kadın yazarlardan kadın yazarlara sorular
(bkz: başlık sahibi yazarın kadınları çirkef sanması)
sevgili kadınlar çok içten soruyorum nasılsınız? sahiden iyi misiniz? hayatıma anlam kattı dediğiniz kitaplar nelerdir? çok dibe vurduğunuz zamanlarda nasıl baş ediyorsunuz? sevgiyle kalın..
sevgili kadınlar çok içten soruyorum nasılsınız? sahiden iyi misiniz? hayatıma anlam kattı dediğiniz kitaplar nelerdir? çok dibe vurduğunuz zamanlarda nasıl baş ediyorsunuz? sevgiyle kalın..
devamını gör...
evde civciv beslemiş normal sözlük yazarları
babam alıp getirdi 3 tane civciv, ilkokula gidiyorum o zaman. bunlar büyüdü tavuk oldu ama kocamanlar. babam iş yerinden arkadaşına verdi bakamıyoruz çünkü artık. arkadaşı da çağırdı ailecek bizi yemeğe, bi gittik tavuğa dair bütün yemekler var ama benim aklıma gelmiyo. bahçede saydım tavukları aa bi baktım 2 taneler, ulan meğerse adam birini kesip bana yavrumu yedirmişler. ben sonrasını hatırlamıyorum en son sinir krizi geçiriyodum.
devamını gör...
idealinizdeki evde olmasını istediğiniz yaşam alanı
alaska'daki evler gibi bir göl manzarası ve arkada ormanın boylu boyunca uzanacağı şekilde her iki duvarı da boydan boya cam ile kaplı bir evim olsun isterdim. özellikle ahşap detayların yoğunlukta olduğu bir ev olmalı. ahşap terasta bir sera alanı yaratabilmeliyim.
devamını gör...
yeşilçam filmlerindeki unutulmaz sahneler
benim beeennnn, yaşar usttaaaaaaa!
devamını gör...
türk insanının atatürk ile osmanlı'yı ayrı ayrı benimsemesi
türk insanının tarihini kendi çabasıyla okuyup öğrenmeyi zahmet olarak görmesinden ve tarihini tarihçilerden değil de genelde dincilerden öğrenmeye kalkmasından kaynaklıdır.
ideoloji yobazlarını da unutmamak gerek.
ideoloji yobazlarını da unutmamak gerek.
devamını gör...
normal sözlük'te yazarlara kurucu üye unvanı verilsin kampanyası
yanında fıstıklıbörekte de istermisin?
devamını gör...
sözlükte uçurulmak
(bkz: kalbimiz seninle) gibi ironik uğurlanmayla yaşanılan durum. uçurulanların marsa yerleşip yeni bir koloni kurdukları hakkında söylentiler mevcut..
devamını gör...
yalnızlık güzellemesi yapan tip
yalnızlığı canı isteyince odasına kapanıp dizi izlemek sanıyordur ve etrafındaki herkes en kötü iki whatsapp mesajı ya da bir çağrı uzağındadır ama maalesef yalnızlık böyle bir şey değildir.
devamını gör...
kitap okuma aşkını kazandıran kitabın ismi
(bkz: şeker portakalı)
devamını gör...
filmlerdeki en güzel yemek sahnesi
sinema tarihinin en doğal sahnelerinden de biridir .
devamını gör...
kafa sözlük
umarım büyür ve hayal edildiği gibi bir yer olur. acısıyla tatlısıyla güzel bir 1 ay geçirmemi sağlamış sözlüktür.
devamını gör...
hissedilen yaş
bazen 20 bazen 40 bazen 3 değişiyor sürekli. ruh halim çok değişken içimde 2-3 insan var bildiğin.
devamını gör...
işsiz kalmak
işsiz kalmanın en kötü yanı kendini değersiz, yetersiz hissetmektir. insan itiraf edemese de içten içe acaba ben problemli miyim, ben salak mıyım, dışardan acaba anormal mi gözüküyorum diye sorarmış. bir diğer kötü yanı da etraftaki insanların sana söylediği acı sözlermiş. bunları geçen gün abim sohbetimiz sırasında itiraf etti. bir mühendisin neredeyse iki yıllık işsizliği biteli daha çok az zaman oldu.
genç yaşta bir insanı bu kadar üzen sırtına taşıması bu kadar zor bir yükü bu ülke gençlerinin çoğuna yüklüyor ne yazık ki!
daha öğrenci olduğum için işsizlik ne demek yaşamadım. ama abimden ne kadar acı bir olay olduğunu gördüm.
çevredeki insanların eee sen de mühendislik yapmasan da olur marketlerde kasiyer aranıyor laflarına bile maruz kalmak bırakın onu kırmayı beni bile kırdı. kimse anlamak empati yapmakla uğraşmıyor onun yerine hor görmek küçümsemek sen de evde yatmaya alıştın galiba rahatlık seviyosun gibi laflara maruz kalmak, ben olsaydım ne yapardım bilmiyorum. son zamanlarda o kadar psikolojisi bozulmuştu ki bir kelime etsek bağırmaya başlıyordu sürekli kavga ediyoduk. şimdi işe başlayalı 3 hafta oldu. pamuk gibi oldu jscbdbxbcxxn...
allah kimseyi bu duruma düşürmesin. bizde türklerde bir atasözü var ya hani "düşene bir tekme de sen vur" işte bu söz bizim milletimizin karakterini yansıtıyor. biz güce tapıyoruz, makam mevki sahibi veya çok para kazanan birini görünce ahlakı kültürü umurumuzda değil saygıda kusur etmeyiz. ama düşen gördüm mü empati nedir bilmeyiz dur kıçına bir de ben vurayım diye sıraya gireriz.
velasımı kelam işsiz kalmak insanın hayatta sınanabileceği en zor sınavlardan birisidir. hele hele ülkemizde siyasetçi çocuklarının inanılmaz zeki olup onlarca gemiciklere onlarca sirkete 20'li yaşlarında ultra girişimci parlak zihinleri ile sahip olduğu yerde ben salak mıyım yetersiz miyim ben problemli miyim sorularını sordurur insana!!!
genç yaşta bir insanı bu kadar üzen sırtına taşıması bu kadar zor bir yükü bu ülke gençlerinin çoğuna yüklüyor ne yazık ki!
daha öğrenci olduğum için işsizlik ne demek yaşamadım. ama abimden ne kadar acı bir olay olduğunu gördüm.
çevredeki insanların eee sen de mühendislik yapmasan da olur marketlerde kasiyer aranıyor laflarına bile maruz kalmak bırakın onu kırmayı beni bile kırdı. kimse anlamak empati yapmakla uğraşmıyor onun yerine hor görmek küçümsemek sen de evde yatmaya alıştın galiba rahatlık seviyosun gibi laflara maruz kalmak, ben olsaydım ne yapardım bilmiyorum. son zamanlarda o kadar psikolojisi bozulmuştu ki bir kelime etsek bağırmaya başlıyordu sürekli kavga ediyoduk. şimdi işe başlayalı 3 hafta oldu. pamuk gibi oldu jscbdbxbcxxn...
allah kimseyi bu duruma düşürmesin. bizde türklerde bir atasözü var ya hani "düşene bir tekme de sen vur" işte bu söz bizim milletimizin karakterini yansıtıyor. biz güce tapıyoruz, makam mevki sahibi veya çok para kazanan birini görünce ahlakı kültürü umurumuzda değil saygıda kusur etmeyiz. ama düşen gördüm mü empati nedir bilmeyiz dur kıçına bir de ben vurayım diye sıraya gireriz.
velasımı kelam işsiz kalmak insanın hayatta sınanabileceği en zor sınavlardan birisidir. hele hele ülkemizde siyasetçi çocuklarının inanılmaz zeki olup onlarca gemiciklere onlarca sirkete 20'li yaşlarında ultra girişimci parlak zihinleri ile sahip olduğu yerde ben salak mıyım yetersiz miyim ben problemli miyim sorularını sordurur insana!!!
devamını gör...
türklerin sanatla olan ilişkisi
türk toplumu olarak sanata olan ilgimiz ve yaklaşımımız zaman içinde dalgalanmalar göstermiş ve yaşadığımız 21. yüzyılda herhalde en kötü zamanlarını geçirmekte.
göktürklerden başlayıp, selçuklu, osmanlı devirlerinden türkiye cumhuriyetine uzanan devir göz önüne alınırsa cumhuriyet döneminde hem eski devirlerin eserlerini koruma hem de önceki devirlerin kendine has yetkinlikte eserlerinin yanına yenilerini koymakta sıkıntı yaşadığımız söylenebilir.
bugün osmanlıdan kalma çeşmelerin grafiti ve aşk mektupları mağduru olduğu, selçuklu sultanlarının mezarlarındaki kemiklerin köpeklere mama olduğu kaotik bir dönemden geçerken sanatta çığır açmamızı pek bekleyemezdik tabi.
birçoğunuz görüp duyuyordur, bir yerlerde yeni yerleştirilen bir heykelin haftasında tahribata uğratıldığını ya da emek verilip şehrin güzel yerlerine yerleştirilen resimlerin amatör ressamların hışmına uğradığını.
büyük ihtimalle eğitim sistemimizde sanata ayrılan yerin kısıtlı olması ve bu bilincin aşılanmaması bu noktaya getirdi bizi toplum olarak.
bugün sanat sergilerine gitmek belirli bir zümre dışında normal insanlara pek de hitap etmeyen boş bir aktivite olarak görülüyor.
göktürklerden başlayıp, selçuklu, osmanlı devirlerinden türkiye cumhuriyetine uzanan devir göz önüne alınırsa cumhuriyet döneminde hem eski devirlerin eserlerini koruma hem de önceki devirlerin kendine has yetkinlikte eserlerinin yanına yenilerini koymakta sıkıntı yaşadığımız söylenebilir.
bugün osmanlıdan kalma çeşmelerin grafiti ve aşk mektupları mağduru olduğu, selçuklu sultanlarının mezarlarındaki kemiklerin köpeklere mama olduğu kaotik bir dönemden geçerken sanatta çığır açmamızı pek bekleyemezdik tabi.
birçoğunuz görüp duyuyordur, bir yerlerde yeni yerleştirilen bir heykelin haftasında tahribata uğratıldığını ya da emek verilip şehrin güzel yerlerine yerleştirilen resimlerin amatör ressamların hışmına uğradığını.
büyük ihtimalle eğitim sistemimizde sanata ayrılan yerin kısıtlı olması ve bu bilincin aşılanmaması bu noktaya getirdi bizi toplum olarak.
bugün sanat sergilerine gitmek belirli bir zümre dışında normal insanlara pek de hitap etmeyen boş bir aktivite olarak görülüyor.
devamını gör...
ak parti'nin z kuşağının aileleriyle iletişime geçmesi
yanlış stratejidir.
akpli aileler, akpli olmayan çocuklarıyla iletişime geçseler kendileri de akpye oy vermekten vazgeçer.
çocukların elinde artık internet diye bir mecra var. akp o mecraya inemez. inerse de 15 temmuz, sahabe, osmanlı'dan öte gidemez. bunlarla ancak 50 yaş üstü vatandaşı etkileyebilir. gençlerin ilgisini en çok eğlence ve bilim çekiyor. akıl ve bilimin olduğu yerde akp olmaz. bu yüzden de gençler akpnin sirayet edemediği mecralarda akpnin ne denli yozlaşmış bir yapı olduğunu görüyor.
umarım bu işe bulaşırlar da +50 yaş akp seçmenini kaybederler.
akpli aileler, akpli olmayan çocuklarıyla iletişime geçseler kendileri de akpye oy vermekten vazgeçer.
çocukların elinde artık internet diye bir mecra var. akp o mecraya inemez. inerse de 15 temmuz, sahabe, osmanlı'dan öte gidemez. bunlarla ancak 50 yaş üstü vatandaşı etkileyebilir. gençlerin ilgisini en çok eğlence ve bilim çekiyor. akıl ve bilimin olduğu yerde akp olmaz. bu yüzden de gençler akpnin sirayet edemediği mecralarda akpnin ne denli yozlaşmış bir yapı olduğunu görüyor.
umarım bu işe bulaşırlar da +50 yaş akp seçmenini kaybederler.
devamını gör...
ne izledim lan ben dedirten filmler
her türlü hint filmi.
filmlerin konusunu ya da hikayesini bağlamaksızın neredeyse her filmde olan garip danslı ve sözlü müzikleri her izlediğimde -bazıları güzel olsa da- ister istemez içimde 'ne izledim lan ben?' fikri oluşuyor.
filmlerin konusunu ya da hikayesini bağlamaksızın neredeyse her filmde olan garip danslı ve sözlü müzikleri her izlediğimde -bazıları güzel olsa da- ister istemez içimde 'ne izledim lan ben?' fikri oluşuyor.
devamını gör...
ikinci dünya savaşı
1 eylül 1939 sabahı nazi almanyası'nın polonya'ya saldırmasıyla başlamış ve devam ettiği 6 yıl boyunca yaklaşık elli milyon sivilin hayatını kaybetmesine sonuç vermiş insanoğlunun kendi eliyle kendini doğraması vahşeti.
gelişen savaş teknolojisiyle artan savaşın boyutları savaşın yaşandığı her gün her saat insanlık onurunu bir kademe daha aşağı sürüklemiştir. taraflarca sayısız katliam, savaş suçu pervasızca işlenmiş savaş bitiminde kaybedenler suçları ceplerine doldurulup dar ağacında sallandırılırken kazanan tarafta olanlar yaptıkları tüm yanlışların üstüne zaferin parıltılı tozunu serpip kapatmıştırlar konuyu.
savaşta kaybeden nazi almanyası, faşist italya ve japonya'da mevcut rejimler lağvedilmiştir.
almanya sovyetler birliği'nin kontrolündeki doğu* ve müttefiklerin kontrolündeki batı* almanya olmak üzere ikiye bölünmüştür. pomeranya bölgesinin oder nehri'nin doğusunda kalan kısımı ve doğu prusya'yı polonya'ya königsberg'i ise sovyetler birliği'ne vermiştir.
6 yıllık bu devasa yıkımın geride bıraktığı en önemli şeyse 1991'de sovyetler birliği'nin dağılmasına dek sürecek olan soğuk savaştan başka bir şey değildi...
not: ileride bir gün bu sözlük'ün iyi insanların gönül kırmadan bilgi dağarcıklarını genişlettiği bir mecra olacağı zamanlara katkım olması maksadıyla yazdığım naçizane tanımım ileri ki zamanlarda daha da detaylandırılacaktır. böyle özel bir başlığın ilk tanımını yapmanın verdiği şeref ve mutlulukla esenliler dilerim efendim.
gelişen savaş teknolojisiyle artan savaşın boyutları savaşın yaşandığı her gün her saat insanlık onurunu bir kademe daha aşağı sürüklemiştir. taraflarca sayısız katliam, savaş suçu pervasızca işlenmiş savaş bitiminde kaybedenler suçları ceplerine doldurulup dar ağacında sallandırılırken kazanan tarafta olanlar yaptıkları tüm yanlışların üstüne zaferin parıltılı tozunu serpip kapatmıştırlar konuyu.
savaşta kaybeden nazi almanyası, faşist italya ve japonya'da mevcut rejimler lağvedilmiştir.
almanya sovyetler birliği'nin kontrolündeki doğu* ve müttefiklerin kontrolündeki batı* almanya olmak üzere ikiye bölünmüştür. pomeranya bölgesinin oder nehri'nin doğusunda kalan kısımı ve doğu prusya'yı polonya'ya königsberg'i ise sovyetler birliği'ne vermiştir.
6 yıllık bu devasa yıkımın geride bıraktığı en önemli şeyse 1991'de sovyetler birliği'nin dağılmasına dek sürecek olan soğuk savaştan başka bir şey değildi...
not: ileride bir gün bu sözlük'ün iyi insanların gönül kırmadan bilgi dağarcıklarını genişlettiği bir mecra olacağı zamanlara katkım olması maksadıyla yazdığım naçizane tanımım ileri ki zamanlarda daha da detaylandırılacaktır. böyle özel bir başlığın ilk tanımını yapmanın verdiği şeref ve mutlulukla esenliler dilerim efendim.
devamını gör...
yolda yürürken durduk yere gülen insan
belki gülmenizi bir şekilde kamufle edebilirsiniz ama benim gibi güldüğünüz zaman kaniş köpek gibi çapraz çapraz yürümeye başlıyorsanız yandınız. dikkat edin polisi aramasınlar.
devamını gör...
pan'ın labirenti
uuth nickli yazarımızın ukdesidir. dolduralım hemen:
filmin senaryosu ve yönetmenliğini, guillermo del toro üstlendi ve bu film onun tartışmasız en iyi filmidir benim gözümde.
2006 yılında sinema severlerle buluşan film ispanya sinemasını çok üst seviyelere çıkarmıştır.
5 milyon dolarlık bir bütçeyle çekildi bu film. filmin içine daha çok girmek istiyorsanız, izlemeden önce ispanya iç savaşıyla alakalı birkaç araştırma yapmanızı ve konuyla alakalı kitaplar okumanızı öneririm.
filmin o enfes müzikleri, javier navarrete imzası taşıyor. onlar nasıl müzikler öyle.
filmi izlerken hangisi gerçekti hangisi masal gibi ikilemlere düşebilirsiniz.
filmin görüntü yönetmeninden tutun da makyaj ekibine kadar hepsi harika işler çıkarmışlar ki sayısız ödüle layık görüldü bu film:
- en iyi yapım tasarımı oscar'ı:
2007 eugenio caballero, pilar revuelta
- goya en iyi çıkış yapan kadın oyuncu ödülü
- 2007 ıvana baquero
- bafta en iyi yabancı dilde film ödülü 2007 guillermo del toro, alfonso cuarón...
- en iyi görüntü yönetimi oscar'ı
2007 guillermo navarro
- goya en iyi görüntü yönetimi ödülü 2007 guillermo navarro
- goya en iyi özel efekt ödülü 2007 edward ırastorza, reyes abades, david ...
- en iyi makyaj ve saç tasarımı oscar'ı 2007 montse ribé, david martí
- goya en iyi özgün senaryo ödülü 2007 guillermo del toro. ve daha niceleri.
fantastik kurgu sevenler kaçırmasın diyorum, sevmeyenler de kaçırmasın. izleyin, izlettirin efendim.
filmin senaryosu ve yönetmenliğini, guillermo del toro üstlendi ve bu film onun tartışmasız en iyi filmidir benim gözümde.
2006 yılında sinema severlerle buluşan film ispanya sinemasını çok üst seviyelere çıkarmıştır.
5 milyon dolarlık bir bütçeyle çekildi bu film. filmin içine daha çok girmek istiyorsanız, izlemeden önce ispanya iç savaşıyla alakalı birkaç araştırma yapmanızı ve konuyla alakalı kitaplar okumanızı öneririm.
filmin o enfes müzikleri, javier navarrete imzası taşıyor. onlar nasıl müzikler öyle.
filmi izlerken hangisi gerçekti hangisi masal gibi ikilemlere düşebilirsiniz.
filmin görüntü yönetmeninden tutun da makyaj ekibine kadar hepsi harika işler çıkarmışlar ki sayısız ödüle layık görüldü bu film:
- en iyi yapım tasarımı oscar'ı:
2007 eugenio caballero, pilar revuelta
- goya en iyi çıkış yapan kadın oyuncu ödülü
- 2007 ıvana baquero
- bafta en iyi yabancı dilde film ödülü 2007 guillermo del toro, alfonso cuarón...
- en iyi görüntü yönetimi oscar'ı
2007 guillermo navarro
- goya en iyi görüntü yönetimi ödülü 2007 guillermo navarro
- goya en iyi özel efekt ödülü 2007 edward ırastorza, reyes abades, david ...
- en iyi makyaj ve saç tasarımı oscar'ı 2007 montse ribé, david martí
- goya en iyi özgün senaryo ödülü 2007 guillermo del toro. ve daha niceleri.
fantastik kurgu sevenler kaçırmasın diyorum, sevmeyenler de kaçırmasın. izleyin, izlettirin efendim.
devamını gör...