1994’de kurulan ve o günden bu güne hiçbir üyesinin ayrılmadığı alman endüstriyel müzik grubu. malumunuz böyle büyük gruplarda muhakkak ciddi ayrılıklar yaşanır, kadroya 1 ya da 2 kişi dahil olurdu.
adamlar orijinal, müzikleri hala aynı tatta aynı kalitede.
devamını gör...

üstteki yazar arkadaşa katılıyor ve ekliyorum. bazı siyasi partilerdeki hanımefendilerin allah'ın rızasından önce iktidardaki beylerin rızası için başörtüsü takıyor olması bunun en iğrenç örneği bence. iğrenç diyorum çünkü allah'ın verdiği aklı hakir görüp "böyle olacak, ben doğrusunu biliyorum!" kibiri, insanları islamdan ve müslümanlardan soğutuyor. "insan allah'ın halifesi, dini güzelce tebliğ et" desen, "bırak gavuru/dinsizi/imansızı...(liste bu şekilde uzar gider) cehennemde yanacak hepsi" diyerek (bundan da zevk alarak) cevap verecek insan(!) gelmiş başörtüsüz kadın bilmem neye benzer diye nutuk atıyor. bu düzene ve bu insanlara gerçekten çok sinirliyim. aynı candan, aynı kandan olan insanları birbirine bu kadar düşman edip kutuplaştıran, allah inananın da inanmayanın da rızkını verirken kendisi hadsizce bunun hesabını yapan insanlara hakkımı helal etmiyorum. bu insanlar(!) yüzünden bana karşı eskiden normal olan bakışlar şimdi nefrete dönüyorsa helal etmemekte en büyük hakkım. ben de başörtülüyüm ve bu diğer insanlara olan bakışımı asla değiştirmiyor,insanım çünkü, herkes gibi. içim çok dolu bu mevzuya, ne kadar konuşsam da az gelecek gibi. ayrıca bu iktidar sayesinde başörtülü kadın sayısı arttı diye sevinen arkadaşlara kötü bir ayrıntı belirteceğim. başörtülü kadın sayısı artmış olabilir ama maalesef "kendi isteği ile başörtüsü takan kadın" sayısı azaldı. daha neyin ne olduğunu anlayamacak yaştaki kız çocukları bile başörtüsü takıyor. seçimleri onlar değil de aileleri yapıyor. ben burada sevinecek bir taraf göremiyorum maalesef. (hadi uzayı felan geçtim) dünyada açlık ve zulüm ile boğuşan onlarca insan varken nasıl bir çare bulabiliriz diye düşünmek yerine, hala birbirimizi ötekileştirip nefret etmek için sebep arıyoruz. kafamızı bir gün taşlara vuracağız da yazık olmuş olacak hepimize.
devamını gör...

ressam, heykeltıraş ve aynı zamanda şairdir.en ünlü eseri (bkz: guernica) eseridir.guernica alman hava kuvvetlerinin guernica kasabasının bombalamasını anlatır.picasso "bu resmi siz mi yaptınız?" diye soran alman generale "hayır siz yaptınız" cevabını vermiştir.tablo savaşa duyulan nefreti anlatmaktadır.
devamını gör...

john koenig’in hepimizin hissettiği ancak tanımlamakta zorluk çektiği duygu, durum, düşünce, his, arzu, korku ve anlarını tanımlayan çalışmalarını paylaştığı websitesi ve youtube kanalının ismidir. dilimize çevirisi ‘tanımlaması güç hüzünler sözlüğü’ şeklindedir. özellikle kanaldaki içerikleri çok ilham verici buluyorum. incelemek isteyenler için de sitenin ve kanalın linkini bırakıyorum.
devamını gör...

anlatım bozukluğu olan ve çürüttüğüm tez.

babam gibi biriyle olabileceğimi hiç zannetmiyorum. umarım dünyada onun gibi erkekler yoktur.
devamını gör...

-spoiler içerir-

1985 yapımı, abd menşeili, absürd komedi tarzında çekilen martin scorsese filmidir. başrolü giriffin dune oynar. rosanna arquette, linda fiorentino, teri garr, catherine o'hara ve jhon heard gibi isimler eşlik eder. aynı zamanda scorsese de filmde yer almıştır.

ilk başta, paul adında başrolümüzün sıkıcı hayatına odaklanırız. kendisi bir bilgisayar programcısıdır, iş çıkışında rastgele gittiği bir kafede okuduğu kitap (henry miller - yengeç dönencesi) sonucu bir kadınla tanışır. ayrılmalarının ardından evine gider ve kadından aldığı numarayı arar. davet edilmesi üzere yola çıkar. daha yola koyulduğunda bile ilk talihsizliğini yaşar. parasını rüzgara kaptırması sonucu taksiye parasını ödeyemez. ardından, yeni tanıştığı kadının evine gider. orada kendisini tanıştığı kadının arkadaşı karşılar. heykaltıraş olan bu kadın, pek de normal biri değildir. paul bu tuhaflığı başından sezmiştir fakat sonunda beklediği kişi geldiğinde bunun üzerinde durmaktan vazgeçer. tanıştığı kadının adı marcy'dir. fakat paul bu kadının da çok tuhaf, gelgitlerle dolu olduğunu anlamıştır. bir süre dayanmaya çalışır, onunla bir ilişki yaşamak istemektedir. fakat bunun olmayacağını anladığında kaçar ve metroya gider. kendini nasıl dışarı attığını bilmediği için yağmurun farkında değildir. ıslanarak metroya koşar, ama bir talihsizlik daha onu bulmuştur. evine dönmek için parası yeterli değilidir. bu yüzden kendini bir bara bırakır. orada işinden memnun olmayan bir kadın yardım ister ama paul buna kulak asmaz. sonradan, barın sahibi kendisine evine dönmesi için para ödeyeceğini söyler, fakat bunun için adamın evinden anahtarı alması gerekmektedir. paul bunu da yapar, anahtarı alırken hırsız olduğundan şüphe edilse de bundan sıyrılır. fakat yolda ilerlerken bir olaya şahit olur, kendini yine marcy'nin evinde bulur. marcy'nin arkadaşının uyarısı üzerine kendini affertirmek üzere marcy'nin karşısına geçer ancak kadın intihar etmiştir. paul polisi aradıktan sonra evden ayrılır ve yolda yürürken barda gördüğü kadının işten ayrıldığını öğrenir. bu kadının da evine davet edilir. fakat oyalanmak istememektedir, biraz kalıp bara geri döner. barın sahibine anahtarını verir ancak kendi anahtarını alamaz, çünkü adam aldığı haberle yıkılmıştır. sevgilisinin intihar haberi gelmiştir. ne yazık ki, bu kişi paul'un takılmak istediği marcy'dir. bunun üzerine oradan ayrılır.

oradan sonra bir kadınla daha tanışır. bu sefer bu kadın, paul'u evine götüreceğini söyler ancak bir yanlış anlaşılmayla tüm mahalle paul'un peşine düşer. bardaki kadın ondan intikam almaktadır. paul kaçarken kendini oradan oraya atar, sonunda bir kadın daha bulur. film boyunca tanıştığı tüm kadınlar sarışındır. tanıştığı son kadın sayesinde pek de iyi bir şekilde olmasa da kurtulur. ve kendini filmin başladığı ilk yerde, iş ofisinde bulur.

-spoiler içerir-
devamını gör...

hayallerim...
devamını gör...

zor ama asıl önemli olan bu değil bence. karşılıklı sevgi ve saygı çok önemli. benim için sorun hep karşı tarafın benim ona değer verdiğim kadar değer vermemesi oluyor mesela.
devamını gör...

bencillikleri, egoları ve daima şikayet ediyor olmaları. çevresinde olan insanlara daima negatif enerji sağlayıp kendilerine pay çıkarıp mutlu olabilirler. (bkz: pişkinlik)
devamını gör...

fakir baykurt 'un 1954 yılında yazdığı karakterler ve olaylar köyü, köylüyü anlatsa da türkiye gerçeklerinin romanı. su gibi aktı okurken, hem de hiç bilmediğim köyün dilini bile yadsımadan aktı.

yeri geldi gülümsediğimi fark ettim, yeri geldi dişlerimi sıka sıka okudum, dişlerimi, hatta yumruklarımı sıktığım zaman daha fazlaydı. parayı, gücü eline geçirmiş olan muhtarlarla dolu bir dünyada yaşıyoruz. bu muhtarlar, parası var aklı yok haceli'lerle, aklı var parası yok ırazca'larla, bayram'larla menfaatine göre oyuncak gibi oynar. yaşamlarını alt-üst eder. ırazca hem akıllı hem onurlu ırazca... yaşlıyım demez dimdik durur haksızlığın karşısına fakat en sonunda o da aklını kaybeder.

dediğim gibi son derece akıcı bir dille yazılmış fakat şimdi soruyorum kendime, nereye aktı! aktı da gitmedi sanki, kalbimin ortasına oturdu kaldı.

bir kaç alıntı da bırakayım.

yılanlar yılanken sizin gibi alçakların hakaretine dayanamadı da, siz insan olduğunuz halde bunca hakarete, bunca zulme, zillete nasıl dayanıyorsunuz behey, heheeeey...

ah el kapıları, ah!.. kapansın el kapıları!.. yakacaksın ki kapansın... başkaları da açılmasın namussuz dünyada! yokluklar yok olsun. yok olsun yoksulluklar! ille de kulun kula kulluğu kalksın!

öyle oyunlara geldik ki biz!.. biz hiçbir numarayı kolay kolay yutmayız artık! çiğdik, piştik... kördük, açıldık... uyuttulardı, uyandık!

gece bile olsa...
düşün yollara! yollara!..
devamını gör...

tunç beril ile çocukluk arkadaşı öyle bir şeyi hayatta düşünmez.
(bkz: umut sarıkaya)
devamını gör...

her şeyden önce akplidir. sonra sağlık bakanı. şaşırtmamış, kendine yakışanı yapmıştır.
devamını gör...

kafayı sarıldığın yastığın altına sokuşturduğunda daha güzel olan sarılma şekli. şu şekil...

bu da, bu işi benim gibi alışkanlıktan değil, yalnızlıktan yapanlara gelsin:

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

sözlükte yazmak. hadi yine iyisiniz köftehorlar.
devamını gör...

düzenli olarak yediğim arkadaş kazığıdır.
devamını gör...

en az kelimeyle en büyük, en derin cümleleri kuran edebiyatımızın benim için en usta kalemi.

'' ne yazık ki insanın ufku yine insan''

''...halbuki ben bir masalı olan adamdım''

“şu hakikati kendi hayatım bana öğretti: insanoğlu, insanoğlunun cehennemidir''

''insanlar da kuyulara benzerler içlerinde boğulabilirsiniz''

bazı basit cümlelerin tesiri bende büyük oluyor bazen.

huzur romanı okuduğum en iyi aşk romanı olması dışında anlamak için inanılmaz bir entelektüel seviye gerektiriyor.

çok büyük usta çok...
devamını gör...

ölü ozanlar derneği.
devamını gör...

rivayete göre mansur el hallaç’ın öldürülmesine zemin hazırlamış “ben allah’ım” anlamına gelen söylem.

saksı ukdesidir.
devamını gör...

emek vardır yemek yoktur.
devamını gör...

eteğin istediğiniz kabarıklığa ulaşması için halkalarla sertlik verilmiş bir tür kumaş veya tülden etek.
daha çok gelinlik, nişan elbisesi gibi kıyafetlerin altına, duruş güzelliği sağlamak ve eteği istenilen kabarıklığa ulaştırmak-kaldırmak için kullanılır.

resimag.com/p1/e7d769fcdef1.jpeg
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim