takıntısı olan aramasın
bir sahibinden.com ilanı klişesidir. genellikle satılan şeyin bal gibi de kusurlu olduğu ancak "beni böyle sev, seveceksen..." şeklinde yaklaşılması isteğidir.
+abi kaportada boya tonu farklı sanki.
-abicim boya takıntısı olan aramasın, kapat!
+abi kaportada boya tonu farklı sanki.
-abicim boya takıntısı olan aramasın, kapat!
devamını gör...
karakomik filmler
karakomik filmler serisi, hak ettiği değeri görememiş ancak sinemanın kaçınılmaz adaleti ile hak ettiği değeri görecek bir film serisidir. iki film, toplam 4 bölümden oluşur. cem yılmaz'ın üstte yazar arkadaşımızın söylediği gibi deneysel olarak türkiye'de bir ilk ile standart film anlayışından çıkarak ürettiği güzel bir eser olan filmde karakter tahlilleri ve gözlemler çok çok iyi seviyede yapılmıştır. cem yılmaz, komedide türkiye tarihinin zirvesinde bir isimdir. buna rağmen yeni bir şeyler denemeye çalışması ve "röntgen filmi çeksem 1 milyon izleniyor" dememesi çok önemli bir şey benim kanaatimce. çünkü bunu yapan "komedyenler" var, senelerdir tutmuş bir şeyi ciğerci peşkiri gibi önümüze getirerek hasılat rekoru kırmak da mümkün. filme gelirsek, ilk filmde 2 arada ve kaçamak adlı iki bölüm var. 2 arada, metafor kullanarak çok şey anlatan güzel bir film. kaçamak ise yine göndermelerle eğlendirebilen ama çerezlik bir film. ikinci filmde de iki bölüm var. ilki deli, ikincisi emanet. deli, çok iyi düşünülmüş ve sonu da mükemmel bağlanmış duygusal bir film. emanet de karakter analizi dikkatlice yapılmış ve televizyon dünyasını eleştiren ancak sonunu beğenmediğim bir film. umarım bu serinin 3. kısmı da gelir. anıra anıra güleceğiniz veyahut sizi derin düşüncelere sürükleyecek uzun metrajlı filmler değiller ama sinemamız için değerli bir deneyimdir diyebiliriz. 

devamını gör...
dogecoin
75 centten alan kerizlerin gözü yaşlı olsa gerek. çoğunluğu da türktür kesin. hatta türk borsaları elinde olmayan coini bile satmış olabilir.
devamını gör...
kız istemenin kadınları aşağılaması
"kadın bir erkeğe varmaz, kadın bir erkeğe verilmez ve bir erkek bir kızı almaz. almak, vermek; bu tabirler kadını kıymetten düşüren, ona ahkar mahiyeti veren şeylerdir. ve her şeyden evvel bu zihniyeti kadınlarımız kafalarından çıkarmalıdır. bilmelidirler ki iki cins birbiriyle hayatlarını birleştirirken yuvaya getirdikleri aynı kıymette şeylerdir ve koca mal sahibi değil, hayat ortağı demektir. bu hukuk müsavatı kadınlarımızın şuurunda yer ettikten sonra onların kuvvetli ve hakiki bir insan olmak için dimağı ve fikri sahada da yükselmek isteyecekleri tabiidir. memleketimizin kadın ve erkeklerini, biri diğerini sürükleyen ve taşıyan değil, el ele ve aynı tempoda yürüyen iki mahluk olarak göreceğimiz günün uzak olmamasını dilerim."*
aklıma ilk bu sözler geldi. şahsen bu paragrafta en çok ilk cümleye katılıyorum. kadın bir erkeğe verilmez ya da ona varmaz. hatta zaten aslında kız istemede kadının fikri sorulmaksızın direkt babaya hitap edilmesi de saygıdan dolayı gösterilse de çok doğru değil aslında. ama şöyle bir şey var ki bu eski bir adet. o zamanki mantığı çok da kötü ya da aslında o zamanki mantığı işte kadınları bir malmış gibi alıp verelim olayı değildi bence. yani ben öyle olduğunu düşünüyorum. sadece büyüklere saygıdan gibi duruyor bu adet. ki zaten artık çok fazla da bir numarası kalmadı. zaten babalar değil esasında kadınlar karar veriyor yollarını birleştirmek istedikleri erkeğe. erkek de aynı şekilde. bu yüzden bu kadar büyütmeye gerek yok aslında. hani öyle eskilerden bir adet ve kötü yorumlanmadığı sürece ve kötü bir şekilde uygulanmadığı sürece çok da büyük bir sıkıntı olduğunu düşünmüyorum. bence asıl sıkıntı zihniyette. yukarıdaki yazıda olduğu gibi bir kadının alınıp verilebileceği gibi bir zihniyet varsa asıl sorun orada. ve eğer bu adet o zihniyetlerce yanlış yorumlanıyorsa işte sıkıntı burada. yoksa artık bu adeti böyle görmeye gerek yok. formalite gibi gelip geçiliyor. bunu nasıl yorumladığınıza bağlı. hem biraz da tanışmak olsun maksat. yoksa karar zaten verilmiş. o yüzden de önemli olan adetler değil önemli olan zihniyet. bu adete de bu kadar çok takmayın derim. sonuçta artık bunun çok da bir önemi de kalmadı. ister bu adeti yerine getirin ister getirmeyin. ama artık o kadar değeri ve önemi de kalmadığı için aşağılama gibi bir durum da yok aslında. siz sadece sabahattin ali'nin sözlerine dikkat edin derim*.
aklıma ilk bu sözler geldi. şahsen bu paragrafta en çok ilk cümleye katılıyorum. kadın bir erkeğe verilmez ya da ona varmaz. hatta zaten aslında kız istemede kadının fikri sorulmaksızın direkt babaya hitap edilmesi de saygıdan dolayı gösterilse de çok doğru değil aslında. ama şöyle bir şey var ki bu eski bir adet. o zamanki mantığı çok da kötü ya da aslında o zamanki mantığı işte kadınları bir malmış gibi alıp verelim olayı değildi bence. yani ben öyle olduğunu düşünüyorum. sadece büyüklere saygıdan gibi duruyor bu adet. ki zaten artık çok fazla da bir numarası kalmadı. zaten babalar değil esasında kadınlar karar veriyor yollarını birleştirmek istedikleri erkeğe. erkek de aynı şekilde. bu yüzden bu kadar büyütmeye gerek yok aslında. hani öyle eskilerden bir adet ve kötü yorumlanmadığı sürece ve kötü bir şekilde uygulanmadığı sürece çok da büyük bir sıkıntı olduğunu düşünmüyorum. bence asıl sıkıntı zihniyette. yukarıdaki yazıda olduğu gibi bir kadının alınıp verilebileceği gibi bir zihniyet varsa asıl sorun orada. ve eğer bu adet o zihniyetlerce yanlış yorumlanıyorsa işte sıkıntı burada. yoksa artık bu adeti böyle görmeye gerek yok. formalite gibi gelip geçiliyor. bunu nasıl yorumladığınıza bağlı. hem biraz da tanışmak olsun maksat. yoksa karar zaten verilmiş. o yüzden de önemli olan adetler değil önemli olan zihniyet. bu adete de bu kadar çok takmayın derim. sonuçta artık bunun çok da bir önemi de kalmadı. ister bu adeti yerine getirin ister getirmeyin. ama artık o kadar değeri ve önemi de kalmadığı için aşağılama gibi bir durum da yok aslında. siz sadece sabahattin ali'nin sözlerine dikkat edin derim*.
devamını gör...
tarde para la ira
sabırlı adamın öfkesiolarak çevrilmiş bu filmin ismi.
sessiz atın çiftesi daha uygun olabilirdi.
önce, genel bilgiler;
yönetmenliğini , raul arevalo'nun yaptığı, oyunculuklarını ise; antonio de la torre jose olarak, luis callejo , alicia rubio, ruth diaz yapıyor.
2016 ispanyol gerilim ve intikam filmi.
film bence vasat.
izlemeseniz de bir şey kaybetseniz. tabi bu benim görüşürüm.
bundan sonrasını spoi takıntısı olanlar okumasınlar.
''
''
film bir araba içerinde, heyecanla bekleyen bir adam ve bir dükkandan çıkan yüzleri maskeli soyguncuların çıkması ile başlıyor. aracın motorundaki aksaklık sebebiyle soygunda yakalanan tek kişi şoför , filmdeki adıyla curro.
film 8 yıl öteye giderek, curro'nun karısı ve kayınbiraderinin işlettiği cafeye yabancı bir adamın gelmesi ile devam ediyor.
bu aşamada bir gizem oluşuyor. kim bu adam?
jose, yavaş yavaş mahalleye adapte olacak, onlarla iyi ilişkiler geliştirecek, hatta curronun manitası ana ile yatacaktır.
curronun hapisten çıkması ile harekete geçecek, düşmanlarını curro aracılığı ile bulup teker teker öldürecektir.
bu filmde iki şey dikkatimi çekti.
normalde izlediğim tüm intikam filmlerinde, intikam alan kişiler , çok ince detayları bile hesap ederler. jose'nin intikamı çok ''doğaçlama'' ve ''kendiliğinden'' oldu. ikincisi ise , curronun, aniden öfkelenen kontrolsüz kişiliği ve jose'nin bu adamda'' öldürecek yürek yok '' dediğimiz sakinliği ve soğukkanlılığı.
filme damgasını vuransa iki slogan.
birincisi
''aile her şeyden önce gelir''
ikincisi ise; juanjo'yu geçirdiği o kadar iyi muhabbete rağmen, kızının şahitliğinde öldürerek intikamı tamamlaması.
film bir intikam filmindeki aksiyona sahip değil, ağır akıyor. dediğim gibi. vaktiniz çoksa izleyebilirsiniz.
sessiz atın çiftesi daha uygun olabilirdi.
önce, genel bilgiler;
yönetmenliğini , raul arevalo'nun yaptığı, oyunculuklarını ise; antonio de la torre jose olarak, luis callejo , alicia rubio, ruth diaz yapıyor.
2016 ispanyol gerilim ve intikam filmi.
film bence vasat.
izlemeseniz de bir şey kaybetseniz. tabi bu benim görüşürüm.
bundan sonrasını spoi takıntısı olanlar okumasınlar.
''
''film bir araba içerinde, heyecanla bekleyen bir adam ve bir dükkandan çıkan yüzleri maskeli soyguncuların çıkması ile başlıyor. aracın motorundaki aksaklık sebebiyle soygunda yakalanan tek kişi şoför , filmdeki adıyla curro.
film 8 yıl öteye giderek, curro'nun karısı ve kayınbiraderinin işlettiği cafeye yabancı bir adamın gelmesi ile devam ediyor.
bu aşamada bir gizem oluşuyor. kim bu adam?
jose, yavaş yavaş mahalleye adapte olacak, onlarla iyi ilişkiler geliştirecek, hatta curronun manitası ana ile yatacaktır.
curronun hapisten çıkması ile harekete geçecek, düşmanlarını curro aracılığı ile bulup teker teker öldürecektir.
bu filmde iki şey dikkatimi çekti.
normalde izlediğim tüm intikam filmlerinde, intikam alan kişiler , çok ince detayları bile hesap ederler. jose'nin intikamı çok ''doğaçlama'' ve ''kendiliğinden'' oldu. ikincisi ise , curronun, aniden öfkelenen kontrolsüz kişiliği ve jose'nin bu adamda'' öldürecek yürek yok '' dediğimiz sakinliği ve soğukkanlılığı.
filme damgasını vuransa iki slogan.
birincisi
''aile her şeyden önce gelir''
ikincisi ise; juanjo'yu geçirdiği o kadar iyi muhabbete rağmen, kızının şahitliğinde öldürerek intikamı tamamlaması.
film bir intikam filmindeki aksiyona sahip değil, ağır akıyor. dediğim gibi. vaktiniz çoksa izleyebilirsiniz.
devamını gör...
normal sözlük'te başlıkların yürümemesi
azıcık benim de sebep olduğum yürümeme problemi. bazı başlıklarda üç aşağı beş yukarı benim yazacağım şeyleri yazan yazarlar var. hal böyle olunca aynı tanımı tekrar yazmanın bir manası yok diyerek beğeni verip çıkıyorum başlıktan.
devamını gör...
tarihteki muazzam ayarlar
kendisini sorduğu soru ile küçük düşürmeye çalışan bir adam ile mehmet akif arasında geçen bir diyalogdur.
+ baytarsınız değil mi ?
- evet, bir yeriniz mi ağrıyordu?
+ baytarsınız değil mi ?
- evet, bir yeriniz mi ağrıyordu?
devamını gör...
insanı değiştiren şeyler
bir çok insan kaybettim, ciddi hastalıklar atlattım, hastane önlerinde bekledim, hayatımın bok içinde olduğunu öğrendim, aşık oldum, aldatıldım... bir sürü şey oldu. her biri birer çekiç vurdu.
hintli gencin fil oturtup çekiçleyerek yaptığı peugeot 206 gibiyim.
hintli gencin fil oturtup çekiçleyerek yaptığı peugeot 206 gibiyim.
devamını gör...
ne farkeder
aynı zamanda bir sefarad şarkısıdır ve ne hikmetse bu şarkı da imla hatalıdır.
devamını gör...
milena'ya mektuplar
franz kafka'nın milena adlı halihazırda bir ilişkisi olan kadına aşık olması ve kadına yazdığı mektupları içeren kitap. bazı yerleri çok vurucudur.
aslında kafka'da bu aşkın imkansız olduğunu bilmektedir.
--! spoiler !--
napoleon rus savaşına hazırlanırken biteceğini bilseydi ne yapardı?
--! spoiler !--
aslında kafka'da bu aşkın imkansız olduğunu bilmektedir.
--! spoiler !--
napoleon rus savaşına hazırlanırken biteceğini bilseydi ne yapardı?
--! spoiler !--
devamını gör...
ince memed
en vurucusu ilk kitaptır. en duygusalı da 4. kitaptır. okurken adeta lord of the rings misali film seyrediyormuş gibi dalar gidersiniz. o yüzden kitapların kalın yada uzun olmasına çok takılmayın okumaya başlayınca hemen bitmesin diye dua ediceksiniz.
kitaptaki bütün karakterler bir derinliği olan ilmek ilmek işlenmiş insanlardır. hürü ana, hatçe, topal ali, vs. sanki günlük hayatta karşınıza bir yerden çıkıp denk gelicek gibi hissedersiniz. içerisinde barındırdığı hikayenin muazzamlığı aynı zamanda bizim yansımamız olmaktan kaynaklanmaktadır. gereksiz romantizm ve duyusallık kasmaz mesajlarını ince ince verir. ben dahil birçok insanın türk edebiyatında okudu en iyi eserdir.
kitaptaki bütün karakterler bir derinliği olan ilmek ilmek işlenmiş insanlardır. hürü ana, hatçe, topal ali, vs. sanki günlük hayatta karşınıza bir yerden çıkıp denk gelicek gibi hissedersiniz. içerisinde barındırdığı hikayenin muazzamlığı aynı zamanda bizim yansımamız olmaktan kaynaklanmaktadır. gereksiz romantizm ve duyusallık kasmaz mesajlarını ince ince verir. ben dahil birçok insanın türk edebiyatında okudu en iyi eserdir.
devamını gör...
şarkılarla geçtim aranızdan radyo yayını
haluk levent benim için bir miktar umut, bir miktar gelecek, bir miktar da özgürce zıplamak *
arkadaşlarımla pandemi sonrası, konserinde özgürce zıplayıp şarkılarına eşlik edeceğimiz zamanların geleceği umudu ile yaşıyoruz.
arkadaşlarımla pandemi sonrası, konserinde özgürce zıplayıp şarkılarına eşlik edeceğimiz zamanların geleceği umudu ile yaşıyoruz.
devamını gör...
15 ocak 2021 öykü serter hakkında soruşturma başlatılması
izmir depreminin ardından iktidarı eleştiren sunucu öykü serter hakkında "halkı kin ve düşmanlığa tahrik etme" iddiasıyla soruşturma açılması hadisesi.
serter, yaşanan izmir depremi sonrası şunları dile getirmişti :
--- alıntı ---
iktidarı ayrı, muhalefeti ayrı... itişiyormuş gibi yapıp el ele bu milletin burnundan getirdiniz; fakirleştirdiniz. sarayın günlük harcaması 10 milyon, izmir’e çıkan ödenek 5 milyon! sadaka mı veriyorsunuz bu nedir allah aşkına? milletin a...koyacağız diyen cengiz'in affedilen vergisi 425 milyon!
şu yardımlaşmayı, dayanışmayı gördükçe bizi bizle bırakın, biz kendimizi kurtarırız, yaşatırız, yönetiriz, neyimiz varsa paylaşırız. bu birlik beraberlikten şov malzemesi çıkarmayı, enkaz üstüne çıkıp bonus toplamayı, yarın hava soğuk değil, yağmur da yok açıkta kalın, diyebilen bakan utanmazlığını, halkımız da çürük binalarda oturmasalarmış arsızlığını, ‘ayda'nın acıyan yeri yok, köfte ayran istiyor’ diyen şuursuz bakanlarını da al git ey iktidar.
--- alıntı ---
kaynak
serter, yaşanan izmir depremi sonrası şunları dile getirmişti :
--- alıntı ---
iktidarı ayrı, muhalefeti ayrı... itişiyormuş gibi yapıp el ele bu milletin burnundan getirdiniz; fakirleştirdiniz. sarayın günlük harcaması 10 milyon, izmir’e çıkan ödenek 5 milyon! sadaka mı veriyorsunuz bu nedir allah aşkına? milletin a...koyacağız diyen cengiz'in affedilen vergisi 425 milyon!
şu yardımlaşmayı, dayanışmayı gördükçe bizi bizle bırakın, biz kendimizi kurtarırız, yaşatırız, yönetiriz, neyimiz varsa paylaşırız. bu birlik beraberlikten şov malzemesi çıkarmayı, enkaz üstüne çıkıp bonus toplamayı, yarın hava soğuk değil, yağmur da yok açıkta kalın, diyebilen bakan utanmazlığını, halkımız da çürük binalarda oturmasalarmış arsızlığını, ‘ayda'nın acıyan yeri yok, köfte ayran istiyor’ diyen şuursuz bakanlarını da al git ey iktidar.
--- alıntı ---
kaynak
devamını gör...
1906 san francisco depremi
san andreas fayı'nın neden olduğu 7,8 büyüklüğünde olan ve 50 saniye boyunca sürerek 3000'den fazla kişinin ölümüne neden olan doğal afet.
sabaha karşı saat 5:12'de gerçekleşen depremin tarihi 18 nisan 1906.
depremden geride kalan enkazda şehir genelinde çıkan ve büyük san francisco yangını olarak anılan yangın, şehirdeki durumu daha da zorlaştırmıştır. doğal gaz patlamaları, şehrin hemen hemen her yerinde yangına neden olmuştur. şehirdeki insanların depreme karşı sigortası yoktur. fakat çoğu, yangına karşı sigortalıdır. bu nedenle sigorta şirketleri, yangınların kasıtlı çıkarıldığını iddia etmiş ve birçok insana para ödemeyi reddetmiştir.
depremin ardından, evlerinden eşyalarını almaya çalışan insanların yaklaşık 500 tanesi, askerlerin onları yağmacı sanması nedeniyle vurularak öldürülmüştür. 200.000'e yakın insan ise evsiz kalmıştır.
sabaha karşı saat 5:12'de gerçekleşen depremin tarihi 18 nisan 1906.
depremden geride kalan enkazda şehir genelinde çıkan ve büyük san francisco yangını olarak anılan yangın, şehirdeki durumu daha da zorlaştırmıştır. doğal gaz patlamaları, şehrin hemen hemen her yerinde yangına neden olmuştur. şehirdeki insanların depreme karşı sigortası yoktur. fakat çoğu, yangına karşı sigortalıdır. bu nedenle sigorta şirketleri, yangınların kasıtlı çıkarıldığını iddia etmiş ve birçok insana para ödemeyi reddetmiştir.
depremin ardından, evlerinden eşyalarını almaya çalışan insanların yaklaşık 500 tanesi, askerlerin onları yağmacı sanması nedeniyle vurularak öldürülmüştür. 200.000'e yakın insan ise evsiz kalmıştır.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının nicklerinin hikayesi
kuzey ışıklarının diğer adı. çok sevdiğim bir kelime.
devamını gör...
sır katibi
bir kimsenin gizli yazılarını yazan veya bütün gizli işlerini paylaştığı kişi.
devamını gör...
yazarların spor ayakkabı tercihi
ayağıma güzel uyan ve ayak sağlığımı etkilemeyecek her ayakkabıyı giyiyorum.marka sevdalılarının da alüminyum.
devamını gör...
nar çiçeği
çok güzel bir çiçektir. kokusu herkesin hoşuna gitmeyebilir ama görüntüsü harikadır.
devamını gör...

