hayat meşgalesi a dostlar her zaman sözlükte olamıyoruz.
müsait olduğunuzda atıyoruz sandalyeyi sözlüğe kaçmıyoruz hiçbir yere.
devamını gör...

(bkz: eppur si muove) albümünün kapağında ünlü gökbilimci ve filozof (bkz: galileo galilei)'ye yer veren senfonik metal grubudur.
yine aynı albüm içinde bu yüksek şahsiyete ithafen harika tınıları olan eppur si muove (yine de dönüyor) isimli bir parça bulunur.
grup 2011 yılında eskişehir 222'de efsane bir konser vermiştir.
devamını gör...

bilinmeyen herhangi bir şey üzerinde olası bir sonuca varmak.
devamını gör...

serin ama parlak bir ankara sabanından günaydın sözlük.
güzel bir gün görmeyi diliyorum kendime ve sizlere.
hatta mis gibi bir gün olsun inşallah.
olur mu olur,neden olmasın.
devamını gör...

sözlük adına uygun olacağını düşündüğüm aynı zamanda anlamıyla da iyi olabileceğini hissettiğim (bkz: kafalamak) kafalayın denilebilir
devamını gör...

3,5 saatlik yayın ne be kardeşim emeğe bak.

benjo*, sesinle evlenebiliyor muyuz?
devamını gör...

beta isimli bir rapçiye ait, ebenin diye başlayan bir parça. zaten sürekli de aynı şey tekrar ediyor.

nereden öğrendiğimi soracak olursanız lise yurdunda arkadaşım bir hafta boyunca her gün yurt odasında bunu dinlemişti, evet.
devamını gör...

atatürk'ü sevmek zorunda değilsiniz. ama onun kurduğu cumhuriyet çatısının altında, onun ilke ve inkılaplarıyla yaşıyorsanız saygı duymak zorundasınız.
devamını gör...

pierre bourdieu'nun sosyolojisidir.

toplumsal aktörlerin sürekli olarak rasyonel ve ekonomik çıkarlara göre hareket ettiklerini savunan rasyonel eylem kuramına karşı aktörlerin içkin bir pratik mantığa, sezgiye ve de bedensel yatkınlığa göre hareket ettiklerini savunan, bu bakımdan da toplumsal dünyada beden ile pratiklerin mantığına önem veren bir sosyolojidir.

bourdieu'ya göre düşünümsellik, bireysel olandaki toplumsalı, mahremin altında gizlenen kişisel-olmayanı, özeldeki evrenseli keşfettirerek entelektüeli yanılsamadan kurtarabilir.

bourdieu'nun geliştirdiği kavramları anlatmak için oyun metaforu örneği en bilindik örnektir.
buna göre aktörlerin oyunu oynadığı yer alandır. (sosyolojik anlamda mücadelenin sürdüğü yer). oyuncular oyuna dahil olmak için o oyundan elde edecekleri çıkarları (bu çıkarlar illusio kavramına denk düşer) doğrultusunda oyunu oynamaya değer bulur ve kuralları (yani (i: doxa) ) sorgulamazlar. oyuna dahil olmak demek, alanın yerleşik düzenini yani kuralları benimsemek, sorgulamamak demektir.

her oyuncunun oyunda kullanmak üzere elinde bazı kozlar vardır ve bu kozlar bourdieu'nun sermaye kavramını karşılar. ekonomik (maddi kaynaklar), kültürel (özellikle eğitim), toplumsal (ilişkiler ağı) sermaye tipleridir. bu sermaye tiplerinin pratikteki yansıması ve/veya toplamı simgesel sermayeyi oluşturur. bireyler sermayeleri oranında alanda bir yer edinirler.

bourdeiu'ya göre modern endüstri toplumlarında en temel karşıtlık kültürel sermaye ile ekonomik sermaye arasındadır. "ekonomik sermayenin (servet, gelir, mal-mülk) dağılımı hiyerarşinin baskın ilkesi, kültürel sermayenin (bilgi, kültür, eğitim) dağılımı ise hiyerarşinin daha az baskın ilkesidir" ve bu "zıtlık iktidar alanını şekillendirir".

tüm bunlar ışığında bireyler oyunun sonunda elde edeceklerine inandıkları çıkarlar doğrultusunda kendilerini sonuca götürecek yollara aşina olmaya başlarlar. bu davranış kalıpları, karşılaşılan durumlar neticesinde bireylerin bir yatkınlıklar bütünü oluşturmasına yol açar. bourdieu bu yatkınlıklar bütününe habitus der.

alan habitusu yapılandırma eğilimindeyken, habitus da alana dair algıyı yapılandırma eğilimindedir.

habitus, bilinçlilik gerektirmeyen bir bilme biçiminin, planlı olmayan bir niyetliliğin/yönelmişliğin, dünyadaki düzenliliklere pratik hakimiyetin bir ilkesidir.

son olarak bourdieu'nun yaşadığımız dünyadaki çok katmanlı sınıf sistemine cuk oturan simgesel şiddet kavramından kısaca bahsedeyim.

bir örnekle her anlamda büyük bir sermayeye sahip olmanın ayrıcalığını taşıyan iktidar, yeniden üretimini yani var olan düzeninin devamını sağlamak için, fiziksel şiddet içermeyen bir baskı uygular.

kendini kabul ettirme sürecinde iktidarın elinde bulunan baskı araçları simgesel sermayeyi oluşturur. örneğin x toplumunda iktidar, toplumun önemseyeceği unsurları (din, toplumsal aidiyet, kültürel aidiyet, ekonomik şahlanış vb..) kullanarak varlığını devam ettirmeye çalışabilir. bu durum topluma kendini güvende hissetme duygusu yaşatır. simgesel şiddetin en önemli özelliği egemenlik ve boyun eğme ilişkilerinin sevgi ilişkilerine, iktidarın karizmaya ya da duygusal bir hoşnutluk yaratabilecek bir cazibeye, yani gönüllü bir sömürü ilişkisine dönüşmesidir.
devamını gör...

ay kızım klibini defalarca izlemişimdir.
şu anda hayatta olmayan yaşlı ninecik,alzeimer sebebiyle kliniğe yatırılmadan önce,torununun yönetmenliğini yaptığı klip çekiminde yer almıştır.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

şimdi bir hobinin olması için para lazım ve çoğunluğun da maalesef hobiye ayıracak parası yok. hayattan zevk alınması lazım ki bir de hobi edinebilsin insan ama o da yok.
devamını gör...

(bkz: ıska)
(bkz: anti)
(bkz: karavana)
(bkz: insan sarrafı)
devamını gör...

oldu alüminyum, doları da ecevit'in dna'sı mezarından yükseltiyor hımm hımm.
devamını gör...

gardiyan misali bahçede görünen öğretmen ve hademeler.
omuz baş hizasından sıraya diziliş.
sürü halinde sınıflara giriş.
duvarları dolduran dört mevsim tabloları.
devamını gör...

(bkz: coldplay)'in en güzel şarkılarından yellow'un giriş cümlesindeki sözcük öbeğidir.

look at the stars, look how they shine for you
* yıldızlara bak, senin için nasıl parladıklarına bak.
devamını gör...

(bkz: başlık şikayet etme)
kesinlikle acilen gelmesi gereken özellik. ikocum hızlandıralım şu işi pls.
devamını gör...

televizyon izlemem ama zap yaparken atv'nin bir haberine rastlamıştım.ürünleri pahalı satan marketlermiş.reyon parası alındığından fiyatlar artıyormuş.indirimi yapan da firmalarmış.bütün suç marketlerde demek istiyorlar. biz de yedik atv!
devamını gör...

cennet kuşu, türk edebiyatında umay kuşu olarak geçer.
dil kökeni farsçadır.
hüma, çok yükseklerden, ayakları yere hiç değmeden, dinlenmeden uçabilen efsanevi bir kuş türüdür.
bazı kaynaklarda ayaklarının olmadığı bile yazılır.
görünüşü hakkında çeşitli tanımlar vardır: birincisi, güvercin büyüklüğünde, yeşil gagalı, sarı kanatlı olduğu yönünde.
bir diğer benzetme ise, serçeden büyük, boz saksağana benzeyen bir kuş olduğu yönündedir.
eski zamanlarda, hükümdarlar ölünce, halk bir meydanda toplanırmış.
hüma kuşu kimin başına konarsa ya da gölgesi kimin üzerine düşerse o kişiyi tahta geçirirlermiş.

beklemediği büyük bir nimete kavuşmak anlamına gelen, başına devlet kuşu konmak deyimi buradan gelmektedir.
yine hümayun terimi de buradan geliyor.
devamını gör...

devamını gör...

fizikte cisimlerin, bir kuvvet karşısında ivmelenmeye direnç göstermesini sağlayan madde miktarına verilen ad.

ayrıca (bkz: kütle ve ağırlık farkı)
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim