cüneyt özdemir
bu videoyla beni çok üzen gazeteci.
devamını gör...
örnek vatandaş (yazar)
nickinin hakkını veren yazar.
devamını gör...
kitap kargosu açma heyecanı
çok heyecanlı oluyor. içim kıpır kıpır oluyor. yeni baskıdan çıkan bir sürü yepisyeni kitap kokusu.. terapi niteliğinde..
devamını gör...
tarihi şahsiyetler yazar olsa açacağı başlıklar
seyit onbaşı - 215 kilogramlık mermiyi kaldıramayan erkek
devamını gör...
milyonlarca kişi çocuk pornosu da izliyor
bakanımızın sedat peker videolarını izleyen insanlarımızı çocuk pornosu izleyenlerle kıyaslaması durumu. bu adam en son düşmanına karısının iç çamaşırları üzerinden saldırmıştı ve bu adam bu ülkenin bakanı ve yine bu adam ülkemizin en popüler insanlarından biri. utanıyorum....
devamını gör...
yazın
"yaz- " (eski türkçe "yas-": açmak, sermek) eyleminden evrilerek türetilmiş ve edebiyat ile anlamdaş sözcük.
devamını gör...
nickaltı edebiyatı
nickaltı: yazarları tanımladığımız başlık türü.
bence amacı söz konusu yazarı diğer sözlük yazarlarına ve okuyuculara tanıtmaktır.
işin içine tanımların güzelliği, yazarların iyi niyeti ve ikili ilişkiler girince tanımlama amacından farklı bir yöne sapabilir.
bu ise gayet normal bir durum. insanız nihayet.
normal olmayan bunun dozunun kasten aşılmasıdır. işte burada yazarların niyeti sorgulanabilir.
yalnız bu nickaltı başlıkları bazen yazarlar arasında çeşitli atışmalara sahne olabiliyor.
böyle durumlarda duygular ön plana çıktığından mevzu boyut değiştiriyor.
hatırlarsınız bal porsuğu'nun gidişi bunun en önemli örneklerinden.
işte bir yazar kafa iznine çıktığında veya döndüğünde de aynı durum söz konusu olabileceğinden,
(bkz: hoş geldin beş gittin niye gittin niye döndün) tarzında tanımlar yazılabiliyor. ki bence bu da normal bir durum.
nickaltı edebiyatı: hani derler ya 'edebiyat yapma'. işte o hesap. yani diyor ki: abartma!
iyi de edebiyat dediğimiz şey biraz da abartı değil mi? dur dur şöyle söyleyelim: mübalağa. şimdi oldu.
iş yine dozunu ayarlamakta bitiyor. elbet biraz abartı olacak. sonuçta etkileniyoruz yazarlarımızın tanımlarından.
gözlerimiz fal taşı gibi açılıyor. bir noktada diyoruz ki(en azından ben diyorum) nickaltı tanımı yapmanın vakti geldi.
burada yine ikili ilişkiler nickaltı tanımların girilme süresini kısaltabilir.
işte siz nickaltı tanımını üst seviyeye çıkarmak istiyorsanız yapmanız gereken şey nickaltı edebiyatıdır.
bu işi iyi yaparsanız tadından yenmez. yoksa zaten bir şeye benzemiyor.
yani nickaltı tanımı başka bir şey nickaltı edebiyatı başka bir şey.
bence amacı söz konusu yazarı diğer sözlük yazarlarına ve okuyuculara tanıtmaktır.
işin içine tanımların güzelliği, yazarların iyi niyeti ve ikili ilişkiler girince tanımlama amacından farklı bir yöne sapabilir.
bu ise gayet normal bir durum. insanız nihayet.
normal olmayan bunun dozunun kasten aşılmasıdır. işte burada yazarların niyeti sorgulanabilir.
yalnız bu nickaltı başlıkları bazen yazarlar arasında çeşitli atışmalara sahne olabiliyor.
böyle durumlarda duygular ön plana çıktığından mevzu boyut değiştiriyor.
hatırlarsınız bal porsuğu'nun gidişi bunun en önemli örneklerinden.
işte bir yazar kafa iznine çıktığında veya döndüğünde de aynı durum söz konusu olabileceğinden,
(bkz: hoş geldin beş gittin niye gittin niye döndün) tarzında tanımlar yazılabiliyor. ki bence bu da normal bir durum.
nickaltı edebiyatı: hani derler ya 'edebiyat yapma'. işte o hesap. yani diyor ki: abartma!
iyi de edebiyat dediğimiz şey biraz da abartı değil mi? dur dur şöyle söyleyelim: mübalağa. şimdi oldu.
iş yine dozunu ayarlamakta bitiyor. elbet biraz abartı olacak. sonuçta etkileniyoruz yazarlarımızın tanımlarından.
gözlerimiz fal taşı gibi açılıyor. bir noktada diyoruz ki(en azından ben diyorum) nickaltı tanımı yapmanın vakti geldi.
burada yine ikili ilişkiler nickaltı tanımların girilme süresini kısaltabilir.
işte siz nickaltı tanımını üst seviyeye çıkarmak istiyorsanız yapmanız gereken şey nickaltı edebiyatıdır.
bu işi iyi yaparsanız tadından yenmez. yoksa zaten bir şeye benzemiyor.
yani nickaltı tanımı başka bir şey nickaltı edebiyatı başka bir şey.
devamını gör...
tuhaf takıntılar
herhangi bir soru çözerken veya ciddi şekilde birini dinlerken ellerim sabit durmuyor. ya elimde kağıt kalem benzeri bir şey olacak onunla oynayacağım ya da parmaklarımla oynacağım. başka türlû yapamıyorum.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının en büyük pişmanlığı
susmak.
devamını gör...
down by law
jim jarmusch'un 1986 yılında izlenime sunduğu müthiş filmlerinden bir tanesi.

filmin kadrosuna bakacak olur isek, roberto benigni gibi gerek diğer jarmusch filmleri -night on earth ve coffee and cigarettes-, gerek la vita e bella'dan tanıdığımız müthiş bir yetenek, sadece müzikleriyle değil, rol yeteneğiyle de oldukça iç ısıtan tom waits ve jarmusch'un diğer gözdesi john lurie yer alıyor.
filme "vaay" diyeceğiniz bir biçimde tom waits'in harika sesiyle giriş yapıyoruz ve olaylar ilerliyor, bir anda suçsuz yere kendilerini hapiste bulan bu üç adamın birbirleri ile olan iletişimsizlikleri, ufacık olaylardan çıkardıkları büyük dersler, minimal hayat sorgulamaları ve tam anlamıyla dans edercesine eğlendikleri anlar ile film insanın zamanını değerli kılan bir içeriğe dönüşüyor.
filmin siyah beyaz olması da insanın gerçekten içini rahatlatan diğer bir detay, zira film tom waits'in leş gibi çoraplarının koktuğu koğuştan, insanın içine düştüğü zaman bir daha asla gün yüzü göremeyeceği bataklıklarda geçince, ister istemez o iç kararmasını siyah beyaz olması engelliyor.
dahası da var, filmi çekici kılan diğer bir detay da roberto abimizin konuştuğu birçok yerin aslında doğaçlama olduğu, kendi kendine o an uydurdukları ve en güzel kısımların da o kısımlar olması insanı gülümseten detaylardan bir diğeri.

filmin kadrosuna bakacak olur isek, roberto benigni gibi gerek diğer jarmusch filmleri -night on earth ve coffee and cigarettes-, gerek la vita e bella'dan tanıdığımız müthiş bir yetenek, sadece müzikleriyle değil, rol yeteneğiyle de oldukça iç ısıtan tom waits ve jarmusch'un diğer gözdesi john lurie yer alıyor.
filme "vaay" diyeceğiniz bir biçimde tom waits'in harika sesiyle giriş yapıyoruz ve olaylar ilerliyor, bir anda suçsuz yere kendilerini hapiste bulan bu üç adamın birbirleri ile olan iletişimsizlikleri, ufacık olaylardan çıkardıkları büyük dersler, minimal hayat sorgulamaları ve tam anlamıyla dans edercesine eğlendikleri anlar ile film insanın zamanını değerli kılan bir içeriğe dönüşüyor.
filmin siyah beyaz olması da insanın gerçekten içini rahatlatan diğer bir detay, zira film tom waits'in leş gibi çoraplarının koktuğu koğuştan, insanın içine düştüğü zaman bir daha asla gün yüzü göremeyeceği bataklıklarda geçince, ister istemez o iç kararmasını siyah beyaz olması engelliyor.
dahası da var, filmi çekici kılan diğer bir detay da roberto abimizin konuştuğu birçok yerin aslında doğaçlama olduğu, kendi kendine o an uydurdukları ve en güzel kısımların da o kısımlar olması insanı gülümseten detaylardan bir diğeri.
devamını gör...
üç frenk havası radyo yayını
on numara şıkır şıkır yayındır. cumartesiye hoşluk katar.
devamını gör...
normal sözlük'ün dergi projesi
edebî tiyatro yazmaya gönüllü olabileceğim dergidir.
devamını gör...
karaman'da kendisinin mehdi olduğunu açıklayan adam
bugün sözlükteki mehdili mehdili başlıkları görünce aklıma geldi bu zat. aradım sordum arkadaşlara halen dolaşıyormuş ortalıkta. şöyle videoyu bırakalım ve bugünde biraz ibret alalım.
devamını gör...
bengaripsengüzeldünyaumutlu ile dünyadan uzak
her perşembe 10'da yerimiz belli oldu artik. yayıncı güzel şarkılar güzel daha ne olsun.
devamını gör...
türk insanının beceremediği şeyler
dinlemek bu konuda kabul edelim ki pek de başarılı değiliz.
devamını gör...
cushing sendromu
kortikosteroidlerin artmış düzeyi ile karakterize durumdur.
acth bağımlı veya bağımsız olabilir.
acth'a bağımlı olanlar arasında cushing hastalığı ve ektopik cushing sendromu varken;
acth'dan bağımsız olanlarda iyatrojenik cushing sendromu ve sürrenale bağlı cushing sendromu vardır.
en sık neden iyatrojenik yani ilaç kullanımına bağlıdır.
klinik bulgular arasında santral obezite,aydede yüzü,buffalo hörgücü,ciltte incelme,erguvani stria(çizgilenmeler),osteoporoz,psikoz vardı.
tarama olarak kullanılan testler
düşük doz deksametazon supresyon testi
24 saatlik idrar serbest kortizol
gece yarısı serum kortizolü
gece yarısı tükürük kortizolü bakılır.
ayırıcı tanı olarak acth bağımlı olup olmadığını anlamak için plazma acth düzeyine bakılarak yüksek ise acth bağımlı düşük ise acth bağımsız fishing sendromu düşünülür.
ektopik cushing-cushing hastalığı ayırıcı tanısında ise yüksek doz deksametazon testi,crh stimülasyon testi yapılabilir.
ancak en değerli test inferior petrosal venöz sinüs örneklemesidir.
tedavide ilk seçenek cerrahidir.
cerrahi başarısızlık durumunda bilateral sürrenalektomi( böbrek üstü bezi çıkarılması) yapılır.
kullanilabilen ilaçlar arasında
pasireotid
ketokonazol
trilostan gibi acth sentezini azaltan ilaçlar kullanılabilir.
acth bağımlı veya bağımsız olabilir.
acth'a bağımlı olanlar arasında cushing hastalığı ve ektopik cushing sendromu varken;
acth'dan bağımsız olanlarda iyatrojenik cushing sendromu ve sürrenale bağlı cushing sendromu vardır.
en sık neden iyatrojenik yani ilaç kullanımına bağlıdır.
klinik bulgular arasında santral obezite,aydede yüzü,buffalo hörgücü,ciltte incelme,erguvani stria(çizgilenmeler),osteoporoz,psikoz vardı.
tarama olarak kullanılan testler
düşük doz deksametazon supresyon testi
24 saatlik idrar serbest kortizol
gece yarısı serum kortizolü
gece yarısı tükürük kortizolü bakılır.
ayırıcı tanı olarak acth bağımlı olup olmadığını anlamak için plazma acth düzeyine bakılarak yüksek ise acth bağımlı düşük ise acth bağımsız fishing sendromu düşünülür.
ektopik cushing-cushing hastalığı ayırıcı tanısında ise yüksek doz deksametazon testi,crh stimülasyon testi yapılabilir.
ancak en değerli test inferior petrosal venöz sinüs örneklemesidir.
tedavide ilk seçenek cerrahidir.
cerrahi başarısızlık durumunda bilateral sürrenalektomi( böbrek üstü bezi çıkarılması) yapılır.
kullanilabilen ilaçlar arasında
pasireotid
ketokonazol
trilostan gibi acth sentezini azaltan ilaçlar kullanılabilir.
devamını gör...
kötü espriler
- adamın kafasına buda heykeli düşmüş, başıma ''buda mı gelecekti'' demiş.
devamını gör...
bu şarkı aşka yazıldı
"iyileşmem vermem acımı. senden bir tek bu kaldı."
o zaman bu entry de aşka yazıldı. kalbimize kazınan bütün isimlere. *
dinlerken şöyle bir geriye doğru gittim içimde bir yer değil birçok yer yanmış. unutmuş muyum? hayır ama hepsi küllenmiş. uykusuz geçen her sabah güneş doğmuş. çektiğim her sanrı beni daha da güzelleştirmiş. bir bütün olmamışım hiç. ama bütün parçalar da bende değil mi? yapbozun bir parçası eksilse?.. unutsak o zaman asıl kaybederiz tamamlanma şansını. bu yüzden de "söndürmem sen yaktın, kalbimde açık yarasın kapatmam sen açtın." deyince cem adrian, haklısın üstat, iyileşmeyelim o zaman diyorum.
devamını gör...
chediak-higashi sendromu
bağışıklık sistemi hastalığı.
vücudun savunmasından sorumlu olan akyuvar hücrelerinin yukarıda belirtilen işlev bozukluğu nedeniyle vücudun savunma sisteminin doğuştan yetersiz olduğu bir hastalık.
albinizm'le seyreder.
ayrıca vücutta kanın pıhtılaşmasından sorumlu trombositlerin fonksiyon bozukluğu sonucu kanamaya meyil artar.
vücudun savunmasından sorumlu olan akyuvar hücrelerinin yukarıda belirtilen işlev bozukluğu nedeniyle vücudun savunma sisteminin doğuştan yetersiz olduğu bir hastalık.
albinizm'le seyreder.
ayrıca vücutta kanın pıhtılaşmasından sorumlu trombositlerin fonksiyon bozukluğu sonucu kanamaya meyil artar.
devamını gör...
