mağara alegorisi
uzun araştırmalarım sonucunda hakkında essay yazdığım alegori. essay'imi türkçeye çevirip zenginleştirmiştim sonrasında. hemen buraya da bir kısmını aktarayım:
platon'un ''devlet'' adlı eserinin 7. kitabında sokrates'in ağzından ortaya attığı alegoriye göre, bir grup insan doğduklarından beri mağarada yaşamaktadır ve dışarıdaki dünya hakkında hiçbir şey bilmemektedir. mağaranın içerisinde doğal ışık kaynağı olmadığından karanlıktır. mağaradaki insanlar ya da diğer bir adıyla tutsaklar, zincirle bağlandıklarından sadece bir ateşin önünden kendilerine gösterilen nesnelerin gölgelerini duvarda görmektedirler. bu tutsaklar sadece kendilerine gösterilen gölgeleri gördüklerinden bu gölgeleri gerçeklik olarak algılar. nihayet bir gün bir tutsak, zincirlerinden kurtulur ve mağarayı terk eder. dışarıdaki güneş gözlerini kamaştırır, tenini yakar.. ilk defa güneş ışığını ve onun aydınlattığı gerçek nesneleri görür çünkü. çiçekler, ağaçlar, kuşlar, kayalar... platon bu olayı şöyle açıklar ''daha öncesinde bu insan sadece gölgelere bakmaktaydı. şimdi ise oluşun gerçek doğasına yakınlaştı.''
zincirlerinden kurtulup gerçekliğe ulaşan bu insan geri mağaraya arkadaşları için döner ve gölgelerin aslında sahte olduğunu, dışarıda gerçeklikle inşa edilmiş, güneş ışığında parlayan gerçek nesnelerin, gerçekliğin olduğunu anlatmaya çalışır. mağaradaki arkadaşları bu gerçekliğe yani dışarı çıkan tutsağın dediklerine inanmazlar ve onunla alay edip onu öldürmeye çalışırlar...
bu alegoriye göre zincirini kıran ve hakikate ulaşan kişi filozofları, sorgulayan insanları temsil ederken mağaranın duvarına yansıyan gölgeler ise toplumda kabul edilen doğruları, belki de doğru görünümlü yanlışları, sahtelikleri simgelemektedir.
platon'un ''devlet'' adlı eserinin 7. kitabında sokrates'in ağzından ortaya attığı alegoriye göre, bir grup insan doğduklarından beri mağarada yaşamaktadır ve dışarıdaki dünya hakkında hiçbir şey bilmemektedir. mağaranın içerisinde doğal ışık kaynağı olmadığından karanlıktır. mağaradaki insanlar ya da diğer bir adıyla tutsaklar, zincirle bağlandıklarından sadece bir ateşin önünden kendilerine gösterilen nesnelerin gölgelerini duvarda görmektedirler. bu tutsaklar sadece kendilerine gösterilen gölgeleri gördüklerinden bu gölgeleri gerçeklik olarak algılar. nihayet bir gün bir tutsak, zincirlerinden kurtulur ve mağarayı terk eder. dışarıdaki güneş gözlerini kamaştırır, tenini yakar.. ilk defa güneş ışığını ve onun aydınlattığı gerçek nesneleri görür çünkü. çiçekler, ağaçlar, kuşlar, kayalar... platon bu olayı şöyle açıklar ''daha öncesinde bu insan sadece gölgelere bakmaktaydı. şimdi ise oluşun gerçek doğasına yakınlaştı.''
zincirlerinden kurtulup gerçekliğe ulaşan bu insan geri mağaraya arkadaşları için döner ve gölgelerin aslında sahte olduğunu, dışarıda gerçeklikle inşa edilmiş, güneş ışığında parlayan gerçek nesnelerin, gerçekliğin olduğunu anlatmaya çalışır. mağaradaki arkadaşları bu gerçekliğe yani dışarı çıkan tutsağın dediklerine inanmazlar ve onunla alay edip onu öldürmeye çalışırlar...
bu alegoriye göre zincirini kıran ve hakikate ulaşan kişi filozofları, sorgulayan insanları temsil ederken mağaranın duvarına yansıyan gölgeler ise toplumda kabul edilen doğruları, belki de doğru görünümlü yanlışları, sahtelikleri simgelemektedir.
devamını gör...
bir şey anlattığınızda bana ne diyen insan
her aradığında ya da yazdığında ya da bir araya geldiğinizde sürekli kendi aptal sıkıntılarını anlatıp candan bi "sen nasılsın" bile demiyorsa size çöp kovası muamelesi yapıyordur. oradan güzel tınılı bir "bane ne, ne anlatıyorsun" çekerek size fırlattığı çöpleri iade edersiniz, ondan sonra herkes kendi çöplüğüne. ohh mis.
devamını gör...
müslümanları ateist yapacak bilgi
müslüman oldukları daha iyi. cennet/cehennem olmasa, şu anki yaptıkları pisliklerin 100katını yaparlar. bilinçsiz insanlara ateistlik yaramaz.
devamını gör...
heves kırmak için yaratılmış insan
bu insanlar genelde kendileri bir baltaya sap olamadıklarından olanların da hevesini kırıp iç rahatlatırlar. ruh emiciler de denebilir. görüldüğü yerde koşarak kaçmanızı tavsiye ederim.
devamını gör...
hem atatürk'e hem erdoğan'a aşığım
bir tarafta at sırtında düşmanları yurdumuzdan püskürten gazi mustafa kemal atatürk, diğer tarafta ata bile binemeyen recep tayyip erdoğan...
çok saçma bir açıklama olmuş.
çok saçma bir açıklama olmuş.
devamını gör...
normal sözlük trolleri
trollük anlayışları sadece kadınlar ve din üzerinden olan gerksiz tiplerdir.
devamını gör...
sevilen şiirin en vurucu dizeleri
sokaktayım, kimsesiz bir sokak ortasında;
yürüyorum, arkama bakmadan yürüyorum.
yolumun karanlığa saplanan noktasında,
sanki beni bekleyen bir hayal görüyorum.
necip fazıl kısakürek
yürüyorum, arkama bakmadan yürüyorum.
yolumun karanlığa saplanan noktasında,
sanki beni bekleyen bir hayal görüyorum.
necip fazıl kısakürek
devamını gör...
seyit onbaşı
18 mart çanakkale zaferinde büyük rol oynamış savaşın gidişatını değiştirmiş şu zamana kadar da başlığı açılmamış kendisini hiç unutmayan güzel torunları olan onbaşıdır. savaştan sonra en azından adamı yüzbaşı albay felan yapsaydınız keşke.
devamını gör...
günaydın mesajı
yarı açık gözle okunan, güne keyifli başlatan mesajdır.
aynı zamanda gelsin de kimden gelirse gelsin durumu da mevcut.
aynı zamanda gelsin de kimden gelirse gelsin durumu da mevcut.
devamını gör...
nevermore (yazar)
doğum gününü en işten dileklerimle kutladığım yazar. işten evet. çok sever kendisi içten/işten ikilemini.
griezmann saçlarını kestirmiş, gelmiş bekliyor kendisini nevermore kayıp...
boşuna sormuyoruz nevermore nerdesin diye!
griezmann saçlarını kestirmiş, gelmiş bekliyor kendisini nevermore kayıp...
boşuna sormuyoruz nevermore nerdesin diye!
devamını gör...
utopia
2013-2014 senelerinde ingiliz channel 4'te yayınlanmış, (bkz: where is jessica hyde?) repliği ve daha bir çok detayı ile şahsım nezdinde unutulmaz, efsane düzeyine erişmiş dizi.
kadın, yaşlı, çocuk demeden leblebi gibi adam öldürülen, renk ve kadrajları ile kendine aşık eden dizi.
(bkz: fiona o'shaughnessy) gibi bir bebekle tanışmamı, tek taraflı da olsa çok çok sevmemi de sağlamıştır, kedi canını, kocaman gözlerini yerün senin. eved.
kadın, yaşlı, çocuk demeden leblebi gibi adam öldürülen, renk ve kadrajları ile kendine aşık eden dizi.
(bkz: fiona o'shaughnessy) gibi bir bebekle tanışmamı, tek taraflı da olsa çok çok sevmemi de sağlamıştır, kedi canını, kocaman gözlerini yerün senin. eved.
devamını gör...
ezberlenen en saçma şey
sabahçıyım okula gelmişim serviste
uyukalmışım arkadaşımla gezerken
mis gibi mis gibi kızartma kokuyor
mis gibi mis gibi kızartma kokuyor
oh oh çay da yanında
oh oh çay da yanında
kahvaltı sofrası tamam
ama benim karnım hala aç
eve gitsem de bir güzel kahvaltı yapsam
ding dan don
ahanda ahanda zil çaldı
ahanda ahanda zil çaldı
derse girmem gerek
kızartmayı unutmam gerek
çayı içmemem gerek
gerek gerek
allah allah gereeeeeeek
uyukalmışım arkadaşımla gezerken
mis gibi mis gibi kızartma kokuyor
mis gibi mis gibi kızartma kokuyor
oh oh çay da yanında
oh oh çay da yanında
kahvaltı sofrası tamam
ama benim karnım hala aç
eve gitsem de bir güzel kahvaltı yapsam
ding dan don
ahanda ahanda zil çaldı
ahanda ahanda zil çaldı
derse girmem gerek
kızartmayı unutmam gerek
çayı içmemem gerek
gerek gerek
allah allah gereeeeeeek
devamını gör...
faka basmak
faka basmak
fak : tuzak, kapan anlamındadır (bkz: tdk)
for example
fak-of : kapalı tuzak
what the fak are you doing : o tuzakla ne yapıyorsun
shut the fak up - o tuzağı kapat
fak : tuzak, kapan anlamındadır (bkz: tdk)
for example
fak-of : kapalı tuzak
what the fak are you doing : o tuzakla ne yapıyorsun
shut the fak up - o tuzağı kapat
devamını gör...
okullarda ders olarak okutulması gereken konular
elişi dersi verilmelidir. bir donem ev ekonomisi adı altında verilen bu derste düğme dikmeyi, etamin işlemeyi, makrome örmeyi, peluş oyuncak yapmayı, alçıdan kalıp çıkarmayı,
ev ekonomisi kurallarını vb bilgileri öğrenmiştik. şimdi diyebilirsiniz ki bunların her birinin envai çeşidi youtube da var, biz bu.derste ne öğreteceğiz ?
su sürekli duvardan duvara vurdugumuz z kuşağına imkan vermediğimiz için, destekleyip imkan saglamadigimiz için ogrenemediklerini öğreteceğiz.
her şeyin hazırını almaya alışmış, kullan at mantığı ile büyüyen bir nesil olmamak için,hayatın tost yiyerek ve test çözerek çürütülecek kadar basit olmadığını ogretmebilmek için, elinin emeğini verdiği şeyin ne kadar kıymetli olduğunu anlamak için, basit bir söküğü dikmek için terziye gitmesi gerekmedigini öğrenmek için bu ders birebir.
ev ekonomisi kurallarını vb bilgileri öğrenmiştik. şimdi diyebilirsiniz ki bunların her birinin envai çeşidi youtube da var, biz bu.derste ne öğreteceğiz ?
su sürekli duvardan duvara vurdugumuz z kuşağına imkan vermediğimiz için, destekleyip imkan saglamadigimiz için ogrenemediklerini öğreteceğiz.
her şeyin hazırını almaya alışmış, kullan at mantığı ile büyüyen bir nesil olmamak için,hayatın tost yiyerek ve test çözerek çürütülecek kadar basit olmadığını ogretmebilmek için, elinin emeğini verdiği şeyin ne kadar kıymetli olduğunu anlamak için, basit bir söküğü dikmek için terziye gitmesi gerekmedigini öğrenmek için bu ders birebir.
devamını gör...
immanuel kant
doğru eylemin objektif olarak belirlenebileceğini ve bunun "kategorik zorunluk" olarak adlandırdığı ahlaki kanuna uymak zorunda olduğunu vurgulamıştır.
devamını gör...
paralel evrenler kuramı
teorik fiziğin bir alanı olan çoklu evren hipotezleri içerisinde bir alt başlık olarak incelenebilecek olan, alternatif evren ya da alternatif gerçeklik gibi isimlerle de bildiğimiz, bilim kurgu filmlerden çıkmış gibi görünen hipotez.
basitçe, bu dünyada yapmaktan vazgeçtiğiniz tüm seçimleri ya da yaşamamayı seçtiğiniz şeyleri, başka evrenlerde yapıyor ya da yaşıyor olabileceğiniz fikri üzerine kuruludur. büyükbaba paradoksu gibi paradoksların çözümünde de kullanılır.
her ne kadar son yıllarda daha sık duysak da, insanlığa yabancı ve tamamen yeni bir kavram değildir bu. mesela hint mitolojisinde her biri kendi tanrısına sahip olan sonsuz sayıda evrenden bahsedilir. pers edebiyatında da benzer bir kavramdan söz edilmektedir.
basitçe, bu dünyada yapmaktan vazgeçtiğiniz tüm seçimleri ya da yaşamamayı seçtiğiniz şeyleri, başka evrenlerde yapıyor ya da yaşıyor olabileceğiniz fikri üzerine kuruludur. büyükbaba paradoksu gibi paradoksların çözümünde de kullanılır.
her ne kadar son yıllarda daha sık duysak da, insanlığa yabancı ve tamamen yeni bir kavram değildir bu. mesela hint mitolojisinde her biri kendi tanrısına sahip olan sonsuz sayıda evrenden bahsedilir. pers edebiyatında da benzer bir kavramdan söz edilmektedir.
devamını gör...
kimlik numarası ezberleme metotları
3 2 2 2 2 ile ezberledim.
devamını gör...
yazarların üzülünce yaptıkları şeyler
hiç bişey yapamayacak kadar yorgun düşmek.
devamını gör...
mahlastan cinsiyetin belli olması
pastirmalicorek ) duymasın.*
örnek veriyorum;
yazeminmiyiz, honki ponki, elma kurdu, pastirmaliçörek aklıma bunlar geldi şimdilik kim bunlara baksa kadın olduğunu anlar.
yazık oldu dağ gibi yiğide...*
örnek veriyorum;
yazeminmiyiz, honki ponki, elma kurdu, pastirmaliçörek aklıma bunlar geldi şimdilik kim bunlara baksa kadın olduğunu anlar.
yazık oldu dağ gibi yiğide...*
devamını gör...
