selamlar! kafa sözlük sanat bilim kulübü ikinci etkinliğiyle karşınızda, fotoğraf yarışması!
kafa sözlük yazarlarının çektiği fotoğrafların her biri ayrı güzel, o zaman şimdi kadrajınızı konuşturma zamanı.
yarışma discord kulübümüz üzerinden yapılacak, kazananı oylayarak siz belirleyeceksiniz. yarışmaya tüm kulüp üyeleri katılabilir.
konu sınırlaması yok, herkes bir fotoğrafla katılabilir.
yarışmanın kazananı kulübümüzde '' fotoğrafçı '' rolünün sahibi olacak.

katılacak herkese bol şans!
kulübümüzün discord linki için buradan
devamını gör...

beni ben gibi anla bırak lüzumsuz kelamı.
seni sen gibi söylersem kesersin sabahı selamı.
her gülün dikeni var; her ademoğlunun haramı helalı;
dikenin adı çıkmış, gül dikenden belalı.
devamını gör...

ismini her duyduğunda, aklına her geldiğinde o ilk heyecanla kalbin güm güm atsın.
devamını gör...

güneş ışığının ta kendisi.

bilgi burada:
(bkz: rayleigh saçılması)
devamını gör...

1995 ile 1998 yılları arasında yayınlanan robert lawrence stine kitaplarından uyarlanmış korkunçlu çocuk dizisi.
bunu izleyerek başlayalım da efendim efsane jenerik:

izlemek için efendim.
ama bizim inceleyeceğimiz konu 90'larda türkiye'de yayınlanma olayı ile ilgili:
show tv'de power rangers'tan hemen sonra yayınlanan çocuklara yönelik, korku öğeleri taşıyan güzel bir diziydi, severek izlerdim hatta power rangers'ten daha çok severdim. herkes power rangers konuşurken ben bundan bahsederdim belki kafa kırıklığımız o zamanlardan kalmadır. hareket eden yeşil solucanlı bölüm, ayna arkasına hapsolan çocuklu bölüm, kaybolan köpekli bölüm, şu korkunç cadılı bölüm vardı çirkin bir kargaya dönüşen ve hala o gün korkudan uyuyamamı sağlayan paylaço maskeli korkunç suratlı adamlı bölümler bir harikaydı bana göre taa ki bizim nesilden bir kaç korkak altını ıslatıp çamaşır masrafı çıkartıncaya kadar. ama kanıma dokunan o maskeli bölümün ilk partını yayınlayıp öyle kaldırılmasıdır. yıllar yılı merak ettim ne olacak diye o ikinci bölümü daha sonraları öğrendim de rahatladım ama televizyon düşmanlığımı başlatan olayın ta kendisidir bu. ryan gosling abimizin ilk oyunculuk deneyimide bu seri ile olmuştur hatta türkiye'de yayınlanan o son bölümün ilk bölümünde vardı ikinci bölüm yine aklıma düştü hüzünlendim. ulan çocuğum bırak izleyeyim rtük yok ama her güzel şey gibi bu da çok kısa kaldı ekranlarda. bunu hatırlayan y kuşağı arkadaşlarıma sonsuz selamlarımı sunarım.
rtük benim düşmanımsın sonrasında power rangersta kalktı yayından daha sonraları pokemon da her güzel şeyi bitiriyorsun rtük al sana pepe kayu izleyen çocuklar.....
devamını gör...

bir füruğ ferruhzad dizesidir.

ilk kez rastlanıldığında duvara dalıp gitmenize yol açar.
devamını gör...

sevdim bu versusu. üzerine düşüneceğim bu gece. bakıyım? terk edilmedim hiç, giden hep ben oldum o yüzden şimdilik kovulmak ağır basıyor. düşünüp ediyleyecem üşenmeden, evet.
devamını gör...

tabii canım kulağımızın arkası da aynı fikirde mi acaba sayın bahçeli? o da gitti elden çünkü!
devamını gör...

sizden hoşlanmıyordur.
siz hoşlanıyorsunuz diye sizden hoşlanmak zorunda değildir bu kadar basit.
zorlayın sürekli yazın zaten en son dayanamayıp ya bi defol diyecektir.
en azından net bir cevap duyup kederlenirsiniz.
devamını gör...

oğuz atay, türk edebiyatının en önemli isimlerinden biridir. postmodernist yaklaşımıyla türk romanına yeni bir soluk getiren atay, özellikle "tutunamayanlar" romanıyla tanınır.

12 ekim 1934'te inebolu, kastamonu'da dünyaya gelmiş, 13 aralık 1977'de istanbul'da hayata gözlerini yummuştur.

oğuz atay, çocukluğunun bir kısmını ankara'da geçirdi. babası cemil atay, bir dönem milletvekilliği yapmış bir hukukçuydu. atay, üniversite yıllarında edebiyata olan ilgisini daha da artırdı ve çeşitli dergilerde yazılar yazmaya başladı.

oğuz atay'ın en bilinen eserleri arasında şunlar yer alır:

tutunamayanlar: türk edebiyatının en önemli romanlarından biri olarak kabul edilir. roman, bireyin toplum içindeki yalnızlık ve yabancılaşma hissini, modern insanın çelişkilerini ve kimlik arayışını başarılı bir şekilde anlatır.

tehlikeli oyunlar: atay'ın diğer önemli romanı olan tehlikeli oyunlar, bireylerin birbirleriyle kurdukları ilişkileri, güç oyunlarını ve entrikaları ele alır.

bilardo oyunu: atay'ın oyun yazma yeteneğini de gözler önüne seren bu eser, absürt ve mizahi bir dille toplumsal eleştiri yapar.

oğuz atay, türk edebiyatına getirdiği yeniliklerle postmodernizmin öncülerinden biri olarak kabul edilir. eserlerinde akılcılık, duygusallık, gerçeklik ve hayal arasında gidip gelen bir anlatım tarzı benimser. dil oyunları, alıntılar, parodi ve hiciv gibi tekniklerle edebiyatı zenginleştirir. atay'ın eserleri, türk toplumunun ve bireyinin sorunlarını derinlemesine inceleyerek, okuru düşünmeye ve sorgulamaya teşvik eder.

türk edebiyatına kalıcı izler bırakmış önemli bir yazardır. eserleri, sadece ülkemizde değil, dünya genelinde de ilgiyle okunmaktadır. atay'ın eserleri, edebiyatın sınırlarını zorlayarak yeni ufuklar açmış ve birçok yazarı etkilemiştir
devamını gör...

gümüş burda devleti'nden daha güçlüdür.
devamını gör...

kendimi kim milyoner olmak ister'deki yarışmacılar gibi hissederim sağlı sollu nefes aldırtmadan sorulan sorular,gereksiz heyecan, psikolojik testler'le sınanma...ilk bir dakikası az çok belli eder işin gidişatını bazen sıkılırsın masadan kalkmak istersin o derece.bazılarına çok ciddi kafa göz dalmak istemişliğim oldu,stres seviyemi iyice yükseltmişlerdi.efendim neymiş hep alttan alıcakmışsın adam seni yerden yere vurucakmış ama işe alıcakmışsın.nefret ediyorum iş görüşmelerinden direkt bir yere girsem de kurtulsam.
devamını gör...

din felsefesinde ezelden sorgulanan, tanrı ile iyiliği-kötülüğü bağdaştırıp kıyaslayan ikilemlerle dolu problem.

birçok ünlü düşünürün sorguladığı, formüller ortaya attığı problemin ilki ve en meşhuru epiküros'undur:





--! spoiler !--

"tanrı, ya kötülükleri ortadan kaldırmak ister de kaldıramaz; veya kaldırabilir, ama kaldırmak istemez; ya da ne kaldırmak ister, ne de kaldırabilir; yahut da hem kaldırmayı ister hem de kaldırabilir. eğer ortadan kaldırmak istiyor da kaldıramıyorsa, o her şeye kadir değildir; ki bu durum tanrı’nın karakteriyle uyuşmaz; eğer ortadan kaldırabiliyor, fakat kaldırmak istemiyorsa, o kötü niyetlidir; ki bu da aynı şekilde tanrı ile uyuşmaz; eğer o ne ortadan kaldırmayı istiyor, ne de kaldırabiliyorsa, hem kötü niyetlidir hem de her şeye kadir değildir; bu durumda da tanrı değildir; eğer hem ortadan kaldırmayı istiyor, hem de kaldırabiliyorsa – ki yalnızca bu tanrı’ya uygundur–, o zaman kötülüklerin kaynağı nedir? ya da o kötülükleri niçin ortadan kaldırmamaktadır?"

--! spoiler !--
devamını gör...

önce sevgi ve saygılar hepsine. 17 takipçim var ve birkaç kişiyi biliyorum. ben de kendilerini takip ediyorum. çok saygıdeğer ve takip ederek beni onurlandıran yazarlar. ama maalesef bazılarının kim olduğu hakkında hiçbir fikrim yok. 1500 karma puana ulaşınca göreceğim.

yine de bu başlık vesilesiyle, kim olduklarını bilsem de bilmesem de profilimi takip edilmeye değer gören tüm yazar arkadaşlara teşekkür ediyorum.
devamını gör...

ingilizcede "tuz" anlamına gelen "salt"ın salary yani maaş kelimesi ile derin bir ilişkisi var. şöyle ki; roma imparatorluğu askerlere maaş olarak tuz dağıtıyormuş zamanında. bununla birlikte askere tuz dağıtımı sadece romalılarla da sınırlı değil. bir makalede eski türk devletlerinde askere tuz ve ekmek dağıtıldığını okumuştum efendim. öğrendiğimde çok ilginç gelmişti.
devamını gör...

zordur çünkü alışılagelmiş sıradanlığın meraklı bir bakışla darmaduman olmak ihtimali vardır. ve bu ıhtimal insanın kendisini yeniden gözden geçirmesini bile gerektirebilir.
devamını gör...

son zamanlarda restoranlarda eldiven dağıtılarak müşterilere önerilen eylem. bana aşırı saçma geliyor. elinizle de yiyecekseniz sonrasında bir zahmet elinizi yıkayın.
devamını gör...

bugün okula gittim. in cin bile top oynamıyordu. o kadar boş bir alan. bir müdür, bir temizlikçi, bir öğretmen, bir öğrenci toplam nüfus. biz dersimizi işliyoruz çocuğumla, bire bir missss gibi özel ders modunda.* ders bitti. vedalaştık. ben de öğretmenler odasındayım, kitaplarımı yerleştiriyorum. öğrencim geldi.
"hocam ben gidemiyorum. biri tüm kapıları kilitlemiş. " dedi.
arayıp müdürü hocam biz okulda mahsur kalmışız, dedim.
"ayy ben sizi unutup yemeğe çıktım, kapıları da kilitledim, kusura bakmayın beş dakikaya gelirim." dedi.
önemli değil, insanlık hali dedim. çünkü nazik bir insanım. ama içimden değilim. içimde biraz daha çirkin biri var. o başka şeyler söyledi. *
devamını gör...

hoş güzel koku

incir ağacı tomruklanıyor ve asmalar çiçeklenip rayiha veriyor
devamını gör...

özlediğimiz muhabbetle yayında olan radyomuzun yepyeni radyo programı. güzel bir başlangıç olsun dileğiyle dinlemedeyiz. *
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim