evlenirdim denilen dizi karakterleri
"o'nun dizisini kimsecikler çekemez" diyerek ormantik bir tanım yazmak istiyorum.*
devamını gör...
erdal eren

#1577481 kelebek kadar ömür biçilen genç deyip sonra da bu sevgi kelebeğine! üzüntülerini dile getiren sözlük sahibi bu aşağıdaki satırlar da size gelsin. bakalım fikir özgürlüğü acındırması mı yoksa gerçekler mi?
şehit edilen askerden haberiniz var mı? yoksa erdal eren'i idam etmek için yaş büyütülmüş yalanına hala itibar ediyor musunuz?
bu arada kenan evren denilen darbeci kuklanın da canı ayrıca cehenneme.
şehit er zekeriya önge.
tanıdınız mı? sevgi pıtırcığı erdal eren tarafından katledilmiştir.
erdal eren savaş ay ile yaptığı röportajda pişman olmadığını da açıkça dile getirmiştir. neymiş o tarafa ateş etmiş ama asker yüzüstü düşmüş, yüzüstü düştüğü için onun kurşunu olamazmış vesaire.
ayrıca komünistlerin yıllardır zırladıkları bir konu daha var ki akıllara zarar.
'erdal idam edilecek diye yaşı büyütülmüş'! halbuki erdal eren yaş büyütme meselesini 'arazi davası' sebebi ile olduğunu kendisi bizzat röportajda söylemiş ama komünizm dehşetine kılıf bulmak için böyle acındırma mevzusu olmazsa olmazlardandır. illa ki de böyle bir konu bulunur.
aşağıya röportajı bırakıyorum okuyan elbet çıkacaktır.
“beni ibreti âlem için asacaklar. çünkü hiçbir savunmamı ve söylediklerimi dikkate almadılar. karar verilmiş. tamam, erin bulunduğu tarafa doğru bir el sıktım ama vurulan er yüzüstü düştü. mermiyi benden yese arkaya doğru düşmesi gerekirdi. arazi davamız vardı; benim yaşımı büyüttüler; ben 17 yaşındayım 18’ime tamamlamadım! çok üzgünüm askerin ölmesine ama pişman değilim halkım için yaptım.
6 aralık 1980 günü yapılan röportajdan alıntıdır.
devamını gör...
tatlı dillim
cem karaca'nın muhteşem yorumladığı şarkı.
sözleri:
şu garip halimden bilen işveli nazlım
gönlüm hep seni arıyor, neredesin sen?
tatlı dillim, güler yüzlüm, ey ceylan gözlüm
gönlüm hep seni arıyor, neredesin sen?
neredesin sen?
tatlı dillim, güler yüzlüm, ey ceylan gözlüm
gönlüm hep seni arıyor, neredesin sen?
neredesin sen?
ben ağlarsam ağlayan, gülersem gülen
bütün dertlerimi anlayıp gönlümü bilen
sanki kalbimi bilerek yüzüme gülen
gönlüm hep seni arıyor, neredesin sen?
neredesin sen?
sanki kalbimi bilerek yüzüme gülen
gönlüm hep seni arıyor, neredesin sen?
neredesin sen?
sinemde gizli yara var, kimse bilmiyor
hiç bir tabip bu yarama merhem olmuyor
boynu bükük bir garibim, yüzüm gülmüyor
gönlüm hep seni arıyor, neredesin sen?
neredesin sen?
neredesin sen?
neredesin sen?
nerdesin sen?
sözleri:
şu garip halimden bilen işveli nazlım
gönlüm hep seni arıyor, neredesin sen?
tatlı dillim, güler yüzlüm, ey ceylan gözlüm
gönlüm hep seni arıyor, neredesin sen?
neredesin sen?
tatlı dillim, güler yüzlüm, ey ceylan gözlüm
gönlüm hep seni arıyor, neredesin sen?
neredesin sen?
ben ağlarsam ağlayan, gülersem gülen
bütün dertlerimi anlayıp gönlümü bilen
sanki kalbimi bilerek yüzüme gülen
gönlüm hep seni arıyor, neredesin sen?
neredesin sen?
sanki kalbimi bilerek yüzüme gülen
gönlüm hep seni arıyor, neredesin sen?
neredesin sen?
sinemde gizli yara var, kimse bilmiyor
hiç bir tabip bu yarama merhem olmuyor
boynu bükük bir garibim, yüzüm gülmüyor
gönlüm hep seni arıyor, neredesin sen?
neredesin sen?
neredesin sen?
neredesin sen?
nerdesin sen?
devamını gör...
iyi insanların ortak özellikleri
yüzlerindeki tebessümün hepsinde aynı olması. gülüşlerinin bir bayram sabahı gibi insanın içini rahatlatması.
devamını gör...
salgın önlemlerinin virüsten çok özgürlüğe karşı olması
distopiktir.
aşılama hızının düşüklüğüne bakınca insanın aklına şüphe düşüyor, ruhu daralıyor.
“kızlı erkekli” üniversiteler unutuldu, akşam saatlerinde dışarı çıkmak yasak… unuttuğum daha nicesi. insanların insan olduğunu unutturmaya yönelmiş gibi.
aşılama hızının düşüklüğüne bakınca insanın aklına şüphe düşüyor, ruhu daralıyor.
“kızlı erkekli” üniversiteler unutuldu, akşam saatlerinde dışarı çıkmak yasak… unuttuğum daha nicesi. insanların insan olduğunu unutturmaya yönelmiş gibi.
devamını gör...
luka magnotta
asıl adı eric clinton kirk newman olan kanada doğumlu katil. 2006 yılında mahkemeye başvurarak adını luka magnotta olarak değiştirmiştir.
çocukluğundan psikolojik şiddete uğrayan luka'nın birçok psikolojik rahatsızlığı var fakat bunlardan en dikkat çekeni narsist bir kişiliğe sahip olması. ilgiliye fazlasıyla aç ve dış görünüşüne çok önem veriyor. hatta o kadar önem veriyor ki cinayet işlediğinde bile aynadan nasıl gözüktüğünü kontrol ediyor.
katil olmadan önce modellik yapan ve porno filmlerinde oynayan luka, kendine fan sayfaları açıp kendisi hakkında videolar yaparak bu videoları youtube'da paylaşıyor. kazandığı ün yeterli gelmiyor olacak ki bu sefer sahte bir facebook hesabından 1 boy 2 kittens ismini verdiği kedileri canice öldürdüğü videoyu 2010 yılında internete yüklüyor.
video internette büyük ses getiriyor hatta birkaç hayvan sever insanlar videoyu derinlemesine inceleyerek videoyu çeken kişinin kim olduğunu bulmaya çalışıyorlar. polis ise sadece videoyu internetten kaldırmak ile yetiniyor.
beklediği ilgiyi sonunda görmeye başlayan luka daha da ileri giderek kendisini araştırmaya başlayan insanların açtığı gruba sızıyor, insanların resmen aklıyla dalga geçiyor. ve evde beslediği piton yılanının yine bir kediyi yediği videoyu paylaşıyor.
2011 yılında hayvan sever grup luka'nın kimliğini öğrenmeyi başarıyor. fakat polislere kendilerini inandıramıyorlar ve asıl olaylar burada başlıyor.
2012 yılında eş bulma sitesinden jun lin isimli çinli bir genç ile tanışan luka bir apartman dairesinde izlediği filmden etkilenerek buz kıracağına benzettiği alet ile jun lin'i katlediyor. ve bunların hepsini yine videoya çekerek bu videoyu da internete yüklüyor. 10 küsür dakikalık olan videoyu izlemeye cesareti olmayanlar için spoiler kısmında detaylıca açıklayacağım. hassas olanlar okumadan direkt geçebilirler.
kurbanının kollarını ve bacaklarını bağlayan luka ilk önce buz kıracağı adını verdiği alet ile jun lin üzerinde delikler açıyor
kurbanın başını keserken videoya almanın çok vahşice olduğunu düşünecek olmalı ki sadece kopmuş kafasını filme almış bir sonraki sahnede bu kafayı görüyorsunuz
sonra ise kurbanın kol ve bacaklarına çizikler atıyor sonrasında ise tamamen kesiyor
daha sonra kalan kalan kısımlarına tecavüz ediyor şişe sokuyor türlü türlü fanteziler uyguluyor
son olarak kurbanın kalçasını keserek yiyor ve köpeğine de yediriyor.
açtığı bloglarda bu tarz fantezilerinin zaten olduğunu, kendisinin ölü sevici olduğunu ve bundan utanmadığını söyleyen luka. ilk olarak paris daha sonra ise berlin'e kaçıyor.
berlin'de internet kafede kendisi ile ilgili haberleri okurken türk biri tarafından tanınan luka. polis tarafından yakalanıyor ve kaçma girişiminde bile bulunmadan bu durumu sakinlikle karşılıyor, hatta memnun bir şekilde ''beni yakaladınız'' diyor.
berlin'den askeri bir uçakla kanada'ya getirilen katil müebbet cezasına çarptırılıyor.
netflix'in don't f**k with cats isimli belgeseline konu olan lukayı detaylı incelemek isterseniz belgeseli izleyebilirsiniz. zira belgeselde tüm olaylar daha detaylı incelenmiş ve hayvan sever grup tarafından anlatılıyor. linkini de şöyle bırakayım.
buradan
çocukluğundan psikolojik şiddete uğrayan luka'nın birçok psikolojik rahatsızlığı var fakat bunlardan en dikkat çekeni narsist bir kişiliğe sahip olması. ilgiliye fazlasıyla aç ve dış görünüşüne çok önem veriyor. hatta o kadar önem veriyor ki cinayet işlediğinde bile aynadan nasıl gözüktüğünü kontrol ediyor.
katil olmadan önce modellik yapan ve porno filmlerinde oynayan luka, kendine fan sayfaları açıp kendisi hakkında videolar yaparak bu videoları youtube'da paylaşıyor. kazandığı ün yeterli gelmiyor olacak ki bu sefer sahte bir facebook hesabından 1 boy 2 kittens ismini verdiği kedileri canice öldürdüğü videoyu 2010 yılında internete yüklüyor.
video internette büyük ses getiriyor hatta birkaç hayvan sever insanlar videoyu derinlemesine inceleyerek videoyu çeken kişinin kim olduğunu bulmaya çalışıyorlar. polis ise sadece videoyu internetten kaldırmak ile yetiniyor.
beklediği ilgiyi sonunda görmeye başlayan luka daha da ileri giderek kendisini araştırmaya başlayan insanların açtığı gruba sızıyor, insanların resmen aklıyla dalga geçiyor. ve evde beslediği piton yılanının yine bir kediyi yediği videoyu paylaşıyor.
2011 yılında hayvan sever grup luka'nın kimliğini öğrenmeyi başarıyor. fakat polislere kendilerini inandıramıyorlar ve asıl olaylar burada başlıyor.
2012 yılında eş bulma sitesinden jun lin isimli çinli bir genç ile tanışan luka bir apartman dairesinde izlediği filmden etkilenerek buz kıracağına benzettiği alet ile jun lin'i katlediyor. ve bunların hepsini yine videoya çekerek bu videoyu da internete yüklüyor. 10 küsür dakikalık olan videoyu izlemeye cesareti olmayanlar için spoiler kısmında detaylıca açıklayacağım. hassas olanlar okumadan direkt geçebilirler.
kurbanının kollarını ve bacaklarını bağlayan luka ilk önce buz kıracağı adını verdiği alet ile jun lin üzerinde delikler açıyor
kurbanın başını keserken videoya almanın çok vahşice olduğunu düşünecek olmalı ki sadece kopmuş kafasını filme almış bir sonraki sahnede bu kafayı görüyorsunuz
sonra ise kurbanın kol ve bacaklarına çizikler atıyor sonrasında ise tamamen kesiyor
daha sonra kalan kalan kısımlarına tecavüz ediyor şişe sokuyor türlü türlü fanteziler uyguluyor
son olarak kurbanın kalçasını keserek yiyor ve köpeğine de yediriyor.
açtığı bloglarda bu tarz fantezilerinin zaten olduğunu, kendisinin ölü sevici olduğunu ve bundan utanmadığını söyleyen luka. ilk olarak paris daha sonra ise berlin'e kaçıyor.
berlin'de internet kafede kendisi ile ilgili haberleri okurken türk biri tarafından tanınan luka. polis tarafından yakalanıyor ve kaçma girişiminde bile bulunmadan bu durumu sakinlikle karşılıyor, hatta memnun bir şekilde ''beni yakaladınız'' diyor.
berlin'den askeri bir uçakla kanada'ya getirilen katil müebbet cezasına çarptırılıyor.
netflix'in don't f**k with cats isimli belgeseline konu olan lukayı detaylı incelemek isterseniz belgeseli izleyebilirsiniz. zira belgeselde tüm olaylar daha detaylı incelenmiş ve hayvan sever grup tarafından anlatılıyor. linkini de şöyle bırakayım.
buradan
devamını gör...
normal sözlük'e bir daha gelinse alınacak nickler
abdülcanbazın bisikleti.
devamını gör...
sürekli akp'yi ve akp’lileri aşağılamaya çalışmak
adamların hergün bir şeyi çıkıyor. ne bekliyorsun çok normal buna rağmen destek veren bilemedim.
devamını gör...
bruksizm
dişlerin özellikle geceleri istemsizce sıkılması, birbirine sürtülmesi(gıcırdatma) olayıdır. kişi sabah kalktığında baş ve çene ağrılarıyla uyanabilir.
stres ya da nefes almada zorluktan dolayı kaynaklanma ihtimali yüksektir. bruksizme kesin olarak neyin sebep olduğu bilinmediğinden fiziksel, psikolojik ve genetik faktörlerin bir kombinasyonundan kaynaklandığı düşünülmektedir.
benim de kendisinden muzdarip olduğum bir durum ve tedavi edilmezse ya da önlem alınmazsa büyük sorunlara yol açabilir.
tedavi yöntemleri arasında:
-stresten kaynaklanıyorsa meditasyon,
-masajlar,
-botox,
-gece plağı,
en bilinenler arasındadır.
stres ya da nefes almada zorluktan dolayı kaynaklanma ihtimali yüksektir. bruksizme kesin olarak neyin sebep olduğu bilinmediğinden fiziksel, psikolojik ve genetik faktörlerin bir kombinasyonundan kaynaklandığı düşünülmektedir.
benim de kendisinden muzdarip olduğum bir durum ve tedavi edilmezse ya da önlem alınmazsa büyük sorunlara yol açabilir.
tedavi yöntemleri arasında:
-stresten kaynaklanıyorsa meditasyon,
-masajlar,
-botox,
-gece plağı,
en bilinenler arasındadır.
devamını gör...
bot satın almak
cat seviyorum. kalite sevenler için ideal bir marka. ayrıca tasarımları da ayrı güzel.
devamını gör...
ölürken bir şey itiraf etmek
klasik türk filmi klişesidir. bu itiraf sonunda gerçek anne veya babanı veya da habersiz aşık olduğun öz kardeşini bulman an meselesidir.
devamını gör...
beynin de cinsiyetinin olması
doç. dr. sinan canan'ın, yüzük ve işaret parmağı uzunluğuna bakarak beynin cinsiyetinin farkına varılabileceği araştırmasının sonucudur.
bilişsel işlevler anlamında erkek ve kadına atfedilen bazı özellikler olduğunu anlatan canan, sözlerini şöyle sürdürdü: "anne karnında maruz kaldığınız (bkz: testosteron) miktarına göre beyninizin cinsiyeti belirleniyor. fazla testosterona maruz kalırsanız ki erkeklerin çoğunda böyledir, erkek hamilelikte bu miktar yüksektir. ama stres durumlarında da testosteron artabiliyor. bu durumda dişi bebeklerde erkek beyni, erkek bebeklerde dişi beyni görebiliyoruz.
yüzük parmağınız işaret parmağınızdan uzunsa, erkek beynine sahipsiniz.
yüzük parmağınız işaret parmağınızla eşit ya da yüzük parmağı daha kısaysa dişi beyinlisiniz.
parmakların uzunluğunu kodlayan genlerle beyin cinsiyetini belirleyen genler aynı grupta.
bilişsel işlevler anlamında erkek ve kadına atfedilen bazı özellikler olduğunu anlatan canan, sözlerini şöyle sürdürdü: "anne karnında maruz kaldığınız (bkz: testosteron) miktarına göre beyninizin cinsiyeti belirleniyor. fazla testosterona maruz kalırsanız ki erkeklerin çoğunda böyledir, erkek hamilelikte bu miktar yüksektir. ama stres durumlarında da testosteron artabiliyor. bu durumda dişi bebeklerde erkek beyni, erkek bebeklerde dişi beyni görebiliyoruz.
yüzük parmağınız işaret parmağınızdan uzunsa, erkek beynine sahipsiniz.
yüzük parmağınız işaret parmağınızla eşit ya da yüzük parmağı daha kısaysa dişi beyinlisiniz.
parmakların uzunluğunu kodlayan genlerle beyin cinsiyetini belirleyen genler aynı grupta.
devamını gör...
iletişim kurmanın önündeki engeller
iç ve dış etmenler diye ayırabiliriz.
iç etmenler:
-önyargı
-bilgi eksikliği
-kaygılar
dış etmenler:
-gürültü
-görüş ayrılığı/reddetme
-yasal engeller
şimdi bunları dilimiz döndüğü, aklımız yettiğince açıklayalım bakalım.
önyargı:
bir kişi, kurum, olgu, yargı veya bilgi için önceden zihnimize kazınan, biz bilmesek de farketmesek de oraya yerleşmiş veya yerleştirilmiş olup, o olgu hakkında sessiz sedasız bir şekilde bize karar aldıran varsayımların tümüdür.
bilgi eksikliği:
yeterince olgunlaşmamış, yanlı olup etraflıca düşünmemizi veya değerlendirmemizi engelleyen saplantı diyebiliriz. bilgi eksikliği bazen az bilmek olabileceği gibi bazen karşıt düşünceye/teze karşı kayıtsız olma hali.
kaygılar:
gelecekteki belirsizlikleri öngörememe, neyin nasıl gelişeceğini kestirememe hali üzerine zihnimizde ortaya çıkan huzursuzluk duygusu.
gürültü:
iletişimin etkin ve verimliliğini engelleyecek düzeyde ses, görüntü veya duygu karmaşası olarak tanımlayabiliriz.
görüş ayrılığı:
tez/antitez karşıtlığının ördüğü duvarları aşamama hali. karşıt görüşteki kişi veya kurumların düşünmeksizin karşı görüşü reddetmesi.
yasal engeller:
belli kişi veya kurumların belli başlı bilgi, belge veya veriyi paylaşmayı/açıklamayı yasaklaması durumu.
iç etmenler:
-önyargı
-bilgi eksikliği
-kaygılar
dış etmenler:
-gürültü
-görüş ayrılığı/reddetme
-yasal engeller
şimdi bunları dilimiz döndüğü, aklımız yettiğince açıklayalım bakalım.
önyargı:
bir kişi, kurum, olgu, yargı veya bilgi için önceden zihnimize kazınan, biz bilmesek de farketmesek de oraya yerleşmiş veya yerleştirilmiş olup, o olgu hakkında sessiz sedasız bir şekilde bize karar aldıran varsayımların tümüdür.
bilgi eksikliği:
yeterince olgunlaşmamış, yanlı olup etraflıca düşünmemizi veya değerlendirmemizi engelleyen saplantı diyebiliriz. bilgi eksikliği bazen az bilmek olabileceği gibi bazen karşıt düşünceye/teze karşı kayıtsız olma hali.
kaygılar:
gelecekteki belirsizlikleri öngörememe, neyin nasıl gelişeceğini kestirememe hali üzerine zihnimizde ortaya çıkan huzursuzluk duygusu.
gürültü:
iletişimin etkin ve verimliliğini engelleyecek düzeyde ses, görüntü veya duygu karmaşası olarak tanımlayabiliriz.
görüş ayrılığı:
tez/antitez karşıtlığının ördüğü duvarları aşamama hali. karşıt görüşteki kişi veya kurumların düşünmeksizin karşı görüşü reddetmesi.
yasal engeller:
belli kişi veya kurumların belli başlı bilgi, belge veya veriyi paylaşmayı/açıklamayı yasaklaması durumu.
devamını gör...
parayı her şeyden çok seven insan
para her şeydir diyen insan, para için her şeyi yapar. herhangi bir sınırı yoktur. güvenilmez.
devamını gör...
çağımızın hastalığı
eleştiri kültürünün yozlaşması.
gereksiz ve fazla eleştiri akımı başladı. her şeyi ama her şeyi. sosyal medyanın bize verdiği ekstra bir güçle zaten ayarını, dozajını ne için, nasıl yapılması gerektiğini pek bilmediğimiz bir kültüre bodoslama dalmış bulunmaktayız.
normalde eleştirilen fikir ve kişileri daha iyiye götüren, eksiklerini kapatan, onlara güç katan yapıcı eleştiriler yapmak yerine; birbirini gömmek, açıklarını yüzlerine vurmak, dalga geçmek, hafife almak amacıyla, sivri dilli, üzerinde iyi düşünülmemiş ve zaman harcanmamış, eleştirilen konunun detaylarına dair hiçbir bilgi sahibi olmadan eleştiriye soyunan bir toplum olduk. yani illede yıkıcı eleştiri yapmaya illede kırıcı, ezici, baltalayan kimliğe bürünmeye can atıyoruz. bu da, gereksiz bir ego savaşına ve sonu olmayan, anlamsız, tutarsız münakaşalara sokuyor bizleri.
bir konuyla ilgili aklımıza ilk gelen cümleyi yapıştırmayı eleştirmek sayıyoruz. o olayla ilgili kendi his ve kalıbımıza güvenerek bir şeyler söylemeyi eleştirinin temeli saysakta eleştiri normal şartlarda bu değil dostlar. fazlasıyla bir bilgi birikimi gerekiyor ve konuyu kendi benliğimize, seviyemize, fikir dünyamıza uygulamadan, çekmeden daha evrensel daha tarafsız görebilmemiz gerekiyor.
şuan yapılan klavye bilgeliği bir yana daha dolu ve doluluğu da hazmetmiş olmak gerekiyor.
nedendir bilmem eleştirmeye çalışmak (bakın eleştirmek diyemiyorum çünkü çoğumuz kıyısına bile yaklaşamıyoruz.) toplumumuzda hatta dünyada bile kendini ortaya çıkarma, kendini yüceltme, 'bakın bunuda beğenmedim çünkü ben her şeyin en iyisini bilirim, ben herkesten mükemmelim bla bla bla' bilinçaltıyla yapılıyor.
daha az yanlış eleştiri daha çok anlayıp dinleme feraseti diliyorum hepimize.
daha güzel, daha adil, sevgi dolu bir dünya için, barış için, insanlık için, kardeşlik için batsın bu dünyaaaa
gereksiz ve fazla eleştiri akımı başladı. her şeyi ama her şeyi. sosyal medyanın bize verdiği ekstra bir güçle zaten ayarını, dozajını ne için, nasıl yapılması gerektiğini pek bilmediğimiz bir kültüre bodoslama dalmış bulunmaktayız.
normalde eleştirilen fikir ve kişileri daha iyiye götüren, eksiklerini kapatan, onlara güç katan yapıcı eleştiriler yapmak yerine; birbirini gömmek, açıklarını yüzlerine vurmak, dalga geçmek, hafife almak amacıyla, sivri dilli, üzerinde iyi düşünülmemiş ve zaman harcanmamış, eleştirilen konunun detaylarına dair hiçbir bilgi sahibi olmadan eleştiriye soyunan bir toplum olduk. yani illede yıkıcı eleştiri yapmaya illede kırıcı, ezici, baltalayan kimliğe bürünmeye can atıyoruz. bu da, gereksiz bir ego savaşına ve sonu olmayan, anlamsız, tutarsız münakaşalara sokuyor bizleri.
bir konuyla ilgili aklımıza ilk gelen cümleyi yapıştırmayı eleştirmek sayıyoruz. o olayla ilgili kendi his ve kalıbımıza güvenerek bir şeyler söylemeyi eleştirinin temeli saysakta eleştiri normal şartlarda bu değil dostlar. fazlasıyla bir bilgi birikimi gerekiyor ve konuyu kendi benliğimize, seviyemize, fikir dünyamıza uygulamadan, çekmeden daha evrensel daha tarafsız görebilmemiz gerekiyor.
şuan yapılan klavye bilgeliği bir yana daha dolu ve doluluğu da hazmetmiş olmak gerekiyor.
nedendir bilmem eleştirmeye çalışmak (bakın eleştirmek diyemiyorum çünkü çoğumuz kıyısına bile yaklaşamıyoruz.) toplumumuzda hatta dünyada bile kendini ortaya çıkarma, kendini yüceltme, 'bakın bunuda beğenmedim çünkü ben her şeyin en iyisini bilirim, ben herkesten mükemmelim bla bla bla' bilinçaltıyla yapılıyor.
daha az yanlış eleştiri daha çok anlayıp dinleme feraseti diliyorum hepimize.
daha güzel, daha adil, sevgi dolu bir dünya için, barış için, insanlık için, kardeşlik için batsın bu dünyaaaa
devamını gör...
sigmund freud
sigmund freud, psikanalizin babası, puro bağımlısı, kokainin tedavi amaçlı olduğunu söyleyip bağımlısı olan kendi ve sevdiği kadın martha da deneyen ve martha ya "benim en değerli hazinem, benim prensesim "diyen romantik mektuplar yazan, hastalarını hipnoz edip konuşturarak iyileştirmeye çalışan bir terapist. sigara bağımlılığından dolayı yakalandığı kanser nedeni ile acı çekmesinin dayanılmaz boyutlara ulaştığında kızı anna ve doktoruna "zamanının geldiğini" söyleyip yüksek dozda morfin alıp huzur içinde ölmek istemesinde ona yardımcı olmalarını söylemiştir. tuhaf yaşantısı olan, başarı hırsı ve zekası ile dünyanın ünlü psikiyatristlerinden biri olmuştur.
devamını gör...
rozet alan yazarın mutluluğu
az önce yaşadığım şeydir. beğenen tüm dostlara teşekkürlerimle. darısı olmayanların başına.
devamını gör...
temiz vajina
olması gerekendir. temiz penis gibidir.
ayrıca bu nasıl başlık. böyle başlığa (bkz: şöyle koyayım böyle koyayım)
ayrıca bu nasıl başlık. böyle başlığa (bkz: şöyle koyayım böyle koyayım)
devamını gör...
yazarların unutamadığı film replikleri
birisi bana yardım edebilir mi? çünkü içimden geldiği gibi davranıyorum!
günaydın! olur ya belki sizi göremem; iyi günler, iyi akşamlar ve iyi geceler!
the truman show
günaydın! olur ya belki sizi göremem; iyi günler, iyi akşamlar ve iyi geceler!
the truman show
devamını gör...
