bir kere o çektiğin acı aşk acısı değil..
önce onun ne olduğunu bir anla..
o senin çektiğin acı; onu görmeye, konuşmaya, dokunmaya alışan beyninin, bunları yaşayınca uyuşan yerlerinin, aynı şeyleri tekrar istemesi, ve bulamadığı için, sürekli sana gönderdiği yokluk hissi.. ok, önce buna ikna et kendini..
sonra;
şu an ayrı olduğunuza ve bunları sadece sen istediğine göre, o istemiyor,
matematiksel olarak bu böyle maalesef..
şimdi;
elimizde seni istemeyen birisi var,
birde artık onun kendi isteği ile senin tekrar yaşayamayacağını artık bildiğin ve bildiği halde hala tutturan bir beynin var..
işte o beynini vücudunla özellikle ellerinle senkron sağlayabileceğin, senin için daha hayırlı, daha faydalı bir işle meşgul edersen, aşk acısıda geçer, herşey geçer..
resim yap, çöplerden heykel yap, git kapının önünü süpür, aç youtube da bul birşey, meşgul ol lütfen..
öncellikle rehavet insanı dahada aşağı çeken birşey, öyle duygusal müzik dinleyip, yatıp oturup, kendini daha da aşağı çekme.. bir kere hem fiziksel hem duygusal ayakta dur.. kan dolaşımını yavaşlatma..
kendine mutluluk üret, dans et, en çok güldüğün şeyleri izle.. (onurgokcek1)
bunları böyle yemek tarifi gibi yazıyorum ama, öğrenmem için acı olduğunu zannettiğim çok şeyide yaşadığımı bil..
kendine saygı duyan bir insan, kimsenin üzmesine izin vermez, senin ne kadar değerli, ve sevilmeye layık bir insan olduğunu, seni üzmeden anlayacak o kadar çok insan varki bu dünyada, bunu sakın unutma.
devamını gör...

brezilyanın san paolo şehrinde bulunan yılan adası olarak da bilinen ve 4000'den fazla zehirli yılan çeşidine ev sahipliği yapan atlas okyanusunda konumlanmış olmakla beraber 1920 yılından beri ziyarete kapatılmış olan adaya verilmiş isimdir.
images.app.goo.gl/r2QBPDKXB...
devamını gör...

ağırlık. 6.50 miyop gözlüğü istersen nasa'dan al, o gözlük burnuna kulaklarına oturacak. sırf bu yüzden lens kullanıyorum.
başka problemleri de şöyle sıralayabiliriz:
görüş açısı
buğulanma
düşürüp kırma ihtimali
devamını gör...

ulan çok sakiniz her şey mükemmel ama bu kadar olmamalıydı denilip havadan nem kapılası durumunun ortaya çıkışıdır.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

netflix original hali when the yogurt took over olan david fincher yapımı love death robots animasyon serisinin beşinci bölümü. altı dakika ile serinin en kısa bölümü. yapay zekaya sahip yoğurtların insanlara hükmetmesi anlatılır. anlaşılan david fincher ayran seviyormuş
(bkz: üstün ayran ırkı)
devamını gör...

onsuz olmaz dediğim karizmatik içecek.

sabah kalktığımda yanında ev yapımı kek ile beraber aşık olma isteği uyandırır.

ey plaza insanları siz poğaçanızdan, plastik kapta pudra şekerli kürt böreğinizden bir parça alıp çaya abanırken ben size gülüyorum.

kısacık hayatınızda kaçırıyorsunuz güzel şeyleri.
devamını gör...

kişilerarası ilişki sorunları fazla iş yükü ve stresle başa çıkamama sonucunda fizyolojik bilişsel ve duygusal güç ve enerji kaybı ile belirgin duygusal yönden kendini yıpranmış hissetme durumudur.
devamını gör...

beni hayata bağlayan en sağlam halattır kendisi. en iyi olduğu alan akşama bi tencere yemek pişirmek değil , hayata vicdanlı , mülayim, iyi insanlar yetiştirmektir. iyiki varlar!
devamını gör...

rahmetli spawn ukdesi.

makine mühendisliği, elektronik mühendisliği okuyan erkeklerin ve bir de meslek liseli erkeklerin isyan cümlesi.

(bkz: abi dişi sinek bile yok ya)

bu arada bu erkeklerin biz kadınların değerini daha iyi anlayacaklarını umuyorum.
devamını gör...

depozitolu şişe toplayıp satmak.
devamını gör...

normal sözlük kitap edebiyat kulübü okuma arenası’nın ocak ayı kazananı/en çok okuyanı sevgili @jinju oldu. kendisini tebrik ediyoruz!

okuma arenası kitap edebiyat kulübü gladyatörleriyle kaldığı yerden devam ediyor. hem okuyup hem de kitap kazanmak istersen kulübümüz burada!

ne okuyacağım diye kararsızsan da dert etme çünkü gladyatör kararını arenada verir!
devamını gör...

türkiye'de şu an için nefestir. bir kaç yıla kalmaz o da gündeme gelir. önce her absürt hükümet icraatında olduğu gibi yohaaartık deriz sonra alıştıra alıştıra normalleştirip hayatımıza sokarlar. kimsenin de gıkı çıkmaz.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
ipekkuyruk.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

müzik.

bol bol müzik dinlemek.
devamını gör...

benim sözlük yönetimine şöyle bir önerim var. bu kalbimiz seninle gibi, okuyanın ilk başta anlayamayacağı ironi anlam yerine daha anlaşılır ve mizahi bir anlam bulalım. mesela bir yazar sözlükten uzaklaştırılacak ve o yazarın mahlası da mülayim ters diyelim. mahlas altına kalbimiz seninle yerine - yar saçların lüle lüle, mülayim ters sana güle güle - yazılsın ve biz sözlük ahalisi bunu anlarız zaten.
devamını gör...

bu gün bir melekle tanıştım.

aynı dili bilmek anlaşılamaya yetmiyormuş.
şu zamanlarda öyle kötü bir durumdayım ki anlatırken bile bizzat yorulacağımı biliyorum. bir yerde , insan kalabalıkta iken kendini yanlız hisseder ki diye sormuşlardı.şimdi cevap verebilirim o hâlde.hisseder , hem de öyle bir hisseder ki kendisi bile anlam veremez.
iki gün önce acaip sarsıldığım,parçalanmış, yıpranmış hissettiğim bir gündü. hepsinin yükünü o güne atmam tabi. hepsi de tek bir neden değil zaten. insan aynı evde olduğu insana sarılamaz bazen. çok insan vardır yanında gözün başkasının gelisindedir. o da gelmez.
ağlamaktan nefret ediyorum! nefesimi tutarak ağlamaktan...
çok neden vardır aslında lakin bardağı taşıran o son damla, gözünden akacak o damla oluyor. ve yalnızlık demek istiyorum son damla için.
yalnızlık; tek bir kelime olup altında yatan milyonlarca kötü his, bir o kadar da göz yaşı. korkuyorum, sevdiğim insanların gitmesinden, başaramamaktan ve onlarca beklentiyi karşılayamamaktan.
o gün bn de kötüydüm. yazdığım nedenler, bazı şeylere engel olamayışlarım ve yazamadıgim bazı nedenler.yalnızlık; beğendiğim sözü yanimdakiyle oturup üzerine düşünemiyişlerim, komik olan bir şeye kafanı çeviremeyislerim ve bir yerde geçiyordu 'tek başıma oturuşum'da gizli. veya konuşmak istediğim kişinin yanında olmayışı, olmak istemeyişi. . .
sadece sohbet dediğimiz şeyin içinde çok şey saklıdır. bir meditasyon, bir motivasyon, bir büyü misali. . .
neyse dışarda biraz beraber yürümek istedim o kadar, yok. tek başıma çıktım biraz dolandım , oturdum banka. sırtımı döndüm tüm hekese, her şeye . hiç birinizi istemiyorum dercesine. konuşmayı istdigim o kişi gelmedikten sonra gelenler gelmiş olduklarıyla kalır, o kadar.
gelip oturanlar oldu yanıma. hepsine "yalnız kalmak, düşünmek istiyorum" dedim.
oysa ikisini de istemiyordum.
yoruldum; ruhen,kalben, aklen, bedenen. . . her şeyimle yoruldum. küçükken ne kolaydı öyle yorulmak.*iki koşturur yorulurduk falan.
bir söz vardı
cam kırıkları gibidir bazen kelimeler. ağzına dolar insanın;sussan acıtır, konuşsan kanatır.
birileriyle konuşmaya ihtiyacım vardı lakin konuştukça ağlıyorum.
neyse gelen giden oldu bankta oturduğum süre boyunca. bin sorduğu tek soru, aldığı da tek bir cevap vardı.
"neyin var,iyi misin?"
"hiç bir şeyim yok!"
" ama kötü görünüyorun."
"hiç bir şeyim yok dedim ya "
ama doğru söylüyordum.hiç bir şeyim yok görmüyor musun?! yalnızım işte, tekim, bir başıma. demek istedim hepsine, diyemedim.
yine tek kaldım. evet düşünme sırası geldi. ne yaptım, kırdım mı, niye soğuk davranıyor, bu kadar yakınken neden bu kadar uzakta, benden uzakta. uzaklık da göreceli imiş meğersem onu öğrendim . mesafe pek bir önem arz etmiyormuş. istediğin kadar yakınında olayım yanında hissettirmedikten sonra dermiş gibi...
bir de ben böyle kötü olunca arada, garipseyenler falan oluyor. normalde güçlüymüş gibi görmeye çalışırım da. mutluymuş gibi falan. çok ağır gelir insana bazı şeyleri örtmek, gizlemek, çok zor gelir bazı şeylerin önüne geçememek, engelleyememek. sırf sevdiğin o insanın canı daha fazla yanmasın diye susmak, ve her gece sustuğun için vicdan azabı çekmek ve ağlamak her günkü rutinden.
ne yapacağını bile bilmezken bir şey yapamıyorum demek , acı.
düşüncelerinde kaybolurken biri daha oturdu hemen yanıma. hepsinden farklı bir soru sormuştu. galiba sormak için değil, anlamak için sorduğundan ötürü farklıydı.
"kötü hissediyorsun, nedenini bilmiyorum."
" . . . "
( " . . . ")
" . . . "
" kafanı dağıtmak istiyorum. hangi sınıf, hangi bölüm? ben..."
"ıı ıııı bn de zioland."
soruyu bile anlamamıştım öyle ki kafam karışık.
"bazen yabancı biriyle konuşmak iyi gelir insana. bn . . .
" freud kızına yazdığı mektupta şöyle diyor, diye başladım. sevgili anna ,insanlardan kötülük görüp üzülmen güçsüz biri olduğunu göstermez. fizik kurallarına göre de bu böyledir. sırtını dayandığın bir nesne birdenbire giderse, sen de o yöne doğru devrilirsin. yani bunun güçsüzlükle alakası yoktur."

ben fizik kurallarına aykırıyım galiba. ı bn şey . . ."

gözlerimden yaşlar boşaldı. ne çok şey pardon ne kadar ağır şeyler yaşamıştı öyle. ona sarıldım. ne kadar da güçlü görünüyordu.

"öyle olmak zorundayım, güçlü görünmek zorundayım."

öyleydi gerçekten. bayağı da konuştuk. hayatımda ilk defa derse girmedim ancak hayatımın dersini almıştım.
o da -kızıl melek- derse girmedi.bir melek gibiydi.ve bana guvenmisti. anlatmıştı ona özel olan ve kimsenin bilmesini istemediği şeyleri . onun durumuna benzer şeyler bende de vardı. belki de onu bn çektim. bn inanırım böyle şeylere . yuhu'nun özellikleri vardı onda. hissetmişti , benim burda kötü olduğumu hissettmişti.
kızıl melek etrafındaki insanlara öyle güler yüzlü, öyle sevecendi ki. sanırsın biraz önce anlattığı baskasiydi. güçlüydü, belki de alışmıştı aslında.
bir silkindim,kendime az da olsa gelmeye çalıştım. az zaman daha geçti. öyle tek başıma düşmüştüm.biri daha geldi ve sordu:
"iyi misin?"
bu sefer kelime oyunlarına falan girmedim
"kötüyüm."dedim. kötüyüm işte. . . ne diyecektimbki başka?!
ancak bu cevabım ötekilerden farklı olmuştu. daha önce hiç böyle kötüyüm dmemiştim. kötüyüm dediğimde normalde sesimde titreme, kalbimde acı, parçalanmışlik hissiyle söylerdim. ancak bu sefer öyle değildi. soğukkanlılıkla, kendimden emin bir şekilde demiştim. hiç bu kadar emin olmamıştım, kötü olduğumdan.
kötüydüm ama diktim en azından...
insan başkasının derdini duymayan dek kendi derdini de ders sanırmış. aynn öyle işte.
işte o gün çok farklıydım. bir çok duyguyu beraber yaşadım. bir kez daha dik durmam gerektiğini hatırladım. ama hala konuşmaya ihtiyacım var gibi.

bir dokunuş, sihirli bir dokunuş gibi geldi konuşmaların, kızıl melek . . .

gün bitti bitmesine ancak bn de bitmiştim o gün . . .


onun için bir de resim çizdim sabah gözlerim uykulu iken.
küçük bir jest*
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

nazım 60 sene önce vermiş yanıtını:

yazın üç sütun üstüne kapkara haykıran puntolarla:
nâzım hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ.
devamını gör...

salıncağa binmek.. hâlâ sık sık severek yaptığım bir eylemdir
devamını gör...

musevi inancına bağlı ve kürtçe'nin soranca dilini konuşan bir halk. bildiğimiz kürt'ün musevi versiyonudur, başka hiçbir farkları yoktur. asurluların israil'i işgali sonrasında mezopotamya'ya sürgün edilen israiloğullarının bölgedeki kürtlerin arasına karışması ve iç içe geçmesiyle oluşmuşlardır. eskiden ırak'ın erbil, kerkük, zaho, duhok gibi şehirlerde ve çevrelerinde köylerde yaşarlarmış. şimdi hepsi israil'de yaşamakta. böylece 300 bin kürtle israil önemli bir kürt popülasyonuna sahiptir
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim