hüma kuşu
cennet kuşu, türk edebiyatında umay kuşu olarak geçer.
dil kökeni farsçadır.
hüma, çok yükseklerden, ayakları yere hiç değmeden, dinlenmeden uçabilen efsanevi bir kuş türüdür.
bazı kaynaklarda ayaklarının olmadığı bile yazılır.
görünüşü hakkında çeşitli tanımlar vardır: birincisi, güvercin büyüklüğünde, yeşil gagalı, sarı kanatlı olduğu yönünde.
bir diğer benzetme ise, serçeden büyük, boz saksağana benzeyen bir kuş olduğu yönündedir.
eski zamanlarda, hükümdarlar ölünce, halk bir meydanda toplanırmış.
hüma kuşu kimin başına konarsa ya da gölgesi kimin üzerine düşerse o kişiyi tahta geçirirlermiş.
beklemediği büyük bir nimete kavuşmak anlamına gelen, başına devlet kuşu konmak deyimi buradan gelmektedir.
yine hümayun terimi de buradan geliyor.
dil kökeni farsçadır.
hüma, çok yükseklerden, ayakları yere hiç değmeden, dinlenmeden uçabilen efsanevi bir kuş türüdür.
bazı kaynaklarda ayaklarının olmadığı bile yazılır.
görünüşü hakkında çeşitli tanımlar vardır: birincisi, güvercin büyüklüğünde, yeşil gagalı, sarı kanatlı olduğu yönünde.
bir diğer benzetme ise, serçeden büyük, boz saksağana benzeyen bir kuş olduğu yönündedir.
eski zamanlarda, hükümdarlar ölünce, halk bir meydanda toplanırmış.
hüma kuşu kimin başına konarsa ya da gölgesi kimin üzerine düşerse o kişiyi tahta geçirirlermiş.
beklemediği büyük bir nimete kavuşmak anlamına gelen, başına devlet kuşu konmak deyimi buradan gelmektedir.
yine hümayun terimi de buradan geliyor.
devamını gör...
sözlükte haddini bilmeyen bir kesimin olması
dünden beri bizzat yaşadığım duruma binaen bu başlığı açtım.
kendimce birşeyler yazıp çizmeye çalıştığım bu ve benzer mecralarda kişilerle birebir sürtüşme yaşamaktan özellikle kaçınmama rağmen, hiç kimseyi bireysel olarak konu etmememe rağmen, tam da bu söylediklerimi oldukça rahat biçimde yapan bir kesim var .
gerek entry altına, gerekse özelden mesaj yoluyla , karşısındaki kişinin kim olduğuyla ilgili hiç bir fikri olmadan ,
öğüt vermeye kalkanlar
git şunu öğren diyenler,
ben bilirim sen bilmezsin tarzı kişiye üstten bakan , kendini beğenmiş havasında olanlar ,
ukala ukala kelimelerle cevap yazanlar ,
daha az önce açtığım bir başlığın altına, açık açık ' çöp başlık ' diyebilecek kadar hadsiz olanlar, vs.
bunları çoğaltmak mümkün.
yazdıklarımı beğenmeyebilirsin,
sana, hayat görüşüne ters olabilir,
bir çok yazı benim hayat görüşüme de ters ama, her işin bir usulü var.
bunu bireysel hakarete , hadsizliğe götürmeden de pekala dile getirebilirsin.
kaldı ki, kimsenin bir diğerinden üstünlüğünün olmadığı bu tür yerlerde bunu en iyi biçimde yapmanın yolu da yine akıl kullanılarak üretilmiş cümlelerdir.
düşünür, bana bireysel saldırıya girişmeden pekala cevap verebilirsin.
ha bunu yapamıyorsan da , burada durma zaten , yanlış yerdesin .
ben yanılıyo olabilirim, sen gibi 'ben bilirim ' demiyorum.
ancak bunu belirtmenin etik bir yolu olduğunu, senin de bunu bulman , öğrenmen gerektiğini söylüyorum.
sözlük kurallarının dışında da olsa , şu andan itibaren bireysel hadsizliğe giren her türlü davranışı, yaklaşımı, yazıyı karşılıksız bırakmayacağımı bildirir , gerekirse bunları açık açık deşifre edeceğimi tüm katılımcılara bildiririm .
herkes haddini bilecek nokta
edit; evet , bu durum ülkenin sorunu olabilir,
bu ülke sorunudur deyip susalım, dile getirmeyelim , bu sorunla yaşamaya devam mı edelim ?
ben dile getiricem, sen dile getireceksin , bu kafa yapısındaki sorunluları , bir sekilde olması gerektiği kulvara getireceğiz.
aksi halde bunu kabullenmiş olmuyor muyuz ?
edit 2 ;
yazar arkadaşlar okumadan , meselenin özünü anlamadan gelip direkt yorum yapıyor.
sözlüklerin kaderi sanırım bu .
ben eleştiriden kaçan korkan bir insan değilim.
ancak eleştiri diyorum , hakaret değil.
ışın içine hakaret girince olayın rengi değişiyor.
adam gelmiş bana özel mesajla saldırıyor, yetmiyor direkt bana entry yazıyor. sözlüklerde böyle bir üslub yok diye biliyorum ben .
fikrini söyler çekilirsin kenara. karşılıklı bire-bir sohbete devam etmezsin .
burada tam da bu yapılıyor.
ıs mesaja dönüyor, orada da bir sürü densizlik alıp başını gidiyor .
ıs eleştiriden çok ahlaksızlığa terbiyesizlige doğru evriliyor .
ben şimdi bu başlık altında beni haksız gören yazarların başlıklarına gidip , hepsine tek tek bıkıp usanmadan ' bu başlıklar çöp , bir boka yaramazlar ' yazicam .
öyle ya eleştiri özgürlüğüm var ve onu kullanabilirim.
kimse de bundan rahatsız olmayacak .olan olursa buradaki yazılarını gösteririm kendilerine.
bunu mu yapalım meselenin özünü anlamanız için ?
kendimce birşeyler yazıp çizmeye çalıştığım bu ve benzer mecralarda kişilerle birebir sürtüşme yaşamaktan özellikle kaçınmama rağmen, hiç kimseyi bireysel olarak konu etmememe rağmen, tam da bu söylediklerimi oldukça rahat biçimde yapan bir kesim var .
gerek entry altına, gerekse özelden mesaj yoluyla , karşısındaki kişinin kim olduğuyla ilgili hiç bir fikri olmadan ,
öğüt vermeye kalkanlar
git şunu öğren diyenler,
ben bilirim sen bilmezsin tarzı kişiye üstten bakan , kendini beğenmiş havasında olanlar ,
ukala ukala kelimelerle cevap yazanlar ,
daha az önce açtığım bir başlığın altına, açık açık ' çöp başlık ' diyebilecek kadar hadsiz olanlar, vs.
bunları çoğaltmak mümkün.
yazdıklarımı beğenmeyebilirsin,
sana, hayat görüşüne ters olabilir,
bir çok yazı benim hayat görüşüme de ters ama, her işin bir usulü var.
bunu bireysel hakarete , hadsizliğe götürmeden de pekala dile getirebilirsin.
kaldı ki, kimsenin bir diğerinden üstünlüğünün olmadığı bu tür yerlerde bunu en iyi biçimde yapmanın yolu da yine akıl kullanılarak üretilmiş cümlelerdir.
düşünür, bana bireysel saldırıya girişmeden pekala cevap verebilirsin.
ha bunu yapamıyorsan da , burada durma zaten , yanlış yerdesin .
ben yanılıyo olabilirim, sen gibi 'ben bilirim ' demiyorum.
ancak bunu belirtmenin etik bir yolu olduğunu, senin de bunu bulman , öğrenmen gerektiğini söylüyorum.
sözlük kurallarının dışında da olsa , şu andan itibaren bireysel hadsizliğe giren her türlü davranışı, yaklaşımı, yazıyı karşılıksız bırakmayacağımı bildirir , gerekirse bunları açık açık deşifre edeceğimi tüm katılımcılara bildiririm .
herkes haddini bilecek nokta
edit; evet , bu durum ülkenin sorunu olabilir,
bu ülke sorunudur deyip susalım, dile getirmeyelim , bu sorunla yaşamaya devam mı edelim ?
ben dile getiricem, sen dile getireceksin , bu kafa yapısındaki sorunluları , bir sekilde olması gerektiği kulvara getireceğiz.
aksi halde bunu kabullenmiş olmuyor muyuz ?
edit 2 ;
yazar arkadaşlar okumadan , meselenin özünü anlamadan gelip direkt yorum yapıyor.
sözlüklerin kaderi sanırım bu .
ben eleştiriden kaçan korkan bir insan değilim.
ancak eleştiri diyorum , hakaret değil.
ışın içine hakaret girince olayın rengi değişiyor.
adam gelmiş bana özel mesajla saldırıyor, yetmiyor direkt bana entry yazıyor. sözlüklerde böyle bir üslub yok diye biliyorum ben .
fikrini söyler çekilirsin kenara. karşılıklı bire-bir sohbete devam etmezsin .
burada tam da bu yapılıyor.
ıs mesaja dönüyor, orada da bir sürü densizlik alıp başını gidiyor .
ıs eleştiriden çok ahlaksızlığa terbiyesizlige doğru evriliyor .
ben şimdi bu başlık altında beni haksız gören yazarların başlıklarına gidip , hepsine tek tek bıkıp usanmadan ' bu başlıklar çöp , bir boka yaramazlar ' yazicam .
öyle ya eleştiri özgürlüğüm var ve onu kullanabilirim.
kimse de bundan rahatsız olmayacak .olan olursa buradaki yazılarını gösteririm kendilerine.
bunu mu yapalım meselenin özünü anlamanız için ?
devamını gör...
aşk
"aşk birine seni mahvetme yetkisi vermek,
ve bunu kullanmayacağına güvenmektir."
-antuan quentin 1888-1977 katliamı önleyen katliam.
ve bunu kullanmayacağına güvenmektir."
-antuan quentin 1888-1977 katliamı önleyen katliam.
devamını gör...
perikles
william shakespeare'in prince of tyre* adı ile olgunluk dönemine denk gelen yıllarda* kaleme aldığı oyununun adıdır. diğer oyunlarından farklı olarak macera unsurlarının yüksek olduğu, dostluk, kıskançlık, vefa ve erdem temalı jakoben dönemi oyunudur.
bazı editörlerce yazarının shakespeare olmadığı yönünde şaibeler bulunan oyununun, ilk iki perdesinin anonim* bir ortak yazar tarafından düzenlendiği, diğer kısımlarının shakespeare tarafından yazıldığı düşünülmektedir. oyun bu şaibeden ötürü 1. folyo*da bulunmamaktadır ancak sonraki orijinal baskılarda yer almaktadır.
oyunun ana kahramanı olan perikles, antik yunanda atinalı soylu, asker ve devlet adamıdır. atinalı demokratların liderinin öldürülmesiyle 30 yaşında siyaset hayatına girmiş, antik yunan ve atinaya lider seçilmiştir. atinadan muhalifleri sürerek bir dikta rejimi kurmuş, muhalefetin ortadan kalkmasıyla kendisini diktatör ilan etmiştir. ülkesinde yeni reformlara imza atmış ve atinayı kültür, sanat şehri haline getirmiştir. spartalılar ve peloponez* birliğiyle savaşan perikles tüm düşmanlarını mağlup etmiştir. savaşta yakalandığı veba hastalığı sonucunda da ölmüştür. oyunda ki perikles tyre* kenti kralı olarak karşımıza çıkmaktadır ancak oyunda ki ve tarihte ki perikles arasında fazla bir bağlantı bulunmamaktadır.
- perde 1 -
oyun antakya* kralı olan antiokus'un sarayında başlıyor. kral bir bilmece hazırlamış ve cevabı doğru bilen ile kızını evlendireceğini, bilemeyenlerin idam edileceğini ilan etmiştir.
ı am no viper, yet ı feed------------------------------ben engerek değilim, ama etini yerim
on mother's flesh which did me breed----------beni dünyaya getiren ananın.
ı sought a husband, in which labour -------------bir koca aradım. bu çaba ile
ı found that kindness in a father ------------------bir koca buldum bir babada.
he's father, son, and husband mild---------------o hem baba, hem oğul ve hem de iyi huylu bir koca
ı mother, wife, and yet his child--------------------ben hem anne, hem karı ve ayni zamanda onun kızı.
how they may be, and yet in two------------------bu nasıl olur. yine de her ikisi
as you will live, resolve it you-----------------------sen yaşamaktayken, sen çözümü bul.
o zamanlar genç bir prens olan perikles bu olayı duyar ve ver elini antakya. antakyaya vardığında bu saçma bilmeceyi duyar duymaz cevabını hemen anlar. kral ve kızı arasında ensest bir ilişki vardır. bu gerçeği açıkladığı taktirde idam edileceğini, cevap olarak bunu söylemese yanlış cevap vermiş olacağı için de idam edileceğini bilen perikles, cevabı bildiğini ancak emin olmak için zaman istediğini söyler. kral düşünmesi için perikles'e 40 gün izin verir ve cevabının doğru olabileceğini düşündüğü için perikles'in peşine suikastçiler takar. perikles antakyadan kaçarak sur'a oradan da tarsus*a gitmek üzere bir gemi ile denize açılır. tarsus'ta kıtlık baş göstermiştir ve cömert olan perikles gemisinde ki erzakları şehrin hakimi olan cleon ve karısı dioniza'ya halka dağıtması için vererek kıtlığın önüne geçmiş olur.
- perde 2 -
perikles'in gemisi fırtınaya yakalanır, balıkçılar tarafından kurtarılır. balıkçılardan, pentapolis kralı simonides'in kızı thaisa'yı evlendirmek için bir turnuva düzenleyeceğini duyar ve katılmaya karar verir. turnuvayı kazanıp kendisini çok çekici bulan thaisa ile evlenmeye hak kazanır. simonides ilk başta karşı çıkar ancak sonradan evlenmelerine izin verir. bu arada antiokus ve kızının yıldırım çarpması sonucu yanarak öldüklerini haber alan sur soyluları prenslerini aramak ve geri çağırmak için her yere mektuplar göndermeye başlarlar.
- perde 3 -
mektuplardan birisi perikles'in eline ulaşması ile hamile olan karısını alır ve gemiyle sur'a gitmek için yola çıkar. gemi yine bir fırtınaya denk gelir. thaisa bu fırtına sırasında marina adını verdikleri kızlarını doğurur; fakat doğumdan sonra ölür. perikles karşı çıkmaya çalışsa da, gemi mürettebatı fırtınanın dinmesi için thaisa'nin cesedini bir tabutla denize bırakırlar. gemi tarsus'a geldiğinde bebeğin daha fazla dayanamayacağını bildiği için kızıyla birlikte gemiden iner. thaisa'nın tabutu karaya vurur ve bir sihirbaz olan cerimon tarafından bulunur. cerimon thaisa'ya yeniden can verir. kocası ve çocuğunun fırtınada öldüğünün düşünen thaisa diana tapınağında rahibe olur. perikles kızını tarsusta cleon ve karısı dioniza'ya bırakarak sur'a dönüp tekrar hükümdarlığa başlar.
- perde 4 -
marina büyür güzel bir kız olur. cleon ve dioniza kendi kızlarından daha güzel olduğu için marina'yı öldürmeyi planlar. bu planı uygulayamadan marina korsanlar tarafından kaçırılır ve midilli'de bir geneleve satılır. marina oranın sahiplerini kandırarak bakireliğini korumayı başarır. marina'dan para kazanamayan genel ev sahipleri diğer sermayelerine kötü örnek olmaması için marina'yı genel evden uzaklaştırarak adada ki diğer kızlara öğretmenlik yapmasını sağlarlar. marina burada müziğe ve eğlencelere olan büyük katkısından dolayı çok ünlenir.
- perde 5 -
perikles kızını bulmak için tarsus'a döner ancak bulamaz. tekrar denizlere açılarak akdeniz'i ve egeyi dolaşarak sonunda midilliye gelir. midilli kralı lysimakus perikles'i eğlendirmek için marina'yi çağırır. marina ile tanış karşılıklı acıklı hikayelerini dinledikten sonra baba-kız olduklarını anlarlar. daha sonra bir gece rüyasında tanrıça diyana'yı gören perikles, tanrıçadan thaisa'nin yaşadığını ve rahibe olduğu tapınağın yerini öğrenir. böylece perikles thaisa'yı da bulur..
- kritik -
keloğlan masallarında da benzer prensesle evlenme çekişmeleri vardı, hatta aynısı. kralların prensesleri bu tip yarışmalar, bilmeceler ve turnuvalarla evlendirmeye kalkmaları ne enteresan. hep en iyisini istemişler anlaşılan. en zekisi, en akıllısı, en güçlüsü olacak kızlarının kocası he.!
pamuk prenses 2 kısa filminde erkan can'ın dediği gibi 'cüceler pamuk helva yiyemez, yok ya'..
bazı editörlerce yazarının shakespeare olmadığı yönünde şaibeler bulunan oyununun, ilk iki perdesinin anonim* bir ortak yazar tarafından düzenlendiği, diğer kısımlarının shakespeare tarafından yazıldığı düşünülmektedir. oyun bu şaibeden ötürü 1. folyo*da bulunmamaktadır ancak sonraki orijinal baskılarda yer almaktadır.
oyunun ana kahramanı olan perikles, antik yunanda atinalı soylu, asker ve devlet adamıdır. atinalı demokratların liderinin öldürülmesiyle 30 yaşında siyaset hayatına girmiş, antik yunan ve atinaya lider seçilmiştir. atinadan muhalifleri sürerek bir dikta rejimi kurmuş, muhalefetin ortadan kalkmasıyla kendisini diktatör ilan etmiştir. ülkesinde yeni reformlara imza atmış ve atinayı kültür, sanat şehri haline getirmiştir. spartalılar ve peloponez* birliğiyle savaşan perikles tüm düşmanlarını mağlup etmiştir. savaşta yakalandığı veba hastalığı sonucunda da ölmüştür. oyunda ki perikles tyre* kenti kralı olarak karşımıza çıkmaktadır ancak oyunda ki ve tarihte ki perikles arasında fazla bir bağlantı bulunmamaktadır.
- perde 1 -
oyun antakya* kralı olan antiokus'un sarayında başlıyor. kral bir bilmece hazırlamış ve cevabı doğru bilen ile kızını evlendireceğini, bilemeyenlerin idam edileceğini ilan etmiştir.
ı am no viper, yet ı feed------------------------------ben engerek değilim, ama etini yerim
on mother's flesh which did me breed----------beni dünyaya getiren ananın.
ı sought a husband, in which labour -------------bir koca aradım. bu çaba ile
ı found that kindness in a father ------------------bir koca buldum bir babada.
he's father, son, and husband mild---------------o hem baba, hem oğul ve hem de iyi huylu bir koca
ı mother, wife, and yet his child--------------------ben hem anne, hem karı ve ayni zamanda onun kızı.
how they may be, and yet in two------------------bu nasıl olur. yine de her ikisi
as you will live, resolve it you-----------------------sen yaşamaktayken, sen çözümü bul.
o zamanlar genç bir prens olan perikles bu olayı duyar ve ver elini antakya. antakyaya vardığında bu saçma bilmeceyi duyar duymaz cevabını hemen anlar. kral ve kızı arasında ensest bir ilişki vardır. bu gerçeği açıkladığı taktirde idam edileceğini, cevap olarak bunu söylemese yanlış cevap vermiş olacağı için de idam edileceğini bilen perikles, cevabı bildiğini ancak emin olmak için zaman istediğini söyler. kral düşünmesi için perikles'e 40 gün izin verir ve cevabının doğru olabileceğini düşündüğü için perikles'in peşine suikastçiler takar. perikles antakyadan kaçarak sur'a oradan da tarsus*a gitmek üzere bir gemi ile denize açılır. tarsus'ta kıtlık baş göstermiştir ve cömert olan perikles gemisinde ki erzakları şehrin hakimi olan cleon ve karısı dioniza'ya halka dağıtması için vererek kıtlığın önüne geçmiş olur.
- perde 2 -
perikles'in gemisi fırtınaya yakalanır, balıkçılar tarafından kurtarılır. balıkçılardan, pentapolis kralı simonides'in kızı thaisa'yı evlendirmek için bir turnuva düzenleyeceğini duyar ve katılmaya karar verir. turnuvayı kazanıp kendisini çok çekici bulan thaisa ile evlenmeye hak kazanır. simonides ilk başta karşı çıkar ancak sonradan evlenmelerine izin verir. bu arada antiokus ve kızının yıldırım çarpması sonucu yanarak öldüklerini haber alan sur soyluları prenslerini aramak ve geri çağırmak için her yere mektuplar göndermeye başlarlar.
- perde 3 -
mektuplardan birisi perikles'in eline ulaşması ile hamile olan karısını alır ve gemiyle sur'a gitmek için yola çıkar. gemi yine bir fırtınaya denk gelir. thaisa bu fırtına sırasında marina adını verdikleri kızlarını doğurur; fakat doğumdan sonra ölür. perikles karşı çıkmaya çalışsa da, gemi mürettebatı fırtınanın dinmesi için thaisa'nin cesedini bir tabutla denize bırakırlar. gemi tarsus'a geldiğinde bebeğin daha fazla dayanamayacağını bildiği için kızıyla birlikte gemiden iner. thaisa'nın tabutu karaya vurur ve bir sihirbaz olan cerimon tarafından bulunur. cerimon thaisa'ya yeniden can verir. kocası ve çocuğunun fırtınada öldüğünün düşünen thaisa diana tapınağında rahibe olur. perikles kızını tarsusta cleon ve karısı dioniza'ya bırakarak sur'a dönüp tekrar hükümdarlığa başlar.
- perde 4 -
marina büyür güzel bir kız olur. cleon ve dioniza kendi kızlarından daha güzel olduğu için marina'yı öldürmeyi planlar. bu planı uygulayamadan marina korsanlar tarafından kaçırılır ve midilli'de bir geneleve satılır. marina oranın sahiplerini kandırarak bakireliğini korumayı başarır. marina'dan para kazanamayan genel ev sahipleri diğer sermayelerine kötü örnek olmaması için marina'yı genel evden uzaklaştırarak adada ki diğer kızlara öğretmenlik yapmasını sağlarlar. marina burada müziğe ve eğlencelere olan büyük katkısından dolayı çok ünlenir.
- perde 5 -
perikles kızını bulmak için tarsus'a döner ancak bulamaz. tekrar denizlere açılarak akdeniz'i ve egeyi dolaşarak sonunda midilliye gelir. midilli kralı lysimakus perikles'i eğlendirmek için marina'yi çağırır. marina ile tanış karşılıklı acıklı hikayelerini dinledikten sonra baba-kız olduklarını anlarlar. daha sonra bir gece rüyasında tanrıça diyana'yı gören perikles, tanrıçadan thaisa'nin yaşadığını ve rahibe olduğu tapınağın yerini öğrenir. böylece perikles thaisa'yı da bulur..
- kritik -
keloğlan masallarında da benzer prensesle evlenme çekişmeleri vardı, hatta aynısı. kralların prensesleri bu tip yarışmalar, bilmeceler ve turnuvalarla evlendirmeye kalkmaları ne enteresan. hep en iyisini istemişler anlaşılan. en zekisi, en akıllısı, en güçlüsü olacak kızlarının kocası he.!
pamuk prenses 2 kısa filminde erkan can'ın dediği gibi 'cüceler pamuk helva yiyemez, yok ya'..
devamını gör...
yazarların en büyük keşkesi
devamını gör...
türk dizilerinin olmazsa olmazları
lüks hayatı sadece şerefsizler elde edebilecek gibi göstermek.
fakirlik kutsalmış gibi göstermek.
fakirlik kutsalmış gibi göstermek.
devamını gör...
karantina sürecinde yapılan en verimli aktivite
çok fazla dizi ve film izlemek.
devamını gör...
gerilim tipi baş ağrısı
(bkz: sinüzit)
kış aylarının korku filmidir kendisi.
kış aylarının korku filmidir kendisi.
devamını gör...
13 ekim 2021 bilal erdoğan açıklamaları
sosyal medyada gördüğüm açıklamalardır. bunlar hangi kafayla hangi dünyada yaşıyorlar vallahi anlamıyorum.
bilal erdoğan:
benim uzmanlık alanım avrupa, avrupa diye bir yer kalmayacak. avrupa’da lider denilecek bir tane adam yok. hepsi komik duruma düşmüş durumda.
bunlar inançsız toplumların yaşamaya mahkum olduğu meseleler, sıkıntılar.
buradan
kafayı yedirtecekler bize bunun için uğraşıyorlar. dolar her gün zirve yaparken hangi cesaretle böyle açıklamalar yapıyorlar. hepsi komik duruma düşmüş durumda diyor *
bilal erdoğan:
benim uzmanlık alanım avrupa, avrupa diye bir yer kalmayacak. avrupa’da lider denilecek bir tane adam yok. hepsi komik duruma düşmüş durumda.
bunlar inançsız toplumların yaşamaya mahkum olduğu meseleler, sıkıntılar.
buradan
kafayı yedirtecekler bize bunun için uğraşıyorlar. dolar her gün zirve yaparken hangi cesaretle böyle açıklamalar yapıyorlar. hepsi komik duruma düşmüş durumda diyor *
devamını gör...
texas
eyaletin ismi, kızılderili caddo kabilesinin dilinde, arkadaş, dost anlamındaki teyshas kelimesinden türetilmiştir.
devamını gör...
umut
hayat; umut ile ümitsizlik arasın da gidip gelmekmiş..
devamını gör...
regl oldum demenin alternatif yolları
yas 16 lisedeyim. ders matematik hocam erkek. bu arada once sunu belirteyim benim regl sancilarim bayilma esigine getirecek kadar kotuydu. kasiktan baslayan bacaklara kadar inen siddetli bir agri ki dayanilacak gibi bir sey degildi. sadece agri olsa iyi cekilir hani. beraberinde titreme, tenimin dudaklarimin morarmasi, astim hastasi gibi nefes alamama. bulanti ishal, ve agridan kulaklarimin dahi zonklamasi. degisik bir sey, zulm gibi.
neyse yine boyle bir aciyi her ay yasadigim gibi sinifta cekiyorum. hocam ders anlatirken siraya uzanmisim, ogretmenim durumu farkedince bana seslenmis duymamisim, yanima gelmis durtmus yine benden hareket yok. kafami kaldirinca mosmor bir yuzle karsilasip korkmus. ben sadece beni silkelemeye basladigini ve kendime geldigimi hatirliyorum. tum sinif etrafima toplanmis, saskin sakin bana bakiyorlar. "bana neyin var hasta misin sorusuna karsilik, ben reglim diyemedim" hoca "aileni arayalim, ambulans cagiralim doktora git" dedi. ya doktor erkek olursa diye dusundum salakliga bak. ama suc benim degil ki ben regl oldum demenin ayip, edepsizce oldugunu ogreten kesim de.
regl olmak saglikli olan her kadinin ayda bir kere karsilacagi, fiziksel bir dongudur. tuvalet ihtiyacimiz, yemek yeme ihtiyacimiz kadar siradan bir o kadar "normal" bir surectir. bu kadar basit. ne gunahtir, ne edepsizliktir, ne ayiptir. mide bulaninca kustum, hastayim ateslendim derken nasil utanilmiyorsa, regl oldum demekten de utanilmamalidir. kisacasi alternatif bir isme luzum yoktur.
agzindan kufur eksik olmayan kesimin her turlu terbiyesizce soylemi yapip, kadinin regl demesine "ayip" damgasini vurmasina ayarim. sen kendi ayibina bak deyyus degil mi? neyse cizgiyi asmayayim. su basligi her gordugumde sinir oluyordum, bir yerde patlayacaktim ve oldu.
neyse yine boyle bir aciyi her ay yasadigim gibi sinifta cekiyorum. hocam ders anlatirken siraya uzanmisim, ogretmenim durumu farkedince bana seslenmis duymamisim, yanima gelmis durtmus yine benden hareket yok. kafami kaldirinca mosmor bir yuzle karsilasip korkmus. ben sadece beni silkelemeye basladigini ve kendime geldigimi hatirliyorum. tum sinif etrafima toplanmis, saskin sakin bana bakiyorlar. "bana neyin var hasta misin sorusuna karsilik, ben reglim diyemedim" hoca "aileni arayalim, ambulans cagiralim doktora git" dedi. ya doktor erkek olursa diye dusundum salakliga bak. ama suc benim degil ki ben regl oldum demenin ayip, edepsizce oldugunu ogreten kesim de.
regl olmak saglikli olan her kadinin ayda bir kere karsilacagi, fiziksel bir dongudur. tuvalet ihtiyacimiz, yemek yeme ihtiyacimiz kadar siradan bir o kadar "normal" bir surectir. bu kadar basit. ne gunahtir, ne edepsizliktir, ne ayiptir. mide bulaninca kustum, hastayim ateslendim derken nasil utanilmiyorsa, regl oldum demekten de utanilmamalidir. kisacasi alternatif bir isme luzum yoktur.
agzindan kufur eksik olmayan kesimin her turlu terbiyesizce soylemi yapip, kadinin regl demesine "ayip" damgasini vurmasina ayarim. sen kendi ayibina bak deyyus degil mi? neyse cizgiyi asmayayim. su basligi her gordugumde sinir oluyordum, bir yerde patlayacaktim ve oldu.
devamını gör...
alev alatlı
1944 izmir doğumlu yazar, düşünür ve akademisyen.
kendisiyle tanıştığım 1999 yılında ve sonrasında heyecanla okuduğum, ancak son zamanlarındaki siyasal islam'a yakın duruşu
ve saçmalamalarıyla beni hayrete düşürmüş yazardır. tv'de ve yaptığı açıklamalarda bu cümleleri sarf edebilmiştir.
“anadolu dünyayı kurtarır.”, “ iyi ki cahiliz yoksa shakespeare’den başka yazar okumazdık.”, “ türkiye rönesans sürecinde.” ''türkiye dogma'nın sakatlayamadığı bir yerdir'' "george orwell yaşasaydı rte'yi ayakta alkışlardı"
ne oldu da cehaleti bu denli yüceltmeye, hamaset, batı düşmanlığı ve milliyetçilik yapmaya başladığını
sanırım hiç anlayamayacağım. bu kadar parlak bir beynin düzene ayak uydurmuş olmasını aklım almıyor.
yaşar kemal'in dediği gibi '' o güzel insanlar, o güzel atlara binip gittiler'' meydan'da kendi deyimiyle bu paçoz'a kaldı.
“aydın despotizmi 1985
“yaseminler tüter mi hala?” 1985
“işkenceci” 1987
“viva la muerte” 1992
“nuke türkiye!” 1993
“valla kurda yedirdin beni” 1993
“ok musti, türkiye tamamdır!” 1993
“kadere karşı koy a.ş.” 1995
“eylül 1998” 1999
“schrödingerin kedisi, kabûs,” 2000
“schrödingerin kedisi, rüya” 2001
“aydınlanma değil, merhamet” 2004
“dünya nöbeti” 2004
“ey uhniyem! ey uhyniyem!” 2004
“hollywood’u kapattığım gün” 2009
“funda’nın mutfak rehberi” 2011
“beyaz türkler küstüler” 2013
“batıya yön veren metinler“
“ben böyle düşünüyorum demekle olmuyor!” 2018
kendisiyle tanıştığım 1999 yılında ve sonrasında heyecanla okuduğum, ancak son zamanlarındaki siyasal islam'a yakın duruşu
ve saçmalamalarıyla beni hayrete düşürmüş yazardır. tv'de ve yaptığı açıklamalarda bu cümleleri sarf edebilmiştir.
“anadolu dünyayı kurtarır.”, “ iyi ki cahiliz yoksa shakespeare’den başka yazar okumazdık.”, “ türkiye rönesans sürecinde.” ''türkiye dogma'nın sakatlayamadığı bir yerdir'' "george orwell yaşasaydı rte'yi ayakta alkışlardı"
ne oldu da cehaleti bu denli yüceltmeye, hamaset, batı düşmanlığı ve milliyetçilik yapmaya başladığını
sanırım hiç anlayamayacağım. bu kadar parlak bir beynin düzene ayak uydurmuş olmasını aklım almıyor.
yaşar kemal'in dediği gibi '' o güzel insanlar, o güzel atlara binip gittiler'' meydan'da kendi deyimiyle bu paçoz'a kaldı.
“aydın despotizmi 1985
“yaseminler tüter mi hala?” 1985
“işkenceci” 1987
“viva la muerte” 1992
“nuke türkiye!” 1993
“valla kurda yedirdin beni” 1993
“ok musti, türkiye tamamdır!” 1993
“kadere karşı koy a.ş.” 1995
“eylül 1998” 1999
“schrödingerin kedisi, kabûs,” 2000
“schrödingerin kedisi, rüya” 2001
“aydınlanma değil, merhamet” 2004
“dünya nöbeti” 2004
“ey uhniyem! ey uhyniyem!” 2004
“hollywood’u kapattığım gün” 2009
“funda’nın mutfak rehberi” 2011
“beyaz türkler küstüler” 2013
“batıya yön veren metinler“
“ben böyle düşünüyorum demekle olmuyor!” 2018
devamını gör...
kimetsu no yaiba
geçen sene japonya'da vizyona giren filmi, bu sene ilginç bir şekilde türkiye'de de vizyona girecek. hem de 20 ağustos günü. cinemaximum web sitesinden ön satışta hatta biletleri. daha önce hiç bu şekilde bir anime'nin filmine sinemalarda denk gelmemiş ben, çok şaşırdım ve sevindim.
fakat bir sorun var ki, zaten bu filmi internetten 3 kez izlemiş bulundum. ben ne bileyim burada vizyona gireceğini...
o yüzden şu an gitmek ve gitmemek arasında gidip geliyorum. kararsızım sözlük.
fakat bir sorun var ki, zaten bu filmi internetten 3 kez izlemiş bulundum. ben ne bileyim burada vizyona gireceğini...
o yüzden şu an gitmek ve gitmemek arasında gidip geliyorum. kararsızım sözlük.
devamını gör...
unutkanlık ilaçlarını almayı unutmak
unutkanlık ilaçlarını almayı unutmayı unutursanız düzelebilecek olan durumdur.
devamını gör...
thick as a brick
jethro tull'ın 1972 yılı albümünde olan yaklaşık 44 dakikalık tek bir şarkıdan oluşur, lakabı “küçük milton” olan gerald bostock adındaki hayali küçük bir çocuğun hayat ve büyümenin zorlukları ile ilgili yazdığı şiir anlatılmaktadır. bu küçük velet aslında ian anderson ' ın ta kendisidir.
thick as a brick ingilizcede aynı zamanda kalın kafalı veya salak anlamına gelir.
thick as a brick ingilizcede aynı zamanda kalın kafalı veya salak anlamına gelir.
devamını gör...
bakire olmayan kadınla evlenmek
hayırdır? ekşi sözlüğü buraya mı taşıyoruz? önemli olan konu hakkında ne yazdığınız değil. bu tür başlıklar insanları sınıflandırmaktır. kaldı ki bu, kişinin kendisinden başka hiç kimseyi ilgilendirmeyen kişisel bir mevzuudur. tartışma açılıp fikir beyan edilecek pek çok başlık bulunabilir.
devamını gör...
teyze vs hala
benim için birbirinden farkı yoktur. ikisi de karaktersizlikte birbirleriyle yarışmaktadır.
devamını gör...
emeğiniz emanetimizdir
ösys kalemlerinde yazan inanılası olmayan söz öbeği. hemen devamında random gülme efekti olsa gerçekçi olabilirdi aslında.
emeğiniz emanetimizdir asdadasfasdfsf.
emeğiniz emanetimizdir asdadasfasdfsf.
devamını gör...
alman otomobilleri vs japon otomobilleri
alman otomobillerinin çok rahat kazanacağı versustur.
adamlar otomobil değil tank yapıyor.
adamlar otomobil değil tank yapıyor.
devamını gör...