kafesteki kuş neden şakır bilirim (i know why the caged bird sings) kitabı yazar, şair, şarkıcı, dansçı, oyun yazarı ve öğretmen maya angelou’ nun yedi kitaptan oluşan sıra dışı ve ilham verici yaşam öyküsünün ilk cildi. savunmasız, şiddet gören küçük bir kızın, ırkçılık ve bağnazlıkla savaşarak güçlü bir karaktere; onurlu ve göz kamaştırıcı bir genç kadına dönüşmesinin öyküsünü anlatıyor.
ilk kez 1969’da amerika’da yayımlanan bu kitap okuyanların kalbine dokunan ve düşüncelerini değiştiren dünya çapında sevilen bir modern klasik. "abd'nin en çok yasaklanan yazarı" olarak bilinen maya angelou'nun bu romanı, şiddet, müstehcenlik, küfürlü dil kullanımı vs. gibi gerekçelerle defalarca yasaklandı. en zor zamanlarda dahi umudunuzu kaybetmeyin mesajı veren bu önemli eser amerikan edebiyatının en önemli 25 klasik eseri arasında yer alıyor.
“içinde anlatılmamış bir hikaye taşımaktan daha büyük bir eziyet yoktur".
devamını gör...

bu enflasyon, pahalılık ve kriz ortamında şaşırmadığım durum.

bende esas şok etkisi yaratan şey, birden bire piyasadan buharlaşan müzik kutuları oldu. evet bildiğiniz müzik kutusu. hani şu balerinli, kurmalı türleri olan kutumsu zımbırtı.*

istanbul gibi bir şehrin en işlek yerlerinde bulamadım lan. adama müzik kutusu diyorum "o ne?" diye soruyor. hadi hayatında hiç görmedin de "müzik kutusu" deyince sana hiç mi bir şey çağrıştırmıyor alüminyum?

sonunda birkaç tane bulabildim ama bulduklarımın da dünya üzerinde daha uyduruğu yoktur muhtemelen.

bu gidişle kendim tasarlayıp özel olarak yaptıracağım. bütün paramı da buna gömücem. eved.
devamını gör...

her ne kadar venom'da çirkin olsa da.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

anlaşılmamak
fazla empati
aşırı duygusallık
sevdiğin kadar sevilmemek *
devamını gör...

“yangın yeri gibisin. kalbine dokunsam yanıcağımı biliyorum. uzak kalamıyorum her şeye rağmen yanmayı göze almak istiyorum.”

ağlayarak söylediği için epey kalbim erimişti. ben de ağladım tabii.
devamını gör...

sadece 2-3 günlük kafa iznimde bile bu durumu kanıtlamak için oldukça malzeme toplamam, bu gerçeği gözler önüne sermek için fazlasıyla yetiyor. dışarıdan burger sipariş ediyorum, sosları ve içecekleri getirmeyi unutuyorlar. kargo sipariş ediyorum, teslim edilmeyen ürünler sisteme "teslim edildi" diye yanlış kaydediliyor. eve usta çağırıyorum, balkondaki camları halletmek yerine sigara içip, muhabbet etmekten işlerini yapmıyorlar. yine bu sefer trendyol'a bakıyorum, ortalık sahte ve çakma üründen geçilmiyor. bunlar sadece 2 günlük birikimim bu arada, ki elbette bunlar günlük hayatta yaşadığım, tamamen şahsi ve minik sorunlar. olayı bu kadar basite indirgememekle beraber, kötü yönetilen bir ülkedeki tüm bu vasat altı anlayışın hayatımızın en ufak detaylarına kadar yansımış olduğunu rahatlıkla sezebilmekteyim.

daha önce bahsettiğim 1,5 yıl sonra gelen kargo'dan bahsetmiyorum bile. daha alâ bir fiyasko da türkiye cumhuriyeti'nde çok nadir görülmüştür herhalde. o ihtimal de anca benim gibi bir cenabeti bulabilirdi zaten.

peki ya, bu nedir sevgili sözlük yazarları? neden kimse işini düzgün yapmıyor bu ülkede. "vatanını en çok seven görevini en iyi yapandır" diyen bir atanın şimdiki torunlarına bakın bir de. gerçekten de gün geçmiyor ki, şu ülkede bir dolandırıcı, sahtekar, tembel, ilgisiz veya suratsız bir çalışana rastlamayalım. gerçekten çok yazık aslında, biz hakkımızı aramayıp, bu duruma alıştıkça, maalesef kimse de kendini düzeltmeye yeltenecek gibi gözükmüyor...
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
emin olalım:
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

(bkz: do i wanna know)

(bkz: why'd you only call me when you're high)

(bkz: i wanna be yours)

şarkılarıyla her seferinde kendini dinleten ingiliz rock grubu.
devamını gör...

bir de efsane yazıyorsa "resmen harcanıyor" diyeceğim kişi olur kendisi. keşfetmenin haklı gururunu yaşarım sayesinde.

inşallah vardır öyle biri de ilk bana denk gelir. *
devamını gör...

onur ünlü'nün komedi türünde dişiyle tırnağıyla oluşturduğu komedi, aile dizisi. hem yazıp hem yönetti kendileri ve daha bir çok görevi üstlendi dizide.

leyla ile mecnun'dan sonra boşa düşen ekip bir kaç dizi denemesi daha yaptı. tam kadro olanlar (ben de özledim) bir yana böyle bir iki kişiyi alıp çektikleri (mutlu ol yeter- sadece ali atay var ama idare edi verin. ) ve malesef hepsinin sonu aynı olan diziler bunlar. bu dizi mesela 1 sezon devam etti. yıllardır türk yapımı dizi izlemeyen beni bile çekti kendine. ağa, aşiret, birkaç eşli, sevgilili holding dizileri ya da vurdulu kırdılı mafya dizileri ne olduğu kimin eli kimin cebinde belli olmayan garip gurup senaryolardan bıkıp yıllarca tv dizisi izlemeyen ben bu ekibin dizilerini pür dikkat izledim.

yani vaavv değil tabi ama insanın hayatına dokunan bir yapısı var dizinin. beş kardeş beşi birbirinden başka. telaşlar, istekleri, hayata bakışları falan. mantık hataları yok mu evet var ama biz onur ünlü'nün ve bu ekibin ürünlerini böyle sevdik. saf, temiz, kendi halinde hayatlara değinen projeler. ara ara saçmalamak hakları hangimiz saçmalamadık? bizi anlatıyor işte yahu.

bitince biraz üzülmüştüm. böyle diziler neden sevilmiyor anlamış değilim. entrika, vurdu kırdı, kadın çocuk istismarı kısaca psikolojimizi tarumar eden kasvet abideleri daha bir rüvanşta aman ben izlemiyorum onları zaten. izleyip dertlenenler düşünsün.

iyi seyirler...

oyuncular,
serkan keskin
osman sonant
tansu biçer
nadir sarıbacak
fatih artman
serdar orçin
melisa sözen
nihal yalçın
ece dizdar
gizem erdem
eylül su sapan
merve ateş
merve dizdar
köksal engür
ayşen gruda
serkan kuru
ahmet kaynak
bahar selvi
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

adam yanlışlıkla muhalefet yapmış. ülkenin yarısının fakir olduğunu itiraf etmiş. ulan ülkenin yarısı fakir diye açıklamayı ben yapmış olsam linç yerim, vatan haini, 15 temmuz haini diye söylenirler arkamdan.
devamını gör...

bir hücrenin (özellikle nöronlar ve kas hücrelerinin, gelin biz buna excitable hücreler diyelim genel olarak) gelen uyarıya cevap verebilmeleri için aşmaları gereken eşik değer.

nöron üzerinden konuyu anlatacağım. altındaki fizyolojik mekanizmayı bilirseniz patofizyolojisini de anlamak daha kolay olur. nöron (ya da halk arasındaki ismiyle sinir hücresi) bir uyartıyı alıp ileten hücrelerdir, saçaklı bir sürü kolun yanında uzun bir tane daha özel bir kola daha sahiptir (multipolar nöron şeklini çiziyorum şu an size). şöyle bir şey
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
somaya (hücre gövdesi) bitişik olan kısa ve çok sayıda olan hücre çıkıntılarının her biri dendrit olarak isimlendirilirken uzun olan tek kol akson olarak isimlendirilir, bu da bizim konuyu öğreneceğimiz olayların geçtiği yer olacak.

bir nörona elektriksel sinyal ulaştığı zaman dendritten hücreye giriş yapar, hücre gövdesini geçer, daha sonra aksondan geçerek akson ucundan hücreyi terk eder. elektriksel sinyalden kastımız şehirlerarası enerji nakil hatları gibi elektrik taşınımı değil, membran depolarizasyonu denen olaydan bahsediyoruz. şurada görsel olarak görebilirsiniz ama teknik detaylarına gireceğim birazdan.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

resting fazda hücrelerin membran potansiyeli -70mv değerdedir. membran çift tabakalı bir yapıda olduğu için hücrenin içi ve dışındaki iyon konsantrasyonu birbirinden farklıdır. resting faz için konuşursak hücre içinde k+ (potasyum) iyonları fazlayken dışarıda na+ (sodyum) iyonları fazladır. bunun baş sorumlusu membranda yerleşik olan na+/k+ voltage-gated iyon kanallarıdır. bu pompalar, içeri aldığı her 2 potasyum başına 3 sodyumu dışarı atar. 10 potasyumu içeri aldığında içerideki net yük +10 olacakken dışarıya attığı 15 sodyumdan dolayı dışarısı +15 olacaktır değil mi, işte bu sebeple hücre içi dışından daha negatif yüklüdür (ayrıca bu pozitif yüklerin negatif counterpart iyonları falan da var), bu yüzden -70mv olarak resting membran potansiyeli bulunur (ki biz bu voltaj farklılığının bulunmasına polarizasyon diyoruz). siz "neden sıfır değil, hadi sıfır değilse neden negatif?" sorusunu sormadan bunu cevaplamış oldum böylece.

konumuza geri dönelim. membranda bulunan bu na+ pompaları, ilgili hücreye bir uyartı (stimulus) geldiği zaman aktifleşir, voltaja bağlı olarak açılır ve içeri küçük bir miktar na+ iyonu girmesine sebep olur. her bir pompa açılıp içeri iyon girişini sağladığında bölgesel olarak membran potansiyeli artar (-70mv resting fazından yukarı doğru çıkar. örneğin -60mv olsun) (ki biz buna depolarizasyon diyoruz).

uyartının soldan geldiğini düşünelim, en önce en soldaki voltage-gated kanalımız açılacak, bölgesel olarak bir voltaj değişikliği olacak ve sağındaki 2. pompa aktifleşecek, o da içeri aldığı iyonlar sayesinde ortamı daha yüksek voltaja sebep olacak, 3. olarak yine sağındaki kanal açılacak. neden, çünkü bir süre boyunca bu açılan kanallar açık kalmaya devam eder, o yüzden zaten açık olan kanalı bir daha açamazsınız. bu da bize iletimin tek yönlü olmasını sağlar. "neden tek yöne gidiyor, ya ulaşacağı yöne gitmez de hücrenin içinde yolunu kaybederse sinyal?" sorusunu da böylece cevapladık. ilk iki adımı şu şekilde çizdim (evet bunu ben çizdim), devamını anladınız varsayıyorum.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

bu iletilen sinyal sonunda ne olacağını anlatmayacağım fakat hücrenin binbir emekle oluşturduğu bu voltaj gradiyenti görüldüğü üzre yok oldu. hücre içi na+ doluşmasıyla hücrenin iç yükü negatiften pozitife kadar çıkar, bu da fizyolojik dengenin (homeostasis) yeniden kurulmasını gerektirir. bu durumda devreye k+ pompaları girer, hücre dışına bütün k+ iyonlarını pompalar. hücrenin başlangıçtaki halinin tam tersini oluşturur gibi düşünün (na+ dışarıda k+ içerideydi, hatırlayın). dışarıdaki fazla potasyum iyonlarını hücre içine yine bu en başta bahsettiğim na+/k+ voltage-gated kanalları alır, her aldığı 2 k+ başına da 3 na+ dışarı atar. böylece başlangıçtaki denge tekrar sağlanmış olur (ki biz buna repolarizasyon diyoruz).

şimdi olayların en en en başına dönelim. uyartı hücremize geldi (bir molekülün hücre membranındaki ilgili bölgeyle etkileşmesine binaen başlayan değişiklikler silsilesi, daha doğrusu bu silsileyi başlatan ilk taş bizim uyartı dediğimiz), bir membran potansiyeli değişimi başlattı, dendritten akson başına kadar geldi. eğer eşik değeri geçerse bu sinyal akson boyunca iletilir (bu yukarıda anlattığım iyon değişimi mekanizmasıyla), eğer eşik değerin altında kalırsa iletim gerçekleşmez. görsel olarak göstermek gerekirse şöyle bir durumdan bahsediyorum.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

şekilde gördüğünüz "trigger zone" bölgesinde belli bir membran depolarizasyonu gerçekleşmiş olmalı, membran yükü belirli bir değerin üstüne çıkmalı. eğer o değeri aşamıyorsa gelen uyartı hücre içinde sönümlenir ve bütün olay orada biter, değeri aşıyorsa nöron ateşlenir ve akson boyunca iletim gerçekleşir. işte saatlerdir dil döktüğüm aksiyon potansiyeli bu eşik değerdir.

elim değmişken bir minik örnek vereyim patofizyolojiye dair. ms ya da multipl skleroz hastalığını duymayan kalmamıştır artık sanıyorum. en başta verdiğim nöron figürüne tekrar bakalım,
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
dikkatinizi çekmek istediğim nokta aksonu saran "myelin sheath" yazan kapsüller. her kapsül aslında bir hücre, isimleri de "(gbkzl: schwann hücresi)". kendileri aldığınız kesite bağlı olarak şöyle görünür.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
fark edeceğiniz üzre bir aksonu çubuk gibi düşünürsek etrafını tamamen saran bir hücreden bahsediyoruz. schwann ve akson arasındaki boşluk (ve bu boşluğun içeriği) iyon değişimine izin vermediği için aksonal iletimde sinyal iletimi bu bölgeleri pas geçer. ne zaman ki bu schwann hücrelerinin başına bir iş gelir, parçalanır ya da ölürlerse altlarındaki akson açığa çıkar, bu da aksonun elektrik iletimini düzgün yapamayacağı anlamına gelir. sonucunda da çeşitli klinik tablolar ortaya çıkar.

kindred ile tıp101 dersimizin ilkini tamamladınız. sertifika için 1'e, ana menü için 0'a basınız, operatöre bağlanmak için lütfen bekleyiniz.
devamını gör...

türk bestekar, güftekar, ud virtüözü, ses sanatkarı, musiki hocası.

kazan türkçesinde; cinu zafer anlamında, çen ise şan anlamında. babası zaferşan bey oğluna kendi isminin kazan türkçesindeki karşılığını vermiştir.

mevlevi ayini, kar-ı natık, fantezi, ilahi gibi birbirinden çok farklı formlarda beste yapmıştır.
kendine has üslubuyla icra ettiği ud; onu dünya çapında virtüözlük mertebesine eriştirmiştir.
bu kadar üstün meziyetleri olmasına rağmen, musiki bilgisini saklamayı hiç seçmemiştir. bilgilerini, tekniğini gelecek kuşağa arz ederek onları yetiştirmiştir. yazmış olduğu ud metodu eseriyle de birçok kişiye ilham olmuştur.

bestesi kendisine ait olan ud icrası
14 yaşındaki ilk bestesi
fantezi eseri
devamını gör...

akıllara "öyleyse neden günbatımı turuncu veya güneşe bakarken sarı görüyoruz?" sorularını getiren başlık.

aynı şeyleri tekrar etmeyeceğim yalnızca sebebinin yazarın da dediği gibi renklerin atmosfer içerisinde dağılmasından dolayı olduğunu ve atmosfer'in aslında birçok şeyi etkilediğini söylemek isterim. mesela kızıl gezegen diye tabir ettiğimiz mars gezegeninde günbatımı mavi renktedir. bunun bilinen bir sebebi ise mars'ın, dünya'daki gibi bir atmosfer'e sahip olmaması.
devamını gör...

yaptığın 'te sürekli aynı şeyleri yapmak, kendini tekrar etmek bende sonsuz bir girdabın içinde kaybolmak ile eşdeğer bir duygu yaratıyor. sürekli içimde zincirleri kırmak, bundan kurtulmak konusunda kabaran hislerle ve düşüncelerle savaşırken buluyorum kendimi.maalesef şimdilik bir çözüm bulamadım. palyatif bir çözüm olarak kendimi biraz daha spora ve hobilerime verdim. çünkü iş içinde fazla oyalanınca mutsuzluğun gölge gibi beni takip ettiğini hissediyorum.

bunun negatif etki leri benim kadar çevreme de oluyor tabii ki. benden yardım bekleyenler, ortak bişeyler yapmayı ümit edenler hayal kırıklığına uğruyor, "hani birlikte yapacaktık? serzenişinin arkasından benim yüzümdeki soğuk ifadeyi görünce biraz daha umutsuzluğa düşüyorlar!!!. emekli de olamayacağıma göre ( malum yaş durumu) , yaşamış olduğun bu tükenmişlik sendromu (psikolog değilim ama şuan yaşadığım durumun bana göre tanımı bu) için bir çözüm bulsam iyi olacak.

şuan yaşadığım, bunları kaleme almadan hemen öncesinde buraya yazma hissini doruklara çıkaran hissiyatı burada satırlara dökmek istiyorum. en basitinden cv imi güncelliyordum -ki olası proje başvurularında kullanılsın- ve aman yaa bunu yazsam ne olur yazmasak ne olur tarzı bir söylemim ve yaklaşımım, sonuçlanmayan veya tam da olanı yansıtmayan bir cv ortaya çıkmasına sebep olduve dahi bu da iş ile ilgili yaşadığım soğukluğun daha da tuzu biberi oldu. bu sanki tanıdığını düşündüğün, geceyi birlikte geçirdiğin birine, sabah ondan önce uyanıp kalkıp baktığında bu ne yaa, bu kim şeklinde hissettiğin soğukluk gibi.

bakalım, bulacağız bir yolunu...
teşekkürler sevgili sözlük, dinlediğin için...
devamını gör...

gine domuzu veya kobay olarak adlandırılan evcil kemirgen.
devamını gör...

bugün beni ilk defa,
güneşe çıkardılar.
ve ben, ömrümde ilk defa
gökyüzünün
bu kadar benden uzak,
bu kadar mavi
bu kadar geniş olduğuna şaşarak
kımıldamadan durdum.
devamını gör...

gerçektir. yoksa rüyadayken vücuduna saplanılan bıçağın o kadar gerçekçi bir his olmasına imkan yoktur. hiç yara almamama rağmen, sırf rüyada hissettiğim his sonrasında bir gün yara alırsam bir öğrenmişlikle alacağım yani nasıl bir şey olduğunu bileceğim. sizin haliniz, sizin içinde bulunduğunuz paralel evreniniz..

dejavu diye adlandırılan olay da aslında rüyalarınızda gördüğünüz başka evrenlerdeki durumlarla kesişen anlardır. rüyaları her zaman hatırlamayız ama hissini biliriz. sabah kalktığınızda belli eder o his kendini. uzun da sürmez o his ama bir öğrenmişlikle kalkarsınız. dejavu anlarında ise anı, önceden yaşamış gibi hissetmemiz aslında hakikaten olayı başka bir evrende önceden yaşamamızdan kaynaklıdır. başka evrende o olay aynı şekilde devam etmez, sadece dejavu anı kesişmiştir sizin bulunduğunuz evrenle.
devamını gör...

yabancı futbolcu transferi başlı başına bir risktir. ara transferde nokta atışı yapılamamışsa durum vahim.
takımlara gelen yabancılar aralarından istisnalar çıksa da ya yaşlı ya kronik sakatlıkları var ya da kıyıda köşede kalmıştır.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim