the damned united
tom hooper imzalı 2009 yapımı ingiliz sinema filmi. tabi öncelikli olarak bu filme dair söylenmesi gereken ilk şey şu olur; film futbolla ilgili. peki bu şerhi neden düştüm? efendim malumunuz olduğu üzere, futbol konuşmak, futbol üzerine bir şeyler yazmak ya da futbol müsabakaları izlemek entellere ve dahi dantellere göre değil. bu saydıklarımı yaptığınız andan itibaren entelektüel olma potansiyelinizi kaybediyorsunuz (!) isterseniz dünyadaki tüm bilgileri yalamış yutmuş olun ve bu bilgiler çerçevesinde insanlara ışık tutun, bunun hiç bir önemi yok. boş beleş adamsınız o kadar! futbol mevzubahisse o yuları çıkaracaksınız. pardon fular olacaktı. o yüzden olaya bu şekilde yaklaşan zevata önerim bu filmi izlemeyiniz olacaktır. bu film yerine amerikan sinemasının o muhteşem basketbol, beysbol, amerikan futbolu filmlerini izleyin ki, spor kültürünüz artsın (!)
işin özü şu ki; film ciddi anlamda saygı duyduğum ve karakter yapısını sevdiğim brian clough'un hayatından bir kesiti anlatıyor. bu adam bir futbol dâhisidir ve bunun gibi adamların sayısı cidden sınırlıdır. durun bir dakika ya, niye sayısı sınırlıdır diyorum ki? numerus clausus desem daha havalı olmaz mı? o f(y)ular bana yakışmaz mı? aman neyse işte bu adam da boş beleş bir adam netice de (!) düşünebiliyor musunuz? sırf bu yüzden kendisi için film çekilmiş, rezalete bakar mısınız? (!)
aslında benim için clough, nottingham forest demektir. çünkü benim kendisi ile tanışmam forest tarihini okurken gerçekleşmişti. sonrasında david peace'ın bu filme ilham olan kitabını da okuyunca, clough benim için özel bir yere sahip oldu. gerek film, gerekse kitap clough'un basamakları yeni yeni çıkmaya başladığı dönemleri anlatıyor ve işin en keyifli yanı bu dehanın basamaklardan yuvarlandığı anlara odaklanıyor. şöyle ki; clough, derby county'i ikinci ligden alıp tepe noktaya taşımıştı. işte bundan sonra leeds united ile anlaştı. leeds o dönemlerin en baba takımı. ama bu işi kemik kırarak başarıyor. sert takım anlayacağınız ve bu durum brian abimizin mantalitesine ters. iş bu yüzden leeds'in kendisinden önceki efsane teknik direktörü don revie'ye ve leeds'li topçulara resmen giydiriyor. bu filmde brian clough'un başarı getiren ama kendisinin ret ettiği bir mantalite ile savaşını izlemiş oluyorsunuz. michael sheen'in, clough'u muazzam şekilde canlandırdığını söylemem lazım. brian clough'un kendisi filmde oynasa ancak bu kadar olurdu. ingiltere futbol tarihinin en başarılı adamlarından birinin, başarısızlık öyküsünü izlemek ve buna rağmen geri adım atmadığını görerek düğmelerinizi iliklemek istiyorsanız bu filmi izlemenizde fayda var. aksi taktirde yakınından bile geçmeyin. hem f(y)ularlılar başarısızlık hikayelerini sevmezler. her ne kadar o başarısızlık hikayeleri sayesinde, başarı hikayeleri yazılıyor olsa dahi adamlar/kadınlar beğenmiyorlar işte yapacak bir şey yok.
brian clough ile tanışıp keyifli vakit geçirmeniz temennisiyle...
işin özü şu ki; film ciddi anlamda saygı duyduğum ve karakter yapısını sevdiğim brian clough'un hayatından bir kesiti anlatıyor. bu adam bir futbol dâhisidir ve bunun gibi adamların sayısı cidden sınırlıdır. durun bir dakika ya, niye sayısı sınırlıdır diyorum ki? numerus clausus desem daha havalı olmaz mı? o f(y)ular bana yakışmaz mı? aman neyse işte bu adam da boş beleş bir adam netice de (!) düşünebiliyor musunuz? sırf bu yüzden kendisi için film çekilmiş, rezalete bakar mısınız? (!)
aslında benim için clough, nottingham forest demektir. çünkü benim kendisi ile tanışmam forest tarihini okurken gerçekleşmişti. sonrasında david peace'ın bu filme ilham olan kitabını da okuyunca, clough benim için özel bir yere sahip oldu. gerek film, gerekse kitap clough'un basamakları yeni yeni çıkmaya başladığı dönemleri anlatıyor ve işin en keyifli yanı bu dehanın basamaklardan yuvarlandığı anlara odaklanıyor. şöyle ki; clough, derby county'i ikinci ligden alıp tepe noktaya taşımıştı. işte bundan sonra leeds united ile anlaştı. leeds o dönemlerin en baba takımı. ama bu işi kemik kırarak başarıyor. sert takım anlayacağınız ve bu durum brian abimizin mantalitesine ters. iş bu yüzden leeds'in kendisinden önceki efsane teknik direktörü don revie'ye ve leeds'li topçulara resmen giydiriyor. bu filmde brian clough'un başarı getiren ama kendisinin ret ettiği bir mantalite ile savaşını izlemiş oluyorsunuz. michael sheen'in, clough'u muazzam şekilde canlandırdığını söylemem lazım. brian clough'un kendisi filmde oynasa ancak bu kadar olurdu. ingiltere futbol tarihinin en başarılı adamlarından birinin, başarısızlık öyküsünü izlemek ve buna rağmen geri adım atmadığını görerek düğmelerinizi iliklemek istiyorsanız bu filmi izlemenizde fayda var. aksi taktirde yakınından bile geçmeyin. hem f(y)ularlılar başarısızlık hikayelerini sevmezler. her ne kadar o başarısızlık hikayeleri sayesinde, başarı hikayeleri yazılıyor olsa dahi adamlar/kadınlar beğenmiyorlar işte yapacak bir şey yok.
brian clough ile tanışıp keyifli vakit geçirmeniz temennisiyle...

devamını gör...
günaydın sözlük
sözlükcüm günaydın, birtakım sabahlama olaylarına el attık da.
zor bir geceydi ama güzel bitirdim.
mutluyum allah bin bereket versin yok len bu o değildi ama yine de versin.
şimdi yatmaya gidiyorum, uyandığımda her şey aynı şu şekil olsun, ne şekil?
yani işte mutluluğuma sebep olan şey devam etsin.
amin ya rabbil alemin.
zor bir geceydi ama güzel bitirdim.
mutluyum allah bin bereket versin yok len bu o değildi ama yine de versin.
şimdi yatmaya gidiyorum, uyandığımda her şey aynı şu şekil olsun, ne şekil?
yani işte mutluluğuma sebep olan şey devam etsin.
amin ya rabbil alemin.
devamını gör...
kız yurdunda yaşanan tuhaf olaylar
yan odada kalan insanı dışarıda görünce tanıyamamak. gece ve gündüz görünüşleri arasında ciddi uçurumlar oluyor bazen. ciddi anlamda tanınmayacak kadar.
ayrıca cinsel münasebetler.
"e ama bu da olmaz yahu?" dedirtecek kadar karmaşık ve anlamsız olaylar gerçekleşiyor. birkaç ayın sonunda duyacağınız her şeyi hazmedebiliyorsunuz. "olabilir" demeyi öğretiyor.
ayrıca cinsel münasebetler.
"e ama bu da olmaz yahu?" dedirtecek kadar karmaşık ve anlamsız olaylar gerçekleşiyor. birkaç ayın sonunda duyacağınız her şeyi hazmedebiliyorsunuz. "olabilir" demeyi öğretiyor.
devamını gör...
normal sözlük aşık atışması
ay canım greenlandım
bu övgü semaya taşır illiyetilezilyetini
bu sefer uyak kafiye arama..
en yakın zaman da senin için yazicam şiirimi..
bu övgü semaya taşır illiyetilezilyetini
bu sefer uyak kafiye arama..
en yakın zaman da senin için yazicam şiirimi..
devamını gör...
barnum etkisi
forer etkisi adıyla da bilinen, insanların hemen hemen her insana uyacak şekilde yapılan genel yorumları, kendileirne özgü şekilde algılaması ve bunlara yüksek puan verme eğilimi.
1948 yılında psikolog bertram forer öğrencileri için bir test hazırlar. bir kağıda bazı şeyler yazarak onlara dağıtır ve hepsinden, bu yazıların kendilerine ne kadar uyduğuna bakarak yazıyı puanlamalarını ister. yazı şudur:
--- alıntı ---
"başkalarının sizi beğenmesine, size hayran olmasına ihtiyaç duyuyorsunuz, ama aynı zamanda kendinize karşı eleştirel olmaya da eğilimlisiniz. kişiliğinizin bazı zayıf yönleri var ama genelde bunları telafi etmeyi başarıyorsunuz. kendi yararınıza çevirebileceğiniz halde kullanmadığınız önemli bir kapasiteye sahipsiniz. dışarıdan disiplinli ve öz güvenli görünürken, içten içe kaygılı ve güvensizsiniz. bazen doğru kararı verip vermediğiniz ya da doğru şeyi yapıp yapmadığınız konusunda kafanızda ciddi şüpheler uyanıyor. belli bir miktarda değişiklik ve farklılığı tercih ediyorsunuz; kısıtlamaların, sınırlandırmaların içinde kalmak sizi mutsuz ediyor. bağımsız bir düşünür olmakla gurur duyuyorsunuz ve başkalarının iddialarını tatmin edici kanıt olmadan kabul etmiyorsunuz. ama kendinizi başkalarına açarken çok açık, çok içten olmayı akıllıca bulmuyorsunuz. bazı zamanlar dışa dönük, sokulgan ve sosyalsiniz; bazı zamanlarsa içe dönük, sakıngan bir kapalı kutu oluyorsunuz. bazı çok gerçek dışı arzularınız var."
--- alıntı ---
puanlama 5 üzerinden yapılır ve sınıf ortalaması 4,26 çıkar. öğrencilerin çoğu bu anlatılanların kendisini tarif ettiğini düşünmüştür çünkü. oysa öğrencilere özel olarak ayrı ayrı değil 1 tane olarak yazılan ve dağıtılan bu metin, bir astroloji metninden alınmıştır. özellikle astroloji alanında sonradan benzer çalışmalar da yapılmış ve insanların bu tür şeylere inanma ve bunları kendilerine özel zannetme eğiliminde olduğu gösterilmiştir.
1948 yılında psikolog bertram forer öğrencileri için bir test hazırlar. bir kağıda bazı şeyler yazarak onlara dağıtır ve hepsinden, bu yazıların kendilerine ne kadar uyduğuna bakarak yazıyı puanlamalarını ister. yazı şudur:
--- alıntı ---
"başkalarının sizi beğenmesine, size hayran olmasına ihtiyaç duyuyorsunuz, ama aynı zamanda kendinize karşı eleştirel olmaya da eğilimlisiniz. kişiliğinizin bazı zayıf yönleri var ama genelde bunları telafi etmeyi başarıyorsunuz. kendi yararınıza çevirebileceğiniz halde kullanmadığınız önemli bir kapasiteye sahipsiniz. dışarıdan disiplinli ve öz güvenli görünürken, içten içe kaygılı ve güvensizsiniz. bazen doğru kararı verip vermediğiniz ya da doğru şeyi yapıp yapmadığınız konusunda kafanızda ciddi şüpheler uyanıyor. belli bir miktarda değişiklik ve farklılığı tercih ediyorsunuz; kısıtlamaların, sınırlandırmaların içinde kalmak sizi mutsuz ediyor. bağımsız bir düşünür olmakla gurur duyuyorsunuz ve başkalarının iddialarını tatmin edici kanıt olmadan kabul etmiyorsunuz. ama kendinizi başkalarına açarken çok açık, çok içten olmayı akıllıca bulmuyorsunuz. bazı zamanlar dışa dönük, sokulgan ve sosyalsiniz; bazı zamanlarsa içe dönük, sakıngan bir kapalı kutu oluyorsunuz. bazı çok gerçek dışı arzularınız var."
--- alıntı ---
puanlama 5 üzerinden yapılır ve sınıf ortalaması 4,26 çıkar. öğrencilerin çoğu bu anlatılanların kendisini tarif ettiğini düşünmüştür çünkü. oysa öğrencilere özel olarak ayrı ayrı değil 1 tane olarak yazılan ve dağıtılan bu metin, bir astroloji metninden alınmıştır. özellikle astroloji alanında sonradan benzer çalışmalar da yapılmış ve insanların bu tür şeylere inanma ve bunları kendilerine özel zannetme eğiliminde olduğu gösterilmiştir.
devamını gör...
fakirliğini tek cümleyle anlat
aylardır mutfak, faturalar, kedi maması ve kumu dışında bir şeye para harcayamadım.
devamını gör...
sevmek
o senden vazgeçse bile ondan vazgeçmemek.
sesini ona duyurmaya çalışmak.
sesini ona duyurmaya çalışmak.
devamını gör...
spetsin
(bkz: spetsialist).
devamını gör...
13 mayıs 2021 marta şimoni kilisesine saldırı
edit: başlık ve tanımım yüzünden özelden hakaret edenlere cevap vermeyeceğim, ben hristiyan olarak bu topraklarda yaşıyorum, bu insanlarda sizin yok saymanız umurumda değil.
arkadaşımın anne ve babası hürmüz ve şimoni diril bu köyde kayboldu, annesinin katledilmiş cesedi bulundu babası hala kayıp.
şırnak’ın beytüşşebap ilçesine bağlı kovankaya (meeri) köyünde bulunan marta şimoni kilisesi’ne kimliği belirsiz kişi ya da kişiler tarafından saldırı gerçekleştirildi. kilisede bulunan heykeller yere atılırken, tespihler dışarı atılı halde bulundu. yine hastaların şifa bulması dileğiyle asılan kumaşlar kiliseden çıkarılarak bir yamaçtan atılırken, kilisenin haçı da araziye atılmış bir şekilde bulundu
kaynak
arkadaşımın anne ve babası hürmüz ve şimoni diril bu köyde kayboldu, annesinin katledilmiş cesedi bulundu babası hala kayıp.
şırnak’ın beytüşşebap ilçesine bağlı kovankaya (meeri) köyünde bulunan marta şimoni kilisesi’ne kimliği belirsiz kişi ya da kişiler tarafından saldırı gerçekleştirildi. kilisede bulunan heykeller yere atılırken, tespihler dışarı atılı halde bulundu. yine hastaların şifa bulması dileğiyle asılan kumaşlar kiliseden çıkarılarak bir yamaçtan atılırken, kilisenin haçı da araziye atılmış bir şekilde bulundu
kaynak
devamını gör...
her şeyi kafaya takma sorunu
geceleri uyutmayan, gündüzleri uyandırmayan sorundur. mükemmelliyetçiliğin de bir bakıma sonucu olarak düşünülebilir. fakat hayatta her şey istenildiği gibi olmuyor.
devamını gör...
sözlük yazarlarının kendine ait sözleri
elbette insanın insana üstünlüğü yoktur da bana sorarsan bazıları daha alçak gibi.
devamını gör...
düğün yapmak istemeyen gelin
söz nişan düğün yapmadım diye bütün akrabalarımdan linç yemişliğim vardır insanların amann insan bi kere evleniyor kisvesi altında gösteriş yapma uğruna para saçmalarına ,sonra yıllarca borç ödeyip "allah allah biz evlenince neden mutsuz olduk yahu"algısına ayar oluyorum
devamını gör...
ıssız adaya düşsen yanına alacağın 3 şey sorusundan birine şarj makinesi diyen kız
diğer 2 cevabına göre mantıklı olabilecek cevaptır.
misal :güneş enerji ünitesi + telefon + şarj (çekmiyorsa da oyun oynar)
ya da : jeneratör + bilgisayar + şarj (çekme derdi olmadığından, oyun oynar)
hatta : jeneratör + şarjlı epilasyon cihazı + şarj (eninde sonunda kurtarmaya gelenlere babun gibi mi gözüksün)
misal :güneş enerji ünitesi + telefon + şarj (çekmiyorsa da oyun oynar)
ya da : jeneratör + bilgisayar + şarj (çekme derdi olmadığından, oyun oynar)
hatta : jeneratör + şarjlı epilasyon cihazı + şarj (eninde sonunda kurtarmaya gelenlere babun gibi mi gözüksün)
devamını gör...
sade yağ
tereyağın da yağını çıkartarak elde edilen, osmanlı mutfağında çok sık kullanılan yağ türüdür. köyleri gezen programın birinde, bir kilo tereyağdan 800-900 gram sade yağ çıkar diyorlardı.
peki sade yağ nasıl elde edilir, aşamaları nelerdir? sade yağ yapımı için 500 gram veya 1 kilogram tereyağını bir tencereye alın, kısık ateşte eritin. yağ eriyip kaynarken tortular dibe çökmeye, üstü de köpük köpük kabarmaya başlayacaktır. oluşan köpükleri bir süzgeç veya kaşıkla belirli aralıklarla alın. köpüklenme bitene kadar bu işlemi yapmaya devam edin. yaklaşık 1 saatin sonunda tortular tamamen dibe çökecek, su buharlaşacaktır. ocağın altını kapatın ve elde edilen yağı bir süre dinlenmeye bırakın. kısa bir süre sonra yağ, sarı bir renk alır. ardından dinlenen yağı sık dokulu bir bezden ya da tülbentten geçirip kavanoza doldurun ve buzdolabına koyarak donmasını bekleyin. sade yağınız hazır! cam kavanoz içerisinde, ağzı kapalı bir şekilde, buzdolabında bir yıl boyunca saklanabilir.
memento mori nickli yazarımızın ukdesidir.
peki sade yağ nasıl elde edilir, aşamaları nelerdir? sade yağ yapımı için 500 gram veya 1 kilogram tereyağını bir tencereye alın, kısık ateşte eritin. yağ eriyip kaynarken tortular dibe çökmeye, üstü de köpük köpük kabarmaya başlayacaktır. oluşan köpükleri bir süzgeç veya kaşıkla belirli aralıklarla alın. köpüklenme bitene kadar bu işlemi yapmaya devam edin. yaklaşık 1 saatin sonunda tortular tamamen dibe çökecek, su buharlaşacaktır. ocağın altını kapatın ve elde edilen yağı bir süre dinlenmeye bırakın. kısa bir süre sonra yağ, sarı bir renk alır. ardından dinlenen yağı sık dokulu bir bezden ya da tülbentten geçirip kavanoza doldurun ve buzdolabına koyarak donmasını bekleyin. sade yağınız hazır! cam kavanoz içerisinde, ağzı kapalı bir şekilde, buzdolabında bir yıl boyunca saklanabilir.
memento mori nickli yazarımızın ukdesidir.
devamını gör...
agora meyhanesi radyo yayını
paralel evrendeki yansımam umarım iyi işler yapıyordur. görürseniz ona selam söyleyin benden yani bana off kafalar şimdiden karıştı. iyi yayınlar diliyorum iyi iş çıkaracağınıza eminim.
devamını gör...
mensa fahişeleri
rivayete göre; mama'ları karşılaştırmalı edebiyat doktorası yapmış ünlü fahişeler.
bu söz konusu kadınlar, tıpkı mamaları gibi son derece entelektüel, okumuş etmiş, kültürlü tiplermiş. onları meşhur yapan özellikleri de buymuş. zira fazladan 200 dolar vererek dostoyevski'nin eserlerinden, dönemin edebiyat ve musikisinden, yahut proust'tan sohbet edebilecek kızlarla sevişmek mümkünmüş. kısacası gelen müşterileri entelektüel açıdan da doyuma ulaştırıyorlarmış.
işte woody allen'ın mensa fahişeleri adlı kısa öyküsünden bir kare:
bu söz konusu kadınlar, tıpkı mamaları gibi son derece entelektüel, okumuş etmiş, kültürlü tiplermiş. onları meşhur yapan özellikleri de buymuş. zira fazladan 200 dolar vererek dostoyevski'nin eserlerinden, dönemin edebiyat ve musikisinden, yahut proust'tan sohbet edebilecek kızlarla sevişmek mümkünmüş. kısacası gelen müşterileri entelektüel açıdan da doyuma ulaştırıyorlarmış.
işte woody allen'ın mensa fahişeleri adlı kısa öyküsünden bir kare:
devamını gör...