türkiye'de unutulamayan olaylar
kendini şişleyen tarikatı hatırlayan yok herhalde. bir ara haberlerde -ki bu zaman dilimi doksanlara tekabül eder- orasını burasını şişleyen adamlar peydah olmuştu. kanamazdı yaraları, acıyor gibi de durmazlardı. garip bir olaydı. sesleri yok yıllardır.
devamını gör...
tosun paşa
yönetmenliğini kartal tibet’in yaptığı senaryosunu ise yavuz turgul’un yazdığı ve benim için türk sinema tarihinin en iyi ve en çok güldüren komedi filmidir.

kardeşlerimle sinematik bir evrende yaşadığımızı zannettiğimiz için sürekli film replikleri ile anlaşıyoruz. bu hem daha eğlenceli bir iletişim sağlıyor hem de bir replik onlarca cümlenin anlatacağı şeyi kısaca ifade etmeye yarıyor.
tosun paşa da repliklerini en çok kullandığımız filmlerden biridir. kişisel tarihimde en çok izlediğim filmlerden biri olan tosun paşa filmini benimle izlemek çok keyifsiz olabilir. çünkü filmin başından sonuna kadar tüm konuşmalara eşlik ederek izliyorum filmi. ama bu tanımda spoiler vermek gibi bir niyetim yok.
bu filmden alıntılayarak en çok kullandığımız repliklerden biri “ hakiki tosun paşa benim”dir. mutfağa çay almaya gidip geri döndüğümüzde içeri girerek tamamen gereksiz bir şekilde bu replikle kendimizi tanıtabiliriz mesela.
ya da aramızda en küçük olan kardeşlerimizden biri aşka gelip coştuğunda kendini daha rahat ifade etmesine imkan tanımak için “ tutmayın küçük enişteyi” diyebiliriz.
ya da yine saçmalayan bir kardeşimizin zeka seviyesine atıfta bulunmak için ama onu kırmak istemediğimiz zaman hemen bir başka tosun paşa repliği imdada koşar: “ ne kadar salaksın lütfücüğüm.”
ya da gitmek üzere kalkan kardeşimizin eğer kalmaya gönlü varsa ancak bizden ısrar beklediği için gitmeye kalkıyorsa, gitmesine gerek olmadığını belli etmek için ensesine vurarak “ kal, kal” diyebiliriz.
bizden sürekli bir şeyler talep eden kardeşimize ise artık istediği şeyler imkansızlaşmaya başladığında “ hepsini yapabiliyorum da gözlerimden ateş çıkaramıyorum” diyebiliriz.
son olarak da uzun uzun bir şeyler anlattıktan sonra aramızda şu diyalog geçebilir:
- anladın mı?
- gayet iyi anladım.
- sen salaksın anlamazsın.
velhasılı; kemal sunal, şener şen, müjde ar ve adile naşit gibi isimlerin harikalar yarattığı bu film artık bizim için bir film olmaktan çıkmıştır. derimizin altına nüfuz etmiştir neredeyse.
o yüzden bu tanımı bir replikle bitirmek isterim.
“ kesin artık, rezil oldunuz, eşşoğlu eşekler, bir sürü namussuz, ırz düşmanları… öff yeter be, artık içelim… çok iyi konuştum ama!”

kardeşlerimle sinematik bir evrende yaşadığımızı zannettiğimiz için sürekli film replikleri ile anlaşıyoruz. bu hem daha eğlenceli bir iletişim sağlıyor hem de bir replik onlarca cümlenin anlatacağı şeyi kısaca ifade etmeye yarıyor.
tosun paşa da repliklerini en çok kullandığımız filmlerden biridir. kişisel tarihimde en çok izlediğim filmlerden biri olan tosun paşa filmini benimle izlemek çok keyifsiz olabilir. çünkü filmin başından sonuna kadar tüm konuşmalara eşlik ederek izliyorum filmi. ama bu tanımda spoiler vermek gibi bir niyetim yok.
bu filmden alıntılayarak en çok kullandığımız repliklerden biri “ hakiki tosun paşa benim”dir. mutfağa çay almaya gidip geri döndüğümüzde içeri girerek tamamen gereksiz bir şekilde bu replikle kendimizi tanıtabiliriz mesela.
ya da aramızda en küçük olan kardeşlerimizden biri aşka gelip coştuğunda kendini daha rahat ifade etmesine imkan tanımak için “ tutmayın küçük enişteyi” diyebiliriz.
ya da yine saçmalayan bir kardeşimizin zeka seviyesine atıfta bulunmak için ama onu kırmak istemediğimiz zaman hemen bir başka tosun paşa repliği imdada koşar: “ ne kadar salaksın lütfücüğüm.”
ya da gitmek üzere kalkan kardeşimizin eğer kalmaya gönlü varsa ancak bizden ısrar beklediği için gitmeye kalkıyorsa, gitmesine gerek olmadığını belli etmek için ensesine vurarak “ kal, kal” diyebiliriz.
bizden sürekli bir şeyler talep eden kardeşimize ise artık istediği şeyler imkansızlaşmaya başladığında “ hepsini yapabiliyorum da gözlerimden ateş çıkaramıyorum” diyebiliriz.
son olarak da uzun uzun bir şeyler anlattıktan sonra aramızda şu diyalog geçebilir:
- anladın mı?
- gayet iyi anladım.
- sen salaksın anlamazsın.
velhasılı; kemal sunal, şener şen, müjde ar ve adile naşit gibi isimlerin harikalar yarattığı bu film artık bizim için bir film olmaktan çıkmıştır. derimizin altına nüfuz etmiştir neredeyse.
o yüzden bu tanımı bir replikle bitirmek isterim.
“ kesin artık, rezil oldunuz, eşşoğlu eşekler, bir sürü namussuz, ırz düşmanları… öff yeter be, artık içelim… çok iyi konuştum ama!”
devamını gör...
sözlükte kadın sanılmak
sözlüğün ilk haftalarında yaşadığım olay.askerlik başlığı kurtarmıştı.
(bkz: ne zaman gitti tren)
(bkz: ne zaman gitti tren)
devamını gör...
çoban ile aydın bir kişinin oyu bir mi sorunsalı
yıllarca dağlarda çobanlık yapmış ilkokul mezunu dedem ve babaannem, sözde okumuş etmiş üniversite mezunu yaşıtları fetö gibilerine hocaefendi derlerken benim minnoşlar fetöş diyordu. çoğu zaman belgesel izlerler, babaanem gılgamış destanı hayranı, bu yaşından sonra tarih kitabı okuyan bir kadın. ikisini alıp kitap fuarına saçlarımı savura savura göğsümü gere gere giderim. yıllarca eğitim müfettişliği yapmış kardeşi kaymakam olan sözde "eğitimli" komşumuz felsefeye safsata diyen, eşini hizmetçisi gibi gören birisidir. işte cumhuriyetin ve demokrasinin güzelliği devleti kimsenin tekeline bırakmaması, sırf sosyo-ekonomik durumundan ötürü vatandaşların fikrini ayrıştırmamasıdır.
devamını gör...
spotify
kullanmayan bir ben kaldım herhalde dedirten uygulama.
devamını gör...
en çabuk unuttuğumuz şey
size yapılan güzel şeyler çabuk unutulur fakat kötüleri kolay kolay unutamazsınız.
devamını gör...
yazarların itiraf köşesi
17 günden beri covidden bir türlü kurtulamadım. üstüne üstlük bugün annemi de hastaneye yatırdım. geçen sene ikimiz bir kaç ay arayla ağır bir zatürre geçirmiştik. o yüzden ben de kontroldeyim.
ne yapacağımı bilmediğim gibi, korkuyorum. saçmalamayın, tabii ki kendi hayatıma dair bir korku değil. anneme bir şey olmasın. biri ölecekse ben ölürüm yani, allah biliyor samimiyetimi.
ne yapacağımı bilmediğim gibi, korkuyorum. saçmalamayın, tabii ki kendi hayatıma dair bir korku değil. anneme bir şey olmasın. biri ölecekse ben ölürüm yani, allah biliyor samimiyetimi.
devamını gör...
yazarların bugünkü mutluluk sebebi
aşşşıırııı güzel bir haber aldım, çalsın oryantal müzikler, kıvrılsın beller! bugün moralimi kiiimsecikler bozamazzz!
devamını gör...
hangi yazar gözünde nasıl canlanıyor sorusu
devamını gör...
arayıp sormayan kızın senden hoşlanma ihtimali
hoşlanıyor ama aramaya çekiniyor olma ihtimali de vardır.
devamını gör...
kürtajın yasaklanması gerekliliği
olmayan ve olmayacak gereklilik. kadın bedeni üzerinde hak iddia eden hiçbir beyan kabul edilemez. halihazırda kürtaj hizmetinin ülkede ne kadar zorlukla verildiği ortadayken tamamen yasaklanmasını teklif etmek de ayrı bir kepazelik.
devamını gör...
ateistlerin vatan haini olduğu gerçeği
müslümanlara da terörist diyelim o zaman?
saçma sapan başlıklar açmayın.
saçma sapan başlıklar açmayın.
devamını gör...
bonsai
japonlar'ın saksıda ağaç ve çiçek yetirştirme sanatıdır.aynı zamanda bazı yerlerde bitki gübresi olarak da geçer.
devamını gör...
güzel bir gün
teoman'ın efsane şarkılarından biridir.
sorma neden niçin?
her şey yalnızlıktan.
bak bak bak bak güzel bir gün ölmek için.
dinlemek isteyenler
sözleri:
suç yok, suçlu yok
hayat böyle anladım
aşk yok, artık yok
ama zamanla alıştım
senle ben hep böyle kalacağız
gitgide eriyip yok olacağız
yavaş yavaş
sorma neden niçin
her şey yalnızlıktan
bak bak bak bak güzel bir gün ölmek için
sorma neden niçin
her şey yalnızlıktan
bak bak bak bak güzel bir gün ölmek için
düş yok, gerçek yok
bak sonunda anladım
yaz yok, kış yok
artık zamanı karıştırdım
senle ben hep böyle kalacağız
gitgide eriyip yok olacağız
yavaş yavaş
sorma neden niçin
her şey yalnızlıktan
bak bak bak bak güzel bir gün ölmek için
sorma neden niçin
her şey yalnızlıktan
bak bak bak bak güzel bir gün ölmek için
senle ben hep böyle kalacağız
gitgide eriyip yok olacağız
yavaş yavaş
sorma neden niçin
her şey yalnızlıktan
bak bak bak bak güzel bir gün ölmek için
sorma neden niçin
her şey yalnızlıktan
bak bak bak bak güzel bir gün ölmek için
sorma neden niçin
her şey yalnızlıktan
bak bak bak bak güzel bir gün ölmek için
sorma neden niçin
her şey yalnızlıktan
bak bak bak bak güzel bir gün ölmek için
sorma neden niçin?
her şey yalnızlıktan.
bak bak bak bak güzel bir gün ölmek için.
dinlemek isteyenler
sözleri:
suç yok, suçlu yok
hayat böyle anladım
aşk yok, artık yok
ama zamanla alıştım
senle ben hep böyle kalacağız
gitgide eriyip yok olacağız
yavaş yavaş
sorma neden niçin
her şey yalnızlıktan
bak bak bak bak güzel bir gün ölmek için
sorma neden niçin
her şey yalnızlıktan
bak bak bak bak güzel bir gün ölmek için
düş yok, gerçek yok
bak sonunda anladım
yaz yok, kış yok
artık zamanı karıştırdım
senle ben hep böyle kalacağız
gitgide eriyip yok olacağız
yavaş yavaş
sorma neden niçin
her şey yalnızlıktan
bak bak bak bak güzel bir gün ölmek için
sorma neden niçin
her şey yalnızlıktan
bak bak bak bak güzel bir gün ölmek için
senle ben hep böyle kalacağız
gitgide eriyip yok olacağız
yavaş yavaş
sorma neden niçin
her şey yalnızlıktan
bak bak bak bak güzel bir gün ölmek için
sorma neden niçin
her şey yalnızlıktan
bak bak bak bak güzel bir gün ölmek için
sorma neden niçin
her şey yalnızlıktan
bak bak bak bak güzel bir gün ölmek için
sorma neden niçin
her şey yalnızlıktan
bak bak bak bak güzel bir gün ölmek için
devamını gör...
yalnız yaşamak
eğer yapabiliyorsan inanılmaz bir öğreti kazanma yoludur. kazandırdığı şeyler aslında topluma uyum becerileri dersi adı altında bizzat işlenir. çünkü asıl amacınız öğretilmek istenen gibi bağımsız olabilmektir.
devamını gör...
yazgı

bir zeki demirkubuz filmidir.
filmin oyuncu kadrosunda serdar orçin, zeynep tokuş, engin günaydın, demir karahan, feridun koç gibi isimler vardır.
film 9 kasım 2001 yılında gösterime girmiştir.
film albert camus'un yabancı isimli eserinden esinlenilerek yapılmıştır. sağda solda okurken uyarlama ve esinlenme yorumlarını görüyorum. eğer bu film bir uyarlamaysa kötü bir uyarlama olmuş. ben esinlendiğini düşünüyorum.
filmin konusu hayata karşı duyarsız yaşayan bir insanı anlatıyor. musa karakteri hayata yabancı ve duyarsız şekilde tepki gösteriyor. film musa karakterinin her hareketinde seyirciyi sorgulatıyor. bazı diyaloglarda çok düşündüm, özellikle son savcı ile olan diyaloglarda.
musa ve necati karakterleri bence çok başarılı yazılmış. birbirleriyle vakit geçirdikleri her sahneden çok keyif aldım.
filmin bir alt metni tabii ki var ama ben güçlü olduğunu düşünmüyorum. felsefi tartışmalar falan görmedim filmde. yorumlarda sürekli felsefi veya vurucu tartışmalar olduğunu okudum ama ben öyle hissetmedim. sadece savcı ile olan diyaloglarda onu hissettim onun dışında musa karakterinin çoğu diyaloğu karşısında bulunan karakteri yıkmak içindi. ben filmin hakikatini ve felsefi tartışmalarını davranışlarından çıkarabildim. söylemlerinden değil. yönetmen böyle yapmamızı istemiştir. bizim fular tayfa yahu ne kadar iyi felsefi tartışmalar demiştir. bence.
filmi tavsiye ederim izlenmesi gereken güzel bir eser. ben sütlü kahveme devam edeyim.
zeki demirkubuz filmlerinde her karakterin kim olursa olsun istanbul türkçesi ve temiz bir diksiyonla konuşması gerçekten canımı sıkıyor.
savcı ve musa diyaloglarında savcıya kitlenmekten sinir oldum. zeki abi sence o savcı o konuşmaları yapar mı? öyle konuşur mu? arkasından atlı kovalıyor gibi diyalogları patır patır salmış ortaya. rahatsız oldum.
engin günaydın küfür ediyor bir sahnede. ananı silkiyim diyor. sokakta özellikle pezevenklik yapan bir herif böyle küfür etmez. silkeyim der silkeyim. buna mı takıldın abv diyenler için özür dilerim. biraz haklısınız.
devamını gör...
empat olmak
(bkz: fringe)
devamını gör...



