dürtüsel bozukluktur. amaçsız ve sebepsiz yalan söylenip bir süre sonra buna inanılır.
devamını gör...

bunların bir de kornaya bastığında, bir hışımla dönüp suratına ters ters bakanları yok mu şeytan diyor çarp bisikletle ama tabi ki şeytana uymuyoruz ve “ pardon” diyip gülümseyerek geçiyoruz çünkü biz insanız ve kurallara uyarız.
devamını gör...

tamamen alışkanlık, sevmek değil. zamanla yaşanılan her şey tanıdık duygu kontenjanından girip çıkmıyor içimizden. iyi midir kötü müdür algısı gidiyor. öncesinde çok acı veren şey sonrasında 'tamam ben bunu biliyorum' tepkisizliğine bırakıyor kendini. tabii bu benim yorumum.
buraya bilimsel açıklamasını da bırakayım;
acı hissi merkezi sinir sisteminde endorfin salgılanmasına neden oluyor. zindelik hissi veriyormuş çok ters köşe bir durum. insan çok karmaşık, aldatıcı duygu durumlarının gölgesine bırakılmış bir arapsaçı. çivi çiviyi söker budur bunun ilacı esintisinde yaşıyoruz bu hayatı...
devamını gör...

kahramandır.
devamını gör...

santkrikçe kaynaklı bir kelime olup, tekerlek ya da dönüş anlamına da gelmektedir. omurga hizasında ve başın tepesine kadar 7 ana çakra yani enerji giriş çıkış merkezleri vardır. bunlardan farklı olarak bedenimizde birçok önemli çakra olduğu düşünülüyor. örnek verecek olursak avuç içleri, diz kapakları, dirsekler bunlar arasında sayılabilir. 7 ana çakra taç çakrası( sahasrara), üçüncü göz çakrası( ajna), boğaz çakrası ( vishuddha), kalp çakrası( anahata), solar plexus çakrası( manipura), sakral çakra( swadhishthana) ve kök çakrası( muladhara)' ndan oluşmaktadır.
her çakranın rengi, elementi, gezegeni, duyusu, değerli taşı, notası, burcu, etkilediği salgı bezi, sinir ağı kendine özeldir.
devamını gör...

efendim, tdk sözlüğüne soralım ne demekmiş bu normal.
1. sıfat kurala uygun, alışılagelen, olağan, düzgülü, aşırılığı olmayan, uygun.

2. isim aşırılığı, eksikliği ve taşkınlığı olmama, ortalama durum.

normal kavramını hayata geçiren bir toplumdur.
maalesef bizim toplumumuzun genel olarak alışılagelen, olağan karşılanan özellikleri hiç iç açıcı değildir. sorgulamama, çabucak unutma, kabullenme, biat etmek gibi. bu özellikler fazlasıyla artırabilir. hal böyleyken sözlüğe bu ismi koymak toplumun normal olarak karşıladığı şeyleri bizim sözlüğümüz için de normal karşılanacağı anlamı taşır. çünkü sonuç olarak sözlük bu toplumun küçücük bir parçasıdır.

eğer, yeni ismiyle nitelendirirsek sözlüğü, elimizde şöyle bir sözlük var olur. sorgulamayan, unutuveren, biat eden, sıradan, vasat yazarların oluşturduğu bir sözlük.
dışarıdan bakıldığında bu böyle anlaşılır.

oysa ki bizim yazarlarımızın çoğu sorgulayan, çabuk unutmayan, despotluğu ve biat etmeyi sevmeyen sıra dışı yazarlardır.

bu tanımı okuyorsan eğer yoldaş şimdi soruyorum sana. bu yazarlara bu ismi mi reva gördün.

ayrıca hangi gelişim, hangi keşif, hangi buluş normalden çıkmıştır ki? söyleyim mi yoldaş tabii ki hiç bir gelişim normalden çıkmamıştır. sen şimdi ismimizi normal koyduk diye daha da gaza geldiğini söyleyip sözlüğü geliştireceğinden söz ediyorsun. ya normalin anlamını bilmiyorsun ya da üzerinde çok düşünmedin bu konunun.

keşke buradaki yazarlara da sorsaydın isim konusunu yoldaş. zira burada çok yaratıcı, zeki, akıllı yazarlar var. muhteşem isimler bulunabilirdi. isim deyip geçmeyin efendim. ben asla ismi normal sözlük olan bir sözlüğe kayıt olmazdım. kafa sözlüğün ismini görür görmez kayıt olma isteği oluşmuştu. bilmiyorum anlatabiliyor muyum yoldaş derdimi?

bir de kelimenin kökenine bakalım.
fransızca norm kelimesinden türemiştir.
norm ise grup üyelerinin belirli bir bağlamda nasıl davranmaları gerektiğini belirleyen kurallar veya ilkeler bütünüdür.

dışardan bakan bir göz bu sözlükte belli kurallar dahilinde yazarlara nasıl davranmaları gerektiğini dikte eden bir yönetimin varlığını hisseder. ve böyle bir sözlüğe kayıt olmaz. isim bu noktada çok önemlidir.

son olarak yoldaş şunu da söylemem gerekiyor. isim değişikliğinden son gün hatta son saatler bahsediyorsun. ve aile gibi gördüğünü söylediğin yazarlara isim konusunda danışmıyorsun, bir fikir alma yoluna gitmiyorsun. işte bundan dolayı yapmış olduğun duygu dolu tanımın gözümde beş para etmez. hatta memlekette çok ciddi enflasyon olduğundan üç para etmez. nazarımda, yaptığın şey günah çıkarmadan bir adım öteye dahi geçemez.

işte tüm bu sebeplerden dolayı normal sözlüğün isminin bir an önce değişmesi elzemdir.
devamını gör...

türk sinemasında arap bacı rolünü ilk kez canlandıran afrika kökenli oyuncu.
devamını gör...

az önce çok sevdiğim biri ile sohbet ederken kardeşim bana bu not kağıdını verdi ve gitti. çifte mutluluk dostlarım.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

kapanma falan olmayacak boşuna beklemeyin. hazinede para yok, swap olmasa tam takır kalaylı bakır. ümmetin çocukları parayı kokaine gömüyor, berat geri dönecek söylentisi bile doların tavan yapmasına yetiyor. bizlerde tam kapanma falan bekleyelim, peehhh.
devamını gör...

böyle melekleri nickaltında belirtmemek gerekiyor. artı oy vermekten başka bir şey yapmamış gibi bir algı oluşuyor.
devamını gör...

eski düğüncülerden kim kaldı beeee.
devamını gör...

beşir fuad osmanlı döneminde yaşamış ilk materyalist yazar-gazeteci-askerdi. kendisi ölüm anının nasıl bir his olduğunu anlatabilmek için 2 yıllık bir düşünme sonunda karar vermiştir. bir gün bileklerini kesmiş, ve hissettiklerini bir bir yazarak intihar etmiştir. yazdığı mektuptan bir kesit:
'ameliyatımı icra ettim. hiçbir ağrı duymadım. kan aktıkça biraz sızlıyor. kanım akarken baldızım aşağıya indi. yazı yazıyorum, kapıyı kapadım diyerek geri savdım. bereket versin içeri girmedi. bundan daha tatlı bir ölüm tasavvur edemiyorum. kan aksın diye hiddetle kolumu kaldırdım. baygınlık gelmeye başladı' .
devamını gör...

"ben bir göçmen kızı gördüm tuna boyunda" diye türkü söyleyesim vardı o gün, kadın göçmen değildi ama bana neydi? onun evine, daha sonra bizim olacak dediğimiz eve doğru yürüyordum, "ne istiyorsun gelirken alayım?" diye sormuştum, "ekmek al gel yeter, tamız biz zaten" demişti, zeki ve ince kadın.
dün gibi hatırlıyorum o arabanın bana çarpışını, ölüşümü, şaka gibi ama maalesef gerçek bu, biz biliyoruz siz bilmiyorsunuz.

sonrası kayıp, onu bir daha hiç görmedim, belki gelir / ve lütfen gelmesin / arasında yıllar geçti.
o ekmeği bile paylaşsam yeterdi bana, oysa o bunu bile bilemedi.
devamını gör...

(bkz: organize suç örgütü)

son günlerde gündem olan bu söz öbeğini ister istemez çoğumuz yanlış kullanıyoruz. organize sözcüğü, dilimizde yabancı bir sözcüktür ve bu sözcüğün türkçe karşılığı örgütlenmiş anlamına gelir. yani örgütlenmiş suç örgütü denilemez. doğru kullanımı sadece suç örgütü olmalıdır.
devamını gör...

robnaja'nin su taniminda #360674 bahsettigi gibi mutlu iliskiye ilk etken mutlu bireylerdir. sonrasindaki etken ise, karsilikli uyum ve denkliktir yani bence...

iliskileri olusturan temel dinamiklerin bireylerin sahip oldugu karsilikli sevgi ve saygi oldugunu dusunuruz hep. hatta hadi buna karsilikli cinsel cekimi de ekleyelim. ciftler birbirini seviyorsa, karsilik saygi ve guven de varsa her sey sut liman olur diye biliriz hep oyle degil mi? peki oyle mi? aslinda o is hic oyle degil...

iliskinin gorunmeyen aslinda zaman gectikce gorunen en temel gizli dinamigi uyumdur. hatta denkliktir. yasam tarziniz da, dusunceleriniz de, sahip oldugunuz imkanlariniz da, hatta ve hatta zevkleriniz, ilgi alanlariniz da uyum yoksa olmaz. "sevgi her seyin ustundedir, karsilik bir orta yol her daim bulunur" demeyin. surekli bir orta yol bulma cabasi da iliskiyi yorar. evde takilmayi seven biriyle disarida aktivite yapmak zordur yada gezmeyi seven birini evde tutmak zordur. kitap okumayi seven biriyle film izlemek de zordur yada film izlemeyi seven birinin eline kitap tutusturup kitap okutmak da zor. bakin muzik zevkinden hic bahsetmiyorum bile. klasik muzik seven birine metal muzik dinletmek tamamiyla is ken ce!.. lafin kisasi uyum guzeldir, uyum iyidir. uyum ayni pencereden bakip, ayni manzarayi gormenizi dolayisiyla ayni lezzeti almanizi saglar. lezzetlerden de ortak haz alinirsa ciftler mutlu olur hatta ve hatta baglari kuvvetlenir. uyumun olmadigi yerde iliskiler genellikle tek tarafli yasanir. ortak baglari olmaz. ıki taraftan biri kendi tarzina illaki yonelir. biri disariya tek basina cikmaya baslar, oteki kendini odasina kapatip kitabini okur. biri de en sevdigi metal parcalarini, kulakligini takarak dinler. uzgunum ama gidisat hep boyledir hic sasmaz.
devamını gör...

çok kez karşılaştığım durumdur.gariban anacığım beni yakışıklı oğlum diye seviyor,seviyor.ben bi özgüvenle doluyorum,anlatamam.sonra ayna karşısına geçiyorum. bi bakıyorum ki kendimden tiksiniyorum.ilerde evlenir de baba olursam,çocuğumda benim gibi olursa ona bunu düzgün bi şekilde anlatacağım ve tipin,yakışıklılığın bu kadar önemli olmadığını anlamasını sağlayacağım.
devamını gör...

yeni türkü grubunun "yağmurun elleri" şarkısında geçen söz. amerikalı şair e. e. cummings'in şiirinden alınmıştır. "nobody, not even the rain has such small hands."
şiirin adı "somewhere i have never travelled,gladly beyond"
devamını gör...

sene, bir sene işte.*. o zaman yolyola.com diye bir yolculuk sitesi vardı. ben de yaz tatilim için yalnız olarak arabamla gidiyordum.
neyse bu siteye yolculuk ilanı verdim. 1 hafta kala verdiğim ilana bir kaç saat sonra 3 kişi başvuruda bulundu.
neyse yolculuk günü geldi gece saat 22:00 civarı buluştuk ve yola çıktık. istanbul'dan kaş'a gidiyorduk. arkadaşları fethiye'de bırakacaktım.
'' en azından biriniz uyanık kalın lütfen '' uyarıma rağmen bursa'yı geçer geçmez hepsi sızdı. *
tabi ben sürüyorum ama bir yandan da işkilleniyorum, '' ya ben de uyursam ''. derken bir şekilde muğla'ya vardık tek parça halinde.
arkadaşların üniversite öğrencisi olduğu belliydi.
güzel bir kahvaltı ısmarladım, çayımızı kahvemizi içtik gökova körfezi manzarası eşliğinde.
sonra tekrar ilerlemeye başladık ve fethiye'de bıraktım arkadaşları. o gün bu gün ara sıra birbirimizi ararız sorarız.
benim için hayatımın en keyifli yolculuğu diyebilirim.
devamını gör...

kesinlikle avcılıktır.

karnı açken hala cinsel ilişki düşünen adama direkt ben kadın ayarlarım. takdiri hak ediyordur çünkü o adam. o libidoyla mamuta bile hallenebilirdi böyle bir adam.

kaldı ki insanların tarıma geçmesi bile tamamen tesadüf eseri "anaa tohum diye bir şey varmış lan, ekiyorsun yine bitki çıkıyor" şeklindeki gözleminden sonra olmuştur. yoksa hayvan peşinde gezip duracaktık.

şimdi diyeceksiniz ki, "kadın adamın avından pay almak için kendini satarsa ne olacak?"

yine avcılık birinci sırada oluyor, fahişelik ikinci sırada oluyor.
devamını gör...

(bkz: david tennant) ve (bkz: michael sheen) başta olmak üzere güçlü bir kadroya sahip mini dizi. dizinin yapımcısı (bkz: neil gaiman), aynı isimli kitabın iki yazarından biri. kendisini ‘american gods’ ve ‘sandman’ serisinden hatırlayabilirsiniz.
oyunculuklar çok iyi, özellikle başroller. senaryo olarak kendini izletiyor. sadece son bölümlerin birinde çok çocuksulaştığını düşünüyorum. onun dışında çok tatlış , bir çırpıda bitebilen bi dizi.
ayrıca ilk çıktığında bazı hristiyan topluluklar satanizmi yaygınlaştırmaya çalıştığı gerekçesiyle netflix’ten dizinin iptalini talep etmişlerdi. komik olan ise dizinin netflix’ten bağımsız amazon&bbc yapımı olmasıydı.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim