öğrenildiğinde ufku iki katına çıkaran şeyler
orta çağın ingilteresinin en büyük suçunun ihanet olduğunu duyunca şaşırmıştım, dahası da ihanetin de kendi içerisinde cezalandırma sistemi vardı, bu sisteme göre en ağır ceza, krala ihanetti.
şöyle ki, krala ihanet suçundan tutuklanıp yargılandıktan sonra suçlu bulunan bir insan önce asılıyor, bu sırada bağırsakları çıkartılıyor ve dört uzvundan aynı anda çekilip ayrılarak dört parçaya bölünüyordu.
tabi bunun da kendi içerisinde bir sistemi vardı, önce asılır lakin ölünceye dek kalmazmış ipte, sonrasında kendine gelir gibi olunca bağırsakları sökülür ve karşısında yakılır, çıkan koku buram buram kendisine koklatılırmış. en sonunda bu insan, dört parçaya ayrılır ve her parçası ayrı kentlere gönderilirmiş. bu şekilde bu suçu düşünen insanlara gözdağı verilirmiş.
aynı zamanda antik yunan'da kız bebekleri ölüme terk etme kısmı çok tuhaf hissettirir bana, eğer anası babası bakacak durumda değil ise bu yasal ve oldukça tercih edilen bir şeymiş...
şöyle ki, krala ihanet suçundan tutuklanıp yargılandıktan sonra suçlu bulunan bir insan önce asılıyor, bu sırada bağırsakları çıkartılıyor ve dört uzvundan aynı anda çekilip ayrılarak dört parçaya bölünüyordu.
tabi bunun da kendi içerisinde bir sistemi vardı, önce asılır lakin ölünceye dek kalmazmış ipte, sonrasında kendine gelir gibi olunca bağırsakları sökülür ve karşısında yakılır, çıkan koku buram buram kendisine koklatılırmış. en sonunda bu insan, dört parçaya ayrılır ve her parçası ayrı kentlere gönderilirmiş. bu şekilde bu suçu düşünen insanlara gözdağı verilirmiş.
aynı zamanda antik yunan'da kız bebekleri ölüme terk etme kısmı çok tuhaf hissettirir bana, eğer anası babası bakacak durumda değil ise bu yasal ve oldukça tercih edilen bir şeymiş...
devamını gör...
27 yaşında olmak
birkaç ay sonra basacağım yaş. az biraz sıkıntılıyım bu durumdan. 27ler kulübü demeyeceğim. öyle meşhur biri değilim sonuçta. ama 27 yaş bana ilginç geliyor açıkçası. farklı bir şey olacak, seziyorum. çünkü 20 yaşındayken de 27 yaşı düşünüyordum. garip.
devamını gör...
lily aldrin
how i met your mother dizisinde marshall eriksen'in ilk aşkı, gençliği, evlendiği, birlikte yaşlandığı, anaokulu öğretmeni, sempatik, kurgusal kadın karakterdir.
kimse ondan daha güzel "you son of a bitch" diyemez.
kimse ondan daha güzel "you son of a bitch" diyemez.
devamını gör...
robot süpürgelerin sesleri kaydetmesi ve dolaşımlarını haritalandırıp saklaması
abd maryland üniversitesinde yapılan bir araştırmayla, robot süpürgelerine kullandığı lidar (ışık algılama ve ölçme) teknolojisi manipüle edilerek evdeki sesler kayıt altına alınabiliyor. üstelik haritalama özelliği olan cihazlar bu verileri izinsiz biçimde bir buluta aktarıp depolandığını ve bunların gizlilik ihlallerine açık olduğunu söylüyor.
haber:
bilgisayar uzmanları, sinyal işleme ve derin öğrenme tekniklerini kullanarak normalde mikrofonları olmayan bu robotları birer kayıt cihazına dönüştürdü.
araştırmacılar, ışık algılama ve uzaklık ölçme "lidar" teknolojisi kullanan tüm cihazların, bu yöntemle manipüle edilebileceğini söylüyor.
bu teknolojide, sinyalin gidişiyle dönüşü arasındaki zaman farkı temel alınarak uzaklık ölçülüyor. uzmanlar, robot süpürgelerin odalar için oluşturduğu haritaların sıklıkla bulut sistemlerinde depolandığını ve bunların gizlilik ihlallerine açık olduğunu söylüyor.
sesler nasıl dinlendi:
araştırmacılar lazer ışınının pozisyonunu kontrol edebileceklerini ve cihazın navigasyonuna müdahale etmeden algılanan veriyi wi-fi aracılığıyla dizüstü bilgisayarlarına aktarabileceklerini göstermek için bir robot süpürgeyi hackledi. sonra iki ses kaynağıyla deneyler yapıldı.
bunlardan birinde bir kişinin tekrarladığı rakamlar bilgisayarın hoparlöründen odaya verildi, birinde de televizyondan gelen sesler kullanıldı.
ardından robot süpürgenin navigasyon sisteminin algıladığı, ses kaynağının yakınındaki nesnelerden yansıyan lazer sinyalleri kaydedildi.
sinyaller insan ve televizyon sesleri için tasarlanan derin öğrenme algoritmalarından geçirildi.
sistem, araştırmacının tekrarladığı rakamları yüzde 90 doğrulukla bildi.
televizyondan kaydedilen bir dakikalık ses dosyasında ise doğruluk oranının yüzde 90'dan fazla olduğu görüldü.
www.bbc.com/turkce/haberler...
(bkz: laptop kamerasını bantlayan insan)
haber:
bilgisayar uzmanları, sinyal işleme ve derin öğrenme tekniklerini kullanarak normalde mikrofonları olmayan bu robotları birer kayıt cihazına dönüştürdü.
araştırmacılar, ışık algılama ve uzaklık ölçme "lidar" teknolojisi kullanan tüm cihazların, bu yöntemle manipüle edilebileceğini söylüyor.
bu teknolojide, sinyalin gidişiyle dönüşü arasındaki zaman farkı temel alınarak uzaklık ölçülüyor. uzmanlar, robot süpürgelerin odalar için oluşturduğu haritaların sıklıkla bulut sistemlerinde depolandığını ve bunların gizlilik ihlallerine açık olduğunu söylüyor.
sesler nasıl dinlendi:
araştırmacılar lazer ışınının pozisyonunu kontrol edebileceklerini ve cihazın navigasyonuna müdahale etmeden algılanan veriyi wi-fi aracılığıyla dizüstü bilgisayarlarına aktarabileceklerini göstermek için bir robot süpürgeyi hackledi. sonra iki ses kaynağıyla deneyler yapıldı.
bunlardan birinde bir kişinin tekrarladığı rakamlar bilgisayarın hoparlöründen odaya verildi, birinde de televizyondan gelen sesler kullanıldı.
ardından robot süpürgenin navigasyon sisteminin algıladığı, ses kaynağının yakınındaki nesnelerden yansıyan lazer sinyalleri kaydedildi.
sinyaller insan ve televizyon sesleri için tasarlanan derin öğrenme algoritmalarından geçirildi.
sistem, araştırmacının tekrarladığı rakamları yüzde 90 doğrulukla bildi.
televizyondan kaydedilen bir dakikalık ses dosyasında ise doğruluk oranının yüzde 90'dan fazla olduğu görüldü.
www.bbc.com/turkce/haberler...
(bkz: laptop kamerasını bantlayan insan)
devamını gör...
51. bölge
amerika birleşik devletleri'nde bulunan ve sıklıkla dünya dışı yaşam ile ilişkilendirilen, sivillerin içeriye girmesinin kesinlikle yasak olduğu araştırma merkezi. ancak bilindiği kadarıyla burada yapılan iş dünya dışı yaşamla değil, gizli askeri teknolojiler ve silah geliştirmek gibi amaçlarla ilgili.
savunma bakanlığına bağlı olan ve hava kuvvetleri tarafından idare edilen bu bölge, askeri deneme bölgesi olan nevada test sahası ile bağlantılı. aquatone projesi kapsamında geliştirilen, stratejik keşif uçağı lockheed u-2'nin deneme aşamasında keşfedilen bölgede, 20. yüzyılın ortalarında kuruldu.
birkaç yıl sonra oxcart projesi de burada geliştirildi. bunların sovyetlere karşı başarısız olmasının ardından bu kez d-21 tagboard projesi geliştirildi. bunlar bugün bildiğimiz drone'ların bir anlamda atalarıydı.
soğuk savaş döneminde bölge, ele geçirilen sovyet uçaklarının test edilip incelenmesi amacıyla da kullanıldı. sonrasında yine farklı savaş teknolojileri geliştirilmeye devam edildi.
***
bölge, doğal olarak sıkı güvenlik önlemleriyle korunuyor. bir devletin savaş esnasında kullanacağı teknolojilerin gizliliğini sağlamasından doğal bir şey yok. ancak komplo teorisyenleri, bölge ile ilgili çeşitli söylentiler uydurmakta gecikmedi. bunlara göre bölge, uzaydan gelen ziyaretçilerin saklandığı, ufoların girip çıktığı ve bu yüzden de içeriye girmeye çalışanların güvenlik görevlileri tarafından vurulduğu bir yer.
söylentilerin çıkış nedeni biraz da bölgede görülen ufo vakalarındaki artış. ancak yüksek ihtimalle, dünya dışından geldi sanılan araçlar, amerika'nın geliştirdiği, avro canada vz-9 avrocar olarak anılan şu türden araçlar:

***
geçen yıl facebook'tan bir organizasyon planlandı, hatırlarsınız. amaç içerideki "uzaylı"ları görmek için bölgeye siviller tarafından hücum edilmesiydi. yaklaşık 1,5 milyon insan bu organizasyona katılacağını bildirse de, hemen hemen 3000 kşi katıldı ve bunların sadece 150 kadarı bölgeye yaklaşmayı denedi. 5 kişi de bu arada tutuklandı. organizasyonun "şaka" amaçlı olduğu duyurulsa da, hava kuvvetleri bölgeye girmeye çalışanların engelleneceği duyurusunu çoktan yapmıştı bile.
savunma bakanlığına bağlı olan ve hava kuvvetleri tarafından idare edilen bu bölge, askeri deneme bölgesi olan nevada test sahası ile bağlantılı. aquatone projesi kapsamında geliştirilen, stratejik keşif uçağı lockheed u-2'nin deneme aşamasında keşfedilen bölgede, 20. yüzyılın ortalarında kuruldu.
birkaç yıl sonra oxcart projesi de burada geliştirildi. bunların sovyetlere karşı başarısız olmasının ardından bu kez d-21 tagboard projesi geliştirildi. bunlar bugün bildiğimiz drone'ların bir anlamda atalarıydı.
soğuk savaş döneminde bölge, ele geçirilen sovyet uçaklarının test edilip incelenmesi amacıyla da kullanıldı. sonrasında yine farklı savaş teknolojileri geliştirilmeye devam edildi.
***
bölge, doğal olarak sıkı güvenlik önlemleriyle korunuyor. bir devletin savaş esnasında kullanacağı teknolojilerin gizliliğini sağlamasından doğal bir şey yok. ancak komplo teorisyenleri, bölge ile ilgili çeşitli söylentiler uydurmakta gecikmedi. bunlara göre bölge, uzaydan gelen ziyaretçilerin saklandığı, ufoların girip çıktığı ve bu yüzden de içeriye girmeye çalışanların güvenlik görevlileri tarafından vurulduğu bir yer.
söylentilerin çıkış nedeni biraz da bölgede görülen ufo vakalarındaki artış. ancak yüksek ihtimalle, dünya dışından geldi sanılan araçlar, amerika'nın geliştirdiği, avro canada vz-9 avrocar olarak anılan şu türden araçlar:

***
geçen yıl facebook'tan bir organizasyon planlandı, hatırlarsınız. amaç içerideki "uzaylı"ları görmek için bölgeye siviller tarafından hücum edilmesiydi. yaklaşık 1,5 milyon insan bu organizasyona katılacağını bildirse de, hemen hemen 3000 kşi katıldı ve bunların sadece 150 kadarı bölgeye yaklaşmayı denedi. 5 kişi de bu arada tutuklandı. organizasyonun "şaka" amaçlı olduğu duyurulsa da, hava kuvvetleri bölgeye girmeye çalışanların engelleneceği duyurusunu çoktan yapmıştı bile.
devamını gör...
fedailerin kalesi alamut
(bkz: tarihi roman) okumak isteyenlere tavsiye edebileceğim, oldukça sürükleyici ve fedailiğin nasıl bir şey olduğunu iyi aksettirebilen bir romandır.
yazarın diğer kitaplarını okumadım ama alamut kalesi'ndeki üslubunu beğenmiştim. bir 6-7 yıl önce okumuş olmama rağmen sanki heyecanla takip edilen bir dizi tadı bırakmış bende. "dur ya, şu bölümü de okuyayım bırakıcam elimden kitabı" dediğimi anımsıyorum.
ayrıca bu kitabı sadece sürükleyici olmasıyla değil, arkadaşımdan ödünç almış olmam sebebiyle de unutmadım. çünkü karşılığında ben de ona (bkz: tutunamayanlar)'ı ödünç vermiştim. e tabi bu kitap tutunamayanlar'ın yanında çerezlik kalınca, birkaç günde bitirip arkadaşıma iade ettim. sonrası malum, tahmin etmek zor değil.*
yazarın diğer kitaplarını okumadım ama alamut kalesi'ndeki üslubunu beğenmiştim. bir 6-7 yıl önce okumuş olmama rağmen sanki heyecanla takip edilen bir dizi tadı bırakmış bende. "dur ya, şu bölümü de okuyayım bırakıcam elimden kitabı" dediğimi anımsıyorum.
ayrıca bu kitabı sadece sürükleyici olmasıyla değil, arkadaşımdan ödünç almış olmam sebebiyle de unutmadım. çünkü karşılığında ben de ona (bkz: tutunamayanlar)'ı ödünç vermiştim. e tabi bu kitap tutunamayanlar'ın yanında çerezlik kalınca, birkaç günde bitirip arkadaşıma iade ettim. sonrası malum, tahmin etmek zor değil.*
devamını gör...
insan olmasaydın ne olmak isterdin sorunsalı
insan olmak yeterli mi? ya insan olabilmenin erdemliği!...
hani şairin dediği gibi...
canca...
insanca!..
bunca çaba boşa mı, çıkış bulunmayınca;
bir ömür neye yarar, insan olunmayınca...
hani şairin dediği gibi...
canca...
insanca!..
bunca çaba boşa mı, çıkış bulunmayınca;
bir ömür neye yarar, insan olunmayınca...
devamını gör...
yazarların sarhoşken yaşadıkları utanç verici anlar
yıllar önce bir iddiaya girmiştim. şu kadar içip buradan ayakta çıkarsan şunu yaparım, bunu veririm içerikli bir iddiaya... çocukluk işte, geldik gaza.
başladım koca arjantinleri yuvarlamaya: 1, 2, 3...
söylenen sayıyı içtim ama bir ara tamamen kopmuşum. gözümü açtığımda mekânın tuvaletinde, iddiaya girdiğim kişi parmağını boğazıma sokup midemi boşaltmaya çalışıyordu.
fakat en utanç verici kısmı bu değildi bence. o zamanlardaki aklımla çok çekici bulduğum yabancı bir aktör vardı. mekândaki garsonlardan biri ona benziyordu. çıkarken karşılaştık "yavvvrumm!" dedim adama. * gözleri kocaman oldu, bakakaldı yüzüme adam. tam rezillik...
hayatımda bir daha o kadar içmedim. zaten artık 1 yudum bile içmiyorum. almayayım, alana da engel olmayayım.
iddiaya gelince... ayakta çıkamadım mekândan, onu da kaybettim.
başladım koca arjantinleri yuvarlamaya: 1, 2, 3...
söylenen sayıyı içtim ama bir ara tamamen kopmuşum. gözümü açtığımda mekânın tuvaletinde, iddiaya girdiğim kişi parmağını boğazıma sokup midemi boşaltmaya çalışıyordu.
fakat en utanç verici kısmı bu değildi bence. o zamanlardaki aklımla çok çekici bulduğum yabancı bir aktör vardı. mekândaki garsonlardan biri ona benziyordu. çıkarken karşılaştık "yavvvrumm!" dedim adama. * gözleri kocaman oldu, bakakaldı yüzüme adam. tam rezillik...
hayatımda bir daha o kadar içmedim. zaten artık 1 yudum bile içmiyorum. almayayım, alana da engel olmayayım.
iddiaya gelince... ayakta çıkamadım mekândan, onu da kaybettim.
devamını gör...
kendime saygım var davranışları
giyim kuşamı eski yıpranmış ve yırtık olabilir ama biraz temiz olmaya çalışması dahi kendine ve muhatabına saygı duyduğunu gösterir,bir de dakik olmak.
en az 15 dakika önce söz verdiğiniz yerde olun dakik olmak insani nezakettir.
en az 15 dakika önce söz verdiğiniz yerde olun dakik olmak insani nezakettir.
devamını gör...
metin akpınar’ın cem yılmaz’a aktör kumaşı zayıf demesi
metin akpınar’ın katıldığı bir tv programında cem yılmaz için;
"zeki çok belki ama iyi konuşan yok. cem yılmaz da dahil. çok beğeniyorum. çok zeki çocuk, mükemmel işler yapıyor. ama aktör kumaşı zayıf. olmak zorunda değil. stand-up'da aktörlük gerekmiyor. ama iyi konuşmak, tonlama da daha büyük başarılar bekliyor insan."
sözlerini sarfetmesi olayıdır.
bunun üzerine cem yılmaz twitter hesabından;
kıymetli büyüğümüz metin akpınar beni bir söyleşisinde değerlendirmiş. sağolsun,teşekkür ederim. 6 yaşındayken ilk izlediğim performans devekuşu kabarenin “insanlığın lüzumu yok” oyunuydu.her işini pür dikkat izledim.bir gün o da beni sahnede izlerse çok mutlu olurum.
şeklinde cevap vermiştir.
"zeki çok belki ama iyi konuşan yok. cem yılmaz da dahil. çok beğeniyorum. çok zeki çocuk, mükemmel işler yapıyor. ama aktör kumaşı zayıf. olmak zorunda değil. stand-up'da aktörlük gerekmiyor. ama iyi konuşmak, tonlama da daha büyük başarılar bekliyor insan."
sözlerini sarfetmesi olayıdır.
bunun üzerine cem yılmaz twitter hesabından;
kıymetli büyüğümüz metin akpınar beni bir söyleşisinde değerlendirmiş. sağolsun,teşekkür ederim. 6 yaşındayken ilk izlediğim performans devekuşu kabarenin “insanlığın lüzumu yok” oyunuydu.her işini pür dikkat izledim.bir gün o da beni sahnede izlerse çok mutlu olurum.
şeklinde cevap vermiştir.
devamını gör...
uçmak varken neden kök salıyorsun
uçtuğunu kanıtlayamazsın ama, köklerini kanıtlarsın.
devamını gör...
insanın canını acıtan gerçekler
çok sevdiği insanın onu hiç sevmemiş olması ve bunun geç farkesilmesi.
devamını gör...
fear of the dark
bir kere fear of the dark iron maiden'cısı diye bir durum vardır. ancak bir şarkının çok bilinmesi onun kötü olduğu anlamına gelmez.
şunu da şuraya bırakayım.
şunu da şuraya bırakayım.
devamını gör...
yazarların mahlaslarının bir üst seviyesi
yaprak sarma cumhuriyeti.
devamını gör...
5 temmuz 2021 ilk defa yoldaş’tan artı oy almam
başarılarının devamını dilerim kuzucuk.
geçen de benim tanımımı beğenmişti ama tonla tanımımı sildiği için teselli mahiyetinde beğendi. *
geçen de benim tanımımı beğenmişti ama tonla tanımımı sildiği için teselli mahiyetinde beğendi. *
devamını gör...
ısı vs sıcaklık
ısı ile sıcaklık farklı şeylerdir. çoğu zaman yanlış kullanılır, birbiri ile karıştırılır. odanın ısısını ayarla demek yanlış mesela, odanın derecesini yani sıcaklığını ayarla demek gerek.
ikisi arasındaki farkı en basit şekilde aklınızda kalacak şekilde anlatırsak;
ısı ; bir enerji şeklidir. sıcaklık ise enerji olmayıp, maddenin aldığı ısının ölçülen değeridir. yani bir cismin sıcaklık ve soğukluk derecesidir.
ısı; sıcak bir cisimden/ortamdan soğuk bir cisme/ortama doğru akar, yani dışarısı çok soğuk iken sıcacık evinizin kapısını açarsanız aslında dışarıdaki soğuk içeri girmez, sıcak olan evinizden dışarıya ısı kaçar. bu şekilde sıcak olan eviniz soğur, soğuk olan dışarısı nispeten ısınır (evinizin hacmi ile dışarının hacmi farklı olduğu için tabii ki dışarıyı ısıtamazsınız.)
ısı birimi: si birim sistemine göre joule'dür. bununla birlikte btu (british thremal unit) ve kalori de sık sık kullanılmaktadır.
sıcaklık birimi : celcius tur, dediniz ve yanlış bildiniz, çünkü si sistemine göre sıcaklık artık kelvin olarak kabul ediliyor. bkz: #400051
ısı kalorimetre ile ölçülür, sıcaklık ise termometre ile.
ısı büyük q harf ile, sıcaklık ise büyük t harfi ile gösterilir.
ikisi arasındaki farkı en basit şekilde aklınızda kalacak şekilde anlatırsak;
ısı ; bir enerji şeklidir. sıcaklık ise enerji olmayıp, maddenin aldığı ısının ölçülen değeridir. yani bir cismin sıcaklık ve soğukluk derecesidir.
ısı; sıcak bir cisimden/ortamdan soğuk bir cisme/ortama doğru akar, yani dışarısı çok soğuk iken sıcacık evinizin kapısını açarsanız aslında dışarıdaki soğuk içeri girmez, sıcak olan evinizden dışarıya ısı kaçar. bu şekilde sıcak olan eviniz soğur, soğuk olan dışarısı nispeten ısınır (evinizin hacmi ile dışarının hacmi farklı olduğu için tabii ki dışarıyı ısıtamazsınız.)
ısı birimi: si birim sistemine göre joule'dür. bununla birlikte btu (british thremal unit) ve kalori de sık sık kullanılmaktadır.
sıcaklık birimi : celcius tur, dediniz ve yanlış bildiniz, çünkü si sistemine göre sıcaklık artık kelvin olarak kabul ediliyor. bkz: #400051
ısı kalorimetre ile ölçülür, sıcaklık ise termometre ile.
ısı büyük q harf ile, sıcaklık ise büyük t harfi ile gösterilir.
devamını gör...
hititler
eski hitit devletlerinde devletin başında tabarna (kral), tavananna ( kraliçe) yer almaktadır. eski hitit devleti kurulduğunda devletin yasama gücünde kralın yanında bulunan pankuş adı verilen bir soylular meclisi bulunmaktaydı
bu meclis kralın yetkisini sınırlamaktaydı. kral soyundan birine verilen ölüm cezası ile kralın seçeceği veliahtın bu meclisin onayından geçmesi gerekti. ancak, imparatorluk döneminde devletin giderek güçlenmesi ile yönetim mutlakiyete dönmüş ve pankuş ortadan kalkmıştır.
bu meclis kralın yetkisini sınırlamaktaydı. kral soyundan birine verilen ölüm cezası ile kralın seçeceği veliahtın bu meclisin onayından geçmesi gerekti. ancak, imparatorluk döneminde devletin giderek güçlenmesi ile yönetim mutlakiyete dönmüş ve pankuş ortadan kalkmıştır.
devamını gör...

