üslup, kimliğidir insanın.
devamını gör...

herkesin hayatına kimse karışamaz sözüyle bilinen ünlü düşünürün anlamlı sloganı. devamında söylediği şu sözler beni etkisi altına aldı. ''ben bu şekil geyinirim, bu bayan şu şekil geyinir. kimse kimsenin karışmaya bile hakkı yoğ. özgürlüğü bidir. ha başörtü kurban olduğum ya rasullallah tan gelebilir amma lakin ki öyle değildir. yorumlamalarım bu kadar.'' söyleyiş tarzı ve kelimeler çok özenle seçilmiş. çok beğendim.*
devamını gör...

okyanuslarda yaşarlar ve sarkık kulakları, adeta bir kanat vazifesi görür ve suyun derinliklerine dalarak yiyecek bulmalarını sağlar.
bilinen bir diğer ismi ise "dumbo ahtapot"'tur. denizin 3 bin veya 5 bin metre derinliklerinde bulunurlar ve 3-5 yıl yaşarlar.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel kaynak
devamını gör...

lan parasını veriyoruz ya...
devamını gör...

ev göçüren olarak da bilinen yazın başlamasıyla evlere misafir olan, yakalamak istediğim ama çok hızlı hareket ettiği için arkadaş olamadığım tatlı hayvancık.
devamını gör...

kimse seçemediği bir özelliği yüzünden özür dileyemez. hele ki bu türk olmaksa sözü bile edilemez kanımca. özür dilenecek birileri varsa onlar gençler, özür dileyecek birileri varsa onlar da atalarının cahilliğini sürdüren yobazlardır. dolayısıyla türklükten de türk olmaktan da türkçe konuşmaktan da türkiye'de olmaktan da türk gibi yaşamaktan da yüksünmemek gerekir, tabii bunun için öncelikle bağnaz ve yobaz kafaları terk edip atatürk'ün de dilediği gibi çağdaş ve hoşgörülü olmak gerekir.
devamını gör...

kardeşimin ödevlerini çiziyorum.olur herhalde.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

ben hayatım boyunca insanların hayatlarına rızaları olmadan dahil olmamaya ve izin verdikleri kadarında da hep parmak ucunda gezinip elimden geldiğince kimseye ağırlık, zorunluluk vs vermemeye çalıştım.
ama aynı insanlar başka bahçelerden ayaklarına sürülen çamurlarla lap lap girdiler hayatıma, her yeri tarumar edip sonra da gittiler. ve biliyorum yine gidecekler.
ben akıllanacak mıyım? hayır...
*

ha unutmadan (bkz: neden italik, çünkü hüzünlü bence) *
devamını gör...

ocean's twelwe filminde beatrice karakterini canlandıran ve julia roberts taklidi yapan amerikalı oyuncu.
devamını gör...

nazım hikmet ran'ın yazmış olduğu muhteşem şiir. aynı zamanda genco erkal'ın tülay günal ile birlikte oynadığı nazım hikmet'in eserlerinden oluşan oyununun da ismi. yine genco erkal ve fazıl say bu eseri çok güzel yorumlamış. ayrıca büyük ev ablukada'nın güneş yerinde şarkısında şiirin son bölümü yer almıştır.




--- alıntı ---

1

yaşamak şakaya gelmez,
büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın
bir sincap gibi mesela,
yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden,
yani bütün işin gücün yaşamak olacak.

yaşamayı ciddiye alacaksın,
yani o derecede, öylesine ki,
mesela, kolların bağlı arkadan, sırtın duvarda,
yahut kocaman gözlüklerin,
beyaz gömleğinle bir laboratuvarda
insanlar için ölebileceksin,
hem de yüzünü bile görmediğin insanlar için,
hem de hiç kimse seni buna zorlamamışken,
hem de en güzel en gerçek şeyin
yaşamak olduğunu bildiğin halde.

yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı,
yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin,
hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil,
ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için,
yaşamak yanı ağır bastığından.

1947

2

diyelim ki, ağır ameliyatlık hastayız,
yani, beyaz masadan,
bir daha kalkmamak ihtimali de var.
duymamak mümkün değilse de biraz erken gitmenin kederini
biz yine de güleceğiz anlatılan bektaşi fıkrasına,
hava yağmurlu mu, diye bakacağız pencereden,
yahut da sabırsızlıkla bekleyeceğiz
en son ajans haberlerini.

diyelim ki, dövüşülmeye değer bir şeyler için,
diyelim ki, cephedeyiz.
daha orda ilk hücumda, daha o gün
yüzükoyun kapaklanıp ölmek de mümkün.
tuhaf bir hınçla bileceğiz bunu,
fakat yine de çıldırasıya merak edeceğiz
belki yıllarca sürecek olan savaşın sonunu.

diyelim ki hapisteyiz,
yaşımız da elliye yakın,
daha da on sekiz sene olsun açılmasına demir kapının.
yine de dışarıyla birlikte yaşayacağız,
insanları, hayvanları, kavgası ve rüzgarıyla
yani, duvarın ardındaki dışarıyla.

yani, nasıl ve nerede olursak olalım
hiç ölünmeyecekmiş gibi yaşanacak...

1948

3

bu dünya soğuyacak,
yıldızların arasında bir yıldız,
hem de en ufacıklarından,
mavi kadifede bir yaldız zerresi yani,
yani bu koskocaman dünyamız.

bu dünya soğuyacak günün birinde,
hatta bir buz yığını
yahut ölü bir bulut gibi de değil,
boş bir ceviz gibi yuvarlanacak
zifiri karanlıkta uçsuz bucaksız.

şimdiden çekilecek acısı bunun,
duyulacak mahzunluğu şimdiden.
böylesine sevilecek bu dünya
"yaşadım" diyebilmen için...

--- alıntı ---
devamını gör...

neden???

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

kulaklığı takıp tek başıma cebeciden kızılaya yürümeyi, kurtuluş parkında bir bankta oturup etrafı izlemeyi, hamamönünde çay içmeyi ve her şeyden çok orada yaşamış olduğum dostlukları özlediğim şehir.
devamını gör...

bir şekilde açıköğretim fakültelerinin ikinci üniversite programları aracılığıyla düşünenlere bir tavsiye vereyim: özellikle anadolu aöf sınavlarıyla ösym sınavları çakışabiliyor. ya da final haftanızın haftasonunda bir de diğer bölümünüzün sınavlarına girmeniz gerekebiliyor. örneğin, artık anadolu üniversitesi nasıl takvim ayarlamışsa, geçen dönemin finalleri ales'e denk geliyordu.

kaydolmadan önce bunları da düşünün. şimdiki aklım olsaydı baştan hiç uğraşmazdım herhalde.
devamını gör...

2 gecedir sağolsunlar mahçup ediyorlar beni efendim. yazan arkadaşlarla mesajlaştığım, az çok tanıdığım için daha da hoşuma gidiyor haliyle. yani öyle ezbere yazılmış yazılar olmaması çok güzel.
insanların bir başkası hakkındaki güzel düşüncelerini açıkça ifade etmeleri gerçekten çok hoş.
yazanlara, ayriyeten teşekkür ederim.
devamını gör...

gezi direnişi esnasında yazdığım bir tivite “ şeytanla berabersin “ yazmış olan anayasa hukukçusudur.

yakın zamanda hayatını kaybetmiş olsan burhan kuzu’yla böyle bir etkileşim yaşamış olmak beni ne kadar şaşırtmıştı anlatamam ama anlatmaya çalışacağım.

o dönemler yaşadığım şehirde gezi direnişi sadece sosyal medya üzerinden yapıldığı için ben de bu yolla destek veriyordum. gezide direnen arkadaşlara destek amaçlı içinde ne hakaret, ne küfür, ne de provokatif ifadeler bulunan bir paylaşım yapıp evden çıktım.

saatler sonra eve geldiğimde etkileşimden göz gözü görmüyordu. önce bir hata olduğunu düşündüm. çünkü bu kadar etkileşimi hesabı açtığımdan beri toplamda almamıştım.

sonra ne olduğunu anlamaya çalıştım ve benim paylaşımının altına burhan kuzunun yukarıda söylediğim cümleyi yazdığını gördüm.

olay tamamıyla saçma bir olay. nerden baksan tutarsızlık. koca profesörün benim bir roman kahramanı adıyla açılmış hesaptan yaptığım paylaşıma cevap vermesine mi yanayım, yoksa insanların yeni che’ye kavuşmuş gibi beni desteklemek için tivit üstüne tivit atmalarına mı yanayım?

benim için hala gizemini koruyan bir olaydır. burhan kuzu artık hayatta olmadığı için de çözülemeyen gizemler dükkanında yerin almıştır.
devamını gör...

babanın istemesi?
devamını gör...

zihinsel işlevlerde kavramsal sosyal ve uyumsal becerilerde anlamlı sınırlılıklar ile belirgin 18 yaşından önce başlayan yetersizliktir.
devamını gör...

elazığ bölgesinin lokomotif üzümlerindendir. iri taneli, iri salkımlı, gri puslu, siyah renkli, etli ve geç olgunlaşan bir üzüm. üzümden düşük tanenli, yüksek asitli ve dengeli şaraplar üretiliyor.
devamını gör...

benim de bebeklerden çok kadınların kullandığını düşündüğüm ürün.
sanıldığı kadar etkili bulmuyorum. sürdükten sonra pehlivan gibi hissettiriyor ve emilmiyor.
devamını gör...

(bkz: yusuf atılgan) ın kısa ömrüne sığdırdığı 3 romandan biri. diğerleri için (bkz: aylak adam) (bkz: canistan)
yusuf atılgan'la ilgili diğer yazılarımda bahsettiğim bir durum varoluşçu felsefeyi yiyip yutmuş olması, özellikle albert camus ve jean-paul sartre'ın felsefelerinden etkilenmiş olmasıdır. kitabın baş kahramanı zebercet köhne bir otelde bütün gününü geçiren, hiç bir yaşama amacı olmayan, belirli günlerde belirli saatlerde gelen bir trenden belki bir müşteri gelir diye bekleyen, otelin çalışanı kadınla (odacı diye sesleniliyor, kadın sıradan, kilolu, yazarın anlatımına göre pek güzel olmayan çok kişinin bakmayacağı bir tip) arada bir -bence tecavüz sayılacak- cinsel ilişkiye giren bir tip. zebercet karakteri benim edebiyat dünyasında en sevmediğim karakterlerden biri diyebilirim. bunu isteyen de yazarın kendisi. yazar zebercet'i öyle tanıtıyor ki bize ve öyle gerçek ki anlattığı her şey zebercet evlat olsa sevilmez. tamamıyle hayattan bıkmış, ne hayatı ne insanları önemseyen bir tip. kitapta zebercet özelinde bu tip insanların bilinçaltının dışa vurumunu görüyoruz. yusuf atılgan bu işlerin ustası. kendisi felsefe, psikoloji, psikanaliz konularında bir üstad. her romanında her yarattığı karakterde de bunu görebiliyoruz. yabancılaşmayı bize çok iyi veriyor. insanın hem kendisine hem de topluma olan yabancılaşması bir romana ancak bu kadar aktarılabilir. burada yine albert camus'nün yabancı romanına göndermeler yapılıyor. edebiyat dünyasında (türkiye içinde) çokça karşılaştırma yapılır. camus'nün yabancı'sı ve yusuf atılgan'ın anayurt oteli. yabancı'nın meursault'ü ve anayurt oteli'nin zebercet'i çok benzetilir. ikisi de boş vermiş, hayatın saçmalığı, yaşamın anlamsızlığının zerk etmiş halleri.
anayurt oteli sinemaya da uyarlanmıştır. ömer kavur 1986 yılında beyaz perdeye uyarlamış, zebercet rolünü macit koper oynamıştır. ve odacı kadın zeynep rolünü ise her büyük mükemmel filmde rolü olan (bkz: serra yılmaz) oynamıştır.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim