ezel akay ve levent kazak'ın masalsı tarzının en güzel örneğidir benim için. dekorlar, makyajlar, müzikler ve tabii ki oyunculuklar senaryoyu o kadar güzel besliyor ki her izleyişimde farklı bir detaya gülümseyebilirim. sonda verdiği mizahın gücüyle ilgili mesaj da çok yerindeydi.
devamını gör...

afrika'nın orta batı kesiminde yer alan, eskiden adı zaire olan bir ülkedir. başkenti kinşasa, yüzölçümü 2.344.858 km²'dir.
pigme denilen, en uzunu 1.5 metre olan kısa boylu halk burada yaşar.
patrice lumumba'nın memleketidir ve halkıda onun yaşadıklarını yaşıyor. iç savaşlarda milyonlarca kişi ölüyor ama ne birleşmiş milletler ne dünyanın başka bir gücü bunu önlemek için bir şey yapmıyor. güney afrika'ya iltica etmiş kongo'lu arkadaşlarım var ve hâla öldürülen kafası, kolu, bacağı kesilen akrabalarının, arkadaşlarının fotoğraflarını gösteriyorlar ama haberlere konu bile olmuyorlar.
devamını gör...

hala şu olaylarda duyar kasan tipler var. ben görsem bende iplemem. niye kaale alayım ki ??.

1- kadın böylesi sapık, sapkın ve serseri birini seçti ise, sonucuna katlansın.
2- defalarca benzer örnekler gördük. müdahale etsen, kadın çıkar "sana ne ya, karışma" der.
3- yine defalarca örneği var. adam kadını doğrar, ceza almaz. sen gidersin adamı yaralarsın hapse girersin.
4- ve final. adam gelir kafana satırı saplar. sen eşekler cennetine gidersin, satırlı dallamadan kadın şikayetçi olmaz, bir süre sonrada tutuksuz yargılanmak üzere serbest kalır.

böyle bir ortamda, niye müdahale edeyim. enayi miyim ben, aptal mıyım.

hukuk yok, adalet yok, insanların gözü dönmüş, aptalca seçim yapan kezbanlar cabası.

bunun adı duyarsızlık değil akıldır. zekadır, olması gerekendir.

kimse kusura bakmasın. burası ne almanya ne de isveç.

not: ulan kimi zaman polisler bile elinde silah olana, satır olana korkup, müdahale etmiyor. ben niye edeyim ki aq.

++

asıl insan müsvetteleri ülkeyi, insanları bu hale getirenler. her iki tarafı da.

mesela orada satırlı dallamaya müdahale etmeyenler, orada rakı içilse kıyameti koparır. veya kızı öpse kıyameti koparır. bu da işin ayrı bi iğrenç yönü.
devamını gör...

aksini iddia etmeyin diyerek yazarin konuyu kapattığı başlıktır.*
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
ceset çiçeği (amorphophallus titanum)
devamını gör...

allah sizin teker teker belanızı versin.
allah sizin belanızı versin.
allah sizin belanızı versin.
beni yarım saat orda insan azmanına dövdürttünüz. tekmesinden tokadına , dönen tekmesinden, uçan sırtına ensesiyle bile vücudunun her zerresiyle adam beni dövdü. bir kişi demedi ki serbestcim yardıma ihtiyacın var mı?
adam odadaki her şeyi benimle kırdı. dolabından komodinine havlularından yastıklarına. beni boğdu boğdu duvara attı. boğdu boğdu duvara attı. çığlıklar, yardım çığlıkları. allah'ın belaları. bir kişi be bir kişi. ben bu aileden değil miyim ya? ben bu aileden değil miyim ya? bir kişi gelip de napıyon sen burda demedi. nerdeyiz biz aynı otelde değil miyiz? ilhami abi sen söyle ben başka ilde miyim? he başka yerde mi dayak yedim ben? uzaklarda mı yedim de geldim? aynı yerdeyiz be. aynı kattayız be. yazıktır ayıptır be. ne dön abi ne dön dönsem tanıycan mı beni? adam beni döve döve başka birine çevirdi. bana paspasla adam öldürttünüz. paspasla adam öldürttünüz bana."
devamını gör...

sevgi el, aşk ayaklardır.

sevgi, karşı tarafı incitmeden dokunan eller.
aşk, istemsizce her seferinde ona yürüyen ayaklar.
sevgi, her ihtiyaç duyduğunda uzattığın eller.
aşk, ne kadar uzaklaşmak istesen de ona doğru attığın adımlar.

farklı şeyler, birlikte voltranı oluşturuyorlar orası ayrı.
devamını gör...

bir erkekte ne mi ararım? tam da bu
devamını gör...

insanlar da zarar veriyor, o zaman tüm insanlığa ölüm dedirten başlıktır.*

cnn türk'te yayınlanan yapay et ile ilgili bir haber, sosyal medyada büyük tepki topladı.'hayvancılık gezegene zarar veriyor' başlığıyla duyurulan haber için twitter'da açılan #cnntürkhaddinibil' hashtag'i, tt listesinde ilk sırada!
microsoft'un kurucusu bill gates'in yapay et planı hakkındaki açıklamalarının ardından, tarım ve orman bakanlığı adımlar atarken, ankara üniversitesi kök hücre enstitüsü’nün de bu konuda çalışmalar yürüttüğü ortaya çıkmıştı.

demirören medya grubu çatısı altında yayın yapan cnn türk kanalı ise bu konuyla ilgili skandal bir habere imza attı.

"hayvancılık gezegene zarar veriyor" alt manşetiyle verilen haber, sosyal medyayı ayağa kaldırdı. twitter'da açılan "#cnntürkhaddinibil" hashtag'i altında çok sayıda tepki içerikli mesajlar paylaşılırken, etiket tt listesinde ilk sıraya oturdu.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
buradan
devamını gör...

abd, israil ve mısır arasında 17 eylül 1978'de imzalanan antlaşmaların ismi. antlaşmalara göre israil, sina yarımadası'nı mısır'a geri verecek, mısır da israil' in siyasi varlığını tanıyacaktı. böylece kurulduğu tarih olan 1948'den bu yana israil'in siyasi varlığını bir arap devleti ilk kez resmen kabul etmiş oldu. antlaşmalara şiddetli tepki gösteren arap ülkeleri suriye, ırak, libya, güney yemen ve cezayir, bir red cephesi kurarak sscb'ye yaklaştılar.
devamını gör...

arjantinli yazar ve şair julio cortázar'ın salvo el crepúsculo isimli şiir koleksiyonun bir parçası olan şaheser. bildiğim kadarıyla şairin bu kitaptaki dilimize kazandırılmış olan tek şiiri ne yazık ki. le ceremonia gibi insanın ruhunu tamamen yakıp kavuran bir şiir yerine soluk bir alevi andıran bu ayrılık şiirini çevirmeyi tercih eden çevirmeni kınamakla beraber yine de çok güzel bir şiirdir bu. kitabın bende bulunan baskısında 23. sayfada yer alıyor. şiirin teması tamamen şairin aşk ve gitmek hakkındaki görüşleri ile tutarlı bundan ötürü şiir cortázar'ın bakış açısının oldukça iyi bir yansıması. bana gelince, şiir beni tutup 1950'lerin sonuna çekiştiriyor. montparnasse'da yağmur bastırmış ama ben ıslanma telaşesinden sıyrılmış ellerim ceplerimde yürüyorum yol boyu. şiirin sonunda geçen kahveden, o hak edilmiş ayrılığa şahit olan yerden çıkıp sokağa karışmışım yalnızca. hüsran yok ama rahatlatmamış beni, zaman hiç durmamış; cebimde yalnızca iki üç metelik, adımlarım koşarak geçip giden insanlara çarpmamak için bile duraksamıyor ama nereye yürüdüğümü de bilmiyorum. bu şiirin beni çekip götürdüğü yer şairin de şiirini yazdığı eski montparnasse ve yitip gitmenin karşı konulamaz bir hafifliğe dönüştüğü bir yer.


evrensel kusurluluk kuşkusuna katkıda bulunur
bana kalıt bıraktığın o kırılgan anı
aynalarla kirli tabaklar arasında bir yüz
güneşin ağulandığının, her bir buğday tanesinde
yıkımın silahının ırgalandığının kesinliğine
karşı savunur gelip çatan son saatimizin kırılganlığı
aslında aydınlıkta, sessizlik içinde geçirilmesi gerekmektedir


a la sospecha de imperfección universal contribuye este recuerdo que me legas, una cara entre
espejos y platillos sucios.
a la certidumbre de que el sol está envenenado,
de que en cada grano de trigo se agita el arma de la ruina, aboga la torpeza de nuestra última hora
que debió transcurrir en claro, en un silencio


söylenecek ne kaldıysa kaçınmadan söyleneceği yerde
ama hiç de böyle olmadı ve ayrıldık
tam da hak ettiğimiz gibi
kasvetli leş gibi bir kahve köşesinde
yanımız yöremiz kurtçuklarla sigara izmaritleriyle çevrilmiş
acınası öpücüklerimizi çöken geceye katarak


donde lo que quedaba por decir se dijera sin menguas. pero no fue así, y nos separamos
verdaderamente como lo merecíamos, en un café mugriento, rodeados de larvas y colillas,
mezclando pobres besos con la resaca de la noche.




devamını gör...

biraz önce samsun’da sokak ortasında eşi tarafından şiddete uğrayan kadınla ilgili haberleri gördüm. midemin kaldırmayacağını bile bile videoları izledim; insanların yorumlarını, tepkilerini, sosyal medyadan yardım çığlığı atarkenki çaresizliklerini gördüm. sonra da sayın adalet bakanı abdülhamit gül'ün herhalde millet laf etmesin diye konuşmak için konuştuğu açıklamaya rastladım.

işte o anda aklıma düştü, sahi, bir istanbul sözleşmesi vardı. hani çok bilmiş zatıalileri hazretlerinin sırf canı öyle istediği için düşman ilan ettiği, cahil cühelanın ağzına sakız ettiği istanbul sözleşmesi. hani alakası olmamasına rağmen eşcinsellikle bağdaştırabildiği, kendisinin her dediğine koşulsuz şartsız inanan aptal sürüsünün de öyle bellediği istanbul sözleşmesi.

şu istanbul sözleşmesi.

eşcinsellikle ilişkilendirilen maddenin (madde 4) ilgili ifadesine gözüm takıldı:

"taraflar bu sözleşme hükümlerinin, özellikle de mağdurların haklarını korumaya yönelik tedbirlerin, cinsiyet, toplumsal cinsiyet, ırk, renk, dil, din, siyasi veya başka tür görüş, ulusal veya sosyal köken, bir ulusal azınlıkla bağlantılı olma, mülk, doğum, cinsel yönelim, toplumsal cinsiyet kimliği, sağlık durumu, engellilik, medeni hal, göçmen veya mülteci statüsü veya başka bir statü gibi, herhangi bir temele dayalı olarak ayrımcılık yapılmaksızın uygulanmasını temin deceklerdir."

kadına yönelik şiddet meselesi üzerine böylesine anlamlı, kapsamlı ve yararlı bir sözleşmenin yukarıdaki bölümdeki iki kelime yüzünden tartışıldığı, yürürlüğe alınmadığı ve kaldırılacağını fark ettim: "cinsel yönelim." evet! toplumumuzun ahlakını bozan, bu iki kelimeydi sadece. aynı sözleşmede 126 kere geçen "şiddet" ifadesinin suçu günahı yoktu. onu tartışmaya ve çözüm üretmeye ne gerek vardı?

şimdi, sırf canı öyle istediği için bu sözleşmeyi diline dolayıp ayaklar altına alabilen zatın altında çalışan sayın adalet bakanı çıkmış, "adalet tecelli edecektir merak etmeyin." demiş. yok canım, neden merak edelim ki?
devamını gör...

bu listeye girebilmek için dörde falan katlanmam gerekiyor. bu da imkansız olduğu için siz devam edin sevgili yazarlar *. tabiki de şaka yaptım, sonuna kadar savaşıyorum. yok öyle pes etmek falan.
devamını gör...

bu aralar yapmak istiyorum fakat üşengeç olduğumdan dolayı yapamıyorum bir türlü. hareketsiz yaşam tembelleştirir.*
devamını gör...

—new york
—roma
—londra
— cape town

en bilinen şehirler arasında olsalar da gerçekten mutlaka görmek istediğim yerler *
devamını gör...

genelde haksız oldukları zaman sesini yükseltir bu tipler . veya bilgisiz oldukları için bir konu hakkında fikir beyan ederken üste çıkmak için ses tonunu yükseltirler . halbuki seni duymak isteyene bir fısıltı yeter . alıntı hangi kitaptaydı veya nerdendi hatırlayamadım hatırlayınca eklerim .
devamını gör...

ot gibi yaşasam da hep günlük tutarım yazarım. önemli olan gün içinde ne yaptığımı değil ne hissettiğimi yazmak.
devamını gör...

(26 ocak 1917 - 2 temmuz 2014) amerikalı olimpik mesafe koşucusu ve savaş gazisidir.

koşmaya lisede başlayan zamperini, 1936 berlin olimpiyatlarında amerikayı temsil etti ve yeni bir tur rekoru kırarak yarışı 8.sırada bitirdi.

askeri kariyerine gelecek olursak 1914 yılında amerika birleşik devletleri ordusu hava kuvvetlerine teğmen olarak görevlendirilen zamperini, pasifikteki b-24 kurtarıcılarında bombardıman görevini aldı. bir kurtarma görevi esnasında uçak mekanik sorunlarla karşılaşınca pasifik okyanusuna çakılmıştır. toplam mürettabattan sadece iki kişi ile birlikte 47 gün boyunca bir can kurtaran botunda hayata tutunmaya çalıştılar ve aralarından bir kişi daha sonra hayata veda etti. nihayetinde bot sürüklene sürüklene japon işgali altında bulunan marshall adalarına vardı. zamperini ve hayatta kalmayı başaran diğer arkadaşı japonlar tarafından esir alındı. çok sayıda işkenceye maruz kaldırlar. iki farklı esir kampına gönderildiler.
zamperini, olimpiyat koşucusu olduğu için ve çok güçlü bir kişiliğe sahip olduğu için özellikle japon askeri mutsuhiro watanabetarafından ağır işkencelere ve dayaklara maruz kaldı.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel mutsuhiro watanabe

daha sonra bir kömür fabrikasına yeni bir kampa alındı ve burada da uzun süren mücadelenin ardından serbest bırakıldı.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

ayrıca zamperini'nin hayatını konu alan üç biyografik film vardır.
buradan
buradan
buradan
devamını gör...

olabiliiir.
devamını gör...

#1007134
yeni bir kadın, yeni bir sanatçı ile ilgili tanımım.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim