bazı eserlerin ayrı ayrı bölümler olarak yayımlanan parçalarına verilen isimdir.

sahip olduğum ilk ansiklopediyi tercüman gazetesi fasiküller halinde vermişti. dünyanın en heyecanlı şeylerinden biriydi benim için o fasiküllerin verileceği günü. kaç yaşındaydım tam hatırlamıyorum ama sanırım 9-10 yaşlarında olmalıyım o zamanlar.

her fasikül elime geçince en baştan başlayıp bütün fasikülleri okur ve en sona da en yeni olan fasikülü bırakırdım. küçükken romatizmal bir rahatsızlık geçirip 3 aylık felç benzeri bir durum yaşadığımda bu fasiküller ve beni kendi yatağımda dünya turuna çıkaran kitaplar sayesinde hayata tutunmuştum büyük ihtimalle. bir çocuğu hayatta tutan şey yazı ise eğer o çocuk ömrü boyunca yazıdan uzak duramıyormuş. ben bunu anlamıştım o fasiküller sayesinde.

bütün fasiküller tamamlanıp ansiklopedim son ve tam halini alınca babam bu fasikülleri ciltletip bana vermişti. ve bu da bana ansiklopediyi en baştan tekrar okuma fırsatı sunmuştu. neler öğrendim o kitaptan anlatamam size. hasta yatağında astral bir seyahat gibiydi benim için. ve o kadar sahiplendim ki o kitabı. çünkü bir emek vardı benim için, o kitabın oluşumunda. emek verilen her şey güzel ve değerlidir.


kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

kılındığı taktirde nasıl olduğu bilinmeksizin hayatı düzen sokan sonsuz huzur veren ibadet türü
devamını gör...

merak etmeyin avrupalı ülkeler kapar bunu. bize de plaj kenarında nargile içen barzosu kalır.
devamını gör...

güzelliği ve ötüşüyle bilinen ötücü kuş.

mehmet akif ersoy’un bülbül şiirinden bir bölümü aşağıya iliştiriyorum.


“– eşin var, âşiyânın var, bahârın var, ki beklerdin; kıyâmetler koparmak neydi, ey bülbül nedir derdin? o zümrüd tahta kondun, bir semâvî saltanat kurdun; cihânın yurdu hep çiğnense, çiğnenmez senin yurdun. bugün bir yemyeşil vâdî, yarın bir kıpkızıl gülşen, gezersin, hânümânın şen, için şen, kâinâtın şen.”
devamını gör...

” aylak olmak dünyanın en güç işiydi.”

zannedilir ki aylak olmak kolaydır, zamanını boşa harcamak, hiçbir şeyle meşgul olmamak, çalışacak bir işe sahip olmamak… oysa aylak adam’ı okuyanlar bilir, aylak olmak zordur, hele de zengin değil de paralıysanız. yapılacak çok iş vardır. mesela gidip yemek yediğiniz lokantalada müşteri olmamak, sokak isimlerini araştırmak, karşınızda oturan insanlara bir geçmiş uydurmak ve b.yi bulabilmek…

c iseniz eğer b.yi bulmak daha zordur çünkü bilmeseniz de hep bir adım önündesinizdir onun. size her gelişinde bacaklarını da getiren kadınlar vardır hayatınızda, düzen isteyen, dahası sizi anladığını sandıkça yanılan kadınlar…ve insanlar ” dökme kalıplarına uydurmadan sizi rahat edemezler.”

eğer c. iseniz ve bir babanız varsa geçmişte kalmış olması gereken, hayat zordur ziyadesiyle, zorlar sizi yaşamak. kulağınız kaşınır biteviye. kadınlarının bacaklaından korkarsınız, gözlerine bakarsınız en çok. c.yi bulmaktır umudunuz ve c.de size daha yakın birini.

“yoksa her şey benim olmadığım yerlerde benim olmadığım yerlerde mi oluyordu?” diğer bir soru takılır zihninize tam soru işaretinin çengelinden.

insanların kurtuluşu için sizin bulduğunuz yollardan biri de sinemadır, tıpkı sesinizin yankılandığı bu yerin sakinleri gibi. dersiniz ki yusuf atılgan’ın kaleminden;


” çağımızda geçmiş yüzyılların bilmediği, kısa ömürlü bir yaratık yaşıyor.sinemadan çıkmış insan. gördüğü film ona bir şeyler yapmış. salt çıkarının düşünen kişi değil. ama beş on dakikada ölüyor. sokak sinemadan çıkmayanlarla dolu; asık yüzleri kayıtsızlıkları, sinsi yürüyüşleri ile onu aralarına alıyorlar, eritiyorlar. bunları kurtarmanın yolunu biliyorum. kocaman sinemalar yapmalı. bir gün dünyada yaşayanların tümünü sokmalı bunlara. iyi bir film görsünler. sokağa hep birden çıksınlar.”


ve bilirsiniz “siz sevilmez, sen sevilir” ve bilirsiniz karıncalar bilmeden severler ve adako’yu ve kuyaro’yu tanırsınız, ve isimlerin insanların en alakasız yanları olduğunu öğrenirsiniz…

ve b.yi ararsınız yine, yanınızdan geçerken bile, çarpıştığınızda bile…
ve ” ah, zehra…”
devamını gör...

sevgilisi yok diye mutlu olamayan insanın hayatın hiçbir köşesinde başarılı olma ihtimali yoktur, kendi olamamıştır daha çünkü.
devamını gör...

çocukluk aşkı diyelim. babamın asker arkadaşının kızı. benden 3 yaş büyük. selin adı. geldiler bizde 1 hafta kaldılar ben o zaman 6 yaşındayım. kestane saçları, bal gibi gözleri vardı. bir de üzerinden saçlarının renginde ki vintage yün boğazlı kazağını çıkarmazdı hiç. annesi banyo yaptırmıştı ona. salonda saçlarını tararken arkasından masumca izliyordum onu oturup. kardeşim yaramazdı, o dakikalarda atarisini kırmış kızın. üzülmesin diye benimkini vermiştim ona. o an elimden atariyi alırken ki bakışının hissettirdiğini 29 yıldır başka bir kadın hissettiremedi henüz. hayatım boyunca ilk ve son kez bir eylül haftasında görmüştüm onu ve sadece 1 hafta... şimdi nerede, ne yapar bilmiyorum.
devamını gör...

sen benim hiçbir şeyimsin
yazdıklarımdan çok daha az
hiç kimse misin bilmem ki nesin
lüzumundan fazla beyaz
sen benim hiçbir şeyimsin
varlığın yokluğun anlaşılmaz

galiba eski liman üzerindesin
nasıl karanlığıma bir yıldız olmak
dudaklarınla cama çizdiğin
en fazla sonbahar otellerinde
üniversiteli bir kız uykusu bulmak
yalnızlığı öldüresiye çirkin
sabaha karşı öldüresiye korkak
kulağı çabucak telefon zillerinde

sen benim hiçbir şeyimsin
hiçbir sevişmek yaşamışlığım
henüz boş bir roman sahifesinde
hiç kimse misin bilmem ki nesin
ne çok çığlıkların silemediği
zaten yok bir tren penceresinde

sen benim hiçbir şeyimsin
yabancı bir şarkı gibi yarım
yağmurlu bir ağaç gibi ıslak
hiç kimse misin bilmem ki nesin
uykumun arasında çağırdığım
çocukluk sesimle ağlayarak

sen benim hiçbir şeyimsin
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

birkaç ay öncesine kadar çok kaliteli yazarlara sahip olan bir sözlüktü. ilk kurulduğu zamanlarda tüm sözlüklerden farklı, kaliteli, bilgi içerikli, küfürsüz bir sözlük olma gayeti içerisindeydi. fakat ne yazık ki 1. yılını bile dolduramadan küfürsüz sözlük olma gayesi hariç diğer tüm gayelerini kaybetmiş bir sözlük haline geldi. kaliteli yazarları birer birer sözlüğü terk etti.

peki tüm bunlar neden oldu? yoldaş benjamin franklin'in #376875 no'lu entry'sinde belirttiği gibi moderatörler ocak 2021'de yavaş yavaş kalitesi düşmeye başlayan sözlüğü troll hesapları ve fake hesapları kapatıp çaylaklık sistemi getirerek bir nebze de olsa düzeltmeyi başarmıştı. fakat aradan birkaç ay geçtikten sonra sözlüğün kalitesi tekrar düşmeye başladı. özellikle mart 2021 ve nisan 2021'de bu durumu fark eden yazarlar tepkilerini göstermeye başladılar.
ateist kaplumbağa 9 mart 2021'de bu durumu #532486 no'lu entry'si ile belirtmiş.
una nocte 10 nisan 2021'de #714965 no'lu entry'si ile sözlüğü bırakmış. (3 ay sonra geri dönmüş.)
ancak bu sefer öncekine benzer bir durum karşısında yoldaş benjamin franklin #956825 no'lu entry'sinde "geliştiği için eleştirilen site." dedi ve ocak 2021'de verdiği tepkiyi mayıs 2021'de vermedi. moderasyon da aylardır bu durum hakkında bir aksiyon almadı. bunun sonucunda sözlükte severek takip ettiğim yazarlar birer birer sözlüğü bıraktı.

1,5 ay önce girdiğim #1002840 no'lu entry'de sözlükte 7 yazarı takip ettiğimi belirtmişim. bu son 1,5 ayda marscan sözlüğü tamamen bıraktı, hesabını sildi. bol giyimli kukla haftalardır entry girmiyor, sanırım sözlüğü bıraktı. 10pele haftalardır entry girmiyor, sanırım sözlüğü bıraktı. kedi yiyen fare haftalardır entry girmiyor, sanırım sözlüğü bıraktı. mebus paltosu 1 aydan uzun süredir entry girmiyor, sanırım sözlüğü bıraktı. ilgiyle takip ettiğim 7 yazardan 5'i sanırım sözlüğü bıraktı. sözlükte yazmaya devam eden ateist kaplumbağa da #532486 no'lu entry'sinde gidişattan hoşnut olmadığını belirtmiş. her ne kadar örneklem grubum dar olsa da bu durumun sözlük genelinde de aynı olduğuna ve kaliteli yazarların birer birer sözlükten uzaklaştığına inanıyorum.

peki bu durum karşısında ben ne yaptım? #akış ve #gündem'de kaliteli* başlıklar olmadığı için #akış ve #gündem'i okumayı neredeyse tamamen bıraktım. takip ettiğim yazarlar birer birer sözlüğü bıraktığı için #takip'i neredeyse kullanamaz hale geldim. şu an sadece #kitap, #dizi-film ve #bilgi kanallarına girilen tanımları okumaya çalışıyorum, fakat bu kanallara girilen tanımların sayısı azaldı ve kalitesi* düştü. böyle olunca sözlüğe girmeyi azalttım.

bir zamanlar hemen hemen her gün sözlüğe giren ben, haftada bir sözlüğe girmeye başladım. sözlüğe girdiğim zamanlarda da #kitap, #dizi-film ve #bilgi kanallarında ilgimi çeken tanımları okuyup, girmek istediğim tanımı* girip sözlüğü terk ediyorum. uzun tanımları kimsenin okumadığı bilmeme rağmen belki konuyla ilgilenen birilerinin dikkatini çeker, konuyla ilgilenen birine bir fayda sağlar diye bilgi içerikli tanımlar giriyorum.

bunu bilmeme rağmen dün gece bilgisayarın başına oturup saatlerce uğraşarak, hiçbir yerden kopyala-yapıştır yapmadan, hiçbir yerden çalmadan türkiye'nin en kapsamlı romen rakamları rehberini oluşturmaya çalıştım. tanım 1.390 (bin üç yüz doksan) kelimeye ulaşınca bir ara vermeye karar verdim. o ana kadar yazdığım 1.390 kelimelik #1142275 no'lu tanımı*** hazırlamaya çalışıtığım rehberin ilk partı olarak girdim. yavaş yavaş yeni tanımlar yazarak rehberi geliştirmeye çalışırken rehberin ikinci partını girdikten sonra flood yaptığım gerekçesiyle girdiğim 655 (altı yüz elli beş) kelimelik tanımım moderasyon tarafından silindi.

sözlük kurallarına bugüne kadar harfiyen uyan biri olarak ilk kural hatam olan 24 saat içinde aynı başlığa 2. tanımı girme hatası sonucunda tanımımın silinmesini sözlük için sevindirici buldum, silinen tanımımı ertesi gün tekrar girmeye karar verdim. fakat daha sonra aklıma bu kuralın çoğunlukla uygulanmadığına, aynı başlığa/nickaltına 1-2 saat arayla birer cümlelik tanımlar giren yazarların tanımlarının silinmediğine şahit olduğum geldi. hafızamın beni yanıltmış olabileceğini düşünüp az önce kontrol ettiğimde flood tanımların hala ilgili başlıkta/nickaltında durduğunu gördüm. kuralların herkese eşit olarak uygulandığını bilsem moderasyon haklı diyerek sözlük kurallarının hala uygulandığını görerek mutlu olacaktım. ancak kuralların bilgi içerikli olmayan* tanımlara uygulanmayan kuralların bilgi içerikli tanımlara uygulandığına şahit olarak bir kez daha hayal kırıklığına uğradım.

sözün özü: sözlükte bilgi içerikli olmayan tanımlar çoğalıyor, bilgi içerikli tanımlar azalıyor, kaliteli yazarlar birer birer sözlüğü bırakıyor. moderasyonun ve yoldaş benjamin'in ocak 2021'de yaptıklarının bir benzerini yapmaları gerekiyor. yoksa kafa sözlük yavaş yavaş düşük bütçeli ve küfürsüz ekşi sözlük'e dönüşecek gibi görünüyor.
devamını gör...

daha erken ama. sıcak napiim.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

yarın bir boşnak yalayıp geri gelir. bunlar böyle.
devamını gör...

-kimi no na wa (your name)
çok fazla anime içinde olmayan bilmez ama film şeklinde bir animedir. ve konusu çoğu hollywood filmlerine taş çıkarır emin olabilirsiniz. çok kalitelidir ve eğer yeterince duygusalsanız ağlatır baya.

-koe no katachi (a silent voice)
sağır bir kızın hikayesini anlatan gene film tarzında bir animedir.*

-ano hi mita hana no namae wo bokutachi wa mada shiranai (the flower we saw that day)
11 bölümlük kısa bir animedir izleyin pişman olmazsınız ölen bir kızın hikayesini anlatıyor.

-boku dake ga ınai machi (erased)
ağlarmısınız bilmem ama baya duygusal 12 bölümlük kısa bir animedir. ayrıca bir netflix animesidir.
devamını gör...

bir keegan wilcox kısa filmidir.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
philips parallel lines’ın ridley scott ile ortaklaşa düzenlediği ve jüri başkanlığını yine ünlü yönetmen ridley scott’ın yaptığı yarışmada birincilik ödülünü kazanmıştır.

yarışma kurallarına göre katılan kısa filmler üç dakikayı geçmeyecek ve içinde sadece şu cümleler kullanılabilecektir:

what’s that?
ıt’s a unicorn.
never seen one up close before.
beautiful.
get away, get away.
ı’m sorry.


ridley scott tarafından birinci seçilen bu kısa film bence birinciliği sonuna kadar hak etmiş, yıllardır takipte olduğum bu kısa film organizasyonunun sinemaya da dev katkılar yaptığı düşüncesindeyim.

verilen bu altı cümlenin en anlamlı kullanılmasının dışında kısa filmin hem çekimleri hem de konusu izleyiciyi anında etkisi altına alıyor.

film yaşlı bir adamın bir kapıyı çalmasıyla ve sonra geçmişten gelen çağrışımların girdabına düşmesiyle başlıyor. dünya savaşı esnasında çocuk asker olan bu yaşlı adamın içindeki merhamet ve insancıllığın porselen bir tek boynuzlu at üzerinden anlatımını büyük bir keyifle izleyecek ve muhtemelen bana hak vereceksiniz.

savaş insanlar arasında değildir asla. insanlar birbirine düşman olmaz, düşman olmaya zorlanırlar. zihinlerine zorla sokulan fikirlere direnmeyi başaranlarsa insan olmuşlardır biraz.

porcelain unicorn
devamını gör...

iki yerde anlattım, değiştirerek burada da anlatayım;

korkularımızın bir kısmı bize atalarımızdan yadigâr; bir de en bariz şekilde kendini belli eder demiyoruz. çok farklı ancak yapısal olarak aynı şekilde de girebilir hayatımıza. misal bipolar bozukluğunuz varsa bu geçmişte dna diziliminiz benzerlik gösteren birinin baskılardan olan korkusunu size kadar taşıması demek. ha tabii gelmeyedebilir, bizim evde titizliğine hastalığa yakın bir şekilde dikkat eden sadece kız kardeşimdir ve ondan önce böyle olan babaannemdir. bu da korkudur; bakteri var, virüs var korkusu.

(bkz: korku koşullanması deneyi)
devamını gör...

boşlukta kürek çekiyormuşum gibi hissediyorum.
devamını gör...

2020-2021 sezonu şampiyonluklarını, bir fenerbahçe taraftarı olarak kutladığım takım.
devamını gör...

-yerinde super tespitler yapmalari,
-analitik dusunme yetilerinin oldukca gelismis olmasi,
-kimsenin goremedigi ince detaylari farketmeleri,
-gozlem yeteneklerinin gelismis olmasi,
-esprileri, ironileri oldukca dusundurucu olmasi...
devamını gör...

şu an itibariyle (bkz: 2021 avrupa kadınlar voleybol şampiyonası) 3. , olimpiyat 5. , dünya sıralamasında 4. olan bir takım. hala başarısını kabullenemeyen bir kesim ne yazık hep olacak. tebrikler ve teşekkürler kızlar. gururumuzsunuz, onurumuzsunuz. nokta.
devamını gör...

zehrinin bir damlası 20 insanı öldürebilecek yılanları yiyip sarhoş olan bir abimiz. ağzının tadını bildiği kadar cesurdur da. canı sıkıldıkça aslanlara kaplanlara sataşır, arıların kovanlarını kurcalar. her türlü canlıya kafa tutabilme özelliğine sahiptir. ha bir de hogwarts var; hufflepuff evinin simgesidir.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim