aşk;
birine sarılma, onunla aynı yerde olma özlemidir.
onu kucaklayarak tüm dünyayı dışarda bırakma arzusudur.
insanın ruhuna güvenli bir liman bulma özlemidir.

orhan pamuk
devamını gör...

ne için utandığına göre değişiklik yaratacak bir durumdur. eğer ailesinde tacizci, tecavüzcü, katil varsa bence gayet mümkün olabilir ve bu yüzden utanan kişiyi suçlamakta çok doğru olmaz bence.
devamını gör...

naiplik devri* ve edward devri* arasında ki dönemdir.

büyük britanya sanayi devriminin yükselişi ve britanya imparatorluğu'nun zirvesi olarak kabul edilen, kraliçe victoria*nın hüküm sürdüğü 1837 ile 1901 yılları arasında ki dönemdir.

sanayi devrimiyle birlikte gündeme gelen emek sömürüsü ve işçi hakları, örgün eğitim kurumları, köleliğin kaldırılması gibi önemli tarihsel dönüşümler bu dönemde ortaya çıkmıştır.
devamını gör...

quae nocent docent. - yaralayan şeyler öğreticidir.
devamını gör...

haribo ayısının jelibon denen naylonumsu şeyi evire çevire döverek kazanacağı versus.

(bkz: ayı gücü)
devamını gör...

oh!.. sonunda ışıklar bir bir sönüyor. etrafı kaplayan suni aydınlık azaldıkça ruhumda bir ışık beliriyor yavaş yavaş. yoksa siz? yoksa siz mankenlerin bir ruhu olduğunu bilmiyor musunuz? gerçi doğru nereden bileceksiniz ki...
etraftaki ayak sesleri de iyice azaldı. son tıkırtı... evet, şimdi kepenk de indi. biz bizeyiz. yeniden. özgür. ahhh, kollarım! bütün gün biri aşağıya biri de yukarıya doğru bakıyor, sanki bir davet hareketi gibi. sanki 'gel. ', 'gel, içeriye doğru gel.' mesajı taşır gibi. gerçekten bunun etkili olabileceğini düşünen var mı? ya da her sabah tozlarımızı alıp haftada bir üzerimize yeni kombinleri geçiren kadının, bizi değil de bütünleşmiş olan kıyafetlerden başka bir şeyi, önemsememesinin sebebi mi? emin olamıyorum.
neyse neyse bütün gün çok yoruldum. şimdi bunları düşünmenin sırası değil. kulaklarım da yorgun. sabahtan akşama dek popüler olduğu için tıngır mıngır ritimler ile anlamsız kafiyeli sözlerin tekrarlandığı hiçbir şey anlatmayan müzikler içimi darlıyor. biraz daha isyankar bir şeyin sırası. görülmeyenleri gören insanların müziğini seviyorum ben. ne diyorlardı? meselesi olan şeyler. belki "sanane" ya da "ünzile". ama yok bu akşam içimden çocuk kadınlara kederlenmek gelmiyor. bu akşam ruhum onu kaldıramaz. o zaman... o zaman "sanane" olsun.
nereden mi biliyorum bu şarkıyı? siz bilmezsiniz tabii, eskiden daha böyle çıtır bir mankenken o kliptekilerden biri, bendim. ne mi yapıyorum klipte? her zamanki işim işte dikiliyorum üzerimdeki kırmızı elbisemle, bence çok da zarif duruyorum. hatta şarkının öyküsünü bile biliyorum. karsu'dan duydum, evet ilk ağızdan. o şimdi türkiye'de büyümemiş ya buradaki örf ve adetlerin bir kısmını, biraz da yaşarken deneyimlediği bazı kısıtlamalara isyan etmek için yazmış. ney? neden bilmeyecek mişim ki? insanların arasında dolaşmıyor oluşum, onları anlamama engel mi? ohooo.... siz bütün gün görmez gözlerle etrafa bakarken ben de sizleri izliyorum.
mesela geçen gün bir çift geldi. böyle beyaz tenli, kısacık kıvırcık saçlı, ışıltılı gözlerle bakan bir genç kadın yanında da yakışıklı bir genç adam. bana doğru yaklaştılar. ben de içimden diyorum ki "ya ne güzel bir çift." imrenmedim desem, yalan. ama burada böyle bir şans yok, sadece kadın kıyafetleri satan bir mağaza. dolayısıyla erkek manken de yok. offf! neyse konuyu dağıtmak üzereyim. ne diyordum? hah, tamam. bana doğru yaklaştılar. biraz daha yaklaştılar, bu kez konuşmalarını duyuyordum.

- şu kırmızı mini etek, sanırım bu aradığım. çok güzel değil mi aşkım?
- kızım saçmalama sokakta bunu giyersen ya ben katil olurum ya da sen... tövbe, tövbe...

kadının elinden çekeleyip biraz ilerideki bir kıyafete doğru yöneldi. artık duymuyordum. iyi ki de duymuyordum. bazen bazı insanları omuzlarından tutup sarsasım geliyor. kendine gel diyerek uzun uzun sarsmak. belki sarsıntıyla beraber baskıcı, aşağılayıcı, incitici düşüncelerini ya da söylemlerini kafalarından atabilirim gibi geliyor. sahi yapabilir miyim? kökleri ne kadar derine iniyor acaba. yani insanlar hep mi böyleydi?
hayır, tabii ki bu kadarını görmedim sadece. her gün yaklaşık 12 saat gözlem yapabiliyorum. sabahın erken saatlerinde içeriye doluşan bir sürü insan. gün içinde azalıp çoğaldığı da oluyor ama sanırım herkesin hep, hep yeni bir giysiye ihtiyacı var. neyse geçen gün minik bir kız çocuğu geldi yanıma. bakın öyle tatlıydı ki... bıcır bıcır, şarkılar söyledi bana; dans etti elimden tutup. annesinin alışverişi uzayınca da anlatmaya başladı. sanırım çocuklar ruhumu görebiliyor. hissediyorum.

dedi ki:
- çok sıkıldım. kaç saattir buradayız. annem de bir bitiremedi alışverişi. zaten işi gücü alışverişmiş, babam öyle diyor. babam, eve gidince yine surat asacak. böyle günleri sevmiyorum. onlar bağırıştıkça ellerimle kulaklarımı tıkıyorum, şarkı söylüyorum. yine de duyuyorum. babam işten eve yorgun argın geliyormuş, doğru düzgün bir yemek koyanı bile yokmuş. oysa annem de işten eve yorgun argın geliyor!
ben biraz daha büyüyeyim o zaman yemekleri yaparım, kimse de kavga etmez. hem mutlu olduklarında çok seviniyorum biliyor musun? hep beraber geziyoruz, benimle oyunlar da oynuyorlar. işte ben yemekleri yapınca da her gün birlikte mutlu oluruz.

o an, konuşabilmeyi çok istedim. üzülme çocuk bunlar senin suçun değil, mesele yemek de değil. mesele birinin birini beslemesi bile değil, demek istedim. yapamadım. umarım biri anlatır. konuşabilen biri...

ahhh. yine aklımda meseleler. evet mankenlerin bile meseleleri var. yani farkındayız her şeyin. birilerinin kadınlara dayattıklarının... tek farkımız susuyoruz. konuşamıyoruz.
ne? nasıl? insanlar da mı konuşmuyor bu konuyu? nasıl yani kadınlara baskı yapılırken, şiddet uygulanırken başka kadınlar ve erkekler susuyor mu?
!..
devamını gör...

burçlara inanmıyorum fakat akrep burcu için mutluluk var deniyor.
hadi bakalım güldür beni mayıs ayı, göster marifetlerini, öyle bir güldür ki alnından öpeyim, sarıp sarmalayayım seni. *
(evrene mesaj işleri falan)
devamını gör...

"gericilik" anlamına gelen kelimedir. sığınma anlamına gelen "iltica" ile karıştırılmamalıdır.
devamını gör...

daha çok "akp" kısaltması ile bilinen bir parti. adalet ve kalkınma partisi olduğunu yeni öğrenen bir ben miyim yahu?* bende açılımı şöyle sanıyordum, buyrun.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

aşık olabileceğim biriyle karşılaşmamış olmam. bir de ask yanıtlıyor dostlar. aşka kanmayın.
devamını gör...

elbet bir gün tası tarağı toplayıp gidip yerleşeceğim şehirdir. iç taraflarda insanları havası gibi sıcak, naif ve içtendir.
tatil bölgesi olarak çok tercih edilen ilçelere sahip olmasıyla beraberde turizim açısından önemli yere sahiptir.
herkesin gittiği plajlardansa kuytu, sakin koylar ve plajlar daha da çok sevmeme sebep olmuştur.

--! spoiler !--

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

--! spoiler !--
devamını gör...

"çivi fısıldıyor bana: kalbini del, çıkacak azıcık kan seni ürkütmemeli."
devamını gör...

gon freecss ve killua zoldyck adındaki iki arkadaşın avcı olmak için girdikleri sınavda tanışmasıyla başlayan ve birlikte atıldıkları maceraları konu alan sürükleyici anime. ana karakterleri çocuk olmasına rağmen kesinlikle çocukça bir anime değil.

günün birinde kendisi öldürebilsin diye insanların hayatta kalmalarına izin veren ve pedofili eğilimleri bulunan bir güçseksüelin; bir kardeşini kendi istekleri doğrultusunda kontrol etmeye, bir diğer kardeşini öldürmeye çalışan bir suikastçının; vizyonunu henüz anlayamamış olduğum, sırf keyfi için koca bir kabileyi katlettiren ve diğer nen kullanıcılarının yeteneklerini çalan bir çete liderinin olduğu anime ne kadar çocukça olabilir?

özellikle the chimera ant arc' ında yaşananlar da seriyi daha farklı* bir boyuta taşıdı.

gon' un kite' ın öldüğünü anladığı an, kite' ın öldüğü sahneden bile daha fazla içimi acıtmıştı. gon' un yaşadığı hayal kırıklığını ve suçluluğu iliklerime kadar hissetmiştim. o sıcakkanlı ve iyimserlik abidesi gon' un, kendi ölümüyle sonuçlanabileceğini umursamaksızın tüm nefretini pitou' nun üzerine kusmasını izlerken bu seri nereye gidiyor diye sorgulamıştım. tam da serideki favori karakterimi buldum derken kite' ın ölümü zaten büyük hayal kırıklığı olmuştu.*
devamını gör...

sınavlar kaldırılsın hiçbir gerçekliği olmayan bir siyasi manevradır.
bir kere burada yerleştirmenin ne şekilde yapılacağı söz konusudur.
kpss’ye birçok kez girmiş ve en sonunda kazanmış biri olarak şükrettiğim konu hiç olmazsa‘mülakat’ adı altında bir saçmalığa tabi tutulmamış olmamdır.

buradan hatırlayabiliriz
bir öğretmen arkadaşımın eşi, memleketi ve sanırım gümüş yüzüğü dolayısıyla takdir toplamış ‘tam da sizin gibi bir öğretmen arıyoruz ‘ denmiş tek bir soru bile sorulmadan, genel sınavda aldığı not 60 civarı olduğu halde mülakattan geçer almıştır. ( bu arada kurulun yanıldığı bir şey vardır; adamcağız ideoloji açısından kurulla hiç uymamaktadır ve kurulun yaptığını serbestçe her yerde anlatır. atamasını da istememiştir)
işte böyle garabet haller yaşarken nasıl bir de sınavsız sisteme geçeceğiz?
ya sınavlar, onlar çok mu güvenli?
elbette ösym’nin kalemlere yazdığı o slogana inanmıyoruz ‘emeğiniz emanetimizdir’ (!)
*bu emanet hakkında tez zamanda da kendi yaşadıklarımı yazacağım.
devamını gör...

hem nicki hem yazdıkları ile tebessüm ettiren, takip edilesi yazar. * * * *
devamını gör...

neyse ki bizde ayaklanmayı engelleyen bir unsur var, ekmek! bunaldın mı? daraldın mı? koy poşete bir ekmek çık gez. son yasak bükücü.
devamını gör...

o bizim kavuşmalarımız a yarim, mahşere kaldı.
devamını gör...

kova ve tasla rahat eden kişidir. kişisel seçimdir, geri kalmışlıkla ilgisi yoktur.
en son adalarda butik otelde duşta kurna ve tası görünce nostalji yapmıştım kurna ve tas ikilisinin kova ve tas ikilisinden farklı olduğunu düşünmüyorum.
astım gibi nefes alma problemi olan kişilerin kullandığı yöntemdir. sıcak duşta buharlaşmanın yüksek olması oksijen oranını düşürdüğü için kova ve tas kullanırlar.
bebekleri yıkarken bebek küveti olmayan kişiler mecburen leğen, kova ve tas kullanırlar.
kedi ve köpekleri yıkarken duşta kova ve tas ikilisi onlar için daha az streslidir.
devamını gör...

çelik - hercai
gülşen - be adam
emel müftüoğlu - hovarda
devamını gör...

yatağımın ömrü. bugün de eskittik yatağımızı.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim