tarihi şahsiyetler yazar olsa açacağı başlıklar
başlık sahibi : timur.
başlık : deplasmanda beyazid'i tokat manyağı yapmam.
başlık : deplasmanda beyazid'i tokat manyağı yapmam.
devamını gör...
normal sözlük'ten sevgili bulmak
reelde bulmaktan çok büyük bir farkı olmayan eylem.
iş sevgili olma noktasına kadar gelmişse zaten kafalar uymuş, fotoğraflara bakılıp karşı taraf beğenilmiş falan demektir. "acaba fotodaki o mu?" gibi bir şüpheniz varsa, bir görüntülü arama ile kişinin fotoğrafındaki kişi olup olmadığını teyit edebilirsiniz zaten.
karaktere gelince... size burada, aslında olmadığı biri gibi davranıp gerçek yüzünü sevgiliniz olduktan sonra gösterecek olan kişi, bunu reelde de yapabilir. yani aynı risk, aynı piyango... değişen hiçbir şey yok. bu nedenle ne ille de yapılması gereken bir eylem olarak ne de ayıplanacak bir eylem olarak değerlendirilmeli bana göre.
iş sevgili olma noktasına kadar gelmişse zaten kafalar uymuş, fotoğraflara bakılıp karşı taraf beğenilmiş falan demektir. "acaba fotodaki o mu?" gibi bir şüpheniz varsa, bir görüntülü arama ile kişinin fotoğrafındaki kişi olup olmadığını teyit edebilirsiniz zaten.
karaktere gelince... size burada, aslında olmadığı biri gibi davranıp gerçek yüzünü sevgiliniz olduktan sonra gösterecek olan kişi, bunu reelde de yapabilir. yani aynı risk, aynı piyango... değişen hiçbir şey yok. bu nedenle ne ille de yapılması gereken bir eylem olarak ne de ayıplanacak bir eylem olarak değerlendirilmeli bana göre.
devamını gör...
gelecekteki sevgiliye not
her şey başladığı olgunlukta devam etmeyecekse lütfen gelme, gücüm yok. sevme sanatında pişmemişsen hamsan gelme, gücüm yok. hislerini kendi içinde yaşayıp benle paylaşmamayı tercih edeceksen gelme, gücüm yok. ilişkimizin eksikliklerini gördüğünde çözüm odaklı değil de ayrılık odaklı yaklaşacaksan gelme, gücüm yok. keyfi yere benim duygularımı ve düşüncelerimi önemsemeden öylece önceliğinden çıkaracaksan gelme, gücüm yok. kendimi anlatmak için çaba sarfettiğim zaman beni görmemeyi tercih edeceksen gelme, gücüm yok. sana koşa koşa geldiğimde bir dahaki gelişim için içimdeki hevesimi kıracaksan gelme, gücüm yok. benim üzülmüş, incinmiş olmam senin yüreğine bir hüzün çöktürmeyecekse lütfen gelme...
devamını gör...
manuel
"elle yapılan" anlamında kullanılan sözcük.
devamını gör...
veronika ölmek istiyor
coelho ‘nun simyacı ‘ da da yapmayı başardığı ; insanı son sayfanın son satırına kadar okutan , kitap bittikten sonra bile düşündürten , şimdi veronika ne yapıyor diye sormayı başarabilen bir anlatıma sahip olan roman.
devamını gör...
günaydın sözlük
günaydınnnn sözlük. *
doğru düzgün uyumama rağmen içimde bir kıpırtı ile uyandım ben bugün. gece boyu mutlu mutlu rüyalar görüp, uyanıp gülümseyerek tekrar yeniden uyumaya çalıştım. içimde deli deli kıpırtılar var, sanki hep bir kahkaha sesi duyuyorum. sizlere de bulaşşın istedim. * güpgüzel bir gün olsun.
doğru düzgün uyumama rağmen içimde bir kıpırtı ile uyandım ben bugün. gece boyu mutlu mutlu rüyalar görüp, uyanıp gülümseyerek tekrar yeniden uyumaya çalıştım. içimde deli deli kıpırtılar var, sanki hep bir kahkaha sesi duyuyorum. sizlere de bulaşşın istedim. * güpgüzel bir gün olsun.
devamını gör...
mecburiyet
"içinde bir şeyler hayır diyorsa, sen de hayır demelisin."
bir çırpıda okunabilecek, kitap bittikten sonra ise etkisini benliğinizde uzun süre hissedebileceğiniz bir stefan zweig eseridir mecburiyet. zweig kitabın ismini "firari" koyacakken son anda "mecburiyet" olarak değiştirmiştir. bu kitap bizleri ferdinand adında bir ressamla tanıştırıyor. ferdinand, karısı ile beraber savaştan kaçıp isviçre'ye yerleşmiş olan bir ressamdır. ülkesi adına savaştan kaçtığı için hep içinde bir yerlerde acaba aynı durumla tekrar karşı karşıya kalır mıyım korkusu yatmaktadır. ve nitekim bu korkusu gerçek olur ve ülkesinden kendisine bir tebligat gelir. ferdinand ülkesi adına savaşmaya çağrılmaktadır. çok zor bir seçim yapmak zorundadır: özgürlük mü? sorumluluk mu? eşi onun kesinlikle savaşa katılmaması gerektiğini düşünmektedir. ferdinand da bu görüşe katılmaktadır lakin içini kemiren bir vicdan hesaplaşması yaşamaktadır. bu içsel hesaplaşmayı, karar verme sürecini stefan zweig çok başarılı bir şekilde yansıtmaktadır okuyucuya. adeta o kararı ferdinand değil de biz verecekmişiz gibi. zaten onu da bu denli büyük bir yazar yapan özelliklerinden birisi de bu harika psikolojik tahlilleri değil midir? zweig aslında bu eserinde kendinden de bahsetmiştir bir anlamda. kendisi de savaş karşıtı olan zweig, bu eserinde aslında hüzünlü bir hikayeye değil de acıklı ve oldukça zor bir sorgulamaya davet etmiştir bizleri.
ferdinand "bunu yapmak istemezdim ama mecburum." der. eşi paula ise neden mecbur olduğunu sorgulamaktadır. ve ferdinand'a, "dürüst ol, vatanın hayatın kadar önemli mi senin için? soylu hükümdarlara bile kalmayan bir taşrayı resim yaptığın sağ elin kadar seviyor musun?" diye sorar. aslında bu cümleler mecburiyetin, vatanın ve savaşın sorgulamasını yaptırıyor bizlere. bize vatan neresidir diye soruyor.
elli sayfalık incecik bir kitap olan mecburiyet, aslında kendimize soramadığımız, insanlık olarak üzerine düşünmediğimiz bir konuda, derin bir sorgulamaya itiyor. kitap bittikten sonra dahi, içimizde bir yerlerde devam ediyor adeta.
bir çırpıda okunabilecek, kitap bittikten sonra ise etkisini benliğinizde uzun süre hissedebileceğiniz bir stefan zweig eseridir mecburiyet. zweig kitabın ismini "firari" koyacakken son anda "mecburiyet" olarak değiştirmiştir. bu kitap bizleri ferdinand adında bir ressamla tanıştırıyor. ferdinand, karısı ile beraber savaştan kaçıp isviçre'ye yerleşmiş olan bir ressamdır. ülkesi adına savaştan kaçtığı için hep içinde bir yerlerde acaba aynı durumla tekrar karşı karşıya kalır mıyım korkusu yatmaktadır. ve nitekim bu korkusu gerçek olur ve ülkesinden kendisine bir tebligat gelir. ferdinand ülkesi adına savaşmaya çağrılmaktadır. çok zor bir seçim yapmak zorundadır: özgürlük mü? sorumluluk mu? eşi onun kesinlikle savaşa katılmaması gerektiğini düşünmektedir. ferdinand da bu görüşe katılmaktadır lakin içini kemiren bir vicdan hesaplaşması yaşamaktadır. bu içsel hesaplaşmayı, karar verme sürecini stefan zweig çok başarılı bir şekilde yansıtmaktadır okuyucuya. adeta o kararı ferdinand değil de biz verecekmişiz gibi. zaten onu da bu denli büyük bir yazar yapan özelliklerinden birisi de bu harika psikolojik tahlilleri değil midir? zweig aslında bu eserinde kendinden de bahsetmiştir bir anlamda. kendisi de savaş karşıtı olan zweig, bu eserinde aslında hüzünlü bir hikayeye değil de acıklı ve oldukça zor bir sorgulamaya davet etmiştir bizleri.
ferdinand "bunu yapmak istemezdim ama mecburum." der. eşi paula ise neden mecbur olduğunu sorgulamaktadır. ve ferdinand'a, "dürüst ol, vatanın hayatın kadar önemli mi senin için? soylu hükümdarlara bile kalmayan bir taşrayı resim yaptığın sağ elin kadar seviyor musun?" diye sorar. aslında bu cümleler mecburiyetin, vatanın ve savaşın sorgulamasını yaptırıyor bizlere. bize vatan neresidir diye soruyor.
elli sayfalık incecik bir kitap olan mecburiyet, aslında kendimize soramadığımız, insanlık olarak üzerine düşünmediğimiz bir konuda, derin bir sorgulamaya itiyor. kitap bittikten sonra dahi, içimizde bir yerlerde devam ediyor adeta.
devamını gör...
yere çekirdek çöpü atmak
bunu yapan o kadar çok var ki, ahlak yoksunudur böyleleri. çöplerini poşet ya da kağıda biriktirip çöp kutusuna atmak varken, nasıl olsa çöpçülerin işi bu, süpürsünler, toplasınlar diye saçma düşünceye sahiplerdir. bundan anlaşılacağı, kendileri de pis, evleri de pis zihinleri de pis. ötesi yok.
devamını gör...
müennes
arapça dilinde dişi olarak kabul edilen varlığı gösteren kelimelerdir.
tam anlamı ''dişil kelimeler''dir.
tam anlamı ''dişil kelimeler''dir.
devamını gör...
yoga matı
yoga yapmak için değil de normal spor yapmak için kullandığım eşyadır.
devamını gör...
geceye ingilizce bir söz bırak
if you are second, you are only the first in a long line of losers.
devamını gör...
karantinada olması gerekirken cuma namazına giden adam
islâm dinine aykırı davranmıştır, dinin emri hiç bir canlının canını tehlikeye atma der, hastalıkta, kendini izole et başka kimseye bulaştırma der , vücudunu koru der.
ama biz hesabımıza nasıl gelirse, öyle anlarız kur'an-ı kerim i.
amca sevap alayım derken , günaha girmiş farkında değil.
ama biz hesabımıza nasıl gelirse, öyle anlarız kur'an-ı kerim i.
amca sevap alayım derken , günaha girmiş farkında değil.
devamını gör...
ilginç genel kültür bilgileri
enteresanımsı bilgilerdir.
koala yavruları, sindirim sistemleri için gerekli bakterileri sağlamak için annelerinin dışkısını yerlermiş. bu bakteriler yavru koalayı, zehirli okaliptüs yapraklarının etkisinden korurmuş.
koala yavruları, sindirim sistemleri için gerekli bakterileri sağlamak için annelerinin dışkısını yerlermiş. bu bakteriler yavru koalayı, zehirli okaliptüs yapraklarının etkisinden korurmuş.
devamını gör...
kaplan sendromu
romatoid artrit ile pnömokonyoz(silika, kömür işçisi insanlarda) birlikteliği sonucu oluşan sendromdur.
devamını gör...
şu an duymak istediğiniz söz
bitti.
devamını gör...
ego
id ve süperego dengesi için ego'ya sahip çıkalım ki zihinsel sağlamlığını evine götürebilsin, evinde bir keyif çayı içebilsin.
devamını gör...
japon denince akla gelen ilk şey
anime ve manga.
devamını gör...
sean connery
adını duyduğumda aklıma erşan kuneri ve organize işler sahnesini getiren iskoç aksanlı "aygır gibi çekici" rahmetli hollywood aktörüdür
devamını gör...
