cahil özgüveni diye bir şey vardır ya, işte o özgüven bazı insanlara mutluluk verir.

mutluluk çok garip bir şey. herkes farklı anlamlar yükler. kimisi cahilliğiyle, kimisi bilgeliğiyle mutlu olur.

kimse kendini geliştirmek zorunda değil, herkes mutlu olacağı şekilde yaşasın.

"başkalarına zarar vermeyecekse, ne olacaksa olsun.

cahilken mutluysa, ömür boyu cahil olsun."


-sir dubaracı
devamını gör...

yaz/kış saati uygulaması terk edildikten sonra edası kışın daha kolay olan namazdır. ülkenin en doğusu olan ığdır'da 07:05'e kadar kılınabilir. batıda durum daha esnek. izmir'de 08:05'e kadar kılınabiliyor. o saatte iş için evden çıkmış oluyorsun çoğu zaman. hal böyleyken "yataktan kalkmak zor" gibi bir bahane kabul edilebilir değil.

gerçi şöyle bir durum var kılmak isteyen zaten şartlar ne olursa olsun kılıyor. içinde olsun yeter. kılanın namazını allah kabul etsin, kılmayan da kendi tercihidir. bir şey söylemek bize düşmez.
devamını gör...

geri zekalı twitter ahalisinin başlattıği bir halta yaramayacak, muhtemelen tweet atanların bile silmeyeceği, silse bile, sile sile tekrar yükleyeceği eylem.
neymiş efendim avm'lere hes kodu ile değil selam ile girerlermiş falan filan.

çoğusu genç ve bunlar muhtemelen hes kodunun ne işe yaradıģından habersiz.
devamını gör...

sanırım kardeşim. evet böyle kayıtlı, bazı hareketlerinden dolayı bizim aileden olduğuna dair şüphe duyduğum gece böyle kaydetmiştim.
devamını gör...

köyün tek öğretmeni olan babam; sabah erkenden kalkar ,okula gider,sobayı yakar ,okulun kapısında öğrencileri beklerdi.o zamanlar üç dört yaşlarında olan ben ve kardeşim de uyanır uyanmaz okula koşar babamla birlikte öğrencileri beklemeye koyulurduk.zira lojmanda kalıyorduk, evimiz okulun bahçesindeydi ve o okul en çok bizimdi.

birazdan ellerinde yakacak odunlarla öğrenciler görünürdü bahçe kapısında.mavinin her tonunda önlükleriyle köy çocukları.kimisinin küçülmüş,kimisinin solmuş,kimisinin güneş'ten mora çalan önlükleri vardı üzerlerinde.coğunun önlüğünün sağında solunda soba yanığı izler ...son ana bırakılan kurutma telaşı ya da ısınma çabası neticesinde ateşe yenik düşmüş gazi önlüklerdi bunlar.

babam günaydın'a,iyi aksamlar'a falan çok önem verirdi.o yüzden sınıf kapısında parola söyler gibi 'günaydın' der öyle geçerdi çocuklar içeri.

okulda tek sınıf vardı.tüm öğrenciler aynı yerde eğitim görürdü.

babam "birler şu fişi yazsın,ikiler resim cizsin,üçler sessiz okuma çalışması yapsın,dörtler şiiri defterine yazsın, beşler problemleri çözsün "şeklinde ders işlerdi.kardeşim ve ben de sınıfta dolaşır, çoğu kardeş ya da akraba olan çocuklar arasında silgi taşırdık ondan ona.ben küçülen tebeşirlerle tahtanın köşesine çiçekler çizmeye bayılırdım.

bu şekilde geçen bir kaç yılın ardından benim de birlerin sırasına oturma vaktim gelmişti.kardeşimin ise daha iki yılı vardı.ben sıkıcı fişleri deftere geçirirken çaktırmadan ortalıkta dolaşan kardeşimi izler, içimden okumak hiç eğlenceli değilmiş diye geçirirdim.ama akşam eve gidince kardeşime uyuyana kadar birinci sınıfın nasıl güzel,nasıl keyifli olduğunu anlatırdım.nasıl abartarak anlattıysam çocuk altı yaşında okula başladı.

o günleri düşündüğümde aklıma diğer öğrencilerden babamı kıskandığım,babamın ilgisini kazanmak için çok emek sarf ettiğim,sadece kendi sınıfımı değil diğer sınıfları da dinleyerek en iyi olmaya çalıştığım ve çok uğraşmama /içimden defalarca tekrar etmeme rağmen babama "öğretmenim"diyemeyişim gelir.

şimdi ise artık emekli olmuş babama baktıkça onun ne kadar iyi bir öğretmen olduğunu hatırlarım ama hala bütün "öğretmenim"ler "baba"sözcüğünün içinde saklı.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

zam değil de kullandığımız doğalgaz daha da değerlendi diyelim.
devamını gör...

girizgah (burayı atlayabilirsiniz)

uzun zamandır üzerinde düşündüğüm fikir. aslında spontane gelişti diyebilirim. bir gün yine oturmuşum uçak gibi devasa araçların nasıl havada böyle hızlarda süzülebildiklerini düşünüyordum. düşünsenize dostlar, koskocaman tonlarca ağırlıktaki kütledeki bu vasıtalar nasıl oluyor da yere çakılmıyor. benim bizzat kendi elceğizlerimle katlaya katlaya yaptığım, taş çatlasın 10 gram çekecek kağıttan uçaklarım bile en fazla 10 metre gidip yere çakılıyor. bu koskoca cengaverleri durdurana aşk olsun... sübhanallah hikmetinden sual olunmaz rabbim dedikten sonra düşüncemi bıraktım ve altılıda son ayakta springfield'ın birinci çıkamayışıyla yine tek ayaktan yattık aliminyum dedikten sonra gidip chopin'den trio in g minor'ü açarak bir yandan label viskimi yudumlamaya başladım. ingiliz atları vesselam, popoları sıkışmayınca son düzlükte koşturamıyorlar. en iyisi arap atı abi, bak mesela şâferat son düzlükte nasıl koştu? gulyabani görmüş şener şen gibi topukları vura vura hem de.. neyse bir yandan viskimi yudumlarken birdenbire aydınlandım. neden bir gazete kurmuyoruz! arşimet gibi evreka diyerek havaya sıçradım. kafamı dolabın altına vurdum "****" diyerek küfrettim, komşum geldi ve "monşer! o ağzı size hiç yakıştıramadım doğrusu! siz bir uşak değilsiniz lütfen kendinize gelin!" dedi, ben de "pardon mösyö, bir anlığına avamlaştım" dedim, koltuk altına rokfor peyniri ve yıllanmış şarap sıkıştırarak evden postaladım. enteller böyle kovulur çünkü... neyse konuya dönüyorum.

kafa gazetesi - doğru, dürüst habercilik
31 ocak 2021 - sayı 1

///pandemi yüzünden metruk binalardaki korkunç yaratıklar sinek avladı///

insanların bir dönem ilgisini çekmiş olan metruk binalardaki korkunç yaratıklar ve gulyabaniler cemiyeti başkanı dâbbe bin korkunç, kafa gazetesi muhabirlerinden mebus paltosu'yla röportaj yaptı.

mebus: yıllardır burada film çekildiğini söylediniz. siccin, dabbe gibi filmlerde eve gelen meraklı, her b*ka burnunu sokan kolejli gençleri korkutarak para kazanıyordunuz. peki şimdi karantina sürecindeyiz, nasıl geçiniyorsunuz!
dabbe: vallahi abi işler inanamayacağın kadar kesat. bak mesela osman'a bak. (osman beyaz bir çarşaf giymektedir) part time çalışıp yatağına yemek kırıntısı dökenlere musallat oluyor, part time iş yapıyor çocukcağız. evinde ailesi var geçindiriyor.
mebus: peki metruk binalar ne durumda?
dabbe: zor durumdayız. binalar terk edilmiş sanıyorsunuz ama bize kiralıyorlar abicim. bizler her altına s*çırttığımız adam başına kota dolduruyoruz. mesela ben ayda 30 kişi korkutmalıyım ki kira parası çıksın. şuana kadar 17 kişiye musallat oldum.
mebus: gerçekten işiniz zor, sosyal yardım kuruluşlarına ulaştınız mı hiç
dabbe: bizler görüyorsunuz zor durumdayız abicim. devletimizden sosyal yardım bekliyoruz. bu gelenek sürsün. pandeminin de bir an önce bitmesini istiyoruz.

///ekonomi///

zombi mevsimlik işçilere müjde

günlerdir protesto yapan ve yola portakal döken zombi mevsimlik işçilerinin bu durumunu gören kooperatif tarımcılık bakanı reşat ziya serdengeçti, mevsimlik işçi zombilere ek kontenjan ile antalya finike'de istihdam sağladı. normal işçiden 10 tl daha ucuza çalışan zombiler, yerli mevsimlik işçilerle tartışmıştı, ancak bakan, bu duruma el atarak faaliyete girdi ve herkesi mutlu etmeyi başardı.

///spor///

fenerbahçe'ye transfer olan dünya yıldızı mesut özil, başarısının sırrının çok çalışmak ve tahin helvası yemek olduğunu söyledi

kafa gazetesi'nin muhabirlerinden kaçan mesut özil, "çok çalışmak ve tahin helvası yemek... benim hayattaki en büyük başarı kaynağım önce çok çalışmak ve eve gittiğim zaman çayla birlikte tahin helvası yemektir dedi. kendisine fenerbahçe'de mutlu musun diye sorduğumuzda "bro her şey süper gidiyor şimdilik bakacağız göreceğiz, haydi eyvallah" diyerek bizleri selamladı.

///yurttan manzaralar///

rize'de kendi imkanlarıyla rüzgar enerjisi üreten çiftçi musa nayır, elon musk'tan teklif aldı

rize'nin çamlıhemşin ilçesinde, geçimini çiftçilikten sağlayan ve bir yıldır rüzgardan elektrik üreten mucit musa nayır, elon musk'ın tesla şirketinde tedx konuşmacısı olarak "yenilenebilir enerjinin faydaları" konulu sempozyumu yapması için los angeles'ın california şehrine davet edildi, bu mutlu haberi alan musa nayır "haçan hiç beklemeyidum. ne yapaçam halen bilmeyirum" diyerek hepimizi gururlandırdı.
devamını gör...

mümkünse özlenilen kişinin sesini duymak en güzeli bence.ama eğer olmuyorsa da mesajları okumak,onunla ilgili aklınızda kalan güzel şeyleri hatırlamak da özlem gidermeye yetmese bile mutlu eder insanı.
devamını gör...

tüm kültürlerin bir arada olduğu, kültür ve dil çeşitliliğinin olduğu muazzam bir yer.
devamını gör...

insanların çok kaba olması nedeniyle görülen hataların kavga çıkar boşver diyerek ertelediğimiz bir sorun
devamını gör...

oturamadım bak birileriyle, kaçtım yine dört duvarıma, bir şeyler eksik o’nu arıyorum.

kaçmak istedim yine saçmalıklardan, sıyrılıp kopmak istedim. koymak istedim başımı bir göğüs boşluğuna, uzakta da olsa. baş başa olmak istedim boşluğunla, avuçlarımda ruhum paramparça. sığınağım oldu beyazlığın, onca karanlığın içinde iğne ucu kadarda olsa görüp saklandığım, saflığınla arındığım.

beyazlığını fark edip sığınana kadar ne karanlıklar içinde kaldığım bilinmiyor, elbette üstüme başıma bulaştırdım bende tüm çırpınanlar gibi. kirliyim biliyorum, temizlik huyu olmayan hayatlarımız bizleri bir şekilde pisliğine çekiyor, sömürüyor ruhumuzu.

ruhumuz zaman kavramı olmayan bilinmez bir boşlukta hareket ederken birden bir aydınlıkla hayat buluyor. süre başlıyor. durdurulamaz bir akış var, bedenimiz büyüyor, beynimiz yoruluyor ve yavaş yavaş belimiz bükülüyor. sürenin dolmasına ramaklar kalıyor.

takılı kalıyoruz bazen, hata verip duruyor hayatlarımız hep o bölgede. akrep’in yelkovanı kovalaması saçmalığıyla bizi günden güne ölüme taşıyan zamana kanıyoruz, şekere hasret çocuğun saflığıyla.
geç oluyor anlamamız gidenin hayat olduğunu, akrep yelkovanı hep kovalıyor ama biz durmuşuz..!
katılıyoruz yeniden akışına, tekrar takılma korkusu hep aklımızda.
takılıyoruz da..

bazen bel bükülüp, ruh bir yerlerde unutulup, beyazlara bürünmeden önce beyazlar görünür gözlerimize. zaman zamansız duruverir. takılıyoruz çığlığıyla takıldığını sandığımızın kopması, ruhumuzu serbest bırakır bi’ senfoni eşliğinde..

21 gram hafifleriz sessizce..
-aro-
devamını gör...

"bilinmeyen bir kadının mektubu" kitabı ile okumaya başladığım, yahudi kökenli yazar. eserleri ağırlıklı olarak psikolojik tahliller içerir.
devamını gör...

oblomov.
devamını gör...

gönüllerin ünlüsü yazardır.
ben bir kere olmuştum ama kimse imza istemeye gelmedi, "bir fotoğraf çektirebilir miyiz?" diye soran bile olmadı, yolda görenler tanımadı. ee hani ünlüydük?
işte sırf bu yüzden; "mühim olan günün ünlüsü olmak değil yeğen, mühim olan gönüllerin ünlüsü olmaktır."
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

orta asya ve islam kültürü gereği içimize işleyen onlarca lezzetin kendi açımdan her ne kadar istesem de olmama engel olduğu, azımsanmaması gereken önemli bir tüketim alışkanlığıdır. hayvanların çeşitli caniliklerle önümüze sunulması fikri kanımca herkese kötü gelse de vejetaryenliği marjinallik, modernlik ya da batılılık gibi gören gerici kesim olmadık hoşgörüsüzlüklerle vejetaryen kişileri linç edebilmekte. öncelikle elbette herkes istediği gibi beslenebilir ancak kimisinin oruç tutanlara gösterilmesini istediği saygıyı bir kesim bu gibi kişilere göstermiyor ne yazık ki.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

türkiyenin ermeni soykırımını kabul etmesi şu demek ermenistana tazminat davası açma hakkı verir. bu durumda ermenistan dava açarsa çok büyük bir meblağ borçlanır türkiye. böyle bir borcu ödeyemeyeceği için toprak vermesi gerekir. yani doğu ve güney anadolunun tamamı. bu da şu demek olur: ermeni soykırımı yapıldı diyen bu ülkenin gerçek vatan hainleridir. şöyle bir şey var eğer ermeni soykırımı yapılmak istense onlara ülkeden çıkın denmez direkt olarak evlerinde öldürülürlerdi. ama sırf ermenilerin zararlı hareketleri yüzünden gidin bizi kendi katiliniz etmeyin denilmiştir bu zorunlu göçle. çünkü ermeniler soykırım yapıyordu. doğu anadoluda toplu mezarların incelenmesinde ermeniler bunlar bizim mezarlarımız dese de incellenince bunların türk mezarları olduğu anlaşılmıştır. asıl katiller bizi suçlayarak dikkat çekmek istemekteler.
devamını gör...

(bkz: herkesin hayatına kimse karışamaz)
devamını gör...

erdal bakkal çünkü çay erdal bakkal'da içilir.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim