mizantropi
ilaçlarımı almayı unuttuğumda büründüğüm ruh hali.
devamını gör...
normal sözlük’te 6 kişi kalmak
devamını gör...
karşı cinste çekici gelen özellikler
tatlı dil, merhamet.
devamını gör...
fazla zekadan bıkıp geri zekalı imajı yaratmak
zeka çok yüksek olmasa bile ortamdaki diğer insanlardan daha iyi durumda olduğunu anlayınca ve kendini ifade edemeyince doğal olarak zekasızlığa indiğimiz durum.
devamını gör...
5 ağustos 2021 ümitcan uygun’un gözaltına alınması
ümitcan uygun zaten bir kadın cinayetinin daha baş şüphelisi. suçlu birini dışarı çıkarıp aynı suçu işlenmesine olanak sağlamış bir devlet var ortada. kaç kadını daha öldürmesi gerekiyordu, katil olduğuna inanıp böyle bir karar alınması için. ülke katil bireyler ve yanlış bir sistem içinde.
devamını gör...
ilginç genel kültür bilgileri
maldivlerdeki beyaz kumun yüzde seksen beşi parrotfish kakasıdır.
devamını gör...
18 mart 1915 çanakkale zaferi
zafer desek az gelir, destan desek yine az gelir, oyle bir savas oyle bir milli mucadeledir. oncelikle biraz savasi anlatayim; (oldukca uzun olacak)...
yaklasik 4 sene surecek olan 1. dunya savasi'na osmanli devleti, almanya'nin baskisiyla dahil olmustur. ingiltere ve fransa ozellikle istanbul'u ele gecirerek hem osmanli devletini parcalamak, hem ruslarla olan birliklerini kuvvetlendirmek hem de almanya'ya buyuk bir darbe vurma dusuncesi icerisindeydiler. bu dusunceyle istanbul'u ele gecirmek icin, donemin en guclu donanmasini olusturdular.

iste bu deniz donanmasi, 19 subat 1915'te harekata baslamistir. yaklasik 1 ay boyunca yaptiklari saldirilarda hic beklemedikleri bir sekilde turk donanmasi tarafinca savunmayla karsilasmis ve saldirilarinda bir arpa boy yol alamamamislardir. tarih 18 mart 1915 sabahini gosterdiginde ise, cok buyuk bir donanma grubuyla uc koldan canakkale bogazi'na giris yapmislardir. donanmalari donemin en son teknolojisiyle uretilmis savas gemileri, muhripler ve mayin gemileriyle olusturulmustur. sahip olduklari bu guclu donanmayla canakkale bogazi'ni gecip istanbul'u ele gecireceklerini planlamislardir. tabi binbasi nazmi bey'in komutasindaki nusret mayin gemisinden bihaberlerdi. (17 mart 1915 gece saatlerinde ingiliz donanmasini atlatan nusret mayin gemisi bogazin bir cok alanina mayin dosemisti). ve sabahin erken saatlerinde turk donanmasi buyuk bir saldirisa gecmistir. onemli ingiliz gemilerinin bir cogu batirilmis, bir bolumu mayinlara denk gelerek patlamis, bir bolumu ise agir tahribat gorerek devre disi kalmistir. geride kalan donanma gemileri ise mayinli alanlardan kacmaya calisirken kahraman seyit onbasi devreye girmistir. (bkz: seyit onbaşı)... saldiri esnasinda topun agzina kullanilan vincin ariza yapmasi uzerine 275 kiloluk uc mermiyi ust uste tek basina kaldiran seyit onbasi sayesinde atesleme yapilmistir. bu atesleme sonunda ingiliz donanmasi icin cok onemli olan ocean zirhlisini denizin dibine gommustur. bu sayede denizden canakkale'nin gecilemeyecegini anlayan itilaf devletleri, sansini karadan deneyecektir....
bu sefer itilaf devletlerince ingiliz, fransiz, avusturyali ve yeni zelandalilardan olusan bir kara donanmasi kurulmustur. buna karsilik ise canakkale bogazi'nda buyuk bir galibiyet yakalayan kahraman turk ordusu, kara birlikleriyle de guclu bir ordu olusturmustur. ulu onder mustafa kemal ataturk ise 19. ihtiya tumeni'nin basina yarbay rutbesiyle getirilmistir. ulu onder bu savasta ilk buyuk basarisini ari burnu'na cikardigi birlikle dusmana mudahale ederek kazanmis hatta tarihcilere gore canakkale zaferinin kaderini sekillendirmistir. "ben size taarruzu degil olmeyi emrediyorum" sozunu bu zamanda soylemistir... ariburnu cikarmasiyla da galibiyet alan turk ordusu, itilaf devletleri ordusuyla aylarca suren bir catismaya girmistir. yaptigi dogru ataklarla buyuk basari yakalayan ataturk, yarbay rutbesinden albay rutbesine terfi etmistir. 19-20 aralik'ta anafartalar ve ariburnu cephesi, 8-9 ocak'ta da seddulbahir cephesi dusman birliklerince bosaltilmis ve buyuk bir bozguna ugrayarak cekip gitmislerdir. ve boylece dunya tarihinde gorulmemis bir zafer elde edilmistir. su anki savas istatistiklerine gore 1 metre kareye 6000 mermi dusmesiyle dunya tarihinde gorulmemis bir savas olmustur canakkale zaferi. ayrica ari burnu cikarmasiyla cok buyuk bir kahramanlik gosteren 57.alay komutanligi dunyanin en fazla madalya almis en kahraman alay birligi secilmistir. (o gunden beri ordumuzun 57. alay komutanligi da yoktur)... canakkale zaferimiz kisaca boyle gelismistir. kendi adima boyle bir kahraman ecdadin torunu olmak grur duyuyorum. o yuzdendir ki, ulu onder ataturk'un de dedigi gibi ne mutlu turkum diyene ve yine ne mutlu turkum diyene!..



yaklasik 4 sene surecek olan 1. dunya savasi'na osmanli devleti, almanya'nin baskisiyla dahil olmustur. ingiltere ve fransa ozellikle istanbul'u ele gecirerek hem osmanli devletini parcalamak, hem ruslarla olan birliklerini kuvvetlendirmek hem de almanya'ya buyuk bir darbe vurma dusuncesi icerisindeydiler. bu dusunceyle istanbul'u ele gecirmek icin, donemin en guclu donanmasini olusturdular.

iste bu deniz donanmasi, 19 subat 1915'te harekata baslamistir. yaklasik 1 ay boyunca yaptiklari saldirilarda hic beklemedikleri bir sekilde turk donanmasi tarafinca savunmayla karsilasmis ve saldirilarinda bir arpa boy yol alamamamislardir. tarih 18 mart 1915 sabahini gosterdiginde ise, cok buyuk bir donanma grubuyla uc koldan canakkale bogazi'na giris yapmislardir. donanmalari donemin en son teknolojisiyle uretilmis savas gemileri, muhripler ve mayin gemileriyle olusturulmustur. sahip olduklari bu guclu donanmayla canakkale bogazi'ni gecip istanbul'u ele gecireceklerini planlamislardir. tabi binbasi nazmi bey'in komutasindaki nusret mayin gemisinden bihaberlerdi. (17 mart 1915 gece saatlerinde ingiliz donanmasini atlatan nusret mayin gemisi bogazin bir cok alanina mayin dosemisti). ve sabahin erken saatlerinde turk donanmasi buyuk bir saldirisa gecmistir. onemli ingiliz gemilerinin bir cogu batirilmis, bir bolumu mayinlara denk gelerek patlamis, bir bolumu ise agir tahribat gorerek devre disi kalmistir. geride kalan donanma gemileri ise mayinli alanlardan kacmaya calisirken kahraman seyit onbasi devreye girmistir. (bkz: seyit onbaşı)... saldiri esnasinda topun agzina kullanilan vincin ariza yapmasi uzerine 275 kiloluk uc mermiyi ust uste tek basina kaldiran seyit onbasi sayesinde atesleme yapilmistir. bu atesleme sonunda ingiliz donanmasi icin cok onemli olan ocean zirhlisini denizin dibine gommustur. bu sayede denizden canakkale'nin gecilemeyecegini anlayan itilaf devletleri, sansini karadan deneyecektir....
bu sefer itilaf devletlerince ingiliz, fransiz, avusturyali ve yeni zelandalilardan olusan bir kara donanmasi kurulmustur. buna karsilik ise canakkale bogazi'nda buyuk bir galibiyet yakalayan kahraman turk ordusu, kara birlikleriyle de guclu bir ordu olusturmustur. ulu onder mustafa kemal ataturk ise 19. ihtiya tumeni'nin basina yarbay rutbesiyle getirilmistir. ulu onder bu savasta ilk buyuk basarisini ari burnu'na cikardigi birlikle dusmana mudahale ederek kazanmis hatta tarihcilere gore canakkale zaferinin kaderini sekillendirmistir. "ben size taarruzu degil olmeyi emrediyorum" sozunu bu zamanda soylemistir... ariburnu cikarmasiyla da galibiyet alan turk ordusu, itilaf devletleri ordusuyla aylarca suren bir catismaya girmistir. yaptigi dogru ataklarla buyuk basari yakalayan ataturk, yarbay rutbesinden albay rutbesine terfi etmistir. 19-20 aralik'ta anafartalar ve ariburnu cephesi, 8-9 ocak'ta da seddulbahir cephesi dusman birliklerince bosaltilmis ve buyuk bir bozguna ugrayarak cekip gitmislerdir. ve boylece dunya tarihinde gorulmemis bir zafer elde edilmistir. su anki savas istatistiklerine gore 1 metre kareye 6000 mermi dusmesiyle dunya tarihinde gorulmemis bir savas olmustur canakkale zaferi. ayrica ari burnu cikarmasiyla cok buyuk bir kahramanlik gosteren 57.alay komutanligi dunyanin en fazla madalya almis en kahraman alay birligi secilmistir. (o gunden beri ordumuzun 57. alay komutanligi da yoktur)... canakkale zaferimiz kisaca boyle gelismistir. kendi adima boyle bir kahraman ecdadin torunu olmak grur duyuyorum. o yuzdendir ki, ulu onder ataturk'un de dedigi gibi ne mutlu turkum diyene ve yine ne mutlu turkum diyene!..



devamını gör...
normal sözlük t-shirtleri
ne güzel düşünülmüş ama 20.000 karma puan zor gibi gözüyor.gerçi 800 tanım içinde aynı şeyi düşünmüştüm bir başladım gerisi çorap söküğü gibi geldi. benim vişneli kupayı ayırın lütfen onu istiyorum.
devamını gör...
günün şiiri
intihar
kimse duymadan ölmeliyim
ağzımın kenarında
bir parça kan bulunmalı.
beni tanımayanlar
"mutlak birini seviyordu" demeliler.
tanıyanlarsa, "zavallı, demeli,
çok sefalet çekti.."
fakat hakiki sebep
bunlardan hiçbirisi olmamalı.
13 nisan doğum yıl dönümüydü orhan veli’nin bu muhteşem şiiri ile anmış olalım büyük ustayı.
kimse duymadan ölmeliyim
ağzımın kenarında
bir parça kan bulunmalı.
beni tanımayanlar
"mutlak birini seviyordu" demeliler.
tanıyanlarsa, "zavallı, demeli,
çok sefalet çekti.."
fakat hakiki sebep
bunlardan hiçbirisi olmamalı.
13 nisan doğum yıl dönümüydü orhan veli’nin bu muhteşem şiiri ile anmış olalım büyük ustayı.
devamını gör...
suudi arabistan'da ezanın sesinin kısılması
ezan sesinden rahatsız olmuyorum, birçok kişi de olmuyordur ama çok yüksek sesli ezan sesinden rahatsız oluyorum. ayrıca son birkaç yıldır hoparlörlerin sesi ekstra arttı, kulağımdan kaçmadı. bunu şimdi söylesek kafir derler, ateist derler. bıktırmayım insanları, soğutmayın.
bize de gelmesini temenni ettiğim eylem.
bize de gelmesini temenni ettiğim eylem.
devamını gör...
ilişkiyi yöneten taraf
vallahi çok çeşidini gördüm. kimisinde kadın, kimisinde erkek yönetiyordu. kayınvalide, arkadaş, babanın yönettiği ilişkiler bile gördüm.
''he bu kurallı bir şey mi? yönetilir mi?'' diye soracak olursanız, hayır cancağızım saçmalamayın. sevin sevilin işte. sevginiz ve karakterleriniz, yaşam dinamiğiniz sizi nereye götürüyorsa onu yaşayacaksınız.
''he bu kurallı bir şey mi? yönetilir mi?'' diye soracak olursanız, hayır cancağızım saçmalamayın. sevin sevilin işte. sevginiz ve karakterleriniz, yaşam dinamiğiniz sizi nereye götürüyorsa onu yaşayacaksınız.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının meslekleri
şu an öğrenciyim, umarım ileride heba olmam..
devamını gör...
normal sözlük aşık atışması
yapalım bir atışma bugünlük,
sizin yaptığınızın adı bücürlük,
aşıklar da pek fenaymış,
lakin yoktur onlarda özgünlük.
sizin yaptığınızın adı bücürlük,
aşıklar da pek fenaymış,
lakin yoktur onlarda özgünlük.
devamını gör...
5 yıl önce sıradan olup şimdi lüks olan şeyler
nefes almak dışında her şey. gerçi o da koronayla birlikte zorlaştı ya neyse...
devamını gör...
alfred tarski
doğum günü olan 14 ocak* dünya mantık günü ilan edilmiş olan, dünyanın en büyük mantıkçılarından kabul edilen polonyalı..
kümeler kuramıyla küçük yaşta kafayı bozmuş tarski. ilk makalesini 19 yaşında yayımlamış bununla ilgili. yaşadığı dönem ve coğrafya politik olarak arapsaçı olduğu için, bu kadar mücadele içinde nasıl bu kadar bilgi üretmiş şaşılasıdır. meşhur doğruluk kuramını, kümeler kuramı çalışırken ortaya çıkmıştır. 'doğru kavramının kendisiyle arasında uçurum olan insan için herhangi hesaplama kıstası mümkün müdür' sorusunu sormuş. aslında halting problemi de bu sorunun içindedir. tarski'nin amacı semantiğe başvurmaksızın açık bir doğruluk kıstası elde etmek. yani şöyle ifade edebiliriz : (∀x))(xdoğrudur↔t(x)) burda t(x) semantik bi terim olmayacak. ayrıca bu aritmetik bi dildir ve konusu sayılardır. tarski'nin doğruluk tanımı sadece aritmetiğin sayılarını değil kümeler kuramını da kapsar. ancak sonlu kümeleri bu kuramda yalnız bir sayı ile kodlanır. bu sebeple aritmetiğin 'doğru' kümesini aritmetik dilinin kendi içinde tanımlamanın hiçbir imkanı yoktur. tanım için bir meta-dil'e ihtiyaç vardır. elimizde daha zengin* bir dil varsa ancak ve ancak o zaman doğruluğu teyit edebiliriz. tarski'nin logical consequence'i budur işte.
mantıkçı pozitivistlerin de umudu olmuş kendisi. popper, tarski'den sonra yanlışlamayı falan unutmuş. hatta çokça nakledilir ''tarski sayesinde doğru kelimesini rahatlıkla kullanıyorum artık'' minvalindeki sözü. halbuki tarski ilk başta doğruluk kuramı'nın bilim felsefecilerinin kıçını yırttığı doğrulukla alakası olmadığını söylemesine rağmen kendini şöhrete kaptırmış ve 'evreka' modunu açıp bi çok pozitiviste abilik görevi yapmış.
kümeler kuramıyla küçük yaşta kafayı bozmuş tarski. ilk makalesini 19 yaşında yayımlamış bununla ilgili. yaşadığı dönem ve coğrafya politik olarak arapsaçı olduğu için, bu kadar mücadele içinde nasıl bu kadar bilgi üretmiş şaşılasıdır. meşhur doğruluk kuramını, kümeler kuramı çalışırken ortaya çıkmıştır. 'doğru kavramının kendisiyle arasında uçurum olan insan için herhangi hesaplama kıstası mümkün müdür' sorusunu sormuş. aslında halting problemi de bu sorunun içindedir. tarski'nin amacı semantiğe başvurmaksızın açık bir doğruluk kıstası elde etmek. yani şöyle ifade edebiliriz : (∀x))(xdoğrudur↔t(x)) burda t(x) semantik bi terim olmayacak. ayrıca bu aritmetik bi dildir ve konusu sayılardır. tarski'nin doğruluk tanımı sadece aritmetiğin sayılarını değil kümeler kuramını da kapsar. ancak sonlu kümeleri bu kuramda yalnız bir sayı ile kodlanır. bu sebeple aritmetiğin 'doğru' kümesini aritmetik dilinin kendi içinde tanımlamanın hiçbir imkanı yoktur. tanım için bir meta-dil'e ihtiyaç vardır. elimizde daha zengin* bir dil varsa ancak ve ancak o zaman doğruluğu teyit edebiliriz. tarski'nin logical consequence'i budur işte.
mantıkçı pozitivistlerin de umudu olmuş kendisi. popper, tarski'den sonra yanlışlamayı falan unutmuş. hatta çokça nakledilir ''tarski sayesinde doğru kelimesini rahatlıkla kullanıyorum artık'' minvalindeki sözü. halbuki tarski ilk başta doğruluk kuramı'nın bilim felsefecilerinin kıçını yırttığı doğrulukla alakası olmadığını söylemesine rağmen kendini şöhrete kaptırmış ve 'evreka' modunu açıp bi çok pozitiviste abilik görevi yapmış.
devamını gör...
haptofobi
dokunulmaktan korkmakdır.
devamını gör...
eşlerini kaybetmiş iki penguenin birbirini teselli etmesi
ciddi bir yorum yazayim diyorum ama mumkun degil, tiplerine bakip kahkahayi basiyorum su an.
yani bence olmuslar bunlar ki yasin bir onemi yok boyu boyuna da denk, anlasiyorlarsa da neden olmasin oyle degil mi? ölenle de ölünmüyor neticede*.
yani bence olmuslar bunlar ki yasin bir onemi yok boyu boyuna da denk, anlasiyorlarsa da neden olmasin oyle degil mi? ölenle de ölünmüyor neticede*.
devamını gör...
eski sevgiliyle arkadaş olmak
bir yerde okumuştum ve gayet mantıklı bulmuştum. tam sözlerini hatırlayamıyor olsam da şöyle açıklayabilirim;
"eski sevgiliniz ile halen arkadaşsanız ya birbirinizi unutamamışsınızdır ya da birbirinizi hiç sevmemişsinizdir."
"eski sevgiliniz ile halen arkadaşsanız ya birbirinizi unutamamışsınızdır ya da birbirinizi hiç sevmemişsinizdir."
devamını gör...
maniheizm
pers topraklarında ortaya çıkmış, kısa zamanda geniş topraklara yayılmış bir inanıştır. uygurlar'ın devletin resmi dinini maniheizm olarak benimsemesi ile bu inanış en parlak dönemini yaşamıştır. kutsal kitabı arzhang'tır.
mani dininin öğretilerine göz atacak olursak, dünya görüşlerinde dünyada iki kutup bulunduğunu görürüz. bunlar tanrısal aydınlık ve köt karanlıktır. bu iki kutup iç içe şekildedir. tanrısal aydınlığın karanlıktaki tutsaklığının sona ermesi için "seçilmişler" denilen bir grubun yardımı gerekmektedir.
seçilmişler olarak bahsedilen grup, asla cinsel ilişkiye girmeyen ve herhangi bir kötülük yapmayan kimselerdir. geçim sıkıntısı içinde bulunan bu grup, onlara inananlar ve müritleri sayesinde geçimlerini sağlarlar.
maniheizm'e göre dünyanın sonunda karanlık ile aydınlık temelli olarak ayrılacaktır ve bu yolda seçilmişlerin yardımı büyük bir kurtarıcı olacaktır. bu nedenle seçilmişler bu dinde oldukça önemli bir yere sahiptir.
maniheizm dini, diğer dinler gibi kendinden önceki inanışlardan derin izler taşımaktadır. dinin kurucusu olan mani'nin mensup olduğu tarikatta, hristiyanlık'taki vaftiz ve islam'daki abdeste benzer ibadetler vardı. bununla birlikte, tarikat üyeleri asla et yemiyorlardı ve şarap da içmiyorlardı. her üyenin tarlasını sürmesi ve yerleşik yaşaması ise, yerleşik yaşam sürdüren yahudi tarikatı esseneler’i çağrıştırıyordu. yine bu tarikata benzer olarak inançlarına "yasa(nomos)" ismi verildiği görülmektedir. hristiyanlık ve müslümanlık ritüellerine benzer ibadetlerde bulunan bu tarikat, “sabbat” gününe olan riayetleri nedeniyle yahudilerle de oldukça fazla ortak özelliğe sahiptir.
mani dininin öğretilerine göz atacak olursak, dünya görüşlerinde dünyada iki kutup bulunduğunu görürüz. bunlar tanrısal aydınlık ve köt karanlıktır. bu iki kutup iç içe şekildedir. tanrısal aydınlığın karanlıktaki tutsaklığının sona ermesi için "seçilmişler" denilen bir grubun yardımı gerekmektedir.
seçilmişler olarak bahsedilen grup, asla cinsel ilişkiye girmeyen ve herhangi bir kötülük yapmayan kimselerdir. geçim sıkıntısı içinde bulunan bu grup, onlara inananlar ve müritleri sayesinde geçimlerini sağlarlar.
maniheizm'e göre dünyanın sonunda karanlık ile aydınlık temelli olarak ayrılacaktır ve bu yolda seçilmişlerin yardımı büyük bir kurtarıcı olacaktır. bu nedenle seçilmişler bu dinde oldukça önemli bir yere sahiptir.
maniheizm dini, diğer dinler gibi kendinden önceki inanışlardan derin izler taşımaktadır. dinin kurucusu olan mani'nin mensup olduğu tarikatta, hristiyanlık'taki vaftiz ve islam'daki abdeste benzer ibadetler vardı. bununla birlikte, tarikat üyeleri asla et yemiyorlardı ve şarap da içmiyorlardı. her üyenin tarlasını sürmesi ve yerleşik yaşaması ise, yerleşik yaşam sürdüren yahudi tarikatı esseneler’i çağrıştırıyordu. yine bu tarikata benzer olarak inançlarına "yasa(nomos)" ismi verildiği görülmektedir. hristiyanlık ve müslümanlık ritüellerine benzer ibadetlerde bulunan bu tarikat, “sabbat” gününe olan riayetleri nedeniyle yahudilerle de oldukça fazla ortak özelliğe sahiptir.
devamını gör...
