didem madak
ah'lar ağacı'nın yani en sevdiğim şiirin şairi. kendisiyle özel bir bağım var. çok seviyorum çok.
...
yapıştırsam da parçalarını hayatımın
su sızdırıyordu çatlaklarından.
...
ah'lar ağacı/ didem madak
...
yapıştırsam da parçalarını hayatımın
su sızdırıyordu çatlaklarından.
...
ah'lar ağacı/ didem madak
devamını gör...
sadece namaz kılarak cennete gideceğine inanan insan
öncelikle şunu söylemek isterim ki her şey allah'ın taktiridir.
amma velakin allah c.diyor kiki ben kulumun samimi olanını severim.
kıldığımız namazların yaradan allah tarafından yüzümüze çarpılmasını ihtimalide vardır.
cennet namaz oruç merhamet kul hakkı yememek vs gibi şartlar için geçerlidir.
yaradılanı severim yaradandan ötürü diyeceksin kendine merhametli olacaksın ihtiyacı olana bir ağaç'da olsa bir hayvanda olsa insanda olsa elinden geleni yapacaksın ihtiyacı olanını görmeden geçip gidersen bu merhamete sığmaz.
bir cana kıymayacaksın insan olur hayvan olur canı veren canı alacaktır bunun yetkin yoktur. yüzünü dahi görmediğin hakkında hiçbir şey bilmediğin ya da bildiğin bir insana kâfir diyemezsin mesela.
işte bunların hepsini boş geçip sadece namaz kılarak cenneti hayal etmek işi zora sokar.
amma velakin allah c.diyor kiki ben kulumun samimi olanını severim.
kıldığımız namazların yaradan allah tarafından yüzümüze çarpılmasını ihtimalide vardır.
cennet namaz oruç merhamet kul hakkı yememek vs gibi şartlar için geçerlidir.
yaradılanı severim yaradandan ötürü diyeceksin kendine merhametli olacaksın ihtiyacı olana bir ağaç'da olsa bir hayvanda olsa insanda olsa elinden geleni yapacaksın ihtiyacı olanını görmeden geçip gidersen bu merhamete sığmaz.
bir cana kıymayacaksın insan olur hayvan olur canı veren canı alacaktır bunun yetkin yoktur. yüzünü dahi görmediğin hakkında hiçbir şey bilmediğin ya da bildiğin bir insana kâfir diyemezsin mesela.
işte bunların hepsini boş geçip sadece namaz kılarak cenneti hayal etmek işi zora sokar.
devamını gör...
bipolar insan
inanın hangi dönem daha zor bilmiyorum.. manik/depresif/stabil/karma.. ama en zoru karma dönem.. kızgın kumlar dan serin sulara.. sonra tam tersi.. hiçbir şeyden emin olamama.. karar verememe.. alışkanlıklarından kopamama.. duyguları en derin biçimde yaşamak.. ölmüyorsunuz (henüz) ama her daim surunuyorsunuz..
devamını gör...
şansadan
ani bir şans eseri gerçekleşen. bu kelimeyi kullanana daha önce hiç rastlamadım, belki bazı yörelerde kullanılıyor olabilir. ama "ansadan" kelimesinin kullanıldığından kesinlikle emin olabilirsiniz. kazara, istemeden gerçekleşen eylem ve durum anlamına gelir ansadan. mesela birden yön değiştirirken yanlışlıkla birisine çarptığınızda "ansadan oldu, kusura bakmayın" diyebilirsiniz. ben bu kelimeyi "şansadan" olarak türettim. o zaman öykümüze geçebiliriz...
yaz tatillerini köyde geçirmekten büyük keyif alıyordu. cep telefonu ve internetin olmadığı bir dönemdi. hatta ilk özel kanal da bir kaç sene önce yayına başlamıştı. arkadaşlarıyla tek bir evde toplanıp film, çizgi film izleyip, filmin konusunu tiyatral bir şekilde aralarında oyuna dönüştürmek en sevdiği aktivitelerden biriydi. aslında akranların kendi aralarında uyguladığı zorbalığın meşrulaştırılmış adıydı "cüneydarkın oyunu". şu an şüpheyle yaklaşsa da, o yaşlarda, dayak yiyenin de keyif aldığını düşünüyordu. neticede kötü adam rolü bir gün sırayla herkese gelecekti.
güneş iyice tepeye çıktığında, yeterince boğuşmuş, tepişmiş, yorulmuş ve acıkmıştı. bir şeyler yedikten sonra hanaya çıkıp biraz dinlenmek ve kestirmek günlük rutiniydi. hanaya çıkan on bir belki on iki basamaklı ahşap merdivenin her basamağının kendine has bir gıcırtısı vardı. üzerine basan kişiyi ağırlığından ve çıkma hızından tanıyor olmalı, hatta ruh haline bile hakim olmalıydı bu merdiven. acaba insanlar bunun farkında mıydı? ya da bunu hiç düşünmüşler miydi? oysa ki merdiven onlarla beraber yaşlanıyor, zamanla insanlara verdiği tepkiler değişiyor ve insanların da yaşlandığının farkına varıyordu.
hanaya her çıktığında misafir için ayrılan odaya girmeyi çok seviyordu. çünkü bu odanın ahşap zemini insanlarla iletişime geçmeyi merdivenden daha çok seviyordu. içinde bardakların, tabakların, bibloların, kitapların ve çerçevelenmiş fotoğrafların olduğu vitrin sayesinde misafir odası dile geliyordu. iletişim konusunda o kadar hassastı ki, odaya bir kedi girse, onun patilerine bile sırt çevirmeyecek, onu merhabalayacaktı. hatta en zarif bir orman elfi bile, bu odanın kayıtsız kalamayacağı kadar narin değildi.
eski fotoğraflara bakınıp, vitrinin tadını çıkardıktan sonra karşı odaya geçti. etrafa bakındı. iskambil destesini buldu. yere oturdu ve bir süre solitaire oynadı. canı sıkılmaya başladığı an birden aklına bir fikir geldi. iskambil destesini bir güzel kardı, kapalı bir şekilde yere yaydı. tüm beşleri tek tek bulmaya karar vermişti. ellerini kağıtların üzerinde gezdirmeye başladı. dokunduğu kağıtlarda bir duygu yoğunluğu arıyor gibiydi. içlerinden birini seçti ve çevirdi. kupa beşlisi. o an ilk ne hissettiğini şimdi bile hatırlamıyor olmalıydı.
gülümsedi. ellerini tekrar kağıtların üzerinde gezdirmeye devam etti. yine bir şeyler hissetmeye çalışıyor olmalıydı. acaba her kağıdın farklı bir sıcaklığı mı vardı? tercihini neye göre yapıyordu ki? bu sorunun da cevabının onda olduğunu sanmıyorum. eli kağıtlardan birinde takıldı ve çevirdi. maça beşlisi. içini garip bir heyecan duygusu kaplamaya başladı.
bu sefer iş ciddiye binmişti. halbuki kazanacak veya kaybedecek hiçbir şey yoktu. uzay-zamandan soyutlanmış, evren onun için önündeki iskambil destesinden ve ellerinden ibaretti. gözleri sadece ana şahitlik eden gözlemciydiler. ne de olsa çevireceği kağıdı gözüyle değil de eliyle tercih ediyordu. içlerinden birini daha seçti ve çevirdi, karo beşlisi.
derin bir nefes aldı. bir süre kapalı kağıtlara bakındı. bunu neden yapıyordu ki? gözleri kapalı olsa dahi zaten yine aynı kağıdı seçmeyecek miydi? yoksa bu beyninin ona bir manipülasyonu muydu? beyni, o farkında olmadan, günlerce haşir neşir olduğu kağıtların tümünün arka yüzünü, tüm ince detaylarıyla belleğine atmış olabilir miydi? fakat iskambil destesi henüz yıpranmamış, kağıtların hiçbirinin kulağı kıvrılmamış, hiçbirinin üzerinde herhangi bir küçük leke dahi yoktu. en gelişmiş parmak izi programını dahi getirseler, varsa eğer kağıtların arkasında bir fark, bunu bulamazdı.
son kağıdı seçme işi daha mı uzun sürmüştü? elleri daha fazla mı oyalanıyordu? aklından neler geçiyordu? bir süre sonra açacağı kağıdı seçmişti. seçmesi gereken kağıt o olmalıydı, içine doğmuştu. açacak gibi oldu ama nedense açamadı. çok ani bir hareketle herhangi bir duygu yoğunluğu hissetmeden eli bambaşka bir kağıda uzandı. o kadar ani gelişmişti ki sanki açacağı kağıdı kendisi seçmemişti. altlarda kalan o kağıda elleri hiç dokunmamış bile olabilirdi. kağıdı bir o kadar da ani bir şekilde çeviriverdi...
devam edecek...
devamını gör...
vişneli tayfır
pek bir yerde bulacağınızı düşünmüyorum ismini pek bilen yok yani en azından ben ankarada gittiğim hiçbir yerde görmedim şimdiye kadar eğer evde denerim derseniz orijinal tarif budur:
klasik bir muhallebi yapın
vişne suyunu nişastayla bağlayın
ananasları küp küp doğrayın
vişne tanelerini de yarıya bölün
yine küçük küçük doğranmış pasta keki
en alta bir kaşık muhallebi, üzerine bir iki ananas, pasta keki, vişne tanesi üzerlerine bir miktar muhallebi sonra tekrar ananas, pasta keki, vişne muhallebi en üste de kıvamlandırmış olduğumuz vişne sosu.
yani seneelleerr önce ben staj yaparken bu şekilde yapılıyordu.
burçak bisküvi de kullanabilirsiniz.
klasik bir muhallebi yapın
vişne suyunu nişastayla bağlayın
ananasları küp küp doğrayın
vişne tanelerini de yarıya bölün
yine küçük küçük doğranmış pasta keki
en alta bir kaşık muhallebi, üzerine bir iki ananas, pasta keki, vişne tanesi üzerlerine bir miktar muhallebi sonra tekrar ananas, pasta keki, vişne muhallebi en üste de kıvamlandırmış olduğumuz vişne sosu.
yani seneelleerr önce ben staj yaparken bu şekilde yapılıyordu.
burçak bisküvi de kullanabilirsiniz.
devamını gör...
sabah sabah dinlenen şarkı
yeni keşif arkadaşlar, taze çıktı. çok beğendim. mutlaka dinleyin. *
devamını gör...
yürümeyen ilişkiyi itmek
taraflardan biri, gitmesi gereken yerde kalmak için ısrar ediyordur.
iten kişi önünde sonunda altında kalır.
"verebileceğin en cesurca karar, kalbini ve ruhunu inciten şeyi bırakmandır."
brigitte nicole
"yerini vaktinde terketmeyi bilmek gerçek olgunluktur. sadece acizler kalmakta ısrar eder."
victor hugo
iten kişi önünde sonunda altında kalır.
"verebileceğin en cesurca karar, kalbini ve ruhunu inciten şeyi bırakmandır."
brigitte nicole
"yerini vaktinde terketmeyi bilmek gerçek olgunluktur. sadece acizler kalmakta ısrar eder."
victor hugo
devamını gör...
çaya şeker atmadan içen kişi
çay içmeyi bilen kişidir
devamını gör...
okuduğun bir kitabı pudra şekerine uyarla
pudra şekerlerinin efendisi
devamını gör...
gliserofosfokolin
epididimis'te sentezlenen sperm maturasyonunu(kapasitasyon) inhibe eden kolin formudur.
sperm kadın genital yollarına gelene kadar döllenmesine engel olur.
sperm kadın genital yollarına gelene kadar döllenmesine engel olur.
devamını gör...
la vie en rose
güllerin içinde hayat anlamına gelebilen şarkı, hayatımın şarkısı.. birçok kişi yorumlamıştır.
ama en güzeli edith piaf'ın yorumudur bence.
love me if you dare filminin tek soundtrackidir.
ama en güzeli edith piaf'ın yorumudur bence.
love me if you dare filminin tek soundtrackidir.
devamını gör...
georges cuvier
paleontoloji'nin kurucusu fransız bilim adamı'dır. fosil hayvanların yapılarıyla onların yaşayan yakınlarının yapıları arasında bağlantı kuran ilk kişidir.
devamını gör...
kızların beyin gelişiminden çok vücut gelişimine önem vermesi
"sadece dış görünüşe önem veren ve beynini geliştirmeyen insan" yerine "kadın" yazıp hoş ve doğru olmayan bir genelleme yaptığı için bu başlığı açanın beynini ne kadar geliştirdiğini sorgulatan ironik bir başlık olmuş.
devamını gör...
hayvanlar bir ülke olsaydı
kediler kesinlikle havaii adaları falan olurdu. oh bol güneş gel keyfim gel 24 saatin 18'i yatış.
devamını gör...
rogerio ceni
1992 ile 2015 tarihleri arasında oynamış brezilyalı eski kaleci. toplam kariyeri boyunca bir çoğu penaltıdan geri kalan kısmı ise frikikten olmak üzere 131 gol atarak, gelmiş geçmiş en çok gol atan kaleci ünvanının sahibi olmuş. 18 kez brezilya milli takımının kalesini de koruyan ceni, şu sıralar brezilya ekiplerinden flamengo'nun teknik direktörlüğünü yapıyor.
devamını gör...
nikos vertis
1976 doğumlu yunan asıllı müzisyendir. genç yaşlarından itibaren müzik ile ilgili olan nikos vertis, her sene verdiği röportajlarda artık evlenip çocuk çocuğa karışmak istediğini de ifade ediyor. * pop müzik türünün son kalan nitelikli isimlerindendir kendisi.
albümleri şuraya ekleyeyim;
poli apotoma vradiazei (2003)
pame psichi mou (2004)
pos perno ta vradia monos (2005)
mono gia sena (2007)
ola einai edo (2009)
eimai mazi sou (2011)
protaseis (2013)
nikos vertis live tour – 10 chronia (2014)
nikos vertis (2015)
erotevmenos (2017)
an eisai ena asteri hatta bu şarkı israil asıllı müzisyen eyal golan ile ibranice-yunanca olarak düette yapılmıştı eyal golan-nikos vertis versiyonu
''αν είσαι ένα αστέρι
που φως θα φέρει στην άδεια μου ζωή
ποτέ μη σβήσεις ποτέ να μη μ'αφήσεις
ποτέ να μη χαθεί η αγάπη αυτά''
edit: şarkıyı 325. dinleyişimde düşündüm girişimi daha etkiliyor beni yoksa nakaratımı sanırım bu kısmı, duygulandım.
albümleri şuraya ekleyeyim;
poli apotoma vradiazei (2003)
pame psichi mou (2004)
pos perno ta vradia monos (2005)
mono gia sena (2007)
ola einai edo (2009)
eimai mazi sou (2011)
protaseis (2013)
nikos vertis live tour – 10 chronia (2014)
nikos vertis (2015)
erotevmenos (2017)
an eisai ena asteri hatta bu şarkı israil asıllı müzisyen eyal golan ile ibranice-yunanca olarak düette yapılmıştı eyal golan-nikos vertis versiyonu
''αν είσαι ένα αστέρι
που φως θα φέρει στην άδεια μου ζωή
ποτέ μη σβήσεις ποτέ να μη μ'αφήσεις
ποτέ να μη χαθεί η αγάπη αυτά''
edit: şarkıyı 325. dinleyişimde düşündüm girişimi daha etkiliyor beni yoksa nakaratımı sanırım bu kısmı, duygulandım.
devamını gör...



