yarıda bırakılan kitaplar
'kitaplarını yarım bırakırsan arkandan ağlarlar, gün gelir hesap sorarlar' denilseydi yarım bırakılmamış kitaplar olabilirlerdi**.
devamını gör...
rurouni kenshin (yazar)
sevgili abim, evet ben bu yazıyı sana yazdım*.
sabah tam aklıma sana bir nickaltı tanımı daha girmek geldi sonra bir baktım benim nickaltımda bir yazı. şaşırdım tabii. teşekkür ederim öncelikle canımsın.
buraya geldiğimden beri birçok yazarla tanıştım, konuştum. hepsi de çok güzel insanlar ama abicim senin yerin ayrı. nasıl biliyor musun. sanki bir çıkmazdasın da yol göstericin o anda yanında bitiyor gibi. sanki karanlık bir yerdesin, kaybolmuşsun da o tutuğundun küçük ışık hüzmesi hep seninle gibi. her gün seninle konuşmazsam vallahi içim rahat etmiyor.
bu arada bana yazdığın şeyleri görünce, özellikle de son yazdıklarını, bir göz dolması yaşamadım desem yalan olur. bilirsin ben duygusalım. ama sen o yüce ve güzel gönlüne herkesi sığdırabiliyorsun. bir kere hikayelerin ve tanımların benden birçok eleştiri alsa da hepsi bayıldığım şeyler oldu. çok güzellerdi. kendine özgü bir tarzın var ve bunu çok güzel kullanıyorsun. yazım tarzın zaten mükemmel bana da bu konuda çok yardımcı oluyorsun. onun dışında zaten muhabbetin çok güzel dediğim gibi doyum olmuyor.
abicim sen her zaman beni destekledin ve bu burada benim için çok önemliydi. yani daha yazacak çok şeyim var ama buraya sığdıramam ki ne kadar yazsam da seni anlatmaya yetmez. bu arada abicim seninle daha çook güzel işlere imza atacağız bak bir yere gitmek yok vallahi darılırım*.
son olarak seni edip cansever'in güzel sözleriyle anlatmak istiyorum. bilirsin şairler uzun uzun yazılacak kadar değerli kimseleri hep birkaç dizeye sığdırabilmişlerdir. onların süper güçleri de budur. ben de sana bu dizeleri yazmak istedim:
"sana her zaman söylüyorum, senin yüzünde gülmek var. bakınca bir yaşam ordusu çıkıyor aydınlığa."
aynen öyle abicim aynen öyle. senin de cümlelerinde gülmek var okuyunca bir yaşam ordusu çıkıyor aydınlığa. hem bu sözlük güzelse senin yüzünden.
sanki bu yazı bu nickaltına girdiğim son yazı da olmayacak gibi*.
sabah tam aklıma sana bir nickaltı tanımı daha girmek geldi sonra bir baktım benim nickaltımda bir yazı. şaşırdım tabii. teşekkür ederim öncelikle canımsın.
buraya geldiğimden beri birçok yazarla tanıştım, konuştum. hepsi de çok güzel insanlar ama abicim senin yerin ayrı. nasıl biliyor musun. sanki bir çıkmazdasın da yol göstericin o anda yanında bitiyor gibi. sanki karanlık bir yerdesin, kaybolmuşsun da o tutuğundun küçük ışık hüzmesi hep seninle gibi. her gün seninle konuşmazsam vallahi içim rahat etmiyor.
bu arada bana yazdığın şeyleri görünce, özellikle de son yazdıklarını, bir göz dolması yaşamadım desem yalan olur. bilirsin ben duygusalım. ama sen o yüce ve güzel gönlüne herkesi sığdırabiliyorsun. bir kere hikayelerin ve tanımların benden birçok eleştiri alsa da hepsi bayıldığım şeyler oldu. çok güzellerdi. kendine özgü bir tarzın var ve bunu çok güzel kullanıyorsun. yazım tarzın zaten mükemmel bana da bu konuda çok yardımcı oluyorsun. onun dışında zaten muhabbetin çok güzel dediğim gibi doyum olmuyor.
abicim sen her zaman beni destekledin ve bu burada benim için çok önemliydi. yani daha yazacak çok şeyim var ama buraya sığdıramam ki ne kadar yazsam da seni anlatmaya yetmez. bu arada abicim seninle daha çook güzel işlere imza atacağız bak bir yere gitmek yok vallahi darılırım*.
son olarak seni edip cansever'in güzel sözleriyle anlatmak istiyorum. bilirsin şairler uzun uzun yazılacak kadar değerli kimseleri hep birkaç dizeye sığdırabilmişlerdir. onların süper güçleri de budur. ben de sana bu dizeleri yazmak istedim:
"sana her zaman söylüyorum, senin yüzünde gülmek var. bakınca bir yaşam ordusu çıkıyor aydınlığa."
aynen öyle abicim aynen öyle. senin de cümlelerinde gülmek var okuyunca bir yaşam ordusu çıkıyor aydınlığa. hem bu sözlük güzelse senin yüzünden.
sanki bu yazı bu nickaltına girdiğim son yazı da olmayacak gibi*.
devamını gör...
odyoloji
sadece işitme değil, aynı zamanda denge bozuklukları alanını da inceleyen, tanı ve tedavisini yapan bilim dalıdır.
devamını gör...
toplum sözleşmesi
(bkz: toplum sözleşmesi) rousseau'nun dört kitaptan oluşan, mülkiyet, eşitlik, özgürlük, yasa, devlet gibi konulara ele alıp insan ve toplumun gelişimini bu kavramlar üzerinden değerlendiriyor. özgür bireyin toplumla ve devletle ilişkisinin bilhassa üzerinde duruyor birinci bölüm " insan özgür doğar, oysa her yerde zincire vurulmuştur" diye başlar. ayrıca rousseau vatandaşlığı ise kitapta şu şekilde tanımlamıştır "biz bütün vatandaşlar kendi çıkarlarımızdan yine hepimizin ortak çıkarları için fedakarlık yaparız. devlet burada sadece bir rol üstlenici konumundadir aslında ve anayasa dedigimiz toplum sözleşmesi, hepimizin tabi olduğu ve kapsayıcı nitelik taşır. kısacası, kendini topluma bağlayan kişi, hiç kimseye bağlanmamış olur ve kendi üzerinden başkasına tanımış olduğu hakların aynını elde etmeyen hiçbir üye bulunmadığına göre de,herkes hem yitirdiginin tam karşılığını, hem de elindekini korumak için daha çok güç kazanmış olur". yine tek ve mutlak bir hükümet biçimi olmadığını devletlerin nüfusuna göre yönetim biçimlerinin de değişiklik göstermesi gerektiğini savunur. rousseaunun bu eseri aynı zamanda fransız devriminin öncülerine de esin kaynağı olmuştur.
-hükümet ya da yüksek yönetim diye yürütme gücünün yasal yoldan kullanılmasına; hükümdar ya da görevli diye de, bu yönetim işini üstüne alan kimseye ya da bütüne diyorum. sy 34
-hükümet ya da yüksek yönetim diye yürütme gücünün yasal yoldan kullanılmasına; hükümdar ya da görevli diye de, bu yönetim işini üstüne alan kimseye ya da bütüne diyorum. sy 34
devamını gör...
hastası olunan sözler
şu harika sözdür:
"fazla tevazunun sonu, vasat insandan nasihat dinlemektir" - ibn-i haldun
not: bu sözün ibn-i haldun'a ait olmadığını söyledi esg. kayda geçmiş böyle bir sözü yokmuş. ben de böyle gördüğüm için yazmıştım, anonim diyebiliriz.
"fazla tevazunun sonu, vasat insandan nasihat dinlemektir" - ibn-i haldun
not: bu sözün ibn-i haldun'a ait olmadığını söyledi esg. kayda geçmiş böyle bir sözü yokmuş. ben de böyle gördüğüm için yazmıştım, anonim diyebiliriz.
devamını gör...
at eti
bazı mezecilerde bulabileceğiniz et türüdür. bunu satan yerler domuz eti de satarlar çoğunlukla.
ha satan yerler de kaçak olarak değil yasak olarak satar haberiniz ola. inek etini at eti diye vermezler yani.
ha satan yerler de kaçak olarak değil yasak olarak satar haberiniz ola. inek etini at eti diye vermezler yani.
devamını gör...
süt verdiğim kedinin duvardan üzerime jeff hardy atlayışı yapması
bir ara kedi çöpten sıçrayarak korkuttu beni. tabi ben cumali koçovalı intikamımı alırım. üç sokak boyunca kovaladım o kediyi. sonra dönüp ağam napıyoz biz dedi ben de ne bilim gaza geldim dedim. olaysız dağıldık sonra.
devamını gör...
a0 ingilizceyle utanmadan yurt dışı hayali kurmak
niye utansın arkadaşım, o arkadaşın en azından bir hayali var ama üzgünüm başlık sahibi elinizde avucunuzda hayalini kurabileceğiniz bir şeyiniz kalmamış olmalı ki insanların hayallerinin utançlığını sorguluyorsunuz, insanların hayallerine de burnunuzu sokmayın.
devamını gör...
ilk buluşmada yenmemesi gereken yiyecekler
sakin ol ve nickimi oku...
devamını gör...
kariyer merdiveni
ahmet haşim'in
ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden' dizesini benimsediğimi zannederken; bu videodaki hanımefendi gibi yanlış çıkıyormuşum merdivenlerden.
ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden' dizesini benimsediğimi zannederken; bu videodaki hanımefendi gibi yanlış çıkıyormuşum merdivenlerden.
devamını gör...
kötü çocuk
buradaki bazı yazarların birkaç entrysi bile bu kitaptan daha çok şey katar size.
devamını gör...
erdem bayazıt
çokça sevdiğim birkaç dizenin saygıdeğer yazarıdır.
yaslan göğsüme sevdiğim
benim gönlüm gök gibidir açık deniz gibidir
pas tutmaz benim içim yeryüzü gibidir
toprak gibidir
sen ki bulut gibisin
ay gibisin güneş gibi bazen.
yaslan göğsüme sevdiğim
benim gönlüm gök gibidir açık deniz gibidir
pas tutmaz benim içim yeryüzü gibidir
toprak gibidir
sen ki bulut gibisin
ay gibisin güneş gibi bazen.
devamını gör...
#helaletmiyorum
edit: silivri soğuk yazan arkadaşlar. helallik istemiş birisine ya helal ederiz ya da etmeme hakkına sahibiz. bunun neresinde yanlış var.
buradan
akp'li cumhurbaşkanı, helallik istemiş. hadi seçime git bakalım helal ediyor muyuz etmiyor muyuz görelim.
buradan
akp'li cumhurbaşkanı, helallik istemiş. hadi seçime git bakalım helal ediyor muyuz etmiyor muyuz görelim.
devamını gör...
öğretmenleri anlamak
anlaşılması çok da umrumda değil demek istediğim durumdur. ama öyle değil maalesef. insan severek yaptığı gerçekten emek verdiği herhangi şeyin karşılığında öyle içi boş şeyler duymak istemiyo bazen. bu anlaşılamayan meslekte iş öğrenciyle bitse ohooo zaten halledilmeyecek bi şey yok. ama işin içine veli giriyo, idare giriyo, meb giriyo, hele göreve ilk başladığında bir sürü evrak işi vs. giriyo. sadece öğrenciyle bitmiyo yani bu anlaşılamayan öğretmenlerin işi. aa ayıp bana akrabaları unuttum bakın, onlar girmese olur mu, her şeyi de bilir efendilerimis, rahattır öğretmenlik akrabalarımıza göre de. zorluklarını gel bi de onlara anlat. anlatmicam lan bu son, kim de düşünürse düşünsün. (anlattı)
göreve yeni başlamış biri olarak söylüyorum ki işimi gerçekten çok seviyorum, bu koşullarda mesleğime başlamama rağmen. şimdi yatarak para kazandığın için seversin tabi diyecek minuşkalar eminim çıkar, selam olsun onlara, ama gerçekten seviyorum, şu sıralar bu uzaktan eğitimin müthiş yoruculuğuna rağmen seviyorum. dersim bitti kapa bilgisayarı değil olay, ders biter, ders notu hazırlarsın, ödev gönderirsin, teker teker geri dönüş yaparlar, ödevleri atarlar, bak burda this değil that yazacaksın çünküüü.... diye anlatırsın tekker tekker. sonra her gün ders atama durumu var artık eba zoom vs. işte, asıl baba olaya geliyorum şu süreçte sürekli veliyle iletişim halindesin, çılgın attırırlar yemin ediyorum size, ayıq olun kafayı yemeyin :)))))) demem o ki aşırı vakit alan şeyler bu bahsettiklerim, 400 öğrencim var lan benim vicdanım rahat olacak diye hepsine çocuğummuş gibi anlatıyorum her şeyi, öyle davranıyorum hepsine. şimdi bunları niye anlattım; zor değil bebişler anlamak bu öğretmenleri, şu süreçte de anlamazsanız zaten anlamayın daha da, hadi kib
göreve yeni başlamış biri olarak söylüyorum ki işimi gerçekten çok seviyorum, bu koşullarda mesleğime başlamama rağmen. şimdi yatarak para kazandığın için seversin tabi diyecek minuşkalar eminim çıkar, selam olsun onlara, ama gerçekten seviyorum, şu sıralar bu uzaktan eğitimin müthiş yoruculuğuna rağmen seviyorum. dersim bitti kapa bilgisayarı değil olay, ders biter, ders notu hazırlarsın, ödev gönderirsin, teker teker geri dönüş yaparlar, ödevleri atarlar, bak burda this değil that yazacaksın çünküüü.... diye anlatırsın tekker tekker. sonra her gün ders atama durumu var artık eba zoom vs. işte, asıl baba olaya geliyorum şu süreçte sürekli veliyle iletişim halindesin, çılgın attırırlar yemin ediyorum size, ayıq olun kafayı yemeyin :)))))) demem o ki aşırı vakit alan şeyler bu bahsettiklerim, 400 öğrencim var lan benim vicdanım rahat olacak diye hepsine çocuğummuş gibi anlatıyorum her şeyi, öyle davranıyorum hepsine. şimdi bunları niye anlattım; zor değil bebişler anlamak bu öğretmenleri, şu süreçte de anlamazsanız zaten anlamayın daha da, hadi kib
devamını gör...
greenpeace
çevreye duyarlı insanları pasifleştiren, yaptıkları pasif eylemlerle kapitalistlerin yaptıklarından vazgeçeceğini sananların grubu.
devamını gör...
psikanalitik gelişim kuramı
sigmund freud'un psikoanalitik gelişim kuramına göre, kişinin geçmiş yani çocukluk zamanındaki ailesiyle yaşadıkları çok önemlidir. freud, ilk 6 yılın, kişiliğin gelişiminde önemli bir yeri olduğunu vurgulamıştır.
freud'un kuramına göre psikoseksüel gelişim 5 aşamadır:
-oral stage (oral dönem) : bebeklik (0-1.5 yaş) dönemini kapsar. bu dönemde haz kaynağı ağızdadır ve emme ile gerçekleşir. bebeğin sütten çok erken ya da geç ayrılması, oral dönemde saplantıya neden olabilir. bu saplantı da yetişkinlikte sigara içme, aşırı yemek yeme, aşırı sakız çiğneme gibi davranışlara neden olabilir.
-anal stage (anal dönem) : 1/2 ila 3 yaşlarını kapsar. bu dönem, anüse odaklanmaktadır. çocuğun tuvalet eğitimi çok önemlidir. çok baskıcı ya da çok ilgili ebeveynler, çocuklarının yetişkinlik dönemlerinde cimri, inatçı, çekingen, vurdumduymaz gibi davranışlar sergilemesine neden olabilir.
-phallic stage (fallik dönem) : 3 ila 6 yaş arasını kapsar. bu dönemde çocuklar cinsel organlarına odaklanıp cinsel farklılıkları fark eder. çocuğun keşfi önemlidir. ebeveynlerine bu konuda sorular sorarlar. azarlayıp baskıcı olmak çocukta suçluluk duygusu uyandırır ve cinselliğe karşı olumsuz tutumun en büyük nedenlerindendir.
-latency stage (latent- gizli dönem) : önceki dönemlerde cinsel dürtünün ağızda, anüste ve cinsel organlarda olduğunu söylemiştik. bu dönemde cinsel dürtü gizlidir. 6 yaş ile ergenlik çağını kapsar. çocuklar bu dönemde oyun oynamaya, sosyal becerilerini geliştirmeye ve derslerinde başarılı olmaya odaklanmıştır. bu yaş grubunun öğretmeninin gözüne girmeye çalışma gibi davranışları vardır. ayrıca, bu dönemde çocuklar aynı cinsiyetten arkadaşlarla oynama eğilimindedir.
-genital stage (genital dönem) : ergenlik ile yetişkinliği kapsar ve son dönemdir. bu dönemde aile dışındaki kişiye karşı cinsel haz duyulur fakat üreme amaçlı değildir. ilk dört dönemi sağlıklı geçiren bireyler, genital dönemi de sağlıklı bir şekilde geçirir.
freud'un kuramına göre psikoseksüel gelişim 5 aşamadır:
-oral stage (oral dönem) : bebeklik (0-1.5 yaş) dönemini kapsar. bu dönemde haz kaynağı ağızdadır ve emme ile gerçekleşir. bebeğin sütten çok erken ya da geç ayrılması, oral dönemde saplantıya neden olabilir. bu saplantı da yetişkinlikte sigara içme, aşırı yemek yeme, aşırı sakız çiğneme gibi davranışlara neden olabilir.
-anal stage (anal dönem) : 1/2 ila 3 yaşlarını kapsar. bu dönem, anüse odaklanmaktadır. çocuğun tuvalet eğitimi çok önemlidir. çok baskıcı ya da çok ilgili ebeveynler, çocuklarının yetişkinlik dönemlerinde cimri, inatçı, çekingen, vurdumduymaz gibi davranışlar sergilemesine neden olabilir.
-phallic stage (fallik dönem) : 3 ila 6 yaş arasını kapsar. bu dönemde çocuklar cinsel organlarına odaklanıp cinsel farklılıkları fark eder. çocuğun keşfi önemlidir. ebeveynlerine bu konuda sorular sorarlar. azarlayıp baskıcı olmak çocukta suçluluk duygusu uyandırır ve cinselliğe karşı olumsuz tutumun en büyük nedenlerindendir.
-latency stage (latent- gizli dönem) : önceki dönemlerde cinsel dürtünün ağızda, anüste ve cinsel organlarda olduğunu söylemiştik. bu dönemde cinsel dürtü gizlidir. 6 yaş ile ergenlik çağını kapsar. çocuklar bu dönemde oyun oynamaya, sosyal becerilerini geliştirmeye ve derslerinde başarılı olmaya odaklanmıştır. bu yaş grubunun öğretmeninin gözüne girmeye çalışma gibi davranışları vardır. ayrıca, bu dönemde çocuklar aynı cinsiyetten arkadaşlarla oynama eğilimindedir.
-genital stage (genital dönem) : ergenlik ile yetişkinliği kapsar ve son dönemdir. bu dönemde aile dışındaki kişiye karşı cinsel haz duyulur fakat üreme amaçlı değildir. ilk dört dönemi sağlıklı geçiren bireyler, genital dönemi de sağlıklı bir şekilde geçirir.
devamını gör...
kafein bağımlılığı
yeryüzündeki en yaygın bağımlılıklardan biridir.
kahve ve çay, ucuz ve rahat ulaşılabilirliği, üstüne legal oluşuyla bugün hemen herkesin hayatında. eşsiz kokusu, kıvamı ve çeşitli işlenme türleriyle bizi içine çeken, rahatlamamızı sağlayan içecekler bunlar. öyle ki sigarasını kahvesiz/çaysız içemeyen, bir fincan kahve olmadan güne başlayamayan milyonlarca insan var. her ne kadar bu örnekler size çok masum gelse de, yüzünüzü güldürse de bu çay ve kahve çılgınlığı, kafein bağımlılığını da beraberinde getiriyor.
sadece çay ve kahveden örnek vermiş olsam da meşrubat olarak içtiğimiz hemen her içecekte kafein bulunuyor (çikolatalı her şey, soğuk çay ve kola gibi çeşitli endüstriyel içecekler). öyle ki kafeinsiz diye satılan kahvelerin dahi bir fincanında 4 mg kadar kafein bulunduğu söyleniyor. bir bardak çayda 40-80 mg, bir fincan kahvede ise 70-100 mg kafein bulunduğu su götürmez bir gerçek (tabi ki çayın demliliği ve kahvenin sertliği, işleme biçimine göre kafein miktarları değişebilir).
kafein bağımlısı olduğumuzu nasıl anlarız?
bir gün içinde ortalama ne kadar kahve, çay ve endüstriyel içecek tükettiğinizi hesaplayabilirsiniz. günde ortalama 7-8 bardak çayla birlikte 2-3 fincan kahve içen hemen her insanda kafein bağımlılığı baş gösteriyor. ilk başlarda günde 300 mg ile temelleri atılır, daha sonraları bu miktar 700 mg'ın üstüne çıkar. kafein bağımlılarının günlük aldıkları kafein miktarı 700 mg civarlarında dolaşıyor.
bununla birlikte vücuduna yeterli miktarda kafein almayan bağımlılar, belli bir noktadan sonra uyku problemleri, halsizlik, konsantrasyon eksikliği, motivasyon düşüklüğü, düşünsel aktivitede yavaşlama ve asabiyet gibi belli başlı belirtiler gösteriyor.
günde 4-5 fincan kahve içen ve 10 bardak çayın altına düşmeyen bir bağımlı olarak tanımımı yazdım, kahve-sigara yapmaya gidiyorum... *
kahve ve çay, ucuz ve rahat ulaşılabilirliği, üstüne legal oluşuyla bugün hemen herkesin hayatında. eşsiz kokusu, kıvamı ve çeşitli işlenme türleriyle bizi içine çeken, rahatlamamızı sağlayan içecekler bunlar. öyle ki sigarasını kahvesiz/çaysız içemeyen, bir fincan kahve olmadan güne başlayamayan milyonlarca insan var. her ne kadar bu örnekler size çok masum gelse de, yüzünüzü güldürse de bu çay ve kahve çılgınlığı, kafein bağımlılığını da beraberinde getiriyor.
sadece çay ve kahveden örnek vermiş olsam da meşrubat olarak içtiğimiz hemen her içecekte kafein bulunuyor (çikolatalı her şey, soğuk çay ve kola gibi çeşitli endüstriyel içecekler). öyle ki kafeinsiz diye satılan kahvelerin dahi bir fincanında 4 mg kadar kafein bulunduğu söyleniyor. bir bardak çayda 40-80 mg, bir fincan kahvede ise 70-100 mg kafein bulunduğu su götürmez bir gerçek (tabi ki çayın demliliği ve kahvenin sertliği, işleme biçimine göre kafein miktarları değişebilir).
kafein bağımlısı olduğumuzu nasıl anlarız?
bir gün içinde ortalama ne kadar kahve, çay ve endüstriyel içecek tükettiğinizi hesaplayabilirsiniz. günde ortalama 7-8 bardak çayla birlikte 2-3 fincan kahve içen hemen her insanda kafein bağımlılığı baş gösteriyor. ilk başlarda günde 300 mg ile temelleri atılır, daha sonraları bu miktar 700 mg'ın üstüne çıkar. kafein bağımlılarının günlük aldıkları kafein miktarı 700 mg civarlarında dolaşıyor.
bununla birlikte vücuduna yeterli miktarda kafein almayan bağımlılar, belli bir noktadan sonra uyku problemleri, halsizlik, konsantrasyon eksikliği, motivasyon düşüklüğü, düşünsel aktivitede yavaşlama ve asabiyet gibi belli başlı belirtiler gösteriyor.
günde 4-5 fincan kahve içen ve 10 bardak çayın altına düşmeyen bir bağımlı olarak tanımımı yazdım, kahve-sigara yapmaya gidiyorum... *
devamını gör...
kahkaha
ömrü uzatan ve acıyı azaltan ses efekti. içinizden geliyorsa dolu dolu kahkaha atın. gülmek ve kahkaha atmak yaşamanın en güzel belirtisidir.
devamını gör...

