kişisel tercihten öte bir durum değildir. madalya bekleyen hayatın gerçeğiyle karşı karşıya kalacaktır. *
devamını gör...

"withania somnıfera" olarak da bilinen ve sadece hindistan da yetişen bir ginseng türü. afrodizyak ve anti kanserojen etkisinin yanı sıra zihne de iyi geldiği bilinen etkileri arasında. aynı zamanda anksiyete ve uykusuzluk problemleri içinde bitkisel bir alternatif konumunda.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

merakla beklediğim yayındır. işin içinde anders varsa kalitesinden sual olunmaz.*
devamını gör...

biz kadınlar doğum acısına katlanabiliyoruz diye erkeğin hastalanması küçümsenecek ya da önemsenmeyecek bir durum olmuyor. iki cinsiyetin de hasta olması zor bir durum, geçmiş olsundur.
devamını gör...

çoğunlukla aradığını bulamamış kadındır. çünkü pek çok kişinin de bildiği gibi, porno sektörü kadından çok erkeğe hitap eder. mesela açın bakın, pornoların çoğunda baştan çıkarıcı ve cüretkar olduğu sanılan balık bakışlara sahip kadınların yüzü yakın çekimde gösterilir. peki kaç pornoda erkek yüzünü görürsünüz? bir kadın neden orgazm taklidi yapan bir kadının yüzünü görmek istesin ki? ya da içinde erkeğe yapılan oral seksin olmadığı porno sayısı ne kadar az hiç dikkat ettiniz mi? kadın, seks sırasında erkeğini mutlu etmek için oral sekse başvurabilir hatta belki bundan hoşlanabilir ama bunu izlemekten hoşlanmıyorsa ne yapsın?
bazen kadınlar da cinsel arzularını erkekler gibi "daha az duygu-daha çok eylem isteği" şeklinde duyabilir. ama çoğu zaman cinsellik kadın için bir "paylaşım"dır. porno ise genelde mekaniktir. yani erkeklerin beğenisine daha uygundur.
bütün bunlara rağmen, hepsi olmasa da kadınların bazıları porno izler. kimisi meraktan, kimisi canı çok sıkıldığı için, kimisi de yüksek libidosu ve cinsel anlamdaki yalnızlığı ile ne yapacağını bilemediği için izler. ama çok azı gerçekten sevdiği ve ihtiyaç duyduğu için izler. çünkü porno açısından eşsiz alternatiflere sahip olan günümüzde bile, kadınların keyif alacağı türden pornografi yok denecek kadar azdır.
devamını gör...

türkçesi mizofoni olan hastalık. seslere karşı aşırı hassasiyet olarak bilinir. seçici ses duyarlılığı sendromu da deniyor. ağız şapırdatma, sakız çiğneme, ıslık, horlama, korna, komşudan gelen sesler, esneme, konuşma vb seslerden rahatsız olma.

saygısız, bencil insanlarla dolu ülkemde, aşırı gürültüden ötürü bu sendromu her gün yaşıyorum maalesef.
ancak twitter da denk geldiğim şu söz sayesinde kendimle gurur duydum..

"insanın dayanabileceği gürültü miktarıyla zihinsel yetileri arasında ters orantı vardır. kapıyı yavaşça kapatmak yerine gürültüyle çarpan bir insan yalnızca terbiyesiz değil; aynı zamanda bayağı ve dar görüşlüdür." schopenhauer.
devamını gör...

bi avukat arkadaş nasıl midilli çalınabilir onu uzun uzun anlatmıştı, o çok ilginçti. midilli çalma yöntemlerini tamamen hukuki bir bakış açısı ile incelemiş, resmen suça teşvik etmişti beni. hiç aklımda midilli çalmak bile yokken "kamera olmayan bir çiftliğe gece girip nasıl midilli çalınabilir" üzerine çok işe yarar bilgiler vermişti.

içimde gram hırsızlık isteği, midilli sevgisi, suça bulaşma yokken aldığım bu mesaj nedeniyle çok başka bir insan oldum. zor her şey.
devamını gör...

toplu taşıma da yüksek ses ile telefon görüşmesi yapmak

sol şeritten aheste fıstık makamında gitmek

kaldırımda giderken aniden duraksamak

karşıdan gelen kadına yiyecekmiş gibi bakmak. daha uzar gider bu liste.
devamını gör...

(bkz: abi geç oldu yat istersen)
devamını gör...

upuzun ama her bir dizesi mükemmel olan cemal süreya şiiridir. okusanıza!*

kahkaha kesin bir sınırdır senin sesin için;
geçmezsin kahkahaya.
bu da gülümsemeyi,
senin tapulu malın yapar.
gülmek sende
gülümsemenin bir noktada taşkınlığı
oluyor daha çok.
bu bakımdan gülümsemenin
bütün öğelerini de birlikte getiriyor.
iş bu kadar da değil,
yeni bir takım öğeler de getiriyor.
ılıktır senin sesin.
güvenli olmaktan çok güven uyandırıcıdır.
konuşurken kimseyi dinlememene ne diyeceğiz peki?
buna karşılık sözcükleri sakıngan sakıngan kullanman var,
ona ne diyeceğiz?
alırken suçsuz, verirken duyarlı bir ses.
en büyük modaevini yönetecek olsa
sinirli tonlar kazanacağına
muhakkak nazarıyla bakılabilecek,
ama söz gelimi,
hiçbir belediye başkanı olamayacak bir sese.
sanırım, bakışlarla
sesler arasında bir bağıntı kurulabilir.
belki de yanlıştır bu varsayım.
ama doğru olsa,
senin sesinle bakışın arasında bir paralellik,
hatta bir özdeşlik olduğu görülebilir.
daha doğrusu sendeki bu özdeşlik
böyle bir varsayıma itiyor kişiyi.
kim bilir,
başka belirtiler gibi,
bakış ve ses de
aynı ruhun değişik planlardaki görünümleridir
belki de.
ruhun, özdeş yönlerini denediği
organlar olabileceği gibi,
çelişkin yönleriyle
belirdiği organlar da vardır.
olabilir.
söz bitince senin sesin de biter;
oysa
sözü tüketen sesler vardır;
söz tükenince de
sürüp giden sesler vardır;
söz tükendikten
sonra başlayan sesler vardır.
senin sesin sözle özdeş.
çığlık değil, düşünce senin sesin.
ama etin, kemiğin malı olmuş bir ses.
ömründe bir iki kez büyük ihanete dadanmak isteyebilir bu ses.
küçük ihanetler onun düşünceyle kurduğu ilkeleri aşmaz, aşamaz.
ah! razı olma sevgilim,
katıl.
katıl ama razı olma.
biraz da kendinden memnun bir ses.
en büyük eleştiriyi, yadsımayı son anda yaparsın sen:
sanırım sende bulduğum en doğru gözlem bu.
oysa eleştiriyi son anda yapmak,
razı oluşun ta kendisidir.
korkaklıktır da.
şu var:
fotoğraf çektirmek için yan yana getirilmiş iki nesne değiliz biz
güvercin curnatasında yan yana akan iki güverciniz
mesafeler birleştirdi bizi bir de sözler
razı olma hiçbir sessizliğe
biliyorsun seni seviyorum
pencereden bakmayı
öğreteceğim sana
sesin
balkona asılı çamaşırmışcasına
havalansın, havalansın dursun
sokakta değil balkonda;
dışarı çıktığın zaman
romanını yastığın altına sakla;
şiirini mutfağa koy
boş bir deterjan kutusu vardır nasıl olsa,
öykünü yanına alabilirsin elbet
müziğini de, resmini de
niçin güvenmiyorsun bana?"
devamını gör...

evliler de sever, ama boşanmak şartıyla.
devamını gör...

parmak arası terliğin içine beyaz çorap giymiş, onun üzerinde şort ve sırtında da mont olurdu.
devamını gör...

güvenliği keşfeden atalarımız, konforu da keşfeder.hayvanları öldürüp yerler . meyve yerler ama hayvan eti yemeden de kendilerini enerjik ve zinde hissetmezler. avcılık ve toplayıcılık, o yüzden gerekli. bir gün hasbelkader, et ateş üzerinde kalıyor. onların döneminde ocakta yemek unuttum endişesi diye bir şey de yok. bir anda çiğnemek zorunda kaldıkları eti saniyeler içinde parçalayıp yutmalarını sağlıyor bu yöntem.
ondan sonra da yemeklerin pişirildiği yüzbinlerce yıllık süreç de başlamış olur. bilim bu konuda diyor ki, bu sayede çenemiz küçüldü ( eski insan kafataslarında çene büyük ve önde). bunun dışında da sindirimin kolaylaşması için bağırsaklarımız da uzadı.
devamını gör...

avustralya ve yeni zelanda civarlarında yaşayan şirin mi şirin bir hayvan.
kangurunun little versiyonu.
devamını gör...

bu akşam itibarı ile sözlüğün yol ayrımına geldiğini düşünüyorum. açılan başlıklar yüzünden insanların birbirlerine düşmanca yaklaşımları bugün ki kadar ayyuka çıkmamıştı.

gördüğüm kadarı ile iki grup var. bunlardan birincisi dini kendi tekeline almış sağa sola hakaretler yağdıran eblehler oluşumu.

ikinci grup ise kendini ilim irfan sahibi zannederek, dinlere ve inançlı insanlara saldırmakta beis görmeyen moronlar sürüsü.

hiç birinin incir çekirdeğini doldurabilecek bir tartışma ortamının içinde olmaması ise cabası. bir tane elle tutulacak konuda tartışmıyorlar. insanlara değer katabilecek karşıt bir tartışmanın altına imza atamıyorlar. varsa yoksa hakaret. varsa yoksa birbirlerine kin kusma ritüelleri.

yahu bu kadar kini içinizde nasıl taşıyorsunuz siz ? ağır gelmiyor mu ?

neyse asıl mevzu şu; eğer gidişat bu olursa ve tek bildikleri birbirlerine kin kusmak olan bu iki ebleh sürüsü, sözlüğün akışını domine etmeye başlarsa, ne yazık ki, kafa sözlük teslim bayrağını çeker.

bu olanları izlemek sözlüğün malum sözlüğe dönüşmesinin taşlarını itina ile döşemekten başka bir şey olmaz. insanların birbirini aşağılaması, birbirlerine hakaretler yağdırması vesaire ''özgürlük'' falan değil. bunun arkasına saklanıp, ağız ishali olmuşçasına içinizdeki nefreti dökmeye çalışmanız da, inanın mide bulandırıcı.

burası inanan/inanmayan insanların, inanç/inançsızlık üzerine tartışmalarını düzgün bir biçimde kendi birikimleri ve üsluplarına göre yaptığı bir mekan olamayacaksa, kimse kusura bakmasın malum sözlüğün küçük bir klonu olmaktan öteye gidemez.

bu saçma işe soyunan arkadaşlara da şunu söylemek istiyorum; zaten sizin gibilerin her gün birbirine küfürler yağdırdığı bir platform var. neden buradasınız ? neden burayı da oraya benzetme çabası içerisindesiniz ? derdiniz ne ki ? gidin pisliğinizi orada ortaya dökün. nasıl olsa o mecranın alameti farikası bu. hem orada sizi kimse yadırgamaz. aslanım, koçum der sırtınızı sıvazlarlar.

uzun lafın kısası sözlüğün şirazesi kayıyor. umarım görmesi gerekenler durumu görür ve önlem alır. yoksa yandı gülüm keten helva.
devamını gör...

fazla semirtmeden ayaga kaldırmak lazım.
devamını gör...

umut etmek. duygularla, mutlulukla kumar oynamakla eşdeğer sayılır. ya olursa, peki ya olmazsa..
devamını gör...

yeni takip ettiğim pek tatlı yazar. muhabbetinin çok keyifli olduğunu belirtmemde de yarar var. nickaltı'nı açmış bulunmaktan da büyük keyif duyduğum yazardır.* hoş geldin, iyi ki geldin!
devamını gör...

sanal ortamlarda linç girişimleriyle baş etme yöntemleri.

en güzel yöntem olarak

@@@@@@@@@@@@@@@@@
@ etten duvar @
@@@@@@@@@@@@@@@@@
devamını gör...

en başta akrabalık. türk erkeği için anne fetişliği. türk kızı için koca.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim