ameliyat sebebiyle eniştemin dinleyemeyeceği yayındır.
devamını gör...

yalan söylediğin zaman bir insanın gerçeğe ulaşma hakkını çalarsın.
uçurtma avcısı.
devamını gör...

konuşma anında bir heceyi ya da kelimeyi öne çıkarmak, bastırmak.

cümle içinde ise vurgulanmak istenen kelime yüklemin önüne getirilirek yapılır.
bugün ben geldim. (özne)
ben bugün geldim. (z. t.) *
devamını gör...

bir yazar. müfteri olanından.

kafasozluk.com/entry/881220

entrysine cevaben;

1. si; bana ergen diyen adam dün 27 yasında olduğunu söyledi. aslanım, senin doğduğun sene ben anadolu lisesinde öğrenciydim. hem de o dönemin en iyisinde. senin abin olacak yaşta kardeşim var benim. tıraş yapma o yüzden

2. si; ben “asgari ücret” 400 milyon demedim. ortalama bir memur maaşı 400 milyondu dedim hala da bu sözüm geçerli. anlamayı geçtim öncelikle düzgün okuma yazma öğrenmeni tavsiye ederim sana. ayrıca o dönem 20 tl ile alınanlarla ilgili yazdıklarım uydurma değil bizzat kendi cebimdeki para ile aldıklarımdı. yani sen 5 yaşındayken o dönemin en büyük parası(5 milyon) cebinde gezdiğini söyleyince normal, biz sen altın bezlenirkenki market fiyatlarını yazınca anormal öyle mi? hiç güleceğim yoktu.

3. sü; atatürkçü bir aileden gelen şahsım chp li olmadığı gibi bu konuların (milliyetçiliğin ve atatürkçülüğün) zekatını senin gibiler anca bayramda gelip elimi öper benden alır.

4. sü ve sonuncusu da malum herkes kendinde olmayanı başkalarında ararmış, bu nedenle zerresini barındırmadığı özellikleri başkasında arayan tipler bunu gelipte nick başlığında şahsımda da aramasın bir zahmet…

ışık yokmuş bizde. heralde arkadaş ampule fazla bakmaktan gözünün önündeki ışığı göremeyecek duruma geldi. allah ıslah etsin.

edit: ciao bella bu arada…
devamını gör...

günün hareketliliği bitmiştir.kişi kendisiyle baş başadır. böyle bir durumda içimize attığımız dertler birden ortaya dökülüverir. biz hüzün kaplar insanın içini.
devamını gör...

unutulmayan final sahnesi olabilir. "beni beni..bihter'ini".
devamını gör...

en önemli sebeplerden biri sigara ve hava kirliliği. hastalar öksürük ve nefes darlığından şikayetçi. hastalığa nefes ölçüm cihazı ile tanı konulabiliyor. dünyada en çok ölüme sebebiyet veren üçüncü hastalık.

türkiye'de en sık görülen üçüncü ölüm sebebi arasında bulunan solunum sistemi hastalıklarının yüzde 61.5'ini koah hastalığı oluşturuyor. koah, soluk alıp verirken akciğerlere giren havanın kolayca dışa verilmemesi olarak tanımlanıyor.

hastalığın başlıca sebebi olarak 40 yaşını geçtiği halde sigara içmeye devam etme, bunun dışındaki pipo, nargile, puro tütünlerinin ve çevreden gelen tütünün dumanı, meslek olarak tozlu ortam içinde bulunma da, koah oluşumunda büyük etken. toplumun, hastalığa yabancı olması da, hastalıkta tanı ve tedaviyi güçleştiriyor.

hastalıkla ilgili en büyük şikayetler nefes darlığı, öksürük balgam çıkarmadır. bunlar dışında göğüste sıkışma, yorgunluk, bitkinlik, ağız, göz ve tırnak çevresinde cildin mavimsi bir renk alması, ayak ve bacaklarda şişme gibi belirtiler de görülebiliyor.

bu nefes darlığı yüzünden, hastalığı taşıyan kişi, yol yürüyemez, fazla harekette bulunamaz, günlük işlerini azaltır.
devamını gör...

aslında big four çok geniş bir tanım. konusunda en iyi olan x, y, z adet şey bir araya geldi mi, amerikalılar big x, big y, big z demeyi pek seviyorlar.

big four; thrash metalin dört büyük grubu olan metallica, megadeth, slayer ve anthrax için kullanılan bir tabirdir. şahsi fikrim olarak anthrax bu tanımın en zayıf halkasıdır. gönül onun yerine mesela exodus grubunu görmek isterdi ama ne bileyim benim dememle olmuyor.

kadro biraz eksikte olsa bulgaristan-sofya 22.06.2010 konserlerinde am i evil? şarkısını birlikte çalarak benim gibi garibanları sevindirmişlerdir:

devamını gör...

pratik zekaları,
merhametli ve vicdanlı oluşları,
çalışkanlıkları,
hamaratlıkları,
el lezzetine sahip olmaları,
aileye düşkün olup, çok anaç olmaları,
savaşçı ruhlu olmaları,
vatansever ve milliyetçi olmaları.
devamını gör...

evettttt.

hem kürtçe hem türkçe hallerini bırakacağım.

kürtçe :

xwedê û wext xelet hatiye xetimkirin
naqosên dêran kerr...
minare kin...
doktrînên dekolte lixwekirî evdal...
sarincên ji baranên derengmayî, derengbarî hatibû
damezrandin, bi derbeke neşterê ya dirinde, şolî bûne
barûyên ji evînên nukleerî, di serdabên ji krîstalên rokoko
hatibûn kemilandin qîtik qîtikî bûne, ji xewnên bêxwedî
xeyîdîme, pekiyame û hatime janya, ji nalînên min re
vokalîstiyê bike
(ji qevmê pezkoviyan re xew heram e)

peykerekî: antîk, derîzî û mîtolojîk im, nêm ji min dihere, li
ezmanê hundirê min, qaqlîbaz firînên kamîkazeyî li dar
dixin, kovanên genimî, li ber aşên êşan, kêliyekê jî aş nabin,
aj nabin, hûr dibin û hey hûr dibin, ji elfabêtan tîpek kêm
dibe ku dimirim, w... ey waweylê janya, kezeba min dike di
devê min re derkeve ji qehra...

çiqas êvarên şînboz bihurîn û çûn ji keştiya xeyalan
çirûskeke serzer peya nebû, li peravên hestên min ên hestî û
çermmayî, pêxemberekî sexte di nav kirasê xwe yê
gewrîboz de, bi derewan be jî dest dirêjî min nekir, min
venexwend cemeata xwe, ferîşteyeke fahîşe sing venekir,
maran jî ez ji kom û refên xwe aferoz dikirim, bi qasî yez-
danekî bêqûl tenê dimam, mezhebên şêx û mirîdên wê ez,
min diafirand di çarmixan de, min her çavê xwe li destmal-
ka bixwîn, ya destê weronîkayê digerand, bi îskeîskeke zen-
garî, mîna guran tim dizûrriyam, hosteyê dînîtiyê mam,
goştê hov ji te re ricifeke ruh divê,
nêrîneke şêtiya şûran divê,
ez heta qirikê binicihê tirbê
..............................hilnayêm janya
..............................hilnayêm porkurê
..............................di tirban de hilnayêm ha! ! !

a li eniya te nivîsî ne ne qeder e, soneya serpêhatiya temenê
min e, dengê min diêşe, welê bi sewteke berz û peritî min
dilê xwe têr rehet nekir li qîrîniya navê te, çirreke şiîr
didoşim ji hewraniyên sipîboz ji bona çivîkên çavên te xwezî
janya min îmana te ya rewnaq bihewanda, xwezî berxê ji
xeynî te pê ve, bi tu fikaran min tehma hişê xwe xera nekira,
bêxem min tu li suqulîka xwe bikira û sûk bi sûk bigeren-
da, di şaneşînên nêrgiz û nesrînan de, min devê te biki-
ra zîndana zimanê xwe
lê xwedê û wext xelet hatiye xetimkirin
ez hêmayeke heyama hewaran,
di herban de nîşangeha riman
serî gog, çav xar, zikçirîyayî
fermo janya êdî tu dikarî xwe bikujî


veeee türkçe :


tanrı ve zaman yanlış hatmedilmiş
kiliselerin çanları sağır…
minareler kısa…
dekolte doktrinler giyinmiş abdal…
geç kalmış, geç yağmış yağmurlarla dolmuş
sarnıçlar, yırtıcı bir neşter darbesiyle, bulanmışlar
nükleer sevdalardan olan kuleler, rokoko kristallerle
süslenmiş tünellerde lime lime olmuşlar, bikes düşlere
darılmışım, sıçramışım ve gelmişim janya, sızlayışlarıma
vokalistlik yapsana
(dağ keçisi kavmine uyku haramdır)

antik, mitolojik ve çatlamış bir heykelim, irin akıyor benden,
içimin semasında, martılar kamikazeyî uçuşlar
yapıyor, buğdayî hasretler, acılar değirmeninde, bir an olsun dinmiyorlar,
filizlenmiyorlar, ufaldıkça ufalıyorlar, alfabelerden bir harf eksiliyor
öldüğüm zaman, aahhh… yazık janya, yüreğim ağzımdan
çıkacak oluyor kahırlardan…

kula renginde kaç akşam geçip gittiyse de, hayaller gemisinden
sarı saçlı bir kıvılcım inmedi, bir deri bir kemik kalmış duygularımın
kıyılarına, kül rengi entarisinin içinde
sahte bir peygamber, yalandan da olsa elini uzatmadı bana, davet
etmedi beni cemaatine, kahpe bir melek kucak açmadı,
yılanlar bile aforoz ederlerdi beni sürülerinden, kulsuz bir tan-
rı kadar bir başıma kalırdım, şeyhi ve müridi olduğum mezhepler,
çarmıhlarda beni yaratırdı, gözlerimi veronikanın kanlı mendi-
line her sürdüğümde, pas-
lı bir hıçkırıkla, kurtlar gibi uluyordum hep, deliliğin ustası (olarak) kaldım,
hoyrat et senden bir titreyişlik ruh ister,
kılıç(lar) deliliğinde bir bakış ister,
ağzına kadar mezar yerlisi ben
sığamıyorun janya
sığamıyorum evi yıkılasıca
mezarlara sığamıyorum ha!

alnında yazılı olan kader değil, ömrümün hikâyesinin
sonesidir, sesim acıyor, şöyle koca ve harap olmuş bir sesle
adını haykırmakla doyasıya rahatlatamadım yüreğimi, bembeyaz bulutlardan
bir oluk şiir sağıyorum kuşları için gözlerinin, keşke
janya ihtişamlı inancını taşıyabilseydim, keşke kuzum
senden başka hiçbir dertle bozmasaydım tadını aklımın,
kedersizce seni omzuma alıp çarşı pazar dolaştırsay-
dım, nergiz ve nesrinlerin balkonlarında, ağzını dili-
min zindanı edebilseydim
ama tanrı ve zaman yanlış hatmedilmiş
ben medet haykırışı devrinin bir işareti,
savaşlarda mızrakların hedefi
başı top, gözü bilye, karnı deşik

buyur janya öldürebilirsin artık kendini...


veee arkadaşlar iyi geceler :)
devamını gör...

gasilhane, ölülerin yıkandığı yer. cami. gasilhane. tecavüz... çüş.
devamını gör...

dinsiz olması beni ilgilendirmez. yaptığı işlere bakarım.
devamını gör...

sevdiğim eylem. uzun tanımlar aynı zamanda yazar hakkında da bilgi verir. okursun, tanırsın. tarzını görürsün. ama sözlüğün çoğu iki lafı bir araya getirip de açıklamalı tanım yazmaktan aciz. yaz, geç. maksat tanım sayısını arttırsın. nitelik umurunda mı? yok be! ben sadece çok uzun kopyala-yapıştır tanımları okumam. bazıları sayfanın başından sonuna kadar iner hatta. ama bilgi içeren, yazarın yorumunu da kattığı tanımı sayfalar sürse yine okurum. bu laf kalabalığı değildir bana göre niteliktir. ve iyi bir şeydir. zaten ben kısa tanım da yazamıyorum pek. al işte bu da bir nebze uzun oldu. okuyanlar. tişikkirler. *
devamını gör...

saygısızlığın gerçekten sınırının olmadığını aklıma getiren başlıktır.
bir insanın fotoğrafını alıp yorumlamak bana inanılmaz derecede korkunç geliyor.
kameralar her yerde. farkında olmadan veya olarak bir fotoğrafınız çekiliyor ve insanlar yorumlamaya başlıyor. ifşa sevdasının, işaretleme sevdasının gittiği yeri görünce korkuyorum. durumun ciddiyetinin farkında olmamayı korkunç buluyorum. bazı durumlarla ilgili empati yapabilmek için illa bizim ya da ailemizin başına gelmesi gerekmiyor. bu iş çok tehlikeli bir yere gidiyor. gerçekten fotoğrafa bakarken başlığa girdiğime utandım. tek hissettiğim bu.
devamını gör...

yaz sıcağında bot ve mont almak.
gerçi trilyonlarım olsa dahi ben bunu yaparım gibi ya, yarı fiyatından daha ucuza alıyorsun.
devamını gör...

an itibari ile serbest bırakılan koyunlardır. arkadaşlar gündemde tutalım. böyle giderse bu koyunlar her istediği yerde otlamaya başlayacak. bu gün tigem arazisinde otlayan, mazallah yarın öbür gün birilerinin sarayının bahçesinde otlar. bu ülkede anayasa var kurallar var. bu kanun nizam tanımayan koyunların yaptıklarının bir karşılığı olması gerekli.


chp'li mahmut tanal'ın meclis'te gündeme getirdiği, tarım işletmeleri genel müdürlüğü'nün arazisinde otladıkları gerekçesiyle gözaltına alınan koyunlar serbest bırakıldı.

güvenlik soruşturması teklifinin meclis’teki görüşmeleri sırasında chp’li vekil mahmut tanal, ceylanpınar’da tarım işletmeleri genel müdürlüğü'nün (tigem) arazisinde otladıkları gerekçesiyle çok sayıda koyunun gözaltına alındığını duyurdu. tanal'ın "hayvanları serbest bırakın" çağrısı üzerine içişleri bakan yardımcısı gerekli işlemlerin ardından 35 koyunun serbest bırakıldığını bildirdi.

muhalefetin eleştirilerinin odağındaki güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması kanun teklifi’nin görüşüldüğü meclis genel kurulu birleşimine, “koyunların gözaltına alındığı” tartışması gündeme geldi. chp istanbul milletvekili avukat mahmut tanal, urfa'nın ceylanpınar ilçesinde kurulu bulunan, tarım ve orman bakanlığı bünyesindeki tigem ceylanpınar tarım işletmesi müdürlüğü arazisinde otladıkları gerekçesiyle çok sayıda küçükbaş hayvanın alıkonularak, kurumun “hayvan gözaltı merkezlerine” götürüldüğünü belirtti.

tanal: ceylanpınar’da koyunlar gözaltında
komisyon sıralarında oturan içişleri bakan yardımcısı mehmet ersoy’a çağrıda bulunan tanal, "şanlıurfa ili ceylanpınar ilçesinde 100 tane koyunu bugün gözaltına almışlar. sayın bakan yardımcım. koyun gözaltına alınır mı? bu koyunların gözaltına alınması hem hayvancılığın geliştirilmesine hem de üretimin geliştirilmesine aykırı, anayasa'ya aykırı” dedi.

“türkiye'de insanlar gözaltına alınıyor da koyun ve kuzular da şu anda gözaltına alınıyor başkanım” ifadelerini kullanan tanal, “yani türkiye içişleri bakan yardımcısısınız, bu konuda gereğini yapın, hayvanları serbest bırakın!” diye konuştu.

akp grubu adına söz isteyen kırıkkale milletvekili ramazan can’ın kürsüye çıktığı esnada da tepkisini sürdüren tanal, “başkanım, bu koyunların terörle iltisakı mı var, bağlantısı mı var? ya, bu koyun, kuzu allah'ın yarattığı o merada ot yiyor, ot! orada allah'ın verdiği suyu içiyor” dedi.

bakan yardımcısı: 35 koyun serbest bırakıldı!
meclis başkanvekili haydar akar ise içişleri bakan yardımcısı mehmet ersoy’un kendisine ilettiği bilgi notunu, “mahmut bey, sayın bakan yardımcısı gerekli görüşmeleri yaptı. tigem arazisinde kendilerine tahsis edilen alanın dışında çıkarak hayvan otlatan ve araziye zarar veren hayvan sahiplerinin 35 koyun için kabahatler kanunu'nun 68'inci maddesi gereğince tigem tarafından işlem yapılmış ve koyunlar serbest bırakılmış. sahiplerine iade edilmiş” şeklinde okudu.


link
devamını gör...

sözlükteki kimsenin sevişememesi şeklinde değişmesi gereken başlıktır. çatır çatır sevişen, sözlük mü yazar bu saatte allasen.
devamını gör...

bir miko ukdesidir.

senaryosunu caner güler ve cüneyt inay'ın yazdığı, kemal uzun'un yönettiği, 2010 yılında gösterime giren yerli aksiyon/komedi filmidir.
demet evgar, ali atay, mete horozoğlu ve fırat tanış'ın oynadığı bu filmde tikli *, manik * ve dildo * lakaplı, çeşitli illegal işlerle haşır neşir olmuş ve son işlerinden ötürü de hapisle tanışıp bu işlere tövbe eden 3 çocukluk arkadaşının, ellerinde büyüdükleri dildo'nun babası efendi’nin * tedavisi için gerekli parayı bulmak adına tövbe sonrası yaptıkları ilk araba hırsızlıkları üzerine gelişen olaylar silsilesi anlatılmaktadır.
öncelikle belirtmek isterim ki, bu kadar sıradan bir konuyu cast seçimi ve seçilen oyuncuların üstün performansları ile gayet de izlenebilir bir hale getirmeleri açısından gerçekten çok başarılı bulduğum bir filmdir vay arkadaş. üçü de problemli çocukluk dönemleri geçirmiş üç arkadaşın birbirlerinden çok farklı kişilikleri beni çok güldürdü gerçekten…

tikli’nin içine kapanık ve garip tikli halleri,
dildo’nun isminden de anlaşılacağı üzre karşı cinsle olan münasebeti ve kendine güvenden kaynaklı egosu,
manik’in patlamaya her an hazır bir dinamiti içinde taşıyarak serseri mayın gibi oradan oraya dolaşması ve bu dolaşmanın içinde nil ile atışmaları gerçekten izletiyor kendisini…

film içerisinde yeterli miktarda küfür ve argo barındırmaktadır. bu küfür ve argo kullanımı da bana göre kurgudaki karakterlerin ağızlarına ve hayatlarına cuk oturmaktadır. hiç sırıtmıyor, olağan bir akışta kütür kütür gidiyor küfürler…

yani çok sıradan, içerisinde klişeler olan bir senaryosu var evet, ama ben gerçekten oyunculukları çok iyi buldum ve izlerken de büyük keyif aldım.

yani sansürsüzünü bulamadım internette, yine de çıtır çerez niyetine izleyebilirsiniz. güldüreceğini düşünüyorum…
devamını gör...

sen benim tarafımdan bir kez sevildin. tutup yüzüne sana aşığım dedim, küstah bir tavırla ... bu küstahlık sana değildi elbette: burnunu kaybetmiş bir kibir harikasının, nasıl olup da sana tutulduğunaydı..
özveriyle kabul ettim üstelik. özveriyle sevdim.

sen, benim tarafımdan bir kez sevildin.
sen de şaştın bu duruma. sen bile şaştın. sen benim tarafımdan bir kez sevildin. bir kez... ve bu bir, hayatının tüm sevilmelerine bedel olacaktı. çünkü bu his, bana bile yabancıydı. sabah çiğinde stadyumun önünden geçmek gibiydi. yolda karşına çıkan köpeklerin, soğuktan umursamaz büzüşüp, havlamaya dahi tembellik ettiği histi. pazartesi sabahı üşüyen ellerle okula koşmak gibiydi..
kıştı bu his. ne vakit düşünsem, kıştı.. ağır bi sis her yanı kaplamıştı.. yürüdükçe önünü görür, gördükçe yaklaşırdın.
sen benim tarafımdan bir kez sevildin. bir kez.. sana aşığım dedim yüzüne küstahça... kibrimden sıyrıldım, ben oldum. sonra kibrini fark ettim senin: onca zaman sonra...senin. sis perdelemeseydi göremez olur muydum hiç? bendeki kibir mıymış yaw? meğer alçak gönüllülük lafzını, ben kibir sanarmışım. sanarmışım da sanki ne yaparmışım?.. ancak ve ancak sendeki gururla tanışmışım, sendeki gurur ve kibirle... e kibir oymuş.. sadece o olsa iyi... e onca zaman safi orada dururmuş. meğer kibrin, hoyrat ve soğukmuş. sabah çiği de neymiş, sendeki kibrin yanında?.. .
sonra yürümüşüm. küstahça yürümüş ve ardıma bakmamışım.. sonra sonra sora sora sonunda yaz olmuş, sendeki kibir tat olmuş, lal olmuş, ama olmuş hatta hatta bir tımarhaneye düçar olmuş.. ...
gerisi öyle işte... sis yaza devrolmuş. sen tımara visal.
devamını gör...

devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim