nickaltı sevişmeleri
buram buram pambık şekeri kokusu aldığım, eh biraz da sinir bozucu sevişmeler. ah sevgili yazarlar... sözlük aşkları da hiç çekilmiyor. hele bir de göstere göstere yapılıyor ya... o kadar sanal, o kadar yapmacık ve o kadar saçma geliyor ki. of... çok dertliyim...
devamını gör...
tümör
vücudumuzun sağlıklı bir şekilde yaşamını sürdürebilmesi için hücrelerin büyümesi, gelişmesi ve çoğalması gerekmektedir. sağlıklı bir hücrenin hayatı boyunca belli bir bölünme sayısı vardır, ne kadar bölüneceğini ve ne zaman öleceğini bilen hücreler bazen bu sağlıklı yoldan çıkarak bilinçlerini kaybetmiş hücrelere dönüşürler ve kontrolsüz büyümeye, bölünmeye başlarlar. bunlar bir kütle veya tümör oluşturur. dna iplikçiklerindeki hasar normal bir döngüde onarılır veya hücrenin istemli ölümü ile sonuçlanır. kanserli hücrelerde bu hasarlı dna onarılamaz ve kontrolsüz çoğalma başlar.
hücre çekirdekleri daha büyük ve farklı şekillerde gözlenir. çok sayıda hücre, düzensiz şekilde dizilir. hücre boyutları, şekilleri farklıdır; organeller şekilleri düzensizdir. kanser hücreleri birikerek tümörleri oluşturur. iyi ve kötü huyulu olarak ayrılan tümörlerin her türü kanser değildir.
iyi huylu tümörler kansere sebep olmaz, çoğu zaman tekrarlamaz ve yayılım göstermez. sıklıkla ameliyatla alınır ve nadiren hayatı tehdit eder.
kötü huylu tümör kansere sebep olur ve tekrarlama riski yüksektir. metastaz yapar, yayılım gösterir ve hayatı tehdit edebilir.
hücre çekirdekleri daha büyük ve farklı şekillerde gözlenir. çok sayıda hücre, düzensiz şekilde dizilir. hücre boyutları, şekilleri farklıdır; organeller şekilleri düzensizdir. kanser hücreleri birikerek tümörleri oluşturur. iyi ve kötü huyulu olarak ayrılan tümörlerin her türü kanser değildir.
iyi huylu tümörler kansere sebep olmaz, çoğu zaman tekrarlamaz ve yayılım göstermez. sıklıkla ameliyatla alınır ve nadiren hayatı tehdit eder.
kötü huylu tümör kansere sebep olur ve tekrarlama riski yüksektir. metastaz yapar, yayılım gösterir ve hayatı tehdit edebilir.
devamını gör...
seri köz misali seri artı atan yazar
melektir melek. (bkz: seri artı oy veren melek)
devamını gör...
normal sözlük'te aldığınız en tuhaf mesajlar
sözlüğü terk etmem gerekiyormuş. kalitesini düşürüyormuşum. sözlüğün iyiliği için bunu yapmam lazımmış.
bugüne kadar aldığım en tuhaf mesaj bu. burada yazım kurallarından bir haber, trollüğü ile nam salmış o kadar insan varken neyim battı anlamıyorum.. insanlar "saygı" kavramını ne zaman uygulayacaklar? gerçekten kırıcı oldu. zaten muazzam kaliteli içerikler var ya burada. her gün en az 8 tane forumvari başlık açılıyor. bunlardan hoşuma gidenlere ben de yorum yapınca mı battım?
bugüne kadar aldığım en tuhaf mesaj bu. burada yazım kurallarından bir haber, trollüğü ile nam salmış o kadar insan varken neyim battı anlamıyorum.. insanlar "saygı" kavramını ne zaman uygulayacaklar? gerçekten kırıcı oldu. zaten muazzam kaliteli içerikler var ya burada. her gün en az 8 tane forumvari başlık açılıyor. bunlardan hoşuma gidenlere ben de yorum yapınca mı battım?
devamını gör...
en güzel teoman şarkısı
sus konuşma.
özellikle sona doğru keman geçişi yok mu beni benden alır.
özellikle sona doğru keman geçişi yok mu beni benden alır.
devamını gör...
keşke konserine gidebilseydim denilen sanatçılar
cem karaca
devamını gör...
uçurtma deneyi
benjamin franklin tarafından yapılmış olan, yıldırımın bir yük boşalması olduğunu göstererek paratonerin icadına zemin hazırlayan deney.
aslında franklin'in yıldırımlarla ilgili deney konusunda başka bir hayali vardı. ucu sivri, uzun, metal çubuklarla yapmak istediği bu deney için yüksek bir yer gerekiyordu. ancak yaşadığı dönemde bu işe uygun olan gökdelen gibi yapılar olmadığından, franklin yeni yapılacak olan bir kilise binasının tamamlanmasını beklemeye başlamıştı. çevredeki en yüksek bina o olacaktı çünkü.
zaman ilerledi ve franklin inşaatın bitmesini beklemek yerine deneyini bir uçurtma ile yapmaya karar verdi. oğluyla birlikte, sedir ağacından yapılma çıtaları çapraz şekilde birleştirerek bir uçurtma yaptılar. uçurtmaların normalde kâğıttan yapılan kısmınıysa, rüzgârda yırtılmaması için ipek bir mendilden yaptılar. uçurtmanın tepe kısmında sivri ve iletken bir tel bulunmaktaydı. telin devamında, uçurtmayı tuttukları kısmı yine ipek bir kurdeleden yaptılar ve bu kurdelenin en alt ucuna da metal bir anahtar bağladılar. bu metal anahtar, yine iletken bir tel ile bir leyden şişesine * bağlanmıştı.
***
deney günü uçurtmaya doğrudan yıldırım düşmedi ancak uçurtma, yüklü bir buluttan negatif elektrik çekerek leyden şişesine bu elektriği depolamayı başardı. hatta franklin elini metal anahtara yaklaştırdığında ufak bir elektriksel şok da hissetti. tabii deneyden hemen öncesine kadar, ipi eliyle tuttuğu kısmı kuru tutmayı akıl etmişti franklin. böylece bulutların (hatta yıldırımların) elektrikle yüklü olduğunu ve uygun bir sistemle bu yükün havayla yer arasında güvenli şekilde aktarılabileceğini kanıtlamış oldu.
***
kanıtladı dedik ama deneyin gerçekten yapılmış olup olmadığına ilişkin çeşitli iddialar var. bir grup insana göre franklin, deneyin başarısız olması ihtimaline karşın, oğlu dışındaki kimseyi deney yerine çağırmamıştı. hatta bazılarına göre böyle bir deney hiç yapılmamıştı. ancak pennsylvania gazette adlı gazetenin 1752 yılında, deney hakkında bir açıklama yazısı yayımladığı biliniyor.
***
ice adlı yazarımızın ukdesidir.
aslında franklin'in yıldırımlarla ilgili deney konusunda başka bir hayali vardı. ucu sivri, uzun, metal çubuklarla yapmak istediği bu deney için yüksek bir yer gerekiyordu. ancak yaşadığı dönemde bu işe uygun olan gökdelen gibi yapılar olmadığından, franklin yeni yapılacak olan bir kilise binasının tamamlanmasını beklemeye başlamıştı. çevredeki en yüksek bina o olacaktı çünkü.
zaman ilerledi ve franklin inşaatın bitmesini beklemek yerine deneyini bir uçurtma ile yapmaya karar verdi. oğluyla birlikte, sedir ağacından yapılma çıtaları çapraz şekilde birleştirerek bir uçurtma yaptılar. uçurtmaların normalde kâğıttan yapılan kısmınıysa, rüzgârda yırtılmaması için ipek bir mendilden yaptılar. uçurtmanın tepe kısmında sivri ve iletken bir tel bulunmaktaydı. telin devamında, uçurtmayı tuttukları kısmı yine ipek bir kurdeleden yaptılar ve bu kurdelenin en alt ucuna da metal bir anahtar bağladılar. bu metal anahtar, yine iletken bir tel ile bir leyden şişesine * bağlanmıştı.
***
deney günü uçurtmaya doğrudan yıldırım düşmedi ancak uçurtma, yüklü bir buluttan negatif elektrik çekerek leyden şişesine bu elektriği depolamayı başardı. hatta franklin elini metal anahtara yaklaştırdığında ufak bir elektriksel şok da hissetti. tabii deneyden hemen öncesine kadar, ipi eliyle tuttuğu kısmı kuru tutmayı akıl etmişti franklin. böylece bulutların (hatta yıldırımların) elektrikle yüklü olduğunu ve uygun bir sistemle bu yükün havayla yer arasında güvenli şekilde aktarılabileceğini kanıtlamış oldu.
***
kanıtladı dedik ama deneyin gerçekten yapılmış olup olmadığına ilişkin çeşitli iddialar var. bir grup insana göre franklin, deneyin başarısız olması ihtimaline karşın, oğlu dışındaki kimseyi deney yerine çağırmamıştı. hatta bazılarına göre böyle bir deney hiç yapılmamıştı. ancak pennsylvania gazette adlı gazetenin 1752 yılında, deney hakkında bir açıklama yazısı yayımladığı biliniyor.
***
ice adlı yazarımızın ukdesidir.
devamını gör...
insanı yoran şeyler
benimdir efendim, sahiden benim o...
çünkü çok kırılganım, çok hassasım, hemen hevesim kaçar, hemen karalar bağlarım.
çünkü çok düşünürüm, çok da düşünülmek isterim.
çağımız ama sadece kendini düşünmeyi mümkün kılıyor insanlara sanırım,
sadece kendini memnun etmeyi,
sadece memnun olduğu sürece o insanla iletişim halinde olmayı,
çok sevdiğim birisi bana demişti ki "sen bu çağın insanı değilsin"
niye buradayım o zaman ben?
bu sorunun cevabını bilen varsa bulsun beni...
o yüzden tası tarağı topluyor ve kaçıyorum ben de bir süre sonra kendi içime, yalnızlığıma, bir tek o küçük kız anlıyor beni, bir tek onun eli omzumda...
yani benzer olmayan, beklentilerinin karşılanmadığı, tepkilerinin ya da sözlerinin bumerang gibi geri döndüğü her insan yoracak seni ey insanoğlu!
ayrıca allahını seven söylesin ya da diye bilirim ben yada nedir?* * **
çünkü çok kırılganım, çok hassasım, hemen hevesim kaçar, hemen karalar bağlarım.
çünkü çok düşünürüm, çok da düşünülmek isterim.
çağımız ama sadece kendini düşünmeyi mümkün kılıyor insanlara sanırım,
sadece kendini memnun etmeyi,
sadece memnun olduğu sürece o insanla iletişim halinde olmayı,
çok sevdiğim birisi bana demişti ki "sen bu çağın insanı değilsin"
niye buradayım o zaman ben?
bu sorunun cevabını bilen varsa bulsun beni...
o yüzden tası tarağı topluyor ve kaçıyorum ben de bir süre sonra kendi içime, yalnızlığıma, bir tek o küçük kız anlıyor beni, bir tek onun eli omzumda...
yani benzer olmayan, beklentilerinin karşılanmadığı, tepkilerinin ya da sözlerinin bumerang gibi geri döndüğü her insan yoracak seni ey insanoğlu!
ayrıca allahını seven söylesin ya da diye bilirim ben yada nedir?* * **
devamını gör...
kızların espri yapmayı becerememesi
ezgi mola erkek zaten , kadın kılığında geziyor.
devamını gör...
şarkılarda sorulan en zor soru
mevsimlerden ilkbaharken
gönüllere aşk dolarken
sevenler hep eş ararken
neden benden kaçıverdin?
hani beni seviyordun
yalnız benle gülüyordun
yokluğumda özlüyordun
neden benden bıkıverdin?
leylaklarla acıyordun
mutluluklar saçıyordun
seni sevdim biliyordun
neden bana küsüverdin?
ismini hep anar oldum
hiç dinmeyen acı duydum
gidişinle harap oldum
neden benden kaçıverdin?
seni sordum yıldızlara
seni sordum yalnızlara
seni sordum kuşlara
uçan kuşlara.
bir zeki müren şarkısı.
devamını gör...
mektup arkadaşlığı
ortaokulda ingilizce öğretmenimiz kanada da bir okulla anlaşmıştı. bütün sınıfın kanada da bir mektup arkadaşı vardı artık. mektubu beklemek bile keyifliydi. hala görüşürüz o arkadaşlarla. bir ara urfada çalışmıştım. çok merak edip urfaya bile gelmişlerdi. hey gidi günler.
devamını gör...
birinin kıyamadığı olmak
ya sevimli bir oğlan/kız çocuğu ya da bir kedi/köpek eniğidir. özellikle hanımlar bunları görür görmez " ayy kıyamam" derler.
devamını gör...
sevgili ile aynı evde yaşamak
herkesin kendi evi olmalı.. misafir gibi gidilip gelinmeli.. yoksa evlilikten bir farkı kalmıyor..
devamını gör...
demokrasinin en büyük kusuru
demokrasi anlayışı oturmamış ve yeterli eğitim düzeyine sahip olmayan toplumlarda uygulanmaya çalışıldığında çoğunluk faşizmine dönüşmesidir.
devamını gör...
hırvatı ben yalamadım
açılın ulan sayın arkadaşlar mekanın sahibi geldi. nickim gençlerin ilgisini çekmiş. bu nickin hikayesini anlatayım bu geyik bitsin. hüzünlü ve dram dolu bir hikayedir. kalbi olanlar okumasın. bu ülke vatandaşlarının hafızası zayıftır diyenler ise tarağımı yesin. anlatmaya başlamadan sinirim bozuldu elim ayağım titriyor. sözlükte küfür yasakmış. salsam kendimi küfür dağarcığımın entelektüel kapasitesinin üzerinde olduğunu kanıtlasam.
neyse efendim ben geveze bir insan olarak olayın teğetinde dolaşarak kafanızı ütülemeyeyim. aslında hırvatı ben yaladım. yalamaz olaydım. hayatımın kararacağını bilmiyordum. kader ağlarını örmüş hayatımın içinden geçme planları yapıyormuş.
türkiye'de tıp fakültesini bitirmiş seksi bir delikanlıydım. kars'ın digor ilçesinde mecburi hizmet yapınca kutsal bir iş ve meslek yaptığımı anladım. benim gibi boktan birinin kutsal işler yapması doğru değildi. bu işi namuslu onurlu ve başı secdeye değen insanların yapması daha doğru diyerek istifa ettim. ben içkici bir ittim. kutsal iş yapacak biri değildim.
amma uzattın ya diyenler olabilir ama sayın okuyucu bunları bilmezseniz hırvatı neden yaladığımı anlayamazsınız. aslında mecbur bırakıldığımı. ülkemizin şerefi ve namusu söz konusu olmasa gider tuvalette masturbasyon yapar geçerdim.
devletten istifa edip amerika ve brezilya'da aylaklık ve serserilik yaptıktan sonra avrupa'ya döndüm. biz anadolu çocuğuyuz. öğünmek gibi olmasın eskişehirliyim. şu an tam emin değilim ama finlandiya ya da danimarka'da yaşıyorum o dönem. türkiye'yi özlüyorum delice. duydum ki hırvatistan türkiye maçı varmış.
futboldan pek anlamam. en büyük eskişehirspor konusunda netim bu kadar. aslında maç önemli değil benim için. türkçe konuşmayı özlemiştim. oradaki taraftarlarla konuşup maçta küfretmek için hırvatistan'a gittim. maçtan on saat kadar önce oraya ulaştım. biraz dolaştıktan sonra içmeye başladım. üzerimde eskişehirspor forması var.
kafam çok yüksek içkinin yanında oradaki gençler bana başka bir şeyler vermişti. maç başlayınca bir baktım ben hırvat taraftarların arasındayım. kafamı silkeyim desem de yapacak bir şey yoktu. taraftarlar çılgınca eğleniyor. hemen yan tarafımda belinden üzeri çıplak bir kız var. dünya güzeli. memelerinden birini kırmızıya diğerini beyaza boyamış. hıplayıp duruyor. ben zaten maç sevmem türkiye için oradayım. kırmızı beyaz yerinde durmayan şeylere gözüm takıldı.
şimdi beni ayıplayıp abazalık hatta sapıklıkla suçlayabilirsiniz ama çok güzeldi ve gözlerimi alamıyordum. kızın yanına gittim beraber hoplayıp zıplıyoruz. hırvatistan bir gol atınca sarıldık kardeşçe. göğüslerini bedenime yapıştırdı. arada ufak tefek sohbet ettik. maç bitince hırvatlar mı kazandı ben mi kazandım bilemiyorum. kadın dudaklarıma yapıştı. ben de ayıp olmasın diye hafiften kızın orasını burasını yaladım. yalamaz olaydım. orası burası derken sapık zannetmeyin göğüsleri yalamıştım.
tüm kameralar bizi çekiyormuş. ben o dönem pek tv izlemiyorum. geri döndüm işime. bir ay kadar sonra eskişehir'e gelmek zorunda kaldım. eskişehir'de bir tanrıça gibi karşılandım. büyüksün heykelini dikset testislere beton yetmez falan. kendi çapımda bir kahraman olmuşum. hırvatı yalayan esesliyim. hayatında ilk defa önemli biri olmak ne demek bilemezsiniz. önemli ve ünlü biriydim artık. haber bültenlerine falan çıkmışım ama bir kaç ay geçmiş kimse beni unutmamış. eskişehir'de bir bara girdim millet beni alkışladı. gençler tapınıyordu adeta.
eskişehir'de zaten tanınan biriydim ama bu olay sonrası lakabım doktor değil hırvattı. ben bu olayla gurur duyuyordum.
ancak yıllar geçtikçe bu olay karşıma çıkmaya başladı. japonya'da çalışıyorum. küresel bir şirketle iş bağlamak üzereyim. işi bağlasam yedi sülaleme yetecek para kazanacağım. konuyla ilgisi olmasa da bu video çıktı ortaya. konu öyle saptı ki japon firmasından kovuldum.
türkiye'ye döndüm. ben üç gün o kızla beş gün bu hatunla takılan bir modelim. bir kadınla inanılmaz bir uyum sağladık. kız ülkenin en zengin ailelerinden biri. benim annem ve babam ilkokul mezunu. tanışma toplantısında bu video konusu çıktı. ve kızın ailesi sorun yaptı.
sonra inanılmaz paralar ödeyerek bu videoyu yok ettim. eskişehir'e gittiğimde hala hırvat gelmiş büyüksün diyenler oluyor.
kesin ve net söylüyorum. o ben değilim. hırvatı ben yalamadım.
neyse efendim ben geveze bir insan olarak olayın teğetinde dolaşarak kafanızı ütülemeyeyim. aslında hırvatı ben yaladım. yalamaz olaydım. hayatımın kararacağını bilmiyordum. kader ağlarını örmüş hayatımın içinden geçme planları yapıyormuş.
türkiye'de tıp fakültesini bitirmiş seksi bir delikanlıydım. kars'ın digor ilçesinde mecburi hizmet yapınca kutsal bir iş ve meslek yaptığımı anladım. benim gibi boktan birinin kutsal işler yapması doğru değildi. bu işi namuslu onurlu ve başı secdeye değen insanların yapması daha doğru diyerek istifa ettim. ben içkici bir ittim. kutsal iş yapacak biri değildim.
amma uzattın ya diyenler olabilir ama sayın okuyucu bunları bilmezseniz hırvatı neden yaladığımı anlayamazsınız. aslında mecbur bırakıldığımı. ülkemizin şerefi ve namusu söz konusu olmasa gider tuvalette masturbasyon yapar geçerdim.
devletten istifa edip amerika ve brezilya'da aylaklık ve serserilik yaptıktan sonra avrupa'ya döndüm. biz anadolu çocuğuyuz. öğünmek gibi olmasın eskişehirliyim. şu an tam emin değilim ama finlandiya ya da danimarka'da yaşıyorum o dönem. türkiye'yi özlüyorum delice. duydum ki hırvatistan türkiye maçı varmış.
futboldan pek anlamam. en büyük eskişehirspor konusunda netim bu kadar. aslında maç önemli değil benim için. türkçe konuşmayı özlemiştim. oradaki taraftarlarla konuşup maçta küfretmek için hırvatistan'a gittim. maçtan on saat kadar önce oraya ulaştım. biraz dolaştıktan sonra içmeye başladım. üzerimde eskişehirspor forması var.
kafam çok yüksek içkinin yanında oradaki gençler bana başka bir şeyler vermişti. maç başlayınca bir baktım ben hırvat taraftarların arasındayım. kafamı silkeyim desem de yapacak bir şey yoktu. taraftarlar çılgınca eğleniyor. hemen yan tarafımda belinden üzeri çıplak bir kız var. dünya güzeli. memelerinden birini kırmızıya diğerini beyaza boyamış. hıplayıp duruyor. ben zaten maç sevmem türkiye için oradayım. kırmızı beyaz yerinde durmayan şeylere gözüm takıldı.
şimdi beni ayıplayıp abazalık hatta sapıklıkla suçlayabilirsiniz ama çok güzeldi ve gözlerimi alamıyordum. kızın yanına gittim beraber hoplayıp zıplıyoruz. hırvatistan bir gol atınca sarıldık kardeşçe. göğüslerini bedenime yapıştırdı. arada ufak tefek sohbet ettik. maç bitince hırvatlar mı kazandı ben mi kazandım bilemiyorum. kadın dudaklarıma yapıştı. ben de ayıp olmasın diye hafiften kızın orasını burasını yaladım. yalamaz olaydım. orası burası derken sapık zannetmeyin göğüsleri yalamıştım.
tüm kameralar bizi çekiyormuş. ben o dönem pek tv izlemiyorum. geri döndüm işime. bir ay kadar sonra eskişehir'e gelmek zorunda kaldım. eskişehir'de bir tanrıça gibi karşılandım. büyüksün heykelini dikset testislere beton yetmez falan. kendi çapımda bir kahraman olmuşum. hırvatı yalayan esesliyim. hayatında ilk defa önemli biri olmak ne demek bilemezsiniz. önemli ve ünlü biriydim artık. haber bültenlerine falan çıkmışım ama bir kaç ay geçmiş kimse beni unutmamış. eskişehir'de bir bara girdim millet beni alkışladı. gençler tapınıyordu adeta.
eskişehir'de zaten tanınan biriydim ama bu olay sonrası lakabım doktor değil hırvattı. ben bu olayla gurur duyuyordum.
ancak yıllar geçtikçe bu olay karşıma çıkmaya başladı. japonya'da çalışıyorum. küresel bir şirketle iş bağlamak üzereyim. işi bağlasam yedi sülaleme yetecek para kazanacağım. konuyla ilgisi olmasa da bu video çıktı ortaya. konu öyle saptı ki japon firmasından kovuldum.
türkiye'ye döndüm. ben üç gün o kızla beş gün bu hatunla takılan bir modelim. bir kadınla inanılmaz bir uyum sağladık. kız ülkenin en zengin ailelerinden biri. benim annem ve babam ilkokul mezunu. tanışma toplantısında bu video konusu çıktı. ve kızın ailesi sorun yaptı.
sonra inanılmaz paralar ödeyerek bu videoyu yok ettim. eskişehir'e gittiğimde hala hırvat gelmiş büyüksün diyenler oluyor.
kesin ve net söylüyorum. o ben değilim. hırvatı ben yalamadım.
devamını gör...
kadınların eskisi kadar zor olmaması
*tanımadığı erkekten 2-3 güzel söz duyunca etkilenen kadın yüzünden evlilikten ve ciddi ilişkiden uzaklaşan (güya) kaliteli arkadaş...
senin kolay diye tabir ettiğin şey;
kadın, herşeyden önce, kadın/erkek olmaktan, cinsiyetinden önce yani,
insan olduğu için, insanlık diyorum bak, bildinmi? dürüst ve karakterli bir insan olduğu için, seni de bakınca insan "zannettiği" için... o "kandırmak" için söylediğin 2-3 güzel sözü, "doğru söylüyorsun" zannedip,
yine insanlığından, "yalan" söylediğini,
**ne lik yaptığını düşünmeyip,
"inanmış" olabilirmi acaba?
sen şimdi içinden "salağa bak inandı" diyorsun dimi?
senin insan olmadığını "sadece erkek" olduğunu anlayınca,
bak bütün bunlar da yine sana söyleniyor haberin olsun...
o kolay dediğin şey, doğru söylediğini düşünerek, senin sahte duygularına karşılık kadının içinden gelendir, gerçektir...
senin gibi sahtekar olsa, yemez numaralarını zaten merak etme,
inşallah kendin gibi bir üç kağıtçı bulursun...
olmayan kaliten batsın...
* 3/10 luk kadınların, yaşı geçmiş, dul, çocuklu kadınların talep yoğunluğundan beklentilerinin yüksek olduğunu, burnundan kıl aldırmadığını söyleyen arkadaş...
3/10 ? kim veriyor bu notu?
sen kaç nesin?
sen zaten bir kadını, fiziksel görüntüsü için, gençliği için istiyorsan, bence daha evrimini tamamlamamışsın...
"kollar" bacaklar olmuş..
beyin, kalp evrilememiş....
ayrıca bir kadının yaşı, evlenip ayrılması, çocuğu olması,
(allahım burayı büyük büyük harflerle koyu koyu yazmak isterdim ama daha yeni yazarım)
***beklentilerini düşürmesini, beklentilerini
değiştirmesini, gerektirmez.***
o kadının, birey olarak "kendisinin"
"değerli" olduğunu, değiştirmez,
yaşı geçmeden, evlenip boşanmadan, çocuğu olmadan önce, ne istiyorsa, neleri bekliyorsa, yine isteyebilir, yine bekleyebilir, hatta daha fazlasınıda isteyebilir...
bence daha fazlasını hak ediyordur...
her türlü burnundan kıl aldırmaz,
yada aldırır, seni ilgilendirmezzz...
sen kimsin? nesin?
kadının yaşı geçince, dul, çocuklu olunca, 0/10 luk beyninle, kadınlara puan veriyosun, değerini düşürüyosun, hesap yapıyosun....
sizin bu evriminiz
ne zaman tamamlanacak yaa..
ne zaman insana dönüşüceksiniz?
ne zaman?
sen bize onu söyle...
senin kolay diye tabir ettiğin şey;
kadın, herşeyden önce, kadın/erkek olmaktan, cinsiyetinden önce yani,
insan olduğu için, insanlık diyorum bak, bildinmi? dürüst ve karakterli bir insan olduğu için, seni de bakınca insan "zannettiği" için... o "kandırmak" için söylediğin 2-3 güzel sözü, "doğru söylüyorsun" zannedip,
yine insanlığından, "yalan" söylediğini,
**ne lik yaptığını düşünmeyip,
"inanmış" olabilirmi acaba?
sen şimdi içinden "salağa bak inandı" diyorsun dimi?
senin insan olmadığını "sadece erkek" olduğunu anlayınca,
bak bütün bunlar da yine sana söyleniyor haberin olsun...
o kolay dediğin şey, doğru söylediğini düşünerek, senin sahte duygularına karşılık kadının içinden gelendir, gerçektir...
senin gibi sahtekar olsa, yemez numaralarını zaten merak etme,
inşallah kendin gibi bir üç kağıtçı bulursun...
olmayan kaliten batsın...
* 3/10 luk kadınların, yaşı geçmiş, dul, çocuklu kadınların talep yoğunluğundan beklentilerinin yüksek olduğunu, burnundan kıl aldırmadığını söyleyen arkadaş...
3/10 ? kim veriyor bu notu?
sen kaç nesin?
sen zaten bir kadını, fiziksel görüntüsü için, gençliği için istiyorsan, bence daha evrimini tamamlamamışsın...
"kollar" bacaklar olmuş..
beyin, kalp evrilememiş....
ayrıca bir kadının yaşı, evlenip ayrılması, çocuğu olması,
(allahım burayı büyük büyük harflerle koyu koyu yazmak isterdim ama daha yeni yazarım)
***beklentilerini düşürmesini, beklentilerini
değiştirmesini, gerektirmez.***
o kadının, birey olarak "kendisinin"
"değerli" olduğunu, değiştirmez,
yaşı geçmeden, evlenip boşanmadan, çocuğu olmadan önce, ne istiyorsa, neleri bekliyorsa, yine isteyebilir, yine bekleyebilir, hatta daha fazlasınıda isteyebilir...
bence daha fazlasını hak ediyordur...
her türlü burnundan kıl aldırmaz,
yada aldırır, seni ilgilendirmezzz...
sen kimsin? nesin?
kadının yaşı geçince, dul, çocuklu olunca, 0/10 luk beyninle, kadınlara puan veriyosun, değerini düşürüyosun, hesap yapıyosun....
sizin bu evriminiz
ne zaman tamamlanacak yaa..
ne zaman insana dönüşüceksiniz?
ne zaman?
sen bize onu söyle...
devamını gör...
gbkz kısmına tıklayınca başlığın bulunamaması
yeni sözlüklerde olması normal durum.
ben çok boş bakınız bırakıyorum öyle. birileri belki doldurur diyerek. herkes elini taşın altına soksun, değil mi? sonuçta uzun bir tanım girerken tek tek onun tüm referanslarını doldurmak da kolay olmuyor.
ben çok boş bakınız bırakıyorum öyle. birileri belki doldurur diyerek. herkes elini taşın altına soksun, değil mi? sonuçta uzun bir tanım girerken tek tek onun tüm referanslarını doldurmak da kolay olmuyor.
devamını gör...
agnostisizm
agnostisizm, tembellik degildir. aksine, bir insan uzun metafiziksel ve teolojik arayislardan sonra agnostik olabilir. agnostisizme göre, insan mantigi tanrinin olup olmadigini anlayabilecek kapasitede degildir. agnostik olabilmek için*insanin bir suru dini arastirip hicbir din tarafindan ikna olmamasina ragmen tanrinin yok oldugunu iddia eden dusunce bicimlerini de reddetmis olmasi gerekir.
bana kalirsa agnostisizm, din konusunda çok önemli bir noktaya parmak basar. ınsan mantigi tanrinin varolup olmadigini anlayabilecek kapasitede degildir cunku tanri metafiziksel bir seydir. mantik ile aciklanamaz. insanin tanriyi, tanrilari ya da herhangi bir maddeler uzeri bir konsepti anlamasi icin ruhu/kalbi ile bakmasi gerekir.
bana kalirsa agnostisizm, din konusunda çok önemli bir noktaya parmak basar. ınsan mantigi tanrinin varolup olmadigini anlayabilecek kapasitede degildir cunku tanri metafiziksel bir seydir. mantik ile aciklanamaz. insanin tanriyi, tanrilari ya da herhangi bir maddeler uzeri bir konsepti anlamasi icin ruhu/kalbi ile bakmasi gerekir.
devamını gör...

