18 aralık 2020 milletvekili barış atay'ın meclis konuşması
"utanacağınızı bilsem yüzünüze tükürmek isterdim ama siz ondan da anlamazsınız ki" minvalinde bir konuşma olmuş, çok da iyi olmuş. ağzına sağlık barış atay. buradan
devamını gör...
yazarların takipçilerine söylemek istedikleri
devamını gör...
vidar
iskandinav mitolojisi figürlerinden birisidir. tanrıların kralı odinin oğludur. annesi jötunn grid ise bir devdir.
aesir soyundan gelenler arasında thor'dan sonra gelen en güçlü savaşçı olduğuna inanılır.
ragnarok savaşında fenrir tarafından öldürülen babasının intikamını almak için yeryüzüne inmiştir. intikamını almadan önce dersine epey bir çalışmıştır. fenrir'in ne derece illet bir mahlukat olduğunu bildiğinden, fenrir ile ilgili bütün olayları araştırmış, onu nasıl yeneceğinin hesaplarını yapmış ve en nihayetinde dev kurdun çenesini ikiye ayırıp, karnına rüzgar doldurmak suretiyle babasını oradan çıkarabileceğine karar vermiştir.
netice olarak iyi ve hayırlı bir evlattır. son kertede babasının intikamını almış ve benden bu kadar diyerek, vidi adı verilen salonuna çekilmiştir. dev kurdun ölümünden sonra yaşanan büyük felaketler, heimdall ve loki arasında yapılan savaş falan vidar'ın hiç umurunda olmamıştır.
''ben evlatlık görevimi yaptım, siz birbirinizi yiyin durun, artık hayallerimi gerçekleştirme zamanı.'' diyerek dünyadaki en güzel ayakkabıyı yaratmak için işe koyulmuş salonunu atölyeye çevirmiştir.
iyi bir savaşçıdır ama geniş adamdır. görevini yapmanın huzuru ile zamanını misler gibi kendisine ayırabilmiştir. diğer tanrıların örnek alması gereken bir özel şahsiyettir.
aesir soyundan gelenler arasında thor'dan sonra gelen en güçlü savaşçı olduğuna inanılır.
ragnarok savaşında fenrir tarafından öldürülen babasının intikamını almak için yeryüzüne inmiştir. intikamını almadan önce dersine epey bir çalışmıştır. fenrir'in ne derece illet bir mahlukat olduğunu bildiğinden, fenrir ile ilgili bütün olayları araştırmış, onu nasıl yeneceğinin hesaplarını yapmış ve en nihayetinde dev kurdun çenesini ikiye ayırıp, karnına rüzgar doldurmak suretiyle babasını oradan çıkarabileceğine karar vermiştir.
netice olarak iyi ve hayırlı bir evlattır. son kertede babasının intikamını almış ve benden bu kadar diyerek, vidi adı verilen salonuna çekilmiştir. dev kurdun ölümünden sonra yaşanan büyük felaketler, heimdall ve loki arasında yapılan savaş falan vidar'ın hiç umurunda olmamıştır.
''ben evlatlık görevimi yaptım, siz birbirinizi yiyin durun, artık hayallerimi gerçekleştirme zamanı.'' diyerek dünyadaki en güzel ayakkabıyı yaratmak için işe koyulmuş salonunu atölyeye çevirmiştir.
iyi bir savaşçıdır ama geniş adamdır. görevini yapmanın huzuru ile zamanını misler gibi kendisine ayırabilmiştir. diğer tanrıların örnek alması gereken bir özel şahsiyettir.
devamını gör...
pandeminin tek kelimelik özeti
adaletsizlik.
devamını gör...
tanım sohbetleri youtube programı
an itibarı ile ilk bölümü yayınlanmış olan program.
bu bölümde, aynı zamanda yazarımız olan emin çelik sanat hakkında konuştu.
kendisi mahlasını paylaşmamı istemediği için yazmadım.
keyifli seyirler.
bu bölümde, aynı zamanda yazarımız olan emin çelik sanat hakkında konuştu.
kendisi mahlasını paylaşmamı istemediği için yazmadım.
keyifli seyirler.
devamını gör...
üşengeçlikten doğan ilginç davranışlar
bazen yorgunluktan ya da tamamen keyfimiz öyle istediği için üşengeçlik yapıp bir kolayını bulduğumuz davranışlardır.
-bulaşık yıkamaya üşenip köpük tabak bardak vs kullanmak
-gece uyku sırasında tuvalete gitmeye üşenip sabaha kadar tutmak
-ışığı kalkıp kapatmaya üşenip düğmeye top vs atmak
-bu başlığa daha fazla tanım yazmamak için gibi gibi diyerek tanımı bitirmek.
-bulaşık yıkamaya üşenip köpük tabak bardak vs kullanmak
-gece uyku sırasında tuvalete gitmeye üşenip sabaha kadar tutmak
-ışığı kalkıp kapatmaya üşenip düğmeye top vs atmak
-bu başlığa daha fazla tanım yazmamak için gibi gibi diyerek tanımı bitirmek.
devamını gör...
yazarların yalan söyleme nedenleri
yalanına inanmış gibi yaparak bir yalanı büyüttüm.
çünkü yalnız kalmaktan korktum.
çünkü yalnız kalmaktan korktum.
devamını gör...
bir kelime ile içini dökmek
bana bir kelimeyle içini dök derseniz bu kelime iyi olur.
ama iki kelime içimi dökeceksem iyi değilim ile açıklarım kendimi.
(bkz: süleyman demirel)
ama iki kelime içimi dökeceksem iyi değilim ile açıklarım kendimi.
(bkz: süleyman demirel)
devamını gör...
sözlük radyosunun yayına başlaması
dinliyorlar efendim, durduramıyoruz.
hayırlı olsun.
edit: bu saatte girmek pek iyi olmadı sanırım, sabah erken uyanmam gerekiyordu.
hayırlı olsun.
edit: bu saatte girmek pek iyi olmadı sanırım, sabah erken uyanmam gerekiyordu.
devamını gör...
favela
brezilya’da önceleri özgürülüklerini kazanan kölelerin yaşadığı bugünlerde ise fakir nüfusun belli bir oranını barındıran gecekondu mahallelerine verilen isimdir.

favelaların en belirgin özelliği fakir insanlara ev sahipliği yapmak değildir, aslında en ayırt edici yanı suç oranının olağanın çok üstünde olmasıdır.
favelalar suç çeteleri ve bu çetelerin liderleri ya da lider ekipleri tarafından yönetilir ve bu bölgelerde adalet çok acımasız yöntemlerle uygulanır.

bu gecekondu mahallelerindeki geçim kaynağı genellikle gasp, kapkaç ve uyuştucu satışıdır. favelada büyüyüp suça karışmamak nerdeyse imkansızdır. çocuklar daha çok küçük yaşlardan itibaren bir çetenin mensubu olurlar ve brezilya’nın görünmeyen bu yüzünde hayatta kalmaya çalışmayı, bunun için savaşmayı öğrenirler.

bazı favelalara polisin girmesi bile mümkün değildir. kurtarılmış bölge olarak görülen bu favelaların bazıları küçük bir şehir büyüklüğündedir. en büyük favelalardan biri olan cidade de deus yani tanrı kent’in hikayesi 2002 yılında yönetmenler fernando meirelles ve katia lund tarafından muhteşem bir filmle anlatılmıştır.

favelaların en belirgin özelliği fakir insanlara ev sahipliği yapmak değildir, aslında en ayırt edici yanı suç oranının olağanın çok üstünde olmasıdır.
favelalar suç çeteleri ve bu çetelerin liderleri ya da lider ekipleri tarafından yönetilir ve bu bölgelerde adalet çok acımasız yöntemlerle uygulanır.

bu gecekondu mahallelerindeki geçim kaynağı genellikle gasp, kapkaç ve uyuştucu satışıdır. favelada büyüyüp suça karışmamak nerdeyse imkansızdır. çocuklar daha çok küçük yaşlardan itibaren bir çetenin mensubu olurlar ve brezilya’nın görünmeyen bu yüzünde hayatta kalmaya çalışmayı, bunun için savaşmayı öğrenirler.

bazı favelalara polisin girmesi bile mümkün değildir. kurtarılmış bölge olarak görülen bu favelaların bazıları küçük bir şehir büyüklüğündedir. en büyük favelalardan biri olan cidade de deus yani tanrı kent’in hikayesi 2002 yılında yönetmenler fernando meirelles ve katia lund tarafından muhteşem bir filmle anlatılmıştır.
devamını gör...
ağlayan bebeğin toplu taşımada verdiği rahatsızlık
insanı gerçekten canından bezdirecek seviyeye gelebilen durum.
şimdi şunu bir kenara koyalım; bebeğin laftan anlamadığını hepimiz biliyoruz ama bu, sesten rahatsız olmamayı sağlamıyor ne yazık ki. anne baba bazen ne yaparsa yapsın susturamıyor bebeği ve kendileri de rahatsız oluyor durumdan, farkındayız. onlara lafım yok ama bizim de suçumuz yok, rahatsız olduğumuz için. şu alıntıyı da buraya bırakayım:
"85 desibelin üstü insan kulağı için zararlı iken bebeklerin ağlaması 100 desibelin de üstündedir."
130 desibele varabildiği de görülüyormuş bu arada...
***
iş bebek değil de, laf anlaması biraz daha muhtemel olan çocuklara gelince... evet, çocuktur ağlayabilir tabi ki ama çocuk ağlarken hiç mi hiç umursamayan anne babalardır, insanın sinirini esas bozanlar. eğer büyük bir sağlık problemi falan yoksa ve tamamen vurdumduymazlığından ilgilenmiyorsa çocuğuyla, böylesi her lafı hak eder. zira hemen hemen her çocuğu oyalayabilmenin bir yolu vardır. önemli olan ebeveyn olarak onu bulmak/bilmek.
***
ben kendi tedbirimi mp3 çalar ve kulaklık ile alıyorum. böylece kimseyle sıkıntı yaşamıyorum. müzik dinlemek istemeyen ama sesten korunmak isteyene de silikon kulak tıkaçlarını öneririm.
şimdi şunu bir kenara koyalım; bebeğin laftan anlamadığını hepimiz biliyoruz ama bu, sesten rahatsız olmamayı sağlamıyor ne yazık ki. anne baba bazen ne yaparsa yapsın susturamıyor bebeği ve kendileri de rahatsız oluyor durumdan, farkındayız. onlara lafım yok ama bizim de suçumuz yok, rahatsız olduğumuz için. şu alıntıyı da buraya bırakayım:
"85 desibelin üstü insan kulağı için zararlı iken bebeklerin ağlaması 100 desibelin de üstündedir."
130 desibele varabildiği de görülüyormuş bu arada...
***
iş bebek değil de, laf anlaması biraz daha muhtemel olan çocuklara gelince... evet, çocuktur ağlayabilir tabi ki ama çocuk ağlarken hiç mi hiç umursamayan anne babalardır, insanın sinirini esas bozanlar. eğer büyük bir sağlık problemi falan yoksa ve tamamen vurdumduymazlığından ilgilenmiyorsa çocuğuyla, böylesi her lafı hak eder. zira hemen hemen her çocuğu oyalayabilmenin bir yolu vardır. önemli olan ebeveyn olarak onu bulmak/bilmek.
***
ben kendi tedbirimi mp3 çalar ve kulaklık ile alıyorum. böylece kimseyle sıkıntı yaşamıyorum. müzik dinlemek istemeyen ama sesten korunmak isteyene de silikon kulak tıkaçlarını öneririm.
devamını gör...
birini tanımanın en iyi yolu
hz. ömer camide gördüğü biri için "o'nu tanıyan varmı, nasıl biridir" demiş. adamın biri "ben tanıyorum, iyi biridir" demiş.
hz. ömer "o senin komşunmu, ailesine, etrafında oturanlara nasıl davranıyor gördünmü" demiş. adam, "hayır komşum değil" demiş.
hz. ömer "onunla ticaretmi yaptın, alacağına, vereceğine, emanete, borcuna sadıkmıdır, sözünde durur mu" demiş. adam, "hayır onunla ticaret yapmadım" demiş.
hz. ömer "onunla seyahate, yolculuğa çıktın mı, çölde, uzun yolda yemeğini, suyunu paylaşırmı, diğerlerine yardım edermi" demiş. adam, "hayır beraber yolculuğa çıkmadım" demiş.
hz. ömer "peki sen bu adamı nereden tanıyorsun, iyi diyorsun" demiş.
adam "ben onu camide görüyorum, namaz kılıyor, kuran okuyor" demiş.
hz. ömer "sen bu adamı tanımıyorsun, nasıl biri olduğunu bilmiyorsun" demiş.
hz. ömer "o senin komşunmu, ailesine, etrafında oturanlara nasıl davranıyor gördünmü" demiş. adam, "hayır komşum değil" demiş.
hz. ömer "onunla ticaretmi yaptın, alacağına, vereceğine, emanete, borcuna sadıkmıdır, sözünde durur mu" demiş. adam, "hayır onunla ticaret yapmadım" demiş.
hz. ömer "onunla seyahate, yolculuğa çıktın mı, çölde, uzun yolda yemeğini, suyunu paylaşırmı, diğerlerine yardım edermi" demiş. adam, "hayır beraber yolculuğa çıkmadım" demiş.
hz. ömer "peki sen bu adamı nereden tanıyorsun, iyi diyorsun" demiş.
adam "ben onu camide görüyorum, namaz kılıyor, kuran okuyor" demiş.
hz. ömer "sen bu adamı tanımıyorsun, nasıl biri olduğunu bilmiyorsun" demiş.
devamını gör...
dünyanın en samimiyetsiz cümlesi
biz bir aileyiz*
devamını gör...
sen çok iyi bir insansın amadaki iyiden kasıt
kısaltma olarak: "sen şimdi yakınlarımda dur, bir yere ayrılma, bana ilgi falan göstermeye de devam et, ileride değerlenirsen bir şans tanıyabilirim."dir.
devamını gör...
universal music
amerika menşeili dünyanın en büyük müzik şirketlerinden biri. 2000li yılların başında türkiye ayağı büyük skandallarla faaliyetlerini durdurmuş, zamanında çok büyük paralar ve prodüksiyonlar vadederek bünyesine kattığı sanatçıları ciddi mağduriyete uğratmıştı. arkasında büyük borçlar, alacaklılar, davalar bırakarak bir ara resmen ülkeden kaçmak zorunda kalan firma 2010lu yıllarda türkiye pazarına geri döndü. hala da faaliyetlerini sürdürüyor.
skandalların yaşandığı dönemde patronlardan biri olan süha yavuz'un, şebnem ferah ve ebru gündeş ile yaşadığı aşk üçgeni bir ara medyanın diline hayli dolanmıştı. hatırlayanlar bilir; süha bey universal music türkiye sanatçılarından biri olan şebnem ferah ile dolu dizgin bir aşk yaşarken onu yine şirketin sanatçılarından biri olan ebru gündeş ile aldatmış, ihaneti televizyondan öğrenen şebnem hazırlıkları bitmiş albümünü çöpe atarak alıp başını hindistan'a inzivaya falan gitmiş ve türk müzik camiasının bir bütün olarak en intikam kokan, sizin ipliğinizi pazara çıkarıcam oğlum, bana bulaşmıcaktınız albümlerinden birini; kelimeler yetse'yi hazırlayarak geri dönmüştü. şarkıların şok edici etkisi henüz geçmemişken ebru gündeş de süha'yı terk edip eski sevgilisi ve universal music türkiye'nin de avukatlığını yapan ömer durak ile evlenince bu beyefendi kafasını hangi duvarlara vurdu ciddi merak konusu.
içine girdiğin küçük kaygan delik yeni ve büyük bir dünya mıydı, hı söyle, öyle miydi?!
kafa sözlük magazin servisi sundu.
skandalların yaşandığı dönemde patronlardan biri olan süha yavuz'un, şebnem ferah ve ebru gündeş ile yaşadığı aşk üçgeni bir ara medyanın diline hayli dolanmıştı. hatırlayanlar bilir; süha bey universal music türkiye sanatçılarından biri olan şebnem ferah ile dolu dizgin bir aşk yaşarken onu yine şirketin sanatçılarından biri olan ebru gündeş ile aldatmış, ihaneti televizyondan öğrenen şebnem hazırlıkları bitmiş albümünü çöpe atarak alıp başını hindistan'a inzivaya falan gitmiş ve türk müzik camiasının bir bütün olarak en intikam kokan, sizin ipliğinizi pazara çıkarıcam oğlum, bana bulaşmıcaktınız albümlerinden birini; kelimeler yetse'yi hazırlayarak geri dönmüştü. şarkıların şok edici etkisi henüz geçmemişken ebru gündeş de süha'yı terk edip eski sevgilisi ve universal music türkiye'nin de avukatlığını yapan ömer durak ile evlenince bu beyefendi kafasını hangi duvarlara vurdu ciddi merak konusu.
içine girdiğin küçük kaygan delik yeni ve büyük bir dünya mıydı, hı söyle, öyle miydi?!
kafa sözlük magazin servisi sundu.
devamını gör...
avukat arkadaşlar yardım
her şeye hayırlı forumlar yazmayın. sözlükte yardım kategorisi diye bir sekme var. yönetim bile karışmıyor siz çıkıp hayırlı forumlar diyorsunuz.
kötü kedi şerafettin'e de yardım ediverin.
kötü kedi şerafettin'e de yardım ediverin.
devamını gör...
insanoğlunun doyumsuz olması
yeryüzü üzerindeki bütün olumsuzluklar, insanoğlunun açgözlülüğü ve doyumsuzluğundan kaynaklanmaktadır.
çevredeki hemen her iş alanındaki bir kısım doyumsuz kişileri inceleyin. dünyalığın arkasından ölümüne koşarlar, koştuklarıyla kalır, kavuşamadan da ölür giderler. böyle kifayetsiz muhterislerin gözünü ancak toprak doyurur.
çevredeki hemen her iş alanındaki bir kısım doyumsuz kişileri inceleyin. dünyalığın arkasından ölümüne koşarlar, koştuklarıyla kalır, kavuşamadan da ölür giderler. böyle kifayetsiz muhterislerin gözünü ancak toprak doyurur.
devamını gör...





