dünyanın daha güzel bir yer olması için gerekendir.

insanların cinayet, katliam, saldırı, tehdit gibi haberlere 'bireysel silahlanma şart' tepkisiyle yaklaşması, tam aksini düşünmemesi bana çok korkunç geliyor.

2016-2018 yılları arasında ankara'da işlenen cinayet suçlarının % 68,6'sı ateşli silahlarla gerçekleştirilmiş. [ dergipark.org.tr/tr/downloa... ] 2016 yılı için bursa'da intihar vakalarında en çok kullanılan ikinci yöntem yine ateşli silahlarla olmuş. [ dergipark.org.tr/tr/downloa... ] silaha erişim türkiye'de kurallara bağlı ama hiç de zor değil. silaha erişimin kolaylığı ile suç arasındaki ilişkiyi kurmak gerçekten zor değil.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

umut vakfı'nın hazırladığı yukarıdaki haritaya göre 2020 yılında işlenen bu silahlı cinayet suçlarının % 85'i ateşli silahlarla işlenmiştir. [ www.umut.org.tr/umut-vakfi-... ]

bu bilgi önemli çünkü ateşli silah öldürmenin en kolay aracıdır. katil her türlü öldürür denilmemeli, anlık sinir ya da cinnet hali için eline maktülün kanının bulaşacağı bıçaklamaya, ellerinin altında kurbanının çırpınışını ve direnişini hissedeceği boğmaya kıyasla tetiğe basmak en kolay iştir.

silahlı şiddetten korunmanın yolu silahsız olanların da silahlanması olarak görülürse, ülke olarak aşağıdaki grafikte abd ile aynı seviyelerde bir yere yerleşeceğimizden şüpheniz olmasın.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
bu da bonus:
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

2017 yılı verilerine göre bireysel silahlanma oranı japonya’da %0,6 ingiltere’de %6,2 abd’de ise %88,8 oranında. silahlanma oranı ile suç arasındaki ilişkiyi görmemek için kör olmak gerek.

burada japonya'nın bulunduğu seviye çok dikkat çekici ve irdelenmeyi hakediyor. japonya bunu nasıl başarıyor anlamak için japon siyasi tarihine kısaca bakmak gerek. japonya modernleşmesinin başlangıcı sayılan 1868 meiji restorasyonuna kadar feodal bir düzenle yönetilmiştir. yani tüm ülke imparatorluk altında birleşene kadar, bakufu ya da şogun denilen güçlü derebeylerinin yönetiminde olmuştur. hükümranlık hakkı için diğer derebeyleri ile savaşan ve galip gelen bu güçlü derebeyleri aynı şekilde alaşağı edilmemek için ülke çapında kılıç avı (kataganari) denilen silah toplama ve halkı silahsızlandırma faaliyetlerine girişmişlerdir. en bilineni hideyoshi toyotomi’nin 1588 yılında başlattığı kılıç ve ateşli silah toplatma faaliyetidir. sonraki tokugawa periyodu (1603–1867) boyunca bu faaliyetler kapsamı genişletilerek çeşitli yasalarla düzenlenmiştir. çok kanlı savaşların sonunda 1868 yılında tokugawa periyodu sona erdirilip, meiji dönemi başladığındaysa bu sefer de yeni kurulan imparatorluk düzeninin tehditlere karşı ilk aldığı önlem yine kılıç ve ateşli silahlarla ilgili düzenlemelere gitmek olmuştur. imparatorluk ı. dünya savaşı öncesinde bu yasalarda bir revizyon yaptıktan sonra, ıı. dünya savaşının ardından anayasal monarşiye geçmiş, son olarak 1959 yılında da bu konudaki düzenlemelere son halini vermiştir. burada önemli olan nokta 1959’daki düzenlemede ülke açısından hiçbir iç tehdit olmamasına karşın, silah yasalarının geçmişteki gerekçelerinden farklı olarak, japon sivil halkının silahlardan uzakta bir yaşamı benimsemesi ve çok ağır şartlar içeren silah düzenlemelerine itiraz etmemesidir. halkın da yüzyıllar süren bu uygulamayı benimsemiş olmasından ötürü ne o gün ne de bu gün japon halkının silah yasalarının gevşetilmesi konusunda bir talebi olmamıştır.

japonya'da silah sahibi olmak gerçekten çok zordur. tabanca siviller için kesinlikle yasak, sadece avcılık ya da spor faaliyeti için av tüfeği ve havalı tüfek edinilebiliyor. bunun için de, ruh sağlığı ve uyuşturucu testlerinden geçilmesi, sabıka kaydının kesinlikle olmaması ve iş arkadaşları, yakın arkadaşlardan uzak akrabalara kadar bütün çevreyi araştıran teftiş sürecinden başarıyla geçmiş olmak gerekiyor. silah ruhsatı alındıktan sonra da bu kişiler düzenli olarak psikolojik ve yeterlilik kontrollerinden geçmek, her yıl silahlarını kontrol ettirip poligonda güvenli kullanım konusunda ehil olduklarını göstermek zorundalar. ayrıca silah sahipleri polis tarafından ikamet çevresinde soruşturulabiliyor ve polislerin bu kişiler için geniş arama yetkileri bulunuyor.

japonya’da tabanca taşımak ya da bulundurmak başlı başına bir suçtur ve cezası ağırdır. silah bulundurmaktan yedi yıla kadar hapis cezası ile yargılanılabiliyor. sadece güvenlik güçlerinin tabanca taşıma yetkisi vardır. haliyle güvenlik güçlerinin taşıdığı bu silahların da kullanımı çok nadir oluyor. 2014 yılında ateşli silahla sadece altı cinayet vakası raporlanmış. 2015 yılında tek bir polis memurunun silah kullandığı raporlanmış. bu durum japon resmi polis tabancalarının seçiminde de etkili olmuştur. japonya, kolluk kuvvetlerine toplu tabanca dağıtan nadir ülkelerdendir. bunun sebebi polislerin tabancalarını nadiren kullanmaları, bunun da güvenlik açısından tutukluk riski oraya çıkarmasıdır. pistol (şarjörlü) gibi icra yayı gücüyle çalışan tabancaların uzun süre kullanılmaması yaydaki gerginliğin azalmasına ve silahın doğru çalışamamasına yol açabiliyor, toplu tabancalarda böyle bir sorun yoktur.

silah konusunda getirilen kısıtlamalar mühimmatı da kapsıyor ve daha önce alınan mühimmatın tamamının tüketildiği kanıtlanmadan (boş mermi/fişek kovanları teslim edilmeden) yeni istihkak kesinlikle verilmiyor. tabanca yasak olduğu için tek bir tabanca mermisi dahi bulundurmak hapis cezası ile sonuçlanabiliyor. en büyük cezalar ise silah ve mühimmat temini ile ilgili.

olayın özü şu ki, silahlar öldürmek içindir, ateşli silahlar daha kolay öldürmek içindir. ne kadar az ateşli silah o kadar az suç.
devamını gör...

o mesajlaşma anında masum masum gülümsüyor etrafındaki sesleri duymuyorsan hapı yutmuşsun demektir. *
devamını gör...

özgüvensizlik, karşılıklı güvensizlik ve türevi psikolojik rahatsızlık belirtisidir. aklı başında her birey, kendi kararlarını vermekte özgürdür ve bu özgürlüğünü savunmalı, söke söke almalıdır.
devamını gör...

çokomel ya da son dolar bükücü*(bkz: berat albayrak)
devamını gör...

hissizim.
devamını gör...

--- alıntı ---

farzet ki, yazdıklarımı anlayabildin. ya anlayamadıkların? ya yazıp da sildiklerim? ya yazamadıklarım?
-mevlana
--- alıntı ---

moderatörler : şuna bak ya nasil da güzel güzel yazıp siliyor.
devamını gör...

ilk olarak m.ö 1200 civarlarında bir kültür olarak tarih sahnesine çıktığı düşünülen, antik çağa bir zamanlar damgasını vurmuş eski bir hint-avrupalı halk. bugünkü torunları irlandalılar, galler, iskoçlar, kernevekler, normandiya'daki britonlar ve ispanya'nın kuzeyindeki basklardır. her ne kadar günümüzde nispeten küçük sayılabilecek, irlanda ve iskoçya civarlarında varlıklarını ve kültürlerini devam ettirebilmiş olsalar da, zamanında anadolu'dan, balkanlar, orta avrupa, fransa, ve britanya'ya kadar geniş bir alana, çoğunlukla kabileler şeklinde yayılmışlardır. öyle ki, tarihteki ilk kelt devleti olma özelliğini taşıyan galatya krallığı da anadolu coğrafyasında kurulmuştur. roma devleti büyük bir imparatoluk haline dönüşmeden önce sık sık yağmalar ve baskınlar yapan bu halk, romalıları uzunca bir süre canından bezdirmiştir. hatta m.ö 390 yılında brennus isimli galyalı lider, roma'yı ele geçirip yakıp, yağmalamıştır. böylece roma tarihinde büyük bir trajedi bırakmıştır.


keltleri bitiren devlet ise yine roma'dan başkası değildir. keltler, sezar döneminde anavatanı olan galya'yı kaybederek en büyük darbeyi aldılar. tüm birleşik galya kabilelerin önderi vercingetorix, sayı üstünlüğüne rağmen alesia kentinde sezar tarafından kıstırılıp, ağır bir yenilgi alınca ise bizzat kendisi gidip sezar'a teslim oldu. imparator nero döneminde ise britanyalı keltlerin kadın önderi boudica, her ne kadar isyan etse de başarılı olamadı. ancak iskoçya'da kalan kaledonlar, coğrafi avantajın da desteğiyle yüzyıllarca kendilerini savunmayı başardılar. tabii ki roma istediği takdirde o toprakları da pekala alabilirdi, ancak dağlık ve değersiz iskoç topraklarıyla çok da ilgilenmediler. ara sıra gelen kaledon akınlarına karşı ise hadrian ve antonius döneminde iki büyük duvar inşa edildi. roma devleti yıkılıncaya kadar bu duvarlar sayesinde britanya'da ciddi bir tehdit yaşamadılar. bununla da birlikte geriye kalan kelt toplumları uzunca bir süre varlıklarını ve kültürlerini korumayı başardı. ta ki ingiltere'nin hakimiyeti altına girene kadar. ancak ingiliz hakimiyetinde kalan keltler, roma'dakiler gibi asimile olmadılar ve dillerini, kültürlerini muhafaza etmeyi günümüze kadar başardılar. 1919'da irlanda bağımsızlığını kazandı. uzun bir zaman dilimi boyunca, başka milletlerin altında yaşadıktan sonra kurulan ilk ülke oldu böylece. en genel hatlarıyla kelt toplumunun tarihi bu şekilde özetlenebilir.


zamanında belli ki çok savaşçı ve kana susamış bir millet imiş. hatta zaman zaman tanrılarına insan dahi kurban etmişlerdir.
ancak günümüzde tatlış, manyak ve viskiyle kafayı bozmuş bir millet haline gelmişler. bizzat irlanda'da bulunmuş biri olarak çok eğlenceli ve kafa insanlar olduklarını söyleyebilirim. tıpkı tarihte olduğu gibi, hareketli ve çılgın bir millet bu arkadaşlar. ayrıca çok güzel yerel müzikleri vardır. tıpkı kendileri gibi hareketli ve eğlenceli türden. velhasıl kelam, severiz kendilerini efendim.

edit: evet, alttaki arkadaşın da dediği gibi bask dili izole bir dil imiş. ancak kültürel ve genetik benzerlikleri çok büyük oranda iki millette de var. sanırım tarih boyunca keltlerle iç içe yaşamalarının bir getirisi. kapıyı tamamen kapatmamakla beraber ufak bir aralık bırakıyorum o yüzden. herkes araştırıp dilediğini sunsun valla.
devamını gör...

ilk gördüğüm deniz karadeniz'di. hırçın dalgalarıyla, rengiyle soğuk ve ürkütücü gelmişti.
devamını gör...

kıbrıs'ta 1 ağustos 1958'de eoka terör örgütüyle mücadele için türk mukavemet teşkilatı (tmt) kurulmuştur. bu teşkilatın üyesi olan topçu kıdemli üsteğmen oğuz kalelioğlu, 1 eylül 1973'de kıbrıs türklerinin can ve mal güvenliğini sağlamak ve mağusa kalesini kaybetmemek için kıbrıs'a gönderildi. oğuz kalelioğlu mağusa namık kemal lisesi'nde tarih öğretmeni sadi bey olarak işe başladı. o görevine başladığı zaman tüm şartlar kıbrıslılara, kıbrıs türklerine karşıydı ama o kıbrıs türklerinin özgür yaşaması için mücadele etti. 20 temmuz 1974 günü başlayarak 252 kişiden oluşan mücahitleriyle ve mağusa halkıyla mağusa kalesini 8 bin kişilik rum ve yunan kuvvetlerinden kıbrıs barış kuvvetleri gelene kadar bir ay boyunca askerlerini kaybetmek, yangınlar çıkması ve aç susuz kalmak pahasına savundu. mağusa limanını ele geçirerek düşmana büyük darbe vurdu. mağusa'ya gazi ünvanın verilmesine nedeni olan direniş budur. türk mukavemet teşkilatı 1 ağustos 1976 tarihinde kıbrıs türk güvenlik kuvvetleri komutanlığı ismini aldı. o zaman olduğu gibi günümüzde de kıbrıs'ı koruyan askerlere mücahit denir aynı bizim askerlerimize mehmetçik dememiz gibi.
devamını gör...

eskiden hastanede kuyruk beklerdik, şimdi evde randevu günü bekliyoruz. lan 14 gün bekledim diş hekimine gitmek için. ama olsun gılışdar sesekayı batırdı.
devamını gör...

pelin çift.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

saklanabileceğim, saklanıp hiçbir şey yapmak zorunda kalmayacağım bir yerde olmak.
devamını gör...

lord kitchener tarafından yazılıp harry belafonte tarafından seslendirilen artık ikonik bir hal almış şarkıdır.

harry belafonte’nin jump up calypso albümünde yer alan şarkı ilk yayınlanmasının ardından 9 sene geçince harry belafonte tarafından seslendirilerek ün kazanmıştır.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
trinidad tobago kökenli olan ve sömürgeci hükümetlere ve valilere bir başkaldırı niteliği taşıyan ancak oldukça ritmik ve coşturucu bir melodiye sahip olan calpyso tarzında bir şarkıdır.

zaten harry belafonte jamaika asıllı bir şarkıcıdır ve bir insan hakları savunucusudur. ayrıca çok renkli bir kişiliğe de sahip olan belafonte amerika’da kalipsonun kralı olarak da anılır.

şarkının dünya çapında üne kavuşması ise ne belofante’nin mükemmel yorumu ne de şarkının insanı sürükleyen ritmi sayesinde olmuştur. şarkıya sahip olduğu ünü kazandıran ve onlarca coverının yapılmasına neden olan hayran mı olsam nefret mi etsem karar veremediğim yönetmen tim burton’ın beetlejuice filmidir.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

filmin önemli bir sahnesinde kullanılan şarkı lydia deetz karakterini canladıran winona rider’ın ve ona eşlik eden ailenin sevimli ama korkutucu dansları eşliğinde kullanılmıştır.
devamını gör...

hakiki olanı doğru ölçülerde tüketildiğinde vücuda oldukça yararlı olan bir yağdır.

soğuk sıkım olarak bilinen zeytinyağı her zaman daha güzel olur.
devamını gör...

kalbinin söküldüğünü hissettiğin andır. kısa da sürse ara ara hatırlanır bazen de unutulur gider.
devamını gör...

afrika'da çalışırken, patronumuz bir öğretmen tutup, yeni gelen türk işçilere akşamları ders verdirdi. pek bir gelişme olmadı. bir gün gelseler üç gün bahane buldular.
sonra bu arkadaşlar "dışarı" çıkmaya, gezmeye başladılar. ortamlara girdikçe şu nasıl söyleniyor, bu nasıl söyleniyor diye merak etmeye başladılar. bazı yardımsever kızların dil öğretme becerilerini gördükçe yavaş yavaş dili öğrendiler. bence en önemli şey motivasyondur.
devamını gör...

kesinlikle paul dwyer- halkalı şeker
altında iskoç eteği, sırtında yörük yeleği, ellerinde tahta kaşıklarla sizlerin neşesine neşe katar.
devamını gör...

bir sürü faydası vardır. özellikle istediğin gibi şarkıya sessizce eşlik edebilmek ve insanlar tarafından daha az tanınmak en iyi yanlarındandır.
devamını gör...

radar sistemleri tarafından yakalanamayan ya da yakalanması çok güç olan uçaklara verilen resmi olmayan bir isimdir. radarlar uçakların yerlerinin belirlenmesinde çok başarılıdır. bu durum bir hava saldırısı sırasında öncelikle sürpriz faktörünü ortadan kaldırır. viki.
devamını gör...

kimine günün ilk, kimine ise günün son sigarasıdır. kimi dehşet içinde yatağından fırlar. uyku tutmaz, yakar bir tane. kimi zaten hiç değdirmemiştir kirpiklerini birbirine.
her halükarda yalnız içilir. ateşlenmiştir.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim