kafa sözlüğün hediyesi olan kitaplar.
devamını gör...

en güvendiğin kişiden hiç beklemediğin anda kazığı yediğin an. geçmiş olsun artık sen o eski sen değilsin bir daha da olamazsın.
devamını gör...

tam olarak o hüznün içerisindeyim. eylül ayında hep çok durgun, melankolik olurum yine geldi o dönem. yaz sever bir insan olarak yazın bitişi beni üzüyor be ya.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

“millet ne der ,ne düşünür”diye fazla ciddiye aldığın gereksiz insanlar zümresi
devamını gör...

flaşşş flaşşş flaşşş...

elbarto benjamin nedenyahu'nun ekonomik tetikçisi mi?

evet değerli okuryazarlar; bugün sözlükte yaşanan bir takım gelişmeler üzerine ortaya çıkan bir şüpheyi sizlerle paylaşma gereksinimi hissettik. malumunuz olduğu üzere, bir ''pantera rozeti'' tartışmasıdır sürüp gidiyor. olayın gelişim sürecini incelediğinizde, bu olayın basit bir alım işlemi olmadığını anlıyorsunuz. öncelikle black rose immortal adlı yazarımız iyi bir reklam stratejisi ile ürünü tanınır hale getiriyor. pantera'yı severiz. sözlükte meşhur olması bizim açımızdan bir sıkıntı oluşturmuyor. ancak olayın derin güçlerin işi olması sebebiyle bu mevzuyu derinlemesine incelemek durumunda kaldık;

özellikle ürün insanların ilgisini çektikten sonra öldürücü hamle geliyor ve elbarto rozeti satın alıyor ve bu esnada da black rose immortal'ın mahlasının altında (bkz: kıskananlar çatlasın) diyerek fitili ateşliyor. işte bu süreçte gaza gelen masum yazarlar derneği üyeleri ı am melting lannn melting ve rahatsız mevzuya balıklama atlayarak, rozetleri alma gafletinde bulunuyorlar. böylece son dönemlerde durgunluğu ile dikkat çeken sözlük mağazası bir anda hareketleniyor. benjamin nedenyahu bu durumu büyük bir keyifle seyrediyor ve yine olan gariban sözlük halkına oluyor ! dişlerinden tırnaklarından arttırdıkları karmalarını hiç dinlemedikleri bir müzik grubunun rozetine harcayan arkadaşlar büyük bir travma yaşamaya başlıyorlar. aldığımız bilgilere göre ı am melting lannn melting bu süreç sonrasında çatıya çıkacak kadar şuurunu kaybetmiş ve 4-3-3 oynatan aykut'un yoğun ısrarları neticesinde kendisini boşluğa bırakmaktan son anda vazgeçmiş. aykut'un en nihayetinde hücum futbolu oynattığını gördüğümüz için de ziyadesiyle sevindiğimizi söylememiz lazım. böyle önemli bir mevzuda inisiyatifi eline alarak sözlüğü büyük bir beladan kurtarmış olması taktire şayan.

mevzunun zırt dediği noktaya geldiğimizde ise gördüğümüz manzara şu; elbarto'nun, benjamin nedenyahu ile anlaşarak ekonomik tetikçilik yapmak suretiyle sözlüğü manipüle ederek yarattığı tablo, büyük sosyal yaralara yol açmış gözüküyor. sözlük ekonomisini bu tarz ekonomik manipülasyonlarla kurtaramazsınız! sözlük mağazasının fiyatları almış başını gidiyor. orta ve dar gelirli yazarlar milletten borç istiyor, sözlük bankasından kredi dileniyor. bu küçük hamleler ancak size bir kaç günlük kazanç sağlar. sorunu kökten çözmeniz lazım. ama bu durumlar nedenyahu'nun umurunda bile değil. bu arada bu konu ile ilgili elbarto'nun ''bir ekonomik sözlük tetikçisinin itirafları'' adıyla bir kitap yazmaya başladığı da kulağımıza gelen bilgiler arasında. kendisi bu mevzuda faal nedamet getirmiş durumda. #1588830 numaralı tanımında kazık yediğini ve gaza geldiğini itiraf ediyor. ben ettim siz etmeyin diyor ama atı alan sanki üsküdarı geçmiş gibi duruyor.

sözlük yazarları vicdanlıdır. elbette elbarto'yu affederler. ama sorarım size; bu manzaraların oluşmasına sebep olan benjamin nedenyahu'yu ve acımasız yönetimini affetmek mümkün müdür?

evet değerli okuryazarlar yine ve yeniden büyük resmi gördüğümüz bir haberimizin daha sonuna geliyoruz. hoş kalın ve neden yahu diye sormayı asla unutmayın!

özgür basın susturulamaz! herkes susar biz neden yahu diye sorarız!

açık mert korkusuz anormal sözlük haber ajansı özel haberini okudunuz.

sürç-i lisan ettiysek af ola!
devamını gör...

rahatsızın bırakmasına şiddetle karşı çıkıyorum artık. ukde doldurasım geliyor bakarken rahatsızın ukdeleri görüp oracıkta ciğerimi bırakıp bir sigara yakıp çıkıyorum ukdeler bölümünden.
devamını gör...

köyümü özledim. buram buram doğallık kokar her taraf. deniz, yeşil bahçeler ve masmavi gökyüzü.. çakıllı köy yollarında fındık bahçelerinin arasında yürüyen bir adet ben.
devamını gör...

anadır, yardır, kardeştir, dosttur yüceltilmesi gerekilen varlıktır.

"kadın cinayetlerine ve kadına şiddete hayır" diyerek toplumsal farkındalık yaratalım.
devamını gör...

hipimiz giçminiz diyen angutlar da geldiğine göre dağılabiliriz.

aynen mq. açalım sınırları herkes girsin. ağzını açan da yabancı düşmanı şerefsiz zaten; sonuçta hepimiz moleküler halinde uzaydan geldik di mi amünyüm.

t: göçmen-mülteci-sığınmacı ayrımını bilmeyenlerin yazmamaso gereken başlık. daha bunun geçici ve uluslararası koruma zımbırtıları var ama onlara girmeye gerek yok; zaten yakında ülkeye giren çıkan belli olmayacak.
devamını gör...

başkasının ödevini yapıp kazandığım paradır. halbuki, ödevin parasal bir karşılığı yoktur. ödev, yapanın konuyu daha iyi anlaması için verilir.
devamını gör...

banyoda gözüme şampuan girmesi sonucu etrafı görememek ve bir katil tarafından öldürülmek. niye böyle saçma bir düşüncem var inanın bilmiyorum, halbuki izlediğim korku filmi sayısı 2'yi geçmez.
devamını gör...

para kimde ise o öder, çok dert etmeyin ailecek çıkmışsaniz zaten kim öderse ödesin baba ödemiş olur, diğer türlü yine erkek öder, z kuşağı herkes kendi hesabını öder.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

(bkz: o gemi bir gün gelecek ismail abi)
devamını gör...

yeni zelanda'da bütün iklim türleri görülür.

dört mevsimi gerçekten yaşayabilirsiniz diyebiliriz.
devamını gör...

yazmak, derdini anlatmanın biçimi, yazının biçimini de ne anlatacağın şekillendiriyor. palto, burun gibi eserlerinde derdini anlatmak için kullandığı absürt dil, mufettiş metninden ne kadar farklı. sanki kendi derdinde derinleştikçe, anlatmak için seçtiği dil de gerçeklerden o kadar kopmaya ve bir anlamda uçmaya başlıyor. ve tabiki gogol' un sonu, ne kadar trajik ve saçma. kendi derdinde kaybolan ve bunu anlatamayan güzel biri.
devamını gör...

yoldaş beni buldu.
devamını gör...

affınıza sığınarak belki onlarca saat anlattığım, üzerine yüzlerce sayfa okuduğum ve mütemadiyen yazdığım bir konu olan patriyarka ve kapitalizm ilişkisi üzerine elimden geldiğince kısa tutarak bu başlığa bir izah getirmek istiyorum.

patriyarka esasen erkek egemenliği olarak tarifleyebileceğimiz bir toplumsal örgütlenme, toplumsal ve sosyal bir sistemdir. temeli kadın ve erkekler arasında erkek lehine mütemadi bir ayrımcılık ve eşitsizliğe dayanır.

patriyarkanın binlerce yıllık bir geçmişi vardır, açık ve geniş tarifiyle patriyarka, mülkiyetin/devletin/iş bölümünün/ailenin/dinlerin doğduğu ilk ana kadar gider. ve patriyarka o günden bugüne kendini yeniden üreten ve bütün hayatımızı saran bir sistemdir.
örneğin kadınların evrimimiz henüz sürerken bir takım fiziksel aktivitelerden alıkonulması ve bedenlerinin ufalması sonucu dahi patriyarkaya dayanır.

patriyarka; cinsiyet temelli ezme ezilme ilişkilerininin, kadın beden, emek ve kimliği üzerinde erkekler tarafından kuruldan tahakkümün ve cinsiyet temelli eşitsizliklerin ana kaynağı olarak bugüne kadar kendini taşımıştır.
ayrıca patriyarka toplumsal cinsiyet normları (bkz: cinsiyet belası), dinler ve kültürel hegemonyasını empoze eden televizyondan sanata, sanattan eğitime bütün hayatı kapsayan ikna ve zor mekanizmaları ve devletler eliyle (bkz: devlet ve devrim) kendini sürekli yeniden üretir.

işte bu kadim zorbalık, kapitalizmin doğuşuyla bu yeni üretim tarzına eklemlenir. ve artık patriyarkal kapitalizm dediğimiz sistem karşımıza çıkar.

peki ne demektir kapitalizmle patriyarkanın "evliliği"?
kapitalizm, kendi temel dürtüsü olan sermaye lehine olabilecek olan bütün sosyal sistemleri kendisine katma eğilimi gereği, patriyarkayı burjuvazinin lehine olabilecek bütün yönleriyle kendisine katmış ve desteklemiştir. ve bu pek çok yönüyle kapitalizmi kuvvetlendirmiştir. konuyla ilgili şuraya tatlı ve anlaşılır bir yazı bırakayım da tanımım azıcık kısalsın.*
velhasıl kelam patriyarkal kapitalizm ya da kapitalist patriyarka, bir sistemdir ve hayatımızın her yerindedir. konu bir "tapınılma" meselesinden daha çok, somut durumun somut sonuçlarının görünmesidir.

erkekler; egemen oldukları ve ev içi ücretsiz emek başta olmak üzere, kadın, beden ve emeği üzerindeki tahakkümleriyle avantajlı ve daha "konforlu" yaşamlara kavuştuları için, kapitalizm ise kadınların ücretli ve ücretsiz emekleri üzerindeki sömürü silsilesiyle daha çok kar ettiği ve artı değer üretebildigi için asla ataerkiden vazgeçmek istemezler. (bkz: ailenin, özel mülkiyetin ve devletin kökeni)
bundan mütevellit bu erkekliğe tapınma hali olağan ve tutarlı bir sonuçtur.

peki bu silsile eğitimle, adaletle ve yahutta patriyarkal kapitalizmi yeniden üreten kanalların revize edilmesiyle çözülebilir mi? açık olmak gerekirse bu revizyonlar elbette kadınları güçlendirecek ve patriyarkal kapitalizmin zorbalığının tazyikini biraz olsun kesecektir. ama kesin çözüm mutlaka toplumsal devrimde düğümlenmektedir. feminizmin nihayi zaferi olmaksızın patriyarkadan kurtulmak mümkün değildir.
ayrıyeten, kapitalizmin üretim ilişkileri tamamen dağıtılmadan, yani siyasal devrim gerçekleşmeden, patriyarkadan temelli kurtulmak da mümkün olmayacaltır.
çünkü patriyarka ve kapitalizm ilişkisi dışsal ve yahutta taktiksel değildir, stratejik, organik ve içseldir. (bkz: sosyalist feminizm)

velhasıl ataerkil sisteme tapılması, nesnel bir sonuçtur. ve patriyarkal kapitalizmin yarattığı insan ve üretim ilişkilerinin olağan bir sonucu olarak geniş perspektifte kavranmalıdır. ancak bu noktada kavramalarımız inşa edeceğimiz çözümlere hakiki dayanaklar oluşturabilecektir.

dip not: bu tanım boyunca tariflenen tahliller çoğunlukla sosyalist feminist perspektifle kaleme alınmıştır. niyetim başka feminizmlerin, tahlillerini yok saymak değildir.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim