bu akşam ölürüm beni kimse tutamaç
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

aynen.
devamını gör...

21 aralıkta nar kırma ritüeli var bir de. narın bolluk, bereket, çoğalma ve doğruluğu temsil ettiğine inanıldığından 21 aralık akşamı evin içinde nar patlatılıyormuş. bir nevi batıl inanç ama zevkli olduğundan son birkaç senedir evimde gerçekleştirdiğim bir eylem. işe yaramadı diyemem.
devamını gör...

sevgili diyetisyenimin verdiği diyeti uygularken " amaaan kalorisi azdır" diyerek aldığım ama kalorisinin normal süt ile aynı olduğunu öğrendiğim rengi pamukşeker,tadı bal bir süt.

sonra dedim bunu ilk başlığımı açmak (büyük ihtimalle kimse yazmayacak veya okumayacak olsa da,çünkü araştırması bana çok zevkli geldiği için) istedim.

kimisinin sevgili bağırsakları laktozu eritecek laktaz enzimini üretemiyor ve vücutta sorunlar çıkıyor.
sütün içine ilave edilen laktaz enzimi laktozun içindeki glikoz ve galaktozu ortaya çıkartarak sütü sanki daha tatlıymış gibi hissettiriyor ve renginde sütün yağına bağlı olarak değişiklik yapıyor.
*

düzeltme:100 ml laktozsuz süt yaklaşık 44-45 kcal iken , normal süt 58-60 kcal değerindedir.
devamını gör...

en sevdiğim başlığa güzel bir eser bırakayım.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel jean-léon gérôme - pygmalion and galatea (c. 1890)
görsel kaynak: wikimedia

bu tablo, bir yunan miti olan pygmalion ve galatea'ın aşk hikayesini anlatıyor.
pygmalion, kıbrıs'lı bir heykeltıraş. kendini sanatına adamış ve başka hiç bir şeyi gözü görmüyor, kimseyi istemiyor. bir gün fildişinden kendisi için ideal bir kadın heykeli yapar. öyle mükemmel bir heykel yontar ki sonunda bu heykele aşık olur.
aşk tanrıçası afrodit adına düzenlenen bir festivalde adaklar adar ve ondan kendisine bu heykel gibi bir eş ister.
evine döndüğünde sarılıp heykeli öper ve heykelin dudaklarının sıcak olduğunu farkeder. afrodit dileğini yerine getirmiş, galatea'yı canlandırmıştır.

ressam, pygmalion'un heykeli öptüğü ve heykelin tam da canlanmaya başladığı anı resmetmiş, heykelin alt kısmı bembeyaz ve hala fildişi halindeyken üst kısmı canlanmaya başlıyor. sağda heykele atmak üzere olduğu okuyla eros'u görüyoruz. arkaplana da ayrıca bayıldım, dikkat çeken bir çok sanat eseri resmedilmiş.
kaynak
devamını gör...

fiyatı çok fazla onun yerine başka çikolata da alabilirsiniz .(bkz: torku)
devamını gör...

gözlerine derinden ne zaman baksam;
hep uzaklaşıp giden yalnız bir adam


metin altıok
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
bir miktar yıkıldım ama halledeceğim diyenler buyursun efendim. zira girift de birazdan acı ile baş etme yöntemleri konuşulacak. bende kendimi davet ettirmiş bulundum.

ne konuşuruz, nasıl konuşuruz bilemem. konular arasında psikolojik şiddet ve baskı da varmış. ama her an yayın basıp ;

- happy birthday ay...
şaka şaka, bu defa kesin grift olacak, konumuz bile var he hey. saat 21.00 de aykut ve kırk yama ile gerçekleştireceğimiz radyoya hepinizi bekleriz...
devamını gör...

içimde yıllardan kalma birikim,
bilmem ne zaman patlar.
devamını gör...

kızlar olarak özür dileriz erkeklerin aşırı yaratıcı mizahını yapamadığımız için.birbirimizin annesine sövüp güleceğiz bundan sonra...
devamını gör...

kafanın başından beri buradayım, ekşi yazarlığım da çok eskilere dayanır.
benim 2 arkadaşımın hesabı, kafa sözlük'ü övdü diye kapatıldı.
bunu da över övmez yapmadılar, sistematik olarak 1 hafta 10 gün kadar beklediler, bambaşka alakasız bir entry'i sebep göstererek uçurdular.
devamını gör...

“seni söylemenin ayıplandığı bir coğrafyaya direnirken kadraja yakalanan asil bir gülümsemedir, çehreme upuzun ve ısrarla astığım.”
devamını gör...

bir yaratıcı yazarlık kursunda edindiğim pratik. bir kelime beliliyorsun. saatini kuruyorsun ve altı dakika boyunca bilinç akışıyla yazıyorsun. mesela şu an deniyorum. kelime belirlemedim ama konu belli. bana çok faydası dokundu. yazmaya meraklı kişilere ciddi anlamda tavsiye edebileceğim bir pratik. *
devamını gör...

(bkz: bim kıyması)
devamını gör...

şöyle bir şeydir;

deneğimiz fazla araştırmamış, öğrenmemiş islam hakkındaki tüm bilgisi aile ve çevresinden öğrendikleriyle sınırlı (kısacası ülkemizdeki genel çoğunluğa hitap eden) bir müslüman olsun adına da tuğçe diyelim. bu kişinin bir de ordan buradan birkaç yazı okuyarak ateist olmuş bir arkadaşı olsun ve bunlar tartışsınlar. bizim müslüman olan arkadaşımız yani tuğçe hiç o zamana kadar sorgulamadığı için inandığı bazı şeylerin mantıksız olduğunu bu ateist arkadaşı sayesinde anlasın ve ateist olmaya karar versin.
başka bir gün ateist olan tuğçe müslüman bir kişiyle tanışsın. bu kişi hem tuğçe'den hem de onu ateist yapan diğer ateist arkadaşından yaşça büyük hem de bilgisi daha fazla diyelim. müslümanla tartışacak ve sorguladığı hemen her şeyin karşıdaki kişi tarafından altının doldurulabileceğini görmüş olsun. bu sefer tekrar müslüman olmaya karar verir. daha sonrasında ise karşısına kendisinden daha donanımlı bir ateist çıkar vs vs. bu şekilde devam edecektir.
yukarıdaki hayali örgüden farklı olarak bizler siyasi ve dini tutumlarımızı kolay değiştirmeyiz. mesela bizden daha donanımlı ve zıt fikirli birisi karşımızdaysa ya küfrederiz ya da çeşitli psikolojik savunma metodlarıyla söylediklerini kabul etmeme eğilimi gösteririz. eğer öyle olmasaydık ve sadece gerçeğe ulaşmak arzusunda olsaydık işte o zaman durumumuz yukarıdaki tuğçe ile aynı olacaktı. sürekli bizden daha donanımlı insanlar ya da bakış açıları karşısında rüzgarda savrulan bir yaprak gibi ordan oraya savrulacaktık. bunun nedeni inanç konusuna akıl ile yaklaşıldığı zaman kesin bir sonuca ulaşılamayacak olmasıdır. hem bir tanrıya inanan insanların cevap veremeyeceği pek çok "boşluk" vardır hem de ateistlerin cevap veremeyecekleri "boşluklar" vardır.

yukarıdaki kısım sadece akıl ile ilgili olan kısımdır bunun bir de vicdanla ilgili, hislerle ilgili duyuşsal kısmı vardır. zekanız size ne söylerse söylesin hisleriniz de bir taraftan konuşacaktır. ölüme karşı duygularınız ne söylüyor? ölen annenizin nerede olduğunu düşünmek istersiniz? varoluşa hangi pencereden bakıyorsunuz? tüm bunlar kişiden kişiye değişecek olan şeylerdir. işte agnostisizm kısaca bunu söyler. dine ya da dinsizliğe bakış, sayılamayacak kadar çok faktörün etkisindedir ve kişiden kişiye değişir. agnostik der ki; "madem kişinin karakterine göre, duygularına, zekasına, eğilimine, çevresine, kültürüne göre bu tercih şekillenecek. ( yani evrensel bir 2+2=4 durumu olmayacak) ben bir tercihte bulunmamayı tercih ediyorum."
*
devamını gör...

kahve.

kahveyi çok seven biri olarak söylüyorum bunu, yapmayın kahvenizi için ve susun. sabah kahve içmeden kesinlikle ayılamadığınızla, kahveyi saat yönünde karıştırmadan asla içemediğinizle falan kimse ilgilenmiyor.
devamını gör...

insanlar eşittir ama dövizi olanlar daha eşittir.
devamını gör...

bir leonard cohen şarkısı. 140journos'un coğrafya kader videosunda bir şekilde bahsinin geçmesiyle haberdar olmuştum. pek bir güzel sözleri var. şöyle kırpayım, derleyeyim işime geldiği kadarını:

"herkes biliyor zarların hileli olduğunu.
herkes biliyor savaşın bittiğini,
iyilerin kaybettiğini.
herkes biliyor dövüşün hileli olduğunu.
fakirin fakir, zenginin zengin kaldığını,
bu işlerin böyle yürüdüğünü,
herkes biliyor.

herkes biliyor geminin su aldığını.
herkes biliyor kaptanın yalan söylediğini.
herkeste bu hüzünlü duygular.

herkes biliyor felaketin
*** geldiğini.
herkes biliyor hızlıca yayıldığını.

herkes biliyor başının belada olduğunu.
herkes biliyor neler yaşadığını.

herkes biliyor."


orijinal ve tam sözleri için: musixmatch

dinleyelim:

devamını gör...

looney tunes demirbaslarindan; en tatli, en ukala, en sevimli ve en sevdigim karakteri.

bayilarak izlerdim, bir elimde havuc ile; hala izliyorum gerci*. trolluk kavraminin oncusu, aklini inanilmaz kullanabilen, her durumdan burnu bile kanamadan siyrilabilen ve surekli dalga gecen bir tip; insanin arayip da bulamadigi butun ozelliklerin yuklu oldugu cınım tavsan.

buralarin en buyugu o bir baska, bugs bunny bugs bunny cok yasa!

ps: yorgun ve bitkin hali bile asiri mincirilasi oldugu icin profilimi susluyor kendisi, full enerjiyle gorevimin basindayim; duyurayim istedim*.
devamını gör...


önemli olan kendinize yalan söylememeniz. kendi kendine yalan söyleyip, söylediği yalana inanan kimse sonunda işi kendi çevresindeki gerçekleri tanımamaya, bunun sonucu olarak da kendisine ve çerçevesindekilere saygı duymamaya dek vardırır.

(bkz: karamazov kardeşler)
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim