duyulunca mutlu eden sözler
nasılsın ile başlayan, sevdiğim insanlardan gelen tüm hitaplar. *
devamını gör...
sarı kantaron
kaynatip tum ulkenin ustune dokmek istedigim bitkidir.
ayrica (bkz: kantaron yağı) bu bitkiden elde edilir. antiseptik ozelligi ile acik yaralari iyilestirmede kullanilabilir, kanama durdurur, yaralarin iltihaplanmasini engeller.
halk arasinda koca karı ilacı olarak da bilinir, iyi gelmedigi rahatsizlik yoktur.
ayrica (bkz: kantaron yağı) bu bitkiden elde edilir. antiseptik ozelligi ile acik yaralari iyilestirmede kullanilabilir, kanama durdurur, yaralarin iltihaplanmasini engeller.
halk arasinda koca karı ilacı olarak da bilinir, iyi gelmedigi rahatsizlik yoktur.
devamını gör...
kushimoto
japonya'nın güneyinde bir bölgedir. türk-japon dostluğunun en üst seviyede olduğu yerdir ayrıca. buraya gittiğinizde ve türk olduğunuzu söylediğinizde size karşı özel bir ilgi olacaktır. tabii ki bir hikayesi var. ilginizi çekeceğini düşündüğüm bu hikayeyi kısaca özetlemeye çalıştım, umarım beğenirsiniz.
hikaye 1890 yılında geçiyor. japon imparatoru meiji'nin, 2. abdülhamit'e hediyeler göndermesi üzerine osmanlı gelen hediye karşılıksız bırakılmaz anlayışı ile hediye göndermek isterler. bunun üzerine dönemin sahip oldukları en ihtişamlı ama bir okadar da yıpranmış ve eski bir gemi olan ertuğrul fırkateyni 655 mürettebat ile pruvasını japonya'ya çevirir ve yola koyulur. gemi birkaç kez yolda kalıp bakım görse bile en sonunda hedefe varmış ve hediye gönderilmiştir. 3 ay boyunca tokyo'da bekleyen mürettebat tam da japonya için tayfun ayları sayılan eylül, ekim aylarında bir geri gitme kararı alır. japonlar her ne kadar gitmemelerini, denizin bu aylarda tehlikeli olduğunu ısrarla söylemelerine rağmen tahmin edeceğiniz gibi kendi bildiğine yola koyulmuş gemi. aslında dönmekte bu kadar ısrarcı olma nedenleri ise tayfun döneminin bitmesini beklerlerse paralarının bitmesi, mürettebata yemek veremeyecek olmaları ve osmanlı'nın o dönemdeki zayıf parasal kaynaklarıydı. şimdi diyeceksiniz neden bize o kadar hediye gönderen japonya neden mürettebatın ihtiyaçlarını karşılamasın. sebebi bizimkilerin o kadar yol boyu hediye getirip yardım istemenin türk gururuna yakışmayacağını düşünmelerindendi. sonra gemi tokyo limanından ayrıldıktan 4 gün sonra kushimoto açıklarında tayfuna yakalanmış. bunun sonucu gemi pek fazla dayanamaz. gemi su almaya başlar. son anda bir deniz feneri görürler ve tam sürat ulaşıp kurtulmayı hedeflerlerken gemi o an görünmeyen kayalıklara oturur. kushimoto köyündekiler bu durumu görür ve canları pahasına denize atlar ve askerleri kurtarmak için yardım eder. son durumda 69 mürettebat kurtulabilmiş bunun yanında yardıma gelen bazı köylüler ve geri kalan mürettebat maalesef vefat etmişlerdir. bu olay üzerine kushimoto köyüne vefat eden askerler anısına anıt yapılmış ve bir türk müzesi kurulmuştur. ayrıca bu dostluğun bir göstergesi olarak mersin'de bir sokağa kushimoto sokağı adı verilmiş. dostluğun anısına bir başka somut örnek olarak türk hava yolları bir uçağına nostalji boyama yaparak adını kushimoto koymuştur. türk-japon dostluğunun en önemli hikayesidir kushimoto.
hikaye 1890 yılında geçiyor. japon imparatoru meiji'nin, 2. abdülhamit'e hediyeler göndermesi üzerine osmanlı gelen hediye karşılıksız bırakılmaz anlayışı ile hediye göndermek isterler. bunun üzerine dönemin sahip oldukları en ihtişamlı ama bir okadar da yıpranmış ve eski bir gemi olan ertuğrul fırkateyni 655 mürettebat ile pruvasını japonya'ya çevirir ve yola koyulur. gemi birkaç kez yolda kalıp bakım görse bile en sonunda hedefe varmış ve hediye gönderilmiştir. 3 ay boyunca tokyo'da bekleyen mürettebat tam da japonya için tayfun ayları sayılan eylül, ekim aylarında bir geri gitme kararı alır. japonlar her ne kadar gitmemelerini, denizin bu aylarda tehlikeli olduğunu ısrarla söylemelerine rağmen tahmin edeceğiniz gibi kendi bildiğine yola koyulmuş gemi. aslında dönmekte bu kadar ısrarcı olma nedenleri ise tayfun döneminin bitmesini beklerlerse paralarının bitmesi, mürettebata yemek veremeyecek olmaları ve osmanlı'nın o dönemdeki zayıf parasal kaynaklarıydı. şimdi diyeceksiniz neden bize o kadar hediye gönderen japonya neden mürettebatın ihtiyaçlarını karşılamasın. sebebi bizimkilerin o kadar yol boyu hediye getirip yardım istemenin türk gururuna yakışmayacağını düşünmelerindendi. sonra gemi tokyo limanından ayrıldıktan 4 gün sonra kushimoto açıklarında tayfuna yakalanmış. bunun sonucu gemi pek fazla dayanamaz. gemi su almaya başlar. son anda bir deniz feneri görürler ve tam sürat ulaşıp kurtulmayı hedeflerlerken gemi o an görünmeyen kayalıklara oturur. kushimoto köyündekiler bu durumu görür ve canları pahasına denize atlar ve askerleri kurtarmak için yardım eder. son durumda 69 mürettebat kurtulabilmiş bunun yanında yardıma gelen bazı köylüler ve geri kalan mürettebat maalesef vefat etmişlerdir. bu olay üzerine kushimoto köyüne vefat eden askerler anısına anıt yapılmış ve bir türk müzesi kurulmuştur. ayrıca bu dostluğun bir göstergesi olarak mersin'de bir sokağa kushimoto sokağı adı verilmiş. dostluğun anısına bir başka somut örnek olarak türk hava yolları bir uçağına nostalji boyama yaparak adını kushimoto koymuştur. türk-japon dostluğunun en önemli hikayesidir kushimoto.
devamını gör...
güne bir şiir bırak
ben ölünce, sevdiceğim,
hüzünlü şarkılar söyleme ardımdan;
güller dikme baş ucuma,
ya da koyu gölgeli bir selvi ağacı:
yeşil çimenler olsun üstümde
yağmurda ve çiyle ıslanan;
ve istersen, hatırla,
istersen unut.
görmeyeceğim gölgeleri,
hissetmeyeceğim yağmuru;
şarkısını duymayacağım
bülbülün, sanki acıyla söylediği:
ne çöken ne kalkan alacakaranlıkta
düşler görürken,
bakarsın hatırlarım,
bakarsın unuturum.
cin pazarı ve seçme şiirler, christina rossetti
hüzünlü şarkılar söyleme ardımdan;
güller dikme baş ucuma,
ya da koyu gölgeli bir selvi ağacı:
yeşil çimenler olsun üstümde
yağmurda ve çiyle ıslanan;
ve istersen, hatırla,
istersen unut.
görmeyeceğim gölgeleri,
hissetmeyeceğim yağmuru;
şarkısını duymayacağım
bülbülün, sanki acıyla söylediği:
ne çöken ne kalkan alacakaranlıkta
düşler görürken,
bakarsın hatırlarım,
bakarsın unuturum.
cin pazarı ve seçme şiirler, christina rossetti
devamını gör...
evli bir kadının kocasından başka bir erkeğe arkadaşım demesi
(bkz: ne diyem mahmut mu diyem)
devamını gör...
muse
ingiltere çıkışlı, matt bellamy adında falsetto solistiyle dinlenmeye değer “üst” rock grubu.
en özgün parçalarından birisi kaos teorisini anlatan butterflies and hurricanes’dir.
en özgün parçalarından birisi kaos teorisini anlatan butterflies and hurricanes’dir.
devamını gör...
sizin anınızı kendi anısıymış gibi anlatan arkadaş
"aa ne tesadüf aynısını geçen ben de yaşamıştım, hatta sana da anlattım" şeklinde cevap verilmesi gereken arkadaştır.
devamını gör...
yazarların itiraf edemediği şeyler
hiç bir şeyi iplemiyor gibi gözüksemde aslında önemsiyorum. 'hiç kimseden beklentim yok' diyorum ama 'keşke şunları yapsalar' dediklerim çok.
devamını gör...
timsah gözyaşı
timsahların tam olarak neden ağladığı hala gizemini korusa da bazı hipotezler ortaya atılıp gözlemler yapılmıştır. bunlardan bazıları:
- sinüslerden boşalan hava
- bell paralazisi (bell's palsy)'nden sonra fasiyal sinirin yeniden oluşması durumu
- uzun süre sudan uzak kalındığında gözlerin kurumaya başlaması
- yiyecekleri canlıyı yerken ağızlarını fazla açmaları veya hayvanın sertliğinden dolayı acı çekme durumu.
- sinüslerden boşalan hava
- bell paralazisi (bell's palsy)'nden sonra fasiyal sinirin yeniden oluşması durumu
- uzun süre sudan uzak kalındığında gözlerin kurumaya başlaması
- yiyecekleri canlıyı yerken ağızlarını fazla açmaları veya hayvanın sertliğinden dolayı acı çekme durumu.
devamını gör...
küfür etkisi yaratan ama küfür olmayan sözler
küfür
devamını gör...
yoldaş'la ev arkadaşı olsan yaşanacak diyaloglar
yoldaş: yemekte ne var?
ben: portakallı pekin ördeği.
yoldaş: tatlı?
ben: portakallı kek.
yoldaş: ulan uğraşma boşuna bana yaranmak için seni moderatör yapmayacağım.
ben: zıkkım ye!
yoldaş: kalbimiz seninle.
ben: portakallı pekin ördeği.
yoldaş: tatlı?
ben: portakallı kek.
yoldaş: ulan uğraşma boşuna bana yaranmak için seni moderatör yapmayacağım.
ben: zıkkım ye!
yoldaş: kalbimiz seninle.
devamını gör...
yazarların evcil dostlarının ismi
boncuk-sarı kuş köpeği (10 yaşında öldü.2014)
barış-alman kurduna benzer melez(8 yaşında)
savaş-kangal kırma(6 yaşında öldü.2018. diğer adı pati'ydi.)
hepsini yavruyken bakmaya başladım. yeni bir yavru artık düşünmüyorum.
ha bu arada tam evcil sayılmazlar köylüyüm ben bahçede bakarım.
barış-alman kurduna benzer melez(8 yaşında)
savaş-kangal kırma(6 yaşında öldü.2018. diğer adı pati'ydi.)
hepsini yavruyken bakmaya başladım. yeni bir yavru artık düşünmüyorum.
ha bu arada tam evcil sayılmazlar köylüyüm ben bahçede bakarım.
devamını gör...
kitap kulübü hikaye tamamlama yarışması
en absürt denemem ile katılacağım yarışmadır. heyecan var mı? evet ama hayır. birinci olacak mıyım? evet ama hayır.
devamını gör...
her şeye lanet edip küçük sahil kasabasında kerhane açmak
çoğu erkeğin emeklilik hayali. küçük, şirin bir sahil kerhanesi..
insanlar mutlu, çalışanlar huzurlu ve mutlu. susam sokağı ortamı var. egzos dumanı ile kirlenen metropollerde savrulmak ne kadar da yorucu.
dünyayı biz kirlettik. sıktık parfümü, bastık gaza. erittik buzulları. ayıptır be.
insanlar mutlu, çalışanlar huzurlu ve mutlu. susam sokağı ortamı var. egzos dumanı ile kirlenen metropollerde savrulmak ne kadar da yorucu.
dünyayı biz kirlettik. sıktık parfümü, bastık gaza. erittik buzulları. ayıptır be.
devamını gör...
evcil hayvan sahiplendiğinizde ailenizi nasıl ikna ettiniz sorunsalı
beni bile kabul ettiler, kedi kolay diyip götürmüştüm. kimse bu ne diye sormadı. sanki 10 yıldır bizle büyümüş.*
devamını gör...
evdekilere küsüp kızınca yapılanlar
yemeğe oturmamak. odada çürümek.
devamını gör...










