ben deli dolu biriyim ama şu an sadece doluyum*
devamını gör...

asıl adı alfred hawthorn hill olan ingiliz komedyen, müzisyen ve aktördür.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kırk yıl boyunca komedi kariyerini başarı ile sürdürmüş olan komedyen ingiltere’de ve dünyada the benny hill show isimli muhteşem programı ile efsaneler arasında ölümsüz bir yer edinmiştir kendine.

kısa kısa müzikli parodiler şeklinde tasarlanmış skeçleri ile bir dönem türkiye’de müthiş bir tanınırlık elde etmiş, tek kanallı dönemde insanlar benny hill izlemek için ekran başında beklemiştir.

benny hill’in türkiye’de elde ettiği başarı elbette ki o kadar büyüktü ki tuncay özinel -yanılmıyorsam eğer- benzer skeçler çekmeye karar verdi. kendisi de ingiliz bir ataşenin oğlu olan özinel’in trt ekranlarında yalnızca bir bölüm, hatta bir iki skeç şeklinde yayınlanan şovu hemen yayından kalktı. çünkü türk televizyonlarındaki en berbat skeçlerden biriydi. skeci bu tanımda anlatmak istemiyorum, muhtemelen de kimse hatırlamaz. internette de bulamadım. ama türkiye’deki erotik film furyasında önemli bir yeri olan oyuncunun neler yapmış olabileceğini az çok tahmin edersiniz.

sorun şuydu ki benny hill skeçlerinde de bolca cinsel çağrışım bulunur ancak skeçler bunun üzerine kurulmamıştır. ve komedi cinsellik üzerinden yürütülmeye çalışılmamıştır.

benny hill dev bir televizyon figürü idi ve bir efsaneydi. 1992 yılında kendi evinde, televizyon karşısında hayatını kaybettiğinde televizyonla olan sarsılmaz ilişkisine de güzel bir gönderme yaptığını düşünüyorum.

not: yukarıda andığım skeçle ilgili meraka düşen olursa bana uğrayabilir.
devamını gör...

ben, manevi miras olarak hiçbir nass-ı katı, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum. benim manevi mirasım, bilim ve akıldır. benden sonra beni benimsemek isteyenler, bu temel mihver üzerinde akıl ve ilmin rehberliğini kabul ederlerse manevî mirasçılarım olurlar.
devamını gör...

18 yılda ülkeyi sattı savdi.. hala seviyor olanlara beddualarimi yolluyorum..
devamını gör...

demirbaştır:
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

kalın kitapları okumadan önce genelde kendime okuma planıma ilişkin bir tablo yaparım. hangi gün hangi sayfaya kadar okuyacağımı planlar, buna uymaya çalışırım. yine aynısını yaptım, ama plana uyamıyorum. mesela 1 şubat'a kadar 169. sayfaya gelmiş olmam gerekiyordu. ben bugün 169'a geldim ve resmen direndim kitabı elimden bırakmak için.
bırakmamak için değil hayır, bırakmak için.
çünkü bu kitap kendini okutuyor! cümleler, sayfalar bir şekilde akıp gidiyor, ne zaman başladım ne zaman bitirdim bilemiyorum. o kadar kaliteli bir dil kullanmış ki london, kesinlikle sıkılmak, cümleler arasında kaybolmak, bir satırı ikinci kez okumak zorunda kalmak mümkün değil.
öte yandan bunda çevirmenin de öneminin büyük olduğu kesin. teşekkürler levent cinemre

kitabı henüz bitirmediğimden üsluba ilişkin incelemelerim bu kadar, esasa ilişkin açıklamalar için takipte kalın. *

7 şubat editi:
bugün 220'ye gelmiş olmam gerekiyordu ama bahsettiğim kitabı kitabı hedeflere yarak okumak mümkün değil. bir başlayınca bırakamıyor insan gerisi geliyor.

martin eden son zamanlarda okuduğum en güzel kitaplardan biri oldu.

eğitimsiz, cahil bir gencin çeşitli duyguların etkisiyle azmettiği takdirde nasıl aydınlardan daha aydın olabileceğinin hikayesi.
sözde aydınların insanları nasıl da etiketlerine göre yargıladıklarının hikayesi.

sözlük yönetimi bu ay maaşımı yatırmadığı için detaylı inceleme yapmak gelmiyor içimden amma şunu söylemezsem uykularım kaçar:
ruth'tan nefret ediyorum.
adamın açlıktan çökmesini, yanaklarının erimesini hayra yoruyor, "kendisini iten hayvansı zindeliğin büyük oranda gitmesi sonucunda daha ince, daha kibar geliyor ona."
ya sen daha sevdiğin(!) adamın eriyip bitmesinin altında yatan nedenleri, açlığı, uykusuzluğu anlayamayan, hayvaniliği azaldı diye sevinen bir insansın. sevgi senin neyine neyin sevgisinden bahsediyorsun?!

bi de gün oldu devran döndü, utanmadan martinciğimin oteline kadar geldi, yok yalnız geldim annem duysa istemez bilmem ne. e kardeşin bekliyo işte iki sokak ötede? yer mi amerikan çocuğu bunları? hey yavrum hey.

martine de bir parça kırgınım.

-lizzie'yi bırakmayacaktı.
-o gerizekalı kız kardeşinin hollandalı kocasına yardım etmeyecekti.
-o güzel kız kardeşinin şerefsiz kocasına yardım etmeyecekti. gertrude'u kurtarsa yeterdi.
- o son üç beş sayfadaki, şimdi anlatsam çok pis spoiler olacak şeyleri yapmayacaktı :(((
devamını gör...

şöyle yapalım; siz erkekler "kız kankalarınıza", onları sevgililerinize tercih edecek kadar yapışmayın ve bu durum ortadan kalksın, diye düşündüren yöntemler.

ayrıca beni, "diye düşündüren" kalıplı bir tanıma ittiğiniz için esefle kınıyorum sizi bayım!

hani tipik "berkay öyle biri değil" savunmasından şikayetçisiniz ya, tüm suçu kızlara yüklemeyin ve birer "berkay" olmaktan vazgeçin (bu isim sahiplerinden özür diliyorum.) kankalığınızı kendi aranızda, erkeklerle yapın. bu konu da burada kapanmış olsun.
devamını gör...

illa yaşça büyük olan daha küçük olana aktarım yapacak diye bir şey yok. belirli kalıpları yıkmamız gerek.
devamını gör...

bana göre sırf inancında günah ya da haram olduğu için kötü alışkanlıklardan uzak durmaya çalışan kişilerden çok daha mükemmeldir çünkü korkularıyla değil içinden gelen iyilikle hareket eder, kısaca iyiliğin vücut bulmuş halidir diyebilirim.
devamını gör...

ve bardaklarında genelde kirli oldugunu da unutmayalım..
devamını gör...

bir fırtına kuşunu sevmeliydim seveceğime seni;
hiç değilse baharda göğü şenlendirir gelirdi.
bütün dünya ölüme düşer kapattığımda gözlerimi.
(sanıyorum kafamdan uydurdum seni.)

- sylvia plath, deli kızın aşk şarkısı
devamını gör...

biz bu erkeklere bir günde küsmedik
devamını gör...

beğenilme dürtüsünün insana verdiği hoş duygular bütünü.
bire bir bu kasa oluyorum;

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

vasco núñez de balboa 1475-1519 yılları arasında yaşamış ispanyol bir kaşif ve denizci idi. ispanyollar, kuzey ve güney amerika'yı birbirine bağlayan berzahın, atlas okyanusu kıyısına sahiptiler. balboa, aslında yeni keşiflerden çok altın ve gümüş ile ilgilenen bir maceracı idi. ve tarihe ismini büyük okyanus'un kaşifi olarak yazdırdı.

ailedeki dört çocuktan üçüncüsü olması dışında hakkında pek bilgi olmayan balboa, ispanya'da doğmuştu. yeni dünyaya keşifler yapan insanların yanında bulunarak bu seferlere katılan kaşif 1505 yılında karayipler'in ikinci büyük adası hispanyola'ya yerleşti. borca giren ve başarılı olamayan balboa, bir gemiye binerek gizlice ada hayatından kaçtı. san sebastián kolonisinde bulunan denizci, koloninin verimli topraklara; darien bölgesine kaydırılmasını önerdi. santa maría la antigua del darién'in kurulmasına ön ayak olan kaşif daha sonra veragua daki vali diego de nicuesa'yı alaşağı edecek ve yeni vali olacaktı.

vali olduktan sonra da keşiflerine durmayan balboa ormanlar, bataklıklar, tepeler ve kabileler geçmeye devam etti. diploması ve müzakere yetenekleri ile topraklarına toprak katan, köle ve zenginlik arayan denizci hızla ilerledi. bazen yerlilerin barışçıl tavrını suistimal ederek bazen de kabileleri birbirine katarak ilerleyen ve zorla, şiddetle kadınların süs eşyalarını, giysilerini; insanların hazinelerini çaldı. köpeklerini, yerli eşcinsel erkeklere saldırttığı italyan tarihçi peter martyr d'anghiera tarafından anlatılmaktadır.

yani her ne kadar kaşif ve denizci olarak tarihte yerini alsa da yeni kıta'nın keşfinde, aslında neler yaşandığının bir örneği dahadır vasco nunez de balboa. altına ve zenginliğe aç insanların, istilacıların, amaçlarına ulaşmak için yaptıklarına bir başka örnektir.

''öteki deniz'' terimini ilk kez comogre'nin topraklarında duymuştur. yerlilerin başında bulunan kişi, cacique, comogre (bazılarınca da bu kişi panquiaco'dur.) ispanyolların aç gözlülüğüne kızarak, batıdaki topraklardan bahsetmiştir. güneyde insanların altından tabak ve bardaklardan yiyip içtiklerini söyleyen yerlinin bu lafları balboa için yeni bir hedef oluşturmuştu.

balboa bu denizi görmeye kararlı bir şekilde 1 eylül 1513'ten yerli rehberlerden, zırhlı kişilerden 200 adamı (190 olduğu da söylenir.) ve köpekleri ile birlikte balta girmemiş ormanlara dalarak kıtanın batısına doğru hareket etmeye başladı. yol alırken bitkilerle, sıcakla ve yerliler ile çarpışan bu grup ormanın derinliklerine girdi. 25 eylül 1513 tarihinde, öğleden önce arkadaşlarından ayrı olarak balboa bir tepeye tırmandı ve karşısında bir okyanusun sonsuzluğa uzanan sularını gördü. nunez de balboa, büyük okyanus'u keşfetmişti.

okyanusu gördükleri yere taştan piramitler koyan, çevredeki ağaçlara haçlar çizen balboa ve ekibi keşiften sonra kıyıya indi ve yeni dünya kıyılarından pasifik okyanusu'nu geçen ilk avrupalılar oldular. tekrar söylemek gerekir ki balboa keşiflerle ilgilendiği kadar zenginliğini de düşünüyordu ve farklı yollardan topraklarını genişleterek varlığını büyütmeyi denedi. fakat bunların hiçbiri onu düzmece bir isyan ile suçlanarak sonu idam masasında bitecek erken ölümünden kurtaramadı.
devamını gör...

bir kişi vardı. üniversite hayatım boyunca 1 kez muhabbet ettik.

o da ilk gündü. okulda tanıştığım ilk kişiydi... görüşürüz falan diyerek ayrılmıştık. kaç yıl geçti görüşemedik
devamını gör...

her şeyden önce insandır, doğu’nun kadim halklarından biridir. kim ne derse desin en misafirperver, samimi halktır. doğu’ya gelipte insanlardan şikayetçi kimse tanımadım. neredeyse tüm tanımları okudum bazı tanımlarda iq yerlerde vallahi üzüldüm. uyduruk bi millet değiliz dün de vardık yarın da var olacağız . yobaz , cahil vs vs tanımları da kesinlikle kabul etmiyorum. çoğumuz okuyoruz ve okumaya devam edeceğiz ve o korunmayı bilmiyor dediğiniz ailelerimizin göz bebeğiyiz biliyoruz hoşunuza gitmiyor ama gerçek bu.
devamını gör...

kordon her dem güzel.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

sen geçen biz bir fingirdeş bir fingirdeşşş öldük vallaa!
devamını gör...

nitelikli yatırıma vurgu yapan liberal demokrat tır kendileri.
nitelikli yatırımın sosyal amacı geleceğimizi görmeyi engelleyen karanlık güçleri ve bilgisizliği yenmektir .
devamını gör...

daha etkileyici çok az film vardır.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim