirsiniz. şehir uluslararası bir hub olduğundan otel doludur, ve otel fiyatları avrupa'nın önde gelen şehirlerine kıyasla son derece uygundur. bu sebepten dolayı comfort inn tarzı şehir dışında kalan otelleri rahatlıkla tercih edebilirsiniz.
asıl şehrin kalbi denebilecek tarihi bölgeyi de ben 3'e ayırdım. le petite france (eski dokunun korunduğu, turistik bölge), katerdral (strazburg notre dame katedrali ve nehir bölgesi. bu üç bölge arasındaki ulaşım yine yürüyerek sağlanabilir, tramvay da bir opsiyon.
gezilmesi şart olan müzeleri tarih müzesi, modern sanat müzesi ve alsacien. tabii katedralin tepesine tırmanmak da gerek (yaklaşık 350 basamak).
bunun dışında meşhur alsacien bölgesinin beyaz şarapları sürekli, her gidilen yerde tadılmalı. ayrıca bir de lahmacuna benzeyen yemekleri var, her yerde var bundan kaçırmanız imkansız. merkezi dahil istediğiniz yerde yiyebilirsiniz, tüm mekanların kapıda fiyat listesi var ve turist kazıklama peşinde bir mekana rastlamadım.
otomobil kiralama şansı olanlar enfes alsacien şaraplarının üretildiği köylere mutlaka gitmeli, şehre 1 saat uzaklıkta olan bu köyler masal gibi. hangi mevsimde gidilesi derseniz, kışın çetin geçtiği strazburg'a kışın gitmenin keyfi ayrıdır. en keyifli noel pazarlarından biri kurulur ve kar altında çok güzeldir.
bu üç bölgeden nerede kalırsanız kalın, aralarındaki seyahati yürüyerek gerçekleştirebilirsiniz. şehir uluslararası bir hub olduğundan otel doludur, ve otel fiyatları avrupa'nın önde gelen şehirlerine kıyasla son derece uygundur. bu sebepten dolayı comfort inn tarzı şehir dışında kalan otelleri rahatlıkla tercih edebilirsiniz.
asıl şehrin kalbi denebilecek tarihi bölgeyi de ben 3'e ayırdım. le petite france (eski dokunun korunduğu, turistik bölge), katerdral (strazburg notre dame katedrali ve nehir bölgesi. bu üç bölge arasındaki ulaşım yine yürüyerek sağlanabilir, tramvay da bir opsiyon.
gezilmesi şart olan müzeleri tarih müzesi, modern sanat müzesi ve alsacien. tabii katedralin tepesine tırmanmak da gerek (yaklaşık 350 basamak).
bunun dışında meşhur alsacien bölgesinin beyaz şarapları sürekli, her gidilen yerde tadılmalı. ayrıca bir de lahmacuna benzeyen yemekleri var, her yerde var bundan kaçırmanız imkansız. merkezi dahil istediğiniz yerde yiyebilirsiniz, tüm mekanların kapıda fiyat listesi var ve turist kazıklama peşinde bir mekana rastlamadım.
otomobil kiralama şansı olanlar enfes alsacien şaraplarının üretildiği köylere mutlaka gitmeli, şehre 1 saat uzaklıkta olan bu köyler masal gibi. hangi mevsimde gidilesi derseniz, kışın çetin geçtiği strazburg'a kışın gitmenin keyfi ayrıdır. en keyifli noel pazarlarından biri kurulur ve kar altında çok güzeldir.
devamını gör...
öğretici ve kaliteli yazarlığın yeterince ilgi görmemesi
başını meja, zülal_kalender1 gibi yazarların çektiği grubun açtığı başlıkların yeterince ilgi ve şuku görmeme durumudur. ezik çaylaklar minvalindeki sözde mizah başlıkları girdi ve beğeni dolup taşarken bu yazarların büyük emek ile yazdıkları girdiler ve başlıklar geri planda kalmaktadır. yazarlarımızı troll başlıklarla ilgilenmek yerine gerçekten bir şeyler öğrenebilecekleri başlıklara yönelmeye davet ediyorum.
devamını gör...
27 mart 2021 normal sözlük'ün çökmesi
kendimi kötü hissettim fazlasıyla.alışmışız iyice sözlüğe.
devamını gör...
yazarların itiraf köşesi
eşşek kadar oldum hala akşam yatağa girdiğimde çoraplarımı ayağım ile sıyırarak çıkarmak en büyük zevkim.
devamını gör...
insanın bakış açısını değiştiren şeyler
bu konuda genellikle soyut şeylerden ya da spesifik olaylardan bahsedilir; ölüm, acı, gam, keder, aşk, trafik kazası vs. ben daha somut bir şeyden bahsetmek istiyorum: arkadaş. evet, bir arkadaş insanın hayatını iyi ya da kötü yönde değiştirir. değiştiremese de en kötü ihtimalle ivmelendirir. iyiysen daha iyiye gitmeni, kötüysen kötüleşmeni destekler. uzun zamandır kötü şeylerden bahsettiğimiz için bugün iyi taraftan bakacağız ve konuyu kapatacağız.
hayatta bizi en çok etkileyen faktörlerden biri mesleki tercihlerimiz ve gelişimimizdir. çoğumuzun çektiği en büyük sancı da var olan enerjimizi, çalışma arzumuzu hangi alana yönlendireceğimizi bilemememizdir. sözgelimi finans alanına yönelecek bir insanın önünde bir deniz uzanır. bir mühendisin birçok opsiyonu vardır ve hangi alanda uzmanlaşacağına karar vermekte çok zorlanır. iş deneyimi olmadan bu gerçekten zordur ve iş deneyimi için sizi şöyle bir çıkmaza sokarlar: falanca alanda iki yıl deneyimli. haha, çok ironik bir durumdur bu. deneyim kazanabilmeniz için açılan ilanlar çok kısıtlıdır ve kalanların çoğu da deneyim istemektedir. bu durumun bizde yarattığı motivasyon eksikliğini giderecek olan şey, sizin hayatınızı da değiştirecektir. ihtiyacımız olan bir bakış açısıdır aslında. bu bakış açısını da bir arkadaş, bir akşam yemeğinden sonra, çayınızı yudumlarken söyler size.
insanız, tutkularımız, arzularımız ve hayallerimiz var. bizdeki bu hasletlerin bir yönü, üzerimizde tahakküm kurabilmeleridir. görünürde çok güzel olan tutkularımız da hayallerimiz de bizi zehirliyordur. şöyle somutlaştıralım: sözgelimi farklı kültürlere merakı olan, ülke ülke gezmek isteyen bir insan, tüm odağını bu tutkusunu gerçekleştirmeye yönlendirir. buradan temellenen kişi için iş hayatıyla alakalı görüş, daha fazla boş zaman ve bu boş zamanı takviye edebilecek maddi güçtür. yani kişi daha az çalışarak para kazanmak, var olan standartların üstüne de farklı ülkeleri gezme, konaklama vs. gibi şeylere kaynak ayırabilmek ister. bu yüzden de kısa yoldan para kazanma hevesine kapılır ya da zaman-kazanç dengesini kuramadığı için kendisini sistemin dışına iter. bu büyük risktir ve kişiyi özgüvensiz, başıboş, iki tarafı da yürütememiş bir insan haline getirebilir.
işte bu gibi durumlarda, en büyük ilaç yeni bir bakış açısını kazanmaktır. kişi kendi kendine kaldığında, araştırma yaptığında, genellikle kendi istekleri doğrultusunda okumalar, dinlemeler yapar. farklı görüşleri dinlese de içselleştirmekte zorlanır çünkü tutkularının esiri olmaktadır. bu, hepimizde olan bir şey. farklı bakış açısına sahip bir arkadaş, kendi doğrularıyla, gerçekleriyle size konuşur. bu, bir gün önce ne yaptığını ya da hayatında ne gibi tökezlemeler olduğunu bilmediğiniz falanca gazetecinin size öğrettiğinden daha fazlasını öğretir. çok soyutlaştığının farkındayım, hemen örnekleyelim.
sözgelimi siz bu korkunç karmaşanın içerisindeyken, sistemi sorgularken, arkadaşınız çoktan bu sistemin gerçeklerini kabullenmiş ve buna boyun eğmiştir ve bu kabullenmişlikle bir yol kat etmiştir. en azından sizin kurduğunuz ütopyayı gerçekliğe yansıtmış, oradan kendi bakış açısına göre farklı kazanımlar elde etmiştir. hiç yoktan iyidir anasını satayım. dünyayı dört dönme hayali kurarken, bağcılar'dan beşiktaş'a gidemeyecek duruma gelmekten iyidir ve bu adam bu konumdadır. sizden de bunu tamamen reddetmemenizi, bir nebze kabullenme gerektiğini söyler. beklentilerinizi, taleplerinizi hiç olmazsa hayatı yorumlayış şeklinizi değiştirmenizi söyler size. siz de bu sayede bir durum analizi yapar, bir ona bir kendinize bakarsınız ve gelecekteki adımlarınızı ona göre atarsınız.
bazen arkadaşın bir davranışı, bir güzelliği size bir şey öğretir. sözgelimi sevdiklerine karşı değer bilmez bir halde, iyice çirkinleşmişsinizdir ve ısrarla bu tutumunuzu sürdürüyorsunuzdur. hak ettiğiniz şey esaslı bir terk ediliştir ama şu veya bu sebeple ilişkileriniz devam ediyordur. arkadaşınız da bir zamanlar çok sevdiği bir insanı kaybetmenin acı hatırasını taşımaktadır. siz, iki saat sonra sahilde kız arkadaşınıza türlü zorbalıklar yapacağınız bir buluşma için "2 gibi ayşe ile buluşacağım. bu ara çok tripli, kıracağım kalbini" dediğinizde, bir anda onun dönüp "çözülmeyecek hiçbir sorun yok. sarıl kardeşim, değerini bil. bir gün yollarınız ayrılır, saçlarının kokusunu özlersin" dediğini işitirsiniz. haha, beyin gerçekten çok enteresan çalışır. "saçlarının kokusu" bölümüne takılırsınız. evet, saçları ne güzel kokuyordur. saçları ayşe'nin kokusudur. o kokuyu içinize çekesiniz gelir. gidersiniz ve sarılıp koklarsınız saçlarını. ondan buna uygun, güzel bir yaklaşıö bulursunuz çünkü güzellik güzelliği doğurur. bir gün gidebileceğini düşünürsünüz, ona haksızlık ettiğinizi düşünürsünüz. acaba şu konuda çok mu üzerine gidiyorsunuzdur ? belki de adet dönemlerinde daha ılımlı olmalısınızdır. ilişkinizi daha güzel bir çerçeveye oturtmaya başlarsınız.
işte iyi arkadaş, bu gibi ince nüanslarla dokunur size. sizin için, belki birçokları için sıradan olabilecek kahverengi gözlerinin ne kadar güzel olduğunu anlarsınız. yaşamın bütünüyle bir mücadele yeri olduğunu, meydan okumak için fazla zayıf olduğunuzu anlarsınız. bir yerden başlamak gerektiğini anlarsınız. sizde var olan güzelliklere bir dostunuzun hasretlik çektiğini, onun için her şeyini verebileceğini anlarsınız. dert edilmeyecek şeyleri dert ettiğinizi, davranışlarınızın şımarıklık olduğunu anlarsınız. hayatı biraz olsun okuyabiliyorsanız, arkadaşınızın bir cümlesinin birçok sorunu çözmek için size önemli bir hatırlatma olabileceğini anlarsınız. velhasıl, iyi bir arkadaş hayatınızı değiştirir.
hayatta bizi en çok etkileyen faktörlerden biri mesleki tercihlerimiz ve gelişimimizdir. çoğumuzun çektiği en büyük sancı da var olan enerjimizi, çalışma arzumuzu hangi alana yönlendireceğimizi bilemememizdir. sözgelimi finans alanına yönelecek bir insanın önünde bir deniz uzanır. bir mühendisin birçok opsiyonu vardır ve hangi alanda uzmanlaşacağına karar vermekte çok zorlanır. iş deneyimi olmadan bu gerçekten zordur ve iş deneyimi için sizi şöyle bir çıkmaza sokarlar: falanca alanda iki yıl deneyimli. haha, çok ironik bir durumdur bu. deneyim kazanabilmeniz için açılan ilanlar çok kısıtlıdır ve kalanların çoğu da deneyim istemektedir. bu durumun bizde yarattığı motivasyon eksikliğini giderecek olan şey, sizin hayatınızı da değiştirecektir. ihtiyacımız olan bir bakış açısıdır aslında. bu bakış açısını da bir arkadaş, bir akşam yemeğinden sonra, çayınızı yudumlarken söyler size.
insanız, tutkularımız, arzularımız ve hayallerimiz var. bizdeki bu hasletlerin bir yönü, üzerimizde tahakküm kurabilmeleridir. görünürde çok güzel olan tutkularımız da hayallerimiz de bizi zehirliyordur. şöyle somutlaştıralım: sözgelimi farklı kültürlere merakı olan, ülke ülke gezmek isteyen bir insan, tüm odağını bu tutkusunu gerçekleştirmeye yönlendirir. buradan temellenen kişi için iş hayatıyla alakalı görüş, daha fazla boş zaman ve bu boş zamanı takviye edebilecek maddi güçtür. yani kişi daha az çalışarak para kazanmak, var olan standartların üstüne de farklı ülkeleri gezme, konaklama vs. gibi şeylere kaynak ayırabilmek ister. bu yüzden de kısa yoldan para kazanma hevesine kapılır ya da zaman-kazanç dengesini kuramadığı için kendisini sistemin dışına iter. bu büyük risktir ve kişiyi özgüvensiz, başıboş, iki tarafı da yürütememiş bir insan haline getirebilir.
işte bu gibi durumlarda, en büyük ilaç yeni bir bakış açısını kazanmaktır. kişi kendi kendine kaldığında, araştırma yaptığında, genellikle kendi istekleri doğrultusunda okumalar, dinlemeler yapar. farklı görüşleri dinlese de içselleştirmekte zorlanır çünkü tutkularının esiri olmaktadır. bu, hepimizde olan bir şey. farklı bakış açısına sahip bir arkadaş, kendi doğrularıyla, gerçekleriyle size konuşur. bu, bir gün önce ne yaptığını ya da hayatında ne gibi tökezlemeler olduğunu bilmediğiniz falanca gazetecinin size öğrettiğinden daha fazlasını öğretir. çok soyutlaştığının farkındayım, hemen örnekleyelim.
sözgelimi siz bu korkunç karmaşanın içerisindeyken, sistemi sorgularken, arkadaşınız çoktan bu sistemin gerçeklerini kabullenmiş ve buna boyun eğmiştir ve bu kabullenmişlikle bir yol kat etmiştir. en azından sizin kurduğunuz ütopyayı gerçekliğe yansıtmış, oradan kendi bakış açısına göre farklı kazanımlar elde etmiştir. hiç yoktan iyidir anasını satayım. dünyayı dört dönme hayali kurarken, bağcılar'dan beşiktaş'a gidemeyecek duruma gelmekten iyidir ve bu adam bu konumdadır. sizden de bunu tamamen reddetmemenizi, bir nebze kabullenme gerektiğini söyler. beklentilerinizi, taleplerinizi hiç olmazsa hayatı yorumlayış şeklinizi değiştirmenizi söyler size. siz de bu sayede bir durum analizi yapar, bir ona bir kendinize bakarsınız ve gelecekteki adımlarınızı ona göre atarsınız.
bazen arkadaşın bir davranışı, bir güzelliği size bir şey öğretir. sözgelimi sevdiklerine karşı değer bilmez bir halde, iyice çirkinleşmişsinizdir ve ısrarla bu tutumunuzu sürdürüyorsunuzdur. hak ettiğiniz şey esaslı bir terk ediliştir ama şu veya bu sebeple ilişkileriniz devam ediyordur. arkadaşınız da bir zamanlar çok sevdiği bir insanı kaybetmenin acı hatırasını taşımaktadır. siz, iki saat sonra sahilde kız arkadaşınıza türlü zorbalıklar yapacağınız bir buluşma için "2 gibi ayşe ile buluşacağım. bu ara çok tripli, kıracağım kalbini" dediğinizde, bir anda onun dönüp "çözülmeyecek hiçbir sorun yok. sarıl kardeşim, değerini bil. bir gün yollarınız ayrılır, saçlarının kokusunu özlersin" dediğini işitirsiniz. haha, beyin gerçekten çok enteresan çalışır. "saçlarının kokusu" bölümüne takılırsınız. evet, saçları ne güzel kokuyordur. saçları ayşe'nin kokusudur. o kokuyu içinize çekesiniz gelir. gidersiniz ve sarılıp koklarsınız saçlarını. ondan buna uygun, güzel bir yaklaşıö bulursunuz çünkü güzellik güzelliği doğurur. bir gün gidebileceğini düşünürsünüz, ona haksızlık ettiğinizi düşünürsünüz. acaba şu konuda çok mu üzerine gidiyorsunuzdur ? belki de adet dönemlerinde daha ılımlı olmalısınızdır. ilişkinizi daha güzel bir çerçeveye oturtmaya başlarsınız.
işte iyi arkadaş, bu gibi ince nüanslarla dokunur size. sizin için, belki birçokları için sıradan olabilecek kahverengi gözlerinin ne kadar güzel olduğunu anlarsınız. yaşamın bütünüyle bir mücadele yeri olduğunu, meydan okumak için fazla zayıf olduğunuzu anlarsınız. bir yerden başlamak gerektiğini anlarsınız. sizde var olan güzelliklere bir dostunuzun hasretlik çektiğini, onun için her şeyini verebileceğini anlarsınız. dert edilmeyecek şeyleri dert ettiğinizi, davranışlarınızın şımarıklık olduğunu anlarsınız. hayatı biraz olsun okuyabiliyorsanız, arkadaşınızın bir cümlesinin birçok sorunu çözmek için size önemli bir hatırlatma olabileceğini anlarsınız. velhasıl, iyi bir arkadaş hayatınızı değiştirir.
devamını gör...
gülseren budayıcıoğlu
maddi çıkar uğruna tüm meslek etiğini yerler bir eden şahıs. derman bulmaya gelen kişilerin hikayelerini dramatize ederek tv ye satmıştır.
devamını gör...
ivanmilinski
nick altıma ilk yorum giren değerli yazar.
devamını gör...
normal sözlük’te ergen işgali
düşünebilen, sorgulayan algılayan kardeşlerime bir sözüm yok yanlış anlamasınlar.
benim sözüm x/y köylü,x/y erkek, kadın, şunu yapan erkek bunu yapan kadın edası ile başlıklar açan turnusol insanlara. belki bu başlığı açan kişilikler 30 yaşında ama gözümde 15.
sevgili yazar arkadaşlar lütfen bu konuları beslmeyin...
birçok kişi eleştiri amaçla yazıyor evet ama siz yazdıkça o başlık besleniyor.
benim sözüm x/y köylü,x/y erkek, kadın, şunu yapan erkek bunu yapan kadın edası ile başlıklar açan turnusol insanlara. belki bu başlığı açan kişilikler 30 yaşında ama gözümde 15.
sevgili yazar arkadaşlar lütfen bu konuları beslmeyin...
birçok kişi eleştiri amaçla yazıyor evet ama siz yazdıkça o başlık besleniyor.
devamını gör...
bağıran insana karşı yapılabilecekler
ortamı terk etmek.
bir insan bağırmaya başladıysa sinirlidir; öfke kontrolünü kaybetmiştir ve sinirli insan sonradan pişman olabileceği şeyler söyleyebilir/yapabilir. bunun için en doğrusu o ortamda bulunmamaktır.eğer mümkünse güzel bir dille ancak siniri yatıştıktan, ses ayarını tekrar kazandıktan sonra olay neyse onun hakkında ne yapılması gerekiyorsa yapılacağının ifade edilmesi ve ardından vakit kaybetmeden dışarı çıkmak yapılabilecek en mantıklı harekettir.*
bir insan bağırmaya başladıysa sinirlidir; öfke kontrolünü kaybetmiştir ve sinirli insan sonradan pişman olabileceği şeyler söyleyebilir/yapabilir. bunun için en doğrusu o ortamda bulunmamaktır.eğer mümkünse güzel bir dille ancak siniri yatıştıktan, ses ayarını tekrar kazandıktan sonra olay neyse onun hakkında ne yapılması gerekiyorsa yapılacağının ifade edilmesi ve ardından vakit kaybetmeden dışarı çıkmak yapılabilecek en mantıklı harekettir.*
devamını gör...
pandemide kendini geliştiren insan
insanlar saydıkça yaptıklarını korkuyorum valla. herkes aldı başını gitti, ben de işte yatıyorum hala. netflix gurusu olma yolunda ilerliyorum bir de. sayılıyor mu ki o? cahil cühela kaldık mı yoksa?
devamını gör...
