hayko cepkin
kaderdaş olduğumu hissettiğim sanatçı.. ortak yönümüz, ikimizin de bir gözü diğer insanlardan farklı.. ve bunun çocukluk yarası olmasıdır...
bizimki gibi göze çarpan fiziksel bir kusurunuz varsa, çocuk olmak çok zordur çünkü çocuklar akranlarına karşı çok acımasızdır, dalga geçerler, üzerler, alay ederler... o günlerin izini silmek ise çok daha zordur ama hayko cepkin bir şekilde başarmış, ben de başardığımı umut ediyorum...
bizimki gibi göze çarpan fiziksel bir kusurunuz varsa, çocuk olmak çok zordur çünkü çocuklar akranlarına karşı çok acımasızdır, dalga geçerler, üzerler, alay ederler... o günlerin izini silmek ise çok daha zordur ama hayko cepkin bir şekilde başarmış, ben de başardığımı umut ediyorum...
devamını gör...
popüler kültür
sözlük anlamı belli bir dönem için geçerli olan hızlı üretilen ve hızlı tüketilen ögeler bütünü olan kavram. sık olarak duyuyoruz bu kavramı , hem de oldukça sık . benim nazarımda önemli bir kavram. mesela herkes stefan zweig kitaplarını över nedeni ise çoğunlukla çevresinden bu yazar ile ilgili olumlu görüşlerdir ama yazdığı eserlere baktığımızda aslında o kadar da eşsiz olmadığını ve abartılan eserlere sahip olduğunu söylemekte bir beis yok . aynı şekilde anlamsızca popüler olan nesneler de güzel bir örnek. stres çarkları aslında sıradan olan bir nesne ama oluşan algılar akabinde ilgi görüyor ve popüler oluyor. bir diğer parantez açılması gereken husus sosyal medya . etkileşim elde etmek ,dikkat çekmek maalesef acı ama gerçek olan bir durum. gangnam style adlı parça bunu güzel bir örnektir çünkü absürt olan bir şey kitleler vasıtası makul kılınmış ve hit olmuştur.
peki sonra ne oluyor bu kavramlara ? unutulup gidiyor aslında . süre olarak bazen oldukça kısa ,bazen de oldukça uzun . mesela yıllar önce popüler olan ya da tarz addedilen şeylere geriye dönüp bakıldığında nasıl popüler olduğunu çözemiyoruz çünkü popüler kültür tarafından sunulmuş ve tüketilmiş.
peki sonra ne oluyor bu kavramlara ? unutulup gidiyor aslında . süre olarak bazen oldukça kısa ,bazen de oldukça uzun . mesela yıllar önce popüler olan ya da tarz addedilen şeylere geriye dönüp bakıldığında nasıl popüler olduğunu çözemiyoruz çünkü popüler kültür tarafından sunulmuş ve tüketilmiş.
devamını gör...
göçmüş kediler bahçesi
bilge karasu'nun 'aşmış' öykülerini topladığı kitap. çağdaş türk edebiyatı'nın -bence- en iyi on eserinden biri olan göçmüş kediler bahçesi, dil estetiği ve yaratı açısından bir şaheserdir.
devamını gör...
buz devri
2002 yapımı abd menşeli filmin yönetmenliğini chris wegde ve carlos saldanha'a yapmış ve blue sky stüdyolarında çekilmiş bir animasyon filmidir.
türkçe adı buz devridir. bir seri filmidir. ve şuana kadar beş film çekilmiştir. ikinci film buz devri - erime başlıyor 2006,üçüncü film buz devri - dinazorların şafağı 2009, dördüncü film buz devri - kıtalar ayrılıyor 2012, beşinci film buz devri - büyük çarpışma 2016 yılında yapılmıştır.
buz devri ilk filmde bir mamut manfred ve bir tembel hayvan sid'in yollarının kesişmesiyle başlamaktadır. buzul çağı denilen o çağda tüm hayvanlar nesillerini korumak için güneye göç ederken manfred yani sid'in deyimiyle many göç etmez. sid kendime koruyucu tüylü bir melek bulmuş fakat kendini kabul ettirememiştir. derken bir bebek ve bir kaplan diago dahil olur kadroya. macera böyle başlar ve devam eder. diago, sid ve many'nin sırları, çekişmeleri, zorunlu da olsa arkadaşlıkları eğlenceli bir şekilde aktarılmıştır filme. bu üç kafadar bebeği insanlara ulaştırmaya çalışır bu süreçte başlarına gelmeyen kalmaz.
bu arada sid'e rakun, miskin, mirket, tembel hayvan... diyenler olmuştur. vücut ve yüz şekli günümüzdeki hiç bir hayvana benzememekle birlikte beceriksiz ve elini attığı her işi kurutmasıyla birlikte belalı bir hayvan olduğu bellidir. ama pek şekerdir,sevimlidir. üç karakterde birbirinden ilginç ve karakter analizi yapılmaya değerdir.
ayrıca beş filmdede ortalığı karıştıran bir adet sincap scrat vardır. asıl en büyük belayı üstüne çeken ve kıyı kıyı filmde görülen lanetli bir meşe palamudu peşinde koşturan ve dünyanın kaderine yön veren minik ama etkili bir hayvandır kendisi.
manfred'i ali poyrazoğlu, sid'i yekta kopan ve diego'yu haluk bilginler seslendirmiştir.
çok ödüllü bir filmdir aynı zamanda buz devri. ödüllerinden bazıları; kcfcc ödülleri en iyi animasyon 2003, bmı film müziği ödülü 2002, bogey ödülleri platin 2002, gümüş kurdele en iyi seslendirme 2003.
açıkçası bir animasyon sever olarak en sevdiğim animasyon filmlerdendir buz devri serisi. diğer tüm filmlere de kendi başlıklarında değinmeye değer. bu arada bizler altıncı filmi beklerken disney blue sky stüdyolarına kapatma kararı almış şeklinde bir haber okudum. malesef corona buz devrine de vurmuş gibi görünüyor.
haber
bekleyip göreceğiz. iyi seyirler.
türkçe adı buz devridir. bir seri filmidir. ve şuana kadar beş film çekilmiştir. ikinci film buz devri - erime başlıyor 2006,üçüncü film buz devri - dinazorların şafağı 2009, dördüncü film buz devri - kıtalar ayrılıyor 2012, beşinci film buz devri - büyük çarpışma 2016 yılında yapılmıştır.
buz devri ilk filmde bir mamut manfred ve bir tembel hayvan sid'in yollarının kesişmesiyle başlamaktadır. buzul çağı denilen o çağda tüm hayvanlar nesillerini korumak için güneye göç ederken manfred yani sid'in deyimiyle many göç etmez. sid kendime koruyucu tüylü bir melek bulmuş fakat kendini kabul ettirememiştir. derken bir bebek ve bir kaplan diago dahil olur kadroya. macera böyle başlar ve devam eder. diago, sid ve many'nin sırları, çekişmeleri, zorunlu da olsa arkadaşlıkları eğlenceli bir şekilde aktarılmıştır filme. bu üç kafadar bebeği insanlara ulaştırmaya çalışır bu süreçte başlarına gelmeyen kalmaz.
bu arada sid'e rakun, miskin, mirket, tembel hayvan... diyenler olmuştur. vücut ve yüz şekli günümüzdeki hiç bir hayvana benzememekle birlikte beceriksiz ve elini attığı her işi kurutmasıyla birlikte belalı bir hayvan olduğu bellidir. ama pek şekerdir,sevimlidir. üç karakterde birbirinden ilginç ve karakter analizi yapılmaya değerdir.
ayrıca beş filmdede ortalığı karıştıran bir adet sincap scrat vardır. asıl en büyük belayı üstüne çeken ve kıyı kıyı filmde görülen lanetli bir meşe palamudu peşinde koşturan ve dünyanın kaderine yön veren minik ama etkili bir hayvandır kendisi.
manfred'i ali poyrazoğlu, sid'i yekta kopan ve diego'yu haluk bilginler seslendirmiştir.
çok ödüllü bir filmdir aynı zamanda buz devri. ödüllerinden bazıları; kcfcc ödülleri en iyi animasyon 2003, bmı film müziği ödülü 2002, bogey ödülleri platin 2002, gümüş kurdele en iyi seslendirme 2003.
açıkçası bir animasyon sever olarak en sevdiğim animasyon filmlerdendir buz devri serisi. diğer tüm filmlere de kendi başlıklarında değinmeye değer. bu arada bizler altıncı filmi beklerken disney blue sky stüdyolarına kapatma kararı almış şeklinde bir haber okudum. malesef corona buz devrine de vurmuş gibi görünüyor.
haber
bekleyip göreceğiz. iyi seyirler.
devamını gör...
ölüm
"senin yorgunluklarını
hastanelere makbuz yaptılar
çekingen duruşunu intihara karşı
kullanıyorlar koğuşlarda
çünkü çoktan ölüm götürdü seni
ölüm ölüm
gündelik sözlerimiz arasında
geçecek kadar kaba."
ismet özel - üç frenk havası
hastanelere makbuz yaptılar
çekingen duruşunu intihara karşı
kullanıyorlar koğuşlarda
çünkü çoktan ölüm götürdü seni
ölüm ölüm
gündelik sözlerimiz arasında
geçecek kadar kaba."
ismet özel - üç frenk havası
devamını gör...
türkçe dersine bedenci girmiş sözlük yazarları
beden dersine matematikçi girmiş sözlük yazarlarından daha şanslı kişilerdir.
devamını gör...
x ışını
röntgen ışını olarak da bilinen, elektromanyetik tayfın yüksek enerjili ışınlar kısmında yer alan elektromanyetik dalga.
wilhelm conrad röntgen tarafından keşfedilen bu ışınların frekans ve enerjisi yüksek, dalga boyu ise küçüktür. madde içine nüfuz etme yüzdeleri yüksektir. atom çekirdekleri içerisinde gerçekleşen radyoaktif olaylar neticesinde doğal olarak üretilebilecekleri gibi hızlandırıcılarda yapay olarak da elde edilebilirler.
wilhelm conrad röntgen tarafından keşfedilen bu ışınların frekans ve enerjisi yüksek, dalga boyu ise küçüktür. madde içine nüfuz etme yüzdeleri yüksektir. atom çekirdekleri içerisinde gerçekleşen radyoaktif olaylar neticesinde doğal olarak üretilebilecekleri gibi hızlandırıcılarda yapay olarak da elde edilebilirler.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının sevdiği şarkıcılar
barış manço tek başına bütün duygularımı karşılıyor enerjiksen dinle mutluysan dinle mutsuzsan dinle her şekilde dinlenir aşırı keyifli
*barış manço severlere sesversus acapellasını öneririm
*barış manço severlere sesversus acapellasını öneririm
devamını gör...
küçük iskender
arabesk çocuk şiirleri' nden
"ayrılırsak bir akşamüstü ayrılalım
ben üşütmüş olayım biraz
ansızın bırakıp git beni
ilaçlanan bir evdeki hamamböceği misali ".
"ayrılırsak bir akşamüstü ayrılalım
ben üşütmüş olayım biraz
ansızın bırakıp git beni
ilaçlanan bir evdeki hamamböceği misali ".
devamını gör...
söylenecek çok şey varken susmayı tercih etmek
olgunluk ve yorulmuşluk sebebi.
devamını gör...
hayata tutunmak
insandan insana çok değişen bir şey. kimi insanlar o kadar çok sever ki hayatı şartlar ne olursa olsun sımsıkı sarılırlar hayata. benimse hiç başaramadığım bir şey. kendimi kesinlikle ait hissedemiyorum bu hayata. yabancı bir cismim sanki dünya için ve dünya bana karşı bir reaksiyon veriyor.
devamını gör...
bisküvili pasta
fakir makir tok tutar dediğim çok lezzetli olan bir pastadır.
devamını gör...
ben bu işe para ve nüfuz için girdim diyen siyasetçi
hepsi bunun için giriyor zaten .bunu dürüstçe dile getirdigi için tebrik ederim kendisini.
devamını gör...
kadınların çok konuşuyor olduğu gerçeği
hayır kadınlar çok konuşmuyor, kadınların anlatacak çok şeyleri var, daha çok kitap okuyor, daha çok düşünüyorlar, dolayısıyla hem zekaları gelişiyor, hemde fikirleri, ve ne düşündüklerini daha doğru ifade edebilecek kapasiteleri olduğu için, daha çok şeyi farkediyorlar, ve doğal olarak daha çok konuşuyorlar, bunun bilimsel verileri de var ama şimdi üşeniyorum, kadınlar sorunları çıkaran olmadıkları halde okuyup araştırıp, konuşup iletişim kurup, çözüm araken, erkekler, konuyu kapatmak istiyor çünkü sorunun kaynağı kendileridir genelde, bu "çok" tan kasıt bence erkeklerin işine gelmeyen bir çokluk..
erkeklerin öncelikleri farklı malumunuz,
yine hep verdiğim yüzdeyi veriyorum, %99,99 u böyle bence, yani şahsen bir kadına erkek olarak değilde nötr insan olarak yaklaşan bir erkek görmedim henüz, entellektüel, sanatçı, akademisyen olanlar da dahil, yani ben rastlamadım,
bu öncelikten yola çıkarsak da, gündemlerinde okumanın, düşünmenin, konuşmanın da olmayacağını tahmin etmek zor olmaz, haliyle konuşmayı da sevmezler tabiiki, konuşmak için, konuşabilmek lazım önce, söyleyecek bir şeylerinin olması lazım, o cümleleri kurmak, yönetmek, konuyu bağlamak filan lazım, yani bir bildiğinin olması lazım..
anladınmı şimdi kadınların çok konuşuyor olduğu gerçeğinin arkasındaki gerçeği *
erkeklerin öncelikleri farklı malumunuz,
yine hep verdiğim yüzdeyi veriyorum, %99,99 u böyle bence, yani şahsen bir kadına erkek olarak değilde nötr insan olarak yaklaşan bir erkek görmedim henüz, entellektüel, sanatçı, akademisyen olanlar da dahil, yani ben rastlamadım,
bu öncelikten yola çıkarsak da, gündemlerinde okumanın, düşünmenin, konuşmanın da olmayacağını tahmin etmek zor olmaz, haliyle konuşmayı da sevmezler tabiiki, konuşmak için, konuşabilmek lazım önce, söyleyecek bir şeylerinin olması lazım, o cümleleri kurmak, yönetmek, konuyu bağlamak filan lazım, yani bir bildiğinin olması lazım..
anladınmı şimdi kadınların çok konuşuyor olduğu gerçeğinin arkasındaki gerçeği *
devamını gör...
hoşlanılan kişiye mesaj atma bahaneleri
bahanelere gerek yoktur bir merhaba için.
devamını gör...
yazarların küçük hırsızlıkları
ilkokulda yanımda oturan kız arkadaşımın kokulu silgisini çalmıştım. amacım silginin tadına bakmaktı. çok güzel kokuyordu kendime engel olamadım.
devamını gör...
dewey onlu sınıflandırma sistemi
sadece halk kütüphanelerinde değil, dermesi 100.000 ciltten daha düşük sayıda basılı kitaptan oluşan kurum (özel araştırma kütüphanesi, okul kütüphanesi, çocuk kütüphanesi vb.) kütüphanelerinde kullanılması ideal olan sınıflama sistemidir. daha büyük koleksiyonlar için ise yaygın olarak lc sınıflama sistemi kullanılır.
türkçe'ye 4. cilt halinde 20. basımı çevrilmiş, dolayısıyla sonrasında yayımlanan 3 basımın güncel konularından türk kütüphanecileri mahrum kalmıştır. milli kütüphane'nin bin yıldır devam eden bir çeviri çalışması olduğu rivayet ediliyor. ama ben taa üniversitedeydim bunlar konuşulurken. hala çıkacak... yahu internetten satış kavramının bile direkt bir yer numarası karşılığı yok 20. basımda varın siz düşünün gerisini... 1990 yılında yayımlanmış bir baskıdan söz ediyoruz. bilim, teknoloji dünyasında neler neler yaşandı bilgi çağı dediğimiz bu 30 yılda.
dewey'de yer numaralarını özelleştirmek için tablolar kullanılıyor. akademik eğitim esnasında* uygulama örneği pek az yapıldığı için mesleğe yeni başlayan kütüphaneciler sudan çıkmış balığa dönüyor. dewey tabloları çok karışıktır. merak eden, desteğe ihtiyacı olana naçizane yardım önerim bakidir. baya kafa patlattık mesleğin ilk yıllarında.
türkçe'ye 4. cilt halinde 20. basımı çevrilmiş, dolayısıyla sonrasında yayımlanan 3 basımın güncel konularından türk kütüphanecileri mahrum kalmıştır. milli kütüphane'nin bin yıldır devam eden bir çeviri çalışması olduğu rivayet ediliyor. ama ben taa üniversitedeydim bunlar konuşulurken. hala çıkacak... yahu internetten satış kavramının bile direkt bir yer numarası karşılığı yok 20. basımda varın siz düşünün gerisini... 1990 yılında yayımlanmış bir baskıdan söz ediyoruz. bilim, teknoloji dünyasında neler neler yaşandı bilgi çağı dediğimiz bu 30 yılda.
dewey'de yer numaralarını özelleştirmek için tablolar kullanılıyor. akademik eğitim esnasında* uygulama örneği pek az yapıldığı için mesleğe yeni başlayan kütüphaneciler sudan çıkmış balığa dönüyor. dewey tabloları çok karışıktır. merak eden, desteğe ihtiyacı olana naçizane yardım önerim bakidir. baya kafa patlattık mesleğin ilk yıllarında.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının çektiği fotoğraflar
resimag.com/p1/ef9f82de50e4.jpeg
devamını gör...
makale
yayınlatmak için artık yavaş yavaş para alınan bilimsel yazı. korkuyorum ki ileride hep istenecek... hem ömründen ömür gitsin hem de üstüne para ver. işte akademi bu. open access bir dergide yayınlatmak için yaklaşık 10 bin tl gibi bir miktar isteniyor.
devamını gör...

