bilgi içerikli tanım girmek
sözlüğe bolca giriyorum. okumanız tavsiye olunur.
devamını gör...
herkes mahlasına yakışanı yapsın
öyleyse kendi gezegenime (venüs) dönüş yapmalıyım.
devamını gör...
akp döneminde gerçekleşmiştir
şehide kelle denilmesi veya usulsüz atamalar gibi örneklerle başlayıp yol olacak olayları kapsayan jargondur.
(bkz: yetmez ama evet)
(bkz: yetmez ama evet)
devamını gör...
bir yazın anısına
danimarkalı komünist şair ivan malinowski*tarafından yazılmış şiir. şiirin orijinal ismi til minde om en sommer ve malinowski'nin galgenfrist isimli şiir derlemesinde bulunuyor. malinowski dilimize tek bir kitabı bile çevrilmiş bir şair değil fakat zaman zaman bir kaç şiirinin kötü çevirilerine rastlamak mümkün.
yıllar önce malinowski'nin siyasi şiirlerinin bir derlemesi olan kritik af tavsheden* eserine denk gelmiştim daha sonra galgenfrist'e rastladım. bu kitabın en bilinen şiiri hatta belki de şairin en tanıdık şiiri myggesang* olmasına rağmen; bir yazın anısına şiiri boğazıma oturmuş, ağzıma neredeyse kan tadı doldurmuştu. zaman kadar eski, tanıdık bir şeyler var malinowski'nin dizelerinde. bir aynayı oturup gece boyu izlemenin tadı var cümlelerde hatta neredeyse.
malinowski'nin yakın dostu olan hatta nazım hikmet ran 'ın şiirlerini danca'ya çevirmiş olan erik stinus'un dile getirdiği gibi; "iyi şiir nedir, bilmiyorum; ancak karşıma çıktığında tanırım"
ismail haydar aksoy çevirisi ile:
bir yazın anısına
her şey olanaklı sanılır ağustos gibi geç bir zamanda
hayat bile kanın kana sığınması bile
hiç bir midye süngülerle açılmadı
hiç bir resim izlemedi bizi gözkapaklarımızın ardına dek
katırtırnağı çiçekleri hışırdadı sarı güneş altında
ve kuşku fırlatmayı düşündü sargı bezini
arasıra getirdi rüzgâr her zamanki gibi
henüz sıcak külden bir mektup: ne ki
yoktu güvercinlerin bildirebileceği önemli bir şey
duvar sıvaları ya da ufuktaki yüksek basınç hakkında
belki daha iyi biliyordu uçurtma gölgeleri duyargaları
belki kendimiz görmeliydik bunu: aralıksız
izledi yakıcı bir göz umudumuzu ve yüreksizliğimizi
yıllar önce malinowski'nin siyasi şiirlerinin bir derlemesi olan kritik af tavsheden* eserine denk gelmiştim daha sonra galgenfrist'e rastladım. bu kitabın en bilinen şiiri hatta belki de şairin en tanıdık şiiri myggesang* olmasına rağmen; bir yazın anısına şiiri boğazıma oturmuş, ağzıma neredeyse kan tadı doldurmuştu. zaman kadar eski, tanıdık bir şeyler var malinowski'nin dizelerinde. bir aynayı oturup gece boyu izlemenin tadı var cümlelerde hatta neredeyse.
malinowski'nin yakın dostu olan hatta nazım hikmet ran 'ın şiirlerini danca'ya çevirmiş olan erik stinus'un dile getirdiği gibi; "iyi şiir nedir, bilmiyorum; ancak karşıma çıktığında tanırım"
ismail haydar aksoy çevirisi ile:
bir yazın anısına
her şey olanaklı sanılır ağustos gibi geç bir zamanda
hayat bile kanın kana sığınması bile
hiç bir midye süngülerle açılmadı
hiç bir resim izlemedi bizi gözkapaklarımızın ardına dek
katırtırnağı çiçekleri hışırdadı sarı güneş altında
ve kuşku fırlatmayı düşündü sargı bezini
arasıra getirdi rüzgâr her zamanki gibi
henüz sıcak külden bir mektup: ne ki
yoktu güvercinlerin bildirebileceği önemli bir şey
duvar sıvaları ya da ufuktaki yüksek basınç hakkında
belki daha iyi biliyordu uçurtma gölgeleri duyargaları
belki kendimiz görmeliydik bunu: aralıksız
izledi yakıcı bir göz umudumuzu ve yüreksizliğimizi
devamını gör...
eskisi kadar özlemiyorum seni
bir özdemir asaf şiiridir. kendi sesinden dinlemek için...
eskisi kadar özlemiyorum seni,
ve ağlamıyorum olduk olmadık zamanlarda..
adının geçtiği cümlelerde, gözlerim dolmuyor..
yokluğunun takvimini tutmuyorum artık.
biraz yorgunum..
biraz kırgın..
biraz da kirletti sensizlik beni!
nasıl iyi olunur henüz öğrenemedim ama
“iyiyimler” yamaladım dilime.
tedirginim aslında, seni unutuyor olmak,
hafızamı milyon kez zorlamama rağmen yüzünü hatırlayamamak korkutuyor beni..
gel diye beklemiyorum artık,
hatta istemiyorum gelmeni..
nasıl olduğun konusunda ufacık bir merak yok içimde.
arasıra geliyorsun aklıma, banane diyorum
benim derdim yeter bana banane!
alıştım mı yokluğuna?
vaz mı geçiyorum, varlığından?
tedirginim aslında,
ya başkasını seversem?
inan o zaman seni hayatım boyunca affetmem..
eskisi kadar özlemiyorum seni,
ve ağlamıyorum olduk olmadık zamanlarda..
adının geçtiği cümlelerde, gözlerim dolmuyor..
yokluğunun takvimini tutmuyorum artık.
biraz yorgunum..
biraz kırgın..
biraz da kirletti sensizlik beni!
nasıl iyi olunur henüz öğrenemedim ama
“iyiyimler” yamaladım dilime.
tedirginim aslında, seni unutuyor olmak,
hafızamı milyon kez zorlamama rağmen yüzünü hatırlayamamak korkutuyor beni..
gel diye beklemiyorum artık,
hatta istemiyorum gelmeni..
nasıl olduğun konusunda ufacık bir merak yok içimde.
arasıra geliyorsun aklıma, banane diyorum
benim derdim yeter bana banane!
alıştım mı yokluğuna?
vaz mı geçiyorum, varlığından?
tedirginim aslında,
ya başkasını seversem?
inan o zaman seni hayatım boyunca affetmem..
devamını gör...
sarışın erkek vs esmer erkek
bizdekiler daha çok kumral, yani sarışının bir tık üstü. yani çocuklukta sarışın iken büyüyünce saçlar hafif sarı ve kahverengi karışımı bir hale bürünüyor. sarışının bir tık üstü ve renkli gözlüler açık kumral, onun bir tık üstü ve renkli gözlü ve koyu kahverengi saçlılar da koyu kumraldır. ülkemizde sarışın erkek fazla yok, sarışın ırk dediğimiz viking, yani isveç-norveç sarışınları, bir de albino dediğimiz sapsarı insanlar, hakiki sarışın bunlardır. bizdeki sarışınlar da açık kumral dediklerimiz. mesela ulu önderimiz atatürk, uğur dündar, kıvanç tatlıtuğ vs. bunlar kumral örneği.
devamını gör...
kadın mı bayan mı sorunsalı
kayan.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının karalama defteri
karalayalım hadi defteri.
kalktım sofradan, adıma yaşıma kurulmuş sofradan, çünkü neden olmasın?
yeter bana, adam olana çok bile.
çok güzel, çok neşeli, çok hüzünlü bir gündü benim için, yok; yaş alma, yaşlanma vs derdim bile değil, o işleri bırakalı çok oldu.
şurada, şu sözlükte geçirdiğim bilmem kaç ay boyunca ne güzel insanlar tanımışım, ne güzel insanlar bana dokunmuş onu gördüm. açık açık yazanlar kadar bir de özel mesaj ile yazanlar oldu, inanın çok şaşırdım, çok mutlu oldum, çok utandım. benim doğum günüm çocukluğumda bile unutulan bir tarihti, alışık değildim, sadece bir kadın hiç unutmazdı, onu da ben hıyarlığım yüzünden kaybettim, her nerede ise mutlu olsun, hep mutlu olsun.
her ne ise, hepinize teşekkür ederim, eyvallah!
efharisto para poli!
kalkın oynucaz!
kalktım sofradan, adıma yaşıma kurulmuş sofradan, çünkü neden olmasın?
yeter bana, adam olana çok bile.
çok güzel, çok neşeli, çok hüzünlü bir gündü benim için, yok; yaş alma, yaşlanma vs derdim bile değil, o işleri bırakalı çok oldu.
şurada, şu sözlükte geçirdiğim bilmem kaç ay boyunca ne güzel insanlar tanımışım, ne güzel insanlar bana dokunmuş onu gördüm. açık açık yazanlar kadar bir de özel mesaj ile yazanlar oldu, inanın çok şaşırdım, çok mutlu oldum, çok utandım. benim doğum günüm çocukluğumda bile unutulan bir tarihti, alışık değildim, sadece bir kadın hiç unutmazdı, onu da ben hıyarlığım yüzünden kaybettim, her nerede ise mutlu olsun, hep mutlu olsun.
her ne ise, hepinize teşekkür ederim, eyvallah!
efharisto para poli!
kalkın oynucaz!
devamını gör...
mehmet boynukalın’ın tepki çeken 23 nisan paylaşımı
diyanet işleri başkanlığına göz kırpan bir zattır. bu ülkeye yakışmayan kim varsa hep kademe atladı.
devamını gör...
23 nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı
demokrasiyi ayaklar altına alan ucube başkanlık sistemini yaşadığımız bu günlerde, ulusal egemenliğin ne kadar önemli olduğunu hatırlatan bayramdır. "bütün ümidim gençliktedir" diyen, çocukları ve gençleri dinleyen, düşünen ve seven atamızın vizyonudur. bütün dünya çocuklarına armağan etmiştir. ileride daha coşkuyla kutlamak temennisiyle. kutlu olsun!
devamını gör...
yaratıcı nickler
(bkz: çok içli köfte)
devamını gör...
madalyalı yazarlar özelliğinin gelmesi
malatyalı yazarlar olarak okudum, ciddiyim de valla.
madalyalar altınmış bu arada, 5 gram ağırlığındaymış yani söyleyeyim de.
madalyalar altınmış bu arada, 5 gram ağırlığındaymış yani söyleyeyim de.
devamını gör...
sözlük yazarlarının yaşları
vay be, çoluk çocuk içinde kalmışız.
devamını gör...
zincirleme yöntemi
hikaye oluşturma yöntemi olarak da bilinen yöntemdir. yeni öğrenilen bilgileri veya kelimeleri peş peşe getirerek anlamlı ya da anlamsız ve komik bir hikaye oluşturmaktır. bu yöntemle çoğu sözel derste ezber amaçlanır.
örnek olarak;
beşiktaş mağazasında canan'a sarılınca bayağı rahatladım. (periyodik tablo)
örnek olarak;
beşiktaş mağazasında canan'a sarılınca bayağı rahatladım. (periyodik tablo)
devamını gör...
her konuda fikri olan insan
herbokolog
devamını gör...
yazarların duvarında asılı şeyler
tekli koltuğumun üstündeki duvarda küçük bir manzara tablosu(sonbahar temalı),sol taraftaki geniş kısımda çok daha büyük bir manzara tablosu(bodrum evi ve deniz manzarası)mutfağımda ve salonumda bahçe temalı tablolar yer alıyor.
devamını gör...
bilim insanlarından mars vebası uyarısı
bilim insanları, mars'a gerçekleştirilmesi planlanan insanlı seferlerin ardından, kızıl gezegen'in yüzeyinden dünyaya getirilecek taş parçaları ve tozların salgın hastalıklara sebebiyet verebileceği konusunda uyarılarda bulundu. getirilmesi muhtemel numunelerin 'mars vebası'na yol açabileceği öne sürüldü.
bilim insanlarından yeni muhtemel bir salgın hastalık konusunda uyarı geldi. ancak bu sefer hastalığın merkezinin dünya değil, dünya'ya milyonlarca kilometre uzaklıkta bulunan mars gezegeni olabileceği ifade edildi.
abd ulusal havacılık ve uzay dairesi (nasa) ve avrupa uzay ajansı (esa), kızıl gezegen'deki değerli kayaları ve toprağı ayrıntılı testler için dünya'ya getirme projesi üzerinde çalışıyor. bu yüzden, şubat ayında mars'a iniş yapan perseverance aracının topladığı örnekleri almak için 2026 yılında bir kara aracının gezegene fırlatılması planlanıyor.
proje neticesinde mars'taki toprakların ve kayaların, muhtemel bazı mikro organizmalarla birlikte önümüzdeki 10 yıl içinde dünya'da var olabileceği düşünülüyor.
öte yandan nasa tarafından yapılana bir açıklamada, "mars'ın yüzeyinden bozulmamış örnekleri dünya'ya getirmek, nesillerdir gezegenimizdeki bilim insanlarının hedefi konumundadır" ifadeleri yer alıyor.
'bu konuda hevesli değilim'
dr. gilbert levin ise bu konuda pek hevesli olmadığını söylüyor. nasa'nın 1975'ten 1983'e kadar süren viking programında yer alan dr. levin, kızıl gezegen'den getirilecek herhangi bir parçanın dünya üzerinde bir salgın hastalığa yol açmasının yüksek bir ihtimal olduğunu belirtti.
dr. levin, "mars'tan getirilecek güvenli bir numunenin, son derece korunaklı kaplarda getirilmesi durumunda bile bir tehlikeye yol açabileceğini düşünüyorum" ifadelerini kullandı.
'çok büyük biyolojik hasara yol açabilir'
nasa ve esa'nın yürüttüğü projeden bazı bilim insanları da benzer uyarıyı yaptı. gökbilimciler, bu projenin dünya açısından yıkıcı sonuçlar ve çok ciddi sorunlar doğurabileceğine değindi. yapılan uyarıda, 1973'teki kitabında mars'tan numune getirmenin sonuçları hakkında uyarıda bulunan dünyaca ünlü gökbilimci carl sagan'a atıfta bulunularak şu ifadelere yer verildi:
"kızıl gezegen biyolojik açıdan büyük ilgi uyandıran bir ortama sahip. mars'tan getirilecek olası numunelerin içeriğinde, gezegenimizde çok büyük bir biyolojik hasara yol açabilecek patojenler, organizmalar olabilir bulunabilir ve hatta bu organizmalar bir mars vebası'na yol açabilir".
buradan
devamını gör...
misafir sevmemek
normal durum.
sohbetimin olmadığı, çok sevmediğim, 'hayatımda olmasa daha iyi olur' dediğim bir insan evladı geldiğinde bu yetmezmiş gibi sülalesini de peşi sıra getirdiğinde içimdeki insan sevgisi nöbet geçiriyor.
misafir iyidir hoştur ama sevdiğiniz insan evlatları misafirliğe geldiğinde hoştur. şu sıralar misafirleri ben seçemediğimden misafir sevmiyorum. içim daralıyor o kalabalığı görünce.
bu arada misafirliğe gitmekle ilgili de düşüncelerim aynı.
umarım herkes insanlarını seçer ve kendi insanlarıyla mutlu mesut yaşar. kalpler, kafalar ayrı olunca ne kadar çabalasam da sevemiyorum bazı insanları.
içimi döktüğüme göre gidebilirim.
sohbetimin olmadığı, çok sevmediğim, 'hayatımda olmasa daha iyi olur' dediğim bir insan evladı geldiğinde bu yetmezmiş gibi sülalesini de peşi sıra getirdiğinde içimdeki insan sevgisi nöbet geçiriyor.
misafir iyidir hoştur ama sevdiğiniz insan evlatları misafirliğe geldiğinde hoştur. şu sıralar misafirleri ben seçemediğimden misafir sevmiyorum. içim daralıyor o kalabalığı görünce.
bu arada misafirliğe gitmekle ilgili de düşüncelerim aynı.
umarım herkes insanlarını seçer ve kendi insanlarıyla mutlu mesut yaşar. kalpler, kafalar ayrı olunca ne kadar çabalasam da sevemiyorum bazı insanları.
içimi döktüğüme göre gidebilirim.
devamını gör...
