yolda yürürken önümdekilerin yola yayılması ve bir anda pat diye durması. bir gün... bir gün ulu orta şiddet göstericem.
devamını gör...

en iyi filmler değil de en iyi oyunculuk denince aklıma gelen ilk filmdir bu film. ben bir karakterin bu kadar iyi yansıtıldığını sadece bu filmde gördüm. hele bir kilise sahnesi var ki tam bir ustalık eseri.
devamını gör...

melih bulu atamasını protesto eden öğrencilerle ilgili içişleri bakanı süleyman soylu’nun açıklamasıdır.

--- alıntı ---

"peki bunların yeni bir gezi çıkarma kapasiteleri var mı?" sorusuna "halep oradaysa arşın burada" ifadeleriyle yanıt verdi.

--- alıntı ---

edit: her protestoyu gezi olarak adlandıran gazetecilerin de, yasal bir hak olan protesto hakkını suçmuş gibi gösteren medyanın da diye başlayıp sonunu bağlayamadığım bir tanımım da vardı, bakın yine bağlayamadım.
devamını gör...

bizim için değerli olduğunu sandığımız şeylerin aslında zamanla bize zarar verdiğini fark etmek.
devamını gör...

çocukluğuma ait bi dolu saçma anı var. saçma diyerek haksızlık ediyorum belki ama biri var ki, yeri gelmişken yıllar önce "ki" bağlacını sıklıkla kullanmanın samimiyetsizlik göstergesi olduğunu okumuştum bir yerde ve yazık ki kimin düşüncesiydi hatırlamıyorum. bu zehirli düşünce, yazarken arka planda çalışan engellerimden biri oldu. demek ki evet, "ki" bağlacını yine kullandım, söz, güçlü bir silaha dõnüşebiliyor, şeklindeki klişe ifadeyi tam olarak bu noktada kullanırsam, yazıma bir esneme payı verip okuyanı "bir çay kahve içsem iyi olur"seçeneğine yönlendirebilirim. yazarların mı yoksa cerrahların mı daha çok tanrı' yı oynadığını bilemem. bir zamandan sonra yazmamı onlara sınırlı-sınırsız hayatlar vermemi bekleyen kurgu ya da gerçek kişilerin beni bu konuda sıkıştırdıklarını hissediyorum. hiçbirinin bunu yapmakla ilgili baskısı yok aslında. bir önceki cümlemle ondan da öncekini çürütmüş oldum. sözcükler, dört nala bana doğru koşarken birilerini yakalıyorum. rakamlar da görünür hale gelmiyor değil. onları şimdilik saati sorduğumda, bir de tekrarlarda, ha bir de maaş günlerinde yakalıyorum. bir ki ses.

bir süredir ters çevrilmiş bir fincan benzetmesine sığındığım üzerime kapanan dünya vardı. bir ara vermiştim ya da koşullar gereğiydi. sözcükler geliniz ve göğümü çözünüz demek istiyorum.

çocukluk anım mı? sanıyorum dört-beş yaşlarımdaydım. başına patates bağlayan annemin şiddetli bu ağrı karşısında kıvrandığını görünce yüzümü tükürüklerim ile kaplamışım. yaptığımın farkında değildim, inanılmaz ilkel ve o oranda doğaldı. yüzümün o halini görünce dehşete düşen komşu teyze bu kadar tepki vermeseydi belki acı karşısında hissizleşen yanıma bir katkı yapmazdı. en azından mide bulandırıcı bile olsa bir çabam söz konusuydu. bunun gibi daha nice kendimi keşfetme öyküleri yazmalıyım. bunun için zehiri azaltmam gerek. başkaları ne düşünür zehirini, evet onu azaltmalıyım.

sakin ol küçük kız geçecek. yakıştı yüzüne hani, hala güzelsin.
devamını gör...

diğer otomobil firmalarına nazaran daha ulaşılabilir sportif araçlar üreten 1910 yılında italya'nın milano şehrinde kurulan, günümüzde biraz daha premium segmente konumlandırılmış otomobil firması..
alfa'nın açılımı "anonima lombarda fabbrica automobili."'dir.. anonima, anonim anlamına gelmektedir ve isimleri gizli olan yatırımcıları içindir böyledir.. bu durum o yıllarda yasaldır..
1910 ve 1911 yıllarında 2 adet otomobil üreten ve bunlarla motorsporlarına giren firma 1915 yılında nicola romeo isimli bir girişimciye geçer ve birinci dünya savaşında italya için silah parçaları üretir.. bu 1920 yılında da alfa isminin ardına romeo ismi koyulur ve bu isimle günümüze kadar gelir..
ikinci dünya savaşına kadar el yapımı lüks araçlar üretmiş iken, savaştan dolayı ekonomik krize girince seri üretim küçük arabalar üretmeye başlamışlardır..

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
logolarında sol taraftaki beyaz üzerine kırmızı haç, menşei olan milan'ın bayrağıdır.. sağ taraftaki engerek ve ağzındaki çocuk ise 14. yüzyılda italya'yı yönetmiş ve günümüze kadar neslini devam ettiren italya'nın en eski ve saygın ailelerinden olan visconti ailesinin amblemidir.. ek bilgi olarak buradaki yılanın haçlı seferlerini temsil ettiği, ağzındaki çocuğun ise bir arap çocuğu olduğu söylenir..
visconti ailesinin amblemi

motorları ne kadar hassas gibi görünse de 1954 yılında geliştirdikleri "alfa romeo twincam engine" isimli motorlarını 1994 yılına kadar kullanmışlardır.. zaten motorsporlarındaki başarılarını buraya yazmaya kalksam sabahlamam gerekecek o yüzden özet geçecem.. 1913 yılında (evet birinci dünya savaşından bile önce) ilk yarış arabasını yapmış olan bu şirket, grandprix, ralliler, formula 1 ve daha küçük bir çok yarış organizasyonunda bir çok başarı elde ederek şanlı bir yarış geçmişine sahip olmuşlardır..
enzo ferrari zamanında bu markada yarış ve test pilotluğu yapmış ve 1939 yılında buradan ayrılarak scuderia ferrari ismiyle bağımsız bir şekilde yarışmaya devam etmişlerdir..
yarış geçmişi ferrari'den bile eskidir yani..*
hele bir şaheseri vardır ki oturup izlenmesi gerekir, dünyanın en pahalı araçlarından biridir..
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

henry ford, "ne zaman yolda yürürken bir alfa romeo görsem, şapkamı çıkararak selamlarım" demiştir.. (1939)
1986 yılında fiat bünyesine geçmiştir.. ferrari bile 1969 yılında fiat bünyesine girmiştir.. uzun zaman bağımsız kalmıştır..

-dohc motorun mucididir, 1914 yılında yarış arabalarında kullanmışlardır.. 1928 yılında ise alfa romeo 6c isimli binek otomobillerinde ilk kez kullanan markadır..
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
-ilk enjeksiyonlu motorun icat etmiştir ve bunu yine yukarıda resmini gördüğünüz araçta kullanmışlardır.. böyle yakıt pompasıyla falan.. günümüzdeki araçlar gibi.. ama çok bir verim alınamamış, performansta bir değişiklik görmeyince karbüratörlü sisteme geri dönülmüş. * ardından 1982 yılında bosch tarafından enjeksiyon sistemi geliştiriliyor ve alfa romeo bu sisteme geçiyor.. günümüzde spica sistemli bir çok araç hala çalışmakta..
-değişken sübap zamanlama sistemi 1980 yılında ilk kez alfa romeo spider modelinde kullanılmıştır..
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
-ilk guilia modeli, tüm tekerlerde fren diski, aerodinamik tasarımı, 50:50 ağırlık dağılımı, alaşım jantları ve transaxle kullanması ile o zamanlarda muadili araçlardan teknolojik olarak baya ilerde bir araçtı..
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
-cad tasarımı kullanılarak üretilen ilk araç alfa romeo 164'tür..
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
-dizel araçların günümüze kadar gelmesini, bugün traktör motorları gibi çalışmamasını ve bu sayede binek araçlarda da kullanılmasını borçlu olduğu common-rail yakıt enjeksiyon sisteminin ilk kullanıldığı araç bir alfa romeo 156'dır..
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

eklemeyi unuttum editi: öndeki, plakayı ortaya montajlamanızı engelleyen ama alfa romeo'yu diğer araçlardan ayırmanızı sağlayan özgün tasarımının en büyük unsurlarından olan o ortadaki meşhur ızgaraya scudetto denir..
devamını gör...

sırf buna özel şikayet seçeneği talep etmeme ve sürecin, sözlük yönetimi tarafından da -sağ olsunlar- beni kırmadan o seçeneğin oraya eklenmesiyle son bulmasına neden olan yazar tipi. evet, alıntılar/intihaller için kullanılan o şikayet seçeneği benim yüzümden orada. pişman değilim *

buna rağmen beni bile "kopyala yapıştırcı" sananlara selam olsun!
devamını gör...

orta çağda resimdeki gibi kıyafetlerle yapılandır.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

ekmek şarap sen ve ben
bir de sabahın dördü
dışarda kar
odamız ılık
gözlerin ılık ılık damlarken boş kadehe
anlattın bana ağzı sarımsak kokan bir oğlanla yattığını
aşkı tattığını, karım dediğini ve aldattığını
kıskandım gogen’i tahitilim
terlemiş vücudunu silerken
cüzzam mikrobunu ve yaktığı kulübesini
saçların bağlamıştı ellerimi muz kokulum
güneşi doğurmuştu ölü cisim
martı çığlıklarıyla bir sahil kayalığında
nefesin vücudumu yakıyordu yer yer
sam yelim sahra-i kebirim
kahrettim her şeye o gün
babanın şarap çanağına,
gogen’e,
kadere,
sana,
bana,
bir de gittiğin arabanın tekerine
ne diyordum arkadaş….
diyordum ki ben bu zıkkımı içmek için içerim
ama içerken düşünmem neden içiyorum diye
daha sonra yaparım hayatın felsefesini
sırayla olurum fatih, selim, kanuni
bazen kadın hamamında tellak….
bazen christoph colomb
napolyon’ken düşünürüm elbe’de geçen günleri
timur’ken beyazıt’ı yenişimi….
bir kere aristo’nun hocası olmuştum
ona verdiğim dersle gurur duymuştum
bazen jan dark’ı kurtarmak için çalışan bir kahraman
bazen odunun ateşleyen bir cellat olurum
eğer daha da içersem
shakespare halt etmiş derim karşımda
salyalı dudaklarımdan yayık sesimi dinlerim de
işte mozart’ın aradığı melodi bu diye gülerim
enayiymiş be platon…
bir içsin de görsün….ne felsefesi varmış bu hayatın
anlasın geçmişi kınalı dünyanın kaç bucak olduğunu
ıslak kaldırımlarda yürürken acırım
önde yalpa vuran sarhoşun zavallı haline
ukalalık işte derim neme lazım senin
kendine bak; sende bir serserin bir sarhoş….
ve yavaş yavaş kaybolur acı kahkalarım
şehrin izbe sokaklarında
yavaş yavaş kaybolur benliğim…
devamını gör...


bana deniyor ki serbesciğim senin bankada 21 milyon doların var, teşekkür ederim sağolun. ya benim canım geçen akşam meyve suyu istedi, alamadım ya. benim canım geçen akşam meyve suyu istedi alamadım ya.
devamını gör...

öncelikle işin anatomik yapısını açıklayalım efendim. boyun omurlarında birinci omur(bkz: atlas) ve ikinci omur(bkz: axis) birbiriyle eklem yüzü oluşturur bu ekleme de anatomide atlantoaksiyal eklem denir. bu eklem şöyle bir şekilde birbirine bağlıdır.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
görüldüğü üzere axiste dişe benzer bir yapı vardır ve bu yapı atlas ile eklem yüzü oluşturmaktadır. bu eklemin hemen arkasından ise omurilik geçmektedir. şimdi ben bunları neden anlattım ? sebebiyle beraber bu koltuk başlığının neden olduğunu algılayabilmemiz için. sizler arabada iken varsayalım ki arkadan bir araç süratli bir şekilde size çarptı. çok aşırı şiddetli çarpmalarda kafanız adeta bir kırbaç misali önce geriye sonra ise öne doğru sallanır. bu aşırı şekilde oluşan sallantıdan dolayı axis'te bulunan diş benzeri çıkıntı sizin omuriliğinize zarar verebilir hatta boyundan aşağısının felç kalmasına neden olabilir. sizi bu tür yaralanmalardan koruyabilmek için araçlarınızdaki koltuk başlıklarınız vardır. eğer aracınızda koltuk başlığınız yoksa mutlaka taktırmanızı öneririm.
devamını gör...

delisiyimdir. evimde 3 radyo, 4 kulaklık*, 2 hoparlör ve 1 pikap olması yapmayı ne kadar sevdiğimin ispatıdır.

tanım: kendisini dinlemek isteyen insan davranışıdır.
devamını gör...

sabahattin ali’nin duygu yüklü bir şiiridir.
son mektup
ey yâr, bu mektubu aldığın demde
kara topraklara verdim kendimi...
her şey bana engel oldu âlemde,
bir coşkun nehirdim, yıktım bendimi.
benim gönlüm doğuşundan deliydi;
başka dünyaların şaşkın seliydi...
bunun böyle olacağı belliydi...
her şey biter sel yerine döndü mü...
dünya durmaz, bahar olur, kış olur,
belki senin gözün biraz yaş olur,
ben garibim, benim gönlüm hoş olur,
sevdiklerim ayda yılda andı mı...
yıldız olur sana ışık tutarım,
bülbül olur pencerende öterim.

yer altında belki rahat yatarım
yer üstünde çektiklerim dindi mi...
şimdi yaşamayı tatlı bulursun,
koşarsın, gülersin, tez yorulursun,
bir gün olur yine bana gelirsin
deli gönlün yaşamaya kandı mı.



sabahattin ali, evli çiftler anlaşamadığı takdirde onların medeni bir şekilde ayrılmaları gerektiğini eserlerinde vurgulamıştır. günümüzde ayrılmak isteyen eşlerin bir kısmı ne yazık ki dayak, işkence ve cinayetle karşı karşıya geliyor. yazın son bir mektup, ayrılın işte.
kız çocuklarının yetiştiriliş tarzı ile ilgili olarak yaptığı son konuşmaya gelince...

"bir aile, kızını satılık bir mal gibi, vitrinde teşhir edilen bir eşya gibi hazırlarsa, onun kafasının içini tamamen boş bırakarak onun fikri ve hissî hayatı ile zerre kadar alakadar olmayarak kızlarının yalnız güzelliğine, alımlılığına ehemmiyet verirlerse, hatta onun fikrî seviyesinin yükselmesini bile sırf bir koca bulabilmesi için yaparlarsa, kızlarının kendilerini satılık bir meta olarak görmekten başka yapacakları şey yoktur". 1932 yılı -sabahattin ali.
devamını gör...

insanların kısa sürede birçok sevgili değiştirip üzerine bunu marifetmiş gibi anlatması onların yerine beni utandırmalarına sebep oluyor .
canım cicim aylarından sonra ayrılıp teselli beklemeleri peki .


--- alıntı ---

ustam ne zaman o senin bildiğin zaman
ne sevda gördüğün masallardaki
eskiden halı tezgahında dokunurdu aşklar
nakış nakış körpe kız ellerinde şarkı sözleri
mendillere yazılırdı isimler yüreklere kazılırdı gizlice
sevdalılar asil ve de yürekli
sevdalar kavgalar iki kişilik
oysa şimdi;
oysa şimdi çorak gönüllere ekiliyor sevdalar seher vakitlerinde
meşru sevdalardan gayrı meşru acılar doğuyor kundaklara
o günahkar gecelerden
ustam…
ustam beni herkes sevdaya asi sanır
oysa aşk beni nerde görse tanır

--- alıntı ---
devamını gör...

çayı şekersiz içmek.

karşımdaki şekersiz çay içen insana çayı ikram ettiğimde bardağın içindeki ya da yanındaki kaşığı ve şekeri kafama fırlatacak bir gün.
devamını gör...

istediğin kişiye sarılabiliyorsan,her şey geçer.*
devamını gör...

kıss grubunun güzel şarkılarından biridir. dinlemek isteyenler için.
devamını gör...

çok güzel tanımları olan yazar arkadaşımızdır. takibe aldım kendilerini.

nickaltını açmak da bana nasip olmuştur.
devamını gör...

saltanat sürmektedir içimde bir hükümdar,
hırsının pençesinde,şehvetinin esiri;
etrafını almıştır dalkavuk ve riyakar;
korkulu bir sarayım doğduğum günden beri.

ne gizli cinayetler,neler neler oluyor,
denize her gün körpe cesetler döküyorum.
ne baharlar soluyor,ne baharlar soluyor,
azamet ve ihtişam içinde çöküyorum!

cahit sıtkı tarancı
devamını gör...

anne ve babaların kıymeti bilinmesi gerekir yoksa ileride çok pişman olursunuz. meyve yemek sağlık açısından çok ama çok önemli ve vücudun ihtiyaç duyduğu vitaminleri doğal yollar ile karşılarsınız onun için sakınca görmediğim durum.sizi düşünen insanları her daim sevin ve kıymetini bilin.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim