zafer partisi
milyonlarca asalağın sığınmacı din kardeşi kisvesi altında ülkeye sokulmasının bir proje olduğunu savunan gelecekte bu durumun büyük sorunlara yol açacağını savunan parti..
b..k böceğinden daha faydasız pembe popolu solcular ile dincilerin, faşist ilan ettiği ümit özdağ tarafından kurulan sürekli yandaş medya da itibarsızlaştırılan esasen ülkenin son umudu olan oluşum..
b..k böceğinden daha faydasız pembe popolu solcular ile dincilerin, faşist ilan ettiği ümit özdağ tarafından kurulan sürekli yandaş medya da itibarsızlaştırılan esasen ülkenin son umudu olan oluşum..
devamını gör...
klişe youtube yorumları
“tam da vakit geçirmek için eski videolarını izlerken yeni video bildirimi geldi kalp kalp”
devamını gör...
mandela etkisi
pikachu'nun kuyruğunda siyah kısım olmadığını öğrendiğim zaman şok eden etki.
devamını gör...
geceye bir bilgi bırak
ağustos böcekleri 13 yıl toprak altında gelişimlerini tamamlarlar ve toprağa açtıkları delikleri kullanarak yeryüzüne çıkarlar. yeryüzünde ömürleri ortalama 1 aydır.
devamını gör...
saf ve zeki olmak
(bkz: sheldon cooper).
devamını gör...
sözlük kadınlarının içten içe kadınlı başlıklardan hoşlanması
devamını gör...
ekşi sözlük'ün normal sözlük'ü sansürlemesi
kafanın başından beri buradayım, ekşi yazarlığım da çok eskilere dayanır.
benim 2 arkadaşımın hesabı, kafa sözlük'ü övdü diye kapatıldı.
bunu da över övmez yapmadılar, sistematik olarak 1 hafta 10 gün kadar beklediler, bambaşka alakasız bir entry'i sebep göstererek uçurdular.
benim 2 arkadaşımın hesabı, kafa sözlük'ü övdü diye kapatıldı.
bunu da över övmez yapmadılar, sistematik olarak 1 hafta 10 gün kadar beklediler, bambaşka alakasız bir entry'i sebep göstererek uçurdular.
devamını gör...
kitap alıntıları
çağdaş insan, uyanık olduğuna ve de doğru düşündüğüne inanmak istiyor. ama bu tür inanç ve düşünceler bizi karabasanlara soktu -akıl aynalarımızda, art arda işkence odalarını gördüğümüz karabasanlardı onlar. bu karabasandan çıktığımızda, uyanık durumda düş gördüğümüzü ve usçu düşlerimizin dayanılmaz düşler olduğunu belki de fark edeceğiz. ve ondan sonra, belki de gözlerimizi kapayıp yeniden düş görmeğe başlayacağız.
yalnızlık dolambacı / octavio paz
yalnızlık dolambacı / octavio paz
devamını gör...
iğrendiren kokular
pencereleri hiç açılmamış ve en az 10 dakikadır içi yolcu dolu seyahat eden belediye otobüsüne binince gelen koku. bak midem yine bir kötü oldu. *
devamını gör...
pleasure
2021 yapımı ninja thyberg filmi. dramatik bir kariyer öyküsü. bir slice of life tadında bir kariyer hikayesi diyebileceğimiz bir film. fazla provakatif ve anti porn filmi denmiş. ben katılmıyorum buna. explicit sahnesi çok fazla olsa bile siz filme kendinizi çok kaptırıp bunu fark etmiyorsunuz bile. ve filmin herhangi bir yerinde porno kötüleme veya yüceltme gibi bir durum söz konusu değil. her meslek gibi bununda zorluğunun olduğu daha çok ön planda duruyor ve genel porno izleyicisine aslında bu filmde setin arka planını gösteriyor. oyuncuların çoğu porno yıldızı ve müthiş oynamışlar. abi inanamadım ben kim bilebilirdi porno yıldızlarının harbi böyle oynayabileceğini. başroldeki kızımız da çok iyi.
kızımız isveçten l.a'ya taşınıyor. amacı burda porno sektöründe yükselip şöhret elde edebilmek. ailesinin ise böyle bir durumdan haberi yok ve ailesiyle olan konuşmalarından daha önce tekrar başka yerlere gidip yeni sayfalar açmaya çalıştığı anlaşılabiliyor. başroldeki karakterimizde böylece artık bu işlerin içine girmiş oluyor. olaylar sapa sardıkça karakterimizde bunalıyor ve psikolojik bir çöküş yaşıyor. durum bundan ibaret. yani bunlar olurken sektöre söylenen söz veya sisteme eleştiri falan yapmıyor
bu filmde bence herkesin katılacağı bir yer var ki o da hırs mevzusu. ben black swandaki balerine veya whiplashteki davulcuya çok benzetiyorum başrölü. burda yine amaca ulaşmak uğruna yapılmış bazı yanlışlar var. ve takıntı haline gelmiş düşünceler var. günün sonunda ne kadar çaresiz kalırsan kal eğer dayanamıyorsan çekip gitmelisin.
kızımız isveçten l.a'ya taşınıyor. amacı burda porno sektöründe yükselip şöhret elde edebilmek. ailesinin ise böyle bir durumdan haberi yok ve ailesiyle olan konuşmalarından daha önce tekrar başka yerlere gidip yeni sayfalar açmaya çalıştığı anlaşılabiliyor. başroldeki karakterimizde böylece artık bu işlerin içine girmiş oluyor. olaylar sapa sardıkça karakterimizde bunalıyor ve psikolojik bir çöküş yaşıyor. durum bundan ibaret. yani bunlar olurken sektöre söylenen söz veya sisteme eleştiri falan yapmıyor
bu filmde bence herkesin katılacağı bir yer var ki o da hırs mevzusu. ben black swandaki balerine veya whiplashteki davulcuya çok benzetiyorum başrölü. burda yine amaca ulaşmak uğruna yapılmış bazı yanlışlar var. ve takıntı haline gelmiş düşünceler var. günün sonunda ne kadar çaresiz kalırsan kal eğer dayanamıyorsan çekip gitmelisin.
devamını gör...
buprenorfin
morfin bağımlılığının tedavisinde sublingual (dil altı) yoldan kullanılan ilaçtır.
devamını gör...
geceye bir 90'lar şarkısı bırak
umay umay-hareket vakti.
devamını gör...
ahmed arif
asıl adı ahmed hamdi önal'dır. 23 nisan 1923 tarihinde diyarbakır'ın hançepek semtinde dünyaya geldi.
annesini altı yaşındayken kaybeden ahmed arif, üvey annesi tarafından büyütüldü. aynı zamanda sekiz kardeşti ve bu sekiz kardeş içinde en küçükleri ahmed arif'ti. babası memur olduğu için farklı şehirlerde yaşadı; kürtçe, arapça ve zazaca'yı öğrenmek zorunda kaldı.
lise yıllarında edebiyata ilgisi artan ahmed arif, ankara üniversitesi'nde felsefe bölümüne girdi ama iki kere tutuklandığı için mezun olmadı. bu dönemde birçok değerli şairin etkisinde kaldı ve şiirler yazdı.. bu şairlerden bazıları; ahmed hamdi tanpınar, cahit külebi ve behçet necatigil'di. ilk şiiri, şecme şiirler demeti dergisi'nde yayımlandı ve on lira ücret aldı.
yasaya aykırı davranışlar sergilendiği düşünülerek birçok kez tutuklandı. ömrünün en güzel yıllarını hapishane köşelerinde geçirdi ve ne yazık ki bu durum ülkemizin o dönemlerde bitki örtüsüydü.
1954 yılından 1959 yılına kadar leyla erbil'e mektuplar yazdı. leyla erbil o sıralarda eşi mehmet bey ile tanıştı, onu sevdi. evlenme kararı alacağı sıralarda ahmed arif'e artık sadece dost olabileceklerini, söyledi.
evleneceksin demek? herhal çocuğu sevdin! inşallah mesut olursun canım. ama müstakbel kocan bana yazdığına kızmayacak cinstendir inşallah. yoksa seni kaybetmek, sesini duymamaktansa gebereyim daha iyi olur.
ve sonra bu şiir yazılır...
sus, kimseler duymasın.
duymasın ölürüm ha.
aydım yarı gecede
yeşil bir yağmur sonra...
yağıyor yeşil.
en uzak, o adsız ve kimselersiz,
o yitik yıldızda duyuyor musun?
bir stradivarius inler kendi kendine,
yayı, reçinesi, köprüsü yeşil.
önce bendim diyor ve sonra benim...
ölümsüz, güzel ve çetin.
ezgisidir dolaşan bütün evreni,
bilinen, bilinmeyen ıssızlıkları.
canımı, tüylerimi sarmada şimdi
kendi rüzgarıyla vurgun...
sarıyor yeşil.
rüya, bütün çektiğimiz.
rüya kahrım, rüya zindan.
nasıl da yılları buldu,
bir mısra boyu maceram...
bilmezler nasıl aradık birbirimizi,
bilmezler nasıl sevdik,
iki yitik hasret,
iki parça can.
çatladı yüreği çakmaktaşının,
ağıyor gök kuşaklarının serinliğinde
çağlardır boğulmuş bir su...
âğıyor yeşil.
yivlerinde yeşil güller fışkırmış,
susmuş bütün namlular...
susmuş dağ,
susmuş deniz.
dünya mışıl-mışıl,
uykular derin,
yılan su getirir yavru serçeye,
kısır kadın, maviş bir kız doğurmuş,
memeleri bereketli ve serin...
sağıyor yeşil.
aydım yarı gecede,
neron, çocuk kitaplarında çirkin bir surat,
ve sezarsa, bir ad, yıkıntılarda.
ama hançer taşı sanki
koca kartaca!
hani, kibrit suyu vermişlerdi üstüne
bak nasıl alıyor, yiğit,
binlerce yıl da sonra
alıyor yeşil.
vurur dağın doruğundan
atmacamın çalkara,
yalın gölgesi.
kuş vurmaz, tavşan almaz,
ama aç, azgın
köpek balıklarıydı parçaladığı
bak, tiber saygılı, suskun.
bak nilüfer dizisi zinciri.
bunlar bukağısı, kolbağlarıdır,
cihanın ilk umudu, ilk sevgilisi,
ve ilk gerillası spartakus'un.
suyor yeşil.
sus, kimseler duymasın,
duymasın, ölürüm ha.
aymışam yarı gece,
seni bulmuşam sonra.
seni, kaburgamın altın parçası.
seni, dişlerinde elma kokusu.
bir daha hangi ana doğurur bizi?
ruhum...
mısra çekiyorum, haberin olsun.
çarşıların en küçük meyhanesi bu,
saçları yüzümde kardeş, çocuksu.
derimizin altında o olüm namussuzu...
ve ahmed'in işi ilk rasgidiyor.
ilktir dost elinin hançersizliği...
ağlıyor yeşil.
leyla erbil'e yazdığı mektuplarda geçen bazı cümleler;
özlemektir seni, geberesiye. ses etmektir, haykırmak "leyla!" bir tenha saatte geceler yarı. ömrümüz çelimsiz, kısa. çabamız korkunç ama. ayaklarımızı bastığımız toprağın, kokladığımız havanın, şunun bunun en ibne, en akla gelmez derdini dert edinmek. kendimizi duymaya, yaşamaya yönelmek bile yasak
bir daha dünyaya gelsem aynı hayatı, daha ustaca ve korkusuz yaşarım. ama bu sefer seni tanımakta gecikmem…
ben ki yirmi dokuz yaşındayım. ama binlerce yıldır seni arıyor, hasretini çekiyorum.
ve seni, canımın gizlisindeki candan aziz
sakınır, düşünürüm. ve sen geçersin içimden. bitmek bilmezsin.
ahmed arif, gazetecilikten emekli olunca ankara'da yaşamını devam ettirdi. arkadaşları ve aile yakınlarından başka kimseyle görüşmedi. ahmed arif, cemal süreya ile çok yakın arkadaştı.
ahmed arif, cemal süreya’ya öylesine inanır, onu öylesine sever ki, hiç görmediği halde, cemal süreya’nın kız kardeşiyle evlenmek ister. cemal süreya, bu durumu kardeşine söyler. kız şaşırır, ikisi de birbirini tanımıyordur. cemal süreya, "evlen kız. türkiye'nin en iyi şairi" der.
zafer çarşısı’ndaki kahvede sözleşirler. tanışacaklardır. cemal süreya, kız kardeşini alır gider. o zamanlar, çarşı kitapçılarla doludur. bekle bekle ahmed arif yok… kitapçıları dolaşırlar. herkesin birbirini tanıdığı çarşıda ayaküstü sohbet ederler. ahmed arif yok… kız bozulur, onuruna dokunur. cemal süreya, ertesi gün öğrenir ki, ahmed arif gömleği olmadığı için gelememiştir.
ahmed arif, cumhuriyet dönemi şairlerinden olup şiirlerini toplumcu gerçekçi yazdı. yaşadığı süre boyunca sadece bir kitabı hasretinden prangalar eskittim yayımlandı. kitabı, türkiye'de çok basılan ve satılan kitaplar arasına girdi çünkü kitabın içinde dünyanın en yoğun duygularıyla yazılmış saf, masum ve karşılıksız bir aşk var...
ahmed arif, 1967 yılında aynur hanım ile evlendi. 1972 de oğlu filinta doğdu.

2 haziran 1991 yılında kalp krizi yüzünden hayata gözlerini yumdu. umarım leyla ile orada kavuşabilmiştir.
annesini altı yaşındayken kaybeden ahmed arif, üvey annesi tarafından büyütüldü. aynı zamanda sekiz kardeşti ve bu sekiz kardeş içinde en küçükleri ahmed arif'ti. babası memur olduğu için farklı şehirlerde yaşadı; kürtçe, arapça ve zazaca'yı öğrenmek zorunda kaldı.
lise yıllarında edebiyata ilgisi artan ahmed arif, ankara üniversitesi'nde felsefe bölümüne girdi ama iki kere tutuklandığı için mezun olmadı. bu dönemde birçok değerli şairin etkisinde kaldı ve şiirler yazdı.. bu şairlerden bazıları; ahmed hamdi tanpınar, cahit külebi ve behçet necatigil'di. ilk şiiri, şecme şiirler demeti dergisi'nde yayımlandı ve on lira ücret aldı.
yasaya aykırı davranışlar sergilendiği düşünülerek birçok kez tutuklandı. ömrünün en güzel yıllarını hapishane köşelerinde geçirdi ve ne yazık ki bu durum ülkemizin o dönemlerde bitki örtüsüydü.
1954 yılından 1959 yılına kadar leyla erbil'e mektuplar yazdı. leyla erbil o sıralarda eşi mehmet bey ile tanıştı, onu sevdi. evlenme kararı alacağı sıralarda ahmed arif'e artık sadece dost olabileceklerini, söyledi.
evleneceksin demek? herhal çocuğu sevdin! inşallah mesut olursun canım. ama müstakbel kocan bana yazdığına kızmayacak cinstendir inşallah. yoksa seni kaybetmek, sesini duymamaktansa gebereyim daha iyi olur.
ve sonra bu şiir yazılır...
sus, kimseler duymasın.
duymasın ölürüm ha.
aydım yarı gecede
yeşil bir yağmur sonra...
yağıyor yeşil.
en uzak, o adsız ve kimselersiz,
o yitik yıldızda duyuyor musun?
bir stradivarius inler kendi kendine,
yayı, reçinesi, köprüsü yeşil.
önce bendim diyor ve sonra benim...
ölümsüz, güzel ve çetin.
ezgisidir dolaşan bütün evreni,
bilinen, bilinmeyen ıssızlıkları.
canımı, tüylerimi sarmada şimdi
kendi rüzgarıyla vurgun...
sarıyor yeşil.
rüya, bütün çektiğimiz.
rüya kahrım, rüya zindan.
nasıl da yılları buldu,
bir mısra boyu maceram...
bilmezler nasıl aradık birbirimizi,
bilmezler nasıl sevdik,
iki yitik hasret,
iki parça can.
çatladı yüreği çakmaktaşının,
ağıyor gök kuşaklarının serinliğinde
çağlardır boğulmuş bir su...
âğıyor yeşil.
yivlerinde yeşil güller fışkırmış,
susmuş bütün namlular...
susmuş dağ,
susmuş deniz.
dünya mışıl-mışıl,
uykular derin,
yılan su getirir yavru serçeye,
kısır kadın, maviş bir kız doğurmuş,
memeleri bereketli ve serin...
sağıyor yeşil.
aydım yarı gecede,
neron, çocuk kitaplarında çirkin bir surat,
ve sezarsa, bir ad, yıkıntılarda.
ama hançer taşı sanki
koca kartaca!
hani, kibrit suyu vermişlerdi üstüne
bak nasıl alıyor, yiğit,
binlerce yıl da sonra
alıyor yeşil.
vurur dağın doruğundan
atmacamın çalkara,
yalın gölgesi.
kuş vurmaz, tavşan almaz,
ama aç, azgın
köpek balıklarıydı parçaladığı
bak, tiber saygılı, suskun.
bak nilüfer dizisi zinciri.
bunlar bukağısı, kolbağlarıdır,
cihanın ilk umudu, ilk sevgilisi,
ve ilk gerillası spartakus'un.
suyor yeşil.
sus, kimseler duymasın,
duymasın, ölürüm ha.
aymışam yarı gece,
seni bulmuşam sonra.
seni, kaburgamın altın parçası.
seni, dişlerinde elma kokusu.
bir daha hangi ana doğurur bizi?
ruhum...
mısra çekiyorum, haberin olsun.
çarşıların en küçük meyhanesi bu,
saçları yüzümde kardeş, çocuksu.
derimizin altında o olüm namussuzu...
ve ahmed'in işi ilk rasgidiyor.
ilktir dost elinin hançersizliği...
ağlıyor yeşil.
leyla erbil'e yazdığı mektuplarda geçen bazı cümleler;
özlemektir seni, geberesiye. ses etmektir, haykırmak "leyla!" bir tenha saatte geceler yarı. ömrümüz çelimsiz, kısa. çabamız korkunç ama. ayaklarımızı bastığımız toprağın, kokladığımız havanın, şunun bunun en ibne, en akla gelmez derdini dert edinmek. kendimizi duymaya, yaşamaya yönelmek bile yasak
bir daha dünyaya gelsem aynı hayatı, daha ustaca ve korkusuz yaşarım. ama bu sefer seni tanımakta gecikmem…
ben ki yirmi dokuz yaşındayım. ama binlerce yıldır seni arıyor, hasretini çekiyorum.
ve seni, canımın gizlisindeki candan aziz
sakınır, düşünürüm. ve sen geçersin içimden. bitmek bilmezsin.
ahmed arif, gazetecilikten emekli olunca ankara'da yaşamını devam ettirdi. arkadaşları ve aile yakınlarından başka kimseyle görüşmedi. ahmed arif, cemal süreya ile çok yakın arkadaştı.
ahmed arif, cemal süreya’ya öylesine inanır, onu öylesine sever ki, hiç görmediği halde, cemal süreya’nın kız kardeşiyle evlenmek ister. cemal süreya, bu durumu kardeşine söyler. kız şaşırır, ikisi de birbirini tanımıyordur. cemal süreya, "evlen kız. türkiye'nin en iyi şairi" der.
zafer çarşısı’ndaki kahvede sözleşirler. tanışacaklardır. cemal süreya, kız kardeşini alır gider. o zamanlar, çarşı kitapçılarla doludur. bekle bekle ahmed arif yok… kitapçıları dolaşırlar. herkesin birbirini tanıdığı çarşıda ayaküstü sohbet ederler. ahmed arif yok… kız bozulur, onuruna dokunur. cemal süreya, ertesi gün öğrenir ki, ahmed arif gömleği olmadığı için gelememiştir.
ahmed arif, cumhuriyet dönemi şairlerinden olup şiirlerini toplumcu gerçekçi yazdı. yaşadığı süre boyunca sadece bir kitabı hasretinden prangalar eskittim yayımlandı. kitabı, türkiye'de çok basılan ve satılan kitaplar arasına girdi çünkü kitabın içinde dünyanın en yoğun duygularıyla yazılmış saf, masum ve karşılıksız bir aşk var...
ahmed arif, 1967 yılında aynur hanım ile evlendi. 1972 de oğlu filinta doğdu.

2 haziran 1991 yılında kalp krizi yüzünden hayata gözlerini yumdu. umarım leyla ile orada kavuşabilmiştir.
devamını gör...
cinselliğin kötü bir şey olması
sonuçta anne karnında var olunan ilk andan ölüme kadar her insan cinsel bir varlıktır.
cinsellik en önemli yapı taşımızdır.
modernlik olarak algılanmasının sebebi cinselliğin ilkel toplumlarda anlaşılmaması ve abartılı anlamlar yüklenmesi dolayısıyla, hala geri kalmış toplumlarda, kendi vücudunu tanımak dahi cesaret isteyen bir olguymuş gibi algılandığı için, yapanlar kendini modern ve ileri sanabilir.
ve ne yazık ki hala kendi vücudundan iğrenen kadın ve erkekler vardır toplumun bu normları onlara dayatıldığı için.
cinsellik kötü bir şey değildir, vücudun yeme, içme gibi temel ihtiyaçlarından biridir.
vajinanız ve penisiniz eliniz veya kolunuz kadar normal organlarınızdır. onlara başka anlamlar yüklemeyin ve size verilen bu özellikleri en doğru ve en istediğiniz şekilde yaşayın, yaşatın.
dipnot: cinselliğini kabul eden, vücudunu tanıyan ve aktif cinsel hayatı olup, kimseye zararı olmayan insanlara ucube gibi bakmayı da kesmelisiniz.
cinsellik en önemli yapı taşımızdır.
modernlik olarak algılanmasının sebebi cinselliğin ilkel toplumlarda anlaşılmaması ve abartılı anlamlar yüklenmesi dolayısıyla, hala geri kalmış toplumlarda, kendi vücudunu tanımak dahi cesaret isteyen bir olguymuş gibi algılandığı için, yapanlar kendini modern ve ileri sanabilir.
ve ne yazık ki hala kendi vücudundan iğrenen kadın ve erkekler vardır toplumun bu normları onlara dayatıldığı için.
cinsellik kötü bir şey değildir, vücudun yeme, içme gibi temel ihtiyaçlarından biridir.
vajinanız ve penisiniz eliniz veya kolunuz kadar normal organlarınızdır. onlara başka anlamlar yüklemeyin ve size verilen bu özellikleri en doğru ve en istediğiniz şekilde yaşayın, yaşatın.
dipnot: cinselliğini kabul eden, vücudunu tanıyan ve aktif cinsel hayatı olup, kimseye zararı olmayan insanlara ucube gibi bakmayı da kesmelisiniz.
devamını gör...
ekim devrimi
çarlık rusyasında jülyen takvimi kullanılmaltaydı. miladi takvim ile jülyen takvimi arasında 13 gün fark vardır.
büyük ekim sosyalist devrimi miladi takvime göre 7 kasım 1917 de yapılmıştır ama rus jülyen takvimine göre 25 ekim 1917'de olduğu için ekim devrimi olarak geçer.
şubat devrimide aynıdır. miladi takvime göre 8 mart dünya kadınlar gününde başlamış fakat o dönemde rusya’da kullanılan jülyen takvimine göre 23 şubat 1917′a denk geldiği için “şubat devrimi” olarak tarihe geçmiştir.
büyük ekim sosyalist devrimi miladi takvime göre 7 kasım 1917 de yapılmıştır ama rus jülyen takvimine göre 25 ekim 1917'de olduğu için ekim devrimi olarak geçer.
şubat devrimide aynıdır. miladi takvime göre 8 mart dünya kadınlar gününde başlamış fakat o dönemde rusya’da kullanılan jülyen takvimine göre 23 şubat 1917′a denk geldiği için “şubat devrimi” olarak tarihe geçmiştir.
devamını gör...
3 doz aşısı olanların temaslı olarak karantinaya alınmaması
görüyor ve artırıyorum;
3 doz aşıyı geçtim, tek doz aşınız dahi olmasa ve eğer siz covid olalı 90 günü geçmediyse,
covidli yakınınız ile aynı evde yaşasanız bile temaslı kabul edilmiyor, semptom göstermiyorsanız test veremiyorsunuz.
bir tık daha artırıyorum;
başınız ağrıyor, boğazınız acıyor ve burnunuz tıkalı kendinizi de halsiz hissediyorsanız test vermeye gidince "eeee ateşin yok teste gerek yok bu durumda" diyerek geri yollanıyor, ertesi gün verdiğiniz testte pozitif çıkabiliyorsunuz.
covidken teste gerek yok diye geri yollanıp kalabalığa girilse ve birine bulaştırılsa bunun sorumluluğunu kim üstlenecek?
insan canı bu kadar değersiz olmamalı.
3 doz aşıyı geçtim, tek doz aşınız dahi olmasa ve eğer siz covid olalı 90 günü geçmediyse,
covidli yakınınız ile aynı evde yaşasanız bile temaslı kabul edilmiyor, semptom göstermiyorsanız test veremiyorsunuz.
bir tık daha artırıyorum;
başınız ağrıyor, boğazınız acıyor ve burnunuz tıkalı kendinizi de halsiz hissediyorsanız test vermeye gidince "eeee ateşin yok teste gerek yok bu durumda" diyerek geri yollanıyor, ertesi gün verdiğiniz testte pozitif çıkabiliyorsunuz.
covidken teste gerek yok diye geri yollanıp kalabalığa girilse ve birine bulaştırılsa bunun sorumluluğunu kim üstlenecek?
insan canı bu kadar değersiz olmamalı.
devamını gör...
kafa sözlük renk modu güncellemesi
aniden değişti, körlük böyle bir şeymiş demek ki.
devamını gör...
kankacılık diyenlerin kankacılık yapması sorunsalı
yarasa seneca ukdesidir.
sen ortayı yaparsın yarasam ben de voleyi çakarım no problem. *
evet efendim, çok iki yüzlü bir harekettir. sabahtan akşama kadar kankacılıktan dem vururlar ama kendileri aynı işlemi yaparlar. tutarlı olup madem söylediklerinizin arkasında durun. bu ne perhiz bu ne lahana turşusudur? çok ayıp hiç yakıştıramadım.
sen ortayı yaparsın yarasam ben de voleyi çakarım no problem. *
evet efendim, çok iki yüzlü bir harekettir. sabahtan akşama kadar kankacılıktan dem vururlar ama kendileri aynı işlemi yaparlar. tutarlı olup madem söylediklerinizin arkasında durun. bu ne perhiz bu ne lahana turşusudur? çok ayıp hiç yakıştıramadım.
devamını gör...

