telefonu sürekli sessizde olan kişi
neredeyse tamamı gamsız, bencil veya hayatında sevdiği ve değer verdiği tek bir insan dahi olmayan insandır. bu durum tarafımca yeterince gözlemlenmiş olup, benim için tartışmaya kapalıdır.
telefonu tamamen sessizde tutmak başka şeydir, uygulama bildirimlerini kapatmak başka şey. açmak istemediğiniz telefonu açmazsınız olur biter. ama telefonu tamamen sessizde olduğu için annemin öldüğü gün dayıma, öz be öz dayıma ulaşıp haber veremedim ben. ohh ne güzel. sadece ben istedim mi arayayım konuşayım. ama karşımdaki insanın öyle bir hakkı yok. neden? çünkü benim keyfim öyle istiyor. çünkü benim keyfim çok önemli. arayan, ulaşmak isteyen insanın belki bir derdi var, acil bir durumu var kimin umurunda. aman benim keyfim bozulmasın.
kendinizden başka kimseyi umursamamaya devam edin efendim. umarım bir gün siz de o umursanmayanlardan biri olmazsınız.
telefonu tamamen sessizde tutmak başka şeydir, uygulama bildirimlerini kapatmak başka şey. açmak istemediğiniz telefonu açmazsınız olur biter. ama telefonu tamamen sessizde olduğu için annemin öldüğü gün dayıma, öz be öz dayıma ulaşıp haber veremedim ben. ohh ne güzel. sadece ben istedim mi arayayım konuşayım. ama karşımdaki insanın öyle bir hakkı yok. neden? çünkü benim keyfim öyle istiyor. çünkü benim keyfim çok önemli. arayan, ulaşmak isteyen insanın belki bir derdi var, acil bir durumu var kimin umurunda. aman benim keyfim bozulmasın.
kendinizden başka kimseyi umursamamaya devam edin efendim. umarım bir gün siz de o umursanmayanlardan biri olmazsınız.
devamını gör...
ilk defa alkol alacaklara tavsiyeler
en önemli tavsiyem hiç içmemeniz ama oldu ki bu boka bulaşmak istediniz:
-ortamda iseniz hava atacam diye maymuna dönmeyin .
-belli aralıklarla için alkol eşiğinizi öğrenin.
-biradan başlamak mantıklı olacaktır.
-yanınızda güvendiğiniz birileri olsun mümkünse evde için.
-ve en önemlisi ağzınızla için.
-ortamda iseniz hava atacam diye maymuna dönmeyin .
-belli aralıklarla için alkol eşiğinizi öğrenin.
-biradan başlamak mantıklı olacaktır.
-yanınızda güvendiğiniz birileri olsun mümkünse evde için.
-ve en önemlisi ağzınızla için.
devamını gör...
the little foot page
eleanor fortescue-brickdale tablosu.
the little foot page, thomas percy’nin “child waters” ya da “burd helen” olarak adlandırılan ve zalim sevgilisi child waters’ın çocuğunu doğuran ellen’ın sadakatini anlatan geleneksel bir destanından bir sahneyi anlatır. adam, ellen’ın kendisine -sadece erkeklerin olduğu- “page” (hizmetçi/köle/koruma) olması konusunda ısrar eder. resimde ellen, erkek olarak kabul görebilmek için erkek kıyafeti giymiş, uzun saçlarını keserken görülür. yerde ise elbisesi ve şalını görebilirsiniz.
jan marsh ve pamela gerrish nunn kataloglarında ressamı 'pre-raphaelite women artists' adı altında gösterirler. resim, sergiye açıldıktan birkaç yıl sonra güzel sanatlar öğrencisi kadınların saçını “page boy” stilinde kestiği görülmeye başlanır, bu sebeple bu resmin az da olsa modaya yön verdiği düşünülüyor.
ressam detayları ve natüralist renkleri kusursuz bir özenle çizmiş. bu resimdeki yeşillik, ressamın her bir çim yaprağı dahil olmak üzere, her şeyin çok detaylı bir şekilde kopyalandığı “truth to nature” (doğaya sadık kalma) ilkelerine olan sarsılmaz bağlılığını göstermektedir. ressamın değeri ise 1902'de the ınstitute of painters in oils’in ilk kadın üyesi olduğu zaman anlaşıldı.

kaynak
edit: link çalışmıyor ama seneler önce o sayfadan okuduklarımdan yazmıştım bu yazıyı, yine de aynı siteden bu linke göz atabilirsiniz.
the little foot page, thomas percy’nin “child waters” ya da “burd helen” olarak adlandırılan ve zalim sevgilisi child waters’ın çocuğunu doğuran ellen’ın sadakatini anlatan geleneksel bir destanından bir sahneyi anlatır. adam, ellen’ın kendisine -sadece erkeklerin olduğu- “page” (hizmetçi/köle/koruma) olması konusunda ısrar eder. resimde ellen, erkek olarak kabul görebilmek için erkek kıyafeti giymiş, uzun saçlarını keserken görülür. yerde ise elbisesi ve şalını görebilirsiniz.
jan marsh ve pamela gerrish nunn kataloglarında ressamı 'pre-raphaelite women artists' adı altında gösterirler. resim, sergiye açıldıktan birkaç yıl sonra güzel sanatlar öğrencisi kadınların saçını “page boy” stilinde kestiği görülmeye başlanır, bu sebeple bu resmin az da olsa modaya yön verdiği düşünülüyor.
ressam detayları ve natüralist renkleri kusursuz bir özenle çizmiş. bu resimdeki yeşillik, ressamın her bir çim yaprağı dahil olmak üzere, her şeyin çok detaylı bir şekilde kopyalandığı “truth to nature” (doğaya sadık kalma) ilkelerine olan sarsılmaz bağlılığını göstermektedir. ressamın değeri ise 1902'de the ınstitute of painters in oils’in ilk kadın üyesi olduğu zaman anlaşıldı.

kaynak
edit: link çalışmıyor ama seneler önce o sayfadan okuduklarımdan yazmıştım bu yazıyı, yine de aynı siteden bu linke göz atabilirsiniz.
devamını gör...
alabama'da üzerine meteor düşmesi sonucu yaralanan kadın
kendisi alabama'nın sylacauga kentinde yaşayan bayan ann hodges'tir.

olay 1954 günü meydana geliyor. ann hodges, öğle vakti güzellik uykusundayken çatısından içeriye yaklaşık 4 kilogram ağırlığında bir meteor giriyor. kadın korkuyla ve acıyla uyanıp acıyan yerlerine bakıyor. durumu fark eden komşuları yanına koşup neler olup bittiğini, kırmızı bir alevin evinden içeriye girdiğini, bunun ne olduğunu soruyorlar.
sonrasında çağrılan jeolog bunun bir gök taşı olduğunu ancak olayın milyonda bir gibi yüksek ihtimalli bir olay olduğunu söylüyor. e tabii başta kimse ona inanmıyor. uçak düştü, uçağın parçası düştü, sovyetler yaptı gibi tonla bahane uyduruluyor. sonuç değişmiyor elbette, gök taşı, gök taşı olarak kalıyor.

olay 1954 günü meydana geliyor. ann hodges, öğle vakti güzellik uykusundayken çatısından içeriye yaklaşık 4 kilogram ağırlığında bir meteor giriyor. kadın korkuyla ve acıyla uyanıp acıyan yerlerine bakıyor. durumu fark eden komşuları yanına koşup neler olup bittiğini, kırmızı bir alevin evinden içeriye girdiğini, bunun ne olduğunu soruyorlar.
sonrasında çağrılan jeolog bunun bir gök taşı olduğunu ancak olayın milyonda bir gibi yüksek ihtimalli bir olay olduğunu söylüyor. e tabii başta kimse ona inanmıyor. uçak düştü, uçağın parçası düştü, sovyetler yaptı gibi tonla bahane uyduruluyor. sonuç değişmiyor elbette, gök taşı, gök taşı olarak kalıyor.
devamını gör...
(tematik)
yunan yasaları
ilk çağ medeniyetlerinden olan yunanlılar'ın sınıflar arası mücadeleye son vermek amacıyla oluşturdukları yasalardır. 3 tane yunan yasası vardır:
1) (bkz: dragon yasaları).
2)(bkz: solon yasaları).
3) (bkz: klistenes yasaları).
1) (bkz: dragon yasaları).
2)(bkz: solon yasaları).
3) (bkz: klistenes yasaları).
devamını gör...
helin
kürtçe kuş yuvası, ingilizce ışık, yunanca parlayan ışık, latince dünya'nın en güzel kadını demektir.
ayrıca agire jiyân'ın aynı isimde şarkısı vardır. dinlemek için :
edit:türkçesi:
ey esmer ve güzel kız
kara gözlü alaca
kara gözlü alaca
ey esmer ve güzel kız
kara gözlü alaca
kara gözlü alaca
ey keklik, nedir bu telaş bu acele ?
neden gidiyorsun kimseyi beklemeden
gündüzler sahtedir
sensiz gecelerse çok karanlık
dağı taşı gökyüzüne vursam
yaşam toprağını darmadağın etsem
yersiz yurtsuz kalıp yok olsam
geçmişin rüzgarlarında
yüzümü kavurucu sıcaklara döndüm
gel artık gitme deli divane
yazın sıcağında gel
senin gibi gitti niceleri de
gidişin bir başlangıçtır
dağı taşı gökyüzüne vursam
yaşam toprağını darmadağın etsem
yersiz yurtsuz kalıp yok olsa
ayrıca agire jiyân'ın aynı isimde şarkısı vardır. dinlemek için :
edit:türkçesi:
ey esmer ve güzel kız
kara gözlü alaca
kara gözlü alaca
ey esmer ve güzel kız
kara gözlü alaca
kara gözlü alaca
ey keklik, nedir bu telaş bu acele ?
neden gidiyorsun kimseyi beklemeden
gündüzler sahtedir
sensiz gecelerse çok karanlık
dağı taşı gökyüzüne vursam
yaşam toprağını darmadağın etsem
yersiz yurtsuz kalıp yok olsam
geçmişin rüzgarlarında
yüzümü kavurucu sıcaklara döndüm
gel artık gitme deli divane
yazın sıcağında gel
senin gibi gitti niceleri de
gidişin bir başlangıçtır
dağı taşı gökyüzüne vursam
yaşam toprağını darmadağın etsem
yersiz yurtsuz kalıp yok olsa
devamını gör...
ekşi sözlük'teki başlıkları normal sözlük'te açmak
şahsen hiçbir mahsuru olmadığını düşündüğüm durum. normal sözlük’ten başka sözlük takip etmiyorum o yüzden fark etmiyorum bile.
tanım : bilgi göçü
tanım : bilgi göçü
devamını gör...
insan gerçekten sosyal bir canlı mıdır sorunsalı
sosyal canlı deyince aklıma karıncalar, arılar, hatta kutuplardaki kral penguen kolonisi geliyor. bu hayvanlar yaşamak için birbirlerine yakın durmak zorundalar, organize çalışmak zorundalar ve devamlılıkları için birbirlerine yardım etmek zorundalar ve yeri gelince topluluk için ölmek zorundalar.
aynı şey 100 yıl öncesine kadar insan için de geçerliydi. beraber yenilen yemekler, kalabalık aileler. herkesin çalışıp aynı eve para getirmesi buna örnek gösterilebilir. ancak her ne olduysa insanlar bundan vazgeçtiler. herkeste bireysel yaşama merakı baş gösterdi. önce akrabalar birbirinden uzaklaştı, sonra aileler. artık bireyler bile birbirinden uzak duruyor. sanki herkesin ihtiyacı olan tek şey paraymış gibi tek düşünülen bu oldu.
zorunlu askerlik olmasa bir kişi askere gider mi acaba şu ülkede? insanı sosyal bir canlı olma tanımından çıkarmamız lazım. insan, kendi evrimini bencil, ahlaksız, bireysel ve acımasız bir canlı olma yolunda gerçekleştirdi.
aynı şey 100 yıl öncesine kadar insan için de geçerliydi. beraber yenilen yemekler, kalabalık aileler. herkesin çalışıp aynı eve para getirmesi buna örnek gösterilebilir. ancak her ne olduysa insanlar bundan vazgeçtiler. herkeste bireysel yaşama merakı baş gösterdi. önce akrabalar birbirinden uzaklaştı, sonra aileler. artık bireyler bile birbirinden uzak duruyor. sanki herkesin ihtiyacı olan tek şey paraymış gibi tek düşünülen bu oldu.
zorunlu askerlik olmasa bir kişi askere gider mi acaba şu ülkede? insanı sosyal bir canlı olma tanımından çıkarmamız lazım. insan, kendi evrimini bencil, ahlaksız, bireysel ve acımasız bir canlı olma yolunda gerçekleştirdi.
devamını gör...
sözlükte tek tabanca takılmak
bireysel silahlanmaya karşıyım
devamını gör...
meslek hayatınızda karşılaştığınız çarpıcı olaylar
beni çok etkileyen ve 5 yıldır unutamadığım bir sahnedir.
insan yıllar geçtikçe alışıyor tabi artık normal geliyor ama ben o zamanlar henüz öğrenciyim. o yüzden belki de zihnime yerleşmiş bir sahne var, hiç çıkmıyor ve hala merak ediyorum onu.
7 yaşında bir kız çocuğu, rahim kanseri. çok sevdiği saçları gitmiş. oldukça zayıf ve güçsüz. işte hiç unutamadığım o sahne: parlak rugan kırmızı ayakkabıları var. belli yeni alınmış. ya da hayatı hastanede geçtiğinden eskimemişler. kulak muayenesi yapıyoruz. onun yaşındaki çocuklar kıyameti koparır. ama onun gözlerinden sadece sessizce yaşlar akıyordu. o kadar acılara maruz kalmış küçük bedeni için o kulak muayenesi onun için hiçbir şeydi. o çoktan olgunlaşmış. o 7 yaşındaki kız bana dirayetli olmayı öğretti.
ne oldun küçük kız? öldün mü, yaşıyor musun? eğer bu dünyada değilsen, hiç tanımadığın birinin zihninin bir köşesinde hala yaşıyorsun.
insan yıllar geçtikçe alışıyor tabi artık normal geliyor ama ben o zamanlar henüz öğrenciyim. o yüzden belki de zihnime yerleşmiş bir sahne var, hiç çıkmıyor ve hala merak ediyorum onu.
7 yaşında bir kız çocuğu, rahim kanseri. çok sevdiği saçları gitmiş. oldukça zayıf ve güçsüz. işte hiç unutamadığım o sahne: parlak rugan kırmızı ayakkabıları var. belli yeni alınmış. ya da hayatı hastanede geçtiğinden eskimemişler. kulak muayenesi yapıyoruz. onun yaşındaki çocuklar kıyameti koparır. ama onun gözlerinden sadece sessizce yaşlar akıyordu. o kadar acılara maruz kalmış küçük bedeni için o kulak muayenesi onun için hiçbir şeydi. o çoktan olgunlaşmış. o 7 yaşındaki kız bana dirayetli olmayı öğretti.
ne oldun küçük kız? öldün mü, yaşıyor musun? eğer bu dünyada değilsen, hiç tanımadığın birinin zihninin bir köşesinde hala yaşıyorsun.
devamını gör...
geceye bir şarkı bırak
hamiyet yüceses-geceler.
devamını gör...
gerçekleştirilemeyecek vaatler
karımı boşayacağım, seninle sonsuza dek süren mutlu bir evliliğimiz olacak.
bıdı bıdı.
vermeyin böyle boş vaatler.
bıdı bıdı.
vermeyin böyle boş vaatler.
devamını gör...
neden bu kadar akıllıyım
bir friedrich wilhelm nietzsche kitabıdır.
can yayınlarının kısa klasikler dizisinin kırk ikinci kitabı olarak yayınlanan bu hacimsiz kitap okunması hem kolay hem de keyifli bir eser olarak karşımıza çıkıyor.
eğer benim gibi felsefi kitaplar okurken beyninizin yetersiz kaldığını düşünüyorsanız ideal bir başlangıç eseri olabilir bu kitap zira oldukça kısa ve anlaşılır bir anlatımı olduğu için kendinizi tıpkı benim gibi felsefi eserleri anlıyormuş yanılsamasına kaptırabilirsiniz.
neden bu kadar akıllıyım sorusu yukarıda yazdığım yetersiz bir beyine sahip olduğum gerçeğini bir kenara bırakırsak benim de kendime çokça sorduğum bir sorudur.
neden bu kadar iyi kitaplar yazıyorum sorusunu ise henüz soramıyorum ama ölmeden önce -ki ölmeyi düşünmüyorum- bu soruyu da kendime soracak duruma geleceğimi umuyorum.
neden bu kadar bilgeyim sorusu ise cevaplamayı en sevdiğim soru. aynanın karşısına geçip friedrich wilhelm nietzsche kadar olmasa da dev bir egoyla bu soruyu da kendime soruyorum.
bu soruları kendime sorup durduktan sonra o muhteşem ses tonumla aynada hafif bir buğu bırakarak şu cevabı veriyorum ve bu benim derin felsefemin de bir göstergesi oluyor:
- değilsin!
can yayınlarının kısa klasikler dizisinin kırk ikinci kitabı olarak yayınlanan bu hacimsiz kitap okunması hem kolay hem de keyifli bir eser olarak karşımıza çıkıyor.
eğer benim gibi felsefi kitaplar okurken beyninizin yetersiz kaldığını düşünüyorsanız ideal bir başlangıç eseri olabilir bu kitap zira oldukça kısa ve anlaşılır bir anlatımı olduğu için kendinizi tıpkı benim gibi felsefi eserleri anlıyormuş yanılsamasına kaptırabilirsiniz.
neden bu kadar akıllıyım sorusu yukarıda yazdığım yetersiz bir beyine sahip olduğum gerçeğini bir kenara bırakırsak benim de kendime çokça sorduğum bir sorudur.
neden bu kadar iyi kitaplar yazıyorum sorusunu ise henüz soramıyorum ama ölmeden önce -ki ölmeyi düşünmüyorum- bu soruyu da kendime soracak duruma geleceğimi umuyorum.
neden bu kadar bilgeyim sorusu ise cevaplamayı en sevdiğim soru. aynanın karşısına geçip friedrich wilhelm nietzsche kadar olmasa da dev bir egoyla bu soruyu da kendime soruyorum.
bu soruları kendime sorup durduktan sonra o muhteşem ses tonumla aynada hafif bir buğu bırakarak şu cevabı veriyorum ve bu benim derin felsefemin de bir göstergesi oluyor:
- değilsin!
devamını gör...
kahve
insanlığın günümüzdeki konumuna varmasında büyük etkisi olan şeylerden birisi, belki de en önemlisi.
bu acayip içeceğe gerekli saygıyı gösteriyor ve bir süredir kaliteli kahvenin peşinden koşuyorum. kıyıdan köşeden topladığım bilgilerle oluşturduğum notları ve tecrübelerimi yazma ihtiyacı hissettim.
burada yazacaklarım vikipedi'deki işbu maddenin düzeni esas alınarak oluşturulmuş bir yazıdır, ileri okuma yapmanızı şiddetle öneririm.
kaynak: en.wikipedia.org/wiki/Coffee
eklememi ya da düzeltmemi istediğiniz bir kısım olursa lütfen yazın. iyi okumalar.
(güncellemeye devam edeceğim, takipte kalınız)
**********
kahve çekirdeği
1- kahve çekirdeğinin tadını belirleyen faktörler
kahve çekirdeğinin içeriğini belirleyen beş temel durum vardır: meyvenin hasadı, işlenme şekli, kahve plantasyonunun yeri, rakımı ve kullanılan ağacın türü.
a- meyvenin hasadı
meyvenin hasadı makineli ve elle toplama şeklinde yapılır. makineli toplama işçilik bakımından daha ucuza gelse de elle toplama kararlılığında olmaz; olgun meyvelerin yanında olgunlaşmamış meyveler de araya karışabilir. fiyatını artırmakla birlikte elle toplanan meyveler daha kararlı bir tat verir. ayrıca doğal ortamında metrelerce uzayabilen kahve ağaçları elle toplama yapılan plantasyonlarda kısa tutulur, bu da doğal olarak maliyete yansır. ilk oluştuğunda yeşil olan ve gittikçe kızıllaşan meyve en son kırmızı halini aldığında olgunlaşmış demektir.
b- meyvenin işlenme şekli
kahve çekirdeği, farklı katmanlardan oluşan meyvenin içinde bulunur ve çekirdeği çıkarabilmek için işlenmesi gerekmektedir.
meyvenin işlenmesinde ise doğal işleme ve yıkayıp işleme gibi yöntemler vardır. plantasyonun konumuna göre yöntemler çeşitlenmekte, temel olarak bu ikisinden bahsetmek istiyorum:
b1- doğal işleme: toplanan meyve tıpkı fındık gibi güneşe serilip kurutulur ve elle çekirdeği çıkarılır. bu yolla kurutma esnasında çekirdek, içinde bulunduğu meyveden kaynaklı meyvemsi ve yabani tatlar kazanır.
b2- yıkanarak işleme: çekirdekler özel bir makineyle yıkanır ve meyve ile birliktelik olmaksızın ayrıştırılarak kurutulur. bu yolla yapılan işlemede çekirdeğin içindeki esas tat korunmuş olur, doğal işlemede kazanılan meyvemsi ve yabani tatlar geçmez. daha berrak, kararlı ve hafif olurlar.
c- plantasyonun yeri
plantasyonun yeri, iklim ve geleneksel yetiştirme yöntemleri bakımından incelenebilecek bir kavram. temel kahve yöreleri şöyle:
- papua yeni gine – çikolata ve böğürtlen tadı, orta gövdeli
- etiyopya – yabanmersini ve kakao tadı, orta gövdeli
- guatemala – mayhoş hafif meyve tadı, hafif gövdeli
- honduras – şeker kamışı tadı, gövdeli
- peru – meyve tadı, orta gövdeli
- kolombiya - karamel, fındık ve ceviz tadı; orta gövdeli
- brezilya – karamel, fındık ve ceviz tadı; gövdeli
- endonezya, sumatra - meyve tadı, gövdeli
- kenya – şarabımsı meyve tadı, gövdeli
- ruanda – çiçek ve meyve tadı, hafif gövdeli
ayrıca kahve çekirdeği paketi üzerinde yukarıda görüldüğü gibi çeşitli tadım notaları yazacaktır. uluslararası otoriteler tarafından belirlenen şu lezzet chartını paylaşmak istiyorum:

(birazdan bahsedeceğim rakım ve ağacın türü etmenlerinden dolayı alacağınız çekirdekte yukarıdaki tadım notları değişkenlik gösterebilir. hatta yöre ve isim olarak aynı olan iki çekirdeğin tadı farklı olabilir.)
d- plantasyonun rakımı
plantasyonun rakımı kahve çekirdeğinin tadının yoğunluğunda etkilidir. rakım arttıkça oksijen miktarı azaldığından dolayı meyveler daha yavaş olgunlaşır, bu da çekirdeğin tat yoğunluğunun ve lezzetinin daha fazla olmasına neden olur. ancak rakım artıkça ağacın boyu ve verdiği ürün azalır, keza yüksek rakımlarda don gibi olumsuz etmenler de görülebildiği için genellikle daha pahalıdır. keza plantasyonun toprak yapısı, güneş gördüğü zaman gibi etmenler de etkilidir.
e- kahve ağacının türü
ağacın türü konusunda ise başlıca iki ayrım var: robusta ve arabika*. kısaca bahsetmek gerekirse arabika robusta’dan daha lezzetli ve tat olarak niteliklidir ancak robusta daha verimli, dayanıklı ve kafeinlidir. haliyle arabika, robusta’dan daha değerli oluyor. yöreden yöreye değişmekle birlikte aynı anda sadece robusta, sadece arabika ya da ikisi birden yetiştirilebilir.
paket olarak alacağınız kahve çekirdekleri genellikle sadece arabika ya da belli oranlarda (70-30 ya da 80-20 gibi) arabika-robusta karışımı olacaktır. arabika-robusta karışık olan kahveler gözlemlediğim kadarıyla daha çok espresso için kullanılıyor.
son olarak verebileceğim yegane tavsiye, nasıl bir tat aradığınızı bilmiyorsanız çevrenizdeki kahve tadımı etkinliklerini kovalayın derim. ya da en yakın kahveciye gidip her bir çekirdekten azar azar çektirip tadarak da deneyimleyebilirsiniz.
2- kahve çekirdeğinin kavrulması ve öğütülmesi
kahve, meyvesinden ayrılıp çekirdek haline getirildiğinde yeşil haldedir ve yeşil kahve yapmayacağınızı varsayarsak kavrulması gerekmektedir.
üç çeşit kavurma yöntemi vardır: açık, orta ve koyu kavurma.
a- açık kavurma: çekirdeğin yeşil halinden kavurma esnasında genleşerek ilk çıtırdamasını (bu çıtırdama tüm kavurma sürecinde 2-3 kere olur) yapıncaya kadar kavrulmasıdır. aroması için içilen kahveler bu şekilde kavrulabilir.
b- orta kavurma: genellikle kahveler bu şekilde kavrulur, ikinci çıtırdama esnasında (ya da öncesinde) bitirilen kavurma türüdür.
c- koyu kavurma: hazırlanacak kahvedeki köpük miktarının gözetildiği durumlarda kullanılabilen ve çekirdekteki yağın deneyimlenmesi istendiğinde kullanılabilecek kavurma yöntemidir.
bu işlemi kahveyi aldığınız dükkan endüstriyel olarak iki yöntemle yapar: tamburlu ya da hava ile çalışan makinelerde. teorik olarak hava ile çalışan makineler çekirdeklerin nemini daha hızlı alır ve pişirir ancak tat olarak bir farkı olmuyor(muş) sanırım.
bu arada yeşil çekirdek alıp fırında ya da tavada çekirdeği kendiniz de kavurabilirsiniz. internette çeşitli oran ve tarifler mevcut, burada değinmeyeceğim.
**********
devam edecek
bu acayip içeceğe gerekli saygıyı gösteriyor ve bir süredir kaliteli kahvenin peşinden koşuyorum. kıyıdan köşeden topladığım bilgilerle oluşturduğum notları ve tecrübelerimi yazma ihtiyacı hissettim.
burada yazacaklarım vikipedi'deki işbu maddenin düzeni esas alınarak oluşturulmuş bir yazıdır, ileri okuma yapmanızı şiddetle öneririm.
kaynak: en.wikipedia.org/wiki/Coffee
eklememi ya da düzeltmemi istediğiniz bir kısım olursa lütfen yazın. iyi okumalar.
(güncellemeye devam edeceğim, takipte kalınız)
**********
kahve çekirdeği
1- kahve çekirdeğinin tadını belirleyen faktörler
kahve çekirdeğinin içeriğini belirleyen beş temel durum vardır: meyvenin hasadı, işlenme şekli, kahve plantasyonunun yeri, rakımı ve kullanılan ağacın türü.
a- meyvenin hasadı
meyvenin hasadı makineli ve elle toplama şeklinde yapılır. makineli toplama işçilik bakımından daha ucuza gelse de elle toplama kararlılığında olmaz; olgun meyvelerin yanında olgunlaşmamış meyveler de araya karışabilir. fiyatını artırmakla birlikte elle toplanan meyveler daha kararlı bir tat verir. ayrıca doğal ortamında metrelerce uzayabilen kahve ağaçları elle toplama yapılan plantasyonlarda kısa tutulur, bu da doğal olarak maliyete yansır. ilk oluştuğunda yeşil olan ve gittikçe kızıllaşan meyve en son kırmızı halini aldığında olgunlaşmış demektir.
b- meyvenin işlenme şekli
kahve çekirdeği, farklı katmanlardan oluşan meyvenin içinde bulunur ve çekirdeği çıkarabilmek için işlenmesi gerekmektedir.
meyvenin işlenmesinde ise doğal işleme ve yıkayıp işleme gibi yöntemler vardır. plantasyonun konumuna göre yöntemler çeşitlenmekte, temel olarak bu ikisinden bahsetmek istiyorum:
b1- doğal işleme: toplanan meyve tıpkı fındık gibi güneşe serilip kurutulur ve elle çekirdeği çıkarılır. bu yolla kurutma esnasında çekirdek, içinde bulunduğu meyveden kaynaklı meyvemsi ve yabani tatlar kazanır.
b2- yıkanarak işleme: çekirdekler özel bir makineyle yıkanır ve meyve ile birliktelik olmaksızın ayrıştırılarak kurutulur. bu yolla yapılan işlemede çekirdeğin içindeki esas tat korunmuş olur, doğal işlemede kazanılan meyvemsi ve yabani tatlar geçmez. daha berrak, kararlı ve hafif olurlar.
c- plantasyonun yeri
plantasyonun yeri, iklim ve geleneksel yetiştirme yöntemleri bakımından incelenebilecek bir kavram. temel kahve yöreleri şöyle:
- papua yeni gine – çikolata ve böğürtlen tadı, orta gövdeli
- etiyopya – yabanmersini ve kakao tadı, orta gövdeli
- guatemala – mayhoş hafif meyve tadı, hafif gövdeli
- honduras – şeker kamışı tadı, gövdeli
- peru – meyve tadı, orta gövdeli
- kolombiya - karamel, fındık ve ceviz tadı; orta gövdeli
- brezilya – karamel, fındık ve ceviz tadı; gövdeli
- endonezya, sumatra - meyve tadı, gövdeli
- kenya – şarabımsı meyve tadı, gövdeli
- ruanda – çiçek ve meyve tadı, hafif gövdeli
ayrıca kahve çekirdeği paketi üzerinde yukarıda görüldüğü gibi çeşitli tadım notaları yazacaktır. uluslararası otoriteler tarafından belirlenen şu lezzet chartını paylaşmak istiyorum:

(birazdan bahsedeceğim rakım ve ağacın türü etmenlerinden dolayı alacağınız çekirdekte yukarıdaki tadım notları değişkenlik gösterebilir. hatta yöre ve isim olarak aynı olan iki çekirdeğin tadı farklı olabilir.)
d- plantasyonun rakımı
plantasyonun rakımı kahve çekirdeğinin tadının yoğunluğunda etkilidir. rakım arttıkça oksijen miktarı azaldığından dolayı meyveler daha yavaş olgunlaşır, bu da çekirdeğin tat yoğunluğunun ve lezzetinin daha fazla olmasına neden olur. ancak rakım artıkça ağacın boyu ve verdiği ürün azalır, keza yüksek rakımlarda don gibi olumsuz etmenler de görülebildiği için genellikle daha pahalıdır. keza plantasyonun toprak yapısı, güneş gördüğü zaman gibi etmenler de etkilidir.
e- kahve ağacının türü
ağacın türü konusunda ise başlıca iki ayrım var: robusta ve arabika*. kısaca bahsetmek gerekirse arabika robusta’dan daha lezzetli ve tat olarak niteliklidir ancak robusta daha verimli, dayanıklı ve kafeinlidir. haliyle arabika, robusta’dan daha değerli oluyor. yöreden yöreye değişmekle birlikte aynı anda sadece robusta, sadece arabika ya da ikisi birden yetiştirilebilir.
paket olarak alacağınız kahve çekirdekleri genellikle sadece arabika ya da belli oranlarda (70-30 ya da 80-20 gibi) arabika-robusta karışımı olacaktır. arabika-robusta karışık olan kahveler gözlemlediğim kadarıyla daha çok espresso için kullanılıyor.
son olarak verebileceğim yegane tavsiye, nasıl bir tat aradığınızı bilmiyorsanız çevrenizdeki kahve tadımı etkinliklerini kovalayın derim. ya da en yakın kahveciye gidip her bir çekirdekten azar azar çektirip tadarak da deneyimleyebilirsiniz.
2- kahve çekirdeğinin kavrulması ve öğütülmesi
kahve, meyvesinden ayrılıp çekirdek haline getirildiğinde yeşil haldedir ve yeşil kahve yapmayacağınızı varsayarsak kavrulması gerekmektedir.
üç çeşit kavurma yöntemi vardır: açık, orta ve koyu kavurma.
a- açık kavurma: çekirdeğin yeşil halinden kavurma esnasında genleşerek ilk çıtırdamasını (bu çıtırdama tüm kavurma sürecinde 2-3 kere olur) yapıncaya kadar kavrulmasıdır. aroması için içilen kahveler bu şekilde kavrulabilir.
b- orta kavurma: genellikle kahveler bu şekilde kavrulur, ikinci çıtırdama esnasında (ya da öncesinde) bitirilen kavurma türüdür.
c- koyu kavurma: hazırlanacak kahvedeki köpük miktarının gözetildiği durumlarda kullanılabilen ve çekirdekteki yağın deneyimlenmesi istendiğinde kullanılabilecek kavurma yöntemidir.
bu işlemi kahveyi aldığınız dükkan endüstriyel olarak iki yöntemle yapar: tamburlu ya da hava ile çalışan makinelerde. teorik olarak hava ile çalışan makineler çekirdeklerin nemini daha hızlı alır ve pişirir ancak tat olarak bir farkı olmuyor(muş) sanırım.
bu arada yeşil çekirdek alıp fırında ya da tavada çekirdeği kendiniz de kavurabilirsiniz. internette çeşitli oran ve tarifler mevcut, burada değinmeyeceğim.
**********
devam edecek
devamını gör...
geceye yaşamak için bir sebep bırak
birbirinden çok farklı sebeplerden dolayı da olsa hayatınızın bi döneminde bulunmak için sizi bekleyen karşılaşmanız gereken insanların olması.
devamını gör...
bahar yorgunluğu
sıcak havaları sevmediğim için etkisini fazlasıyla hissettiğim yorgunluktur. çalışmak, uyumak, bir şeyler izlemek, ya da herhangi bir şey yapmak oldukça zordur kendisi yüzünden. çözümü de aşağıdaki yazıda görebileceğiniz gibi hepimizin bildiği şeylerdir ancak insanın yorgunluktan dolayı bunları yapası gelmez. *
bahar yorgunluğu sendromu insanlar arasında oldukça popülerdir. doktorlar, bu yorgunluğun vücudumuzun bize yorgun olduğunu ve bazı önemli unsurlardan yoksun olduğunu bildirmek için gönderdiği bir sinyal olduğunu söylüyorlar. bahar yorgunluğu çok yaygındır çünkü insanlar kıştan sonra genellikle vitamin, mikro ve makro elementlerden yoksundur - çünkü kış boyunca daha az meyve, daha az sebze ve daha az güneş vardır. bu yüzden daha yorgun, daha zayıfızdır ve enerji seviyemiz düşmüştür. ayrıca, baharın ilk ayında meydana gelen ani değişiklikler, vücudumuzu daha fazla enfeksiyon kapma riskiyle karşı karşıya bırakır. doktorlar, bağışıklık sistemimizin yukarıda belirtilen nedenlerden dolayı yılın bu döneminde en zayıf halinde olduğunu söylüyorlar.
peki bahar yorgunluğuyla mücadele etmek için ne yapabiliriz?
dinlenme
öncelikle biraz dinlenin. insanların uykuya ihtiyacı var, bu çok yaygın bir bilgidir. şimdi, muhtemelen eskisinden daha yorgun olduğunuz için, özellikle uyku miktarına odaklanmalısınız. gecelik en az 6-7 saat uyumaya çalışın ve vücudunuzun yenilenmesine izin verin. yine de, bazen bahar yorgunluğunun, her gün daha yorgun hissettiğiniz için, dinlenme miktarının önemli olmadığını hissettirebileceğini unutmayın. bunun sizi kandırmasına izin vermeyin, yeterince uyumaya ne kadar odaklanırsanız, bu yorgunluk aşamasının üstesinden o kadar çabuk gelirsiniz.
rahatlayın
tabii ki uyumanın yanı sıra rahatlamanın da bir yolunu bulmalısınız. ister köpük banyosu, ister yüz maskesi yapma, yürüyüşe çıkma ya da kitap okuma... bir süreliğine istediğiniz bir aktiviteyle kendinize odaklanmaya çalışmalısınız. bu, vücudunuzun yenilenmesine ve biraz daha güçlenmesine izin verecektir. ek olarak, zihinsel olarak daha iyi hissedeceksiniz - rahatlamış bir zihin sağlıklı bir zihindir.
spor
hareket çok önemlidir, bunu size herkes söyleyecektir. haftada birkaç kez kısa bir egzersiz bile vücudunuz için harikalar yaratabilir. spor derken, spor salonuna gidip ağırlık kaldırmayı kastetmiyoruz. ne sporu yapacağınıza siz karar verin! 30 dakikalık bir koşu mu? tenis, basketbol, voleybol maçı mı? hareket içeren her şey sizin için iyi olacaktır. neden? metabolizmanızı iyileştirecek, kan dolaşımını artıracaktır. dahası, vücudunuz daha fazla serotonin salgılayacak ve bu da sizi daha enerjik ve motive edecektir.
beslenme
yediklerinize odaklanmadan yorgunluktan daha çabuk kurtulamama riskiniz çok yüksektir. dengeli bir beslenme gerçekten her şeydir. kış aylarında vücudunuz vitamin ve diğer önemli elementlerden yoksun olduğu için, hepsini vücudunuza hemen vermelisiniz. günlük öğünlerinizde ne kadar sağlıklı yiyecek varsa, vücudunuz o kadar iyi beslenir.
bedeninizi dinleyin
herkes kesinlikle ama kesinlikle farklıdır. gerçek şu ki, vücutlarımız harikadır ve neye ihtiyaç duyduklarını bize bildirirler. sadece vücudunuzu dinleyin - birdenbire elma arzularsanız, gidin ve kendinize bir elma alın! muhtemelen bu meyvenin sahip olduğu vitamin ve mikro elementlerden yoksun olduğunuz için canınız çekmiştir. diğer yiyecekler için de aynı şey geçerli- çok özel bir şey istiyorsanız, muhtemelen vücudunuz o yiyeceğin içinde bulunan besinlerden yoksundur. unutmayın, vücudunuz sizinle kolayca iletişim kurabilir, sadece dinlemeniz ve konuşmasına izin vermeniz gerekir.
kaynak
bahar yorgunluğu sendromu insanlar arasında oldukça popülerdir. doktorlar, bu yorgunluğun vücudumuzun bize yorgun olduğunu ve bazı önemli unsurlardan yoksun olduğunu bildirmek için gönderdiği bir sinyal olduğunu söylüyorlar. bahar yorgunluğu çok yaygındır çünkü insanlar kıştan sonra genellikle vitamin, mikro ve makro elementlerden yoksundur - çünkü kış boyunca daha az meyve, daha az sebze ve daha az güneş vardır. bu yüzden daha yorgun, daha zayıfızdır ve enerji seviyemiz düşmüştür. ayrıca, baharın ilk ayında meydana gelen ani değişiklikler, vücudumuzu daha fazla enfeksiyon kapma riskiyle karşı karşıya bırakır. doktorlar, bağışıklık sistemimizin yukarıda belirtilen nedenlerden dolayı yılın bu döneminde en zayıf halinde olduğunu söylüyorlar.
peki bahar yorgunluğuyla mücadele etmek için ne yapabiliriz?
dinlenme
öncelikle biraz dinlenin. insanların uykuya ihtiyacı var, bu çok yaygın bir bilgidir. şimdi, muhtemelen eskisinden daha yorgun olduğunuz için, özellikle uyku miktarına odaklanmalısınız. gecelik en az 6-7 saat uyumaya çalışın ve vücudunuzun yenilenmesine izin verin. yine de, bazen bahar yorgunluğunun, her gün daha yorgun hissettiğiniz için, dinlenme miktarının önemli olmadığını hissettirebileceğini unutmayın. bunun sizi kandırmasına izin vermeyin, yeterince uyumaya ne kadar odaklanırsanız, bu yorgunluk aşamasının üstesinden o kadar çabuk gelirsiniz.
rahatlayın
tabii ki uyumanın yanı sıra rahatlamanın da bir yolunu bulmalısınız. ister köpük banyosu, ister yüz maskesi yapma, yürüyüşe çıkma ya da kitap okuma... bir süreliğine istediğiniz bir aktiviteyle kendinize odaklanmaya çalışmalısınız. bu, vücudunuzun yenilenmesine ve biraz daha güçlenmesine izin verecektir. ek olarak, zihinsel olarak daha iyi hissedeceksiniz - rahatlamış bir zihin sağlıklı bir zihindir.
spor
hareket çok önemlidir, bunu size herkes söyleyecektir. haftada birkaç kez kısa bir egzersiz bile vücudunuz için harikalar yaratabilir. spor derken, spor salonuna gidip ağırlık kaldırmayı kastetmiyoruz. ne sporu yapacağınıza siz karar verin! 30 dakikalık bir koşu mu? tenis, basketbol, voleybol maçı mı? hareket içeren her şey sizin için iyi olacaktır. neden? metabolizmanızı iyileştirecek, kan dolaşımını artıracaktır. dahası, vücudunuz daha fazla serotonin salgılayacak ve bu da sizi daha enerjik ve motive edecektir.
beslenme
yediklerinize odaklanmadan yorgunluktan daha çabuk kurtulamama riskiniz çok yüksektir. dengeli bir beslenme gerçekten her şeydir. kış aylarında vücudunuz vitamin ve diğer önemli elementlerden yoksun olduğu için, hepsini vücudunuza hemen vermelisiniz. günlük öğünlerinizde ne kadar sağlıklı yiyecek varsa, vücudunuz o kadar iyi beslenir.
bedeninizi dinleyin
herkes kesinlikle ama kesinlikle farklıdır. gerçek şu ki, vücutlarımız harikadır ve neye ihtiyaç duyduklarını bize bildirirler. sadece vücudunuzu dinleyin - birdenbire elma arzularsanız, gidin ve kendinize bir elma alın! muhtemelen bu meyvenin sahip olduğu vitamin ve mikro elementlerden yoksun olduğunuz için canınız çekmiştir. diğer yiyecekler için de aynı şey geçerli- çok özel bir şey istiyorsanız, muhtemelen vücudunuz o yiyeceğin içinde bulunan besinlerden yoksundur. unutmayın, vücudunuz sizinle kolayca iletişim kurabilir, sadece dinlemeniz ve konuşmasına izin vermeniz gerekir.
kaynak
devamını gör...



