ilk defa böyle hissediyorum.

(bkz: palavra)
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

çok sevdiğim bir sanat akımıdır lakin kendi hayatıma uygulamayı pek istemem.

gösteriş meraklısı felan da değilim ama aşırı sadelik de bayar bence bir süre sonra.
devamını gör...

anadolu'yu cennete çevirebilecekken kapatılıp insanımızı cehalete teslim ettiğimiz gerçek eğitim yuvaları.

içimde resmen yaradır köy enstitüleri.
istanbul'dan kars'a kadar tren yolculuğu yaparken köylerimizin nasıl zavallı olduğunu görmüştüm. insanımızın ne denli cahil olduğunu da anlatmaya gerek yok.
kapatılması bize yapılan en büyük kötülüklerden biri.
eğer hala faaliyetleri devam ediyor olsaydı bugün yaşadığımız üretim, dengesiz nüfus dağılışı, eğitim gibi sorunlarını asla yaşamazdık.

en yakın zamanda yenilenmiş bir modelle tekrar gündeme gelmeli ama nerede bizde milleti düşünen devlet büyükleri.
hizmet kelimesi dillerden düşmez ama işte halkı da fakirliğe, cahilliğe de siyaset sürükler.
devamını gör...

sözlükte meriçliği bitirecekmiş bu arkadaş. meriçlik her neyse artık. eli nasır tutmuş trol beyanı der geçerim. hodri meydan hadi bitir bakalım neyi bitiriyosun görelim. trol seni.
devamını gör...

yapar, yapmasi lazim. ailesiyle yasarken evliyken bekarken yasam alanini her insan gibi pisletip sonra benim pipim var ben temizlik yapamam diyemez. bu sebeple ev isi yapan erkek karisina/annesine yardimci oluyor degildir, yasam alanini temizliyordur.
devamını gör...

aşırı düşünmek ile mükemmeliyetçilik en kötü ikilidir, bir araya gelince paralize eder insanı...ya hep ya hiç kafasından çıkmak lazım, bunun için böl-parçala-yut yöntemi * çok işe yarıyor. derin nefes alıp ayağa kalkmak, zor da olsa harekete geçmek, bu döngüyü kırmak için iyi bir başlangıç olabilir.
devamını gör...

"paspasın olayım çiğne beni amy" dedirten vokale sahip efsane grup.


(bkz: call me when you're sober)
devamını gör...

bu hususu her yerde söylüyorum. her ortamda her fırsatta. bir insanı derdine çözüm bulamayabilirsiniz ama onu dinleyerek onu rahatlatabilirsiniz. nasıl mı? sadece empati yaparak onu aktif dinleyerek. sadece yapmanız gereken kişinin anlattığı dertleri özet babında kendinizi onun yerine koyarak ilave düşünceler ile geri paylaşmak. insanın uzerinden yük kalkacak. rahatlayacak.yalnız hissetmeyecek. o yüzden çok onem verdiğim soru cumlesidir nasılsın? bu basit ama akabinde gelişecek konuşmalar * insanı iyi hissettirir. bu nasılsının üzerine düşelim. rahatlayalım.
merhaba saygideger yazar nasılsın? bu sorunu şöyle çözelim mi?
devamını gör...

sıklıkla kullandığım kelime.
devamını gör...

epeycesene sevdiğim değerli türk şair, yazar, manken, düşünür, pembe bir battaniye ve sosyopattır.

kendisiyle her gün düzenli olarak oyun oynarız. araya 6-7 saat koyunca yoksunluk belirtisi gösterip işi gücü bırakıp oyun oynamaya başlıyoruz. neyin kafasını yaşıyoruz onu da bilemiyorum. ne zaman kazansam arıyorum deli kadınlar gibi kahkahalar atıyorum, 4 dakika boyunca gülüyorum, olabildiğine sesli şekilde bu zaferi kutluyorum. ancak kendisi ne zaman yeniyor gibi olsa karnım ağrıyor, başım ağrıyor ya da ağzımdan kan geliyor bir dakika bahaneleri ile oyundan çıkıyorum ve ortadan kayboluyorum. saatlerce içime kapanıyorum. yenilmeye 5 gr tahammülüm varsa kendisine yenilmeye tahammülüm hiç yok. hırsımı alamayıp tartışmak için aradığım zaman telefonu "bekle teslim oluyorum" diye açıp zaferden vazgeçen bir komutandır. daha dün benimle hayvan gibi alay etti aha yenilirim bile demez, akıllı adamdır, dırdır ile uğraşmaz. lütfen abiiiii lütfen teslim olun, hadi be abbi diye yalvartabileceğini bildiği halde hiç o toplara girmez. bu nedenle pembe bir battaniyedir.

durup dururken garip garip laflar soktuğu, aynı anda iki işe birden odaklanamadığı için arayanı telefonun bir ucunda unuttuğu, basit bir yemek tarifini dinleyerek asla yapamadığı, kafası bir başka âlemde yaşadığı ve bir noktadan sonra (6-7 gün uğraşıp) sinirleri oynatıp tartışma başlattığı zaman telefonun ucundan sinsi sinsi güldüğü için sosyopattır.

pembe bir battaniyelik ve sosyopatlık arasında geçirdigi yaşamında başarılar diliyorum değerli dostuma. umarım bir gün kullandığı maddeyi hepimiz ile paylaşır çünkü herkesin bu kafaya ihtiyacı var.

hoşşa ğal.
devamını gör...

üstteki yazarın serzenişine hak veriyorum. her şiddetli baş ağrısı migren değil. kimseye bunu tek tek soramazsın fakat doktor tescilli olmasa da çoğu kişi migrenim var diyor. buna da hayır bak o iş öyle değil diye açıklama yapmaktan sıkılıp, peki cınım geçmiş olsun madem deyip, kendimi yormayı bıraktım.

gerçeklere dönersek; migren ciddi anlamda hayat kalitesini düşüren bir hastalık. hayattaki her şey mi baş ağrısı yapar? yaparmış. koku, sıcak, soğuk, açlık, fazla tokluk, her türlü ulaşım aracı, üzüntü, heyecan, fazla sevinç, krem, parfüm, sıcak su, soğuk su.... yazamayacağım kadar çok ve bir o kadar da hayatın içinde var olan her şey etkiliyor.
hiçbir zaman hiçbir yerde tam anlamıyla mutlu olamamak demek bu. çünkü ne kadar dikkat edersen et, illa tetikleyecek bir etken çıkıyor. herkes mutlu mesut eğlenirken, sen içten içe kendinle uğraşıyor oluyorsun. hiçbir şeye tam adapte olamamak demek bu.

saniyelik girdim mi bitti geri dönüşü yok. ilaç, cık faydası yok. raporlu raporsuz kullanılan hiçbir ilacın faydası olmadı şimdiye kadar. bitkisel yağlar, çaylar vs. hiçbir faydası olmadı.
baş ağrısı şiddetlenince kusmak kaçınılmaz zaten. gerçi tüm ilaçlar < kusmak. bir nebze de olsa faydası var.
karanlık ve sessiz bir odada uyumak lazım fakat şartları sağlasan da, gözlerin çıkacak şekilde, başını koparıp atmak isteyeceğin ağrıdan uyumak imkansız. o yatak batar, öyle bir illet. en son bir noktada vücut artık dermansız kalıyor, o zaman sızma şeklinde uyuyabiliyorsun. bitti sanma, umarım biter ama dün bu süreci yaşadıktan sonra, bugün hala ağrım devam ediyor. artık vücudum yorulmuş, dayak yemiş gibiyim. ortalama 3. gün bitiyor genelde.

hani korona çıktığında herkes bi ben geçirdim galiba diyordu da, asıl korona olanlar, geçirseniz o farkı anlarsınız diyordu ya, işte bu da onun gibi. şiddetli baş ağrısıyla, bunu yaşayan aradaki farkı anlar.
anlatılmaz yaşanır bir şey yani.
tabii umarım kimse yaşamaz.
devamını gör...

ve senin öncesinde o kasada kuyruk beklerken kasa değiştirmen sorunsalı. ne vakit karar değiştirsem diğer taraf akıyor. trafikte de aynısı.
devamını gör...

kuzey ülkerinin erkekleride kadinlarıda güzel oluyor kanımca. sarı saç, mavi göz bende algıda seçicilik yaratıyor.
devamını gör...

olmayan, hayal ürünü hede. anadilde eğitim hakkını vermek demek zaten bölünmeyi kabul etmek demektir.
devamını gör...

"bu memleket geri zekalılarla, delilerle, ruh hastalarıyla doludur."

hüseyin nihal atsız
devamını gör...

genel olarak iskandinav ülkelerinde değil, kuzey ve güney kutup dairelerinde görülen durum.

nedeni yukarıda da değinildiği gibi, dünya'nın eksen eğikliği. bu eğiklik nedeniyle, dünya güneş'in etrafında dolanırken 6 ayda bir kuzey ya da güney kutup dairelerinden biri sürekli güneş ışığı alırken diğeri karanlıkta kalır. gece yarısı güneşi adını verdiğimiz fenomenin kaynağı da budur.

astroturk .net adlı site timeanddate. com adlı siteden aldığı görseli türkçeleştirmiş ve olayı aşağıdaki şekilde güzelce göstermiş. kuzey kutup dairesi ve güney kutup dairesi olarak gösterilen yerlere dikkatli bakın. biri güneş alırken diğeri almıyor. 6 ay sonra dünya'nın yörüngesi üzerindeki yeri 180 derece öte tarafta olduğundan, bu durum da tersine dönüyor:

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

manik depresif bozukluk (bipolar bozukluk) hastalığının depresif dönemi belirtilerinden biridir. kişi tamamen içine kapanır ve hiç kimse ile konuşmak istemez.

herhangi bir hastalığı olmadan konuşmama isteği olan insanlarda vardır. evde aile, iş yerinde çalışma arkadaşları veya çevresindeki kişilerin kendini anlamadıklarını düşündüğü/bildiği için tecrubelerinin sonucunda artık kimseyle konuşma isteği duymaz. bir nevi boşa vakit harcamak istemezler. zamanla alışkanlık haline gelir ve az konuşan insan olurlar.

depresif kişinin konuşmama isteğinden farklıdır. hasta olmayan kişi için konuşmama isteği tercihtir. kendi için doğru olanı istediği için ruhsal durumu memnundur. özgüven eksikliği yaşamaz hatta kendini güvende hisseder. yalnız ve uyumsuz gibi görünseler de çok konuşmaya gerek kalmadan anlaşabildiği dostları az da olsa vardır. yalnız değildirler aksine muazzam saygın insanlardır.

depresif kişi ise konuşmama isteğinin yanında özgüven eksikliği, tamamen iç dünyaya kapanma, dışardan gelen iletişime tepki vermeme, az beslenme ve dış görünüşüne önem vermeme gibi belirtileri vardır. intihar eğilimlidirler.

her ikisi haricinde dönemsel olarak konuşmama isteği duyulabilir. depresif konuşmama isteği ile benzerdir fakat geçicidir. sosyal hayatı akışına devam eder. sadece kötü bir dönemin sonucunda kişi kendini dinlemek ister. konuşmak yorucu ve sıkıcı gelir. iletişim içinde olarak duyacakları ya gereksiz gelir ya da işine gelmez bu sebeple konuşmak istemez. hastalık, yorgunluk, stres, ayrılık, yalnızlık, "pandemi" gibi sebeplerden kaynaklı geçici depresif durum atlatılınca konuşma isteği geri gelir.
işte bu dönemde kişiden uzak durun, çok konuşma tehlikesi var.
devamını gör...

konuşmak bir deneyim biçimidir. ama ille de sessizliğin yerini tutması gerekmez...
sessizlik sözlerin yokluğu demek değildir. doldurulması gereken bir boşluk değildir...
ozanlar, sessizliğin seslerine kulak verirler.
gündüz vassaf-cehenneme övgü
devamını gör...

kattık mitosfer'i de safımıza
pavlov'un göbeği de sırada
yazarlar dizer manileri
çaylaklar izler açık ağızla
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim