yeşilköy sahil

datça
devamını gör...

(bkz: sözlükte çıkacak ilk tartışma)
devamını gör...

kadınlar hakkında üstten üstten ve cahilce konuşmaları. meseleye son derece yabancılar bir de ne yazık ki. kadınlar ve kadınların dünyasına dair hiçbir şeyi tam olarak anlamamış, zahmet edip üstüne de düşünmemiş olmalarının yanında bir de bildiklerini zannetmeleri, ne acı. gerçi bunun sebebi de zaten süregelen o korkunç erk anlayış fakat hayatın içinde samimiyetle tanıdığınız ve sevdiğiniz, anlamaya çalıştığınız kadınlar hiç mi olmadı diye düşünüyorum bazen uzaktan bakıp. hiç mi anneleri, kız kardeşleri, akrabaları, eşleri, sevdikleri kadınlar vs olmadı bunca erkeğin. kişi kıymet verdiği özneyi hem merak eder, hem anlamaya çalışır ve bu samimi merak ve çaba epey de yardımcı olur o dünyayı anlamaya. kimse zorunda değil tabii kadınları anlamaya ama bari üstten üstten ahkam kesmeseler.

evet napıyoruz bu durumlarda, içimizden: "senin fikrinin ne önemi var vasat herif!" deyip, yolumuza devam ediyoruz. her ne olursa olsun gezegenimizde şahane adamlar, şahane kadınlar ve çok güzel insanlar var. hep de var olacaklar. çiçek gibi yaşayıp gideceğiz onları görüp, sevip, beraberce güzel olanı savunmaya devam ederek.
devamını gör...

görmede hiç bir problem olmamasına rağmen okumayı yitirmek.
devamını gör...

sıkça yaptığım şeydir fakat burada yazarın kullandığı dil çok önemli.
salt bilgi varsa, kendi yorumu yoksa o tanımı çok fazla okuyamıyorum maalesef.
devamını gör...

sadece parkta otururken bile terler akıtan nemli bir ülkedir. yemyeşil, çok temizdir. bazen bir yağmur yağar, sanırsınız gök delindi ama biraz sonra birşey kalmaz ve ortalığı bizim burası gibi sel götürmez. nüfusun çoğu çinli sonra malay, hintli ve tayland, endonezya... gibi ülkelerden gelen işçilerdir. kilise, cami, hindu ibadet evleri yanyana görülür. bol para ile gidin, pahalıdır.
devamını gör...

babamın lafıydı; ne yaparsan yap ama yüzünü yere düşürecek bir şey yapma.
devamını gör...

bu tivitte belirtilmiş olduğunu düşündüğüm anlayış.
devamını gör...

kuaforlüğe yeni başladığım aylardı. bir müşterimin saçını boyamıstım ve 15 gün sonra yenilemek için geri gelmişti. her gün onlarca insan gördüğüm için unutmustum tabi ki. saçlarını incelerken kendimden emin bir şekilde "kim yaptı bu saçı. çok kötü olmuş. keşke bana gelseydin." demistim ve kadın suratima bakip, "siz yaptınız yaa" demişti. hayatımın en uzun ve en utanç verici anıydı.
devamını gör...

ne anlatıyorsunuz hala anlamıyorum. yok kılıç hakkıymış, yok araplar da bilmem napmış, yok gazze'den atılan füzeler çok mu hümanistmiş. yani ne alakası var arkadaşlar? şu an israil sadece bize göre değil, uluslararası hukuka aykırı şekilde toprakları işgal altında tutuyor. bm'ye göre 1967'den itibaren işgal ettiği topraklardan çekilmek zorundadır israil. hatta 1983 yılındaki bir kararda barış sever bir üye olmadığını ifade ediyor bm. kılıç hakkı meselesinde de tabii ki birçok olayda duygusal yaklaşıyoruz. ancak artık ortaçağda yaşamıyoruz. kimse şu an ispanya'daki tarihi camilerin kiliseye çevrilmesinden dolayı isyan etmiyor. kılıç hakkı odur çünkü. dediğim gibi bazen bu şekilde olmamasını isteyenler olabilir ama verilen savaş bu değil. ikiyüzlülükten bahsedilmiş ama birçok olayda hümanizm duyarlılığı kasanların müslüman çocukları sivilleri ölünce bu bir savaş denmesi ikiyüzlülüktür. gazze'den 6 füze atılıyor. o da üç beş yere düşüyor israil halkının üzerine atılmış oluyor bu hümanizm miymiş? kaldı ki hamas'ın ne olduğu belli değilken israil'in daha bugün 6 çocuk 30 sivil gazze vatandaşını öldürürken bunu atılan dandik füzelerle karşılaştırmanız ikiyüzlülüktür. eğer mesele müslüman olmayanların öldürülmesine susmamız, müslümanlar ölünce konuşmamız olsaydı, ışid yaptığı saldırıları desteklememiz gerekirdi. ha sizin israil'i meşrulaştırma çabanız gibi onları da meşrulaştıranlar vardır. o ayrı. meseleyi uzatmayayım sırf israil'i kurtarmak için 40 takla atıyorsunuz ancak hiçbiri tutmuyor. meselenin türkiye'nin tanımasıyla da alakası yok. herkesin isteğiyle kurulan, kurulmasına izin veren bir ülke varsın tanınır kaldı ki bu yanlış da olabilir. ama meselenin bununla hiçbir alakası yok. israil her alanda hukuk dışı, insanlık dışı saldırılarda bulunuyor. gazze'ye her saldırdıklarında ölenler hep siviller oluyor, hastaneler bombalanıyor. süper bir mantıkla, böyle müthis bilimsel bakışınızla olayları çözdük sanıyorsunuz. ancak kendinizi kandırıyorsunuz. bütün olayları canınız istediği gibi yerleştirip alakasız olaylara bağlıyorsunuz. bir de doğu türkistan'dakilere niyey ses yükselmiyor diye mazeret bulanlar var. kaç zamandır doğu türkistan için yapılan tepkileri de görüyorum. siz göremiyorsanız onu bilemem. ha tabii ki birçok arap devleti iş türklere gelince susarlar gerçi onlar şimdi de susuyor ya olsun. dahası abd, ab ve ingiltere'de çin aleyhine kararlar çıktı. bunların hiçbiri olmaya da bilirdi. birileri bazı zulümlere susuyor diye sizin başkalarına yapılan zulümlere susmanız adaleti değil, onlardan bir farkımız olmadığını gösterir.
devamını gör...

insanların yolda yürürken yapmaktan zevk aldıkları o kadar çok şey var ki. sadece şunu söylemek istiyorum, sizi küçük ve ezik gösterecek yakışmayan hareketler yapmayın. çoğu insanın küfürüne ve kötü konuşmalarına maruz kaldığınızı bir anlayın lütfen.
devamını gör...

saatlerce düşündükten sonra aklıma bir şey gelmemesiyle ortaya çıktı pek ahım şahım bir anlamı yok.
devamını gör...

(bkz: şirince).
devamını gör...

paketin içinden asla tek başına çıkmayan mendil. mutlaka yanındaki 2-3 arkadaşıyla beraber gelir. bırakmam da bırakmam, illa benimle gelecekler, der. fakat arkadaşları paketin içine geri tıkıldığında ve hazin sonu geldiğinde, çöp kutusunun derinliklerinde tek başınadır.
devamını gör...

içinde merdiven olmasın aşağı yukarı yaşanmıyor. ya da üst kat atıl olsun.
bahçesi köpek yaşayacak kadar, sebze ekilecek kadar, salıncak koyulacak kadar, iki araba sığacak kadar olsun. mutfağın tezgahının önünde pencere olsun ve bahçeye baksın. en az iki tuvalet olsun. içinde soba olsun. şimdilik bunlar geldi aklıma. geldikçe eklerim.
devamını gör...

gerçeği fark ettiğinde depresyona giren kişidir kendisi.
devamını gör...

yazmasam deli olacaktım. s. faik abasıyanık
devamını gör...

çünkü borçlanmadan bir şey sahibi olmak imkansız maalesef.
babadan hanlar kalmadı, kendim bir şeyler yapmaya çalışıyorum. bu şartlarda borçlanmadan sadece karnımı doyururum.
devamını gör...

katolik bir kadınla protestan kocasının mezarları.

1842 yılında evlenmiş ve 38 yıl boyunca evli kalmışlar. 38 yıl sonra önce adam ölmüş ve protestan mezarlığına gömülmüş. 8 yıl sonra ölen eşini de diğer tarafa gömmüşler. zira aynı yere gömülme izni verilmemiş, mezhepleri farklı olduğundan. kadın, kocasına yakın gömülmek istediğinden, olabilecek en yakın mesafeyi bu şekilde ayarlamışlar. böylece karı koca öldükten sonra da el ele kalmayı sembolik de olsa başarmış.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
görselin kaynağı
devamını gör...

lise zamanında en arka sırada oturuyor telefonuda dizime koymuştum, öndeki arkadaş masasını çekince kopya çektiğim belli olduğunamı yanayım yoksa telefonun çat diye yere düşüp ekranının çatlamasınamı bilemedim.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli portakal radyo renk modu online yazarlar kütüphaneden kitap talep et kulüpler normal sözlük rehberi puan tablosu sıkça sorulan sorular yönetim kadrosu istatistikler iletişim