brothers düğüm salonu radyo yayını
tuvalet konusu obsesyondan çok aslında hijyen* konusudur. özellikle kadınlar için…
ben bundan çok çektim. olmadık yerlerde olmadık zamanlarda tuvaletiniz geldiğinde hele bir de yapamadığınız da boyunuzdan başlar, başınızın tepesine kadar bir baş ağrısı.
bir de biraları ardı ardına yuvarladıysanız… uzun süre, gelmiş olan tuvaleti tutmak tansiyonu yükseltiyormuş...ve ayrıca bağırsak tembelliğine sebep oluyor.
arkadaşlar duyusal beynimiz olan bağırsaklar bizim hayata dair aldığımız bir çok kararda etkili. doğru çiğneme ve diş yapısı da bağırsak için önemli işte bunlar hep audi gibi birbiri içine girmiş halka. hepsi bağlantılı.
lütfen bedeninize hükmedebilin. kendi ruh ve beden sağlığınız için.
beden öğrenebilen ve değişebilen bir yapıya sahip.
vücudunuzun biyolojik saatini ayarlayabilirsiniz. kahve içince bağırsak çalışması gibi ya da “sabah sigara içiyorum bağırsaklarım çalışıyor” tarikatı üyeleri gibi.
hassassanız eğer lütfen bedeninize bir iyilik yapın ve biyolojik sıçma saatinizi ayarlayın.
kronik kabızlara özendiğim tek şey, bütün gün dışarıda dolanıp tuvalet sıkıntısı çekmemek….
obsesyonlar mücadele derneği, koronanın tuvalet yoluyla bulaşmayacağını açıklarsa belkiiiiiii hijyeni de pas geçer, bu obsesyondan kurtulurum*.
ben bundan çok çektim. olmadık yerlerde olmadık zamanlarda tuvaletiniz geldiğinde hele bir de yapamadığınız da boyunuzdan başlar, başınızın tepesine kadar bir baş ağrısı.
bir de biraları ardı ardına yuvarladıysanız… uzun süre, gelmiş olan tuvaleti tutmak tansiyonu yükseltiyormuş...ve ayrıca bağırsak tembelliğine sebep oluyor.
arkadaşlar duyusal beynimiz olan bağırsaklar bizim hayata dair aldığımız bir çok kararda etkili. doğru çiğneme ve diş yapısı da bağırsak için önemli işte bunlar hep audi gibi birbiri içine girmiş halka. hepsi bağlantılı.
lütfen bedeninize hükmedebilin. kendi ruh ve beden sağlığınız için.
beden öğrenebilen ve değişebilen bir yapıya sahip.
vücudunuzun biyolojik saatini ayarlayabilirsiniz. kahve içince bağırsak çalışması gibi ya da “sabah sigara içiyorum bağırsaklarım çalışıyor” tarikatı üyeleri gibi.
hassassanız eğer lütfen bedeninize bir iyilik yapın ve biyolojik sıçma saatinizi ayarlayın.
kronik kabızlara özendiğim tek şey, bütün gün dışarıda dolanıp tuvalet sıkıntısı çekmemek….
obsesyonlar mücadele derneği, koronanın tuvalet yoluyla bulaşmayacağını açıklarsa belkiiiiiii hijyeni de pas geçer, bu obsesyondan kurtulurum*.
devamını gör...
thomas chippendale
18. yüzyılda ingiltere’de yaşamış bir mobilyacıdır ancak sıradan bir mobilyacı değildir. yaptığı dolaplarda kullandığı tasarımlarla neredeyse iki buçuk yüzyıldır etkisini sürdürmektedir.

thomas chippendale 36 yaşındayken yazdığı bir kitaba borçludur aslında kazandığı ünü. döneminin en büyük mobilya ustası olmasa da yazdığı gentleman and cabinet-maker’s director isimli kitapla ve bu kitabın birkaç baskı yapmasıyla ün kazanmıştır.
yazdığı bu kitapta 18. yüzyıl ingiliz mobilya sanatının bütün örneklerini hem anlatım hem de çizim olarak paylaşan ve ölümsüzleştiren thomas chippendale hem mobilyacı olarak hem de başkan bir şekilde ölümsüzlüğü yakalamıştır.

rokoko ve gotik tarzları kendi tarzında yorumlayarak mobilyalar yapan chippendale ingiliz tarzı rokoko’nun da babası sayılmakta hala.
bunun dışında ölümsüzlük kazanmasına neden olan bir başka konu ise bir başka sanat dalındaki bir esere de isim babası olmasıdır. walt disney tarafından yaratılan iki sevimli ve yaramaz sincap olan ve nutty tales serilerinde gördüğümüz chip and dale ismini bu mobilyacıdan almıştır.

dolaplar ve sincaplar ölümsüzlük kaynağı olabilir.

thomas chippendale 36 yaşındayken yazdığı bir kitaba borçludur aslında kazandığı ünü. döneminin en büyük mobilya ustası olmasa da yazdığı gentleman and cabinet-maker’s director isimli kitapla ve bu kitabın birkaç baskı yapmasıyla ün kazanmıştır.
yazdığı bu kitapta 18. yüzyıl ingiliz mobilya sanatının bütün örneklerini hem anlatım hem de çizim olarak paylaşan ve ölümsüzleştiren thomas chippendale hem mobilyacı olarak hem de başkan bir şekilde ölümsüzlüğü yakalamıştır.

rokoko ve gotik tarzları kendi tarzında yorumlayarak mobilyalar yapan chippendale ingiliz tarzı rokoko’nun da babası sayılmakta hala.
bunun dışında ölümsüzlük kazanmasına neden olan bir başka konu ise bir başka sanat dalındaki bir esere de isim babası olmasıdır. walt disney tarafından yaratılan iki sevimli ve yaramaz sincap olan ve nutty tales serilerinde gördüğümüz chip and dale ismini bu mobilyacıdan almıştır.

dolaplar ve sincaplar ölümsüzlük kaynağı olabilir.
devamını gör...
tanrı'nın dua kabul oranını çok düşük tutması
bilmem kaç milyar insanın duaları total olarak ele alındığında birbiriyle çakışan milyonlarca dua olabilir. birinin duasının kabul olması, 100 kişinin duasının kabul olmaması sonucunu doğurabilir. bunlar çeşit çeşit matematiksel problemlerdir. ayrıca beşer olarak üstüne düşeni yapmayıp, havadan istemek de istatistiklere katılmamalıdır diye eyyorladığım durumdur.
devamını gör...
143.5 santimetre
tüm dünyadaki tren raylarının birbirine uzaklığının standartı.
dünyanın her yerinde, rayların mesafesi: 4 fit ve 8.5 inç yani 143.5 cm.
tabii ki mantıklı bir sebebi var:
insanlar ilk tren vagonlarını yaptıklarında, at arabalarını yaparken kullandıkları aletlerin aynısını kullanıyorlarmış. o yüzden vagonların tekerleklerinin arası, tıpkı at arabalarındaki gibi 143.5 santim olmuş.
çünkü arabaların geçtiği eski yolların genişliği bu kadarmış.
çünkü o eski insanların savaş arabaları, iki atla çekiliyormuş.
atlar yan yana durduğunda, genişlikleri 143.5 santim oluyormuş.
bir süre bu standartla iş yapılınca, ister istemez, yük vagonları vs bu standarta göre üretilmiş, tüneller bu ölçüde açılmış. dolayısıyla bir düzen oluşmuş ve bir değişiklik yapılmadan günümüze gelişmiş.
bu rakamı romantize eden bir grubun varlığıyla, ben bu ilginç bilgiyi öğrenmiştim zamanında. onların romantize etmesi ise hatırladığım kadarıyla şöyleydi: zamanında, her ne olursa olsun, tüm imkanları denemelerine rağmen, bir türlü bir araya gelemeyen iki sevgili ya da birbirini seven iki insana bu tabir kullanılırmış. yani tren rayları gibi aynı yöne gidiyoruz ama hiç kavuşamıyoruz diyen sevgililerin, aramızda 143.5 cm var şeklinde kullandığı bir tabir olmuş.
bunu lise zamanlarımda öğrenmiş olup, kaynağı hiçbir şekilde bulup ekleyemeyeceğim. kısa bir internet araştırmasında bu şekilde bir hikaye bulamadım ama o zamanlar bu anlamı beni etkilemiş olacak ki, bu güne kadar unutmadım.
dünyanın her yerinde, rayların mesafesi: 4 fit ve 8.5 inç yani 143.5 cm.
tabii ki mantıklı bir sebebi var:
insanlar ilk tren vagonlarını yaptıklarında, at arabalarını yaparken kullandıkları aletlerin aynısını kullanıyorlarmış. o yüzden vagonların tekerleklerinin arası, tıpkı at arabalarındaki gibi 143.5 santim olmuş.
çünkü arabaların geçtiği eski yolların genişliği bu kadarmış.
çünkü o eski insanların savaş arabaları, iki atla çekiliyormuş.
atlar yan yana durduğunda, genişlikleri 143.5 santim oluyormuş.
bir süre bu standartla iş yapılınca, ister istemez, yük vagonları vs bu standarta göre üretilmiş, tüneller bu ölçüde açılmış. dolayısıyla bir düzen oluşmuş ve bir değişiklik yapılmadan günümüze gelişmiş.
bu rakamı romantize eden bir grubun varlığıyla, ben bu ilginç bilgiyi öğrenmiştim zamanında. onların romantize etmesi ise hatırladığım kadarıyla şöyleydi: zamanında, her ne olursa olsun, tüm imkanları denemelerine rağmen, bir türlü bir araya gelemeyen iki sevgili ya da birbirini seven iki insana bu tabir kullanılırmış. yani tren rayları gibi aynı yöne gidiyoruz ama hiç kavuşamıyoruz diyen sevgililerin, aramızda 143.5 cm var şeklinde kullandığı bir tabir olmuş.
bunu lise zamanlarımda öğrenmiş olup, kaynağı hiçbir şekilde bulup ekleyemeyeceğim. kısa bir internet araştırmasında bu şekilde bir hikaye bulamadım ama o zamanlar bu anlamı beni etkilemiş olacak ki, bu güne kadar unutmadım.
devamını gör...
günaydın sözlük
günaydın sözlük...
ama tam şöyle yatağınızda yayıla yayıla telefonumla youtube batağına düşeyim derken; şarjınızın olmadığını fark ederek telefonu yatak ucunuzdaki şarja takmışsınız da şarj kablosundaki temassızlık yüzünden, o doğru açıyı yakalar yakalamaz mumya gibi sabit kalmışsınız gibi bir günaydın değil elbet...
bir akşam vakti, parmak arası terliğinizle yokuş yukarı yürürken, ayağınızdan sürekli çıkan terliği, ayağınıza giyer giymez bir futbolcu edasıyla, şut çeker gibi, ileri doğru fırlatıp; ona doğru yürürken çıplak ayaklarınızın altındaki asfaltın sizde uyandırdığı his gibi değişik bir günaydın...
rahatsız ama ferah bir günaydın...
ayağınıza taş değmeyen bir günaydın...
ama tam şöyle yatağınızda yayıla yayıla telefonumla youtube batağına düşeyim derken; şarjınızın olmadığını fark ederek telefonu yatak ucunuzdaki şarja takmışsınız da şarj kablosundaki temassızlık yüzünden, o doğru açıyı yakalar yakalamaz mumya gibi sabit kalmışsınız gibi bir günaydın değil elbet...
bir akşam vakti, parmak arası terliğinizle yokuş yukarı yürürken, ayağınızdan sürekli çıkan terliği, ayağınıza giyer giymez bir futbolcu edasıyla, şut çeker gibi, ileri doğru fırlatıp; ona doğru yürürken çıplak ayaklarınızın altındaki asfaltın sizde uyandırdığı his gibi değişik bir günaydın...
rahatsız ama ferah bir günaydın...
ayağınıza taş değmeyen bir günaydın...
devamını gör...
kullanıcı adın bir cevap olsaydı sorusu ne olurdu sorunsalı
- nikin var mı?
nikimyok: nikim yok
nikimyok: nikim yok
devamını gör...
coğrafya kaderdir
ibn-ı haldun'un 14.yüzyilda söylediği, günümüzde de bir çok durumu açıklayabilecek güçlü bir tespit.
devamını gör...
elli kere şikayet ettik
anneler ne zaman errrrkkkkek oğlum yerine insan yetiştirir ise , o zaman bu cinayetler azalır, evde eğitim yok, okulda yok , sokakta yok, bütün tv dizileri, kadını cinsel obje olarak gösterirse, siyasetçilerin tümü kadın üstünden siyaset yaparsa ,bu ülkede daha çok kadınlar için ağlarız.
devamını gör...
uzaklaşmak
sanırım hepimizin ara sıra istediği yegane şey bu. sorumlu olduğumuz, üzerimize yüklenen görevleri bir kenara bırakıp her şeyden sessizce uzaklaşmak... hayat yorduğunda, sorunların ardı arkası kesilmediğinde, üzüntülerin ve kederin dört bir yanımızı sardığında başvuracağımız kendimizi dinleme yolu... bir nevi tatildir bu yapılan, belki sorunlar bir yere gitmemiştir; ama yine de bir süreliğine sen onlardan ayrılmanın bir yolunu bulmuşsundur. uzaklaşmak, sanırım hepimizin istediği en yegane şey. özellikle de bu zamanlar.
devamını gör...
dimitrie cantemir

romen tarihçi, yazar ve müzikolog... 1673 yılında osmanlı devleti'ne bağlı olan boğdan eyâleti'nde, yâni bugünkü romanya sınırları içinde doğmuş. babası boğdan beyi olunca kendisi de istanbul'da eğitimine devam etmiş. dimitri cantemir (kantemiroğlu), evvelce var olan müzik merakı ve bilgisini istanbul'da türk müziği nazariyatını öğrenerek geliştirmiş. eskiden türk müziği eserleri, meşk usulü ile sözlü şekilde öğrenilir ve öğretilir iken dimitri cantemir (kantemiroğlu)'in asıl önemi, istanbul'da bulunduğu süre içinde aralarında kendi bestelerinin de olduğu 349 türk müziği eserini notalara dökerek günümüze kadar ulaştırmasından kaynaklanmıştır. ''kitab-ı ilmü'l-musiki alâ vechi'l-hurufat'' yâni, ''mûsikiyi harflerle tespit ve icrâ ilminin kitabı'' nda 16 ve 17. yüzyıl eserleri notalaştırılmış. dimitri cantemir (kantemiroğlu), 1723 yılında ukrayna'da ölse de naaşı ancak 200 yıl sonra 1935 yılında kendi memleketi olan romanya'ya götürülebilmiş.
ayrıntılı bilgiye buradan ve
şuradan ulaşılabilir.
dimitri kantemiroğlu'nun benim de çok hoşuma giden 17. yüzyıl bestelerinden ''der makâm-ı hüseynî sakîl-i ağa rızâ'' adlı eserini jordi savall orkestrası icrâ etmiş:
devamını gör...
hdp’nin ermeni soykırımı tweeti
pkk uzantısı bir partinin hümanizm kasması büyük saçmalık.
devamını gör...
kapitalizm yıkılır mı sorunsalı
dunya uzerinde halihazirda var olmus her sistem yikilmaya mahkumdur. tipki tarih boyunca olusturulup dagilmis diger sistemler gibi. cunku her sistemin icerisinde mutlaka bir sizinti bulunur. buna 16. yuzyildan beri varligini surduren kapitalizmde dahildir. simdi sezarin hakki sezara mantigiyla soylemek gerekir ki kapitalizm mukkemele yakin oldukca zekice tarsalanmis bir ideolojidir. yikmasi cok zor ama imkansiz da degildir. zaten yapisi itibariyla da yenilenmedigi surece bitirebilecek bir sistemin ta kendisidir.
kapitalizmin sona ermesi ihtimalini konusmadan once bence mantelitesini anlamamiz gerekir. kapitalizm kabaca tanimiyla somuru uzerine kurulmus bir ekonomik yonetim bicimidir. mantigi, sermaye sahiplerinin kendi prensipleri dogrultusunda uretilen her neyse maksimum duzeyde uretim, minimum duzeyde masrafla carkinin islemesine yoneliktir. buyuk patronlarin sahip oldugu duzen icerisinde en buyuk amaclari verebilecegi en az maasla, kendi duzeninin islemesi, uretim icerisindeki masraflarin da en aza indirgenmesidir. iste sorun tam olarak burada bas gostermektedir. yalniz su var ki insanin rahat harcayabilmesi icin, ihtiyacindan fazla kazanc sahibi olmasi gerekir. aksi durum icerisinde giderler kisitlanir, gelirin ve harcamalarin kisitlandigi sistem icerisinde de teker donmez, dolayisiyla sistem kendi kendini patlatir. kapitalizm de iste kendini bu sekilde patlacak. ya baska bir boyuta evrilip daha da gelisecek yada tamamen sona erecek.
saniyorum baska bir boyuta evrilmesi olasi beklenen durum. yeni dunya duzeni olarak adlandirilan sistemde diger adiyla the great reset, tamamen bu ideolojinin gelisimine dayali zaten. kripto para da yeni olusturulacak sistemi icerisinde kurbanlarina verilmis vaadlerden biri mesela. neyse sistem coker mi yenisi mi gelir bilemeyiz, bunu yasayarak gorecegiz. lakin sistemin degismesiyle dunyada yikici degisikliklerin olacak olmasi, iste bu bilinen bir gercek.
kapitalizmin sona ermesi ihtimalini konusmadan once bence mantelitesini anlamamiz gerekir. kapitalizm kabaca tanimiyla somuru uzerine kurulmus bir ekonomik yonetim bicimidir. mantigi, sermaye sahiplerinin kendi prensipleri dogrultusunda uretilen her neyse maksimum duzeyde uretim, minimum duzeyde masrafla carkinin islemesine yoneliktir. buyuk patronlarin sahip oldugu duzen icerisinde en buyuk amaclari verebilecegi en az maasla, kendi duzeninin islemesi, uretim icerisindeki masraflarin da en aza indirgenmesidir. iste sorun tam olarak burada bas gostermektedir. yalniz su var ki insanin rahat harcayabilmesi icin, ihtiyacindan fazla kazanc sahibi olmasi gerekir. aksi durum icerisinde giderler kisitlanir, gelirin ve harcamalarin kisitlandigi sistem icerisinde de teker donmez, dolayisiyla sistem kendi kendini patlatir. kapitalizm de iste kendini bu sekilde patlacak. ya baska bir boyuta evrilip daha da gelisecek yada tamamen sona erecek.
saniyorum baska bir boyuta evrilmesi olasi beklenen durum. yeni dunya duzeni olarak adlandirilan sistemde diger adiyla the great reset, tamamen bu ideolojinin gelisimine dayali zaten. kripto para da yeni olusturulacak sistemi icerisinde kurbanlarina verilmis vaadlerden biri mesela. neyse sistem coker mi yenisi mi gelir bilemeyiz, bunu yasayarak gorecegiz. lakin sistemin degismesiyle dunyada yikici degisikliklerin olacak olmasi, iste bu bilinen bir gercek.
devamını gör...
içinde ankara geçen şarkı
ankara'da aşık olmak
dün radyoda bir şarkı duydum.
aslında niyetim onu yazmaktı, ama onu bulamadım.
bulur bulmaz ekliycem.
şimdilik bu klasikle idare edin.
dün radyoda bir şarkı duydum.
aslında niyetim onu yazmaktı, ama onu bulamadım.
bulur bulmaz ekliycem.
şimdilik bu klasikle idare edin.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının en eski eşyası
kalbim olabilir. eskittiler.
devamını gör...
hakan ural
bildiğim kadarıyla 'medyasal dedikoducu'
geçenlerde denk geldi. gündüz kuşağı malum evdeyiz. dur az bakayım dedim. konuyu hiç hatırlamıyorum. konuya giremeyişi ve gelişemeyişini görünce sonucu anlamadan dinlemeden kapadım. benim anlama kabiliyetimde sorun yoksa eğer kendisinin anlatma hususunda baya sıkıntıları var.
bol bol kitap okumasını ve paragraf sorusu çözmesini tavsiye ediyorum. *
geçenlerde denk geldi. gündüz kuşağı malum evdeyiz. dur az bakayım dedim. konuyu hiç hatırlamıyorum. konuya giremeyişi ve gelişemeyişini görünce sonucu anlamadan dinlemeden kapadım. benim anlama kabiliyetimde sorun yoksa eğer kendisinin anlatma hususunda baya sıkıntıları var.
bol bol kitap okumasını ve paragraf sorusu çözmesini tavsiye ediyorum. *
devamını gör...
hayvanların insanlardan farkı
hayvanlar dil, din ve ırk ayrımı yapmazlar.
devamını gör...
normal sözlük'ün 30 yaş üstü yazar kaynaması
tebrik ediyorum onları. yaşıtları facebook’ta takılırken onlar sözlükte yazıyor.*
neyse şaka bir yana yaşa takılmamak lazım önemli olan burda insanların ne yazdığı.
neyse şaka bir yana yaşa takılmamak lazım önemli olan burda insanların ne yazdığı.
devamını gör...
pencik sistemi
osmanlı döneminde savaşlarda alınan esirlerin beşte birinin alınarak kapıkulu ocağına dahil edilmesi sistemidir.
devamını gör...

