kendisi adına film ve dizi çeken kanal. bunları cepten, tabletten ve evinizdeki tv ekranından izleyebiliyorsunuz.
devamını gör...

zihgir farsça bir kelimedir ve kelime anlamı "kiriş tutan, kirişin kontrolünü sağlamak" anlamına gelmektedir. genelde zihgir metal, akrilik, deri ve boynuz gibi maddelerden yapılmaktadır. zihgirde dikkat edilecek en önemli husus okçunun parmağında rahatlıkla hareket edip ileri ve geri hareket etmesidir. dar gelen bir zihgir okçunun parmağında bir çok sakatlanmaya meydan verebilir. zihgir bol geliyorsa iç kısmına deriden kaş yapılabilir. uzun süre ok atan okçuların baş parmak boğumunda nasır oluşması normaldir. bu nasır aynı zamanda zihgirin parmağa tam oturmasına sebep olup, zihgirin parmaktan kontrolsüzce çıkıp gitmesini engeller. okçu profesyonelleştikçe kendisi için en ideal zihgiri parmağında sabitleyecektir.
zihgir 3 bölümden meydana gelir. damak, kaş ve eşik;
•zihgirin kirişe temas eden kısmına "eşik" denir.
•başparmağı korumak için yapılan deri parçasına kaş denir.
•okçunun başparmağının etli kısmının yaralanmasını önlemek için zihgirin uzun kısmına "damak" denir.
not!: metal zihgirlerde dikkat edilmesi gereken husus ise metalin keskin bir yerinin olmaması gerekmektedir. aksi durumda okçunun parmağını yaralar.
devamını gör...

adam koskoca süpermen. istediği yerde değişir kardeşim.
devamını gör...

"allah'ım yanıyorum, ulan yanıyorum ulan, yanıyorum, yanıyorum allah'ım, ulan yanıyorum lan, allah'ım yanıyorum ulan, yanıyorum, yanıyorum..." *
devamını gör...

eskiden meyveli yoğurtmu vardı kendi imkanlarımızda kendi meyveli yoğurdumuzu yapardık, yoğurdun içine reçel katılır ve iyice karıştırılır bulamaç gibi yapılır ve fakir meyveli yoğurdu yapılır, gayet güzel tadı vardır, bunun bir tık daha fakir versiyonuda vardır;
(bkz: yoğurda şeker eklemek)
devamını gör...

bir kelimedeki harflerin yerinin değiştirilmesi.

google'la yazınca, bunu mu demek istediniz, rana gam diyor.

bilinen örneklerinden biri de -tom marvolo riddle- -i am lord voldemort- ikilisidir.
devamını gör...

anlaşılamayan o şey karşıdakinin " amaan bunu mu takıyorsun kafana- da " gizlidir. senin derdin ona basit gelir. senin canını acıtan onun için anlamsızdır. bu yüzden anlaşılamazsin.
devamını gör...

olmayan paradokstur. tanrı mantık çerçevesi içerisinde hareket ediyorsa, "tanrı kaldıramayacağı bir kaya yaratabilir mi?" sorusu anlamsızlaşır. çünkü sorulan soru mantık kurallarının dışındadır. eğer tanrı mantık çerçevesi dışına çıkabiliyorsa, insan bu sorunun cevabını bilemez, ve ne derse desin bir paradoksa yol açar. çünkü insan aklı ve düşünce tarzı, bunu gerektirir. fakat bu (tanrının mantık çerçevesi dışında hareket ettiğini düşünürsek eğer) tanrı için bir paradoksa yol açmaz.

barnabas incilinde bu konu hakkında çok güzel bir örnek vardır;


sonra, başkahin iki yaşlı kâhini gizlice çağırarak mabedten çıkıp, öğle namazını kılmak için süleyman verandasında oturup beklemekte olan isa'ya gönderdi. ve, (isa'nın) yanında halktan büyük bir kalabalıkla birlikte havarileri de bulunuyordu. kâhinler isa'ya yaklaşıp dediler: "muallim, insan (adem) ekini ve meyveyi neden yedi? allah onu yemesini istedi mi, istemedi mi?" ve, onlar bunu isa'yı yanıltmak için dediler; çünkü, "allah istedi" dese, "(öyleyse) niçin yasakladı?" karşılığını verecekler, "allah istemedi" dese, "o halde, allah'ın istediğinin aksini yapabildiğine göre, insan allah'tan daha büyük bir güce sahip" diyeceklerdi. isa cevap verdi: "sizin sorunuz, dağın üstünden geçen ve sağ ve solunda uçurum bulunan bir yol gibi, ama ben ortadan yürüyeceğim."


edit: başlık benim değildir. fakat görülen o ki, bana kaldı.
devamını gör...

güzel ve anlamlı mesajlarla başladılar. yayınları ve keyifli sohbetleri daim olsun.
devamını gör...

hiç trollük yapmadığı için, trollüğü gerçekten vasatın altında olan yazar.

güzel yorumlar için teşekkür eder.

@kafa sözlük diye bir yer varmış üye olucam lan güldürdünüz efendim. bunun için ayrıca teşekkür ediyorum.
devamını gör...

2009 yılında çekilen ve oliver parker 'ın yönettiği, roman ile aynı ismi taşıyan bir uyarlaması vardır. şahsi fikrim yönetmeni pek sevmesem bile orta düzey bir film olduğu yönünde. kitaba gelecek olursak eğer, wilde bu eseri o kadar komik bir sürede yazmıştır ki hayranlık duymamak elde değil. wilde'ın kitap hakkında düştüğü; 'basil hallward ben olduğumu sandığım kişidir; lord henry dünyanın ben sandığı kişidir; dorian ise benim olmak istediğim kişidir, belki başka bir çağda...' notu, benim bu kitabı daha çok oscar wilde'ın portresi olarak anmama sebep oluyor ve nu yüzden eser de yazarından ayrı düşünülmeyecek eserlerin arasında yerini alıyor. kendi adıma orijinal dilde okunmasını tavsiye ediyorum çünkü okuduğum bir kaç çeviri fazlasıyla gereksiz sansüre uğramıştı. bu sansür neredeyse tamamen kitabın özünü öldürüyor, okunmayacak hale getirmese bile anlaşılmayacak hale getiriyor. şüphesiz oscar wilde'ın de profundis ve reading zindanı baladı ile beraber en iyi eserlerinin arasında yer almasına rağmen bu şekilde sansürlenerek hakarete uğramış durumda.

--- alıntı ---

those who find ugly meanings in beautiful things are corrupt without being charming. this is a fault. those who find beautiful meanings in beautiful things are the cultivated. for these there is hope. they are the elect to whom beautiful things mean only beauty. there is no such thing as a moral or an immoral book. books are well written, or badly written. that is all.

--- alıntı ---
devamını gör...

bugün babet çorabı giyen yarın jartiyer giyer. ahmet çakar
devamını gör...

kıtlık dönemlerinde eski sevgiliye yazılacağı zaman kullanılan cümle.

bu özel yer de, yozgat gibi sivas gibi bi yer.

o kadar özel olsan senle olurdum allahın safı diyesim geliyor, tutuyorum kendimi. niye kızlar bu kadar saf ya hakkaten. insanda biraz mantık olur abi. gerçi kokuları yeter. canlarım benim.
devamını gör...

kişi ile devlet organları arasında çıkan anlaşmazlıklarda arabulucuk yapan bağımsız bir kurumdur.
devamını gör...

yanlış yöne doğru yürüdüğünü fark ettiğinde geri dönmeye çalışmak.
devamını gör...

türkçeye şikago mezbahaları diye çevrilen muazzam bir upton sinclair eseridir. sel yayıncılık tarafından yeniden basılmıştır. yazar upton sinclair, eseri yazmadan evvel gözlem yapmak adına gizlice mezbahalarda çalışmıştır.

kitap; sendikal faaliyetin henüz gelişmediği, iş güvenliğinin ve işçi haklarının bulunmadığı vahşi ve ahlaksız kapitalist düzenin hüküm sürdüğü şikago günlerinde geçmektedir. nasıl ki domuzun çığlığından başkaca her şey et tröstü tarafından kullanılıyorsa, işçilerin çığlığından başkaca her şey de kapitalist düzen tarafından kullanılmaktadır. her ne kadar kitabın son bölümlerinde işçilerin, kapitalist düzen bandında birer domuzdan farksız olduğu kör göze parmak şeklinde açıklanmışsa da enfes bir eserdir. okumakta fayda vardır. kitabın anlattığı dönem ve yaratılan atmosfer bana biraz boardwalk empire havası verdi. 1900'lü yılların amerikası'na ilgi duyanlar hem kitabı okuyabilir hem de diziyi izleyebilir.

kitap içerisinde şöyle mükemmel bir pasaj barındırır;
"ruhu öldürenlerin karşısında bedeni öldürerek cinayet işlemek nedir ki? diye soruyordu peygamber. jurgis ruhu cinayete kurban gitmiş, umut ve mücadele etmeyi kesmiş bir adamdı; yozlaşmayla ve hırsla uzlaşmış biriydi; şimdiyse ansızın, tek bir korkunç çırpınışla, acı ve korkunç gerçek gözlerinin önüne serilmişti! ruhundaki sütunlar çöküyor, gökyüzü aralanıyordu sanki; kan çanağı gibi gözlerle, yüzünde mosmor çıkmış damarlarla, yumruklarını havaya kaldırıp ayağa kalkarak vahşi bir hayvan gibi, çılgınca, tutarsız, manyakça çığlıklar attı. artık sesi çıkmadığında bile nefes nefese öylece durup hırıltılı bir sesle kendi kendine fısıldamaya devam etti; şükürler olsun! şükürler olsun! şükürler olsun!"
devamını gör...

o evde hayat ve umut vardır.
devamını gör...

arap matematikçi, astronom ve fizikçidir. 965 - 1040 yılları arasında yaşamıştır. nesne ışın teorisinin doğruluğunu kanıtlamıştır. “modern optiğin babası” olarak anılır.
devamını gör...

(bkz: şirinler) tadında yaşamak isterdim. köyde doğa ile iç içe bir yaşam. herkes sevdiği işi yapıyor. sadece uyuyan şirin bile var. gargamel dışında huzur bozan bir şey de yok. o kadar da olur zaten. o da heyecan katar hayata.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim