en çok çok çok özlediğimdir. bir önceki gece sabahlarım, öğlene doğru yatarım, akşam uyanırım. sonra o tatlı hazırlık başlar, bavul toplanır falan.
saat 22:00 gibi yola çıkarım, müzik tabi ki eşlik eder bana. sonra yavaş yavaş sürerim, yaklaşık 10 saat sonra varınca hiç dinlenmeden koşa koşa denize giderim. oooof of...
devamını gör...

sen şu şakkıl giyinirsin ben bu şakkıl, herkesin hayatına kimse karışamaz.
devamını gör...

gece gece sufle perilerim tuttu ve ben de birsürü yaptım.*
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
t: kakaolu bir hamurdan yapılan,asıl adı volkan kek olan içi akışkan bir kek türü.
devamını gör...


bireyde kaygı durumunun normal olmaması durumudur.

'normal olmaması.' evet, çünkü kaygı normal bir tepkidir. bir şeyden ötürü endişelenmek, gelecek ile ilgili düşünerek kaygı duymak normaldir. tıpkı yangın esnasında çalan yangın alarmı gibi... dozunda...
anksiyete sahibi bireyde ise, normal olmayan, kaygının olması gereken dozundan çok, çok, çok, çok fazla olmasıdır.

anksiyete, şiddetli bir kaygı, şiddetli bir panik halidir.


"yeryüzünde bir anksiyete atağı kadar canınızı yakan çok az şey vardır. "

birey gün içerisinde sürekli devam eden bir endişe halindedir. sürekli devam eden korku söz konusu olduğundan, kaygı durumunu yönetebilmek çok ama çok zordur. işte bu sebeple anksiyete, bireyin günlük ihtiyaçlarını karşılayamamasına, günlük aktivitelerini yönetememesine, zihninde kilitli kaldığı o korku dolu kilitli odalardan çıkamamasına sebep olur.

zihninizde sürekli istemediğiniz düşüncelerin dolaştığını ve onları durduramadığınızı düşünün. o düşüncelerin zihninizi ele geçirdiğini düşünün. kaç insan buna dayanabilir?

bu düşünceler yaş fark etmeksizin, sürekli, sürekli ve sürekli sizi rahatsız etmeye devam eder: günün ilk kahvesini içerken, öğle yemeğinde, dinlenirken; kitap okurken; müzik dinlerken; sohbet ederken; her, ama her dakika; her saniye. panik içerisinde olan birey, bazen kaygı durumunun normal olmadığının farkında bile değildir. bazen ise farkında olduğu halde bu kaygıyı hafifletememenin verdiği korku ile zaten yüksek olan kaygısını daha da arttırır ve işleri içinden çıkılamayacak bir hale getirir.

anksiyete, bazen kendini bir dostta gösterir, bazen hayatı idame ettirmek için çabalarken bir iş yerinde, bazen bir trafik kazasında, bazen insanlar ile dolu sosyal bir ortamda, bazen denizde, bazen evinde, bazen sıradan bir insanın yüzünde, bazen ise tek bir gözünde...

anksiyete bazen bireyin hayat arkadaşı, eşi ile karşısına çıkar. kişi, en sevdiği kadın-ya da adam hakkında sürekli düşünce halindedir.
onu merak eder. zihninde düşünceler dolaşmaya başlamıştır artık. kötü bir şey olacağı hissine kapılır. elinde değildir tüm bunlar, engel olamaz. nefes alış verişleri hızlanmıştır. düşünceler sıklaştıkça kendini daha zayıf ve güçsüz hissetmeye başlar. hiçbir şeye odaklanamaz. düşüncelerden uzaklaşmakta zorlanmaktadır. kaygılarını kontrol etmekte güçlük çeker. başaramaz, onlardan kaçmaya çalışır. acı çeker, acı çeker, acı çeker... ağlar. elleri terler. ağlar. kalp ritmi artar, artar; ağlar. titremeye başlar, ağlar...

"yeryüzünde bir anksiyete atağı kadar canınızı yakan çok az şey vardır. "

sevgiye muhtaç insanları bulur anksiyete. 'dünya hassas kalpler için bir cehennemdir.' cümlesindeki hassas kalplerdir anksiyeteliler.

neyse ki (bkz: benzodiazepin) vardır. gaba reseptörü üzerinde etki göstererek kişinin kaygı durumunu azaltırlar. mantıklı düşünmelerini sağlarlar.
doktor tavsiyesi ile kullanılmalıdır.

"yeryüzünde bir anksiyete atağı kadar canınızı yakan çok az şey vardır. "
devamını gör...

bakirim diye dolaşan erkekler genelde topluma faydası olmayan, kendisiyle bile barışık olmaktan uzak sürekli agresif ve kavgacı tipler olur genelde.

bakirliği kafasına takan kadın eğer müslümansa özgüvensiz veya zayıf değildir. çocuklarının babasınım zinadan uzak durmuş saf temiz namuslu bir kişi olmasını istemektedir.

lokal anestezi ile 10 dakika süren bir dikiş nakış işlemi ile yeniden doğan türk erkeği bu fikri çok sever. rahatlıkla gerine gerine anlatır ben bakirim diye. karşısındaki kadın da bakire değildir ama kimin umrunda. kendimizi kandırarak yaşamlarımıza devam etmek genetiğimizde var ne de olsa.

misal ben asla yapmam, geniş olan yapabilir.

benim kesinlikle tercih etmediğim evliliktir. bakir olmayan erkekle sevişirsin, evlenmezsin.

allah muhafaza evlenirseniz ortamlarda dalga konusu olabilir.
devamını gör...

seyhan'da bazı temiz semtler hala var olsa da berbat yerler daha fazla.
yalnız elemanın hayatı da dram'dan hallice. baba ölsün, anne evlenip gitsin.
bu çocuk iş arıyor, uğraşıyor da mı bulamıyor yoksa gerçekten yan gelip yatıyor mu onu bilmiyoruz. dedeye darp hoş görülecek şey değil orası net ama tipik, kısa ve öz 3. sayfa haberi formatı.
bildiğimiz ise şu ki işsizlik çok, hayat ya da para kazanmak kolay değil.
devamını gör...

yıl bin dokuz yuz bilmem kac...
ilk okula baslamisim ve aglayarak sinifa girmisim karsimda kivircik sacli, ya mavi gozlu ya da mavi far kullanan bir ogretmen meziyet ilginc.

yavas yavas derslere basliyoruz sekiller şukullar falan derken meziyet hoca zehra ve meryem'e sert davraniyor ama caglar'ı cok seviyor. cocuksun anlayamiyorsun bide ogretmen soyle boyle diye övmuşler ogretmenlik denen meslegi.

gun geliyor meziyet hoca bir laf ediyor aradan gecen onca senedir hala aklinda kalan " carsaflilar pistir ne bok yedikleri belli degil" minvalinden ve ayni meziyet ogretmen insanlarin dogduklari sehirlere gore insanlara muamele ediyor ve mutlu son meziyet hoca agir bir hastaliga yakalanip meslegi birakiyor..
selim hocam geliyor okulun en sert ogretmeni, gerekirse ogrenciyi ogretmen masasina yatirip dovuyor diye adamin nami yurumus.
1-d sinifi o ogretmenle nasil mutlu ama; cunku selim ogretmene gore nerede dogdugun ne giydigin, nerede oturdugun, babanin mesleginin onemi yok, sen ufacikta olsan bir bireysin bu yuzden herkese tahtadakini deftere yazin dediginde yanina csgirip nasilsin diye soruyor.

simdi diger ataturkcu kevaşeyi hala ariyorum bulsam senin ölünü silkeyim demek icin selim ogretmenimle hala gorusuruz ve hep senin buyuk adam olmani beklerdim der. ben yine hep elini operim kendisinin.

bu hikayeyi neden anlattim; bu geri zekali ogretmen henuz kendi gelisimini tamamlayamis ama gelmis ogretmen olmus.
umarim gun gelir meziyet ogretmen gibi ayagi tasa takilir ve hayati boyunca yuzu gulmez.
kendisi 12 gun sonra cikip ohretmenler gunu kutlayin, ogretmenler gunu kutsaldir diyecek vr "hewallerden" hediye bekleyecek, istedigi hediye gelmedikce ogrencilerine hircinlasacak.
devamını gör...

entry girerek.

(bkz: günün ünlüsü)
devamını gör...

aynı şeyi ben de düşünüyorum.
günaydın sözlük.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

don lastiği.
bir miktar gevşeğin tekiyimdir de.
devamını gör...

eğer ölen kişi yakın tanıdığınız ise ölü bir bedene değil, o yakınınıza dokunmuş olursunuz. aranızdaki bağ ölü ya da diri olmasını umursamaz ya da korku hissetmezsiniz.
devamını gör...

pkk artıklarına edilmeyen hakarettir. işte ekşi sözlük.
devamını gör...

kenan doğulu-yaparım bilirsin.
devamını gör...

iyi parti'nin çin ankara büyük elçiliği'ne verdiği cevap.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
dün konuyla ilgili başlık açılmıştı buradan-->#695675

meral akşener ve mansur yavaş'ın barın katliamı'nda şehit olanlarla ilgili attıkları tweetler;
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
çin ankara büyükelçiliğini rahatsız etmiş olacak ki elçilikten şöyle bir açıklama geldi:
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
iyi parti de bunun üzerine cevabı yapıştırmış. ellerine sağlık.
devamını gör...

sabahattin ali’nin sevilen bir şiiridir.



öyle günler gördüm ki, aydın gökler kararıp
bahtım bir bulut gibi üstüme çöker oldu
her gözümü yumunca tanıdık yüzler görüp
hayaller alev alev beynimi yakar oldu
ümitsizlik, gariplik dört tarafımı sarıp
yüzüm sırıtsa bile, içim yaş döker oldu.

her sabah ilk ışıklar gözlerimi oyardı
uyanan taş duvarlar iniltimi duyardı

öyle günler gördüm ki, duvarlar gelir dile
gözümde canlanırdı eşkiya masalları
varlığımı sarardı, hain bir isteyişle
görmediğim yumuşak bir düşmanın elleri
kafada çelik gibi fikirler dursa bile
kalplerin eksik olmaz böyle zayıf halleri.

bazen kendi kendimin elinden kurtulurdum
kalbimi bir çamurda çırpınırken bulurdum
öyle günler gördüm ki, dost dediğim insanlar
ben yanına varınca dudağını kıvırdı

bir zamanlar yanımda ağız açmayanlar
sırtımı sıvazladı, bana öğüt savurdu.

silahsız gördüğüne saldıran kahramanlar
en alçak tekmelerle beni yere devirdi

ruhum bir heykel gibi düşüp parçalanırdı
bu sesleri duyanlar gülüyorum sanırdı
öyle günler gördüm ki, tabanca şakağımda
tasarladım aydınlık dünyayı bırakmayı.

gönlüm acıklı buldu, en ateşli çağımda
sönük bir yıldız gibi boşluklara akmayı
tabancanın namlusu ısındı yanağımda
parmağım istemedi tetiğini çekmeyi
bir sonbahar yağmuru gibi içim ağlardı
bir şeyler fakat beni yaşamağa bağlardı.


ey bir tane sevgilim, ben bugün yaşıyorsam
sanma ki hayat tatlı, insanlar hoş olmuştur
dağ başında bir kaya gibiyim şöyle dursam
etrafım eskisinden daha bomboş olmuştur

yalnız sana borçluyum bugün dünyada varsam
seni her andığımda gözlerim yaş olmuştur.

yaşlar ki bir ırmaktır, dertleri sürür gider
gözyaşları içinde seneler yürür gider
yok olmak isteğiyle kalbim attığı zaman
bana yaşa der gibi gülen senin yüzündü

dizlerim bir batakta yorgun yattığı zaman
bacaklarıma kuvvet veren senin hızındı.

yaşaran gözlerimde, güneş battığı zaman
sıcak bir yuva gibi tüten senin dizindi

sen aklıma gelince her şey gülümserdi
ağaçlar sarkı söyler, rüzgar tatlı eserdi
ey sevgilim, bilirsin benim ne çektiğimi.

garip başımın derdi bir yürek taşıyorum.
anlarsın niçin uzak yerlere baktığımı
içinde yaşanmaz bir dünyada yaşıyorum.
görünce gülme sakın çırpınıp aktığımı
ılık ve aydınlık bir denize koşuyorum.
sen benim sevgilimsin, sevsen de, sevmesen de
aradığım yerlere benzeyiş buldum sende
- sabahattin ali.

kızı filiz ali, babasının cesedinin bulunduğu dere yatağının yakınındaki düzlükte, arkasını ıstıranca ormanları'na dayamış koskoca bir kayanın üzerine bir mermer parçası koyar ve mermerin üstüne “başım dağ, saçlarım kardır, benim meskenim dağlardır” diye yazar.

şiirinde “dağ başında bir kaya gibiyim şöyle dursam, etrafım eskisinden daha bomboş olmuştur” demiştin zaten.

herkes ne diyecek? fakat bu ana kadar herkesten ne gördüm ki? bana en yakın olanlar dahil olmak üzere, bu herkes dedikleri şey beni üzmekten, hayatımı manasız bir hâle sokmaktan başka ne yaptı?” da demiştin.
çok haklı olduğunu yaşadığım her gün daha iyi anlıyorum, bıktım herkes ne diyecek diyenlerden, sağ olasın.

sevdiceği insanın aklına gelince gerçekten her şey gülümsüyor, gerçek sevgiyi tatmışsın, ne mutlu sana.
devamını gör...

aklıma son okuduğum kitaptaki kuzey kore ile ilgili bilgiyi getiren başlık.

malumunuz ülkede yasak çok. en büyük suçlar kim ailesine yapılan suçlar sayılıyor. sırada gelen en büyük ceza ise ‘intihar etmek’. evet efendim ,intihar etmek de yasak. siz dersiniz ki, ‘ben öldükten sonrası tufan’ , başka ülkede olsanız haklısınız ama bu ülkede değil. çünkü siz ölseniz de dahi ailenizin songbun’u en aşağı çekiliyor ve torununuz ve torununuzun torunu ve kısacası var olan ve gelecek tüm nesilleriniz bundan etkileniyor. songbun başlığında, bunun ne kadar kötü bir olay olabileceğini anlatmıştım. peki neden büyük bir suç bu intihar? çünkü ‘rejime bir başkaldırı ve protesto’ olarak sayılıyor.

şimdi gelelim din konusuna. müslümanlarda da intihar ‘tanrıya baş kaldırı’ olarak görüldüğü için yasaklanmış olabilir. intihar da bir nevi isyan şekli olarak görülüp, ‘tanrıya isyan’ şeklinde algılanmış olabilir. kuzey kore’de intihardan nasıl tüm nesliniz etkileniyorsa, müslümanlarda da ahiretiniz etkileniyor gibi .

benimki sadece bir akıl yürütme. intiharın neden yasak olduğu ile ilgili kesin bir bilgim yok. fikrimce, herkes bedeni üzerinde karar verme özgürlüğüne sahiptir.
devamını gör...

gustav klimt'in tamamlayamamış olduğu, gölgeler içerisinde kalmış tablosu. turuncu ve kırmızının mavi ile yoğrulduğu ölümsüzlük timsali. klimt, fırça darbeleri ile zamanı adeta dondurmuş, gençliği ve güzelliği boyalar ile ölümsüz bir anıya dönüştürmüş.
éluard'ın dizelerinde söylediği gibi: "la terre est bleue comme une orange." ( bir portakal gibi mavi dünya)
portrait of johanna staude
devamını gör...

daha önce sözlük mafyası oluşumu vardı bir şafak operasyonuyla dağıldılar diye uyarayım ondan sonra siz yine darbe yapmak isterseniz yapın tabi.
devamını gör...

sözleneli 3 gün sonra 5 ay olacak yazar. teşekkür ediyor. ve hâlâ nişanlanmış değil.
kahrolası pandemi mutluluğuma çelme takmaya devam ediyor. hayır ağlamıyorum gözüme kurdele kaçtı.
devamını gör...

atatürk'ü sevmemesi.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim