krem altınbaş
1964 senesinde halka sunulmuş bir reklamdır. evde kalmış bir kadının bu krem ile kendisine eş bulduğunu ve dünyanın en iyi kremi olduğunu vurgulamışlardır. beni biraz güldürmekle beraber, eskiden reklamların daha görsel güzellikte olduğunu düşündürmüştür.

-evde kalmış bir kızdım diye belirtilen yerin altı çizili olması ise aslında satış stratejisini ortaya koymuştur.

-evde kalmış bir kızdım diye belirtilen yerin altı çizili olması ise aslında satış stratejisini ortaya koymuştur.
devamını gör...
düşük profilli insan mizahı
güldürürken düşündürmeyen her mizah kalitesizdir. yapılan mizahta, imâ edilmek istenen şey doğrudan kabak gibi gösterilmeyecek. cümlenin içine saklanacak. herhangi bir imâ barındırmayan, absürt mizaha hiç girmiyorum bile.
gereğinden fazla bel altı mizah da dahildir bu kalitesizliğe. güldürmediği gibi tiksindirir.
gereğinden fazla bel altı mizah da dahildir bu kalitesizliğe. güldürmediği gibi tiksindirir.
devamını gör...
yazarlardan 10 kişinin psikoloji öğrencisi olması
başlıktan ne çıkaracağımı anlamadığım başlıktır. eee oyun mu var derin güçler psikolojimizi bozmak için sözlüğe psikoloji öğrencisi mi yerleştirdi. algı yönetimi yapıyorlar. hepimize 5g mi takacaklar ne olacak.
devamını gör...
psg (yazar)
birileri de buna gelip ,
' karışmayın herkes özgür ' diyor.
almanca sayıları tek başlık altında yazsa , özgürlük kısıtlanıyor mu , doğrusu merak uyandıran durum .
sözlükte olmaması gereken , moderasyon müdahalesi gerektiren saçma durum.
sayıların sonu yok ki , bu böyle sürecek mi ?
' karışmayın herkes özgür ' diyor.
almanca sayıları tek başlık altında yazsa , özgürlük kısıtlanıyor mu , doğrusu merak uyandıran durum .
sözlükte olmaması gereken , moderasyon müdahalesi gerektiren saçma durum.
sayıların sonu yok ki , bu böyle sürecek mi ?
devamını gör...
erkekler arası görgü kuralları
'the bro code'- barney stinson
ı have ony one rule... diye başlayıp giden replikler serisi lvkfhşlg. bu arada the bro code diye kitap var cidden. ilgililere duyurulur.
madde 38: ''bir kanka ölümüne bir kavgada bile bir kankasının kasığına vurmaz. asla.''
madde 4: '' bir kanka, bir kadına kanka kuralları'ndan asla bahsetmez. kanka kuralları, hiçbir nedenle kadınlarla paylaşılamayacak, kutsal bir belgedir... hayır, o nedenle bile olmaz'' lkjlfksg
ı have ony one rule... diye başlayıp giden replikler serisi lvkfhşlg. bu arada the bro code diye kitap var cidden. ilgililere duyurulur.
madde 38: ''bir kanka ölümüne bir kavgada bile bir kankasının kasığına vurmaz. asla.''
madde 4: '' bir kanka, bir kadına kanka kuralları'ndan asla bahsetmez. kanka kuralları, hiçbir nedenle kadınlarla paylaşılamayacak, kutsal bir belgedir... hayır, o nedenle bile olmaz'' lkjlfksg
devamını gör...
alsancak
izmir çukuru dışardan gelen için "uvvv baby" içerdeki için bi bitmediniz lan dedirten yer. ama güzeldir sevilir.
devamını gör...
üniversite whatsapp grubu
tamamen çıkar ilişkisine dayalı oluşum.
o kadar duyuru yapılır. üstünden bir gün geçmeden aynı soruyu defalarca sorarlar. bu gruplardaki yöneticilere, temsilcilere sabır diliyorum...
o kadar duyuru yapılır. üstünden bir gün geçmeden aynı soruyu defalarca sorarlar. bu gruplardaki yöneticilere, temsilcilere sabır diliyorum...
devamını gör...
birini son kez gördüğünü bildiğinde oluşan duygu
annem çocukken gözlerini kapatır yüzümü incelerdi. gözlerimi, kaşımı, alnımı, burnumu, dudaklarımı, elmacık kemiklerimi, saçlarım nereden başlıyor nerede bitiyor..
hepsini..
insan gördüğünü unuturmuş ama dokunduğunu, kalbine resmettiğini unutamazmış.. öyle demişti,
öyleymişte gerçekten..
annemle son vedalaşmamız da çocukken bana yaptığı gibi vedalaştım.. çok çoook özlediğimde kapatırım gözlerimi, boşlukta dolanır ellerim yüzündeki gibi..
oluşan duygu nedir derseniz, olmayan bir şeyi özlemek mide bulantısı gibi geçmek bilmez, sürekli hissettirir kendini..
hepsini..
insan gördüğünü unuturmuş ama dokunduğunu, kalbine resmettiğini unutamazmış.. öyle demişti,
öyleymişte gerçekten..
annemle son vedalaşmamız da çocukken bana yaptığı gibi vedalaştım.. çok çoook özlediğimde kapatırım gözlerimi, boşlukta dolanır ellerim yüzündeki gibi..
oluşan duygu nedir derseniz, olmayan bir şeyi özlemek mide bulantısı gibi geçmek bilmez, sürekli hissettirir kendini..
devamını gör...
islam dininin peygamberinden muhammed diye bahsedilmesinden rahatsız olmak
öncelikle ne denmesi isteniyordu diye sormak istediğim başlık ?
inancın olup olmaması ya da ne olduğu mühim değil ama saygı önemli ve zorunlu.
birde başlık açan arkadaş kemalistim diye özellikle vurgulamış. ne alaka ?
sonra bunlar gibiler yüzünden ayrıştırıcı gruplar oluyor işte.
inancın olup olmaması ya da ne olduğu mühim değil ama saygı önemli ve zorunlu.
birde başlık açan arkadaş kemalistim diye özellikle vurgulamış. ne alaka ?
sonra bunlar gibiler yüzünden ayrıştırıcı gruplar oluyor işte.
devamını gör...
melniboneli elric
elric, fantastik kurgu dünyasındaki karakterler arasında kanımca en tepe noktaya kurulmuş olanıdır. gerek karakterin barındırdığı özellikler gerekse kendisinden sonra gelen ardıllarını etkileme şekli, tabiri caizse albinoyu eşsiz bir noktaya koymamıza sebep olur. lakin ben gerek elric'in gerekse drizzt d'ourden'in anti kahraman olduklarını düşünmüyorum. elbette pek çok yazar ve okur onların anti kahraman olduğu noktasında hem fikir. fakat benim indimde durum farklı. özellikle elric'in ve drizzt'in içinde yaşadıkları toplumların durumu özeldir. gerek melnibone halkı gerekse karanlık altı efradı kendine has ahlak kuralları ile yaşar ve bu kurallar ortalama insanın ''kötü'' ''kötülük'' ''ahlaksızlık' gibi tabirleri rahatça kullanabileceği şekilde inşa edilmiştir. ve her iki karakterde mevcut durumdan hoşnutsuzdur. sorgulamaları ve mevcut kurallara karşı çıkmaları ile birlikte toplumlarının karakteristik yapısından ayrılırlar, devrimci ve asi karakterler olarak ortaya çıkarlar. her iki karakter de kendi içerisinde aklı selimi, vicdanı, dürüstlüğü ve benzeri özellikleri barındırır.
evet onlar salt iyi karakterler değillerdir ama bu onların içinde yer aldıkları toplumlarla direkt olarak ilintilidir. ve söz konusu toplumsal zincirlerden kurtulmaya başladıkça tabiri caizse üzerlerindeki ağırlıklardan bir bir kurtulurlar. aslında her iki karakter de bana göre etkin geçiş karakterleridir. * bu yönleriyle de tipik anti kahraman kavramından ayrılırlar. her yeni olay ve kararla birlikte her ikisinin de geliştiğini görürüz. raistlin majere'in durumu ise biraz farklı ona burada girmek istemiyorum.*
melnibone'lu elric karakteri ilk tanımda da yazıldığı gibi gerek drizzt d'ourden karakterini gerekse raistlin majere karakterini ciddi anlamda etkilemiştir. büyücü ve hasta yanı ile raistlin'e vücut vermiş. silahşör ve kendi halkına sırtını dönen yanı ile de drizzt'e ilham olmuştur. elbette bu söylediklerimiz her iki karakterin de aşırma olduğu anlamını taşımaz zira her iki karakter de nevi şahsına münhasır karakterler. sadece çıkış noktalarında elric var. tabi biraz konu dağılacak ama drizzt'in palaları parıltı ve buz ölüm'ün elric'in simsiyah ve rünlerle bezeli kılıcı fırtına yaratan'la yarışması zor. * ikisini toplasak bir ''fırtına yaratan'' etmezler kanımca. hah işte oradan şuraya atlayayım raist'i ve drizzt'i toplarsak bir elric eder artı kendilerine has özellikleri ile bambaşka karakterler olduklarını görürüz.
neyse konu konuyu açacak mevzu uzayacak gibi duruyor. acilen önlem alıp, mevzuyu sonlandırmam lazım. * michael moorcock esasen fantastik kurgu dünyasının nikola tesla'sıdır. tolkien'in açtığı yolu takip eden diğerleri gibi davranmamıştır. alternatif akımı bulmuştur. iyi/kötü çatışmasına odaklanmamış, bunun yerine içe içe geçmişlik üzerinden bir kurgu yaratmıştır ki, bu sayede fantastik kurgu dünyasında efsanevi ardıl karakterler ortaya çıkmıştır. moorcock'un çoklu evrenleri, elric ve hawkmoon gibi kahramanları, ne yazık ki genel anlamda hak ettikleri değeri görmüyorlar. başlığı açan arkadaşımızın da söylediği gibi muhakkak okunması gereken bir seridir. ancak burada şöyle bir sıkıntı var; moorcock aslında elric'in öyküsünü başladığı gibi bitirmiştir. ancak okur talepleri doğrultusunda hikayeleri devam ettirmek durumunda kalmıştır.bu yüzden de zaman atlamaları ve farklı zamanlarda geçen bir külliyatla karşı karşıya kalacaksınız. ben elric'le 6.45 yayıncılığın 1999 yılında basımını yaptığı elric destanı 1. kitap (melnibone'lu elric) ile tanışmıştım. arkası da çorap söküğü gibi geldi. bildiğim kadarı ile bu serinin artık basımı yok. sonrasında basımı başladı ise takip etmediğim içim o konuda herhangi bir bilgim yok. ama okumak isteyen arkadaşlarımın türkçe çevirileri bulamadığını ve yabancı yayınlara yönelmek durumunda kaldıklarını söyleyebilirim. sonrasında ithaki'nin bastığı bir seri var ancak halen çevrilmemiş iki cilt kalmış diye biliyorum. * tabi orjinalinden elric'in hikayelerini okumak büyük bir keyif lakin 6.45 çevirisi fena değildir. onun haricindekilerde orjinallere meyledebilirsiniz. kurgu eserleri seviyorsanız ve henüz elric ile tanışmamışsanız muhakkak okumalısınız derim. aksi durum yatırım tavsiyesi değildir yanına bile yaklaşmayın *
son olarak naçizane başlığın ''melnibone'lu elric'' olarak değişmesi sanki daha şık olur gibi geldi bana ama böyle de fena durmuyor *
evet onlar salt iyi karakterler değillerdir ama bu onların içinde yer aldıkları toplumlarla direkt olarak ilintilidir. ve söz konusu toplumsal zincirlerden kurtulmaya başladıkça tabiri caizse üzerlerindeki ağırlıklardan bir bir kurtulurlar. aslında her iki karakter de bana göre etkin geçiş karakterleridir. * bu yönleriyle de tipik anti kahraman kavramından ayrılırlar. her yeni olay ve kararla birlikte her ikisinin de geliştiğini görürüz. raistlin majere'in durumu ise biraz farklı ona burada girmek istemiyorum.*
melnibone'lu elric karakteri ilk tanımda da yazıldığı gibi gerek drizzt d'ourden karakterini gerekse raistlin majere karakterini ciddi anlamda etkilemiştir. büyücü ve hasta yanı ile raistlin'e vücut vermiş. silahşör ve kendi halkına sırtını dönen yanı ile de drizzt'e ilham olmuştur. elbette bu söylediklerimiz her iki karakterin de aşırma olduğu anlamını taşımaz zira her iki karakter de nevi şahsına münhasır karakterler. sadece çıkış noktalarında elric var. tabi biraz konu dağılacak ama drizzt'in palaları parıltı ve buz ölüm'ün elric'in simsiyah ve rünlerle bezeli kılıcı fırtına yaratan'la yarışması zor. * ikisini toplasak bir ''fırtına yaratan'' etmezler kanımca. hah işte oradan şuraya atlayayım raist'i ve drizzt'i toplarsak bir elric eder artı kendilerine has özellikleri ile bambaşka karakterler olduklarını görürüz.
neyse konu konuyu açacak mevzu uzayacak gibi duruyor. acilen önlem alıp, mevzuyu sonlandırmam lazım. * michael moorcock esasen fantastik kurgu dünyasının nikola tesla'sıdır. tolkien'in açtığı yolu takip eden diğerleri gibi davranmamıştır. alternatif akımı bulmuştur. iyi/kötü çatışmasına odaklanmamış, bunun yerine içe içe geçmişlik üzerinden bir kurgu yaratmıştır ki, bu sayede fantastik kurgu dünyasında efsanevi ardıl karakterler ortaya çıkmıştır. moorcock'un çoklu evrenleri, elric ve hawkmoon gibi kahramanları, ne yazık ki genel anlamda hak ettikleri değeri görmüyorlar. başlığı açan arkadaşımızın da söylediği gibi muhakkak okunması gereken bir seridir. ancak burada şöyle bir sıkıntı var; moorcock aslında elric'in öyküsünü başladığı gibi bitirmiştir. ancak okur talepleri doğrultusunda hikayeleri devam ettirmek durumunda kalmıştır.bu yüzden de zaman atlamaları ve farklı zamanlarda geçen bir külliyatla karşı karşıya kalacaksınız. ben elric'le 6.45 yayıncılığın 1999 yılında basımını yaptığı elric destanı 1. kitap (melnibone'lu elric) ile tanışmıştım. arkası da çorap söküğü gibi geldi. bildiğim kadarı ile bu serinin artık basımı yok. sonrasında basımı başladı ise takip etmediğim içim o konuda herhangi bir bilgim yok. ama okumak isteyen arkadaşlarımın türkçe çevirileri bulamadığını ve yabancı yayınlara yönelmek durumunda kaldıklarını söyleyebilirim. sonrasında ithaki'nin bastığı bir seri var ancak halen çevrilmemiş iki cilt kalmış diye biliyorum. * tabi orjinalinden elric'in hikayelerini okumak büyük bir keyif lakin 6.45 çevirisi fena değildir. onun haricindekilerde orjinallere meyledebilirsiniz. kurgu eserleri seviyorsanız ve henüz elric ile tanışmamışsanız muhakkak okumalısınız derim. aksi durum yatırım tavsiyesi değildir yanına bile yaklaşmayın *
son olarak naçizane başlığın ''melnibone'lu elric'' olarak değişmesi sanki daha şık olur gibi geldi bana ama böyle de fena durmuyor *
devamını gör...
en çok para harcanan hobi
kitap alırım ve hediye ederim, bi de çocukları sevindiririm (şeker çikolata gibi sağlıksız şeyler almak yerine oyunlar, kitaplar ve oyuncak alırım)
devamını gör...
meth
tüm uyuşturucular ve keyif verici maddeler kötüdür. fakat meth sizi yaşayan birer cenazeye daha nefes alırken dönüştürür. hayatı ıskalamayın sevgili yazar kardeşlerim, bu yolların envai çeşidinden geçmiş biri olarak sizlere tavsiyemdir.
devamını gör...
karma puanının kafa karıştırıcı olması
800'dür o. 800 bin olsa duramazsın.
devamını gör...
herkesin komik olmaması
fark edilmesi gereken gerçektir. mizah, trollük, espri... bunlar zeki insanların yapabildiği şeylerdir ve maalesef bu ülkedeki herkes kendini zeki sanıyor. sorun bundan kaynaklanıyor.
devamını gör...
shakespeare'in sevilen sözleri
yarayla alay eder yaralanmamış olan.
devamını gör...
sözlük yazarlarının yetenekli olduğu konular
organizasyon, manipülasyon, motivasyon, dekorasyon gibi beceriler hepsinin - yon ile bitmesi de ne bileyim.
devamını gör...
kaynamış sütün üzerindeki ince kaymak tabakası
cilde çok iyi gelir. soğuyunca maske yapıyorum ben .
devamını gör...
meşrubat edebiyatı
kutu ayran ile yapılmayandır.
çalkalanan küçük ayran misali
yüreğim avuçlarındaydı.
homojendim artık belki,
ama eski ben değildim. *
çalkalanan küçük ayran misali
yüreğim avuçlarındaydı.
homojendim artık belki,
ama eski ben değildim. *
devamını gör...

