sözlükte canlılık yok diye trolleri ölümüne savunmak
kar amacı gütmeyen bir platformda, bilakis bir trollün yönetim tarafından 'ölümüne savunulması' söz konusu değil. kulağa da pek mantıklı gelmiyor.
bir kural listemiz mevcut, moderasyon keyfine göre değil kurallara göre işlem sağlamakta.
sözlükten x gidecek, y kişisi uzaklaşacak diye hamle yapamayız.
dileyen, dilediği sözlükte yazabilir.
bir kural listemiz mevcut, moderasyon keyfine göre değil kurallara göre işlem sağlamakta.
sözlükten x gidecek, y kişisi uzaklaşacak diye hamle yapamayız.
dileyen, dilediği sözlükte yazabilir.
devamını gör...
üstat kadir mısıroğlu'na denk kemalist tarihçi olmaması
üstad değil üstat.
kadir mısırlıoğlu değil fesli kadir.
tarihçi değil vatan haini.
ee tartışılacak başlık kalmadı yani.
kadir mısırlıoğlu değil fesli kadir.
tarihçi değil vatan haini.
ee tartışılacak başlık kalmadı yani.
devamını gör...
gogol’un dar paltosu
kelimeler ve imgelerle dans eden yazar.
edit: palto*, tam bir yazar. birileriyle yaptığı günlük bir konuşma bile potansiyel bir edebiyat eseri. yani bakkaldan ekmek alsa, içinden öykü çıkarır. --->>#580170
edit: palto*, tam bir yazar. birileriyle yaptığı günlük bir konuşma bile potansiyel bir edebiyat eseri. yani bakkaldan ekmek alsa, içinden öykü çıkarır. --->>#580170
devamını gör...
ensest ilişki yaşama özgürlüğü
özgürlük veya üzerine iki kelam edilebilecek konu değildir. dikkat çekecem diye malzeme yapılan iğrenç bir eylemdir. ben mecbur muyum burada devamlı midemi bulandıran paylaşımlar görmeye? veya herkesin aklı selim mi? bu başlıklar kimlerde ne kafalar oluşturuyor ihtimaller silsilesi! benim yazdığım tanımda hak gibi eleştiri olduğunda forumsal diye silen, veya t*ş**k yazdığımda ikinci a ya yıldız koymadım diye % 51 sansür yok sildim diyen moderasyon bu burda böylece kalsın he mi? sizin ben alüminyumunuza koyayım! bunu da hakaret küfür diye silin hadi ama alüminyum sadece bir element, yerseniz!
haa bu tanım da silinirse eleştiriye katlanamadığınızın kanıtı olarak farklı şekle sokup başucu eseri yapacağım!
haa bu tanım da silinirse eleştiriye katlanamadığınızın kanıtı olarak farklı şekle sokup başucu eseri yapacağım!
devamını gör...
itirazım var
ihtiyaçtan fazla mal haramdır, hırsızlıktır… altın ve gümüş, yoksullar üzerinde hegemonya kurmak için kullanılıyor… infak edilmiyor… mülkte şirk koşuluyor… kırkta bir diye bir şey tutturulmuş gidiyor… komşusu açken tok yatmamak için zengin mahallelerine taşınanlar var… peki sokaktaki açtan, yoksuldan haberiniz var mı? bu dinin klasik fıkıh anlayışı, yeryüzünün sokaklarında aç gezen 1 milyar insan için ne diyor?
sistem eleştirisini farklı bir imam 'selman bulut' ile anlatmışlar.
film gerçekte suçlu veya masum kimdir sorusunu sordurttuyor. anlatımını çok beğendiğim zaten çok uyumlu olan ekip ile çekilmiş itirazımız varr naralarını attırmıştır. serkan keskin 'nin oyunculuğu benim gözümde bu filmle birlikte devleşdi diyebilirim.
gözlerini kapat, kalbini aç, aklını da bırak gitsin.
devamını gör...
musicbuddy
bu şarkı evin köşesinde duran, çok eski şeylerin bulunduğu bir sandığı çağrıştırıyor bana. neden diye sorma sözlük. hiç bir fikrim yok.
devamını gör...
the arrow of gold
modernizm'in önemli temsilcilerinden polon asıllı ingiliz yazar joseph conrad tarafından yazılmış olan roman. xix. yüzyılın ikinci yarısında, fransa'nın en ünlü liman kentlerinden biri olan marsilya'da geçer ana hikaye. la terza guerra carlista döneminde madrid dükü carlo maria di borbone-spagna'yı destekleyen karakter etrafında dönen ana hikaye, olayların da merkezinde olan gizemli ve belirsiz bir anlatıcı tarafından aktarılır. conrad'ın pek çok hikaye, öykü ve romanında -emperyalizm'e eleştiriler sunduğu heart of darkness, pişmanlığın insan üzerine etkisini muhteşem bir betimleme ile aktardığı lord jim, yarı-otobiyografik bir öykü olan ve marlow'un adının ilk kez resmi olarak geçtiği youth ve flora de barral gibi muhteşem bir karaktere sahip olan chance- olan okuyucunun karşısına çıkardığı yinelenen bir karakter olan denizci charles marlow, the arrow of gold'un belirsiz anlatıcısı olmaya çok uygun olsa da -ki düşünce biçimleri çok benzerdir- kesinliği çok belirsiz. bana kalırsa conrad yalnızca eski karakterlerine alışıldık bir bağlılık gösterdiğinden ötürü istemsizce bu belirsiz anlatıcı marlow'un izlerini taşıyordu ama marlow değildi. conrad'ın kendine has karmaşık bir sadeliğin* ürünü olan üslubu, bazen olaydan koparacak kadar abartılı olan betimlemeleri ile -ki bu yine de conrad'a özgü bir güzelliktir- gerçek anlamda okunması gerekenler listesinden başı çeken conrad eserlerinden biri. conrad'ın isimsiz lord için i. arbelaiz kontu tirso de olazábal'dan esinlenildiği de söylenmekte.
"it was a kind of deaf-and-dumb house. the black-and-white hall was empty and everything was perfectly still. blunt himself had no doubt gone away with his mother in the brougham, but as to the others, the dancing girls, therese, or anybody else that its walls may have contained, they might have been all murdering each other in perfect assurance that the house would not betray them by indulging in any unseemly murmurs. i emitted a low whistle which didn’t seem to travel in that peculiar atmosphere more than two feet away from my lips, but all the same rose came tripping down the stairs at once. with just a nod to my whisper: “take a fiacre,” she glided out and i shut the door noiselessly behind her." p.139
"i felt suddenly extremely exhausted, absolutely overcome with fatigue since i had moved; as if to sit on that pompeiian chair had been a task almost beyond human strength, a sort of labour that must end in collapse. i fought against it for a moment and then my resistance gave way. not all at once but as if yielding to an irresistible pressure (for i was not conscious of any irresistible attraction) i found myself with my head resting, with a weight i felt must be crushing, on doña rita’s shoulder which yet did not give way, did not flinch at all. a faint scent of violets filled the tragic emptiness of my head and it seemed impossible to me that i should not cry from sheer weakness. but i remained dry-eyed. i only felt myself slipping lower and lower and i caught her round the waist clinging to her not from any intention but purely by instinct. all that time she hadn’t stirred. there was only the slight movement of her breathing that showed her to be alive; and with closed eyes i imagined her to be lost in thought, removed by an incredible meditation while i clung to her, to an immense distance from the earth. the distance must have been immense because the silence was so perfect, the feeling as if of eternal stillness. i had a distinct impression of being in contact with an infinity that had the slightest possible rise and fall, was pervaded by a warm, delicate scent of violets and through which came a hand from somewhere to rest lightly on my head. presently my ear caught the faint and regular pulsation of her heart, firm and quick, infinitely touching in its persistent mystery, disclosing itself into my very ear—and my felicity became complete. ıt was a dreamlike state combined with a dreamlike sense of insecurity." p.156
"it was a kind of deaf-and-dumb house. the black-and-white hall was empty and everything was perfectly still. blunt himself had no doubt gone away with his mother in the brougham, but as to the others, the dancing girls, therese, or anybody else that its walls may have contained, they might have been all murdering each other in perfect assurance that the house would not betray them by indulging in any unseemly murmurs. i emitted a low whistle which didn’t seem to travel in that peculiar atmosphere more than two feet away from my lips, but all the same rose came tripping down the stairs at once. with just a nod to my whisper: “take a fiacre,” she glided out and i shut the door noiselessly behind her." p.139
"i felt suddenly extremely exhausted, absolutely overcome with fatigue since i had moved; as if to sit on that pompeiian chair had been a task almost beyond human strength, a sort of labour that must end in collapse. i fought against it for a moment and then my resistance gave way. not all at once but as if yielding to an irresistible pressure (for i was not conscious of any irresistible attraction) i found myself with my head resting, with a weight i felt must be crushing, on doña rita’s shoulder which yet did not give way, did not flinch at all. a faint scent of violets filled the tragic emptiness of my head and it seemed impossible to me that i should not cry from sheer weakness. but i remained dry-eyed. i only felt myself slipping lower and lower and i caught her round the waist clinging to her not from any intention but purely by instinct. all that time she hadn’t stirred. there was only the slight movement of her breathing that showed her to be alive; and with closed eyes i imagined her to be lost in thought, removed by an incredible meditation while i clung to her, to an immense distance from the earth. the distance must have been immense because the silence was so perfect, the feeling as if of eternal stillness. i had a distinct impression of being in contact with an infinity that had the slightest possible rise and fall, was pervaded by a warm, delicate scent of violets and through which came a hand from somewhere to rest lightly on my head. presently my ear caught the faint and regular pulsation of her heart, firm and quick, infinitely touching in its persistent mystery, disclosing itself into my very ear—and my felicity became complete. ıt was a dreamlike state combined with a dreamlike sense of insecurity." p.156
devamını gör...
lucius vorenus
mükemmel tanımlarını görüp derhal takibe aldığım yazar arkadaşımızdır kendileri.
nickaltını açmak da bana nasip olmuştur.
nice güzel tanımlara.
nickaltını açmak da bana nasip olmuştur.
nice güzel tanımlara.
devamını gör...
zeytindağı
milli eğitim bakanlığı'nın 100 temel eser listesinde yer alan, falih rıfkı atay' ın anı türündeki kitabıdır.
devamını gör...
1 ocak 2021 chp lideri kılıçdaroğlu'ndan başörtülü hakim açıklaması
bende pastafaryanizme inanıyorum başımın üstünde ketçaplı makarna var beğenmeyen duruşmalarıma gelmesin;yıl olmuş 2020 hala insanları giyinişine veya inancına göre yargılıyorsanız ortaçağla olan bağlantılarınızı sorgulayın derim. (sizler bu dünyanın insanı değilsiniz) kılıçdaroğluna katılıyorum.
devamını gör...
vak the rock
devamını gör...
ericsson gf 768
bu telefonun easter egg'ini vereyim de bi gün medeniyet çöker de dışarıda bir ericsson gf 768 bulursanız canınız sıkılmadan oynayabilin. köftehorlar sizi.
herhangi bir yere text yazarken yandaki ses açma kapama tuşlarından birine basıp hemen akabinde rakamlardan birine basarsanız normalde alfabesinde olmayan unicode karakterler çıkarabilirsiniz ekrana. her seferinde random çıkar.
tam listesini tabii ki hatırlamıyorum, manyağım da yani o kadar da değil.
ƀ ʀ ȩ falan gibi şeyler işte.
alın şimdi bu dünyanın en gereksiz bilgisiyle naparsanız yapın.
not: t10, t20 gibi aynı seriden diğer telefonlarda da işler.
herhangi bir yere text yazarken yandaki ses açma kapama tuşlarından birine basıp hemen akabinde rakamlardan birine basarsanız normalde alfabesinde olmayan unicode karakterler çıkarabilirsiniz ekrana. her seferinde random çıkar.
tam listesini tabii ki hatırlamıyorum, manyağım da yani o kadar da değil.
ƀ ʀ ȩ falan gibi şeyler işte.
alın şimdi bu dünyanın en gereksiz bilgisiyle naparsanız yapın.
not: t10, t20 gibi aynı seriden diğer telefonlarda da işler.
devamını gör...
maskesiz hayatın ilk günü yapılacaklar
maske takmaya devam ederim gibi geliyor... kolay kolay bırakamam.*
devamını gör...
martı
çehov'un finaliyle beni titrettiği kitaptır. yazmak, ün ve duygu 3 lüsü içinde sürüklenip giderken gerçekten yılanların öcü kitabından sonra tekrar bir finalden sonra tüylerim diken diken oldu. titredim. kesinlikle okuyun.
devamını gör...
suç olmadığı halde yaparken öyle hissettiren durumlar
mağazada kıyafet bakarken rafları bozmak. bütün baktığım kıyafetleri katlarım. asla raf ya da askı dağıtmam. çalışan emekçilerden utanırım. bir dakikalık bir işi yapabiliyorken yapmayıp bırakmak istemem.
bir de bina temizliği sırasında merdivenleri silen kişinin yaptığı işi berbat etmekten korkup ayakkabılarımın tabanını apartman paspasina kıvılcım çıkarana kadar sürterim. utanırım onun yaptığı işi gözünün içine baka baka bozmaktan.
bir de bina temizliği sırasında merdivenleri silen kişinin yaptığı işi berbat etmekten korkup ayakkabılarımın tabanını apartman paspasina kıvılcım çıkarana kadar sürterim. utanırım onun yaptığı işi gözünün içine baka baka bozmaktan.
devamını gör...
carl gustav jung
sigmund freud ile işbirliği yapan daha sonra,cinselliğin önemlilik derecesi üzerinde anlaşmazlığa düşerek ayrılmışlardır.
devamını gör...
orhan veli kanık
1914 yılında doğmuş bir '' garip '' şair adam. şiire kasket giydiren, onu sivilleştiren, sokağın dilini kendi diliyle birleştirip unutulmamayı başarmış ender insanlardan sadece biri. yaşamı da erken ölümü de hep sırlarla örülü, üzücü. kapanışı da kendisinin bir şiiriyle yapalım o halde.
şaheserim
âşık olduğum zamanlarda
şiir yazmak âdetim değildi.
halbuki asıl şaheserimi
onu en çok sevdiğimi
anladığım zaman yazdım.
onun için bu şiiri
ılk önce ona okuyacağım.
mehmet ali sel adıyla , ankara, eylül 1937.
şaheserim
âşık olduğum zamanlarda
şiir yazmak âdetim değildi.
halbuki asıl şaheserimi
onu en çok sevdiğimi
anladığım zaman yazdım.
onun için bu şiiri
ılk önce ona okuyacağım.
mehmet ali sel adıyla , ankara, eylül 1937.
devamını gör...
hurma ve deveyi kutsal sanan insan
neyi bekliyoruz
devamını gör...
pandemi
malum pandemi sürecinin etkileri insanımızı ister istemez olumsuz anlamda fazlasıyla etkiledi. kendimizi toplumdan soyutlama, sosyal izolasyon, yaz döneminden itibaren maruz kaldığımız sokağa çıkma yasakları ve akabinde gelen eksikliğini hissettiğimiz güneş ışığının bünyelerimize tesir edememesi bizleri bedenen ve ruhen fazlasıyla yormuş vaziyettte.
önceleri hafta içi rutini olan çalışan ve okullarına devam etmek zorunda olan insanımız için hafta sonunu iple çekme durumu, cuma günü mutlululuğu ya da pazar sendromu da bu süreçle birlikte kendini unutturmuş bir vaziyette. bazı değerleri de bu süreçte anlamış ve idrak edebilmiş de olduk ayrıca. insanlarla iç içe olmanın, toplu bir şekilde buluşup sohbet edip kafa dağıtmanın yok olduğu sadece telefonlar aracılığıyla görüntülü konuşmalara sığdırılmış hayatlar yaşar olduk.
sarılmanın kıymetini anladık mesela. bilimsel olarak da kanıtlanmış olan iki insanın birbirine sımsıkı sarılmasıyla oluşan pozitif enerji aktarımı da bu süreçle birlikte bir kenara bırakılmak zorunda kaldı. fakat özellikle hafta sonlarını ve sokağa çıkma yasaklarını kişisel gelişim anlamında iyi değerlendirmek adına bolca kitap okumak ve kişiyi geliştirmeye yönelik bazı aktiviteler yapmak elzem oldu.
pandemi sürecine bir de soğuk ve kasvetli havalar eklenince psikolojilerimizi sağlam tutmak her ne kadar zorlaşsa da bu süreci de lehimize çevirmek yine kendi ellerimizde. güzel alışkanlıklar edinip, bolca kitap okuyup, online kurslara yazılıp sertifika sahibi olmayı deneyebiliriz mesela. bu sürecin en kısa zamanda bitmesi herkesin arzusu. umarım en sağlıklı ve normal bir sosyal hayat yakındır bizlere. çünkü buna çok ihtiyacımız var.
önceleri hafta içi rutini olan çalışan ve okullarına devam etmek zorunda olan insanımız için hafta sonunu iple çekme durumu, cuma günü mutlululuğu ya da pazar sendromu da bu süreçle birlikte kendini unutturmuş bir vaziyette. bazı değerleri de bu süreçte anlamış ve idrak edebilmiş de olduk ayrıca. insanlarla iç içe olmanın, toplu bir şekilde buluşup sohbet edip kafa dağıtmanın yok olduğu sadece telefonlar aracılığıyla görüntülü konuşmalara sığdırılmış hayatlar yaşar olduk.
sarılmanın kıymetini anladık mesela. bilimsel olarak da kanıtlanmış olan iki insanın birbirine sımsıkı sarılmasıyla oluşan pozitif enerji aktarımı da bu süreçle birlikte bir kenara bırakılmak zorunda kaldı. fakat özellikle hafta sonlarını ve sokağa çıkma yasaklarını kişisel gelişim anlamında iyi değerlendirmek adına bolca kitap okumak ve kişiyi geliştirmeye yönelik bazı aktiviteler yapmak elzem oldu.
pandemi sürecine bir de soğuk ve kasvetli havalar eklenince psikolojilerimizi sağlam tutmak her ne kadar zorlaşsa da bu süreci de lehimize çevirmek yine kendi ellerimizde. güzel alışkanlıklar edinip, bolca kitap okuyup, online kurslara yazılıp sertifika sahibi olmayı deneyebiliriz mesela. bu sürecin en kısa zamanda bitmesi herkesin arzusu. umarım en sağlıklı ve normal bir sosyal hayat yakındır bizlere. çünkü buna çok ihtiyacımız var.
devamını gör...
siyasilerin unutulmayan sözleri
türkeş türk çocuğu, ecevit halk çocuğu, erbakan müslüman çocuğu da biz ............ çocuğu muyuz?
(bkz: süleyman demirel)
(bkz: süleyman demirel)
devamını gör...