günaydın büyük fenerbahçe'nin büyük taraftarı.
*
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

kan istiyorum hocam. şakak kemiğinden giren levye görmek istiyorum.
devamını gör...

iki ay sonra ayrılıp, sözlüğe karşı nefret duymaya başlayacak bir birleşmenin ilk adımı.
devamını gör...

haram olsun, kötü bilirdik.
devamını gör...

kişiden kişiye göre değişecek sorulardır.

ilk soracağım şey inancı ve inancına uygun yaşayıp yaşamadığı olurdu.*

sonra eğitimi ve aile ilişkilerine yönelik sorular sorardım.*

daha sonra hobileri, sevdiği sevmediği şeyler olurdu sanırım.*
devamını gör...

bu kişilerden biri benimdir. tek kişilik soframa,tek kişilik düzenime aşığım. bu devirde zor geliyor bana, insanlar birbirine destek olması gereken yerde köstek oluyor. sanırım zaten pek de becerebildiğim bir şey değil. asosyal biri hiç değilim aksine çok sosyal biriyimdir de. belki güzel bir huy değil ama birini düşünerek hayatta adım atmak,çift kişilik planlar yapmak istemem.
devamını gör...

açılmadığı için yaşayamadığım pişmanlıklar...
devamını gör...

tipine baksan ciğerci kedisi demezsin ama tam manasıyla ciğerci kedisi

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

saat kaç?
bugün kaç defa vurdu kıyıya o soğuk düşünceler.. üstelik daha sabah, şimdiden bu kadar toz duman..

yatağın içinde yorgan boğazında sanki boğuluyordu.
acaba burada böyle yatsam ve hiç kalkmasam. ne olurdu? ölür müydüm, yaşıyor muyum peki? saate baktı, ne anlamı vardı. onu bekleyen bir sürü luzümsuz iş. yapsa ne olur, yapmasa ne olur..

kendini bildi bileli sorumluluklardan hep kaçardı. onları adlandıramazdı. sıkı sıkı bir şeye bağlanamazdı.
eskiden iyi şeyler beklerdi hayatından sonra ümidini kesti her şeyden. iyi şeyleri beklerken hep daha sıkıcı daha soğuk ve karanlıktı hayat. böyle olduğunu öğrendiğinden beri cenaze eviydi ruhu. karanlık olana güneş hiç doğmazdı.

kahvaltı yapmam gerekli.. hazırlamak ne yorucu, ne saçma. her gün aç olanı doyurmak gerekli, bu sürekli tekrar etmeli. peki ruhum, onu kim doyuracak?
eli ayağı kalkmıyordu. zaten sabahları çok üzgün olurdu. acı bir tat var ağzında, yüreğine bir yumruk yuva yapmış, uçamayacak belli.

bu sabah acı acı ağlamak istedi, tam çayını demlerken düşündü bunları. kızarmış ekmeğine tereyağ sürerken. yaşadıkları inanılmaz tuhaf.. birazdan ekmeğin üzerine vişne reçeli sürecek sanki ağlamamak için dudaklarını hiç büzüştürmemiş gibi yapacak. her şey normal. ruhu onunla dalga geçerken her şey dışarıdan çok normal görünüyordu.. senelerdir ta derinden gelen, tanıdık acıları tekrar tekrar hissediyordu. bu his gittikçe daha da şiddetleniyordu. yavaş yavaş ölüyordu bir yandan da çayını yudumluyordu.

sevgili @fıstıklıbörek açtığın başlık ve paylaştığın hikayelerin için kendi adıma teşekkür ederim. ben de gelirim artık buraya.
devamını gör...

türkiye’nin anlam veremediğim şekilde en çok özlenen, kültür bataklığı dönemi olarak gördüğüm dönemlerin başında gelen 1990’lı yıllarında bolca kullanılan bir yakıştırmadır.

bu kadar çabuk tedavülden kalkmış olması ise ilginçtir zira bahsi geçen medya maymunları hala varlıklarını sürdürürken soylarının tükenmesine dair bir umut da vermemektedirler.

medya maymunu diyerek kast ettiğimiz şey şudur: alakalı alakasız bütün programlarda yer alabilecek, oda sıcaklığında da buzullarda da cıvık olma özelliğini kaybetmeyecek, her an bir şebeklik yaparak insanların istemsiz gülmesine ve acıma ve utanç duymasına neden olabilecek, küfürlü konuşmayı komiklik zanneden, herhangi bir zeka belirtisi gösterince bundan büyük pişmanlık ve utanç duyan insanlar.

bunların en önemlileri zaman zaman fena halde çuvallasalar da bir şekilde ekran dönmeyi başaran mehmet ali erbil ve yeni dönemin yükselen yıldızı rasim ozan kütahyalı’dır.

bir dönem medya maymunluğuna özenen ve eline yüzüne bulaştıran güner ümit ise kanayan yaramızdır.

medya maymunlarına örnek olarak onlarcası verilebilir. benim örneklerim şimdilik bu kadar. gerisi değerli sözlük yazarına kalmış.
devamını gör...

anlatılması güç tarifi olmayan psikolojidir.

sancıymış, ağrıymış bunlar bir şekilde hallolur da, ulan bu duygu durum değişikliğini, hormonların bipolarca hareket etmesini,ota boka ağlama seanslarını ne yapacağız?

hayır ağlasam yine sorun değil 2 dakika önce ağladığım şeye 2 dakika sonra gülüyorum.

karma puan karşılığı regli olayını başka bir yaza kitleyebilsek keşke.
devamını gör...

google a adam yazinca mansur yavaş çıkmaktadır.
devamını gör...

şartların kötüye gitmesi durumunda ve zorlaşması halinde kişilerin ideallerinden, belli başlı önemsediği durumlardan vazgeçmemesi anlamına gelmektedir.

-hepimizin zorlandığı durumlar, önüne engeller koyulduğu ve ideallerinden vazgeçmesine sebep olan şeyler olabiliyor. bu tarz durumlarda belirli standartlara ve ideallere sahip kişilerin pes etmeyip istekleri doğrultusunda yavaş dahi olsa sağlam adımlar atması sonucunda istediğini yaşaması ve kazanması olasıdır. bazı zaferler, zorlukların tadını çıkararak kazanılır.
devamını gör...

küçük dert: 500 avroluk rozet*
büyük dert + çözüm: 5000 avroluk rozet.

t: yeni bir sektör yaratmak için güzel bir fırsat başlığı.
devamını gör...

tipik sonradan gorme, güç zehirlenmesi yasayan, bu devrin hic bitmeyecegini sanan anadolu comari iste.
devamını gör...

uğurum.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

zamanında 6 aydır maaş alamayan havalimanı işçilerine terörist demişlerdi. bunlara da bir şey bulurlar.

ülke battı gidiyor daha cok duyarız böyle haberler.
önüne gelen, az biraz para bulan müteahhit oldu. muteahhitlik bence mimarlık gibi okunan bir meslek olmalı.
her parası olan spor kulüplerine başkan oluyor. her parası olan müteahhit oluyor. bunun artik bir hizaya sokulması gerek. umarım bunlardan sonra gelecek hükümetler bu tarz uygulamaları hayata geçirir.
devamını gör...

dilimizde yanlış yer edinmiş fransızca kökenli kelimelerden biridir ''restoran''.* bu kelime birçok yerde ne yazık ki ''restaurant'' olarak kullanılmaktadır. kökü latince olan ''restaurare'' kelimesine dayanmaktadır; bu kelime, re- “tekrardan” anlamında ön ek ile –staurare “kurmak, yenilemek, onarmak” kökünün birleşimiyle oluşmaktadır. kelimenin tarihine göz atarsak bu yanlış kullanımın önüne geçebiliriz kanısındayım. paris'te, kaynaklardaki bilgiye göre 1765 yılında m. boulanger* mahlaslı biri tarafından çorba hatta daha doğrusu et suyu satılan bir dükkan açılıyor. açmış olduğu dükkanın önüne ise ''boulanger débite des restaurants divins* yazılı bir tabela asmış. çevirisini not düşmüş olduğum tabeladan da anlaşıldığı üzere o zamanlar restoran kelimesi aslında et suyu çorbalarına deniliyormuş. 18. yüzyıl fransasında ise o dönemler halk tarafından zayıf, zarif ve tabiri caizse çıtkırıldım olmaya özeniliyordu ve bu sebeple de boulanger, bu kişilerin güçlerini yeniden toplamalarına yarayan, onları ''onaran'' et suyu çorbaları satmaya başlamış. bir zaman sonra bu tarz yerler açanlara restoran sahibi denilmeye başlandığından olsa gerek, kelime artık bir ürünün değil mekânın adına dönüşüvermiş. türkçe'de ilk kullanımı ise abdülhak hamid tarafından 1878 yılında kullanıldığı iddia ediliyor. günümüzde türkçe karşılığı ''restoran'' olarak bilinse de aslında ''lokanta'' veya ''aşevi'' daha doğru kullanımlardır.
devamını gör...

sanırsın herkes kanaat önderi, herkes çok önemli bir konumda ve bolca düşman sahibi. burada kendilerini görüp sokakta tanırsak suikast düzenleyeceğiz.

kimin umurundayız acaba?

eşinden dostundan sakladığı şeyleri burada yazıp rahatlayana lafım yok da "gerçekte neysem burada da oyum" dediği hâlde bucak bucak saklanan gizem böcükleri çok değişik tipler.

edit: herkesin herkese görünmesi bir zorunluluk değil ama görünenlere de ağız burun eğmek kimseye düşmez.
devamını gör...

bu başlığı her gördüğümde bir offf çekiyorum.istedigim nick eva idi,ama alınmış.o şahısı da ortada görmüyorum ayrı sinir bozucu,sonra bir arkadaşın taktığı ismi koydum.pişmanım hakim bey.
burada da dava açınca isim değişikliği oluyor mu?
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim