kırıcı değilmiş gibi görünse de aslında kırıcı olan şeyler
halini hatrını sorduğun kişinin iyiyim sağ ol dedikten sonra senin halini hatrını sormaması.
devamını gör...
boğaziçi üniversitesi'ne hukuk fakültesi ve iletişim fakültesi kurulması
kadronun liyakatsızca doldurulma olasılığını geçtim hukuk fakültesi açmadığınız bir bizim evin salonu kaldı.
devamını gör...
kendisiyle çelişen insanlar
sozluk yazarları diye yazacagim baslik. simdi yazdiklarim biraz agir kacabilir ama dogru gercekten dogru... malumunuz ozellikle son on bes gundur sozluk yonetimiyle alakali agir elestiriler yapilmaktaydi. sol akisin forumsal basliklardan gecilmedigi, bilgi tanimlarinin azligi, bu yuzden iyi yazarlarin birer birer gitmesi bla bla bla... bir kac gundur ozellikle sozlugun portakal butonundan en cok begenilen, sol akistan da en cok tanim girilen basliklarina dikkat etmekteyim. sorun ne biliyor musunuz, hepsi forumsal duzeye yakın basliklar ve de tanimlar... ayriyeten henuz en cok begenilenlerde "bilgi" unsuru on planda olan bir tanima rastlamadim*. fark var sayin yazarlar, yönelimlerimiz ve sözlerimiz arasinda kocaman bir fark var.
devamını gör...
nickaltına yazılınca mutlu olan yazar
yaşamak istediğim mutluluktur.
devamını gör...
sözlüğe değil bana bak diyen kedi
dediğinden haberi olmayan kedidir. maşallah.
devamını gör...
kahve içmeden ayılamam sorunsalı
ayılamamanın yanı sıra bir şeyler eksik yahu. öğlen olacak kahve içemedim. tam anlamıyla keyiflenemiyorum hiç bir şeye..
ve evet içimde ağlamak hissi*
ve evet içimde ağlamak hissi*
devamını gör...
kaçıngan bağlanma
0-3 yaş arası bakımından sorumlu ebeveyni ile tam güvenli olmayan, git gelli ilişkiler kurmuş insanların yaşamları boyunca üzerlerinde taşıdıkları yük. bu yükü hayatlarına giren insanların sırtına atar ve öyle yaşarlar.
devamını gör...
sözlük radyosu
şevval sam'ın her şeyin içinde olması ekolünü benimsediğim için "hımmm, buraya da damlayayım' dediğim radyo.
saat 18:00 itibariyle yaklaşık 2 saatlik bir playlist yayınım olacak efendim, yunanca şarkılardan oluşan bir playlist bu.
genelde live ve hareketli şarkılardan oluşturdum ki hafta ortası rehaveti içinize fazla işlemesin ama yunan müziği ne kadar neşeli de olsa altta yatan hüznü hep var, o yüzden dikkatli olmakta da fayda var!*
keyifli dinlemeler.
not : marikaki, programında gözüm var evet ahahhaa*
edit : playlist / spotify
saat 18:00 itibariyle yaklaşık 2 saatlik bir playlist yayınım olacak efendim, yunanca şarkılardan oluşan bir playlist bu.
genelde live ve hareketli şarkılardan oluşturdum ki hafta ortası rehaveti içinize fazla işlemesin ama yunan müziği ne kadar neşeli de olsa altta yatan hüznü hep var, o yüzden dikkatli olmakta da fayda var!*
keyifli dinlemeler.
not : marikaki, programında gözüm var evet ahahhaa*
edit : playlist / spotify
devamını gör...
kızgın güneş
2003 amerika- italya yapımı, başrolünde diane lane’in olduğu, sıcacık bir akdeniz filmi.( kitap uyarlaması)
eşinin onu genç bir kadınla aldatması sebebiyle boşanmak zorunda kalan frances, yaşadığı bu stresten ötürü yazarlığa devam edecek gücü kendinde bulamıyordur.gay arkadaşları, kendilerine ait olan toskana turunu ona hediye edip, onu bu tura katılmaya ikna ederler.tura giden frances burada satılık bir ev ilanı görür ve şeytan onu dürter bu evi ne olursa olsun almak zorundadır.ev de tıpkı onun gibi harap durumdadır.evi satın alır ama işler düşündüğünden çok daha zordur.
bir yandan ev ile uğraşan bir yandan hayatını yoluna koymaya çalışan frances’in toskanalı insanlarla kurduğu samimi, sıcak ilişkiler onun yeni bir baslangıc yapmasına ve her şeyi yavaş yavaş yoluna koymasına olanak sağlarken, biz izleyicilere de italya’dan samimi, sıcak umut dolu bir sinema keyfi yaşatıyor.
eşinin onu genç bir kadınla aldatması sebebiyle boşanmak zorunda kalan frances, yaşadığı bu stresten ötürü yazarlığa devam edecek gücü kendinde bulamıyordur.gay arkadaşları, kendilerine ait olan toskana turunu ona hediye edip, onu bu tura katılmaya ikna ederler.tura giden frances burada satılık bir ev ilanı görür ve şeytan onu dürter bu evi ne olursa olsun almak zorundadır.ev de tıpkı onun gibi harap durumdadır.evi satın alır ama işler düşündüğünden çok daha zordur.
bir yandan ev ile uğraşan bir yandan hayatını yoluna koymaya çalışan frances’in toskanalı insanlarla kurduğu samimi, sıcak ilişkiler onun yeni bir baslangıc yapmasına ve her şeyi yavaş yavaş yoluna koymasına olanak sağlarken, biz izleyicilere de italya’dan samimi, sıcak umut dolu bir sinema keyfi yaşatıyor.
devamını gör...
kadınların iyi erkek yerine kötü erkek tercih etmesi
her kadın cinayeti, şiddeti sonrası bu tarz başlıkları hortlatmanız midemi bulandırıyor. artık alıyorum sazı elime, çünkü katlanamıyorum zihniyetinize. (çoook uzun bir yazı olacak.)
biz daha ne yapabiliriz bu kadınların kendilerini bile isteye dövdürtmediklerine, öldürtmediklerine sizi ikna edebilmek için?! hadi bir de başka perspektif deneyelim. belki dibini sıyırdığınız 3 iqnuzun ucundan kıyısından tutunur ve anlaşılır bu gerçek...
anneleri öldürülen çocukların, olay yerinde bırakmak zorunda kaldıkları "çocuklukları..." hiç mi içinizi sızlamıyor mesela o çocuklara. annesi gözlerinin önünde katledilen bir kız çocuğumuz vardı hatırlarsınız belki (vicdanınız kuruduğu için emin olamıyorum hatırlayacağınıza da çünkü siz "o da öyle yapmasaymış" tayfasından olduğunuz için unutup geçmiş olmanız da muhtemel) o kız çocuğu da babasını kendi mi seçti? o kız çocuğu bu travmaya rağmen büyüyecek, okuyacak, ona acısı sebebiyle destek olacaklar bir şekilde hayata tutunacak. sen ben unutacağız ama o çocuk bunu unutacak mı sanıyorsunuz? şimdi o kız çocuğu eğer annesi gözleri önünde katledilmeseydi kimse tarafından sahip çıkılmayacak, her gün devam eden şiddet sebebiyle travmaları katlana katlana boynuna yük olarak binecek ve bundan 10 yıl sonra onun belki de kurban edildiği bir twitter videosunu burada duyuruyor lanetler ediyor olacaktık. şimdi o kız çocuğu annesi gözleri önünde öldürüldüğü için korumaya alındı ve tedavi edilecek yaraları sarılacak umuyorum ki aynı kaderi bu sayede annesi sayesinde hayatına çekmeyecek. şimdi bu kız çocuğuna şanslı diyebilir miyiz he ne dersiniz? annesinin katledilmesi sayesinde travmaları onarılmaya çalışıldı ve o bir şekilde artık bunun gerçekliği olmaması gerektiğinin farkında. bildiği tek şey erkeklerin kadınları dövüyor, öldürüyor olması değil. normalleştirmeyecek bunu tabii yaşadığı travmayı onarabilirse o da. o kız çocuğundan kim sağlıklı ilişkiler kurmasını bekleyebilir ki? o küçük kız çocuğunu büyüyüp genç bir kadın olduğunda da eğer yaraları onarılmasaydı şiddeti normal sanmaya ses çıkarmamaya devam ediyor olsaydı kim suçlayabilirdi?
işte kendilerini öldürtmekle suçladığınız o kadınların geçmişlerinde twitter sayesinde şahit olmadığınız daha nice şiddet olayı var bir bilseniz! türkiyede aile içi şiddetin ne kadar normalleştiğinin farkında değilmiş gibi yapıp iyice adileşmeyin gözümde. bir de sanki hayatlarınız boyunca hiçbir kadını aşağılamamış, farkında olarak ya da olmayarak psikolojik şiddet uygulamamış gibi burada gelip kadınları kendilerini öldürtmekle suçlayamazsınız. hanginizin sicili, vicdanı pürü pak? hadi hodri meydan bir taneniz bile çıkamaz bu coğrafyadan hiçbir vukuatım yok diye. ergenliğinizi de biliyoruz sizin rezil herifler!
yetişkin bir kadın özgürce cesur bir fotoğraf paylaşsa altına üşüşüyorsunuz hemen "babanın bundan haberi var mı?" diye. neden çünkü baba cezalandıran bir figür, öyle yerleşmiş kafatascı zihinlerinize. halbuki babası abisi mi sahip çıkacak erişkin bir kadının bedenine, hayatına!
size şaşırtıcı bir şey daha söyleyeyim kendilerini öldürtmekle itham ettiğiniz o kadınlar o hayvanları babalarından, abilerinden gördüğü fiziksel ve psikolojik şiddet sebebiyle seçiyor. görüyor musunuz suçlu yine bir erkek çıktı, bakın şu işe? gel ağla şimdi onu da bir kadın yetiştirdi diye tüküreyim suratına 10milyon cümlelik yazımda hiç mi bir halt anlamadın diye.
bakın hergün kadın dediğin erkeğine bakacak, erkek öfkeliyse diğer odaya geçecek, kahkaha atmayacak, açık giyinmeyecek ki erkek tahrik olmasın vs diye bir ton laf duyuyoruz. sen ben gözümüz açık bir şekilde farkındayız değerimizin ama ülke kadınlarının büyük bir çoğunluğu eğitimlisinden eğitimsizine hiç sekmeden erkektir yapar kabulunde hala. toplum baskısı, o bu şu ne der korkusu, geçmişinde gördüğü şiddetle normali bu zannetmesi, sağlıklı psikolojiye sahip olmamaları. daha ne anlatayım size algılamanız için, ne örnek vereyim şaşırdım kaldım...
kendinizi eğitiyor musunuz, eve mi kapatıyorsunuz, psikolojiniz mi bozuluyor tedavi mi oluyorsunuz ne halt ediyorsanız edeceksiniz öldürmemeyi, zarar vermemeyi öğreneceksiniz!
hayatıma bu tip adamları çekiyorum diyen cağnım kadınlara sesleniyorum;
1. ortalıkta zaten normal bir insan, bir erkek yok. bir elin parmaklarını geçmez.
2. lütfen bir şekilde psikolojik destek terapi alın, çünkü bu normal değil. kabul etmeyin kabalığı, nezaketsizliği, şiddeti, küfrü. bugün bir kereden bir şey olmaz dersiniz ya da sadece el kaldırdı devamını getirmedi dersiniz ama havada duran o el emin olun yarın suratınıza inecektir! çiçeklerim vallahi başka bir hali var, aramızda az da olsa normal beyefendi insanlar var. kendinize reva görmeyin şiddeti, hakareti. maddi durumunuz yoksa özelden yazın, devlet kurumlarında bir şekilde sizlere destek olacak ücretsiz yerler bulunur. belediyelerde, üniversitelerde çok nadir de olsa ücretsiz danışmanlıklar var. destek olabilecekler, fikri olanlar da yazabilir yeter ki yardımımız olsun.
not: şu an normal ve kendini eğitebilmiş beyleri tenzih ediyorum lütfen üzerinize alınmayın. sizlerin bizlere destek olduğunuzun ve bütün bu adiliği her ne kadar suçlu olmasanız dahi utançla karşıladığınızın farkındayız. eleştirim eminim ki doğru kişilere sirayet edecektir ve umuyorum ki bir başka perspektif yaratırım da vazgeçerler her olayda yalnızca ve öncelikle katillerle empati yapma sevdasından!
biz daha ne yapabiliriz bu kadınların kendilerini bile isteye dövdürtmediklerine, öldürtmediklerine sizi ikna edebilmek için?! hadi bir de başka perspektif deneyelim. belki dibini sıyırdığınız 3 iqnuzun ucundan kıyısından tutunur ve anlaşılır bu gerçek...
anneleri öldürülen çocukların, olay yerinde bırakmak zorunda kaldıkları "çocuklukları..." hiç mi içinizi sızlamıyor mesela o çocuklara. annesi gözlerinin önünde katledilen bir kız çocuğumuz vardı hatırlarsınız belki (vicdanınız kuruduğu için emin olamıyorum hatırlayacağınıza da çünkü siz "o da öyle yapmasaymış" tayfasından olduğunuz için unutup geçmiş olmanız da muhtemel) o kız çocuğu da babasını kendi mi seçti? o kız çocuğu bu travmaya rağmen büyüyecek, okuyacak, ona acısı sebebiyle destek olacaklar bir şekilde hayata tutunacak. sen ben unutacağız ama o çocuk bunu unutacak mı sanıyorsunuz? şimdi o kız çocuğu eğer annesi gözleri önünde katledilmeseydi kimse tarafından sahip çıkılmayacak, her gün devam eden şiddet sebebiyle travmaları katlana katlana boynuna yük olarak binecek ve bundan 10 yıl sonra onun belki de kurban edildiği bir twitter videosunu burada duyuruyor lanetler ediyor olacaktık. şimdi o kız çocuğu annesi gözleri önünde öldürüldüğü için korumaya alındı ve tedavi edilecek yaraları sarılacak umuyorum ki aynı kaderi bu sayede annesi sayesinde hayatına çekmeyecek. şimdi bu kız çocuğuna şanslı diyebilir miyiz he ne dersiniz? annesinin katledilmesi sayesinde travmaları onarılmaya çalışıldı ve o bir şekilde artık bunun gerçekliği olmaması gerektiğinin farkında. bildiği tek şey erkeklerin kadınları dövüyor, öldürüyor olması değil. normalleştirmeyecek bunu tabii yaşadığı travmayı onarabilirse o da. o kız çocuğundan kim sağlıklı ilişkiler kurmasını bekleyebilir ki? o küçük kız çocuğunu büyüyüp genç bir kadın olduğunda da eğer yaraları onarılmasaydı şiddeti normal sanmaya ses çıkarmamaya devam ediyor olsaydı kim suçlayabilirdi?
işte kendilerini öldürtmekle suçladığınız o kadınların geçmişlerinde twitter sayesinde şahit olmadığınız daha nice şiddet olayı var bir bilseniz! türkiyede aile içi şiddetin ne kadar normalleştiğinin farkında değilmiş gibi yapıp iyice adileşmeyin gözümde. bir de sanki hayatlarınız boyunca hiçbir kadını aşağılamamış, farkında olarak ya da olmayarak psikolojik şiddet uygulamamış gibi burada gelip kadınları kendilerini öldürtmekle suçlayamazsınız. hanginizin sicili, vicdanı pürü pak? hadi hodri meydan bir taneniz bile çıkamaz bu coğrafyadan hiçbir vukuatım yok diye. ergenliğinizi de biliyoruz sizin rezil herifler!
yetişkin bir kadın özgürce cesur bir fotoğraf paylaşsa altına üşüşüyorsunuz hemen "babanın bundan haberi var mı?" diye. neden çünkü baba cezalandıran bir figür, öyle yerleşmiş kafatascı zihinlerinize. halbuki babası abisi mi sahip çıkacak erişkin bir kadının bedenine, hayatına!
size şaşırtıcı bir şey daha söyleyeyim kendilerini öldürtmekle itham ettiğiniz o kadınlar o hayvanları babalarından, abilerinden gördüğü fiziksel ve psikolojik şiddet sebebiyle seçiyor. görüyor musunuz suçlu yine bir erkek çıktı, bakın şu işe? gel ağla şimdi onu da bir kadın yetiştirdi diye tüküreyim suratına 10milyon cümlelik yazımda hiç mi bir halt anlamadın diye.
bakın hergün kadın dediğin erkeğine bakacak, erkek öfkeliyse diğer odaya geçecek, kahkaha atmayacak, açık giyinmeyecek ki erkek tahrik olmasın vs diye bir ton laf duyuyoruz. sen ben gözümüz açık bir şekilde farkındayız değerimizin ama ülke kadınlarının büyük bir çoğunluğu eğitimlisinden eğitimsizine hiç sekmeden erkektir yapar kabulunde hala. toplum baskısı, o bu şu ne der korkusu, geçmişinde gördüğü şiddetle normali bu zannetmesi, sağlıklı psikolojiye sahip olmamaları. daha ne anlatayım size algılamanız için, ne örnek vereyim şaşırdım kaldım...
kendinizi eğitiyor musunuz, eve mi kapatıyorsunuz, psikolojiniz mi bozuluyor tedavi mi oluyorsunuz ne halt ediyorsanız edeceksiniz öldürmemeyi, zarar vermemeyi öğreneceksiniz!
hayatıma bu tip adamları çekiyorum diyen cağnım kadınlara sesleniyorum;
1. ortalıkta zaten normal bir insan, bir erkek yok. bir elin parmaklarını geçmez.
2. lütfen bir şekilde psikolojik destek terapi alın, çünkü bu normal değil. kabul etmeyin kabalığı, nezaketsizliği, şiddeti, küfrü. bugün bir kereden bir şey olmaz dersiniz ya da sadece el kaldırdı devamını getirmedi dersiniz ama havada duran o el emin olun yarın suratınıza inecektir! çiçeklerim vallahi başka bir hali var, aramızda az da olsa normal beyefendi insanlar var. kendinize reva görmeyin şiddeti, hakareti. maddi durumunuz yoksa özelden yazın, devlet kurumlarında bir şekilde sizlere destek olacak ücretsiz yerler bulunur. belediyelerde, üniversitelerde çok nadir de olsa ücretsiz danışmanlıklar var. destek olabilecekler, fikri olanlar da yazabilir yeter ki yardımımız olsun.
not: şu an normal ve kendini eğitebilmiş beyleri tenzih ediyorum lütfen üzerinize alınmayın. sizlerin bizlere destek olduğunuzun ve bütün bu adiliği her ne kadar suçlu olmasanız dahi utançla karşıladığınızın farkındayız. eleştirim eminim ki doğru kişilere sirayet edecektir ve umuyorum ki bir başka perspektif yaratırım da vazgeçerler her olayda yalnızca ve öncelikle katillerle empati yapma sevdasından!
devamını gör...
ilginç yemek isimleri
cirdingiş.
devamını gör...
normal sözlük köy okuluna kitap yardımı etkinliği
kafa sözlüğün bir yazarı olmaktan an itibari ile gurur duydum. teşekkürler kafa sözlük. bizi de böyle güzel bir kampanyaya dahil olma fırsatı verdiğiniz için de ayrı teşekkürler.
devamını gör...
kola
tarihteki ilk formülü kokain içermiş, günümüzdeyse nispeten masum kafeinli formülüyle din, ırk, milliyet farkı gözetmeksizin herkesçe rağbet gören, küresel çarşının en ön raflarında yer alan, karbondioksitli bir içecek.
devamını gör...
6 şubat 2021 fenerbahçe galatasaray maçı
galatasaray'ın yeneceği maçtır.
devamını gör...
toprak hattı
topraklama yapmak için kullanılan elektrik kablosu.
devamını gör...
osmanlıca
türkçenin ta başlangıcından beri, coğrafya, din, kültür, etkileşimler... etkisinde geçirdiği dönemler vardır. ben de konuya kısa bir ekleme yapayım.
türk 'yazı dili'nin tarihi gelişimi:
-eski türkçe (örn: köktürk yazıtları'nın türkçesi. örn: 'sekiz yükmek' gibi uygur metinlerini düşünün; uygur metinleri çin'le
komşu olunduğu için hem dinî hem dil anlamında çince etkiler taşır.)
sonra coğrafya değişikliklerinden ötürü iki kolda gelişir:
-kuzey-doğu türkçesi, batı türkçesi
kuzey- doğu türkçesi yine iki kolda gelişir: kuzey türkçesi, doğu türkçesi
-batı türkçesi (bizi asıl ilgilendiren burası.)
azeri türkçesi, osmanlı türkçesi (batı türkçesi de iki kolda gelişiyor.)
-osmanlı türkçesi: (artık türkler anadolu'da, sonra osmanlı devleti kuruluyor. biz, bu coğrafyada onların torunlarıyız ve bu dönem de yine üç başlık altında inceleniyor -tabii yazılı eserler incelenerek-)
-eski anadolu türkçesi
-osmanlıca (insanlar türkçe konuşuyorlar ama yazı dili arap harfleriyle ve arapça+farsça+türkçe şeklinde, yani osmanlıca.
yalnız bu dediğim aydın kesim için geçerli, halk edebiyatı arap harfleriyle de yazıya geçirilse özbeöz türkçe.)
-türkiye türkçesi (şu anda konuştuğumuz türkçe. aslında bu dönem bile birkaç başlık altında inceleniyor; milli edebiyat
dönemi ve sonrasında yeni kurulan cumhuriyet ve günümüz türkçesi gibi.)
en basit şekliyle yazı dili için yukarıdaki liste doğrudur. bu konuda internette yüzlerce araştırma, yazı, şema vb. bulabilirsiniz.
not: bu yazıyı zamanla geliştirip daha yararlı bir hale getirmeyi umut ediyorum.
türk 'yazı dili'nin tarihi gelişimi:
-eski türkçe (örn: köktürk yazıtları'nın türkçesi. örn: 'sekiz yükmek' gibi uygur metinlerini düşünün; uygur metinleri çin'le
komşu olunduğu için hem dinî hem dil anlamında çince etkiler taşır.)
sonra coğrafya değişikliklerinden ötürü iki kolda gelişir:
-kuzey-doğu türkçesi, batı türkçesi
kuzey- doğu türkçesi yine iki kolda gelişir: kuzey türkçesi, doğu türkçesi
-batı türkçesi (bizi asıl ilgilendiren burası.)
azeri türkçesi, osmanlı türkçesi (batı türkçesi de iki kolda gelişiyor.)
-osmanlı türkçesi: (artık türkler anadolu'da, sonra osmanlı devleti kuruluyor. biz, bu coğrafyada onların torunlarıyız ve bu dönem de yine üç başlık altında inceleniyor -tabii yazılı eserler incelenerek-)
-eski anadolu türkçesi
-osmanlıca (insanlar türkçe konuşuyorlar ama yazı dili arap harfleriyle ve arapça+farsça+türkçe şeklinde, yani osmanlıca.
yalnız bu dediğim aydın kesim için geçerli, halk edebiyatı arap harfleriyle de yazıya geçirilse özbeöz türkçe.)
-türkiye türkçesi (şu anda konuştuğumuz türkçe. aslında bu dönem bile birkaç başlık altında inceleniyor; milli edebiyat
dönemi ve sonrasında yeni kurulan cumhuriyet ve günümüz türkçesi gibi.)
en basit şekliyle yazı dili için yukarıdaki liste doğrudur. bu konuda internette yüzlerce araştırma, yazı, şema vb. bulabilirsiniz.
not: bu yazıyı zamanla geliştirip daha yararlı bir hale getirmeyi umut ediyorum.
devamını gör...
burhan altıntop replikleri
burhan'ın ofisteki yangın alarmını gizli kamera zannetmesiyle ortaya çıkan serzenişidir: sizin özel hayata hiç saygınız yok mu tirbiyisizlir? ben burda giyinip soyunuyorum. benim külotlu görüntülerimi mi çikiyosunuz orda tirbiyisizlir? nolcak yani internette mi yayınlanacak; amatör burhan, tokatlı fıstık burhan, tokatlı kumral burhan... tirbiyisizlir, insıfsızlar utanın bee utanın!
devamını gör...




