kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

matematiğim berbat.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

bu başlığın açılması bile sözlüğün bitmediği, bitmeyeceği göstergesidir, lakin başlık açan arkadaşın heybesinde kelime kalmadıysa! bu sözlüğün değil kendisinin bittiği durumudur.
devamını gör...

başıma her zaman gelen hede. hafızam genelde kuvvetli ama kitaplar konusunda beğendiğim kitaplar dahil, beynim duruyor. şarkı sözlerini de çabuk unuturum. sebebi neydi ki...
devamını gör...

huzursuz, karmaşık, ağrı.
devamını gör...

tam adı; “behemoth ya da ingiltere iç savaşının içyüzü” olan vakıfbank kültür yayınlarından çıkmış thomas hobbes kitabı.

evvela arka kapağını bırakayım;

“avrupa düşünce tarihinin en etkili toplumsal sözleşme kuramcılarından olan ingiliz filozof thomas hobbes'un eseri büyük behemoth, vakıfbank kültür yayınları aracılığıyla ilk defa türkçeye kazandırılıyor. günümüz dünyasının ekonomik, siyasi ve felsefi görüşlerinin büyük bir kısmının ortaya çıkmasına zemin hazırlayan ingiliz iç savaşı, cromwell iktidarı ve restorasyon çağına yakından tanıklık eden hobbes, modern siyaset felsefesinin temellerini iki büyük eserle atmıştır. hobbes, leviathan'da muhafazakâr bir devlet teorisi geliştirirken, behemoth'ta bütün taraflara eşit mesafede duran, bireysel düşünce ve vicdan özgürlüğünü her şeyin üzerinde tutan liberal bir tutum takınır. abdullah yılmaz'ın kapsamlı önsözü ve güzel türkçesiyle adeta tarihsel bir roman akıcılığıyla ilerleyen behemoth, thomas hobbes'un kişiliğini ve felsefesini anlamak için okurlara bulunmaz bir fırsat sunuyor.”

ingiliz iç savaşına dair bilgi edinmek için değil, ingiliz iç savaşına dair bir bilginiz varsa fikir edinmek için okuyabilirsiniz. kitap diyalog halinde yazılmış ve hobbes'un ölümünden sonra basılmış. muhtemeldir ki kitabın adını da yayıncısı koymuştur. hobbes, leviathan'da leviathan'ın ne anlama geldiğini ve kitaba neden o ismi verdiğini açıklar; lakin behemoth için böyle bir açıklama yoktur. behemoth, bataklıkta yaşayan, otla beslenen güçlü bir canavardır. behemoth tanrı tarafından yaratılmış ancak o bile yanına ancak kılıçla yaklaşabilir. bir diğer canavardan ismini alan leviathan'ın okuyucudan ilgi görmesi üzerine bu isim seçilmiş olabilir. kitaba 42 sayfalık bir önsöz yazılmış ve kitabı anlamak için bu önsözün okunması elzem. anlaşılması ve okunması oldukça zor olan bu kitap neden önemli?
efendim bildiğimiz üzere gerek milliyetçilik akımının ortaya çıkması gerekse modern devletlerinin temelinin atılması bakımından fransız devrimi her daim övülür, yüceltilir ve ön plana çıkarılır. fransız devrimi ile ilgili binlerce kaynak bulabilir ve okuma yapabilirsiniz. ancak o dönem 22 bin yazılı basımın yapıldığı ingiliz iç savaşına ait pek kaynağa rastlamayız. ingilizlerin dünyaya hakim hale gelmesine, adanın, kıtadan demokrasi bağlamında ilerde olmasında büyük rol taşıyan ve üstelik fransız devriminden 140 sene evvel cereyan eden ingiliz iç savaşı günümüz dünyasının inşa edilmesinde büyük rol taşıyor. osmanlının henüz matbaa ile tanışmadığı bir dönemde, ingiltere'de kraliyet, kilise ve parlamento arasında yaşanan çekişmeler ibret verici.
devamını gör...

bulut mu lan o?

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

uzadevim: telekinezi (eski yunanca "telos" ve "kinesis" sözcüklerinden oluşturulmuş fransızca sözcüktür). nesnelerin herhangi bir etki olmadan, zihin gücüyle devindirilmesi, hareket ettirilmesidir.
devamını gör...

üzgünüm. bugün yine bir kadın, şeref yoksunu biri tarafından katledildi. bugün onun bu şekilde katledilmesi, yarın benim veya bir başka kadının da öldürülmesi demektir. gelecek için çok kaygılıyım. kadının, hayvanın hatta bir ağacın bile korunamadığı bu dönemden nefret ettim. çok üzgünüm.
devamını gör...

bir kişinin kendi grup ve kültürünün diğer grup ve kültürlerden üstün olduğuna inanması. etnosantrizm ile toplulukların değerleri ve bu değerlerin temsil eden statüleri arasındaki farklar önem kazanır. kişinin üyesi bulunduğu grubun değerleri diğer grupların değerlendirmesini sağlayan standartlardır.
devamını gör...

her şey insanın içinde bulunduğu ortama,koşullara bağlıdır sözünden yola çıkılırsa-ki bu beraberinde başka bir soru getirir- insan hiç midir?
insan sorgulamazsa,köle olursa,iradesizse yeri gelir baş kaldıramazsa hiçtir.

raskolnikov'u suç işlemeye iten sebep inançsızlık,bireyselliktik ve yabancılık duygusudur. en son vicdanını sızlatmaya kadar giden süreç ise insan ruhunun çelişkilerle dolu bir varlık olmasıdır.
romanda raskolnikov’un cinayet hakkında kullandığı en çarpıcı cümlesi: “ben insan öldürmedim, bir prensibi yere serdim.” kısmıydı. eğer öyleyse çektiği acılar ne idi.kötü olmayı kabul edememekti.sıradan bir insanın olağanüstü olma çabası'nın beyhude olmasıydı.belki de bu hiçlik savaşıydı.ben hiç değilim diyen insan'ın yakarışıydı.
devamını gör...

kalın zırhlı, sabsonik ve manevra kabiliyetleri çok zayıf bir uçaktır. fakat var oluş sebebi olan o gatling topu tüm bu eksikleri giderir. öte yandan kalın zırhı sayesinde yoğun uçaksavar ateşine maruz kalmış olanları bile üsse başarılı bir şekilde geri dönebilmiştir.

üzerindeki gatling topu seyreltilmiş uranyumlu mermiler kullanır. bu sebeple piyadeye karşı kullanımı da savaş suçu kapsamındadır. fakat bu mermiler aynı şekilde pek çok zırhlı aracı delip içindeki personeli yok etme kabiliyetine sahiptir ki uçak bu konudaki rüştünü körfez savaşında saddam hüseyin'in tank birliklerine ölüm kusmasıyla göstermiştir.

ayrıca bu gatling topu o kadar yüksek bir geri tepmeye sebep olur ki uçak havada neredeyse felç kalır fakat görevini gerçekleştirmekten geri kalmaz.

bunlara ek olarak bu tahribata sebebiyet veren gatling topu neredeyse bir araba büyüklüğünde olduğundan uçak tasarım aşamasında tabiri caizse bu topun etrafına inşa edilmiştir ve pek çok dinamik bu topun selameti için uçağa yedirilmek durumunda kalmıştır. yani uçağı yapıp topu yerleştirmek gibi bir çözümden ötesidir. pek çok mühendislik çabası dibine kadar kullanılmıştır.

kimisine göre çirkindir, eskidir, hantaldır fakat tam bir görev uçağıdır ve eski olmasına rağmen amerika hava kuvvetleri halen bu uçağı emekli edememiştir her ne kadar gündeme getirmiş olsalar bile. zira yerine koyacakları bir uçağı henüz üretemediler.

havacılıkta çirkin kral ifadesi kendisi için kullanılır. sovyetlerde tam karşılığı bulunmayan belki de yegane uçaktır.

bir dönem türk hava kuvvetlerine de 1 filo kadar kullanılmış olanları amerika hava kuvvetlerince teklif edilmiş olup genelkurmaydan amerikaya uçakları görmeye giden heyetin olumsuz raporları sonucu uçakların alınmasından vazgeçilmiştir.
devamını gör...

ben ilkokulda almıştım ve sihirli annemden etkilenip çilekli milekli bir şeyler yapmıştım.
t:çocukluk aklıyla alınan sonrasında söylenirken insanı utandırabilen hotmail hesabıdır.
devamını gör...

80'lerdeki hard rock ekolünden bir twisted sister şarkısı, stay hungry albümünden. klibinde karikatürize bir öğretmen arzı endam eder. *

devamını gör...

diderot'un bir başka eseridir. çeviri adnan cemgil'e ait. iş bankası hasan âli yücel klasikler dizisi. diderot diyalog tarzını bu eserinde de kullanmıştır. iki ana karakter etrafında dönen karşılıklı konuşmalar metni oluşturmaktadır. diderot eseri için "roman değil" demiş ama kesinlikle romana yakın duran bir anlatı. belki en doğru tâbir anlatı olacaktır. her ne kadar modern bir tâbir olsa da... kaderci jacques ve efendisi arasında gerçekleşen felsefî sorgulamalar anlatıya yön veriyor. ama sadece felsefî sorgulamalardan ibâret değil. yer yer kahkahalar atıyorsunuz okurken, kimi zaman hüzünleniyorsunuz, bazen de oturup düşünüyorsunuz... kaderci jacques adı üstünde zaten. her şeyi kadere bağlayan ve her olaya kaderde varsa olur diyen birisi. ama kesinlikle aptal değil. hattâ bu kaderciliğin hâricinde oldukça zeki ve sıra dışı bir karakter. efendisi âdeta gönülden bağlı jacques'a. bazen bozuşuyorlar ama fazla sürmeden ikisi de birbirlerine ne kadar bağlı olduklarını anlıyorlar. aslında kim kimin efendisi tam olarak belli değil. kaderci jacques efendisini parmağında oynatıyor çünkü. baştan sona kadar efendisi jacques'a anlat bakalım şu aşk hikâyelerini diyor. jacques her başladığında bir şekilde bölünüyor bu maceralar. genel olarak da anlatıcı müdahale ediyor anlatılan şeye. yazarın direkt müdahaleleri oluyor. okurlarla konuşuyor anlatıcı yazar. "biliyorum biliyorum merak ediyorsunuz ama durun bir şunu anlatayım önce" diyor. ve bir başka hikâyeye veya maceraya sürükleniyoruz. oradan bir başkasına... kaderci jacques gün görmüş birisi. macerası ve tecrübesi çok. zaman zaman don kişot'u andırıyor kitap. diderot'un büyük edebiyatçı kimliği burda da dikkat çekiyor. bir anlatı ustası olarak pek çok romancıya taş çıkartacak birisi diderot...
devamını gör...

o kadar çok yapılacak iş var ki anam ne depresyonu modudur
devamını gör...

televizyondan dizi takip etmem, huyum değildir. genelde dikkatimi çeken bir senaryo olursa dizi bittikten sonra internetten sara sara izlerim. son yaz dizisini sosyal medyada çatışma sırasındaki kız isteme sahnesinden bir kesitle fark ettim. ali atay fanatikliğim tuttu yine, açtım ilk bölümlerini izledim ve düne varan bir serüven* başladı. öncelikle söylemem gerekir ki yağmur karakteri (hafsanur sancaktutan) o kadar ama o kadar itici geliyor ki bana onun sahneleri sürekli geçiyorum. hareketleri samimiyetsiz, senaryo gereği de daha 18-19 yaşında bir genç kıza gereksizce olgunluk itelemeye çalışmışlar efsane eğreti. akgün'e (alperen duymaz) hiç girmiyorum yine daha 20 yaşında bir delikanlı belinde silahla, ağır abi replikleriyle adam yaralamalar, mekan işletmeler. eh yavrum o kadar da iyi oyunculuğu var ki aslında, bunu savcıyla olan sahnelerinden anlayabiliyoruz, hep o samimiyette kalsa keşke. neyse dizi içerisinde çok fazla tutarsız detaylar mevcut. ama neticede yerli diziler yersiz uzun diyoruz ve yerli dizilerin mantığını az çok biliyoruz. çoktaşeyapmamak lazım o yüzden. dün yayınlanan sezon finaline gelecek olursak ki bu kısmı spoiler ve bir miktar tahmin içerir. bölümün başından beri biri ya da birilerinin öleceğinin farkındaydık. iç sesim yağmur'un ölüp diziden çıkmasını dilerken, mantıksal olarak selçuk taşkın'ın ölmesi kesindi. leyla ile mecnun'un çekimlerinin başlayacak olması ise savcı selim kara'nın suikast sonucu ölmesi ve diziden çıkmasını gerektirirdi. yani ben böyle kurmuştum kendimi. ama hiçbir şey öyle olmadı. yine birtakım ters köşe yapmaya çalışmalarla dizi bambaşka bir yere evrildi. canan öldü ya da en azından ölmüş gibi gösterildi. burası hala şaibeli bir ters köşe de buradan gelebilir. gökhan öldü, akgün abi katili oldu. gökhan'da zamanında anne katili olmuş zaten. ve genel olarak gelecek sezonun istanbul'da devam edeceği de kesinleşmiş oldu. (eh çeşme'de maliyetler yazın gelmesiyle arttı haliyle) her şey karman çorman oldu ve l&m başlarsa bu diziyle bağım kalmayacağını bildiğimden editlememek üzere son yaz defterini burada kapatıyorum. kıps.
devamını gör...

trip editi: yeşil renk diyorum ya, hani hıyarda olan, inanılmaz güzel bir renk. *

inanılmaz neşeliyim, hatta kahkahalarımı zor tutuyorum. *

bir insan düşünün; normal normal konuşuyorsunuz, muhabbet harika. "ben de bir kahve yapayım," diyor her normal insanın diyebileceği gibi. sonra bir şeyler oluyor araya konuşmalar giriyor falan... o an sadece onun yapacağı* anormal bir ses atıyor, açıyorsunuz sesi, konuşma aynen şu;

+ketılla muhabbet ediyoruz biz de, bak, konuş ketıl... (telefon ketıla doğru tutulur)
-ğuluğuluğuluğuluğulu
+gördün mü? selam söylüyor. *

nesin sen ya? neşe kaynağım falan mı? *
devamını gör...

istanbul'un 13 milyon göç vereceğini gördüğümüz durumdur.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim