dünya trip atma şampiyonası olsa annem şampiyon olur benim. ömrünün babamı tanıdıktan sonra yaşadığı kısmının 3'te 1'ini uyuyarak geçirdiyse, kalanın yarısını adama trip atarak geçirmiştir. babam tuttuğunu koparan, inatçı, vazgeçmeyen ve istediğinde inanılmaz romantik olabilen bir adam olmasaydı, 35 kez falan boşanmışlardı eminim. gerçi babam böyle bir adam olmasaydı annem de öyle bir kadın olamazdı ya neyse. romantik ilişkilerde güç dinamikleri...

benim yaş takribi 6 falan. okula gitmiyorum çünkü. yine annem babama tripli. babamın çok önemli bir iş yemeği var. herkesin eşiyle katılacağı. diller döküyor, gidip mağazaya en sevdiği renkte (mavi) elbise falan alıyor, çiçeksiz eve gelmiyor ikna etmek için, annem nuh da demiyor peygamber de. hepimizi örgütlüyor babam, anneme mektuplar yazıyoruz. ananemi devreye sokuyor. en son beti büyütüp annemin arkadaşına yolluyor beni, babam sürpriz hazırlayacak annemi davet eder misin dedirtiyor, sabah işe gider gibi evden çıkıp, eve geri dönüyor ve anneme sürpriz masa hazırlıyor yumurta bile kıramayan adam; annem evde yemek vardı, ziyan olacak bunlar şimdi diye yine olay çıkarıyor. yemek işin bahanesi, babam 1 haftayı geçmiş küslüğün artık sonlanması için dişini tırnağına takıyor.
en son artık ne kadar kızdıysam ben, babam yine bir akşam diller dökerken, ayağa kalktım. avazım çıktığı kadar bağırarak, "bırak baba yaa, gelmesin, barışmasın da seninle, ben gelirim senle, babamın karısıyım derim olmaz mı?" dedim hırstan gözlerim dolu dolu. annem yemeğe gitmedi, babam da beni götürmedi. babamla evlenmedim ama sonra başka bir adamla evlendim. ben babam oldum, kocam annem.
ödipal dönemimde kavramları doğru oturtamadıysam demek... spoiler alert; benim imagom annemmiş.

ekleme: yalnız doğru oturtmak demişim, rahatsız oldum kendimden. karşı cinse yönelimi olan biri için "doğru".
devamını gör...

şizofreni, bireylerin gerçekliği anormal olarak yorumladıkları ve gerçek ile gerçek dışını birbirinden ayıramadıkları ciddi bir zihinsel bozukluğa verilen addır.
şizofreni, halüsinasyonlar, sanrılar ve günlük işleyişi bozan son derece düzensiz düşünme ve davranışların sonucunda ortaya çıkabilir bunun sonucunda bireyi bütünüyle etkisiz hale getirebilir. şizofreni durumunun gelişmesine neyin neden olduğu henüz kesin olarak belirlememiştir. fakat araştırmacılar genetik yapının, beyin kimyasının ve çevrenin bir kombinasyonunun şizofreni durumunun gelişmesine katkıda bulunduğuna inanmaktadır. şunu da belirtmek gerekir ki çevrenin kişi üzerindeki olumsuz etkisi tek başına şizofreni hastalığını ortaya çıkarmaz. başka hastalıklar bu olumsuz durumla tetiklendiğinde şizofreni ortaya çıkabilir. erken tedaviye başlamak çok önemli olduğu gibi tedavi edilmeyen şizofreni bireyin hayatının her alanını etkileyen ciddi sorunlara neden olabilir.

şizofreni türleri:
-paranoid şizofreni: kişiler çok yoğun belirtiler yaşamasına karşın asla hastalığı kabul etmez ve bütün belirtileri gizlemeye çalışır bu da kişilerin toplumdan uzaklaşmalarına neden olur. kişiler zulüm gördükleri veya birileri tarafından cezalandırıldıkları ile ilgili yanlış inançlara sahiptirler. fakat düşünceleri, konuşmaları, duyguları oldukça normaldir. bu hastalarda şüpheci ruh haline sıklıkla rastlanır. diğer türlere göre daha geç yaşta ve daha yavaş ilerlediği görülür.

-dezorganize (hebefrenik) şizofreni: kişilerin konuşmalarında oldukça sık tutarsızlıklar görülür. hastaların zihinleri oldukça karışıktır. bazı günlük işlerini yapmakta zorlanabilen bu kişilerde duygusuzluk, uygunsuz hareketler vardır. dışardan çocuksu görünebilirler.

-katatonik şizofren: semptomlar fiziksel olara görülür. kişiler genelde hareketsizdirler. genellikle çok katı ve sert olurlar, hareket etmeyi istemezler. çevrelerinde olan bitenlere karşı kayıtsız kalırlar. uzun süre hareketsiz kalabilirler ve bu tür şizofreni aniden ve genellikle genç yaşlarda ortaya çıkar.

-ayrışmamış şizofreni: belirtiler vardır fakat bu türün belirtileri henüz herhangi bir gruba dahil edilmemiştir. semptomlar yukarıda yazmış olduğum 3 türden birine tam olarak uymadığında bu tanı koyulabilir.

-kalıntı (rezidüel) şizofreni: kişilerin şizofreni semptomları şiddeti azalmıştır fakat halüsinasyonlar gibi diğer semptomlar hala vardır, sadece şiddeti ilk teşhis edildiğine oranla azalmıştır.

-basit şizofreni: normal işlevlerde azalma belirgin olarak görülür. yavaş ve sinsi olarak ilerleyen bu tür genç yaşlarda ortaya çıkar. kişiler çevreye karşı ilgisizdirler. kişilerde ayrıca aldırmaz tavırlar sık görülür ve ailenin, çevrenin kurallarına ters davranışlar ortaya çıkar.
devamını gör...

#597018 numaralı iletide yazılanlara sonuna kadar katılıyorum. dün burada bildiğiniz kavimler göçü yaşandı. nereye kaçacağımızı şaşırdık. hadi bende kabuk var, soktum kafamı kabuğumun içerisine, üzerimize gelen coşkun dalgaları savuşturdum. bir çok arkadaşımız bu göçten ağır yaralar alarak kurtuldu. kimi kafa iznine çıktı. kimi kendini geri çekti vesaire. çok sayıda gazimiz var anlayacağınız. bu yazarlara istiklal madalyası verseniz yeridir. bu konu ile ilgili görüşlerimi daha önce #532486 numaralı iletide dile getirmiştim. kontrolsüz büyümenin inanın kimseye faydası yok.

bu noktada benim önerim şu; çaylaklardan sorumlu ayrı bir moderasyon kolu oluşturunuz. bu arkadaşlar sadece çaylak tanımları ile ilgilensinler, yemesinler içmesinler çaylakları okusunlar. sayıları da öyle bir elin parmakları kotasına takılmasın, 8-10 arkadaşa böyle bir vazife tevdi edin ve ciddi anlamda bu platforma katkısı olacak insanları yazar yapın. yoksa biz dün gece aldığımız darbeler gibi darbeler almaya devam edersek korkarım ki pek çok arkadaş kafa iznine çıkmaya başlayacak. kafa bir kere gitti mi geri de gelmeyebilir. sözlüğü, sol tarafın akıcılığı ayakta tutmaz. orada öyle böyle geyik zaten döner/dönecektir. ama bu ortama ciddi katkı sağlayan, okunası tanımlara imza atan pek çok yazarın gölgeler arkasında yürüyüşü devam eder ve kazığını eline alan bizi vampir belleyip, kalbimize kazığı saplamaya kalkarsa yandı gülüm keten helva.

neyse daha fazla uzatmayayım; çaylak moderasyon kuvvetleri komutanlığını acilen kurmanız gerekiyor diye düşünüyorum. umarım dikkate alırsınız zira biz siperleri terk etmesek de yoğun bombardıman altındayız haberiniz olsun.
devamını gör...

"sen kimsin be adaaaağm!"
bir ibo paşa klasiği efenim.
devamını gör...

duyarlı insan diye yazmışlar ismini yılan koymuşlar.nedir benim bu astrolojiden çektiğim. nerede korkutucu hayvan var orada benim. akrepten yılana geçmek çok akıllıca gerçekten.belki başka bir astrolojide kuş olurum belli mi olur.
devamını gör...

3 santim + namazla kaçırdığım skala, ah be namaz kılmak boy uzatır mı acaba ? eğer öyleyse bir taşla iki kuş. hehehehe.
devamını gör...

ticari kaygıları ön plana alan sözümona edebiyat dergisidir. beş para etmez bir oluşumdur. yıllardır türk edebiyat dergiciliğinin adını lekelemiş, gelişimi geriletmiş, popüler akım ın başındaki tuvalet kağıdıdır. tıpkı daha sonradan kurulan kafa dergisi gibidir. zaten ikisini ayırabilene aşk olsundur.

kaldı ki ahmet mümtaz taylan, hakan gunday, menderes samancılar, jehan barbur, sinem sal, hayko cepkin, murat menteş, ahmet ümit gibi isimler zaten herhangi bir dergide yazsa yine istenilen ivmeyi yakalayabilir. onlar olmadan eksiye düşerler.

kaliteli edebiyat amacıyla değil, okumayan kitlenin gazını almak, ceplerini boşaltmak için kurulmuştur. çoğu yerde eskiden leman dergisinin yaptığı gibi ot kafe isimli gastro barlar açmışlardır.

kapak resmi bulamadığında frida kahlo'yu, cemal süreya'yı basan dergidir. çok sevdiğiniz cahit zarifoğlu'nu, nazım hikmet'i kahve fincanı haline getiren, bardak altlığı, tişört haline getiren ticari atraksiyondur.
devamını gör...

severek takip ettiğim, arada evlilik tavsiyeleri aldığım, komik, sohbeti çok tatlı, kendi tabiri ile buraların geveze kerevizi olan yazar.
umarım yeni evinde daha çok yazar, daha çok güleriz. *
devamını gör...

son derece olumludur hatta kişisel gelişiminize de katkıda bulunur.
sabrınızı güçlendirir mesela :
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
tek bir öğrenciyle ders yaparsınız anlatırsınız anlatırsınız karşıdan ses gelmeyince yazarsınız meğer çocuk cuma namazında telefonu açık bırakmıştır.
devamını gör...

placebo ile birlikte insanı düşüncelere sevk eden ve gerçeklik denen şeyi sorgulatan psikolojik gariplik.

iyi etkiyi de, kötü etkiyi de kafamızda yaşıyorsak ve buna bağlı olarak fiziksel sıkıntı yahut rahatlama hissedebiliyorsak, hemen hemen her hastalığı beynimizde halledebiliyor olmamız gerek diye düşünmüyor değilim. bunu söyleyen ve uygulayan biri daha vardı. (bkz: yogi kazım)

bu arada yanılmıyorsam nocebo şeklinde yazılıyor. teyit edilerek düzeltilirse iyi olur.
edit: teşekkürler.
devamını gör...

(bkz: burayı yıkarlar)*

tanim: yıllar yıllar önce internetin ücra bir köşesinde ilk abaza keşişin haykırmasıyla hayat bulmuş yapış yapış bir akımı anımsatan "veri tabanı". seneler geçti şu yanlıştan dönülmedi ya ben de ona yanarım.*
devamını gör...

meteoroloji diyebilirim kendi adıma. gerek sitelere ödediğim üyelik bedelleri, gerek satın aldığım kitaplar, gerek istasyon kurmak için harcadıklarımı üst üste koyarsam 15 senede herhalde 5000$'a yakın harcamışımdır.
bilim, uğruna harcanan her kuruşu sonuna kadar hak etmiştir bence.
devamını gör...

üniversite birinci sınıftaydım.bildiğiniz gibi birinci sınıfta herkes yavaş yavaş kendi arkadaş çevresini kurar. benimde kendime ait bir arkadaş grubum vardı.bu yakın arkadaşımdan bir tanesi ile hafta sonu yurtta yatıyoruz. tak telefon geliyor "hadi merkeze gelin x'in dogum gününü kutlayacağız". ulan zaten sıkıntıdan kafayı yiyoruz hemen hazırlanıp çıktık. tabi bizim kampüs ile merkez arası baya bir mesafe var. cepte de iki bardak çay içecek kadar paramız var, e zaten en başta yurtta yatmamızın sebebi de buydu.otobüse verecek para yok. zaten gerek de yoktu, her yere otostop ile gidiyorduk.neyse yol ağzına çıktık çekiyoruz otostopu, önümüzdeki kızlar tak el kaldırıyor duruyorlar falan. biz de bir 10 dakika otostop çektik hala duran eden yok. neyse en sonunda doblolu bir dayı durdu. arkadaş çekti kapıyı konuşuyor . ben biraz geride olduğum için muhabbeti duymuyorum.arkadaşım döndü bana "kanka abinin yolu ordan geçecekmiş ama önce 2 bira içecekmiş gidelim mi bize de ısmarlıcakmış" falan dedi.ulan dedim ,fazla zamanımız yok ama 1 bira da içeriz amk nolacak. arkadaşta onay verdi. atladı öne, bende arkaya geçtim.tın tın gidiyoruz. dayı bir seyyar tekel(büfe) gibi bir yere çekti. arkadaşa parayı verdi. arabayı göster verirler dedi. siz de ne içeriyorsanız alın dedi. ben bir bira istedim arkadaş da "meyve suyu olsun eşlik edeyim bari "dedi(meyve suyuyla eşlik etmek de :d).aldı gidiyoruz. tın tın merkeze dogru. adam u dönüşü yaptı döndü okula doğru sürüyor. lan bir şey diyeceğiz diyemiyoruz yani0 ne alaka0 belki başka yoldan gidecek diye sustuk. adam okula yaklaştı, okulun dışındaki orman araziye gidiyor. tabi o ara, yolda giderken adam vitesten elini çekerek, önde oturan arkadaşın bacağına(diz kapagı ve baldır tarafı) elini attı.ama babacan bir tavırla normal muhabbet ediyor.hani evde akrabalarla konuşurken ee nettin bacanak diye enişte elini vurur ya ,onun gibi işte. neyse arkadaş aynadan bana bakıyor ama melül gözlerle kurtar beni diye e ben napayım ***.neyse ormanlık araziye çekti. konuyu sex muhabbetine getirdi. o ara durunca ,arkadaş direk hava alcam diye kendini dışarı attı tabi.adam da gel yeğenim senle muhabbet edek dedi.içimden şey edilmesek iyi bari diyerek geçtim. elini attı yine aynı şekil,bileğinden tuttum. ordan huyum var deyip kenara ittim. neyse bu olaydan sonra da dayı bozuldu. lafa girecekken dedim abi bizim arkadaşın dogum gününe yetişmemiz lazım sen bizi aldığın yere bırak biz gideriz dedim.allahtan kazasız belasız aldığı yere bıraktı . bir daha otostop çekmeye tövbe ettik.daha sonra doğum günü kutlamasına gittiğimiz arkadaşlar muhtemelen okul grubunda paylaşılan sapık adam olduğundan bahsettiler.iyi ucuz atlatmışız. erkek halimizle bize bile halleniyorlarsa...
devamını gör...

kim bilir nasıl anlatmaya çalştı da anlayamadılar yavrucağın derdini. hepimiz anne, baba, ya da adayız arkadaşlar. çocuklarımızı bu konularda her şeyden çok bilinçlendirmeliyiz. nesilleri tükenmiyor ki bu pisliklerin. çocuk daha ya. bu yükü onun küçük omuzlarına yükleyen herkesin allah belasını versin.
devamını gör...

sıkıntıdan patlayıp yapacak bir şey bulamayan bünyelerde görülen, heyecan verici, adrenalin pompalatan vahşilik. sıkıntıdan koluma saat yapıp sonra da bu saat niye durdu lan diye kendimi dövesim var.
devamını gör...

orta çağ zamanında günah çıkarma ve ölümden sonraki zamanlarda cennete gidilmesi adına papa'nın verdiği bir af belgesidir. kiliseler günahlarınız affolacak diye halktan para toplayarak bir nevi cennetten toprak satarlarmış.

bizde de her haltı yedikten sonra hacca gideyim, o da yetmedi; cami yaptırayıma denk düşüyor herhalde. kim kimi kandırıyor orası aslında belli ama, kandırılan bunu yer mi diye sorsanız, tabii ki yemez.
devamını gör...

evlilik iki insanın hayatlarını birlikte yaşamak için attıkları adımdır bunu kiminle yapacağınız sizi ilgilendirir. yabancı ya da tanıdık farketmez.
devamını gör...

benimdir. dini nedenli felan değil. doğru kişi elbet gelecektir.

tabii ki platonik olarak sevdiğim kızlar oldu ama nasip değilmiş.
devamını gör...

yarım bir tespittir.
ben kafa sözlüğü bir köye benzetiyorum.
büyük şehirden sıkılıp tarımla, hayvancılıkla uğraşmak isteyen insanların toplaştığı bir köy.
şehirde işleri çıkınca geri şehre dönüyorlar ama.
ama içinizden bazıları çok ısrarcı buraya kazık dikecekler.
devamını gör...

olması gerekendir. müslümanlar madem çok müslüman dayamalısın %2,5 zekat vergisini. sonuçta islam'ın şartı, öyle ben ödemem yok. buradan gelen parayla halk alkol büfeleri kuracaksın ve sübvansiyonlu alkol satacaksın. hem ülkenin katma değer üretmeyen kısmını vergilendirmiş olacaksın hem alkol sektörünü destekleyerek istihdam yaratacaksın. yok öyle seküler kesimin sırtına bineyim! gelecekte olacak olan budur zaten. terörle mücadele yasası, fetöyle mücadele, başkanlık sistemi, kontrolsüz emniyet derken islamcı hamam böcekleri için yaşaması zor bir memleket olacak türkiye.

selam ve dua lipa
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli portakal radyo renk modu online yazarlar kütüphaneden kitap talep et kulüpler normal sözlük rehberi puan tablosu sıkça sorulan sorular yönetim kadrosu istatistikler iletişim