elfida
haluk levent'in mükemmel eserlerinden biri.
omzumda iz bırakma,
yüküm dünya'ya yakın...
omzumda iz bırakma,
yüküm dünya'ya yakın...
devamını gör...
louis ferdinand celine
gecenin sonuna yolculuk gibi birçok yazara edebi hayatında ışık olmuş romanın yaratıcısı olan, bir dönemler antisemitizm yanlısı görüşleriyle itibarını kaybedince soykırım karşıtı olduğunu açıklayan fransız yazar ve doktordur.
céline'in ilham verdiği bazı tanınmış isimler şunlardır: *
jean-paul sartre, henry miller, william s. burroughs, kurt vonnegut, irvine welsh, charles bukowski, jack kerouac, jim morrison, paul auster...
céline'in ilham verdiği bazı tanınmış isimler şunlardır: *
jean-paul sartre, henry miller, william s. burroughs, kurt vonnegut, irvine welsh, charles bukowski, jack kerouac, jim morrison, paul auster...
devamını gör...
biri var
biri var.. ne olduğumuz belli değil.
yakın mı, uzak mı,iyi mi, kötü mü hiç bilemediğim..ben dokunmaya korkarken o dokunmaktan çekinmeyen,ben bakamazken ona o gözlerini ayırmayan ben konuşamazken o susmayan.. bütün algımı, kurallarımı yerlebir etmek isteyen.. gitmek isterken gidemediğim, kalamadığım da...
ama.. sesini duyunca gözlerimin içi gülüyor biliyorum, sabah uyanınca beynim onunla dolu hissediyorum.. ne yaşıyoruz, ne yaşıyorum..
cok işim var, cok yolum var, çok karışık..
yakın mı, uzak mı,iyi mi, kötü mü hiç bilemediğim..ben dokunmaya korkarken o dokunmaktan çekinmeyen,ben bakamazken ona o gözlerini ayırmayan ben konuşamazken o susmayan.. bütün algımı, kurallarımı yerlebir etmek isteyen.. gitmek isterken gidemediğim, kalamadığım da...
ama.. sesini duyunca gözlerimin içi gülüyor biliyorum, sabah uyanınca beynim onunla dolu hissediyorum.. ne yaşıyoruz, ne yaşıyorum..
cok işim var, cok yolum var, çok karışık..
devamını gör...
kedisiz insan
kedim olmayarak neler kaybettiğimi öğrendiğim başlık. ayrıca kediye fare yakalatma extremini yaşayacak hangi konumda yaşadığını merak ettiğim yazar beyanı. neyse sokağa çıkayım da bizim sokaktaki toramanlardan bir tane kapayım. gerçi buradan bir yazar gangam yaza doğru ben sana yawri gönderirim dediydi onu bekleyeyim.(bkz: swh)
devamını gör...
yemek takımı
babaannemin '' kullanma kızım bunları her zaman, misafire sakla '' dediği takımdır. canlarını çıkartana kadar kullandım. hala da kullanıyorum. misafirlerimiz bize isterse eşlik edebilirler efenim.
devamını gör...
15 yaşında çocukların evlenmesine insan hakkı demek
#989956 iletideki bazı hususları açıklığa kavuşturmak lazım. insanların fikirlerini beyan etmelerini ve bu beyanlarını akıcı bir lisanla dile getirmelerini seviyorum. hele ki tezlerini örneklerle desteklemelerine bayılıyorum. buraya kadar tamamım. amma velâkin algı yönetimi ve manipülasyon için verilen örneklerin kesilip kırpılmasına tabiri caizse gıcık oluyorum ve bu hareket tarzını doğru bulmuyorum. birazdan yazacaklarım bir takım zevatı elbette rahatsız edecek. amma velâkin benim yazacaklarım sadece söz konusu çarpıtmaya ilişkin olacak. o yüzden mahlasıma falan bakıp, olayı başka yerlere taşımaya kalkmayın ayıp edersiniz ve samimiyetinizi de sorgulatırsınız. bu şerhi de koyduktan sonra gelelim ana meseleye:
şimdi orada şöyle bir ifade var;
1917'de kabul edilen hukuk-i aile kararnamesi 1926'da medeni kanun olarak yasalaşır ve evlenme yaşı erkeklerde 18 kızlarda 17 olur. ancak 1938 yılında yani henüz atatürk'ün yaşadığı dönemde bu yasada değişiklik yapılarak evlilik için yaş sınırı kızlarda 15'e, hakim onayıyla da 14'e düşürülür. kaynak "o dönemlerde yaşanan savaşlar dolayısıyla nüfusun azalması göz önüne alınarak böyle bir yasa yürürlüğe girdi" şeklinde bir savunma yapacaklara şunu hatırlatmak istiyorum ki pedofili dönemin şartlarına göre yeni anlamlar kazanmaz çünkü pedofili pedofilidir.
beyan kendi içerisinde tutarlı. ilk okuduğunuzda konu hakkında bilginiz yoksa anlatılanlara hak vermemeniz içten bile değil. zira argümanlar güzelce sıralanmış. bu yapılırken de tezi güçlendirmek için ''atatürk'' döneminin altı kalınca çizilmiş. yani çaktırmadan aba altından sevimli bir şekilde sopa gösterilmiş; bakın mevzuya karşı çıkarsanız ''atatürk''ün iradesini çiğnersiniz ha! gibi ufak bir zihinsel baskı uygulanmış. zekice buldum, bu yönden de taktir ettim. * zira manipülasyon zeka ve ustalık gerektirir.
ama söz konusu yasa metnine dair en ufak bir kelam yok. metnin istisnai bölümü alınmış ve sonrasındaki ifadeler kaf dağına doğru bir yolculuğa çıkartılmış.
verilen örnekteki madde 88'in tam metnini şuraya yazalım;
''erkek on yedi, kadın on beş yaşını ikmal etmedikçe evlenemez. şu kadar ki, hakim fevkalade hallerde ve pek mühim bir sebebe mebni olan * on beş yaşını ikmal etmiş bir erkeğin veya on dört yaşını bitirmiş olan bir kadının evlenmesine müsaade edebilir. karardan önce ana, baba veya vasinin dinlenmesi şarttır.
kalınlaştırdığım noktayı iyi okuyunuz! genel kaide orada açıkça ifade edilmiş. peki istisnai durumlar genel kaideymiş gibi gösterilerek nereye varılmak isteniyor? savunduğunuz şeye çarpık bir dayanak noktası yaratarak argümanlarınızı haklı hale getirmeniz mümkün değildir. bu kadar akıcı şekilde kendi tezlerini ifade edebilen insanların böyle küçük algı oyunlarına ihtiyacı var mı? orası da okuyanların takdirine kalsın.
şimdi gelelim genel kaideymiş gibi gösterilen şu istisnai kaideler mevzusuna; birincisi fevkalade haller için mevzu hakim takdirine bırakılıyor. yani ortada bir şart var. hakim takdir hakkını kullanacak ve fevkalade durumun* gerçekleştiğine kanaat getirecek ki, verilen örnekte ki evlilik gerçekleşsin. ha bu maddenin nüfus azalması vesaire gibi saçma sapan argümanlarla savunulmasını da komik buluyorum. zira öyle bir durum yok. bu hükmün getirilme sebebi tamamen farklı! o yıllar özelinde duruma bakmanız lazım. toplum henüz imam nikahı alışkanlığından çıkamamıştır. peki bu durumun sonuçları nelerdir? evvela salt imam nikahı yapılması evliliğin yok hükmünde sayılmasına neden oluyordu. bu da ciddi sorunlar ortaya çıkarıyordu. bu evlilikler toplum nezdinde kabul görse dahi hukuki sonuç doğurmadığı içinde türlü sıkıntılar ortaya çıkıyordu; bir kere bu evliliklerden doğan çocuklar gayri sahih nesep'li sayıldıkları için bu çocuklara nüfus cüzdanı çıkarmak, bu çocukları okullara kayıt ettirmek gibi temel olaylarda sıkıntı çıkarken daha ileri boyutlarda miras hukuku açısından da çok ciddi olumsuz sonuçların doğmasına neden oluyordu. iş bu sebeple de, söz konusu istisnai haller düzenlendi ve hakim takdirine bırakılarak en azından oluşabilecek mağduriyetlerin önüne geçilmesi amaçlandı. yüzyıllar boyunca şerri ve örfi hukuk kaideleri ile yönetilmiş bir toplumun 10-15 yıl içerisinde medeni kanunu ve onun zaruri kıldığı hukuki işlemleri özümseyebileceğini düşünmek de ne bileyim biraz fantastik kurgu hikaye gibi duruyor.
hülasa; ortada böyle bir genel kaide yoktur. istisnai durum üzerinden bir algı yönetimi yapılmaya çalışılmıştır. bu da şık olmamıştır. düşüncelerin, fikirlerin çarpışması her ne kadar uç olursa olsun başımızla beraber. amma velâkin bu çarpıtılan bilgiler ve gölgelenen gerçekler üzerinden olursa, biz de gerçekleri not düşmek zorunda kalırız ve böylece parmaklarımız yorulur. *
tahrif edilen bu noktanın altını çizmek önemliydi. ayrıca diğer mevzulara hiç girmeyeceğim herkes o konularda kendi vicdani kanaatini verir zaten. önemli olan bu kanaatlerin gerçek bilgiler çerçevesinde oluşması.
şimdi orada şöyle bir ifade var;
1917'de kabul edilen hukuk-i aile kararnamesi 1926'da medeni kanun olarak yasalaşır ve evlenme yaşı erkeklerde 18 kızlarda 17 olur. ancak 1938 yılında yani henüz atatürk'ün yaşadığı dönemde bu yasada değişiklik yapılarak evlilik için yaş sınırı kızlarda 15'e, hakim onayıyla da 14'e düşürülür. kaynak "o dönemlerde yaşanan savaşlar dolayısıyla nüfusun azalması göz önüne alınarak böyle bir yasa yürürlüğe girdi" şeklinde bir savunma yapacaklara şunu hatırlatmak istiyorum ki pedofili dönemin şartlarına göre yeni anlamlar kazanmaz çünkü pedofili pedofilidir.
beyan kendi içerisinde tutarlı. ilk okuduğunuzda konu hakkında bilginiz yoksa anlatılanlara hak vermemeniz içten bile değil. zira argümanlar güzelce sıralanmış. bu yapılırken de tezi güçlendirmek için ''atatürk'' döneminin altı kalınca çizilmiş. yani çaktırmadan aba altından sevimli bir şekilde sopa gösterilmiş; bakın mevzuya karşı çıkarsanız ''atatürk''ün iradesini çiğnersiniz ha! gibi ufak bir zihinsel baskı uygulanmış. zekice buldum, bu yönden de taktir ettim. * zira manipülasyon zeka ve ustalık gerektirir.
ama söz konusu yasa metnine dair en ufak bir kelam yok. metnin istisnai bölümü alınmış ve sonrasındaki ifadeler kaf dağına doğru bir yolculuğa çıkartılmış.
verilen örnekteki madde 88'in tam metnini şuraya yazalım;
''erkek on yedi, kadın on beş yaşını ikmal etmedikçe evlenemez. şu kadar ki, hakim fevkalade hallerde ve pek mühim bir sebebe mebni olan * on beş yaşını ikmal etmiş bir erkeğin veya on dört yaşını bitirmiş olan bir kadının evlenmesine müsaade edebilir. karardan önce ana, baba veya vasinin dinlenmesi şarttır.
kalınlaştırdığım noktayı iyi okuyunuz! genel kaide orada açıkça ifade edilmiş. peki istisnai durumlar genel kaideymiş gibi gösterilerek nereye varılmak isteniyor? savunduğunuz şeye çarpık bir dayanak noktası yaratarak argümanlarınızı haklı hale getirmeniz mümkün değildir. bu kadar akıcı şekilde kendi tezlerini ifade edebilen insanların böyle küçük algı oyunlarına ihtiyacı var mı? orası da okuyanların takdirine kalsın.
şimdi gelelim genel kaideymiş gibi gösterilen şu istisnai kaideler mevzusuna; birincisi fevkalade haller için mevzu hakim takdirine bırakılıyor. yani ortada bir şart var. hakim takdir hakkını kullanacak ve fevkalade durumun* gerçekleştiğine kanaat getirecek ki, verilen örnekte ki evlilik gerçekleşsin. ha bu maddenin nüfus azalması vesaire gibi saçma sapan argümanlarla savunulmasını da komik buluyorum. zira öyle bir durum yok. bu hükmün getirilme sebebi tamamen farklı! o yıllar özelinde duruma bakmanız lazım. toplum henüz imam nikahı alışkanlığından çıkamamıştır. peki bu durumun sonuçları nelerdir? evvela salt imam nikahı yapılması evliliğin yok hükmünde sayılmasına neden oluyordu. bu da ciddi sorunlar ortaya çıkarıyordu. bu evlilikler toplum nezdinde kabul görse dahi hukuki sonuç doğurmadığı içinde türlü sıkıntılar ortaya çıkıyordu; bir kere bu evliliklerden doğan çocuklar gayri sahih nesep'li sayıldıkları için bu çocuklara nüfus cüzdanı çıkarmak, bu çocukları okullara kayıt ettirmek gibi temel olaylarda sıkıntı çıkarken daha ileri boyutlarda miras hukuku açısından da çok ciddi olumsuz sonuçların doğmasına neden oluyordu. iş bu sebeple de, söz konusu istisnai haller düzenlendi ve hakim takdirine bırakılarak en azından oluşabilecek mağduriyetlerin önüne geçilmesi amaçlandı. yüzyıllar boyunca şerri ve örfi hukuk kaideleri ile yönetilmiş bir toplumun 10-15 yıl içerisinde medeni kanunu ve onun zaruri kıldığı hukuki işlemleri özümseyebileceğini düşünmek de ne bileyim biraz fantastik kurgu hikaye gibi duruyor.
hülasa; ortada böyle bir genel kaide yoktur. istisnai durum üzerinden bir algı yönetimi yapılmaya çalışılmıştır. bu da şık olmamıştır. düşüncelerin, fikirlerin çarpışması her ne kadar uç olursa olsun başımızla beraber. amma velâkin bu çarpıtılan bilgiler ve gölgelenen gerçekler üzerinden olursa, biz de gerçekleri not düşmek zorunda kalırız ve böylece parmaklarımız yorulur. *
tahrif edilen bu noktanın altını çizmek önemliydi. ayrıca diğer mevzulara hiç girmeyeceğim herkes o konularda kendi vicdani kanaatini verir zaten. önemli olan bu kanaatlerin gerçek bilgiler çerçevesinde oluşması.
devamını gör...
yayın önerisi
iki kişilik, konusu değişken bir program. tam metin hazırlanmadan, birkaç notla spontan ilerleyecek. bisiklet kasklarının enteresan şeklinden bahsedebiiriz o programda. sonrakinde klişeleşmiş sözlükçü tabirlerine alternatif arayabiliriz. bir sonrakinde ise seçtiğimiz versuslar üzerinde tartışabiliriz. çokoprens vs probis de olabilir bu, çamaşır asmak vs kurutma makinesi de. biz aramızda muhabbet ederken siz sadece dinlemeyin diye tematik bir başlık açılır. başlık adı programda paylaşılır. o yayında, o yayın konusu hakkında, o başlık üzerinden dinleyicilerle etkileşime girilir. belki de overlokçular için yeni bir slogan bulmaya çalışırız. kimbilir? (ayağımıza gelemezler artık. kısıtlamalar var.)
itinayla istek parçası da alınır. öyle çok değil. birkaç tane. ancak istek parçasına hak kazanmak için önceden belirlenmiş geniş içerikli bir bilgi/kültür tanımının içeriğinden ipuçları verilerek, tanımın bulunması sağlanır. doğru tanımı bulanın isteği çalınır. böylelikle hem ha bire istek gelmeyecektir, yayın akışı bozulmayacaktır, hem de bir nebze de olsa dinleyici isteği tatmini sağlanacaktır. istenen tanımı ararken denk gelecekleri diğer tanımları okuyup belki de takip edecek yazar bulmaları da cabasıdır.
çalınacak müzikler sırasıyla tchaikovski, şanışer, fazıl say, ajdar, timur selçuk, rainman şeklinde olmadığı sürece çok da dert değil gibi. konsept yayın yapacak pek çok yayıncı arkadaş olacaktır. onların atladıklarından araya serpiştirilir biraz. timur selçuk ihmal edilmiş ise eğer, ayrılanlar için'den karantinalı despina'ya uzanırız. yaşar kurt hatırlanmamış ise tunçboyacıyan ile beraber hatırlatıveririz. humperdinck de olur, roussos da. size ne? neticede, sonraki yayın başlayana kadar biz ne çalarsak o.
itinayla istek parçası da alınır. öyle çok değil. birkaç tane. ancak istek parçasına hak kazanmak için önceden belirlenmiş geniş içerikli bir bilgi/kültür tanımının içeriğinden ipuçları verilerek, tanımın bulunması sağlanır. doğru tanımı bulanın isteği çalınır. böylelikle hem ha bire istek gelmeyecektir, yayın akışı bozulmayacaktır, hem de bir nebze de olsa dinleyici isteği tatmini sağlanacaktır. istenen tanımı ararken denk gelecekleri diğer tanımları okuyup belki de takip edecek yazar bulmaları da cabasıdır.
çalınacak müzikler sırasıyla tchaikovski, şanışer, fazıl say, ajdar, timur selçuk, rainman şeklinde olmadığı sürece çok da dert değil gibi. konsept yayın yapacak pek çok yayıncı arkadaş olacaktır. onların atladıklarından araya serpiştirilir biraz. timur selçuk ihmal edilmiş ise eğer, ayrılanlar için'den karantinalı despina'ya uzanırız. yaşar kurt hatırlanmamış ise tunçboyacıyan ile beraber hatırlatıveririz. humperdinck de olur, roussos da. size ne? neticede, sonraki yayın başlayana kadar biz ne çalarsak o.
devamını gör...
asansörde kadın olduğunu görünce binmemek
pembe asansör mü bu? cinsiyet ayrımlarını bu kadar belirgin kılmaya gerek var mı? ulaşımda kullanılan bir şey asansör, kimsenin mahremi değil.
devamını gör...
sözlükte kaliteli insan yok diyen insanlar
kaliteli insan = bilgi içerikli başlık açan, bilgi içerikli tanım giren insan değildir. ilk önce onu çıkarın bir aklınızdan.
devamını gör...
pame radyo yayını
"hüzün nedeniyle yayındayız."
pame radyo yayını'nın bu akşamki bölümünde bol hüzünlü şarkılar var, bir de bu hüzne tuz ekecek alıntı ve şiirler.
mendilinizi, incecik sızılarınızı, kırgınlıklarınızı, efkarınızı alın gelin.
belki başka bir dilden şarkılara bırakır kaçarız. *
pame, saat 22:30'da sözlük radyosunda!
radyo.kafasozluk.com/
pame radyo yayını'nın bu akşamki bölümünde bol hüzünlü şarkılar var, bir de bu hüzne tuz ekecek alıntı ve şiirler.
mendilinizi, incecik sızılarınızı, kırgınlıklarınızı, efkarınızı alın gelin.
belki başka bir dilden şarkılara bırakır kaçarız. *
pame, saat 22:30'da sözlük radyosunda!
radyo.kafasozluk.com/
devamını gör...
geceye cevabı olmayan bir soru bırak
allah, neden insanları imtihat etmeye gerek duyuyor?
ortalama 70 yıl yaşayan, allahın istediği gibi yaşamayan bir insana sonsuz cehennem azabı fazla değil mi?
ortalama 70 yıl yaşayan, allahın istediği gibi yaşamayan bir insana sonsuz cehennem azabı fazla değil mi?
devamını gör...
sketchtoy'da çizilen normal sözlük nickleri
devamını gör...
burada yaşarsam çok huzurlu olurum denilen yerler
yeşillik ve suyun olduğu her yer.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının çocukluk fotoğrafları
fotoğraf değil de keşke video koyabilsek... geçenlerde anaokulu yıl sonu gösterimden bir video buldum. bale gösterisi için müziğin başlamasını beklerken hemen yanımda seyircilerden birinin oğlu beliriyor ve komiklikler yapıp ışığımı çalmaya çalışıyor. buna çok sinirlenen minik bihter (aka. ben) çocuğu ittirip kafasını yere çarptırıyor. babası geliyor ve kavga çıkıyor. sonuç olarak muazzam bir video keşke sizlerle paylaşabilseydim. haa btw sakın ama sakın ışığımı çalmayın.
devamını gör...
siyasilerin unutulmayan sözleri
allah’ı size emanet ediyorum. *
(tansu çiller)
(tansu çiller)
devamını gör...
edirne'de 8 köpek yavrusunun diri diri yakılarak öldürülmesi
görüntüleri izlerken kalbim sıkıştı, devam edemedim izlemeye. hadi evinizin önünde, sokağınızdaki canlardan korkup rahatsız oluyorsunuz, açık arazide, kimseye zararı olmadan hayata tutunmaya çalışan bu masumlardan ne istediniz? insan yeryüzündeki en tehlikeli canlıdır, yapanlar da katildir bu kadar basit. insan veya masum bir hayvanı eziyet ederek öldürmek arasında fark yoktur gözümde.
devamını gör...
oyunculuğun tavan yaptığı filmler
gilbert’ın hayalleri-leonardo dicaprio*
devamını gör...
heykelden tahrik olmak
damacanadan, cansız mankenden tahrik olan yurdum insanının yanında daha masum kalan hislenme durumu.
devamını gör...