normal sözlük'te moderatörler seçimle belirlensin kampanyası
bir yerde sistem olur , sistem de kişiler üzerine kurulmaz .
sistemi kurarsın, kişiler buna uyar veya uymaz. moderator de bu durumu kontrol eder .
yani x moderatore farklı, y moderatöre farklı davranma , hareket etme , karar verme inisiyatifi bırakmazsın.
bu durumda moderatörün kim olduğunun önemi kalmaz .
aslolan sistemdir, kurallar bütünüdür, kişiler değil.
henüz yeni olmasına rağmen, moderatörlerle birebir sorun yaşayan kişi sayısının fazlalığı da bu kuralsızlıktan , sistemsizlikten kaynaklanmaktadır. ( sorun yaşayanlardan biri de benim , yaşadığım sorunla ilgili oldukça açıklayıcı bir başlığı da bu gece açarak, özellikle bu konuya dikkat çektim. (#107013) .
sistemi kurarsın, kişiler buna uyar veya uymaz. moderator de bu durumu kontrol eder .
yani x moderatore farklı, y moderatöre farklı davranma , hareket etme , karar verme inisiyatifi bırakmazsın.
bu durumda moderatörün kim olduğunun önemi kalmaz .
aslolan sistemdir, kurallar bütünüdür, kişiler değil.
henüz yeni olmasına rağmen, moderatörlerle birebir sorun yaşayan kişi sayısının fazlalığı da bu kuralsızlıktan , sistemsizlikten kaynaklanmaktadır. ( sorun yaşayanlardan biri de benim , yaşadığım sorunla ilgili oldukça açıklayıcı bir başlığı da bu gece açarak, özellikle bu konuya dikkat çektim. (#107013) .
devamını gör...
ilkokulda birinden hoşlanınca yapılan saçmalıklar
montumu onun montunun üstüne asardım.ya da hemen yanına.
devamını gör...
sözlük yazarlığı
önünde yazılı olan veyahut rafında duran bir kitaptan bir şeyi alıp herhangi bir katkın olmadan, olduğu gibi alıp entry olarak girmek değildir. bilginin olmadığı bir konu hakkında, ama sanki biliyormuş gibi, sanki o konuya hakimmiş gibi sadece alıntılayarak tanım girmek sözlük yazarlığı falan değil.
sözlük deyince bunu kelime anlamıyla anlıyor birçok kişi. sözlük, hmm o zaman bilmediğim şeyleri de yazsam olur... bu değil. benim de kitaplarım var, ansiklopedilerim var. içlerinde bilmediğim çok şey de var. peki ben bu yolla yazarlık yapıyor muyum? nope. bilmediğim konularda alıntı da olsa ahkam kesecek birisi değilim. bunları niye yazdım? yaşı küçük bir arkadaş bana hayat dersi vermeye, aldığım tüm eğitimi sorgulamaya kalktı çünkü. bu kadar öz güven iyi değil gençler.
sözlük yazarlığı; biraz özgün olmayı gerektirir. bilgi içerikli de yazıyor olsanız tarzınızı yansıtabilmelisiniz. zira bunu yapmamıza izin verilmemiş olsa, moderasyon da salt bilgiyle doldururdu burayı. fakat burada kendinden hiçbir şey katmadan yazan çok kişi var maalesef. mesela ben de biliyorum kitap alıntılarıyla övgü almayı. neyse, tanımadığınız kişiler hakkında çok emin konuşmayın olur mu bebeeem!
sözlük deyince bunu kelime anlamıyla anlıyor birçok kişi. sözlük, hmm o zaman bilmediğim şeyleri de yazsam olur... bu değil. benim de kitaplarım var, ansiklopedilerim var. içlerinde bilmediğim çok şey de var. peki ben bu yolla yazarlık yapıyor muyum? nope. bilmediğim konularda alıntı da olsa ahkam kesecek birisi değilim. bunları niye yazdım? yaşı küçük bir arkadaş bana hayat dersi vermeye, aldığım tüm eğitimi sorgulamaya kalktı çünkü. bu kadar öz güven iyi değil gençler.
sözlük yazarlığı; biraz özgün olmayı gerektirir. bilgi içerikli de yazıyor olsanız tarzınızı yansıtabilmelisiniz. zira bunu yapmamıza izin verilmemiş olsa, moderasyon da salt bilgiyle doldururdu burayı. fakat burada kendinden hiçbir şey katmadan yazan çok kişi var maalesef. mesela ben de biliyorum kitap alıntılarıyla övgü almayı. neyse, tanımadığınız kişiler hakkında çok emin konuşmayın olur mu bebeeem!
devamını gör...
normal sözlük için alternatif küfür önerileri
devamını gör...
evanescence
"paspasın olayım çiğne beni amy" dedirten vokale sahip efsane grup.
(bkz: call me when you're sober)
(bkz: call me when you're sober)
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının karalama defteri
akıl zekayı geçerse yöneticilik başlar. zeka aklı geçerse yaratıcılık başlar. eğer akıl ile zekanın önüne hırs geçerse o zaman da felaket başlar.
devamını gör...
1990'lı yıllar
karışık yıllar. bir kaset düşünün içinde zeki müren, tarkan, barış manço, cem karaca, aşık mahsuni, ahmet kaya, kubat, sezen aksu, ibrahim tatlises, ajda pekkan, ferdi tayfur, nilüfer, edip akbayram, neşet ertaş, özay gönlüm, kazancı bedih, kazım koyuncu, grup vitamin, kayahan, ümit besen hep beraber parçalarını söylüyor. o tarz bir ülke...
devamını gör...
normal sözlük çocuk korosu
içerisinde olmaktan gurur duyduğum koro. bana bu guzel teklif ile gelen (bkz: miko) ya çoook teşekkür ediyorum. biz söylerken çok eğlendik umarım sizler de eğlenmişsinizdir. çoook keyifli aksamlarrrr.
devamını gör...
40 yaşında olup 20 yaşında gösteren insan
efendim?
erken yaşlarda canınızı sıkan durumdur bu. çocuk yerine koyulmaktan bunalırsınız sık sık ama sonra olay eğlenceye dönüşür. yaşınız öğrenildiğinde suratlarda beliren ifadeler çok tatlı oluyor.
bu kez tanım sonda olsun;
hayatın en azından bir konuda torpil geçtiği şanslı kişi.
erken yaşlarda canınızı sıkan durumdur bu. çocuk yerine koyulmaktan bunalırsınız sık sık ama sonra olay eğlenceye dönüşür. yaşınız öğrenildiğinde suratlarda beliren ifadeler çok tatlı oluyor.
bu kez tanım sonda olsun;
hayatın en azından bir konuda torpil geçtiği şanslı kişi.
devamını gör...
internet şifresi isteyen komşu
iyi cesaret etmiş.9 yıldır aynı yerde oturuyorum.bir kişi hariç kimseyle merhabam bile yok.nasıl isteyecek şifreyi kapımı çalıp.
devamını gör...
kadir mısıroğlu'nun atatürk ile diyaloğu
kendisi'de yunan adalarına tatil'e gitti. sakın
ha çağırmayın bir yerden bir daha ruhları bile gelmesin buraya.gerçi bırakmazlar da onu oradan pek severler kendilerini.
ha çağırmayın bir yerden bir daha ruhları bile gelmesin buraya.gerçi bırakmazlar da onu oradan pek severler kendilerini.
devamını gör...
kulağınıza küpe olan öğütler
insana güvenme ölür, ağaca yaslanma kurur.
devamını gör...
yazarların itiraf köşesi
pilava mayonez sıkarım. ayrıca pilavı o kadar çok seviyorum ki bu sevgiyi size anlatmam mümkün değil. uzun zamandır beyaz pilav yemiyorum, evdeyiz kilo almayalım diye ama gözümde tütüyor namıssız! bol tereyağlı, hafif dibi tutmuş. yoğurdu basacaksın! yoğurt yoksa mayonez!
devamını gör...
nickaltına yazılınca mutlu olan yazar
yaşamak istediğim mutluluktur.
devamını gör...
başı kapanan öğrencinin beyni çalışır
erkekler seri üzgün.
devamını gör...
z kuşağı
birçok olumsuz özellikleri sayılabilir fakat daha insancıl, ayrım yapmayan, açık fikirli olduklarını düşündüğüm kuşak.
devamını gör...
erdoğan'ın kanal istanbul’a karşı çıkanlar atatürk ve cumhuriyet düşmanıdır sözü
ooo bakıyorum da devreler iyice yanmış, niiiiice!
devamını gör...
tarih bölümünde okumak
sözel bir bölüm okumaktır.
sözel bir bölüm okumak için, sözel yanınızın kuvvetli olması gerekir.
sözel yanınızın kuvvetli olması demek, kıyısından kenarından edebiyat bilgisinin de olmasını gerektirir.
zira tarihi anlayabilmek için, edebiyatı da anlayabilmek gerekir.
ancak tarih bölümü okuyup, bitirip hala dahi anlamındaki de'leri ayıramıyorsanız, açıkta kalmanız olasıdır.
toparlarsak: açıkta kalıp suçu çevreye atmak yerine, kendinizi geliştirebilirseniz; belki bir gün şirinleri görebileceğiniz bir tarihçi olmanız için gerekli olan eylemdir.
sözel bir bölüm okumak için, sözel yanınızın kuvvetli olması gerekir.
sözel yanınızın kuvvetli olması demek, kıyısından kenarından edebiyat bilgisinin de olmasını gerektirir.
zira tarihi anlayabilmek için, edebiyatı da anlayabilmek gerekir.
ancak tarih bölümü okuyup, bitirip hala dahi anlamındaki de'leri ayıramıyorsanız, açıkta kalmanız olasıdır.
toparlarsak: açıkta kalıp suçu çevreye atmak yerine, kendinizi geliştirebilirseniz; belki bir gün şirinleri görebileceğiniz bir tarihçi olmanız için gerekli olan eylemdir.
devamını gör...
the lady of shalott
1832'de yayınlanmış, viktorya dönemi şairi alfred tennyson şiiridir. nedense stil olarak bana romantik dönem coleridge şiirlerini anımsatır. bana göre keats'in the eve of saint agnes ve coleridge'in the rime of the ancient mariner ile aynı antolojiye konulsa hayatta sırıtmaz. romantik dönemdeki medievalism ilgisini görebiliriz. konusuna gelecek olursak lady of shalott'un acıklı hikayesi yürekleri dağlar. lady bir kuleye hapsedilmiş ve lanetlenmiş bir kadıncağızdır. bütün gün dokumaktan başka bişey yapamaz, budur laneti, ancak yansımasından camelot kalesi görünen bir aynadan görür dünyayı. zavallı lady yine böyle devam ederken gününe kral arthur'un bıçkın şövalyelerinden lancelot'u görür yansımasından, aşık olur tutamaz kendisini ve bakar dışarı, ayna kırılır lanet başlar. shalott dışarı çıksa ölecektir, fakat duramaz da artık bütün gün dokuyarak, lancelot'u görmek ister. atlar bir sandala ölümüne gittiğini bile bile şarkılar söyleyerek camelot'un yolunu tutar fakat ne yazık ki vuslata eremeden boğularak hayatını kaybeder. cesedi ulaşır ancak. shalott leydisinin bu acıklı öyküsü 1888'de john william waterhouse'a ilham olmuştur ve kendisi tarafından da resmedilmiştir, ki bu resim bir süredir masaüstü arka planımdır hatta. bilmiyorum türkçe çevirisine nasıl ulaşılır fakat okuyabilecek olanlar için orjinali buradan
devamını gör...
