kendi yaranı sarmak
hayatım boyunca bu hep böyle olmuştur. ben çok yalnızdım dostlar, elimden tutacak kimse yoktu. olanlara da ben kıyamadım, yaralarımı gösteremedim.
devamını gör...
reşid behbudov
azerilerin efsane tenor sesli opera ve halk müziği sanatçısı. 1915-1989 yılları arasında yaşamış yalgızam, ayrılık, nazende sevgilim , gibi bir çok şaheseri kendisinden güzel yorumlayanı hala dinlememişimdir. 12 aralık 1915te gürcistan tiflisde doğdu.1930 yıllarında tifliste ilk müzik çalışmalarına başladı.1938-45 yıllarında yerevan filarmoni orkestrası solisti oldu,aynı zamanda armin spendiyarov ermenistan devlet opera ve bale tiyatrosunda çalıştı.1946-56 yılları arasında azerbaycan devlet filarmoni orkestrası şefliği ve solistliği,1953-60 yılları arasında mirze feteli ahundov azerbaycan devlet opera ve bale tiyatrosunun solisti ve şefliği,1957-59 yılları arasında azerbaycan devlet konser ansamblı kurucusu ve ilk başkanı olmuştur.1966 yılında, müzik ve estrada sanatını bale, pandomim , modern dans gibi değişik türleri birleştiren azerbaycan devlet müzik tiyatrosunu kurmuş, solisti ve rehberi olmuşdur.1967 yılında ilk şefi olarak konser vermiştir. bulgaristan belçika, mısır, etiyopya, hindistan, çin,finlandiya,ırak,iran,türkiye,şili,arjantin,brezilya,rusya,ukrayna,katar,iran,arabistan,suriye ve bir çok ülkede geniş repertuarıyla sahne alan behbudov, azerbaycan halk türkülerinin ve azerbaycan bestekarlarının vokal eserlerinin dış ülkelerde popülerleşmesinde büyük rol oynamıştır.
alagöz
nazende sevgilim
ayrılık
yalgızam
alagöz
nazende sevgilim
ayrılık
yalgızam
devamını gör...
online yazar sayısının her geçen gün düşmesi
sözlükte yazan kişiye suser denir. suser'i suser yapan üç şey var: tespit yapmak, analiz kasmak, ayar vermek. bunları da okuduğu, gezdiği, tecrübe ettiği şeylerden yani birikimlerinden faydalanarak yapar.
peki kafa sözlükte ne var:
1- bildiğin dümdüz sözlük maddesi giren adamlar. yeşil: bir renk diyen adam var mesela. ya da kütle çekim maddesini vikipedi gibi dolduran var.
2- feridun abiler, meriçler, kezbanlar ve tabii ki harun abiler: bunların işi gücü meme ve seks. tespit yapsalar eyvallah diyeceğim ama yok. bomboş başlıklar.
3- troller: bunlar sanırım arafta kalmış. kalitesiz mizah. güldürmüyorlar bile. boş adamlar kısacası.
4- ponçik masonları: bunlar sanırım farmasonların bir alt kolu. böyle kült bir tarikat olmuşlar herhalde. kafamı nereye çevirsem bunlar var. sabahtan akşama kadar birbirlerinin nickaltlarında "ayy çok şeker bir yazar" falan diyorlar. "çayımla kekimle bekliyorum" yazan var*.
5- ehli kitap: bunları anlatmaya gerek yok sanırım. allah-kitap-muhammed üzerine kurulu bir sözlük anlayışları var. konu çok alakasız da olsa bir şekilde oraya bağlarlar. bunlardan her sözlükte var. kendilerinden kaçış yok ama en zararsız grup da bu.
6- aktroller: bunlar için varoluşun tek amacı siyasi kara propaganda yapmak. tamamı engelli bende.
bunların ortak noktası kendi aralarında kurdukları sözlük networküyle like ve takipçi kasmaları. karma puanı biriktirip onunla bakkaldan ciklet alacaklar herhalde, bilemiyorum altan. ileride değerlendirmek için yatırım yapıyor da olabilirler. yukarıda anlattığım gruplardan birine ait hissetmiyorsan kendini, tebrikler. normal bir susersin. senin gibi çok vardı. gittiler. ponçik mason 20 like alırken tespitin alasını yapan adam 1 like alırsa o adam durur mu? durmaz. yakında sen de gidersin zaten sevgili suser, hazırlığını yap, bu sözlük geçici. önemli olan öteki taraftaki sözlük *
edit: bir yazardan suser sourtimes user demek uyarısı geldi. ben sözlük user olarak biliyordum hep. bu durumda kafa user yani kuser diyelim. sevgili kuserler ehe.
peki kafa sözlükte ne var:
1- bildiğin dümdüz sözlük maddesi giren adamlar. yeşil: bir renk diyen adam var mesela. ya da kütle çekim maddesini vikipedi gibi dolduran var.
2- feridun abiler, meriçler, kezbanlar ve tabii ki harun abiler: bunların işi gücü meme ve seks. tespit yapsalar eyvallah diyeceğim ama yok. bomboş başlıklar.
3- troller: bunlar sanırım arafta kalmış. kalitesiz mizah. güldürmüyorlar bile. boş adamlar kısacası.
4- ponçik masonları: bunlar sanırım farmasonların bir alt kolu. böyle kült bir tarikat olmuşlar herhalde. kafamı nereye çevirsem bunlar var. sabahtan akşama kadar birbirlerinin nickaltlarında "ayy çok şeker bir yazar" falan diyorlar. "çayımla kekimle bekliyorum" yazan var*.
5- ehli kitap: bunları anlatmaya gerek yok sanırım. allah-kitap-muhammed üzerine kurulu bir sözlük anlayışları var. konu çok alakasız da olsa bir şekilde oraya bağlarlar. bunlardan her sözlükte var. kendilerinden kaçış yok ama en zararsız grup da bu.
6- aktroller: bunlar için varoluşun tek amacı siyasi kara propaganda yapmak. tamamı engelli bende.
bunların ortak noktası kendi aralarında kurdukları sözlük networküyle like ve takipçi kasmaları. karma puanı biriktirip onunla bakkaldan ciklet alacaklar herhalde, bilemiyorum altan. ileride değerlendirmek için yatırım yapıyor da olabilirler. yukarıda anlattığım gruplardan birine ait hissetmiyorsan kendini, tebrikler. normal bir susersin. senin gibi çok vardı. gittiler. ponçik mason 20 like alırken tespitin alasını yapan adam 1 like alırsa o adam durur mu? durmaz. yakında sen de gidersin zaten sevgili suser, hazırlığını yap, bu sözlük geçici. önemli olan öteki taraftaki sözlük *
edit: bir yazardan suser sourtimes user demek uyarısı geldi. ben sözlük user olarak biliyordum hep. bu durumda kafa user yani kuser diyelim. sevgili kuserler ehe.
devamını gör...
x mahlaslı yazar sizi gözledi bildirimi
çok üzüldüm. ben de sizi gizli gözlediğimi sanıyordum.
devamını gör...
vine
bir devrin çılgınlığıydı. çok insanı meşhur etti. aykut elmas, kafalar falan hep buradan çıktı.
devamını gör...
evde civciv beslemiş normal sözlük yazarları
lan bu konuyu kim açtı buraya. hayat felsefelerimden biriyle direkt alakalı bir konu. hassasım. anlatayım.
yaş 12. konum evin bahçesi. cücüklerim* var. deli besliyorum. sevgi bağı değil. satmayı düşünüyorum. evet 12 yaşındayken para düşünüyordum. neyse. mahallede bir eleman var benden 3 yaş büyüktür. hafif belalı bir tip okula falan gitmez. sürekli karakola düşmeli. kollara rütbeleri* çiziktirmiş. bizim bahçeye dadanıyor, hayvan sevesi tuttu herhalde elemanın. bir geliyor iki geliyor cücüklerimi seviyor falan. ama biraz sert seviyor. kafasına vurmalı falan. küçüğüz ses çıkartamıyoruz. neyse bu günlerin ardından yine bahçeye geliyor. benim cücükler atarlı. biri artık bir gaga darbesi atıyor. elemanda karşılık olarak benim yavruya tekme atıyor. lan küçücük hayvan bir sıkımlık canı var zaten tekme atmak ne. arif'in ''jurasik parka çevirdiniz lan'' tekmesinin aynısı. artık benim kayışın koptuğu noktaya gelmiş oluyoruz. bir minik göz kararması ve saldırı gerçekleşiyor. eleman kas gücü olarak benden çok çok üstün olmasına rağmen boğuşma 4-5 dakika kadar sürüyor. zaten bayılana kadar pes etmem huyumdur. bizimkiler gelene kadar sağlam bir dayak yiyorum ama damage vermeden ayrılmıyorum sahadan. kavga bitince kalan enerjimi elamanın evini taşlamak ve annesinin yüzüne küfürler ederek geçiriyorum. olay yaklaşık bir saat kadar sürüyor. saatlerce ağlıyorum yediğim dayağın üstüne ama hayatım boyunca kullanacağım bir tecrübe kazanıyorum. elaman bana dayak attığı halde benim bahçeme asla girmiyor yönünü bile dönmüyor yıllar yılı. asla konuşmuyor. dünyanın en salça herifi yanıma yaklaşmıyor.
özetle karşındaki insan sana üstün gelse bile eninde sonunda bir zarar göreceğini biliyorsa sana bulaşmaktan vazgeçiyor. bunu hissettirseniz yeterli. bir kişi bana zarar verecekse az yada çok zarar görecek bu kesin. biliyor ki pes etmeyeceğim. hayatımın bir çok noktasında fiziksel ve psikolojik olarak kullandım bu anıyı. başarılı. tavsiyedir.
yaş 12. konum evin bahçesi. cücüklerim* var. deli besliyorum. sevgi bağı değil. satmayı düşünüyorum. evet 12 yaşındayken para düşünüyordum. neyse. mahallede bir eleman var benden 3 yaş büyüktür. hafif belalı bir tip okula falan gitmez. sürekli karakola düşmeli. kollara rütbeleri* çiziktirmiş. bizim bahçeye dadanıyor, hayvan sevesi tuttu herhalde elemanın. bir geliyor iki geliyor cücüklerimi seviyor falan. ama biraz sert seviyor. kafasına vurmalı falan. küçüğüz ses çıkartamıyoruz. neyse bu günlerin ardından yine bahçeye geliyor. benim cücükler atarlı. biri artık bir gaga darbesi atıyor. elemanda karşılık olarak benim yavruya tekme atıyor. lan küçücük hayvan bir sıkımlık canı var zaten tekme atmak ne. arif'in ''jurasik parka çevirdiniz lan'' tekmesinin aynısı. artık benim kayışın koptuğu noktaya gelmiş oluyoruz. bir minik göz kararması ve saldırı gerçekleşiyor. eleman kas gücü olarak benden çok çok üstün olmasına rağmen boğuşma 4-5 dakika kadar sürüyor. zaten bayılana kadar pes etmem huyumdur. bizimkiler gelene kadar sağlam bir dayak yiyorum ama damage vermeden ayrılmıyorum sahadan. kavga bitince kalan enerjimi elamanın evini taşlamak ve annesinin yüzüne küfürler ederek geçiriyorum. olay yaklaşık bir saat kadar sürüyor. saatlerce ağlıyorum yediğim dayağın üstüne ama hayatım boyunca kullanacağım bir tecrübe kazanıyorum. elaman bana dayak attığı halde benim bahçeme asla girmiyor yönünü bile dönmüyor yıllar yılı. asla konuşmuyor. dünyanın en salça herifi yanıma yaklaşmıyor.
özetle karşındaki insan sana üstün gelse bile eninde sonunda bir zarar göreceğini biliyorsa sana bulaşmaktan vazgeçiyor. bunu hissettirseniz yeterli. bir kişi bana zarar verecekse az yada çok zarar görecek bu kesin. biliyor ki pes etmeyeceğim. hayatımın bir çok noktasında fiziksel ve psikolojik olarak kullandım bu anıyı. başarılı. tavsiyedir.
devamını gör...
asla başarılı olamayacak insanların ortak özellikleri
eylemsizliktir. oturduğu yerden ahkâm kesenler bir arpa boyu yol alamazlar.
devamını gör...
eyjafjallajökull
izlanda'da bulunan bu buzulun ismine ilk baktığınızda sanki random isim verilmiş gibi görünüyor. sonra zamanla alışıyorsunuz. artık yazmak için kopyala yapıştır ihtiyaç duymuyorsunuz nietzsche yazar gibi yazıyorsunuz.
devamını gör...
stefan andre
kendisi hakkında çok fazla bilgi bulamadığımız, albümlerine türkçe isim vermiş olan güzide piyanist. evgeny grinko dinlemeyi seven yazarlarımız, kendisini dinlemekten keyif alabilirler, bir bakınız derim. ayrıca bu kadar iyi işler çıkarıp fazla tanınmadığı için biraz üzülüyorum. dinlemek isterseniz birkaç öneri sundum, aşağıdan bakabilirsiniz. ben kendisini dinlerken mest oluyorum, sanki bana bir şeyleri hatırlattırıyor ya da unutturuyor bilemiyorum ama içimi tuhaf ve güzel bir his kaplıyor.
buradan.
buradan.
buradan.
buradan.
buradan.
buradan.
devamını gör...
the lobster
toplum dayatmaları: selamun aleyküm kardeşim
toplumun ferdi: aleyküm selam abi gel buyur, başım gözüm üstüne tarzında bir yorgos lanthimos filmi.
benim anladığım kısa ve öz olarak nereye kaçarsan kaç toplum ensendedir teması. zeus razı olsun kimse bu filmdeki gibi kimse evlilik zart zurt diye dayatmıyor şahsıma ama uff çok korkunç düşman başına. bi de bozuk bi ilişki üzerine "size çocuk tahsis edelim, genelde işe yarıyor" repliği kendimi tokatlamama neden olacaktı. dur dedim lahmacun, alt tarafı bi film..
sonunda bence colin abi gözünü oymadı, diktir olup gitti. çünkü otelden kaçanlar bile aslında tıpkı oteldeki sistem gibi birbirlerinde paralel özellikler arıyorlardı önünde sonunda. e oteldekilerin akıbeti ortada, her şey sahte. muhtemelen colin abi de topukladı deyişim o yüzden..
sadece bu evlilik iyidir bekarlık kötüdür eleştirisi dışında bir de kendini birine adapte etme (hatta beğendirme arzusu bile diyebiliriz) özetle düpedüz tavlama şaklabanlıkları dediğimiz şeylerin sahteliğinin eleştirisi de vardı. sağda solda burada okulda işte her yerde var olan bu şaklabanlıklarla güzel dalga geçmiş.. abi partner bulayım diye kafanı duvarlara masalara vurup burnunu kanatmazsın be awk..
karakterlerin, basitçe, sistemin çarklıları oldukları için robotik rollerde olduklarını düşünüyorum.. düz mantık hayat kurtarır.
güzeldi, sardı. yorgos abi bunu 1 bucuk saatte de anlatırdı laaaaakin uzatmış biraz gereksizce.
gibi geldi şahsıma.
10/7..
toplumun ferdi: aleyküm selam abi gel buyur, başım gözüm üstüne tarzında bir yorgos lanthimos filmi.
benim anladığım kısa ve öz olarak nereye kaçarsan kaç toplum ensendedir teması. zeus razı olsun kimse bu filmdeki gibi kimse evlilik zart zurt diye dayatmıyor şahsıma ama uff çok korkunç düşman başına. bi de bozuk bi ilişki üzerine "size çocuk tahsis edelim, genelde işe yarıyor" repliği kendimi tokatlamama neden olacaktı. dur dedim lahmacun, alt tarafı bi film..
sonunda bence colin abi gözünü oymadı, diktir olup gitti. çünkü otelden kaçanlar bile aslında tıpkı oteldeki sistem gibi birbirlerinde paralel özellikler arıyorlardı önünde sonunda. e oteldekilerin akıbeti ortada, her şey sahte. muhtemelen colin abi de topukladı deyişim o yüzden..
sadece bu evlilik iyidir bekarlık kötüdür eleştirisi dışında bir de kendini birine adapte etme (hatta beğendirme arzusu bile diyebiliriz) özetle düpedüz tavlama şaklabanlıkları dediğimiz şeylerin sahteliğinin eleştirisi de vardı. sağda solda burada okulda işte her yerde var olan bu şaklabanlıklarla güzel dalga geçmiş.. abi partner bulayım diye kafanı duvarlara masalara vurup burnunu kanatmazsın be awk..
karakterlerin, basitçe, sistemin çarklıları oldukları için robotik rollerde olduklarını düşünüyorum.. düz mantık hayat kurtarır.
güzeldi, sardı. yorgos abi bunu 1 bucuk saatte de anlatırdı laaaaakin uzatmış biraz gereksizce.
gibi geldi şahsıma.
10/7..
devamını gör...
sözlüğün en güzel ve en taş kızı benim
devamını gör...
yaşanabilir bölge
bir gezegenin yüzeyinde sıvı su bulunabilmesi için, bu gezegenin yıldızından minimum ya da maksimum ne kadar uzaklıkta olabileceğini söyleyen ifade. goldilocks bölgesi olarak da bilinir.
sıvı su, canlılık için son derece önemli. bu nedenle gezegen öyle bir noktada olmalıdır ki, yıldızından gelen ışınım, gezegenin yüzeyinde bulunan suyu ne dondursun ne buharlaştırsın. eğer gezegen yıldıza çok yakın olursa, yüzeyindeki su aşırı sıcaklık nedeniyle buharlaşır ki merkür, venüs gibi iç gezegenlerin başına gelen de budur. gezegen yıldızından çok uzak olursa, yüzeyindeki su donar ki örneğin mars'ta durum böyledir. venüs, yaşanabilir bölgenin iç sınırının hemen ötesinde yer alırken, mars bölgenin dış sınırına yakındır.
her yıldız için bu sınır farklı uzaklıklar arasında değişir. yıldızın ürettiği enerjiyle ilgili olan bu durum, zamanla yıldızın evre değiştirmesine bağlı olarak da değişir.
sıvı su, canlılık için son derece önemli. bu nedenle gezegen öyle bir noktada olmalıdır ki, yıldızından gelen ışınım, gezegenin yüzeyinde bulunan suyu ne dondursun ne buharlaştırsın. eğer gezegen yıldıza çok yakın olursa, yüzeyindeki su aşırı sıcaklık nedeniyle buharlaşır ki merkür, venüs gibi iç gezegenlerin başına gelen de budur. gezegen yıldızından çok uzak olursa, yüzeyindeki su donar ki örneğin mars'ta durum böyledir. venüs, yaşanabilir bölgenin iç sınırının hemen ötesinde yer alırken, mars bölgenin dış sınırına yakındır.
her yıldız için bu sınır farklı uzaklıklar arasında değişir. yıldızın ürettiği enerjiyle ilgili olan bu durum, zamanla yıldızın evre değiştirmesine bağlı olarak da değişir.
devamını gör...
tefrika roman
gazeteler aracılığıyla yapılan roman yayıncılığı türü. daha önce basılmış veya ilk defa okurun karşısına çıkacak olan romanların bir bölümü her gün gazete sayfasında yayımlanırdı. gazeteyi alan, haberi okumasa bile, her gün o romanı takip ederdi. bu gelenek, türk edebiyatı için önemli eserlerin ve yazarların kazanılmasına yol açmıştır. sonra bu geleneğe devam edilmemiş ve sonlandırılmıştı.
devamını gör...
normal sözlük'e girişte ilk mesaj atan moderatör
vay anasını hoş geldin mesajı mı geliyormuş. bana gelmedi ki. ben de bu yoğunlukta boş vakit bulursam tanım girmeye çalışıyorum faydam olsun diye. zaten aklıma bişey de gelmiyor yazacak. o kadar kitap okudum ama kasıyorum zor buluyorum yazacak bişey. ilk başta kağıda yazıyorum. beğenmediğim yerleri karalıyorum. 1 top a4 kağıdı sipariş ettikten sonra delete tuşunun işlevini yeni öğrendim. bazen kendimi geri zekalı gibi hissediyorum. bana da mesaj yollayın sayın yönetim. çok yalnızım. belki beynimin bağı çözülür.
edit: allah çarpsın enter tuşuna basar basmaz geldi. sağolasın sayın homeros.
edit: allah çarpsın enter tuşuna basar basmaz geldi. sağolasın sayın homeros.
devamını gör...
çoban ile aydın bir kişinin oyu bir mi sorunsalı
yıllarca dağlarda çobanlık yapmış ilkokul mezunu dedem ve babaannem, sözde okumuş etmiş üniversite mezunu yaşıtları fetö gibilerine hocaefendi derlerken benim minnoşlar fetöş diyordu. çoğu zaman belgesel izlerler, babaanem gılgamış destanı hayranı, bu yaşından sonra tarih kitabı okuyan bir kadın. ikisini alıp kitap fuarına saçlarımı savura savura göğsümü gere gere giderim. yıllarca eğitim müfettişliği yapmış kardeşi kaymakam olan sözde "eğitimli" komşumuz felsefeye safsata diyen, eşini hizmetçisi gibi gören birisidir. işte cumhuriyetin ve demokrasinin güzelliği devleti kimsenin tekeline bırakmaması, sırf sosyo-ekonomik durumundan ötürü vatandaşların fikrini ayrıştırmamasıdır.
devamını gör...
karısı dururken ev işi yapan erkeğe söylenebilecek şeyler
ellerine sağlık bebiş ellerin dert görmesin
devamını gör...
okuduğun kitaptan bir alıntı bırak
şahane bir aşk , çoğu zaman harcanmış bir hayat demektir.
devamını gör...
intiharın eşiğinde olmak
"intihar edeceksek yaşayarak edelim." diye düşündürten durum. en nihayetinde öleceğiz. bir şeyler dene. bir daha dene. bir daha dene. zaten ölmeyi göze almadın mı? en kötü ne olabilir ki?
bir daha dene.
bir daha dene.
devamını gör...
30 ağustos zafer bayramı
bu uğurda çaba gösteren tüm insanlarımızı saygı ve minnetle anıyorum. unutmamak adına anmayı ihmal etmemek gerek. başta önderimiz mustafa kemal atatürk ve tüm şehitlerimizin ruhu şad olsun.
devamını gör...
normal sözlük karma toplama başlığı
kaliteli içerik girildiği takdirde zor olmayacağını düşündüğüm durumdur.
devamını gör...