leyla ile mecnun replikleri
mecnun:
-ben sadece kışın karpuzu, yazın portakalı özlerdim. şimdi bir de sen çıktın başıma.
-ben sadece kışın karpuzu, yazın portakalı özlerdim. şimdi bir de sen çıktın başıma.
devamını gör...
domestic hıyar
şu sözlükte en sevdiğim insanların başında gelen, en çok kahrımı çeken ama hiç şikayet etmeyen yazar.
bir konuya açıklık getirmek isterim bu vesileyle. * domestic ile aramızdaki muhabbetlerin tamamı sadece geyik. bazen bu durum yanlış anlaşıldığından değişik tepkilere neden oluyor. canımız sıkılınca birbirimize sarıyoruz, o kadar. yengemizin * de haberi var durumdan. sağ olsunlar, üçüncü deli olarak aralarına * kabul ettiler beni.
seviliyorsunuz ikiniz de...
bir konuya açıklık getirmek isterim bu vesileyle. * domestic ile aramızdaki muhabbetlerin tamamı sadece geyik. bazen bu durum yanlış anlaşıldığından değişik tepkilere neden oluyor. canımız sıkılınca birbirimize sarıyoruz, o kadar. yengemizin * de haberi var durumdan. sağ olsunlar, üçüncü deli olarak aralarına * kabul ettiler beni.
seviliyorsunuz ikiniz de...
devamını gör...
öğretmen kalitesinin artırılması için çözüm önerileri
1) uzun vadeli eğitim programlamaları oluşturulmalı.
2)her yere eğitim fakültesi açılmamalı. sadece nitelikli okulların eğitim fakültesi olmalı
3) bölümlere kesinlikle formasyon verilmemeli. çünkü altı ayda öğretmen olunmaz.
4) öğretmenlerin yan dallara geçişine izin verilmemeli.
5) yığılma olan bölümlere öğrenci alınmamalı. o bölümler birkaç yıl kontenjan açmamalı
6) eğitim fakültelerine girerken ön mülakat yapılmalı ve mesleğe uygun olmayanlar puanı ne olursa olsun kabul edilmemeli. öğretmen dediğin kişi bilgiyi iyi aktarabilmeli
7) kesinlikle psikolojik testlerden geçilmeli. şizofren olan adam öğretmen olmasın.
2)her yere eğitim fakültesi açılmamalı. sadece nitelikli okulların eğitim fakültesi olmalı
3) bölümlere kesinlikle formasyon verilmemeli. çünkü altı ayda öğretmen olunmaz.
4) öğretmenlerin yan dallara geçişine izin verilmemeli.
5) yığılma olan bölümlere öğrenci alınmamalı. o bölümler birkaç yıl kontenjan açmamalı
6) eğitim fakültelerine girerken ön mülakat yapılmalı ve mesleğe uygun olmayanlar puanı ne olursa olsun kabul edilmemeli. öğretmen dediğin kişi bilgiyi iyi aktarabilmeli
7) kesinlikle psikolojik testlerden geçilmeli. şizofren olan adam öğretmen olmasın.
devamını gör...
görünürde hiçbir şey yok
yapı kredi yayınları modern klasikler serisinin en yeni üyesi.*
jens rehn* tarafından yazılmış romanda; savaş zamanı okyanusun tam ortasındaki şişme bir botta mahsur kalıp kurtarılmayı bekleyen iki düşman askerinin yaşama tutunma hikayesi anlatılıyor.askerlerden biri bir alman denizaltı eri iken, diğeri amerikalı bir pilot ; namıdiğer “ öteki ve tek kollu”. elbette şartların zorluğu, düşmanlığın yerini dostluğa ve dayanışmaya bırakmasını sağlıyor.ne yazık ki bu durum ağır yaralı olan pilotun hayatını kaybetmesine mani olamıyor ve “öteki” bu ölüm-kalım savaşında tek başına kalıyor.(bu arada ilginç bir bilgi; yazar gerçekten batırılmış bir denizaltının komutanıymış.)kitap 5 kısa bölümden oluşuyor ve her bölümde ; aşama aşama okyanusun ortasındaki hiçliğe düşmüş bir kişinin açlıkla, susuzlukla, kavurucu güneşle ve tüm bunlar nedeniyle akıl sağlığını korumakla olan mücadelesi çok iyi bir biçimde ifade edilebilmiş.burda yazarın kişisel tecrübesinin etkisini hissetmemek mümkün değil.sadece birkaç defa kitabın ismine yaptığı gönderme bana can sıkıcı geldi.*. onun dışında kitap empati kurabilmek adına iyiydi.*
www.yapikrediyayinlari.com....
jens rehn* tarafından yazılmış romanda; savaş zamanı okyanusun tam ortasındaki şişme bir botta mahsur kalıp kurtarılmayı bekleyen iki düşman askerinin yaşama tutunma hikayesi anlatılıyor.askerlerden biri bir alman denizaltı eri iken, diğeri amerikalı bir pilot ; namıdiğer “ öteki ve tek kollu”. elbette şartların zorluğu, düşmanlığın yerini dostluğa ve dayanışmaya bırakmasını sağlıyor.ne yazık ki bu durum ağır yaralı olan pilotun hayatını kaybetmesine mani olamıyor ve “öteki” bu ölüm-kalım savaşında tek başına kalıyor.(bu arada ilginç bir bilgi; yazar gerçekten batırılmış bir denizaltının komutanıymış.)kitap 5 kısa bölümden oluşuyor ve her bölümde ; aşama aşama okyanusun ortasındaki hiçliğe düşmüş bir kişinin açlıkla, susuzlukla, kavurucu güneşle ve tüm bunlar nedeniyle akıl sağlığını korumakla olan mücadelesi çok iyi bir biçimde ifade edilebilmiş.burda yazarın kişisel tecrübesinin etkisini hissetmemek mümkün değil.sadece birkaç defa kitabın ismine yaptığı gönderme bana can sıkıcı geldi.*. onun dışında kitap empati kurabilmek adına iyiydi.*
www.yapikrediyayinlari.com....
devamını gör...
ayşe erbulak
çok şekerli ölüm adlı cinayet romanı üçlemesiyle polisiye roman konusunda türk edebiyatına katkıda bulduğunu düşündüğüm yazar.
dağhan külegeç’in annesidir aynı zamanda.
anne ve babasının adı altan erbulak olup ona da aynı ismi vermiş olmaları ilginç bir detaydır. kendisi 16 yaşındayken mahkemeye başvurup adını ayşe erbulak olarak değiştirmiştir. *
dağhan külegeç’in annesidir aynı zamanda.
anne ve babasının adı altan erbulak olup ona da aynı ismi vermiş olmaları ilginç bir detaydır. kendisi 16 yaşındayken mahkemeye başvurup adını ayşe erbulak olarak değiştirmiştir. *
devamını gör...
cacığı bir üst noktaya taşıyan detaylar
sarimsak ve nane.
devamını gör...
edirne'de 8 köpek yavrusunun diri diri yakılarak öldürülmesi
böyleleriyle aynı havayı solumaktan nefret ediyorum.bu canilerin beter olmasını diliyorum...
devamını gör...
aşka karşılık gelen bir kelime yaz
bu kelime kesinlikle istisnadır.
aşk denilen şeyin tanımı budur aslında.
insanlar aşk ı hayranlık ile karıştırırlar genelde. bu yüzden aşk biter denir. aslında hayranlık biter. bu hayranlık bazen de takıntı boyutuna ulaşır. tabi o zamanda "kara sevda" deriz hemen. ama buda sadece takıntıdır aslında.
birde sevmek vardır. oda alışkanlıktır özünde. insanoğlu doğası gereği her şeye ve her duruma alışabildiği, adapte olabildiği gibi bolca vakit geçirdiği insanlara da alışır. kimi zaman huzur ve güven bulur onların varlıklarında. ama alışkanlıktır özünde. bu da aşk ile karıştırılır.
peki nedir gerçek aşk?
şöyle açıklayayım, gerçek aşk diye bir şey yoktur. çünkü aşk istisnadır.
istisna nedir peki; yok denilecek kadar az olan. o kadar az ki hatta sonuca dahi etki etmeyen.
dünyada 8 milyar insan arasından her şeyi ile sizi tamamlayacak insanı bulmak, aynı 8 milyar parçalı bir puzzle ın içinden birbirine tam uyan iki parçayı bulmak gibidir. istatiksel olarak mümkündür. ama o kadar azdır ki, gerçekleşme olasılığı istisnadır.
yok denilebilecek kadar azdır.
aşk da zaten yok olmaktır.
aşk denilen şeyin tanımı budur aslında.
insanlar aşk ı hayranlık ile karıştırırlar genelde. bu yüzden aşk biter denir. aslında hayranlık biter. bu hayranlık bazen de takıntı boyutuna ulaşır. tabi o zamanda "kara sevda" deriz hemen. ama buda sadece takıntıdır aslında.
birde sevmek vardır. oda alışkanlıktır özünde. insanoğlu doğası gereği her şeye ve her duruma alışabildiği, adapte olabildiği gibi bolca vakit geçirdiği insanlara da alışır. kimi zaman huzur ve güven bulur onların varlıklarında. ama alışkanlıktır özünde. bu da aşk ile karıştırılır.
peki nedir gerçek aşk?
şöyle açıklayayım, gerçek aşk diye bir şey yoktur. çünkü aşk istisnadır.
istisna nedir peki; yok denilecek kadar az olan. o kadar az ki hatta sonuca dahi etki etmeyen.
dünyada 8 milyar insan arasından her şeyi ile sizi tamamlayacak insanı bulmak, aynı 8 milyar parçalı bir puzzle ın içinden birbirine tam uyan iki parçayı bulmak gibidir. istatiksel olarak mümkündür. ama o kadar azdır ki, gerçekleşme olasılığı istisnadır.
yok denilebilecek kadar azdır.
aşk da zaten yok olmaktır.
devamını gör...
röportaj adam
youtube'a belgeseli düşmüş, beni gülmekten yarım yarım yaran efsanedir.
devamını gör...
ilk kez deniz görüldüğünde hissedilenler
dağların içinden, ormanlarin arasındaki yollardan geçen otobüs en son deniz kenarına, memleketime ulaşıyor. yaklaştığımızı anladığımızda camlara yapışıp kuzenlerimle ilk denizi gören kazanır diye yarış yapardık. ilk anımı hatırlamıyorum ama her sene memleketime gittiğimde denizi gördüğüm zaman çocukluğumdaki gibi, ilk defa görmüş gibi heyecanlanırım.
devamını gör...
(tematik)
tumturaklı
'bir anlam bildirmeyen ancak kulağa hoş gelen, gösterişli' anlamına gelen sözcüktür.
devamını gör...
türklerin geri kalma nedenleri
ırkları ile övünüp durmaktan başka övünecek bir şey yapmamaları
devamını gör...
nara dönemi
nara dönemi, japon tarihinde ms 710 - 794 yılları arasındaki dönemdir. sonrasında heian dönemi gelmiştir.
devamını gör...
biz çocukken
nasıldı dünya siz çocukken sayın dinleyen?
neleri özlüyoruz çocukluk günlerimize dair?
neler değişti o günlerden bu günlere ya ne kaldı değişmeyen?
yazın bize konuşalım 23’te kafa sözlük radyo'dayız bekleriz efenim…
neleri özlüyoruz çocukluk günlerimize dair?
neler değişti o günlerden bu günlere ya ne kaldı değişmeyen?
yazın bize konuşalım 23’te kafa sözlük radyo'dayız bekleriz efenim…
devamını gör...
ezberci eğitim sistemi
eğitimci değilim, belki söyleyeceklerim yanlıştır lakin bu sistemin içinde okumuş hemen her öğrencinin gördüğü bazı çarpıklıklar vardır.
lise zamanlarını unutamıyorum mesela. üniversite sınavına girmeye iki ay gibi bir süre kalmıştı ve ben limit - türev - integral konularında daha kalem bile oynatamıyordum. okuldaki hocalar, yıllardır bu konuları aynı kafayla verdiklerinden üniversitede öğrendiklerini de unutmuştu, kafamın içine girmeyen bu üç baba konu hakkında bana yardımcı olamıyordu. en sonunda çıldırıp şehrimdeki üniversitede okuyan bir matematik öğrencisinden özel ders almaya karar verdim. o da bana üniversitelerde okutulan ders kitaplarından (bkz: thomas' calculus) matematik dersi vermeye başladı.
sonuç: üniversite sınavında limit - türev - integralden 8 soru çıktı, hepsi doğru.
çünkü o ablam, özel derslerde "x in derecesini başa indirip dereceyi 1 azaltırsın" gibi bir matematik dersi vermemişti. limit nereden, türev nereden gelir; integralde neyi amaçlarız; bu üç konunun teoremlerinin ispatları nedir gibi sorularıma cevap vermiş, üstüne üstlük üniversitede okuyan öğrencilerin çalıştıkları sorular üzerinden de hatalarımı tespit edip bunların üstüne gitmemi sağlamıştı.
yanlış anlaşılmasın, özel ders alın demiyorum. fakat okulda üç ay boyunca anlatılan konuyu anlamayan bir öğrenci henüz öğretmen olmamış birinden bir ayda teorem ispatlarına kadar bu konuyu nasıl öğrenir, bunu tartışmak istiyorum. bugün mühendislik öğrencisiyim ve daha lisede öğrendiğim o teorem ispatları sayesinde bugün daha rahatım. bir şeyin arkasını, gerçeğini öğrenmeden rahat edemiyorum. ezberci sistem ise bunu bana vermiyor.
üniversite kitaplarını çok seviyorum, çünkü yıllar boyu lanet okuduğum fizik ve matematiği olağanüstü şekilde sevdirerek anlatıyorlar. hele insanı araştırmaya teşvik etmesi yok mu o kitapların? ah ah...
evet, eğitimde bir şeylerin farklılaşması gerekiyor ama neyin farklılaşması lazım, bunu bilemiyorum. belki de üniversite kitapları tarzında bir anlatım, lise ve ortaokullardaki öğrencileri daha çok rahatlatır , kim bilir?
lise zamanlarını unutamıyorum mesela. üniversite sınavına girmeye iki ay gibi bir süre kalmıştı ve ben limit - türev - integral konularında daha kalem bile oynatamıyordum. okuldaki hocalar, yıllardır bu konuları aynı kafayla verdiklerinden üniversitede öğrendiklerini de unutmuştu, kafamın içine girmeyen bu üç baba konu hakkında bana yardımcı olamıyordu. en sonunda çıldırıp şehrimdeki üniversitede okuyan bir matematik öğrencisinden özel ders almaya karar verdim. o da bana üniversitelerde okutulan ders kitaplarından (bkz: thomas' calculus) matematik dersi vermeye başladı.
sonuç: üniversite sınavında limit - türev - integralden 8 soru çıktı, hepsi doğru.
çünkü o ablam, özel derslerde "x in derecesini başa indirip dereceyi 1 azaltırsın" gibi bir matematik dersi vermemişti. limit nereden, türev nereden gelir; integralde neyi amaçlarız; bu üç konunun teoremlerinin ispatları nedir gibi sorularıma cevap vermiş, üstüne üstlük üniversitede okuyan öğrencilerin çalıştıkları sorular üzerinden de hatalarımı tespit edip bunların üstüne gitmemi sağlamıştı.
yanlış anlaşılmasın, özel ders alın demiyorum. fakat okulda üç ay boyunca anlatılan konuyu anlamayan bir öğrenci henüz öğretmen olmamış birinden bir ayda teorem ispatlarına kadar bu konuyu nasıl öğrenir, bunu tartışmak istiyorum. bugün mühendislik öğrencisiyim ve daha lisede öğrendiğim o teorem ispatları sayesinde bugün daha rahatım. bir şeyin arkasını, gerçeğini öğrenmeden rahat edemiyorum. ezberci sistem ise bunu bana vermiyor.
üniversite kitaplarını çok seviyorum, çünkü yıllar boyu lanet okuduğum fizik ve matematiği olağanüstü şekilde sevdirerek anlatıyorlar. hele insanı araştırmaya teşvik etmesi yok mu o kitapların? ah ah...
evet, eğitimde bir şeylerin farklılaşması gerekiyor ama neyin farklılaşması lazım, bunu bilemiyorum. belki de üniversite kitapları tarzında bir anlatım, lise ve ortaokullardaki öğrencileri daha çok rahatlatır , kim bilir?
devamını gör...
ihsan eliaçık
ezber bozan açıklamalarından ötürü eski köye yeni adet getirmekle suçlanan soyadıyla müsemma yazar.
oysa çoğu yüzyıllardır 10. köye taşınanların söyledikleridir aktardıkları. *
edit: başlığın turnusol görevi görmesi de güzel. *
oysa çoğu yüzyıllardır 10. köye taşınanların söyledikleridir aktardıkları. *
edit: başlığın turnusol görevi görmesi de güzel. *
devamını gör...
o ölünce asla üzülmem dediğiniz kişiler
bu cümleyi kimse için kurmadım henüz. insan ilişkilerinin diğer her şeyden daha önemli olduğunu düşünüyorum. ne ölümüne üzülürüm, ne dirisine uğrarım.
devamını gör...
zayıflayınca giyerim kıyafeti
benim giydiklerimden daha çok olandır,
65 kilonun altına düştüğümde ne giyeceğimi şaşırıyorum, o kadar çok var, hayatımda 3 kere filan görmüşümdür 60 kiloyu, tamamen 38 beden olacağımı varsayarak almışım herşeyi, aslında kilo versem bile koruyamıyorum, ama vazgeçmiyorum da, fiyatı da çok kışkırtıcı olabiliyor, daha dün yazlık bir pantolon aldım, neredeyse bedava bir rakama, o marka o tasarım ve kumaş için, evet çok motive edici, bazen duvardaki panoya astığım bile oluyor.
65 kilonun altına düştüğümde ne giyeceğimi şaşırıyorum, o kadar çok var, hayatımda 3 kere filan görmüşümdür 60 kiloyu, tamamen 38 beden olacağımı varsayarak almışım herşeyi, aslında kilo versem bile koruyamıyorum, ama vazgeçmiyorum da, fiyatı da çok kışkırtıcı olabiliyor, daha dün yazlık bir pantolon aldım, neredeyse bedava bir rakama, o marka o tasarım ve kumaş için, evet çok motive edici, bazen duvardaki panoya astığım bile oluyor.
devamını gör...

