seks aids’e rağmen hayatımızda kaldıysa sarılmak da covid-19’a rağmen kalacaktır
(bkz: yuval noah harari)'nin hürriyet gazetesine yaptığı röportaj'dan enteresan satır başı cümle.
"covıd-19 insan doğasının temel özelliklerini değiştirmeyecek. veba değiştirmedi. 1918 salgını değiştirmedi. aıds değiştirmedi. bütün bu korkunç tecrübelerden sonra fiziksel teması seven sosyal hayvanlar olmaya devam ettik. seks, aıds’e rağmen hayatımızda kalmaya devam ettiyse sarılmak da covıd-19’a rağmen hayatımızda kalmaya devam edecektir."
röportaj
"covıd-19 insan doğasının temel özelliklerini değiştirmeyecek. veba değiştirmedi. 1918 salgını değiştirmedi. aıds değiştirmedi. bütün bu korkunç tecrübelerden sonra fiziksel teması seven sosyal hayvanlar olmaya devam ettik. seks, aıds’e rağmen hayatımızda kalmaya devam ettiyse sarılmak da covıd-19’a rağmen hayatımızda kalmaya devam edecektir."
röportaj
devamını gör...
nefret edilen kelimeler
ayarlarız, hallederiz, bakarız gibi belirsizlik içeren kelimeler. belirsizliğe gelemiyorum.
devamını gör...
sinemaya gitmek
tek başıma da yaptığım için fazlaca özgüvenli olduğumu öğrendiğim eylem. bir insanın tek başına sinemaya gidebilmesi için tabi ki özgüven sahibi olması gerekir başka ne olacaktı?
oysa ki 'sinemada izlenmesi gereken filmler' katagorime giren (bkz: tenet) için sinemaya gittiğimden, hele ki şu covid döneminde, aslında biraz saf olduğum kanısına varmıştım ama yoo baya özgüvenliymişim işte.
oysa ki 'sinemada izlenmesi gereken filmler' katagorime giren (bkz: tenet) için sinemaya gittiğimden, hele ki şu covid döneminde, aslında biraz saf olduğum kanısına varmıştım ama yoo baya özgüvenliymişim işte.
devamını gör...
zir zop
geç osmanlı döneminde kullanılan bir tür fesin ismiydi. sultan ikinci mahmut dönemine kadar başa sarık takılırken, bu yenilikçi padişahın başa geçmesiyle fes de hayatın içine girer. hatta fes ile ilgili bakanlık da kurulmuştur. kırsalda halk sarıklı iken, şehirde fes rağbet görmeye başlar.
devamını gör...
aşırı saygılı insanlar
kişiye, zamana ve yakınlığa göre davranan insandır. çok kolay sinirlendiremezsiniz ama sinirlenirlerse canınızı da yakarlar. otoritesini saygısıyla sunar.
devamını gör...
the office
9 sezondan oluşan efsane sitcom dizisidir.
dizinin yapımcısı ve fikir babalarından olan ricky gervais'in baş rolünü üstlendiği ingiliz yapımı the office dizisinden uyarlanmıştır.
steve carell, rainn wilson, john krasinski, jenna fischer, b.j. novak dizide rol alırken dizinin yapımcılığını ricky gervais, stephen merchant ve greg daniels üstlenmiştir.
konusu dunder miffin adındaki bir kağıt şirketinin scranton şubesinde yaşananları anlatır.
birbirinden ilginç karakterlere sahip olan bu dizi hemen hemen her sitcom severin en sevdiği dizilerden birisidir. hatta yüzde doksanının en sevdiği dizidir.
sebebi ise karakterlerin kusursuz yaratılmamış olmasıdır. ben en azından bu olayını çok seviyorum. karakterler uyuz, yalaka ve gıcıktır. yani normal insanlardır. hepimiz gibiler.
michael scott tüm zamanların yaratılmış en iyi karakterlerinden birisidir. onu tarif edecek kelimeler yok. müthiş birisi.
dwight schrute. dünyanın en garip insanı. gülmekten ağlatan sahneleri oldu. yemin ederim şaka yapmıyorum. bu karakteri bir insan nasıl yazar anlamıyorum. muhteşem.
jim halpert. kendisini çok yakışıklı ve çok sempatik olduğu için sevmiyorum. kıskanıyorum herifi. çok cool.
pam beesly. yine en sevdiğim önemli karakterlerden birisidir.
ryan howard. kendisinden nefret ediyorum. bu yüzden başarılı bir kişi kendisi.
andy bernard. yine garip manyağın tekidir. severim kendisini.
dizinin en sevdiğim taraflarından birisi ise konuların çekinilmeden harcanılması. bölüm başlarında rahatlıkla bir bölüm çıkabilecek konuları harcıyorlar. nefis bir şey. çok komik kısımları harcamaktan çekinmiyorlar çünkü ellerinde bol bol konu var. yaratıcı bir ekip.
diğer tarafı ise dwight ile micheal scott arasındaki garip ilişki. bu iki uyuz insanı izlemek acayip bir şey.
yine başka kısmı dizide bulunan dostluk ilişkileri. birbirilerine garip şakalar yapıyorlar ama birbirlerini seviyorlar. birbirlerine bağlılar. jim ve dwight örneği.
diğer tarafı ise dizinin umurunda olmayan bir üslubu olması. her şeyle dalga geçebiliyorlar. umurlarında değil. her şeyle dalga geçiyorlar. sınır yok. bence mizah dediğimiz olay tam olarak böyle olmalı.
diğer güzel taraf ise samimi olması. seyirciye ofisin içindeymiş gibi hissettirmesi. 9 sezon boyunca oralarda dolaşan bir stajyer gibi hissettim kendimi. kameraya atılan bakışlar çok mutlu etti. zaten dizinin amacı da bu.
dizi 2005 ile 2013 yılları arasında yayınlanmıştır. altın küre ve emmy ödülüne sahiptir.
türkiye'de yayın hakları amazon primedadır. sadece the office için bile amazon prime üyesi olunur. bunu daha önce defalarca dedim yine diyorum. arada sırada açıyorum bir bölüm keyfim yerine geliyor.
toplam 201 bölümden oluşan harika bir dizi. hala fırsat bulamamış herkese şiddetle tavsiye ederim.
not: daha önce izleyip beğenmemiş olabilirsiniz tekrar şans verin. aynısını yaşadım çünkü.
ayrıca bitince depresyona girebilirsiniz. ben girdim çünkü oradan biliyorum.
dizinin yapımcısı ve fikir babalarından olan ricky gervais'in baş rolünü üstlendiği ingiliz yapımı the office dizisinden uyarlanmıştır.
steve carell, rainn wilson, john krasinski, jenna fischer, b.j. novak dizide rol alırken dizinin yapımcılığını ricky gervais, stephen merchant ve greg daniels üstlenmiştir.
konusu dunder miffin adındaki bir kağıt şirketinin scranton şubesinde yaşananları anlatır.
birbirinden ilginç karakterlere sahip olan bu dizi hemen hemen her sitcom severin en sevdiği dizilerden birisidir. hatta yüzde doksanının en sevdiği dizidir.
sebebi ise karakterlerin kusursuz yaratılmamış olmasıdır. ben en azından bu olayını çok seviyorum. karakterler uyuz, yalaka ve gıcıktır. yani normal insanlardır. hepimiz gibiler.
michael scott tüm zamanların yaratılmış en iyi karakterlerinden birisidir. onu tarif edecek kelimeler yok. müthiş birisi.
dwight schrute. dünyanın en garip insanı. gülmekten ağlatan sahneleri oldu. yemin ederim şaka yapmıyorum. bu karakteri bir insan nasıl yazar anlamıyorum. muhteşem.
jim halpert. kendisini çok yakışıklı ve çok sempatik olduğu için sevmiyorum. kıskanıyorum herifi. çok cool.
pam beesly. yine en sevdiğim önemli karakterlerden birisidir.
ryan howard. kendisinden nefret ediyorum. bu yüzden başarılı bir kişi kendisi.
andy bernard. yine garip manyağın tekidir. severim kendisini.
dizinin en sevdiğim taraflarından birisi ise konuların çekinilmeden harcanılması. bölüm başlarında rahatlıkla bir bölüm çıkabilecek konuları harcıyorlar. nefis bir şey. çok komik kısımları harcamaktan çekinmiyorlar çünkü ellerinde bol bol konu var. yaratıcı bir ekip.
diğer tarafı ise dwight ile micheal scott arasındaki garip ilişki. bu iki uyuz insanı izlemek acayip bir şey.
yine başka kısmı dizide bulunan dostluk ilişkileri. birbirilerine garip şakalar yapıyorlar ama birbirlerini seviyorlar. birbirlerine bağlılar. jim ve dwight örneği.
diğer tarafı ise dizinin umurunda olmayan bir üslubu olması. her şeyle dalga geçebiliyorlar. umurlarında değil. her şeyle dalga geçiyorlar. sınır yok. bence mizah dediğimiz olay tam olarak böyle olmalı.
diğer güzel taraf ise samimi olması. seyirciye ofisin içindeymiş gibi hissettirmesi. 9 sezon boyunca oralarda dolaşan bir stajyer gibi hissettim kendimi. kameraya atılan bakışlar çok mutlu etti. zaten dizinin amacı da bu.
dizi 2005 ile 2013 yılları arasında yayınlanmıştır. altın küre ve emmy ödülüne sahiptir.
türkiye'de yayın hakları amazon primedadır. sadece the office için bile amazon prime üyesi olunur. bunu daha önce defalarca dedim yine diyorum. arada sırada açıyorum bir bölüm keyfim yerine geliyor.
toplam 201 bölümden oluşan harika bir dizi. hala fırsat bulamamış herkese şiddetle tavsiye ederim.
not: daha önce izleyip beğenmemiş olabilirsiniz tekrar şans verin. aynısını yaşadım çünkü.
ayrıca bitince depresyona girebilirsiniz. ben girdim çünkü oradan biliyorum.
devamını gör...
uçurum kenarından atlayacak kişiye söylenecek son söz
dur beraber atlayalım.
devamını gör...
climax
"hayat müşterek bir imkansızlıktır."
devamını gör...
üstünde ne var sorusu
üstümde gökyüzü...
devamını gör...
intörn
ucuz iş gücüdür. bir gün bir intern görürseniz ona sarılıp geçeceğini söyleyin. buna ihtiyaçları var.
devamını gör...
her düşüş bir öğreniş
hayatta kalmanın kuralını açıklayan nitelikte bir atasözü. özümseyebilmek için çok düşmek, iyi düşmek hatta en güzel düşmek kulvarlarında derece yapmanız lazım.
devamını gör...
mor ve ötesi
türkiye'nin en iyi grubudur bana göre. aynı zamanda bir o kadar da hakettiği değeri almayan grup olabilir. yaptıkları şarkıların sözleri çok anlamlı. hele bir tanesi var;
"gitsem nereye kadar, kalsam neye yarar?"
gerçekten gitsek de kalsak da ne fark eder? kendimizden kaçamadığımız müddetçe.
dipnot: biraz gereksiz konuştum sanırım, affola :)
"gitsem nereye kadar, kalsam neye yarar?"
gerçekten gitsek de kalsak da ne fark eder? kendimizden kaçamadığımız müddetçe.
dipnot: biraz gereksiz konuştum sanırım, affola :)
devamını gör...
öğrenerek gelişmek
aslına bakılırsa yalnızca insana mahsus olmayan özellik.*
insan kadar olmasa da orka gibi bazı türlerde de, öğrendiklerini (avlanma stratejileri, potansiyel avların konumları vb.) geliştirerek bunları yavrularına aktarma/öğretme özelliği bulunmakta.*
ve yanlış bilmiyorsam, orkaların bu özelliği onları dünyada insandan sonraki en yaygın ikinci memeli türü yapmakta. dünyanın pek çok bölgesinde bulunmalarına ek olarak, her bir topluluğun kendine has avlanma stratejileri ve buna bağlı davranış biçimleri mevcut.
küçük bir not: orkalar katil balina olarak bilinmelerine karşın aslında bir yunus türüdür.*
insan kadar olmasa da orka gibi bazı türlerde de, öğrendiklerini (avlanma stratejileri, potansiyel avların konumları vb.) geliştirerek bunları yavrularına aktarma/öğretme özelliği bulunmakta.*
ve yanlış bilmiyorsam, orkaların bu özelliği onları dünyada insandan sonraki en yaygın ikinci memeli türü yapmakta. dünyanın pek çok bölgesinde bulunmalarına ek olarak, her bir topluluğun kendine has avlanma stratejileri ve buna bağlı davranış biçimleri mevcut.
küçük bir not: orkalar katil balina olarak bilinmelerine karşın aslında bir yunus türüdür.*
devamını gör...
yoldaş abraham lincoln
kimin fake'i olduğu ortaya çıkana kadar favori yoldaşım.
devamını gör...
zagor
darkwood'un ve gönlümüzün efendisi baltalı ilah. onu diğer fumetti karakterlerinden ayıran en önemli özelliği, zorunlu olmadıkça insan dahil hiçbir canlıya zarar vermemesidir. diğer fumettilerde genelde kızılderililer vahşi, laftan anlamaz ve hep düşman olarak anlatılmasına karşın, zagor'da onlara gereken saygı ve sevgi gösterilir. zagorumuz adeta "iyi ya da kötü ırk yoktur, iyi yahut kötü insan vardır" şiarıyla hareket eder. yeri geldiğinde kanun uygulayıcı askerlere de, savcılara da postasını koyar. hatta bir macerasında, yanlış anımsamıyorsam birleşik devletler başkanına bile posta koymuştur.
zagorumuzun beni en çok şaşırtan bir özelliği de yaz-kış hiç değiştirmediği g.tü yamalı pantelonudur. bu pantelon 60 yıldır değişmedi neredeyse. ha içinizden biri de çıkıp "adamın gardırobunda belki aynısından onlarca pantulu vardır" diyebilir. ama onun yaşadığı bataklıktaki kulübesinde böyle imkanların olmadığını her zagorcu bilir. gene de bazı maceralarında dışarısı kar kıyamet iken sırtına bir gocuk geçirmişliği vardır. anlayın ki dışarısı en az -40 derecedir. (daha azında zagor üşümez zira)
bütün çizgiroman kahramanlarında olduğu gibi onun da pek çok dostu ve düşmanı vardır. en belalısı profesör hellingen'dir. adam kaç kere öldü, kaç kere dirildi unuttum ben. onunla olan maceraları genelde sürreal bir atmosferde geçer.
zagor'un birbirinden güzel, ateşli-yanarlı dönerli pek çok sevgilisi vardır

ama içlerinde bence en özeli elettra warton'dur. trajik bir şekilde hayatını kaybeden elettra, aklıma geldikçe içim cız eder.

zagor anlatmakla bitmez. aklıma gelince gene yazarım buraya.
edit: görsellerin linkleri güncellendi.
zagorumuzun beni en çok şaşırtan bir özelliği de yaz-kış hiç değiştirmediği g.tü yamalı pantelonudur. bu pantelon 60 yıldır değişmedi neredeyse. ha içinizden biri de çıkıp "adamın gardırobunda belki aynısından onlarca pantulu vardır" diyebilir. ama onun yaşadığı bataklıktaki kulübesinde böyle imkanların olmadığını her zagorcu bilir. gene de bazı maceralarında dışarısı kar kıyamet iken sırtına bir gocuk geçirmişliği vardır. anlayın ki dışarısı en az -40 derecedir. (daha azında zagor üşümez zira)
bütün çizgiroman kahramanlarında olduğu gibi onun da pek çok dostu ve düşmanı vardır. en belalısı profesör hellingen'dir. adam kaç kere öldü, kaç kere dirildi unuttum ben. onunla olan maceraları genelde sürreal bir atmosferde geçer.
zagor'un birbirinden güzel, ateşli-yanarlı dönerli pek çok sevgilisi vardır

ama içlerinde bence en özeli elettra warton'dur. trajik bir şekilde hayatını kaybeden elettra, aklıma geldikçe içim cız eder.

zagor anlatmakla bitmez. aklıma gelince gene yazarım buraya.
edit: görsellerin linkleri güncellendi.
devamını gör...
2021 kpss giriş ücreti
küfür etme ücretleri , açıklandı mı?
devamını gör...
orta çağ'da yaşayacak olsan yapacağın meslek
filozof olmak isterdim. o dönemde pek sevilmese de.
devamını gör...
geceye bir söz bırak
"olur ya sizi göremem şimdiden,
şimdiden ;iyi günler, iyi akşamlar ve iyi geceler.."
şimdiden ;iyi günler, iyi akşamlar ve iyi geceler.."
devamını gör...
normal sözlük'te küfrün yasak olması saçmalığı
devamını gör...
rabindranath tagore
"konuşulan lisanı bilmiyen bir hayvanla, bir insan kalbinin arasındaki tanınma sınırları nerede gizlenmiştir, diye ekseriya hayret ederim.
kalblerinin birbirini ziyaret ettiği sade yol, uzak bir yaradılış sabahındaki hangi ilk cennette uzanır?
akrabalıkları çoktan unutulduğu halde, ayaklarının bu daimi izleri silinmemiştir.
böyle olmakla beraber, bazı sözsüz musikîde karanlık mazi uyanır, hayvan, insanın yüzüne nazik bir emniyet ile bakar; insan da onun gözlerinin içine eğlenen bir muhabbetle gözlerini iğerek diker.
anlaşılan iki arkadaş maske ile karşılaşıyor, ve bu maskenin içinden birbirlerini mübhemce tanıyorlar."
bahçıvan, rabindranath tagore
sayfa 132 - ahmed ihsan basımevi
kalblerinin birbirini ziyaret ettiği sade yol, uzak bir yaradılış sabahındaki hangi ilk cennette uzanır?
akrabalıkları çoktan unutulduğu halde, ayaklarının bu daimi izleri silinmemiştir.
böyle olmakla beraber, bazı sözsüz musikîde karanlık mazi uyanır, hayvan, insanın yüzüne nazik bir emniyet ile bakar; insan da onun gözlerinin içine eğlenen bir muhabbetle gözlerini iğerek diker.
anlaşılan iki arkadaş maske ile karşılaşıyor, ve bu maskenin içinden birbirlerini mübhemce tanıyorlar."
bahçıvan, rabindranath tagore
sayfa 132 - ahmed ihsan basımevi
devamını gör...
