oldukça sıcak ve kurak olmasıyla bilinen çöl iklimi, genellikle dönenceler (yengeç dönencesi ve oğlak dönencesi) civarında, asya ve kuzey amerika kıtalarında karaların iç kısımlarında ve güney amerika'nın bir bölümünde görülen iklim tipidir.

üç tip çöl iklimi vardır: sıcak çöl iklimi (örnek olarak sahra çölü), soğuk çöl bölgesi (antarktika) ve bazen hafif çöl iklimi bölgesi.

bu iklim tipinde yağış yok denecek kadar azdır. bu iklim tipini belirleyen unsur da zaten yağış özelliğidir.

çöl iklimine sahip olan yerlerde, özellikle çöllerde, nem yetersizliğinin olması, günlük sıcaklık farklarının (sabah saatlerindeki ortalama sıcaklık ile akşam saatlerindeki ortalama sıcaklık farkı) artmasına neden olmaktadır.

öyle ki, günlük sıcaklık farklarının 50 dereceyi zamanlar bile vardır.

yıllık yağış miktarı oldukça azdır, ortalama olarak 100 mm'dir.

yağışlar ise daha çok sağanak tipindedir.

bu iklimin doğal bitki örtüsü ise kurakçıl bitkiler ve kuraklığa oldukça dayanıklı olan kaktüslerdir.

afrika kıtası'nda büyük sahra, orta doğu'da necef, asya kıtası'nda gobi, taklamakan, avustralya'da gobbon ve gibson, güney afrika'da kalahari ve namib; güney amerika'da ise patagonya, atacama ve peru dünyadaki başlıca çöl alanlarıdır.




kaynak1.

kaynak2
devamını gör...

müstakbel kayınbabam oluyor arkadaşlar.

şimdi anlatacağım mevzu bundan iki gün önce gerçekleşti. bilen bilir, esra'yla 2 yıldır devam eden sürekli bir ilişkimiz var. anneciğim ve babacığımla ne zaman istemeye gitsem babası işi naza getiriyor, boş dönüyoruz. neymiş efendim cevahir teyze (müstakbel kayınvalidem) vegan olduğu için sütlü çikolata getirmişmişim de, kadın bu durumdan çok hoşnutsuz kalmışmış...

insanların her şeye bir kulp bulmasından sıkıldım. orta halli bir şirkette insan kaynakları departmanında çalışıyorum. türkiye şartlarında idare edebilecek bir durumum ve kırmızı bir vosvosum var. bir ara da vosvosa takmışlardı, kıza "o araba ne öyle yakışıyor mu hiç ızbandut gibi adama?" demişler. ben her gün esra ile düğüne o arabayla gitmenin hayalini kuruyorum peder beyimizin dediğine bak...

neyse bu seferki kız istemede de yine her zamanki gibi rutin muhabbetler edilmeye başladı. müstakbel pederim: "rıdvan oğlumuz ne iş yapar?" dedi. babam da bana bakıp "neydi lan, yeşil sözlük müydü?" dedi dürtükleyerek. fısıldayarak "hayır baba kafa sözlük" dedim. müstakbel kayınpeder: "heheh ben de bilirim o sözlüğü. namını çok duydum. radyo programı var mı?" dedi. babama kafamla hayır işareti yaptım, "yokmuş murat bey." dedi. bu biraz kemküm etti. o sırada televizyonda fatih altaylı'nın teke tek programı vardı, siyaset konuşuldu derken ben bir izin alıp lavaboya gittim. aslında esra'nın yanına gitmiştim.

"aşkım s.çtık ya. hep aynı terane! bu sefer de radyo programı yapmıyormuşum, baban ona celallendi!"
"of aşkım ya ne yapıcaz biz! iyice sultan ile ferhat'ın aşkına döndük biz."
"ya hahaha"
"n'oldu yaa!"
"sinirden gülüyorum."

o anda whatsapp'tan yoldaş benjamin'e yazdım.

ben: ya moruk sana işim düştü.
yoldaş: hayırlar olsun knk noldu ki?
ben: bu sefer de radyo programım yok diye sepetleyecekler olm biziii.
yoldaş: ya tamam knk onu hallederiz ya sorun değil.
yoldaş: programın ismi ne olsun?
ben: ne bileyim moruk salla bi şeyler işte. istersen mebusan meclisi de. fark etmez. esra'mı alayım yeter.
yoldaş: tamam uykusuzkahve'ye söyleyim ayarlasın bi şeyler.
yoldaş: olm sendeki bu şansa ben ehhehe
ben: yav sorma. işler hep b.ka sarıyor. neyse ben içeri kaçayım kahve gelecek daha.
yoldaş: *gülerken ağlayan emoji*
ben: *dans eden koreli velet gifi*
yoldaş: *utanan maymun emojisi*
ben o emoji ne ln? bizi bozar sdhsdhf.
ben öptüm *muck yapan emoji*

ben de nişantaşı çocuğuyum ben de kafa radyo yayını yayını yapacağım. benim neyim eksik hahayt! murat amca ve cevahir teyze de artık esra'mı vermemek için hiçbir sebebi kalmayacak. kız mesaj attı. babası buna "kızım bizim radyo programı bile olmayan adama verecek kızımız yok, seni ben bu uğursuz için mi büyüttüm" demiş. görecek o gününü... beklesin bakalım ey mi yaman bey mi yaman.
devamını gör...

en sevdiğim yazarlardır kendileri.
devamını gör...

yalan haberin merkezi.
devamını gör...

abd'nin kurucu babalarından biri olmasının yanı sıra, aynı zamanda bir bilim insanı, müzikolog ve mucittir de. günümüz şehirlerinde kullanılan ve yıldırımları elimine eden paratoner, yüzme paleti, bifokal gözlük, elektrostatik makine ve franklin sobası adını taşıyan bir tür kuzine kendisinin buluşlarıdır. cam armonika denilen bir müzik enstrümanının da yaratıcısıdır. bir çok ünlü besteci bu enstrümana özel besteler yapmıştır.

bitti mi? tabii ki de hayır. filolog olmasa da filoloji alanının da çalışmalar yapmıştır. ingilizcenin yazılışıyla okunuşu arasındaki tutarsızlıkları fark etmiş ve ingiliz alfabesindeki x, q, w gibi gereksiz harfleri atarak, kendinden de bazı harfler atayarak okunduğu gibi yazılan daha sade bir ingiliz alfabesi geliştirmiştir. franklin alfabesi denilen bu alfabe ne yazık ki resmiyet kazanmamıştır. kazansaymış iyi olurmuş aslında.

vefat ettiğinde uygar dünyanın her yerinde onurlandırılmıştır. fransa'da rönesans insanı ünvanı verilmiştir. abd'nin kurucu babalarından her biri franklin gibi rönesans insanıydı. zaten böylesine vizyoner bir ekibin kurduğu devletin şimdiki gücü de ortada. bunun üzerine söylenecek pek bir şey yok.
devamını gör...

oldukça yanlış olan ve uzlaşmayı engelleyen bir tavırdır.
devamını gör...

ben sevemiyorum artık kimseyi. sevemiyorum. aslında sevmek de sevilmek de istiyorum ama olmuyor. bir kere kırılınca, devamı gelmiyor bazı şeylerin.

hayallerinin başındaki kişi değişmek zorunda kalınca o hayaller tekrar kurulmuyor, üstüne yıkılıyor. altında kalıyorsun..

kalbim acıyor bi de böyle olunca o nasıl hayatına devam ediyor, sen de etsene, durma diyorum ama yapamıyorum.

ona karşı olan sevgim geçti aslında ama kalp kırıklığım asla geçmiyor. birini sevmek istediğim anda düşünceler içerisinde boğulmaya başlıyorum. korkuyorum aslında aynı şeyleri yaşamaktan, ya da birini seviyorum sanıp sevmediğimi farketmekten. çünkü bu duyguyu yaşadım başkası yaşamasın istiyorum. ben öyle yapacak biri değilim, biliyorum diyorum ama o da değildi..

sevgi aslında insana iyi hissettirir ama ben kötü hissetmeye başladım. o neden öyle oldu ki? ben böyle hissetmeyi cidden haketmiş miydim?
devamını gör...

belki biz dinazor ların zoruna gidecek , ama z kuşağının , zeka seviyesi , düşünce ve muhakeme kabiliyetleri bizden daha fazla , verdikleri kararlar daha mantıklı , daha bilinçli ve kimsenin etkisinde kalmadan oluyor.
tabiki onların avantajları daha fazla , teknoloji, ve bilgiye ulaşım ları çok kolay,
ben ilk oy kullanma ya gittiğimde , yolda beni gören tanıdık bir amca mührü altı ok a bas dediği için oraya bastım mührü, ama şimdiki genci böyle bir şeye yönlendirmek kolay değil , çünkü sorguluyor , ben gençleri seviyorum, akıllarını beğeniyorum, onların en büyük şanssızlık ları, bizim seçtiklerimiz ve eğitim sistemimiz bunların üstüne kaymak olarak, salgı dan kaybettikleri 2 yıl.
inşallah herşey bir an önce düzelir, hepimiz için. sıranız gelir ise lütfen herkes aşı olsun , aşı olmadan bu bitmez.
devamını gör...

türkçesi yalnızca say yayınları'ndan okunması gereken alman filozof.
devamını gör...

ingilizce jewish kelimesi yahudilerle ilgili demektir; jew kelimesi ise yahudi inancında olan bütün yahudi halkını ifade eder. günümüzde millet kelimesinin tam karşılığıdır. yahudilik hem bir milleti hem de bir dine mensup insanları ifade eder.

yahudiler damla sulama sisteminin mucitidir. orta doğu'da israil devleti'ni kurmuşlardır. devletin kurulmasından önce yahudiler kibbutz denen yerleşim bölgelerinde kollektif bir yaşam sürmekteydiler. ilk kibbutz 1909 yılında kurulmuştur.

kibbutz yahudileri tarımda devrim yaptıkları gibi ticarette de kurdukları şirketlerle devrim yapmışlardır. örneğin golan tepeleri'nde kibbutz shamir'de yaşayan romanya'dan gelen yahudilerin kurduğu 'shamir optical' şirketi günümüzde multifokal merceklerin dünyadaki tek üreticisidir. 'shamir optical' şirketinin hisseleri nasdaq endeksinde 'shmr' koduyla işlem görmektedir.

yahudileri dünyanın hakim güçlerinden biri haline getiren fikir akımları marksizm ve siyonizm'dir. 1970lerden sonra kapitalleşen kibbutzlar israil devletinin gücünü teşkil etmektedir.
devamını gör...

benim de ekşi'de hesabım var ama benim esas geldiğim sözlük, mega sözlük. oradan da gelsek, buradan da gelsek sonuç olarak ortak bir paydada buluştuk. önemli olan nezaket, feraset, basiret.
devamını gör...

zamanında annenizi dinleyip o yumurtaları peynirleri yeseydiniz böyle yalandan hobbit boy güzellemeleri yapmak zorunda kalmazdınız. ne mutlu o 1.71 ve üstü kadına ki sizlerin asla erişemeyeceği kadındır*
devamını gör...

adana'da bulunan, ermeni kilisesi yerine 1501 yılında inşa edilmiş olan tarihi cami. caminin ismi, orada bulunan bir yağ deposundan gelmektedir. bu yağ deposu sonradan abdesthaneye dönüştürülmüş, caminin avlusunda ve dış kısmında yağ satılmaya başlanınca ismi yağ cami olarak anılmaya başlanmış.
devamını gör...

devamlı karbonhidrat tüketmekten mütevellit ortaya çıkan sonuçtur. protein insanı tok tutar, ve daha sağlıklıdır.
devamını gör...

bölgeye çok yakın bi oteldeyim. duman bulutları korkunçtu. dumanın geçişi bitti ama dehşet sıcak rüzgar esiyor o taraftan. yangının durumu hakkında bilgim yok. umarım sürdürülmüştür. herhangi bir can kaybı olmamıştır.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
pkk nın çıkardığına dair haberler okuyorum. umarım doğru değildir. burda sıcaklık dünden beri aşırı artmış durumda. bugün en yüksek seviyesinde. gece de şiddetli rüzgarlar esti. sesinden uyuyamadım. kendiliğinden çıkma ihtimalini düşünmüştüm. pkknin ise allah belasını versin. rüzgâr ve sıcaklığı hesaplamış demektir.
devamını gör...

aslında ben sözlükten çok sıkıldım gider ayak kıskananları da çatlatayım demek isteyen yazardır o. *
kendini yok ederek anlaşılmanın insana ne faydası olur? olsa öyle bir fayda vincent van gogh köşe olurdu.
genelde bir süre sonra yeni bir nick ile yeni bir yazar gibi geri geliyorlar. bir tür nerde hareket orda bereket.
her yeni gelen bir eski giden olabilir.
büyük konuşmayayım da bana göre değil.
devamını gör...

sürekli yaptığım eylem. kimseye de bir şey diyemem. kendi kendime aklımda kurarım sürekli ve aksi mümkün değilmiş gibi üzülürüm.
devamını gör...

insanları kobay fare gibi gören bir adet mürekkep yalamış beyanı.
ben olmuyorum. biri bana bunu dikte edene kadar da olmayacağım. dikte edildiği takdirde de orada bir dalavere çevireceğim kesin. bir kez korona oldum benim için soğuk algınlığından tek farkı uyku hali ve t bölgesi ağrısıydı. yine geçiririm sorun değil. neymiş korona geçirenleri 3 sene sonra imamın kayığı bekliyormuş. ulan sen şuna biz bi bok yedik milleti damgalı eşşek gibi aşıladık ama ilerde nolur bilmiyoz en olmadı bunlar korona geçirdi deyip aşılananlar ölünce korona geçirmişlerdi deriz demiyor da böyle diyorlar. enteresan. vücudu dirençli olup koronayı atlatan kimsenin şiddetli akut enfeksiyonu geçirdi diye bilmem kaç yıl sonra öleceğine inanmıyorum.
devamını gör...

dini kullanarak güvenimizi suistimal etmeleri.
devamını gör...

her ne kadar sigmund freud'un öğrencisi olarak bilinse de freud onu öğrencisi olarak değil iş arkadaşı olarak tanımlamıştır. sigmund freud ve carl gustav jung ile birlikte 1900'lü yıllarda psikolojinin amiral gemisi görevi görmüşler. freud ile 1902 de tanıştıktan sonra kendisinin başkan olacağı viyana psikanaliz topluluğunu kuracaktır. freud ile yaklaşık 9 yıllık bir beraberlikten sonra artık freudu açık açık eleştirmeye başlayınca araları açılır ve bireysel psikoloji üzerine çalışır. ı. dünya savaşı döneminde orduda hekimlik yaptı. dünya savaşından sonra çocuklarla çalışmaya başlamış ve çocuk rehberliği klinikleri açtı. şımartılmış çocuklar üzerine çok eğilmiştir. çocuğu şımartmak yerine çocuğa sorumluluk verip kendi karar alma süreçlerinde aktif olmaları gerektiğini vurgulamıştır. ayrıca psikolojide sık bilinen ama halk dilinde farklı bir şekilde kullanılan aşağılık kompleksi kavramını ortaya atan kişidir. buna göre bireyin bazı konularda kendilerini diğer insanlardan aşağı/geride hissetmesi aşağılık kompleksine sebep olur. bu duygunun her insanda farklı yoğunlukta olduğunu söyler. özellikle çocuklukta ebeveynleri tarafından yeterince sevgi ve cesaretlendirici sözler söylenmezse yetişkin olduğunda hep kendisindeki eksikliklere odaklanır. kendilerini eğitim ve iş yaşamında her zaman akranları ile karşılaştırırken bulurlar. bu anlamsız savaşı kazanmaları mümkün olmadığı için kişide kronik bir mutsuzluğa sebebiyet verecektir.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim