dünya büyük, çok küçük ellerim; seni tutmaya bile yetmiyor.

fatma turgut- ilkbaharda kıyamet
devamını gör...

acilen "üzülme ya boynu altında kalsın onun." demesi gereken psikologtur.
devamını gör...

kolektif kitap tarafından basılmış jan morris romanı. seyahat edebiyatı ile bilimkurgunun bir araya getirildiği bu eseri, sırf ursula k. le guin önsöz yazdığı için bile okuyabilirsiniz.

önsözden; “hav, tüm akdeniz tarihinin, âdetlerinin ve politikasının birkaç bin yılına tutulmuş bir ayna gibi... suudi arabistan, türkiye veya downing street'in geçmişine ve mevcut haline gerçekten vâkıf, son derece gerçekçi, kesinlikle gözleme dayanan bir eser. ciddi bilimkurgu eserleri hayal ürünlerinin değil bir gerçekçiliğin biçemidir; hav alternatif bir coğrafyanın ne kadar kullanışlı olabileceğine mükemmel bir örnek. eğer bilimkurguyu bilmedikleri nispetle küçük gören üstatların ahmakça züppelikleri aklınızı çelip de hav'a sırtınızı çevirirseniz hem yazık olur hem de çok büyük bir kayıp.”
devamını gör...

gerçekten de çok harika bir ahmet kaya şarkısıdır.

kulaklık ile dinlemenizi tavsiye etmem.
devamını gör...

ingiliz şair. dünyada rönesans kavramını giorgio vasari'den sonra kullanan ikinci isimdir.

"avrupa ve avrupa aklının geceye gizlendiği bir dönemde, tanrı'nın 'rönesans olsun!' demesiyle her şey aydınlığa kavuştu"
devamını gör...

yardım almanın ya da kaçmanın zor olabileceği yerlerde bulunma korkusudur.

genellikle panik bozukluğu ile birlikte görülür ve kişi panik atağı yaşamaktan korkar.

toplu taşıma araçları, tiyatro,sinema, avm gibi kalabalık yerlerden veya dışarı yalnız kalmaktan kaçınırlar.

tedavide ilk kullanılacak ilaçlar ssri grubu ilaçlardır.
devamını gör...

kendilerine yanlış gelen her şeye bir yafta yapıştırma gereği duyan güruh tarafından söylenmiş söz. sevişirseniz; haramdır, eleştirirseniz; vatan hainisiniz, ama böyle derseniz; teröristsiniz vb.gibi.

edit: yazım hatası için uyaran ibn haldun'a teşekkürler.
devamını gör...

bir yandan ezber yapıyor bir yandan da şarkı dinliyorum. ah tatyana yaktın beni...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

hatırladıklarınızın doğru olduğunu ve değişmediğini düşünüyor musunuz? eger öyleyse, muhtemelen yanılıyorsunuz. birisi" kendi gözlerimle gördüm" dediğinde insanlar buna inanmaya meyillidir. bununla birlikte, bir olaya tanıklık etmeniz ile bir başkasına anlatmanız arasında, özellikle de konuyla ilgili bir kişi size yönlendirici sorular yöneltiyorsa, hatırladıklarınızda büyük değişkenlikler olabilir.
profesör elizabeth loftus bir olayı sahneleyip farklı kişilere olay hakkında sorular sorduğunda genellikle hepsinin farklı anlatımlarda bulunduğunu fark etti.
görgü tanığı hataları mahkemeler için ciddi sorunlar oluşturabiliyor. 1973'te bir davada 17 tanık, polis memurunu vuran kişi olarak bir adamı teşhis etti. daha sona ortaya çıktı ki adam, suç mahallinin yakınında bile değildi.
loftus şöyle açıklıyor:" bir olayı tecrübe ettiğimizde yaptığımız şey, belleğimizde onu depolayıp ileride başka bir vesileyle depoladıģımız şeye dönerek onu olduğu gibi okumaktan ibaret değildir. aksine, hatırlama ya da tanıma sırasındı, olayı birçok kaynaktan gelen bilgileri kullanarak yeniden oluştururuz. bunlar hem olayın orijinal algısını hem de olaydan sonra çıkarılan sonuçları içerir. zamanla bu kaynaklardan gelen bilgiler bütünleşir, böylece tanık, belirli bir detayı nasıl bildiğini söyleyemez. artık sadece birleşmiş bir belleği vardır." başka bir ifade ile, beyin, olaya dair gerçek deneyimini alır ve olanı açıklayacak makul bir hikaye oluşturur. daha sonra başka bilgiler veya öneriler gelirse beyin, belleği yeni girdilere uyacak şekilde yeniden yapılandırabilir. loftus, tanıkları sorulan soruların onların hatırladığı şeyi değiştiriyor gibi göründüğünü fark etti ve bunun ne derece kolay olabileceğini bulmak için bir deney yaptı.
100 öğrenciye zincirleme bir araba kazası içeren kısa bir film izletti. filmi gördükten sonra öğrenciler, altı kritik soru içeren bir anket doldurdular: sorulardan üçü filmde görülen, üçü de görülmeyen şeylerle alakalıydı.
deneklerin yarısı için sorulan kritik soru " kırık bir far gördünüz mü?" biçiminde sunuldu. diğer yarısı için ise "kırık farı gördün mü? "şeklinde soruldu. ikinci soru, filmde gerçekten görülmüş olsun olmasın, kırılmış bir cam olduğu anlamına gelir.
"kırık far" grubunun %15'i ; " kırık bir far" grubunun ise %7'si var olmayan bu ögeyi gördüklerini söyledi. başka bir deyişle "kırık bir far"dan, "kırık far"a geçmek, aslında öğrencilerin %8'inin anılarını değiştirmiş gibi görünüyordu.
lotus, sorudaki diğer küçük değişikliklerin nicel kararları etkileyip etkilemeyecegini bulmak için, başka bir öğrenci grubuna da benzer bir film gösterdi ve arabaların birbirlerine " çarptıklarında" ya da "tosladıklarında"ne kadar hızlı oldukları sordu. bir hafta sonra, filmde öyle bir şey olmamasına rağmen, kırık camı görüp görmedikleri soruldu. arabaların" tosladığı" yüklemiyle soru sorulan öğrencilerin içinde kırık camı gördüğünü söyleyenlerin sayısı, arabaların "çarptığı " yüklemiyle soru sorulan öğrencilerin içinde kırık camı gördüğünü söyleyenlerin sayısının iki katını geçiyordu.
bu deneyden de" filmle ilgili hatıraları küçük cümle değişiklikleri içeren sorular tarafından açıkça değiştirilebiliyor" çıkarmını yaptı.
lotus son olarak şu sonuca vardı:
görgü tanıkları sadece hız değil, aynı zamanda zaman ve mesafe konusunda da isabetli tahminlerde bulunulamıyor. buna rağmen mahkemelerde her zaman nicel kararlar vermek zorunluğu ile karşı karşıyalar. kaza araştırmacıları, polis memurları, avukatlar, muhabirler ve görgü tanıklarının sorgulanması gereken diğerleri, kelimelerin alttan alta taşıdıkları ince telkinleri göz önünde bulundurmaya çalışmalıdır. bir görgü tanığını sorguladığınızda elde ettiğiniz, gördükleri olmayabilir.
devamını gör...

umarım fotoğrafını çekerken görmez:
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
eyvah gördü şimdi de telefonu almaya çalışıyor:
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
fotoğrafını kafa sözlüğe attığımı görünce onayladı:
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

saçlarınızda boya yoksa eğer saçları gerçekten ipek gibi yapıyor. bebekler için üretildiğinden en doğala yakın şampuandır. eczanelerden çok pahalı doğal şampuan alacağınıza dalin almanızı tavsiye ederim. çok köpürmezse korkmayın, saçlarınız çok kirlenmiş demektir. ayrıca banyo sonrası gerçekten bebek gibi kokuyorsunuz.
yatırım tavsiyesidir.
devamını gör...

beş sene önce gerçekleştirdiğim, tek bir akraba ve arkadaşımın olmadığı bir şehre taşınmak. adaptasyon sürecini anlattıktan sonrası bir şekilde geliyor zaten.
devamını gör...

"dağda gezerken kart kurt sesler çıkaran dağ türkleridir, adları oradan gelir" deniyordu 90'lara kadar kürtler için.. şimdi de börekleri için benzer tuhaf hikayeler uyduruluyor. lütfen burası sözlükse "ben öyle duydum, bence böyle" gibi biyerlerimizden element uydurmayalım. seversiniz sevmezsiniz ama adı kürt böreğidir bunun..
devamını gör...

...
“öl desen belki ölecektim
içimde biber gibi bir kahır”
...

attila ilhan - sisler bulvarı kendi sesinden
devamını gör...

denizin verdiği huzur ve özgürlük hissi. ikisi de burnumda tütüyor ve ikisine de ulaşılmaz geliyor zira pandeminin biteceğine inancım kalmadı.
devamını gör...

üniversite sınavını kazandığım gün.
ölüm görmemiş toy kalbimi, hüzün yerleşmemiş gözlerimi özledim.

neden mi?
türk edebiyatı'nın usta kalemi peyami safa çok güzel anlatmıştır ölümü şu satırlarla;

ölüm bir eve girince sağ kalanları da biraz
öldürüyor. bu sükût ondandır. her başın içinde
ölüm. kimse konuşmaz, hızlı yürünmez, bardak
masanın üstüne yavaş konur, nefes alırken bile ses çıkarmamaya çalışılır."
devamını gör...

gözlem gücüne ve mizahına hayran kaldığım bir yazardır. kuyruklu yıldız altında bir izdivaç romanını komedi oyunu izler gibi okumuştum. konuşmalar canlı,akıcı ve doğal. böyle olunca haliyle o sahneleri okurken sesleri duyuyor gibi oluyorsunuz.

çok uzun zaman önce okumama rağmen şu sahne silinmiyor aklımdan. mahallede kadınların pencerelerden seslenerek birbirleriyle konuşmaları, öyle mi olmuş böyle mi, dünyaya bir kuyruklu yıldız çarpacakmış, ne olacak şeklinde günlük bir telaş içindeki halleri... o mahalledeki bir çocuğun konuşmalara tanıklığını aratmayacak gerçeklikteki son derece başarılı bir betimleme örneğidir.
devamını gör...

erkeklerin kendisini beğenmesi, onaylaması için ortamdaki diğer kızları durduk yere kötüleyen, 1 kiloluk şeyi bile taşıyamadığını söyleyip bir erkekten isteyen ve ilgi çekmek için saçmalayan kızlara deniyor.

bugün dünyanın en pick me kızıyla tanıştım*. iddia ediyorum bundan daha pick mesini bulamayız. yüce tanrım sinirlerimi korudu da suratının ortasına bi tane patlatma fikrimi eyleme geçirmedim.
devamını gör...

gerek piksel tasarımıyla, gerekse hikayesiyle gönüllerde taht kuran bilgisayar oyunudur.

arstotzka isimli kurgusal ülkenin (ki bariz sovyetler'e benzeyen otoriter bir ülkedir) sınırında çalışan bir gümrük memurunun hayatını canlandırdığımız bu oyunda; kişilerin bize uzattığı belgelerle kendi kılavuzumuzu ve günlük bülteni karşılaştırmaktayız. eğer bilgiler uyuşuyorsa sınırdan geçmesi için yeşil mührü basmaktayız.

şayet sınırdan geçmek isteyen kişilerin kilo, yaş, boy, cinsiyet, milliyet, doğum yeri, geçerlilik tarihi, damga, mühür, izin belgeleri gibi bilgileri uyuşmazlık yaratıyorsa onlardan parmak izi, x-ray isteyebiliriz ve yahut onları göz altına aldırabiliriz.

--! spoiler !--

bunun yanında hikayesiyle de iç burkan bir yapısı vardır papers please'in. tek memur maaşıyla, oğlumuzu, hanımımızı, kayınvalidemizi de geçindirmek zorundayız. arstotzka soğuk ülkedir, ısınma masrafı vardır. ev de bizim değil, kira vardır. e bizim oğlana kimi zaman oyuncak bile alamadığımız olur.

sürekli sınırdan kendi hazırladığı sahte pasaportuyla geçmeye çalışan, torbacı, kaçakçı jorji costava amcamız mı dersiniz... "benden sonra karım gelecek, belgelerinin tarihi eski, şu parayı kabul edin" deyip rüşvet veren mi dersiniz.... (hatta bu teklif bizzat, sınırımızda görev yapan bir askerden gelir) ezic isminde hükümeti devirmeye çalışan gizli örgütün işbirliği teklifi var. sınırdan geçmek için genelevde misafiri olmamızı teklif eden de var. bir de bunlar yetmezmiş gibi habersiz geliveren bir müfettiş var.

--! spoiler !--
devamını gör...

ünlü destan yazarı homeros'un destanlarında inek gözlü, ak kollu ya da altın tahtlı şeklinde betimlenen tanrıça hera, kronos ve rhea'nın kızı olarak doğmuştur.

zeus, poseidon, hades, hestia ve demeter'in kardeşidir ancak zeus kardeşi olan hera'yla zorla evlenir. hera bunu unutmaz ve yıllarca intikam almak için güçlü bir istek duyar. truva savaşı'nın başladığı gün intikam fikrini hayata geçirir.

••
olympos’ta dikilen hera, erkek kardeşi poseidon’un yunan kuvvetlerini toparlamak için denizin gücünü işe koştuğunu gördü ve çok sevindi. ama aynı zamanda da zeus’un truva yakınındaki ida dağı’nda nefret dolu düşüncelerle oturmuş, kibirle gülümsediğini ve alçakça kumpas kurduğunu gördü. bir keresinde, kendini ayaklarına taşlar bağlayarak utanç verici bir şekilde gökyüzüne asmış ve onun gazabına uğramaktan, büyük kudretinin hışmını çekmekten korkarak yardım edemeyen diğer tanrıların dehşet dolu bakışlarına gülmüş olan kocası işte buradaydı.

hera, her işe burnunu sokmaktan hiç vazgeçmeyen, kabadayılığı huy edinmiş zeus’a karşı küskün bir öfkeyle yanıyordu ama kişisel tiksintisini bir yana bırakarak o da kendi kumpasını kurdu.”
••

güzelce giyinip kuşanan ve kokular sürünen hera, afrodit'ten en ölümsüz tanrı'ları dahi etkileyecek bir aşk büyüsü ister. afrodit'te ona bir kuşak verir. hera bunu beline bağlar, daha sonra ölüm'ün kardeşi olan uyku'nun yanına koşar. "biz sevişmeye geçeceğimiz sırada gelip zeus'a güçlü bir uyku büyüsü yapmanı istiyorum," der.

uyku başta korkar, kabul etmez. hera ona altın taht, yanında da âşığı olduğu şeyi vaadedince uyku dayanamaz, kabul eder. ak kollu hera, zeus'un yanına gider. zeus ona dokunacağı an düşüp derin bir uykuya dalar.

••
bu sırada hera, uyku’ya işareti verir ve uyku yunan gemilerine gider. poseidon’u arayıp bulan uyku ona, truvalılara saldırması için eşsiz bir zaman olduğunu çünkü zeus’u geçici olarak uyuttuğunu söyler.
••

tahmin edileceği gibi her şey hera'nın istediği gibi gitmiştir.

bu hikaye kimilerine göre "hain bir kumpas" olarak görünse de, aslında "kusursuz bir intikam" hikayesidir.

edit: imla.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim