ekşi sözlük
bir zamanlar öğretmenler ve öğrenciler başta olmak üzere her meslekten insanların bilgi paylaşımında bulunduğu "kutsal bilgi kaynağı" idi. güzel dostluklar kuruldu ekşi sözlükte...sosyal medyanın güvenilir haber kaynağı idi...ekşiye alternatif birçok sözlük kuruldu ama hiçbiri ekşinin yerini alamadı...ne var ki son aylarda moderasyon var mı yok mu belli değil... troller cirit atıyor...küfür, hakaret, nefret dolu paylaşımlar çok fazla...bu yaşam formlarını engelle, başlıklarını engelle, şikayet et, bir müddet sonra yoruluyor insan...sözlüğün kalitesi giderek düşüyor...kaliteli yazarlar kendimiz gibi yazarların bulunduğu sözlüklere de bir bakalım derdinde...şu anda "kafa sözlük" bu yazarların favori mekanı...ekşi sözlüğün moderasyonu yapılan eleştirileri umursamazsa kendi bilir...sözlükleri kaliteli sözlük yapan iyi yazarlar ve gereğini yapan moderasyondur...ekşi sözlük çınar ağacıdır ama o ağacın içini şimdi kurtlar kemiriyor... o kurtlar görmezden gelinirse çınar ağacı devrilir.
devamını gör...
çay
insan her gün süt içmez, ayran içmez, kola içmez, gazoz içmez, şalgam, meyve suyu bilumum meşrubat içmez. ama bir gün bile çaysız duramaz . o derece tılsımlı bir içecek.
en iyi sohbet aracıdır. içilecek çayın miktarı sohbeti derinleştiriyor. karşılıklı ikişer bardak çayda 15 dakikalık kaliteli bir iletişim gerçekleştirilebilir.
çay, barış ve dostluk içeceğidir. türkler, çay ile tanıştıktan sonra neredeyse kırk yıllık hatırı olan kahvenin pabucunu dama attı. ikisinden de istifade etmek, ikisini de içmek gerekir, daha doğrusu ikisinin de gönlünü almak en münasip olanı.
çay, hareket halinde, yürürken, koşarken, iş yaparken değil, oturur vaziyette sakince içilmelidir. çayın sohbeti başkadır. sıcak çay, insanın içini ısıtırken, çay kaşığının şıngırtısı da ruhunu ısıtır. arada sırada zihin açar, lafı açar, bazen de uyku açar. bazıları da uyuyabilmek için çay içerler.
birinci dünya savaşı sonrası kahve ihracatçısı olan ülke yemen'in elden çıkmasıyla, kahve ithalatı pahalıya mal olmuş. başka çare düşünülerek en sonunda 1924 yılında çıkarılan kanunla, rize'de çay yetiştirilmesi hususunda karar alınmış. 1930 yılında gürcistan' dan 70 ton çay tohumu alınıp rize topraklarına ekilmiş. böylelikle çayın türkiye'de tanınma ve yayılma macerası başlamış oldu.
en iyi sohbet aracıdır. içilecek çayın miktarı sohbeti derinleştiriyor. karşılıklı ikişer bardak çayda 15 dakikalık kaliteli bir iletişim gerçekleştirilebilir.
çay, barış ve dostluk içeceğidir. türkler, çay ile tanıştıktan sonra neredeyse kırk yıllık hatırı olan kahvenin pabucunu dama attı. ikisinden de istifade etmek, ikisini de içmek gerekir, daha doğrusu ikisinin de gönlünü almak en münasip olanı.
çay, hareket halinde, yürürken, koşarken, iş yaparken değil, oturur vaziyette sakince içilmelidir. çayın sohbeti başkadır. sıcak çay, insanın içini ısıtırken, çay kaşığının şıngırtısı da ruhunu ısıtır. arada sırada zihin açar, lafı açar, bazen de uyku açar. bazıları da uyuyabilmek için çay içerler.
birinci dünya savaşı sonrası kahve ihracatçısı olan ülke yemen'in elden çıkmasıyla, kahve ithalatı pahalıya mal olmuş. başka çare düşünülerek en sonunda 1924 yılında çıkarılan kanunla, rize'de çay yetiştirilmesi hususunda karar alınmış. 1930 yılında gürcistan' dan 70 ton çay tohumu alınıp rize topraklarına ekilmiş. böylelikle çayın türkiye'de tanınma ve yayılma macerası başlamış oldu.
devamını gör...
pandemi döneminde stajını online yapanlar
abi beşte uyuyup 9 da 30 tane bücüre ders anlatmak için uyanıyorum. tavsiyem yapmayın. allahın belası bir durum. her şey sıkıntı oluyor.
devamını gör...
türkiye'de yaşamaktan nefret etme sebepleri
bu coğrafyanın insanı.
islamcısından sekülerine, osmanlıcısından atatürkçüsüne, türkünden kürtüne, ateistinden dincisine, alevisinden sünnisine kadar fark etmeksizin ortak bir protip.
önemli olan hangi görüşe sahip olduğu değildir.
kendi fikri dışındakine saygı göstermeye tenezzül etmez, inandığı ve savunduğu şeyi kendine neredeyse tanrı bellemiştir. eleştirilmez, sorgulanmaz ve kutsaldır.
linç kültürü yaygındır, demokrasiden ve insan haklarından bihaberdir. "oh olsun" kafasında yaşadığı için hak-hukuk gibi kavramlara uzaktır. onun gözünde cahil olmanız birkaç kelimenize bakar, işin gerçeği en akıllısı odur.
bu prototip değişmedikçe ne ülke değişir, ne sistem ne de düzen. nasılsanız öyle yönetilirsiniz, iğneyi de çuvaldızı da herkes kendine batırmalıdır.
islamcısından sekülerine, osmanlıcısından atatürkçüsüne, türkünden kürtüne, ateistinden dincisine, alevisinden sünnisine kadar fark etmeksizin ortak bir protip.
önemli olan hangi görüşe sahip olduğu değildir.
kendi fikri dışındakine saygı göstermeye tenezzül etmez, inandığı ve savunduğu şeyi kendine neredeyse tanrı bellemiştir. eleştirilmez, sorgulanmaz ve kutsaldır.
linç kültürü yaygındır, demokrasiden ve insan haklarından bihaberdir. "oh olsun" kafasında yaşadığı için hak-hukuk gibi kavramlara uzaktır. onun gözünde cahil olmanız birkaç kelimenize bakar, işin gerçeği en akıllısı odur.
bu prototip değişmedikçe ne ülke değişir, ne sistem ne de düzen. nasılsanız öyle yönetilirsiniz, iğneyi de çuvaldızı da herkes kendine batırmalıdır.
devamını gör...
girift radyo yayını
aykut her ne yapıyorsan benimle olan yayında da yapsana karşim. ses sorunu var yazmaya gelmiştim ama yok!
devamını gör...
normal sözlük için öneriler
ekşişeyler gibi bir blogun oluşturulması ve kafasözlük yazarlarının bilgi birikimlerinin internete açılması. bedava içerik üretiyorum burada size, üç-beş-sekiz beğeniye çalışıyoz valla.
devamını gör...
dinlenme tesisinde çayların ya çok sıcak ya çok soğuk olması
demlenmekten pekmez gibi olmuştur.
devamını gör...
dede yadigarı olup hala saklanan şeyler
ölmeden hemen öncesinde içini şekerle doldurup gönderdiği plastik bardak.
çocuktum, mutlu etmek için düşünüp göndermiş, bir kaç gün sonra öldüğünü öğrenmiştim.
evde birileri görünce tuhaf tuhaf bakıyor bardağa, plastik eski bardağın bu köşede ne işi var dermişçesine ama orda çocukluğum var, idolüm var, peşinde kuyruk olup beraber istanbul’u talan ettiğimiz adamın dokunuşu var.
çocuktum, mutlu etmek için düşünüp göndermiş, bir kaç gün sonra öldüğünü öğrenmiştim.
evde birileri görünce tuhaf tuhaf bakıyor bardağa, plastik eski bardağın bu köşede ne işi var dermişçesine ama orda çocukluğum var, idolüm var, peşinde kuyruk olup beraber istanbul’u talan ettiğimiz adamın dokunuşu var.
devamını gör...
trafikte gitmekle gitmemek arasında olan sürücüler
(bkz: insanı kararsızlık öldürür)
bugün başıma geldi. parktan çıkarken yan taraftaki kaldırımda hamile bir kadın benim çıkmamı bekledi, bense onun geçmesini. kör noktamda durduğu için hareket edip etmediğini göremedim ve üç dakika falan birbirimizi bekledikten sonra çıktım yavaşça. birbirimize gülümsedik ama stress oldum ister, istemez.
bugün başıma geldi. parktan çıkarken yan taraftaki kaldırımda hamile bir kadın benim çıkmamı bekledi, bense onun geçmesini. kör noktamda durduğu için hareket edip etmediğini göremedim ve üç dakika falan birbirimizi bekledikten sonra çıktım yavaşça. birbirimize gülümsedik ama stress oldum ister, istemez.
devamını gör...
sözlük yazarlarının yaşları
kimlikte y kuşağı, ruhen x kuşağı.
devamını gör...
normal sözlük fenomeni olacağını düşündüğünüz yazarlar
fenomen olmaya ne meraklısınız be kardeşim. bırakın şu egonuzu azcık kenara.
devamını gör...
sevilmeyen başlıklar
mahrem, sulu, laubali, vıcık vıcık başlıklar.
(bkz: sevmediğim tanımlar) kadar sevmem onları.
(bkz: sevmediğim tanımlar) kadar sevmem onları.
devamını gör...
futbolu bırakmasına en çok üzüldüğünüz futbolcu
ilhan mansız.
devamını gör...
geceye bir şiir bırak
biz dünyadan gider olduk
kalanlara selam olsun
ama hep böyle gidecekse bu dünya
kalanlara haram olsun.
bedri rahmi eyüboğlu
kalanlara selam olsun
ama hep böyle gidecekse bu dünya
kalanlara haram olsun.
bedri rahmi eyüboğlu
devamını gör...
sevilen şiirin en vurucu dizeleri
zulümler yağmur gibi yağmaya başlayınca
"dur!" diyen olmaz artık,
cinayetler üst üste yığılmaya başlayınca görülmez oluverirler.
çekilen acılar dayanılmaz olunca duyulmaz hiçbir çığlık.
çığlıklar da yaz yağmuru gibi yağar.
(bkz: bertolt brecht)
"dur!" diyen olmaz artık,
cinayetler üst üste yığılmaya başlayınca görülmez oluverirler.
çekilen acılar dayanılmaz olunca duyulmaz hiçbir çığlık.
çığlıklar da yaz yağmuru gibi yağar.
(bkz: bertolt brecht)
devamını gör...
cahit zarifoğlu sözleri
"çiçek tozu üstümüz başımız... bak sen geldin."
...
"der misin ki bir gün, inşallah çok bekletmedim seni."8
...
". bazen birdenbire aklıma geliyorsun öyle olsun istemiyorum kasıtlı düşünmek istiyorum seni. "
...
"sevmek de yorulur."
...
"der misin ki bir gün, inşallah çok bekletmedim seni."8
...
". bazen birdenbire aklıma geliyorsun öyle olsun istemiyorum kasıtlı düşünmek istiyorum seni. "
...
"sevmek de yorulur."
devamını gör...
zhongguo gudai shehui yanjiu
erken dönem eserlerinde ve şiirlerinde sıklıkla percy bysshe shelley ve rabindranath tagore izleri görünse bile daha sonra bireyci sanat anlayışını terk ettiğini açıklayan çinli yazar guo moruo'nun yazılarındaki romantizmden arınıp 'sosyalist edebiyat' anlayışına bürünmesinin yan ürünü olan eserlerden bir diğeri. eserin adını antik çin toplumları üzerine araştırmalar olarak çevirebiliriz sanıyorum.* moruo, çin'in ilk yönetici hanedanlığı olarak kabul edilen ve tarıma dayalı bir sistem üzerinden ilerleyen - siyasette durum biraz daha farklıydı, daha çok hanedanın başındaki kişi hanedanlığa bağlı her kabileden bir kişi ile evlenerek bağlılık kazanmaya çalışıyordu fakat okuyalı 5000 yıl falan geçtiği için yanlış hatırlıyor da olabilirim*- shang hanedanlığını ilkel bir toplum, bir klan toplumu -ki bu teknik olarak hatalı bir yaklaşımdır- olarak tanımlar. batı zhou hanedanlığı ile doğu zhou hanedanlığı arasında basit bir karşılaştırma yaparak batı zhou hanedanlığının kölelikten güç alan bir toplum olduğunu; doğu zhou hanedanlığının ise köleliğin çöküşü ile yükselen feodal bir toplum olduğunun vurgusunu yapar.
marksist tarih yazımında bir dönüm noktası -en azından çin için konuşursak- kabul edilen eser daha sonra moruo'nun yazdığı shi pipan shu'da - 10 bildiri veya 10 eleştiri olarak çevrilebilir sanıyorum*- kendisi tarafından topa tutulmuştur. ilkel olarak gördüğü ve eleştirdiği shang hanedanlığının tarım sistemini hafife aldığından söz eder ve doğu zhou hanedanlığı hakkındaki gelişmeleri abartı bir biçimde yorumladığını yazar. ki bu noktada well-field sistemi hakkında da ufak bir metin var, benim aşırı ilgimi çektiği için not düşeceğim fakat well-field sisteminin adı için çok uygun bir çeviri bulamadım çünkü çok yetersiz kalıyor -ki zaten türkçe çevirisi var ise bir portakal uzaktayım-o yüzden sistemi basitçe açıklamak gerekirse; 9 parçaya bölünen kare arazinin 3 sıra halinde bulunan 8 tanesi halk; ortada kalan 9. bölüm ise hükümet için ayrılıyor ve 8 aile bu kamusal alanı beraber işletiyor. tam anlatamadığımı düşünmek ile beraber basit açıklaması en azından bu.
marksist tarih yazımında bir dönüm noktası -en azından çin için konuşursak- kabul edilen eser daha sonra moruo'nun yazdığı shi pipan shu'da - 10 bildiri veya 10 eleştiri olarak çevrilebilir sanıyorum*- kendisi tarafından topa tutulmuştur. ilkel olarak gördüğü ve eleştirdiği shang hanedanlığının tarım sistemini hafife aldığından söz eder ve doğu zhou hanedanlığı hakkındaki gelişmeleri abartı bir biçimde yorumladığını yazar. ki bu noktada well-field sistemi hakkında da ufak bir metin var, benim aşırı ilgimi çektiği için not düşeceğim fakat well-field sisteminin adı için çok uygun bir çeviri bulamadım çünkü çok yetersiz kalıyor -ki zaten türkçe çevirisi var ise bir portakal uzaktayım-o yüzden sistemi basitçe açıklamak gerekirse; 9 parçaya bölünen kare arazinin 3 sıra halinde bulunan 8 tanesi halk; ortada kalan 9. bölüm ise hükümet için ayrılıyor ve 8 aile bu kamusal alanı beraber işletiyor. tam anlatamadığımı düşünmek ile beraber basit açıklaması en azından bu.
devamını gör...


