kuru fasulye turşu soğan yiyen kadının asıl amacı
grip olmuş olabilir. bir yandan vücudunu glisemik endeksi ve protein değeri yüksek kuru fasülye ile beslerken diğer yandan bünyesine bilimum acı ve sirkeyi yükleyerek bağışıklığını yükseltmeyi ve bir an önce iyileşmeyi ummaktadır. ayrıca sarımsağın güçlü antioksidan etkisi unutulmuş. bu, üzdü.
devamını gör...
aşık olunca vücudun verdiği tuhaf tepkiler
benim için sakarlıktır. beynim resmen bir şeyleri dökme komutu veriyor. bir gün buraları okutacağım sana 'e ama sakarsın' diyeceğine eminim. ama inan bana değilim sevgilim, yanında dikkatim dağılıyor sadece *
devamını gör...
normal sözlük'te futbol konuşulmaması
futbol sevdiği halde başlık açmayan sevgili yazarlarımız sayesindedir.
devamını gör...
tanıma değil yazara oy vermek
kafa sözlük'te sık sık yapılandır. bir kesim var ve sürekli birbirlerini beğeniyorlar sadece.
beğeni zinciri gibi bir şey bu.
daha önce bazı başlıklarda örnekleri verildi. iki yazar aynı şeyi yazmış hatta a yazarı b yazarından önce yazmış tanımı ama a yazarı beğeni zincirine dahil olmadığı için 2 oy b yazarı bilmem kaç oy.
hayır yine birbirinizi oylayın ama başka yazarları da oylayın.
portakal'da saçma sapan tanımlar görmekten bıktım ya cidden. yazar gelmiş herhangi başlığa "evet" yazmış bakın cidden bu tarzda bir şey yazmış ama portakal'da.
hatta bazen benim de goygoy yaptığım saçma tanımlarım portakal'a giriyor.
sevmediğim yazarlara bile"sezarın hakkı sezara" mottosuyla oy veriyorum.
acık genişletin zinciri genjler.
edit: eğer bu copy paste 11 oy alırsa tespit doğrudur. hadi bakalım pamuk eller cebe.
beğeni zinciri gibi bir şey bu.
daha önce bazı başlıklarda örnekleri verildi. iki yazar aynı şeyi yazmış hatta a yazarı b yazarından önce yazmış tanımı ama a yazarı beğeni zincirine dahil olmadığı için 2 oy b yazarı bilmem kaç oy.
hayır yine birbirinizi oylayın ama başka yazarları da oylayın.
portakal'da saçma sapan tanımlar görmekten bıktım ya cidden. yazar gelmiş herhangi başlığa "evet" yazmış bakın cidden bu tarzda bir şey yazmış ama portakal'da.
hatta bazen benim de goygoy yaptığım saçma tanımlarım portakal'a giriyor.
sevmediğim yazarlara bile"sezarın hakkı sezara" mottosuyla oy veriyorum.
acık genişletin zinciri genjler.
edit: eğer bu copy paste 11 oy alırsa tespit doğrudur. hadi bakalım pamuk eller cebe.
devamını gör...
birbirine yakışan renkler
kırmızı.
beyaz.
çok yakışıyorlar.
hele ulusal müsabakalarda.
beyaz.
çok yakışıyorlar.
hele ulusal müsabakalarda.
devamını gör...
ödünç kitap
el titreyerek verilen, başkasının okuyup geri iade etmesini beklediğimiz kitaplardır. alınır da verilir de burada hiçbir problem yok.
problem kişinin cidden uzun bir zamanda iade etmesinde yahut yıpratmasında.
bizim sülalecek abir alışkanlığımız var her çekirdek aile evine muhakkak mini kütüphane kurar.
ziyaretlerde kitap alınır, önceki kitaplar yerine konur. ben bunu böyle alışarak çok sıcak baktım ödünç kitap alıp vermeye çünkü hiçbir sorun olmuyordu.
lisede böyle olmadı tabii. bir kitap serisi ödünç verip hiç geri alamadığım oldu. üzüldüm. çünkü kitap serisi bilirsiniz önemlidir, aniden can çekebilir, açıp yeniden okumak isteyebilirsiniz. zaten seri şekilde ödünç vermem belki ahmaklıktı.
ancak inkar etmeyeyim çok güzel kitap sirkülasyonu çevirdiğim arkadaşlarım vardı. can onlar can.
problem kişinin cidden uzun bir zamanda iade etmesinde yahut yıpratmasında.
bizim sülalecek abir alışkanlığımız var her çekirdek aile evine muhakkak mini kütüphane kurar.
ziyaretlerde kitap alınır, önceki kitaplar yerine konur. ben bunu böyle alışarak çok sıcak baktım ödünç kitap alıp vermeye çünkü hiçbir sorun olmuyordu.
lisede böyle olmadı tabii. bir kitap serisi ödünç verip hiç geri alamadığım oldu. üzüldüm. çünkü kitap serisi bilirsiniz önemlidir, aniden can çekebilir, açıp yeniden okumak isteyebilirsiniz. zaten seri şekilde ödünç vermem belki ahmaklıktı.
ancak inkar etmeyeyim çok güzel kitap sirkülasyonu çevirdiğim arkadaşlarım vardı. can onlar can.
devamını gör...
hidatsa
bir diğer adı minitari olan, kuzey amerika'da yaşayan, siouan dili konuşan bir kızılderili kabilesidir.
eskiden, "büyük ovalar" civarında, en çok ticaret yapan kabilelerin başındaydı. 1780 ve 1830'larda iki kere, ticaret yaptıkları beyazlardan salgın hastalık kaptılar ve nüfuslarının çoğu öldü.
güçsüz düştükten sonra, aynı salgından etkilenen dostları mandan ve arikara'lara daha yakın oldular.
beyazlarla çatışmaları olmadı, onlarla anlaştılar ve hâla yaşadıkları north dakota'ki rezervasyona yerleştiler.
büyük ovalar kabilesi olsalarda, mandan ve arikara'lar gibi onlarda tepee'lerde değil, şu evlerde yaşadılar.
eskiden, "büyük ovalar" civarında, en çok ticaret yapan kabilelerin başındaydı. 1780 ve 1830'larda iki kere, ticaret yaptıkları beyazlardan salgın hastalık kaptılar ve nüfuslarının çoğu öldü.
güçsüz düştükten sonra, aynı salgından etkilenen dostları mandan ve arikara'lara daha yakın oldular.
beyazlarla çatışmaları olmadı, onlarla anlaştılar ve hâla yaşadıkları north dakota'ki rezervasyona yerleştiler.
büyük ovalar kabilesi olsalarda, mandan ve arikara'lar gibi onlarda tepee'lerde değil, şu evlerde yaşadılar.
devamını gör...
maruz kalındığında insanı pamuk şekere çeviren eylemler
lisede kafanı sıraya koyunca yakın arkadaşın sırtına montunu örtmesi.
devamını gör...
adsız sansız bir jude
bu kitaba nasıl tek ileti girilmiş hayret ettim. gerçekten okumanız gereken bir kitap. kimsenin bilmemesi de onu nadide bir eser yapıyor. öncelikle okuyun ama depresif bir ruh halindeyseniz tavsiye etmiyorum çünkü yoğun bir düşüşün hikayesi. yazarın en sert, en karanlık ve en varoluşsal romanı budur.
(bkz: thomas hardy)'nin iki eserini okudum. birinci (bkz: çılgın kalabalıktan uzakta) ikincisi bu oldu. büyük bir romancı olduğunu iki kitabından da anladım. ingiliz edebiyatının en önemli yazarlarından biridir. ayrıca yazarın son kitabıdır.
jude; bilgi aşkıyla yanıp tutuşan, taş ustası bir gençtir. daha çocukken yaşadığı taşradan uzakta, başka bir kasaba vardır. uzaktan bakıp sürekli hayaller kurar, bir gün oraya gideceğini ve büyük bir insan olacağının sözünü kendisine verir. bir ayrıntı; kasabayı uzaktan izlerken, kasabanın sisli ve silik silüeti; aslında bir mesajdır. o kasabanın imkansızlığından öyle tasvir etmiştir yazar. güzelliğe bakar mısınız? kitap için alim sandığı bir adama para vermiş ama asla o kitap gelmemiştir.
jude, bir hayalperest ve iyi niyetli bir gençtir. saflığı ve temizliği onun hayatına mal olur. ilk aşık olduğu kadın, onun hayatına mal olur. son sevdiği kadın onun hayatına mal olur. bilgi aşkı onun hayatına mal olur. jude hayal ettiği kasabaya sonunda taşınır.
arabella; jude'un ilk sevgilisi ve eşidir. onun açgözlülüğü, kibri ve cehaleti; jude için işkenceye dönmüştür. bilgi açlığı ile yanıp tutuşan, hayallerini hala gerçekleştiremeyen adam için evliliğinin de sahteliği eklenince, jude için çanlar çalmaya başlar.
sosyal halkın entelektüel geçinip, bilgiyi iyi niyetten çok, bencillikleri için kullanması; jude için ikinci yıkımı körükler. bilgi iyilik için kullanılmazsa bir halta benzemez. bilginin insanı güzel kıldığını düşen jude için; bu tam bir hayal kırıklığı ile sonuçlanır ama o umudunu yine de yitirmez.
kaderin cilvesi bu; jude kuzeniyle tanışır ve ona aşık olur. adı sue olan bu kadına tutulan jude için, önünde iki seçenek vardır. ya alim olmak için, hayalleri için kadından vazgeçecek ya da tutkunu olduğu kadının peşinden gidecektir. roman ikilem içinde ki adama acı çektirir. sue'nun da ona boş olmadığını bilirken jude'a asla açık olmaz. seviyormuş gibi görünürken, sosyal baskıların sonucunda sürekli ikilem içinde kalır ve sonunda jude'un yardımıyla iş bulur ve öğretmen olarak çalışmaya başlar. hala ve hala jude hayallerini gerçekleştirememiştir. bir insan karaktere hiç mi umut vermez. vermiyor thomas hardy. taşra hayatının çirkinliği yüzünden, jude bir bir yıkılıyor. insanlar yüzünden bir bir yıkılıyor.
çalıştığı okulun müdürü, sue'ya aşık olur ve evlilik teklifi yapar. gelgitler içinde duran sue için gelecek ve statü önem taşır. lakin sevgisi baskın çıkar. jude ile yaşamaya başlar. çocukları olur. jude için artık hayaller ondan iyice uzaklaşmıştır. evli olmayan bu iki aşık için mahalle baskısı onları yerinden yurdundan etmeye kadar gider. para sıkıntısı, hayaller, çocuklar ve alim olma isteği. hepsi bir bir adamın üstüne biner.
sonuna dair giderken; ilk karısından üvey oğlu olduğunu öğrenir. bundan sonrası için daha da ağır olaylar gerçekleşir. işin dram kısmı; yaşanan bütün hezeyanların bedelini çok fazla öder. bilgiye olan açlığı, aşkının peşinden gitmesi, inandığı insanların kötülükleri ve yaşama dair umutları bir bir yıkılır.
bir karaktere ağır bir hayat yüklemek ve bunu okuyucuya sunmak, bizler için çekilir çile değil aslında ama onun kemiği ilk başta oluşturulmuşken; ne kadar umut edersen et, bu dünyanın iki eli yakanda oluyor hep. o yüzden romanın dediği gibi hayallerinizden vazgeçmeyin yoksa jude gibi oradan oraya savrulursunuz. ne yapacağınızı unutup, kendinizi bırakınca başkasına olan inancınız da boşa çıkınca, mahvolmuş bir hayatın eşiğinde kalırsınız.
bilgiyi ve alimliği yerden yere vuran bu eserin önemi ve okunması gerektiğini fazlasıyla tavsiye ederim. toplumun; birey üstünde nasıl bir etkisi olduğuna anlaşılır bir üslupla, anlatmak ve yaşatmak istenmiş. benim için en değerli eserlerden biridir. sizde sonunu okuduysanız üstüne biraz düşünün. nerede hata yaptı jude?
iyi okumalar...
(bkz: thomas hardy)'nin iki eserini okudum. birinci (bkz: çılgın kalabalıktan uzakta) ikincisi bu oldu. büyük bir romancı olduğunu iki kitabından da anladım. ingiliz edebiyatının en önemli yazarlarından biridir. ayrıca yazarın son kitabıdır.
jude; bilgi aşkıyla yanıp tutuşan, taş ustası bir gençtir. daha çocukken yaşadığı taşradan uzakta, başka bir kasaba vardır. uzaktan bakıp sürekli hayaller kurar, bir gün oraya gideceğini ve büyük bir insan olacağının sözünü kendisine verir. bir ayrıntı; kasabayı uzaktan izlerken, kasabanın sisli ve silik silüeti; aslında bir mesajdır. o kasabanın imkansızlığından öyle tasvir etmiştir yazar. güzelliğe bakar mısınız? kitap için alim sandığı bir adama para vermiş ama asla o kitap gelmemiştir.
jude, bir hayalperest ve iyi niyetli bir gençtir. saflığı ve temizliği onun hayatına mal olur. ilk aşık olduğu kadın, onun hayatına mal olur. son sevdiği kadın onun hayatına mal olur. bilgi aşkı onun hayatına mal olur. jude hayal ettiği kasabaya sonunda taşınır.
arabella; jude'un ilk sevgilisi ve eşidir. onun açgözlülüğü, kibri ve cehaleti; jude için işkenceye dönmüştür. bilgi açlığı ile yanıp tutuşan, hayallerini hala gerçekleştiremeyen adam için evliliğinin de sahteliği eklenince, jude için çanlar çalmaya başlar.
sosyal halkın entelektüel geçinip, bilgiyi iyi niyetten çok, bencillikleri için kullanması; jude için ikinci yıkımı körükler. bilgi iyilik için kullanılmazsa bir halta benzemez. bilginin insanı güzel kıldığını düşen jude için; bu tam bir hayal kırıklığı ile sonuçlanır ama o umudunu yine de yitirmez.
kaderin cilvesi bu; jude kuzeniyle tanışır ve ona aşık olur. adı sue olan bu kadına tutulan jude için, önünde iki seçenek vardır. ya alim olmak için, hayalleri için kadından vazgeçecek ya da tutkunu olduğu kadının peşinden gidecektir. roman ikilem içinde ki adama acı çektirir. sue'nun da ona boş olmadığını bilirken jude'a asla açık olmaz. seviyormuş gibi görünürken, sosyal baskıların sonucunda sürekli ikilem içinde kalır ve sonunda jude'un yardımıyla iş bulur ve öğretmen olarak çalışmaya başlar. hala ve hala jude hayallerini gerçekleştirememiştir. bir insan karaktere hiç mi umut vermez. vermiyor thomas hardy. taşra hayatının çirkinliği yüzünden, jude bir bir yıkılıyor. insanlar yüzünden bir bir yıkılıyor.
çalıştığı okulun müdürü, sue'ya aşık olur ve evlilik teklifi yapar. gelgitler içinde duran sue için gelecek ve statü önem taşır. lakin sevgisi baskın çıkar. jude ile yaşamaya başlar. çocukları olur. jude için artık hayaller ondan iyice uzaklaşmıştır. evli olmayan bu iki aşık için mahalle baskısı onları yerinden yurdundan etmeye kadar gider. para sıkıntısı, hayaller, çocuklar ve alim olma isteği. hepsi bir bir adamın üstüne biner.
sonuna dair giderken; ilk karısından üvey oğlu olduğunu öğrenir. bundan sonrası için daha da ağır olaylar gerçekleşir. işin dram kısmı; yaşanan bütün hezeyanların bedelini çok fazla öder. bilgiye olan açlığı, aşkının peşinden gitmesi, inandığı insanların kötülükleri ve yaşama dair umutları bir bir yıkılır.
bir karaktere ağır bir hayat yüklemek ve bunu okuyucuya sunmak, bizler için çekilir çile değil aslında ama onun kemiği ilk başta oluşturulmuşken; ne kadar umut edersen et, bu dünyanın iki eli yakanda oluyor hep. o yüzden romanın dediği gibi hayallerinizden vazgeçmeyin yoksa jude gibi oradan oraya savrulursunuz. ne yapacağınızı unutup, kendinizi bırakınca başkasına olan inancınız da boşa çıkınca, mahvolmuş bir hayatın eşiğinde kalırsınız.
bilgiyi ve alimliği yerden yere vuran bu eserin önemi ve okunması gerektiğini fazlasıyla tavsiye ederim. toplumun; birey üstünde nasıl bir etkisi olduğuna anlaşılır bir üslupla, anlatmak ve yaşatmak istenmiş. benim için en değerli eserlerden biridir. sizde sonunu okuduysanız üstüne biraz düşünün. nerede hata yaptı jude?
iyi okumalar...
devamını gör...
yazarların kendine çok güvendiği konular
şiir ve yazı.
kelimelerime ve kelimelere çok güveniyorum. bazen bir dize geliyor, sanki onu ben yazmamışım gibi, sanki yazarak halledemeyeceğim hiçbir şey yokmuş gibi...
t/ yazarların kendilerine en çok güvendikleri konuları paylaştığı başlık.
kelimelerime ve kelimelere çok güveniyorum. bazen bir dize geliyor, sanki onu ben yazmamışım gibi, sanki yazarak halledemeyeceğim hiçbir şey yokmuş gibi...
t/ yazarların kendilerine en çok güvendikleri konuları paylaştığı başlık.
devamını gör...
mustafa kemal atatürk
türkiye cumhuriyeti'nin kurucusudur. liderlik özelliği doğuştan gelmekte. zeka ve çalışkanlığı birleştirip ülkenin küllerinden doğmasını sağlamıştır.
devamını gör...
insanı yoran şeyler
belirsizliktir.
en kötü olasılık bile bilindiği müddetçe bertaraf edilebilir ancak bilinmeyen her zaman sizden güçlüdür. önlem alamaz, elimine edemezsiniz. sürekli bir ayak bağı olarak kalır önümüzde. en kötüsü bile olsa bilmek en iyisidir.
en kötü olasılık bile bilindiği müddetçe bertaraf edilebilir ancak bilinmeyen her zaman sizden güçlüdür. önlem alamaz, elimine edemezsiniz. sürekli bir ayak bağı olarak kalır önümüzde. en kötüsü bile olsa bilmek en iyisidir.
devamını gör...
müge anlı esra erol gibi televizyon programlarının kaldırılmaması sorunu
toplumun ahlakına zarar vermiyorlar, toplum zaten ahlaksız.
devamını gör...
kısıtlamada otel terasında doğum günü partisi
bizler evde aynı havayı solumaktan ciğerimiz çıkmış, pijamalarımız diz yapmış adamlar hayatlarını yaşıyor. ne diyebilirim ki bencilsiniz. kaynak

sayfa beyoğlu'nda bir grup otelin teras katında korona virüs tedbirlerini hiçe sayarak meşaleli doğum günü partisi düzenledi. maske bile takmayan grubun içe içe eğlendiği, şampanya patlatılıp alkol, nargile ve sigara kullandığı anlar kameralara yansırken, beyoğlu asayiş büro amirliği ekipleri tarafından baskın yapılan terastaki çok sayıda kişiye cezai işlem uygulandı.
alkol, sigara ve nargilenin de kullanıldığı ve şampanyanın patlatıldığı görülen mekan yapılan işlemlerin ardından boşaltıldı. grubun eğlendiği anlar ise kameralara yansıdı.

sayfa beyoğlu'nda bir grup otelin teras katında korona virüs tedbirlerini hiçe sayarak meşaleli doğum günü partisi düzenledi. maske bile takmayan grubun içe içe eğlendiği, şampanya patlatılıp alkol, nargile ve sigara kullandığı anlar kameralara yansırken, beyoğlu asayiş büro amirliği ekipleri tarafından baskın yapılan terastaki çok sayıda kişiye cezai işlem uygulandı.
alkol, sigara ve nargilenin de kullanıldığı ve şampanyanın patlatıldığı görülen mekan yapılan işlemlerin ardından boşaltıldı. grubun eğlendiği anlar ise kameralara yansıdı.
devamını gör...
erdal baksır production
kaçak yayın deneme birkii.*
nutkum tutuldu erdal! folloş ciddili yazarken seni konuyu tiye alman inceden bir dokundu yine de. çünkü bu, hassas bir konu!
başlıklarda toplanmak deyince aklıma buradaki müzmin konu "deemeelerde fingirdeme" geldi. her ne kadar sanal ortam olsa da aslında burasıda kimileri için sanal kerhane değil mi?
istek konusuna gelecek olursak, sanırım oradaki ya da dışarıdaki çoğu kişi için bu önemli değil. oradaysan yap işini geç(!) sonuç olarak canımız türkiye'mizde kaç kişi sevdiği işi yapıyor ki!?*
önemli olan bu dünyamızda her zaman errrkeğimizin* gönlünü hoş tutmak. e bu da küçük bir gösteri olduğundan, tamamen erkeğin egosu ile alakalı bir güç gösterisi yani...her ne kadar yüzyıllar,milenyumlar gelmiş geçmiş olsa da,bu düşünce bizden kolay bir şekilde ayrılacak gibi durmuyor.ne dersin hemcinsim lark?
nutkum tutuldu erdal! folloş ciddili yazarken seni konuyu tiye alman inceden bir dokundu yine de. çünkü bu, hassas bir konu!
başlıklarda toplanmak deyince aklıma buradaki müzmin konu "deemeelerde fingirdeme" geldi. her ne kadar sanal ortam olsa da aslında burasıda kimileri için sanal kerhane değil mi?
istek konusuna gelecek olursak, sanırım oradaki ya da dışarıdaki çoğu kişi için bu önemli değil. oradaysan yap işini geç(!) sonuç olarak canımız türkiye'mizde kaç kişi sevdiği işi yapıyor ki!?*
önemli olan bu dünyamızda her zaman errrkeğimizin* gönlünü hoş tutmak. e bu da küçük bir gösteri olduğundan, tamamen erkeğin egosu ile alakalı bir güç gösterisi yani...her ne kadar yüzyıllar,milenyumlar gelmiş geçmiş olsa da,bu düşünce bizden kolay bir şekilde ayrılacak gibi durmuyor.ne dersin hemcinsim lark?
devamını gör...
büyümüş de küçülmüş
konuşma, davranış, hal ve hareketleri, yaşının gerektirdiğinden üstün olan, bu yönüyle büyüklere benzeyen çocuk.
devamını gör...
30'luk çıtırlar
ah be şu milf sevdamız yüzünden ne başlıklara düşüyoruz fjfjfj.
alışkanlıktan abi/abla diye seslensem de aldanmayın. lazım oluyor bilirim.*
alışkanlıktan abi/abla diye seslensem de aldanmayın. lazım oluyor bilirim.*
devamını gör...
pandemide özlenen şeyler
pandemiden önce her yaz kamp yapmaya gittiğimiz bir yer vardı * yazları 3 ay çadır kurduğumuz o sahilde tekrar çadır kurmayı, mangal yapmayı, akşamları ateş yakmayı, çocuklara ateşin etrafında hikayeler anlatmayı, ormandan topladığımız çam kozalakları ile yaktığımız semaverden çam kokulu çay içmeyi, çadır komşularıyla sohbet etmeyi, ateş sönünce dalga sesleri eşliğinde yıldızları izlemeyi, kayan yıldızları saymayı, sabahın ilk ışıklarıyla uyanmayı, köyden aldığımız kahvaltılıkla kahvaltı yapmayı, denize girmeyi ve akşam ne yemek yapacağımı düşünme derdi olmadan her akşam mangal yapmayı çok özledim..
devamını gör...
organizeded
artılama konusunda cömert olan, tanımlarını seveek okuduğum değerli yazar arkadaşım. daima beğeneceğim için rahat olsun.
devamını gör...
