kuzguncuktaki vişne
yerimizde gözü olan yazarımız. fark etmem sanmış.*
kapak fotoğrafına bakmak için bir iki kez fazladan bakmış olabilirim, takipte de olabilirim. her şey olabilir. *
kapak fotoğrafına bakmak için bir iki kez fazladan bakmış olabilirim, takipte de olabilirim. her şey olabilir. *
devamını gör...
veba
eskiden avrupada ve müslüman ülkelerde, bu dünyadan erken kurtuluş anlamına geldiği için 'cennete bilet' olarak görülen bulaşıcı hastalıktır.
devamını gör...
ırkçılık bir çocukluk hastalığıdır
ırkçılığın ideolojiden öte patolojik olduğunu belirten yaklaşım.
albert einstein'ın bir söylemi vardır:
aptallara göre insanlar; ırk, cinsiyet, milliyet, yaş, statü, renk, din ve dil başta olmak üzere sekizden fazla kategoriye ayrılırlar. halbuki olay bu kadar komplike değildir. insanlar sadece 2'ye ayrılırlar: iyi insanlar ve kötü insanlar…
albert einstein'ın bir söylemi vardır:
aptallara göre insanlar; ırk, cinsiyet, milliyet, yaş, statü, renk, din ve dil başta olmak üzere sekizden fazla kategoriye ayrılırlar. halbuki olay bu kadar komplike değildir. insanlar sadece 2'ye ayrılırlar: iyi insanlar ve kötü insanlar…
devamını gör...
alttaki yazara bir mesaj bırak
çok dağıttın kendini şu sıralar, kendine gel toparlan! kendime mi yazıyorum alttaki yazara mı belli değil. neyse sana da gelsin..
devamını gör...
dock üfürümü
sol anterior desendan koroner arterin darlığına bağlı duyulan diyastolik üfürümdür.
devamını gör...
türk rock tarihinin en sağlam parçası
devamını gör...
siyahın bir renk olmadığı gerçeği
beyaz için de geçerli olan bir gerçek.
genellikle ya bilmeden ya da ağız alışkanlığı olarak siyahı da beyazı da renk sınıfına sokarız ama aslında ikisi de renk değildir.
ışıkta beyaz, ana ve ara renklerin bir karışımıdır. örneğin güneş ışığı beyaz ışık olarak değerlendirilir, ancak bu ışığı bir prizmadan geçirirseniz birçok farklı renk görürsünüz. kristal avizelerde, cd'lerin arka yüzlerinde, gökkuşağında gördüğünüz renkler bunun bir tezahürüdür. yani ışıkta beyaz dediğimiz sıfat tek bir renk değil tüm renkler anlamına gelir.
bir cismi ışık altında ne renk görüyorsanız, cismin rengi odur. fakat beyaz gördüğünüz şey, üzerine düşen bütün ışığı yansıttığı, yani herhangi bir renge sahip olmadığı için beyaz görünür.
karışım durumunda ışıkta beyaz elde ederken boyaları birbirine karıştırdığınızda siyah elde edersiniz. ışıkta ana renkler (kırmızı, mavi, yeşil) boyada ara renkleri oluştururken, ışıkta ara renkler (sarı, cyan, magenta) boyada ana renkleri oluşturur. yani boyadan bahsediyorsak siyah tek bir renk değil, tüm ana ve ara renklerin karışımıdır.
aynı zamanda siyahı bir cismin üzerine düşen bütün bu renklerin tamamını soğurması yani "yutması" olarak da tanımlayabiliriz. bir başka deyişle siyah bir renk değil, renksizliktir aslında.

görselin kaynağı
genellikle ya bilmeden ya da ağız alışkanlığı olarak siyahı da beyazı da renk sınıfına sokarız ama aslında ikisi de renk değildir.
ışıkta beyaz, ana ve ara renklerin bir karışımıdır. örneğin güneş ışığı beyaz ışık olarak değerlendirilir, ancak bu ışığı bir prizmadan geçirirseniz birçok farklı renk görürsünüz. kristal avizelerde, cd'lerin arka yüzlerinde, gökkuşağında gördüğünüz renkler bunun bir tezahürüdür. yani ışıkta beyaz dediğimiz sıfat tek bir renk değil tüm renkler anlamına gelir.
bir cismi ışık altında ne renk görüyorsanız, cismin rengi odur. fakat beyaz gördüğünüz şey, üzerine düşen bütün ışığı yansıttığı, yani herhangi bir renge sahip olmadığı için beyaz görünür.
karışım durumunda ışıkta beyaz elde ederken boyaları birbirine karıştırdığınızda siyah elde edersiniz. ışıkta ana renkler (kırmızı, mavi, yeşil) boyada ara renkleri oluştururken, ışıkta ara renkler (sarı, cyan, magenta) boyada ana renkleri oluşturur. yani boyadan bahsediyorsak siyah tek bir renk değil, tüm ana ve ara renklerin karışımıdır.
aynı zamanda siyahı bir cismin üzerine düşen bütün bu renklerin tamamını soğurması yani "yutması" olarak da tanımlayabiliriz. bir başka deyişle siyah bir renk değil, renksizliktir aslında.

görselin kaynağı
devamını gör...
brezilya'da seks işçilerinin aşılanmada öncelik istemesi
akşama kadar kaç kişiyle muhattap oluyorlar, haklı isyandır.
devamını gör...
evan almighty
evan hırslı, her şeyin kontrolünde olmasını isteyen bir adamdır. senatör olduktan sonra zengin bir mahallede kocaman bir ev alır. evan saatinin alarmı 7.00 olmasına rağmen 6.14 olunca çalmaya başlar. 614 rakamı her yerde karşısına çıkmaya başlar. evinin numarası 416 iken 614 olur. resmi plakasında 614 rakamı karşısına çıkar. incili eline alır ve 614 rakamının sırrını öğrenir.
" kendine gofer ağacından bir gemi yap. içini dışını ziftle, içeriye kamaralar yap."
evan bunun bir saçmalık olduğunu düşünür ama bir zaman sonra tanrı olduğunu söyleyen bir adamla her yerde karşılaşır. evan delirmek üzereyken artık pes eder ve olaylar gelişir.

bu film bruce almighty filminin ikincisiymiş. bunu bilmeden izlemiş oldum. ana tema aynı olsa da hikayeler farklı sanırım. birbirinden bağımsız izlenebilirmiş gibi geldi bana. film komedi ve çocuk kategorisinde geçiyor. daha çok ironik bir film.
bence verilmek istenen mesaj günümüzde tanrının tufan göndermeyeceği, insanların zaten kendi tufanlarını kendi elleriyle inşa ettikleriydi. boş vakti çok olanlar bu film ile değerlendirebilir.
" kendine gofer ağacından bir gemi yap. içini dışını ziftle, içeriye kamaralar yap."
evan bunun bir saçmalık olduğunu düşünür ama bir zaman sonra tanrı olduğunu söyleyen bir adamla her yerde karşılaşır. evan delirmek üzereyken artık pes eder ve olaylar gelişir.

bu film bruce almighty filminin ikincisiymiş. bunu bilmeden izlemiş oldum. ana tema aynı olsa da hikayeler farklı sanırım. birbirinden bağımsız izlenebilirmiş gibi geldi bana. film komedi ve çocuk kategorisinde geçiyor. daha çok ironik bir film.
bence verilmek istenen mesaj günümüzde tanrının tufan göndermeyeceği, insanların zaten kendi tufanlarını kendi elleriyle inşa ettikleriydi. boş vakti çok olanlar bu film ile değerlendirebilir.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının ev adresleri
normal sözlük yazarlarının ikamet adreslerinin olduğu basliktir.
bu da ne demeyin her şey tamam tek eksik adresler *
siz adresleri yazmaya başlayın da pazar kahvesini hangi sözlük yazarında icecegime karar vereyim.
bu da ne demeyin her şey tamam tek eksik adresler *
siz adresleri yazmaya başlayın da pazar kahvesini hangi sözlük yazarında icecegime karar vereyim.
devamını gör...
doyduğunu anlamayıp yemeye devam etme sorunsalı
kortizon ilacı kullanırken karşılaşılan durum, hiç bir zaman midendeki tokluk hissi gelmiyor, boğazından bir şey geçiyorsa hala boşluk var demektir, yürü ya kulum! (yavaş karşim 100 kilo oldun).
devamını gör...
panzehir
bir zehrin etkisini yok eden maddedir.
devamını gör...
sözlük yazarları olarak domates hıyar ekiyoruz
önümüzdeki hafta yapacağım eylemdir. bahçe bellendi, fideler sipariş edildi. ekim dört gözle beklenmekte..
devamını gör...
kızılderili öğretileri
cherokee kabilesinin yaşlılarından biri torunlarına eğitim veriyordu.
onlara dedi ki: içimde bir savaş var. korkunç bir savaş. iki kurt arasında...
bu kurtlardan birisi; korkuyu, öfkeyi, kıskançlığı, üzüntüyü, pişmanlığı, açgözlülüğü, kibri, kendine acımayı, suçluluğu, küskünlüğü, aşağılık duygusunu, yalanları, yapmacık gururu, üstünlük taslamayı ve egoyu temsil ediyor.
diğeri ise; zevki, huzuru, sevgiyi, umudu paylaşmayı, cömertliği, dinginliği, alçakgönüllülüğü, nezaketi, yardımseverliliği, dostluğu, anlayışı, merhameti ve inancı temsil ediyor. aynı savaş sizin içinizde de sürüyor ve diğer tüm insanların içinde.
çocuklar anlatılanları anlamak için bir dakika düşündüler ve içlerinden biri büyükbabasına, 'hangi kurt kazanacak' diye sordu.
yaşlı cherokee kısaca cevapladı; beslediğiniz...
onlara dedi ki: içimde bir savaş var. korkunç bir savaş. iki kurt arasında...
bu kurtlardan birisi; korkuyu, öfkeyi, kıskançlığı, üzüntüyü, pişmanlığı, açgözlülüğü, kibri, kendine acımayı, suçluluğu, küskünlüğü, aşağılık duygusunu, yalanları, yapmacık gururu, üstünlük taslamayı ve egoyu temsil ediyor.
diğeri ise; zevki, huzuru, sevgiyi, umudu paylaşmayı, cömertliği, dinginliği, alçakgönüllülüğü, nezaketi, yardımseverliliği, dostluğu, anlayışı, merhameti ve inancı temsil ediyor. aynı savaş sizin içinizde de sürüyor ve diğer tüm insanların içinde.
çocuklar anlatılanları anlamak için bir dakika düşündüler ve içlerinden biri büyükbabasına, 'hangi kurt kazanacak' diye sordu.
yaşlı cherokee kısaca cevapladı; beslediğiniz...
devamını gör...
bilgi kategorisi
beklediğim ve tebrik ettiğim hareket olmuş.
bilimsel başlıklara her zaman katkıda bulunmayı seviyorum.
bu başlıklara katkıda bulunan, bulunacak olan arkadaşları da şimdiden takdir ediyorum.
bilimsel başlıklara her zaman katkıda bulunmayı seviyorum.
bu başlıklara katkıda bulunan, bulunacak olan arkadaşları da şimdiden takdir ediyorum.
devamını gör...
ben sana mecburum
türk edebiyatının en güzel şiirlerinden biridir. attila ilhan tarafından yazılmıştır. (bu kadar entry'de büyük şairin adının verilmemesi de ilginç olmuş.)
ben sana mecburum
ben sana mecburum, bilemezsin
adını mıh gibi aklımda tutuyorum
büyüdükçe büyüyor gözlerin
ben sana mecburum, bilemezsin
içimi seninle ısıtıyorum.
ağaçlar sonbahara hazırlanıyor
bu şehir, o eski istanbul mudur
karanlıkta bulutlar parçalanıyor
sokak lambaları birden yanıyor
kaldırımlarda yağmur kokusu
ben sana mecburum, sen yoksun.
sevmek kimi zaman rezilce korkuludur
insan bir akşam üstü ansızın yorulur,
tutsak ustura ağzında yaşamaktan.
kimi zaman ellerini kırar tutkusu
birkaç hayat çıkarır yaşamasından
hangi kapıyı çalsa kimi zaman
arkasında yalnızlığın hınzır uğultusu
fatih'te yoksul bir gramofon çalıyor
eski zamanlardan bir cuma çalıyor
durup köşe başında deliksiz dinlesem
sana kullanılmamış bir gök getirsem.
haftalar ellerimde ufalanıyor
ne yapsam ne tutsam nereye gitsem
ben sana mecburum, sen yoksun.
belki haziranda mavi benekli çocuksun
ah, seni bilmiyor kimseler, bilmiyor
bir şilep sızıyor ıssız gözlerinden
belki yeşilköy'de uçağa biniyorsun
bütün ıslanmışsın, tüylerin ürperiyor
belki körsün, kırılmışsın, telaş içindesin
kötü rüzgar saçlarını götürüyor
ne vakit bir yaşamak düşünsem
bu kurtlar sofrasında belki zor
ayıpsız fakat ellerimizi kirletmeden
ne vakit bir yaşamak düşünsem
sus deyip adınla başlıyorum
içim sıra kımıldıyor gizli denizlerin
hayır başka türlü olmayacak
ben sana mecburum bilemezsin.
ben sana mecburum
ben sana mecburum, bilemezsin
adını mıh gibi aklımda tutuyorum
büyüdükçe büyüyor gözlerin
ben sana mecburum, bilemezsin
içimi seninle ısıtıyorum.
ağaçlar sonbahara hazırlanıyor
bu şehir, o eski istanbul mudur
karanlıkta bulutlar parçalanıyor
sokak lambaları birden yanıyor
kaldırımlarda yağmur kokusu
ben sana mecburum, sen yoksun.
sevmek kimi zaman rezilce korkuludur
insan bir akşam üstü ansızın yorulur,
tutsak ustura ağzında yaşamaktan.
kimi zaman ellerini kırar tutkusu
birkaç hayat çıkarır yaşamasından
hangi kapıyı çalsa kimi zaman
arkasında yalnızlığın hınzır uğultusu
fatih'te yoksul bir gramofon çalıyor
eski zamanlardan bir cuma çalıyor
durup köşe başında deliksiz dinlesem
sana kullanılmamış bir gök getirsem.
haftalar ellerimde ufalanıyor
ne yapsam ne tutsam nereye gitsem
ben sana mecburum, sen yoksun.
belki haziranda mavi benekli çocuksun
ah, seni bilmiyor kimseler, bilmiyor
bir şilep sızıyor ıssız gözlerinden
belki yeşilköy'de uçağa biniyorsun
bütün ıslanmışsın, tüylerin ürperiyor
belki körsün, kırılmışsın, telaş içindesin
kötü rüzgar saçlarını götürüyor
ne vakit bir yaşamak düşünsem
bu kurtlar sofrasında belki zor
ayıpsız fakat ellerimizi kirletmeden
ne vakit bir yaşamak düşünsem
sus deyip adınla başlıyorum
içim sıra kımıldıyor gizli denizlerin
hayır başka türlü olmayacak
ben sana mecburum bilemezsin.
devamını gör...




