canı cehenneme gibi şiirleriyle politik ve protest duruşunu da gösteren büyük şairdir.

birçok şiiri pek güzel bestelenmiştir. *
devamını gör...

tam adıyla georg ferdinand ludwig philipp cantor* ünlü alman matematikçidir. prof. dr. ali sinan sertöz'ün deyişiyle çağının ötesinde bir matematikçidir. bilim dünyasının "sıradışı" profesörü olarak anılır.

kümeler kuramının kurucusudur.kümeler arasında birebir eşlemenin önemini ortaya koymuştur, "sonsuz küme" kavramına matematiksel bir tanım getirmiş ve gerçel sayıların sonsuzluğunun doğal sayıların sonsuzluğundan "daha büyük" olduğunu ispatlamıştır. ayrıca kardinal sayı ve ordinal sayı kavramlarını ortaya atmış ve bu sayıların aritmetiğini tanımlamıştır. 1890 yılında alman matematik derneğini kurmuştur.

matematiğe olan ilgisi anlaşılınca matematik eğitimi almış- berlin üniversitesi'nin efsanevi matematikçileri olan kronecker, weierstrass ve kummer'dan- ve mezun olunca halle üniversitesi'nde göreve başlamıştır. zamanı gelip cantor sıradışı fikirlerini ortaya koyunca kronecker'ın en büyük düşmanı, weierstrass'ın da en büyük destekçilerinden olacağını kim bilebilirdi?

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

cantor'un zorlu serüveninin başlangıcı birebir ve örten fonksiyon kavramlarının çağının ötesinde bir anlayışla kullanmasıyla gerçekleşmiştir. sonsuz kümelerin farklı sayıda olabileceğini de bize cantor göstermiştir. hayal edip idrak etmesi güç gerçekten. cantor'un ne kadar özel biri olduğunu anlayabiliriz böylelikle.


uzaydaki nokta sayısı: sonsuzluğu saymaya başlayınca insan nerede duracağını bilemiyor. cantor bize sadece 0 ile 1 arasındaki reel sayıların miktarı ile düzlemdeki herhangi bir büyüklükte bir karenin içindeki nokta sayısının da aynı olduğunu söylüyor. yani bu nokta kümeleri arasında birebir ve örten bir fonksiyon kuruyor. insanlar daha bunu kabullenmeye çalışırken cantor daha ileri gidip aslında yaşadığımız üç boyutlu uzaydaki herhangi bir küpün ya da kürenin içindeki nokta sayısının da yine 0 ile 1 arasındaki reel sayılar kadar olduğunu gösteriyor. 1 adım sonra ne diyeceğini tahmin etmenin çaresizliği ile insanlar cantor'u dinliyor ve cantor n-boyutlu uzaydaki tüm noktaların sayısının da yine 0 ile 1 arasındaki reel sayılar kadar olduğunu söylüyor. ve bu insanlar 19. yüzyılda logaritma tabloları ile hesap yapmaya çalışan insanlar. cantor'u sevmemiş olmalarında şaşırtıcı bir yön yok. cantor'u çekemeyenlerin tek tesellisi cantor'un tam sayıların sayısı ile reel sayıların sayısı arasında kalan başka bir sonsuz sayı olup olmadığı problemini bir sonuca bağlayamadan ölmesidir.


cantor'dan geriye sonsuzluk kavramı ve kümeler kuramı kalmıştır. tüm kümelerin oluşturduğu bir kümenin alt kümeler kümesinin bu kümenin içine sığamayacağı gibi paradokslarla, matematikçilere kümeler kuramına ciddi belitler yardımıyla yaklaşmak gerektiğini öğretti. bugün kullandığımız zermelo-frankel küme belitlerinin ortaya çıkmasına yol açtı.
cantor küme kavramının ciddi bir şekilde ele alınması gerektiğini, ciddiye alınmazsa içinden çıkılmaz paradokslarla boğuşacağımız düşüncesini de ilk dile getiren kişi olmuştur. cantor insanların çığır açan fikirlerini kabul edeceğine inansa da eminim bu kadar geç ve ruh sağlığını kaybettireceğini düşünememiştir. kıskançlık, bağnazlık ve alışılmışın dışına çıkamama dönemin insanlarında çokça görülen bir durum olmuştur. gerçi dönem değişse de insanlar hala değişmez. neyse geç olsun güç olmasın diyerek kendimizi avutup duralım.


kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel


günümüzde, cantor'un fikirleri matematikçilerin büyük çoğunluğu tarafından doğru kabul edilmekte ve matematik tarihinin en önemli paradigma değişimlerinden biri olarak tanınmaktadır. david hilbert, "cantor'un yarattığı cennetten bizi kimse kovamayacaktır" diyerek cantor'un katkılarının önemini vurgulamıştır.




anladığımız üzere zamanında cantor bu fikirleri için yoğun bir şekilde eleştiri almıştır. insanlar cantor'un fikirlerine ayak uyduramamıştır. "çağının ötesinde bir matematikçi" kavramı tam anlamıyla cantor'a göre.


sonsuzluğun sınırında yalnız bir adam: georg cantor
sonsuzluğun ve modern matematiğin babası: georg cantor

ünlü matematikçi kronecker cantor için "hain, gençleri zehirleyen bir bilim şarlatanı" ifadelerini kullanmış, poincare ise "matematiği saran ağır bir hastalık" benzetmesini yaparak canım cartoncuğuma laf etmişlerdir. kimse kusura bakmasın hepsi kendisiler. yedirmem cantorcuğumu!!!
ayrıca din adamları da her zamanki gibi bilime ters olduklarından dolayı cantor'a karşı bir saldırı içerisindelerdi.
gösta mittag-leffler, dedekind, david hilbert ve weierstrass ise köstekçilere karşı cantor'un yanında durup destekçilerinden olmuşlardır. fakattt cantor artık dayanamadı ve depresyon yılları cantor için başlamış oldu. ölene kadar sık sık hastaneye yatacak ve sık sık tedavi görecekti artık cantor. ama hastaneden yazdığı mektuplarında hala sağlığına kavuşup bir an önce matematik çalışmayı düşlediğini yazar dururmuş canımın içi cantor. ama bir daha matematik çalışacak kadar sağlığı yerinde olamadı.. fakat boş durmayıp alman matematik derneğini kurdu. ah cantor.. ne hale getirdiler seni.

cantor ağır eleştirilere konu olduğunu ömrünün son gününe kadar duyduğu için kalbi kırık ayrıldı aramızdan. ama unutmasın ki adının geçtiği bir kümenin bugün ders kitaplarında yer aldığını ve bizlerin onu andığını. iyi ki var olmuşsun georg cantor.
(bkz: cantor teoremi)
unutmayın ki sevgili okurlar sonsuzluğa asla ulaşamayız.

zamanında bu yazıyı oluştururken bana destek olan ve anlamamı sağlayan sigma'ya teşekkürlerimi sunuyorum..

kaynak: 1
2)tübitak bilim ve teknik dergisi 2016 eylül* sayısı syf. 66-74 prof. dr. ali sinan sertöz (bilkent üniversitesi fen fakültesi matematik bölümü)
devamını gör...

tanıdıkça soğumaya sebep olur.
devamını gör...

tanıştığımız andan beri, sevgili (bkz: robnaja)’ya nickaltı yazmak istiyorum ama yazacaklarım onu anlatmaya kâfi gelmeyeceğinden, özene bezene yazmak istediğimden bekliyordum. sonra anladım ki ne kadar beklersem bekliyim kelimeler onu anlatmaya kifayetsiz kalacak, bende elimde klavye nasıl yazsam acaba diye düşünerek yaşlanacaktım. gün bu gündür dedim ve hemen işe koyuldum.
#196560 nolu “ evde spor yapmak” tanımını inceleyin. o profilde ki karın kasları o incecik bel aman tanrım kıskanıyorum!!! ancak o tanım ile bize de çok güzel bir yol göstermiş, ben olsam kendime saklardım mesela.(swh) o paylaşımcı...
edebi yönünü, dilini, detaylı güzel tanımlarını yazmayacağım zaten onları okuyan herkes farkediyor asıl benim yazacaklarım; duyarlı, sevgi dolu, sıcacık ve samimi bir çiçek. evet çiçek... “çiçekler beni renklendiriyor.” demişti, kabul etmiyorum. çiçekleri renklendiren senin doğallığın, ve güzelliğin robnaja.
devamını gör...

şirketin sahibinin oğlunun sınıf arkadaşı bu adam.

şirket sahibinin çaldıklarını siz düşünün.
devamını gör...

kapatın ulan incirliği. şuşa'ya da büyükelçi atayın. ayrıca, cesaret edebilirseniz, amerikan yerlilerinin de soykırımını tanıyın.

aaaa, f-35'lere parça tedariğinden de çıkın.

evet, cesaret.
devamını gör...

"30 luk koca çınar" kendi içinde oksimoron bir cümledir. 30, çınar ağacı için çok genç bir yaştır.
devamını gör...

sabah ne giyeceğini dert etmeyecek insandır. kafası rahattır. ben geceden kıyafetlerimi hazırlamasam bile ne giyeceğimi kafamda belirlerim.
devamını gör...

aldığım bir kararı veya koyduğum bir hedefi değiştirmek. sadece bir kere yaptım bunu. umarım bir daha yapmak zorunda kalmam. o vicdan azabını tekrar yaşamak istemiyorum.
devamını gör...

haklı-haksız tartışmasında bir yorum yapamayacağım tanım. kişilerin önceki yaşantılarına dair bir paylaşım yok çünkü.
yalnız olaya bir de şu açıdan bakalım. pandemi ile birlikte okuldaki tüm öğrencilerde ve velilerde telefonum var. bu, insanlara istediği zaman ulaşma imkanı tanıyor. * ha bu durum, her istediklerinde yanıtlayacağım ya da yanıtlamak zorunda olduğum anlamına gelmiyor.
ama insanla çalışırken belirli bir kural silsilesi oluşturmak öngörülebilecek sorunları engellemeyi sağlıyor.
şöyle bir anlaşmamız var: istediğiniz saatte sorularınızı atabilirsiniz, ben de ne zaman müsaitsem o zaman yanıtlarım. * yani ulaşılmak istemediğim anda kapatıyorum, olayım bitiyor.
devamını gör...

geçen hafta önce tekrar içine düştüğüm bataklık şarkıdır. ya benim kedim bile yok. "kediimi çaldılar, kutuuuya koydular." diye dolaşıyorum tüm gün.

teşekkürler murat akay.

edit: imla
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

"geldikleri gibi giderler!" mustafa kemal atatürk.
devamını gör...

ben öyle bir şeye onay vermedim. kendi adınıza konuşun.
devamını gör...

--! spoiler !--

bütün vücudunu santimetrekarelere ayırıp birer birer öpmeliyim
ve sonra
sımsıkı sarılmalıyım sana
böylece ölmeliyiz
aradan yıllar geçip bizi buldukları zaman etlerimiz çürümüş olsa da
kemiklerimiz ayrılmamalı birbirinden
hadi gel nefes almak hüner değil
seninle ölmek istiyorum

--! spoiler !--
devamını gör...

eşanlamlı, anlamdaş sözcükler-kelimeler
sert-katı
ev-konut
kara-siyah
kişi-birey
devamını gör...

birincisi keşke olsaydı da sen ölmüş olsaydın sayın fırıldak.
ikincisi biri, birileri, dış güçler, ilerlememizi istemeyenler, dış minnaklar.... diyen dilini eşek arısı soksun. çık adam gibi isim ver. ama yalan senin ruhuna işlemiş.

rte’in yaveri olan ateist, kemalist, maoist, marksist, leninist, yeri gelir feminist yeri gelir kominist, bazen sosyalist ama esasen faşist kişi beyanı.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

kitapların arasına hissettiklerinizi ufak notlar şeklinde bi iki sayfaya serpiştirirseniz daha da mükemmel hareket olur. *
devamını gör...

okunmadığı sürece anlamı olmayacak iş.

giriyorum. okuyun.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim