hiçbir şey olmadıysa bile kesinlikle bir şeyler oldu
bir şey olmamışsa bile bir şeyin olabilmiş olacağını ifade eder. bir milletvekiline ait bir sözdür.
devamını gör...
garip fobiler
evde yalnız iken duşta ayağımın kayarak düşmem sonucu uzun süre kimse tarafından farkedilememek. bulunduğumda ise kan içinde ve çırılçıplak oluşum....
devamını gör...
bir bilen (yazar)
bak hele bak sen önce ölümün sebeplerini konuşacakmışız, sonra da ölümleri konuşacakmışız. bu mantıkla sen de birilerine göre öldürülmeyi hak ediyor olabilirsin. o halde senin de başına kötü ve acımasızca bir olay gelirse önce sebepleri düşünürsün, hak ettim falan dersin herhalde tamam mı canım? ulan can almak da can vermek de allah'a mahsus değil mi? senin inandığın din öldür falan mı diyor?
vay be yiğidim seni reelde de tanımak isterim.
gerçi siz badem bıyıklarınızın altına saklanmayı seversiniz.
vay be yiğidim seni reelde de tanımak isterim.
gerçi siz badem bıyıklarınızın altına saklanmayı seversiniz.
devamını gör...
sevgi çiçeği
halk arasında kırmızı peygamber çiçeği, yanardöner ve gelin düğmesi isimleriyle anılan bitki, dünyada sadece ankara’nın gölbaşı ilçesinde yetişen endemik bir bitkidir. son zamanlarda tahmin edebileceğimiz gibi nesli tükenme tehlikesindeymiş. ekolojik tarım ile bunun öne geçilebileceği söyleniyor. sevgi de tüketiliyor ya günümüzde, çiçeğine de sıra geliyor yavaş yavaş. sevip de kavuşamayan iki aşığı temsil ediyormuş bu çiçek işte buradan çiçek açıyormuş.
devamını gör...
covid-19
iş arkadaşımın ağustosta yakalandığı benim hala direndiğim meret.her daim maske ve mesafe ile yakalanmaya niyetim yok.ileri alerji tedavim sebebiyle yarı kapasiteyle nefes alabiliyorum.yakalanırsam beni götürür.umarım yeni yılda biter ama zor görünüyor.
devamını gör...
tecavüz şüphelisini bacağından ısıran köpek
keşke başka bir yerini ısırsaymış.
neyse buna da şükür. ağzınıza sağlık karlos bey.
neyse buna da şükür. ağzınıza sağlık karlos bey.
devamını gör...
sözlük yazarlarının aldığı en güzel hediye
abimin vefatından sonra bir süreliğine hafıza kaybı yaşadım. kendisiyle ilgili hiçbir şey hatırlamıyor, sanki hayatımdan silinmiş gibi hissediyordum. tek hatırlayabildiğim çocukluk zamanlarımızdı.
şöyle; aramızda sekiz yaş vardı ve uçurtma uçurmak için evimizden biraz uzakta açık alana götürürdü beni, bisikletinin ön kısmındaki demire otururdum ve o direksiyona yön verirken ben uçurtmayı kırmamak için dikkatle tutmaya çalışırdım(her defasında kırılır gidip yenisini alırdık). neyse bu hatırladığım tek anıydı ve bir süre sadece bunu zihnimde canlandırdım. kendisiyle küsmüştük alakasız bir nedenden ve son zamanlarında yanında olamadığım için epey üzgündüm.
o dönem erkek arkadaşım vardı ve benim için bir tshirt yaptırmış. üzerinde iki küçük çocuk vardı küçük kızın elinde uçurtma, abisinin elinden tutuyor ve bisikletle çok güzel bir yolda ilerliyorlar. altında da “barış daima içinde” yazıyordu.
hayatım boyunca aldığım en güzel hediye bu ve hep böyle kalacağına inanıyorum.
şöyle; aramızda sekiz yaş vardı ve uçurtma uçurmak için evimizden biraz uzakta açık alana götürürdü beni, bisikletinin ön kısmındaki demire otururdum ve o direksiyona yön verirken ben uçurtmayı kırmamak için dikkatle tutmaya çalışırdım(her defasında kırılır gidip yenisini alırdık). neyse bu hatırladığım tek anıydı ve bir süre sadece bunu zihnimde canlandırdım. kendisiyle küsmüştük alakasız bir nedenden ve son zamanlarında yanında olamadığım için epey üzgündüm.
o dönem erkek arkadaşım vardı ve benim için bir tshirt yaptırmış. üzerinde iki küçük çocuk vardı küçük kızın elinde uçurtma, abisinin elinden tutuyor ve bisikletle çok güzel bir yolda ilerliyorlar. altında da “barış daima içinde” yazıyordu.
hayatım boyunca aldığım en güzel hediye bu ve hep böyle kalacağına inanıyorum.
devamını gör...
eşlerini kaybetmiş iki penguenin birbirini teselli etmesi
ciddi bir yorum yazayim diyorum ama mumkun degil, tiplerine bakip kahkahayi basiyorum su an.
yani bence olmuslar bunlar ki yasin bir onemi yok boyu boyuna da denk, anlasiyorlarsa da neden olmasin oyle degil mi? ölenle de ölünmüyor neticede*.
yani bence olmuslar bunlar ki yasin bir onemi yok boyu boyuna da denk, anlasiyorlarsa da neden olmasin oyle degil mi? ölenle de ölünmüyor neticede*.
devamını gör...
ehliyet aldığı ilk gün trafik cezası yiyen insan
nazar çıkmış nazar.
devamını gör...
davulda temel pedal kullanım teknikleri
davulda pedal 2 işe yarar. birincisi hi-hat açıp kapamaya, ikincisi bass davulu kontrol etmeye. burada bass davul olayına değineceğiz.
çift pedal {twin ya da double cross}*, gerek caz olsun gerek metal, tüm müzik dallarında güzel sonuçlar verebilen bir tekniktir. şimdi biraz ayrıntılara inelim. öncelikle vücut pozisyonunu.
davul koltuklarında arkalık olmadığı için arkamıza yaslanarak bacaklarımıza kuvvet bindirmeyi unutmamız gerekir. pedal kullanımında maksimum bacak kuvveti için oturuş pozisyonumuz, bacaklarımız ile vücudumuzun 95-100 derece civarı bir açıda sabit olmasını gerektirmektedir. pedallara basarken kesinlikle ayak tabanının tamamı pedala temas etmemeli, zaten mantık olarak pedalın ortasında tek bir noktaya baskı uygulayarak sağlam ses çıkarabiliriz, yani pedala ayaklarımızın parmak ucu ile basmamız gerekir (aslında tam olarak ayak parmağı eklemlerimizin başladığı yerde çıkıntı yapıyor ya ayak, orası. ama her seferinde bunu yazamayacağım, ben parmak ucu diyeyim, siz anlayın), topukların havada olması önemli. diz açısı ise yine bahsedilen açı civarında olacak şekilde ayarlanmalı.
kullanımına geçersek, yukarıda anlattığım şekilde davulun başına oturduktan sonra parmak uçları ile pedallara yerleşmek gerekmektedir, daha açık bir şekilde anlatmam gerekirse, parmak uçlarınızı yere koyun ve sabit bir metronomda parmak uçlarınızı kaldırmadan topuklarınızı sırayla yere vurun. aşağı yukarı buna benzemesi gerek. başlangıçta stabiliteyi sağlamak için kesinlikle metronom gerekecektir ama, metronom sizin dostunuzdur. kardeşinizdir. ancak zamanla bu gereksinimi atacaksınız. kesinlikle çabuk hızlanmamak, hatta mümkünse 50 bpm'den başlamak hayati öneme sahip.
her davul tekniğinde olduğu gibi, pedallarda da istemeden hızlanmak en sık karşılaşılan hatalardan biridir.
burada bir başka önemli olan şey de çalarken ayakların tamamını yerden kaldırıp indirerek yapmaya çalışmamaktır.. zira bu şekilde tek şarkıyı bile bitirmek imkansızdır, 1 dakikanın sonunda baldırlara kramp girer. altın kural parmak uçlarının hep pedal üzerinde kalması. teknik sadece baskıyı arttırıp azaltma esasına, stabilize olmaya ve düzgün kas kontrolüne dayanıyor yani.
buraya kadar anladık.
peki pedala bastığım zaman, basılı mı tutacağım? (bury) yani bir sonraki beat'e kadar tokmak, deriye yapışık mı kalacak? yoksa ayağımı vuruş sonrası gevşetip tokmağı salacak mıyım? (come off)
güzel soru.
bunda doğru ya da yanlış bir cevap yok. tamamen müzik stilinize göre, kendinizin karar vereceği bir nokta.
ben çalarken bury tercih ediyorum. kısa sustainli, keskin, tok beatler verebilmemi sağlıyor. ayrıca istemeden ghost note yaratma riskinizi de ortadan kaldırıyor. ancak seçim sizin.
bundan bir sonraki teknik ise kaydırma tekniği. (slide) üst üste seri 2 beat çıkarmanızı {tak.....tatak.....tak....tatak şeklinde} sağlıyor. ancak bunu davul başında anlatmak daha kolay olacağından aşağıya bir video bırakıyorum. daha iyi anlaşılacaktır.
iyi davullar efendim.
çift pedal {twin ya da double cross}*, gerek caz olsun gerek metal, tüm müzik dallarında güzel sonuçlar verebilen bir tekniktir. şimdi biraz ayrıntılara inelim. öncelikle vücut pozisyonunu.
davul koltuklarında arkalık olmadığı için arkamıza yaslanarak bacaklarımıza kuvvet bindirmeyi unutmamız gerekir. pedal kullanımında maksimum bacak kuvveti için oturuş pozisyonumuz, bacaklarımız ile vücudumuzun 95-100 derece civarı bir açıda sabit olmasını gerektirmektedir. pedallara basarken kesinlikle ayak tabanının tamamı pedala temas etmemeli, zaten mantık olarak pedalın ortasında tek bir noktaya baskı uygulayarak sağlam ses çıkarabiliriz, yani pedala ayaklarımızın parmak ucu ile basmamız gerekir (aslında tam olarak ayak parmağı eklemlerimizin başladığı yerde çıkıntı yapıyor ya ayak, orası. ama her seferinde bunu yazamayacağım, ben parmak ucu diyeyim, siz anlayın), topukların havada olması önemli. diz açısı ise yine bahsedilen açı civarında olacak şekilde ayarlanmalı.
kullanımına geçersek, yukarıda anlattığım şekilde davulun başına oturduktan sonra parmak uçları ile pedallara yerleşmek gerekmektedir, daha açık bir şekilde anlatmam gerekirse, parmak uçlarınızı yere koyun ve sabit bir metronomda parmak uçlarınızı kaldırmadan topuklarınızı sırayla yere vurun. aşağı yukarı buna benzemesi gerek. başlangıçta stabiliteyi sağlamak için kesinlikle metronom gerekecektir ama, metronom sizin dostunuzdur. kardeşinizdir. ancak zamanla bu gereksinimi atacaksınız. kesinlikle çabuk hızlanmamak, hatta mümkünse 50 bpm'den başlamak hayati öneme sahip.
her davul tekniğinde olduğu gibi, pedallarda da istemeden hızlanmak en sık karşılaşılan hatalardan biridir.
burada bir başka önemli olan şey de çalarken ayakların tamamını yerden kaldırıp indirerek yapmaya çalışmamaktır.. zira bu şekilde tek şarkıyı bile bitirmek imkansızdır, 1 dakikanın sonunda baldırlara kramp girer. altın kural parmak uçlarının hep pedal üzerinde kalması. teknik sadece baskıyı arttırıp azaltma esasına, stabilize olmaya ve düzgün kas kontrolüne dayanıyor yani.
buraya kadar anladık.
peki pedala bastığım zaman, basılı mı tutacağım? (bury) yani bir sonraki beat'e kadar tokmak, deriye yapışık mı kalacak? yoksa ayağımı vuruş sonrası gevşetip tokmağı salacak mıyım? (come off)
güzel soru.
bunda doğru ya da yanlış bir cevap yok. tamamen müzik stilinize göre, kendinizin karar vereceği bir nokta.
ben çalarken bury tercih ediyorum. kısa sustainli, keskin, tok beatler verebilmemi sağlıyor. ayrıca istemeden ghost note yaratma riskinizi de ortadan kaldırıyor. ancak seçim sizin.
bundan bir sonraki teknik ise kaydırma tekniği. (slide) üst üste seri 2 beat çıkarmanızı {tak.....tatak.....tak....tatak şeklinde} sağlıyor. ancak bunu davul başında anlatmak daha kolay olacağından aşağıya bir video bırakıyorum. daha iyi anlaşılacaktır.
iyi davullar efendim.
devamını gör...
yılmaz özdil'e atatürk'e hakaretten soruşturma açılması
hayatımda çok saçmalık gördüm de, bu kadarını da görmemiştim. darısı atatürk ve ismet inönü hakkında iki ayyaş diyebilen, eline geçen her fırsatta cumhuriyetin kurucu kadrolarına saldıran, tarihçilik adı altında kokuşmuş hayal güçleriyle propaganda yapmaya çalışan yaratıklara hürmet gösterenlerin başına.
devamını gör...
küçükken inandığımız yalanlar
çocukluk arkadaşımla hayatım boyunca görüşceğime hatta onunla evlenceğime inanıyodum ben ya. * hep aynı okula gitmiştik ve sürekli beraberdik ; bizim evimize gelir benim oyuncak evim bebeklerimle oynar , onlara gider arabalarıyla askerleriyle oynardık hep. ben de nası inandırmışsam kendimi özenerek pasta yapmıştım ona * tabii ki sonradan hayatın gerçekleriyle yüzleşip biz ordan taşınmak zorunda kalınca bi daha hiç görüşemedik. *
devamını gör...
sokratik yöntem
sokrates’in ikili tartışmalarında kullandığı yöntemdir. sokrates öncelikle kendisini bilgisiz ancak meraklı birisi gibi tanıtır ve karşısındakinden konu hakkında ne düşünüyorsa utanmadan söylemesini sağlar. sonrasında sokrates, karşısındakinin anlattıklarındaki çelişkileri fark eder ve sorularla karşıdakinin de fark etmesini sağlar. özellikle analojilerden, metaforlardan sıklıkla yararlanılır. düşüncelerinin yanlışlığının farkına varan kişi, sokrates’in sorularıyla doğru bilgiye ulaşır. sokrates, bu yaptığına “doğurtma” der. çünkü sokrates’e göre bilgiler doğuştan aklımızdadır ancak bizim bunları hatırlamamız gerekir. işte sokrates, konuştuklarına “hatırlatır”.
devamını gör...
yasak elma
akp'nin özeti gibi dizi. bizi salak yerine koyup her türlü akıl dışı şeyleri yapıyorlar ama biz yine zamanla alışıyoruz. hatta bazen yaptığı son saçmalıkla son demlerini oynuyorlar, izlenmez artık diyoruz ama bir bakmışsın biz alıştık onlar alıştı her şey olduğu gibi devam ediyor bütün saçmalıklar olmamışçasına. saçmalıklara rağmen vazgeçemiyoruz belki de alternatifi olmadığı içindir. bunların saçmalıklarına ne zaman topyekün yeter artık dediğimiz vakit, vazgeçmemizle azalarak biter akp gibi. ayrıca onlarda akp gibi halkın nabzına göre hareket ediyorlar.(sözlüğü ya da diğer sosyal mecraları takip edip ona göre senaryo geliştirmeleri gibi).
devamını gör...
birini hiç tanımadan hoşlanmak
kafadaki kurgulanan kişiden hoşlanmadır. gerçek değildir. yalnızca kendini kandırma halidir.
devamını gör...
ruh sağlığını olumsuz etkileyen alışkanlıklar
korku hikayeleri okumak.
devamını gör...
sevgilinin doğru kişi olduğunu anlamak
bunu belli maddelere sıralayamayacağım ama kısaca şöyle açıklayabilirim. işten sabah erken geliyorum ve geldiğimde sevgilim, hem en iyi dostum, hem en iyi arkadaşımdır kendisi, uyku halinde oluyor. izlemeye doyamıyorum. işte o zamanlarda sevgilimin doğru kişi olduğunu anladım sanırım.
devamını gör...
dostoyevski'nin her şeyi sorun haline getirmesi
-cehennem nedir? sevginin artık imkansız olduğuna dair çekilen bir acıdır.
ne yapsın bu adam.
-her şeyi anlıyorum ve bu beni öldürecek.
ah dosto üzümlü kekim.
-ancak acı çekerek kendimizi bulabiliriz.
yapma etme eyleme dosto.
evet diplere sokuyor fakat kafayı açıyor ve seni o kasvetli karanlıkla aydınlatıyor.
teşekkürler dostoyevski.
ne yapsın bu adam.
-her şeyi anlıyorum ve bu beni öldürecek.
ah dosto üzümlü kekim.
-ancak acı çekerek kendimizi bulabiliriz.
yapma etme eyleme dosto.
evet diplere sokuyor fakat kafayı açıyor ve seni o kasvetli karanlıkla aydınlatıyor.
teşekkürler dostoyevski.
devamını gör...
marimo

cladophora topu, yosun topu veya göl topu olarak da bilinir. bir yeşil alg türünün (aegagropila linnaei) kadifemsi bir görünüme kavuşarak büyük toplar halinde büyümüş görüntüsüne verilen addır. japonya, kuzey avrupa ve izlanda'daki göl ve nehirlerde bulunur.
3 şekilde büyüyebilir: kayalarda büyüme, serbest yüzen filametler halinde veya top şeklinde. kayalardaki versiyonları genel anlamda kayaların gölgeli yüzlerinde büyür. serbest yüzen filamentler, küçük ve tutturulmamış lif kümeleri şeklinde çamurlu göl dibinde halı oluşturur. büyük topların ise çekirdekleri yoktur.
ekolojisi; düşük ışık koşullarına, rüzgarın neden olduğu akımlara göre değişkenlik gösterebilir. çoğunlukla kalsiyum açısından zengin ortamları tercih eder. ancak popülasyonu hızla azalmaktadır.
japonya'da ainu halkı her ekim ayında akan gölü'nde 3 günlük bir marimo festivali düzenler. marimonun sahiplerine şans ve aşk getirdiğine inanılır.
kaynakça
devamını gör...
hızlı konuşan insan
hızlı düşünür, bir çırpıda anlatmak ister, üstelik anlaşılmadığında tekrar edilmesi istendiğinde bunu tekrar bir zaman kaybı olarak görüp sinirlenir. (kendimden biliyorum).
devamını gör...