umut. umudu kaybettikten sonra geriye pek bir şey kalmaz doğrusu.
devamını gör...

hepsinin olmasa da büyük bir kısmının düşüncelerinin altında, yarın doğacak çocukların ortalıkta perişan olmayacağından emin olma isteği yatar. siz kadın olsanız, çocuk yapma ve bakma sorumluluğu sizde olsa, çocuğun eve gelip "anne, öğretmenim şunu bunu istedi" demesiyle ilk muhatap olacak kişi siz olsanız, bir de mesela kocanız çalışmanıza izin vermese ne isterdiniz? fakir bir kocayla hep birlikte sürünmek mi?

bu arada işsiz, fakir adam çoğunlukla agresif olur. aç kaldığınız yetmez, bir de üzerine dayak yerdiniz.

yok mu sırf hava atmak için isteyen? tabii ki var ama herkesin derdi o değil.

benim hiç öyle zengin sevgili ya da koca hayalim olmadı bugüne dek ama insanların bir şeyi isteme nedenlerinin çok çeşitli olabileceğini bilecek kadar yaşadım bu dünyada. at gözlüğüyle bakmayın bazı konulara derim naçizane.
devamını gör...

kendisine stalk butonunu gösterdiğimde 500 karma puanıyla tık diye gizlilik satın alan sevgili yazar arkadaşımız.
oysaki onu stalklamak en büyük zevklerimdendi.... kınıyorum.
her şey bi yana çok çalışkan bir insan.*
kitap okuma aşkıyla, bilgi birikimiyle takdir edilesi.
hep böyle kal sevgili ıvanmılınskı...
devamını gör...

iphone da bir devrim niteliğinde olduğu için devrimci gibi devrimcidir. yaşasındır. var olsundur. allah allahtır.

bu tanım iphone aracılığıyla gönderilmiştir.
devamını gör...

(bkz: ragnarok)
devamını gör...

ingiliz psikanalizci ve yazar. alzheimer hastalığı hakkında farklı bir bakış açısı var. bkz #267563
devamını gör...

burada da kendileri gibi değillerse çok büyük sıkıntı var demektir.
mahlasla yazıyorum tanıyan kimse yok. burada da içimi dökemeyeceksem nerede dökeceğim?
devamını gör...

erlik, kurtlar vadisi dizisini müthiş analiz eden, sosyal medya fenomenlerini eleştiren, 140journos yerden yere vuran youtube kanalı, karşısında önümü iliklerim
devamını gör...

başkalarının beğenisini kazanmak için yapılmasını yanlış bulduğum eylemdir. herkesin kilosuna kimse karışamaz sonuçta.
devamını gör...

"elleriniz ne kadar soğuktu" dedim.
tereddütsüz cevap verdi: "ısıtın!" ve her ikisini birden uzattı.
sabahattin ali / kürk mantolu madonna
devamını gör...

mavi önlüğün üzerine kolalı dantel yakalık takıp, mahalledeki diğer çocuklarla köşebaşında buluşup okula yürümekti 90'lar. arada aile albümümüze bakıyorum, babamların zamanında okul önlükleri siyahmış mesela. fotoğraflar da öyle tabii. albüm demişken; karton kapaklı, cırt cırt jelatinleri nazikçe kaldırarak fotoğrafları albümün yapışkan yüzeyine yerleştirmek de yine 90’lara özgü bir başka güzellikti. benim en ilginç, en saçma pozları verdiğim fotoğraflar da hep bu albümlerde. bir poz hakkın var çünkü, şimdiki gibi dijital değil ki beğenmediğini silesin, güzel çıktın çıktın.
okuldan gelince sırt çantasını olduğu gibi bir köşeye fırlatıp televizyonun karşısına geçip deliler gibi akşam kuşağı çizgi filmlerini izlemek, bir nesli dolarla tanıştırıp zenginlik hayalleri kurduran richie rich, geçtiğimiz yıllarda evden bile çıkmayan asosyal tipleri sokağa döken efsane pokemon, jetgiller.
yayınlandığı döneme damgasını vurmuş, barış manço’nun adam olacak çocuk programı, süheyl-behzat uygur kardeşlerle şahane pazar ve sonrasında yapılan pazar banyosu. bunlar benim şu an aklıma gelenler.

o yıllara ait anılar şu an salak salak gülümsetse de beni; her şeyiyle çok güzeldi 90'lar. hepimizin anılarını bir araya toplasak oldukça kalın ciltli bir kitap olurdu eminim.
devamını gör...

tanımlarımla destekleyeceğim etkinlik. hoş o kadar kitap, film ve bilgi girdisi yapan yazarların yanında kaplumbağa misali kalacağım ama olsun, en azından bu uğurda çabaladım derim*.
teşekkürler sözlüğün kanatsız savaşçıları.
devamını gör...

2005 yılında ankara’da (dr. gülseren budayıcıoğlu, prof. dr. cengiz güleç, prof. dr. ayşe yalın, dr. mehmet akif sayılgan) tarafından kurulmuş olan “sgk” anlaşmalı ilk psikiyatri merkezidir.

kurucu kadronun iki isminin popülerliği yıllar geçtikçe artmıştır. özellikle, dr. gülseren budayıcıoğlu’nun yazdığı kitapların birçoğu uzun süredir “çoksatanlar” listesinde bulunmaktadır. bu kadın, kısa süre önce acun ılıcalı ile anlaşarak, yazdığı kitaplardan bazılarının televizyon formatına uyarlanıp tv 8’de iki farklı dizi olarak yayınlanmasına öncülük etmiştir. aslında, budayıcıoğlu’nun yazdığı kitapların çok sattığını gören acun, kendisine oltayı atmıştır avami tabirle söylersek.
budayıcıoğlu’nun bilimsel literatürle pek arası yoktur. daha çok, havadan sudan konuşan ve yeri geldiğinde gençlere “nasihat eden” bir teyze izlenimi uyandırmaktadır.

budayıcıoğlu kadar olmasa da popüler olan diğer kurucu ise prof. dr. cengiz güleç’tir.
güleç, dsp’nin eski vekillerinden biridir. merve kavakçı’nın meclise türbanla geldiği için linç edildiği gün, onu yuhalayanlardan biri de kendisiydi. kavakçı her ne kadar provokatif bir eyleme imza atmış olsa da, vekillik yapan bir akademisyenin bir kadını linç eden güruha destek vermesi doğru değildir. nitekim kendisi de yaptıklarından pişmanlık duyduğunu söyleyerek özür dilemiştir yıllar sonra.
güleç’i, trt okul kanalında yayınlanan: “ne diyoruz ne anlıyoruz” isimli programdan da hatırlayanlar olacaktır.
devamını gör...

"zira, "yeter ki erdoğan gitsin, kürdistan kurulsa da olur" kıvamına geldiler." denmiş. utanma olmayınca oluyor böyle şeyler.

yerel seçimleri kazanmak için;
* apo mektubu okuyan zaten muhalefet idi,
* kırmızı bültenle aranan teröristi, devlet kanalına çıkaran muhalefetti zaten.

aynı iğrenç iftiraları ankara içinde atmışlardı. ankara da chp kazanırsa, teröristler sayaç okuyacak diye.
aynı rezil iftiraları istanbul içinde atmışlardı. istanbul da chp kazanırsa, ispark hdp'ye teslim edilecek diye.

niye ??. çünkü bu iki yeri kaybedeceklerini biliyorlardı. şimdi de türkiye'yi kaybedeceklerini anlamış ve yine aynı iftiraları saçıyorlar.

nafile çaba. istediğiniz kadar debelenin. (bkz: gidicisiniz).

ayrıca dursun çiçek tam bir ulusalcıdır. 1 senedir kılıçdar ve chp'ye, akp ağzı ile sataşmaktadır. zaten cnn türk denen akp kara propaganda kanalına çıkması, niyetini belli ediyor.
devamını gör...

12 eylül döneminde kapatılan chp (cumhuriyet halk partisi) yeniden açıldı. shp'den ayrılan antalya milletvekili deniz baykal, 25.olağan kurultay sonrası 679 oyla chp genel başkanı oldu.
devamını gör...

şimdi allah başlığına bakıyordum da birden aklıma geldi. bu tabii ki sadece bir örnek. ama bu tür uç başlıklara yazılan uç entryler çılgınlar gibi eksi yağmuruna tutulacak gibi geliyor.
yazarlar bir ellerinde kırbaç diğer ellerinde eksi butonu ile erol taş benzeri bir gülüş eşliğinde eksi verir gibime geliyor. haydi hayırlısı canlar.
devamını gör...

kutlamalarda kullanılan, doğaya ve canlılara zarar veren icat.

havai fişeğin içinde bir fitil ve bunun ateşlediği barut ile ikincil bir fitil ve kimyasallar bulunur. barut ateşlendiğinde fişek yükselir. ikincil fitil ise fişeğin yükselmesinden sonra kimyasalları ateşler. böylece havai fişeğin meşhur pırıltılı, gösterişli görüntüsü ortaya çıkar. bu görüntüde hangi renklerin hangi sırayla ortaya çıkacağı, kimyasalların fişek içerisindeki yerleşim sıralamasına ve bileşimine göre değişir.
devamını gör...

inanmayan kişi edebi azapla tehdit ediliyor, buna karşın ondan saygı duyması isteniyor. biraz fazla ironik değil mi sizce de?
devamını gör...

şok marketten merak edip muz suyu gibi bişi aldım, hayatım boyunca içtiğim en kötü şey olabilir.
devamını gör...

makine mühendisliği bölümünün en belalı iki dersinden biridir.diğeri için (bkz: akışkanlar mekaniği)

dört tane yasası vardır.sıfırıncı yasa hikayesi nedeniyle ilginçtir.

termodinamiğin sıfırıncı yasası
bilindiği gibi sayma sayıları birden başlamaktadır. buna rağmen, termodinamik yasalarının birden değil de sıfırdan başlamasının sebebi, bu yasanın birinci ve ikinci kanunlarının ortaya konmasından yarım yüzyılı aşkın bir süre sonra anlaşılabilmesidir.

bu kanun ilk olarak 1931 yılında r. h. fowler tarafından ortaya konmuştur.

bilindiği gibi, yüksek ısılı yerden düşük ısılı yere doğru daima bir geçiş söz konusudur. bu olgudan hareketle, termodinamiğin sıfırıncı yasası, “termal denge” kavramına dayanmaktadır ve şu temel yargı ile ifade edilmektedir:
“iki ayrı cisim bir üçüncü cisimle ısıl dengede ise birbirleriyle de ısıl dengededir.”

bu ifade, temas halinde olan cisimlerin ısı alış verişinde bulunduklarını ve belirli bir süre sonunda da termal dengeye gelerek aynı sıcaklıklara sahip olacaklarını söylemektedir.

termodinamiğin birinci yasası
yoktan enerji üretmek ya da var olan enerjiyi yok etmek için yapılan çalışmaların başarısızlıkla sonuçlanmasının ardından birinci yasa ortaya çıkmıştır. yapılan deneyler sonucunda, kütle gibi enerjinin de korunduğu sonucuna ulaşılmıştır. termodinamiğin birinci yasası, şu temel yargı ile ifade edilmektedir:

“enerji var iken yok, yok iken de var edilemez, ancak bir halden diğer bir hale dönüştürülebilir.”

bu yargı ile enerjinin yaratılamayacağı ve yok edilemeyeceği bilinerek tüm fiziksel ve kimyasal olaylar için enerji denklikleri yazılır. eğer bir sistem ya da obje enerji kazanırsa bu enerji mutlaka dışardan bir yerden gelmek zorundadır.

giren enerjilerin toplamı=çıkan enerjilerin toplamı
enerji dönüşümü / enerji değişimi= giren enerjilerin toplamı – çıkan enerjilerin toplamı

işin ısıya dönüşümü benjamin thomson (1753-1814) ve james prescott joule (1818-1887) tarafından nicel olarak incelenmiştir. diğer enerji türlerinin tümüyle ısıya dönüştüğünü deneysel olarak gösteren joule, 1840 yılında 1 cal’lik ısının 4,184 j değerindeki işe eşit olduğunu bulmuştur.

birinci yasa içinde iç enerji (u) ve entalpi (h) hal fonksiyonları yer alır. bu değerler ile enerjinin niceliği ortaya koyulur. birinci yasa ile elde edilen verim değerleri ise sistemin termal verimi ifade etmektedir.

birinci kanunu matematiksel olarak kanıtlamak olanaksızdır fakat doğadaki hâl değişimlerinin tümünün birinci kanuna uyduğu bilinir. bu da yeterli bir kanıt olarak sayılabilir.

termodinamiğin ikinci yasası
birinci yasa, enerjinin miktarı ve korunumunu ortaya koyarken ikinci yasa, enerjinin işe dönüşebildiği kısmı yani kalitesini ele almaktadır.

termodinamiğin ikinci yasası, hal değişimlerin herhangi bir yönde değil, belirli bir yönde gerçekleşeceğini söyler. termodinamiğin birinci ve ikinci yasası’nı sağlamayan bir hal değişimi gerçekleşemez.

enerji, daima kendini yok etme eğilimindedir. yani, yüksek potansiyellere ulaşan enerji, kendini daha düşük yoğunluğa sahip başka bir enerji formuna dönüştürme eğilimindedir.

termodinamiğin ikinci yasası, gerçekleşen olayların entropiyi artıracak yönde (enerji miktarının azalması yönünde) gerçekleştiğini ifade etmektedir. doğadaki bütün olaylar ikinci yasaya nedeniyle gerçekleşir.

termodinamiğin ikinci yasası şu temel yargıyı ortaya koymaktadır:

“enerjinin tamamı faydalı işe çevrilemez, bir kısmı sistemin içsel bütünlüğünü korumak için kullanılır.”

ikinci yasaya göre, herhangi bir süreçte bir sistem ve çevresindeki entropi değişimi ya “sıfır” yada “pozitiftir”. yani evrenin entropisi sürekli artma eğilimindedir. bu durumda, ikinci yasaya göre evrendeki hem enerji hem de madde zaman ilerledikçe daha az faydalı iş yapabilir hale gelmektedir.

bir sistemin enerjisi ne kadar fazla ise o kadar fazla iş yapılabilir. bununla birlikte, bir sistemin sahip olduğu enerjinin tümü iş yapmada kullanılamaz; bir kısım enerji sistemin içsel bütünlüğünün korunması için saklanır. bu durumda iş yapabilmede kullanılan enerji genellikle serbest enerji olarak adlandırılır. serbest enerji, bazen ekserji (exergy) olarak da adlandırılır.

termodinamiğin üçüncü yasası
termodinamiğin üçüncü kanunu, mutlak sıfır sıcaklığındaki maddelerin entropisi ile ilgilidir ve esas olarak mükemmel bir kristal maddenin mutlak sıfır sıcaklığındaki (-273c°) entropisinin sıfır olduğunu ifade eder. bu kanunla entropi için başlangıç değer şartları belirlenir.

mutlak sıfır, bir cismin keyfi olarak yakınlaşabileceği, ancak asla erişemeyeceği bir sıcaklıktır. laboratuarda 2.0 x 10-8 k kadar düşük sıcaklıklar elde edildi, ancak mutlak sıfıra ulaşılamadı.

termodinamiğin üçüncü yasası şu temel yargıyı ifade etmektedir:
“bir nesnenin sıcaklığını sonlu sayıda aşamada mutlak sıfıra indirmek olanaksızdır.”

kaynak:
www.enerjiportali.com/termo...
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim