eğitim sistemimizin geldiği noktayı gözler önüne seren bir sonuçtur. ilahiyat profesörünün mimarlık fakültesi dekanı olması, her mahalleye bir üniversiteye anlayışıyla dikilen binalarla üniversite eğitimi verildiğinin sanılması ile ortaya çıkan acı bir tablodur bu.


dünyanın saygın üniversite ölçüm ve inceleme kurumlarından quacquarelli symonds (qs) 2021’de dünya çapında üniversitelerin sıralamalarına yer verdi. elde ettiği verileri kullanarak oluşturduğu metodoloji ile üniversiteleri sıralayan qs’in yeni raporunda türkiye için iç karartıcı bir sonuç ortaya çıktı.

geçtiğimiz yıllarda farklı isimlerde yayınlanan raporun 2021 listesinde türkiye’den 14 üniversite yer aldı. fakat bu üniversitelerden sadece bir tanesi ilk 500 içerisine girdi. ilk 500 içerisine girmeyi başaran koç üniversitesi 465’inci sırada kendine yer bulabildi.

sabancı üniversitesi 521 ile 530’uncu üniversiteler arasında yer alırken bilkent üniversitesi 551-560’ıncı üniversitelerden biri olarak listeye girdi.

6 üniversite ilk 1000’de

ankara’daki odtü, 601 ile 650’nci üniversiteden biri olurken, boğaziçi üniversitesi 651-700’üncü üniversite arasında yer aldı. istanbul teknik üniversitesi sıralamada 751-800 arasında yer alırken, ankara üniversitesi 801-1000 üniversiteden biri oldu. sıralamada 801-1000 üniversite arasında hacettepe üniversitesi ve istanbul üniversitesi de yer aldı.

dokuz eylül üniversitesi, ege üniversitesi, gazi üniversitesi, izmir teknoloji üniversitesi, yıldız teknik üniversitesi ise sıralamada 1000 üniversiteden sonra geldi. kurum, 999’uncu üniversiteden sonra herhangi bir sıralama yapmıyor.

2020’den gerileme büyük

qs’in geçen yıl hazırladığı listede türk üniversiteleri daha yüksek puanlar alırken, koç üniversitesi 451’inci sırada yer alırken, bilkent üniversitesi 501-510, sabancı üniversitesi 521-530, odtü 591-600, boğaziçi üniversitesi 651-700, itü 651-700 üniversite arasında yer almıştı.

ankara üniversitesi, hacettepe üniversitesi ve istanbul üniversitesi 801-1000 üniversite arasında kendine yer bulmuştu.



buradan
devamını gör...

"ben bir göçmen kızı gördüm tuna boyunda" diye türkü söyleyesim vardı o gün, kadın göçmen değildi ama bana neydi? onun evine, daha sonra bizim olacak dediğimiz eve doğru yürüyordum, "ne istiyorsun gelirken alayım?" diye sormuştum, "ekmek al gel yeter, tamız biz zaten" demişti, zeki ve ince kadın.
dün gibi hatırlıyorum o arabanın bana çarpışını, ölüşümü, şaka gibi ama maalesef gerçek bu, biz biliyoruz siz bilmiyorsunuz.

sonrası kayıp, onu bir daha hiç görmedim, belki gelir / ve lütfen gelmesin / arasında yıllar geçti.
o ekmeği bile paylaşsam yeterdi bana, oysa o bunu bile bilemedi.
devamını gör...

ınsanların dinlerken çok beğendiği, müzisyen olsam böyle bir şarkı yazardım dediği bir şarkı vardır. peki sizin yazmak istediğiniz şarkı hangisi?

benim guns n'roses - november rain.
devamını gör...

cin sken ramazan ve yalan dolan fahri
devamını gör...

en son kalan insan olmaktan hep korktuğum için; gider hemen birini kışkırtırım ki en önce beni ısırıp zombi yapsın.*
devamını gör...

isteyen istediği yerde gruplaşır. kimseye laf düşmez.

ancak gruplaştıktan sonra organize şekilde linç organizasyonları yürütmek? gjkfjd çocuk musunuz oğlum siz? yazara da bu vesile ile iyi yolculuklar dileyeyim. tanımam etmem. iyi ya da kötü diyemem. "anlatılan doğruysa hakkını bulmuş" der geçer, mısırımı alıp ara ara bakarım sadece.

beni zaten çağırmıyorlar öyle çok gizli gruplara hacı.*
devamını gör...

yüzüğü ve tespihi. yakın zamanda vefat etti dedem, babam takar oldu şimdi yüzüğünü. ara sıra yüzüğe bakıp bakıp dalıyor. kim bilir hangi anılarını düşünüyor? zor yahu, sevdiğin birini temelli kaybetmek hakikaten zor.
devamını gör...

sağ alttaki telveyi dilleyen benim

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

megaparsek başına saniyede yaklaşık 70 km olarak hesaplanan oran. ancak farklı ölçümlerde bundan daha az ya da daha çok çıktığı görülür.

evrenin genişleme oranı, hubble sabiti dediğimiz bir sayı aslında. fakat adı sabit olmakla beraber, bu sayı sabit değil. ölçümlerden kaynaklı hataları bir kenara ayırırsak, bu sayının farklı gözlem sonuçlarında farklı çıktığını biliyoruz.
sabit olarak adlandırılma nedeni, evrenin neresine giderseniz gidin geçerli olması. yani sayısal olarak sabit değil.

***

yukarıda bahsettiğim 70 km/s/mpc sayısının anlamı şu: 1 megaparsek uzaklıktaki bir galaksi, dünya'dan saniyede yaklaşık 70 km hızla uzaklaşır.
devamını gör...

muslera demek istiyorum. futbol bilgim de bununla sınırlı.
devamını gör...

ya olaylar olabilir, sonra ortalık durulabilir, sonra tekrar karışabilir falan.

ama merak ediyorum, nottingham'ın içinden misiniz acaba?*

bu kadar takılmayın sevgili yazar kardeşlerim, hepimiz birbirimizi iyi kötü biliyoruz zaten.

sofraya tuz koymadı diye karısına bağıran adam, gelip burada duyar kasabiliyor yani. o yüzden pek takılmayın derim.
devamını gör...

huzurumu bozan kadın! hay o sesine renk veren nefes tellerine senin....
funda arar

içinde “gurbet” geçen her şarkı, türkü benim için özeldir.

“gurbet eller bana, bir mesken oldu.
gelemem sevdiğim, kader bağlıyor
huzurum kalmadı! fani dünyada,
yapıştı canıma, bir kara sevda.”



“sevdadandır dedi annem. aldırma!”

bir süre mola dostlar.
devamını gör...

5-7 santimden fazlası biraz da görün beni demek gibi duran ayakkabı. boy 1.58. 7 cm giysem, 1,65. gayet makul. hem ben yorulmam, hem dilediğim boya gelmiş olurum. hele bir de kalın topuksa canını yerim!
devamını gör...

yalnız kendini düşünen, kendi çıkarlarını herkesten üstün tutan kişiye verilen isimdir.
devamını gör...

when the power of love overcomes the love of power, the world will know peace.
(bkz: jimi hendrix)
devamını gör...

kafada kurmaları, sinirli olmaları, takıntılı olmaları,
devamını gör...

bu ülkede apolotik kalmak mümkün mü ya. kendi vatanımda ikinci sınıf vatandaş muamelesi görüyorum. şaka gibi. ne olursa olsun bu "zihniyetten" acilen kurtulmamiz gerekiyor.
devamını gör...

kimse çalışmak istemiyor, çünkü çalışınca hakkını alamıyor, bu yüzden ne kadar kaytarırsa o kadar kar zannediyor,

benim hep gözlemlediğim bir şeydir bu, özellikle pandemi döneminde, boş dükkanlarda, akşama kadar oturup maaşını almaya alışan mağaza çalışanlarında da gördüm, bir mağazaya giriyorsunuz, bir kere girdiğiniz anda suratındaki öfkeyi görebilirsiniz, zaten size hissettiriyorlar, sonra eğer bir de soru sorarsanız, vay halinize, size suratınıza bakmadan, ağzının içinde yuvarlayarak zorla klişe bir cevabı yapıştırıyor resmen, ve gitmenizi istiyor, çünkü oturmaya devam edecek, çünkü sen onun rahatını bozdun, çünkü sadece maaş almak için orada, çünkü patronu ona değer vermiyor, onun emeğinin, katkısının filan da farkında değil, bunun hissettirilmediği bir çalışanda patronundan böyle intikam alıyor,

resmi dairelerde daha da kötü, dikkat edin kimse yüzünüze bakarak dinlemez, ciddiyet yoktur, taksi şoförleri deseniz öyledir, sadece gideceğiniz yerle ilgilenir, o da ne kadar para alacağını hesaplamak için, zaten kısa mesafeyse bir küfür etmediği kalır,

ben bir de çay içmekle de ilgili olduğunu düşünüyorum, sürekli çay içen bir millet olarak, 24 saat keyif yapma peşindeyiz, çay tansiyonu düşürür, vücuda su kaybettirir, çok fazla su içme kültürümüz de yok, hep bir rehavet, ve atalet içindeyiz, bende çok çay içerim, özellikle günde 2-3 defa taze sırf bergamuttan demlenmiş çay içerim, mesela bir ara yine beslenme düzenimi değiştirmiştim ve bu manasızca çay içme durumumu değiştirmeye çalıştım, zaten tansiyonum 5-10 , kansızlık var tabi bu kadar çay içmeye, bir dönem sadece sabah içiyordum, çayı azaltınca su içmeye de başladım, önceden hiç su içmeden 2-3 gün geçirebiliyordum, size sonuçları söyleyeyim tansiyonum 7-11 ve 8-12 olmaya başladı, çünkü fiziksel olarak daha çok ayakta durmaya başladım, enerjim yükseldi, verimliliğim arttı vs. şu anda yapamıyorum ama tekrar deniycem,
demem o ki her şey türk insanının mizacıyla, alışkanlıklarıyla alakalı, bunlar hep birbirini etkiliyor, hep bir şey için çalışmak öğretiliyor, sadece para için çalışmaz insan, neden çalışırız, nasıl çalışmalıyız, bu bilinci maalesef etrafımızdaki rol modellerimizden ne öğreniyoruz, ne de görüyoruz, o yüzden çalışma kültürü de oluşmuyor insanlarda.
devamını gör...

ben bu ilişkiye olan inancımı kaybettim ela. ben bu yolda birlikte yürüyebileceğimize olan inancımı kaybettim. ben bu hayatı paylaşabileceğimize olan inancımı kaybettim diyen levent'in düğün günü terk ettiği dizi karakteridir.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim