jokerin kafasına kendi kafamı montajladim. bana işten çıkıp eve gittiğim cuma günlerini hatırlatıyor.
devamını gör...

dizi izlerken aslında kendi yaşadığım iyi kötü şeyler anımsar ağlarım. soruncada diziden dolayı ağlıyorum derim.
devamını gör...

koskoca imparatorluğun düştüğü hale bak. üzerinde güneş batmayan imparatorluk sincaplara doğum kontrol hapı hazırlıyor. şaka gibi.
devamını gör...

2016 senesinde çıkmış, 1 saat 56 dakikalık denis villeneuve filmi. 2002 senesinde aynı isimle çıkan kitaptan uyarlanmıştır. filmlerde genelde orta-uzun plan çekimler seven ben için bulunmaz nimet. bunun haricinde gözüme çarpan şey ise kullanılan renklerin doğallığıdır. üzerinde oynama yapılmamış bir film gibi dursa da, her sahnenin başlı başına bir tablo gibi oluşu çok hoş.

film, genel olarak bir anlaşamama üzerine kurulu. ve bize şu soruyu soruyor; hiçbir ortak noktan ve etkileşimin olmayan canlılarla nasıl iletişim kurabilirsin? kulağa ne kadar imkansız gelse de, film içinde bu sorunun cevaplandığını görmek oldukça tatmin edici.

değinmek istediğim bir diğer nokta ise filmin müzikleri. bir diğer girdimde de yazdığım üzere bu soundtrack'ler johann johannsson ve max richter tarafından bestelenmiş. ve yine bence harika ötesiler. gelelim nedenine;


filmde bahsi geçen, zamanın düz bir çizgi olarak ilerlemediği ve aslında bir çember olduğu fikri ve uzaylıların da dillerinin tamamen çemberlerden oluştuğu biliniyor. bu fikirlerin üzerine, soundtrack'lerde kullanılan circle of fifths yani beşli çemberi, bu temaya tam uyuyor. tabi insan bu detayı ilk öğrendiğinde hayranlığı bir kat daha artıyor.
örnek
devamını gör...

tuttu.

30'lu yaşlardasın.
devamını gör...

kendi tanımımı yazmadan önce ilk tanımın sallamasyon olduğunu söylemek isterim.

gustave flaubert tarafından yazılmış ve en sevdiğim kitap karakterlerinden birisini 'emma bovary'i ' anlattığı kitaptır.

madame bovary sakin, sorgulamayan kendisini seven monoton bir doktorla evlidir. oysa kendisi ihtiraslı sürekli heyecan tutku arayan bir kadındır. madam bovary kocasını aldattığı için ahlaksız kadın konumunda bir kadındır aynı zamanda. bu konuda bir şey söylemek istemiyorum herkes kafasında istediği yere koyabilir. ama flaubert ona ahklaksız kadın gözüyle bakmamamız için kitaba şöyle bir kısımı da eklemiş. (bundan sonrası eser miktarda spoiler içermektedir)

--! spoiler !--
noter ya da ona benzer birisiydi pek emin olamadım şimdi borcuna karşılık ona kendisi ile birlikte olması teklifinde bulunmuştu emma bu ahlaksız teklifi reddetmişti. emma ahlaksız bir kadın olsaydı bunu reddeder miydi ?

zaten kitabin sonlarinda emma mutsuzluğunda kimsenin suçunun olmadığını söylemişti. madam bovary benim en sevdiğim unutamayacağım kitap karakterlerinden birisidir muhakkak.
asla aradigini bulamamış emma'nın mutsuz hayatı ve emma için umutsuzca çırpınan charles'in acılı hayatı.
--! spoiler !--
devamını gör...

sözlerini çiğdem talu'nun yazdığı, bestesini melih kibar'ın yaptığı beste.
bir dönem melih kibar ingiltere'de, çiğdem talu ise türkiye'de işlerimi yürütürler. o dönemde yağmurlu bir akşam içini özlem kaplayan melih kibar besteyi yapar ve çiğdem talu'ya gönderir. hiçbir şey söylemez. yalnızca yaptığı bu besteye söz yazmasını rica eder sevdiği kadından. çiğdem talu'da yazar ve gönderir. melih kibar sözleri okuduğunda çok şaşırır. hissettiği duygular ancak bu kadar söze dökülebilmiş olabilirdi çünkü. sevdiği kadın kilometrelerce öteden ruhunu okuyabilmiştir çünkü.
devamını gör...

kitap. karantina boyunca hep kitap.
devamını gör...

sanat estetik olmak zorunda mıdır? zorundaysa, bu resmin estetik olmadığının kanıtı nedir? ayrıca dwight'ın orada işi ne? *

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

eğer ki bu kişi haydar dümen değilse uzak durmanız gerekir.

tanım: bir insan grubu.
devamını gör...

aslında doğruyu söylüyor. yenidoğanlar yani insan yavrusu diğer memelilerden farklı olarak fizyolojik gelişim açısından erken doğar. bir geyiğin yavrusu doğduğu gibi hoplayıp zıplayabiliyorken insan yavruları aylarca bakıma muhtaç ve yıllarca temel ihtiyaçlarını giderebilmekten yoksun.

bunun sebebini bilim insanları iki ayak üzerinde durmamızın kalça kemiklerindeki genişliği daraltması olduğu konusunda hem fikir. eğer bebek anne karnında tam gelişmiş olsaydı bebeğin kafası annenin doğum kanalından geçemezdi.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

işte bu yüzden bütün bebekler mavi gözlü ve görme fonksiyonları eksik doğuyor. çünkü göz rengini oluşturan pigmentler ve görme proteinleri doğumdan sonraki 2 ay içerisinde üretiliyor ve insanın hayatı boyunca göz rengi değişmiyor.

edit: göz rengi artık lumineyes teknolojisiyle değiştirilebiliyor. gözdeki renkli pigmentlerin lazerle yakıldığı bu teknoloji göz sağlığı için tehlikeli. abd'de bu teknolojiyi geliştirmeye çalışıyorlar. gelecekte göz rengimizi de kalıcı olarak değiştirebileceğiz.
devamını gör...

yazar sayısında hata yapılmış mektup.
prusyaduku'nün 10 yazar gücünde olduğu hesaba katılmamış maalesef.
devamını gör...

seçim mitiglerinde gafları unutulmazdir.
(bkz: samsunu büyüksehir yapalım mı)
(bkz: bacınızın pıtığı size kurban olsun)
(bkz: cenabı allahi size emanet ediyorum)
devamını gör...

kaşlarını almaları. kesinlikle kadınsı bir hava katıyor. sözüm kadınsı görünmek istemeyen heterolara tabi; yoksa kadınsı görünmek istediği için bunu yapanlara hiçbir sözüm olamaz.
devamını gör...

"birbirinizi sevmiyorsanız ayrılın arkadaşım, bırakın sevenler bulsun birbirini. biz tek tabanca takılırken, sevmediğiniz halde neden meşgul ediyorsunuz insanları. belki biz yalnızların kısmeti" dedirten başlıktır, kimi bünyelere.
devamını gör...

genel olarak, yapmayı çok istediği bir iş üzerinde çalışırken ölen insanlar için kullanılan bir deyim.

misal: "ev almak için çalışıyordu fakat ömrü vefa etmedi". şeklinde örneklendirilebilir.
devamını gör...

(bkz: edanur) isimli yazarın fikirlerini belirttiği başlık.

''bana göre bu tarz yöreler çok saçma. eğer imkanı varsa her şeyi erkek tarafı yapar, yoksa da el ele verilir ortak yapılır. yok onu sen al bunu ben alayım. çingenlikten başka bir şey değil.''

''eğer imkanı varsa her şeyi erkek tarafı yapar, yoksa da el ele verilir ortak yapılır.
''eğer imkanı varsa her şeyi erkek tarafı yapar''
''her şeyi erkek tarafı yapar''
''erkek tarafı yapar''
''erkek''

bu girdiyi ben yanlış anlamış olayım lütfen. bu kadar çelişkiyi beynim kabul etmiyor. lütfen ironi olsun. ironi demi ?
devamını gör...

ikisi için de zor bir ilişki olacaktır.
taraflardan biri sigara dumanı ve kokusundan rahatsız olup uzak kalmak isteyip bazen söylenecek, içen kişi ise sigaranın sorun olmadığını, bırakamadığını söyleyecektir.
devamını gör...

diyalektik materyalizm, marksizmin felsefesidir diyebiliriz.

materyalizm dediğimiz kavram, marx ve engels'ten önce de vardı. ama onlar, 19. yüzyılın buluşlarının da yardımıyla, bu materyalizmin şeklini değiştirdiler ve "diyalektik" materyalizmi yarattılar.
devamını gör...

hz. muhammed'in yoksul sahabilerin barınması için yaptırdığı yer. burası daha sonra eğitim kurumuna dönüşmüştür. burda, muhacirlerden ya da müslüman olup medine'ye hicret edenlerden olan yoksul ve yakını da olmayan sahabiler kalırdı. hatta evleri olmasına rağmen hz. abdullah bin ömer ve ensar'dan bazı evleri olan kişiler, burda kalanlara imrendikleri için onlarla birlikte kalırlardı. ki bunun üzerine bu kişiler de suffe ehlinden sayılmışlardır. suffe ehlinden bazıları evlendikten sonra burdan ayrılırdı ve bazıları da gelir suffe ehline katılırdı. bazıları da misafir olarak suffe'de kalırdı. hatta suffe ehlinin sayısının 400'e ulaştığı da olmuştu. suffe'de kalanların yani ehl-i suffe'nin meslekleri yoktu. bu yüzden paraları da yoktu. resulullah da onların geçimiyle ilgilenirdi. ve resulullah, akşamları ehl-i suffe'yi ayırır ve ayırdığı çeşitli grupları sahabelere teslim ederdi ki, onların karınlarını doyursunlar. geriye kalanları da kendi evine götürürdü. bu, müslümanların maddî durumları düzelinceye kadar devam etmiştir. resulullah'a getirilen sadakaların tamamını, resulullah suffe ehline gönderirdi. kendisine verilen hediyeleri ise, suffe ehliyle paylaşırdı. hatta, hz. muhammed, aile ihtiyaçlarından çok onların ihtiyaçlarıyla ilgilenirdi. buhari'de geçene göre, (bkz: hz. fatıma) kendisine yardım etmesi için, resulullah'dan bir hizmetçi ister. fakat resulullah, suffe'de kalanların ihtiyaçlarını giderebilmek adına hz. fatıma'nın isteğini geri çevirir. ashab-ı suffe'den olan güç sahipleri, sabahları mescide su taşır ve dağdan toplamış oldukları odunları satar ve böylelikle de ihtiyaçlarını gidermeye çalışırlardı. geceleriyse, ilim ve kur'an tivaleti ile meşgul olurlardı.

hurmaların hasat zamanı geldiğinde, herkes, ellerinden geldiği kadarıyla hurma salkımları getirir, mescide asardı. ehl-i suffe de karınlarını bunlarla doyurur, hatta bazıları hurma yemekten bıkar ve şikayet ederlerdi. ashab-ı suffe'den bazılarının namazda ayakta durmaya zorlandığıyla ilgili rivayetlerden anlaşılıyor ki, her ne kadar yoksul olsalar bile zühd içinde yaşıyorlardı.

fakat suffe, kısa bir müddet sonra eğitim kurumuna dönüşmüştür. şöyle ki, ashab-ı suffe vakitlerini resulullah'ı dinleyerek, ondan islamî konuları öğrenerek geçirirlerdi. bazen de resulullah'a sorular sorar, kafalarını karıştıran meselelerin cevabını alırlardı. resulullah, ashab-ı suffe'nin eğitimleriyle ilgileniyor ve dersler veriyordu. onlara yazı yazmayı, kur'an okumayı öğretecek hocalar da tayin etmişti. ehl-i suffe, duydukları hadisleri diğer sahabilere de naklediyorlardı.

ayrıca, hanım sahabiler için suffetü'n-nisa denen bir başka suffe de vardır. fakat burası hakkında bilgi yoktur.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim