srebrenitsa katliamı
bosna hersek'in bağımsızlığını kabul etmeyen sırplar, (bkz:saraybosna)'yı kuşatma altına alarak üç buçuk yıl süren bosna savaşını başlattılar. bu katliam (bkz:dayton barış antlaşması) ile 14 aralık 1995 yılında son bulmuştur.
devamını gör...
normal sözlük'teki aile ortamı
peki o zaman neden piknik yapmıyoruz?
devamını gör...
bir zamanlar moda olan şimdi yüzüne bakmadığımız şeyler
denge bilekliği. ve bu bileklikle dengesini sağlayacağına inanan yurdum insanları.
devamını gör...
enerji emici insanların ortak özellikleri
motivasyon yer ile yeksan ederler.
devamını gör...
topuklu ayakkabı
eski ihtişamını yitirmekte olan bir av tüfeği.

ne zamanki spor salonları dolup taşmaya, insanların bedenlerine verdiği önem giderek artmaya başladı, işte ondan sonra topuklu ayakkabının tahtı sallandı. sallanıyor. sallanmakta.
insan gerçekten hayret ediyor topuklu ayakkabının eskisi kadar rağbet görmüyor oluşuna. nereden nereye. halbuki ne değerler atfedilirdi şuna. şıklığından, zarafetinden tutun erkeğin bilinçaltında yarattığı evrimsel algılara varana dek. methiyeler dizilirdi şu acayip nesneye. peki sonra ne oldu? spor ayakkabılar giyildi ve topuklu ayakkabıdan daha seksi olduğuna inanılan squat çalışmalarına hız verildi.
işte bu bir dramdır.

ne zamanki spor salonları dolup taşmaya, insanların bedenlerine verdiği önem giderek artmaya başladı, işte ondan sonra topuklu ayakkabının tahtı sallandı. sallanıyor. sallanmakta.
insan gerçekten hayret ediyor topuklu ayakkabının eskisi kadar rağbet görmüyor oluşuna. nereden nereye. halbuki ne değerler atfedilirdi şuna. şıklığından, zarafetinden tutun erkeğin bilinçaltında yarattığı evrimsel algılara varana dek. methiyeler dizilirdi şu acayip nesneye. peki sonra ne oldu? spor ayakkabılar giyildi ve topuklu ayakkabıdan daha seksi olduğuna inanılan squat çalışmalarına hız verildi.
işte bu bir dramdır.
devamını gör...
kız isteme cinsiyetçi midir sorunsalı
kızının evliliğinde ailenin rızasının alınması için artık nezaketen yapılan bir törendir. ben zarif buluyorum.
kız istemek tanımı kulağa hoş gelmiyor, katılıyorum. çünkü ben kendi adıma kızımı birine vermeyi değil, beraber bir yaşam kurmalarına tanık olmayı daha doğru buluyorum.
belki adını değiştirmek kolay olmayacak ama artık içerik olarak istemek/vermek değil de biz sizinle hısım olmayı istiyoruza çoktan evrilmiştir.
gençler kendi aralarında anlaşmış ile başlayan cümle zaten bunun kanıtıdır.
kız istemek tanımı kulağa hoş gelmiyor, katılıyorum. çünkü ben kendi adıma kızımı birine vermeyi değil, beraber bir yaşam kurmalarına tanık olmayı daha doğru buluyorum.
belki adını değiştirmek kolay olmayacak ama artık içerik olarak istemek/vermek değil de biz sizinle hısım olmayı istiyoruza çoktan evrilmiştir.
gençler kendi aralarında anlaşmış ile başlayan cümle zaten bunun kanıtıdır.
devamını gör...
thedansözkiller
daha çok artı tanrıçası. ara ara da olsa illa artısını görüyorum. teşekkür ederim klavyesine kuvvet.
devamını gör...
the black magician
avustralyalı yazar trudi canavan tarafından yazılan üçleme roman dizisi. ülkemizde bir zamanlar laika tarafından 6 kitap halinde basılmış fakat kitabın ikinci baskısı gelmemiştir (aslında ilk kitabın ikinci baskısı yapılmış fakat baskı hatası olduğu için toplatılmıştır). her kitabı ikiye bölüp yayınlama politikası pek başarılı olmasa gerek, pegasus yayınları kitabın lisansını alıp orijinaline sadık kalarak 3 kitap olarak basmaktadır günümüzde.
laika'nın bastığı döneme denk geldiyseniz yazarın ismini şöyle göreceksiniz. sondaki n harfinin büyük yazılmasının sebebi için "trudi canavarı" şeklinde okuyor insanlar, kafa karışıklığını engellemek için böyle yazıyoruz" denildiği rivayet edilir *, bu da böyle gereksiz bir bilgi.
kitabın konusu hakkında biraz bilgi vereyim fakat spoiler olacağı için okumayı düşünmüyorsanız lütfen aşağıdaki spoiler butonunun içini okumayın.
sonea isimli varoşlarda yaşayan bir kız büyü gücü olduğundan habersiz, her yıl yapılan büyücüler vs sıradan halk eylemlerinde bir taş savurur ve büyücünün birinin kalkanını delerek kafasına isabet ettirir. olaylar böyle başlar, sonra ise sonea'nın büyücülük akademisi serüvenlerine tanıklık ederiz. kitapta çok başarılı olmasa da büyücülüğün sadece elitlere hizmet eden bir paye olması eleştirilir (günümüz dertlerine de uyarlanabilir bir eleştiridir bu), akademide sadece iyi ve doğru olanın öğretilmesi ve bazı bilgilerin yasaklanması eleştirilir (ki bu da bilginin sansürlenmesinin eleştirisidir). kara büyü denilen şey doğal hayatın bir parçasıdır, ' "kara" ya da "kötü" olması bakış açısına bağlı bir statüdür, eskiler bu büyüleri "yüksek büyü" olarak isimlendirmiştir' der (ki bu da bazı davranışların veya duyguların kötü addedilmesine karşın aslında bahsedildiği gibi olmadığının eleştirisidir). tabi bütün bu söylediklerim bana göre böyledir.
laika'nın bastığı döneme denk geldiyseniz yazarın ismini şöyle göreceksiniz. sondaki n harfinin büyük yazılmasının sebebi için "trudi canavarı" şeklinde okuyor insanlar, kafa karışıklığını engellemek için böyle yazıyoruz" denildiği rivayet edilir *, bu da böyle gereksiz bir bilgi.
kitabın konusu hakkında biraz bilgi vereyim fakat spoiler olacağı için okumayı düşünmüyorsanız lütfen aşağıdaki spoiler butonunun içini okumayın.
sonea isimli varoşlarda yaşayan bir kız büyü gücü olduğundan habersiz, her yıl yapılan büyücüler vs sıradan halk eylemlerinde bir taş savurur ve büyücünün birinin kalkanını delerek kafasına isabet ettirir. olaylar böyle başlar, sonra ise sonea'nın büyücülük akademisi serüvenlerine tanıklık ederiz. kitapta çok başarılı olmasa da büyücülüğün sadece elitlere hizmet eden bir paye olması eleştirilir (günümüz dertlerine de uyarlanabilir bir eleştiridir bu), akademide sadece iyi ve doğru olanın öğretilmesi ve bazı bilgilerin yasaklanması eleştirilir (ki bu da bilginin sansürlenmesinin eleştirisidir). kara büyü denilen şey doğal hayatın bir parçasıdır, ' "kara" ya da "kötü" olması bakış açısına bağlı bir statüdür, eskiler bu büyüleri "yüksek büyü" olarak isimlendirmiştir' der (ki bu da bazı davranışların veya duyguların kötü addedilmesine karşın aslında bahsedildiği gibi olmadığının eleştirisidir). tabi bütün bu söylediklerim bana göre böyledir.
devamını gör...
mısır piramitlerinin şantiye şefi
-abi ne yaptın şu mezarlık işini?
-abi adam öldü biz niye bu adama saray yapıyoruz hurilerle saklambaç mı oynayacak? tövbe yarabbim yaaa!
-abi adam öldü biz niye bu adama saray yapıyoruz hurilerle saklambaç mı oynayacak? tövbe yarabbim yaaa!
devamını gör...
sadece türkiye'de karşılaşılabileceği düşünülen şeyler
elektrik kesilince karşı komşununki kesilmişmi diye pencereden bakmak.
devamını gör...
polisiye roman
cinayet, hırsızlık gibi konuları işleyen ve genellikle sürükleyici ve karmaşık olan roman türüdür.
eğer ilk defa polisiye okuyacaksanız agatha christie'nin ''on küçük zenci'' romanını tavsiye edebilirim.
türk yazarlardan da ahmet ümit'in kitapları tavsiyemdir.
eğer ilk defa polisiye okuyacaksanız agatha christie'nin ''on küçük zenci'' romanını tavsiye edebilirim.
türk yazarlardan da ahmet ümit'in kitapları tavsiyemdir.
devamını gör...
nümizmatik
yks sınavına hazırlanan ve ve bu bilimi ezberlemekte zorlanan varsa ''nümiz=döviz'' şeklinde akıllarında tutabilirler.
tanım: tarih bilimine yardımcı bilim dallarından biridir.
tanım: tarih bilimine yardımcı bilim dallarından biridir.
devamını gör...
iç ses ile konuşurken kullanılan hitap
'bak yavrum!'
devamını gör...
doktorlara gösterilen saygının esas nedeni
olmayan şeydir. olsaydı haberlerde dövülen doktorlar görmezdik ya da korona döneminde tüm gün çalışan doktorlar için 'işin bu' deyip bir teşekkürü çok gören insanlar çoğunlukta olmazdı.
devamını gör...
şemsi tebrizi ile werner heisenberg'in aynı öğüdü vermesi
iki farklı insan birisi 20.yy'da yaşamış bir fizikçi diğeri 13.yy'da yaşamış bir alim ama ikisi de aynı öğütü veriyor:
şems-i tebrîzî dedi ki;
"kader; yolun tamamını değil, sadece yol ayrımlarını verir
öyleyse, ne hayatın hakimisin
ne de hayat karşısında çaresiz."
belirsizlik ilkesini bulmuş olan werner heisenberg, "yaşamda harmoniyi/ahengi arayan kişi varoluş oyununda hem oyuncu hem seyirci olduğunu asla unutmamalıdır..."
gerçekten çok garip
şems-i tebrîzî dedi ki;
"kader; yolun tamamını değil, sadece yol ayrımlarını verir
öyleyse, ne hayatın hakimisin
ne de hayat karşısında çaresiz."
belirsizlik ilkesini bulmuş olan werner heisenberg, "yaşamda harmoniyi/ahengi arayan kişi varoluş oyununda hem oyuncu hem seyirci olduğunu asla unutmamalıdır..."
gerçekten çok garip
devamını gör...
z kuşağının sözlüklerin kalitesini düşürmesi
sakin x kuşağı sözlüklerin kalitesini çok arttırıyor.
devamını gör...
yaratılış sütunları
orijinal ismi "pillars of creation" olan, kartal bulutsusu içerisinde yer alan moleküler bulut. içerisinde yıldızlar oluştuğundan böyle bir isme layık görülmüş.
bulut, yaklaşık 7000 ışık yılı uzaklıkta ve büyük oranda, yakınlarındaki genç yıldızların neden olduğu yüksek enerjili ışınlar nedeniyle iyonize olan gazlardan ve bir miktar da tozdan oluşuyor. tahminen yakınlarında patlayan bir süpernova nedeniyle şu anki şeklini almış durumda diyenler var. buna göre, bu patlamadan gelen şok dalgası silsilesinin, bulutun yapısını bu şekli alacak biçimde bozduğu düşünülüyor. ancak buna karşı çıkan görüşe göre, eğer böyle olsaydı, çok daha güçlü bazı ışınımlar yayması gerekirdi. öyleyse bulutun bozulmasının nedeni olarak da geriye kalan seçenek, yakınlardaki yıldızların etkisi olmalı.
elde edilen verilere göre, sebebi ne olursa olsun, bulutların bozulmaya devam ettiği biliniyor. sütunların 19 yıl içerisinde yaklaşık 100 milyar km uzadığı tespit edildi. bu da, saatte yaklaşık 720.000 km hızla yol aldıkları sonucuna götürüyor bizi.
bulut, yaklaşık 7000 ışık yılı uzaklıkta ve büyük oranda, yakınlarındaki genç yıldızların neden olduğu yüksek enerjili ışınlar nedeniyle iyonize olan gazlardan ve bir miktar da tozdan oluşuyor. tahminen yakınlarında patlayan bir süpernova nedeniyle şu anki şeklini almış durumda diyenler var. buna göre, bu patlamadan gelen şok dalgası silsilesinin, bulutun yapısını bu şekli alacak biçimde bozduğu düşünülüyor. ancak buna karşı çıkan görüşe göre, eğer böyle olsaydı, çok daha güçlü bazı ışınımlar yayması gerekirdi. öyleyse bulutun bozulmasının nedeni olarak da geriye kalan seçenek, yakınlardaki yıldızların etkisi olmalı.
elde edilen verilere göre, sebebi ne olursa olsun, bulutların bozulmaya devam ettiği biliniyor. sütunların 19 yıl içerisinde yaklaşık 100 milyar km uzadığı tespit edildi. bu da, saatte yaklaşık 720.000 km hızla yol aldıkları sonucuna götürüyor bizi.
devamını gör...
geceye nazım hikmet'ten bir şiir bırak
--- alıntı ---
seni düşünmek güzel şey, ümitli şey
dünyanın en güzel sesinden
en güzel şarkıyı dinlemek gibi bir şey
fakat artık ümit yetmiyor bana,
ben artık şarkı dinlemek değil
şarkı söylemek istiyorum…”
--- alıntı ---
güzel şiirleri olan; bir sürü kadına aşık olan bir şair. öyle ki aşka aşıktı derler nazım için.
seni düşünmek güzel şey, ümitli şey
dünyanın en güzel sesinden
en güzel şarkıyı dinlemek gibi bir şey
fakat artık ümit yetmiyor bana,
ben artık şarkı dinlemek değil
şarkı söylemek istiyorum…”
--- alıntı ---
güzel şiirleri olan; bir sürü kadına aşık olan bir şair. öyle ki aşka aşıktı derler nazım için.
devamını gör...