moderatör olmasını istediğin bir yazar bırak
(bkz: fuzzy lee) tabi ki.
devamını gör...
teknolojik gelişmelerin aşamaları
genellikle kendi içerisinde 4 evreyi takip eden süreç.
teknolojik gelişmeler tarihsel olarak ana hatlarıyla incelendiğinde de şu ana kadar 4 ana başlıkta toplanabilir:
1- ilkel dönemde görülen basit teknoloji
2- mekanik aletlerin ortaya çıkışıyla şekillenen teknoloji
3- elektrikli aletlerin ortaya çıkışıyla şekillenen teknoloji
4- elektronik aletlerin ortaya çıkışıyla şekillenen teknoloji
belki ileride kuantum mekaniği temelli nanoteknolojinin gelişmesiyle farklı çağlar da eklenebilir bunlara.
bunun dışında, bu teknolojiler de kendi içlerinde genellikle 4 evreyi takip ediyor.
birinci evrede, belirli bir teknolojik aygıt ortaya çıkıyor ve kullanım alanı sınırlı oluyor. zira oldukça pahalı oluyor bu aygıtlar. bu aşamadaki teknolojik ürünler oldukça değerlidir.
ikinci evrede bu aygıtların sayısında bir artış olur.
üçüncü evrede artık yavaş yavaş herkes bu aygıtlara sahip olabilmeye başlar.
dördüncü evrede ise aygıt, kaba tabirle "ayağa düşmüş"tür. yani ortaya çıkış dönemine kıyasla oldukça ucuz ve sıradan bir şeye dönüşmüştür. hatta bu nedenle eğlence amacıyla bile her yerde kullanılmaya başlanır.
örnek üzerinden de anlatayım.
mesela şebeke suyu... bizim için gayet sıradan, olmazsa olmaz bir şeydir musluktan akan su. çok eski dönemlerde durum farklıydı. bir köye bir kuyu açılır ve herkes o kuyudaki sudan yararlanırdı. bu nedenle de su son derece kıymetliydi. yanlış anlaşılmasın, tabii ki bugün de kıymetli ama orada bir de büyük bir ulaşılamazlık sorunu vardı*. işte bu, 1.evreydi.
yüzlerce, daha doğrusu binlerce yıl süren bu durum, 18. yüzyılda bazı evlere su tesisatı döşenmesiyle 2. evreye geçiş yaptı. artık daha fazla insan suya daha rahat ulaşabiliyordu. fakat yine de çok yaygın değildi.
üçüncü evre 20. yüzyılda başladı. su artık daha ucuzdu ve çok daha geniş bir kitle ona ulaşabiliyordu kendi evinde.
son evre ise bugün içinde bulunduğumuz evre. su artık herkesin evinde ve kullanım bedeli de ilk evrelere kıyasla çok daha makul bir seviyede. hatta yukarıda da dediğim gibi, eğlence amaçlı süslemelerde, yapay şelale ya da fıskiye yahut süs havuzu gibi tasarımlarda bile kullanılıyor.
***
içinde bulunduğumuz dönem bilgisayar çağı. şu anda 3. evredeyiz denebilir çünkü birçok evde var ve yaygın bir kullanım alanına sahip. ancak yeni teknolojilerin geliştirilmesiyle birlikte, bilgisayar fiyatlarının da düşeceği ve bilgisayarların hayatımızda bulunmasının zaten olağan karşılandığı bir dönemin başlayacağı tahmin ediliyor. zaten artırılmış gerçeklik içerikli uygulamalar, hologram teknolojisindeki gelişmeler ya da metaverse gibi projeler de geleceğin bu yönde şekilleneceğinin ufak bir kanıtı diyebiliriz.
ileride öyle bir gün gelecek ki, filmlerde gördüğümüz birçok şey gerçekleşecek: odanıza girdiğinizde dört yanınız bilgisayar ekranıyla donatılmış olacak ve siz sesli iletişim aracılığıyla kişisel yardımcınız olan bir yapay zekâya hangi siteyi açmasını istediğini söyleyebileceksiniz. belki çok yakın bir tarihte bunu ummamak gerekiyor çünkü yukarıda bahsettiğim örnek üzerinden düşünürseniz, evreler arasında yüzlerce yıl olabiliyor.
teknolojik gelişmeler tarihsel olarak ana hatlarıyla incelendiğinde de şu ana kadar 4 ana başlıkta toplanabilir:
1- ilkel dönemde görülen basit teknoloji
2- mekanik aletlerin ortaya çıkışıyla şekillenen teknoloji
3- elektrikli aletlerin ortaya çıkışıyla şekillenen teknoloji
4- elektronik aletlerin ortaya çıkışıyla şekillenen teknoloji
belki ileride kuantum mekaniği temelli nanoteknolojinin gelişmesiyle farklı çağlar da eklenebilir bunlara.
bunun dışında, bu teknolojiler de kendi içlerinde genellikle 4 evreyi takip ediyor.
birinci evrede, belirli bir teknolojik aygıt ortaya çıkıyor ve kullanım alanı sınırlı oluyor. zira oldukça pahalı oluyor bu aygıtlar. bu aşamadaki teknolojik ürünler oldukça değerlidir.
ikinci evrede bu aygıtların sayısında bir artış olur.
üçüncü evrede artık yavaş yavaş herkes bu aygıtlara sahip olabilmeye başlar.
dördüncü evrede ise aygıt, kaba tabirle "ayağa düşmüş"tür. yani ortaya çıkış dönemine kıyasla oldukça ucuz ve sıradan bir şeye dönüşmüştür. hatta bu nedenle eğlence amacıyla bile her yerde kullanılmaya başlanır.
örnek üzerinden de anlatayım.
mesela şebeke suyu... bizim için gayet sıradan, olmazsa olmaz bir şeydir musluktan akan su. çok eski dönemlerde durum farklıydı. bir köye bir kuyu açılır ve herkes o kuyudaki sudan yararlanırdı. bu nedenle de su son derece kıymetliydi. yanlış anlaşılmasın, tabii ki bugün de kıymetli ama orada bir de büyük bir ulaşılamazlık sorunu vardı*. işte bu, 1.evreydi.
yüzlerce, daha doğrusu binlerce yıl süren bu durum, 18. yüzyılda bazı evlere su tesisatı döşenmesiyle 2. evreye geçiş yaptı. artık daha fazla insan suya daha rahat ulaşabiliyordu. fakat yine de çok yaygın değildi.
üçüncü evre 20. yüzyılda başladı. su artık daha ucuzdu ve çok daha geniş bir kitle ona ulaşabiliyordu kendi evinde.
son evre ise bugün içinde bulunduğumuz evre. su artık herkesin evinde ve kullanım bedeli de ilk evrelere kıyasla çok daha makul bir seviyede. hatta yukarıda da dediğim gibi, eğlence amaçlı süslemelerde, yapay şelale ya da fıskiye yahut süs havuzu gibi tasarımlarda bile kullanılıyor.
***
içinde bulunduğumuz dönem bilgisayar çağı. şu anda 3. evredeyiz denebilir çünkü birçok evde var ve yaygın bir kullanım alanına sahip. ancak yeni teknolojilerin geliştirilmesiyle birlikte, bilgisayar fiyatlarının da düşeceği ve bilgisayarların hayatımızda bulunmasının zaten olağan karşılandığı bir dönemin başlayacağı tahmin ediliyor. zaten artırılmış gerçeklik içerikli uygulamalar, hologram teknolojisindeki gelişmeler ya da metaverse gibi projeler de geleceğin bu yönde şekilleneceğinin ufak bir kanıtı diyebiliriz.
ileride öyle bir gün gelecek ki, filmlerde gördüğümüz birçok şey gerçekleşecek: odanıza girdiğinizde dört yanınız bilgisayar ekranıyla donatılmış olacak ve siz sesli iletişim aracılığıyla kişisel yardımcınız olan bir yapay zekâya hangi siteyi açmasını istediğini söyleyebileceksiniz. belki çok yakın bir tarihte bunu ummamak gerekiyor çünkü yukarıda bahsettiğim örnek üzerinden düşünürseniz, evreler arasında yüzlerce yıl olabiliyor.
devamını gör...
cinnet geçirten yazım yanlışları
bağlaç olan -de -da ayrı yazılır. tanımlarda çıldırıyorum.
devamını gör...
oruç musun sorusu
ramazan ayında oruç tutanlar tarafından gerçekleştirilen bir çeşit gestapo faaliyeti. adamlar oruç tutmayanları tespit edince garip bir zevk alıyorlar.
sorunun kendisi zaten bambaşka.
sorunun kendisi zaten bambaşka.
devamını gör...
yağlı boya ile boyanan kaplumbağa
antalya'da henüz kimliği belirlenemeyen bir hayvan düşmanı, kara kaplumbağasının kabuğunu ve dört ayağını yağlı boya ile maviye boyadı. doğada kamufle olma şansını tamamen kaybeden, yüzlerce metre uzaktan farkedilebilen kaplumbağayı cep telefonuyla görüntüleyip sosyal medyada paylaştılar. kaplumbağaya yapılan boyalı saldırı sosyal medyada tepkilere neden oldu.
kaynak
bir işe yarar mı bilmiyorum ama change.org kampanya başlatmış hayvanlara yapılan işkencenin suç sayılması için. imzalar mısınız lütfen?
buradan
devamını gör...
sağlık çalışanları
pandemi döneminde sokağı cıkma yasakları oldugu dönemde, cogu isyerinin uzaktan calışma sistemine gecmesiyle işe gidip gelmeye, hatta covit olan arkadaslarının yerine ekstra mesaiye gitme durumlarından dolayı belediyelerin yaptığı ücretsiz toplu taşımayı kullanma hakkı verdigi calısanlardır. bu hak emniyet ve askeri personellerde yıllardır var, ögretmenler yıllardır indirimli biniyor ama konu sağlık personeli olunca bazı kesimin zoruna gidiyor. merak etmesinler bu temelli degil 6 ay daha bu jest uzatılmış. ınsanlar doktor hemsire düşmanlıgından ne konustuklarından haberleri yok, öfkeden düşünme yetilerini kaybetmişler. sanıyorlarki toplu taşımayı sadece bedava diye doktor hemsire kullanıyor. hastane bu iki çalısandan ibaret. hastanede güvenlik görevlisi, temizlik personeli, kat sekreteri, polklinik sekreteri, idari memurlar, yemekhane, gasilhane, laboratuvar vs dünya insan var. gecen bir video izledim adam diyorki benim bir kazancım yok ama bize bu hükümet gidip saglıkcıyı dövme hakkı verdi bu benim zenginligim diyor gerine gerine. ıste bu günümüz toplumunun sağlık personeline yaklaşımı. yemeye ekmegi yok hesap soramaz ama gidip hastanede bunun acısını saglık personeli döverek cıkarabilir. ıste bedava ulasım bunların zoruna gitti. ha birde maaş alıyorlar diyenler varya acaba kim hayrına calısıyor allah rızası icin. eve bir musluk bozulsun yada herhangi arıza icin usta cagırın bakalım saatine kac lira alıyor, öpücükle ödüyorsanız bilemem tabi ama her seye de zaten maas alıyorlar diye konusmaz ya insan. allah akıl fikir versin. saglık personelini begenmeyen evde deve sidigi icmeye devam etsin ne diyim.
devamını gör...
merdivenaltı_müzisyen ile ufak tefek müzikoloji
yoğun (0 kişi) istekten sonra bir başka projeye girişeyim dedim. bu üst başlıkta da müzikolojiye dair ufak tefek şeylere değineceğim. yine yazdıkça ekleyeceğim, git gide büyüyecek bir başlık. takipte kalın.
ayrıca (bkz: merdivenaltı_müzisyen ile müzik teorisi 101).
dönemler -- bu başlıklar altında o dönemin gelenekleri hakkında bilgi vereceğim.
(bkz: ortaçağ müziği)
(bkz: rönesans müziği)
(bkz: barok müziği)
önemli / ilginç eserler:
(bkz: miserere mei deus)
(bkz: rappresentatione di anima et di corpo)
(bkz: spem in alium)
(bkz: lamentationes jeremiae prophetae)
(bkz: madonna, il poco dolce)
(bkz: l'antica musica ridotta alla moderna prattica)
(bkz: les folies d'espagne)
(bkz: concerto delle donne) (üç soprano ve basso continuo için 12 madrigal, luzzaschi)
(bkz: musica prisca caput)
(bkz: 1812 overture)
(bkz: vivaldi four season (müzik))
önemli besteciler:
(bkz: eric whitacre)
(bkz: jean sibelius)
(bkz: antonín dvořák)
(bkz: dmitri shostakovich)
(bkz: béla bartók)
(bkz: tchaikovsky)
(bkz: franz liszt)
(bkz: joseph haydn)
(bkz: johann sebastian bach)
(bkz: george frideric handel)
(bkz: antonio vivaldi)
(bkz: niccolo paganini)
(bkz: wolfgang amadeus mozart)
(bkz: ludwig van beethoven)
(bkz: emilio de' cavalieri)
(bkz: nicola vicecntino)
(bkz: girolamo frescobaldi)
(bkz: john dowland)
(bkz: luzzasco luzzaschi)
(bkz: claudio monteverdi)
(bkz: carlo g)
...
müzikal formlar:
(bkz: fugue)
(bkz: fantasia)
(bkz: cantata)
(bkz: toccata)
(bkz: aria)
....
edit: geç bastı, her bir besteciyi her türü yazmak zor iş. akla geldikçe yazın ekleyeyim olmadı.
----eklenecek----
(bkz: romantik dönem müziği)
(bkz: klasik dönem müziği)
(bkz: çağdaş müzik)
ayrıca (bkz: merdivenaltı_müzisyen ile müzik teorisi 101).
dönemler -- bu başlıklar altında o dönemin gelenekleri hakkında bilgi vereceğim.
(bkz: ortaçağ müziği)
(bkz: rönesans müziği)
(bkz: barok müziği)
önemli / ilginç eserler:
(bkz: miserere mei deus)
(bkz: rappresentatione di anima et di corpo)
(bkz: spem in alium)
(bkz: lamentationes jeremiae prophetae)
(bkz: madonna, il poco dolce)
(bkz: l'antica musica ridotta alla moderna prattica)
(bkz: les folies d'espagne)
(bkz: concerto delle donne) (üç soprano ve basso continuo için 12 madrigal, luzzaschi)
(bkz: musica prisca caput)
(bkz: 1812 overture)
(bkz: vivaldi four season (müzik))
önemli besteciler:
(bkz: eric whitacre)
(bkz: jean sibelius)
(bkz: antonín dvořák)
(bkz: dmitri shostakovich)
(bkz: béla bartók)
(bkz: tchaikovsky)
(bkz: franz liszt)
(bkz: joseph haydn)
(bkz: johann sebastian bach)
(bkz: george frideric handel)
(bkz: antonio vivaldi)
(bkz: niccolo paganini)
(bkz: wolfgang amadeus mozart)
(bkz: ludwig van beethoven)
(bkz: emilio de' cavalieri)
(bkz: nicola vicecntino)
(bkz: girolamo frescobaldi)
(bkz: john dowland)
(bkz: luzzasco luzzaschi)
(bkz: claudio monteverdi)
(bkz: carlo g)
...
müzikal formlar:
(bkz: fugue)
(bkz: fantasia)
(bkz: cantata)
(bkz: toccata)
(bkz: aria)
....
edit: geç bastı, her bir besteciyi her türü yazmak zor iş. akla geldikçe yazın ekleyeyim olmadı.
----eklenecek----
(bkz: romantik dönem müziği)
(bkz: klasik dönem müziği)
(bkz: çağdaş müzik)
devamını gör...
ilginç genel kültür bilgileri
kendinizi gıdıklayabilmek şizofreni belirtisidir.
devamını gör...
kitap alıntıları
kendini ingiltere kralı sanan bir deli ile tartışmanın tehlikeli olduğunu herkes bilir; fakat tek başına olduğu için onun hakkından gelinebilir.
bütün bir ulus bir kuruntuya kapıldığı zaman, savlarına karşı gelindiğinde öfke tek bir delininkiyle aynıdır; fakat o ulusun aklını başına getirecek tek şey savaştır.
sorgulayan denemeler
bertrand russell
bütün bir ulus bir kuruntuya kapıldığı zaman, savlarına karşı gelindiğinde öfke tek bir delininkiyle aynıdır; fakat o ulusun aklını başına getirecek tek şey savaştır.
sorgulayan denemeler
bertrand russell
devamını gör...
köpeksiz sokaklar istiyoruz
sokak köpekleri ve bakımları yapılmayan üzüntüden kahrolan köpekler bizim sonucumuz. siz hediye niyetine hayvanları alır sonra yavru köpek az biraz büyüyünce sokağa atarsanız sokak köpekleri tabii olur. avrupadaki gibi güzel işleyen barınaklarınız olur (ve burada çalışanlar hayvanları sever sayar hayvanlar eceli gelmeden çok kaldı diye öldürülmez) o zaman diyelim ki sokak köpekleri barınağa yerleştirilsinler. ama durum bundan çok uzak.
ben de hayvan nefreti olan insanlarla aynı havayı solumak istemiyorum. çünkü bu kadar acımasızlık başka bir boyut kusura bakmayın.
ben de hayvan nefreti olan insanlarla aynı havayı solumak istemiyorum. çünkü bu kadar acımasızlık başka bir boyut kusura bakmayın.
devamını gör...
pratik bilgiler
*ekmek yaparken hazırlayacağınız hamur için dolapta duran suyu kullanın. daha uzun sürede mayalanır ve daha fazla kabarmasını sağlar.
* arabanın direksiyonunu hiçbir zaman sonuna kadar çevirmeyin, hidrolik yağını çabuk bitirir.
* olmamış meyveyi, kırmızı elmayla beraber poşete koyun. yarım gün içinde olgunlaşacaktır.
* saçınız yıkarken saç derinizi yıkamayın, saç tellerinizi yıkayın. böylece saçlarınız zarar görmez. örnek: kuaförlerdeki saç yıkama lavabosu.
* zeytinyağını asla güneş alan bir yerde muhafaza etmeyin. içi ayrışmaya başlar ve tadı kaçar.
* sucuğu soymadan önce 30sn kadar suya batırın. çok kolay soyulacaktır.
* arabanın direksiyonunu hiçbir zaman sonuna kadar çevirmeyin, hidrolik yağını çabuk bitirir.
* olmamış meyveyi, kırmızı elmayla beraber poşete koyun. yarım gün içinde olgunlaşacaktır.
* saçınız yıkarken saç derinizi yıkamayın, saç tellerinizi yıkayın. böylece saçlarınız zarar görmez. örnek: kuaförlerdeki saç yıkama lavabosu.
* zeytinyağını asla güneş alan bir yerde muhafaza etmeyin. içi ayrışmaya başlar ve tadı kaçar.
* sucuğu soymadan önce 30sn kadar suya batırın. çok kolay soyulacaktır.
devamını gör...
dan brown
1964 doğumlu amerikalı yazar. 3 kitabının okunması yeterli olacak yazardır. çünkü maksimum 3 tanesinde o güzel havayı alırsınız, sonrakilerde artık bu aynı hava size güzel gelmemeye başlar.
kitapları araştırma ürünüdür. sadece roman okumak için değil, tarih, bilim hakkında da bir şeyler öğrenmek istiyorsanız , sizin bu açlığınızı giderecektir. benim bildiğim 3 kitabı filme çevrilmiş ve tom hanks üçünde de oynamıştır. zaten 3 kitapta da karakter aynıydı. bu filmler melekler ve şeytanlar , cehennem ve da vinci’nin şifresi’dir.
ama itiraf edelim ki, tamam gizemdir, kayıp sembollerdir gerçekten cazipti ama artık yetmez mi ? robert langdon’ un maceraları artık bitmesin mi? bu serinin son kitabı başlangıç kitabı, o da filme öevrilir mi bilinmez.
başlangıç kitabı bende tanrının formülü kitabıyla aynı hayal kırıklığını yaşattı. çünkü kafamda bitmek bilmeyen soruların en azından cevaplanması için bir çıkış kapısı aralar veya farklı düşünmemi sağlar diye düşündüm ama beklentimi karşılamadı maalesef. yine de yazım diline, akıcılığına bir şey diyemiyorum ama yazarın tüm kitaplarını okuduktan sonra kafasının işleyişini çözüyorsun ve kitapta sürprizlerle karşılaşma ihtimalin kalmıyor maalesef.
ben 3 kitapta kalın derim ama illa okumak isterseniz yazarın ekmeğinden olmayayım* .
kitapları araştırma ürünüdür. sadece roman okumak için değil, tarih, bilim hakkında da bir şeyler öğrenmek istiyorsanız , sizin bu açlığınızı giderecektir. benim bildiğim 3 kitabı filme çevrilmiş ve tom hanks üçünde de oynamıştır. zaten 3 kitapta da karakter aynıydı. bu filmler melekler ve şeytanlar , cehennem ve da vinci’nin şifresi’dir.
ama itiraf edelim ki, tamam gizemdir, kayıp sembollerdir gerçekten cazipti ama artık yetmez mi ? robert langdon’ un maceraları artık bitmesin mi? bu serinin son kitabı başlangıç kitabı, o da filme öevrilir mi bilinmez.
başlangıç kitabı bende tanrının formülü kitabıyla aynı hayal kırıklığını yaşattı. çünkü kafamda bitmek bilmeyen soruların en azından cevaplanması için bir çıkış kapısı aralar veya farklı düşünmemi sağlar diye düşündüm ama beklentimi karşılamadı maalesef. yine de yazım diline, akıcılığına bir şey diyemiyorum ama yazarın tüm kitaplarını okuduktan sonra kafasının işleyişini çözüyorsun ve kitapta sürprizlerle karşılaşma ihtimalin kalmıyor maalesef.
ben 3 kitapta kalın derim ama illa okumak isterseniz yazarın ekmeğinden olmayayım* .
devamını gör...
sözlük yazarlarının isimleri
(bkz: anonim kalmanın önemi) çerçevesinde cevap veremeyeceğim başlıktır.
devamını gör...
hayalindeki kitaplığı oluşturan yazarlar veri tabanı

henüz tam istediğim halinde değil. daha çok uzun bir yol var hayalimdeki kitaplığa ulaşmaya. altmış bin kitaplık bir kütüphanesi olan alberto manguel’i kendime rakip ve örnek olarak seçtiğim için şöyle söylemem doğru olur belki: yolun kabasını aldım.
devamını gör...
yazarların aile evindeki adı
-o telefonu bir elinden bıraksan her seyi başaracaksın da...(telefonu bırakmadan derece yapmış olmam dışında hiçbir problem yok)
-bi çay koysan içeriz. (semaverim çünkü ben)
-misafir gelse odanı görse ne dicez biz elaleme (sanki eve gelen misafiri benim odamda ağırlıyoruz )
-bi çay koysan içeriz. (semaverim çünkü ben)
-misafir gelse odanı görse ne dicez biz elaleme (sanki eve gelen misafiri benim odamda ağırlıyoruz )
devamını gör...
çok şey yapmak isteyip hiçbir şey yapamamak
beni en güzel anlatan cümle.
devamını gör...
ikindi vakti kırlara uzanıp gökyüzünü seyretmek
çok yaptım huzur dolu bir eylem imkan yok artık yapmaya.
devamını gör...


