back to the future
favori serilerimden olup, aynı zamanda sıkıntıya birebir olan filmlerden biri. film bilim-kurgu, komedi ve macera kategorisinde yer almakta. filmin ana konusu ise: bir gencin 1985 yılından, 1955 yılına yaptığı yolculuk sonucu yaşadığı olayları konu almaktadır. fazla spoiler vermeye gerek yok herhalde. 'eski filmleri sevmiyorum' diyorsanız, sizi birazcık sıkabilir. şans verip izlerseniz de pişman olmazsınız.
devamını gör...
8 mart 2021 lise sınavlarının başlaması
saçma bir durum.
neden mi? eğitimi online al ama sınavı yüz yüze ol. bu durum ne kadar mantıklı? sınavları ödev şeklinde veya test şeklinde sisteme yükleyerek de yapabilirlerdi.
başlığı açan yazarimizin da dediği gibi toplu taşıma, okul ortamı, sinif hijyeni ve düzeni ne kadar yeterli ? pazartesi günü sınava girecek kardeşimin de, "çoğu öğrenci maske takmadan sınava girdi" demişti.
el dezenfektanı vs. konularına hiç değinmiyorum bile. üstelik yüz yüze sinav tarihlerinin sürekli değişmesi de cabası.
#521484 tanımı yazan sevgili yazar arkadaşıma da, çoğu üniversiteler vizeleri online olarak yapma kararı aldı ama final sınavları için de pandemi sürecinin takip edilmesi,vaka sayılarına bakılarak yüz yüze veya online şekilde olmasına ilerleyen günlerde karar verilecektir dendi. (nisan sonu) hoş şimdiden istanbul ve ankara gibi büyük şehirlerin haritada renkleri yasakların seyreklestirilmesi nedeniyle değişti. finallerde online olur diye düşünüyorum. artik karar yine üniversite rektorlerine ve fakülte dekan/hocalarına bağlı.
neden mi? eğitimi online al ama sınavı yüz yüze ol. bu durum ne kadar mantıklı? sınavları ödev şeklinde veya test şeklinde sisteme yükleyerek de yapabilirlerdi.
başlığı açan yazarimizin da dediği gibi toplu taşıma, okul ortamı, sinif hijyeni ve düzeni ne kadar yeterli ? pazartesi günü sınava girecek kardeşimin de, "çoğu öğrenci maske takmadan sınava girdi" demişti.
el dezenfektanı vs. konularına hiç değinmiyorum bile. üstelik yüz yüze sinav tarihlerinin sürekli değişmesi de cabası.
#521484 tanımı yazan sevgili yazar arkadaşıma da, çoğu üniversiteler vizeleri online olarak yapma kararı aldı ama final sınavları için de pandemi sürecinin takip edilmesi,vaka sayılarına bakılarak yüz yüze veya online şekilde olmasına ilerleyen günlerde karar verilecektir dendi. (nisan sonu) hoş şimdiden istanbul ve ankara gibi büyük şehirlerin haritada renkleri yasakların seyreklestirilmesi nedeniyle değişti. finallerde online olur diye düşünüyorum. artik karar yine üniversite rektorlerine ve fakülte dekan/hocalarına bağlı.
devamını gör...
türkiye’yi bisikletle gezmek
mevsim ve yol şartları dikkate alındığı sürece neden olmasın, tabii ki olur, mümkündür.
fakat öncesinde, mevzuya hakim olmak ve ısınmak için, yuvadan 50-100 km uzaklıktaki yerlere git gel yapmak, çok doğru olacaktır.
hele bir de ankara gibi bir yerden başlanıyorsa, son derece iyi bir planlama yapmanın yanında, fizik kondisyon olarak da kendini hazırlamak, büyük önem taşımaktadır.
naçizane tavsiyem, böyle bir maceraya ankara'dan başlamamak yönünde olacaktır.
bisikleti yükleyip bir otobüse, kastamonu cide ya da amasra lokasyonuna kendini attırmak ve oradan sahil yolunu takip ederek sinop, samsun, ordu istikametinde devam edip artvin'e ulaşmak, yolculuğun başlarının son derece keyifli geçmesini garanti altına alacaktır ki, sonrasındaki doğu ve güneydoğu anadolu rotası için müthiş bir özgüven ve enerji depolanmış olacaktır.
şunu da not olarak düşeyim; eğer yolunuz trabzon beşikdüzü'ye düşerse, sizi hayal bile edemeyeceğiniz bir ortamda ağırlamaktan büyük keyif duyarım.
yolunuzun hemen üzerinde, deniz kenarında, formata uygun şekilde...
fakat öncesinde, mevzuya hakim olmak ve ısınmak için, yuvadan 50-100 km uzaklıktaki yerlere git gel yapmak, çok doğru olacaktır.
hele bir de ankara gibi bir yerden başlanıyorsa, son derece iyi bir planlama yapmanın yanında, fizik kondisyon olarak da kendini hazırlamak, büyük önem taşımaktadır.
naçizane tavsiyem, böyle bir maceraya ankara'dan başlamamak yönünde olacaktır.
bisikleti yükleyip bir otobüse, kastamonu cide ya da amasra lokasyonuna kendini attırmak ve oradan sahil yolunu takip ederek sinop, samsun, ordu istikametinde devam edip artvin'e ulaşmak, yolculuğun başlarının son derece keyifli geçmesini garanti altına alacaktır ki, sonrasındaki doğu ve güneydoğu anadolu rotası için müthiş bir özgüven ve enerji depolanmış olacaktır.
şunu da not olarak düşeyim; eğer yolunuz trabzon beşikdüzü'ye düşerse, sizi hayal bile edemeyeceğiniz bir ortamda ağırlamaktan büyük keyif duyarım.
yolunuzun hemen üzerinde, deniz kenarında, formata uygun şekilde...
devamını gör...
en yakın arkadaşın en yakın arkadaşı olmamak
saf ve temiz duygularla bir arkadaşlık kurup, öyle değer verip sevmek ve sonrasında değmediğini anlamak. o an daki yaşanan bu acıyı duyguyu hangi kelime anlatır ki?
güzel değeri yok eden, duygusuz ve merhametsizleri kendi hallerine bırakmalı.
kaybedenin kendi olduklarını elbette bir gün anlayacaklardır.
güzel değeri yok eden, duygusuz ve merhametsizleri kendi hallerine bırakmalı.
kaybedenin kendi olduklarını elbette bir gün anlayacaklardır.
devamını gör...
türkiye'nin cidden kıskanılabilecek özellikleri
yemek kültürü ulan yemek kültürü. sarmasından çiğköftesine, kebabından, enginar dolmasına kadayıfından, baklavasına çok yönlü bir mutfak. çiğköfteyle hayatınız boyunca tanışmadığınızı düşünsenize bi.
devamını gör...
emilie du chatelet
neden hiç kadın fizikçi yok?, neden hiç kadın matematikçi yok?, neden hiç kadın filozof yok?, diyen arkadaşla karşılaşıyoruz. alın ''üçü bir arada'' diye anılan bir kadın kendisi
semur-en-auxois valisi marquis florent du chatelet ile 19 yaşında evlendi. kocası bir askerdi ve işleri nedeniyle karısını az gördü...
ayrıldılar yani kısacası efem...
fransız yazar ve filozof voltaire'in ile bir ilişkiye girdi. voltaire'nin sevgilisi olarak anılır.
20 yaşında fransız bilimler akademisi'ne eğitim almak için başvurdu. ancak cinsiyeti nedeniyle reddedildi.
sonraki yıllarda, kendisini reddeden bu okul; chatelet'in tabiat üzerine tezler adlı kitabını yayınlamıştır.
chatelet, ısaac newton'ın principia kitabının fransızca'ya çevirmiştir. başka bir dile uzun zaman çevrilmedi. fransa'nın, newton'ı chatelet'nin çevirisi ile tanımıştır.
newton, hareket eden cismin enerjisinin, kütlesi ile doğrudan orantılı olmadığını savundu.
emilie du chatelet, kütle ve hızının karesi ile orantılı olduğunu düşünerek newton'un tam tersi bir düşünceye sahipti.
ki bu da; (e=mc²) destekleyen bu düşüncedir.
kendisi ''kadın '' olması sebebiyle hemcinslerinin eğitim almasının ateşli bir savunucusu idi.
semur-en-auxois valisi marquis florent du chatelet ile 19 yaşında evlendi. kocası bir askerdi ve işleri nedeniyle karısını az gördü...
ayrıldılar yani kısacası efem...
fransız yazar ve filozof voltaire'in ile bir ilişkiye girdi. voltaire'nin sevgilisi olarak anılır.
20 yaşında fransız bilimler akademisi'ne eğitim almak için başvurdu. ancak cinsiyeti nedeniyle reddedildi.
sonraki yıllarda, kendisini reddeden bu okul; chatelet'in tabiat üzerine tezler adlı kitabını yayınlamıştır.
chatelet, ısaac newton'ın principia kitabının fransızca'ya çevirmiştir. başka bir dile uzun zaman çevrilmedi. fransa'nın, newton'ı chatelet'nin çevirisi ile tanımıştır.
newton, hareket eden cismin enerjisinin, kütlesi ile doğrudan orantılı olmadığını savundu.
emilie du chatelet, kütle ve hızının karesi ile orantılı olduğunu düşünerek newton'un tam tersi bir düşünceye sahipti.
ki bu da; (e=mc²) destekleyen bu düşüncedir.
kendisi ''kadın '' olması sebebiyle hemcinslerinin eğitim almasının ateşli bir savunucusu idi.
devamını gör...
tebessüm ettiren sözlük nickleri
ponulu korno
- eyyyy moderatörler ne yaptınız bu adama ?
- eyyyy moderatörler ne yaptınız bu adama ?
devamını gör...
mutlu eden basit şeyler
insanı mutlu eden ufak şeylerdir. mesela yağmur sesinde uyumak veya sevdiğin bir yemeği yemek.
devamını gör...
çikolatalı pasta vs meyveli pasta
çikolatalı pasta insanı fazlasıyla şişiriyor. her zaman tabağım yarım kalarak kalkıyorum masadan. bir de yanında kola içince daha da şişiyoruz.
meyveli pasta daha hafiftir, insanın karnını şişirmez. masadan 3 tabak yiyip kalktığım oluyor.
meyveli pasta daha hafiftir, insanın karnını şişirmez. masadan 3 tabak yiyip kalktığım oluyor.
devamını gör...
child skoru
karaciğer sirozunda prognozu ve survi belirlemek için kullanılan klasifikasyona verilen isimdir.
parametreleri;
bilirubin
albumin
asit
ensefalopati
protrombin zamanı uzaması şeklindedir.
her parametre 1-2-3 puan şeklinde evrelendirilir.
evre a 5-6 puan
evre b 7-9 puan
evre c 10-15 puan arasındadır.
evre a kısmen iyi prognozlu iken evre c kötü prognozu gösterir.
parametreleri;
bilirubin
albumin
asit
ensefalopati
protrombin zamanı uzaması şeklindedir.
her parametre 1-2-3 puan şeklinde evrelendirilir.
evre a 5-6 puan
evre b 7-9 puan
evre c 10-15 puan arasındadır.
evre a kısmen iyi prognozlu iken evre c kötü prognozu gösterir.
devamını gör...
yılmaz erdoğan
/ ama hala çok güzel hakkında konuşmak senin
ben senden bahsediyorum yine
kime darlansa kalbim kimin kılığında
ne zaman aklım çıksa yerinden
tuzu ayarında gözyaşlarıyla /
demiş adam, kime / kim için / neden demiş bilinmez, sorulmaz da, bu saatten sonra önemi de yok. ama demiş, sonra izmirli dingilin biri yine başka izmirli ama çok güzel bir yarı dingil hakkında bağıra bağıra söylemiş bunu içinden, tüm basmane duymuş, duymazdan gelmiş, benden öte kaçmış çaresizliğimin acısına saygısından, bir duble kocaman anason kokusu yatıştırır bunu demişler vermişler elime emzik gibi, ne o kokuya kar olmuşum ne içime çare, alışığıma dönmüşüm vakit bu vakit, hem de moderatör tasdikli, tüm site onaylı, ruh tuhaf, iç kor, yüz güleç, türkan az ötede ben ne yapayım uykusunda, sen bilmiyorsun orada, ben unutmuyorum burada.
ben senden bahsediyorum yine
kime darlansa kalbim kimin kılığında
ne zaman aklım çıksa yerinden
tuzu ayarında gözyaşlarıyla /
demiş adam, kime / kim için / neden demiş bilinmez, sorulmaz da, bu saatten sonra önemi de yok. ama demiş, sonra izmirli dingilin biri yine başka izmirli ama çok güzel bir yarı dingil hakkında bağıra bağıra söylemiş bunu içinden, tüm basmane duymuş, duymazdan gelmiş, benden öte kaçmış çaresizliğimin acısına saygısından, bir duble kocaman anason kokusu yatıştırır bunu demişler vermişler elime emzik gibi, ne o kokuya kar olmuşum ne içime çare, alışığıma dönmüşüm vakit bu vakit, hem de moderatör tasdikli, tüm site onaylı, ruh tuhaf, iç kor, yüz güleç, türkan az ötede ben ne yapayım uykusunda, sen bilmiyorsun orada, ben unutmuyorum burada.
devamını gör...
öldükten sonra ne olacak sorunsalı
kimine göre yeni bir hayat ,
kimine göre hesap vakti ,
kimine göre koca bir hiç,
bana göre ise bir torba kemik kalıntısı.
haziran ayında annemi kaybettik .
1980 yılında, genç yaşta kaybettiğimiz abimin mezarına gömülmek istediğinden,
40 yıllık mezar açıldı ve abimden geri kalanları ben toplayıp çıkardım.hepsi bir poşete sığacak kadardı.
annemi yatırdım, yanına da abimden kalanları koydum.
ana oğul, 40 yıl sonra tekrar buluştular gözlerden uzak biçimde.
olan herşey bu ...
kimine göre hesap vakti ,
kimine göre koca bir hiç,
bana göre ise bir torba kemik kalıntısı.
haziran ayında annemi kaybettik .
1980 yılında, genç yaşta kaybettiğimiz abimin mezarına gömülmek istediğinden,
40 yıllık mezar açıldı ve abimden geri kalanları ben toplayıp çıkardım.hepsi bir poşete sığacak kadardı.
annemi yatırdım, yanına da abimden kalanları koydum.
ana oğul, 40 yıl sonra tekrar buluştular gözlerden uzak biçimde.
olan herşey bu ...
devamını gör...
konya’daki obruklar
özellikle konya ovası için tehdit olan dehşetli coğrafi çöküntüler . bir anda dev bir çukurun açılıp üzerinde bulunan tarla, ağaç, yol, hatta ev, yani ne varsa yutması olası. hani yer yarıldı içine girdi
deyiminin gerçek ve korkutucu durumu.
en çok obruğun oluştuğu bölge de cihanbeyli ilçesi. bilim insanları tarafından 2021 yılında konya kapalı havzası'nda bini geçkin obruk saptanmış ve zaten giderek artan kuraklık ve küresel ısınma tehdidi yükselmişken bu sayının giderek artacağı işaretleri veriliyor.
bölgedeki çiftçiler, gökte ararken yerde buldukları suya ulaşmak için 100 metre derine inen sondaj kuyuları açarak yeraltı sularını kullanıyorlar. güçlü motorlar ile derinlerden çıkardıkları yeraltı sularını, fazla getirisi olmayan buğday ve arpa tarımına alternatif olarak şeker pancarı ve mısır gibi çok gelir getiren ama yetişmesi için çok suya gereksinim duyan tarım ürünlerini yetiştirmek için kullanıyorlar.
sonuç olarak da, yer altından çekilen suların yerini boşluklar alıyor ve eriyen minerallerden oluşan yüzeydeki topraklar da suyu gördüğü an, kademe kademe çökerek bu devasa çukurlara zemin hazırlıyorlar.
deyiminin gerçek ve korkutucu durumu.
en çok obruğun oluştuğu bölge de cihanbeyli ilçesi. bilim insanları tarafından 2021 yılında konya kapalı havzası'nda bini geçkin obruk saptanmış ve zaten giderek artan kuraklık ve küresel ısınma tehdidi yükselmişken bu sayının giderek artacağı işaretleri veriliyor.
bölgedeki çiftçiler, gökte ararken yerde buldukları suya ulaşmak için 100 metre derine inen sondaj kuyuları açarak yeraltı sularını kullanıyorlar. güçlü motorlar ile derinlerden çıkardıkları yeraltı sularını, fazla getirisi olmayan buğday ve arpa tarımına alternatif olarak şeker pancarı ve mısır gibi çok gelir getiren ama yetişmesi için çok suya gereksinim duyan tarım ürünlerini yetiştirmek için kullanıyorlar.
sonuç olarak da, yer altından çekilen suların yerini boşluklar alıyor ve eriyen minerallerden oluşan yüzeydeki topraklar da suyu gördüğü an, kademe kademe çökerek bu devasa çukurlara zemin hazırlıyorlar.
devamını gör...
bir erkeğin en tatlı olduğu an
çocuklarla oynayıp ilgilendiği andır
devamını gör...
her şeyi açıklayan en kısa söz
az insan,çok huzur.
devamını gör...
ekşi sözlük çaylaklarının normal sözlük’e doluşması
ekşi'nin bir kalitesi kalmadığı için buraya üşüşen çaylaklardan biriyim ben de. küfür dolu entryler, imla hatalarıyla dolu başlıklar, sol framede kadınların aşağılanmasıyla ilgili başlıklar da cabası... ayrıca girdiğim onca tanım entrysine rağmen aylardır 17 binlerde gidip gelmekten sıkılmıştım. hayırlı olsun diyorum kendime.
devamını gör...
fyodor mihayloviç dostoyevski
tanrı sendromu olan herif.
kitabında (suç ve ceza)bizzat kendini över. kendisinin bir seçilmiş insan olduğunu, suç işlerse bile bunun normal insanların işleyeceği suçlarla aynı olmadığını ima eder. raskolnikov üzerinden ortaya çıkardığı kibir tiksinti uyandırıcıdır ve raskolnikov, sherlock holmes'ün bir değişik versiyonudur.
bazı kitaplarını her 2 yılda bir tekrar okuduğum bir şahıstır. kafayı bozmuş bir haldeyim kendisi ile. ayrıca kitaplarını tekrar okuma sebebim, her seferinde başlık başlık internete yazıp türkçe bölümlerden sonra rusça tekrardan okuyup aşina olmaktır. benim kadar obsesif, dostoyevski ile kafayı bozmuş bir insan bulunur mu bilmem.
yeni bir kitap okumaktansa bazen bir kitabının bir bölümünü tekrar okumayı dahi yeğlerim.
son olarak bir not vereyim size. ergin altay çevirileri(iletişim yayınları) çok keyifle okumama rağmen gerçekten birçok bölümde yetersiz kalmıştır. ben çeviri tarzına inanan bir insan olduğum için bütün kitaplarını ergin altay versiyonlarından aldım. bu yüzden ufak şikayetlerim olsa dahi başka çevirmenlere geçiş yapmadım.
bu yüzden size tavsiyem, internette en az 2 hafta didik didik bütün çevirilerin kalitesini ve insanların yorumlarını karşılaştırın. çevirmeni seçip bütün (evet yanlış duymadınız) kitaplarını o çevirmenden okuyun.
kitabında (suç ve ceza)bizzat kendini över. kendisinin bir seçilmiş insan olduğunu, suç işlerse bile bunun normal insanların işleyeceği suçlarla aynı olmadığını ima eder. raskolnikov üzerinden ortaya çıkardığı kibir tiksinti uyandırıcıdır ve raskolnikov, sherlock holmes'ün bir değişik versiyonudur.
bazı kitaplarını her 2 yılda bir tekrar okuduğum bir şahıstır. kafayı bozmuş bir haldeyim kendisi ile. ayrıca kitaplarını tekrar okuma sebebim, her seferinde başlık başlık internete yazıp türkçe bölümlerden sonra rusça tekrardan okuyup aşina olmaktır. benim kadar obsesif, dostoyevski ile kafayı bozmuş bir insan bulunur mu bilmem.
yeni bir kitap okumaktansa bazen bir kitabının bir bölümünü tekrar okumayı dahi yeğlerim.
son olarak bir not vereyim size. ergin altay çevirileri(iletişim yayınları) çok keyifle okumama rağmen gerçekten birçok bölümde yetersiz kalmıştır. ben çeviri tarzına inanan bir insan olduğum için bütün kitaplarını ergin altay versiyonlarından aldım. bu yüzden ufak şikayetlerim olsa dahi başka çevirmenlere geçiş yapmadım.
bu yüzden size tavsiyem, internette en az 2 hafta didik didik bütün çevirilerin kalitesini ve insanların yorumlarını karşılaştırın. çevirmeni seçip bütün (evet yanlış duymadınız) kitaplarını o çevirmenden okuyun.
devamını gör...
çekirdek ve kola krizine girmem sorunsalı
bu tarz olayları çekirdek-kola ikilisi ve zevk ile izleyen birisi olarak, bugün özellikle kafa sözlükte birçok kişinin birbirlerine imada bulunması sonucunda evde bu ikiliye ait stoğun tükendiğini üzülerek deklare etmek isterim. uzun bir aradan sonra bu ikilinin yoksunluğuna hiç düşmemiştim. bu minvalde birkaç başlık için:
(bkz: takip edenleri gör özelliğinin kaldırılması gerekliliği)
(bkz: nickaltında çirkeflik yapan yazar)
(bkz: kafa sözlük'ün entelektüel yazarları)
(bkz: takibi bırakan takipçi)
hadi canlar, bu yiğit kardeşinizi üzmeyin.*
(bkz: takip edenleri gör özelliğinin kaldırılması gerekliliği)
(bkz: nickaltında çirkeflik yapan yazar)
(bkz: kafa sözlük'ün entelektüel yazarları)
(bkz: takibi bırakan takipçi)
hadi canlar, bu yiğit kardeşinizi üzmeyin.*
devamını gör...
üniversitede yaşanmış en büyük pişmanlık
pişmanlıkla beraber ibretlik bir olay.
efendim geçen dönemin vize sınavlarında pazartesi günü saat 10'da kredisi epey fazla olan bir sınavım vardı. sınava son gün/gece çalışan öğrencimsilerden olmasam da gece son tekrarlar vs derken saat sabahın neredeyse 5'ini bulmuştu. neyime güveniyorsam büyük bir inançla sabah 8'de uyanabileceğimi düşünüp uyudum artık. neyse bir uyandım, saate baktım vee 9.40
yok ya değildir, olmasın. telefonu ters tutmuşumdur. 6 falandır olsa olsa diye düşündüm. ama yok! sınava 20 dakika kalmış ve fakülteye asla yetişemezdim. öylece durup ağlamak istedim. tabii sınıf arkadaşım da kalmıştı. dur kızım ya ne diye stres yaptın gel de kahvaltı yapalım falan dedi. ahaha oturduk bir de hiçbir şey olmamış gibi kahvaltı yaptık. cahil cesareti. o arada arkadaşım da sınıf temsilcisine mesaj attı geciktik, hocaya iletir misin şeklinde. tabii adama demezler mi "niye bizzat kendiniz hocaya mesaj atmıyorsunuz?" diye. neyse. hanım kızımız da biraz sonraki sınava hazırlanıyor olsa ki görmedi mesajı, yani çok sonradan görmüş. okula gittiğimizde sınav bitmişti. hocanın yanına gidelim dedik, ne olacak bizim bu durum diye. şansa bakın ki dersin 3 hocası vardı. gel de anlat şimdi bunlara. uyuyakaldık deseydik muhtemelen çok kızarlardı. biz de ankara'dan, evden geldik de servisler geç kalkınca yetişemedik diye uydurduk.* hocanın biri baya acır gibi baktı. sonra niye bizi aramadınız, neyiz biz burada falan diye büyüklüğünü göstermeye başladı. öbürü durur mu hemen atladı "bir de temsilciye mesaj atmışlar. kızın sınavdan sonra mesajı görmesi mi suç yoksa sizin bize bir haber bile vermemeniz mi? gerekirse sınavı bir 20 dakika geç başlatırdık. çok safsınız.." diye söylendi. okumuş kadın tabii yüzümüze yüzümüze gerizekalı, salak veletler diyemezdi.*
(bkz: salak yemin ederim gerizekalı bu çocuk ya)
"ş-şey hocam özür dileriz. bilemezd..." diyecektim ki.. neyse yaa. aman monde akışına bırak. kime ne anlatacaksın? diye düşünüp devam ettirmedim bile. rapor almaya vs çalışın da mazeret sınavına girin bari, yoksa finale de giremezsiniz dediler. sağ olsunlar. rapor işlerini halledebildik de mazeret sınavına girmeye hakkımız oldu. "sınavdan hemen önce yanıma gelin bu arada bir şey soracağım" diye mesaj attı hocamız gecenin bir vakti. ve tahminimce grubun en zekisi o olmalı hahaha.
şöyle bir olay yaşamamak adına yalanımızı bir güzel temellendirdik, saat vs kesinleştirdik iyice. düşündüğümüz gibi oldu. yok efendim ankara'nın neresinden binmişiz de saat kaçta servise yetişmişiz... tüm levelları aştık, hatta sınav da pek tabii güzel geçti.*
neyse ki bir daha çok kıymetli hocalarımla yüz yüze gelmeyecektim.
hocalardan en azından birine haber vermemek büyük hataydı. daha büyük pişmanlığın yaşanmaması dileğiyle...
efendim geçen dönemin vize sınavlarında pazartesi günü saat 10'da kredisi epey fazla olan bir sınavım vardı. sınava son gün/gece çalışan öğrencimsilerden olmasam da gece son tekrarlar vs derken saat sabahın neredeyse 5'ini bulmuştu. neyime güveniyorsam büyük bir inançla sabah 8'de uyanabileceğimi düşünüp uyudum artık. neyse bir uyandım, saate baktım vee 9.40
yok ya değildir, olmasın. telefonu ters tutmuşumdur. 6 falandır olsa olsa diye düşündüm. ama yok! sınava 20 dakika kalmış ve fakülteye asla yetişemezdim. öylece durup ağlamak istedim. tabii sınıf arkadaşım da kalmıştı. dur kızım ya ne diye stres yaptın gel de kahvaltı yapalım falan dedi. ahaha oturduk bir de hiçbir şey olmamış gibi kahvaltı yaptık. cahil cesareti. o arada arkadaşım da sınıf temsilcisine mesaj attı geciktik, hocaya iletir misin şeklinde. tabii adama demezler mi "niye bizzat kendiniz hocaya mesaj atmıyorsunuz?" diye. neyse. hanım kızımız da biraz sonraki sınava hazırlanıyor olsa ki görmedi mesajı, yani çok sonradan görmüş. okula gittiğimizde sınav bitmişti. hocanın yanına gidelim dedik, ne olacak bizim bu durum diye. şansa bakın ki dersin 3 hocası vardı. gel de anlat şimdi bunlara. uyuyakaldık deseydik muhtemelen çok kızarlardı. biz de ankara'dan, evden geldik de servisler geç kalkınca yetişemedik diye uydurduk.* hocanın biri baya acır gibi baktı. sonra niye bizi aramadınız, neyiz biz burada falan diye büyüklüğünü göstermeye başladı. öbürü durur mu hemen atladı "bir de temsilciye mesaj atmışlar. kızın sınavdan sonra mesajı görmesi mi suç yoksa sizin bize bir haber bile vermemeniz mi? gerekirse sınavı bir 20 dakika geç başlatırdık. çok safsınız.." diye söylendi. okumuş kadın tabii yüzümüze yüzümüze gerizekalı, salak veletler diyemezdi.*
(bkz: salak yemin ederim gerizekalı bu çocuk ya)
"ş-şey hocam özür dileriz. bilemezd..." diyecektim ki.. neyse yaa. aman monde akışına bırak. kime ne anlatacaksın? diye düşünüp devam ettirmedim bile. rapor almaya vs çalışın da mazeret sınavına girin bari, yoksa finale de giremezsiniz dediler. sağ olsunlar. rapor işlerini halledebildik de mazeret sınavına girmeye hakkımız oldu. "sınavdan hemen önce yanıma gelin bu arada bir şey soracağım" diye mesaj attı hocamız gecenin bir vakti. ve tahminimce grubun en zekisi o olmalı hahaha.
şöyle bir olay yaşamamak adına yalanımızı bir güzel temellendirdik, saat vs kesinleştirdik iyice. düşündüğümüz gibi oldu. yok efendim ankara'nın neresinden binmişiz de saat kaçta servise yetişmişiz... tüm levelları aştık, hatta sınav da pek tabii güzel geçti.*
neyse ki bir daha çok kıymetli hocalarımla yüz yüze gelmeyecektim.
hocalardan en azından birine haber vermemek büyük hataydı. daha büyük pişmanlığın yaşanmaması dileğiyle...
devamını gör...