29 nisan 17 mayıs arası tam kapanma
kongrelerde hacı hoca cenazelerinde fink atanlar diğer ülkeler normalleşmeye başlarken halkı yine parasız pulsuz evlere kapattılar. yine bir işi beceremediniz hayatımızı mahvettiniz.
devamını gör...
bidayet
bidayet, başlangıç anlamına gelen sözcüktür.
nihayet sözcüğü de son anlamına gelmektedir. ikisi de arapça kökenlidir.
nihayet sözcüğü de son anlamına gelmektedir. ikisi de arapça kökenlidir.
devamını gör...
yazarların itiraf köşesi
hosuma gitmedigini soyledigim seylerden deli gibi hoslaniyorum aslinda
devamını gör...
başarı
bana göre başarı, insanın yapmak ve başarmak istediği güzel bir şeyi yapabilmesi , ulaşmak istediği güzel bir hedefe varabilmesidir. istedigi hedefe ulaşabilen insan, elde ettiği netice sonunda huzur ve mutluluk duyabiliyorsa bu durum başarıya ulaşmak sayılır. kimi insanlar başarıyı, büyük bir makama yükselmek, çok para kazanmak, unvan ve şöhret elde etmek zannederler. para, mal, şöhret ve makamlar gelip geçicidir. bunlara ulaşmayı en büyük hedef kabul edenler, hedeflerine ulaştıkları zaman mutlu olmadıklarını görecekler ve hayal kırıklığına uğrayacaklardır. önemli işler başarmak için elbette bunlara ihtiyacımız var. ama bunlar amaç değil, araçtır." parayı sevenin hiç bir zaman yeteri kadar parası olmaz. " başarı , sık sık gülmek ve çok sevmektir.dürüst eleştirmenlerin onayını almak, sahte dostların arkadan vurmalarına dayanmaktadır. tek bir kişi bile olsa, birini sizin varlığınızdan ötürü daha rahat nefes aldığını bilmektir. işte bu başarılı olmaktır bence.
devamını gör...
casablanca
rick'e küfredilmemesi gereken filmdir.
80'ler itibariyle dünya genelinde "bir insan her şeyi değiştirebilir." sloganlarıyla, yalnız kovboylar, carpe diem safsatalarıyla yayılan sosyal propagandalar eşliğinde zehirleyip kandırdılar bir nesli. baltalanmak istenen örgütlü toplum yapıları ise zaten bir çözülmenin eşiğindeydi. aşk, macera ve serüven odaklı, özgür çocuk/özgür kız tiplemeleriyle kendi hikayesini yazmaya hayran insanlarca özgürlük kavramının içi, bu saçma sapan yeni içerikle boşaltılıyordu. bu dalganın lokomotifi de elbette yine hollywood'du.
casablanca filmi, 20.yüzyılın ortasında yaşanan ilk büyük ölçekli mülteci krizini, dili döndüğünce vermeye çalışırken bu gibi anlatılarda, yan olayların gelişimi, düğümü ve çözümünde çokça kullanılan bir yöntemi kullanıyordu. epizod akışının merkezine, bir aşk hikayesi eklemek. başka bir örnekle; reşat nuri güntekin, çalıkuşu romanında feride ile kamuran aşkını, feride'yi istanbul'dan alıp anadolu'ya göndermek için bir gerekçe minvalinde romanına eklemiş, özünde ise dönemine göre "aydın" insan niteliğinin, anadolu ve anadolu insanı üzerindeki etkilerini vermek istemiştir. sonradan çekilen dizileri, filmleri de böyle miydi?
casablanca, her yönüyle bir değerler ve fedakarlıklar filmidir. kitle yararı için feda edilen şahsi heveslerden(rick'in her şeye rağmen bir kitle lideri ve ilsa'nın kocası olan victor'un fas'tan ayrılmasına izin vermesi.) yine sadakat, bağlılık gibi değerlerin kutsiyetine uygun olarak şahsi heveslerden vazgeçilmesi.(ilsa'nın, kocasının yaşadığını öğrendikten sonra kocasına dönmesi.)
bazı durumlarda, bırakmak gerekiyor bu "seviyorsan aç konuş bence" kafasını. rick ve ilsa, ikinci dünya savaşı sularında, rengini henüz seçmemiş dünyaya, nelerin uğruna yaşanması gerektiğini doğru biçimde söyleyen ender hollywood karakterleridir.
80'ler itibariyle dünya genelinde "bir insan her şeyi değiştirebilir." sloganlarıyla, yalnız kovboylar, carpe diem safsatalarıyla yayılan sosyal propagandalar eşliğinde zehirleyip kandırdılar bir nesli. baltalanmak istenen örgütlü toplum yapıları ise zaten bir çözülmenin eşiğindeydi. aşk, macera ve serüven odaklı, özgür çocuk/özgür kız tiplemeleriyle kendi hikayesini yazmaya hayran insanlarca özgürlük kavramının içi, bu saçma sapan yeni içerikle boşaltılıyordu. bu dalganın lokomotifi de elbette yine hollywood'du.
casablanca filmi, 20.yüzyılın ortasında yaşanan ilk büyük ölçekli mülteci krizini, dili döndüğünce vermeye çalışırken bu gibi anlatılarda, yan olayların gelişimi, düğümü ve çözümünde çokça kullanılan bir yöntemi kullanıyordu. epizod akışının merkezine, bir aşk hikayesi eklemek. başka bir örnekle; reşat nuri güntekin, çalıkuşu romanında feride ile kamuran aşkını, feride'yi istanbul'dan alıp anadolu'ya göndermek için bir gerekçe minvalinde romanına eklemiş, özünde ise dönemine göre "aydın" insan niteliğinin, anadolu ve anadolu insanı üzerindeki etkilerini vermek istemiştir. sonradan çekilen dizileri, filmleri de böyle miydi?
casablanca, her yönüyle bir değerler ve fedakarlıklar filmidir. kitle yararı için feda edilen şahsi heveslerden(rick'in her şeye rağmen bir kitle lideri ve ilsa'nın kocası olan victor'un fas'tan ayrılmasına izin vermesi.) yine sadakat, bağlılık gibi değerlerin kutsiyetine uygun olarak şahsi heveslerden vazgeçilmesi.(ilsa'nın, kocasının yaşadığını öğrendikten sonra kocasına dönmesi.)
bazı durumlarda, bırakmak gerekiyor bu "seviyorsan aç konuş bence" kafasını. rick ve ilsa, ikinci dünya savaşı sularında, rengini henüz seçmemiş dünyaya, nelerin uğruna yaşanması gerektiğini doğru biçimde söyleyen ender hollywood karakterleridir.
devamını gör...
islami metal grubu isimleri
müminler
nur ve ötesi
iron mâide
rahmanstein
müminhead
nur ve ötesi
iron mâide
rahmanstein
müminhead
devamını gör...
erkeklerin işe yaradığı konular
devamını gör...
1000 liralık kitap alışverişi yapan booktuberlar
gösterişten başka bir şey değildir,istersen milyon kitabın olsun okumadıktan sonra kaç yazar.
devamını gör...
evladımı ölüme cemaat değil ateizm sürükledi
senin gibi babaya sokim.
nerede varsa.
nerede varsa.
devamını gör...
şadırvan
abdest almak için kullanılan çeşmelerin bir araya gelmiş hali.yazları yüz yıkayıp serinlemek için sık sık kullandığım yerler bütünü.fakat bu sene böyle bir kuraklık varken ne kadarı aktif olur bilemiyorum.cemaata teyemmüm alın su israf etmeyin derlermi ki?
devamını gör...
sevilen türkünün en vurucu sözleri
o bizim kavuşmalarımız a yarim,
mahşere kaldı..
mahşere kaldı..
devamını gör...
mısır piramitlerini uzaylılar yaptı iddiası
her gün piramide yevmiyeye gidiyorum diyorum inanmıyorsunuz! tabii ki ben ve benim gibi köleler yaptı heyecan aramayın! *
devamını gör...
mutlu bir evlilik için ilk şart
çiftlerin birbirlerini dinleyip anlamaya çalışmaları gerekir. konuşmayıp kavga ederek sadece evliliklerini yıpratırlar. bir de ailelerine,evliliklerine müdahale etme fırsatı tanımayarak mutluluklarını daim edebilirler.
devamını gör...
9 temmuz 2022 normal sözlük bayramlaşması
alvarlı efe hazretleri bayram ile ilgili temennilerini ;
''cân bula canânını
bayram o bayram olur
kul bula sultânını
bayram o bayram olur.'' dizeleriyle ifâde etmişti. bayramın cümle günahlarımızın affına vesile olması dileklerimle başta sözlük yöneticileri ve yazarları olmak üzere tüm müslümanların kurban bayramını tebrik ediyor, daha nice bayramlara sevdiklerimizle beraber kavuşmayı allah'tan niyâz ediyorum.
''cân bula canânını
bayram o bayram olur
kul bula sultânını
bayram o bayram olur.'' dizeleriyle ifâde etmişti. bayramın cümle günahlarımızın affına vesile olması dileklerimle başta sözlük yöneticileri ve yazarları olmak üzere tüm müslümanların kurban bayramını tebrik ediyor, daha nice bayramlara sevdiklerimizle beraber kavuşmayı allah'tan niyâz ediyorum.
devamını gör...
yüzme bilmemek
denizlerle fazla içli dışlı değilim. zaten deniz değil bozkır çocuğuyum. 15 yılı geçkin bir zamandır denize de girmiyorum. girsem yüzme deneyimim olmadığından açılamam. ancak kıyıya paralel şekilde kulaç atabilirim.
devamını gör...
her gün seninle
“ ben eskimeyen tek güzelliği sen de gördüm. sözleri ile aşkı anlatan, aşığa yazılan en güzel ümit yaşar oğuzcan şiiri.
“güzel olan
her günü seninle tekrar tekrar yaşamak
erimek yarını olmayan zamanlarda
durdurmak bir yerde bütün saatleri
bütün kuralları kırıp parçalamak
sonra varmak o yerlere
mevsimlere dur demek
kar yağarken çiçek açtırmak ağaçlara
güneşi bir akşam saatinde tutup bırakmamak
sonra doldurmak ay ışığını kadehlere
delicesine içmek
ve unutabilmek her şeyi ansızın
sevmek seni en yücesiyle sevgilerin
birlikte geçmiş, gelecek bütün çağları aşmak
güzel olan
sevmek seni tanrılar gibi
seninle tanrılaşmak...
bir gün bu akan sele dur diyeceğim, göreceksin
ne bu şehir kalacak
ne bu duygusuz sürü
bu korkunç kalabalık
her vapur seni getirecek bana
bütün istasyonlarda seni bekleyeceğim
kapılar sana açılacak
senin için söylenecek şarkılar
şiirler senin için yazılacak
her evde bir resmin
her meydanda bir heykelin olacak
ve sen kimi gün bir rüzgar gibi
kimi gün denizler gibi, bulutlar gibi
kopup ötelerden, ötelerden
yalnız bana geleceksin
bir gün bu akan sele dur diyeceğim göreceksin.
ben eskimeyen tek güzelliği sende gördüm
sende buldum erişilmez hazları
yanında sıyrıldım korkulardan, yalanlardan
duyguların en ölmezini sende duydum
susuzluğum dudaklarında dindi
yalnızlığım ellerinde
çoğu gün unuttum açlığımı
sende doydum...
ilk defa seninle bütünlendim, anlıyor musun
anladım yaşadığımı her nefes alışta
seninle geçtim bütün zamanlardan
seninle var oldum
eridim seninle bir sonsuz çalkanışta.
boynunda bir yer vardır, ben bilirim
ne zaman oradan öpsem,
değişir gözlerinin rengi
yanar dudakların, terler avuçların
dökülür kapkara aydınlık gibi
omuzlarına saçların
gitgide artar kalbinin vuruşları
bir musiki halinde dünyamı doldurur
ansızın bütün sesler kesilir
zaman durur
bir baş dönmesi başlar o en yükseklerde
her gün seninle yeniden var oluruz
eriyip kaybolduğumuz yerde...
sesini duymadığım gün
yaşanmış değil
açan çiçek değil
öten kuş değil
yüzünü görmediğim gün
içimde yıldızlar sönük
güneşler güneş değil
seni sevmediğim gün
seni anmadığım gün
olacak iş değil...
her günüm seninle geçsin
o güneşe en yakın
kimsenin varamayacağı bir dağ başında
uçsuz bucaksız uzak denizlerde
insan ayağı değmemiş ormanlarda
uzaklarda, en uzaklarda
o gemilerin uğramadığı limanlarda
ışığım ol, alınyazım ol benim
vatanım ol, evim ol
yeter ki bir ömür boyu benim ol
her günüm seninle geçsin...“
“güzel olan
her günü seninle tekrar tekrar yaşamak
erimek yarını olmayan zamanlarda
durdurmak bir yerde bütün saatleri
bütün kuralları kırıp parçalamak
sonra varmak o yerlere
mevsimlere dur demek
kar yağarken çiçek açtırmak ağaçlara
güneşi bir akşam saatinde tutup bırakmamak
sonra doldurmak ay ışığını kadehlere
delicesine içmek
ve unutabilmek her şeyi ansızın
sevmek seni en yücesiyle sevgilerin
birlikte geçmiş, gelecek bütün çağları aşmak
güzel olan
sevmek seni tanrılar gibi
seninle tanrılaşmak...
bir gün bu akan sele dur diyeceğim, göreceksin
ne bu şehir kalacak
ne bu duygusuz sürü
bu korkunç kalabalık
her vapur seni getirecek bana
bütün istasyonlarda seni bekleyeceğim
kapılar sana açılacak
senin için söylenecek şarkılar
şiirler senin için yazılacak
her evde bir resmin
her meydanda bir heykelin olacak
ve sen kimi gün bir rüzgar gibi
kimi gün denizler gibi, bulutlar gibi
kopup ötelerden, ötelerden
yalnız bana geleceksin
bir gün bu akan sele dur diyeceğim göreceksin.
ben eskimeyen tek güzelliği sende gördüm
sende buldum erişilmez hazları
yanında sıyrıldım korkulardan, yalanlardan
duyguların en ölmezini sende duydum
susuzluğum dudaklarında dindi
yalnızlığım ellerinde
çoğu gün unuttum açlığımı
sende doydum...
ilk defa seninle bütünlendim, anlıyor musun
anladım yaşadığımı her nefes alışta
seninle geçtim bütün zamanlardan
seninle var oldum
eridim seninle bir sonsuz çalkanışta.
boynunda bir yer vardır, ben bilirim
ne zaman oradan öpsem,
değişir gözlerinin rengi
yanar dudakların, terler avuçların
dökülür kapkara aydınlık gibi
omuzlarına saçların
gitgide artar kalbinin vuruşları
bir musiki halinde dünyamı doldurur
ansızın bütün sesler kesilir
zaman durur
bir baş dönmesi başlar o en yükseklerde
her gün seninle yeniden var oluruz
eriyip kaybolduğumuz yerde...
sesini duymadığım gün
yaşanmış değil
açan çiçek değil
öten kuş değil
yüzünü görmediğim gün
içimde yıldızlar sönük
güneşler güneş değil
seni sevmediğim gün
seni anmadığım gün
olacak iş değil...
her günüm seninle geçsin
o güneşe en yakın
kimsenin varamayacağı bir dağ başında
uçsuz bucaksız uzak denizlerde
insan ayağı değmemiş ormanlarda
uzaklarda, en uzaklarda
o gemilerin uğramadığı limanlarda
ışığım ol, alınyazım ol benim
vatanım ol, evim ol
yeter ki bir ömür boyu benim ol
her günüm seninle geçsin...“
devamını gör...
elisa testi
antikora bağlanmış bir enzimin aktivitesiyle antijen-antikor ilişkisini ölçen indirekt test.
devamını gör...
yazarların yaptığı en büyük dalgınlık
telefonumu evde unuttuğumu düşünerek evdekileri aradım... telefonumla.
devamını gör...
uzun süre yazışılan insanın peltek çıkması
başıma gelmiş bir hadisedir. twitter’dan tanışıklığım olan biriyle numaralaşmanın ardından bir akşamüstü ansızın ses kaydı atarak şirinlik yüklemesi yaşatmıştır. samimiyet derecesine göre “senin dillerini yesinler kız.” tepkisi verilebilir. alıştıktan sonra herhangi bir ciddiye almama problemi yaratmıyor bende.*
devamını gör...
sözlük yazarlarının fotoğrafları
herbiri birbirinden minoş. anladığım kadarıyla yaş ortalaması maksimum 26. benim gibi 45lik teyze buraya fotoğraf koymasın.
belki seneye umre fotoğrafımı eklerim. dinimiz amin.
belki seneye umre fotoğrafımı eklerim. dinimiz amin.
devamını gör...