insanı yoran şeyler
her çeşit kıyaslama ve sınıflandırma çabası. hayatta her şeyin iyi ya da aynı olması gerekmiyor. çeşitlilik, rekabet güzel şeyler.
devamını gör...
moderasyonla yaşanan her sorunu başlık açarak dillendirmek
jennifer lopez mıçımı yesindir çıkışından sonra gördüğüm ikinci en iyi çıkış, yarası olan gocunsundur. ilahi iko bey, yazdığınız kodlar da sizi güldürsün.
devamını gör...
türkan
ölüm neden küçük bir kedi yavrusunu benden alır ki?
araba çarpmış, hiç acı çekmedi diyor şahit olanlar.
ben olmadım, bilmiyorum.
ben "baba kucak?" diyen bakışlarını biliyorum, etrafımda kelebek gibi koşturmasını biliyorum, mama yerken kendinin 3 katı büyük erkek kedilere bile yaptığı huysuzlukları biliyorum, sabah beni bekleyen bakışlarını biliyorum, yan taraftaki arsaya koşup diğer kedilerle oyun oynarken yaptığı şirinlikleri biliyorum, onlara şahit oldum.
karşılıksız sevgisine, hayallerimin içinde yer almasına, yüzümü güldürmesine her şeyine müteşekkirim kızım.
hoş kal türkan.
araba çarpmış, hiç acı çekmedi diyor şahit olanlar.
ben olmadım, bilmiyorum.
ben "baba kucak?" diyen bakışlarını biliyorum, etrafımda kelebek gibi koşturmasını biliyorum, mama yerken kendinin 3 katı büyük erkek kedilere bile yaptığı huysuzlukları biliyorum, sabah beni bekleyen bakışlarını biliyorum, yan taraftaki arsaya koşup diğer kedilerle oyun oynarken yaptığı şirinlikleri biliyorum, onlara şahit oldum.
karşılıksız sevgisine, hayallerimin içinde yer almasına, yüzümü güldürmesine her şeyine müteşekkirim kızım.
hoş kal türkan.
devamını gör...
kriptografi
kriptografi, başkaları tarafından erişilmesi istenmeyen bilgilerin bir ya da çoklu değişkenlere tabii tutulup değiştirilerek, doğru yöntemlerin izlenmemesi takdirinde erişilmemesini sağlamak üzerine belli matematiksel ya da mantıksal algoritmalar dahilinde gerçekleştirilen işlemlerdir. ilgili bilim dalına kriptoloji, ilgilenip bu işlemleri gerçekleştiren kişiye ise kriptograf denir.
yunanca kelime köklerinde "gizli/gizlenmiş olan" anlamına gelen "kryptos" ve yazmak anlamına gelen "graphein" kelimelerinden türemiştir.
geçmişi oldukça uzun yıllara dayanmaktadır kriptografinin. antik mısır hiyerogliflerinde rastlanabilen gizemli örneklerinden tutun, mezopotamya'da keşfedilmiş olan kil tabletlerde bile karşımıza çıkabilmektedir.
roma'da, sezar ile karşımıza çıkmaktadır. günümüzde kriptografinin en bilindik uygulamalarından biri olan sezar şifreleme algoritması, basitçe harflerin alfabedeki n anahtar sayı kadar sonraki harfe yönlendirilerek yazılmasıdır. mesela, anahtarın 1 olduğu bir biçimde, "elma", "fmnb" şeklinde yazılacaktır. neyse ki günümüzde kullanılmıyor, çünkü şifre bilinmiyor olsa bile en fazla 25 denemede bulunabilmektedir.
ilk sistematik kullanımı, 8. yüzyılda orta doğu'ya dayanmaktadır. al-khalil adlı ünlü filolog, dil alimi tarafından çıkarılmış olan "şifreli mesajlar" kitabı ile temeli atılmıştır. kitap, var olabilecek tüm arapça kelimelerin sesli harfler dahil ve dahil olmadan halleriyle oluşturulabilecek tüm permütasyon ve kombinasyonlarını içermekteydi.
avrupa dünyasında reform ve rönesans dönemlerinde güvenli bilgi aktarımı amacıyla kullanılan kriptografi teknikleri, osmanlı imparatorluğu'nda, tapu-tahrir defterlerinde "siyakat" adı verilen, okunması güç ve dile hakimiyet gerektiren bir yazı biçimi olarak karşımıza çıkmaktadır.
fakat bana göre en önemli kısmına, yani alan turing sonrasına gelmek istiyorum.
ikinci dünya savaşı'nda almanlar tarafından kullanılmış olan şifreleme makinesi enigma, yaygın kullanımıyla düşmanlarına büyük sorun yaratmaktaydı. arthur scherbius tarafından tasarlanmış olan enigma'nın başlangıçtaki kullanım alanı paranın hakim olduğu alanlarda ticari gizliliği sağlamaktı. savaş döneminde daha ucuz ve pratik kullanımına geçilmiş olan cihaz, rotorlu ve elektromekanik bir şifreleme cihazıydı.
daktilo benzeri cihazın üzerinde 26 harfli, ışıklı bir tabela vardır. daktilodan basılmış olan bir harf, rotorlardan birini devreye sokarak başka bir harf olarak yansıtır. çalışan üç rotor, bir harfi üç kez şifreleyerek neredeyse kırılması imkansız bir hale getirir. matematiğim yanıltmıyorsa, 26lı permütasyondan bahsediyoruz.
tabii bununla da kalınmamış. ekstradan makinede bulunan, her ucu farklı farklı bir harfe takılabilen on adet kablo vardır. bu kabloların her biri, takıldığı harflerin yerini değiştirmektedir. mesela uçları "s" ve "y" harflerine takılmış kablo, "spy" yazısını "yps"ye çevirir.
diğer hatırlamadığım ve muhtemelen bilmediğim bazı eklentilerle birlikte, bir mesaj on üç defaya kadar şifrelenebilmekte. böylece neredeyse çözülemez şifreler ortaya çıkar.
neredeyse çözülemez. işte bu noktada, polonyalı matematikçiler elde ettikleri verileri *, alan turing'in de içinde olduğu "ultra" adlı gruba verirler. alan turing, enigma'nın zaafiyetlerini, diğer uzmanlarla birlikte çalışmalarını sürdürerek, alman denizaltılarının uzun süren bir mesaj ağını takip ederek bunu çözebilmişti.
bir enigma mesajının hiçbir rotor, kablo vs. anahtar bilgisine sahip olunmadan çözülebilme ihtimali 1/3,560,761,236,879,310,464,000*'dir.
alan turing aynı zamanda bilgisayar biliminin kurucusu olarak kabul etmektedir. o halde gelelim bilgisayarlar vasıtasıyla gerçekleştirilen kriptografik işlemlere. günümüzde simetrik ve asimetrik şifreleme olarak iki farklı kullanımı mevcut.
simetrik şifreleme, aynı anahtar kullanımıyla dekripsiyon(şifre çözümleme) ya da enkripsiyon (şifreleme) işleminin gerçekleştirilmesidir. dizi ve blok şifreleme olarak ikiye ayrılır.
dizi şifrelemede, veri bir bit* dizisi olarak ele alınır. bir anahtar vasıtasıyla, zamana göre değişen bir uzunlukta bir dizi üretilmesiyle sağlanır.
kullanım örnekleri: cfb *, ofb *, ctr *
blok şifreleme ise, veriyi bloklar halinde ele alır. bu bloklar birbirine bağlı ya da bağımsız olarak var olabilir. şifreleme ve şifre çözümleme bütün olarak ele alınan bloklar üzerinden gerçekleşir. şifreniz "parola" ise, bu bütün bir bloktur mesela. "p" ya da "parol" yazılması bir anlam ifade etmez basitçe. öte yandan, iç hafıza ve kimlik tanımlama unsurları barındırmaması da dezavantajları arasındandır.
kullanım örnekleri: ecb *, cbc *
simetrik şifrelemede milenyumun başına kadar des* kullanılırken, milenyum itibariyle yerini yavaş yavaş aes'e* bırakmaktadır.
asimetrik şifrelemede ise, şifrelerken ve şifre çözümlerken farklı anahtarlar kullanılır. açık anahtar, şifreleme ve doğrulama için kullanılırken, özel anahtar şifrenin çözümü ve alındığını belirtmek amacıyla kullanılmaktadır. mesela, birine yolladığınız bir maili, o kişinin genel anahtarıyla şifreliyorsunuz. sonra, o mailin açılabilmesi için, yolladığınız kişi özel anahtarını kullanıyor.
sizin gönderdiğinizin anlaşılması içinse, gönderici olan sizin genel anahtarı tarafından doğrulanabilmekte olduğundan, özel anahtarınız ile bunu imzalamanız gerekmektedir. mühür basmak gibi düşünebiliriz :)
ayrıca ilginizi çekebilir, araştırma konusu olarak bırakayım.
(bkz: pgp)*
ek:
eğer buraya kadar okuyan varsa teşekkürlerimi sunarım. konuyla ilgili herhangi bir soru/sorununuz varsa iletişime geçebilirsiniz, bilgim dahilinde yardımcı olmaya çalışırım.
yunanca kelime köklerinde "gizli/gizlenmiş olan" anlamına gelen "kryptos" ve yazmak anlamına gelen "graphein" kelimelerinden türemiştir.
geçmişi oldukça uzun yıllara dayanmaktadır kriptografinin. antik mısır hiyerogliflerinde rastlanabilen gizemli örneklerinden tutun, mezopotamya'da keşfedilmiş olan kil tabletlerde bile karşımıza çıkabilmektedir.
roma'da, sezar ile karşımıza çıkmaktadır. günümüzde kriptografinin en bilindik uygulamalarından biri olan sezar şifreleme algoritması, basitçe harflerin alfabedeki n anahtar sayı kadar sonraki harfe yönlendirilerek yazılmasıdır. mesela, anahtarın 1 olduğu bir biçimde, "elma", "fmnb" şeklinde yazılacaktır. neyse ki günümüzde kullanılmıyor, çünkü şifre bilinmiyor olsa bile en fazla 25 denemede bulunabilmektedir.
ilk sistematik kullanımı, 8. yüzyılda orta doğu'ya dayanmaktadır. al-khalil adlı ünlü filolog, dil alimi tarafından çıkarılmış olan "şifreli mesajlar" kitabı ile temeli atılmıştır. kitap, var olabilecek tüm arapça kelimelerin sesli harfler dahil ve dahil olmadan halleriyle oluşturulabilecek tüm permütasyon ve kombinasyonlarını içermekteydi.
avrupa dünyasında reform ve rönesans dönemlerinde güvenli bilgi aktarımı amacıyla kullanılan kriptografi teknikleri, osmanlı imparatorluğu'nda, tapu-tahrir defterlerinde "siyakat" adı verilen, okunması güç ve dile hakimiyet gerektiren bir yazı biçimi olarak karşımıza çıkmaktadır.
fakat bana göre en önemli kısmına, yani alan turing sonrasına gelmek istiyorum.
ikinci dünya savaşı'nda almanlar tarafından kullanılmış olan şifreleme makinesi enigma, yaygın kullanımıyla düşmanlarına büyük sorun yaratmaktaydı. arthur scherbius tarafından tasarlanmış olan enigma'nın başlangıçtaki kullanım alanı paranın hakim olduğu alanlarda ticari gizliliği sağlamaktı. savaş döneminde daha ucuz ve pratik kullanımına geçilmiş olan cihaz, rotorlu ve elektromekanik bir şifreleme cihazıydı.
daktilo benzeri cihazın üzerinde 26 harfli, ışıklı bir tabela vardır. daktilodan basılmış olan bir harf, rotorlardan birini devreye sokarak başka bir harf olarak yansıtır. çalışan üç rotor, bir harfi üç kez şifreleyerek neredeyse kırılması imkansız bir hale getirir. matematiğim yanıltmıyorsa, 26lı permütasyondan bahsediyoruz.
tabii bununla da kalınmamış. ekstradan makinede bulunan, her ucu farklı farklı bir harfe takılabilen on adet kablo vardır. bu kabloların her biri, takıldığı harflerin yerini değiştirmektedir. mesela uçları "s" ve "y" harflerine takılmış kablo, "spy" yazısını "yps"ye çevirir.
diğer hatırlamadığım ve muhtemelen bilmediğim bazı eklentilerle birlikte, bir mesaj on üç defaya kadar şifrelenebilmekte. böylece neredeyse çözülemez şifreler ortaya çıkar.
neredeyse çözülemez. işte bu noktada, polonyalı matematikçiler elde ettikleri verileri *, alan turing'in de içinde olduğu "ultra" adlı gruba verirler. alan turing, enigma'nın zaafiyetlerini, diğer uzmanlarla birlikte çalışmalarını sürdürerek, alman denizaltılarının uzun süren bir mesaj ağını takip ederek bunu çözebilmişti.
bir enigma mesajının hiçbir rotor, kablo vs. anahtar bilgisine sahip olunmadan çözülebilme ihtimali 1/3,560,761,236,879,310,464,000*'dir.
alan turing aynı zamanda bilgisayar biliminin kurucusu olarak kabul etmektedir. o halde gelelim bilgisayarlar vasıtasıyla gerçekleştirilen kriptografik işlemlere. günümüzde simetrik ve asimetrik şifreleme olarak iki farklı kullanımı mevcut.
simetrik şifreleme, aynı anahtar kullanımıyla dekripsiyon(şifre çözümleme) ya da enkripsiyon (şifreleme) işleminin gerçekleştirilmesidir. dizi ve blok şifreleme olarak ikiye ayrılır.
dizi şifrelemede, veri bir bit* dizisi olarak ele alınır. bir anahtar vasıtasıyla, zamana göre değişen bir uzunlukta bir dizi üretilmesiyle sağlanır.
kullanım örnekleri: cfb *, ofb *, ctr *
blok şifreleme ise, veriyi bloklar halinde ele alır. bu bloklar birbirine bağlı ya da bağımsız olarak var olabilir. şifreleme ve şifre çözümleme bütün olarak ele alınan bloklar üzerinden gerçekleşir. şifreniz "parola" ise, bu bütün bir bloktur mesela. "p" ya da "parol" yazılması bir anlam ifade etmez basitçe. öte yandan, iç hafıza ve kimlik tanımlama unsurları barındırmaması da dezavantajları arasındandır.
kullanım örnekleri: ecb *, cbc *
simetrik şifrelemede milenyumun başına kadar des* kullanılırken, milenyum itibariyle yerini yavaş yavaş aes'e* bırakmaktadır.
asimetrik şifrelemede ise, şifrelerken ve şifre çözümlerken farklı anahtarlar kullanılır. açık anahtar, şifreleme ve doğrulama için kullanılırken, özel anahtar şifrenin çözümü ve alındığını belirtmek amacıyla kullanılmaktadır. mesela, birine yolladığınız bir maili, o kişinin genel anahtarıyla şifreliyorsunuz. sonra, o mailin açılabilmesi için, yolladığınız kişi özel anahtarını kullanıyor.
sizin gönderdiğinizin anlaşılması içinse, gönderici olan sizin genel anahtarı tarafından doğrulanabilmekte olduğundan, özel anahtarınız ile bunu imzalamanız gerekmektedir. mühür basmak gibi düşünebiliriz :)
ayrıca ilginizi çekebilir, araştırma konusu olarak bırakayım.
(bkz: pgp)*
ek:
eğer buraya kadar okuyan varsa teşekkürlerimi sunarım. konuyla ilgili herhangi bir soru/sorununuz varsa iletişime geçebilirsiniz, bilgim dahilinde yardımcı olmaya çalışırım.
devamını gör...
atatürk'ü etkileyen kişiler
yüzbaşı mustafa bey (matematik öğretmeni) (selanik askeri rüştiyesinde okurken),
# nakiyüddin yücekök (fransızca öğretmeni) (selanik askeri rüştiyesinde okurken),
# kolağası mehmet bey (tarih öğretmeni) (manastır askeri idadisinde okurken) (milli tarih bilinci),
# yüzbaşı naci eldeniz (harp okulunda okurken),
# yarbay nuri bey (taktik dersleri) (harp akademisinde okurken),
# namık kemal (vatan ve millet düşüncesinden etkilendi),
# ziya gökalp (türkçülük düşüncesinden etkilendi), # mehmet emin yurdakul (türkçülük düşüncesinden etkilendi),
# tevfik fikret (hürriyet fikirlerinden etkilendi),
# jean jack rousseau (isviçreli yazar ve düşünür),
# voltaire (fransız yazar ve düşünür),
# montesquieu (fransız düşünür),
# descartes (fransız yazar ve düşünür),
# kant (alman filozof).
devamını gör...
ross geller
friends dizisinin en toksik karakteri*.
komiktir ancak etrafındaki kimseye saygı duymayan, bencil ve zor bir karakterdir.
oğlunun sevmesine rağmen barbie bebek ile oynamasına engel olmasından, rachel ile vegas'ta evlendikten sonra nikah iptalini yaptırmaması ve bunu rachel'a söylememesine kadar, dizi boyunca etrafındakileri düşünmeden kendi istediği olsun diye sürekli uğraşmıştır.
chandler ve joey ona evlerini açtığında evi bir anda ele geçirmesi, hava temizleyicisiyle, sessiz olun işaretleriyle sürekli huzur kaçırması, hava temizleyicinin filtresi için para istemesi, rachel'ın iş yerine gönderdiği abartı hediyeler, kıskançlığından sürekli rachel'ı kontrol etmesi, bebek bakıcılığı kadın işi bir erkek yapamaz demesi* rachel'ın mektubunu okumaması, daha kötüsü okudum diye yalan söylemesi* rachel ile bir kızı karşılaştırması ve yazdığı acımasız şeyler, * rachel'ın ross onaylamıyor diye dövme yaptırmaya korkması, rachel hamile olduğunu söylediğindeki tepkisi, susan ve carol' a karşı davranış şekli, oğlu ben'i gördüğü günlerde sürekli monica yada rachel ile bırakması* anne ve babasına sürekli kendini iyi gösterme çabası * hepsini bir araya koyunca nasıl rezil bir insan olduğu anlaşılıyor aslında, bu daha aklıma gelen vukuatları.
adam öğrencisi ile birlikte oldu yahu, etik değer desen yok, dürüstlük desen yok, yok yani. anca bencillik anca narsistlik.
komiktir ancak etrafındaki kimseye saygı duymayan, bencil ve zor bir karakterdir.
oğlunun sevmesine rağmen barbie bebek ile oynamasına engel olmasından, rachel ile vegas'ta evlendikten sonra nikah iptalini yaptırmaması ve bunu rachel'a söylememesine kadar, dizi boyunca etrafındakileri düşünmeden kendi istediği olsun diye sürekli uğraşmıştır.
chandler ve joey ona evlerini açtığında evi bir anda ele geçirmesi, hava temizleyicisiyle, sessiz olun işaretleriyle sürekli huzur kaçırması, hava temizleyicinin filtresi için para istemesi, rachel'ın iş yerine gönderdiği abartı hediyeler, kıskançlığından sürekli rachel'ı kontrol etmesi, bebek bakıcılığı kadın işi bir erkek yapamaz demesi* rachel'ın mektubunu okumaması, daha kötüsü okudum diye yalan söylemesi* rachel ile bir kızı karşılaştırması ve yazdığı acımasız şeyler, * rachel'ın ross onaylamıyor diye dövme yaptırmaya korkması, rachel hamile olduğunu söylediğindeki tepkisi, susan ve carol' a karşı davranış şekli, oğlu ben'i gördüğü günlerde sürekli monica yada rachel ile bırakması* anne ve babasına sürekli kendini iyi gösterme çabası * hepsini bir araya koyunca nasıl rezil bir insan olduğu anlaşılıyor aslında, bu daha aklıma gelen vukuatları.
adam öğrencisi ile birlikte oldu yahu, etik değer desen yok, dürüstlük desen yok, yok yani. anca bencillik anca narsistlik.
devamını gör...
nightcall
driver filminde de çalan ve oldukça anlamlı sözler içeren kavinsky şarkısı.
devamını gör...
klavye
qwert yuiop isimli makedon tarafından bulunmuş ve klavyenin ilk sırası o'na adanmıştır.
devamını gör...
help steps
bu zor günlerde az da olsa bişeyler yapabilmek adına adımlarımızı tema vakfına bağışlamaya davet ediyorum. davet koduyla katılım sağlandığında uygulama size 50 bin ek adım hediye ediyor. adımlar biriktikçe de fidanlara dönüşüyor. davet kodu isteyenlere ulaştırabilirim, uygulama için sormak istediklerinizi cevaplayabilirim.

devamını gör...
jan dark
1400lü yılların başlarında fransa ve ingiltere arasında 100 yıl sürecek olan 100 yıl savaşları başlamış. ingilizler fransa'ya saldırıp neredeyse tüm topraklarını işgal etmişler.tabii fransız halkı sefalet içindemiş. jan dark isimli hanım kızımız(jeanne d'arc) ise bir fransız köyünde yoksul bir ailede dünyaya gelmiş. jan dark 12 yaşına geldiğinde tanrı'nın kendisi ile konuştuğunu söylemeye başlamış ve tanrının ona kendisinin fransa'nın koruyucusu olduğunu söylemiş. krala birçok mektup göndermiş ama hiç cevap alamadı. bir gün yeter artık diyip, 16 yaşında evini terk ederek fransa kralının sarayına doğru yola çıkmış. saraya ulamış kızımız. zaten fransızlarda geçmişten beri bilinen bir efsane varmış. bu efsaneye göre lorraine'den gelen bakire bir kadın fransa'nın kurtarıcısı olacakmış.işe bak ki bizim hanım kızımız jan dark da o kız olduğunu iddia ediyormuş.
eee nasıl anlayacaklar? o dönemde bunu(kurtarıcı bakire olduğunu) iddia eden çok kişi varmış. jan dark'ı kalabalık bir grup içine almışlar. tahta ise kralın yerine bir başkasını oturtmuşlar. jan dark tahttaki kişinin gerçek kral olmadığını söylemiş ve o kalabalıkta gerçek kralı bulmış efendim. jan dark'a bekaret kontrolü yapılmış.sorulan birkaç soruya da istenildiği gibi cevap verince herkes ülkenin kurtarıcısı olduğuna ikna olmuş.
jan dark orleans kentini kurtarmak için kurulan ordunun başına geçmiş. jan dark bu sefer de omzundan yaralanmış. hatta omzundan akan kanların bütün odanının zeminini kapladığı bilinir ancak buna rağmen kızımız ölmemiş.
ingiliz işgalinde olan paris'in surlarına kadar gelmiş. kendisi burada kralın kuvvetsiz bir ordu göndermesi ile başarısız olmuş ve ingilizlere esir düşmüş jan dark. ingilizler dini bir mahkeme ile jan dark'ı yargılamışlar ve onun bir cadı olduğunu söyleyip durmuşlar. jan dark 19 yaşında iken yakılarak öldürülme cezasına çarptılmış. jan dark zindanda iken duyduğu sesleri ve tanrı ile olan konuşmalarını inkar edip, tövbe etmiş ve af istemiş. ancak birkaç gün sonra tüm tövbesini geri alarak tanrı ile konuştuğunu, fransanın kurtarıcı bakiresi olduğunu söylemiş tekrar.
ve jan dark canlı canlı yakılmış. işin garibi yakılırken hiç bağırmamış.
not: günümüzde bu hanım kızımız neredeyse 500 yıl sonra onu ulusal kahraman ilan edilmiş. fransa'nın her yerinde heykelleri de varmış hatta.
kendimce bu durumu çok ilginç buluyorum. o zamanlar kendisinin geri alınması için hiç mücadele etmeyen fransızların şimdi her yeri onun heykelleri ile donatması...
eee nasıl anlayacaklar? o dönemde bunu(kurtarıcı bakire olduğunu) iddia eden çok kişi varmış. jan dark'ı kalabalık bir grup içine almışlar. tahta ise kralın yerine bir başkasını oturtmuşlar. jan dark tahttaki kişinin gerçek kral olmadığını söylemiş ve o kalabalıkta gerçek kralı bulmış efendim. jan dark'a bekaret kontrolü yapılmış.sorulan birkaç soruya da istenildiği gibi cevap verince herkes ülkenin kurtarıcısı olduğuna ikna olmuş.
jan dark orleans kentini kurtarmak için kurulan ordunun başına geçmiş. jan dark bu sefer de omzundan yaralanmış. hatta omzundan akan kanların bütün odanının zeminini kapladığı bilinir ancak buna rağmen kızımız ölmemiş.
ingiliz işgalinde olan paris'in surlarına kadar gelmiş. kendisi burada kralın kuvvetsiz bir ordu göndermesi ile başarısız olmuş ve ingilizlere esir düşmüş jan dark. ingilizler dini bir mahkeme ile jan dark'ı yargılamışlar ve onun bir cadı olduğunu söyleyip durmuşlar. jan dark 19 yaşında iken yakılarak öldürülme cezasına çarptılmış. jan dark zindanda iken duyduğu sesleri ve tanrı ile olan konuşmalarını inkar edip, tövbe etmiş ve af istemiş. ancak birkaç gün sonra tüm tövbesini geri alarak tanrı ile konuştuğunu, fransanın kurtarıcı bakiresi olduğunu söylemiş tekrar.
ve jan dark canlı canlı yakılmış. işin garibi yakılırken hiç bağırmamış.
not: günümüzde bu hanım kızımız neredeyse 500 yıl sonra onu ulusal kahraman ilan edilmiş. fransa'nın her yerinde heykelleri de varmış hatta.
kendimce bu durumu çok ilginç buluyorum. o zamanlar kendisinin geri alınması için hiç mücadele etmeyen fransızların şimdi her yeri onun heykelleri ile donatması...
devamını gör...
aynı evde yaşıyormuş gibi entryler
herkes kirlilerini getirsin, birazdan beyazları makineye atacağım. bir de banyoyu boşaltın duş alacağım.
devamını gör...
homofobi
eşcinsellere karşı duyulan korku, nefret ve ayrımcılığa verilen isimdir.
devamını gör...
gece 03.07 sularında bütün entrylerimi beğenen yazar
efendim? diye cevap verebileceğim cümle.
genelde gün içerisinde tanım girip, gece yatmadan önce de bazı yazarların profiline girip hatim indirir gibi her şeyi okuyor ve bir kısmını oyluyorum. o nedenle gece geç vakitlerde sapık gibi sinsi sinsi iş çevirir gibi görünebilirim oralardan *
genelde gün içerisinde tanım girip, gece yatmadan önce de bazı yazarların profiline girip hatim indirir gibi her şeyi okuyor ve bir kısmını oyluyorum. o nedenle gece geç vakitlerde sapık gibi sinsi sinsi iş çevirir gibi görünebilirim oralardan *
devamını gör...
ösym
hâlâ sınav takvimini açıklamamış kurum.
2019 sınav takvimini 9 kasım 2018de, 2020 takvimini de 18 kasım 2019da açıklamışlar. evet virüs, pandemi vs. var ama sınava girecek adaylar da var. belli bir şablon koysunlar önümüze zaten bu yıl tarihler değişti,ertelendi buna kimse bir şey demez.
ösym yetkilileri şu sıralar ne yapıyorlar,merak ediyorum doğrusu.
edit: 2021 ösym sınav takvimi
2019 sınav takvimini 9 kasım 2018de, 2020 takvimini de 18 kasım 2019da açıklamışlar. evet virüs, pandemi vs. var ama sınava girecek adaylar da var. belli bir şablon koysunlar önümüze zaten bu yıl tarihler değişti,ertelendi buna kimse bir şey demez.
ösym yetkilileri şu sıralar ne yapıyorlar,merak ediyorum doğrusu.
edit: 2021 ösym sınav takvimi
devamını gör...
yedi sayısının gizemi
birçok yerde 7 sayısı geçer, kutsal kitaplar ve yazılar dahil.
acaba bu kadar 7'yi özel kılan nedir?
insan düşünmeden edemiyor.
tanım: 7 sayısını veya rakamını özel kılan sebepleri düşünmeli başlık.
acaba bu kadar 7'yi özel kılan nedir?
insan düşünmeden edemiyor.
tanım: 7 sayısını veya rakamını özel kılan sebepleri düşünmeli başlık.
devamını gör...
güzel kadın çirkin erkek birlikteliği
buradan güzel kıza geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. acın acımızdır.
öncelikle kendini güzel buluyor bak nasıl yol yapıyor diye düşünecekler için söylüyorum, gay ya da translar hakkında yazınca bunu kendinizden mi bilip yazıyorsunuz? bakın gerildim görüyorsunuz. hiç yoktan aramız bozuldu. keşke böyle düşünmeseydiniz.
kısa çoğu erkek ondan daha uzun boylu bir kadınla beraber olmanın son derece gurur vereceğini iddia eder ancak o kadınların yanında yaklaşık 5 cm falan daha kısalır. kendine güvenmediği için duruş bozukluğu oluşur çoğunda. ancak sorsan yine uzun kadın tercih edeceğini iddia eder, yiğitliğe herhangi bir madde sürmez.
aynı şey güzel kadınlar ile beraber olmakla ilgili yine vardır. erkeğe göre bu gurur verici bir durumdur. bunu iddia eder.
ancak sonra sokağa çıkarlar. kadın sahiden güzelse çoğu erkeğin sevgilisine baktığını görür. adamlar ile kıyaslar kendini, ondan daha yakışıklı ya da daha uzun o erkekler ile. sonra karşıdan karşıya geçmek isterler, o güne kadar hep kaldırım kenarında dakikalarca beklemiş çirkin erkeğimiz yeni bir şey fark eder. sevgilisi kaldırım kenarında durduğu an araba yol vermek için nefessiz durmuştur. sevgilisi ise duran o arabanın içindeki kişilere baş ile teşekkür etmiştir. ne oluyordur?
o an kadının kıyafetlerine bakar. eteği mi kısadır sanki? vücut hatları bellidir, evet, çok bariz şekilde. bu nedenle dikkat çekiyordur. oooo ne biçim kıvırtırıyordur ayrıca.
sonra toplu taşımaya binerler ve sevgilisi adımını attığı at iki erkek aynı anda kalkıp yer vermek ister.
tanıyor mudur acaba sevgilisi bu abazanları? kesin tanıyordur çünkü o zaman neden onu görür görmez ayağa fırlasınlardır?
sonra zaman geçer, bir bakar taksici dikiz aynasindan izliyor. bir bakar yanında sevgilisine laf atıldı. bir başka zaman duyar ofise isimsiz çiçekler gelmiş. az zaman sonra kız arkadaşı beni akşamları biri takip ediyor der, çok korkuyorum.
ve sonra kopuş gerçekleşir. koruma içgüdüsü ile aldatıldığına dair şüpheler çatışmaya başlar. sonra o büyük sevgisi ile aşağılık duygusunun verdiği nefret çarpışır. olan hem ona hem de hayatı dar ettiği sevgilisine olur.
ve oturur düşünür. benim bu kadından üstün olan neyim var? maaşım daha yüksek. o 3 bin alıyor ben 7 bin alıyorum. kadının olduğu her ortamda ezilen erkeğimiz kadına maddi şiddet uygulamaya başlar. benimle param için beraber oluyorsun der ve terk edilir.
canım benim bu nasıl bir bakış açısı, bu nasıl bir genellemedir diyecekler vardır. haklılar. ancak dilerseniz biz bu durumu sahiden güzel kadınlara soralım. çirkin bir erkekle beraber olup bu psikolojik şiddete uğramayan oldu mu? ancak rica ediyorum bu durumu ortalama güzelliğe sahip olup monica bellucci havasına sahip olan kişiler yalanlamasın. müthiş haklı çıkasım var şu an. bu keyfimin elinden alınmasını istemiyorum.
böyle saçını atışı ile milletin aklını alabilecek birkaç güzel kadın tanıyorum, çirkin erkekler tarafından sahiden çok üzüldüler. yakışıklı erkekler üzmedi mi? onlar aldatarak üzdü.
evet şu an erkek düşmani haline geldim yine. erkekler ölsün çığlıkları atarak gidiyorum buradan.
öncelikle kendini güzel buluyor bak nasıl yol yapıyor diye düşünecekler için söylüyorum, gay ya da translar hakkında yazınca bunu kendinizden mi bilip yazıyorsunuz? bakın gerildim görüyorsunuz. hiç yoktan aramız bozuldu. keşke böyle düşünmeseydiniz.
kısa çoğu erkek ondan daha uzun boylu bir kadınla beraber olmanın son derece gurur vereceğini iddia eder ancak o kadınların yanında yaklaşık 5 cm falan daha kısalır. kendine güvenmediği için duruş bozukluğu oluşur çoğunda. ancak sorsan yine uzun kadın tercih edeceğini iddia eder, yiğitliğe herhangi bir madde sürmez.
aynı şey güzel kadınlar ile beraber olmakla ilgili yine vardır. erkeğe göre bu gurur verici bir durumdur. bunu iddia eder.
ancak sonra sokağa çıkarlar. kadın sahiden güzelse çoğu erkeğin sevgilisine baktığını görür. adamlar ile kıyaslar kendini, ondan daha yakışıklı ya da daha uzun o erkekler ile. sonra karşıdan karşıya geçmek isterler, o güne kadar hep kaldırım kenarında dakikalarca beklemiş çirkin erkeğimiz yeni bir şey fark eder. sevgilisi kaldırım kenarında durduğu an araba yol vermek için nefessiz durmuştur. sevgilisi ise duran o arabanın içindeki kişilere baş ile teşekkür etmiştir. ne oluyordur?
o an kadının kıyafetlerine bakar. eteği mi kısadır sanki? vücut hatları bellidir, evet, çok bariz şekilde. bu nedenle dikkat çekiyordur. oooo ne biçim kıvırtırıyordur ayrıca.
sonra toplu taşımaya binerler ve sevgilisi adımını attığı at iki erkek aynı anda kalkıp yer vermek ister.
tanıyor mudur acaba sevgilisi bu abazanları? kesin tanıyordur çünkü o zaman neden onu görür görmez ayağa fırlasınlardır?
sonra zaman geçer, bir bakar taksici dikiz aynasindan izliyor. bir bakar yanında sevgilisine laf atıldı. bir başka zaman duyar ofise isimsiz çiçekler gelmiş. az zaman sonra kız arkadaşı beni akşamları biri takip ediyor der, çok korkuyorum.
ve sonra kopuş gerçekleşir. koruma içgüdüsü ile aldatıldığına dair şüpheler çatışmaya başlar. sonra o büyük sevgisi ile aşağılık duygusunun verdiği nefret çarpışır. olan hem ona hem de hayatı dar ettiği sevgilisine olur.
ve oturur düşünür. benim bu kadından üstün olan neyim var? maaşım daha yüksek. o 3 bin alıyor ben 7 bin alıyorum. kadının olduğu her ortamda ezilen erkeğimiz kadına maddi şiddet uygulamaya başlar. benimle param için beraber oluyorsun der ve terk edilir.
canım benim bu nasıl bir bakış açısı, bu nasıl bir genellemedir diyecekler vardır. haklılar. ancak dilerseniz biz bu durumu sahiden güzel kadınlara soralım. çirkin bir erkekle beraber olup bu psikolojik şiddete uğramayan oldu mu? ancak rica ediyorum bu durumu ortalama güzelliğe sahip olup monica bellucci havasına sahip olan kişiler yalanlamasın. müthiş haklı çıkasım var şu an. bu keyfimin elinden alınmasını istemiyorum.
böyle saçını atışı ile milletin aklını alabilecek birkaç güzel kadın tanıyorum, çirkin erkekler tarafından sahiden çok üzüldüler. yakışıklı erkekler üzmedi mi? onlar aldatarak üzdü.
evet şu an erkek düşmani haline geldim yine. erkekler ölsün çığlıkları atarak gidiyorum buradan.
devamını gör...