olmak istenen cansız varlık
ay olmak isterdim .
devamını gör...
okurken mahlası yoran yazarlar
(bkz: agzindakikanisilipistesimdikizandovuscu) var mı daha zoru dediğim başlıktır.
devamını gör...
bengaripsengüzeldünyaumutlu ile dünyadan uzak
ne güzel anonslar,
maşallah o miniklerin hepsine *.
maşallah o miniklerin hepsine *.
devamını gör...
kız çocuğu babalarına tavsiyeler
ne bir babayım ne de bir çocuğum var, bir kız çocuğu ve pek çok sorunlu baba kız ilişkisine tanıklık etmiş biri olarak yazacağım.
kızınızı sevin, sevginizi göstermekte cömert olun. bir gün sizden görmediği sevgiyi telafi etmek için olmadık adamlar alır hayatına, üzülürsünüz. kızınız da üzülür. inanın bu sevginizi gösterirken hissedebileceğiniz minicik utangaçlıktan daha acı olur.
kızınıza birey olmayı öğretin. her an yıkılacak, başkasına yaslanmazsa hayatı son bulacak sanmasın kendini. kendine yetmeyi öğretin kızınıza, ayakları sapasağlam bassın dünyada. kendini hayatta nasıl konumlandıracağını bilsin.
olur olmaz bağırıp çağırmayın, sizi örnek alabilir ya da sizden sonra bütün dünyaya korkulu gözlerle bakabilir. her iki durumda da hem sosyal hayatında hem de iç dünyasında sorunlar yaşar.
oturup konuşun kızınızla, sizi aşılması gereken bir duvar zannetmesin. bilsin ki, derdini de sevincini de paylaşabileceği bir babası var.
fikirlerine değer verin, dinleyin kızınızı. babasının bile kulak vermediği bir çocuk tüm hayatı boyunca değersizlik duygusuyla boğuşabilir. sizinle konuşabileceğini bilsin her zaman.
bir eylemi yapıp yapmayacağına karar verirken ölçütü babasının kızıp kızmayacağı değil kendi değerleri olsun. bir gün ona kızacak bir babası olmadığında savrulur o çocuk. kendinize bağımlı yetiştirirseniz hep birilerine bağımlı yaşayabilir. bu siz olmazsanız x olur, y olur.
kızını dövmeyen dizini dövmez efendim, yok öyle bir şey. çocukluğunda babalarından şiddet görmüş pek çok tanıdığım ergenlik döneminde ciddi problemler yaşadı. lütfen şiddetin hiçbir türlüsüne başvurmayın.
son olarak, en başta söylediğimi tekrarlayacağım: sevin efendim kızınızı!
kızınızı sevin, sevginizi göstermekte cömert olun. bir gün sizden görmediği sevgiyi telafi etmek için olmadık adamlar alır hayatına, üzülürsünüz. kızınız da üzülür. inanın bu sevginizi gösterirken hissedebileceğiniz minicik utangaçlıktan daha acı olur.
kızınıza birey olmayı öğretin. her an yıkılacak, başkasına yaslanmazsa hayatı son bulacak sanmasın kendini. kendine yetmeyi öğretin kızınıza, ayakları sapasağlam bassın dünyada. kendini hayatta nasıl konumlandıracağını bilsin.
olur olmaz bağırıp çağırmayın, sizi örnek alabilir ya da sizden sonra bütün dünyaya korkulu gözlerle bakabilir. her iki durumda da hem sosyal hayatında hem de iç dünyasında sorunlar yaşar.
oturup konuşun kızınızla, sizi aşılması gereken bir duvar zannetmesin. bilsin ki, derdini de sevincini de paylaşabileceği bir babası var.
fikirlerine değer verin, dinleyin kızınızı. babasının bile kulak vermediği bir çocuk tüm hayatı boyunca değersizlik duygusuyla boğuşabilir. sizinle konuşabileceğini bilsin her zaman.
bir eylemi yapıp yapmayacağına karar verirken ölçütü babasının kızıp kızmayacağı değil kendi değerleri olsun. bir gün ona kızacak bir babası olmadığında savrulur o çocuk. kendinize bağımlı yetiştirirseniz hep birilerine bağımlı yaşayabilir. bu siz olmazsanız x olur, y olur.
kızını dövmeyen dizini dövmez efendim, yok öyle bir şey. çocukluğunda babalarından şiddet görmüş pek çok tanıdığım ergenlik döneminde ciddi problemler yaşadı. lütfen şiddetin hiçbir türlüsüne başvurmayın.
son olarak, en başta söylediğimi tekrarlayacağım: sevin efendim kızınızı!
devamını gör...
shekil cocuq
uludağ sözlük’te ernesto doqukan guevara takma adıyla takılmış ve troll tanımları ile silik yiyen bir yazar kişisi. hakkında açılan şu başlıktaki yaklaşık 12 sayfalık tanımlar incelenirse ne tür bir kafası olduğu rahatlıkla anlaşılabilir: www.uludagsozluk.com/k/erne...
devamını gör...
mientras duermes
mutsuz olmakla, mutsuzluğun psikopatlığa evrilmesi arasındaki ince çizgiyi göstermeye çalışan film. başkalarının mutsuzluğundan keyif duyan yahut iğnelemelerle karşısındakini "bozmaya" çabalayan herkesin, aslında derinlerinde bir yerde psikopat olduğu gerçeğini de inceden inceye yüzümüze vuruyor. bizim "fesat" olarak nitelendirdiğimiz karakterler düpedüz kötü insanlar aslında, çünkü zarar vermeye çok yatkınlar.
devamını gör...
keza
arapça kezalik sözcüğünün zaman içinde kısa söylenmesiyle dilde yaşayan, aynı şekilde, bunun gibi, böyle, böylece anlamlarına gelen zarf (belirteç) soylu sözcük.
örnek cümle: "mısır uygarlığı hakkında en derli toplu bilgileri veren de herodot. tamam, mısır yazısı çözüldükten sonra en net bilgileri dolaysız alabiliyoruz mısırlıların kendi yazdıklarından ama, ya öncesinde? perslerle ilgili bilgiler de ona keza."
örnek cümle: "mısır uygarlığı hakkında en derli toplu bilgileri veren de herodot. tamam, mısır yazısı çözüldükten sonra en net bilgileri dolaysız alabiliyoruz mısırlıların kendi yazdıklarından ama, ya öncesinde? perslerle ilgili bilgiler de ona keza."
devamını gör...
daft punk
bana göre en iyi elektronik müzik grubudur. sözsüz parçaları en iyi sözlerden daha çok şey anlatır insana. çok yetenekli iki kişiden oluşur grup. dediklerine göre insanlar içinde utandiklarindan kasklarini çıkarmazlar.
devamını gör...
yurt dışına çıkmış yazarlar veri tabanı
yurt dışına çıkıp çarşıya gitmişliğim var. arada üniversiteye de gidiyordum.baya çıkışım he yurt dışına. bu kadar.*
devamını gör...
normal sözlük çürük portakallar
o portakal ile yapılan şeyler neydi öyle yahu* tam bende greyfurt soymakla meşguldüm bu kesiti izlemek iyi oldu. sevgili kadıköy beyefendisi en kısa sürede geri dönüp bu güzel kesitlere devam etmeni diliyorum. iyi yolculuklar, kalbimiz seninle.*
devamını gör...
1 mayıs işçi ve emekçi bayramı
gelişen kapitalizmle beraber ağırlaşan çalışma koşullarına karşı işçi ve emekçiler tarafından dünya çapında kutlanan, birlik, dayanışma ve haksızlıklarla mücadele günüdür. marşı
dünya üzerindeki pek çok ülkede olduğu gibi ülkemizde de kutlanmakta ve resmî tatil olarak kabul edilmektedir. ülkemizde ilk kez 1923'te resmî olarak kutlanmıştır.
1979'dan itibaren sıkıyönetim idaresi ve 1980 12 eylül askeri darbesi ile yasaklanan 1 mayıs'ın, daha sonra "emek ve dayanışma günü" olarak kutlanması kabul edilmiştir. 2009'dan itibaren 1 mayıs resmi tatil ilan edilmiştir. tarihçe
ülkemizde bayram olarak kutlanmasının yanı sıra bir anmadır aynı zamanda. 1977 1 mayıs'ında taksim'de 34 işçi açılan ateş sonucu öldürülmüştür. belgesel
dünya üzerindeki pek çok ülkede olduğu gibi ülkemizde de kutlanmakta ve resmî tatil olarak kabul edilmektedir. ülkemizde ilk kez 1923'te resmî olarak kutlanmıştır.
1979'dan itibaren sıkıyönetim idaresi ve 1980 12 eylül askeri darbesi ile yasaklanan 1 mayıs'ın, daha sonra "emek ve dayanışma günü" olarak kutlanması kabul edilmiştir. 2009'dan itibaren 1 mayıs resmi tatil ilan edilmiştir. tarihçe
ülkemizde bayram olarak kutlanmasının yanı sıra bir anmadır aynı zamanda. 1977 1 mayıs'ında taksim'de 34 işçi açılan ateş sonucu öldürülmüştür. belgesel
devamını gör...
aksu köy enstitüsü
türkiye'de 1937-1948 yılları arasında kurulmuş 21 köy enstitüsünden akdeniz bölgesinde olanı. antalya'nın aksu ilçesinde kurulan enstitü; antalya, içel ve 1944'e kadar muğla illerinden öğrenci alıyordu.
aksu beldesindeki karanlık sokak denen bir yerde açılan okul, perge antik kentinin komşusudur, ol sebeple arkeologların da sıkça uğradığı bir yerdir. ayrıca öğrenciler de sıkça bu alanı gezer, araştırır.
ama alan kuruluş için tahsis edildiğinde diğer okullar gibi bir bataklıktır. hatta müdürlüğüne atanan talat ersoy, "koca koca sivrisinekler"den korkup dönmek istese de istifası kabul edilmez. neticede o viranede bu okul tüm yapılarıyla kurulur. elbette macar ustaların şefliğinde öğrenci ve öğretmenlerin imecesiyle...
herhalde onların azminin altında "bakın burası bataklık diye şikayet ediyorsunuz, ama gördüğünüz gibi 2000 yıl önce burası bir mamur yermiş, şimdi bile üçer beşer hane de olsa var, demek ki kaçmak yok, çalışıp düzelteceğiz her yeri" mantalitesi yatıyordu..
bugün aksu fen lisesi olarak kullanılan bu okuldan, sıkça "tonguç ve enstitüleri" kitabına referans verdiğimiz pakize türkoğlu da mezun olmuştur. bu girdide de genel olarak onun "kısa süren hasat" başlıklı hatıratından faydalandım.
aksu beldesindeki karanlık sokak denen bir yerde açılan okul, perge antik kentinin komşusudur, ol sebeple arkeologların da sıkça uğradığı bir yerdir. ayrıca öğrenciler de sıkça bu alanı gezer, araştırır.
ama alan kuruluş için tahsis edildiğinde diğer okullar gibi bir bataklıktır. hatta müdürlüğüne atanan talat ersoy, "koca koca sivrisinekler"den korkup dönmek istese de istifası kabul edilmez. neticede o viranede bu okul tüm yapılarıyla kurulur. elbette macar ustaların şefliğinde öğrenci ve öğretmenlerin imecesiyle...
herhalde onların azminin altında "bakın burası bataklık diye şikayet ediyorsunuz, ama gördüğünüz gibi 2000 yıl önce burası bir mamur yermiş, şimdi bile üçer beşer hane de olsa var, demek ki kaçmak yok, çalışıp düzelteceğiz her yeri" mantalitesi yatıyordu..
bugün aksu fen lisesi olarak kullanılan bu okuldan, sıkça "tonguç ve enstitüleri" kitabına referans verdiğimiz pakize türkoğlu da mezun olmuştur. bu girdide de genel olarak onun "kısa süren hasat" başlıklı hatıratından faydalandım.
devamını gör...
havlulardaki işlemelerin gereksizliği
apaçık ortadayken havlu üreticilerinin neden anlamadığına, insanlarımızınsa neden tepki göstermediğine şaşırdığım gerçeklik.
havlu denilen eşya, amacı itibariyle yüz ya da vücut silmek için yapılan, narin ve kullanışlı olması gereken bir malzemedir. ancak ülkemizde havlu üreticileri inatla havluların üzerine çeşitli işlemeler eklemekte, bu hâliyle havluyu daha kullanışsız hâle getirmeyi başarmaktadır.
bu nedenle bu yanlış kullanım tamamiyle, kökten terk edilmeli ve böylece özgürce kullanabileceğimiz havlulara kavuşabilmeliyiz. her ihtiyacım olduğunda günlerce sade, yalnızca havlu olan bir havlu aramak istemiyorum.
edit: az önce fransa’daki arkadaşım olga’yla görüştüm o da öyle bir şeyin olmadığını söyledi. demek ki bizde var bu geri zekalılık.
işlemesiz, dümdüz havlular istiyoruz. hemen.
havlu denilen eşya, amacı itibariyle yüz ya da vücut silmek için yapılan, narin ve kullanışlı olması gereken bir malzemedir. ancak ülkemizde havlu üreticileri inatla havluların üzerine çeşitli işlemeler eklemekte, bu hâliyle havluyu daha kullanışsız hâle getirmeyi başarmaktadır.
bu nedenle bu yanlış kullanım tamamiyle, kökten terk edilmeli ve böylece özgürce kullanabileceğimiz havlulara kavuşabilmeliyiz. her ihtiyacım olduğunda günlerce sade, yalnızca havlu olan bir havlu aramak istemiyorum.
edit: az önce fransa’daki arkadaşım olga’yla görüştüm o da öyle bir şeyin olmadığını söyledi. demek ki bizde var bu geri zekalılık.
işlemesiz, dümdüz havlular istiyoruz. hemen.
devamını gör...
yazarların şu an dinledikleri şarkı
devamını gör...
teyze anne yarısıysa iki teyzenin bir anne etmesi
matematik zekası desen var...
devamını gör...
yazarların bugün kendilerinde fark ettikleri şeyler
saçlarım çok güzel olmuş, canım kendiiim. *
devamını gör...
birinin şiddete yatkın olduğunu anlama yöntemleri
şiddete eğilimli olduğunu anlamanın en etkili yolu kendinden güçsüz birine nasıl davrandığıdır. eğer gücünü kendinden güçsüze kullanıyorsa o şiddet yanlısıdır.
devamını gör...


