90'lı yıllara dair akılda kalanlar
bir çok unutulmayacaklar vardır elbette.en önemlisi de, çoğu insanı etkileyen, kolay kolay da unutulmayacak olan 17 ağustos 1999 gölcük depremi dir. allah bir daha yaşatmasın.
devamını gör...
osmanlıca bilen yazarlar
bir kardeşimizin sınavı için osmanlıca bilen yazar aradığımız başlıktır.
not: yardım kısmına nasıl atılıyor otomatik mi oluyor bilmediğim için kafasını ağrıttığım yazarlardan özür dilerim.
not: yardım kısmına nasıl atılıyor otomatik mi oluyor bilmediğim için kafasını ağrıttığım yazarlardan özür dilerim.
devamını gör...
xiii. ptolemaios
kleopatra'nın kardeşi ve kocası olan mısır kralı. * kleopatra ile evlenerek, kleopatra ile birlikte mısır'ı yönetmeye, yani bir imparator olmaya hak kazanmıştır. ha bu arada, kleopatra ve ptolemaios evlendiğinde, ptolemaios 11, kleopatra ise 18 yaşındaymış. şimdi tabi, düşünün siz, mısır'ın imparatoru, günümüzde yaşasa ortaokul veledi * olacak yaşta, 2300 yıl önce doğdu diye imparatorluk yapmış. tabii şimdi bu çocuk daha, koskoca mısır'ı nasıl yönetsin. yönetim de anlamış, bu yapamaz, ama tahtını da elinden alamayız, ptolemaios büyüyünceye kadar onun işlerini yapması için pothinus görevlendirilmiş. ama hala ptolemaios resmi olarak imparator yani. koskoca, şanlı imparator, 11 yaşında. biz, adam 40 yaşında başkan * olmuş diye, adama genç başkan diyoruz, çocuğun biri çıkıp 11 yaşında imparator oluyor. neyse.
daha sonra, zaman geçmiş, ptolemaios büyümüş. şaka yaptım elbette, kerata 14 yaşına gelmiş. kleopatra bu dönemde tabi, 21 yaşında. bir bakmışlar ana, kleopatra uçmuş. basbaya, 21 yaşında deha olmuş, halkın sevgilisi, gönüllerin sultanı haline gelmiş, bu yumurcak pardon ptolemaios ve pothinus da kıskanmış, kleopatra'yı (hani kraliçe ya) tahttan indirmeye çalışmışlar. hadi pothinus'u anlarım, ulan 14 yaşında ptolemaios neden pothinus'un "günah"ına ortak oluyor? sen imparatorsun zaten, hadi bunu geçtim, kraliçe senin ablan ve karın. *
kleopatra'nın resmini sikkelere basmışlar. yani kleopatra uçmuş gitmiş bildiğin. biliyorsunuz bizim bu yumurcak, küçük bülentimiz, yani ptolemaios daha 14 yaşında olduğu için mısır'ı aslında pothinus yönetiyor, bu yumurcak kıskançlık yapmış (bakın daha 14 yaşında kerata), demiş ki ben bu pothinus'u tahttan indirecem. iç savaş çıkıyor, kleopatra kaçıyor, ama daha sonra kendi ordusunu topluyor. bu sırada romalı general, behlülden, yani namıdiğer sezardan kaçarken mısır'a gelip sığınıyor. ptolemaios ve pothinus da diyor ki, sevaptır, kalsın burda. ama pothinus, sezarın gözüne girebilmek için generali öldürüyor. ve generalin kafasını alıyor, fantezi işte. sezar gelince, ptolemaios, generalin kafasını sunuyor. al diyor pişmiş kelle. *
fakat, bakın burası çok önemli, şöyle bir söylenti var, sezar, generalin ölmesine üzülüyor. bakın bu adam, sezar, king yani. düşmanının ölümüne üzülen bir adam, saygı duruşu. hatta cenaze töreni bile yapılıyor. sezar bu dönem tabi bihter yani kleopatra ile kaynaşıyor, kleopatra 21 yaşında, sezar da 52 yaşında. sezar ve kleopatra aşk yaşıyor. böyle olunca, sezar, pothinus'u idam ettiriyor ve kleopatra mısır'da yine eski haklarına kavuşuyor.
ptolemios veledi, hala diyor ki, yok ben kleopatra'yı tahttan indirecem. bunun üzerine 20 yaşındaki ablası arsinoe ile (bu arada türkiye'de ölmüştür bu kız) iş birliği yapıyor. bunlar da işte olaylar-olaylar ordu falan kurmuşlar ve savaş gerçekleşmiş. fakat sanırsam sezar ile kleopatra üstünlük sağlamış. bunun üzerine ptolemaios ve arsinoe de kaçmışlar.
bir söylentiye göre, ptolemaios veledi, nil nehrini geçmeye çalışırken boğularak ölmüş. yani şaşırmayın, 14 yaşında, ne beklersiniz. ayağı takılmıştır, düşmüştür ölmüştür işte. 14 yaşında imparator olmaya çalışırsan, olacağı budur işte. bunun üzerine kleopatra, diğer bir küçük kardeşi xiv. ptolemaios ile evlenmiştir. böylelikle ptolemaios ile birlikte mısır'ı yönetebilmeye hak kazanmıştır. bu arada, xiv. ptolemaios bu dönemde sanırım 14 yaşındadır.. yani kleopatra geniş bir kadın.
bu arada bazı araştırmalara göre kleopatra'nın gerçek yüzü böyleydi:

yani her şey bu kadın içindi. herhalde o dönem mısırlılar, "nefes alsın yeter" düşüncesindeymiş. kalın sağlıcakla..
daha sonra, zaman geçmiş, ptolemaios büyümüş. şaka yaptım elbette, kerata 14 yaşına gelmiş. kleopatra bu dönemde tabi, 21 yaşında. bir bakmışlar ana, kleopatra uçmuş. basbaya, 21 yaşında deha olmuş, halkın sevgilisi, gönüllerin sultanı haline gelmiş, bu yumurcak pardon ptolemaios ve pothinus da kıskanmış, kleopatra'yı (hani kraliçe ya) tahttan indirmeye çalışmışlar. hadi pothinus'u anlarım, ulan 14 yaşında ptolemaios neden pothinus'un "günah"ına ortak oluyor? sen imparatorsun zaten, hadi bunu geçtim, kraliçe senin ablan ve karın. *
kleopatra'nın resmini sikkelere basmışlar. yani kleopatra uçmuş gitmiş bildiğin. biliyorsunuz bizim bu yumurcak, küçük bülentimiz, yani ptolemaios daha 14 yaşında olduğu için mısır'ı aslında pothinus yönetiyor, bu yumurcak kıskançlık yapmış (bakın daha 14 yaşında kerata), demiş ki ben bu pothinus'u tahttan indirecem. iç savaş çıkıyor, kleopatra kaçıyor, ama daha sonra kendi ordusunu topluyor. bu sırada romalı general, behlülden, yani namıdiğer sezardan kaçarken mısır'a gelip sığınıyor. ptolemaios ve pothinus da diyor ki, sevaptır, kalsın burda. ama pothinus, sezarın gözüne girebilmek için generali öldürüyor. ve generalin kafasını alıyor, fantezi işte. sezar gelince, ptolemaios, generalin kafasını sunuyor. al diyor pişmiş kelle. *
fakat, bakın burası çok önemli, şöyle bir söylenti var, sezar, generalin ölmesine üzülüyor. bakın bu adam, sezar, king yani. düşmanının ölümüne üzülen bir adam, saygı duruşu. hatta cenaze töreni bile yapılıyor. sezar bu dönem tabi bihter yani kleopatra ile kaynaşıyor, kleopatra 21 yaşında, sezar da 52 yaşında. sezar ve kleopatra aşk yaşıyor. böyle olunca, sezar, pothinus'u idam ettiriyor ve kleopatra mısır'da yine eski haklarına kavuşuyor.
ptolemios veledi, hala diyor ki, yok ben kleopatra'yı tahttan indirecem. bunun üzerine 20 yaşındaki ablası arsinoe ile (bu arada türkiye'de ölmüştür bu kız) iş birliği yapıyor. bunlar da işte olaylar-olaylar ordu falan kurmuşlar ve savaş gerçekleşmiş. fakat sanırsam sezar ile kleopatra üstünlük sağlamış. bunun üzerine ptolemaios ve arsinoe de kaçmışlar.
bir söylentiye göre, ptolemaios veledi, nil nehrini geçmeye çalışırken boğularak ölmüş. yani şaşırmayın, 14 yaşında, ne beklersiniz. ayağı takılmıştır, düşmüştür ölmüştür işte. 14 yaşında imparator olmaya çalışırsan, olacağı budur işte. bunun üzerine kleopatra, diğer bir küçük kardeşi xiv. ptolemaios ile evlenmiştir. böylelikle ptolemaios ile birlikte mısır'ı yönetebilmeye hak kazanmıştır. bu arada, xiv. ptolemaios bu dönemde sanırım 14 yaşındadır.. yani kleopatra geniş bir kadın.
bu arada bazı araştırmalara göre kleopatra'nın gerçek yüzü böyleydi:

yani her şey bu kadın içindi. herhalde o dönem mısırlılar, "nefes alsın yeter" düşüncesindeymiş. kalın sağlıcakla..
devamını gör...
reddedilen kızın selamı sabahı kesmesi
nolacaktı hala peşinde mi koşacaktı aslan parçası?
devamını gör...
3 merdiven sildim çalışmazsam açım diyen 66 yaşındaki hanımın otobüsten indirilmesi
emeklilik yaşından yola çıkılarak bir sonuca varılamayacak türkiye’nin gerçeği bir durumdur.
emeklilik yaşı bakımından türkiye ile diğer ülkeleri kıyasladığımızda türkiye, diğer ülkelere nazaran daha iyi bir konumdadır. asıl sorulması gereken soru, 66 yaşında olan birinin neden hâlâ çalışmak zorunda olduğudur.
vergilerin toplanma amacı burada bir kere daha gözümüze sokuluyor. devletlerin vergileri toplamadaki temel amacı, sosyal eşitsizlikleri gidermektir. fakat verginin bizdeki tanımı “ devletin gerçek ve tüzel kişilere yüklediği ekonomik yükümlülük” olduğu sürece ne sosyal adaletten, ne gelir adaletinden ne de dümdüz adaletten bahsedemiyoruz. adaleti geçtim eşitlikten de bahsedemiyoruz.
kimse vergisinin nereye ne amaçla kullanıldığının hesabını soramıyor çünkü vergiler, faydası ölçülemeyen nereye harcandığı spesifik olarak belirlenmeyen bir olgu bizim ülkede. bu sebeplerden dolayı kimse kalkıp da sen benim vergimi nereye harcadın diye hesap sormaya kalkmasın zira yol yabdılar.
zaten bunu düşünmeye de gerek duymuyoruz. geleceğe yatırım yapılması, sosyal refahın artırılması, insanların ümitli olması, eğitim sisteminin iyileştirilmesi, yargının bağımsızlığı, mafya düzeninin bitirilmesi gibi konular azınlıkların gündemi sadece. yarın öbür gün vergi borcu silinen inşaat şirketlerini görünce şaşırmayın yani. iktidarın da gündemi onlar.
emeklilik yaşı bakımından türkiye ile diğer ülkeleri kıyasladığımızda türkiye, diğer ülkelere nazaran daha iyi bir konumdadır. asıl sorulması gereken soru, 66 yaşında olan birinin neden hâlâ çalışmak zorunda olduğudur.
vergilerin toplanma amacı burada bir kere daha gözümüze sokuluyor. devletlerin vergileri toplamadaki temel amacı, sosyal eşitsizlikleri gidermektir. fakat verginin bizdeki tanımı “ devletin gerçek ve tüzel kişilere yüklediği ekonomik yükümlülük” olduğu sürece ne sosyal adaletten, ne gelir adaletinden ne de dümdüz adaletten bahsedemiyoruz. adaleti geçtim eşitlikten de bahsedemiyoruz.
kimse vergisinin nereye ne amaçla kullanıldığının hesabını soramıyor çünkü vergiler, faydası ölçülemeyen nereye harcandığı spesifik olarak belirlenmeyen bir olgu bizim ülkede. bu sebeplerden dolayı kimse kalkıp da sen benim vergimi nereye harcadın diye hesap sormaya kalkmasın zira yol yabdılar.
zaten bunu düşünmeye de gerek duymuyoruz. geleceğe yatırım yapılması, sosyal refahın artırılması, insanların ümitli olması, eğitim sisteminin iyileştirilmesi, yargının bağımsızlığı, mafya düzeninin bitirilmesi gibi konular azınlıkların gündemi sadece. yarın öbür gün vergi borcu silinen inşaat şirketlerini görünce şaşırmayın yani. iktidarın da gündemi onlar.
devamını gör...
deprem
yerin derinliğinde 60 kilometreden başlayıp 700 kilometreye kadar uzanabilen ani bir denge kırılmasından oluşan yer sarsıntısı. o bölgede yavaş yavaş biriken gerilim de boşalır. dengenin tekrardan bozulması, artçı sarsıntıların oluşmasıyla sonuçlanır. zemin bakımından, depremlerin dağılımı incelenmiş ve dünyanın deprem haritası çıkarılmıştır.
deprem insanı en güvenli yerinde, yuvasından ve hayatından edebilen doğanın gazabıdır. ne yazık ki bütün uğraşlara rağmen depremleri önceden tahmin edebilmek imkansızdır. felaketten zararsız veya az zararla kurtulabilmenin tek çaresi binaları depreme dayanıklı olacak şekilde yapmaktır.
tabii afetler arasında en korkulanı ve en fazla can kaybına ve maddi ve manevi kayba yol açandır. depremin şiddeti de richter ölçeği denilen birimle ölçülür. 1'den başlayıp 12'ye kadar derecelenen depremlerde şiddet olarak 6 dereceden fazlası yıkıcı depremlerdir. bu depremlerin çoğu 7 ile 9 şiddetinde oluşur. eğer ki şiddet 12 dereceye çıkmışsa insan yapımı çok şey yıkılır. bir de nüfusun fazla oluşu ve bina tekniklerinin güvenilirliği de kayıp sayısını etkiler. türkiye de deprem kuşağı üzerinde bulunduğundan en şiddetlileri de 1939 yılı erzincan depremi ve 1999 yılı marmara depremi olmak üzere büyüklü küçüklü şiddette sık deprem yaşamış ve yaşıyordur.
deprem insanı en güvenli yerinde, yuvasından ve hayatından edebilen doğanın gazabıdır. ne yazık ki bütün uğraşlara rağmen depremleri önceden tahmin edebilmek imkansızdır. felaketten zararsız veya az zararla kurtulabilmenin tek çaresi binaları depreme dayanıklı olacak şekilde yapmaktır.
tabii afetler arasında en korkulanı ve en fazla can kaybına ve maddi ve manevi kayba yol açandır. depremin şiddeti de richter ölçeği denilen birimle ölçülür. 1'den başlayıp 12'ye kadar derecelenen depremlerde şiddet olarak 6 dereceden fazlası yıkıcı depremlerdir. bu depremlerin çoğu 7 ile 9 şiddetinde oluşur. eğer ki şiddet 12 dereceye çıkmışsa insan yapımı çok şey yıkılır. bir de nüfusun fazla oluşu ve bina tekniklerinin güvenilirliği de kayıp sayısını etkiler. türkiye de deprem kuşağı üzerinde bulunduğundan en şiddetlileri de 1939 yılı erzincan depremi ve 1999 yılı marmara depremi olmak üzere büyüklü küçüklü şiddette sık deprem yaşamış ve yaşıyordur.
devamını gör...
spiral
--- alıntı ---
spiral veya rahim içi araç spermlerin yumurtanın yanına ulaşıp döllenme olmasını, döllenme olsa bile rahim iç duvar yapısını bozarak döllenmiş yumurtanın yerleşmesini engeller. günümüzde spiral, halen tüm dünyada en sık başvurulan doğum kontrol yöntemlerinden birisidir. bu kadar yaygın ve sık kullanımının nedeni kolay uygulanabilir olması, ekonomik olması, takıldığı an etkinliğinin hemen başlaması ve çıkartıldığı an doğurganlığın hemen geri kazanılmasıdır.
spiral polietilen yapıda üretilen, etrafında bakır telle sarılı ve rahim iç duvar yapısına uyacak şekilde t şeklinde bir alettir. direk grafilerde spiralin görülebilme özelliğini sağlayan baryum sülfat spiralin dış kısmında bulunur. spiralin alt ucunda, spirali kolaylıkla çıkarmak amacıyla yerleştirilmiş ipler vardır. bu ipler aynı zamanda rutin kontroller sırasında spiralin kaymadığını ve olması gereken pozisyonda durduğunu da bize gösterir.
bakır içeren spirallerin yanı sıra hormon içeriğine sahip spiraller de vardır. bu spiraller içerdikleri progesteron hormonu aracılığıyla etkisini gösterir ve korunma sağlar.
spiral rahim içine yerleştirilmesi ile birlikte vücut tarafından yabancı madde olarak algılanır ve enflamasyon tarzı bir reaksiyon oluşturarak tepki verir. işte bu enflamasyon nedeniyle oluşturulan lokal reaksiyon spermlerin rahim duvarına tutunmasına engel olur ve gebelik gelişemez.
spiralin koruyuculu etkisi takıldığı anda başlar ve çıkarıldığı anda son bulur. ülkemizde kullandığımız spirallerin ortalama 5- 10 yıl koruyuculuk süreleri vardır. spiralle korunan kadınların, spiralin koruyuculuk etkisinden daha uzun süre faydalanabilmeleri için, her yıl rutin kontrollerini yaptırmaları ve varsa spiralle ilgili problemlerini doktorlarıyla paylaşmaları gerekmektedir.
spiralin koruyuculuk etkisi içerdiği bakır ve progesteron miktarı ile orantılıdır. her markanın farklı miktarda içerikleri olacağı için spiralin markasına göre farklı etkinlik süresi olacaktır. ancak tüm ürünlerin en az 5 yıllık koruyucu etkisi vardır.
--- alıntı --- buradan
spiral veya rahim içi araç spermlerin yumurtanın yanına ulaşıp döllenme olmasını, döllenme olsa bile rahim iç duvar yapısını bozarak döllenmiş yumurtanın yerleşmesini engeller. günümüzde spiral, halen tüm dünyada en sık başvurulan doğum kontrol yöntemlerinden birisidir. bu kadar yaygın ve sık kullanımının nedeni kolay uygulanabilir olması, ekonomik olması, takıldığı an etkinliğinin hemen başlaması ve çıkartıldığı an doğurganlığın hemen geri kazanılmasıdır.
spiral polietilen yapıda üretilen, etrafında bakır telle sarılı ve rahim iç duvar yapısına uyacak şekilde t şeklinde bir alettir. direk grafilerde spiralin görülebilme özelliğini sağlayan baryum sülfat spiralin dış kısmında bulunur. spiralin alt ucunda, spirali kolaylıkla çıkarmak amacıyla yerleştirilmiş ipler vardır. bu ipler aynı zamanda rutin kontroller sırasında spiralin kaymadığını ve olması gereken pozisyonda durduğunu da bize gösterir.
bakır içeren spirallerin yanı sıra hormon içeriğine sahip spiraller de vardır. bu spiraller içerdikleri progesteron hormonu aracılığıyla etkisini gösterir ve korunma sağlar.
spiral rahim içine yerleştirilmesi ile birlikte vücut tarafından yabancı madde olarak algılanır ve enflamasyon tarzı bir reaksiyon oluşturarak tepki verir. işte bu enflamasyon nedeniyle oluşturulan lokal reaksiyon spermlerin rahim duvarına tutunmasına engel olur ve gebelik gelişemez.
spiralin koruyuculu etkisi takıldığı anda başlar ve çıkarıldığı anda son bulur. ülkemizde kullandığımız spirallerin ortalama 5- 10 yıl koruyuculuk süreleri vardır. spiralle korunan kadınların, spiralin koruyuculuk etkisinden daha uzun süre faydalanabilmeleri için, her yıl rutin kontrollerini yaptırmaları ve varsa spiralle ilgili problemlerini doktorlarıyla paylaşmaları gerekmektedir.
spiralin koruyuculuk etkisi içerdiği bakır ve progesteron miktarı ile orantılıdır. her markanın farklı miktarda içerikleri olacağı için spiralin markasına göre farklı etkinlik süresi olacaktır. ancak tüm ürünlerin en az 5 yıllık koruyucu etkisi vardır.
--- alıntı --- buradan
devamını gör...
röveşata
bir anlık gafletle asla ve kat'â tınısıyla okuduğum kelime.
rö ve şat'â.
bir beyin öyle kolay yanmıyor.
rö ve şat'â.
bir beyin öyle kolay yanmıyor.
devamını gör...
ders çalışmamak için yapılanlar
tam saatleri beklemek. 12 de başlarım deyip saatin 12.05 olduğunu görünce bir sonraki tam saati beklemek.
devamını gör...
en acı verici ölüm şekli
evladına bakamadığı için, çocuklarını saç kurutma makinesi ile ısıtmaya çalışırken yan odada kendini asan annenin ölüm şekli.
devamını gör...
marmara üniversitesi
benim üniversitem. eğer benim göztepe kampüsündeyseniz , büyük ihtimalle siz de her çıkışta, dostlarla beraber kadıköy'e inersiniz. kampüsü pek de güzel olmadığından pek de orada durmak istemezsiniz.
devamını gör...
lucifer (yazar)
latincede venüs gezegeninin sabahları gökyüzündeki parlak halini tanımlamak için kullanılan ve "ışık getiren" anlamına gelen, hristiyanlıkta ise şeytan veya şeytanın oğlunu temsil eden kelime.
devamını gör...
in vino veritas
bizde sarhoşun mektubu okunmaz derler ancak bu ifadeyle anlıyoruz ki romalılarda sarhoşun mektubu okunuyor. hatta mevzuyu biraz farklı boyutlara taşıyıp bir konu nasıl bir yerden başka bir yere götürülür onun denemesini yapacağım * şimdi efendim bu şarap konusunun irade beyanına etkisi ve irade beyanı ile ilişkisi sadece bu söz ile sınırlı değil. misal, roma'da sponsio * adlı bir sözleşme türü vardır. mühimdir. tek tarafa borç yükler. ''birader sen bunu yapmayı kabul ediyor musun?'' diye muhatabınıza sorarsınız. o da; ''kabul ediyorum.'' der ve taahhütte bulunmuş olur. tabi bu işin kefili vesairesi falan da var ama o mevzuya girmeyeceğim. direkt hedefe doğru ilerlemem lazım.*
bu işin kökenine baktığınızda karşınıza şarap çıkar. taahhütte bulunan kişi toprağa şarap döker ve sözünün geçerliliğini bu şekilde gösterir. yani şarap aynı zamanda bir hukuki sözleşmenin kurucu unsurlarından birisidir * yani şarapta gerçek irade beyanı vardır ve siz bunun aksine hareket ederseniz, yaptırımlarla karşılaşırsınız. birde ulaklara, elçilere falan hemen şarap ikram etmekte bir adettir. şöyle diller biraz çözülsün de hanya'yı konya'yı görelim kafası ile hareket edilir. masalarda dünya kurtarmamışlar ama uluslar arası antlaşmalar ve hukuki akitlerde geleceğe yön vermişler. hatta bazı devletlerarası antlaşmalarda dahi bu şarap geleneğinin uygulandığından bahsedilir. bu açıdan bakarsak cidden şarabın gazabından korkmak lazım. fena kırmızıdır ve az kan akıtmamıştır. *
bu işin kökenine baktığınızda karşınıza şarap çıkar. taahhütte bulunan kişi toprağa şarap döker ve sözünün geçerliliğini bu şekilde gösterir. yani şarap aynı zamanda bir hukuki sözleşmenin kurucu unsurlarından birisidir * yani şarapta gerçek irade beyanı vardır ve siz bunun aksine hareket ederseniz, yaptırımlarla karşılaşırsınız. birde ulaklara, elçilere falan hemen şarap ikram etmekte bir adettir. şöyle diller biraz çözülsün de hanya'yı konya'yı görelim kafası ile hareket edilir. masalarda dünya kurtarmamışlar ama uluslar arası antlaşmalar ve hukuki akitlerde geleceğe yön vermişler. hatta bazı devletlerarası antlaşmalarda dahi bu şarap geleneğinin uygulandığından bahsedilir. bu açıdan bakarsak cidden şarabın gazabından korkmak lazım. fena kırmızıdır ve az kan akıtmamıştır. *
devamını gör...
seni sen yapan cümlelerin
ünlü düşünür descartes'in en sevdiğim sözünü feyz alarak hayatımı idame ettirmekteyim.*
"üşeniyorum, öyleyse yarın."
"üşeniyorum, öyleyse yarın."
devamını gör...
spontane radyo yayını
özelden deli gibi "cenk yayındasınız, rob yayın başladı konuşuyorsunuz" diye kendimi yediğim ama tüm bunların planlanmış bir giriş olduğunu çok erken(!) fark ettiğim yayın. alacağınız olsun be hani dosttuk! insan bana bari söyler.*
devamını gör...
emin çapa
ege üniversitesi'nde canlı dinleme şansı bulduğum, bilgi birikimine ve anlatım tarzına hayran kaldığım ekonomist.
kendisi oldukça kibar ve son derece entelektüel birisi. sadece kendi alanında değil çok çeşitli alanlarla derin bir bilgi birikimine sahip. özellikle eğitim konusunda harika tespitleri var ve her fırsatta bunların düzeltilmesini dile getiriyor. televizyonda bir dönem bilim üzerine de programlar yapmıştı. sanırım şu an youtube ağırlıklı olarak sürdürüyor yayınlarını. kanalında ekonomi, gündem, eğitim, bilim, kitap tavsiyesi gibi çeşitli yayınlar mevcut. kesinlikle takip edilip, sözlerine kulak verilmesi gereken önemli bir değer.
özellikle şu üç tedx konuşması kesinlikle izlenip, üzerine uzunca düşünülmelidir:
kendisi oldukça kibar ve son derece entelektüel birisi. sadece kendi alanında değil çok çeşitli alanlarla derin bir bilgi birikimine sahip. özellikle eğitim konusunda harika tespitleri var ve her fırsatta bunların düzeltilmesini dile getiriyor. televizyonda bir dönem bilim üzerine de programlar yapmıştı. sanırım şu an youtube ağırlıklı olarak sürdürüyor yayınlarını. kanalında ekonomi, gündem, eğitim, bilim, kitap tavsiyesi gibi çeşitli yayınlar mevcut. kesinlikle takip edilip, sözlerine kulak verilmesi gereken önemli bir değer.
özellikle şu üç tedx konuşması kesinlikle izlenip, üzerine uzunca düşünülmelidir:
devamını gör...
yerli yersiz sorulmaması gereken sorular
eee aday yok mu?
devamını gör...


