kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
ilki izakevski sobor, ikincisi petropavloski krepost, üçüncüsü ermitaj.

bu arada saat 10.
devamını gör...

nüfus artışı, iklim değişikliği, altyapı, azalan kaynaklar, kirlilik, enerji ihtiyacı, kırsaldaki problemler, artan eğitim, sağlık, istihdam gibi sorunların çözümü için başlatılan uygulamadır.

dünyada; londra, amsterdam, dubai, singapur, barselona gibi örnekleri varken;

türkiye'de istanbul, ankara, antalya, kahramanmaraş, gaziantep, bursa, konya, kayseri illerinin yer aldığı pilot uygulamadır. bu illerde vadedilenle yapılanın ne kadar uyuştuğunu en ufak sağanak yağışta, her gün haberlere çıkan altyapı sorunuyla online eğitim göremeyen çocuklarla, kapımızı zorlayan kuraklık tehlikesiyle görebilmekteyizdir.
devamını gör...

tourette sendromu

tourette sendromu (veya turet sendromu), aynı şekilde kısa aralıklarla meydana gelen istemsiz, hızlı, ani bedensel tikler ve ses tiklerinin oluşturduğu nörolojik veya “nörokimyasal” kalıtsal bir rahatsızlıktır.[5] nörogelişimsel bozukluklar kategorisinde ele alınır. ismini fransız doktor gilles de la tourette'den alır. beynin bazal ganglion denilen bölümündeki anormallikten kaynaklandığı düşünülmektedir (dopamin). tikler birden ortaya çıkan, hızlı, yineleyici, ritmik olmayan, basmakalıp bir motor hareket ya da ses çıkarmadır. karşı konulamaz bir deneyim olarak yaşanır. ciddi formlarda iletişim ve yaşam kalitesi bozulabilir. sık görülen tikler arasında kafa sallama, kaş-göz oynatma, göz kırpma, hayvan sesleri çıkarma, boyun çevirme, göz devirme, diş gıcırdatma, omuz oynatma, yüz buruşturma ve buna benzer yüz hareketleridir. yaygın inanışın aksine tourette sendromu küfür etme hastalığı değildir. koprolali denilen istem dışı küfür etme durumu tourette sendromlu bireylerin çok küçük bir kısmını oluşturmaktadır. bunların yanında kişide şu semptomlar da bulunabilir ekolali: karşısındakinin sözlerini sesli veya kendi kendine sessizce tekrar etme. hastalığın belirtileri genellikle 5-6 yaşlarında ortaya çıkar. ergenlikle beraber tikler artış gösterir. çoğu vakada ergenlik döneminin sonuna doğru tiklerin sayısı ve şiddeti azalmakla beraber genellikle ömür boyu süren kronik bir hastalıktır. bir kişinin tourette sendromlu sayılabilmesi için en az iki motor (bedensel tik) bir vokal (ses tiki) tikinin olması ve bu tiklerin 18 yaşından önce başlamış olması gerekmektedir. tikler yere ve duruma göre şekillenebilir. örneğin çoğu kişide stres, yorgunluk, kaygı, heyecan, sinir ve panik olma durumlarında tiklerin sayısı ve şiddetinde yükselme olur veya bazı motivasyon gerektiren uğraşlarda tikler geçici süreliğine yok olabilir; örneğin spor yapmak, enstrüman çalmak, şarkı söylemek. kanner'a göre bu kişilerin genel kişilikleri şu şekildedir: fazla duyarlı, kolay heyecanlanan, huzursuz, sıkılan, alıngan, zeki ve bilinçli. abd verilerine göre tourette sendromuna sahip bireylerin %75'ine yakını herhangi bir spor veya sanat dalıyla ilgilenmektedir.[6] abd'de her sene 15 mayıs - 15 haziran tarihleri arasında ulusal çapta 20'ye yakın kentte ''tourette sendromu farkındalık ayı'' etkinlikleri (konser, yürüyüş, spor müsabakaları, gezi, yarışma vb) düzenlenerek tourette sendromuna dikkat çekilmektedir.
devamını gör...

gerçekten zevk alarak, severek yaptığım iştir. ama be kardeşim ayda 4 kilo mama yenir mi ya ? ocağımı söndürdü herif.
kedi dediğin 3 -4 kilo olur, 10 kilo olmaz. *
devamını gör...

(bkz: tövbeler olsun)
(bkz: ben değil bir arkadaşım)
devamını gör...

"tebrikler çok işsizsiniz." yazısından sonra çıkmaktalardır.
devamını gör...

hayao miyazaki tarafından yazılıp yönetilen animasyon filmi. 2003'te "uzun metrajlı en iyi animasyon filmi" oscar'ını alarak ilk kez ödül kazanan anime olmuştur. aile, kahramanlık, macera konularında söyleyeceklerini kaliteli bir görsellikle ve güzel müziklerle söylüyor. 10 yaşındaki chihiro ile fantastik bir dünyada korku, heyecan ve arayış... altın ayı ödülü sahibi film türkçe'ye ruhların kaçışı olarak çevrilmiş.
devamını gör...

başarıyla gerçekleşti ve hatta ilk fotoğraflarını tweet'ledi bile. "sonsuza kadarki evime ilk bakışım" demiş bir de.*
devamını gör...

hukuk literatüründe bir davada tarafların birbirleriyle uzlaşmalarına verilen isimdir.
devamını gör...

devamını gör...

mal, eskiden değerliydi. hem kaliteli ve uzun ömürlüydü, hem de el emeğiydi el işçiliğiydi. zordu mal almak. özellikle saat. ne büyük olaymış bir vakitler kol saati almak ! bozulan her şey ya tamircisine ya da yamacısına götürülürdü. kırk yeri yamalı pantolonlar giyerdi insanlar.

vakit ilerledi. sanayi ile alım gücü de arttı, malların değeri de ucuzladı. kaliteleri de değerlerine eş ucuzladı. bozulan mal artık atılıyor yerine yenisi "üst modeli" alınıyor. hal böyle olunca tamircilerin de saatçilerin de karınları aç, yamalı pantolonlarının cepleri boş kaldı. pek çok meslek gibi sanayi saatciliği de öldürdü. kol saati artık bir lüks haline geldi nitekim.
devamını gör...

adını yazmanın bile insana bir şiir gibi geldiği şairdir. şairliği bir yana bence insanlığı ile de bambaşka biri çelebi. sadece şunu sormak isterdim çelebiyi görsem: “ gönlümüzü put sanıp kıran kim?”
devamını gör...

paskalya'dan sonraki ilk pazar günü -quasimodo günü- nortre dame kilisesi'nde bulunan ve üzerinde "terk edilmiş çocuklar" yazan bir tahta yatağa henüz 4 yaşında çirkin mi çirkin bir çocuk bırakılır. tek gözünün üzerinde kocaman bir siğil vardır, tek bacağı kısadır ve kürek kemiklerinden birisi çıkkındır bu çocuğun. onu bu haliyle gören parisliler "bu canavar halkımıza kötülük getirecek, bu bir iblis" diyerek onun ateşe atılmasını istemişlerse de kilisenin genç papazı claude frollo o "canavar"ı sahiplenir.
evlat edindiği bu çirkin çocuğu vaftiz edip, kâh onu bulduğu günün anısına, kâh da bu isimle zavallı küçük yaratığın ne kadar eksikli ve kusurlu olduğunu belirtmek için ona 'quasimodo' adını verir (quasimodo, latince 'sözde insan görünümlü' demektir) gerçekten de tek gözlü, kambur, çarpık bacaklı quasimodo 'sözde insan görünümlü'dür.

romanda böyle bahsetse de, quasimodo 'sözde insan görünümlü' demek değildir. quasi, "sanki, neredeyse" anlamlarına gelmektedir fakat modo'nun "insan" gibi bir anlamı yoktur.
bütün bunların yanında paskalya'dan sonraki ilk pazar günü söylenen bir ilahide geçen "quasi modo geniti infantes..." sözleri, o güne 'quasi-modo günü' ismini vermiştir. muhtemeldir ki victor hugo da notre dame katedrali'ne bırakılan o çirkin çocuğa isim ararken bu ilahiden esinlenmiştir. ayrıca ilahide geçen "quasi modo geniti infantes" sözleri "yeni doğmuş bebekler gibi" anlamına gelmektedir. burada "modo" kelimesi "mod, tarz, stil, yol, biçim" anlamlarındadır.
devamını gör...

kavgayı ertelemek, üstünü örtmek... "neyse...." diye biten her tartışma geleceğe ertelenmiş kavga demektir. büyür büyür ve zamanı gelince öeeeehhhh diye karşı tarafın yüzüne kusulur. o yüzden kavganızı sıcak sıcak yapın, geleceğe ertelemeyin; yükü daha hafif olur.
devamını gör...

bizans tarihçileri açısından,- ki bu isimler bu alanın en büyük isimleri- macarlarin türk veya hun olduğu üzerinde duruluyor. hunlar türk değil mi? diye itiraz edecek arkadaşlar olabilir, hunlar türk olabilir fakat kesin bir şey yok. hunların hangi dili konuştuğu bilinmiyor, yazılı bir şey bırakmamışlar ancak turk'ten cok moğol oldukları görüşü hakim.

bu noktada tartışma götürmez bir gerçeklik var ki, o da bulgarların türk olmasıdır. bizans kaynakları açık bir şekilde, bulgarlardan türk diye bahseder. fakat hala benim için büyük bir muamma olan nokta, nasıl olur da bu şekilde slavlasırlar aklım almıyor. bulgarlara türk denmesi, bizim türkçü tayfanın uydurması sanıyordum fakat değilmiş. gerçekten türkler. bu dönemde doğu avrupa'da boy gösteren diğer türk gruplar, peçenekler, avarlar - bulgarlarla akraba olduğu yönünde iddialar var- ve kumanlardır.bunlar hristiyan türk gruplar. diğer yandan, malazgirt savaşında bu türk gruplar savaş esnasında taraf değiştirip selçuklu tarafına geçmiştir ki, türk olgusunun dönem dönem belirleyici olduğu yönünde fikir verebilir bu. aynı zamanda, aldığım bir duyuma göre, potnus rum devletinin askeri aristokrasisi türklerin elinde, bir araştırmacı orduyu incelendiğinde, komutanların hepsinin isminin türkçe olduğuna dikkat etmiş, fakat kendim görüp dogrulayamadım. yalnız bu ihtimal kuvvetlidir çünkü benzer bir durum abbasiler için de geçerli, abbasi ordusu da türk askeri aristokrasisinin elinde ve müthiş bir kast sistemi kurup kimseyi bu yapının içine almıyorlar.

edit, diğer yandan kral değil imparatordur o, ya da kayzer. kral, avrupa toplumuna germenlerle birlikte giren bir kelime. sanırım uzun sürede sadece germen kökenli, liderler kullandı.
devamını gör...

yüksek frekanslı ses dalgalarının farklı yüzeylerden geçerken bir bölümünün yansıması sonucu oluşan görüntüleri gösteren tıbbi cihazdır.
özellikle gastrointestinal sistem patolojilerinde genellikle ilk kullanilan yöntemdir.
avantajlarından birisi kolay ulaşılabilir, taşınabilir olmasıdır.
dezavantajı ise yapana göre değişiklik arz etmesinden dolayı bazı durumlar atlanabilmektedir.
solid-kistik lezyon ayrımında çok yararlıdır.
kemik yapılarını, akciğer gibi hava içeren dokuların görüntülenmesinde tercih edilmez.

ayriyeten damarların akımını hakkında ufak bir bilgi sahip olmak için kolay bir şekilde uygulanabilen doppler usg de kullanılmaktadır.
devamını gör...

kişinin kendi varlığını inkar etmesinin en acı yoludur.

toplum, yaşadıkları çevreyi de kendilerine benzeterek korkularını en aza indirmeye çalışan tutsak insanlarla doludur. özgür insan ise düşüncelerini normlara zincirlemiş tüm o tutsak insanlara rağmen, kendini onlardan farklı kılan tüm özelliklerine sadık kalıp doğru bildiğini ve istediğini erdemli bir şekilde yerine getirerek var olmayı başarabilmiş kimsedir. çünkü bilir ki sartre’ın da dediği gibi “cehennem başkalarıdır.”
devamını gör...

ulan mangayı birinci yapmayan karaktersizler sizin ben...
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

konjenital aganglionik megakolon olarak da isimlendirilen iken,meissner pleksusu ve auerbach pleksusu'undaki ganglion hücrelerinin konjenital yokluğu ile karakterize bir sendromdur.

yenidoğanlarda görülen ilk 48 saatte karında distansiyon, safralı kusma, rektumun boş olması ve rektal tuşe sonrası patlar tarzda, pis kokulu gaita çıkması ile karakterizedir.

tanıda altın standart rektal biyopsi 'dir.
ganglion hücrelerinin yokluğu tanı koydurucudur.
devamını gör...

sedat peker 8. bölüm iddialar özet akşı:

1. rte'ye seslendi: beni ajanlıkla itham ettin. çevreni sarmışlar hiçbir şeyden haberin yok. ben vatan haini değilim. bunu en iyi sen biliyorsun. senin hiçbir gücün yokken ben vardım. onların hiçbiri yoktu. sonraki videoda helalleşeceğiz.

2. karşı taraf çok genişledi. aklımı tatilden geri çağırdım.
3. ben uyuşturucu ve faili meçhuller konusunda devleti suçlamaktan kaçındım. aksine şahısların suçlarını söyledim. devleti yargılatmaya çalışmadım. o yüzden türkiye'ye operasyon çekiyor diyemezsiniz.

4. herkesi gider alırız diyorsunuz. abd'nin "ortadoğu'nun uyuşturucu patronu" diye tanımladığı halil falyalı'yı neden almıyorsunuz? tr'de de yasadışı kumardan aranıyor. ama onda kasetler var. herkesi çekmiş o da. (falyalı'da birilerine yönelik şantaj videoları olduğunu söylüyor)

5. ben kaset yayımlamam, sapık mıyım ben? ama beni boşa düşürecek şeyler yapmaya kalkarsanız kendimi de mahcup ettirmem.
6. kutlu adalı cinayetiyle ilgili aihm'de açılan dava nedeniyle zaman aşımı ortadan kalkabilir, sorumlular yargılanabilir. (kendince bir hukuki yorum yapıyor)

7. ben zaten pkk tarafından tehdit ediliyorum. koruma için dhkpc'nin tehdidine ihtiyacım yok. ss, koruma polislerini beni dinlesin diye yerleştirdiğini iddia ediyor ama dosyada hiçbir ifadeleri yok. yurtdışına gitmedi dediği bu polisler 7-8 ay benimle birlikte yurtdışında kaldı.

8. tecavüz iddialarını fetöcü polisler benden şantajla para almak için uydurdular. o polisler şu an fetöden cezaevinde.
9. herkesi fetöcülükle itham ederek devlete olan güveni sarsıyorsunuz. (ss'nin cb olmaya çalıştığını, eylemlerinin ardında bu hedefin olduğunu iddia ediyor).

10. habertürk'teki gazetecilere (yanardağ ve saymaz) sesleniyor: adam 2,5 saat konuştu. o programı terk etmeliydiniz. saymaz ve yanardağ namuslu gazetecidir ama tezgaha geldiler.
11. silivri emn. müd. hakan çalışkan, ss onu arattıktan 3 saat sonra intihar etti.

12. çev. şeh. bak.'daki erdal kayapınar hakkında fetö soruşturması olduğu halde (belgesini yayımlamıştı) açığa alınmadı veya yeri değiştirilmedi. (bu kişinin sadık soylu tarafından ihbar edildiğini, daha sonra bu dosyanın kapatılıp kayapınar'ın esir alındığını iddia etmişti).

13. türkiye'nin kürtlere daha iyi davranması, onlara sahip çıkması gerekirdi. o bölge bilinçli olarak fakir bırakıldı. aksine kalkındırılması gerekirdi.
14. cezaevlerinde kadınlara çıplak aramalar yapıldı.
(suriye konusuna girmek için önce kürt ve alevi meselesine değindi)

15. mit tırlarından bahsederken: sp suriye'deki türkmenlere silah ve cephane göndermek için bir proje başlatmış. devlet bu iş için araç sağlamış. bu sevkiyata sadat tarafından organize edilen başka araçlar da eklenmiş. sp'nin adıyla giden ama sp'yle ilgisi olmayan araçlarmış.

16. sadat'ın organize ettiği bu tırlar terörist örgüt el-nusra'ya gönderilmiş.
17. suriye'yle milyarlarca dolarlık kaçak petrol, araç, alüminyum, bakır vb. emtia ticareti yapıldığını, bu işin organizatörünün cb idari işler başkanı metin kıratlı olduğunu söyledi.

18. suriye ticareti için metin kıratlı'dan onay alındıktan sonra ethem sancak'ın yeğeni olan mt grup şirketlerinden murat sancak ve ramazan öztürk'ün onayı alınması gerekiyormuş.
19. daha sonra da el-nusra para sorumlusu ebu abdurrahman devreye giriyormuş.

20. berat albayrak, beylikdüzü'nde ethem sancak'ın yeğeni murat sancak'ın evinde kalıyormuş. bu kişilere berat'ın ekibi diyor.
21. el-nusra gibi yapılarla yapılan bu gizli ticaretin geliri devlet kaydına girmiyormuş, adı geçen şahısların kontrolündeymiş.

22. bakanlığı döneminden itibaren ülkedeki çoğu büyük şirket ve holdingin sigorta işleri ss'nin şirketine verilmiş.
(ss'ye yine tasma göndermesi yaptı ve konuşması boyunca yine kom daire başkanı resul holoğlu'na işaret etti.)

23. libya ulusal mutabakat hükümeti lideri serrac'la yapılan görüşmede rte bütün ihaleleri alacak şirketleri tek tek belirtmiş (kendi çevresindeki şirketler). libya'lı sermaye çevreleri buna itiraz edince serrac o dönem istifa etmek zorunda kalmış.

24. bu videoları önce sinirlendiği için yapmaya başlamış ama mesele artık kişisel olmaktan çıkmış. bunlar için sabaha kadar okuyormuş. "darağacına gitmeye hazırım" dedi.

25. (yanlış anlamadıysam cyrano de bergerac'ın bir şiirine gönderme yaptı. nereye gönderme yaptığını tam anlayamadım. kastettiği bergerac'ın kendi eseri mi yoksa bergerac hakkında edmond rostanda tarafından yazılmış tiyatro oyunu mu bilmiyorum.)

26. dekor: zülfikar, pusula, dünya küresi, masada açılmamış zarflar ve arkada mario puzo'nun "aile" kitabı.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim