girdikten sonra çıkmak istememe ile devam eden döngüdür.
devamını gör...

hatırlanmadığın zamanlar.
devamını gör...

başlığın uludağ sözlük yazarlarından biri tarafından açıldığına inanıyorum. lütfen gidin ve kendi çöplüğünüzü mahvetmeye devam edin. açtığınız başlıklardan midem bulandığı için böyle bir sözlüğe geldim, burada ne işiniz olur anlamıyorum. korkunçsunuz.
devamını gör...

(bkz: türk pop müziği) dinlemeyi pek sevmem ama oldukça hoşuma giden şarkıdır.
devamını gör...

james cameron'un avatar için yarattığı kurgusal evrende, filmin ana hikayesinin geçtiği pandora isimli uyduda yaşayan yerel halk. na'viler mavi ten rengine sahip, barışçıl ve akıllı bir ırktır. filmin ana hikayesi, na'vi ırkının insansı yaşam formuyla benzerliği olduğu kadar farklılığı etrafında şekillenip ilerler. na'viler bir tehdit altında değilken saldırgan değillerdir. askeri bir yapılanmaları, ekonomik bir sistemleri yoktur. bir arada yaşarlar, avcı/toplayıcı özelliklerini kaybetmemişlerdir. cameron, ihtiyaçların primitif kalınarak karşılanmaya devam edilmesinin, gelişmiş bir sosyal topluluk olmaya engel olmadığını na'vi ırkını tasvir ederek epik bir dille anlatmıştır filminde. na'viler birbirleriyle, pandora uydusundaki diğer tüm canlılarla ve hatta uydunun kendisiyle telepatik düzeyde iletişim kurarlar. uydudaki tüm ekolojik sistem birbirine bağlıdır. na'viler sinir sistemine benzetebilecek bu ağa bedenleri aracılığı ile bağlanabilir, sistemin sorunlarını, eksiklerini, ihtiyaçlarını ve sistem tarafından iletilen çözüm önerilerini özümseyebilirler.

cameron diğer tüm filmlerinde olduğu gibi bu film için de uzun süre masa başında çalışmış. na'vi ırkının kendi arasında konuştuğu dil için, ırkın fiziksel özellikleri için, kültürleri için konunun uzmanları ile kafa patlatmış. na'vi dili, filmin gösterime girdiği tarihte ortalama 1000 kelimelik bir dil iken filmin gösteriminden sonra, gelen talepler doğrultusunda ve devam filmlerinin geleceği duyurulduktan sonra bu bir ihtiyaç olduğundan geliştirilmek durumunda kalmış. güney kaliforniya üniversitesi'den dilbilimci dr. paul frommer tarafından yaratılan bu dil bugün yaklaşık 2600 kelimelik bir dağarcığa sahip. na'vi sözlüğü için buradan. bugün bakmazsanız göreceğim ben sizi ikinci, üçüncü filmden sonra. dört, beş? ömrümüz vefa eder mi? etsin!

efendim na'vileri seviyoruz. çok güzeller. çok naifler. çok da güçlüler ve en önemlisi çok doğrular. cameron gibi, standardı o dönem için* saniyede 35-40 kare ile film çekilen bir zamanda ortalama 50 kareyle film çeken bir yönetmen tarafından bize izletildiği için de çok şanslıyız. senaryo çalıntıymış. meh. hep söylüyorum, titanik'in batacağını hepimiz biliyorduk, izlemedik mi? dibimiz düşmedi mi? based ona a true story falan da izlemeyelim o zaman? sinema neyin anlatıldığının değil nasıl anlatıldığının önemli olduğu bir sanat dalıdır.

allasen şunların mükemmelliğe bakar mısınız?
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

küfür edip karşı tarafı aşağılayınca espri yaptığını zanneden varlıkların sanrısal bozukluğudur o.

şaka bir yana, kadınların en esprili olduğu ortamlar genellikle kadın ağırlıklı ortamlar oluyor. erkekler ve kendilerini göstermek için yaptıkları maymunluklar ortalıkta olmayınca tabii. swh
devamını gör...

tüm günün en hafif öğünü olması gerekirken, çoğunlukla en ağır yemeklerin yendiği öğündür. yemesi zevkli olsa da, vücudumuza ve kendimize eziyet etmekten başka bir şey değildir.
devamını gör...

//uyumlulara uyumsuz notlar _2_

şimdilerin somut kısaltılmış maddeleri halinde kelimeler,
konuşurken boş bakan gözlerin arkasında neyin dolu olduğunu ve neden vites küçülterek hayatını devam ettirme çabası içinde kaldığını merak ediyoruz.
çocukları daha çok seviyoruz bu sebepten,
cumlelerin en yerleşik ikazlarını olduğu gibi anlatıyorlar dilleri masum düşünceler yaşanmışlıklardan muaf.
takdir görmek isteyerek uyanıyor gözümüz her gün ve her gün ve yine her gün.
uzun bacaklı şımartılmış egolarını tatmin ettikten sonra insan hallerinin,
iş dönüş yolunda düşünüyoruz..ait olduğum yerde miyim?
yoksa olduğum yer mi bana emanet edilmiş?

çoğu insanın elleri terler duygularını dile getirirken,
küçük görülme yada anlaşılmama daha kötüsü yanlış anlaşılma damlaları diyebiliriz ter damlalarının adına.

bunun için sürekliliği kalmıyor empati kurmanın,
bunun için eksik kalıyor cümlelerimiz,
bunun için duygusuz hale geliyor yüreklerimiz..

ve..günün sonu,
taç giydiriyoruz en sevdiğimiz şarkı ile mutlu sandığımız gülümsemekten yoksun gözlerimize...bunun adı ise..
günü şerefiyelendirme..
d.b
devamını gör...

yaa harika olmuş!!*
emeğine sağlık ccc gomercan ccc. çok güldüm yaa. sonunda açıldı radyooo ve süper olmuş. sözlük baştan aşağı yenilendi!*
devamını gör...

kafiye, şiirde ahengi sağlayan unsurlardan biridir. yazılışları, okunuşları aynı; görevleri farklı kelime ve ekler kafiye oluşturur.

örneğin,

o nedir ki hercai gümüş beden
mahvolur ellerde ülfet etmeden
yandı ciğerim kalmadı köz
yârelerim hep oldu göz göz.

kaynak: türk dili ve edebiyatı notlarıdır. bana ait değildir.
devamını gör...

anıları yaşamışsındır bir şekilde yazabilirsin . ama kurgu çok önemlidir. özellikle hiç bulunmadığın bir ortamı doğru tespitlerle kurgulamak çok büyük bir yazar işidir. o yüzden şu ana kadar komedide en iyisi sanırım gülse . tebrik ediyorum.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

sosyoloji okuyoruz efenim. hadi hayırlısı.
devamını gör...

iyi yayınlar diliyorum efendim. nihayet başladı.
devamını gör...

küçücük çocukların omzuna hiç taşıyamayacağı sorumluluklar yükleniyor çoğu zaman. tabii bu demek değildir ki her stresli olan çocuk intihar eder. intihar o kadar karmaşık bir konu ki, hele söz konusu çocuklar ise daha karmaşık bir hal alıyor.

bu habere bakacak olursak; anne ve babanın, çocuğun üzerinde oluşturdukları baskı, çocuğu hayal kırıklığına uğratmış olabilir, depresyona sokmuş ve/veya onu öfkelendirmiş olabilir. tabii o öfkeyi de bedenine yansıtıp ani bir kararla böyle bir girişimde bulunmuştur. belki de travma yaşamıştır. direkt ''baba kızdı diye böyle oldu'' demek babayla empati kurdurduğundan kalbimi acıtıyor fakat çocuğun üzerinde ister istemez baskı kurulduğu da bir gerçek.

bundan sonrasında neler yapılmalı peki biraz da bilgim dahilinde ona bakalım; türkiye'de ve dünyada çocuklarda en çok görülen intihar yaş aralığı 15-19 olarak kaydedilmiş. fakat ne yazık ki bu yaş 9'a da düşmekte, bu örnekte gördüğümüz gibi 12 olarak da görülmekte. ilk olarak, çocukla güvenilir bir ilişki kurmak çok önemli. her şeyinde onu korkutmamak, kısıtlamamak gerekiyor. tabii ki devir kötü ve aileler çocuğunu koruma içgüdüsü duyuyor fakat bu, çocuk üzerinde baskı kurmadan yapmaya çalışılmalı.
ikinci olarak, her şey not ve ders değil! küçücük çocuklara bunun için kızmak hatta psikolojik ve fiziksel şiddet uygulamak, geri alamayacağınız büyük sorunlara yol açabilir. disiplin adı altında çocukta baskı kurulmamalıdır, onlar sadece çocuk. konuşarak anlatmaya çalışılmalı bazı şeyler, ve hep konuşulmamalı. çocuğun da konuşmasına izin verilmeli. anlattıkları dinlenmeli ve anlatmadığı şeyler için ısrar edilmemeli. başka bir gün tekrardan tatlı bir şekilde öğrenmek istediğinizi sorabilirsiniz ya da çocuğunuzda bir sorun olduğunu, bazı şeyleri içine attığını düşünüyorsanız psikoloğa da götürebilirsiniz.
üçüncü olarak, bir çocuğun intiharı düşündüğü; ölüm veya intihar hakkında sıklıkla konuşmasından, aile ve arkadaş çevresinden uzaklaşmasından, suçlu-değersiz hissetmesinden, depresyona girmesinden anlaşılabilir. tekrar belirtme ihtiyacı duyuyorum, bu tarz şeyleri gösteren herkes intihar edecek diye bir şey mümkün değil, zaman zaman hepimiz yaşıyoruz çünkü. fakat çocukta bu şeyler gözlemlendiğinde daha dikkatli davranmak, önlem almak ve psikoloğa götürmekte kesinlikle fayda var.
devamını gör...

nicki satarım 500 liraya.
devamını gör...

kim mutlu olmaz ki efendim. beğenmeye devam.
devamını gör...

adana'nın karataş ilçesi'nde bulunan akyatan lagününden çıkarılan ve bir dönem ağları yırttıkları için balıkçıların kabusu olmuş bu yengeç türü, şimdi ihracat ürünü olarak toplanıp eti gıda sektöründe, kabukları da kozmetik sanayisinde kullanılıyor.
devamını gör...

her babayiğide nasip olmayan ekşın. dalyan gibi boy pos girersin kaynar suyun altına, kollarını açıp ellerini duvara yaslarsın. hafif öne eğdiğin başından su kaslı sırtına doğru kayıp gider, oradan kuyruk sokumuna yol alır. kolların sert, vücudun diridir. 2 buçuk saat o şekilde durursun. seksilik böyle bir şeydir.
devamını gör...

kumdan kaleler'in (bkz: denize dogru) albümündeki, garip şarkısı. evet garip. neden? ben de bilmiyorum. bu şarkıyı dinlerken bir garip hissediyorum.

~~yaşam kadar gerçek
yaşamak gibi sahte
öyle çok şey var ki
yaralayan insanı
bir yürek çarpıntısı
onu her gördüğünde
öyle çok şey var ki bak
sana dair

yanlış aşklar yaşadık
yanlış köprülerde
yanlış gemiler yakıp
aldırmadan
iki damla su çaldık
zamanın pençesinden
aldırmadan, aldırmadan

mucize gerek bize
gidecek bir başka düş
bir düş ki korkmamış
zamanın karşısında
ve bir çağ gerek bize
ve bir çağ bundan özgür
öyle çok şey var ki bak
sana dair


sonra kuşlar gitti
anladım dünya yorgun
sen yorgun, tortusu kalmış
eski bir korkunun
görmedin, duymadın
demedin bunlar kötü
biz var mıydık?
aşk var mıydı?

bu ne senden ilk kaçışım
ne de ilk düşüşün yüreğime
ne bu serden son geçişim
ne de son küsüşüm kaderime~~

open.spotify.com/track/1nnk...
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim