tecumseh shawnee kabilesinin, panter koluna mensuptur. shawnee'lerin bu kolu savaş konusunda ciddi bir tecrübeye sahiptir. kendilerini shawnee'lerin askeri gücü olarak tanımlayabiliriz.

sciota nehri kıyısında, savaştan önceki gece yıkanarak arınırlar, savaş boyalarını sürerken, kutsal ruha zafer için yakarırlardı.

babası pukeshinwah bir savaş reisiydi ve panter klanının önemli savaşçılardan birisi olarak gösteriliyordu. point pleasant savaşı'nda oğlu henüz 6 yaşındayken öldürüldü.

babasını küçük yaşta kaybeden tecumseh'i ağabeyi chiksika ve shawnee'lerin ruhani lideri ''kara balık'' yetiştirdi.

kabilesine yapılan onlarca baskını küçük bir çocuğun gözlerinden gördü. kabilesiyle birlikte defalarca yer değiştirmek zorunda kaldı. çocukluğundan gençliğine kadar geçen dönem onun için ölüm ve sürgün demekti.

tabi bu dönem onun fikirlerinin oluşmasında da önemli bir evre olmuştur. küçük husumetler yüzünden birbirleriyle savaşan kabilelerin beyaz adam tarafından kolayca alt edilebildiğini gördüğü için, birlik fikri kafasında gençlik yıllarında yeşermeye başlamıştır.

katıldığı savaşlarda başlarda gözcülük görevini yerine getirmiş, sonrasında ise savaşlarda aktif olarak yer almaya başlamıştır.

tecumseh'in siyasi birlik fikri, katıldığı savaşlar sonrasında iyice pekişmiş ve neredeyse tüm kızılderili kabilelerini gezerek, onlara birliğin şart olduğunu anlatmaya çalışmıştır.

ona göre; ata toprakları bir bütündür. tüm kuzey amerika yerlilerine aittir. hiç bir kabile diğerlerini yok sayarak, topraklarını elden çıkaramaz veya terk edemez, bu sebeple tüm kabileler tarafından topluca müdafaa edilmelidir.

tecumseh'in bu fikirleri özellikle genç kızılderililer arasında hızla yayılmaya başladı. diğer kabilelerin reisleri, genç savaşçılardan gelen talepleri görmezden gelemediler ve kabilelerin ortak kararı ile bir kurultay toplanmasına karar verildi.

tecumseh bu toplantıda, yılanın kutsal toprakları sinsice dolaştığını, toprakların satılması konusunda kabileleri sincice soktuğunu söyleyerek, etkileyici bir konuşmaya imza attı.

yine bu konuşmasında ilk kez ''beyaz şeytan'' tabirini kullanarak, kızılderililer arasında bu tabirin yaygınlaşmasına sebep olmuştur.

birlik fikri çığ gibi büyüyordu...

her ne kadar karşıt görüşler ortaya çıkmış olsa da, ezici bir çoğunluk tecumseh'in arkasındaydı.

bu fikir ''beyaz şeytan''a da iletildi. tecumseh bu talebin kabul edilmeyeceğini bilse dahi, yine de meselenin barışçıl bir yolla çözülebilmesi için elinden geleni yapmıştır.

elde bir avuç kalan ata topraklarının kızılderili kanı akıtılmadan korunabilmesini sağlamak için eşsiz bir diplomasi mücadelesi vermiştir.

''beyaz şeytan''ın bitmez tükenmez açgözlülüğü ve acımasızlığı karşısında savaşmak zorunda oldukları kesinleştiğinde, tecumseh atalarının savaş boyalarını sürdü. ''gökyüzündeki panter'' artık savaş alanındaydı...

beyaz şeytan'ı defalarca küçük muharebelerde yenmiş olsa da, bu durum asla yeterli olmuyordu. yeni bir yol düşünmeliydi. tekrar diplomasiyi devreye soktu ve ingilizlerden siyasi ve lojistik destek alarak savaşmaya devam etti.

5 ekim 1813 günü ''thames river'' savaşında ingilizler savaş alanını terk edince, beraberindeki kızılderililerle birlikte yalnız başına kaldı.

çekilmeyi düşünmediler. son ana kadar savaştılar.

savaş alanında düşen sadece tecumseh'in bedeni değildi...

birlik hayali ve kabilelerin özgürlük isteği de orada toprağa karıştı.

bu büyük adamın, bedeni asla kabilesine iade edilmedi. ''beyaz şeytan'' onun ölüsünden bile korkmuştu. ölüm haberi, küçük çaplı direnişlerinde bir süre durmasına neden oldu.

''babam ! benim babam güneştir. benim annem topraktır; onun bağrına yatacağım! ''diyen ''gökyüzündeki panter'' her ne kadar onun bağrına düşmüş olsa da, bedeninin yerinin bilinmemesi kabilesi arasında büyük bir acıya sebep olmuştur.

derler ki, geriye kalan bir avuç shawnee, ne zaman başını göğe çevirse, usulca onun adını fısıldarmış...

dibine not: başlığı açan değerli yazar arkadaşımın söylediği gibi tecumseh'e dair türkçe'ye çevrilmiş bir kitap yok. bu cidden büyük eksiklik. yabancı kaynaklardan okumak isteyenler james laxer'ın ya da john sugden'ın onunla ilgili yazdığı kitapları okuyabilirler. her ikiside tecumseh'i ve mücadelesini ayrıntılarıyla anlatmıştır.

dibine not 2: başlığı açan değerli yazar arkadaşıma ayrıca teşekkürü bir borç bilirim. zira kendisi bu alanda, sözlükteki boşluğu doldurmaya gayret ediyor. meşguliyetler trenimden her inişimde kendisine katkı sağlamaya çalışacağım. var olsun.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

sözlüğe ilk geldiğinizde herhangi bir yazardan farkı olmayan insan kişisidir. siz tanımlarınızı yazıp aynı zamanda onları okumaya başladıkça ortak noktalarınız olduğunu fark eder, yavaş yavaş birbirinizi benimsemeye başlarsınız.
sonraları, ilk başta yazar olarak gördüğünüz bu insanlara arkadaş demeye elvermez gönlünüz, çünkü onlar artık dost; hatta ve hatta ailenizden biri olurlar. onları mutlu görmek, sevinçlerine, üzüntülerine dahil olmak istersiniz.
en basitinden günlük hayatımda "günaydın" demek aklıma gelmeyen ama burada günaydın demeden güne başlayamadığım insanlar var benim. buradaki insanlar çok güzel, arkadaş mı istiyorsunuz? o zaman doğru adreste olduğunuzu söyleyebilirim.
devamını gör...

kişilerin karşı koyamadığı durumlar. karşı taraf ağlayınca eğilip bükülmeye başlıyorum. ölse ağlamam ama öyle karşımda ağlayınca içim kötü oluyor haliyle. dünya ince ruhlu insanlar için cehennemdir.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

nick'ini arkalı bahçeli versiyona değiştirdikten kısa bir süre sonra bazı insanlarda argo yahut homoseksüel çağrışımlara yol açabileceğini fark etmiş ve bunu pek de iplememiştir.

ben, yani cenk. kendinden üçüncü tekil şahıs olarak bahsetmekten keyfalır. benzerleri ünlü düşmesi yaşarken inatla düşmeyen ünlülere de gıcık olur. düşüyor mu böyle? düşmüyor. azıcık ötede oynayalım mı? oynayalım. hadi bb.
devamını gör...

amalia euphrosyne lindegren
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

elimize sağlık.
devamını gör...

geçim sıkıntısından intihar eden insanları, geleceği çalındığı için intihar eden gençleri düşünürsek hakkımızı helal etmemiz saçmalık olur.
devamını gör...

eğer sırf karşı taraf ben onu takibe alayım diye beğenmişse tanımlarımı ben durup onunkilerini ne beğeniyorum ne de takip ediyorum. tanımlarımı gerçekten okuyup da beğenenlere dönüyorum onlar zaten kendilerini belli ediyorlar.
devamını gör...

dergi, gazete gibi süreli yayınları numaralandırmak için kullanılan uluslararası numaralandırma sistemi.
devamını gör...

kahve içiyorum; mutluyken sütlü, mutsuzken sade...
devamını gör...

sözlüğün zarara gireceği uygulama. şöyle ki her hafta bir yazara 25 tl hediye çeki veriliyor ve ay 4 hafta sürdüğünden kasadan 100 bazı aylar 125 tl'lik hediye çeki çıkıyordu. şimdi ayda 10 yazara 25 tl'den 250 tl çıkacak. yani yılda 1300 tl yerine 3000 tl'lik hediye çeki dağıtılacağı duyurusu yapılıyor.

(bkz: kocaman alkış)

bu ne bonkörlük yoldaş? yoldaş bizi pavyona götür diyoruz götürmüyorsun. *
devamını gör...

ders.
devamını gör...

a.b.d, putin'i yıkmak için, putin düşmanı ukrayna'da, hükümete karşı gösteriler yaptırıyor diyorsun.
devamını gör...

o hanım benim.*
devamını gör...

35 kişinin hayatına mâl olmuş bir katliamdır. çoğunluğu alevi olan 33 yazar, düşünür ve aydın, 2 de otel çalışanı radikal islamcılar tarafından katledilmiştir.

dönemin siyasetçilerinin de tutumunu unutmamak gerekir. dönemin başbakanı tansu çiller ''çok şükür otel dışındaki halkımız zarar görmedi.'' demiştir.
cumhurbaşkanı süleyman demirel ise ağır tahrik olduğunu söylemiştir.
dönemin içişleri bakanı ise aziz nesin'in halkın inançlarıyla alay edip halkı galeyana getirdiğini söylemiştir.

bu ülke ne çektiyse dincilerden çekti, hala da çekmeye devam ediyor. temel karamollaoğlu'nu da unutmamak gerek. şimdilerde tontiş tontiş takılan bu amcanın da yaptıklarını unutmadık.


sivas davasının üçüncü gününde dinlenen sivas trafik şube müdürü izzet karadağ, tanıklığı sırasında olayların refah partili belediye başkanı temel karamollaoğlu tarafından körüklendiğini söyledi. karadağ, daha önceki ifadesini mahkemede yeniden doğruladı.

ifade şöyle: “karamollaoğlu ‘gazanız mübarek olsun’ diye konuşma yaptı. dağılmak üzere olan kalabalık bundan sonra dağılmaktan vazgeçti. itfaiyeden ise su sıkara kalabalığın dağıtılmasını istedik. ne hikmetse su sıkmadılar.
devamını gör...

kahvehaneler.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
bursa, mihraplı park. özellikle gece çok güzel. al termosunu, kulaklığını, kitabını ve sandalyeni. gel takıl burda. istanbullu olarak özendim.
devamını gör...

mobilde ufak bi hatam olmuş buton olması gereken yere geldi. kusura bakmayın.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim