doğru mu bilmem ama bir anda başlığı görünce kahkaha attım.
devamını gör...

bir yudum alıp ivedilikle evden çıkmak zenginlik belirtisidir.
devamını gör...

seni seviyorum ve sana sarılmak istiyorum.
devamını gör...

frida’nın hayatına ve tarihin önemli anlarına tanıklık eden bu özel mekan 1958’te müze haline getirilmiştir. la casa azul frida’nın hayatında önemli bir yer tutar. dieogo ile evlendikten sonra bir süre bu evden ayrılmış olsa da yine coyoacan’daki ailesinin yanına döner.

frida kahlo müzesinde bulunan ressamın en önemli eserlerinden bazılaır: long live life, frida and the caesarian operation, portrait of my father wilhelm kahlo.

ressamlığının yanı sıra muhteşem bir mimari zevke sahip olan diego tarafından ispanyol öncesi dönem eserleri ile döşenmiştir.
frida’nın evi ölümünün ardından diego’nun isteği ile halka açık bir müzeye dönüştürülür. diego ve frida’nın ortak arzusu kendi eserlerini meksika halkına bağışlamaktı ve öyle de yaptılar.

22.000 belge, 6.500 fotoğraf, dergi ve süreli yayınlar, kitaplar, düzinelerce çizim, kişisel eşyalar, kıyafetler, korseler, ilaçlar, oyuncaklar…. bu nesneler her iki sanatçının hayat hikayelerini zenginleştirecek ipuçları sunuyor.
devamını gör...

çok, çok sevdiğim, upuzun ama hem okuması hem dinlemesi * çok keyifli, ‘içimdeki durgun ve çürük su’ gibi de insanı düşündürdükçe düşündüren bir betimlemeyle başlayan edip cansever şiiri, çağrılmayan yakup

“kurbağalara bakmaktan geliyorum, dedi yakup
bunu kendine üç kere söyledi
onlar ki kalabalıktılar, kurbağalar
o kadar çoktular ki, doğrusu ben şaşırdım
ben, yani yakup, her türlü çağrılmanın olağan şekli
daha hiç çağrılmadım
biri olsun "yakup!" diye seslenmedi hiç
yakup!
diye seslenmedi ki, dönüp arkama bakayım
ve içimden durgun ve çürük bir suyu düşüreyim
ceplerimdeki eskimiş kağıt parçalarını atayım
sonra bir güzel yıkanayım da.
ben size demedim mi.”

seslendirme, eser gökay
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

adı türkiye olmayan bir ülkenin meclis genel kurul salonu'nun giriş kapısının tamiri gerekiyormuş.

konuyla ilgili bürokrat, iki ayrı firmadan marangoz davet ederek kapıyı göstermiş ve fiyat istemiş.
birinci marangoz:
“500 tlye olur bu iş” demiş. “200 malzeme, 200 işçilik, 100 kâr.”
bürokrat ikinci marangoza dönmüş:
- siz aynı işi kaça yaparsınız?
- 2,500 lira.
- nasıl olur bu kadar fiyat farkı?
- 1000 bana, 1000 size... 500 de bu arkadaşa veririz kapıyı yapar.

ihale ikinci marangoza verilmiş.
devamını gör...

dismorfofobi veyahut dismorfik bozukluk kişinin bedeninde bulunan ya da hayali kusurları saplantı haline getirmesi sonucu sosyal yaşamda adaptasyon sorunları yaratan hatta bazı ağır vakalarda eve kapanma gibi ağır sonuçlara yol açabilen bir psikolojik bozukluktur.
devamını gör...

bence eğitim sorunudur. herkes eğitim "sistemi", "müfredat" gibi kavramları belki de anlamını tam bilmeden konuştuğu; kendisinde konuşma hakkı gördüğü eğitim. oysa eğitimi eğitimcilere bırakmak lazım. bu iş profesyonel bir iştir. herkesin eğitime karışması en büyük sorundur bu sebeple. bir de çok politize olmamız ama o ayrı analiz edilmelidir zannımca.
devamını gör...

srebrenitsa katliamı'nın yaşandığı ve sonunda bosna savaşının bittiği yıldır.
çeçenistan savaşı ise tüm hızıyla sürüyordu.
devamını gör...

levent yüksel'in tuana şarkısında geçen ümit verici söz. pandemi zamanında da ihtiyaç duyulan bir ümit sözü olabilmektedir.
'ne de olsa kışın sonu bahardır' dersin ama "eğer kış, 'bahar yüreğimdedir' deseydi, ona kim inanırdı." diyen halil cibran ortalığı karıştırıp son noktayı koyar bir şekilde...
devamını gör...

bıktık ya vallahi bıktık.
devamını gör...

yaşamak için çalışmak yerine çalışmak için yaşıyor zorunda kalmak. bu modern çağın getirdiği illet bir hastalık. farkında bile olmadan zamanımız doluyor bu dünyada. ve kaçımız "yaşadık" diyebilir ki?
devamını gör...

burada sanki adam gazetecileri "gelin çok önemli bir açıklamam var" diye toplamış da bu yorumu yapmış gibi saçma değerlendirmeler var. arkadaşlar bizim basın aşıyla ilgili fikirlerini almak için gerekirse hülya avşar'ın da kapısını çalar. bu adamın da kapısına gitmişler, o da demiş ki "türkiye'de olsaydım türk hekimlerinin tavsiyelerine uyardım". ne desin adam uzmanı olmadığı konu için? canan karataylık mı yapsın?
devamını gör...

kendi etrafında dönen, size göre sebepsiz bağıran, adıyla seslendiğinizde bakmayan o çocuk. okulda arkadaşınız, sitede komşunuz, bayram ziyaretinde akrabanız, belki de kardeşiniz...
fiziksel olarak ayırt edemediğimiz bu dostlarımızın hayatını değiştirmek mümkün. çünkü içten bir gülüş; her şeye değer.

“otizm benim seçimim değil,
otizmi farketmek senin seçimin”
devamını gör...

nerede boş, işe yaramaz haber bulsa yayınlayan haber kanalıdır.
devamını gör...

güzel düşünülmüş sözlüğe tat katmış olaydır. tüm kurucu yazarların 23 nisan'ı kutlu olsun.
devamını gör...

huzur verendir. yaklaşık 7-8 yıldır amatör olarak gitar çalıyorum. mutlu, mutsuz, umutsuz, depresif veya heyecanlı hallerimde ilk yardımıma bu enstrüman koşuyor. biri akustik gitar biri elektro gitar olmak üzere iki gitarım var şu an. behzat ve sevim. onlar olmasa ne yapardım bilemiyorum.
devamını gör...


"beni anlamıyorlar.
ben, bu kulaklara göre ağız değilim."
devamını gör...

tam bu gece rüyamda çok korkunç bir kabus görüp, çarpıntıdan ölmek isterdim.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim