kölelik
kelime anlamıyla bir insanın başka bir insanın malı olmasıdır. mezopotamya’da, antik mısır’da, antik yunan’da, roma’da, islam öncesi iran, orta asya ve anadolu’da yaşayan kavimlerde kölelik doğal kabul edilirmiş. aynı zamanda orta çağ bitene kadar, batı'nın ayrılmaz bir parçasıydı. hatta bu uğurda nice kanlar döküldü.
evet belki köle deyince aklımıza ilk gelen aşağıda da resmini verdiğim o olgu belki yok ya da varsa da çok az ama sizce de kölelik olgusu modern kölelik olgusuna evrilmiş olamaz mı ve artarak devam ediyor olamaz mı?
aşağıdaki resim amerikan fotoğrafçı jack delano tarafından amerika'nın georgia eyaletinde bir köleyi gösteriyor.. bir tablo gibi ama gerçek.
evet belki köle deyince aklımıza ilk gelen aşağıda da resmini verdiğim o olgu belki yok ya da varsa da çok az ama sizce de kölelik olgusu modern kölelik olgusuna evrilmiş olamaz mı ve artarak devam ediyor olamaz mı?
aşağıdaki resim amerikan fotoğrafçı jack delano tarafından amerika'nın georgia eyaletinde bir köleyi gösteriyor.. bir tablo gibi ama gerçek.
devamını gör...
işsiz kalmak
işsiz kalmanın en kötü yanı kendini değersiz, yetersiz hissetmektir. insan itiraf edemese de içten içe acaba ben problemli miyim, ben salak mıyım, dışardan acaba anormal mi gözüküyorum diye sorarmış. bir diğer kötü yanı da etraftaki insanların sana söylediği acı sözlermiş. bunları geçen gün abim sohbetimiz sırasında itiraf etti. bir mühendisin neredeyse iki yıllık işsizliği biteli daha çok az zaman oldu.
genç yaşta bir insanı bu kadar üzen sırtına taşıması bu kadar zor bir yükü bu ülke gençlerinin çoğuna yüklüyor ne yazık ki!
daha öğrenci olduğum için işsizlik ne demek yaşamadım. ama abimden ne kadar acı bir olay olduğunu gördüm.
çevredeki insanların eee sen de mühendislik yapmasan da olur marketlerde kasiyer aranıyor laflarına bile maruz kalmak bırakın onu kırmayı beni bile kırdı. kimse anlamak empati yapmakla uğraşmıyor onun yerine hor görmek küçümsemek sen de evde yatmaya alıştın galiba rahatlık seviyosun gibi laflara maruz kalmak, ben olsaydım ne yapardım bilmiyorum. son zamanlarda o kadar psikolojisi bozulmuştu ki bir kelime etsek bağırmaya başlıyordu sürekli kavga ediyoduk. şimdi işe başlayalı 3 hafta oldu. pamuk gibi oldu jscbdbxbcxxn...
allah kimseyi bu duruma düşürmesin. bizde türklerde bir atasözü var ya hani "düşene bir tekme de sen vur" işte bu söz bizim milletimizin karakterini yansıtıyor. biz güce tapıyoruz, makam mevki sahibi veya çok para kazanan birini görünce ahlakı kültürü umurumuzda değil saygıda kusur etmeyiz. ama düşen gördüm mü empati nedir bilmeyiz dur kıçına bir de ben vurayım diye sıraya gireriz.
velasımı kelam işsiz kalmak insanın hayatta sınanabileceği en zor sınavlardan birisidir. hele hele ülkemizde siyasetçi çocuklarının inanılmaz zeki olup onlarca gemiciklere onlarca sirkete 20'li yaşlarında ultra girişimci parlak zihinleri ile sahip olduğu yerde ben salak mıyım yetersiz miyim ben problemli miyim sorularını sordurur insana!!!
genç yaşta bir insanı bu kadar üzen sırtına taşıması bu kadar zor bir yükü bu ülke gençlerinin çoğuna yüklüyor ne yazık ki!
daha öğrenci olduğum için işsizlik ne demek yaşamadım. ama abimden ne kadar acı bir olay olduğunu gördüm.
çevredeki insanların eee sen de mühendislik yapmasan da olur marketlerde kasiyer aranıyor laflarına bile maruz kalmak bırakın onu kırmayı beni bile kırdı. kimse anlamak empati yapmakla uğraşmıyor onun yerine hor görmek küçümsemek sen de evde yatmaya alıştın galiba rahatlık seviyosun gibi laflara maruz kalmak, ben olsaydım ne yapardım bilmiyorum. son zamanlarda o kadar psikolojisi bozulmuştu ki bir kelime etsek bağırmaya başlıyordu sürekli kavga ediyoduk. şimdi işe başlayalı 3 hafta oldu. pamuk gibi oldu jscbdbxbcxxn...
allah kimseyi bu duruma düşürmesin. bizde türklerde bir atasözü var ya hani "düşene bir tekme de sen vur" işte bu söz bizim milletimizin karakterini yansıtıyor. biz güce tapıyoruz, makam mevki sahibi veya çok para kazanan birini görünce ahlakı kültürü umurumuzda değil saygıda kusur etmeyiz. ama düşen gördüm mü empati nedir bilmeyiz dur kıçına bir de ben vurayım diye sıraya gireriz.
velasımı kelam işsiz kalmak insanın hayatta sınanabileceği en zor sınavlardan birisidir. hele hele ülkemizde siyasetçi çocuklarının inanılmaz zeki olup onlarca gemiciklere onlarca sirkete 20'li yaşlarında ultra girişimci parlak zihinleri ile sahip olduğu yerde ben salak mıyım yetersiz miyim ben problemli miyim sorularını sordurur insana!!!
devamını gör...
bilinmeyene olan korku
"dibinde bir ejderhanın yaşadığı bilinen kuyuya inecek bir kahraman bulmak, muhakkak ki, dibinde ne olduğu hiç bilinmeyen bir kuyuya inmek cesaretini gösterecek bir insan bulmaktan daha kolaydır."
diye özetlemiş durumu sabahattin ali.
diye özetlemiş durumu sabahattin ali.
devamını gör...
hayattan öğrenilen şeyler
ne kadar çabalarsan çabala bazı şeyler olmazsa olmuyor,sağ olsun bunu öğretti.
devamını gör...
ferrarisinisatanbilge
açıklayayım, pavyona falan gitmedi arkadaşlar, ferrariyi önce bir tur kullanmama izin verdi çizdirmemek şartıyla. kullandıktan sonra dedim "bu güzel araba değil bilge sat sen bunu işine yaramaz böyle. en azından parasıyla dolar yaptırırsın*" o da dedi "nastenka seninle yemek varken neden dolar yaptırayım ki?" ben de madem öyle istiyor işine karışmayayım dedim.
t: sattığı ferrarisinin parası ile bana 12345678903456787654323456754334567543356765434567345676543234789875457898754345678 tane veggie dürüm alan bilge. bir de kendisi tam bir starbucks filozofudur.
t: sattığı ferrarisinin parası ile bana 12345678903456787654323456754334567543356765434567345676543234789875457898754345678 tane veggie dürüm alan bilge. bir de kendisi tam bir starbucks filozofudur.
devamını gör...
kimseye anlatmamak
genelde bi b.k yiyip kimseye anlatamamak şeklinde gerçekleşen ve hayatımızı soktuğumuz buglardan oluşan kombine bilettir. bu hincime kulunuz daha az evvel saat 09:32 sularında böyle bi'halt yedi. içi de içini kemirmiyor üstelik.. . ohh olsun. canıma değsin.... sefam olsun... daha bin türlü cana değme silsilesi düzebilirim. geri dönüş alırsam, klavyemi de düzebilirim. ne demişler heyhat kaos, bana mı baktın bilader?.. ve bir yazar nicki olmaktan bağımsız eklemişler: şimdi ananı laciverde boyadım
devamını gör...
ferhan şensoy
“eğilip bükülme devrinde değiliz. türkiye’yi aydınlığa çıkarma gibi bir mesuliyetimiz var. belki o gün gelirse, beyoğlu yine bir kültür sanat merkezi olur, ben de tekrar sokağa çıkarım.”
o gün gelecek, hepimiz seni anacağız.
o gün gelecek, hepimiz seni anacağız.
devamını gör...
aşı yaptırmam diyenler vatan hainidir
belgesel tadında yaklaşımlar.
"bu zorlu koşullarda yetişkin bir türk vatandaşı ömrü boyunca ortalama 5 - 6 kez vatan haini olabilmektedir..."
"bu zorlu koşullarda yetişkin bir türk vatandaşı ömrü boyunca ortalama 5 - 6 kez vatan haini olabilmektedir..."
devamını gör...
geceye acı ama gerçek bir cümle bırak
insan nüfusu hızlıca artmaya devam ediyor.
devamını gör...
türklere özgü davranışlar
apartmanda, asansörde sigara yakmak.
başkalarının hayatları, ilişkileri üzerine yorum yapmak ve yargılamak.
başkalarının hayatları, ilişkileri üzerine yorum yapmak ve yargılamak.
devamını gör...
yasak ilişkiden doğan çocuk
(bkz: sözlüğe küfür alternatifleri)
devamını gör...
sohbaharda daha uzun süre kapalı kalabiliriz
şayet gelecek dönemde de online eğitim ile devam edilirse, üniversiteler için söylüyorum bunu, çok büyük bir teorik ve pratik açık çıkacak ortaya. biz de tüm umudumuzu kaybedip psikolojik çöküşün dibini ekmekle sıyıracağız. umudum bitti tükendi, evden mezun olacağı(z)m bu gidişle.. (en iyisi çeyiz hazırlığı yapmak)
devamını gör...
the wolf of wall street
bir martin scorsese filmi.
film hakkındaki görüşüm ise şu şekilde:
kendisine "çok güzel bir film" demenin biraz hadsizlik olduğunu düşünüyorum.
daha çok bir manifestoyu andırıyordu. bir şeyi kendi açısından yorumlayıp, sistemdeki hataları ve çarpıklıkları anlatmaya çalışırken sıçtığı noktalar olmuş.
--- spoiler ---
içimiz dışımız g.t, meme ve kokain oldu yemin ediyorum. hani öyle ki; 23 yıllık hayatımda toplasan bu filmde gördüğüm kadar çıplak kadın, g.t ve meme görmemişimdir herhalde.
fakat iki sahnesi (hatta üç) için çok sevebileceğim bir film olabilirdi. birincisi: tabii ki fbi ajanının metroda eve dönerkenki halini gösteren yerdi. adam son derece sıradan bir hayat sürüyor evet, ama onur vb şeylere önem veriyorsanız, bence bir şeyler ifade ediyordu. "iyi" olmak için insanın paraya ihtiyacı yok.
baktığınız zaman jordan için de kötü diyemezsiniz zira şu an adını unuttuğum (mercedes olabilir) çocuklu kadın çalışanın hikayesini anlattığı yer çok dramatik bir başarı ve yeniden doğma hikayesini anlatıyordu. jordan'ın ona nasıl 'yardım elini' uzattığını ve sıfır noktasından armani cekete gelişinin öyküsü normalde, okumaya bayıldığımız başarı öyküleridir. o öyküler ki; insana 'hırs' verir ve kalbindeki ince ve naif duygulara temas eder. bu sahne ile ilgili güzel şey de, bu başarı öyküsünün hiç de öyle içimize işlememesiydi. yönetmen ve oyuncular öyle bir havada sunmuşlar ki "bu ne yeaa" diyorsunuz (filmin başlarında saçının kazıtıldığına ve kadının anlamsız sırıtışına şahit olmuştuk). bu açıdan, oradaki kadını ve fbi ajanını aslında karşılaştırabiliriz. yükselme hırsıyla, insanın kendinden uzaklaşması. elbet, günümüzde bunlar çoğumuz için bir şey ifade etmiyor. fakat olsun, ben sevdim bu iki hikayeyi.
bunun haricinde: matthew mcconaughey'in yarattığı karakter çok az süre almasına rağmen harika olmuş, adama bayıldım.
bir de tabii leo'nun inanılmaz derecede geliştirdiği oyunculuğuna laf atmadan geçemeyeceğim. merdiven ve araba sahnesi fevkalade eğlenceliydi.
--- spoiler ---
film hakkındaki görüşüm ise şu şekilde:
kendisine "çok güzel bir film" demenin biraz hadsizlik olduğunu düşünüyorum.
daha çok bir manifestoyu andırıyordu. bir şeyi kendi açısından yorumlayıp, sistemdeki hataları ve çarpıklıkları anlatmaya çalışırken sıçtığı noktalar olmuş.
--- spoiler ---
içimiz dışımız g.t, meme ve kokain oldu yemin ediyorum. hani öyle ki; 23 yıllık hayatımda toplasan bu filmde gördüğüm kadar çıplak kadın, g.t ve meme görmemişimdir herhalde.
fakat iki sahnesi (hatta üç) için çok sevebileceğim bir film olabilirdi. birincisi: tabii ki fbi ajanının metroda eve dönerkenki halini gösteren yerdi. adam son derece sıradan bir hayat sürüyor evet, ama onur vb şeylere önem veriyorsanız, bence bir şeyler ifade ediyordu. "iyi" olmak için insanın paraya ihtiyacı yok.
baktığınız zaman jordan için de kötü diyemezsiniz zira şu an adını unuttuğum (mercedes olabilir) çocuklu kadın çalışanın hikayesini anlattığı yer çok dramatik bir başarı ve yeniden doğma hikayesini anlatıyordu. jordan'ın ona nasıl 'yardım elini' uzattığını ve sıfır noktasından armani cekete gelişinin öyküsü normalde, okumaya bayıldığımız başarı öyküleridir. o öyküler ki; insana 'hırs' verir ve kalbindeki ince ve naif duygulara temas eder. bu sahne ile ilgili güzel şey de, bu başarı öyküsünün hiç de öyle içimize işlememesiydi. yönetmen ve oyuncular öyle bir havada sunmuşlar ki "bu ne yeaa" diyorsunuz (filmin başlarında saçının kazıtıldığına ve kadının anlamsız sırıtışına şahit olmuştuk). bu açıdan, oradaki kadını ve fbi ajanını aslında karşılaştırabiliriz. yükselme hırsıyla, insanın kendinden uzaklaşması. elbet, günümüzde bunlar çoğumuz için bir şey ifade etmiyor. fakat olsun, ben sevdim bu iki hikayeyi.
bunun haricinde: matthew mcconaughey'in yarattığı karakter çok az süre almasına rağmen harika olmuş, adama bayıldım.
bir de tabii leo'nun inanılmaz derecede geliştirdiği oyunculuğuna laf atmadan geçemeyeceğim. merdiven ve araba sahnesi fevkalade eğlenceliydi.
--- spoiler ---
devamını gör...
efes antik kenti
efes antik kenti kazı çalışmaları, avusturya arkeoloji enstitüsü tarafından yapılmıştır. viyana üniversitesi klasik arkeoloji bölümü öğretim üyesi ord. prof. dr. otto bendorf, 1893 yılında gerekli izinleri alarak kazılara başlamış ve bir dünya mirasını bugün görünür hale getirmiştir. gerçekten emeği çoktur.
viyana sanat tarihi müzesi içerisinde bir efes müzesi de yer alır. buranın altını çizelim, getirilen eserler kültür bakanlığının izni ile müzede sergilenmek ve geri verilmek üzere viyana‘ya getirilmiştir. enstitüt, ephesos antik kenti hakkında kitaplar, makaleler, belgeseller, müze… len adamlar bizden daha çok tanıtmış. tabi burada belirtmek gerekir, efes’in hristiyan dünyası için ayrıca bir önemi ve değeri vardır. malum onlar için bir hac ziyaretidir. meryem ana evi, hemen efes’in dibinde bülbül dağındadır.
bu antik kenti gezenler, celcius kütüphanesinin arka kısmında bir teşekkür yazısını görmüşlerdir. kültür bakanlığı tarafından türkçe ve almanca yazılan yazıda, kazı çalışmalarını yapan enstitüye teşekkür yazısı konulmuştur.
konuya bağlama çekelim. viyana sanat tarihi müzesi, ephesos müzesi ingilizce web sayfasını şuraya koyalım ahanda link
efes gezimden çektiğim bir foto da koyalım;

yazıdan uzayalım.
özbeöz eleştirili edit: bundan sonra yazılarımı daktilo ile yazacağım. telefon marifetiyle tanım yazmak, ızdırap ü'len. düzelt düzelt bitmiyor.
viyana sanat tarihi müzesi içerisinde bir efes müzesi de yer alır. buranın altını çizelim, getirilen eserler kültür bakanlığının izni ile müzede sergilenmek ve geri verilmek üzere viyana‘ya getirilmiştir. enstitüt, ephesos antik kenti hakkında kitaplar, makaleler, belgeseller, müze… len adamlar bizden daha çok tanıtmış. tabi burada belirtmek gerekir, efes’in hristiyan dünyası için ayrıca bir önemi ve değeri vardır. malum onlar için bir hac ziyaretidir. meryem ana evi, hemen efes’in dibinde bülbül dağındadır.
bu antik kenti gezenler, celcius kütüphanesinin arka kısmında bir teşekkür yazısını görmüşlerdir. kültür bakanlığı tarafından türkçe ve almanca yazılan yazıda, kazı çalışmalarını yapan enstitüye teşekkür yazısı konulmuştur.
konuya bağlama çekelim. viyana sanat tarihi müzesi, ephesos müzesi ingilizce web sayfasını şuraya koyalım ahanda link
efes gezimden çektiğim bir foto da koyalım;

yazıdan uzayalım.
özbeöz eleştirili edit: bundan sonra yazılarımı daktilo ile yazacağım. telefon marifetiyle tanım yazmak, ızdırap ü'len. düzelt düzelt bitmiyor.
devamını gör...





