stoacılık roma hukukuna da yansımıştır. stoacılığın bir yansıması olarak şu üç ilke gösterilir: honeste vivere, alterum non laedere, suum cuique tribuere. yani "dürüst yaşamak, başkasına zarar vermemek, herkese hak ettiğini vermek".
devamını gör...

ali desidero.
devamını gör...

kadının köpeği sokaktan bir motorla çalınıyor daha sonra kadın köpeğini çalanları kamera ve tanık vasıtasıyla 30 kilometre uzaklıktaki bir köyde bir köpek eti tezgahında buluyor ve parçalarını almak için 36 dolar ödüyor.
kadın mikroblog sitesi weibo'daki bir gönderisinde “kendimi tamamen kaybettim” "ellerim titriyordu. öfke, hayal kırıklığı ve çaresizlik beynimi doldurdu… arabama dönüp kapıyı kapattıktan sonra yüksek sesle ağlamaya başladım.” yazdı. vice

burdan erkek yüreğinin özünde sertlik vardır, oysa kadının yüreği özünde kötüdür diyen friedrich nietzsche abimize selam olsun. sevilmiyorsun sevilmeyeceksin.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

büyükbaş hayvanlarda göğüs'ün alt kısmında bulunan kemikli ve yağlı bir et. ızgara için uygun değildir. haşlama yapılabilir ya da kemiksiz işlemi uygulanıp kıyma çekilebilir.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

kokusu bana oldukça acımsı gelen ama kolonya ve parfümde kullanıldığında çok güzel olan bitkidir.
devamını gör...

şak şak şak sesiyle otobüste, metroda, sınıfta, cafe'de, duraklarda vb. toplu alanlarda sürekli tesbih çevirmesi. zikir çekse içim yanmayacak, onun bir amacı var dine hizmet ediyor en azından. bu olsa olsa gürültü kirliliği.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

pandemi.
yirmili yaşlar.
hayat !
devamını gör...

vallahi turşucunun önünden geçerken gördüğüm, vitrinde sergilenen meyveden (salatalık domates gibi çekirdekli araf meyveleri hariç tabii) yapılmış çeşitleri. meyveden turşu mu olur kardeşim vitamini kaçar vitaminii!(bkz: swh)
devamını gör...

bilgisayarım başında istanbul'un diyagramlarını, modellerini inceliyorum. içtiğim ilaçların etkisini gösterip uykumun gelmesini bekliyorum.
onu en son ne zaman aradın ? o: sana kalmış
devamını gör...

henüz kullanılmaya başlanmayan uçak ya da benzeri hava araçlarında meydana gelmesi olası arızaları araştıran kişi.
devamını gör...

gece kesinlikle. geceleri seviyorum, geceleri dostum biliyorum, geceler de beni seviyor, bunu biliyorum. karanlığa selam olsun diyenlerdenim.
devamını gör...

sütunlar ile ayrılan koridor ve salondan oluşan roma kamu yapısıdır.
devamını gör...

(bkz: benedict cumberbatch) sırf konuşması için bile saatlerce izleyebilirim
devamını gör...

amerika birleşik devletleri merkezli, gdo tohumları üretmesiyle meşhur şirket. küresel tohum pazar payında %26 ile ilk sırada gelen şirket, gdo illetini dünyaya tanıtmasından 1 yıl sonra, yani 1997'den beri ne yazık ki ülkemizde de faaliyet gösteriyor. bir süre önce bayer adlı firma tarafından satın alındığı biliniyor.

şirketin geçmişi tehlikeli madde üretimiyle dolu ama ne yazık ki ne dünyada ne de ülkemizde buna dur diyen var. asla rahat durmuyorlar ve ürettikleri neredeyse her şey kanserojen. bunun bilinçli olarak yapıldığından başka bir düşünce de gelmiyor insanın aklına artık.

bianet. org'dan alıntı:

--- alıntı ---

1901'de amerikan menşeli çok uluslu bir şirket olarak kurulan monsanto'nun tarihçesi şöyle:

ilk ticari faaliyeti, kanserojen bir madde olan, coca cola için üretilen yapay tatlandırıcı sakarin ile başladı.

1920'lerde poliklorlanmış bifeniller (pcb)'in üretimine başladı. canlı sağlığına aşırı zararı saptanmış olan bu kimyasal abd`de 1979'da yasaklandı. ancak monsanto, 2001'deki stockholm sözleşmesi'ne kadar diğer ülkelerde bunların üretimine devam etti.

sentetik
1941'de, gıda ürünlerinin de ambalajı olarak kullanılan sentetik polistiren (polystyrene) üretimine başladı. günümüzde strafor olarak adlandırılan maddelerin atıkları amerikan çevre koruma ajansı (epa) tarafından 1980'de yayınlanan en zararlı atıklar listesinde.

1943-45 yılları arasında ise monsanto merkezi araştırma departmanı, radyoaktif plütonyum saflaştırma, üretim ve nükleer silah yapım projesi olan manhattan projesi'nde yer aldı.

böcek öldürücü
1944'de "insanlar ve hayvanlar için çok güvenilir" diye reklamları yapılan ddt'nin ilk üreticisi monsanto'dur. sıtmayı önlemek için çıkartılan bu zehir, dünyanın hemen hemen her yerinde tarımda böcek öldürücüsü olarak yıllarca kullanıldı. daha sonra çevre ve canlı sağlığına verdiği zarar nedeniyle 1972'de yasaklandı.

dioxin
1945'te tarım ilacı olarak geliştirdiği ot öldürücünün dioksin maddesini üretti. kalp, karaciğer hastalıkları, üreme ve gelişme bozukluklarına yol açan çok toksik bir kimyasal madde olan dioxin, 1997'de dünya sağlık örgütü'nce kanserojen olarak sınıflandırıldı.

1955'te ilk petrol bazlı gübreyi üretti. bu kimyasal gübreler, günümüzde hala tartışma konusu olan toprak mikroorganizmalarının yok edilişi ve toprağın bir anlamda sterilize olmasında, toprağın fiziksel ve kimyasal yapısının bozulmasında önemli rol oynuyor.

--- alıntı ---

yazının tamamı için link

ya da olayı ziraat mühendisleri odası'ndan dinlemek isteyenler için link
devamını gör...

şiir,roman, hikaye kısaca edebiyat.
devamını gör...

hindistan yapımı netflix filmidir. oyuncuları tanımam, yönetmenini daha önce hiç duymadım. oyunculuklar da yönetmenlik de aynı kalitede ama hikayesi muazzamdı. hindistan alt tabakasında doğmuş balram, kendisinin de deyişiyle horoz kafeslerinde sıkışıp kalmıştır. horozlar kendilerinden önce kafesten çıkarılanların başından geçenlere şahit olsa da asla başkaldırmayıp aynı sonun kendilerini de yakalamalarını beklerler. peki balram için böyle mi olacak?

balram'ın ailesi aslında onu kırmızı ışıkta yakalayıp para dilenen bir çocuk gibidir. balram dayanamaz ve birkaç rupi sıkıştırıl bu çocuğun yani ailesinin küçülmüş avucuna. o şoför koltuğundayken firavun faresi dediği patronlarından biri neden böyle yaptığını, bunun yanlış bir şey olduğunu söyler ve hatta sadaka verdiği için ona çemkirir. bu, balram'ın neden ailesine para vermemesi gerektiğinin mesajıdır. ne kadar sadaka verirse versin o aile aynı o çocuk gibi sürekli ondan gelene medet eyleyecektir ve kendileri de yok olduktan sonra aynı ailesi gibi avuç açacak, para dilenecek birilerini doğuracak, yetiştireceklerdir.
kaza sonucu ölümüne neden oldukları ufak çocuk da balram'ın ailesi ve onun gibilerini temsil ediyor. kimileri 10,20 çocuk yapıp salıyorlar dışarı, bazılarının isimlerini bile hatırlamazlar der balram. aslında ismi hatırlanacak tek tip insan vardır o da balram gibi kendilerine uzanan ellere para kusup boş göndermeyenlerdir.
balram bir kafesteydi, kafesten çıkabilmesinin tek yolu sisteme karşı gelmesiydi. o da aynısını yaptı, kendisinden medet uman ailesini geride bıraktı. bu, bunu gerçekleştirebilmesinin tek yoluydu. çünkü onun da dediği gibi, kölelikten kurtulmanın 2 yolu vardır; ya suç işlersin ya da siyasete girersin. büyük sosyalist diye tanınan siyasetçinin aslında ne kadar da iki yüzlü olduğunu görmek, oylarının büyük çoğunluğunu aldığı fakit kesimi nasıl da umursamadığını görmek* bu iki yolun sonuca götürebileceğini de gösterdi. balram da seçimini yapabileceği tek tercihten yani suçtan yana kullanarak o horoz kafesinden çıktı. kendisinin de dediği gibi, kast sisteminde 2 sınıf vardır, açlar ve şişmanlar. bütün aç ailesini feda ederek şans eseri yanında bulunan bir akrabasıyla beraber şişman sınıfa geçiş yaptı.
devamını gör...

lisedeyken staj yapıyordum bir hastanede röntgen bölümünde. bir teyze geldi yanıma, "küpemi çıkarır mısın? " dedi. bilenler bilir röntgen çekilirken küpe kolye vs takılmaz. en az yarım saat küpeyi çıkartmaya çalıştım kulağından teyzenin, özür dileye dileye, canı da acıyordu çünkü belliydi. sonunda çıkarttım. "çok teşekkür ederim" dedi sonra klasik hastaneye gelen yaşlı teyzeler gibi başladı dua etmeye, seni oğlumla tanıştırayım, sen ne güzelsin öyle demeye. ama arada şey dedi bi "sana nazar etmişler ya bozcam ben allah koruyacak seni" bunu duyunca içimden "ne nazarı yav" diyorum. sonra işini bitirdi gitti teyze. staj yerinde de herkesin kendi dolabı var, dolapların da sadece bir tane anahtarı var. benim de çantam dolabımda, anahtarım cebimde. çıkış saati geldi açtım dolabımı çantamı aldım. çantamın içini bir açtım, avuç avuç kurşun çıktı içinden. (bkz: kurşun dökmek) yanımda arkadaşlarım da vardı çok şaşırdık hepimiz. hala nereden nasıl oldu bilmiyorum, anlam da veremiyorum. çıkan kurşunları da hastanenin çöpüne attım gitti.
devamını gör...

benimdir. sanki teknolojinin tüm ağırlığı sessizce çekilmiş, insan kendi doğası ile başbaşa kalmıştır. kısa sürdüğünde kırılganlık oluşur, boyun bükülür, boşluğa bakıp iç geçirilir.. tek dişi kalmış canavar maalesef uyanmıştır. bütün gürültüler kaldığı yerden devam eder, karmaşa sürüp gider.
devamını gör...

bulunduğu bölge eskiden köydü, hem şehirden uzak hem gelişmişlik acısından.
türkiye’nin gözde kayak merkezi ile aynı isimdedir.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim