sözlükte hep aynı yazarları görmek
bazı yazar arkadaşlara olduğu gibi bana da olan durumdur. sanırım birbirlerini beğenmekte olan belirli yazarlar var* sadece onlar beğeniyor, okuyor. diğer kalan kısım sözlükte nasıl vakit geçiriyor bilmiyorum fakat sözlük amacının dışına çıkıyorlar diye düşünüyorum.
devamını gör...
cumhurbaşkanı erdoğan'ın halktan helallik istemesi
sosyal devlet olmanın gereklerini yapmayı, sanki partisinin lütuflarıymış gibi anlatan erduvanın komik olmayan isteği. şunu yaptık bunu yaptık ne güzel anlatıyor ya, sanki asli görevi değilmiş gibi.
ben helal etmiyorum hakkımı. ekonomik olarak çok şükür bir sıkıntı yaşamadım bu süreçte ama varsa hakkım helal etmem.
ben helal etmiyorum hakkımı. ekonomik olarak çok şükür bir sıkıntı yaşamadım bu süreçte ama varsa hakkım helal etmem.
devamını gör...
haziran 2021 köy okulları yardım projesi
halen sorgulayıcı gözlerle dolaşıyorum sözlük sokaklarında... inanamadığım şeyler var burada.
sözlüğe kayıt oldum; peş peşe 3 hoş geldin mesajı aldım. gelen mesajlar bot olmadıkları konusunda beni ikna etmeye çalıştılar. sonra başlıklar arasında dolaştım; temiz, küfürsüz, sevecen bir ortam.
şimdi de bu yardım kampanyası... kardeşim siz gerçekten gerçek misiniz.
şimdiye kadar kendi çabalarımla bir çok öğrencinin ihtiyaçlarını gidermeye çalıştım. şimdi de bu kampanyanın bir parçası olmaktan büyük mutluluk duyacağımdan eminim.
sözlüğe kayıt oldum; peş peşe 3 hoş geldin mesajı aldım. gelen mesajlar bot olmadıkları konusunda beni ikna etmeye çalıştılar. sonra başlıklar arasında dolaştım; temiz, küfürsüz, sevecen bir ortam.
şimdi de bu yardım kampanyası... kardeşim siz gerçekten gerçek misiniz.
şimdiye kadar kendi çabalarımla bir çok öğrencinin ihtiyaçlarını gidermeye çalıştım. şimdi de bu kampanyanın bir parçası olmaktan büyük mutluluk duyacağımdan eminim.
devamını gör...
aptal puma sendromu
bilindiği üzere pumalar çok zeki hayvanlardır.
içgüdüleri, bir avın peşinden ne zaman koşup koşmamaları gerektiğini söyler.
yeryüzünde en hızlı ve en çevik hayvanlardandır pumalar.
dolayısıyla da her bir av için yaptıkları koşu, ciddi bir enerji kaybı demektir.
eğer ki bu av, başarı ile sonuçlanırsa harcanan enerjiye değmiş demektir.
yok eğer başarısız bir avlanma olduysa pumalar için bir tehlikedir.
bu yüzden pumalar avlarını ve hangi ava ne kadar enerji harcamaları gerektiğini iyi seçerler.
yani bir ceylan ele geçirmek için koştuğu süre ile, bir tavşanın peşinden geçirdiği süreyi asla aynı tutmazlar.
önce bir dener, baktı tavşanı yakalayamıyor:
"aman be, bir tavşan için bu kadar enerji harcamaya değer mi?" diyip hemen başka bir ava yönelir.
burada amaç şu:
avı yakalarken harcadıkları enerji, avdan aldıkları enerjiden daha düşük olmalı.
bunları düşünmeden avlanan pumalar, bedelini ağır öder ve aptal durumuna düşer.
peki aptal puma sendromu nedir?
he işte olay tam da burada başlıyor,
pumalar ne kadar stratejik ve akıllıca davranıyorsa, aptal puma sendromu hatasına düşen kişiler bir o kadar boş işlerle uğraşır.
küçük hesaplar için büyük bedeller öder.
strateji yapmazlar, zaman kaybını veya hedefin ne getireceğini umursamazlar.
aslında ceylan peşinde olmaları gerekirken, tavşan peşinde telef olurlar.
kişi, bir şeyin peşinde koşarken kendisine sormalı:
" ulan ben bu kadar uğraşıyorum ama değecek mi?" (ulan diyip dememek tamamen insiyatif)
en basit örnekle:
50 puan getirecek bir amaca 150 puanlık enerji harcanmaz.
bu insan ilişkileri için de böyledir.
yanlış insan için zamanımızdan, enerjimizden hatta kendimizden ödün veririz.
sonra ne mi olur?
o insanın esasında bizim için yanlış insan olduğunu anladığımızda, bizden geriye de pek bir şey kalmamış olur.
sonra toparlan, toparlanabilirsen.
içgüdüleri, bir avın peşinden ne zaman koşup koşmamaları gerektiğini söyler.
yeryüzünde en hızlı ve en çevik hayvanlardandır pumalar.
dolayısıyla da her bir av için yaptıkları koşu, ciddi bir enerji kaybı demektir.
eğer ki bu av, başarı ile sonuçlanırsa harcanan enerjiye değmiş demektir.
yok eğer başarısız bir avlanma olduysa pumalar için bir tehlikedir.
bu yüzden pumalar avlarını ve hangi ava ne kadar enerji harcamaları gerektiğini iyi seçerler.
yani bir ceylan ele geçirmek için koştuğu süre ile, bir tavşanın peşinden geçirdiği süreyi asla aynı tutmazlar.
önce bir dener, baktı tavşanı yakalayamıyor:
"aman be, bir tavşan için bu kadar enerji harcamaya değer mi?" diyip hemen başka bir ava yönelir.
burada amaç şu:
avı yakalarken harcadıkları enerji, avdan aldıkları enerjiden daha düşük olmalı.
bunları düşünmeden avlanan pumalar, bedelini ağır öder ve aptal durumuna düşer.
peki aptal puma sendromu nedir?
he işte olay tam da burada başlıyor,
pumalar ne kadar stratejik ve akıllıca davranıyorsa, aptal puma sendromu hatasına düşen kişiler bir o kadar boş işlerle uğraşır.
küçük hesaplar için büyük bedeller öder.
strateji yapmazlar, zaman kaybını veya hedefin ne getireceğini umursamazlar.
aslında ceylan peşinde olmaları gerekirken, tavşan peşinde telef olurlar.
kişi, bir şeyin peşinde koşarken kendisine sormalı:
" ulan ben bu kadar uğraşıyorum ama değecek mi?" (ulan diyip dememek tamamen insiyatif)
en basit örnekle:
50 puan getirecek bir amaca 150 puanlık enerji harcanmaz.
bu insan ilişkileri için de böyledir.
yanlış insan için zamanımızdan, enerjimizden hatta kendimizden ödün veririz.
sonra ne mi olur?
o insanın esasında bizim için yanlış insan olduğunu anladığımızda, bizden geriye de pek bir şey kalmamış olur.
sonra toparlan, toparlanabilirsen.
devamını gör...
anneye söylenen yalanlar
bizimkiler yanımda içince kokusu siniyor üstüme.
devamını gör...
türk hava yolları
devamını gör...
güzel kadın çirkin erkek birlikteliği
insanların fiziksel özellikleriyle kategorize edilmelerinin yanlışlığını göremeyenler tarafından eleştirilen ilişki türü.
çirkinlik dediğimiz şeyi biz insanlar uydurduk. üstelik fiziksel özelliklerine güzel ya da çirkin demektense, kişinin ruhunun güzelliğini veya çirkinliğini konuşsak, ruhu çirkin olanları topluma kazandırmakla uğraşsak, bunun bize daha çok faydası olurdu.
çirkinlik dediğimiz şeyi biz insanlar uydurduk. üstelik fiziksel özelliklerine güzel ya da çirkin demektense, kişinin ruhunun güzelliğini veya çirkinliğini konuşsak, ruhu çirkin olanları topluma kazandırmakla uğraşsak, bunun bize daha çok faydası olurdu.
devamını gör...
birine geç kalmak
bildiğin on sene geç kalmışım, başkası kapmış.gerçi hâlâ imkanım olabilir ama o istemez herhalde *
devamını gör...
pipo
kuzey amerika yerlilerinin kullandığı biçim ve alışkanlıklara benzer bir şekilde altay türkleri tarafından da kullanılmış olduğunu görüyoruz. özellikle altay türklerinin kılık kıyafeti ve gündelik yaşamına ilişkin yapılan betimlemelerde, zengininden fakirine, erkeğinden kadınına kadar hepsinde sayılan ortak özelliklerden birisi her birinde tütün kesesi ve pipo bulunması. yani görünen o ki pipo altay türklerinin olmazsa olmazlarından birisi halini almış. radloff altay türklerinin pipoyu sağ çizmelerinin konçu ile çoraplarının arasına koyduklarını ve piponun ağzının çizmenin kenarından göründüğünün altını çizmiş. genel olarak tüm altay türkleri pipoyu bu şekilde taşımış ve kullanmışlar. yalnız bu mevzunun tek bir istisnası olduğundan bahsediliyor. bekar kızlar pipo içmezlermiş. bunun altında yatan sebep nedir onu bilmiyorum lakin enteresan bir durum. tabi bununla ilgili de teori üretilebilir lakin teori üretme havamda değilim *
altay piposunun demirden yapıldığından bahsedilir. hatta bu pipo içme durumunu bizim atalar öyle bir abartmışlar ki, önemli işler ve yemek yeme haricinde ağızlarından piponun düşmediğinden bahsediliyor. hepsi bildiğiniz tiryakiymiş yani. hatta mevzuyu biraz da abartmışlar. küçük çocuklar huysuzluk yaptığında falan onları sakinleştirmek için tıkıveriyorlarmış pipoyu ağızlarına. tamam, aslında ehli keyif milletiz, güzel güzel tüttürmüşler helali hoş olsun ama sanki biraz abartmışlar. konuyla ilgili daha geniş bilgi için emine gürsoy-naskali, sibirya türkleri ve tütün alışkanlığı çalışmasını inceleyebilirsiniz.
ez cümle birini pipo içiyor diye entel dantel, abidik, gubidik, dıgıdık diye eleştirmeden önce mevzunun temeline eğilmenizde fayda var. belki adam/kadın genlerden gelen, istek arzu ve coşkusunu dindiremiyordur, olamaz mı? * bal gibi de olur.
altay piposunun demirden yapıldığından bahsedilir. hatta bu pipo içme durumunu bizim atalar öyle bir abartmışlar ki, önemli işler ve yemek yeme haricinde ağızlarından piponun düşmediğinden bahsediliyor. hepsi bildiğiniz tiryakiymiş yani. hatta mevzuyu biraz da abartmışlar. küçük çocuklar huysuzluk yaptığında falan onları sakinleştirmek için tıkıveriyorlarmış pipoyu ağızlarına. tamam, aslında ehli keyif milletiz, güzel güzel tüttürmüşler helali hoş olsun ama sanki biraz abartmışlar. konuyla ilgili daha geniş bilgi için emine gürsoy-naskali, sibirya türkleri ve tütün alışkanlığı çalışmasını inceleyebilirsiniz.
ez cümle birini pipo içiyor diye entel dantel, abidik, gubidik, dıgıdık diye eleştirmeden önce mevzunun temeline eğilmenizde fayda var. belki adam/kadın genlerden gelen, istek arzu ve coşkusunu dindiremiyordur, olamaz mı? * bal gibi de olur.
devamını gör...
çay içmek
bizim için özel ve önemli bir eylemdir. ülkemizde çayın içilmediği ve demlenmediği hane yok gibidir. hatta iş dış mekana yayılmış, hayatımıza çay bahçesi girmiştir. iş merkezlerinde, işhanlarında, çarşıda, pazarda çay ocakları vardır. mesafesi olursa da diyafonlar , küçük telsizler ile çay isteği yerine getirilir.
devamını gör...
renkli göz
güzel kirpikleri de varsa kadına inanılmaz bir güzellik katan gözdür. gördüğü yerde insanın şiir yazası geliyor.*
devamını gör...
geceye bir şiir bırak
iki sigaram kaldı bu gece için
yüzyıl yetecek çocukluğum,
iki muhabbet kuşum,
biraz da ateşim var.
dua ediyorum ateşe
vazgeçsin diye beni yakmaktan bu gece
dünyanın bütün sabahları için iki bilet al maviş anne
aman umutsuz bir yer olmasın!
didem madak
yüzyıl yetecek çocukluğum,
iki muhabbet kuşum,
biraz da ateşim var.
dua ediyorum ateşe
vazgeçsin diye beni yakmaktan bu gece
dünyanın bütün sabahları için iki bilet al maviş anne
aman umutsuz bir yer olmasın!
didem madak
devamını gör...
zorla tesettüre sokulan kız çocukları
zorunlu olan diğer her şey gibi ilk fırsatta tekar tesettürü bırakacaklardır. çoğu zaman üçüncü dünya ülkelerinde o ilk fırsata hiçbir zaman sahip olamadıkları da ayrı bir tartışmanın konusudur.
devamını gör...
therese elisabeth alexandra förster-nietzsche
yıllar boyunca, baskı altında yetişen çocuk, ilk gençlik yıllarında kuralları çiğnemeye başlamış. uygunsuz konuların peşinden gitmeye, öğretmenlerinin tasvip etmediği alanlara yönelmeye başlamış. mesela;
dönemin pek tanınmayan şairi friedrich hölderlin’in eserlerini okumuş ve onu en sevdiği şair olarak ilan etmiş. ayrıca sıra dışı, ateist ve alkole düşkün bir şair olan ernst ortlepp ile tanışmış. hatta tanışmalarından birkaç hafta sonra ölü bulunan ortlepp’in etkili olduğu düşünülen bir hata yapmış. bu; bir arkadaşıyla birlikte okula sarhoş dönmesiymiş. ben yazılanların yalancısıyım pek bir tekin tipe benzemiyor zaten. yukarıdaki tanımda da açık açık belirtildiği gibi antisemitizm yanlısı. bir yahudi düşmanı, ırkçı.

şey bir de friedrich nietzsche 'nin kardeşi.*
dönemin pek tanınmayan şairi friedrich hölderlin’in eserlerini okumuş ve onu en sevdiği şair olarak ilan etmiş. ayrıca sıra dışı, ateist ve alkole düşkün bir şair olan ernst ortlepp ile tanışmış. hatta tanışmalarından birkaç hafta sonra ölü bulunan ortlepp’in etkili olduğu düşünülen bir hata yapmış. bu; bir arkadaşıyla birlikte okula sarhoş dönmesiymiş. ben yazılanların yalancısıyım pek bir tekin tipe benzemiyor zaten. yukarıdaki tanımda da açık açık belirtildiği gibi antisemitizm yanlısı. bir yahudi düşmanı, ırkçı.

şey bir de friedrich nietzsche 'nin kardeşi.*
devamını gör...
wattpad
ergenlerin cirit attığı hikaye anlatma platformu.
kısa bir hikâye diyecek olursak: yeni okuluma kaydımı yaptırmış, ilk derste bir sıra bulmuş oturmuştum. o sırada serseri tipli biri geldi. yerine oturduğum için bana bunu ödeteceğini söyledi. berke’ymiş adı. sanırım aşık olmuştum. çıkışta kolumdan tuttu beni ve kendine çekti. onu çok istiyordum, seviştik.
elbette güzel hikâyeler de vardır ancak genel özeti yukarıda. ayrıca maalesef ki bunun için kesildiğini duysa ağacın hüngür hüngür ağlayacağı kitapların çıkma yerlerinden bir tanesidir.
kısa bir hikâye diyecek olursak: yeni okuluma kaydımı yaptırmış, ilk derste bir sıra bulmuş oturmuştum. o sırada serseri tipli biri geldi. yerine oturduğum için bana bunu ödeteceğini söyledi. berke’ymiş adı. sanırım aşık olmuştum. çıkışta kolumdan tuttu beni ve kendine çekti. onu çok istiyordum, seviştik.
elbette güzel hikâyeler de vardır ancak genel özeti yukarıda. ayrıca maalesef ki bunun için kesildiğini duysa ağacın hüngür hüngür ağlayacağı kitapların çıkma yerlerinden bir tanesidir.
devamını gör...
hüseyin nihal atsız
"bir gün olur, elbette eski beğler dirilir;
yine kılıç kuşanır tarihteki paşalar.
yine şanlar alınıp nice canlar verilir,
yiğit akınımızdan yine dünya şaşalar.
“türk tarihi” denen kahramanlık şiirini
yeniden yazmak için harcayacağın kandır.
mısraların içinde en güzel ve derini
batıda “niğbolu””, doğuda “çaldıran”dır.
yine batılıların üçüncü kosova’da
topraklara sereriz, bir değil, birkaçını.
çekilince kılıçlar yeniden haçova’da
param parça ederiz cermenliğin haçını.
yine ufka açılır şanlı korsanlarımız,
bir türk gölü yaparlar akdeniz’in içini.
acı acı gülerek bu gün susanlarımız.
yarın rezil ederler romalı’nın piçini."
yine kılıç kuşanır tarihteki paşalar.
yine şanlar alınıp nice canlar verilir,
yiğit akınımızdan yine dünya şaşalar.
“türk tarihi” denen kahramanlık şiirini
yeniden yazmak için harcayacağın kandır.
mısraların içinde en güzel ve derini
batıda “niğbolu””, doğuda “çaldıran”dır.
yine batılıların üçüncü kosova’da
topraklara sereriz, bir değil, birkaçını.
çekilince kılıçlar yeniden haçova’da
param parça ederiz cermenliğin haçını.
yine ufka açılır şanlı korsanlarımız,
bir türk gölü yaparlar akdeniz’in içini.
acı acı gülerek bu gün susanlarımız.
yarın rezil ederler romalı’nın piçini."
devamını gör...
çerçeveleme etkisi
özellikle medya ve pazarlamada çok sık kullanılıyor. istenilen mesajı karşı tarafa parlatıp sunuyorsunuz. beyin bu ilizyona hemen aldanıyor ve çerçeve içindeki şey'e odaklanıyor. nasıl istiyorlarsa öyle algılamanızı sağlıyorlar. durum kıyaslaması yapılamadığından sadece gösterilen seçenek var oluyor. karar vermeyi çok etkiliyor. mesela kişi, sürekli 'ekonomi çok iyi gidiyor' haberlerine denk geliyor ise buna inanmaya başlıyor. market'in girişinde %50 indirim ibaresini görüldüğünde içeri girilmesi an meselesi oluyor. ders çalışırken önemli yerlerin altını, üstünü boşuna çizmiyormuşuz demek. aslında bu etkideki amaç algıda seçicilik yaratmak. sözlükte araya giren reklamlar bana bu etkiyi hatırlattı.
devamını gör...
sosyal medyada çok mutlu görünen çiftler
sosyal medyada kendilerini çok mutlu gösteren çiftlerdir.
kendileri için değil başkaları için yaşayan çiftlerdir.
alem çatlasın niyeti taşıyan çiftlerdir.
ulan alem senin mutluluğunla niye çatlasın ayı oğlu ayı demek gelir insanın içinden.
sahte çiftler sizi mutluluklar.
kendileri için değil başkaları için yaşayan çiftlerdir.
alem çatlasın niyeti taşıyan çiftlerdir.
ulan alem senin mutluluğunla niye çatlasın ayı oğlu ayı demek gelir insanın içinden.
sahte çiftler sizi mutluluklar.
devamını gör...


