jiddu krishnamurti
tarzı, üslubu ve kendi felsefesine bakış açısı bakımından benzersiz bir düşünürdür. 1980'li yıllarda dünyada krishnamurti fırtınası esmiş, avrupada insanlar krishnamurti öğretilerini o günlerin entelektüelik seviyesi olarak belirlemişlerdir, hatta öyle ki krishnamurti'den haberi olmayanlara cahil gözülüyle bakılırdı. günlük felsefi konuşmalar krishnamurti bu konuda böyle diyor, şu konuda şöyle diyor şeklinde ceyran ederdi.
1875 tarihli okülist ve ezoterist bir kuruluş olan theosophical society tarafından 11 yaşında farklı aurasıyla, çocukluk yıllarından itibaren çevresindeki diğer çocuklardan farklı olmasıyla, hiçbir bencillik sergilemiyor, doğaya aşık, oluşuyla keşfedildi. theosophical society 1900'lü yılların elit entelektüelleri tarafından oluşturulmuş, bir nevi gizem araştırıcılarıydı, ve evren iki doğru unusuru doğru zamanda doğru yerde birleştirmişti.
krishnamurti okulda öğretmenlerinden, evde babasından dayak yedi, keşfedilişinden sonra ona eğitim veren theosophical society'nin önde gelen insanlarının ağır eğitimine tabi tutuldu. bu grup kendisini dünya öğretmeni olarak hazırlıyordu, kendisine çok önemli bir misyon biçilmişti. tüm dünyayı birleştirecek bir avatar, bir çeşit peygamber yetiştiriliyordu. birden fazla lisan öğrendi. kendisinin doğunun parlayan yıldızı, dünya öğretmeni olarak zamanının elit jet sosyetesine sunulduğu gün dünya öğretmeni olmadığını, bu rolü reddettiğini açıkladı.
"hakikat yolları olmayan bir ülkedir, ve ona herhangi bir metod ya da benzeri bir şeyle, hiç bir din hiçbir mehseple ulaşamazsınız. bu benim bakış açım, ve buna kayıtsız şartsız sadığım. hakikat limitsiz, şartlanmamış, herhangi bir yolla yaklaşılamaz, ne organize edilebilir ne de insanların izlenebileceği ya da mecbur bırakılabileceği belirli bir forma sokulabilir. bu olağanüstü bir eylem değildir, çünkü takipçi istemeyerek şunu belirtiyorum. birini takip ettiğinizde hakikati takip etmekten vazgeçersiniz. benim söylediğim ya da söylemediğim şeylere ilgil gösterip göstermemenizle ilgilenmiyorum. ben sadece dünyada tek bir şey istiyorum ve bunu sarsılmaz bir konsantrasyonla yapacağım. ben sadece bir tek şeyle ilgiliyim- insanı özgür kılmak. onu tüm kafeslerden, tüm korkulardan ve inşa edilmiş dinlerden, mezep, teori ve felsefelerden özgür kılmak tek arzumdur. " diyerek kendisine bağışlanan onca parayı, mülkleri - hollanda'daki beşbindönümlük arazi içindeki kaleyi - sahiplerine iade etti.
otorite olan ne varsa kaldırıp atan, yerine öz farkındalığı koyan, insanın öz-farkındalığa erşimeden yapacağı her davranışın, her seçimin, meditasyon dahil her eylemin boş ve anlamsız olduğunu anlattı. yaşam nedir? yaratım nedir? ölüm nedir? gibi zor sorular sordu ve cevaplarını aradı. zamanında onun söylediklerini anlayan hiçkimse olmamasına rağmen o yine de anlatmaya devam etti. hatta bir konuşmasında, o günlerin woodstock'tan çıkmış hippi gençlerine yine bir parkta konuşma yaparken, kendisini dinlememelerinden, takip etmemelerinden, anlamaya çalışmamalarından bıkıp çevresine bakınarak şöyle der "bunu takip edyor musunuz? hadi ama, gerçekten dinlemek istiyor musunuz?" sonra birden bire ciddileşip "olsun, siz dinlemeseniz bile bir gün bunu dinleyecek insanlar için anlatmaya devam edeceğim" der ve kimseyle ilglilenmemeksizin konuşmasını sonuna kadar sürdürür. ingilizcesi yeterli olmayanlar için kendisinin türkçe alt yazı hazırlanmış konuşmalarından birini bırakıyorum.
kuzey amerika başta olmak üzere, hindistan ve avrupada konuşmalar yaptı, bilimadamlarıyla tartıştı, tartıştığı bilimadamları arasında en meşhur olanı teorik fizikçi david bohm'dur. budist rahiplerle münazara etti bir çok kez ghandi'yle konuştu, özellikle gençere, öğrencilere seslendi. hindistanda onun öğretileriyla eğitim veren öğrencilerin tamamen özgür olarak eğitim aldığı bir okul kuruldu videolarından daha fazla banda alınmış ses kayıtları vardır, ve bir çoğu kitap haline getirilmiştir. tamamen vegan olarak sürdüğü ömrü pankreas kanseri nedeniyle doksan yaşında noktaladı.
1875 tarihli okülist ve ezoterist bir kuruluş olan theosophical society tarafından 11 yaşında farklı aurasıyla, çocukluk yıllarından itibaren çevresindeki diğer çocuklardan farklı olmasıyla, hiçbir bencillik sergilemiyor, doğaya aşık, oluşuyla keşfedildi. theosophical society 1900'lü yılların elit entelektüelleri tarafından oluşturulmuş, bir nevi gizem araştırıcılarıydı, ve evren iki doğru unusuru doğru zamanda doğru yerde birleştirmişti.
krishnamurti okulda öğretmenlerinden, evde babasından dayak yedi, keşfedilişinden sonra ona eğitim veren theosophical society'nin önde gelen insanlarının ağır eğitimine tabi tutuldu. bu grup kendisini dünya öğretmeni olarak hazırlıyordu, kendisine çok önemli bir misyon biçilmişti. tüm dünyayı birleştirecek bir avatar, bir çeşit peygamber yetiştiriliyordu. birden fazla lisan öğrendi. kendisinin doğunun parlayan yıldızı, dünya öğretmeni olarak zamanının elit jet sosyetesine sunulduğu gün dünya öğretmeni olmadığını, bu rolü reddettiğini açıkladı.
"hakikat yolları olmayan bir ülkedir, ve ona herhangi bir metod ya da benzeri bir şeyle, hiç bir din hiçbir mehseple ulaşamazsınız. bu benim bakış açım, ve buna kayıtsız şartsız sadığım. hakikat limitsiz, şartlanmamış, herhangi bir yolla yaklaşılamaz, ne organize edilebilir ne de insanların izlenebileceği ya da mecbur bırakılabileceği belirli bir forma sokulabilir. bu olağanüstü bir eylem değildir, çünkü takipçi istemeyerek şunu belirtiyorum. birini takip ettiğinizde hakikati takip etmekten vazgeçersiniz. benim söylediğim ya da söylemediğim şeylere ilgil gösterip göstermemenizle ilgilenmiyorum. ben sadece dünyada tek bir şey istiyorum ve bunu sarsılmaz bir konsantrasyonla yapacağım. ben sadece bir tek şeyle ilgiliyim- insanı özgür kılmak. onu tüm kafeslerden, tüm korkulardan ve inşa edilmiş dinlerden, mezep, teori ve felsefelerden özgür kılmak tek arzumdur. " diyerek kendisine bağışlanan onca parayı, mülkleri - hollanda'daki beşbindönümlük arazi içindeki kaleyi - sahiplerine iade etti.
otorite olan ne varsa kaldırıp atan, yerine öz farkındalığı koyan, insanın öz-farkındalığa erşimeden yapacağı her davranışın, her seçimin, meditasyon dahil her eylemin boş ve anlamsız olduğunu anlattı. yaşam nedir? yaratım nedir? ölüm nedir? gibi zor sorular sordu ve cevaplarını aradı. zamanında onun söylediklerini anlayan hiçkimse olmamasına rağmen o yine de anlatmaya devam etti. hatta bir konuşmasında, o günlerin woodstock'tan çıkmış hippi gençlerine yine bir parkta konuşma yaparken, kendisini dinlememelerinden, takip etmemelerinden, anlamaya çalışmamalarından bıkıp çevresine bakınarak şöyle der "bunu takip edyor musunuz? hadi ama, gerçekten dinlemek istiyor musunuz?" sonra birden bire ciddileşip "olsun, siz dinlemeseniz bile bir gün bunu dinleyecek insanlar için anlatmaya devam edeceğim" der ve kimseyle ilglilenmemeksizin konuşmasını sonuna kadar sürdürür. ingilizcesi yeterli olmayanlar için kendisinin türkçe alt yazı hazırlanmış konuşmalarından birini bırakıyorum.
kuzey amerika başta olmak üzere, hindistan ve avrupada konuşmalar yaptı, bilimadamlarıyla tartıştı, tartıştığı bilimadamları arasında en meşhur olanı teorik fizikçi david bohm'dur. budist rahiplerle münazara etti bir çok kez ghandi'yle konuştu, özellikle gençere, öğrencilere seslendi. hindistanda onun öğretileriyla eğitim veren öğrencilerin tamamen özgür olarak eğitim aldığı bir okul kuruldu videolarından daha fazla banda alınmış ses kayıtları vardır, ve bir çoğu kitap haline getirilmiştir. tamamen vegan olarak sürdüğü ömrü pankreas kanseri nedeniyle doksan yaşında noktaladı.
devamını gör...
exxen'de üyeliğin iptal edilememesi
şeymaya para lazım destek olun
devamını gör...
öğretmen olmak
sınıf öğretmenliği öğrencisiyim ve aslında çok gerginim çünkü bence öğretmen kendi ruhunu iyileştirmeden bir başkasını iyi edemez ( yani herkes için böyle) bu yüzden aslında çok geriliyorum. ya iyi bir öğretmen olamazsam, ya çocukların ruhlarına dokunamazsam, ya onları gerçekten mutlu bireyler yapamazsam diye istemsiz kaygılarım var. ancak bir yandan da onların senden etkilendiğini görmek de bir o kadar keyifli . iyi ki öğretmen adayıyım.
devamını gör...
dobby vs gollum
biri arkadaşlarının güvenliği uğruna can verirken diğeri kendisinin bile olmayan bir ziynet eşyası uğruna ömrünü heba etttiği yetmezmiş gibi öldü bi de...
hadsiz!
gollum da adamdır ama dobby’nin olmadığı yerde...
hadsiz!
gollum da adamdır ama dobby’nin olmadığı yerde...
devamını gör...
kedi beslemek
kedi evcil olmasının yanında bir anlamda da besleyene yabani hayvan beslemenin hazzını veriyor. köpek gibi ufak bir hediyeye kanmaz kediler. bununla da gururlu olduklarını gösterip karakter dersi veriyorlar. nankörlük hikayesinin ardındaki sebep budur.
devamını gör...
duygularımızın katilinin hapse atılmaması
önce bi gerçek katilleri atsınlar da o kalsın dedirtendir.
devamını gör...
seni seviyorum cümlesine verilen en acı cevaplar
bu cevaplara üzüldünüz mü gerçekten biri bana sebep diye karşılık verse gülerim.
devamını gör...
küfür yok beyler küfür yok
bir kafa sözlük sloganı.
devamını gör...
geceye cevabı olmayan bir soru bırak
2 bin üç yüz lira asgari ücret alan insanlar ailesini nasıl geçindirip, kira verebiliyor?
devamını gör...
hatırla sevgili
ahmetin "sen bana ne yaptın yasemin" demesi ve necdetin o klas karakteri.. aklımda kalanlar, tabi müzikleride çok iyiydi, hepimize bulut geçti şarkısını ezberleten dizidir aynı zamanda.
devamını gör...
gezmesi zevkli olan mağaza çeşitleri
bit pazarı.
devamını gör...
abla terörü
mahallede çingene çocukları vardı ve birinin gözleri yeşildi. ben de renkli gözlüyüm, ailede tek. her dışarı çıkışımızda 'run bak biz seni onun ailesinden aldık, evlatlıksın sen. onun da gözleri renkli, seninki de. bizimkiler sen üzülme diye söylemediler ama bilmen lazım artık' derdi. ben de içli içli ağlar, anneme de anlatamazdım. nebçim ablam varmış *
devamını gör...
özge mumcu aybars
uğur mumcu'nun kızıdır. babam yaşasaydı türkiye'deki koşullardan çok mutsuz olurdu diye bir sözü var.
devamını gör...
antalya'da bir kadının cinsel saldırıya uğraması
bir insanın ağzından değil, ancak açık kalmış bir lağım çukurundan çıkabilecek türden bir cümle.
hepimiz adalete ve sisteme bilendik değil mi yıllardır? "neden tutuklanmıyor? neden serbest kalıyorlar sürekli? hakimler neden işini doğru yapmıyor?"
sanırım tam da istenen kıvama geldik. yakında başlar "bakın hukuk sistemi yetersiz, değiştirelim ki harika olsun memleket" çığırtkanlığı.
adaletin sadece a'sını dahi uygulayan bir toplum, yönetim şekli ne olursa olsun bu hale gelmez. bakmayın siz dindar olduğunu iddia eden "dini dar"lara. şeriat falan bahane... bunların sıkıntısı, cendereyi daha da sıkıştırmak, insanları canlarından daha fazla bezdirip kontrol altına almak.
sinirimden ağladım şurada iki dakikada. o annenin durumunu hiç düşünemiyorum şu an. allah yardımcıları olsun. hak edilen ceza da hak eden kişiye bir an önce dibine kadar uygulansın inşallah.
hepimiz adalete ve sisteme bilendik değil mi yıllardır? "neden tutuklanmıyor? neden serbest kalıyorlar sürekli? hakimler neden işini doğru yapmıyor?"
sanırım tam da istenen kıvama geldik. yakında başlar "bakın hukuk sistemi yetersiz, değiştirelim ki harika olsun memleket" çığırtkanlığı.
adaletin sadece a'sını dahi uygulayan bir toplum, yönetim şekli ne olursa olsun bu hale gelmez. bakmayın siz dindar olduğunu iddia eden "dini dar"lara. şeriat falan bahane... bunların sıkıntısı, cendereyi daha da sıkıştırmak, insanları canlarından daha fazla bezdirip kontrol altına almak.
sinirimden ağladım şurada iki dakikada. o annenin durumunu hiç düşünemiyorum şu an. allah yardımcıları olsun. hak edilen ceza da hak eden kişiye bir an önce dibine kadar uygulansın inşallah.
devamını gör...
attila ilhan
büyük şair. kendisi ile teşviki mesaimiz de olmuştu 90 larda. bu rahmetli abimizi çok tanımam ,şiire de merakım pek yoktu. istiklal marşı, istanbulu dinliyorum kıvamındaydım hatta. edebiyat hocamızın dönem ödevi konusunda bana da bir röportaj çıktı . baktım ankara’da ünlü kim var. bir iki eski futbolcu , politikacı felan olmaz dedim. yazar ararken atilla ilhan ismine denk geldim. kendisine ulaştım. o dönemler insanlar değerliydi ve karşındakine de değer verirdi. 10-15 gün sonraya randevu verdi bize, ben de başladım adamı çalışmaya kitaplarını vs okumaya. okudukça beğendim okudukça sevdim. neyse gittim evine salak salak sorular hazırlamışım en sevdiğin yemek kıvamında. ilk defa eve ayakkabı ile girilen bir eve gitmiştim way be demiştim. çıkarma olum demişti ben yine de çıkarmıştım mahcubiyetimden. çay kahve amca beni sevdi ne soracan bakalım dedi?ben de utana sıkıla bunları hazırladım dedim . çıkardım soruları, beğenmedi tabiki cevaplamadı da. gel biz senle takılalım yeniyuzyıldan gelecekler röportaj için sen onlardan kopya çek hem neler sorulur öğrenirsin dedi. olur dedim bir abla geldi daha kapsamlı sorularını not aldım onları bana uzun uzun cevapladı. sen dedi ver bunları ben süsletip dosyalatıp sana veriyim dedi. olur dedim ben de kitaplarımı okudun mu dedi. okudum aldım hatta dedim . kaç para harcadığımı sordu. hangilerini aldığımı sordu söyledim ben de. velhasıl almadığım kitaplardan bana imzalı olanlarını verdi. mekanı cennet olsun ben de bu anı ile yeri ayrıdır.
devamını gör...
an itibarıyla yazarların nerede olup ne yaptığı sorusu
bir 30 dk önce oturup makyaj yapasım geldi sonra üzerimdeki şort ve tişörtten sıkılıp elbise giydim ve şimdiiii portakallı meyve suyumu yudumlayıp köpeğimi seviyorumm.
devamını gör...
kadınların kafası bilime ve sanata basmaz
frida kahlo, marie curie gibi yüzlerce kadının okusa oturdukları yerleriyle gülecekleri başlık.
devamını gör...
mahlaslardan meslek tahmin etmek
@efrasiyabin hikayeleri - türk dili ve edebiyatı okumuş bir yazar.
devamını gör...