kaşar ece ronay
işte bu şerefsizlik ve kahpeliktir. bot ve fake hesaplarla bir insanın adına böyle bir hastag çalışması yapmak ancak aciz insanlara yakışır. aga boşuna dememişler düşmanın bile delikanlısı lazım bu devirde.
devamını gör...
tilisolol
potasyum kanalını aktive eden beta blokör ajandır.
devamını gör...
tebessüm ettiren sözlük nickleri
devamını gör...
müdür yalakası
müdür de başkalarının yalakasıdır. bu döngüsel bir süreçtir.
devamını gör...
günaydın sözlük
günaydın sözlük...
ama öyle,gecesinde 'yarın izinliyim, at gibi uyurum' diye kafayı yastığınıza küt diyerekten vurmuş, sabahın kör saatinde de sanki telefon alarmı kurmuşsunuz gibi, en yakın denizden kilometrelerce uzakta olan yatak odanızın penceresinden içeri hücum eden, içmek istemediği ilaçlarının saati gelmiş huysuz babaanne bağırışlarına benzeyen martı çığlıklarına, uyuşuk uyuşuk gözlerinizi aralamışsınız da; sabahın ilk cümlelerini, yanınızda uzanan sevdiceğinizin ipek saçlarını okşayarak kulağına fısıldamak dururken; ''lan allahsız martılar, denizden bunca uzak coğrafyada sizin ne işiniz var? size şiir yazan şairlerin allah belasını versin'' serzenişi ile mundar etmişsiniz gibi bir günaydın değil elbet...
her seferinde, sabah suyuna oltasıyla balığa çıkmadan önce, bahçesindeki domateslerini önce sulayıp sonra yapraklarını okşayarak onlarla vedalaşan, akşamdan hanımın yaptığı çıtır börekleri, termosundaki çayla balık tutarken dilim dilim götüren, öğlene doğru tuttuğu balıkları, akşam ızgarada bir güzel çevirip kendi yaptığı rakı ile afiyetle gömen bir adamın sahil kasabası rüyası gibi ihtimali yüksek bir günaydın...
az beklentili, çok mutluluklu bir günaydın...
mümkün bir günaydın...

(görsel: kötü kedi şerafettin / martı rıfkı)
ama öyle,gecesinde 'yarın izinliyim, at gibi uyurum' diye kafayı yastığınıza küt diyerekten vurmuş, sabahın kör saatinde de sanki telefon alarmı kurmuşsunuz gibi, en yakın denizden kilometrelerce uzakta olan yatak odanızın penceresinden içeri hücum eden, içmek istemediği ilaçlarının saati gelmiş huysuz babaanne bağırışlarına benzeyen martı çığlıklarına, uyuşuk uyuşuk gözlerinizi aralamışsınız da; sabahın ilk cümlelerini, yanınızda uzanan sevdiceğinizin ipek saçlarını okşayarak kulağına fısıldamak dururken; ''lan allahsız martılar, denizden bunca uzak coğrafyada sizin ne işiniz var? size şiir yazan şairlerin allah belasını versin'' serzenişi ile mundar etmişsiniz gibi bir günaydın değil elbet...
her seferinde, sabah suyuna oltasıyla balığa çıkmadan önce, bahçesindeki domateslerini önce sulayıp sonra yapraklarını okşayarak onlarla vedalaşan, akşamdan hanımın yaptığı çıtır börekleri, termosundaki çayla balık tutarken dilim dilim götüren, öğlene doğru tuttuğu balıkları, akşam ızgarada bir güzel çevirip kendi yaptığı rakı ile afiyetle gömen bir adamın sahil kasabası rüyası gibi ihtimali yüksek bir günaydın...
az beklentili, çok mutluluklu bir günaydın...
mümkün bir günaydın...

(görsel: kötü kedi şerafettin / martı rıfkı)
devamını gör...
recep tayyip erdoğan'ın 2023'te seçimi kaybetme ihtimali
allah'ım sen konuyu biliyorsun amin dedirten ihtimal. inşallah inşaallaahhh artık daha güzel bir düzen, daha güzel bir yönetim istiyoruz. yeter sömürüldüğümüz da.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının almış olduğu en güzel iltifat
düşününce aklıma ortaokuldaki hocamın söylediği geldi. bana " sen gökyüzündeki en parlak yıldızsın" demişti. en sevdiğim hocamdı.**
devamını gör...
peşko
doğu karadenizde, fırınlı sobanın adıdır.
hem ısınma hem yemek pişirme için kullanılır.
sobanın üstü ocak kadar geniştir.
üstünde su ısıtmak için; kafega, güğüm koyulabilir. yemek pişirirken ateşi ayarlayabilmek için harayılları vardır. yüksek ateş için harayıllar çıkarılır, kısık ateş için harayıllar geri koyulur.
sobanın ön yüzünde sol tarafta fırını bulunur. sobanın büyüklüğüne göre fırında bir ya da iki raf bulunur. fırının altında veya üstünde ısı dağıtımı için bir kol bulunur. fırına verilen ekmeği en iyi şekilde pişmesi için bu kol kullanılır. en iyi şekilde ekmek pişirmek için sobanın iyice yanması beklenir, bizim oralarda yarmace denen parçalanmış kütükler ile soba devam ettirilir. yarmace denen odunlar yavaş yavaş yandığı için, hemen geçmediği için, ekmek yavaş yavaş, içi dışı iyice çekerek pişer.
fırın patates pişirmek içinde idealdir.
peşkonun üstünde kışları kestane pişirilebilir. mandalina kabuğu ile ortamın kokusu güzelleştirilebilir. köy elması, köy armudu pişirilebilir.
sönmüş peşkonun altı, evin kedisinin en sevdiği yerdir.

sabahları, güne kül boşaltarak başlamayı sorun etmeyenler için sevilesi, sıcak bir nostaljidir.
şimdilerde köy evlerinde bunların kalorifer kazanına dönüşmüş, daha güçlü hali kullanılmaya başlanmıştır. bir peşko ile tüm ev sıcacık. babaannem duysaydı ben bu dünyaya çok erken geldim derdi.
hem ısınma hem yemek pişirme için kullanılır.
sobanın üstü ocak kadar geniştir.
üstünde su ısıtmak için; kafega, güğüm koyulabilir. yemek pişirirken ateşi ayarlayabilmek için harayılları vardır. yüksek ateş için harayıllar çıkarılır, kısık ateş için harayıllar geri koyulur.
sobanın ön yüzünde sol tarafta fırını bulunur. sobanın büyüklüğüne göre fırında bir ya da iki raf bulunur. fırının altında veya üstünde ısı dağıtımı için bir kol bulunur. fırına verilen ekmeği en iyi şekilde pişmesi için bu kol kullanılır. en iyi şekilde ekmek pişirmek için sobanın iyice yanması beklenir, bizim oralarda yarmace denen parçalanmış kütükler ile soba devam ettirilir. yarmace denen odunlar yavaş yavaş yandığı için, hemen geçmediği için, ekmek yavaş yavaş, içi dışı iyice çekerek pişer.
fırın patates pişirmek içinde idealdir.
peşkonun üstünde kışları kestane pişirilebilir. mandalina kabuğu ile ortamın kokusu güzelleştirilebilir. köy elması, köy armudu pişirilebilir.
sönmüş peşkonun altı, evin kedisinin en sevdiği yerdir.

sabahları, güne kül boşaltarak başlamayı sorun etmeyenler için sevilesi, sıcak bir nostaljidir.
şimdilerde köy evlerinde bunların kalorifer kazanına dönüşmüş, daha güçlü hali kullanılmaya başlanmıştır. bir peşko ile tüm ev sıcacık. babaannem duysaydı ben bu dünyaya çok erken geldim derdi.
devamını gör...
felsefenin amacı soru sormak mı yoksa çözüm bulmak mı sorunsalı
sorgulamak.
devamını gör...
yayın önerisi
*futuristik bir program güzel olur,
dünya gündemini takip eden, kendiside bu konuda donanımlı, bir maker olabilir mesela, bence çok uygun böyle bir program için, teknoloji, değişen kavramlar, gelecekte olabilecek değişimlerin işaretleri, yeni icatların deneme süreçleri, ilgili bir konukla bunların konuşulduğu bir program kafamızı açabilir.
*mimarlıkla ilgili bir program olabilir, görsellik olmadan da olur, çünkü, mimarlık çok geniş bir disiplin, sadece fotoğraflarına bakılan bir şey gibi düşünmeyin, içinde yaşamı ilgilendiren her şeyin zeminini tasarlamak için, önce düşünme ve hesaplama gerektiren, hem de yaşam şeklimizin tamamen değiştiği bu günlerde bence tam da konuşulması gereken, kalın bir başlıktır, zaten mimarların olaylara ve durumlara yaklaşımı çok enteresandır, onlarla sohbet güzel olur.
*hukukla ilgili bir program olabilir,
kişisel haklarımız, bildiklerimiz, kullanmadıklarımız, mesela polisin bizi kafasına göre durdurup kimlik soramayacağını ben yeni öğrendim, bence bugünlerde hepimizin bu konuda bilinçlenmeye ihtiyacı var, çünkü yasal haklarımızı bilerek ve bildiklerimize güvenerek kendimizi daha iyi koruyabiliriz diye düşünüyorum, bu hepimizi ilgilendiren bir konu olacaktır.
*girişimcilik, e-ticaret de ilgi görecek bir konu olabilir
şimdilik aklıma gelenler bunlar, aslında ben de çok istiyorum bir program hazırlamak, yapmak, ama nasıl olur hiç bilmiyorum, arkadaşlar bir başlasın, takipteyim, mutlaka bir şekilde katılacağım, herkese kolay gelsin.
dünya gündemini takip eden, kendiside bu konuda donanımlı, bir maker olabilir mesela, bence çok uygun böyle bir program için, teknoloji, değişen kavramlar, gelecekte olabilecek değişimlerin işaretleri, yeni icatların deneme süreçleri, ilgili bir konukla bunların konuşulduğu bir program kafamızı açabilir.
*mimarlıkla ilgili bir program olabilir, görsellik olmadan da olur, çünkü, mimarlık çok geniş bir disiplin, sadece fotoğraflarına bakılan bir şey gibi düşünmeyin, içinde yaşamı ilgilendiren her şeyin zeminini tasarlamak için, önce düşünme ve hesaplama gerektiren, hem de yaşam şeklimizin tamamen değiştiği bu günlerde bence tam da konuşulması gereken, kalın bir başlıktır, zaten mimarların olaylara ve durumlara yaklaşımı çok enteresandır, onlarla sohbet güzel olur.
*hukukla ilgili bir program olabilir,
kişisel haklarımız, bildiklerimiz, kullanmadıklarımız, mesela polisin bizi kafasına göre durdurup kimlik soramayacağını ben yeni öğrendim, bence bugünlerde hepimizin bu konuda bilinçlenmeye ihtiyacı var, çünkü yasal haklarımızı bilerek ve bildiklerimize güvenerek kendimizi daha iyi koruyabiliriz diye düşünüyorum, bu hepimizi ilgilendiren bir konu olacaktır.
*girişimcilik, e-ticaret de ilgi görecek bir konu olabilir
şimdilik aklıma gelenler bunlar, aslında ben de çok istiyorum bir program hazırlamak, yapmak, ama nasıl olur hiç bilmiyorum, arkadaşlar bir başlasın, takipteyim, mutlaka bir şekilde katılacağım, herkese kolay gelsin.
devamını gör...
türkiye'nin 37 ülke içinde siyasi paylaşım yapmaktan en çok çekinilen ülke olması
çıkan istatistikler iyimser kalmış bile diyebiliriz. sokak röportajında söyledikleri için ifadeye çağrılan vatandaşlar oldu bu ülkede. ifade özgürlüğü var diyenlerin siyasi görüşlerine bakılırsa durum daha net ortaya çıkar zaten. öyle bir ifade özgürlüğü ki sadece hoşlarına giden şeyleri söyleyebilirsin.
devamını gör...
akdeniz erbaş
akdeniz erbaş "türkistan müziğine gönül veren bir kırım tatarı".
kendisi belki de son dönemlerde eski dönem türk müziği ( gırtlak müziği ) , çalgıları, ezgileri vb. ögelerin tekrar popüler olmasında büyük rol oynamıştır. bakın zaten bu sanatla uğraşan, icra eden birçok insan vardı lakin akdeniz erbaş kadar bunu popülerleştiren ve insanların ilgi duymasını sağlayan başka birisi daha yoktu. kendisi basında "gitarını satıp dombıra alan genç müzisyen" olarak geçmiştir.
(bkz: dombra)
kendisi inanılmaz çalışkan ve akıllı bir insandır kanaatimce. 3 yabancı dili ( türkçe, ,ingilizce, japonca) bilir ve türkçenin çeşitli lehçelerini konuşuşabilir.
kendisini son dönemde youtube üzerinde kendi yaptığı parçalar ve çeşitli kanallara konuk olması ile tanımıştık. ( tarih obası, emre yücelen, efe aydal, müzikli sohbetler).
kendisinin benim şahsi fikrime göre en önemli özelliği vizyonu değil taşıdığı vizyondur. çünkü taşıdığı vizyon ile birçok gence örnek olmuş ve bu konuda onları cesaretlendirmiştir. türk müziğinin ne olduğu dahi bilmeyen gençler, dombra alıp, gırtlak müziği öğrenip, youtube kanalı açıp bunları paylaşmaya başlamışlardır.
bu hem eski türk kültürünün tekrar canlanması, hemde geniş bir yelpazede beslenmesi için önemli bir adım olmuştur ve bu adımın öncülerinden birisi akdeniz erbaş olmuştur.
kendisi belki de son dönemlerde eski dönem türk müziği ( gırtlak müziği ) , çalgıları, ezgileri vb. ögelerin tekrar popüler olmasında büyük rol oynamıştır. bakın zaten bu sanatla uğraşan, icra eden birçok insan vardı lakin akdeniz erbaş kadar bunu popülerleştiren ve insanların ilgi duymasını sağlayan başka birisi daha yoktu. kendisi basında "gitarını satıp dombıra alan genç müzisyen" olarak geçmiştir.
(bkz: dombra)
kendisi inanılmaz çalışkan ve akıllı bir insandır kanaatimce. 3 yabancı dili ( türkçe, ,ingilizce, japonca) bilir ve türkçenin çeşitli lehçelerini konuşuşabilir.
kendisini son dönemde youtube üzerinde kendi yaptığı parçalar ve çeşitli kanallara konuk olması ile tanımıştık. ( tarih obası, emre yücelen, efe aydal, müzikli sohbetler).
kendisinin benim şahsi fikrime göre en önemli özelliği vizyonu değil taşıdığı vizyondur. çünkü taşıdığı vizyon ile birçok gence örnek olmuş ve bu konuda onları cesaretlendirmiştir. türk müziğinin ne olduğu dahi bilmeyen gençler, dombra alıp, gırtlak müziği öğrenip, youtube kanalı açıp bunları paylaşmaya başlamışlardır.
bu hem eski türk kültürünün tekrar canlanması, hemde geniş bir yelpazede beslenmesi için önemli bir adım olmuştur ve bu adımın öncülerinden birisi akdeniz erbaş olmuştur.
devamını gör...
erkeklerin regl olması durumunda yaşanabilecekler
erkek futbolcular, sporcular da ped reklamında oynardı. **
devamını gör...
eurovision
insanlarımız tarafından aşırı ciddiye alınan eğlence yarışması. bakın eğlence yarışması diyorum, bizimkiler her olayda olduğu hemen aşırı hırs yapıyor, rekabete giriyor. bakın ingiltere'ye, sıfır çekiyolar yıllardır. geçen de sıfır aldılar ama gayet de eğlendiler, eğlendik.
bide bizde küçüklükten beri ebeveynler çocukları “biz farklı dindeniz, bizi sevmiyolar, her olayda karşı tarafta olurlar, bize oy vermezler" gibisinden saçma sapan cümleler ile yetiştirdiğinden ülkedeki herkes kompleksli bireylere dönüştü. bu yüzden de en ufak şeyleri bile ciddiye alıp sinirleniyoruz, kişileştiriyoruz.
ha bide komşu ülkelere oy veriliyor bizde haksızlık yapılıyor diyenler için, arkadaşlar bu yarışmada komşuların birbirlerine puan verdiği sistem yıllar önce kaldırıldı. komşu puanlarından zarar eden sadece biz değildik ki biz de azerbaycan'dan puan alıyorduk ve azerbaycan'a puan veriyorduk. biz de o zamanki sisteme uyum sağlamıştık yani.
birde az önce eurovisionda iki performansımızı izledim, aşırı üzdü ya. şu geldiğimiz hale bak. o zamanki eğlenceye, enerjiye bak; birde şimdikine. bu ülkenin insanlarına eğlenceyi bile çok gördüler.
ülkece siyasal islam lanetinden kurtulursak eğer katılacağız, öyle umuyorum.
hem bakın, onlar da bizi çağırıyor.. :")
twitter.com/eschoney1/statu... .
bide bizde küçüklükten beri ebeveynler çocukları “biz farklı dindeniz, bizi sevmiyolar, her olayda karşı tarafta olurlar, bize oy vermezler" gibisinden saçma sapan cümleler ile yetiştirdiğinden ülkedeki herkes kompleksli bireylere dönüştü. bu yüzden de en ufak şeyleri bile ciddiye alıp sinirleniyoruz, kişileştiriyoruz.
ha bide komşu ülkelere oy veriliyor bizde haksızlık yapılıyor diyenler için, arkadaşlar bu yarışmada komşuların birbirlerine puan verdiği sistem yıllar önce kaldırıldı. komşu puanlarından zarar eden sadece biz değildik ki biz de azerbaycan'dan puan alıyorduk ve azerbaycan'a puan veriyorduk. biz de o zamanki sisteme uyum sağlamıştık yani.
birde az önce eurovisionda iki performansımızı izledim, aşırı üzdü ya. şu geldiğimiz hale bak. o zamanki eğlenceye, enerjiye bak; birde şimdikine. bu ülkenin insanlarına eğlenceyi bile çok gördüler.
ülkece siyasal islam lanetinden kurtulursak eğer katılacağız, öyle umuyorum.
hem bakın, onlar da bizi çağırıyor.. :")
twitter.com/eschoney1/statu... .
devamını gör...
reflüyü azdıran şeyler
uç tatlarda yemek. aşırı acı, aşırı ekşi gibi.
devamını gör...
kişinin kendini en özgür hissettiği an
sıcak bir havada yemyeşil bir ağacın gölgesinde çimlere uzanırken ağacın hafif rüzgarla sallanan yapraklarının arasından sızan güneş ışıkları seyrederken ve kuş cıvıltılarını dinlerken başka hiçbir şey aklıma gelmiyor.
devamını gör...
türkiye'de ve dünyada islam'a yönelişin iyice hız kazanmasının nedeni
tam tersine ateizme ve deizme yöneliş artıyor diye cevapladığım, biz seninle farklı dünyada yaşıyoruz herhalde dediğim yazar beyanıdır.
devamını gör...
100 koyunun şanlıurfa'da gözaltına alınması
an itibari ile serbest bırakılan koyunlardır. arkadaşlar gündemde tutalım. böyle giderse bu koyunlar her istediği yerde otlamaya başlayacak. bu gün tigem arazisinde otlayan, mazallah yarın öbür gün birilerinin sarayının bahçesinde otlar. bu ülkede anayasa var kurallar var. bu kanun nizam tanımayan koyunların yaptıklarının bir karşılığı olması gerekli.
chp'li mahmut tanal'ın meclis'te gündeme getirdiği, tarım işletmeleri genel müdürlüğü'nün arazisinde otladıkları gerekçesiyle gözaltına alınan koyunlar serbest bırakıldı.
güvenlik soruşturması teklifinin meclis’teki görüşmeleri sırasında chp’li vekil mahmut tanal, ceylanpınar’da tarım işletmeleri genel müdürlüğü'nün (tigem) arazisinde otladıkları gerekçesiyle çok sayıda koyunun gözaltına alındığını duyurdu. tanal'ın "hayvanları serbest bırakın" çağrısı üzerine içişleri bakan yardımcısı gerekli işlemlerin ardından 35 koyunun serbest bırakıldığını bildirdi.
muhalefetin eleştirilerinin odağındaki güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması kanun teklifi’nin görüşüldüğü meclis genel kurulu birleşimine, “koyunların gözaltına alındığı” tartışması gündeme geldi. chp istanbul milletvekili avukat mahmut tanal, urfa'nın ceylanpınar ilçesinde kurulu bulunan, tarım ve orman bakanlığı bünyesindeki tigem ceylanpınar tarım işletmesi müdürlüğü arazisinde otladıkları gerekçesiyle çok sayıda küçükbaş hayvanın alıkonularak, kurumun “hayvan gözaltı merkezlerine” götürüldüğünü belirtti.
tanal: ceylanpınar’da koyunlar gözaltında
komisyon sıralarında oturan içişleri bakan yardımcısı mehmet ersoy’a çağrıda bulunan tanal, "şanlıurfa ili ceylanpınar ilçesinde 100 tane koyunu bugün gözaltına almışlar. sayın bakan yardımcım. koyun gözaltına alınır mı? bu koyunların gözaltına alınması hem hayvancılığın geliştirilmesine hem de üretimin geliştirilmesine aykırı, anayasa'ya aykırı” dedi.
“türkiye'de insanlar gözaltına alınıyor da koyun ve kuzular da şu anda gözaltına alınıyor başkanım” ifadelerini kullanan tanal, “yani türkiye içişleri bakan yardımcısısınız, bu konuda gereğini yapın, hayvanları serbest bırakın!” diye konuştu.
akp grubu adına söz isteyen kırıkkale milletvekili ramazan can’ın kürsüye çıktığı esnada da tepkisini sürdüren tanal, “başkanım, bu koyunların terörle iltisakı mı var, bağlantısı mı var? ya, bu koyun, kuzu allah'ın yarattığı o merada ot yiyor, ot! orada allah'ın verdiği suyu içiyor” dedi.
bakan yardımcısı: 35 koyun serbest bırakıldı!
meclis başkanvekili haydar akar ise içişleri bakan yardımcısı mehmet ersoy’un kendisine ilettiği bilgi notunu, “mahmut bey, sayın bakan yardımcısı gerekli görüşmeleri yaptı. tigem arazisinde kendilerine tahsis edilen alanın dışında çıkarak hayvan otlatan ve araziye zarar veren hayvan sahiplerinin 35 koyun için kabahatler kanunu'nun 68'inci maddesi gereğince tigem tarafından işlem yapılmış ve koyunlar serbest bırakılmış. sahiplerine iade edilmiş” şeklinde okudu.
link
chp'li mahmut tanal'ın meclis'te gündeme getirdiği, tarım işletmeleri genel müdürlüğü'nün arazisinde otladıkları gerekçesiyle gözaltına alınan koyunlar serbest bırakıldı.
güvenlik soruşturması teklifinin meclis’teki görüşmeleri sırasında chp’li vekil mahmut tanal, ceylanpınar’da tarım işletmeleri genel müdürlüğü'nün (tigem) arazisinde otladıkları gerekçesiyle çok sayıda koyunun gözaltına alındığını duyurdu. tanal'ın "hayvanları serbest bırakın" çağrısı üzerine içişleri bakan yardımcısı gerekli işlemlerin ardından 35 koyunun serbest bırakıldığını bildirdi.
muhalefetin eleştirilerinin odağındaki güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması kanun teklifi’nin görüşüldüğü meclis genel kurulu birleşimine, “koyunların gözaltına alındığı” tartışması gündeme geldi. chp istanbul milletvekili avukat mahmut tanal, urfa'nın ceylanpınar ilçesinde kurulu bulunan, tarım ve orman bakanlığı bünyesindeki tigem ceylanpınar tarım işletmesi müdürlüğü arazisinde otladıkları gerekçesiyle çok sayıda küçükbaş hayvanın alıkonularak, kurumun “hayvan gözaltı merkezlerine” götürüldüğünü belirtti.
tanal: ceylanpınar’da koyunlar gözaltında
komisyon sıralarında oturan içişleri bakan yardımcısı mehmet ersoy’a çağrıda bulunan tanal, "şanlıurfa ili ceylanpınar ilçesinde 100 tane koyunu bugün gözaltına almışlar. sayın bakan yardımcım. koyun gözaltına alınır mı? bu koyunların gözaltına alınması hem hayvancılığın geliştirilmesine hem de üretimin geliştirilmesine aykırı, anayasa'ya aykırı” dedi.
“türkiye'de insanlar gözaltına alınıyor da koyun ve kuzular da şu anda gözaltına alınıyor başkanım” ifadelerini kullanan tanal, “yani türkiye içişleri bakan yardımcısısınız, bu konuda gereğini yapın, hayvanları serbest bırakın!” diye konuştu.
akp grubu adına söz isteyen kırıkkale milletvekili ramazan can’ın kürsüye çıktığı esnada da tepkisini sürdüren tanal, “başkanım, bu koyunların terörle iltisakı mı var, bağlantısı mı var? ya, bu koyun, kuzu allah'ın yarattığı o merada ot yiyor, ot! orada allah'ın verdiği suyu içiyor” dedi.
bakan yardımcısı: 35 koyun serbest bırakıldı!
meclis başkanvekili haydar akar ise içişleri bakan yardımcısı mehmet ersoy’un kendisine ilettiği bilgi notunu, “mahmut bey, sayın bakan yardımcısı gerekli görüşmeleri yaptı. tigem arazisinde kendilerine tahsis edilen alanın dışında çıkarak hayvan otlatan ve araziye zarar veren hayvan sahiplerinin 35 koyun için kabahatler kanunu'nun 68'inci maddesi gereğince tigem tarafından işlem yapılmış ve koyunlar serbest bırakılmış. sahiplerine iade edilmiş” şeklinde okudu.
link
devamını gör...
talkan ve curcan katliamları
araplar tarafından türklere yapılan katliamlar silsilesidir.
talkan katliamı‘nda 100.000 türk katledilmiştir, bunun yanında 50.000 ‘den fazla türk köle ve cariye olarak pazarlarda satışmıştır. bu katliam, islam’ın barış dini olduğunu yeterince kanıtlamış, ayağı kayıp yanlışlıkla arap kılıçlarının üstüne düşen arkadaşlar da olmuş ama dersini iyi alanlar akın akın islamiyet ile şereflenmiştir. hz. muhammed’in ölümüyle birlikte insanlığın iktidar hırsı islam dininde de ortaya çıktı. mezhep ayrımcılığını kesinlikle reddeden islam dininin iktidar çatışmaları sebeple mezheplere ayrılması tamamen arapların eseridir.
sogd meliki neyzek tarhan şehrinin yok olmaması için kuteybe bin müslim ile anlaşma yapar. anlaşmaya göre tarhan haraç verecek ve tarafsız kalacaktır.. ancak bu tarafsızlık ve türklerin bir araya gelememeleri arapların işlerini kolaylaştırmış ve türk beyliklerini istila edip talan etmişlerdir.. ilk saldırıya uğrayan kibac hatun’a diğer beyliklerden yardım gelmeyince, o yardımı esirgeyenler de aynı kırımı yaşadı. türkler örgütlü olmadığı için arap’ların işleri kolaylaştı. neyzek tarhan daha sonra kuteybe ile yaptiğı anlaşmada yanlış yaptığını ve bu anlaşmanın kendisine hiçbir teminat getirmeyeceğini gördü. üstelik diğer türk beylerine de aldattığını anladı. tohoristan’a döndükten sonra diğer türk beyliklerine bir mektup yazıp uyarmaya çalışır. ilk pozitif cevap talkan meliki sehrek’den gelir.. tarhan’ın düşüncelerini öğrenen kuteybe, buna karşılık belh şehrinde hazırlık yaparak, baharda büyük bir silahlı güç ile talkan şehrine doğru yürür.. o ana kadar bir direniş hazırlığı yapamayan talkan şehri meliki sehrek, kuteybe’nin gelişinden önce şehri terkeder.. şehre hiç savaşmadan giren kuteybe’nin adamları şehirde eli kılıç tutabilen nekadar erkek varsa hepsini kılıçtan geçirirler.. bu kırım o vakte kadar yapılanların en büyüğüdür.. kuteybe bu kırımı diğer beyliklere ibret olması için yapar.. kuteybe’nin askerleri öldürebildikleri kadar öldürürler, geri kalanları da, talkan yolu üzerindeki ağaçlara asarlar.. bu yolun 4 fersah ( 24 kilometre.) mesafelik bölümü türklerin ağaçlara asılan cesetleri ile doludur.. talkan katliamı tarihe, arapların o güne kadar yaptıkları katliamların en büyüğü olarak geçmiştir.. halk, müslüman araplarla savaşmadığı halde, kuteybe ve askerleri sırf diğerlerine örnek olsun diye 40.000 kadar kişiyi kılıçtan geçirmiş, ağaçlara asmıştır. tüm bunlar hep islam adına yapılmış.
kuteybe, talkan katliamından sonra suman’a girer.. erkeklerin çoğunu öldürterek, kadınlarını ve kızlarını cariye olarak alır. daha sonra kes ve nesef’de aynı şeyleri yapar. erkekler öldürülür, türk kadın ve kızları utanç verici bir şekilde araplara cariye olurlar. askerlerin yorgunluk eğlencesi olurlar. daha sonra faryab’a yönelir ve faryab’ın teslim olmasını ister. faryab halkı başlarına gelecekleri bildiklerinden teslim olmaya yanaşmazlar. erkekleri kavga ederek can verirler.. tüm şehir yakılır. araplar bu şehre yakılmış şehir manasında muhtereka derler.. kuteybe, faryab’dan sonra, tarhan’ın çekildiği kale bazgis’i abluka eder.. 2 ay müddetle devamlı olarak buraya saldırır lakin bir netice alamaz. aynı zamanda kış yaklaşır. kuteybe’nin kışın savaşacak gücü yoktur ancak, kale içindeki türklerin de yiyecekleri bitmiştir. her iki tarafta savaşın kendileri için kaybedildiğini düşünür.. kuteybe son olarak bir hileye baş vurur. tarhan’ın yanına muhammed bin selim ismindeki adamını gönderir. muhammed ibni selim tarhan’ın teslim olması vaziyetinde kendisine hiç bir şekilde zarar gelmeyeceği güvencesini verir. kalenin açlık içinde olmasından dolayı tarhan’ın kuteybe’nin önerinini kabul etmesinden başka yapılacak bir şeyi yoktur. komutanları ile görüşüp önerisi kabul ederler. silahlarını teslim ederek kaleden çıkarlar. tarhan kaleden çıkar çıkmaz yakalanır, çevresi hendek açılmış bir çadırda zincire vurulur. kuteybe aynı zamanda tarhan’ı hemen öldürmez.. haccac’a haber göndererek ne yapacağını sorar. haccac tarhan için, “ o bir müslüman düşmanıdır hiç aman vermeden öldür” der. kuteybe önce tarhan’ın iki erkek çocuğunu, tarhan’ın ve toplanan halkın gözü önünde öldürtür. arkasından 700 kadar türk savaşçısının başlarını gene tarhan’ın ve halkın gözü önünde kestirir. tarhan’ı da bizzat kendisi öldürür.. bütün kesilen başlar haccac’a gönderilir.
tarhan’ın öldürülmesinden sonra, kuteybe, aral gölü’nün altında bulunan harzem bölgesine yürür. harzem’de caygan ile havarizat arasında taht dövüşü vardır. kuteybe caygan’la işbirliği yapar. önce havarizat ile çevresindekileri öldürtür. arkasından camhud melikini yenerek 4000 civarında tutsak alırlar. ancak, daha sonra bunlar kuteybe’nin buyruğu üzerine öldürülürler.
bu olay, ziya kitapçı”nın, islam tarihi ve türkler isimli kitabında aynen şöyle anlatılır ;
bu harblerden birinde, et-taberi”nin bütün tafsilatı ile anlattığına göre, bir defasında abdurrahman b. müslim, kuteybe’ye, 4000 esirle gelmişti. kuteybe, abdurrahman’ın böyle kalabalık türk esirleri ile geldiğini görünce hemen tahtının çıkarılmasını ve bir alana kurulmasını istedi. tahtının üzerine mağruru bir eda ile oturan kuteybe, bu türk esirlerinden bin tanesini sağına, bin tanesini soluna, bin tanesini arkasına ve bin tanesinide önüne dizilmelerini söylemiş ve sonrada arap askerlerine dönerek yalın kılıç bu türklerin kafalarının koparılmasını buyurmuştur. cebbar, zorba, vicdansız arap komutanının çevresinin bir anda bu türklerin kafa kol ve gövdeleri ile bir kan gölü haline geldiğinden hiç kimsenin kuşkusu olmamalıdır. bu harblerde öldürülen türklerin haddi hesabı yoktu. nitekim bu vahşetten sanki gururlanan bir arap şairi kaah el-aşkari şöyle haykırmıştır,
”kazah ve facfac önlerinde korkudan birbirlerine sarılmış perişan türkleri öldürdüğünüz geceleri hele bir anımsayınız.
herkesi kılıçtan geçirdiniz. yalnızca ata bile binmeyecek yaşta küçük çocuklar kaldı. binenlerde o hırçın atların sırtında sanki bir yük gibiydiler.”
harzem’de ayaklanan halk, kuteybe ile işbirliği yaptığı için caygan’ı öldürür. bunun üzerine, kuteybe bütün harzem’i yakıp yıkar, halkı kılıçtan geçirir. harzemli tanınmış türk bilgini, biruni harzem’deki muasırlığın yok edilişini şu şekilde anlatır. “kuteybe, her çareye baş vurarak harzemlilerin yazılı dilini bilenleri, ananelerini savunanlarını, bütün bilginleri öldürttü, böylelikle herşey karanlıklara gömüldü. islam harzemlilerin içinde girerken, onların tarihi ile ilgili bilinenleri artık öğrenme imkanı bırakmadı. harzem’i yıktıktan sonra kuteybe, semerkant üzerine yürür. semerkant meliki gurek üzerine gelen müslümanlara karşı diğer türk beyliklerinden yardım ister. taşkent ve fergane’den yardım gönderir, ama gelen birlikler yolda kuteybe’nin askerleri tarafından pusuya düşürülerek yok edilirler. semerkant, abluka edilir. araplar mancınık ateşi ile saldırırlar. daha fazla dayanamayacağını anlayan gurek, kuteybe ile anlaşmak zorunda kalır. bu anlaşmaya göre,
1.semerkant araplara her yıl 2.200.000 altın ödeyecektir..
2.bir defaya mahsus olmak üzere 30.000 türk gencini esir olarak verecektir..
3.şehirde cami yapılacaktır..
4.şehirde eli silah tutan kimse dolaşmayacaktır..
5.tapınak ve putlardaki tüm mücevherler kuteybe’ye teslim edilecektir..
daha sonra kuteybe, altından yapılan putları erittirerek alır ve merv’e geri döner. dönerken kardeşi abdurrahman bin muslim’i semerkant’ın başına vali olarak bırakır.
kuteybe’nin merv’e dönüşünden sonra, türkler kendi aralarında işgalci müslümanlara karşı bir direniş birliği kurarlar. ara ara ceyhun ırmağını geçerek araplara pusu kurar ve ciddi zararlar verirler. haccac kuteybe’ye taşkent ve fergana’yi işgal etmesi direktifini verir. kuteybe taşkent’e gider fakat başarılı olamaz. bu arada haccac can verir. halife velid, kuteybe’ye türklere karşı savaşları devam ettirmesini söyler. kuteybe bu sefer kasgar’a doğru yola çıkar. tam kasgar’ı abluka edecekken halife velid can verir, yerine süleyman ibni abdülmelik halife olur. bu yeni halife ile arası hiç iyi olmayan kuteybe kasgar seferini yarıda bırakarak ona karşı ayaklanır, ancak kendi komutanları tarafından 11 yakını ile beraber 716 yılında kafası kesilerek öldürülür. zira kuteybe’nin komutanları halifeye karşı gelmek istememişlerdir.
bu 70 sene süren türk-arap savaşlarının en ehemmiyetli noktaları ve sonuçları ;
1- 100.000’in üstünde türk katledilmiştir.
2- 50.000’in üstünde türk genci köle ve cariye yapılmıştır.
3- şehirler yağmalanmış , ganimet diye halkın herşeyi talan edilmiştir.
4- tüm zenginlikler , tarihi yapıtlar yokedilmiş , yakılmış , yıkılmıştır.
5- dünyanın en büyük katliamlarından biri olan “talkan katliamında” 40.000 türkün kesilerek 24 kilometre yol süresince ağaçlarda sallandırılmıştır.( tarihte örneği çok azdır.)
6- aynı şekilde “curcan katliamında da esir alınan 40.000 türk’ün nehir kenarında kafaları kesilmiş , nehrin suyu kıpkızıl olmuş , cesetler yine ağaçlarda sallandırılmıştır.
7- “teslim olursanız canınız bağışlanacak” sözü hiç bir zaman yerine getirilmemiş , “şeriat söz tanımaz” denilerek kadın-erkek kılıçtan geçirilmiştir.
8- araplar tarihte yaşadıkları bu en büyük yağma ve talandan çok büyük servet ele geçirmişlerdir.
9- türkler böyle bir vahşet ve mezalimi çinlilerden bile görmemişlerdir.
10- bu tarihi gerçekler “islam etkilenmesin” düşüncesiyle gizlenmekte , söz edilmemektedir.
türkçü politikacılar bile konuyu geçiştirmektedir. bundan da araplar nasiplenmektedir
9 tevbe. 123. ey iman edenler! kâfirlerden yakınınızda olanlara karşı savaşın ve onlar (savaş hatıranda) sizde bir sertlik bulsunlar. bilin ki, allah sakınanlarla beraberdir.
çaygan kuteybe’den yardım diledi.çünkü camhüd meliki her zaman gelip çaygan ile cenk ederdi.ve çaygan’ı gayet incitirdi.kuteybe abdurrahman’ı ona yardıma gönderdi.ve abdurrahman varıp muharebe etti ve o meliki öldürdü.çaygan o yerleri fethedip dört bin baş tutsak aldılar. kuteybe emretti. hepsini öldürdüler.
devamını gör...
