suya batırmak, suda boğmak anlamında kullanılan deyim. birine bir şeyden bol bol vermek anlamına gelir.
anlamı önüne gelen kelime ile de değişir. aslında bol bol, çokça olarak deyimi baz alırsak “ hüzne gark etti.” yani derin hüzne boğdu, çok üzdü manasına gelir.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

akıl.(en önemli şey) ama malesef bu devirde aklı varmış gibi gözüküp de aslında hiç aklı olmayan ne çok insan vardır.
devamını gör...

2012 de piyasaya çıkan mükemmel bir atmosfere sahip 2d tabanlı aksiyon oyunu. oyunu mükemmel kılan ise mükemmel müzikleri ve anladığımızı sanıp anlamadığımız hikayesi.

olaylar 1989 miamisinde gerçekleşiyor. kısaca bahsedecek olursak ana karakterimiz jacket evindeki telefona gelen şifreli voicemaillere göre infazlar gerçekleştiriyor. fakat oyun boyunca ne siz ne de jacket bu infazları neden gerçekleştirdiğine dair bir fikre sahip değil. ayrıca karakterimiz her infazdan önce bir maske giyiyor. giydiği maskeyi biz seçiyoruz. her maskenin ayrı bir özelliği var(ekstra cephane, uzak görüş gibi).

oyunun genelinde karanlık sahneler mevcut. mesela karakterimiz bazen evine döndüğünde blurlanmış, pislik içerisinde bir mekana girmiş oluyor. bu mekanda 3 ayrı koltukta oturan maskeli kişiler ona ilginç sorular soruyor. horoz maskeli kişi ona genel olarak şiddet içerikli sorular sorarken,(örneğin öldürmeyi sever misin vs?) baykuş maskeli kişi ise karakterimize ruhunun kirli ve lanetli olduğunu, odada olmamızdan rahatsızlık duyduğunu belirtiyor. ayrıca arkada çalan silver lights adlı şarkıyla ufaktan da bir tırsıyorsunuz.

jacket her verilen görevi tamamladığında eve dönerken market, restoran veya dvd satan mekanlara uğruyor. işin ilginç tarafı ne zaman bu mekanlara gitse çalışan kişi hiç değişmiyor. çalışan bizim kendisinin dostu olduğumuzu ve ne alırsak müessesenin ikramı olduğunu söylüyor. jacket her verilen görevde daha çok kişi öldürüyor. bu onun ruh halini bozmuş olacak ki ilerki görevlerde arkadaşımızın mekanına gittiğimizde yerde kafası patlamış, kanlar içinde insanlar görüyoruz fakat arkadaşımız gayet sakin şekilde bize servise devam ediyor.

oyunda secret endingler, yan karakterler, farklı hikaye gidişatları mevcut olması oyunun monoton bir hal almasını ve bitirdikten sonra tekrar oynanabilmesini mümkün kılmış. kısacası tavsiye edilir.
devamını gör...

yayına katıldığında, tutankamonun laneti'ne şu soruları sorabilir misiniz?

mahlasını ''tutankamonun karması'' yapacağı konusundaki dedikodular gerçek mi?

bir de, pek çok sözlük yazarı bir tane rozet alabilmek için kırk takla atarken, kendisi üç rozeti birden heybesine indirmeyi nasıl başardı? karma puanlarını bu kadar hunharca harcarken vicdanı hiç mi sızlamıyor?

cevaplar için şimdiden teşekkür ederiz.
devamını gör...

helldorado, 1996 yılında, norveç’in kuzey denizi'ne bakan şehri stavanger’de kurulan müzik grubudur.
en popüler parçası a drinking song'dur.
*
devamını gör...

az konuşun ama öz konuşun. bir de bol bol su tüketin ve sevişin.
devamını gör...

zebercet taşı peridot adıylada bilinir. adını yunanca “zenginlik veren” anlamına gelen “peridona” kelimesinden alır. yeşil renginden dolayı, olivin veya zeytuni taşı da denilen zebercet taşı, çok eski zamanlardan beri takı ve mücevher yapımında kullanılmaktadır.

devamını gör...

"senin beyninin içinde saman var" diyen bir öğretmenle neden hala görüşeyim ki? yolda görsem yolumu değiştiririm.
devamını gör...

parası yoktur
devamını gör...

bugün itibari ile netflix'e geldi. haluk bilginer'in son zamanlarda yer aldığı projelerden dolayı eleştiriler almıştı. ama gerçekte ne kadar başarılı bir oyuncu olduğunu hepimiz biliyoruz. bazı projelerde öyle olabilir. bu filmde gerçek haluk bilginer'i izliyorsunuz.
ali atay'ın oyunculuğunu imrenerek izlerim. bu filmde de karakterinin hakkını fazlasıyla vermiş. izlenmesi tavsiyedir.

filmde okuduğu kitabı ilk gördüğüm zamanlar merak etmiştim. ama ilerleyen sahnelerde dostoyevski 'nin budala kitabı olduğunu görüyoruz.
devamını gör...

insanımız çok tuhaf gerçekten.. jigolo olmak, ve bunun bir vaat olması. kelimelerin kavramların anlamını yitirdiği coğrafya.. şu mesela yazılmaz :“fahişe olma vaadiyle kandırılan insanlar”.
devamını gör...

sıcak evet, uyunmuyor.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

tam tersi.
travmalar arasında geçen bir çocukluk.*
devamını gör...

kaos var, vahşet var. geç kalmışım. kim kazandı. biri bana özet geçsin lütfen
devamını gör...

selam dostlar. biraz sitemkar bir başlık ama o kadar sitemkar değilim.

kafa sözlüğe geldiğimden beri onlarca giri girip, gerek yorum yapıp gerek tanım girdim.

bir kaç yazarın yazdığına göre modlar yeni gelenlere hoşgeldin diyorlarmış, bana diyen olmadı.

giriler sonrasında sadece beğeni bildirimi gelmekte. turunculandıran sadece 1 kişi oldu.

tanımlamak gerekirse kafası atmış bir yazarın internet ortamında ruhunu dokunduracak bir olayın olmaması serzenişidir.

edit: biraz ilgi gördüm pohpohlandım tişikkürler kafa sözlük
devamını gör...

bu teoriye göre; nebula adındaki kızgın gaz kütlesi belirli bir eksen etrafında dönerken, zamanla soğuyarak çürümüştür. bu dönme sonucunda oluşan çekim merkezinde güneş oluşmuştur. güneş gazlardan hafif olanları kendi tarafına çekmiş, çekim merkezi dışındakiler uzay boşluğunda yok olmuş, ağır olanlar ise soğuyarak gezegenleri oluşturmuştur.
devamını gör...

attilâ ilhan'ın 'ben sana mecburum' kitabındaki 'imkansız aşk' bölümünde yer alan şiir:

***
asıl büyük sarhoş benim
uzaktaki
ben ki tek damla şarap içmedim
ekmeğin beyaz, zeytinin siyah olduğunu biliyorum
asıl büyük sarhoş benim
uzaktaki
benim kusturucu sarhoşluğum
yoksulluğum

yüzüme bakmasan da
yağmura düşürsen de gözlerini
gözlerime bakmasan da ne kadar
o kadar aydınlığın gökyüzüme uzanıyor
uykularımda nefesinin sıcaklığı
o kadar
hangi akşam kapımı çalan sen değilsin
sen değil misin gizli bir kıvılcım gibi
gözbebeklerimde duran
umutsuzlandığım her akşam
senin rüzgârın almıyor mu
uğultulu yorgunluğumu
yoksulluğun eşiğinde kapaklandığım zaman
ellerimden sımsıkı tutmuyor mu
senin
iyimserliğin

ben bu tezgâhı kurdumsa senin için kurdum
senin için dokuduğum basma ve pazen
denizin yeşilinden süzdüğüm balık
göğün mavisinden çaldığım kuş
senin için
felsefe okudumsa
iktisat okudumsa gece yarıları
boğazım kurumuş, içim bir kalabalık
sıcacık mısralar okudumsa yunus'tan
senin için okudum
geceyarıları

sen beyaz bir kadınsın
uzaktaki
gözlerin aklımdan çıkmıyor
sen beyaz bir kadınsın
karanlıkları dinleyen
uzaktaki
sarmaşıkları duyuyor musun rüzgârda
yorgun başını
üşümüş yastığına koyuyor musun
uyuyor musun
***

ekleme: şair şiiri hakkında şöyle diyor:

alışılmış toplumcu théme'lerini* bir aşk şiirine yedirme deneyi. dikkati çeken, toplumcu sanatçının sevgilisini kendinden uzakta, handiyse* erişilmez gibi görmesi. onu içinde duyuyor ama bir ve beraber değiller, belki bir ve beraber olmalarının olanağı da yok
devamını gör...

mansur yavaş'ın alışmadığımız derecede insanlara değer vermesi dolayısıyla insanlara umut veren durum.
devamını gör...

herkes babasının yuvarladığı çığın altında kalıyor.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim