bim'in covid-19 açıklaması
güler misin ağlar mısın dediğim açıklama. demekki ortalıkta dolaşan bim'de covid aşısı satılacak söylemlerine inanan bir sürü insan var.
açıklama: www.instagram.com/p/CJgEwsh...
kaynak: tr.sputniknews.com/turkiye/...
açıklama: www.instagram.com/p/CJgEwsh...
kaynak: tr.sputniknews.com/turkiye/...
devamını gör...
uludağ sözlük
daha demin ilk girdiğim entrylere bakıp hayrete düştüğüm sözlüktür. neler neler olmuş, nerelerden nerelere gelmişim. kimleri sevmişim, kimler beni sevmiş. insan geçmişi çok farklı hatırlıyor. tekrar okuyunca hatalarını daha iyi anlıyor. anonim bir şekilde bir şeyler karalamama imkan sağladığı için minnettar olduğum sözlüktür kendisi. buradan zall'a tekrar teşekkür ediyorum.
devamını gör...
kız yurdunda yaşanan tuhaf olaylar
ambulansların çok sık gidip geldiğine inanırım. hakkaten nedir bu kadın milletindeki en ufak şeyde fenalıklar geçirip ayılıp bayılma merakı yaw. ben de üniv ilk yılı yurtta kalmıştım bir arkadaşla gece yarısı birbirimize bir daldık ikimizin de ağız burun darma dağın sonra güvenlik geldi barıştırdı. yönetimin bile kulağına gitmedi. bunlara biri bişe diyo hemen sinir krizleri.
devamını gör...
sürekli akp'yi ve akp’lileri aşağılamaya çalışmak
oğlum size emanet edilen çocukları kameraların karşısında ifşa eden zavallılarsınız.. yol yaptık deyip her gün geçmediğimiz yolun parasını bizden çalansınız.. bizden olmadık vergiler kesip yandaşın milyarlarca vergi borcunu sıfırlayansınız.. çocuklara tecavüz edip bir kereden bir şey olmaz diyensiniz.. daha sayayım mı ?
devamını gör...
demet akalın sözlüğe üye olsa kullanacağı nick
ahahahah güzel başlık dediğim,
bugün twitter da gördüm, watsup mesajları gizlilik olayı için birşey yazmış demet akalın, merak etme demiş birisi senlik bişey yok zaten biz zor anlıyoruz.
bugün twitter da gördüm, watsup mesajları gizlilik olayı için birşey yazmış demet akalın, merak etme demiş birisi senlik bişey yok zaten biz zor anlıyoruz.
devamını gör...
anıt sayaç
95 günde 66 kadın öldürüldü!
devamını gör...
keyif pezevengi
her zaman her şartta kendi keyfine önem veren kişiler için kullanıldığı gibi, yaptığı her işi başkasını imrendirecek şekilde yapanlar içinde kullanılır. bu tipler genelde gamsız dediğimiz tiplerdendir ve keyif onların vazgeçilmezidir. su bile içseler bunu öyle bir şekilde süslerler ki ulan adam sanki dünyanın en güzel şarabını içiyor dersiniz.
devamını gör...
haydar haydar
devamını gör...
bengaripsengüzeldünyaumutlu ile dünyadan uzak
sabah 8:15 vapurunda yı istiyorum sevgili uzun isimli dünyadan uzak isimli yazarım. ben 90'larda şımarık'taki fındıkkıran'ın anlamını bilemeyecek kadar küçüktüm ondan dinlemezdim bu şarkıyı. ama bu şarkı 9 5 işte çalışanlara gelsin istiyorum.
ayrıca mümkünse bilgisi olan arkadaşlardan 94 yılında çıkan şarkılardan da bir iki öneri isteyeceğim. biraz narsistlik belki ama doğduğum yıldı. ondan böyle merak ettim doğduğum yılda hangi şarkılar popülerdi.
edit: audiotest a acayipsin olduğunu belirtti 94'lü yıldaki şarkının. ben de az a acayip değilim bence kalbine toni morrison'u aşkın bedeli'ni sığdırabilen bir çörek olarak. o zaman ikinci bir şarkı hakkım varsa bunu da rica ediyorum sevgili uzun isimli yazarım.
ayrıca mümkünse bilgisi olan arkadaşlardan 94 yılında çıkan şarkılardan da bir iki öneri isteyeceğim. biraz narsistlik belki ama doğduğum yıldı. ondan böyle merak ettim doğduğum yılda hangi şarkılar popülerdi.
edit: audiotest a acayipsin olduğunu belirtti 94'lü yıldaki şarkının. ben de az a acayip değilim bence kalbine toni morrison'u aşkın bedeli'ni sığdırabilen bir çörek olarak. o zaman ikinci bir şarkı hakkım varsa bunu da rica ediyorum sevgili uzun isimli yazarım.
devamını gör...
kendi işini kendi halleden insan
lise birinci sınıftan beri ailemin üzerime bıraktığı olay. kimseye minnet eylemez, tek tabancıdır.
devamını gör...
hala açıp izlenen türk dizileri
bizimkiler.
devamını gör...
günaydın sözlük
günaydın sözlük! yoksa sende mi sabahladın ?
devamını gör...
parmaklıklar ardında
avlu'nun eski versiyonu. onun gibi uyarlama olmasına rağmen, gerçek bir hapishanede (meşhur sinop cezaevi) çekildiği ve sanat yönetimi daha gerçekçi olduğu için yapay bir havası yoktu. yine de senaryo olarak avlu daha güçlü.
nisan akman'ın yönetmen, feride çiçekoğlu'nun senarist olduğu, müziklerinde ilk sezonda kibariye'nin vokaldeyken sonraki bölümlerde kazım koyuncu'nun selimina'sının kullanıldığı dizide oyuncu kadrosu sıkça değişiyordu. istanbul dışında çekim yapmanın zorluğu muydu bu, cezaevinde çalışmak psikolojileri mi etkiliyordu yoksa sette başka sıkıntılar mi vardı (ki hatırladığım kadarıyla oyuncular uzun süre alacaklarını alamamıştı) bilmiyorum...
ilk sezonda genel olarak şu karakterler işlenmişti:
hayriye abla*: koğuş ağasının bile pek bulaşmadığı, saygı gören koğuş kıdemlisi. hemşireyken ötenazi yaptığı için ceza almış, daha sonra tahliye olsa da dışarıda yaşayamayıp tekrar ötenazi yaparak tekrar hapse girmiş.
nur ana*: koğuş ağası. tüm otoriterliğinin yanında uyuşturucu bağımlısı bir kızı vardır. kızının ölümünün ardından kocasını da vurur.
gülten*: canavar başgardiyan. astlarını habire ezer, öykünün geçtiği b2 koğuşundansa sevgilisi tahsin orada öldürüldüğü için nefret eder, sürekli kuyularını kazmaya çalışır.
aliye*: koğuşun refüzesi. başlangıçta nur anayla arası bozukken kardeşinin onun kızıyla beraber olması bir tür kader birliğine sürükler. sonraki bölümlerde yeni koğuş ağası ziynet'le de çok uğraşır.
suzan*: öğretmen. kocasından dayak yediği bir anda dayakçı kocasını bıçaklayınca hapse girer, ilk bölüm üstüne kuruludur. daha sonra ağır tahrik vs hükümleriyle yeniden yargılanırken koğuştan alınmıştı.
filiz*: koğuşun üçkağıtçısı, dışarıdan uyuşturucu getirip satar. ayrıca koğuşun ilk bölümden beri şüphelisi olduğu gardiyan tahsin'i öldüren odur.
beray*: namı diğer dağlar kızı, geniş bir kürt aşiretine mensup. ilk bölümlerde tam bir erkek fatma iken sonradan gardiyan cengiz'le tanışmaları ikisinin de hayatını değiştirir...
handan*: cezaevinin almanya'dan yeni gelen müdürü. iyi niyetli ve merhametli biri olmasına rağmen hep ofsayta düşer, özellikle aliye'nin oyuncağı olur.
cengiz*: handan'ın sağ kolu. o da sert bir gardiyandır, ama beray'la işi pişirdikleri zaman hayatı değişir...
doktor tarık*: hapishane doktoru, handan'ın sevgilisi. annesi hapiste öldüğü için kadın mahkûmlara hep şefkatle davranır.
ilk sezon özellikle gardiyan cinayeti ve bu karakterler üstüne şekillenmişti. derken sezon finalinde kumarhane baskınına benzer bir katliam yaşandı, nur ve gülten öldüler, yeni sezona böylece gidildi...
ikinci sezonda yukarıda sayılan karakterlerden sadece beray ve eski muhbir perihan* sonuna kadar gitti. diğer tüm mahkûmlar ya öldü, ya kaçtı, ya başka cezaevlerine sürüldü. idareciler de peyderpey değişti. bu sezon gelen karakterlerse;
ziynet*: parası ve otoriterliğiyle yeni koğuş ağası olur. eski bir fahişedir, ayrıca kesinlikle dokunamadığı, kızıyla yatmasına bile ses edemediği, torunuyla yatınca torununu öldürdüğü bir mafyatik dostu vardır. özellikle koğuşun kıdemlileriyle çok kapışır, otoritesini korkuyla kurar. sonradan eskilerle barış çubuklarını yakar.
kutsiye*: evlat katili, ayrıca üfürükçü. çok yobazdır, ayrıca gelir gelmez koğuşta analığa oynar, ziynet'le kapışır.
yasemin*: hayat kadını, ziynet'in düşmanı ve rakibi. ufak bir suçtan girdiği cezaevinde hızla yeni suçlar işler, ziynet'in kızını öldürmeye kadar varır.
ekrem*: yeni gardiyan. gülten gibi psikopat olmasına rağmen ondan daha sempatik biridir, komik kötü yani. yine de az kişinin sebebi olmadı hani...
savcı tansel*: gülten'in hamisi olan salih bey'in yerine gelen yeni savcı. selefi kadar içten pazarlıklı, sinsi ve ayrıca ekrem'in hamisi. defalarca görevden alındı, hapse bile düştü ama hep sıyrıldı...
ahmet kalafatçıoğlu*: soruşturma için cezaevine gelen müfettiş. geldiği gibi de handan hanımı görevinden alarak kendini müdür ilan eder, savcı hanımla sıkça kapışır. sinop'un en zengin ailelerinden birine mensuptur.
bu sezon da ziynet'in maceraları, aliye başta olmak üzere karakterlerin çıkış öyküleri, beray'ın cengiz'den hamile kalması, doğum yapması ve bebeğin babasını saklaması, derken ahmet bey'in maceraları üzerine kuruluydu.
üçüncü sezonda şarkıcı toprak*, bir mahkûmla resmen evlenen ilk personel olan gardiyan kemal* ve ahmet'in baba bir kardeşi, mafyatik küçük ahmet* katıldılar. bu sezon yüzde 90 ahmet üstüne kuruluydu, ayrıca üç bölümde bir şifahen değişen müdürler, eski müdürün bir mahkemeye bile vermemesi (her daim olmadık işlerden değiştirildikleri halde), müfettişin soruşturmayı unutup hapishane müdürü olması gibi mantık hatalarıyla doluydu. son bölümde de beray'ın kızını alıp hapisten çıkması dışında bir final yoktu, normal bir bölüm gibi bitti gitti.
nisan akman'ın yönetmen, feride çiçekoğlu'nun senarist olduğu, müziklerinde ilk sezonda kibariye'nin vokaldeyken sonraki bölümlerde kazım koyuncu'nun selimina'sının kullanıldığı dizide oyuncu kadrosu sıkça değişiyordu. istanbul dışında çekim yapmanın zorluğu muydu bu, cezaevinde çalışmak psikolojileri mi etkiliyordu yoksa sette başka sıkıntılar mi vardı (ki hatırladığım kadarıyla oyuncular uzun süre alacaklarını alamamıştı) bilmiyorum...
ilk sezonda genel olarak şu karakterler işlenmişti:
hayriye abla*: koğuş ağasının bile pek bulaşmadığı, saygı gören koğuş kıdemlisi. hemşireyken ötenazi yaptığı için ceza almış, daha sonra tahliye olsa da dışarıda yaşayamayıp tekrar ötenazi yaparak tekrar hapse girmiş.
nur ana*: koğuş ağası. tüm otoriterliğinin yanında uyuşturucu bağımlısı bir kızı vardır. kızının ölümünün ardından kocasını da vurur.
gülten*: canavar başgardiyan. astlarını habire ezer, öykünün geçtiği b2 koğuşundansa sevgilisi tahsin orada öldürüldüğü için nefret eder, sürekli kuyularını kazmaya çalışır.
aliye*: koğuşun refüzesi. başlangıçta nur anayla arası bozukken kardeşinin onun kızıyla beraber olması bir tür kader birliğine sürükler. sonraki bölümlerde yeni koğuş ağası ziynet'le de çok uğraşır.
suzan*: öğretmen. kocasından dayak yediği bir anda dayakçı kocasını bıçaklayınca hapse girer, ilk bölüm üstüne kuruludur. daha sonra ağır tahrik vs hükümleriyle yeniden yargılanırken koğuştan alınmıştı.
filiz*: koğuşun üçkağıtçısı, dışarıdan uyuşturucu getirip satar. ayrıca koğuşun ilk bölümden beri şüphelisi olduğu gardiyan tahsin'i öldüren odur.
beray*: namı diğer dağlar kızı, geniş bir kürt aşiretine mensup. ilk bölümlerde tam bir erkek fatma iken sonradan gardiyan cengiz'le tanışmaları ikisinin de hayatını değiştirir...
handan*: cezaevinin almanya'dan yeni gelen müdürü. iyi niyetli ve merhametli biri olmasına rağmen hep ofsayta düşer, özellikle aliye'nin oyuncağı olur.
cengiz*: handan'ın sağ kolu. o da sert bir gardiyandır, ama beray'la işi pişirdikleri zaman hayatı değişir...
doktor tarık*: hapishane doktoru, handan'ın sevgilisi. annesi hapiste öldüğü için kadın mahkûmlara hep şefkatle davranır.
ilk sezon özellikle gardiyan cinayeti ve bu karakterler üstüne şekillenmişti. derken sezon finalinde kumarhane baskınına benzer bir katliam yaşandı, nur ve gülten öldüler, yeni sezona böylece gidildi...
ikinci sezonda yukarıda sayılan karakterlerden sadece beray ve eski muhbir perihan* sonuna kadar gitti. diğer tüm mahkûmlar ya öldü, ya kaçtı, ya başka cezaevlerine sürüldü. idareciler de peyderpey değişti. bu sezon gelen karakterlerse;
ziynet*: parası ve otoriterliğiyle yeni koğuş ağası olur. eski bir fahişedir, ayrıca kesinlikle dokunamadığı, kızıyla yatmasına bile ses edemediği, torunuyla yatınca torununu öldürdüğü bir mafyatik dostu vardır. özellikle koğuşun kıdemlileriyle çok kapışır, otoritesini korkuyla kurar. sonradan eskilerle barış çubuklarını yakar.
kutsiye*: evlat katili, ayrıca üfürükçü. çok yobazdır, ayrıca gelir gelmez koğuşta analığa oynar, ziynet'le kapışır.
yasemin*: hayat kadını, ziynet'in düşmanı ve rakibi. ufak bir suçtan girdiği cezaevinde hızla yeni suçlar işler, ziynet'in kızını öldürmeye kadar varır.
ekrem*: yeni gardiyan. gülten gibi psikopat olmasına rağmen ondan daha sempatik biridir, komik kötü yani. yine de az kişinin sebebi olmadı hani...
savcı tansel*: gülten'in hamisi olan salih bey'in yerine gelen yeni savcı. selefi kadar içten pazarlıklı, sinsi ve ayrıca ekrem'in hamisi. defalarca görevden alındı, hapse bile düştü ama hep sıyrıldı...
ahmet kalafatçıoğlu*: soruşturma için cezaevine gelen müfettiş. geldiği gibi de handan hanımı görevinden alarak kendini müdür ilan eder, savcı hanımla sıkça kapışır. sinop'un en zengin ailelerinden birine mensuptur.
bu sezon da ziynet'in maceraları, aliye başta olmak üzere karakterlerin çıkış öyküleri, beray'ın cengiz'den hamile kalması, doğum yapması ve bebeğin babasını saklaması, derken ahmet bey'in maceraları üzerine kuruluydu.
üçüncü sezonda şarkıcı toprak*, bir mahkûmla resmen evlenen ilk personel olan gardiyan kemal* ve ahmet'in baba bir kardeşi, mafyatik küçük ahmet* katıldılar. bu sezon yüzde 90 ahmet üstüne kuruluydu, ayrıca üç bölümde bir şifahen değişen müdürler, eski müdürün bir mahkemeye bile vermemesi (her daim olmadık işlerden değiştirildikleri halde), müfettişin soruşturmayı unutup hapishane müdürü olması gibi mantık hatalarıyla doluydu. son bölümde de beray'ın kızını alıp hapisten çıkması dışında bir final yoktu, normal bir bölüm gibi bitti gitti.
devamını gör...
makarnaya en çok yakışan şey
sarimsakli yoğurt..
devamını gör...
grapon kağıtları
grapon kağıtları didem madak'ın yayımlanan ilk şiir kitabıdır ve belki de pek çoğumuzu hassas bir noktamızdan yakalayıp sarıp sarmalamıştır. ben de sözlükteki ilk başlığıma bu güzel kitabın en sevdiğim ve benim için anlamı derin olan şiiri ile başlamak istedim, özlemle.
- iris'in ölümü -
bugün kalbimi eski bir plak gibi
öyle çok tersine çevirdim ki
bazı şarkılar vardır
cızırtılı bir yağmur gününü anlatır
uzaklarda süren sarı yağmurluklu bir hayatı
deniz bazen kendini kaldırımlara fırlatır,
o zaman bir yavru yengece bakan
insanların şarkısı olurdu o şarkının adı.
keşke ismim iris olsaydı,
keşke ismim herkese
sarı yağmurluğuyla koşan hayatı anlatsaydı.
bazı şarkılar vardır
ellerim kocamanlaşır, tuhaflaşır
işte o ellerimle herkese
çamurlu şiirler uzatsaydım
hepsi çok kirli olsaydı tanrım!
bazı şarkılar vardır
kırmızı akşamsefalarını anlatır
karanlığın kalbinde yalnız açmanın acısını
komşu kadınların basma elbiseli konuşmalarını
geceyi onlar bahçeye taşırdı
ben ne zaman öleceğim tanrım!
sabah olunca mı?
keşke birkaç dakikayı ipek mendillere sarıp saklasaydım.
irileşen, gitgide irileşen ağaç gibi
ismi nedensizce iris oluveren bir ağaç gibi
şu odanın ortasında dursam,
saat kuleleri dökülürdü dallarımdan tanrım!
artık sarı yaprakların ölü olduğuna inanmıyorum.
bazı şarkılar vardır
kanatlarında yağmuru taşıyan kelebeği anlatır
kırmızı bir çakmak gibi neşeli ölmek olurdu
o şarkının adı,
ardında yalnızca nemli sigaralar bırakmanın acısı
keşke ismim iris olsaydı,
keşke ismimin bir anlamı olmasaydı.
herkes çıkarsın kalbini
o çirkin mücevher sandığından
ve herkes onu birbirine fırlatsın tanrım!
(bkz: didem madak).
- iris'in ölümü -
bugün kalbimi eski bir plak gibi
öyle çok tersine çevirdim ki
bazı şarkılar vardır
cızırtılı bir yağmur gününü anlatır
uzaklarda süren sarı yağmurluklu bir hayatı
deniz bazen kendini kaldırımlara fırlatır,
o zaman bir yavru yengece bakan
insanların şarkısı olurdu o şarkının adı.
keşke ismim iris olsaydı,
keşke ismim herkese
sarı yağmurluğuyla koşan hayatı anlatsaydı.
bazı şarkılar vardır
ellerim kocamanlaşır, tuhaflaşır
işte o ellerimle herkese
çamurlu şiirler uzatsaydım
hepsi çok kirli olsaydı tanrım!
bazı şarkılar vardır
kırmızı akşamsefalarını anlatır
karanlığın kalbinde yalnız açmanın acısını
komşu kadınların basma elbiseli konuşmalarını
geceyi onlar bahçeye taşırdı
ben ne zaman öleceğim tanrım!
sabah olunca mı?
keşke birkaç dakikayı ipek mendillere sarıp saklasaydım.
irileşen, gitgide irileşen ağaç gibi
ismi nedensizce iris oluveren bir ağaç gibi
şu odanın ortasında dursam,
saat kuleleri dökülürdü dallarımdan tanrım!
artık sarı yaprakların ölü olduğuna inanmıyorum.
bazı şarkılar vardır
kanatlarında yağmuru taşıyan kelebeği anlatır
kırmızı bir çakmak gibi neşeli ölmek olurdu
o şarkının adı,
ardında yalnızca nemli sigaralar bırakmanın acısı
keşke ismim iris olsaydı,
keşke ismimin bir anlamı olmasaydı.
herkes çıkarsın kalbini
o çirkin mücevher sandığından
ve herkes onu birbirine fırlatsın tanrım!
(bkz: didem madak).
devamını gör...
türkiye’nin girişine yazılması gereken söz
aşırı dozda cinsel açlık içermektedir.
devamını gör...
constantine
keanu reeves'ın başrolde oynadığı fantastik film.
küçük yaştan beri doğaüstü dünya ile irtibatı bulunan john constantine'in bir gizemli olayın peşine düşmesini anlatır. "i'm constantine. john constantine asshole" repliğiyle meşhurdur.
devamı çekilir diye çok bekledik ama olmadı.
küçük yaştan beri doğaüstü dünya ile irtibatı bulunan john constantine'in bir gizemli olayın peşine düşmesini anlatır. "i'm constantine. john constantine asshole" repliğiyle meşhurdur.
devamı çekilir diye çok bekledik ama olmadı.
devamını gör...
günaydın sözlük
günaydın sözlük...
ama öyle, mürşidini göz hapsine almış mürit gibi, elindeki avuç içi kadar ekranda, yeşilden kırmızıya, kırmızıdan yeşile dönen sayılara, sarsılmaz bir inançla hipnoz olmuş bir şekilde bakıp; maaşından arttırdığı 10 doları 10 bin dolar yapma hayalleri kurarken bir anda, ansızın, ne olduğunu bile anlayamadan dibi gördüğünüz kırmızı bir altcoin mumu ile tüm gününüzü berbat eden bir günaydın değil elbet...
kaldıraçlı bir işlemde 50x ile mutluluğunuzu katlayan bir günaydın...
peşinde koştuklarınızın sayısının arttığı değil, peşinizden koşanların sayısının arttığı bir günaydın...
müthişli bir günaydın...
ama öyle, mürşidini göz hapsine almış mürit gibi, elindeki avuç içi kadar ekranda, yeşilden kırmızıya, kırmızıdan yeşile dönen sayılara, sarsılmaz bir inançla hipnoz olmuş bir şekilde bakıp; maaşından arttırdığı 10 doları 10 bin dolar yapma hayalleri kurarken bir anda, ansızın, ne olduğunu bile anlayamadan dibi gördüğünüz kırmızı bir altcoin mumu ile tüm gününüzü berbat eden bir günaydın değil elbet...
kaldıraçlı bir işlemde 50x ile mutluluğunuzu katlayan bir günaydın...
peşinde koştuklarınızın sayısının arttığı değil, peşinizden koşanların sayısının arttığı bir günaydın...
müthişli bir günaydın...
devamını gör...

