türkçe şarkı dinleyenlerin müzik zevkinin olmaması
haksızsın.
devamını gör...
dünyanın en muhteşem üçlüleri
mazhar,fuat,özkan
devamını gör...
let me down slowly
alec benjamin'in melodisi ve sözleri güzel olan bir şarkısıdır.
türkçe çeviri eşliğinde dinlemek isteyenler için:
sözleri şöyle:
this night is cold in the kingdom.
ı can feel you fade away.
from the kitchen to the bathroom sink and
your steps keep me awake
don't cut me down, throw me out, leave me here to waste.
ı once was a man with dignity and grace.
now ı'm slippin' through the cracks of your cold embrace.
so please, please.
could you find a way to let me down slowly?
a little sympathy, ı hope you can show me.
ıf you wanna go then ı'll be so lonely.
ıf you're leavin', baby, let me down slowly.
let me down, down, let me down, down, let me down.
let me down, down, let me down, down, let me down.
ıf you wanna go then ı'll be so lonely.
ıf you're leavin', baby, let me down slowly.
cold skin, drag my feet on the tile.
as ı'm walking down the corridor.
and ı know we haven't talked in a while.
so ı'm looking for an open door.
don't cut me down, throw me out, leave me here to waste.
ı once was a man with dignity and grace.
now ı'm slippin' through the cracks of your cold embrace.
so please, please.
could you find a way to let me down slowly?
a little sympathy, ı hope you can show me.
ıf you wanna go then ı'll be so lonely.
ıf you're leavin', baby, let me down slowly.
let me down, down, let me down, down, let me down.
let me down, down, let me down, down, let me down.
ıf you wanna go then ı'll be so lonely.
ıf you're leavin', baby, let me down slowly.
and ı can't stop myself from fallin' (down) down.
and ı can't stop myself from fallin' (down) down.
and ı can't stop myself from fallin' (down) down.
and ı can't stop myself from fallin' (down) down.
could you find a way to let me down slowly?
a little sympathy, ı hope you can show me.
ıf you wanna go then ı'll be so lonely.
ıf you're leavin', baby, let me down slowly.
let me down, down, let me down, down, let me down.
let me down, down, let me down, down, let me down.
ıf you wanna go then ı'll be so lonely.
ıf you're leavin', baby, let me down slowly.
ıf you wanna go then ı'll be so lonely.
ıf you're leavin', baby, let me down slowly.
türkçe çeviri eşliğinde dinlemek isteyenler için:
sözleri şöyle:
this night is cold in the kingdom.
ı can feel you fade away.
from the kitchen to the bathroom sink and
your steps keep me awake
don't cut me down, throw me out, leave me here to waste.
ı once was a man with dignity and grace.
now ı'm slippin' through the cracks of your cold embrace.
so please, please.
could you find a way to let me down slowly?
a little sympathy, ı hope you can show me.
ıf you wanna go then ı'll be so lonely.
ıf you're leavin', baby, let me down slowly.
let me down, down, let me down, down, let me down.
let me down, down, let me down, down, let me down.
ıf you wanna go then ı'll be so lonely.
ıf you're leavin', baby, let me down slowly.
cold skin, drag my feet on the tile.
as ı'm walking down the corridor.
and ı know we haven't talked in a while.
so ı'm looking for an open door.
don't cut me down, throw me out, leave me here to waste.
ı once was a man with dignity and grace.
now ı'm slippin' through the cracks of your cold embrace.
so please, please.
could you find a way to let me down slowly?
a little sympathy, ı hope you can show me.
ıf you wanna go then ı'll be so lonely.
ıf you're leavin', baby, let me down slowly.
let me down, down, let me down, down, let me down.
let me down, down, let me down, down, let me down.
ıf you wanna go then ı'll be so lonely.
ıf you're leavin', baby, let me down slowly.
and ı can't stop myself from fallin' (down) down.
and ı can't stop myself from fallin' (down) down.
and ı can't stop myself from fallin' (down) down.
and ı can't stop myself from fallin' (down) down.
could you find a way to let me down slowly?
a little sympathy, ı hope you can show me.
ıf you wanna go then ı'll be so lonely.
ıf you're leavin', baby, let me down slowly.
let me down, down, let me down, down, let me down.
let me down, down, let me down, down, let me down.
ıf you wanna go then ı'll be so lonely.
ıf you're leavin', baby, let me down slowly.
ıf you wanna go then ı'll be so lonely.
ıf you're leavin', baby, let me down slowly.
devamını gör...
dört günün sonunda biten evlilik
dört gün içinde bitmesi iyi olmuş, en azından kadını beş parasız ,yarı yolda bırakan ,bir mal kafadan ,çoluk çocuk olmadan kurtulmuştur.
kadının sevinmesi lazım.
kadının sevinmesi lazım.
devamını gör...
dünyanın en iyi film serisi
(bkz: the lord of the rings)
devamını gör...
gaza getiren şarkılar
devamını gör...
şaka maka online sayısının neredeyse 500 olması
büyüyoruz. giderek kalabalıklaşacak ve yalnızlaşacağız.
devamını gör...
dinlemekten bıkmayacağınız şarkılar
yıllardır aynı keyifle.
devamını gör...
kafa film serileri sözlüğün youtube kanalına yüklensin kampanyası
film yapmak istesem yapamayacağım için, ben de bu başlıkla elimi taşın altına koyup, bu kampanyayı başlatıyorum.
tabii ki filmleri yapan yazarların (bkz: mellisho) (bkz: kadıköy beyefendisi) (zamanla başka isimler eklenebilir bence) filmleri
(bkz: https://kafasozluk.com/b/th...)
(bkz: https://kafasozluk.com/b/th...)
(bkz: https://kafasozluk.com/b/go...)
tabii ki önce kendi izinleri alınarak, kabul edilirse sözlüğün youtube kanalına konmalı bence.
çok güzel düşünülmüş ve emek verilmiş işler. zamanla geride kalacaklarına, hem hatıra olur, hem de sosyal medya aracılığıyla sözlük reklamı olur mu olur.
not: asıl amaç reklam değil, tamamen "beğendiğim şeyleri daha fazla kişi beğensin" diye iyi kalbimle?! yapılmış kampanya.
tabii ki filmleri yapan yazarların (bkz: mellisho) (bkz: kadıköy beyefendisi) (zamanla başka isimler eklenebilir bence) filmleri
(bkz: https://kafasozluk.com/b/th...)
(bkz: https://kafasozluk.com/b/th...)
(bkz: https://kafasozluk.com/b/go...)
tabii ki önce kendi izinleri alınarak, kabul edilirse sözlüğün youtube kanalına konmalı bence.
çok güzel düşünülmüş ve emek verilmiş işler. zamanla geride kalacaklarına, hem hatıra olur, hem de sosyal medya aracılığıyla sözlük reklamı olur mu olur.
not: asıl amaç reklam değil, tamamen "beğendiğim şeyleri daha fazla kişi beğensin" diye iyi kalbimle?! yapılmış kampanya.
devamını gör...
ülkenin gayet güzel olduğu gerçeği
devamını gör...
sevgi günü
bu günü daha kapsamlı kutlamak adına günün 'sevgililer' şeklinde değil 'sevgi' günü olarak değiştirilmesi gerekliliğine inanıyorum. önce kendimizi severek başlıyoruz. biz kendimize değer verelim ki pozitif gücümüz tüm evrene yayılsın, kucak kucak mutluluk getirsin kalplerimize. şimdi en yakınınızda olmazsa olmazınız olan kişilerle gününüzü kutlayabilirsiniz gönül rahatlığıyla.
önce kendini sev
önce kendini sev
devamını gör...
goriot baba
le père goriot, türkçesiyle goriot baba kitabı honore de balzac'ın insanlık komedyası adlı eserinin ilk kitabıdır. önceden zengin olan ve daha sonra hayatında 2 kızından başka zenginliği olmayan goriot babanın bir pansiyona yerleşmesinden itibaren olaylar başlıyor. zengin olduğu dönemlerde kızları tarafından nasıl sevildiğini ve kabul gördüğünü ama daha sonra zenginliğinin bitmesi ile kızlarının ilgisinin de bittiği anlatılıyor. sadece kızları değil pansiyondaki diğer insanlar tarafından da aşağılanıyor çoğu kez. sessiz, yardımsever ve kibar olan goriot babanın kızlarına olan sevgisi, her şeyi kabul edici tavırları, kendisini onlara adaması en dikkat çekici nokta. bu ilgiye, sevgiye hiçbir zaman kızları layık olamıyor. bencillik, doyumsuzluk ve kendini adamışlık duygularını hissettiren hüzünlü bir hikaye.
--- alıntı ---
aynı masanın etrafında toplanan bu onsekiz kişinin arasında kolejlerde olduğu gibi türlü alaylara maruz kalan çaresiz biri vardı. bu biçare adam goriot baba'ydı. eğer bu topluluğun tarihi yazılacağı yerde, resmi çizilecek olsaydı bütün ışık bu adamın üzerinde toplanırdı. bu kinle karışık küçümsemenin, bu merhamete karışmış eziyetlerin, acılara merhamet göstermeyişin, bu en eski kiracıyı hedeflemesi acaba hangi tesadüfün eseri olabilirdi? bu duruma kendisi mi sebep olmuştu? bu sorular bir sürü toplumsal haksızlıklarla yakından alakalıdır.
zorluklara, alçakgönüllülükten, zaaftan ve kayıtsızlıktan dolayı tahammül eden insanları, her şeye katlanmak zorunda bırakmak belki de insan tabiatının bir gereğidir. gücümüzü bir insan veya bir şeyin karşısında ispat etmeyi hepimiz sevmez miyizi?
--- alıntı ---
--- alıntı ---
aynı masanın etrafında toplanan bu onsekiz kişinin arasında kolejlerde olduğu gibi türlü alaylara maruz kalan çaresiz biri vardı. bu biçare adam goriot baba'ydı. eğer bu topluluğun tarihi yazılacağı yerde, resmi çizilecek olsaydı bütün ışık bu adamın üzerinde toplanırdı. bu kinle karışık küçümsemenin, bu merhamete karışmış eziyetlerin, acılara merhamet göstermeyişin, bu en eski kiracıyı hedeflemesi acaba hangi tesadüfün eseri olabilirdi? bu duruma kendisi mi sebep olmuştu? bu sorular bir sürü toplumsal haksızlıklarla yakından alakalıdır.
zorluklara, alçakgönüllülükten, zaaftan ve kayıtsızlıktan dolayı tahammül eden insanları, her şeye katlanmak zorunda bırakmak belki de insan tabiatının bir gereğidir. gücümüzü bir insan veya bir şeyin karşısında ispat etmeyi hepimiz sevmez miyizi?
--- alıntı ---
devamını gör...
mendeley
elsevier'e bağlı, araştırma makalelerini yönetmek, paylaşmak ve bibliyografya oluşturmak için kullanılan bir referans yöneticisidir.
hem telefonda hem de masaüstünde indirerek kullanabilirsiniz. kendi bir hesabınız olacağından, başka bir bilgisayarda da mendeley hesabınızı açtığınızda kaydettiğiniz tüm makalelere erişebiliyorsunuz. kullanımı konusunda sorusu olan olursa seve seve yardımcı olurum.
hem telefonda hem de masaüstünde indirerek kullanabilirsiniz. kendi bir hesabınız olacağından, başka bir bilgisayarda da mendeley hesabınızı açtığınızda kaydettiğiniz tüm makalelere erişebiliyorsunuz. kullanımı konusunda sorusu olan olursa seve seve yardımcı olurum.
devamını gör...
yeni biriyle tanışmak
üşendiğim eylem.
ona kendini anlat, onu ilgiyle dinle. sonra bir an gelsin ve aslında sonsuz bir döngüde olduğunu anla. kısaca senaryo aynı, kişiler farklı. insan ister istemez sıkılıyor.
belli bir yerden sonra, zaten sıradan biriyle tanışmak istemiyorsunuz.
ona kendini anlat, onu ilgiyle dinle. sonra bir an gelsin ve aslında sonsuz bir döngüde olduğunu anla. kısaca senaryo aynı, kişiler farklı. insan ister istemez sıkılıyor.
belli bir yerden sonra, zaten sıradan biriyle tanışmak istemiyorsunuz.
devamını gör...
tom clancy's splinter cell
isminden de belli olduğu üzere, tom clancy romanlarından esinlenen oyun serisi. stealth shooter sevenler için hala dünyanın bir numarasıdır. 7 oyundan oluşur. serinin dünya çapında bir sürü fanı olmasına rağmen, enteresan bir şekilde 2013'den sonra devam oyunu çıkmamıştır. seriyi oluşturan oyunlar aşağıdaki gibi;
(bkz: tom clancy's splinter cell) (2002)
(bkz: tom clancy's splinter cell: pandora tomorrow) (2004)
(bkz: tom clancy's splinter cell: chaos theory) (2005)
(bkz: tom clancy's splinter cell: essentials) (2006)
(bkz: tom clancy's splinter cell: double agent) (2006)
(bkz: tom clancy's splinter cell: conviction) (2010)
(bkz: tom clancy's splinter cell: blacklist) (2013)
ayrıca eğer (benim gibi) "önüne geleni vur, yak yık, ortamın anasını becer" tarzında oyunlara alışıksanız (serious sam, quake vs vs..) başta çok ters gelen oyundur.
double cross oyuna başlar, gördüğü ilk düşmanı alnının çatından vurur.
telsiz: what the hell are you doing fisher! the mission is over.
lan lan?
double cross gizli olması gerektiğini öğrenmiştir.
terörist kampında gölgeler içinden gizli gizli yürürken bir fare osurur. nöbetçiler ayaklanır;
telsiz: jesus fisher! the mission is over.
bir yıldız kayar, nöbetçiler kıllanır;
telsiz: you are paid to be invisible fisher, the mission is over.
adama sabırlı olmayı öğreten stealt action oyunudur bu seri.
bu serinin pandora tomorrow olanındaki favori enstantane de;
kudüsteki bağlantımız olan mossad ajanıyla buluşunca, "ulan bunun kafasına sıksam bişey olur mu lan eheh" şeklinde bir düşünceden doğar.
ajan: şunu yapmalıyız, bunu yapmalıyız, şuraya gitmeliyiz, gölge ol kimse seni görmesin fişır, blablabla...
*bam!*
(ajan cansız yere yıkılır)
telsiz: lanet olsun fisher! görev sona erdi. seni birleşik devletlere sokabileceğimden bile emin değilim!
-the mission is over-
"you are out of your mind"
sırıtışı silinen dabıl kros: hım..
(bkz: tom clancy's splinter cell) (2002)
(bkz: tom clancy's splinter cell: pandora tomorrow) (2004)
(bkz: tom clancy's splinter cell: chaos theory) (2005)
(bkz: tom clancy's splinter cell: essentials) (2006)
(bkz: tom clancy's splinter cell: double agent) (2006)
(bkz: tom clancy's splinter cell: conviction) (2010)
(bkz: tom clancy's splinter cell: blacklist) (2013)
ayrıca eğer (benim gibi) "önüne geleni vur, yak yık, ortamın anasını becer" tarzında oyunlara alışıksanız (serious sam, quake vs vs..) başta çok ters gelen oyundur.
double cross oyuna başlar, gördüğü ilk düşmanı alnının çatından vurur.
telsiz: what the hell are you doing fisher! the mission is over.
lan lan?
double cross gizli olması gerektiğini öğrenmiştir.
terörist kampında gölgeler içinden gizli gizli yürürken bir fare osurur. nöbetçiler ayaklanır;
telsiz: jesus fisher! the mission is over.
bir yıldız kayar, nöbetçiler kıllanır;
telsiz: you are paid to be invisible fisher, the mission is over.
adama sabırlı olmayı öğreten stealt action oyunudur bu seri.
bu serinin pandora tomorrow olanındaki favori enstantane de;
kudüsteki bağlantımız olan mossad ajanıyla buluşunca, "ulan bunun kafasına sıksam bişey olur mu lan eheh" şeklinde bir düşünceden doğar.
ajan: şunu yapmalıyız, bunu yapmalıyız, şuraya gitmeliyiz, gölge ol kimse seni görmesin fişır, blablabla...
*bam!*
(ajan cansız yere yıkılır)
telsiz: lanet olsun fisher! görev sona erdi. seni birleşik devletlere sokabileceğimden bile emin değilim!
-the mission is over-
"you are out of your mind"
sırıtışı silinen dabıl kros: hım..
devamını gör...
kızılay'ın depo depo mal satması
ihtiyaç sahiplerine dağıtılması gereken onbinlerce adet mont, kazak, pantolon gibi giysileri semt pazarlarında satmakla suçlanan kişilerin tutuklanma hadisesi.
toplanan ürünlerin, türk kızılayı sancaktepe şubesi’nin eski koordinatörü emrah aytar’ın, pazarcılık yapan babası ismail hakkı aytar eliyle semt pazarlarında sattığı iddia edildi.
kaynak
toplanan ürünlerin, türk kızılayı sancaktepe şubesi’nin eski koordinatörü emrah aytar’ın, pazarcılık yapan babası ismail hakkı aytar eliyle semt pazarlarında sattığı iddia edildi.
kaynak
devamını gör...
2020 masterchef şampiyonu serhat
son yaptığı yemeğin lezzetini bilemem ama tabağın görünümü sunumu serhati şampiyonluğa götürmüştür. zaten ilk geldiği anlardan belliydi finale kalacağı.
devamını gör...
en güzel teoman şarkısı
tabiatım böyle.
devamını gör...
bay evet
ingilizce ismi yes man olan hayatında hiç bir şeyin güzel olmadığı, depresif durumdaki bir karakterin katıldığı bir seminerde her şeye evet demesiyle başlayan harika bir kendine geri dönüş hikayesi.
jim carrey sempatikliği ve oyunculuğu sizi filmin içindeymişsiniz izlemi veriyor.
kişisel gelişim kitaplarında ve birçok yerde bilinen bazı durumlarda hayır demeyi bilmek gerekir anlayışının tam tersi ancak zaten ana karakter daha sonradan anlıyor her şeye evet demenin olmasını istediği şeyler için olduğunu.
ara ara izlenebilecek, kanımca yay burcu insanlarını bir tık daha heyecanlandırabilecek film.
eğer hayatınızda hareket istiyorsanız, başlamak için ilk adım bu olabilir.
o zaman izliyor muyuz? evet (you have to say yes.)*
jim carrey sempatikliği ve oyunculuğu sizi filmin içindeymişsiniz izlemi veriyor.
kişisel gelişim kitaplarında ve birçok yerde bilinen bazı durumlarda hayır demeyi bilmek gerekir anlayışının tam tersi ancak zaten ana karakter daha sonradan anlıyor her şeye evet demenin olmasını istediği şeyler için olduğunu.
ara ara izlenebilecek, kanımca yay burcu insanlarını bir tık daha heyecanlandırabilecek film.
eğer hayatınızda hareket istiyorsanız, başlamak için ilk adım bu olabilir.
o zaman izliyor muyuz? evet (you have to say yes.)*
devamını gör...