karanlık odamda komodinin üzerinde duran unutulmuş nescafe, çarptığım diğer bardak tarafından domino taşı gibi devrilip başucumu mahvetti, üstüne üstlük temizlerken de elimi kestim .az önce cereyan eden bu olaydan sonra bu başlıkta içimi dökmüş bulunuyorum.
devamını gör...

hipertansif kriz tedavisinde kullanılan, kısa etkili gangliyon blokörü ajandır.
kullanimindan sonra atropin benzeri etkiler yapar.
devamını gör...

1984 adlı ütopik kitabın yazarı.
devamını gör...

paris montmartre

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

fındık bahçesinde karahindiba
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

çok yorulmuştu, artık uzaklara gitmesi gerekiyordu.
devamını gör...

eğer kapalı bir mekandaysan camı açıp toprak kokusunu içine çekmektir.
devamını gör...

okuduğumda görseldeki gibi hissettiğim garip başlık ve tanımdır. bir tek bende anlama problemi var sanmıştım ama yorumları okuyunca rahatladım. *
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

bazı doktorların kas gevşetici ve ağrı kesici,
bazı doktorların antidepresanlar ile hastalara yardımcı olmaya çalıştığı sendrom.
işin özeti: kesin olarak bilinmiyor. tam tedavi yok.
kaliteli ve düzenli uıyku, az stres, spor işe yarıyor.

benim sağ kolumda ağrılar olmaya başlamıştı. ikinci hafta devam etti. sonra bir aya yayıldı.
bazen sabah başlıyordu, dirsek ile omuz arasında. öğlen geçiyordu. akşam üstü dirsek ile bilek arasında ağrı hissediyordum.
üşüttüğümü, ofiste hava akımında kaldığımı düşündüm. serviste sağa yaslanıp uyuyordum sabahları, sola geçtim. ağrılar geçmedi.
3-4 ay olmuştu. doktora gittim, ağrı kesici vs. hiç işe yaramadı. bazen hafif, bazen orta şiddetli, ama hep aynı bölgede ağrı. ilaçlar bitince bir daha kullanmadım. 2-3 farklı krem denemiştim. onlar da yarım yarım kalmıştı. 1 sene kadar ara ara hep oldu ağrılar. kafayı taktığın zaman artan ağrılar. farklı doktorlara gitmeyi düşünüyordum. hastalığa farkındalık artınca çevremde de duyar olmuştum. meğer 3-5 kişiden birinde varmış. bu bana biraz abartılı gelmişti. sonra antidepresanlarla da tedavi edilebildiğini öğrendiğimde ağrının sebebi belki de benim dedim. uzun sürebilen, kronik hale gelebilen, süründüren bir durum fibromiyalji. günün birinde birden bire geçiyor.
devamını gör...

bu kadar alternatif arasında sana sıra gelmez peşmergee! git yüzünü yıka evladım bir yan etki daha keşfettik sayende evlerden ırak valla!
devamını gör...

bach / marcello adagio - concerto in d minor

devamını gör...

yoldaş benjamin franklin, af furyası ve hedeflenen yeni sözlük düzeni üzerine

evet değerli okuryazarlar gün geçmiyor ki, sözlüğümüzde yeni bir skandal patlak vermesin. baskıcı tek adam yönetimi, muhalif yazarların sesini kısmak için türlü türlü bahaneler üreterek, sürekli yeni uygulamaları gündeme sokuyor.

bu uygulamaların son halkası ise geçtiğimiz günlerde yoldaş'ın onayından geçerek yürürlüğe giren af kararı. bazılarınız bunun neresi kötü? sözlükten uzaklaştırılan yazarlar geri gelmiş işte, fena olmamış diye düşünüyor olabilir. ancak kazın ayağının öyle olmadığını sizlere bu yazımızda ayrıntıları ile anlatacağız.

bildiğiniz üzere cesur habercilik anlayışını şiar edindiğimiz için, önceki bültenlerimizde muhalif yazarların başına gelen elim hadiseleri sizlere tek tek aktarmış ve bu olayların takipçisi olacağımızın altını çizmiştik.

o yazarlara ilişkin bu konu bağlamında bir kaç ayrıntı vermek istiyoruz;

aldığımız bilgilere göre dady başına gelenler sonrasında, psikolojik destek almaya başlamış. klostrofobi tedavisi görüyormuş. metruk bir binada yoldaşın ajanları tarafından rehin tutulmasının yarattığı travmayı bir türlü atlatamıyormuş. yakın çevresinden aldığımız duyumlara göre, yoldaş'ı sözlükte gördüğü an sağ gözünde aniden bir seğirme başladığı için sözlük penceresini kapatıp hemen bilgisayarın başından kalkıyormuş.

bir diğer muhalif mellisho ise son günlerde yoldaşın saflarına katılmış gibi gözüküyor. devrim neferi yaşadığı kötü hadiseler sonrasında evirilerek tek adam yönetimini destekler hale geldi.

eski jön kafacılar aralarında ona ''benjamin franklinin anahtarı'' lakabını takmışlar. zira onun artık bir paratoner vazifesi gördüğüne inanıyorlar. yönetime yapılan eleştirilerde, eski ününü ve şanını kullanarak kendisini ortaya attığını ve bu eleştirilerin şiddetini bir nebze olsun düşürdüğünü iddia ediyorlar.

şef oglala lakotanın durumuna ise hiç girmek istemiyoruz. adamın barış çubuğu tüttürecek tütünü bile kalmamış. karma puanlarını kullanmasına izin verilmiyor. tek başına zor bir hayat sürüyor. kendisini tanıyan, onu seven bir kaç kişi hariç, özel mesajlar kesilmiş. millet bu güzel insanla selamı sabahı kesmiş.

işte tam da bu manzara-i umumiye çerçevesinde söz konusu af kararları yürürlüğe girdi. peki amaçlanan nedir ?

buradan yönetime bir takım sorular sormak istiyoruz;

-ortaya çıkması muhtemel yeni muhalif hareketleri, hakkında af kararı verdiğiniz, çoğunluğu karanlık ilişkiler ağının parçası olan troll ordunuzla mı sindirmek niyetindesiniz ?

-bu af kararını alırken, affettiğiniz trollere ne vaat ettiniz?

- istibdadi yönetiminiz hakkında konuşan muhaliflerin başlık ve tanımlarına bu troller aracılığı ile saldırılar düzenleyip, onlara itibar suikastları yapmayı mı amaçlıyorsunuz?

af kararı ile ilgili kafamızda çok fazla soru işareti var. ancak bu üç soru dahi niyetin ifşası açısından önem arz edecektir diye düşünüyoruz.

elbette görüşümüzü sadece dile getirmekle yetinmeyeceğiz. acar muhabirlerimiz, olanları içine sindiremeyen bazı sözlük yöneticilerine ulaştı ve konuyla ilgili ciddi bilgiler edindiler. noktasına virgülüne dokunmadan bu bilgileri sizinle paylaşıyoruz;

''bu bir haftadır falan konuşulan bir mevzu. yoldaşa bunun doğru yol olmadığını defalarca söyledim. ama şu sıralar gözü hiç bir şey görmüyor. özellikle muhalif kanadın sürekli yeni yazarlar ortaya çıkarması canını iyice sıktı. ne yaparız da bunun önünü alırızın telaşına düşmüş vaziyette. elinde gözlüğü yanında kahvesi sürekli çaylak iletilerini okuyor. hah işte bu diye bağırdığında anlıyoruz ki, okuduğu çaylağı çoktan mimlemiş. bunu yazar yapmayalım diyor bize. tehlikeli bu adam/kadın diyor ve keyif kahkahasını attıktan sonra bir başka iletiye geçiyor. yoldaşla son dönemlerdeki iletişimimiz resmen bir kabusa dönüştü. sözlükte pirinç ayıklar gibi kırık taş arıyor. bulduğunda ise sevinç nidaları atıyor. sadece bu mevzuya odaklanmış durumda.''

bir başka yönetici ise yoldaşın direktiflerini şöyle aktardı;

'' geri getirelim bu arkadaşları, ilgilenin konuyla, hem bize karşı minnet borçları olur. ne istersek yaptırırız. benim gözümden kaçıp yazar olan muhalifleri bu arkadaşlar aracılığıyla raptı zapt altına alırız. ne istiyorlarsa verin. karma puan konusunda elinizi korkak alıştırmayın. adamlara takipçi falan ekleyin. güzel güzel giydirin ki, efendi gözüksünler. ama gözdağı vermeyi de ihmal etmesinler. önce mesaj kutularına yönlendirin bunları. baktık sonuç alamıyorlar, başlık, tanım allah ne verdiyse ileri sürün. şöyle böyle koysunlar. küfür yasak ona dikkat etsinler. gerekirse masum pipileri falan kullansınlar. yani ne bileyim işte uygun bir jargon bulun bu çocuklara. ''

görüştüğümüz üçüncü yönetici ise mevzuya son noktayı koyuyor.

''canlı yayında sürekli es vermesinin, sesinin titremesinin sebebi kahve falan değil. bu konuda o kadar gergin ki, bize sürekli avazı çıktığı kadar bağırıyor. af önerisine karşı çıkan arkadaşların hepsine tabiri caizse gümbürdeyen gök gürültüsü misali gürledi. günde 5-6 paket sigara içmeye başladı. hatta içmiyor sigarayı resmen yiyiyor. ama yapacak bir şey yok. o olmazsa sözlük olmaz. sonuna kadar yanındayız. biz eskiden tanım/başlık kuyrukları görmüş nesiliz. bir başlığa yazabilmek için bize karne verilirdi. tanımlarımız onaydan geçerdi. en azından şimdi bunları yaşamıyoruz. hem biraz müdahale olacak ki, ortam müreffeh olsun!''

evet değerli okuryazarlar umarız tehlikenin farkındasınızdır. bu af kararından sonra huzurlu bir sözlük ortamı beklememiz abesle iştigal olacaktır. yoldaş'ın kontrklavye örgütü nerede demokrat, ilerici, açık fikirli bir yazar görürse üzerine çullanacaktır.

sizlere açıkça ve büyük puntolarla sesleniyoruz;

daha gün o gün değil, kaldırılmasın klavyeler.
dinleyin, uzaktan duyduğunuz trollerin ulumasıdır.
safları sıklaştırın yazarlar,
bu kavga yoldaşa karşı, bu kavga demokratik sözlük kavgasıdır.


***bugün sizlerle özel bir dosya paylaştığımız için sözlükle ilgili diğer haberlere bir sonraki bültende ulaşacaksınız. bazı skandallar üzerine ise ciddi çalışmalar yürütmeye devam ediyoruz. özellikle sözlük radyosunun kuruluş amacı ve biz yazarlar üzerindeki etkisine dair edindiğimiz çarpıcı bilgileri ilerleyen günlerde sizlerle paylaşacağız.

ayrıca masum pipiler konseyi hakkında da kulağımıza gelen bazı duyumlar var. bu konunun da üzerine eğilmeyi düşünüyoruz.

açık mert korkusuz kafa sözlük haber ajansını okudunuz.

sürç-i lisan ettiysek af ola!
devamını gör...

isimlerini turgut uyar'ın büyük ev ablukada isimli şiirinden alan şahane müzik grubudur.
devamını gör...

sözlükte üretken olan az yazar var demektir. siz de tanım girin yorum yapın, fikir üretin yazın o zaman hep aynı yazarlar yazıyor gibi olmaz.
devamını gör...

ayakkabı bağcıklarının veya bazı iplerin ucundaki plastik veya metal şeye aglet adı verilir.
devamını gör...

uzun zaman önce takibe aldığım, yazın tarzını çok beğendiğim yazarımız. okurken; çalışmaya kütüphaneye gitmişim de dayanamayıp ruh dünyamı harekete geçiren yer yer eğlenceli kitaplarda buluyorum kendimi.* anıları ise bir başka.*

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

benzemez kimse sana..
devamını gör...

insan kendisi hakkındaki dedikoduları bu kadar güzel anlatır.

kim söylemiş beni
süheyla'ya vurulmuşum diye?
kim görmüş, ama kim,
eleni'yi öptügümü,
yüksekkaldırımda, güpegündüz?
melahat'ı almışım da sonra
alemdar'a gitmişim, öyle mi?
onu sonra anlatırım, fakat
kimin bacagini sıkmışım tramvayda?
güya bir de galata'ya dadanmışız;
kafaları çekip çekip
orada alıyormuşuz soluğu;
geç bunları, anam babam, geç;
geç bunları bir kalem;
bilirim ben yaptığımı.
ya o, mualla'yı sandala atıp,
ruhumda hicranını söyletme hikayesi?

orhan veli kanık
devamını gör...

* araştırın diyenler için araştırmalarımı ekledim:
"işlerini bir kadına bırakan topluluk asla felah bulamaz." (buhârî, meğâzî, 82, fiten, 18; tirmizî, fiten, 75; nesaî, kudât, 8; ahmed b. hanbel, v/43, 51, 38, 47).
erkek çocuklar için 2 kızlar için 1 akika kurbanı kesilir.
şahitlik mirasta da yarım insandır.
onlara göre erkek kadının rahminden çıkmamış kadın erkeğin kaburgasındandır.
şeriatta da pantolon giydikleri için taşlandıklarını savaş durumunda ganimet sayıldıklarını hesaba katalım.
cennette de çocuk doğuranlar dışında mükafatlandırılacağına dair bir şey görmedim.
zaten hafifçe vurun meselesi belli ha bi de erkekler kadınların yöneticisi ve koruyucusudurlar.

hocanın da dediği gibi. evet. yarım insan.
saliha dedikleri acı çekse de susan sürekli görünmez gibi kapatılan ayıp gibi örtülen modeldir. özgür olması haklarını istemesi tek kalması erkeğe muhtaç olmaması yönetici olması tehlikeli bir durumdur. yani islam'da kadına verilen değer diye bir şey tartışılamaz çünkü yoktur mükafat dedikleri de zaten bu dünyada olmaz.
devamını gör...

- yediğimiz öğünler
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim