astronom olmak isterken avukat oldum. evet böyle de tutarlı biriyimdir.
devamını gör...

5 ocak 2017 tarihinde izmir adliyesi önünde pkk’lı teröristler tarafından şehit edilen polis memuru. bugün şehadetinin 4. senesi.

şüphelendiği aracı durduran ve içindeki silahlı kişileri fark edince hemen silahını çekerek müdahalede bulunmuştu. araçtan inen silahlı teröristleri bir süre kovaladı. kaçan teröristler o sırada yanlarında getirdiği bombayı patlattı. sekin, peşine düştüğü teröristlerden birini kovalamaca sonucu etkisiz hale getirdi. diğerinin peşine düşen ve mermisi bitene kadar çatışan sekin, bir aracın arkasına gizlenen teröristin açtığı ateş sonucu şehit oldu.


ruhun şad olsun
devamını gör...

burada beni hiç kimsenin tanımamasıyla rahatça yazacağım.

2018 yılında mezun oldum. 2 ay sonra iş buldum. devam eden bir ilişkim vardı gayet güzel giden. hem iş, hem aşk, hem de sosyal hayatım güzeldi gayet.

2019'un haziran ayında bir çöküntüye girdim. o günden sonra gerçekten sevinememeye, mutlu hissedememeye başladım. zaten ilişki iyice kötüleşmişti derken ayrıldık. daha sonrası daha da kötü oldu. normalde sürekli neşe saçan, genelde mutlu, maddi ve manevi hiçbir problemi olmayan biriydim. ama 2019'un haziran ayında acayip bir çöküntü başladı.

2019 haziranda, ilk önce durgunluk geldi. mutsuz hissetmeye başladım. hiçbir şeye hevesim kalmadı. zaten kötü giden bir ilişkinin fişini çektim. daha sonra hayatıma başkası girdi. kendisi ilişkiden yeni çıktığımı bile bile başlamak istedi. onla da hiçbir zaman mutlu olduğumu hatırlamıyorum.

2020'nin ocak ayında iş değiştirdim. ortam aşırı kasıntı, hiçkimsenin hiçkimseye güveni yok. tamamen yalan ve çıkar üzerine kurulmuş muhabbetler vardı. ilk şirketimdeki insanlar tam tersi samimi insanlardı. neyse. ben bu üstümdeki çöküntünün sebebini işyerine bağladım. aslında haziran ayında başlayan sıkıntıları farketmemiştim. geriye dönüp baktığımda farkediyorum o zaman başladığını.

işyerinde nerdeyse hep tek takıldım. yemeklere, partilere çağırdılar 1 2 kez gittim. hiç sarmadı. bütün yemeklere tek başıma çıkmaya başladım. ilk zamanlar tek başıma kalmak çok koysa da zamanla alıştım.

derken pandemi süreci başladı. evden çalışmaya geçtik. mart ayından bu yana evden çalışıyorum. benim için mükemmel fırsattı. hem 1.5 saat yol gitmeyeceğim hem de evdeyim. ama hayatımdaki olumlu her şeyi anında sönümleyip moralsizliğe devam ettim. içinden çıkmaya çalıştıkça daha da battım. şu an aralık ayındayız. iyiye giden hiçbir şey yok psikolojimde. neden bu haldeyim sorusunu çok sordum kendime. yanıtını bulamadım. araba aldım bu süreçte. hayalimdi. daha 2 sene olmadı işe gireli. büyük başarı kendi çapımda. ama ona bile adam akıllı sevinemedim. çok daha sosyal bir insanken yalnızlaşmaya başladım pandeminin de etkisiyle. telefonuma hiç bakma gereksinimi bile duymuyorum çoğu zaman.

bütün hevesimi, mutluluğumu kaybettim. sürekli geçecek geçecek dedikçe daha da arttı. mutlu olmaya çalışmamak doğru olan belki de. ama şu genç yaşlarımı böyle bok etmek de çok koyuyor. bu kadar uzun bir entry elbette okunmayacaktır. ama 1 kez durup nefes almak istedim.
devamını gör...

oğlunun sevgili edinmesine ses etmiyorsa kızına da etmesin. baba olmak bunu gerektirir. eşit olmak.
devamını gör...

ukdeler benim cınım. kimseye vermem...
devamını gör...

bir buçuk yaşımdan beri ablayım.
hiç çocuk olmadan abla oldum.
köyde ablalık tam zamanlı oluyor.
annem bahçeye gidince ben evde yeni anne oluyordum.
bana sorumluluk kattı mecburen.
fazla anaç oldum.
3 evladım da bunun ekmeğini yedi.
iyi ki abla olmuşum diyorum.
duymaktan en hoşlandığım sözdür. samimi olanlardan bahsediyorum.
iç anadolu insanının ablaaa diyeninden değil.
devamını gör...

“üstündekileri çıkar ne dediğin belli olmuyor”
mikemmel insandı.
devamını gör...

var ama henüz bundan onun haberi yok.
devamını gör...

ustaca bir savuşturma taktiği, gerçek kudurtucuların uyguladığı bir yöntem.
devamını gör...

hz. muhammed'in babası. hz. muhammed 7 aylıkken bilinmeyen bir hastalıktan dolayı 25 yaşındayken vefat etmiştir. abdullah çok güzel birisiydi, hatta kureyşlilerden yaşlı olanlar bile daha önce böyle güzellikte birini görmediklerini söylerlerdi.

abdülmutallib (abdullah'ın babası) zengin bir adamdı. tıpkı oğlu abdullah gibi çok güzel, yakışıklıydı. zemzem'i de uzun zaman sonra o ortaya çıkarmıştı. üstelik arabistan'ın en şerefli ve en güçlü kabilelerinden olan kureyş kabilesinin liderliğini yapıyordu ve şerefli bir soyu vardı. tüm bunlar abdülmutallib'in çok şanslı bir adam olduğunu gösteriyordu. abdülmutallib, cömertti, zekiydi, akıllıydı ve tüm bunlar onu saygın bir adam yapıyordu. fakat bu kadar çok şeye sahip olmasına rağmen, çok şükretmesine rağmen yine de üzgündü. çünkü birden çok hanımı olmasına rağmen sadece bir tane erkek çocuğu vardı. ama arabistan'da babaları destekleyenler oğullardı! kendisiyse sadece bir tek erkek çocuğa sahip olmanın üzüntüsünü, eksikliğini yaşıyordu. ve abdülmutallib dua etti, eğer allah 10 erkek çocuğu verirse ve hepsi büyür de büluğ çağına gelirse, abdülmutallib onlardan birini kabe'de kurban edecekti.

yıllar yıllar geçti. abdülmutallib'in 9 oğlu daha olmuştu ve böylelikle ilk oğluyla birlikte toplam 10 erkek çocuğu vardı. şimdi birisini kurban etmeliydi. ama abdülmutallib o yemini ettiği zaman, 10 erkek çocuğunun olmasını yüzde birlik ihtimal olarak görüyordu. tüm oğulları büyüdü, ama abdullah hariç. artık abdülmutallib sık-sık ettiği yemini düşünüyordu. bütün oğulları onun için gurur kaynağıydı ve en çok abdullah'ı seviyordu. abdullah, çok iyi bir çocuktu. abdullah da büyümüştü artık. abdülmutallib tüm oğullarını çevresinde topladı ve yemininden bahsetti, abdülmutallib onların babasıydı, ne olursa olsun ona uymaları gerekiyordu. abdülmutallib onlardan her birinin bir ok üzerine işaretlerini koymasını istedi. ve kureyş ok falcısına kabe'ye gelmesi için haber gönderdi. oğullarını kabe'ye soktu ve gelen falcıya yemininden bahsetti. oğullar kendi oklarını hazırladı. abdülmutallib, hubel'in yanında durdu. ve allah'a dua etti. okları çektiler, abdullah'ın oku çıkmıştı.

abdülmutallib bir eliyle abdullah'ı diğer eliyle de bıçağı tuttu ve oğlunu kapıya doğru sürükledi, hiçbir şey düşünmek istemiyordu, hiçbir şey. oğlunu kurban etmek için yer arıyordu. fakat abdullah'ın annesi..fâtıma! fatıma, en güçlü kabilelerden olan mahzum kabilesindendi, kureyştendi, şerefli bir soya sahipti. çevreyi büyük bir topluluk sarmıştı. hem abdülmutallib, hem de abdullah kabe'nin kapısında durmuşlardı ve ikisi de bembeyaz, ölü gibi bir haldeydiler. mahzumlular kendilerinden olan birinin oğlunun kurban edileceğini anladılar ve abdülmutallib'e bıçakla nereye gittiğini soruyordular, aslında sorunun cevabını gayet iyi biliyorlardı. abdülmutallib yemininden bahsedince, mahzum'un şefi şöyle dedi:

hayır, onu kurban etmeyeceksin. onu kurban etme, başka bir şeyi feda et. onun bedeli ne kadar olursa olsun, tüm mahzumoğulları mallarını feda etmeye hazırdır.

abdullah'ın diğer kardeşleri kabe'nin içerisinden çıkmamışlardı, hiçbirisi tek kelime etmemişti. fakat dayanamadılar ve abdülmutallib'e kardeşleri abdullah'ı kefaret karşılığında kurtarması için yalvardılar. fakat abdülmutallib hiç oğlunu kurban etmek ister miydi? deniyordu, herkesin yalvarışlarını duymak, tüm topluluğun "yapma!" nidalarını duymak istiyordu. ama bir yandan da korkuyor, düşünüyordu. en sonunda bu durum için herhangi bir kefaretin olup olmadığını öğrenmek ve eğer kefaret geçerliyse nasıl olacağını öğrenmek için medine'de yaşayan akıllı bir kadının yanına gitmeye karar verdi. abdullah ve bir veya birkaç oğlunu yanına alarak medine'ye gitti. orda da kadının başka bir yere yerleştiğini öğrenince oraya gitti. ve kadını buldu. kadına olayı anlattılar ve kadın da ruhla konuşacağım yarın gelin dedi. abdülmutallib dua etti. diğer gün geldiler ve kadın şöyle dedi, bana ilham geldi, söyleyin, sizde kan bedeli ne. dediler ki, 10 devedir. kadın dedi ki: geri dönün, ve kurban etmek istediğiniz adamı bir tarafa, 10 deveyi de diğer tarafa koyun ve aralarında kura çekin. eğer ok adamın aleyhine çıkarsa, 10 deve daha ekleyin ve yine kura çekin. fal develere çıkıncaya kadar buna devam edin, develeri arttırın. sonra da develeri kurban edip adamı salıverin.

mekke'ye geri döndüler ve abdullah ile 10 deveyi kabe'nin avlusuna koydular. abdülmutallib, kabe'nin içine girdi, hubel'in yanında durdu, yaptıklarının kabulü için allah'a yalvardı. oklar çekildi ve ok abdullah aleyhinde çıktı. 10 deve daha eklediler fakat sonuç aynıydı, develer yaşamalı ve abdullah kurban edilmeliydi. her seferinde 10 deve eklediler. en sonunda develerin sayısı 100 olmuştu. fal, develerin aleyhindeydi artık. ama abdülmutallib emin olamıyordu, 3 kez fal oku çekilmesini istiyordu ve 2 kez daha çektiler. fal her seferinde develerin aleyhine çıktı. ve develer kurban edildi.

abdullah 20'li yaşlarına geldiğinde âmine ile evlendi. ve hz. muhammed 7 aylıkken, kendisi 25 yaşında bilinmeyen bir hastalık sebebiyle vefat etti.

amine, bu haberi öğrenince gözyaşları içerisinde şu şiiri okumuştur;

artık mekke'nin bethâ kolu, haşimoğullarından boş kaldı! mekke, haşimoğullarının şanından mahrumdur artık! ölümün davetine uyarak, evinden örtüler ve kefenler içinde çıktı, kabre gitti! ölümün (eğer yeryüzünde yıllarca dolaşıp dursa) insanlar arasında, haşimoğlu gibi bir yiğit bulup da boşluğunu dolduramaz. dostları onun tabutunu taşımak için koşuştu, onu elden ele aldılar götürdüler. ne yazık, ne yazık ki ecel hiç beklenmedik bir zamanda onu çekip kendine aldı. halbuki o, ne kadar güzel, ne kadar cömert ve ne kadar merhametli biriydi!

abdullah'ın bıraktığı miraslar arasında, oğlu hz. muhammed'e bakması için habeşli bir cariye de vardı. sanki abdullah, hz. muhammed'in annesi âmine'nin de, hz. muhammed daha çok küçükken vefat edeceğini biliyordu..
devamını gör...

bilmeden kendimi cezalandırıyorum. içten biliyorum ama yaparken hiç öyle gelmiyor.
devamını gör...

ilhan şeşen ve yeğenlerinin 1982 yılında kurduğu müzik grubudur.
devamını gör...

kişilerin bazı stresli yaşantılar sonrasında aniden önemli kişisel bilgilerini unutması durumudur. bilgi tamamen kaybolmamıştır; ancak amnezi dönemi boyunca hatırlanamaz. bellekteki boşlukların derecesi, günlük unutkanlıklarla açıklanamayacak kadar büyüktür.

sıklıkla travmatik yaşantılardan sonra gözlemlenir. amnezik dönem birkaç saat ile şiddetine bağlı olarak kişinin tüm yaşamı boyunca sürebilir. yaygınlığı, güvenilir veriler olmadığı söylenmekle birlikte, %7'dir.
devamını gör...

antalya'nın kepez ilçesinde, park yeri yüzünden çıkan tartışma esnasında yüzde 90 engelli mümin kara ve yüzde 40 engelli eşi emine kara ile iki çocuğunun, a.y isimli bir şehir haydudu tarafından öldüresiye dövülmesi haberidir. vatandaşlarının kavgayı ayırması üzerine, şehir haydudu a.y elindeki soda şisesini göstererek ''ailecek bu şişeye hepinizi oturturum, evinizi yakacağım'' diye tehditler savurmuş. mümin bey'in çok ağır yaralandığı ve hastanede ameliyata alındığı olayın ardından şüpheliler, tahmin edebileceğiniz üzere serbest bırakılmışlar.


olay, 19 şubat günü antalya'nın kepez ilçesinde meydana geldi. yüzde 90 engelli mümin kara (58), yüzde 40 engelli eşi emine kara (50), çocukları bekir ve fatma kara ile evlerinin yanındaki işletme sahipleri a.y. ve n.y. arasında park yüzünden tartışma çıktı. iddiaya göre tartışmanın ardından a.y. ile n.y., fatma kara'yı darbedip saçından sürükledi. ikili ardından araçta bulunan mümin kara'yı dövdü. kara'nın üstüne çıkıp yumruklar atan saldırganlar, 'ölürsün, geberirsin' diye bağırdı. bu sırada kara, engeli bulunan sağ bacağını tutarak "sağ bacağım sakat, oraya vurmayın" diye bağırdı. çevredekilerin araya girmesiyle kara'yı bırakan a.y., bu sırada elindeki soda şişesini göstererek, "ailecek bu şişeye hepinizi oturturum, evinizi yakacağım" diyerek tehdit etti. darbedilen mümin kara'nın boğazına kaçan dilini ise eşi çıkarttı ve durumu 112 acil çağrı merkezi'ne bildirdi.

olay yerine gelen polis ekipleri şüphelileri polis merkezine götürürken, mümin kara önce kepez devlet hastanesi'ne, ardından antalya eğitim ve araştırma hastanesi'ne götürüldü. kara'nın engelinin bulunduğu sağ bacağında ve kafatasında kırıklar olduğu belirlendi. ameliyattan çıkan kara, ardından yoğun bakıma alındı. kara'nın sağ gözünün ise yüzde 90 ihtimalle görme işlevini kaybedeceği belirtildi. şüpheliler ise ifadelerinin ardından serbest bırakıldı.

işletme sahipleriyle uzun süredir araç parkı nedeniyle tartışma yaşadıklarını söyleyen emine kara, “evimizin yanındaki bir işletmenin sahibi beyefendiyle aylardır süren araç parkı tartışmamız var. eşim engelli olduğu için anlık olarak hastaneye gidip geliyoruz. bu nedenle kendisini 'buraya araba park etmeyin' diye uyardık. o gün de kızım kendisinden arabasını çekmesini istedi. bize hakaret ve küfretmeye başladı. oğlumu ve beni darbetmeye başladılar, sonra kızımı saçından tutup yerde sürüklediler. bu sırada eşimi de darbettiler. 'geberirsin, ölürsün' diyerek eşimin üstünde tepinmeye başladılar" dedi.

eşinin yüzünün sağ tarafına sürekli vurduklarını söyleyen kara, “çevredekiler müdahale edince bir anda uzaklaştılar. eşime baktım dili boğazına kaçmıştı, hemen müdahale ettik. hastaneye geldik. eşimin ayağında, kafatasında kırık var. dün ameliyata girdi ve yoğun bakıma aldılar. yoğun bakımdan çıkarsa kafatasından ameliyat olacak. ama eşimin yüzde 90 gözünü kaybetme riski var" diye konuştu.


kaynak: haberglobal.com.tr/gundem/a...
devamını gör...

açtığın başlığa kimsenin tanım girmemesi...
devamını gör...

yahu ne alaka ne alaka. bunun türbanıyla alakası yok tamamen kişinin özündeki ego ile alakalı bu. alakasız konuları birbirine bağlayarak nefret kusmayınız rica ederim.
devamını gör...

çok bilinen bu sözle olaya noktayı koymak istiyorum.
"erkekler gördüklerine kadınlar duyduklarına aşık olur. bu yüzden erkekler yalan söyler, kadınlar da makyaj yapar"
devamını gör...

ah bu analar!
önce prenses* oğullarına iş yaptırmayıp,kırk yaşına gelse dahi önüne yemek koyup,kız kardeş ya da ablalarına işlerini yaptırır sonra da bu yetişmeyen oğullarını başka anaların biricik kızlarının başına salarlar.o kız onu eğitebilir tabi ama neden bunu çeksin?

benim başımda bir prenses oğul var,doluyum.
devamını gör...

doğa, bitkiler, çiçekler, ağaçlar, yeşil alan ve suyun denizin olduğu her yerde huzur olduğunu düşünüyorum. böyle yerde kendimi çok iyi hissederim ve yaşamaktan keyif alırım.
devamını gör...

aa fikirlerim beğeniliyor lan diyip mutlu olan yazardır. uyuyacağım mutlu etmek isteyen beğenebilir demek istediğim başlıktır.
not uyuyacağım için iştahlanıp tanım girmeyeceğim uyuyacağım.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim