league of legends wild rift
league of legends'in bugün piyasaya sürülmüş mobil versiyonudur. app store ve google play store'da oyun şu an bulunabiliyor. iphone 6 var bende desteklenmesine şaşırdım. hemen indirip deneyeceğim.
devamını gör...
overrated
abartilmis, gereginde fazla deger bicilmis, verilmis anlamina gelir.
devamını gör...
ikinci bir fırsatta yapmak istediğiniz meslek
falcı.. çok ciddiyim.. gülmeyin..
devamını gör...
siyah bez örtülü küp şeklinde binaya tapmak
aklımı karıştırdı diyeceğim başlık..
devamını gör...
karantina
bir komplo teorisi olsun diye değil ama aklıma takıldığı için beni farklı düşüncelere sevk eden sözcüktür.
sanki üzerimizde kapitalist bir baskı kurmak için uygulanan planların başlığı b olanıdır.
a planında alışveriş merkezleri, üniversiteler, okullar ve stadyumlar gibi toplu halde bulunacağımız yerlere tıkıştırdılar bizi. denetim altında tutmak daha kolay olacaktı böylelikle ve dahası tüketim konusunda da elimizi korkak alıştırmayacaktık. takibi kolay yapılan bu toplulukların yönlendirilmesi de kolay olacaktı elbette.
ama burda ters giden bir şeyler oldu. insanların iç içe olması, sürekli etkileşim ve iletişim içinde bulunması muktedirlerin işine gelmedi. toplu halde verilen tepkiler iktidar sahiplerini rahatsız etmeye başladı, belki alışveriş merkezlerinde değil ama toplu halde bulunan diğer mekanlarda insanlar toplu halde tepki verip tek elin çıkaramadığı sesi çıkarmaya başlayınca işler değişti.
insan evrimini sekteye uğratan internetle birlikte bu sefer b planı uygulanmaya başlandı sanki. internet sayesinde tüketim kültürü zarar görmek şöyle dursun şaha bile kalktı. böylelikle muktedirler insanları daha küçük gruplar halinde toplamanın daha iyi sonuçlar verebileceğini fark etti. tepkiler aile arasında yen içinde kalırken bir yandan da sosyal medya aracılığıyla sabun köpüğü gibi ortaya çıkıp kaybolmaya başladı. bir laboratuvar virüsü insanlığı kapalı hücreler halinde yaşama alışkanlığına ısındırmak için muktedirlere bir prova şansı sunmuş oldu böylelikle.
bunu yazarken kendimi komplo teorisi filmindeki taksici jerry fletcher gibi hissettim ama gerçek düşüncelerim bunlardır.
sanki üzerimizde kapitalist bir baskı kurmak için uygulanan planların başlığı b olanıdır.
a planında alışveriş merkezleri, üniversiteler, okullar ve stadyumlar gibi toplu halde bulunacağımız yerlere tıkıştırdılar bizi. denetim altında tutmak daha kolay olacaktı böylelikle ve dahası tüketim konusunda da elimizi korkak alıştırmayacaktık. takibi kolay yapılan bu toplulukların yönlendirilmesi de kolay olacaktı elbette.
ama burda ters giden bir şeyler oldu. insanların iç içe olması, sürekli etkileşim ve iletişim içinde bulunması muktedirlerin işine gelmedi. toplu halde verilen tepkiler iktidar sahiplerini rahatsız etmeye başladı, belki alışveriş merkezlerinde değil ama toplu halde bulunan diğer mekanlarda insanlar toplu halde tepki verip tek elin çıkaramadığı sesi çıkarmaya başlayınca işler değişti.
insan evrimini sekteye uğratan internetle birlikte bu sefer b planı uygulanmaya başlandı sanki. internet sayesinde tüketim kültürü zarar görmek şöyle dursun şaha bile kalktı. böylelikle muktedirler insanları daha küçük gruplar halinde toplamanın daha iyi sonuçlar verebileceğini fark etti. tepkiler aile arasında yen içinde kalırken bir yandan da sosyal medya aracılığıyla sabun köpüğü gibi ortaya çıkıp kaybolmaya başladı. bir laboratuvar virüsü insanlığı kapalı hücreler halinde yaşama alışkanlığına ısındırmak için muktedirlere bir prova şansı sunmuş oldu böylelikle.
bunu yazarken kendimi komplo teorisi filmindeki taksici jerry fletcher gibi hissettim ama gerçek düşüncelerim bunlardır.
devamını gör...
sürekli mutsuz olan insan
çevresini de mutsuz etme potansiyeli olan insandır. çevresine negatiflik yayar.
devamını gör...
ihtiyaç duyulduğunda bulunamayan şeyler
kağıt kalem, yok kardeşim tam telefonla konuşuyorsun not alacaksınız ama o her zaman çekmecede olan kağıt kalem yok oluyor.
devamını gör...
ölmesi gereken türk gelenekleri
gerdek gecesi ve ritüelleri
kız almak vermek
kız almak vermek
devamını gör...
ipsala
arif erdem isimli fetöcü'nün elini kolunu sallaya sallaya geçip gittiği sınır kapısıdır.
devamını gör...
kadir mısıroğlu
keşke yaşasa da bir daha ölse keyiflensek denilen dondurmacı tanesi. dondurma tarihi hakkında da bişeyler bildiğini söylesede googla görsellere ottoman yazıp dondurma kaşığı yalamaktan başka bişey bildiği yoktur.
buna tarihçi üstad fln diyeni başka ülkede olsa şehir meydanında cam kutuda sergilerler bakın beyni yok ama yaşıyor bundan zeki maymunlar var diye. burda kendilerini insan sanıyorlar işte.
buna tarihçi üstad fln diyeni başka ülkede olsa şehir meydanında cam kutuda sergilerler bakın beyni yok ama yaşıyor bundan zeki maymunlar var diye. burda kendilerini insan sanıyorlar işte.
devamını gör...
gereksiz yere pahalı olan şeyler
pringles. 18 tl olmuş yahu.
devamını gör...
11 yaşında çocuğun hamile kaldığı ülke
artık iğrensekmi ne yapsak bilemiyorum ne hale nasıl geldik böyle bu nasıl bir sapıklık böyle ki 11 yaşında bir çocuk hamile kalıyor güzel ülkemde
düzce'de, yanına gelen 11 yaşındaki torununun durumundan şüphelenen anneanne, küçük kızı hastaneye götürünce hamile olduğu ortaya çıktı. küçük kızın ifadesi üzerine cinsel istismarda bulunduğu iddia edilen annesinin dini nikahla birlikte yaşadığı h.ç. gözaltına alındı.
buradan
düzce'de, yanına gelen 11 yaşındaki torununun durumundan şüphelenen anneanne, küçük kızı hastaneye götürünce hamile olduğu ortaya çıktı. küçük kızın ifadesi üzerine cinsel istismarda bulunduğu iddia edilen annesinin dini nikahla birlikte yaşadığı h.ç. gözaltına alındı.
buradan
devamını gör...
kaybedenler kulübü
ıssız adam modasının pik yapmasını sağlayan sinema filmi. tmc yapım şirketinin batması sonucu serinin devamı olan kaybedenler kulubü yolda'ya hiçbir şekilde ulaşılamıyor.
ulaşan olursa lütfen kafama portakal atsın.
ulaşan olursa lütfen kafama portakal atsın.
devamını gör...
füruğ ferruhzad
şimdi dört yapraklı bir yoncayı kokluyorum ben
eski düşüncelerin gömütünde boy atmış yonca
ve soruyorum saflığın ve bekleyişin kefeninde toprak olan o kadın
gençliğim miydi benim?
çıkabilecek miyim yeniden o merak merdivenlerinden?
merhaba diyebilecek miyim o iyi tanrı’ya çatılarda dolaşan?
seziyorum zaman geçip gitti artık
seziyorum an, tarihin yapraklarından benim payıma düşendir
seziyorum aldatıcı bir aralıktır bu masa saçlarımla o garip ve kederli
adamın elleri arasında
bir şey söyle bana
teninin tüm sevgisini sana bağışlayan insan
ne istiyor diri kalma duygusundan başka?
bir şey söyle bana
kıyısındayım pencerenin
ve güneşle bağlantıda…
eski düşüncelerin gömütünde boy atmış yonca
ve soruyorum saflığın ve bekleyişin kefeninde toprak olan o kadın
gençliğim miydi benim?
çıkabilecek miyim yeniden o merak merdivenlerinden?
merhaba diyebilecek miyim o iyi tanrı’ya çatılarda dolaşan?
seziyorum zaman geçip gitti artık
seziyorum an, tarihin yapraklarından benim payıma düşendir
seziyorum aldatıcı bir aralıktır bu masa saçlarımla o garip ve kederli
adamın elleri arasında
bir şey söyle bana
teninin tüm sevgisini sana bağışlayan insan
ne istiyor diri kalma duygusundan başka?
bir şey söyle bana
kıyısındayım pencerenin
ve güneşle bağlantıda…
devamını gör...
örnek vatandaş (yazar)
ilk kez birisine nickaltı girmemi sağlamış yazardır. bu ayrıcalığı hak etti.
kendisini okutturmayı başarıyor.
kendisini okutturmayı başarıyor.
devamını gör...
spin-off'u yapılması gereken karakterler
devamını gör...
marie curie
çalıştığı maddelerden yayılan yayılan radyasyon'un etkisiyle ölmüştür.
devamını gör...
ayna karşısında tıraş olurken bıyığı komple kesmeden önce hitler bıyığı yapmak
yapmayan erkeğin olmadığı durumdur. hanımlar erkekleri gilette mach 3 reklamındaki erkekler gibi ateşli tıraş oluyor falan sanıyor lan. bildiğin hitler bıyığı yapıp foto selfie çekip "ahuığahuığ" diye gülüyoz hanımlar.
devamını gör...
oriol paulo
kırklı yaşlarının sonlarına yaklaşan, ispanyol senarist ve yönetmen olur kendileri.
öncelikle, çok az filmi var ve buna rağmen çok başarılı.
kendisinin lakabı:
"twist kralı". bu lakabın hakkını sonuna kadar veriyor.
hiçbir filmini yarıda bırakıp çıkamazsınız, sıkılmazsınız, film her an sizi içinde tutar.
zaten ispanyol sinemasına ayrı bir hayranlığım vardır ve sıkı takipçisiyim.
gelelim oriol paulo beyefendiye
ilk filmi 2010'da vizyona giren:
los ojos de julıa bu filmde belen rueda hanımefedinin oyunculuğu göze çarpmakta. zaten kendisini izlemekten büyük keyif alıyorum.
oriol paulo'nun çoğu filminde rol aldı kendisi.
ama en az beğendiğim filmi bu oldu diyebilirim.
ikinci olarak,
el cuerpo : iflah olmaz bir gerilimci olarak, en sevdiğim gerilim filmlerinden biri oldu bu.
benim gibi gerilim sevenlerin çoğunun en iyiler listesinde, bu filmin olduğuna eminim.
zekâ dolu senaryosu, ve tabii ki şaşırtan sonu, üzerine bir de belen rueda hanım eklenince beğenmemek hadsizlik olur.
bir diğer beğenilen ve benim de beğendiğim filmi ise:
contratiempo tam bir ters köşe filmi. imdb puanı: 8,1. sonuna kadar hak ediyor.
başrol oyuncusunun selçuk inan'a benzemesi ve oyunculuğunun biraz vasat kalması dışında hiçbir sorun yok.
bilim kurgu filmleri pek tarzım olmasa da oriol paulo filmi olduğu için izlediğim:
durante la tormenta filmine gelecek olursam, zamanda yolculuk temalı filmleri sevenler için güzel bir seçim diyebilirim.
2 saat olmasına rağmen sıkılmadan izledim.
sonu da gayet iyiydi.
son olarak geçen gün karşıma çıkan ve yine sırf senaryosunu oriol paulo yazdı diye izlediğim:
secuestro,
öncelikle twist dolu bir film.
ama filmi izlerken dedim ki:
"allah allah yanlış filmi mi izliyorum acaba?" bu kadar basit olamazdı olay örgüsü.
derken filmin sonunda oriol beyciğim imzasını attı ve yine şaşırttı.
yeni işlerini bekliyor olacağım twist kralı..
öncelikle, çok az filmi var ve buna rağmen çok başarılı.
kendisinin lakabı:
"twist kralı". bu lakabın hakkını sonuna kadar veriyor.
hiçbir filmini yarıda bırakıp çıkamazsınız, sıkılmazsınız, film her an sizi içinde tutar.
zaten ispanyol sinemasına ayrı bir hayranlığım vardır ve sıkı takipçisiyim.
gelelim oriol paulo beyefendiye
ilk filmi 2010'da vizyona giren:
los ojos de julıa bu filmde belen rueda hanımefedinin oyunculuğu göze çarpmakta. zaten kendisini izlemekten büyük keyif alıyorum.
oriol paulo'nun çoğu filminde rol aldı kendisi.
ama en az beğendiğim filmi bu oldu diyebilirim.
ikinci olarak,
el cuerpo : iflah olmaz bir gerilimci olarak, en sevdiğim gerilim filmlerinden biri oldu bu.
benim gibi gerilim sevenlerin çoğunun en iyiler listesinde, bu filmin olduğuna eminim.
zekâ dolu senaryosu, ve tabii ki şaşırtan sonu, üzerine bir de belen rueda hanım eklenince beğenmemek hadsizlik olur.
bir diğer beğenilen ve benim de beğendiğim filmi ise:
contratiempo tam bir ters köşe filmi. imdb puanı: 8,1. sonuna kadar hak ediyor.
başrol oyuncusunun selçuk inan'a benzemesi ve oyunculuğunun biraz vasat kalması dışında hiçbir sorun yok.
bilim kurgu filmleri pek tarzım olmasa da oriol paulo filmi olduğu için izlediğim:
durante la tormenta filmine gelecek olursam, zamanda yolculuk temalı filmleri sevenler için güzel bir seçim diyebilirim.
2 saat olmasına rağmen sıkılmadan izledim.
sonu da gayet iyiydi.
son olarak geçen gün karşıma çıkan ve yine sırf senaryosunu oriol paulo yazdı diye izlediğim:
secuestro,
öncelikle twist dolu bir film.
ama filmi izlerken dedim ki:
"allah allah yanlış filmi mi izliyorum acaba?" bu kadar basit olamazdı olay örgüsü.
derken filmin sonunda oriol beyciğim imzasını attı ve yine şaşırttı.
yeni işlerini bekliyor olacağım twist kralı..
devamını gör...

