kişinin yapabileceği en büyük yanlış
beklemek. bazen bir şeyi, bazen birini, bazen ise yalnızca ölümü beklemek. bir şeyleri bekleyerek, bir beklenti içinde çürütüyoruz ömrümüzü. ne gerek var oysa bunca gürültüye! bir hiç uğruna bunca bekleyiş kadar saçma ne olabilir dünyada. hiçbir işe yaramaz ama yine de bekliyor insan bazı zamanlar, bazen bir şeyi, bazen birini, bazen ise yalnızca ölümü.
devamını gör...
sözlükteki en yaşlı yazar kaç yaşında sorunsalı
son 24 saatte uğrayan 1600 yazar içinden en yaşlı olanı kaç yaşında acaba lan??
bence 55 üstü asla yoktur. şu an onlar aşı sırası bekliyorlar gelip burada fink atacak halleri yok.
en yaşlı yazarımız bence 54 yaşında emekli albaydır. kadıköy'de ikamet etmekte ayrıca orduevi imkanlarından faydalanmaktadır. kafa sözlüğü orduevine ucuza traş olmaya gelen subay çocukları sayesinde duymuştur. hayal gücüm bu kadar.
bence 55 üstü asla yoktur. şu an onlar aşı sırası bekliyorlar gelip burada fink atacak halleri yok.
en yaşlı yazarımız bence 54 yaşında emekli albaydır. kadıköy'de ikamet etmekte ayrıca orduevi imkanlarından faydalanmaktadır. kafa sözlüğü orduevine ucuza traş olmaya gelen subay çocukları sayesinde duymuştur. hayal gücüm bu kadar.
devamını gör...
sovyetler birliği'nin çökme sebebi
şöyle özetlenebilecek sebepler:
--- alıntı ---
yakovlev ve gorbaçov'un mayıs 1983'te kurdukları karşı devrim çetesine 1984'ün ocak-şubat aylarında katılan şevardnadze, kurmakla, korumakla yükümlü oldukları ortaklaşa sömürüsüz toplumcu düzeni neden kendi elleriyle yıkmaya davrandıklarını da şöyle açıklıyordu:
"çöküşün nedeni: silahlanma yarışı...
sadece afganistan savaşı 60 milyar rubleye maloldu. titizlikle yapılan değerlendirmelere göre, çin'le yaşanan çatışma sürecinin maliyeti de 200 milyar ruble: bu ülkenin sınırları boyunca -7500 km- yirmi otuz yıl süreyle dev boyutlu askeri altyapı oluşturduk. yıllardır çekoslovakya, macaristan ve polonya'da bulunan birliklerimizin kaça mal olduğunu kim söyleyebilir? ya da amerikalıların 1969'da durdurduğu kimyasal silah üretiminin maliyetini? "soğuk savaş", mali ve siyasi açıdan bize nelere maloldu? bazı değerlendirmelere göre, batıyla olan ideolojik çatışmanın son yirmi yılı, askeri harcamaları 700 milyar rubleye çıkardı.
büyük bir heyecan ve ateşle ideolojinin putlarına tapınırken, halkımızı, bütün ülkemizi yoksullaştırdık. bir halkın yoksulluğu da kesinlikle güvenliğin garantisi olamaz. gerçekçi olmayan, doğası gereği çatışmaya dönük doktrinler ve sistemin dış politikaya ilişkin önemli kararlardaki etkinliği, bize çok ama çok pahalıya maloldu. (...) ülkedeki gerçek durumla ilgili ulaştığım bilgi sayesinde, hastalığın tek tek insanlarda değil sistemin kendisinde olduğunu kavradım. ve eğer bazı insanlar bu sisteme karşı düşmanca bir
tutum almışsa, bu da o sistemin insan kişiliğini hiçe saymasından kaynaklanıyordu. çünkü totalitarizm koşulları altında insan haklarının ve özgürlüğün korunması, ülke kalkınmasının güvence altına alınması mümkün değildi.
sovyetler birliği'nde geriye dönüşün gerçek kuramcısı aleksandr yakovlev, şevardnadze'den önce bu konuyu dile getirirken, kendi görüşünü şöyle açıklamıştı:
"çöküşün nedeni: askeri harcamalar...
sovyet dış siyasetinin en büyük hatası , abd'ninkine öykünmesi ve askerileşmesidir. o zaman dizginsiz bir silahlanma yarışı başladı. bu bir zincir oluşturdu. dişe diş. giderek daha fazla silah üretir olduk. ve ne yapmak için? savaşta bile hepsine ihtiyacımız olacak mıydı? amerikalıların gerisine düşmemek için nükleer kapasitemizi geliştirmeyi sürdürdük. abd elektronik bir tank mı geliştirdi? biz de hemen bir tane edinmeliydik. abd toplarını elektronik araçlarla mı donatıyordu? biz de aynısını yapmalıydık. bu, ülkelere askeri-sanayi kompleksi tarafından dayatılan tamamen gereksiz bir yarış oldu!"
(...)
öyle ki, abd'nin pershing ıı ve cruise füzelerini avrupa topraklarına yerleştirip sovyet topraklarına doğrultmasından sonra, buna karşı koyacak araç gerecin üretimi için bütçeden kaynak aktarımında güçlük çeken çoğu sovyet yöneticileri, bu kuşatılmışlık ortamında, bu top tüfek yarışında, ortaklaşa toplumcu sömürüsüz düzenin gerçekleşmesinden umutlarını kesmişlerdi.
(...)
beş ay sonra eşi raisa'yı da yanına alarak çağrılı olduğu ingiltere'ye giden gorbaçov, ingiltere' de yaptığı konuşmada ortaklaşa toplumcu (sosyalist) üretimi bırakıp bireysel girişimci (kapitalist) üretime geçerek rusya'nın kapılarını yabancı yatırımcılara ardına dek açacaklarını yineleyip, bu arada afganistan' daki sovyet birliklerini uygun koşullarla geri çekeceklerini de duyurunca, ingiltere başbakanı thatcher onu ayakta alkışlamış; bu köklü dönüşüme karşı rusya' da bir direniş ya da ayaklanma olursa kendisini koruyacakları yönünde ona güvence vermişti.
(...)
abd önderliğindeki bireyci sömürgen batı yayılmacılığı, bir yandan kilise aracılığıyla sovyetlerdeki ortodoks hıristiyan gericileri azdırıp onları düzene başkaldırmaya iterken, öte yandan sscb çatısı altında toplanan değişik ulusları ayrılık yönünde kışkırtıyordu. bir yandan rusya' da yaşayan yahudilerin rusya'da edindikleri tüm varsıllıkları, altınları yanlarına alarak israil'e ya da amerika'ya gitme istemlerini kışkırtan abd, öte yandan polonya'da koyu katolik lech walesa önderliğindeki dinsel görünümlü ayrılıkçı eylemleri körüklüyor, rusya'da yaşayan müslüman türkleri de ayrılıkçılığa özendiriyordu.
iblis'in kıblesi adlı kitaptan alıntıdır.
--- alıntı ---
işin özü yine dışarıdan abd destekli oyunlar, içeriden de farklı niyetler peşinde olan birtakım yöneticilerin iş birliği diyebiliriz neden olarak.
edit: bu kitabı mutlaka okuyun derim. içinde türkiye'ye ilişkin neler neler var, şaşarsınız.
--- alıntı ---
yakovlev ve gorbaçov'un mayıs 1983'te kurdukları karşı devrim çetesine 1984'ün ocak-şubat aylarında katılan şevardnadze, kurmakla, korumakla yükümlü oldukları ortaklaşa sömürüsüz toplumcu düzeni neden kendi elleriyle yıkmaya davrandıklarını da şöyle açıklıyordu:
"çöküşün nedeni: silahlanma yarışı...
sadece afganistan savaşı 60 milyar rubleye maloldu. titizlikle yapılan değerlendirmelere göre, çin'le yaşanan çatışma sürecinin maliyeti de 200 milyar ruble: bu ülkenin sınırları boyunca -7500 km- yirmi otuz yıl süreyle dev boyutlu askeri altyapı oluşturduk. yıllardır çekoslovakya, macaristan ve polonya'da bulunan birliklerimizin kaça mal olduğunu kim söyleyebilir? ya da amerikalıların 1969'da durdurduğu kimyasal silah üretiminin maliyetini? "soğuk savaş", mali ve siyasi açıdan bize nelere maloldu? bazı değerlendirmelere göre, batıyla olan ideolojik çatışmanın son yirmi yılı, askeri harcamaları 700 milyar rubleye çıkardı.
büyük bir heyecan ve ateşle ideolojinin putlarına tapınırken, halkımızı, bütün ülkemizi yoksullaştırdık. bir halkın yoksulluğu da kesinlikle güvenliğin garantisi olamaz. gerçekçi olmayan, doğası gereği çatışmaya dönük doktrinler ve sistemin dış politikaya ilişkin önemli kararlardaki etkinliği, bize çok ama çok pahalıya maloldu. (...) ülkedeki gerçek durumla ilgili ulaştığım bilgi sayesinde, hastalığın tek tek insanlarda değil sistemin kendisinde olduğunu kavradım. ve eğer bazı insanlar bu sisteme karşı düşmanca bir
tutum almışsa, bu da o sistemin insan kişiliğini hiçe saymasından kaynaklanıyordu. çünkü totalitarizm koşulları altında insan haklarının ve özgürlüğün korunması, ülke kalkınmasının güvence altına alınması mümkün değildi.
sovyetler birliği'nde geriye dönüşün gerçek kuramcısı aleksandr yakovlev, şevardnadze'den önce bu konuyu dile getirirken, kendi görüşünü şöyle açıklamıştı:
"çöküşün nedeni: askeri harcamalar...
sovyet dış siyasetinin en büyük hatası , abd'ninkine öykünmesi ve askerileşmesidir. o zaman dizginsiz bir silahlanma yarışı başladı. bu bir zincir oluşturdu. dişe diş. giderek daha fazla silah üretir olduk. ve ne yapmak için? savaşta bile hepsine ihtiyacımız olacak mıydı? amerikalıların gerisine düşmemek için nükleer kapasitemizi geliştirmeyi sürdürdük. abd elektronik bir tank mı geliştirdi? biz de hemen bir tane edinmeliydik. abd toplarını elektronik araçlarla mı donatıyordu? biz de aynısını yapmalıydık. bu, ülkelere askeri-sanayi kompleksi tarafından dayatılan tamamen gereksiz bir yarış oldu!"
(...)
öyle ki, abd'nin pershing ıı ve cruise füzelerini avrupa topraklarına yerleştirip sovyet topraklarına doğrultmasından sonra, buna karşı koyacak araç gerecin üretimi için bütçeden kaynak aktarımında güçlük çeken çoğu sovyet yöneticileri, bu kuşatılmışlık ortamında, bu top tüfek yarışında, ortaklaşa toplumcu sömürüsüz düzenin gerçekleşmesinden umutlarını kesmişlerdi.
(...)
beş ay sonra eşi raisa'yı da yanına alarak çağrılı olduğu ingiltere'ye giden gorbaçov, ingiltere' de yaptığı konuşmada ortaklaşa toplumcu (sosyalist) üretimi bırakıp bireysel girişimci (kapitalist) üretime geçerek rusya'nın kapılarını yabancı yatırımcılara ardına dek açacaklarını yineleyip, bu arada afganistan' daki sovyet birliklerini uygun koşullarla geri çekeceklerini de duyurunca, ingiltere başbakanı thatcher onu ayakta alkışlamış; bu köklü dönüşüme karşı rusya' da bir direniş ya da ayaklanma olursa kendisini koruyacakları yönünde ona güvence vermişti.
(...)
abd önderliğindeki bireyci sömürgen batı yayılmacılığı, bir yandan kilise aracılığıyla sovyetlerdeki ortodoks hıristiyan gericileri azdırıp onları düzene başkaldırmaya iterken, öte yandan sscb çatısı altında toplanan değişik ulusları ayrılık yönünde kışkırtıyordu. bir yandan rusya' da yaşayan yahudilerin rusya'da edindikleri tüm varsıllıkları, altınları yanlarına alarak israil'e ya da amerika'ya gitme istemlerini kışkırtan abd, öte yandan polonya'da koyu katolik lech walesa önderliğindeki dinsel görünümlü ayrılıkçı eylemleri körüklüyor, rusya'da yaşayan müslüman türkleri de ayrılıkçılığa özendiriyordu.
iblis'in kıblesi adlı kitaptan alıntıdır.
--- alıntı ---
işin özü yine dışarıdan abd destekli oyunlar, içeriden de farklı niyetler peşinde olan birtakım yöneticilerin iş birliği diyebiliriz neden olarak.
edit: bu kitabı mutlaka okuyun derim. içinde türkiye'ye ilişkin neler neler var, şaşarsınız.
devamını gör...
cinsel organını yollayan kişi hakkında ilginç karar
okuyunca ağzıma geleni saymak istediğim ama bu durumda adaletin bana kesin işleyeceğini düşününce vazgeçtiğim karar.
taciz bir suç olduğundan işin o kısmını tartışmayacağım. bu hareket resmen taciz çünkü. eğer bunu suç olarak görmezsek ne olur kısmını tartışabiliriz ama. bundan yüz bulan tacizci, bir sonraki adımında mesela tenhada gördüğü insanlara orasını burasını gösterebilir * ve bir ihtimal onu da suç olarak görmeyenler çıkınca tacizin dozunu adım adım artırabilir ve sonuç yine tecavüze, hatta cinayete kadar gider. bu nedenle yılanın başını küçükken ezeceksin ki bu tipler meydanı boş bulup da at oynatmasın. iyice sapıttı millet artık. bunlara dur diyen bir babayiğit elbette çıkar.
taciz bir suç olduğundan işin o kısmını tartışmayacağım. bu hareket resmen taciz çünkü. eğer bunu suç olarak görmezsek ne olur kısmını tartışabiliriz ama. bundan yüz bulan tacizci, bir sonraki adımında mesela tenhada gördüğü insanlara orasını burasını gösterebilir * ve bir ihtimal onu da suç olarak görmeyenler çıkınca tacizin dozunu adım adım artırabilir ve sonuç yine tecavüze, hatta cinayete kadar gider. bu nedenle yılanın başını küçükken ezeceksin ki bu tipler meydanı boş bulup da at oynatmasın. iyice sapıttı millet artık. bunlara dur diyen bir babayiğit elbette çıkar.
devamını gör...
shock g'nin ölü bulunması
digital underground'un kurucularından chopmaster j, grup üyelerinden shock g, otel odasında ölü bulundu. ölümüyle sevenlerini yıkan rapçinin kesin ölüm nedeni henüz bilinmiyor.
hip hop camiası dmx ve black rob'ın ardından şimdi de shock g'nin otel odasında ölü bulunmasıyla büyük bir yıkım yaşıyor. tupac'ı rap dünyasına armağan eden kişi olarak bilinen shock g'nin ölümü çevresinde adeta şok etkisi yarattı.
buradan
devamını gör...
buzdolabı yumurtalığındaki ilginç şeyler
cokcok'un corona ilaçları.
vet. 'ilaçları dolapta sakla yani yumurtalık bölümünde' dedi. sorgulamadım oraya koydum.
vet. 'ilaçları dolapta sakla yani yumurtalık bölümünde' dedi. sorgulamadım oraya koydum.
devamını gör...
mizah anlayışını birkaç cümle ile anlat
bana sorulan sorular ile spontane gelişiyor.
misafir çocuk:
-teyzecim izin verirsen ben kızılay'a gidecem,
ben:
-izin vermezsem,
çocuk kalıyor, ben gülüyorum, benim çocuklar bana ters ters bakıyor.
bu ülke komik anneye hazır değil.
misafir çocuk:
-teyzecim izin verirsen ben kızılay'a gidecem,
ben:
-izin vermezsem,
çocuk kalıyor, ben gülüyorum, benim çocuklar bana ters ters bakıyor.
bu ülke komik anneye hazır değil.
devamını gör...
şiddet gördüğü sevgilisiyle tekrar barışan insan
muhtemelen evlendikleri zaman, "kocam değil mi canım döver de sever de size ne" diyecek olan insandır.
devamını gör...
fareler ve insanlar
okurken ağladığım sayılı kitaplardan olan, john steinbeck eseri.
yazar kitapta siyahilerin yaşadığı sıkıntıları, ırkçılığın nelere yol açtığını sürükleyici bir tarzda anlatıyor ve etkilenmeden edemiyorsunuz. saf, masum olan lennie; yumuşak şeyleri o kadar çok seviyor ki, severken yanlışlıkla öldürüyor. tıpkı köpeğini, faresini ve patronun karısını da öldürdüğü gibi. bu durum onlara zarar verdiğinden kardeşim, dediği arkadaşı george; bir süre sonra, etrafındakilerin de kışkırtmasıyla, kimine göre acımasızlık, kimine göre de doğru olanı yapıyor.
zaten ince sayılabilecek bir şey ve stefan zweig'ten de bilirsiniz ki; az kelimeyle dahi şaheserler meydana gelebilir. okumadıysanız mutlaka okuyun derim.
altı çizilen birkaç cümle;
"insanın yüreğinin iyi olması için akla ihtiyacı yoktur.
zaten bu ikisi pek birlikte olmuyor gibi."
"lennie’ye döndüm; “atla suya dedim.” atladı.
hiç yüzme bilmiyordu. biz onu çıkarana dek nerdeyse boğuluyordu. onu çekip sudan çıkardım diye bana öyle minnet duydu ki “atla!” diyenin ben olduğumu hepten unutmuştu. işte… onunla bir daha asla dalga geçmedim."
yazar kitapta siyahilerin yaşadığı sıkıntıları, ırkçılığın nelere yol açtığını sürükleyici bir tarzda anlatıyor ve etkilenmeden edemiyorsunuz. saf, masum olan lennie; yumuşak şeyleri o kadar çok seviyor ki, severken yanlışlıkla öldürüyor. tıpkı köpeğini, faresini ve patronun karısını da öldürdüğü gibi. bu durum onlara zarar verdiğinden kardeşim, dediği arkadaşı george; bir süre sonra, etrafındakilerin de kışkırtmasıyla, kimine göre acımasızlık, kimine göre de doğru olanı yapıyor.
zaten ince sayılabilecek bir şey ve stefan zweig'ten de bilirsiniz ki; az kelimeyle dahi şaheserler meydana gelebilir. okumadıysanız mutlaka okuyun derim.
altı çizilen birkaç cümle;
"insanın yüreğinin iyi olması için akla ihtiyacı yoktur.
zaten bu ikisi pek birlikte olmuyor gibi."
"lennie’ye döndüm; “atla suya dedim.” atladı.
hiç yüzme bilmiyordu. biz onu çıkarana dek nerdeyse boğuluyordu. onu çekip sudan çıkardım diye bana öyle minnet duydu ki “atla!” diyenin ben olduğumu hepten unutmuştu. işte… onunla bir daha asla dalga geçmedim."
devamını gör...
normal sözlük'teki aile ortamı
akrabalarımın çoğunu sevmediğim için çok doğru önerme.
devamını gör...
bengaripsengüzeldünyaumutlu ile dünyadan uzak
tekrar belirtiyorum ki bu haftanın formatını ilk duyduğumda hemen anonsumu hazırlayıp gönderdiğim program.
istek şarkım: esmeray-tavukları pişirmişem
kime: o kendini biliyor.*
istek şarkım: esmeray-tavukları pişirmişem
kime: o kendini biliyor.*
devamını gör...
türkiye'nin yeni bir atatürk çıkaramaması
bize, türkiye bir atatürk çıkarmalı diyen başlık. peki türkiye'nin ihtiyacı olan yeni bir atatürk mü?
yani bir atatürk çıksa güneşli günler bizi mi bekliyor olacak?
atatürk üzerinden cevap vermeye çalışalım. atatürk ve onun gibi lider ruhlu olan insanların ortak bir özelliği var: birey olmak, tebaa olmayı reddetmek. nerede olursa olsunlar ister bir imparatorlukta ister bir demokraside birey ruhlu insanlar tarihe damga vuruyor. tebaa olmayı kabul edenler ise kaderlerine razı oluyor.
şöyle bir düşününce atatürk'ün ne kadar bireysel hareket ettiğini görebiliriz. vatanı için mücadele eden bir birey. onun kadar kapsamlı onun kadar ayrıntılı planı olan biri var mıydı? maalesef yoktu. keşke bu yolda bu kadar tek başına kalmasaydı. ama tarih, bir deney- gözlem sahası değil. tarihsel gerçeklikle yetinmek zorundayız. tam bu nokta aslında bize yeni bir atatürk'ün neden bir daha çıkmayacağını/çıkamayacağını söylüyor. (bkz: tarih) #28650
yani atatürk, osmanlı tebaası olmayı reddetmiş bir bireydi ve türk toplumunu da tebaa olmaktan kurtarmak için mücadele etmişti.
biz bugün hâlâ birey-tebaa ikilemi yaşıyoruz. açılan bu başlık da bunu net bir şekilde gösteriyor. ihtiyacımız olan şey bir atatürk değil.
atatürk gibi bireyselliğini tamamlamış insanlar. toplumumuzun buna ihtiyacı var. şu zamana kadar yaşadıklarımız da net olarak bunu gösteriyor.
işin kötüsü demokrasiyi içselleştirememiş bir toplum olarak yine aynı durumda olan insanları yönetici olarak seçtik. yakın tarihimiz bunun örnekleriyle dolu. benim aklıma rahmetli turgut özal'ın meşhur: anayasayı bir kere delmekten bir şey olmaz lafı geliyor. bir örnek sadece.
aslında bu kadar şikayet ediyoruz ama geldiğimiz nokta hiç şaşırtıcı değil. hak etmediğimiz bir noktada değiliz ki. vermediğimiz mücadelenin sonucunu istemeye hakkımız yok. yapabileceğimiz tek şey imkanımız olduğunda doğru seçimi gerçekleştirebilmek. naçizane objektif bir eğitim sistemiyle bu meseleleri aşabileceğimizi düşünüyorum. ama bunun yakın gelecek için bir hayal olduğunu da biliyorum.
dünya dönüyor sen ne dersen de yıllar geçiyor fark etmesen de...
yani bir atatürk çıksa güneşli günler bizi mi bekliyor olacak?
atatürk üzerinden cevap vermeye çalışalım. atatürk ve onun gibi lider ruhlu olan insanların ortak bir özelliği var: birey olmak, tebaa olmayı reddetmek. nerede olursa olsunlar ister bir imparatorlukta ister bir demokraside birey ruhlu insanlar tarihe damga vuruyor. tebaa olmayı kabul edenler ise kaderlerine razı oluyor.
şöyle bir düşününce atatürk'ün ne kadar bireysel hareket ettiğini görebiliriz. vatanı için mücadele eden bir birey. onun kadar kapsamlı onun kadar ayrıntılı planı olan biri var mıydı? maalesef yoktu. keşke bu yolda bu kadar tek başına kalmasaydı. ama tarih, bir deney- gözlem sahası değil. tarihsel gerçeklikle yetinmek zorundayız. tam bu nokta aslında bize yeni bir atatürk'ün neden bir daha çıkmayacağını/çıkamayacağını söylüyor. (bkz: tarih) #28650
yani atatürk, osmanlı tebaası olmayı reddetmiş bir bireydi ve türk toplumunu da tebaa olmaktan kurtarmak için mücadele etmişti.
biz bugün hâlâ birey-tebaa ikilemi yaşıyoruz. açılan bu başlık da bunu net bir şekilde gösteriyor. ihtiyacımız olan şey bir atatürk değil.
atatürk gibi bireyselliğini tamamlamış insanlar. toplumumuzun buna ihtiyacı var. şu zamana kadar yaşadıklarımız da net olarak bunu gösteriyor.
işin kötüsü demokrasiyi içselleştirememiş bir toplum olarak yine aynı durumda olan insanları yönetici olarak seçtik. yakın tarihimiz bunun örnekleriyle dolu. benim aklıma rahmetli turgut özal'ın meşhur: anayasayı bir kere delmekten bir şey olmaz lafı geliyor. bir örnek sadece.
aslında bu kadar şikayet ediyoruz ama geldiğimiz nokta hiç şaşırtıcı değil. hak etmediğimiz bir noktada değiliz ki. vermediğimiz mücadelenin sonucunu istemeye hakkımız yok. yapabileceğimiz tek şey imkanımız olduğunda doğru seçimi gerçekleştirebilmek. naçizane objektif bir eğitim sistemiyle bu meseleleri aşabileceğimizi düşünüyorum. ama bunun yakın gelecek için bir hayal olduğunu da biliyorum.
dünya dönüyor sen ne dersen de yıllar geçiyor fark etmesen de...
devamını gör...
graves hastalığı
tirotoksikozun(tiroid hormon düzeyinin fazlalığına verilen isim) en sık nedenidir.
klinikte canlı bakış,diyare,iştah normalken kilo kaybı,sıcak intoleransı,pretibial miksödem görülür.
kemik turnover'ındaki artışa bağlı hiperkalsemi ve osteoporoz görülebilir.
graves oftalmopatisi olarak bilinen ekzoftalmi,propitosis(gözün dışarı doğru çıkması) çok spesifik bir bulgudur.
bu hastalarda tsh düzeyi düşük t3,t4 düzeyleri artmış bulunur.
tiroid sintigrafisinde bilateral diffüz tutulum görülür
radyoaktif iyot uptake yüksektir.
tedavide anti tiroid ilaç olan propitiyourasil veya metimazol tercih edilir.
radyoaktif iyot ilaç tedavi sonrası nüks gelişirse kullanılır. gebe ve emzirenlere uygulanmaz.
cerrahi olarak tiroid bezi tamamen alınabilir.
oftalmopati olduysa eğer glukokortikod ilk seçenek ilaç grubudur.
klinikte canlı bakış,diyare,iştah normalken kilo kaybı,sıcak intoleransı,pretibial miksödem görülür.
kemik turnover'ındaki artışa bağlı hiperkalsemi ve osteoporoz görülebilir.
graves oftalmopatisi olarak bilinen ekzoftalmi,propitosis(gözün dışarı doğru çıkması) çok spesifik bir bulgudur.
bu hastalarda tsh düzeyi düşük t3,t4 düzeyleri artmış bulunur.
tiroid sintigrafisinde bilateral diffüz tutulum görülür
radyoaktif iyot uptake yüksektir.
tedavide anti tiroid ilaç olan propitiyourasil veya metimazol tercih edilir.
radyoaktif iyot ilaç tedavi sonrası nüks gelişirse kullanılır. gebe ve emzirenlere uygulanmaz.
cerrahi olarak tiroid bezi tamamen alınabilir.
oftalmopati olduysa eğer glukokortikod ilk seçenek ilaç grubudur.
devamını gör...
lustral
anksiyete bozukluğu gibi hastalıkların tedavisinde kullanılan ilaç.
devamını gör...
kış tatili görüntülerine soruşturma
göstermelik bir soruşturma olduğunu düündüğüm haber. bu ülkede patrona kodamana bir şey olmaz. olan sadece işçiye, emekçiye ve garibana olur.
devamını gör...
otuz yaş üstü normal sözlük ablalarına bir şarkı gönder
adettir; tabak boş gönderilmez.*
küçüğüm
küçüğüm, daha çok küçüğüm
bu yüzden bütün hatalarım
öğünmem bu yüzden
bu yüzden kendimi özel, önemli zannetmem
küçüğüm, daha çok küçüğüm
bu yüzden bütün saçmalamam
yenilmem bu yüzden
bu yüzden kendime hâlâ güvensizliğim
ne kadar az yol almışım, ne kadar az
yolun başındaymışım meğer
elimde yalandan, kocaman, rengârenk
geçici oyuncak zaferler
ne kadar az yol almışım, ne kadar az
yolun başındaymışım meğer
elimde yalandan, kocaman, rengârenk
geçici oyuncak zaferler
küçüğüm, daha çok küçüğüm
bu yüzden bütün korkularım
gururum bu yüzden
bu yüzden çocuk gibi korunmasızlığım
küçüğüm, daha çok küçüğüm
bu yüzden sonsuz endişem
savunmam bu yüzden
bu yüzden bir küçük iz bırakmak için didinmem
küçüğüm
küçüğüm, daha çok küçüğüm
bu yüzden bütün hatalarım
öğünmem bu yüzden
bu yüzden kendimi özel, önemli zannetmem
küçüğüm, daha çok küçüğüm
bu yüzden bütün saçmalamam
yenilmem bu yüzden
bu yüzden kendime hâlâ güvensizliğim
ne kadar az yol almışım, ne kadar az
yolun başındaymışım meğer
elimde yalandan, kocaman, rengârenk
geçici oyuncak zaferler
ne kadar az yol almışım, ne kadar az
yolun başındaymışım meğer
elimde yalandan, kocaman, rengârenk
geçici oyuncak zaferler
küçüğüm, daha çok küçüğüm
bu yüzden bütün korkularım
gururum bu yüzden
bu yüzden çocuk gibi korunmasızlığım
küçüğüm, daha çok küçüğüm
bu yüzden sonsuz endişem
savunmam bu yüzden
bu yüzden bir küçük iz bırakmak için didinmem
devamını gör...



