bir kitap kahramanı sayesinde kazandığınız alışkanlıklar
nazlı eray'ın kayıp gölgeler şehri romanını okuduktan sonra naneli dondurma yemeye başladım. oradaki anlatıcı kahraman bunu çok seviyordu ve devamlı alıyordu. bu romandan sonra ben de denedim ve yaz gelince yemeyi en çok sevdiğim yiyeceklerden oldu.
devamını gör...
kitap alıntıları
“hiç evlenme, dorian. erkek, yorgun düştüğü için evlenir, kadın merak duyduğu için. ikisi de hayal kırıklığına uğrar."
dorian gray'in portresi, oscar wilde
dorian gray'in portresi, oscar wilde
devamını gör...
napolyon kiraz
bol sulu, ergin hali bordo, ermemiş hali kırmızı renkte olan, dal oyuğu içine göçkün, kalp şeklinde bir meyvedir. üreticisine çok para kazandırdığı için bu isim konmuştur. bu kiraz, en az 30 - 40 çap büyüklüğünde meyve veriyor. çapı 26'dan büyükse dış pazar, küçükse iç pazara satılıyor. diğer cinsler 10 gün dayanamazken, napolyon kirazı 15 gün bozulmadan durabilir.
her gösterişli ve parlak kırmızı kiraz, bu isimle pazarlanıyor. aslında bu türün ismi 0 900 ziraat diye de geçer. çıkış yeri ve tarihi de, 1975 yılında yalova toprakları. coğrafi işaret tescilinin yarıdan fazlası da bu kiraz cinsi. temelinde fransızlar'a ait bigarreau cinsi var ve geçmişi 17. yüzyıllara dayanıyor.
meyvenin dalında olgunlaşma süresi içinde çatlamaması, raf albenisinin yüksek oluşu, yol ve nakliye şartlarına dayanması avantajlı taraflarıdır. türkiye de, bu kirazın tedarikçisi durumunda, dünyaya kirazın beşte biri ülkemizden gidiyor. kirazdan fazla verim alabilmek için kışın sert geçmesi gerekir. kiraz toplama işi ağırlıklı olarak haziran ayı sonunda başlar temmuz ayı başlarına kadar devam eder.
her gösterişli ve parlak kırmızı kiraz, bu isimle pazarlanıyor. aslında bu türün ismi 0 900 ziraat diye de geçer. çıkış yeri ve tarihi de, 1975 yılında yalova toprakları. coğrafi işaret tescilinin yarıdan fazlası da bu kiraz cinsi. temelinde fransızlar'a ait bigarreau cinsi var ve geçmişi 17. yüzyıllara dayanıyor.
meyvenin dalında olgunlaşma süresi içinde çatlamaması, raf albenisinin yüksek oluşu, yol ve nakliye şartlarına dayanması avantajlı taraflarıdır. türkiye de, bu kirazın tedarikçisi durumunda, dünyaya kirazın beşte biri ülkemizden gidiyor. kirazdan fazla verim alabilmek için kışın sert geçmesi gerekir. kiraz toplama işi ağırlıklı olarak haziran ayı sonunda başlar temmuz ayı başlarına kadar devam eder.
devamını gör...
20 mart 2021 türkiye'nin istanbul sözleşmesi'nden ayrılması
sözleşme varken bile 78 günde 77 kadın öldürülmüşken şimdi nasıl bir hal alıcak durumumuz bilmiyoruz.
devamını gör...
mezopotamya
mezo+potam+ia (eski yunanca/grekçe yer adı)
mezo=orta,ara
potam=akarsu, nehir
ia=yer ismi eki
iki nehir arasındaki bölge anlamına gelen, yer adı olarak fırat ve dicle nehirleri arasındaki ırak, kuzey suriye, güneydoğu anadolu bölgemizi içine alan mıntıkadır. ancak zamanla çekirdeğinde bu mıntıka olmakla beraber daha büyük bir alanı ifade edecek şekilde anlamca ve mekanca genişletilmiştir.
mezo=orta,ara
potam=akarsu, nehir
ia=yer ismi eki
iki nehir arasındaki bölge anlamına gelen, yer adı olarak fırat ve dicle nehirleri arasındaki ırak, kuzey suriye, güneydoğu anadolu bölgemizi içine alan mıntıkadır. ancak zamanla çekirdeğinde bu mıntıka olmakla beraber daha büyük bir alanı ifade edecek şekilde anlamca ve mekanca genişletilmiştir.
devamını gör...
pudra şekeri ağızdan mı yoksa burundan mı alınır sorunsalı
çileğe batırılarak istenen yerden alınır.
devamını gör...
eleştirilen insana dönüşmek
eleştirdiğimiz insana dönüşmek değilde, aslında eleştirdiğimiz şeyi bizimde yaptığımız gerçeğini kabul etmemiz lazım..
hiçbirşeyi beğenmediğim çok söylendiği için, kendimi geliştirmek adına eleştirdiğim şeyleri bende yapıyormuyum diye düşünmeye başladım, çok kızdığım ve ben hiç yapmıyorum dediğim (hatta, bi insan bunu nasıl yapar yeaa, aptal filan olması lazım, bu kadar basit bi işi yaani bile dediğim hemde) bazı şeyleri benimde yaptığımı farkettiğim oldu, bunu düşünmeye başlamak önemli birşey bence, çünkü bir şekilde kendi kendinizi takip ediyorsunuz heralde, ve başkası yaptığında kızdığınız şeyi, kendinizinde yaptığını, en kötüsü istemeyerek yapılabildiğini görüyorsunuz, o insana kızarken, kasıtlı yaptığını zannedip kızıyorsunuz, ama kendiniz yapınca aslında onunda istemeyerek yapmış olabileceğini, o insanı anlıyorsunuz..
zor ama çok eğitici bir durum, tabi bunu istemeniz lazım önce..
*bunu yaptığınızı birine söylerseniz, hemen size kendi eleştirdiği şeyleri kabul ettirmeye çalışır, çünkü herkes buna can atıyor, istiyorki o herkesi eleştirsin.. ama kimse bi dakka ya ben çok mu doğruyum sanki diyip, aynı gözle bi kendine bakmıyor.. bir insanın herşeyin doğrusunu bilmesi mümkün mü, buna nasıl inanıyoruz.. kendimi de katıyorum.. birde bunu yapana kızıyoruz, aynı şeyi yapıyoruz halbuki..
hiçbirşeyi beğenmediğim çok söylendiği için, kendimi geliştirmek adına eleştirdiğim şeyleri bende yapıyormuyum diye düşünmeye başladım, çok kızdığım ve ben hiç yapmıyorum dediğim (hatta, bi insan bunu nasıl yapar yeaa, aptal filan olması lazım, bu kadar basit bi işi yaani bile dediğim hemde) bazı şeyleri benimde yaptığımı farkettiğim oldu, bunu düşünmeye başlamak önemli birşey bence, çünkü bir şekilde kendi kendinizi takip ediyorsunuz heralde, ve başkası yaptığında kızdığınız şeyi, kendinizinde yaptığını, en kötüsü istemeyerek yapılabildiğini görüyorsunuz, o insana kızarken, kasıtlı yaptığını zannedip kızıyorsunuz, ama kendiniz yapınca aslında onunda istemeyerek yapmış olabileceğini, o insanı anlıyorsunuz..
zor ama çok eğitici bir durum, tabi bunu istemeniz lazım önce..
*bunu yaptığınızı birine söylerseniz, hemen size kendi eleştirdiği şeyleri kabul ettirmeye çalışır, çünkü herkes buna can atıyor, istiyorki o herkesi eleştirsin.. ama kimse bi dakka ya ben çok mu doğruyum sanki diyip, aynı gözle bi kendine bakmıyor.. bir insanın herşeyin doğrusunu bilmesi mümkün mü, buna nasıl inanıyoruz.. kendimi de katıyorum.. birde bunu yapana kızıyoruz, aynı şeyi yapıyoruz halbuki..
devamını gör...
yazarların hayatta yapmam deyip sonradan yaptığı bir şey
sigaraya başlamamdır.
küçükken annemin sigara içmesine çok kızar, eve gelmek isteyen arkadaşlarını bile sırf anneme sigara içermesinler diye eve sokmazdım. kokusuna bile tahammülüm yoktu. şimdi ise hey gidi hey tanımı yazarken bile ağzımda sigara*
ne demiş atalarımız büyük lokma ye büyük konuşacağın vakit tütün sar iç.
küçükken annemin sigara içmesine çok kızar, eve gelmek isteyen arkadaşlarını bile sırf anneme sigara içermesinler diye eve sokmazdım. kokusuna bile tahammülüm yoktu. şimdi ise hey gidi hey tanımı yazarken bile ağzımda sigara*
ne demiş atalarımız büyük lokma ye büyük konuşacağın vakit tütün sar iç.
devamını gör...
biriyle aynı kitabı okumak
kitabı bitirdikten sonra kritiğini yapmakla birlikte hoş eylemdir.
kitaba farklı bakış açısından bakmayı sağlar.
kişi sayısı ile alınan keyif doğru orantılıdır.
kitaba farklı bakış açısından bakmayı sağlar.
kişi sayısı ile alınan keyif doğru orantılıdır.
devamını gör...
öğrenildiğinde ufku iki katına çıkaran şeyler
ay’a ayak bastıktan sonra dünya’ya dönen neil armstrong ve ekibini, yurt dışından geldikleri gerekçesiyle gümrük kontrolünden geçirmeleri.
devamını gör...
fahiş fiyat zamlarına erdoğan'ın tepkisi
daha önce de yazmıştım.
1000 liralık bir cep telefonunu tüketici en az 2200 lira ödeyerek alıyor.
üstelik gümrük vergisi rakamla "0" yazıyla "sıfır" olduğu halde.
adamlar 1000 liraya telefon satıyor telefon türkiye'ye geliyor.
bu telefonu üreten qulacomm'a işlemci parası ödüyor.
s-gpu için arm mali ye para ödüyor.
ekran için lg'ye para ödüyor.
batarya için go max'a para ödüyor.
kamera için sony'e para ödüyor.
yazılım için google'a para ödüyor.
ram veya depolama ya da kaplama vb tüm bu imalat sürecinde parça yazılım malzeme lisans vb için kısaca open handset alliance gibi konsorsiyumlar yapılara şirketlere para ödüyor.
aynı zamanda güncelleme destek servis nakliye garanti hizmetleri için de para ödüyor ve 1000 liraya telefonu bize satıp para kazanıyorlar.
ama vatandaş bunu 2200'e alıyor.
bunun suçlusu bu cep telefonunu satan teknosa mı, vatan bilgisaray mı, media markt mi?
aileniz ve sizin için hem güvenli hem şehirde hem kırsalda kullanacağınız volvo'nun en ucuz araba modeli v60 cross country b5 awdmild hybrid benzin 1.969 cc.250 hp8 ileri geartronic modelini volvo üretiyor.
işçilik, mühendislik, malzeme, nakliye, km-yıl garantisi giderlerini karşılama, ar-ge bütçesi, sonra ki model için yatırım parası, hissedarların kar payı, bayi teşvikleri promosyonları, reklam vb markething giderleri, kendi kar payı lisans ücretleri vb masrafları da düşünürek aracı türkiyeye getirip 228.250 tl fiyata satıyor ve volvo para kazanıyor.
benim gibi cahil amele bu arabayı almak için kalkıp 677.238 tl ödüyor.
arada olan 438.988 lira fark için bu arabayı satan volvo bayisi otokoç mu suçlu?
bunu domates biber ayçiçek yağı vs tüm tüketim-tüketici mallarında düşünün ki etkenler değişse de sonuç fahiş fiyat ve bu durum emir denetleme ceza ile düzelmez.
ama yaklaşım tepki doğru.
sn cumhurbaşkanımız ne yapsın, bu pahalılıkta onun suçu etkisi yok.
bunlar dış güçlerin oyunu.
büyümemizi çekemiyorlar.
işlem tamam.
1000 liralık bir cep telefonunu tüketici en az 2200 lira ödeyerek alıyor.
üstelik gümrük vergisi rakamla "0" yazıyla "sıfır" olduğu halde.
adamlar 1000 liraya telefon satıyor telefon türkiye'ye geliyor.
bu telefonu üreten qulacomm'a işlemci parası ödüyor.
s-gpu için arm mali ye para ödüyor.
ekran için lg'ye para ödüyor.
batarya için go max'a para ödüyor.
kamera için sony'e para ödüyor.
yazılım için google'a para ödüyor.
ram veya depolama ya da kaplama vb tüm bu imalat sürecinde parça yazılım malzeme lisans vb için kısaca open handset alliance gibi konsorsiyumlar yapılara şirketlere para ödüyor.
aynı zamanda güncelleme destek servis nakliye garanti hizmetleri için de para ödüyor ve 1000 liraya telefonu bize satıp para kazanıyorlar.
ama vatandaş bunu 2200'e alıyor.
bunun suçlusu bu cep telefonunu satan teknosa mı, vatan bilgisaray mı, media markt mi?
aileniz ve sizin için hem güvenli hem şehirde hem kırsalda kullanacağınız volvo'nun en ucuz araba modeli v60 cross country b5 awdmild hybrid benzin 1.969 cc.250 hp8 ileri geartronic modelini volvo üretiyor.
işçilik, mühendislik, malzeme, nakliye, km-yıl garantisi giderlerini karşılama, ar-ge bütçesi, sonra ki model için yatırım parası, hissedarların kar payı, bayi teşvikleri promosyonları, reklam vb markething giderleri, kendi kar payı lisans ücretleri vb masrafları da düşünürek aracı türkiyeye getirip 228.250 tl fiyata satıyor ve volvo para kazanıyor.
benim gibi cahil amele bu arabayı almak için kalkıp 677.238 tl ödüyor.
arada olan 438.988 lira fark için bu arabayı satan volvo bayisi otokoç mu suçlu?
bunu domates biber ayçiçek yağı vs tüm tüketim-tüketici mallarında düşünün ki etkenler değişse de sonuç fahiş fiyat ve bu durum emir denetleme ceza ile düzelmez.
ama yaklaşım tepki doğru.
sn cumhurbaşkanımız ne yapsın, bu pahalılıkta onun suçu etkisi yok.
bunlar dış güçlerin oyunu.
büyümemizi çekemiyorlar.
işlem tamam.
devamını gör...
hem seks hem miting esnasında söylenebilecek sözler
işçiyiz haklıyız s*ke s*ke alırız.
efenim söke söke yani.
efenim söke söke yani.
devamını gör...
lucifer (yazar)
latincede venüs gezegeninin sabahları gökyüzündeki parlak halini tanımlamak için kullanılan ve "ışık getiren" anlamına gelen, hristiyanlıkta ise şeytan veya şeytanın oğlunu temsil eden kelime.
devamını gör...
azizler
engin günaydın in oynadığı dizi ve filmlerde artık gerçekten kendini oynadığına inandığım filmdir. kötülemek anlamında değil yorumum, rollere kattığı ilaveler var ama bu kadar doğal olamaz bu karakterler dedirtiyor. gerçek hayatta da böyle tipler var. sanki hayatın düzgün gidiyormuş gibi etrafina göstermelik hareketler. herkesin çevresinde dalga konusu olma korkusu yok mu zaten. aslında herkes senin gibi ama kimse o son adımı atıp doğruyu söyleyemiyor. biri bı söylese herkes rahat edecek ama işte o insanın içindeki, her an karşındakinin açığını buldugun anda onu ezmeye çalışacak duygu tetikte bekler. aynı sıkıntı sende olsa bile içine içine ağlarsın ama başkasında gördüğün an onu eziklersin. bu duyguyu filmi izlerken net yaşatmislar izleyiciye. o içine kapanikliktan kurtulmak isteme ama kurtulamama ikilemi, korkusu içini kemiriyor filmi izlerken. arada da "aynı ben" diyorsun içinden.
film de en iç acitici sahne ise öner erkan in canlandırdığı alp karakterinin ev partisinden herkesin tek tek ayrıldığı sahnedir. ki bu sahne ilk önce komik geliyor ama film ilerledikçe aslında yalnızlığın dramasini yaşattığını anlıyoruz. araya sepristirilen absürt durum ve şakalar da acaba bu bir rüya mı, hangisinin rüyası olabilir diye düşündürüyor izleyiciye.
güzel film olmuş, yazanın, yapanın, çekenin, oynayanınn, oynatanin, çay su verenin emeğine sağlık.
film de en iç acitici sahne ise öner erkan in canlandırdığı alp karakterinin ev partisinden herkesin tek tek ayrıldığı sahnedir. ki bu sahne ilk önce komik geliyor ama film ilerledikçe aslında yalnızlığın dramasini yaşattığını anlıyoruz. araya sepristirilen absürt durum ve şakalar da acaba bu bir rüya mı, hangisinin rüyası olabilir diye düşündürüyor izleyiciye.
güzel film olmuş, yazanın, yapanın, çekenin, oynayanınn, oynatanin, çay su verenin emeğine sağlık.
devamını gör...
bilemiyorum altan
başrollerini cem yılmaz ve mazhar alanson'un paylaştığı 1998 yapımı her şey çok güzel olacak filminde geçen, insanın bilemediği her duruma cuk diye oturan bir replik.
devamını gör...
aduantas
irlandaca kelime. daha önce hiç gelmediğiniz bir yerde bulunmanın veya hiç tanımadığınız insanlarla çevrili olmanın verdiği gerginlik veya rahatsızlık. advantes şekilde telaffuzu uygundur.
devamını gör...
normal sözlük'ü çağrıştıran kelimeler
yoldaş.
devamını gör...


