bu sözü söyleyen kişi şu anda milyon pişman olmuştur. beatles, bob dylan, pink floyd, led zeppelin, queen... bu tür müzisyrnler/gruplar adeta bu adama tepki olarak var olmuş bence...
kedit: imla
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

şayet sorma gafletinde bulunduysanız doğru sonuca ulaşmak için eğer sevdiceğiniz erkekse söylediği sayıyı dokuza bölmeniz, kadınsa da üçle çarpmanız gerekir dediğimdir.
devamını gör...

bu yeni tasarım ilkin alıcılarla oynanmış hissi oluşturdu. bir de sözlük yazarlarında " sözlükten mi atıldım, hesabım mı uçuruldu yoksa? " gibi soru işaretlerine neden olmuştur bundan eminim.
ama halihazırda da kafa sözlük'ün alabildiği en üst düzeydir bu tasarım. kabul etme süreci nihai bir sonuca bağlandığında bünyesinde beğeni barındıracaktır.
devamını gör...

bazı yazarların tanımlarında ve sohbetinde çok farklı güzel bir enerji var, o enerji insanı kendine çekiyor. *
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

takip ettiğim bazı profiller var. spor, sokak hayvanları, edebiyat, müzik, karikatür üzerine... son aylarda motivasyon için spor ağırlıklı sayfaları takip ediyorum. bunun dışında eski çevrem mevcut yeni çok az insan ekliyorum ya da kabul ediyorum.

bir ara pek aktif kullanırdım. son yıllarda pek tercih etmiyorum. ara ara işte duruma göre paylaşım yapıyorum. en son bir sokak köpeği sahiplendime ilanı paylaşmışım. birde bir kedi için yardım kampanyası başlattık onu da storiye atmıştım.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
böyle şeyler için işe yarıyor gerçekten. bunun dışında sürekli takip isteği gelmesi sinir bozuyor. özellikle takibi kaldırdığınız kişilerin tekrar tekrar atması. sonu engel. mesaj alımım zaten kapalı. açık olduğu zamanlar sürekli merhaba mesajı geliyordu. bu bana ya da kadınlara özel bir durum değil tabi. erkek arkadaşlara da geliyordur illa. garip bir yer. ama evet bu kadar kısıtlı kullanmama rağmen ben bile ara ara kapatıyorum. kapatın gitsin. az kafanızı dinleyin.
devamını gör...

güneyden esen rüzgara verilen isimdir. ayrıca, kâbe istikametine de verilen addır.
devamını gör...

yüksek lisanstan mezun olmam*
devamını gör...

her konuda, her anlamda "alışmak" ve "kabullenmek" evrelerini yaşamak, sonrasında da sindirebilmek olarak örneklenebilecek şeylerdir.
devamını gör...

"bi gün ölür gidersem kaza kurşunuyla
beni vuran her kimse çıkar birkaç gün sonra
oysa ben hiç kimseyim hiç olmadım
bir hastahanede kadavrayım hiç ölmedim
bir dünya varsa ben orda yoksam ben nerdeyim"
pinhani-hiç kimseyim
çok sevdiğim pinhani'nin kalbime en çok dokunan şarkılarından.. ilk defa kadavra gördüğüm zamana gidiyorum. mezarlıklardan çok etkilendim hep ama o an çok farklıydı. kendimi o kadar yakın hissettim ki o kadavraya yoğun bir duygu patlaması yaşamıştım. bu şarkının bi hikayesi de oldu bende. belki de çok yakın olduğumuz için kadavrayla ayrılamadım ondan bir türlü.
devamını gör...

demek ki kendi zamanında yaşı gelmemiş insandır, gelseydi tutamazdık.
devamını gör...

kötü oyuncu tabii. ona gelene kadar kimler kimler var.
mesela hayatını, tüm mal varlığını, siyasi kariyerini bir adama borçlu onlarca kişi var mecliste ama sorsan hepsinin ağzında aynı cümle: rızkımı veren hüdadır, kula minnet eylemem.
hepsi haluk bilginer'i taca çıkaracak oyunculuklar sergiliyor. sadece sahneye çıkmadıkları için biz de haluk bilginer'i yok yere abartıyoruz.
devamını gör...

insanı bunaltan, sürekli tekrar eden sahneler.

- yiyecek, içecek yenilip içildiğinde oluşan parti ortamı, zıplayan, dans eden saçma sapan bir arkadaş grubu
- dondurmayı ısırırken çıkan sesten çenesi kırıldı sandığımız kadın
- "benzersiz lezzet" iddiası
- "nefis çikolata kreması" ve benzeri tamlamalar
- hızlı hızlı konuşup tüm kampanyaları 10 saniye içerisinde sıralamaya çalışan erkek sesi
- melodisi aşırı derecede sinir bozan reklam müzikleri
- çikolatayı, dondurmayı yiyor mu yoksa onunla sevişiyor mu belli olmayan kadınlar ve bunları tarif ederken kullanılan, sinir bozucu "haz" kelimesi. insanın aklına dondurma yiyen değil, çubuğuyla cima eyleyen biri geliyor.

aslında o kadar çok ki, saymakla bitmez bu berbat sahneler. kim yapıyor bu reklam filmlerini, hangi zekâsız beğenip kabul ediyor bilmiyorum ama bize de yazık be!

reklam dediğiniz böyle olur:

devamını gör...

adaletin twitter üzerinden ya da diğer sosyal mecralardan arandığına kanıt niteliğindeki hastag. bu insanlıktan nasibini alamamış zat-ı muhterem öz yeğenine tecavüz etmiş sonra salınmıştır. serbest kaldığındaki düğünvari görüntüleri hepiniz izlemişsinizdir.

şimdi bu zat serbest kaldı diye göbek atan akrabaları aynı zamanda tecavüze uğrayan o kızcağızın da akrabaları değil mi? neye sevindiniz sayın akrabalar? bu tecavüzcü zatın serbest kaldığına mı? diğer akrabanız 17 yaşındaki kızcağızın tecavüze uğradığına mı?

hoş tutuklasan ne olacak? kaç yıl ceza vereceksin? cezanın 3'te 2'sini yatacak. o indirimi, bu indirimi, sen çok yattın açığa alalım, iyi hal falan derken bu zat 5 sene hapis yatsa ne olur, 50 sene hapis yatsa ne olur? olan gencecik o kızcağıza oldu.
devamını gör...

çok ağır olduğu için katılmadığım önerme. memurluk kavramında sorunlar var mı? devasa sorunlar var ama ülkenin kanseri denecek noktada da değil.

öncelikle savuşturma amaçlı şu bilgileri paylaşayım: annem babam memurdu, kardeşim de şu an memur. memur düşmanı değilim, olmam da. bir ek not olarak da ömrümde hiç 'k' kodlu bir sınava girmedim, nasip de olmasın zaten.

gelelim memurluk kavramındaki sorunlara. bunlardan ilki bence performansa bağlı iş sonlandırma olmaması. tabii şimdi "bizim ülkede liyakat mi var? bu kötüye kullanılır" diyecekler olabilir, haklılık payları da var ancak ben hiç işini iyi yapamadığı için işten çıkarılan memur görmedim. bir insan işinde başarısızsa başarısızdır. "ömürlük iş" mantığı maalesef memurluğun en büyük sorunlarından biri.

yine bu "ömürlük iş" konusuna bağlı olarak oluşan ortam. birkaç ana başlık hariç işten atılamazsınız. ne yaparsanız yapın kınama, tutanak, soruşturma ve nadiren sürgün ile memurlukta kalırsınız. bu ne demek oluyor peki? taciz(cinsel olması şart değil), mobbing, adamcılık, gruplaşma ve benzeri 50 küsur şey daha iş hayatında yer edinir. iyi bir iş yerinin prensipleri ve disiplini olur. disiplinin olmadığı yerde başarısızlık kaçınılmazdır.

bir diğer konu da maaşların düşüklüğü ve bunun rekabetçi ortamı ortadan kaldırması. maaşlar belki kötünün iyisi olabilir şu anki ortamda ama kesinlikle yüksek denemez.(evet memur maaşlarının çok daha yüksek olması gerektiğini düşünüyorum) peki maaş konusu neyi getiriyor? iyi bilgisayar mühendisleri kpss'ye girmiyor bile. bir nevi elemanın kötüsü devlete kalıyor. milyonluk şirketler bile personelin en iyisini alırken milyarlık, 10 milyarlık işler yapan devlet personelin kötüsünü alıyor. özellikle kritik alanlarda maaşlar kesinlikle rekabetçi olmalı ki insanlar devlette çalışmak istemeli.
devamını gör...

okul çıkışı geri getirilip evde yendiğinde daha lezzetli olan tosttur.
devamını gör...

dillerine pelesenk ettikleri 'resmi tarihe inandırıldık' gevezelikleriyle, bilerek veya bilmeyerek, okuma yazma bilmez bir toprak ağasını dahi bir kahraman,bir önder gibi gösterdiklerinin farkında olmayan insanları bize gösteren başlık.

uzunca bir süredir, akıllarınca işlerine gelmeyen her tarihi hadiseyi; ''bu resmi tarihtir'', ''bu zırvadır'' minvalinde geveleyerek kendini tarih ve belge okuma uzmanı sanan bilgisizlere sormak gerekir: peki siz nereden okuyorsunuz bu tarihi? ingiliz resmi tarihinden mi? yaşamınız boyunca kaç tarihi vesika okuyup yorumladınız? ya da hepsini bırakın bir tarafa,resmi tarih diye bir şey var mıdır? eğer varsa çıkarırsınız resmi bir belgeyi,bu da yetmez; eksik kalan hususları siyasi ve ideolojik saplantılarınızdan sıyrılarak tarafsızca, tarihçilik metodu çerçevesinde yorumlayıp doğru tarihi ortaya koyarsınız.hoş,bu cenahın tarihçileri genelde mustafa armağan,kadir mısırlıoğlu gibi zevatlar olduğu için bu da pek mümkün görünmemektedir.bir de bu gerizekalılara ve onların tarihçiliğine paralel olarak bölücü terör örgütünün sözde ileri gelenleri bu konuda onları destekleyici yaklaşımlar ve tarihi değerlendirmelerde bulunurlar. bu teröristlerin ağzından ''resmi tarih'', ''kemalist tarih'' kavramlarını sık sık duyarsınız.oysa ki bunların hedeflerine tam olarak neyi koydukları ve karın ağrılarının ne olduğu çok net anlaşılabilir şeylerdir.

şıh sait ya da şeyh sait denilen okuma yazma bilmez bu cahil; yobaz ,gerici ve din kurumunu kullanarak aşiretinin gücüne güç katmış, bu güç ve nüfuzla da yerel bir servet değerindeki hayvanlarını,insanlara karın tokluğuna otlatan tipik bir feodal beyidir.cumhuriyetle birlikte ilerde bu nüfuzunu ve gücünü kaybedeceğini düşünüyordu.kimi yabancı istihbarat örgütlerinin raporlarında saitin ,öteden beri ingiliz istihbaratıyla ortak çalıştığı ve ayrılıkçı kürt hareketinin liderliğini üstlendiği yazsa da bu çapsızın bunu başarabilecek bir kabiliyetinin olmadığı ve bu sebeple doğrudan türkiye cumhuriyeti devleti sınırları içinde sözde bağımsız kürdistan amacıyla başlatılmış bir isyan olmadığı zaten bilinmektedir. söz konusu isyancı zaten mahkeme süreci boyunca bu kalkışmayı bir ''kıyam'' olarak nitelendirmekte ve diğer aşiret önderlerine gönderdiği mektupların çoğunda bunun bir cihat ve dini kurtarma hareketi olduğunu açıkça beyan etmektedir.dönemin bölücü örgütleri 'azadi' ve kürt teali cemiyeti nin planlama safhasında olayın direkt içinde olduğuna dair hiç bir belge ve bilgi bulunmamaktadır. hatta azadi örgütünün, söz konusu kalkışma neticesinde devletin isyanı bastırmak suretiyle bölgede gücünü artıracağından çekindiği ve ilk aşamada kalkışmaya engel olmak istediği bir çok belge ve delilde mevcuttur.elbette klasik bölücü huyları sonucu sonradan isyanın parçası ve destekleyicisi haline gelmişler ve isyan gerici ve ayrılıkçı bir niteliğe bürünmüştür.yine doğrudan saitin ingiliz istihbaratına çalıştığına dair belge olmamasına rağmen dönemin gizli ve askeri istihbarat servislerinin raporlarında ve bizzat gazi atatürk 'ün değerlendirmelerinde ingilizlerin isyanda parmağı olduğu, hatta bizzat tertipleyicileri olduğu vurgulanmıştır.lozan'da net bir bir çözüme kavuşturulamayan musul sorununun milletler cemiyeti'ne intikal etmesinden kısa bir süre sonra bu isyanın başlaması, sebep sonuç ilişkisi kurabilen azıcık zeka sahibi insan için bile durumu gayet özetler niteliktedir.

tüm bunları bir yana bıraktığımızda insanı hayretler içinde bırakan başka bir şey vardır ki; o da bölücülerle dinden geçinen siyasal anlayışın, cumhuriyete ve onun getirdiği yeni düzene karşı aynı içi boş eleştirel yaklaşımlarda nasıl ağız birliği ettiği ve nasıl bir kenetlenme halinde bulundukları gerçeğidir.bu şaşkınlığı üstümüzden atmak için ise emperyalizm kavramını ve onun kullandığı araçları iyi bilmek yeterli olacaktır.
devamını gör...

evrenin ve memleketimin en güzel tanrısı.
bağına kurban! * *

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

görsel : guido reni
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim