bu başlıkta kadınları ayrıştırıyoruz
bir çağrı.
bana karşı uygulanacak her türlü ayrıştırma yöntemine karşıyım. nedir bu yöntemler? mesela santrifüjleme, mesela diyaliz, mesela eleme, ayıklama, süzme... insan insana bunları yapar mı be!
proton ve nötronlarıma ayrıştırabileceğini iddia eden varsa onun yöntemini görmek isterim ama.
bana karşı uygulanacak her türlü ayrıştırma yöntemine karşıyım. nedir bu yöntemler? mesela santrifüjleme, mesela diyaliz, mesela eleme, ayıklama, süzme... insan insana bunları yapar mı be!
proton ve nötronlarıma ayrıştırabileceğini iddia eden varsa onun yöntemini görmek isterim ama.
devamını gör...
ekmeğin fethi
anarko komünist pyotr alekseyeviç kropotkin’in muhteşem eseri. uzun bir zamandır piyasada bulunmayan eser, 2020 yılının sonlarında mazlum beyhan çevirisiyle afrika yayınlarından tekrar basıldı. mazlum beyhan öyle bir çeviri yapmış ki, kitap sanki türkçe yazılmış gibi hissediyorsunuz. son zamanlarda böyle başarılı bir çeviri okumamıştım.
anarşist komünizmin ilkelerini, devrimin başarılı olmasında karın tokluğunun rolünü, anarşist komünizme yöneltilen eleştirilerin cevabını, adeta okuyucu ile sohbet havasında tartışan bu esere, ispanya’da işçilerce “la conquista del pan” yani, ekmeğin fethi ismi verilmiş.
bildiğiniz üzere büyük bir toprak zengini ve soylu olan kont tolstoy, yazdıklarım ve yaşadıklarım birbiri ile çelişiyor diyerekten 82 yaşında evi terk etmiş. biraz geç kalmış olsa da bunca zenginliği elinin tersiyle itip bir tren istasyonunda zatürreye yenik düşen kont’a saygımız vardır. kropotkin ise tolstoy’un yaptığını çok daha genç yaşlarda yapabilmiş, muhteşem bir adam. soylu ve zengin bir prens olmasına rağmen değerleri için hapis yatmış, mücadeleler vermiş ilginç bir anarşist. kitaptan iki güzel alıntıyla bitirelim;
“hazret, artık kentin saygıdeğer simalarından biridir; önce kentin kendisi gibi saygıdeğerleriyle, üst düzey devlet görevlileriyle, valilerle, paşalarla oturup kalkmaya başlar, ardından da servetini bir başka büyük servetle birleştirebilmenin bir yolu olarak varsıl bir kızla evlenir. çocukları için yurtlar yuvalar edinir, sonra bir de bakmışsınız bir devlet ihalesi onda kalıverir: askeriye için çürük çarık çizme ya da yerel hapishane için kurtlanmış un vb. gibi şeyler... servet ha babam katlanır böylece, hele şansına bir savaş çıkıverirse ya da savaşın kendisi değilse bile, söylentisi yayılıverirse, deme gitsin! ya savaşla ilgili bazı gereçlerin üstencisi olacaktır, ya da şöyle esaslı bir banker-borsa üçkâğıdı çevirecek ve tam anlamıyla para babası olacaktır.” (sayfa 90)
“bir yunan yontucu mermeri yontmaya başladığı zaman o sert taşa içinde yaşadığı topluluğun, kentin, cumhuriyetin aklını ve yüreğini katardı. yapıtında geçmişin tüm tutkuları, şanlı söylenceleri canlanırdı. günümüzde ise kent, varlığını bütünsel olarak sürdüren bir organizma olmaktan çıkmıştır. aynı kentte yaşayan insanlar arasında hiçbir ruhsal temas, manevi ortaklaşma kalmamıştır. kentler artık birbirini tanımayan, birbirlerinin sırtından zengin olmak dışında ortak hiçbir şeyleri olmayan rastgele insanların toplandıkları sıradan yerlerdir. eski yunan'da ya da ortaçağda olduğu gibi, orda yaşayan insanların ortak yurdu olma niteliği kalmamıştır kentlerin. öyle ya, uluslararası spekülasyonlarla uğraşan bir bankerin ve bir fabrika işçisinin nasıl ortak yurdu olabilir ki?” (sayfa 184)
anarşist komünizmin ilkelerini, devrimin başarılı olmasında karın tokluğunun rolünü, anarşist komünizme yöneltilen eleştirilerin cevabını, adeta okuyucu ile sohbet havasında tartışan bu esere, ispanya’da işçilerce “la conquista del pan” yani, ekmeğin fethi ismi verilmiş.
bildiğiniz üzere büyük bir toprak zengini ve soylu olan kont tolstoy, yazdıklarım ve yaşadıklarım birbiri ile çelişiyor diyerekten 82 yaşında evi terk etmiş. biraz geç kalmış olsa da bunca zenginliği elinin tersiyle itip bir tren istasyonunda zatürreye yenik düşen kont’a saygımız vardır. kropotkin ise tolstoy’un yaptığını çok daha genç yaşlarda yapabilmiş, muhteşem bir adam. soylu ve zengin bir prens olmasına rağmen değerleri için hapis yatmış, mücadeleler vermiş ilginç bir anarşist. kitaptan iki güzel alıntıyla bitirelim;
“hazret, artık kentin saygıdeğer simalarından biridir; önce kentin kendisi gibi saygıdeğerleriyle, üst düzey devlet görevlileriyle, valilerle, paşalarla oturup kalkmaya başlar, ardından da servetini bir başka büyük servetle birleştirebilmenin bir yolu olarak varsıl bir kızla evlenir. çocukları için yurtlar yuvalar edinir, sonra bir de bakmışsınız bir devlet ihalesi onda kalıverir: askeriye için çürük çarık çizme ya da yerel hapishane için kurtlanmış un vb. gibi şeyler... servet ha babam katlanır böylece, hele şansına bir savaş çıkıverirse ya da savaşın kendisi değilse bile, söylentisi yayılıverirse, deme gitsin! ya savaşla ilgili bazı gereçlerin üstencisi olacaktır, ya da şöyle esaslı bir banker-borsa üçkâğıdı çevirecek ve tam anlamıyla para babası olacaktır.” (sayfa 90)
“bir yunan yontucu mermeri yontmaya başladığı zaman o sert taşa içinde yaşadığı topluluğun, kentin, cumhuriyetin aklını ve yüreğini katardı. yapıtında geçmişin tüm tutkuları, şanlı söylenceleri canlanırdı. günümüzde ise kent, varlığını bütünsel olarak sürdüren bir organizma olmaktan çıkmıştır. aynı kentte yaşayan insanlar arasında hiçbir ruhsal temas, manevi ortaklaşma kalmamıştır. kentler artık birbirini tanımayan, birbirlerinin sırtından zengin olmak dışında ortak hiçbir şeyleri olmayan rastgele insanların toplandıkları sıradan yerlerdir. eski yunan'da ya da ortaçağda olduğu gibi, orda yaşayan insanların ortak yurdu olma niteliği kalmamıştır kentlerin. öyle ya, uluslararası spekülasyonlarla uğraşan bir bankerin ve bir fabrika işçisinin nasıl ortak yurdu olabilir ki?” (sayfa 184)
devamını gör...
mahir ünal'ın çiftçiye akıllı telefonu çok görmesi
köylü de artık, mustafa kemal atatürk'ün işaret ettiği, ' milletin efendisi ' olduğu gerçeğinin farkına varsın ve buna göre hareket tarzı belirlesin. kendini 20 yılda adeta bitiren zihniyetin peşinden koşmaya devam etmesin ' ama bunlar müslüman ' safsatasını öne sürerek.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının nefret ettikleri huyları
üşengeçlik ve sinirlenince ağlamak.
devamını gör...
akademisyen egosu
eğer yarın öbür gün akademisyen olursam öğrencilerime hep üst perdeden bakacağım. sınavlarda kolay sorup herkese düşük puan vereceğim. çünkü neden yapmayayım?
devamını gör...
kendi işini kendi halleden insan
benim bu, kimseden yardım isteyip minnet etmem, kimse de yarın bir gün karşıma çıkıp ama ben sana bunu yaptım şunu ettim diye hesap soramaz, var mı bundan daha iyi kafa rahatlığı.
devamını gör...
aristoteles
aristoteles (mö 384 – 322) veya kısaca aristo, antik yunanistan'da klasik dönem aralığında yaşamını sürdürmüş olan yunan filozof ve bilgedir.
platon ile düşünce tarihinin en önemli filozoflarından biri olan aristo, mantık, fizik, biyoloji, zooloji, astronomi, metafizik, etik, estetik, ruh, psikoloji, dilbilim, ekonomi, siyaset ve retorik gibi pek çok disiplinde çoğu o disiplinin kurucusu olan eserler vermiş, eserleri 16. ve 17. yüzyılda modern bilim gelişene kadar avrupa ve islam coğrafyasındaki bilimsel faaliyetin temelini oluşturmuştur.
mö 343 ‘de makedon ıı. filip‘in isteğiyle makedonya sarayında (bkz: büyük iskender)‘e hocalık yapmıştır. sekiz yıl süren bu eğitim, daha sonra aristo’yu “cihan imparatorunu yetiştiren üstat” unvanıyla büyük bir şöhrete kavuşturmuştur.
klasik kaynaklarda aristo’ya izâfe edilen birçok mektup yer almaktadır. bunlar mahiyet itibariyle siyaset ve ahlâk konularında iskender’e hitaben yazıldığı iddia edilen öğütlerdir.
eskiçağ yunan ilmi ve felsefesi ulaşabileceği en yüksek noktaya aristo ile ulaşmıştır. aristo keskin zekâsı, tecrübeci ve eleştirici karakteriyle çağının bilinen bütün ilimlerini sistematize etti ve geriye yüze yakın eser bıraktı. eserleri eflâtun’unkiler gibi diyalog şeklinde olmayıp sistematik ve didaktiktir.
aristo’dan bazı sözler…
çok süslenenlere bakın; hepside gizlenmek istiyordur.
iyi rejimler arasında demokrasi en kötüsüdür, ancak kötülerin en iyisidir.
kimilerinin gerçekten özgür olabilmesi için ötekilerin köle olması gerekir.
kahraman, çevresine ölüm yaymaz, ama ölüme meydan okur.
kişiler başaklara benzerler, içleri boşken başları havadadır, doldukça eğilirler.
kanun düzendir, iyi kanun iyi düzendir.
zayıflar her zaman adalet ve eşitlik isterler. güçlülerse bunların hiçbirini takmaz.
insanlar bir açıdan iyi, pek çok açıdan kötüdür.
erdem ve kabiliyet yönünden üstün olan kimselerin arkasından gitmek ve onlara uymak doğrudur.
herkesin haksız olması, senin haklı olduğunu göstermez.
hukuk her şeyin üzerinde olmalıdır.
en büyük suçlar, gerekli olanı değil de, fazla olanı elde etmek için işlenir.
yanlış yoldan gitmenin birden çok yolu vardır. ama doğruyu yapmanın tek bir yolu bulunur. yanlış yapmak bu yüzden kolay, doğruyu bulmak ise bu yüzden zordur.
akıllı insan düşündüğü her şeyi söylemez, fakat söylediği her şeyi düşünür.
yetinmesini bilenler mutludur.
boşuna kendinizi kandırmayın; sürekli yaptığınız şey neyse siz osunuz.
bilim, iyi zamanlarda servet, kötü zamanlarda bir sığınak ve iyi bir yol göstericidir.
platon ile düşünce tarihinin en önemli filozoflarından biri olan aristo, mantık, fizik, biyoloji, zooloji, astronomi, metafizik, etik, estetik, ruh, psikoloji, dilbilim, ekonomi, siyaset ve retorik gibi pek çok disiplinde çoğu o disiplinin kurucusu olan eserler vermiş, eserleri 16. ve 17. yüzyılda modern bilim gelişene kadar avrupa ve islam coğrafyasındaki bilimsel faaliyetin temelini oluşturmuştur.
mö 343 ‘de makedon ıı. filip‘in isteğiyle makedonya sarayında (bkz: büyük iskender)‘e hocalık yapmıştır. sekiz yıl süren bu eğitim, daha sonra aristo’yu “cihan imparatorunu yetiştiren üstat” unvanıyla büyük bir şöhrete kavuşturmuştur.
klasik kaynaklarda aristo’ya izâfe edilen birçok mektup yer almaktadır. bunlar mahiyet itibariyle siyaset ve ahlâk konularında iskender’e hitaben yazıldığı iddia edilen öğütlerdir.
eskiçağ yunan ilmi ve felsefesi ulaşabileceği en yüksek noktaya aristo ile ulaşmıştır. aristo keskin zekâsı, tecrübeci ve eleştirici karakteriyle çağının bilinen bütün ilimlerini sistematize etti ve geriye yüze yakın eser bıraktı. eserleri eflâtun’unkiler gibi diyalog şeklinde olmayıp sistematik ve didaktiktir.
aristo’dan bazı sözler…
çok süslenenlere bakın; hepside gizlenmek istiyordur.
iyi rejimler arasında demokrasi en kötüsüdür, ancak kötülerin en iyisidir.
kimilerinin gerçekten özgür olabilmesi için ötekilerin köle olması gerekir.
kahraman, çevresine ölüm yaymaz, ama ölüme meydan okur.
kişiler başaklara benzerler, içleri boşken başları havadadır, doldukça eğilirler.
kanun düzendir, iyi kanun iyi düzendir.
zayıflar her zaman adalet ve eşitlik isterler. güçlülerse bunların hiçbirini takmaz.
insanlar bir açıdan iyi, pek çok açıdan kötüdür.
erdem ve kabiliyet yönünden üstün olan kimselerin arkasından gitmek ve onlara uymak doğrudur.
herkesin haksız olması, senin haklı olduğunu göstermez.
hukuk her şeyin üzerinde olmalıdır.
en büyük suçlar, gerekli olanı değil de, fazla olanı elde etmek için işlenir.
yanlış yoldan gitmenin birden çok yolu vardır. ama doğruyu yapmanın tek bir yolu bulunur. yanlış yapmak bu yüzden kolay, doğruyu bulmak ise bu yüzden zordur.
akıllı insan düşündüğü her şeyi söylemez, fakat söylediği her şeyi düşünür.
yetinmesini bilenler mutludur.
boşuna kendinizi kandırmayın; sürekli yaptığınız şey neyse siz osunuz.
bilim, iyi zamanlarda servet, kötü zamanlarda bir sığınak ve iyi bir yol göstericidir.
devamını gör...
aziz sancar’dan aşı açıklaması
burada sanki adam gazetecileri "gelin çok önemli bir açıklamam var" diye toplamış da bu yorumu yapmış gibi saçma değerlendirmeler var. arkadaşlar bizim basın aşıyla ilgili fikirlerini almak için gerekirse hülya avşar'ın da kapısını çalar. bu adamın da kapısına gitmişler, o da demiş ki "türkiye'de olsaydım türk hekimlerinin tavsiyelerine uyardım". ne desin adam uzmanı olmadığı konu için? canan karataylık mı yapsın?
devamını gör...
bana yücelerden
söz ve müziği büyük usta halk ozanı aşık mahzuni şerif'e ait mükemmel eser.
bu sabah torunu sevgili yiğit mahzuni'nin yorumladığı cover versiyonuyla günaydın o zaman
bu sabah torunu sevgili yiğit mahzuni'nin yorumladığı cover versiyonuyla günaydın o zaman
devamını gör...
dağı taşı türbe sanıp dua etmek
nerede oldugunu hatırlamıyorum ama aklıma türkiye’de bir şehirde insanlar türbe sandıkları bir yere gelip gidip dua ediyorlardı. sonradan araştırıldı ki mezarlık eski bizans komutanlarından birine aitmiş.
devamını gör...
william pitt
babası chatham kontu 'yaşlı' william pitt'den ayırt edebilmek için genellikle 'genç' william pitt olarak bilinir. ingiltere'nin en genç başbakanıdır. 14 yaşında cambridge'e kabul edilen pitt,24 yaşında ingiltere başbakanlığı koltuğuna oturmuş ve oldukça uzun bir süre(yirmi yıldan fazla) bu koltukta kalmıştır. kendisi oldukça meşhur bir tarihsel kişiliktir.elbette bunun sebebi başbakanlık yaptığı dönemde birçok önemli sorunla karşı karşıya gelmiş olmasıdır.osmanlı tarihinden aşina olduğumuz ünlü 'denge siyaseti'nin fikir babasıdır.genç william pitt, ingiltere tarihinin en güçlü yöneticilerinden biri olarak anılmaktadır.
genç william pitt'in küçük yaşlardan beri ciddi sağlık sorunları vardı.bu durum tüm hayatı boyunca yaşam kalitesini bozmuş,genç yaşta da ölümüne sebep olmuştur.
genç william pitt'in küçük yaşlardan beri ciddi sağlık sorunları vardı.bu durum tüm hayatı boyunca yaşam kalitesini bozmuş,genç yaşta da ölümüne sebep olmuştur.
devamını gör...
mezar taşı yazısı
zairim ağla bana, dâr-i cihandan bıktım / şimdi âsüdegi hâl kendime hemdem buldum.
ey kabrimi ziyaret eden, ağla halime, ben dünya yurdundan bıktım. şimdi ise huzurluyum, kendime bir arkadaş buldum.
bu yazıyı eski mardin seyahatim sırasında sabancı kent müzesinde denk gelmiştim. diğer sergilenen mezar taşları arap harflerle yazılmış olmasına rağmen bu latin harflerle yazılmış.
ey kabrimi ziyaret eden, ağla halime, ben dünya yurdundan bıktım. şimdi ise huzurluyum, kendime bir arkadaş buldum.
bu yazıyı eski mardin seyahatim sırasında sabancı kent müzesinde denk gelmiştim. diğer sergilenen mezar taşları arap harflerle yazılmış olmasına rağmen bu latin harflerle yazılmış.
devamını gör...
soğan doğramak
göz yaşartan eylemdir.
peki neden soğan doğrarken gözümüz yaşarır? soğan parçalara ayrılırken gözümüz hüzne kapılır da ondan. şaka şaka.**
gerçek sebep şudur; soğanı doğrarken birçok soğan hücresini kırarak açmış oluruz. bu hücrelerin bazıları içinde enzimler barındırırlar ve dilimlenerek açıldıklarında bu enzimler dışarı çıkar. aminoasit bu enzimlerden biridir ve çıktığında gaz halini alır. bu gaz gözlere ulaştığında, gözlerin nemli kalmasını sağlayan sıvı bu gaza tepki verir. bu da kimyasalların yeniden şekillenmesini sağlar, orta şiddette bir sülfürik asit üretir ve bu gözleri rahatsız eder. gözlerdeki sinir uçları çok hassastır ve bu etkiye çok çabuk tepki verir. beyin, gözü rahatsız eden asidi sulandırarak, göz yaşı kanallarına daha fazla su üretmesi mesajını gönderir. soğan doğrarken gözümüzün yaşarmasının sebebi budur.
peki neden soğan doğrarken gözümüz yaşarır? soğan parçalara ayrılırken gözümüz hüzne kapılır da ondan. şaka şaka.**
gerçek sebep şudur; soğanı doğrarken birçok soğan hücresini kırarak açmış oluruz. bu hücrelerin bazıları içinde enzimler barındırırlar ve dilimlenerek açıldıklarında bu enzimler dışarı çıkar. aminoasit bu enzimlerden biridir ve çıktığında gaz halini alır. bu gaz gözlere ulaştığında, gözlerin nemli kalmasını sağlayan sıvı bu gaza tepki verir. bu da kimyasalların yeniden şekillenmesini sağlar, orta şiddette bir sülfürik asit üretir ve bu gözleri rahatsız eder. gözlerdeki sinir uçları çok hassastır ve bu etkiye çok çabuk tepki verir. beyin, gözü rahatsız eden asidi sulandırarak, göz yaşı kanallarına daha fazla su üretmesi mesajını gönderir. soğan doğrarken gözümüzün yaşarmasının sebebi budur.
devamını gör...
gastrin
midede bulunan g hücrelerinden salgılanan, cck b reseptörleri üzerinden etki gösteren bir hormondur.
mide asiditesini arttırması ile bilinir bu etkisini histamin salınımını arttırmasıyla gerçekleştirir.
aşırı fazla salgılanması durumunda zollinger-ellison sendromu'na yol açabilmektedir.
salgısını arttıran durumlar arasında:
peptitler ve aminoasitler
midenin aşırı gerilmesi
kalsiyum
epinefrin yer alır.
mide asiditesini arttırması ile bilinir bu etkisini histamin salınımını arttırmasıyla gerçekleştirir.
aşırı fazla salgılanması durumunda zollinger-ellison sendromu'na yol açabilmektedir.
salgısını arttıran durumlar arasında:
peptitler ve aminoasitler
midenin aşırı gerilmesi
kalsiyum
epinefrin yer alır.
devamını gör...
faydalı mobil uygulamalar
(bkz: seek)
etrafınızda görüp de ne olduğunu merak ettiğiniz tüm bitki ve hayvanların isimlerini, türlerini, sınıflarını gösteren uygulama. telefonunuzun kamerasını kullanıyor. öğrenmek istediğiniz bitki ya da hayvana kameranızı gösteriyorsunuz ve uygulama arka planda çalışan arama motoruyla size bu canlıyı tanımlıyor.
etrafınızda görüp de ne olduğunu merak ettiğiniz tüm bitki ve hayvanların isimlerini, türlerini, sınıflarını gösteren uygulama. telefonunuzun kamerasını kullanıyor. öğrenmek istediğiniz bitki ya da hayvana kameranızı gösteriyorsunuz ve uygulama arka planda çalışan arama motoruyla size bu canlıyı tanımlıyor.
devamını gör...
takipten çıkarım diyen yazar
devamını gör...
türk kadınındaki kayınvalide düşmanlığının sebebi
"erkek annesi" olmakla önünen bu zat-ı muhteremlerin errrrkek evlatları üzerindeki nüfuzlarından güç alarak "el kızı" olarak gördükleri gelinlerin ağzına sıçtıkları oluşabilen, böyle acayip enteresan bir durum.
devamını gör...
öğrenildiğinde ufku iki katına çıkaran şeyler
anne tavşanı öldürürseniz yavrular yuvadan çıkamaz ve onlarıda öldürmüş olursunuz
devamını gör...
öyle birine aşık ol ki
ismini her duyduğunda, aklına her geldiğinde o ilk heyecanla kalbin güm güm atsın.
devamını gör...
