evleneli 1 buçuk yıl oluyor hala ne zaman konuşsak "meyve yedin mi? meyve ye" diye başımın etini yer iki gözümün çiçeği. bir yandan da ben yokken evde kimsenin meyve yemiyor olmasından dert yanar.
devamını gör...

tam adı ibrahim abdülkadir meriçboyu. 1917 doğumlu, 1940 sonrası sosyalist toplumcu-gerçekçi şairimiz. 1939'da kara harp okulu son sınıf öğrencisiyken, nazım’a hayranlığıyla dikkatleri çeken a. kadir son sınıfta “zararlı kitaplar okuduğu ve aykırı düşüncelere sahip olduğu” gerekçesiyle okuldan atılarak tutuklandı. nazım hikmet'le birlikte yargılanarak 10 ay hapse mahkum oldu. 1943'te savaş karşıtı şiirlerini içeren ilk kitabı tebliğ toplatıldı, sıkıyönetim tarafından istanbul dışına sürgün edildi. şiirlerinin yanı sıra farsçadan yunancaya pek çok dilde yaptığı çevirileriyle dünya edebiyatının edebiyatımızda tanınmasına büyük katkıda bulunmuştur. 1958'de azra erhat ile birlikte yaptıkları ilyada çevirisi, 1970'te yine azra erhat'la birlikte yaptıkları odysseia çevirisi çıktı. pek çok çeviriyi 3 ciltte dünya halk ve demokrasi şiirleri adı altında bir araya getirdi. 1985 yılında istanbul'da yaşama veda etti.


çile
bizim hiç bir hürriyetimiz yok,
hiç bir hürriyetimiz,
ne çalışmak, ne konuşmak, ne sevişmek,
sen orda bağrına bas dur en büyük çileyi,
ben burda en büyük çileyi doldurayım,
ekmeğe muhtaç, hürriyete muhtaç, sana muhtaç.
sen orda dalından koparılmış bir zerdali gibi dur,
ben burda zerdalisiz bir dal gibi durayım.


özellikle şu son iki dizesi ilk okuduğumdan beri kazınmıştır aklıma.


yol
tekmil haklar alınır.
tekmil hürriyetler kısılır.
tekmil köşe başları, tekmil kapılar tutulur.
gökyüzü tıkılır dört duvar içine.

bütün bunlara karşı,
dümdüz, apaydınlık kalır
seni bana getiren yol.


savaşı, yoksulluğu, iyiye, doğruya, eşitliğe duyduğu özlemi kavgasız, samimi, gerçekçi bir dille anlatır.


insan

insan kuş kanadında gelen yazı.
insan arı su, insan ak süt.
insan yemyeşil uzanan bahçe.
insan kum, insan çakıl taşı.
insan yiğit, insan dost, insan sevdalı.
insan kancık, insan ödlek, insan hergele.
insan kocaman, dağ gibi.
insan parmak kadar, küçücük.
insan alın teri, insan lokma, insan kan.
insan solucan, insan sülük.

insan kuş kanadında gelen yazı.
insan gül fidanında yanan konca.
insan umutların kapısı.



nazım hikmet, “a. kadir’i pek severim, yüreğimin başında oturan insanlardan biridir. onun yüreği halis bir şair yüreğidir.” der hapishane arkadaşı için.
devamını gör...

1978 doğumlu türk rapçi.
devamını gör...

yanlış hatırlamıyorsam az önce duymuş olduğum cümledir. çok komiğime gitti, sanki bir nuri alço havası sezdim. sonra gittim baktım ünlü bir lafmış. herhalde bu resim yüzünden ünlenmiştir:

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

bu resmi bulmak hiç kolay olmadı. bu laf nası ünlü oldu acaba. resmi bile doğru dürüst internette yok.
devamını gör...

dünden beri olanlar tüm yazar arkadaşlarımızın, malumudur. benimde biraz uyuma, biraz düşünme ve bu olanlar hakkında tarafıma gelen olumlu ve olumsuz tüm eleştirileri değerlendirmek için zamanım oldu.

dışarıdan bakılınca nasıl biriyim, gerçekten bilmiyorum. beni tanıyanlar var, devamlı görüştüğümüz değerli insanlar var. öncelikle şunu belirtmek isterim ki amacım kaos çıkarmak ya da moderasyon içinden bir kişiyi, radyo yayını üzerinden hedef göstermek değildi. geldiğimiz noktada sevgili sek'in yayınının bitmesine bir nevi sebep olmuş olmaktan ötürü bir üzüntü içerisindeyim, fakat bu tanımı bana yazdıran tek sebep bu değil.

dediğim gibi son 24 saat içerisinde, gerek sözlük içi özel mesaj yolu ile gerek telegram ve discord gibi uygulamalardan iletişim halinde olduğumuz değerli arkadaşlar ile konuşma fırsatım oldu. hatta bunlardan biride yakın zamanda karşılıklı nickaltı yazarak birbirimize girdiğimiz "relax" isimli yazarımızdır, olumlu yaklaşımından dolayı ayrıca teşekkür ederim. genel olarak rahatsız olduğum noktayı dile getirmem doğru olsa da, dile getirme biçimimin yanlış olması konusunda herkesin bir rahatsızlık içinde olduğunu anladım ve onlara hak verdim.

tüm bu olayların fitilini ateşleyen kişi olarak, sözlüğe kafa dağıtmak için gelip, bir sürü "kaossal" muhabbete maruz kalan, malum süreçten olumsuz etkilenen herkesten özür dilerim ve reca ediyorum bana haklarını helal etsinler.

sözlükte uzun yıllar yazmak, eğlenmek ve yeni mükemmel insanlar tanımak, ayrıca kendimi geliştirmek istiyorum. bu gibi şeylerle anılmak istemiyorum. fakat bu demek değil ki bir rahatsızlığım olduğunda dile getirmeyeceğim, yine doğru bildiğimi söylemeye devam edeceğimin bilinmesini isterim, fakat bu şekilde bir kez daha dile getirmeyeceğimin de ayrıca bilinmesini isterim.

bu açıklamayı yapmakta ki amacımı, anlaşılabilir bir şekilde ifade ettiğimi düşünüyorum. tamamen kendi kararım olup, kimsenin demesi zorlaması ile yaptığım bir eylem kesinlikle değildir. aa gördün mü bak tükürdüğünü yaladı, ehe ehe diyecek olanlar çıkabilir, bunlara takılmayacağımın ve cevap vermeyeceğimin bilinmesini isterim. benim niyetimi anlayan ve hak veren bir avuç insana hitap edebildiysem ne mutlu bana.

edit: bu süreçten en çok zarar görenlerden biride değerli arkadaşım,"supportgirl"'e de ayrıca sergilediği olgun duruş için teşekkür ederim.
devamını gör...

şov mu yapıyordur? entelektüel görünmeye mi çalışıyordur? tebrik ederim. başlığa bakın. kitap okumak dışarıda yasaklansın. başlık açanlar rahatlasın.
devamını gör...

ilk önce öğretmenlerin maaşı yüksek olmalı. sonrasında sağlık çalışanlarıdır.
devamını gör...

hiçbir şeye şaşırmamak ,duygularını içinde yaşamak ve tek olduğunu bilmek.
devamını gör...

günaydın sözlük.
nasıl gidiyor?
iyi gitsin inşallah.
ankara malum olduğu üzere sabahları ve akşamları buzz, öğlenleri yakıyor.
evler başka, dışarısı başka.
ankara insanı aynı.*
bende aynı.
o vakit bana, ankara'ya ve sözlüğe
orhan gencebay'dan,
beni böyle sev gelsin.
dün akşam dm'den yolladığıma, iki kere gelsin.
mis gibi bir gün geçirelim.
devamını gör...

ponçik.
devamını gör...

bir arkadaşım var. 5 gün önce kanser teşhisi konuldu. dün de karaciğerine de metastaz yaptığını öğrendik ve bu kısımdan henüz haberi yok. tedavi için hastaneye gitmeden onu görmek, moral vermek için gittik dün. gözüm yaşlı çıktım evimden, onun kapısından girmeden hemen önce yüzüme kocaman bir gülümseme yerleştirdim. eski günleri yad edip bol bol kahkaha attık. ve ona "iyi olacaksın" dedim. inanarak bir yalanı söyledim. hem ona hem de kendime.
evet yalan söyledim ama birazcık umuda tutunmak için. şu an yalan olan gerçek olsun diye...
devamını gör...

bi de entryle alakalı mesaj atıp oylamayanlar var çok acayip.
devamını gör...

şimdi sıkılırsın edersin de, bir gün gelir belki burada yaşadığın şeyler hoşuna bile gidebilir. çoluk çocuk sahibi olunca anlatacak bir hikâyen olur fena mı? bir zamanlar anadolu’da dersin, ücra bir yerde görev yaparken işte böyle böyle bir gece yaşamıştık dersin. anlatırsın yani ne bileyim. masal gibi.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

omurilikten çıkan, boyunun iki tarafında da bulunan ve kola uzanan sinir ağıdır.

genellikle normal doğum sırasında hasar alması sonucunda kısmi felç ortaya çıkar. normal doğum sırasında özellikle ters gelen bebeklerde boyunlarının fazla yana yatması sebebiyle sinirler zarar görür. doğum sonrası sebepler ile şu şekilde sıralanabilir; travma, damar hastalıkları, tümör, radyasyon vb.

brakial pleksus yaralanmasına bağlı olarak zamanla kaslarda kısalık ve zayıflık ortaya çıkabilir ve buna bağlı olarak kollardan biri diğerinden uzun olur. uzman hekimlerce karar verildiği durumlarda cerrahi müdehalede bulunulabilir.

brakial pleksus yaralanmasından muzdarip kişiler ücretsiz fizyoterapi alma hakkına sahiptir. ortopedik engelli olduğuna dair aldığı rapor ile beraber başvurmaları durumunda; özel hastanelerin fizyoterapi bölümlerinde yada fizik tedavi programı olan rehabilitasyon merkezlerinden ücretsiz terapi alabilirler.

daha detaylı bilgi için;
(bkz: brakial pleksus yaralanması)

ayrıca girdide düzeltme yapmam için uyarıda bulunan idle nickli yazarımıza teşekkür ederim.
devamını gör...

italyan romantizminin en önemli temsilcilerinden francesco hayez'in 1859 tarihli tablosunun adı.*
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel görsel kaynak: wikimedia
tabloya ilk bakışta merkezde iki sevgiliyi görüyoruz ancak detaylara dikkat ettiğimizde tablo anlam kazanıyor.
erkeğin tek ayağı merdivende, belli ki birazdan gidecek. kadın ona sıkıca sarılmış, hızlı bir vedalaşma öpücüğü bu. aslında ayrılmak üzere oldukları an resmedilmiş, belki de gizlice buluşmuşlar.
sol alt köşede ise onlara yaklaşmakta olan, onları dinliyor ya çoktan dinlemiş ve gidiyor olan kimliği belirsiz bir figür var. bütün bunlar tabloyu daha gizemli kılıyor.

minik bir tarihi bilgi vereyim. 1859'daki ikinci italyan bağımsızlığı savaşı'nda fransa ve italya, avusturya imparatorluğu'na karşı birleşerek zafer elde ettiler. bu zafer 1861'de italya'nın birleşmesinde etkili olmuştur.
işte bu tablonun aynı zamanda dönemin siyasi olaylarıyla ilgili sembolik bir anlam taşıdığı da düşünülüyor. erkeğin yeşil ve kırmızı, kadının mavi ve beyaz renkteki kıyafetleri, avusturya imparatorluğu'na karşı birlik olan italya ve fransa'yı simgelemektedir.
hayez bu tablonun üç versiyonunu yapmış. hemen bakalım.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel sırasıyla 1859, 1861 ve 1867 yılında yaptığı tablolar. görsel kaynak
üç tabloda da mekan aynı ancak açının az çok değiştiğini farkedebiliriz. sol alttaki figürü tüm tablolarda çok belirgin olarak görebiliyoruz. göreceğini görmüş ve giden birini düşündürüyor bana.
1867 tarihli tabloda kıyafetlerin renkleri çok daha canlı ve diğer tablolardan farklı olarak yere düşmüş beyaz bir örtü var. arkaplanın kasvetli renklerine zıt olarak kadının mavi elbisesi ve beyaz örtü bu çift için umudu temsil ediyor olabilir. belki bu çift sonsuza dek ayrılmayacaktır. kim bilir.
kaynak
devamını gör...

ölüleri diriltme deneyleri ile nam salmış bilim dünyasının en manyak insanı.

deneyi gerçekleştirmek için köpeklerini boğarak öldüren doktor, ''sallama tahtası'' adını verdiği düzeneğe köpekleri bağlayıp bedenlerine kan sulandırıcı ilaçlar enjekte ediyor, elektrik veriyor ve son olarak sallayarak kan akışının sağlanmasını bekliyordu.

işin ilginç tarafı bu canice deneyin işe yaramasıydı. fakat bu deneyi gerçekleştirebilmek için ölen canlıya 5 dakika içinde müdahale edilmesi gerekiyordu. deneyden sonra 3 köpeği canlandırmayı başaran doktor, hayvanlarda ağır beyin hasarı, körlük gibi durumların önüne geçememiştir.

o dönem hayvan severler tarafından büyük tepki toplayan doktor gizlice evinde çalışmalar yapmaya devam etse de bu yeterli gelmemiş olacak ki, deneyi insanlar üzerinde de yapmak istemiştir.

hatta bir idam cezası almış mahkum ile anlaşmış fakat deneyin gerçekleşmesine devlet engel olmuştur.

''sallama tahtası'' adını verdiği düzeneğe ek olarak solunumu da devam ettirecek bir cihaz geliştirdiğini söyleyen robert cornish, devletin deney yapmasına engel olması nedeniyle bilindiği kadarıyla bu cihazı hiç kullanamamış, 1963 yılında kalp krizi nedeniyle hayata gözlerini yummuştur.
devamını gör...

bu gidişle olacak olan bütün dünyada koronavirüs bittiği halde bizde on binlerce vakanın devam edecek olmasıdır. hiçbir soruyu düzgün çözemeyen ama yine de sınavdan en son çıkan anlamsız öğrenci misali. ve evet sözlük, bu durumda bile bizimki çıkıp "geç olsuuuuun güç olmasınn!" diyecektir.
devamını gör...

bakarsın aynalara, kibrinle yaşarsın
yalanı çok seven dilin işini orda başarsın
bu bitmiş öykünün bendim hayalperesti
sen bir ara durakmışsın, hayatımın turisti...
devamını gör...

devamını gör...

madem sözlük radyosu kurulacak bizler de isteklerimizi girelim dediğim başlıktır. belki bir yayın sırf bu istekler üzerine yapılır ne dersiniz?
benim isteğim müzeyyen senar'dan bir ihtimal daha var şarkısıdır efendim. iyi dinlemeler.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim