normal sözlük’ü bırakmak
hiçbir şeyi beğenmeyen, wikipedia tadında bir ortam isteyen tipler nedeniyle düşündüğüm jübile. her gün, her an bitti, rezalet, cahiller doldu hede hödö. herkes aptal bir ben akıllıyım.
devamını gör...
bir kedinin öğrenmesi gereken şeyler
sabahın olabilecek en erken saatinde mama kabını doldurmak için sahibini uykusundan uyandırmaması gerektiğini.
devamını gör...
birleşik arap emirlikleri
başkenti abu dhabi emirliğinde bulunan abu dhabi şehri olan körfez ülkesi. yabancıların türkiye'nin başkentini istanbul zannetmesi gibi bizim de bae'nin başkentini dubai zannetmemiz normaldir ama sonuçta yanlış bilgidir.
ayrıca yine tahmin edilenin aksine en zengin emirlik de dubai değil abu dhabi'dir. diğer her türlü ekonomik aktivitede dubai önde olmasına rağmen petrol miktarı sebebiyle abu dhabi daha zengindir
ayrıca yine tahmin edilenin aksine en zengin emirlik de dubai değil abu dhabi'dir. diğer her türlü ekonomik aktivitede dubai önde olmasına rağmen petrol miktarı sebebiyle abu dhabi daha zengindir
devamını gör...
takip edilesi sözlük yazarları
daha öncede buna benzer bir başlık açılmış tek tek takip ettiğim yazarları belirtmiştim. copy paste yapıp döne döne aynı şeyleri yazmak istemiyorum. zaten sözlükte takip edilesi yazarlar açtıkları başlıklarla ve yaptıkları yorumlar ile kendilerini belli ediyorlar.
devamını gör...
toplu taşıma araçlarında gıcık olunan tipler
iyi ki toplu taşınmaya binmiyorum dedirten başlık.
devamını gör...
12 yaşındaki kızın biriktirdiği harçlıklarla çiftçiliğe atılması
ben ilkokula giderken her gün 1.5 lira harçlık alırdım.evde kahvaltı yapmaz,okulda simit falan yerdim. bi gün babam beni karşısına aldı,koca insanla konuşur gibi,konuştu.
oğlum,dedi.sen artık harçlığını harcama,kahvaltı yap git.paran birikir sana oyuncak alırız dedi.bende tamam dedim.
kahvaltı yapmaya başladım.ilk gün paramı kumbaraya attılar.ikinci gün annem paran bende dedi.üçüncü gün ortada para yoktu.
çocuk yaşımda organize bir dolandırıcılığın kurbanı oldum.hem de ailem tarafından kurban edildim.
t:zenginin malı züğürdün ağzını yorar
oğlum,dedi.sen artık harçlığını harcama,kahvaltı yap git.paran birikir sana oyuncak alırız dedi.bende tamam dedim.
kahvaltı yapmaya başladım.ilk gün paramı kumbaraya attılar.ikinci gün annem paran bende dedi.üçüncü gün ortada para yoktu.
çocuk yaşımda organize bir dolandırıcılığın kurbanı oldum.hem de ailem tarafından kurban edildim.
t:zenginin malı züğürdün ağzını yorar
devamını gör...
kadınların erkeklere hiç çok yakışıklısın dememesi
çeşitli sebepleri olabilecek durumdur.
bana şahsen “biliyorum” dediğim için demiyorlar.
biri çok yakışıklısın deyince biliyorum diyorum ve bir daha aynı şeyi söylemiyorlar. biliyorum.
bana şahsen “biliyorum” dediğim için demiyorlar.
biri çok yakışıklısın deyince biliyorum diyorum ve bir daha aynı şeyi söylemiyorlar. biliyorum.
devamını gör...
atforvendetta
mekana oturuldugunda garsondan hesap talebinde bulunmamasi gereken kisi.
abi hesap sembolu bellidir, bu arkadas eliyle “marti” isareti yapiyo???
abi hesap sembolu bellidir, bu arkadas eliyle “marti” isareti yapiyo???
devamını gör...
kahvaltının olmazsa olmazı
zeytin, peynir ve çay.
devamını gör...
min nave xwe kola li bircen diyarbekir
(bkz: press) filminin 38 saniyesinde istemsizce eşlik ettiğim sözlerini bir zamanlar ezbere bildiğim (bkz: rojen barnas)ın şiirinin civan haco tarafından yorumlanması.
anlayan için geçmişi, çocukluğu hatırlatan, anıları canlandıran bir ülke.
sözleri
kürtçe | türkçe
çeviri: selim temo
min navê xwe kola li bircên diyarbekir
gava ku stêrk
li esmana stûxwar,
gava ku ney û blûr û tembûr
û dehol û zirna sar bûn.
û cobar
ne dixuşin di nivînên xwe de seraser
sosin û beybûn û rihan
ne d’bişkifin di bûtikê de.
tariyên giran
tûj û kûr
bi zûrezûr û bi orîneke jakaw
bê fikare, bê paxav dihelişî dikumişî li ser welatê min.
bi giyanek pola
min navê xwe kola
min navê xwe kola li bircên diyarbekir.
wek bebelisk
wek moraz
wek bagarek gurr
min eniya têkoşînê
min di eniyek de şer kir li hember xwînxwara
bi dilawerî
bi bîrûbawerî
min têkoşîn û berberî kir
û min navê xwe kola li bircên diyarbekir.
ez welatparêz im,
ez mirovperwer im,
ez li ber bircên diyarbekra rengîn
şêx seîdê kal,
bijîşk fuad im
ez bavê tûjo me lo!…
şoreşger im.
min navê xwe kola li bircên diyarbekir
dema şefaq da di sîpan de dema ku lêvên esmên
di singa sîpan de sor dikir bi beşerûkî.
ez di deriyê niştîmanî de ketim hundir
min deriyê neteweyî bi zerzenga xemiland
û li ber deriyê serxwebûnî şer kir.
bêweç ma bû baxçeyê
deriyê felatî min tê de şaxên serbestiyê çikand
tovê xawêndariyê werkir.
min navê xwe kola li bircên diyarbekir.
ez şêx seîdê kal,
bijîşk fuad im pêşmergekî bê nav û bê nîşan û qevdekî ji pincara welat im.
ez duh şehîd bûm îro, nûhat im.
kazıdım adımı diyarbekir burçlarına
yıldızlar
boynu bükük gökteyken
ve
ney ve kaval ve tanbur
ve davul ve zurna
soğuduğu
zaman
ve nehirler
uğuldamazken yataklarında, baştan sona
süsen ve papatya ve reyhan
tomurcuk açmazken daha.
koyu karanlıklar
keskin ve derin
hıçkırarak, vahşi bir böğürtüyle
kaygısız
hesapsız
çöküyor
sendeliyordu
yurdumun üstünde hâlâ
çelik bir ruhla
kazıdım adımı
kazıdım adımı diyarbekir burçlarına
fırtına gibi
tipi gibi
kasırga gibi
açtım mücadele cephesini
savaştım kan emicilere karşı
bir cephede
yiğitçe, imanla
mücadele ettim
karşı çıktım
ve
kazıdım adımı diyarbekir burçlarına
yurtseverim ben
insanseverim
burçları önünde ala renkli diyarbekir’ın
şeyh said ata
ve doktor fuad’ım
bavê tûjo’yum ben lo!..
devrimciyim ben ha!
kazıdım adımı
diyarbekir burçlarına
sîpan’da
tan ağarırken
göğün dudakları
sîpan’ın göğsünde kızarırken
tebessümle
ben
vatan kapısı’ndan girdim içeri
ben
ulus kapısı’nı çelenklerle süsledim
ve dövüştüm bağımsızlık kapısı
önünde
çorak kalmıştı kurtuluş kapısı’ndaki bahçeler
ben oraya
özgürlük fidanları diktim
serptim onur tohumlarını da.
kazıdım adımı diyarbekir burçlarına
şêx said atayım ben
doktor fuad’ım
isimsiz bir pêşmergeyim ben
ve vatanın bir tutam madımakı.
dün şehit düşmüştüm
yeniden geldim bugün.
anlayan için geçmişi, çocukluğu hatırlatan, anıları canlandıran bir ülke.
sözleri
kürtçe | türkçe
çeviri: selim temo
min navê xwe kola li bircên diyarbekir
gava ku stêrk
li esmana stûxwar,
gava ku ney û blûr û tembûr
û dehol û zirna sar bûn.
û cobar
ne dixuşin di nivînên xwe de seraser
sosin û beybûn û rihan
ne d’bişkifin di bûtikê de.
tariyên giran
tûj û kûr
bi zûrezûr û bi orîneke jakaw
bê fikare, bê paxav dihelişî dikumişî li ser welatê min.
bi giyanek pola
min navê xwe kola
min navê xwe kola li bircên diyarbekir.
wek bebelisk
wek moraz
wek bagarek gurr
min eniya têkoşînê
min di eniyek de şer kir li hember xwînxwara
bi dilawerî
bi bîrûbawerî
min têkoşîn û berberî kir
û min navê xwe kola li bircên diyarbekir.
ez welatparêz im,
ez mirovperwer im,
ez li ber bircên diyarbekra rengîn
şêx seîdê kal,
bijîşk fuad im
ez bavê tûjo me lo!…
şoreşger im.
min navê xwe kola li bircên diyarbekir
dema şefaq da di sîpan de dema ku lêvên esmên
di singa sîpan de sor dikir bi beşerûkî.
ez di deriyê niştîmanî de ketim hundir
min deriyê neteweyî bi zerzenga xemiland
û li ber deriyê serxwebûnî şer kir.
bêweç ma bû baxçeyê
deriyê felatî min tê de şaxên serbestiyê çikand
tovê xawêndariyê werkir.
min navê xwe kola li bircên diyarbekir.
ez şêx seîdê kal,
bijîşk fuad im pêşmergekî bê nav û bê nîşan û qevdekî ji pincara welat im.
ez duh şehîd bûm îro, nûhat im.
kazıdım adımı diyarbekir burçlarına
yıldızlar
boynu bükük gökteyken
ve
ney ve kaval ve tanbur
ve davul ve zurna
soğuduğu
zaman
ve nehirler
uğuldamazken yataklarında, baştan sona
süsen ve papatya ve reyhan
tomurcuk açmazken daha.
koyu karanlıklar
keskin ve derin
hıçkırarak, vahşi bir böğürtüyle
kaygısız
hesapsız
çöküyor
sendeliyordu
yurdumun üstünde hâlâ
çelik bir ruhla
kazıdım adımı
kazıdım adımı diyarbekir burçlarına
fırtına gibi
tipi gibi
kasırga gibi
açtım mücadele cephesini
savaştım kan emicilere karşı
bir cephede
yiğitçe, imanla
mücadele ettim
karşı çıktım
ve
kazıdım adımı diyarbekir burçlarına
yurtseverim ben
insanseverim
burçları önünde ala renkli diyarbekir’ın
şeyh said ata
ve doktor fuad’ım
bavê tûjo’yum ben lo!..
devrimciyim ben ha!
kazıdım adımı
diyarbekir burçlarına
sîpan’da
tan ağarırken
göğün dudakları
sîpan’ın göğsünde kızarırken
tebessümle
ben
vatan kapısı’ndan girdim içeri
ben
ulus kapısı’nı çelenklerle süsledim
ve dövüştüm bağımsızlık kapısı
önünde
çorak kalmıştı kurtuluş kapısı’ndaki bahçeler
ben oraya
özgürlük fidanları diktim
serptim onur tohumlarını da.
kazıdım adımı diyarbekir burçlarına
şêx said atayım ben
doktor fuad’ım
isimsiz bir pêşmergeyim ben
ve vatanın bir tutam madımakı.
dün şehit düşmüştüm
yeniden geldim bugün.
devamını gör...
sevgi kuşun kanadında
hasret gültekin'in muhteşem yorumladığı, anlamlı dizeleri olan bir ahmet çuhacı şiiri.
--! spoiler !--
ölüm denizin kıyısında anacığım
ölüm göğün yüzünde
ölüm yerin dibinde
ölüm soluk alışında
ölüm başucunda
sevgi gözümün kökünde yavrucuğum
sevgi kuşun kanadında
sevgi ne göğün yüzünde
sevgi ne yerin dibinde
sevgi başucunda
--! spoiler !--
--! spoiler !--
ölüm denizin kıyısında anacığım
ölüm göğün yüzünde
ölüm yerin dibinde
ölüm soluk alışında
ölüm başucunda
sevgi gözümün kökünde yavrucuğum
sevgi kuşun kanadında
sevgi ne göğün yüzünde
sevgi ne yerin dibinde
sevgi başucunda
--! spoiler !--
devamını gör...
karakteri çekici olan insan
dünyalara bedel insandır. olduğundan daha güzel/yakışıklı, daha zeki, daha sevilesi, daha fantastik, çok garip, bir acayip ve vazgeçilmez görünür. büyülüdür adeta. hayatınız bir hamursa, o kişinin toz olmasını ve onu hamurunuza karıştırmayı isterken bulursunuz kendinizi. evet. daha korkunç örnekler vermeden tanımı sonlandırıyorum.
devamını gör...
1990 doğumlu olanların 40'a merdiven dayadığı gerçeği
bizim burada kırk merdiven var. aklıma o merdivenleri getiren başlık. hem sevgili haşim ne demiş:
“ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden.”
ağır ağır çıkarsak sıkıntı olmaz.
içimin kararmasına müsaade etmeyecek başlık. benim ruhum genç bi kere. * zaten doksan doğumlu da değilim. *
“ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden.”
ağır ağır çıkarsak sıkıntı olmaz.
içimin kararmasına müsaade etmeyecek başlık. benim ruhum genç bi kere. * zaten doksan doğumlu da değilim. *
devamını gör...
birine söylenecek en kötü söz
keşke senle hic tanışmasaydım .
devamını gör...
zihinsel özür
zihinsel işlevlerde kavramsal sosyal ve uyumsal becerilerde anlamlı sınırlılıklar ile belirgin 18 yaşından önce başlayan yetersizliktir.
devamını gör...
yay burcu kadını
en nadir olan burca sahip kadınlardır
kendine münhasır aura'ları ve karakterleri vardır şeytan tüyü en çok yay kadınlarında ve akreplerde var.
zekası kova ve balıklarla birlikte diğer burçlara göre yüksektir
özgürlüğüne düşkün, açık sözlü, felsefik ve analitik yaklaşımları özgün ve derin, bazen patavatsız, istediği şey uğruna her şeyi göze alabilen, neşeli, iyimser, minnoşdurlar genelde ama haksızlığa uğradıklarında ya da adaletsiz bir tutumla karşılaştıklarında içindeki canavarı gösterirler her şeyi bir burca indirgememek lazım malum (bkz: barnum etkisi)
aklıma geldikçe ekleme yaparım :)
kendine münhasır aura'ları ve karakterleri vardır şeytan tüyü en çok yay kadınlarında ve akreplerde var.
zekası kova ve balıklarla birlikte diğer burçlara göre yüksektir
özgürlüğüne düşkün, açık sözlü, felsefik ve analitik yaklaşımları özgün ve derin, bazen patavatsız, istediği şey uğruna her şeyi göze alabilen, neşeli, iyimser, minnoşdurlar genelde ama haksızlığa uğradıklarında ya da adaletsiz bir tutumla karşılaştıklarında içindeki canavarı gösterirler her şeyi bir burca indirgememek lazım malum (bkz: barnum etkisi)
aklıma geldikçe ekleme yaparım :)
devamını gör...
sevilen şiirin en vurucu dizeleri
bir gez gönül yıktın ise, kıldığın namaz değil
yetmiş iki millet dahi, elin yüzün yumaz değil
bir gönül yaptın ise, er eteğin tuttun ise
bir gez hayr ettin ise, birine bin az değil
erden sana nazar ola, için dışın nur ola
beli kurtulmuştan ola, şol kişi kim gammaz değil
er odur alçak dura, ayak odur yola vara
göz odur ki hakk'ı göre, gündüz gören göz değil
yunus emre'm sözün satar, söze bal ü yağ katar
altmış bin sarrafa satar, yükü gevherdir koz değil.
yetmiş iki millet dahi, elin yüzün yumaz değil
bir gönül yaptın ise, er eteğin tuttun ise
bir gez hayr ettin ise, birine bin az değil
erden sana nazar ola, için dışın nur ola
beli kurtulmuştan ola, şol kişi kim gammaz değil
er odur alçak dura, ayak odur yola vara
göz odur ki hakk'ı göre, gündüz gören göz değil
yunus emre'm sözün satar, söze bal ü yağ katar
altmış bin sarrafa satar, yükü gevherdir koz değil.
devamını gör...
kafa sözlük
yeşil ve değerli bir yaprağını * daha dökmüş olan ulu çınar. tabii böyle giderse çınarlıktan kavaklığa doğru evrilecek. hani derler ya; kavakta da boy var ama işe yaramaz bir ağaçtır genel olarak.
açıkçası buraya ne yazarsam yazayım, fayda edeceğini düşünmüyorum. faydası olsaydı, benden önce yazanlar işi çözmüş olurdu. yine de birkaç kelam etmeyi hakkım olarak görüyorum, özellikle ilk başlarda açtığım başlık ve girdiğim tanımlar dolayısıyla. epey emek verdiğimi düşünüyorum zira.
una nocte'nin yazdıklarına %99 oranında katılıyorum, altına da imzamı atabilirim. iyi kötü bilenler, tanıyanlar, trollük konusundaki düşüncelerimi de bilir: sevmem. geldiğimiz noktadan geriye bakıldığında ise görünen -en azından bana görünen- şu ki, ilk başlarda karşı çıktığım trollüğü neredeyse ben bile özleyeceğim. zira şu an öyle bir profil var ki ne yazdıklarından bir şey anlaşılıyor ne formatın f'si var ortalıkta ne de yazılanların büyük bir kısmı bir anlam içeriyor. bir noktadan sonra "hangi birini şikayet edeceğim bunların?" diyerek bıraktım.
evet, bir sözlükte baştan aşağıya aynı tarzda yazan insanların olması mümkün değil. evet, bir kısım insanlar açıp wikipedia'da bulabileceğinizi sansanız da her zaman öyle olmayan tanımlar girip uzmanlıklarını paylaşırken, bazılarının da eser miktarda goygoy peşinde olması ortama renk katabilir. fakat geldiğimiz noktada denge, ikinci grup lehine fena halde bozulmuş durumda.
şimdi burada hangi grubun ya da kimlerin böyle takıldığını tek tek yazmama gerek yok. ancak buraya "kafa forum" muamelesi yapan insanlar sayesinde, beğenmediğimiz o troller bile kendilerini geri çekmiş, doğru dürüst yazmaz olmuşsa, konu trollükten çıkmış ve daha ciddi bir üst boyuta taşınmış demektir. burayı yeni gelecek aklı başında insanlar için tercih edilebilir olmaktan çıkaran olumsuz bir boyut...
yönetim durumdan memnun ise ona diyecek hiçbir şeyim yok. mahalle maçlarında evden topu kim getirirse o haklıdır ya hani... o hesap işte. fakat içten içe "yahu gerçekten nereye gidiyor bu iş acaba böyle?" diyorlarsa mutlaka akıllarında tutmaları gereken şey, batan gemilerde kaptana yapılan uyarıları kaptanın dinlememiş olması. birileri hâlâ buranın iyiliğini düşünüp kendi çapında uyarma gereği hissediyorsa kulak verilmeli çünkü bu kulak vermeme sorununun iyi bir noktada sonlandığı, hiçbir sözlükte görülmedi henüz.
"aman ne ciddiye aldınız... yazın geçin işte!" diyenler de çıkacaktır illa ki. ancak insanın içinde tırnak ucu kadar bile sorumluluk ve adil olmak adına yanlış bulduğunu söyleme hissiyatı varsa, susmak o kadar da kolay olmuyor. üstelik "yazıp geçmek" için yazma isteğine halel gelmemiş olması gerekir. biz de yazıp geçemeyenler olarak bu noktada düğümleniyoruz zaten. istek vardı ama nem çok nem...
her neyse. şimdilik buralarda olan tayfadanım. hep kötüyü söylemeyelim. mesela dergi ve radyo projelerini gayet güzel buluyorum. sürekli yenilikler yapılmaya çalışılması da güzel. başlığım silindi, tanımım silindi diyen arkadaşlar formatı okumamış ya da kurallarda yazmasa da ortamın genel huzuruna ilişkin konularda, moderasyonun alacağı inisiyatifi anlayamamış olabilirler. 1000'den fazla başlık açtım, 2000'den fazla tanım girdim. başlıkların taşınmasını gerektiren bkz. tanımlarım haricinde henüz silinen olmadı. bu noktada herkesin kendisine de bir dönüp bakması gerekiyor diye düşünüyorum.
puan tablosu olayında da değişikliğe gidilmesi gerektiğini düşünüyorum. başkalarına yapılan beğeniden puan kazanmak ilk bakışta beğeniye teşvik etmek amacına hizmet ediyor gibi görünse de seri beğeniciler yüzünden geldiğimiz nokta ortada. gerçekten yazdığı şeylerin çoğunu okuduktan sonra seri olarak beğenmeye değer bulduğumuz insanları bile beğenemez olduk sayelerinde. insanları çok sıkmak da çok serbest bırakmak da iyi değil. ayarını iyi tutturmak ve ortasını bulmak lazım.
mutlaka unuttuğum için yazmadıklarım vardır. tanım yeterince uzadı. onları da hatırladıkça daha sonra yazmak üzere cebime atıyorum.
açıkçası buraya ne yazarsam yazayım, fayda edeceğini düşünmüyorum. faydası olsaydı, benden önce yazanlar işi çözmüş olurdu. yine de birkaç kelam etmeyi hakkım olarak görüyorum, özellikle ilk başlarda açtığım başlık ve girdiğim tanımlar dolayısıyla. epey emek verdiğimi düşünüyorum zira.
una nocte'nin yazdıklarına %99 oranında katılıyorum, altına da imzamı atabilirim. iyi kötü bilenler, tanıyanlar, trollük konusundaki düşüncelerimi de bilir: sevmem. geldiğimiz noktadan geriye bakıldığında ise görünen -en azından bana görünen- şu ki, ilk başlarda karşı çıktığım trollüğü neredeyse ben bile özleyeceğim. zira şu an öyle bir profil var ki ne yazdıklarından bir şey anlaşılıyor ne formatın f'si var ortalıkta ne de yazılanların büyük bir kısmı bir anlam içeriyor. bir noktadan sonra "hangi birini şikayet edeceğim bunların?" diyerek bıraktım.
evet, bir sözlükte baştan aşağıya aynı tarzda yazan insanların olması mümkün değil. evet, bir kısım insanlar açıp wikipedia'da bulabileceğinizi sansanız da her zaman öyle olmayan tanımlar girip uzmanlıklarını paylaşırken, bazılarının da eser miktarda goygoy peşinde olması ortama renk katabilir. fakat geldiğimiz noktada denge, ikinci grup lehine fena halde bozulmuş durumda.
şimdi burada hangi grubun ya da kimlerin böyle takıldığını tek tek yazmama gerek yok. ancak buraya "kafa forum" muamelesi yapan insanlar sayesinde, beğenmediğimiz o troller bile kendilerini geri çekmiş, doğru dürüst yazmaz olmuşsa, konu trollükten çıkmış ve daha ciddi bir üst boyuta taşınmış demektir. burayı yeni gelecek aklı başında insanlar için tercih edilebilir olmaktan çıkaran olumsuz bir boyut...
yönetim durumdan memnun ise ona diyecek hiçbir şeyim yok. mahalle maçlarında evden topu kim getirirse o haklıdır ya hani... o hesap işte. fakat içten içe "yahu gerçekten nereye gidiyor bu iş acaba böyle?" diyorlarsa mutlaka akıllarında tutmaları gereken şey, batan gemilerde kaptana yapılan uyarıları kaptanın dinlememiş olması. birileri hâlâ buranın iyiliğini düşünüp kendi çapında uyarma gereği hissediyorsa kulak verilmeli çünkü bu kulak vermeme sorununun iyi bir noktada sonlandığı, hiçbir sözlükte görülmedi henüz.
"aman ne ciddiye aldınız... yazın geçin işte!" diyenler de çıkacaktır illa ki. ancak insanın içinde tırnak ucu kadar bile sorumluluk ve adil olmak adına yanlış bulduğunu söyleme hissiyatı varsa, susmak o kadar da kolay olmuyor. üstelik "yazıp geçmek" için yazma isteğine halel gelmemiş olması gerekir. biz de yazıp geçemeyenler olarak bu noktada düğümleniyoruz zaten. istek vardı ama nem çok nem...
her neyse. şimdilik buralarda olan tayfadanım. hep kötüyü söylemeyelim. mesela dergi ve radyo projelerini gayet güzel buluyorum. sürekli yenilikler yapılmaya çalışılması da güzel. başlığım silindi, tanımım silindi diyen arkadaşlar formatı okumamış ya da kurallarda yazmasa da ortamın genel huzuruna ilişkin konularda, moderasyonun alacağı inisiyatifi anlayamamış olabilirler. 1000'den fazla başlık açtım, 2000'den fazla tanım girdim. başlıkların taşınmasını gerektiren bkz. tanımlarım haricinde henüz silinen olmadı. bu noktada herkesin kendisine de bir dönüp bakması gerekiyor diye düşünüyorum.
puan tablosu olayında da değişikliğe gidilmesi gerektiğini düşünüyorum. başkalarına yapılan beğeniden puan kazanmak ilk bakışta beğeniye teşvik etmek amacına hizmet ediyor gibi görünse de seri beğeniciler yüzünden geldiğimiz nokta ortada. gerçekten yazdığı şeylerin çoğunu okuduktan sonra seri olarak beğenmeye değer bulduğumuz insanları bile beğenemez olduk sayelerinde. insanları çok sıkmak da çok serbest bırakmak da iyi değil. ayarını iyi tutturmak ve ortasını bulmak lazım.
mutlaka unuttuğum için yazmadıklarım vardır. tanım yeterince uzadı. onları da hatırladıkça daha sonra yazmak üzere cebime atıyorum.
devamını gör...
hiç sarılmadığın birine sımsıkı sarılacak olmak
peki daha önce sarıldığın birine uzuun süre sarılmayıp tekrar sarılacak olmanın özlemi, telaşı ve heyecanı desem... birbiri ile yarışır. başlık sahibinin mutluluğu daim olsun, güldürdü*
devamını gör...