kumar oynanan konferans salonuna jandarmanın kepçe ile girmesi
mersin'in tarsus ilçesinde bir konferans salonunda kumar oynayan 89 kişiye 430 bin 325 tl para cezası uygulandı. haberin video ve fotoğrafları
ilçe jandarma komutanlığı ekipleri, yenice mahallesi'ndeki bir binada kumar oynandığı bilgisi üzerine harekete geçti. belirlenen adrese baskın yapan ekipler, bina önüne gözcü konulduğunu ve tüm girişlerin kapatıldığını tespit etti. jandarma ekipleri bunun üzerine kapıların açılması yönünde uyarıda bulundu ancak güvenlik güçlerinin çağrısına uyulmadı. tarsus belediyesi’nden talep edilen iş makinesi ile binanın bir duvarı yıkılarak içeri girildi.
şüphelilerin sosyal mesafe kuralına uygun olarak maskeleri ile oturdukları, her masaya dezenfektan koyulduğu görülürken içlerinden birinin “biz kumarın zararları ile ilgili konferans için bir araya gelmiştik. yanlış anlaşıldık” dediği iddia edildi.
ilçe jandarma komutanlığı ekipleri, yenice mahallesi'ndeki bir binada kumar oynandığı bilgisi üzerine harekete geçti. belirlenen adrese baskın yapan ekipler, bina önüne gözcü konulduğunu ve tüm girişlerin kapatıldığını tespit etti. jandarma ekipleri bunun üzerine kapıların açılması yönünde uyarıda bulundu ancak güvenlik güçlerinin çağrısına uyulmadı. tarsus belediyesi’nden talep edilen iş makinesi ile binanın bir duvarı yıkılarak içeri girildi.
şüphelilerin sosyal mesafe kuralına uygun olarak maskeleri ile oturdukları, her masaya dezenfektan koyulduğu görülürken içlerinden birinin “biz kumarın zararları ile ilgili konferans için bir araya gelmiştik. yanlış anlaşıldık” dediği iddia edildi.
devamını gör...
erkeklerin regl olması durumunda yaşanabilecekler
şu regl ağrısına kesin bi çözüm bulunurdu. günümüzde bile hala bu ağrıyı kesecek bir ilaç yok sadece basit ağrı kesiciler var. onlar olsaydı bulunurdu.
devamını gör...
kitap kazanmak için kendini kasmayan yazar
kendini bir yarışın içine dahil etmeden keyif almaya ve yazdıklarıyla keyif aldırmaya bakan yazardır.
devamını gör...
yazarların iyi ki almışım dediği şeyler
mi band 4. pil ömrü kullanıma göre 45 ila 20 gün arası değişiyor. mi band 5 türkiye de satılsaydı daha iyi olurdu çünkü nfc var.
devamını gör...
bisiklet sürmek
en güzel anılarımı bisikletle geçirmiştim, ilk özgürlüğü tattığım an , ilk uçtuğumu sandığım an ve ilk çok hızlı olduğum an.
devamını gör...
hoşlanılan kızın hemşiraanım serona kan yürüdü demesi
(bkz: hoşlanılan kızın google açtırması)
gittim google açtım ve anladım ki, hemşıraanım=hemşire hanım demekmiş. ben de kızın bir yeri sanmıştım.*
seron da, serum demek diye kendi aklımla buldum. bunda google'nin bir katkısı yok dostlar. böyle de zekiyimdir.
yani kızımıza, serum takılıymış, seruma kan gelmiş. bunu da hemşireye haber veriyor. yanındaki kendisinden hoşlanan birey de gelip bunun başlığını açıyor.
geçmiş olsun madem. her türlü.
gittim google açtım ve anladım ki, hemşıraanım=hemşire hanım demekmiş. ben de kızın bir yeri sanmıştım.*
seron da, serum demek diye kendi aklımla buldum. bunda google'nin bir katkısı yok dostlar. böyle de zekiyimdir.
yani kızımıza, serum takılıymış, seruma kan gelmiş. bunu da hemşireye haber veriyor. yanındaki kendisinden hoşlanan birey de gelip bunun başlığını açıyor.
geçmiş olsun madem. her türlü.
devamını gör...
sözlük radyosu toplantısı
bütün dinginliğimle gizliden gizliye katılıp kulak misafiri olacak, bir yandan taze sıkılmış portakal suyumu yudumlarken bir yandan da "eheh bunun sesi de ne komikmiş be" nidalarıyla eğleneceğim. şimdi siz düşünün.*
şaka maka kafa sözlük ilk dj'lerine kavuşuyor. vay be! elimizde büyüdü namussuz.*
şaka maka kafa sözlük ilk dj'lerine kavuşuyor. vay be! elimizde büyüdü namussuz.*
devamını gör...
geceye bir söz bırak
"hatırlamak için bir hafızamız varken,unutmak için elimizde hiçbir şeyin olmaması;hayatın bize attığı en büyük kazıktır."
| murathan mungan
| murathan mungan
devamını gör...
cahil hoca
jacques ranciere tarafından yazılmış kitaptır.
kitabı bir hocam derste tavsiye etmişti ve merakla okuyup bitirdim. son yıllarda okuduğum en öğretici kitap oldu.
özellikle eğitim veren kişilerin mutlaka okuması gereken kafa açıcı bir kitap.
kitap zekaların eşitliği kavramı üzerinde duruyor ve eğitim sistemini sık sık eleştiriyor.
yazar sürekli "bütün zekalar eşittir" diyor ve kitap boyunca bunu anlatmaya çalışıyor.
üstün bir zekayı aşağılayacak daha üstün bir zeka bulunur her zaman; aşağı bir zeka da tepeden bakacak daha aşağı bir zeka bulabilir. diyor mesela.
öğrenmek birinin size bir şeyi öğretmesine gerek olmadığında başlıyor. bir şeyleri sen aradığın zaman öğreniyorsun.
bir eğitimci sana bir şeyler öğretmek yerine nasıl öğrenmen gerektiğini öğrettiği zaman başarılı bir eğitimci oluyor.
yazar bütün zekaların eşit olduğunu kavrarsak özgür olacağımızı öne sürüyor ve bunu yaparken harika tespitlerde bulunuyor.
mesela şöyle bir şey söylüyor hayatım boyunca aklımdan çıkmayacak.
bir insanın kendisine cevap veremeyen bir başka insanla konuştuğu yerde akıl kaybolur
bence herkesin okuyup üzerine bol bol düşünmesi gereken harika bir eser.
birine bir şeyi açıklamak her şeyden önce, ona kendi başına anlamayacağını göstermek demektir.
bir zekanın başka bir zekaya tabi kılındığı yerde aptallaşma vardır.
öğrenciyi özgürleştirirsek, yani onu kendi zekasını kullanmaya zorlarsak, hoca bilmediğini öğretebilir. bir zekayı, ancak içinden çıkmayı kendi kendine zorunlu gördüğü takdirde çıkabileceği, keyfi bir çembere kapatandır hoca dediğimiz.
kitabı bir hocam derste tavsiye etmişti ve merakla okuyup bitirdim. son yıllarda okuduğum en öğretici kitap oldu.
özellikle eğitim veren kişilerin mutlaka okuması gereken kafa açıcı bir kitap.
kitap zekaların eşitliği kavramı üzerinde duruyor ve eğitim sistemini sık sık eleştiriyor.
yazar sürekli "bütün zekalar eşittir" diyor ve kitap boyunca bunu anlatmaya çalışıyor.
üstün bir zekayı aşağılayacak daha üstün bir zeka bulunur her zaman; aşağı bir zeka da tepeden bakacak daha aşağı bir zeka bulabilir. diyor mesela.
öğrenmek birinin size bir şeyi öğretmesine gerek olmadığında başlıyor. bir şeyleri sen aradığın zaman öğreniyorsun.
bir eğitimci sana bir şeyler öğretmek yerine nasıl öğrenmen gerektiğini öğrettiği zaman başarılı bir eğitimci oluyor.
yazar bütün zekaların eşit olduğunu kavrarsak özgür olacağımızı öne sürüyor ve bunu yaparken harika tespitlerde bulunuyor.
mesela şöyle bir şey söylüyor hayatım boyunca aklımdan çıkmayacak.
bir insanın kendisine cevap veremeyen bir başka insanla konuştuğu yerde akıl kaybolur
bence herkesin okuyup üzerine bol bol düşünmesi gereken harika bir eser.
birine bir şeyi açıklamak her şeyden önce, ona kendi başına anlamayacağını göstermek demektir.
bir zekanın başka bir zekaya tabi kılındığı yerde aptallaşma vardır.
öğrenciyi özgürleştirirsek, yani onu kendi zekasını kullanmaya zorlarsak, hoca bilmediğini öğretebilir. bir zekayı, ancak içinden çıkmayı kendi kendine zorunlu gördüğü takdirde çıkabileceği, keyfi bir çembere kapatandır hoca dediğimiz.
devamını gör...
kendi başlığına gelen tüm tanımlara favori atan yazar
sen yazmışsın da ben beğenmez miyim diye beğeniyorum. ne var ki bunda? hatta mesaj atıp teşekkürlerimi de iletiyorum. olması gereken bu değil mi zaten?
devamını gör...
giydiği tişörtün üstündeki logonun anlamını bilmeyen insan
ata demirer'dir. yıllarca avrupa yakası'nda; üstünde "hot male" yazan tişört giymiştir. meğer hot male, eşcinsellerin tanışmak için kullandığı bir internet sitesinin ismiymiş. yıllar sonra bir röportajda "bilmeden yıllarca giydim o tişörtü" demişti.
devamını gör...
ekmek şarap sen ve ben
ekmek şarap sen ve ben
bir de sabahın dördü
dışarda kar
odamız ılık
gözlerin ılık ılık damlarken boş kadehe
anlattın bana ağzı sarımsak kokan bir oğlanla yattığını
aşkı tattığını, karım dediğini ve aldattığını
kıskandım gogen’i tahitilim
terlemiş vücudunu silerken
cüzzam mikrobunu ve yaktığı kulübesini
saçların bağlamıştı ellerimi muz kokulum
güneşi doğurmuştu ölü cisim
martı çığlıklarıyla bir sahil kayalığında
nefesin vücudumu yakıyordu yer yer
sam yelim sahra-i kebirim
kahrettim her şeye o gün
babanın şarap çanağına,
gogen’e,
kadere,
sana,
bana,
bir de gittiğin arabanın tekerine
ne diyordum arkadaş….
diyordum ki ben bu zıkkımı içmek için içerim
ama içerken düşünmem neden içiyorum diye
daha sonra yaparım hayatın felsefesini
sırayla olurum fatih, selim, kanuni
bazen kadın hamamında tellak….
bazen christoph colomb
napolyon’ken düşünürüm elbe’de geçen günleri
timur’ken beyazıt’ı yenişimi….
bir kere aristo’nun hocası olmuştum
ona verdiğim dersle gurur duymuştum
bazen jan dark’ı kurtarmak için çalışan bir kahraman
bazen odunun ateşleyen bir cellat olurum
eğer daha da içersem
shakespare halt etmiş derim karşımda
salyalı dudaklarımdan yayık sesimi dinlerim de
işte mozart’ın aradığı melodi bu diye gülerim
enayiymiş be platon…
bir içsin de görsün….ne felsefesi varmış bu hayatın
anlasın geçmişi kınalı dünyanın kaç bucak olduğunu
ıslak kaldırımlarda yürürken acırım
önde yalpa vuran sarhoşun zavallı haline
ukalalık işte derim neme lazım senin
kendine bak; sende bir serserin bir sarhoş….
ve yavaş yavaş kaybolur acı kahkalarım
şehrin izbe sokaklarında
yavaş yavaş kaybolur benliğim…
bir de sabahın dördü
dışarda kar
odamız ılık
gözlerin ılık ılık damlarken boş kadehe
anlattın bana ağzı sarımsak kokan bir oğlanla yattığını
aşkı tattığını, karım dediğini ve aldattığını
kıskandım gogen’i tahitilim
terlemiş vücudunu silerken
cüzzam mikrobunu ve yaktığı kulübesini
saçların bağlamıştı ellerimi muz kokulum
güneşi doğurmuştu ölü cisim
martı çığlıklarıyla bir sahil kayalığında
nefesin vücudumu yakıyordu yer yer
sam yelim sahra-i kebirim
kahrettim her şeye o gün
babanın şarap çanağına,
gogen’e,
kadere,
sana,
bana,
bir de gittiğin arabanın tekerine
ne diyordum arkadaş….
diyordum ki ben bu zıkkımı içmek için içerim
ama içerken düşünmem neden içiyorum diye
daha sonra yaparım hayatın felsefesini
sırayla olurum fatih, selim, kanuni
bazen kadın hamamında tellak….
bazen christoph colomb
napolyon’ken düşünürüm elbe’de geçen günleri
timur’ken beyazıt’ı yenişimi….
bir kere aristo’nun hocası olmuştum
ona verdiğim dersle gurur duymuştum
bazen jan dark’ı kurtarmak için çalışan bir kahraman
bazen odunun ateşleyen bir cellat olurum
eğer daha da içersem
shakespare halt etmiş derim karşımda
salyalı dudaklarımdan yayık sesimi dinlerim de
işte mozart’ın aradığı melodi bu diye gülerim
enayiymiş be platon…
bir içsin de görsün….ne felsefesi varmış bu hayatın
anlasın geçmişi kınalı dünyanın kaç bucak olduğunu
ıslak kaldırımlarda yürürken acırım
önde yalpa vuran sarhoşun zavallı haline
ukalalık işte derim neme lazım senin
kendine bak; sende bir serserin bir sarhoş….
ve yavaş yavaş kaybolur acı kahkalarım
şehrin izbe sokaklarında
yavaş yavaş kaybolur benliğim…
devamını gör...
hayatında hiç avrupa'ya seyahat etmemiş kültürsüz insan
hayatında hiç avrupa'ya gidememiş fakir insan olarak güncelleme gelmelidir. ulan ay sonunu zor getiriyoruz, ne avrupa'sı? kıçımı kaldırıp eminönü'ne zor gidiyorum.
devamını gör...
kadıköy beyfendisi’ne veda kesiti
beyefendi beyefendi gidiniz, gittiğiniz gibi de dönünüz. hayırlı tezkereler dilerim. daha önce de yazmıştım; siz yokken kesitler bize emanet, izler izler sizi yad ederiz. ha bu arada kendinizi kaptırıp, oralarda ''at bordagalları!'' diye bağırıp, ceza meza almayın, askerlik uzamasın bu yüzden. *
döndüğünüzde umarım herkes tam kadro burada olur...
döndüğünüzde umarım herkes tam kadro burada olur...
devamını gör...
anın fotoğrafı
devamını gör...
paşinyan'ın aliyev'e tüm esirleri bırak oğlumu al demesi
allah allah dikkat ettiyseniz , nasıl da bizim coğrafyadan olduğu belli oluyor; üstelik çok türk filmi de izlemiş, paşin onlar filmlerde oluyor , üstelik münir özkul da rahmete gitti belki o söylemiş olsaydı daha inandırıcı olurdu .
devamını gör...
insanı en sakin anında bile sinir eden şeyler
anlamayan birine laf anlatmaya çalışmak.
devamını gör...
sabah krepleriniz hayırlı olsun
sercan şef de ne güzel yapardı lan. neyse lezzetli bir hayırlama tekniği. severek kullanacağız.
devamını gör...
herkes mahlasına yakışanı yapsın
olurrr.
sonsuz tüm kaideler içinde biricik ve yegane olayım bi ben*
sonsuz tüm kaideler içinde biricik ve yegane olayım bi ben*
devamını gör...

